EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

27 Haziran 2010 ve sonrasında...

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Çrş Hzr 30, 2010 11:40 pm    Mesaj konusu: 27 Haziran 2010 ve sonrasında... Alıntıyla Cevap Gönder

22.6.10
27 Haziran 2010 ve sonrasında hızlanması mümkün zaman kalitesi
SALIH SELÇUK

27 Haziran 2010, Dünyayı sarsacak günlerin ilki mi?..

Bu blog'un üçüncü sayfasındaki "21 Aralık 2012 ve değişim-dönüşümün irrasyonel kalitesi hakkında" başlıklı yazıda, bir sıçramadan bahsetmiştik.

Bir tür doğal devrim olan bu durumun ilk örneğini 27 Haziran 2010 tarihinden itibaren görebiliriz. Bu dönemin genel/yoğun etkisi nisbeten kısa olmakla birlikte, altı aya kadar uzanan yoğun bir etkiye sahip olduğunu belirtelim. Yani bugünlerden başlayarak altı ay içinde dünyada çok büyük ve önemli değişiklikler yaşanabilir...

Bu kadarla kalmıyor. Bu dönem, en az 2014' kadar sürebilecek büyük bir değişim döneminin başlangıç tarihi sayılabilecek önemde...

(Bu olayların basında ilk elden mutlaka büyük haber değeri de olmayabilir elbette!..)

Ayın yirmialtısında ay tutulacak. Ve bir gün sonrasından itibaren, yeni dönemin kapısını açıp paradigmaları değiştirebilecek önemde olaylara şahit olmak mümkün...

O tarihten itibaren kısa kış aralıklarını saymazsak, 2014 e kadar neler olabilir?

Ruhsal değişiklikleri ve doğada olabilecek değişiklikleri saymazsak...

ABD'nin ve dünya ekonomisinin çökmesinden tutun da, ABD'nin atom roketleriyle vurulmasına ve Çin/Rusya tarafından işgaline kadar, şimdi sadece kötü Çin filmlerinde olabilecek herşey yaşanabilir... Yani olay, sadece bir-iki kriz ve herşeyin aynen devamı şeklinde olmayacak gibi görünüyor.

27 Haziran ve sonrasının, savaşın başlangıç tarihi olmaması için her türlü çabaya değer...

Değişimin mümkün olduğunca az acılı olabilmesinin tek şartı, her türlü sanal düşmanlıklara acilen son vermektir. Çünkü zor zamanda, dünya birbirine girerse, (mesela PKK/ZKK, dinci/minci konusunda) tek yasa işler: Kılıç yasası. Düzen, her türlü sanal düşmanlığın ötesinde, azami ölçüde de olsa işlemek zorundadır. Örgütlü işlemeyen sosyal yapı, insanların ortak mobil gücünü kırabilir. Yani artık tek ortak payda, Anadolu'lu ve İstanbullu olmaktır. Birlik ve kardeş olunmalıdır. Bunu kimlik/mimlik diye -hele böyle bir zamanda- sabote etmek düşünülemez ve buna asla müsamaha gösterilemez...

Şimdi, gerçek anlamda kardeşlik zamanıdır.

(Amaç, mümkün olduğu kadar çok 'Buralı İnsan'ı -firesiz olarak- 2014 sonrasına eriştirmektir. Öncelik, buralı Rumlar ve Ermenilerdedir elbette)
En istenmeyen şey, bu dönemde bir büyük savaş çıkmasıdır.

Onun yerine inşallah, çeşitli eski kaynakta konuşulan 'yeni bir boyut' ile ilgili birşeylerden bahsedebiliriz...

Umarız savaş olmaz ve savaş sözünü unuturuz...

Ve umarız, savaş olmadan Barış dönemi başlar!.

Artık hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağı kesin...

Herşeyin eskisi gibi kalmasını isteyenler, bu anlayışlarını daha şimdiden terketmeliler...

En büyük beklenti, 27 Haziran gününden itibaren, insanların kendilerine gelmelerini sağlayacak çok önemli olayların yaşanması elbette...

Bu süre zarfında -her ne olursa olsun- bir savaşın çıkmasını (gereğinde aktif müdahaleler ile) önlemek ve bu sürenin barışçı bir değişimin başlangıcı olmasını sağlamak gerekiyor...

Önümüzdeki bu kısa süre, son bir şans olabilir...

Bu şansı mutlaka iyi kullanmak gerekiyor...

Şimdi hızlı, kararlı, aktif, cesur ve örgütlü hareket edebilen, dayanışan bir toplum olmak gerekebilir...

Şimdi barış içinde mutlu ve güzel bir gelecek için mücadelenin zamanı...

http://konstantiniye.blogspot.com/

29 HAZIRAN SALI
Yeni zaman kalitesinin bazı özellikleri hakkında
Salih Selçuk



27 Haziran'da başlayan yeni zaman kalitesi, 11 Temmuz'dan itibaren kesin ve belirgin bir karakter kazanacak gibi görünüyor...

Burada, bir devrin bitişi söz konusu...

İlk önce bunun destruktif/karamsarlaştırıcı etkisi yaşanabileceğinden, kesinlikle enseyi karartmamak ve karamsarlığa kapılmamak gerekiyor...

Gidene kapılmanın alemi yok...

(Gidenin gidişi kesin -önlemek imkansız!..)

Şimdi, yavaş yavaş sağlam iyimserliği kurmaya devam etmek gerekiyor. Karamsarlık döneminde böyle şeyler zor olmakla birlikte, umutlu olmak çok önemli...

Çünkü bu dönemin ardından, esasen umutlu ve mutlu olunacak bir devrin inşası için çalışmak, idealist herkesin hem işi hem hobisi hem derin mutluluğu hem de eğlencesi olabilir...

(Bakın çok eğlenebiliriz aynı zamanda!..)

Bunun ilk sloganı, "Ben" denen şeyin susturulmasıdır ve "Birimiz hepimiz için" türünden bir klasik Fransız vecizesi olabilir!..

(Yani her kişi, diğerleri için yapabileceğinin en hasını yapacak...)

Başta "Ne yapacam kine?!.." diye soranlar, "Ben"e iki tokat atıp susturunca, ne yapacaklarını/yapabileceklerini mutlaka anlayacaklardır...

(Ve ne yapacağından emin olmaktan çok da memnun olacakları kesin!..)

Şimdi hayata anlam/ruh katmanın zamanı...

Özellikle politikacıların sakin olmaları ve ortalığı ayağa kaldırmamaları, on kere düşünüp danışıp öyle hareket etmeleri, sağduyulu ve soğukkanlı olmaları önemli...

Evet!.. Korku olabilir...

E korkunun arka yüzü de cesarettir ama!..

(Anlam kazanan her dakikanızın sizi nasıl mutlu ettiğini de görebilirsiniz...)

Bu yaz dünyada, büyük/derin başarısızlıklar ile başarıların birarada yaşandığı, bu iki zıtığın birbirine bağlı olduğu ilginç bir yaz yaşanabilir...

Yeni birşeyler başlarken başka birşeylerin bittiği, onlardan umutların kesildiği bir durum!..

Biz umutların kesildiği değil, doğduğu yerde yer alacağız ve almanın da ötesinde oraya yerleşip yayılacağız, oranın tadını zevkini çıkaracağız, "orada ilelebet tatil" mantığıyla hareket edeceğiz!..

(Değişiklikler herkesi doğrudan, kişi olarak, kendisi ve ailesi üzerinden de ilgilendirdiği için, tek tek herkesle -onları doğrudan ilgilendirebileceği halini- falan da konuşmak isterdim, ama zaman yok!..)

Temmuz ortasında dünya politikasını ve dünya ekonomisini yeniden konuşmak gerekebilir!..

(Ama sonbaharda kemerleri bağlamak, hatta paraşütleri takmak bile gerekebilir!..)

Daha oralara gelmedik!..

Yazın tadını çıkarmalı!..

http://konstantiniye.blogspot.com/

'SAVAŞ İHTİMALİ ARTIYOR'

6 Temmuz 2010
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, İsrail-Türkiye ilişkilerinde yaşanmakta olan gerginliğin Ortadoğu'nun istikrarını tehdit ettiğini belirtirken, 'Savaş ihtimali artıyor' dedi.
Eğer İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkiler düzelmezse Türkiye'nin barış müzakerelerindeki yerini korumasının çok zor olacağını söyleyen Esad, Türkiye'nin barış sürecinin çok önemli bir parçası olduğunu ifade etti.

Madrid’de İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Esad, bölgesel istikrara zarar veren "asıl nedenin İsrail'in saldırıları" olduğunu söyledi.

Türkiye'nin Ortadoğu'nun girdilerini ve çıktılarını bildiğini belirten Suriye Devlet Başkanı, "Daha önce barış görüşmeleri ve bölgesel istikrar için Türkiye'den daha önemli bir faktör olmamıştı" dedi.

Jerusalem Post gazetesinin haberine göre, Türkiye-İsrail gerginliğinden duyduğu endişeyi dile getiren Esad, bölgede gelinen noktayı değerlendirirken, “Barış şansı azalıyor, Savaş ihtimali artıyor" ifadesini kullandı.

Hürriyet

'İSRAİL, LÜBNAN’I İŞGALE HAZIRLANIYOR’

6 Temmuz 2010
İsrail askerleri Lübnan’a konuşlanmak için gerekli hazırlıkları yapıyor. İsrail kaynakları böyle bir harekatla Tel Aviv’in 'Hizbullah’ın roket saldırılarını engellemeyi' amaçladığını iddia etti.
Haaretz gazetesinin haberine göre İsrail Hayfa’nın yakınındaki Elyakim eğitim üssüne sevkiyat yaparak güney Lübnan’da Hizbullah hedeflerine saldırma planı yapıyor. İsrailli bir albay 2006’daki 33 gün savaşında Amerikalı yetkililerin İsrail’e askerlerini Lübnan’da konuşlandırması tavsiyesinde bulunduğunu söyleyerek ABD’nin, İsrail’in her türlü saldırıyı yapabileceğini ima ettiğini belirtti.

Elyakim üssü bir çok mayın tarlası ve kamufle edilmiş sığınak ve bariyerlerle dolu. Haberin belirttiğine göre İsrail askerleri bu noktaları geçerek “roket alanlarını” bulmak için talim yapıyorlar.

Plana göre, İsrail askerleri böylece helikopterlerle Golan Tepelerine geçerek diğer operasyonlarla ilgili eğitim görecek.

Tımeturk
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com