EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Her Devrin AdamI: Cemil Çiçek

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇÖPLÜK
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Cmt May 31, 2008 8:14 pm    Mesaj konusu: Her Devrin AdamI: Cemil Çiçek Alıntıyla Cevap Gönder



Sözcü Manşetten Çiçek'e Bravo Çekti

05 Temmuz 2011
Dün Meclis Başkanı seçilen Cemil Çiçek'e Sözcü Gazetesi "Bravo" dedi. Gazete sürmanşette ise Başbakan Erdoğan'ı eleştirdi.
Hemen hergün manşetten ya Başbakan Erdoğan'a ya da AKP'ye çakan Sözcü Gazetesi, dün Meclis Başkanı seçilen Cemil Çiçek'e bugün birinci sayfadan bir "Bravo" çekti...

Bugün Sözcü'nin sürmanşetinde yine her zaman olduğu gibi Tayyip Erdoğan eleştirisi vardı.

Başbakan Erdoğan'ın "Tükürdüklerini Yalayacaklar" sözünü sürmanşet yapan gazete, "Tayyip Gerdikçe Geriyor" başlığını atmış.

Sürmanşette Başbakan'ı bu kadar sert bir dille eleştiren Sözcü, hemen bu başlığın yan tarafında dün Meclis Başkanı seçilen Cemil Çiçek'e "Bravo" demiş.

Cemil Çiçek'in bir şehit cenazesine katılmasını öven Sözcü'nün Başbakan'ı eleştirdiği bir yerde Cemil Çiçek'e övgüde bulunması biraz ilginç.

Hatırlarsanız bu seçimlerden sonra ilk kez kabine toto yerine Meclis başkanının kim olacağı tartışma konusu olmuş ve Doğan Medya tarafından Cemil Çiçek ismi, daha ortada hiçbir isim yokken olmayan isimlerin yanında birden ön plana çıkmıştı.

CHP de cephesinde de Cemil Çiçek ismi memnuniyetle karşılanmış, Kılıçdaroğlu, Cemil Çiçek'in Meclis Başkanı olmasından mutluluk duyacaklarını ifade etmişti.

Sektirmeden hergün AKP ve Erdoğan'ı eleştiren, yerden yere vuran Sözcü'nün de Cemil Çiçek'e birinci sayfadan yer açması ve "Bravo" demesi, Çiçek'in bir kısım medyanın iddia ettiği gibi "uzlaşmacı" tavrından mı kaynaklanıyor yoksa...?

RÖPORTAJLI TEŞEKKÜR

Son bir not: Meclis Başkanlığı için Cemil Çiçek ismini ilk ortaya atan gazeteci Fikret Bila idi. Çiçek de Meclis Başkanı olduktan sonra ilk röportajını Milliyet'ten Fikret Bila'ya verdi.
aktifhaber

Yeni TBMM Başkanı Cemil Çiçek
04.07.2011
TBMM Başkanlığı için yapılan 3. tur oylamada Cemil Çiçek 322 oy alarak yeni TBMM Başkanı oldu.



Cemil Çiçek, 322 oyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni başkanı oldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı seçiminde, sadece AK Parti ve MHP’li milletvekilleri oy kullandı.

CHP’li vekiller Genel Kurul’a geldi, ancak yemin etmedikleri için oy veremedi.

Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin Yüksek Seçim Kurulu’nca düşürülmesi sebebiyle Meclis’i boykot eden BDP’liler de Genel Kurul’da yoktu.

İlk İki Turda 367’ye Ulaşılamadı
AK Parti Ankara Milletvekilleri Cemil Çiçek ve Zelkif Kazdal ile MHP Antalya Milletvekili Tunca Toskay’ın yarıştığı Meclis Başkanlığı seçiminin ilk iki turunda adaylardan hiçbiri seçilebilmek için gerekli 367 oya ulaşamadı.

1. turda Cemil Çiçek 302, Tunca Toskay 50 oy aldı. 23 oy olan Zelkif Kazdal, 2. tur öncesinde adaylıktan çekildi.

2. turda Cemil Çiçek 322, Tunca Toskay 52 oy aldı. Her iki turda da 367 oya ulaşılamaması nedeniyle, üçüncü tur oylamaya geçildi.

Seçilebilmek için 276 oyun gerektiği üçüncü turda, Cemil Çiçek 322 oy alarak Meclis’in 25’inci başkanı oldu. TRT

Cemil Çiçek'in PR'ına Başladılar

18 Haziran 2011
Milliyet Yazarı Fikret Bila bugün "reklam kokan hareketler bunlar" dedirtecek bir yazı kaleme aldı. Meclis Başkanlığı bu dönem neden önemli ve neden Cemil Çiçek ismi ortaya atıldı?
Yeni Meclis başkanının kim olacağı sorusu daha önceki yasama dönemlerinde hiç olmadığı kadar gündemde bu sefer.

Peki neden?

Cevabı çok basit. Çünkü bir aksilik olmazsa bu dönemde yeni bir anayasa hazırlanacak. İşte tam da bu nedenle Yeni Meclis Başkanı'nın kim olacağı konusu çok önem kazanıyor.

Doğan Grubu favori adayını bugün açıkladı. Nereden mi biliyoruz?

Milliyet Yazarı Fikret Bila bugünkü yazısında Cemil Çiçek'i öve öve bitiremedi. Bugünkü yazıda resmen Cemil Çiçek'in PR işine soyundu.

Daha diğer adaylardan bahsetmeden en şanslı aday olarak Cemil Çiçek'in ismini ortaya attı. Burada sormak gerekiyor. Diğer isimler belli olmadan Cemil Çiçek'in şansı nasıl yükseliyor?

Fikret Bila’nın, diğer isimlerden bahsetmeden ‘Çiçek en şanslı isimdir’ demesi, buz gibi bir dizayn operasyonu.

İşte Fikret Bila'nın bugünkü yazısı;

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kampanyasının başında “en önemli projem” dediği yeni anayasa, yeni TBMM Başkanı’nın yükünü artıracak.

Yeni anayasa konusunda muhalefet partileri TBMM Başkanı’nın öncülük etmesi gerektiği konusunda hemfikir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da MHP lideri Devlet Bahçeli de anayasa çalışmalarının TBMM Başkanı’nın öncülüğünde kurulacak partilerarası bir komisyon eliyle yürütülmesinin uygun olacağını ifade ettiler.

Yeni anayasa gibi çok önemli bir çalışmanın partiler arası diyalogla yürütülmesi ve mümkün olan en geniş siyasal ve toplumsal uzlaşmaya dayanması temel koşul olarak kabul ediliyor.

Bu durumda yeni TBMM Başkanı’nın kim olacağı da büyük önem taşıyor. Yeni başkanın muhalefetin de sıcak bakacağı bir isim olması anayasa çalışmasında ortak mesafe alınması açısından da önemli bir faktör olacak.

Çiçek’in şansı

TBMM Başkanlığı için Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in ismi ön plana çıktı. Çiçek, siyaset yapma anlayışı gereği bu konuda yorum yapmadı. Siyasette hiçbir göreve kendisinin talip olmadığını anımsatmakla yetindi.

Buna karşın TBMM Başkanlığı için şansı en yüksek isimlerin başında Cemil Çiçek geliyor. Çiçek’in şansını artıran nedenler olarak, en deneyimli bakan ve milletvekili olmasının yanı sıra sorunlu alanlarda partiler arası köprü işlevini görmesi; Avrupa Birliği uyum yasaları sırasında muhalefetin desteğinin sağlanması konusunda önemli katkılarda bulunması; Türk Ceza Yasası, Medeni Yasa, Türk Ticaret Yasası, Ceza Muhakemesi Yasası gibi Türk hukukunun temel yasalarının değiştirilmesinde gösterdiği performans sayılabilir.

Çözüm odaklı siyaset

Cemil Çiçek için söylenebilecek bir özellik de tıkanmaya doğru giden konularda sorunun değil çözümün parçası olmaya gayret göstermesidir. Partiler arası ortak nokta bulma ve çözüm üretme geleneğine sahip bir siyasetçi.

Rahmetli Turgut Özal’la çalıştığı yıllardan bu yana Çiçek, sonuç almaya odaklı bir siyaset anlayışına sahip. Bunu yaparken devlet adamlığını öne çıkaran, partisel çıkarlardan önce ülke çıkarlarını gözeten bir çizgi izlediği de biliniyor.

Devleti tanımak

Yeni anayasa yapmak gibi temel bir konuda çalışmalara öncülük edecek, partiler arası diyaloğu koordine edecek ismin devleti iyi tanıması da gerekli. Sadece hükümet ve siyasi partileri değil diğer anayasal organlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla kolay temas kurabilmek ve güven verebilmek gibi hasletler de önemli.

İktidarın tercihi

Türkiye; Meclis Başkanı’nın iktidar partisinden seçilmesi geleneğine sahip. Uçlarda gezinen bir isim olmadıkça muhalefet partileri de tarafsız olabileceğine inandıkları isimlerin Meclis Başkanı seçilmesine katkı veriyorlar.

Bu gelenek, iktidar partisinin tercihini etkileyecek önemde. Bu ölçülerle bakıldığında siyasetteki ağırlığı ve deneyimiyle Cemil Çiçek, muhalefet partilerinin de ısrarla itiraz edecekleri bir isim değil. İktidar partisinin muhalefet partilerinde yapacağı bir yoklama bu konuda fikir verecektir
aktifhaber

Ahmet Altan/Taraf
Güvence, Şemdinli ve Çiçek
16 Nisan 2011

Bizde hukuk sisteminin çok ciddi sorunları var ama bu sistemin içinden Ferhat Sarıkaya gibi Zekeriya Öz gibi çok cesur ve işinin gereğini yapan insanlar da çıkıyor.

Sarıkaya, daha 2005 yılında, Susurluk’tan Ergenekon’a uzanan zinciri yakalamıştı.

Şemdinli’de bir kitabevini bombalayan jandarma astsubayların ilişkilerinin Ankara’ya kadar uzandığını saptayıp, hiç çekinmeden bunu iddianamesine yazmıştı.

O zamanlar Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Yaşar Büyükanıt, bombacıları “iyi çocuklardır” diye savunduktan sonra savcıyı da işinden attırmıştı.

BÜYÜKANIT'TAN SAVCI İTİRAFI

Genç savcıyı görünürde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu “meslekten” atmıştı ama Büyükanıt daha sonra bir televizyon programında onu “işten attıranın” kendisi olduğunu itiraf etmişti.

Kendi deyimiyle “İkinci Susurluk’u yakalayan” savcı, bir generalin emri ve o generalin emrine riayet eden hukukçuların kararıyla, “avukatlık bile yapamaz” kaydıyla hukuk dünyasının dışına fırlatılmıştı.

Savcıyı bir generalin emriyle meslekten atan o hukuk kurulunun başında kim vardı peki?

CEMİL ÇİÇEK "ATILSIN" DİYE OY KULLANMIŞTI

O zamanki hükümetin Adalet Bakanı olan Cemil Çiçek.

Hükümetin Adalet Bakanı, “atın bunu” diyen generalin emrinden sonra Ferhat Sarıkaya için nasıl bir oy kullanmıştı?

“Atılsın” diye oy kullanmıştı.
(..)

24 Şubat 2010
Cemil Çiçek'e Sert Tepki
CHP'li eski İçişleri Bakanı H. Fehmi Güneş, Başbakanı temsil eden Başbakan Yardımcısı Cemil Çicek'in Başbakan'a hakaret içeren parola hakkında Genelkurmay'a gitmesine veryansın etti.Haberi

CHP'li eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, Başbakanı temsil eden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çicek'in Başbakan'a hakaret içeren parola hakkında Genelkurmay'a gitmesine veryansın etti.

Balçicek Pamir'in Habertürk'teki programında konuşan eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, "Başbakanı temsil eden biri, çağrıldığı için Genelkurmay'a gidiyorsa bu vahimdir. Denildiği gibi başbakana hakaret içeren parolayı sormak için gittiyse de yanlıştır. Bununla ilgili ya gereği yapılır yada sorulacaksa sorumlular çağrılır. Şayet ortada devlet anlayışı diye bir şey varsa bunun böyle olması gerekir." diye konuştu.

Cemil Çiçek'in bunları bilmesi gereken bir isim olduğunu vurgulayan Güneş, darbe türü gelişmelerin bu tür zayıf tavırlardan cesaret bulduğunu belirtti
aktfhaber

Her Devrin Adamı: Cemil Çiçek
31 Mayıs 2008 17:16

1983’ten beri, hemen her dönem milletvekili ya da bakan oldu.... Tempo Dergisi'nden "Her devrin adamı; Cemil Çiçek" portresi...

Yozgat’ın köyünden çıkıp, devletin en önemli kademelerinde yer aldı. Aktif siyasete girdiği 1983’ten beri, hemen her dönem milletvekili
ya da bakan oldu.

Son dönemde, ismini gizleyerek AKP aleyhine açıklamalar yapan, ‘karnından konuşan bakan’ olarak işaret edildi. Partinin kapatılması durumunda, yerine kurulacak yeni oluşumun önde gelen ismi olacağı ileri sürülüyor. Cemil, ilk adıyla Efendi Çiçek için kimileri, “Her devrin adamı” tanımı yapıyor

Yıl 1946’ydı... Hacı Ahmet Çiçek, nöbetteydi. Yanına yaklaşan devresi, komutanın çağırdığını söyledi. Yüzbaşının odasının önüne gidene kadar, aklından bir sürü soru işareti geçti. “Hacı Ahmet Çiçek, Yozgat. Emret komutanım!” tekmilini verip, esas duruşa geçti. Yüzbaşı yerinden kalkıp Ahmet’in yanına gelerek elini omzuna koydu: “Ahmet, memleketten mektubun geldi. Eşin Meliha Hanım göndermiş. Tebrik ederim, bir oğlun olmuş.” Odadan çıktığında, gözlerinden iki damla yaş süzüldü. “Oğlumun adı Efendi olsun” diye geçirdi içinden. “Efendi olsun ki bizim gibi rençper olup çile çekmesin. Okusun.” Ama oğlunu görmeye henüz bir yıl vardı. Nitekim nüfus kâğıdı bir sene sonra çıkarılabildi.

Yıllar sonra adını mahkeme kararıyla değiştirip Cemil yapan Efendi, Yozgat’a 20 kilometre mesafede bir Türkmen köyü olan Musabeyli Boğazı’nda dünyaya geldi. Efendi, ailenin ilk çocuğuydu. Baba Hacı Ahmet Bey, bir kadınla daha evlenecek ve toplam 10 kardeşi olacaktı.

Köyden ilk kez çıktı

Cemil Çiçek, yaşıtlarına göre çok şanslıydı. Çünkü köyünde bir ilkokul vardı. Okumaya meraklıydı, üstelik zekiydi. En azından öğretmenleri öyle söylüyordu. İki odalı evlerinde, kardeşleri uyurken; o, yorganına ve kitaplarına sarılarak ısındı. Ortaokula gitme zamanı geldiğinde, ilk kez köyünden büyük şehre gitti. Otomobille sadece 10 dakikalık mesafede olan Yozgat’ı sekiz yaşında gördü.

Hacı Ahmet Çiçek, oğlunu Yozgat İmam Hatip Lisesi’ne yazdırıp, Yozgat’taki bir akrabanın evine yerleştirdi. Bu arada baba Hacı Ahmet Bey, oğlunu okutmaya kararlıydı. Kış aylarını köyde geçiren baba ve erkek kardeşi, yaz sıcaklarında başka şehirlere gidip rençperlik yapıyorlardı. Bazı yazlar Cemil de onlara katılıyordu.

Cemil Çiçek, lise yıllarında, hukuk fakültesini dışarıdan bitirmeye çalışan bir öğretmenine yardımcı olmaya başladı. Bir anlamda asistanlığını üstlendi. Hukuk terimleriyle bu dönemde tanıştı ve hukukçu olmaya karar verdi. Liseyi birincilikle bitirdi. Babasının mezuniyet hediyesi bir çift lastik ayakkabıydı.

Sıra üniversiteye gelmişti, ama ailesinin onu okutacak imkânı yoktu. İmdatlarına İstanbul Ticaret Odası’nın başarılı öğrencilere verdiği burs yetişti. Böylece, sırtında giyecek ceketi bile olmayan Cemil Çiçek, 1965’te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne gitme imkânı buldu.

Cemil Çiçek’in ailesinin çoğu CHP’li olmasına rağmen, babası Demokrat Parti’yi tutuyordu. Tabii bu durum Cemil’i de etkiledi. İmam hatip lisesi temeli de eklenince, Cemil Çiçek üniversitede sağ görüşü tercih etti. İstanbul’da, tam karşısında Milli Türk Talebe Birliği’nin bulunduğu Cağaloğlu Öğrenci Yurdu’nda kalıyordu. Sınıf arkadaşları arasında sol görüşlü Ertuğrul Günay ve Celal Doğan gibi isimler vardı. Talebe derneğinin en faal öğrencilerinden biriydi.

Eşi politikaya karşı

1971’de fakülteden mezun olan Cemil Çiçek, stajını tamamladıktan sonra askere gitti. Dönüşünde avukatlığa başladı. Bu dönemde Yozgat’ın ücra bir köyünde öğretmenlik yapan Gülten Hanım, Cemil Çiçek’in kapısını çaldı. Merkeze tayini için ondan yardım istiyordu. Gülten Hanım’ı görür görmez vurulan genç avukat, durumu ailesine açtı. Gülten Hanım, ailesinden istendi ve iki genç 1976’da dünya evine girdi.


Mecburi hizmet süresini bitirdikten sonra öğretmenlik mesleğini bırakan Gülten Hanım, türbanlı. Ama öğretmenlik yıllarında, okul içinde türbanını hiç takmamış. Çiçek ailesinin 1977’de Çağrı, 1981’de İclal ve 1983’te de Şeyma isminde üç çocukları dünyaya geldi. İclal ve Çağrı evli, Şeyma ise üniversiteden yeni mezun oldu. Bu arada Gülten Hanım, siyasetten hiç hoşlanmıyor ve eşinin de siyaset yapmasını istemiyor.

Cemil Çiçek, 1983’e kadar, Yozgat’ta serbest avukatlığa devam etti. Mesleği sayesinde Yozgat’ın en çok tanınan simalarından oldu. 12 Eylül darbesinin ardından, ANAP’ın kurulma aşamasında, İstanbul’da bir apartman dairesinde tanıştığı Turgut Özal, onun tüm hayatını değiştirecekti.

Vetolu başkan!

Cemil Çiçek, 20 Mayıs 1983’te kurulan Anavatan Partisi’nin 37 kurucu üyesinden biri oldu. 1983 seçimlerine, Milli Güvenlik Kurulu tarafından veto edilmesi nedeniyle giremedi. Ama bir yıl sonra yapılan yerel seçimlerde, Yozgat Belediye Başkanı oldu. Bu görevi üç yıl 15 gün sürdürdü. 1987 genel seçimlerinde ANAP’tan milletvekili seçildi. Yozgat, 60 yıl aradan sonra, ilk kez bir bakan çıkardı. Meclis’e giren Cemil Çiçek 46, 47 ve 53’üncü hükümetler döneminde Devlet Bakanlığı görevini üstlendi.

ANAP iktidarı, Özal ailesi hakkında çıkan spekülasyonlarla yıpranıyordu. 1989’da Semra Hanım, İstanbul İl Başkanlığı’na adaylığını koydu. Cemil Çiçek buna karşı çıkınca, Turgut Özal’la araları açıldı. O da siyasete küstü. Kendi şehri Yozgat onu bağrına bastı. Yine avukatlığa döndü.
Fakat siyasetten kopamadı. Dört yıl ara verdiği siyasete, 1995’te kurulan hükümette yine Devlet Bakanı olarak döndü. Ama siyaset arenası çetin bir yerdi ve bunu en iyi bilen de hiç kuşkusuz Cemil Çiçek’ti. Kesintisiz Eğitim Yasası’na verdiği karşı oy, onun partiden ihracına neden oldu. Uzun yıllardır birlikte omuz omuza savaştığı arkadaşları, 1997’de onu partiden ihraç etti.

AKP’nin kurucusu

Bir yıl aradan sonra Cemil Çiçek’in siyaset adresi değişmişti. Artık Fazilet Partisi’nin bir üyesiydi. Hatta bu partinin kapatılma davasında, savunmada yer aldı. Parti kapatılınca da bağımsız milletvekili oldu.

FP’nin kapatılması, yeni bir partiyi doğurdu. Erbakan Hoca ile yolları ayrılan Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener ve Bülent Arınç’ın ekibine katılan Cemil Çiçek, siyaset tecrübesini AKP’nin kuruluşunda da konuşturdu. Partinin kurucularından olan Çiçek, 58 ve 59’uncu hükümette Adalet Bakanı oldu. 22 Temmuz seçimlerinin ardından ise bu kez Başbakan Yardımcılığı görevine getirildi. Bununla birlikte Cemil Çiçek, hiçbir zaman Milli Görüşçü olmadığını sık sık dile getirdi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AKP’ye açılan kapatma davasının ardından Hükümet Sözcüsü olarak ön plana çıktı. Hükümetin; ‘e’, ‘y’ ve ‘d-muhtıra’lara yanıtını o okudu. Partinin kapatılacağına kesin gözüyle bakanlar, Çiçek’in yeni kurulacak partinin lideri, hatta başbakan olmasına kesin gözüyle bakıyor.

Kaynak: Tempo

Vatan Cemil Çiçek'i İnfaz Etti
18 Haziran 2008 11:21

Cemil Çiçek bugüne kadar Doğan Grubu tarafından özel bir koruma altındaydı ama işler değişti. Vatan Cemil Çiçek'i resmen infaz etti.

Can Ataklı/Vatan

Ankara’da bir “meçhul bakan” rüzgârı esiyor!

AKP savunmasını da verdi. Artık sürecin sonuna doğru hızla yaklaşıyoruz. Ankara’da edindiğim en önemli izlenim şu: Başta AKP’liler olmak üzere herkes partinin kapatılacağına ve birçok kişiye de 5 yıl siyaset yasağı geleceğine inanıyor. Sorun, kapatmadan sonra ne olacağı.

Gördüğüm şu ki; AKP bu süreçte tek vücut gibi davransa da durum hiç de öyle değil. Parti kapatıldığı an içerde büyük kargaşa çıkacağı ve ciddi bölünmelerin yaşanacağı görülüyor. İşte bu nedenle bazı isimler şimdiden harekete geçmiş durumda. Bir taraftan “lidere ve partiye bağlılık” nutukları atarken öte taraftan “yeni durumdan vazife çıkarma” planları yapıyorlar.

Bu aşamada herkes bir “meçhul bakandan” söz ediyor. Bu bakan yabancı basına “parti kapatılacak, Tayyip Bey’e yasak gelecek” açıklaması yapan bakan. Kim olduğu üzerinde rivayetler var.

Şimdi bu “meçhul bakanın” başka icraatlarından söz etmek istiyorum. Bu bakan neredeyse günün her saati “etkili” çevrelerle ilişki halinde. AKP’nin kapatılmasından sonra “başbakanlık” beklediği artık sır değil.

Verilen söz şu: “Tayyip Bey’in dikiş tutturması artık çok zor. Doğru olan partiyi kapatmadan sorumlulara ceza vermektir. Partiyi bırakın biz götürelim. Dağılmadan, Tayyip Bey ve ekibi gibi ortamı germeden sistemi tekrar rayına oturtalım. Bu güç bende var.”

Bu bakanın, eski konumu gereği Tayyip Erdoğan ve yasak getirilmesi istenen kişilerle ilgili çok sayıda suç ve yolsuzluk dosyasını elinde tuttuğu söyleniyor. Hatta bunların bazılarının servis edildiği bile iddialar arasında.

Yine bu bakan konumu gereği Tayyip Erdoğan’la çok rahat irtibat kurabildiği için, hukuki konularda hata yapmasına da yol açıyor. Örneğin bu bakanın Anayasa Mahkemesi’nin türban konusunda aldığı kararın tam aksini alacağı konusunda Tayyip Erdoğan’ı ikna ettiği ve Erdoğan’ın karara çok hazırlıksız yakalandığı söyleniyor.

Bu arada bir saptama; Cemil Çiçek Anayasa Mahkemesi’nin karar süresini çok uzatmamasını istedi. Herhalde “Bitirin şu işi de Başbakanlığı bir an önce devralalım” demek istiyor.

CEMİL ÇİÇEK VE ERGENEKON
01 Nisan 2009 14:06Ergenekoncular, AKP’yi bölme planı yaparken ilk sıraya Çiçek’in ismini yazmışlar. Çiçek, AKP’yi sadece bölmez, bir fırsat verilirse un ufak eder.

Ahmet Altan/Taraf

Çiçek

İktidar partisinin ciddi bir oy kaybına uğradığı seçimlerden sonra herkes AKP’nin bu sonuçlardan nasıl bir “ders” çıkartacağını merak etmişti.

Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek’in konuşmasını görünce sanırım birçok insan aynı şeyi düşündü:

“AKP dersini öğrenmemiş.”

Eğer AKP’nin yol haritasını Cemil Çiçek’in pusulası belirleyecekse, bu partinin tepetaklak gideceğine emin olabilirsiniz.

Kimsenin Türkiye’yi “Türkler ve Kürtler” diye ikiye bölecek, bu ülkenin bütün Kürt vatandaşlarına “düşman” muamelesi yapacak, onların kazandığı belediyeleri sanki “düşmana” kaptırılmış gibi gösterecek bir NAZİ partisine ihtiyacı yok.

İnsanlar AKP’den “barış ve refah” bekledikleri için bu partiye oy veriyorlar.

“Savaş ve fakirlik” istedikleri için değil.

AKP’nin içinden dört kişi daha Çiçek gibi konuşsun, Ergenekon’a, askerî darbeye, “yok mu kapatılacak bir parti” diye ortada dolaşan Anayasa Mahkemesi’ne gerek kalmaz.

AKP kendi kendine kadük olup silinir ortadan.

Belki de bunu bildikleri için Ergenekoncular, AKP’yi bölme planı yaparken ilk sıraya Çiçek’in ismini yazmışlar.

Çiçek, AKP’yi sadece bölmez, bir fırsat verilirse un ufak eder.

Hatta anlayabildiğim kadarıyla, bir fırsat verilmezse de bunu yapmak niyetinde.

Ya da “başbakanın talimatıyla” bunları söylüyor ki durum böyleyse bir dahaki seçimlerin “muhteşem mağlubunu” şimdiden selamlayabilirsiniz.

Ben seçim uzmanı değilim ama Çiçek’in dünkü sözleri doğrultusunda ilerleyecek bir AKP’nin ilk genel seçimlerde yüzde otuzun altına ineceğine, isteyen herkesle şimdiden bahse girmeye hazırım.

Seçimlerden Güneydoğu’da ağır bir yenilgiye uğrayarak çıkan AKP’nin hükümet sözcüsünün dün Hürriyet’in Ankara temsilcisi Enis Berberoğlu’na söylediklerine bir bakın.

“Türkiye’nin belirli bir bölgesinde DTP’den başka parti kalmadı. Iğdır’ı da aldılar, yani Ermenistan sınırındalar. AKP o bölgede sadece Mardin’i kazandı. Tamam, Ankara’yı aldık diye sevinebiliriz, CHP de İzmir’i aldık diye övünebilir. Ama bu kutlamanın Türkiye’nin güvenlik açısından sorunlu bölgesine yardımı olmaz. Oraya ayrıca dikkatle bakmak gerekir.”

AKP kendi yanlış politikaları yüzünden Güneydoğu’yu kaybetmiş, oturup “nerede hata yaptım, bana oluk oluk oy akıtan insanları nasıl kaybettim” diyeceğine, “Iğdır’ı da aldılar, Ermenistan sınırındalar” diyor.

Sanki bir “düşman ordusundan” bahseden bir general gibi.

“Iğdır’ı da alanlar” bu ülkenin vatandaşları.

Bir hükümet kendi vatandaşlarından nasıl “onlar” diye bahseder?

Nasıl olur da koskoca bir bölgeyi ve Türkiye’nin en büyük etnik gruplarından birini “dışlayarak” düşman haline getirir?

Nasıl olur da kendisi gibi “Türk” gördüğü CHP’ye “oraya” ortaklaşa bakmayı zımnen önerebilir?

Bu bakış açısı, bu konuşma biçimi “siyasi iktidarın” Türkiye’yi kendi aklında çoktan böldüğünü, bir bölüm vatandaşını “düşman” gördüğünü ortaya koymaz mı?

Cemil Çiçek Kürtlerden nefret ediyor olabilir.

Ama unutmayın ki AKP’den nefret eden insanlar da var bu ülkede.

Çiçek’in bütün Kürtleri “düşman” olarak gördüğü gibi bütün AKP’lileri “şeriatçı” olarak gören Kemalistler de var.

Zaten Ergenekoncular AKP’den nasıl bahsediyorsa, Çiçek de DTP’den öyle bahsediyor.

İnanılmaz bir benzeşme var konuşmaları arasında.

Çiçek gibi konuşan bir Kemalist’in, AKP’nin galip çıktığı ve Van’ı da kazandığı geçen seçimlerden sonra şöyle dediğini düşünün:

“Bütün Doğu’yu aldılar, İran sınırına dayandılar. Türkiye’nin güvenliği açısından oraya dikkatle bakmalıyız.”

AKP’nin “İranlılarla” işbirliği yapacağını, İran’ı Türkiye’ye tercih edeceğini ima eden böyle bir konuşma karşısında AKP’liler ne hissederdi?

Birçok Ergenekoncu AKP hakkında böyle konuşmuş zaten.

Onları okuyunca AKP’liler ne hissediyorlar?

AKP, Ergenekoncular gibi konuşan bir hükümet sözcüsüyle Türkiye’ye barış getireceğine, oylarını arttıracağına emin mi gerçekten?

Bence soru şu:

AKP, Cemil Çiçek gibi mi düşünüyor?

Bu partinin zihinsel düzeyi, Çiçek’in zihinsel düzeyi mi?

AKP, bütün Kürtleri düşman gibi mi görüyor?

Yerel seçimler aslında seçim değil de bir “güvenlik” aracı mı?

AKP ve hükümetin çizgisi buysa Türkiye’nin başı dertten kurtulmaz.

Yok, AKP, Çiçek gibi düşünmüyorsa bunu da açıklamak zorunda.

AKP’nin de lideri olan Başbakan Erdoğan, “seçimi niye kaybettiklerini” merak ediyordu.

Cevabı çok açık:

Cemil Çiçek gibi konuştuğunuz için kaybettiniz.

Güneydoğu’da başbakanın yaptığı o korkunç konuşmayı Kürtler unuttu mu?

AKP’liler, Kemalistlerin kendi haklarındaki konuşmalarını unutuyorlar mı ki Kürtler bu konuşmaları unutsunlar?

Üstelik bundan sadece Kürtler rahatsız olmayacak.

AKP’nin “barış ve refah” isteyen seçmen kitlesi de rahatsız olacak.

O insanların büyük çoğunluğu “kavga dövüşle” bir yere gidilmeyeceğini biliyor.

AKP, bugün artık MHP’nin bile terk etmeğe hazırlandığı “aşırı milliyetçilik” köşesine sıkışmak istiyorsa, MHP’nin aldığı oylara baksın.

Alabileceği oy o kadardır işte.

Seçimi niye kaybettiğini merak eden başbakana benim tavsiyem şudur:

O nedeni bulmak istiyorsanız kendi partinizin içine bakın, neden orada duruyor.

ÇEMBER ÇİÇEK İÇİN DARALIYOR
02 Nisan 2009 09:15

Ergenekon'dan Doğan Grubu bağlantılarına.... Çemil Çiçek deşifre oldu..

Ahmet Altan dünkü yazısında Cemil Çiçek ve Ergenekon kelimelerini açık açık yan yana kullanmış ve çok ağır şu satırları yazmıştı:

AKP’nin içinden dört kişi daha Çiçek gibi konuşsun, Ergenekon’a, askerî darbeye, “yok mu kapatılacak bir parti” diye ortada dolaşan Anayasa Mahkemesi’ne gerek kalmaz. AKP kendi kendine kadük olup silinir ortadan. Belki de bunu bildikleri için Ergenekoncular, AKP’yi bölme planı yaparken ilk sıraya Çiçek’in ismini yazmışlar. Çiçek, AKP’yi sadece bölmez, bir fırsat verilirse un ufak eder. Hatta anlayabildiğim kadarıyla, bir fırsat verilmezse de bunu yapmak niyetinde.

AYTAÇ YALMAN’IN KANKASI

Cemil Çiçek’in bu tür derin irtibatları aslında Ankara’da uzun süredir konuşuluyor. Özellikle de TSK’nın en şahinlerinden dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Aytaç Yalman’la olan samimiyeti.

Yalman’ın emekli olurken özel olarak veda ziyareti yaptığı dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, paşayla bağları hayli güçlü olan bir isimdi.

Ergenekon iddianamesinde ve darbe günlüklerinde sözkonusu dönemde Aytaç Paşa’nın darbe tertibi içinde olduğu ortaya çıktı. İşte o dönem Cemil Çiçek’le Org. Yalman defalarca biraraya geldiler.

Cemil Çiçek’in ismi o günlerde derinlerin Cumhurbaşkanı Adayı olarak da geçmişti. Çiçek’in özellikle Doğan Grubu’yla iyi ilişkileri dikkat çekiyor.

Hatta AKP’ye en sert muhalefeti yapan Star Tv Haber Bülteni’ni hazırlayan Hürriyet Yazarı Yılmaz Özdil, geçtiğimiz günlerde Çiçek için “Türkiye’nin emniyet sbopu” demişti.

ERDOĞAN'IN DA TAHAMMÜLÜNÜ AŞTI

Ergenekon iddianamesiyle yavaş yavaş açığa çıkmaya başlayan ilişkiler Cemil Çiçek’in etrafındaki çemberi daraltırken, dün de Başbakan Erdoğan ilk kez kendisini direkt olarak hedef aldı ve seçim sonuçlarıyla ilgili Çiçek’in yaptığı değerlendirmeyi sert biçimde eleştirdi.

Çiçek’in bir diğer samimiyet ise Yahudi Cemaati lideri Bensiyon Pinto'yla olan sıkı samimiyeti. Çiçek ve Pindo defalarca bir araya geldiler. Bilindiği gibi Cemil Çiçek’in dünürü Nurcan Cicioğlu, Fenerbahçe Lions Kulübü’nde 2003-2004 yılları arasında başkanlık yaptı. Türkiye’de Büyük Üstad olabilmek için Fenerbahçe Lions Kulübü başkanlığı yapmak gerekiyor. Bu açıdan oldukça önemli bir konum
aktifhaber

Çiçek'e Ergenekon Desteği
03 Nisan 2009 16:49‘

DTP Iğdır’ı aldı, Ermenistan sınırına dayandı' sözleri tepki toplayan Çiçek'e ETÖ'cü Kerinçsiz'den destek geldi. Kerinçsiz Çiçek'le ilgili çarpıcı bir iddiada da bulundu.

Ergenekon Davası’nın 69. duruşmasında tutuklu sanığı Avukat Kemal Kerinçsiz’den, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’e destek geldi.

Kerinçsiz, Cemil Çiçek’in “Ermenistan sınırına dayandılar" sözüne de göndermede bulunarak, şunları söyledi: “Çiçek Boğaziçi Üniversitesi tarafından düzenlenen Ermeni Konferansı ile ilgili de ‘Bu Türk milletini sırtından hançerlemektir.’ demişti. Doğru bir sözdü. Son dönemde söylediği söz de çok önemlidir. Doğru tespitlerdir. Son derece sağduyulu bir Bakan. Bu söylediklerinden dolayı kendisini tebrik ediyorum" dedi.

ADALET BAKANLIĞI'NI NEDEN KABUL ETMEDİ?

Ergenekon tutuklu sanığı Kerinçsiz, Cemil Çiçek'in son kabinede Adalet Bakanlığı görevini bizzat kendisinin kabul etmediği iddiasında da bulundu.Kerinçsiz'e göre Çiçek, Ergenekon davasının açılacağını o günden gördüğü için bu mesuliyete ortak istemedi
aktifhaber

Çemil Çiçek Arsa İşi Hallederken
30 Nisan 2009 08:32

Çemil Çiçek bir arsa işini halletmek için Melih Gökçek'ten ricacı olurken takipteymiş. O takip ve diyaloglar Ergenekon 2. İddianamesi'nde..

Ergenekon’da avukatlara verilen ikinci iddianamenin eklerinde telekulağa takılan bazı AKP’lilerin telefon görüşmelerine de yer verildi. Bu dinlemelerden biri, dönemin Adalet Bakanı, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek arasında geçen görüşme oldu. Ergenekon klasörlerinde bu görüşme dökümü şöyle:

Çiçek: Ziya Kahraman ile de görüştük. Lütfullah Kayalar beylerin bir arsasının imarı ile ilgili durum var. Havaalanı yolu üzerinde Fruko fabrikasının orada. Nazar marketi geçiyorsun sağdaki benzin istasyonunu da geçiyorsun Fruko tesislerine gelmeden sağda. Ada düzenlemesi falan yapıyorlar, size göndermişler, imar için tasdiki gerekiyor. Gönderdikleri gibi geçmesi halinde sorun halloluyor. Yani bir iki kişi için düzenleme yapılmıyor, belediye ihtiyaç duymuş düzenleme yapılıyor, o da işin içine giriyor. Bunun bir an önce çıkması gerekiyor.

Gökçek: Abi gelsin çıkaralım.

Çiçek: Evrak zaten sizde Ömer Faruk biliyor onu bir şey yaparsan...

Gökçek: Tamam abi. Çankaya’yı ne yaptınız?

Çiçek: Fransız bakan vardı, iki dakika evvel ayrıldı adam.

Gökçek: İyi peki tamam abi. Bugün görüşeceğim demiştin de..

Çiçek: Görüşeceğim dedim ama öğleden sonra demedim. Hem o (Başbakan) İstanbul’a gitti. Galiba Kanal D’nin yıldönümü var.

Gökçek: Gece gelecekmiş.

Çiçek: Yarın görüşürüz onunla.

Kaynak: Vatan

02 Aralık 2009 10:28Çiçek'den 'Derin Adam' Sitemi
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'ten 'derin adam' sitemi var. İşte Çiçek'in sitemi...Haberi Paylaş : Google Yahoo Facebook Digg Del.icio.us Reddit

Şamil Tayyar/Star
Yorgan altına saklananları biliyoruz

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek aradı. TCK’daki değişikliklerle ilgili şahsına yönelttiğimiz eleştirilere yanıt verirken sitem etti.

Yeni TCK düzenlemesinin “hükümet kararı” olduğunu belirten Çiçek, sözcü sıfatıyla alınan kararı açıkladığını söyledi: “Bakanlar Kurulu’nda herkes fikrini söyler, karar alındıktan sonra artık o karar, hükümetin kararı olur, hükümet üyeleri de katılmasa bile artık sahiplenir. Sahiplenmiyorsa istifa eder gider.”

Çiçek, sözkonusu tasarının Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulu’na getirildiğini, kendisinin hiçbir dahli olmadığını söyleyip ekledi: “Ama Bakanlar Kurulu’nda kabul edildikten sonra sonuna kadar arkasında dururum. İkili oynamam.”

Şahsına yönelik eleştirilerin haksız olduğunu savunan Çiçek, şöyle devam etti: “Öyle yazılar yazıyorsunuz ki, beni derin adam yapıp çıktınız. Şunu herkes bilsin, görevde bulunduğum dönemlerde, sorumlu olduğum ilgililerin bilgisi, kararı dışında hiçbir adım atmadım, açıklama yapmadım. Siyasi terbiyem bunu gerektirir. Tek başına oyun oynamam.”

Çiçek, öyle dolmuş ki, Adalet Bakanlığı döneminde kendisinin de dinlendiği ve buna karşı korkak davrandığı yolunda bir yazarın kaleme aldığı köşe yazısına da gönderme yapmadan edemedi: “27 Nisan karşıtı bildirinin hazırlanmasında emeği olmuş ve okumuş birini korkaklıkla suçlamak için 9 defa düşünüp öyle yazmak gerekir. O gece kimlerin yorganı başına çekip ‘sabah ola hayrola’ diyerek sabahladığını biliyoruz.”

Sadullah Bey’i kim kandırdı?

Tasarının Sadullah Ergin yönetimindeki Adalet Bakanlığı tarafından hazırlandığı doğrudur. O nedenle Cemil Çiçek’in “günah keçisi” olarak gösterilmesi, yanlıştır. İtirazım, kararı açıklarken üslubunaydı. Demişti ki: “Cezalar az geliyor ki böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu.”

Bu ifadeyi hatırlattığımda Çiçek şöyle savundu kendini: “Tasarının gerekçesini söyledim. Çünkü tasarı, ceza artırımı dışında yeni hiçbir şey getirmiyor.”

Bakan Ergin’i aradım. Ankara dışındaydı. Telefonla görüştüm. Dönünce etraflıca konuşabileceğimizi söyledi, konu ortada kaldı.

Ancak, tasarıya ve gerekçesine baktığımızda, ceza artırma kararıyla niyet arasında ciddi çelişkiler görmek mümkündür. Bu düzenlemeye, hukuk dışı dinlemeleri önle

mek için ihtiyaç duyulmuş. Artırılan cezanın, caydırıcı olacağını düşünüyorlar.

Oysa, tartışma konusu olan hukuk dışı dinlemeler değil ki. O dinlemelerin hepsinde mahkeme kararları var. Eğer sorun, mahkemelerin kanun hükmünü suistimal ederek yanlış kararlar vermesi ise, ona göre çözüm üreteceksiniz.

Sözkonusu düzenleme, yayın yoluyla işlenen suçlarla ilgilidir. Sadece gazeteci cezalandırılmak istenmektedir. Basının sesinin kısılması, hukuk dışı dinlemelere çare değildir.

Maalesef bireyi değil devleti koruyan anlayışın burada yine hortlatıldığını görüyoruz. Açıkçası, temel hak ve özgürlüklere önem veren Ergin’i kimin kandırdığını merak ediyorum doğrusu.

23 Şubat 2010
BALYOZ SAVCILARINA KUMPAS
Balyoz Operasyonu sonrası Genelkurmayda skandal görüşme: Çok önemli bir Başbakan Yardımcısı Balyoz tutuklamaları sonrası Karargaha çağırıldı...

Dün ortalığı kasıp kavuran Balyoz Operasyonu sonrası Hükümet kanadından çok önemli bir isimle Karargah arasında deprem etkisi yaratacak görüşme trafiği gerçekleşti.

Balyoz Operasyonu’nda gözaltına alınanlar arasında üst düzey eski komuta kademesinin olması ve muvazzaf paşaların bulunması sonrası Genelkurmay Karargahı ile Hükümetin etkili bir ismi arasında kritik temaslar gerçekleşti.


Dün akşam saatlerinde Genelkurmay Karargahı’na Hükümetin en ağır toplarından bir Başbakan Yardımcısı davet edildi.
Davette geçen hafta medyada çeşitli yazarlar tarafından dile getirilen “toplu olarak istifa etme” konusu bir koz olarak gündeme geldi. Murat Yetkin’in yazısında belirttiği “Karargahta Komutanlar kapandı ve toplantılar yapılmaya başlandı” ifadesindeki toplantının bir bölümüne komutanlarla birlikte Başbakan Yardımcısı da katıldı.
Toplantı sonrası sözkonusu Başbakan Yardımcısı verilen mesajları aldı ve tıpkı Dursun Çiçek olayında olduğu gibi İstanbul Başsavcılığı ile en üst düzeyde temas kurdu. Temasta Başbakan Yardımcısı, yapılan istekleri tıpkı Dursun Çiçek’in tutuklanmaması olayında olduğu gibi hükümetin kanaati şeklinde sunarak “devlet krizi, kurumlar arası kriz” vurgusunu kullanarak yoğun biçimde iletti.
Görüşmenin içeriğinde operasyon çerçevesinde alınan üst düzey kişilerin tutuklanmaya sevkedilmemesi yönünde yoğun baskı yapıldı. Ayrıca savcıların özel yetkilerinin tıpkı Erzurum Başsavcılığı örneğinde olduğu gibi kaldırılması da gündeme geldi.
Şimdi Ankara’nın derin kulisleri, Karargah/Başbakan Yardımcısı/İstanbul Başsavcılığı üçgenindeki bu olayla sarsılıyor.

Kaynak:Türktime

23 Şubat 2010
Çiçek O Görüşmeyi Doğruladı
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Genelkurmay Başkanlığı'nda bir görüşme yaptığını doğruladı. İşte o görüşmenin ayrıntıları:

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Erdoğan'ın İspanya'da olması nedeniyle Başbakanb vekili olarak Genelkurmay'a gidip,Orgeneral Başbuğ ile 'Adi Başbakan' skandalını görüştüğü açıkladı...

Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Cemil Çiçek, "Nöbet tutacak erlere, parola olarak 'Adi/Başbakan' dedirtilecek" iddiasıyla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı'yla görüşme yapıldığını bildirdi. Çiçek, "Bunun dışındaki tüm bilgiler yakıştırmadır ve doğru değildir" dedi.

Çiçek, bazı internet sitelerinde, iki günden beri yaşanan bir kısım gelişmelerden de yola çıkarak "yanlış, yanıltıcı, eksik ve suizanna imkan verecek bir kısım bilgilerin kamuoyuna yansıtılmakta olduğunu" ifade etti.
aktifhaber

24 Şubat 2010 10:27
Çiçek'in 2. Derin Teması
Cemil Çiçek, Karargah'ta derin toplantı yaptıktan sonra soluğu nerede aldı? Çiçek'in Karargah'tan çıktıktan sonraki ilk kritik temasını Şamil Tayyar yazdı...

Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, köşesinde Cemil Çiçek'in son iki günkü trafiğiyle ilgili satır arasında çok kiritik bir bilgi verdi.

Tayyar, Cemil Çiçek'in önceki gün Genelkurmay Kararhagı'nda yaptığı sır görüşmeye vurgu yaptıktan sonra, Çiçek'in görüşmeden çıkar çıkmaz soluğu nerede aldığını yazdı.

Karargahtan çıkar çıkmaz yaptığı ilk temas çok önemli çünkü bu içeride ne konuşulduğunu da deşifre eden bir nokta.

Tayyar'ın verdiği bilgiye göre Çiçek, toplantıdan çıkar çıkmaz saat 19:30'da Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman'la görüştü. Bilindiği gibi Müsteşar Kahraman son olarak geçen hafta Erzurum Savcılarının yetkilerinin elinden alınmasının baş aktörlerinden biriydi.

Tayyar'ın verdiği bu bilgi sonrası Balyoz Savcıları'na yönelik de böyle bir operasyonun Çiçek tarafından Karargah'tan alınarak Müsteşar Kahraman'a dayatıldığı söylentileri çıktı.

İşte Şamil Tayyar'ın yazısının o bölümü:

"...Nitekim, Çiçek’in görüşmeden hemen sonra önceki akşam saat 19.30 sularında Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman’la görüşmesi, parola skandalıyla ilgili olmasa gerek. Askerin hassasiyeti müsteşar üzerinden savcılara mı iletilmek istendi yoksa parola skandalına ilişkin müsteşarın görüşü mü merak edildi, takdir size ait."
aktifhaber

14 Nisan 2010 11:17
Cemil Çiçek AĞZINI Bozdu
Üç gazetecinin köşeye sıkıştırdığı Cemil Çiçek, Şamil Tayyar'ın sorusu karşısında kontrolünü kaybetti. Olayın fitilini ateşleyen Şemdinli Savcısı konusuydu...

Aktifhaber.com

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bugün TV’de yayınlanan Temsilciler Meclisi Programı’nın konuğu oldu.

Üç temsilci; Mustafa Ünal, Şamil Tayyar ve Adem Yavuz’un sorularını yanıtlayan Cemil Çiçek çok tartışılacak açıklamalar yaptı. Çiçek, bazı Ak Partilileri 27 Nisan’da başlarını yorganın altına sokup uyumakla suçladı. Çiçek bunlar için “bir kısım mahluklar” ve “hödük” ifadelerini kullandı.

Çiçek’le temsilcilerin ilk gerilimi Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın meslekten men edildiği ve kendisinin de Adelet Bakanı olduğu dönemdeki HSYK toplantısı sorusuyla yaşandı. Temsilciler, Çiçek’e HSYK’nın o toplantısına başkan olarak neden katılmadığını ve Sarıkaya’nın meslekten ihraç edilmesinin önünün açılmasına sebep olduğunu sordular.

Çiçek, Şemdinli Savcısıyla ilgili Genelkurmay’ın 4 sayfalık ayrıntılı ince işlenmiş bir şikayet dilekçesi olduğunu, Adalet Bakanlığı olarak bu dilekçeyle ilgili işlem yapmak durumunda olduklarını söyledi. Çiçek, Sarıkaya’nın görevden alınmasını bu dilekçeye bağladı. Ancak Adelet Bakanı olarak bu dilekçenin gündeme alınması ve Sarıkaya’nın ihracının gündeme alınması konusunda, kurul toplantısına katılmayarak ihracın önünü açması sorusuna cevap vermedi.

Temsilciler bu konuda Çiçek’in üzerine daha fazla gitmediler. Ancak programın sonunda Şamil Tayyar, ani bir soruyla Çiçek’in kontrolünü kaybetmesi ve argo konuşmasının önünü açtı.

Tayyar, benzer bütün demokrasi dışı şüpheli olaylarda hep Çiçek’in adının gündeme geldiğini, neden hep kendi isminin bu olayların içinde olduğunu sordu.

Oldukça sinirlenen Çiçek, “hödük” ve ayı anlamına gelecek “kış uykusuna yatan bir kısım mahluklar” gibi ifadeler kullandı. Çiçek ağzını daha fazla bozabileceğinin işaretini ise “televizyon müsaade etmiyor” diyerek verdi.

Çiçek şöyle konuştu:
“Bu memlekette bişey diyeceğim ama televizyon müsaade etmiyor. Ben millet adına görev yaparım. Yapacağım bişey varsa çözümün parçası olarak yaparım. Bu ülkenin idaresinin çok kolay olmadığını herkesin bilmesi gerekir. Bugün bir kısım şeyler yazılıyorsa konuşuluyorsa, rahatlıkla tartışılıyorsa, benim de içinde bulunduğum ama gazmacı gibi hamallığını yaptığım bir dönemin getirdiği özgürlükler sayesinde yapılıyor, bu bir.

İkincisi; bir kısım adamların özgürlükçülüğü demokratlığı kendinden menkul. Ben bu tür hödük adamlara derim ki; kimse bunlar, daha ötesinde sizin televizyonunuz ve benim terbiyem müsait değil. 27 Nisan gecesi neredeydiniz? Ayakta olan ben ve benim gibi birkaç adam vardı. Geri kalanlar yorganını kafasına çekmiş, sabah ola hayrola deyip, horul horul kış uykusuna yatan bir kısım mahlukların ileri geri laf etmiş olmalarının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Ben ülkem için yapılması gereken bir şey yaparım. Ve onun karşılığını da beklemem. Milletimin takdiri yeter duası yeter. Benim söylediğim laflarımın arkasında hayatım var.”

“Ayakta birkaç adam vardı” diyen Çiçek, kendi parti grubuna da mesaj göndermiş oldu. 27 Nisan’da başta dönemin Milli Savunma Bakanı olmak üzere bazı Ak Partililerin ortadan kaybolduğu konuşulmuştu
aktifhaber

Cemil Çiçek Hükümeti Yine Sattı
Hükümetin sorumluluğu olmadığı bir konuda Yargıtay'ın görevini yapmamasını, "yanlış varsa hepimizin" diyerek hükümete yamamaya çalışan Çiçek, hükümeti yine sattı mı?

Analiz/Aktifhaber

Son yaşanan tahliye olayları ile ilgili AKP'nin iki önemli isminin sözleri Hürriyet ve Star gazetesi tarafından manşetten verildi.

Star'a konuşan AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, tahliyeler konusunda "Yargıtay İsterse Hemen Bitirir" sözleriyle Yargıtay'ı eleştirirken, Hürriyet'e konuşan Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise "Yanlış Varsa Hepimizin" sözleriyle tahliyeler konusunda hem hükümetin hem de Yargıtay'ın sorumluluğu olduğunu söyledi.

Peki bu olayda hükümetin sorumluluğu var mı?

"Yanlış varsa hepimizin" diyerek sorumluluğu Yargıtay ile hükümet arasında paylaştıran Cemil Çiçek'e yanıt aslında Bekir Bozdağ'dan geliyor.

CMK ile ilgili değişikliklerin 2004’te yapıldığını ve 2005’te yürürlüğe girdiğini hatırlatan Bozdağ, o tarihte bekleyen binlerce dava olması nedeniyle geçiş sürecine ihtiyaç duyulduğunu anlattı. Bozdağ, o dönem tüm yargıya, ‘Elinizdeki dosyaları bu süreç içinde, bir şekilde karara bağlayın’ uyarısının yapılmış olduğunu söyledi. Bozdağ, Yargıtay’ın dosyaları ivedilikle görüşmesi konusunda engelleyici bir yasa bulunmadığını vurguladı. Bozdağ, “Yargıtay’a çağrı yapıyorum. Yargıtay 1 saat sonra toplanıp Hizbullah sanıklarıyla ilgili dosyayı karara bağlayabilir. Yargıtay’ı engelleyen hiçbir şey yok.” dedi.

Evet, sözkonusu değişiklik 2004 yılında yapılmış ve 2005 yılında yürürlüğe girmiş. Yani bu dosyaların karara bağlanması için 5 yıllık bir süre vardı. Sözkonusu değişiklikle tahliye olacak kişilerin toplamı 953. Yargıtay istese 953 dosyaya 5 yılda bakabilirdi.

Peki Hal böyle iken Cemil Çiçek'in Hürriyet'e manşet olan sözlerini nasıl değerlendirmek gerekir?

Aslında Cemil Çiçek bunu hep yapıyor. Bu son olayda hükümetin sorumlu olmadığı bir konuda Yargıtay'ın görevini yapmamasını hükümete yamamaya çalıştı.

Hürriyet'in bu sözleri manşet yapmasına da şaşırmamak gerek. Her fırsatta hükümete çakan Hürriyet'in Cemil Çiçek'in bu sözlerine atlamaması mümkün mü?
aktifhaber

CEMİL ÇİÇEK'LE İLGİLİ ŞOK BİLGİ?
07 Mart 2012



Hürriyet Yazarı Ertuğrul Özkök, 28 Şubat sürecinde Cemil Çiçek'le ilgili çok çarpıcı bir bilgiyi bugün köşesinde deşifre etti.
Bu 28 Şubat’ın yıldönümünde diğerler senelere oranla çok daha fazla şey ortaya çıktı. İddialar, itiraflar, karşılıklı suçlamalar...

28 Şubat sürecinde Eski Bakan Bahattin Yücel'i şantajla istifa ettirdiği iddia edilen Hürriyet Yazarı Ertuğrul Özkök, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in 28 Şubat’taki rolüyle ilgili bugünkü yazısında çok çarpıcı bir bilgiyi deşifre etti.

28 Şubat 1997’teki tarihi MGK toplantısından 2,5-3 ay sonra Nisan ayında Refahyol Hükümeti’ni düşürmek için Meclis’e bir soru önergesi veriliyor. Bu önerge oylanıyor ve 271’e karşı 265 oyla reddeliyor. Yani Refahyol Hükümeti 6 oyla düşürülmekten kurtuluyor.

Peki bu gensoru önergesinde Refahyol Hükümeti’nin düşürülmesi için “Evet” oyu kullanan isimlerden birisi kim?

Cemil Çiçek.

İşte Ertuğrul Özkök’ün yazısının ilgili bölümü;

“Peki Refahyol’un düşürülmesi yolunda “Evet” oyu kullananlardan biri kim?
Yani “postmodern darbe ile düşürüldüğü iddia edilen” Refahyol’un düşürülmesi için oy kullanan kişi...
Sıkı durun...
Cemil Çiçek...”

Evet, o dönemde Refahyol Hükümeti’nin düşürülmesi için evet oyu kullanan Cemil Çiçek, ilginçtir, Refah Partisi’nin kapatılmasından sonra kurulan Fazilet Partisi’ne geçiyor ve 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi’nden milletvekili seçiliyor.

Cemil Çiçek’in Siyasi yaşamı:

Anavatan Partisi’nin kurucu üyesi. Özal zamanında siyasete giriyor. Türk siyasi hayatında uzun yıllar uzun yıllar (değişik partilerde) milletvekilliği yapan ender isimlerden birisi.

Anavatan Partisi’nde milletvekili olan Cemil Çiçek, 28 Şubat sürecinde Mesut Yılmaz başkanlığı’ndaki Anavatan Partisi’nde de milletvekili. Ertuğrul Özkök’ün de yazısında belirttiği üzere o dönemde, postmodern darbe döneminde Refahyol’un yıkılması için “evet” oyu kullanıyor. Daha sonra Anavatan Partisi’nden ayrılıyor.

Refah Partisi’nin kapatılmasından sonra kurulan Fazilet Partisi’nde 1998 yılında geçen Cemil Çiçek, 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi’nden milletvekili olarak Meclis’e giriyor.

Fazilet Partisi’nin kapatılmasından sonra da Adalet ve Kalkınma Partisi’ne geçiyor. Cemil Çiçek bu dönemde Meclis Başkanlığı yapıyor
aktifhaber
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇÖPLÜK Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com