EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

MUSTAFA SARIGÜL

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇÖPLÜK
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Çrş Oca 20, 2010 1:34 am    Mesaj konusu: MUSTAFA SARIGÜL Alıntıyla Cevap Gönder

Tüm Bilinmeyenleriyle Mustafa Sarıgül Portresi
Gürkan Hacır
Akşam Gazetesi
21.02.2013



"Sarıgül, İstanbul'da kazanabilir mi: Kazanır...

Ancak silah dayasanız adaylığını koymaz...

Çünkü o sadece Şişli'deki 'dükkanın' açık kalmasının peşinde.

İstanbul'un trafiği en keşmekeş, havası en kirli, en fazla çarpık kentleşmenin olduğu ilçesi hangisidir desem...

Ve en borçlu belediye hangisidir diye eklesem...

Ne cevap verirsiniz...

Ben tüm soruların cevabını peşinen söyleyeyim: Şişli...

Peki nasıl oluyor da Şişli'nin başkanı Sarıgül en başarılı belediye başkanı olarak biliniyor?

Ve Şişli yetmiyor solun yeni umudu olarak pazarlanmaya çalışılıyor.

Kendi kendinize sordunuz mu?

Ben sordum...

Bu sorunun cevabı Mustafa Sarıgül'ün PR'larla örülü yaşamında gizli.

Gelin o zaman birlikte 'solun son umudu' olarak pazarlanan Sarıgül'ün gerçek hayat hikayesine bir uzanalım...

Mustafa Sarıgül 1956'da Erzincan'ın İliç İlçesi'ne bağlı Güngören Köyü'nde dünyaya geldi. İlkokulu Güngören'de okudu. Ailesi birçok Anadolu köylüsü gibi köyünde geçinemiyordu. İstanbul'un yolunu tuttular. Babası Hakkı Bey'in elinde bir meslek yoktu.

MERKEZ Mahallesi, Yeniyol Sokak, 4 No'lu Park Apartmanı'nın apartman görevlisi oldu.

Hakkı Sarıgül çocuklarını zor koşullarda da olsa okutmak istiyordu. Mustafa, Şişli Ortaokulu'na kaydoldu. Ardından ise Zincirlikuyu Yapı Meslek Lisesi'ne gitti. Dönemin bakanı Mustafa Üstündağ'ın başlattığı 3 aylık öğretmenlik kursunun ardından öğretmen olarak çıktı. Ancak tek bir derse dahi girmedi. Onun gözü hep yükseklerdeydi.

İETT SINAVINDA BİRİNCİ

MUSTAFA Sarıgül, önce Kağıthane Belediyesi'nde çalıştı. Ardından İETT sınavlarına girdi. Sınavı birincilikle kazandı.

Siyasi rakipleri Sarıgül'ün bu başarısını 'gülümseyerek' dinliyorlar. Onlara göre Sarıgül, rüşvet vererek sınav cevap anahtarını ele geçirmişti. Yoksa yazılıda 100 alırken neden sözlüde 58 alsındı?

NEYSE geçelim...

MUSTAFA Sarıgül, artık hayatının kurgusunu değiştirecek iki kurumla neredeyse aynı zamanlarda tanışmıştı...

CHP ve belediye...

CHP gençlik kollarına üye olmuş ve belediyenin İETT'sinde çalışmaya başlamıştı.

CHP'de kendisine örnek aldığı isim ise İstanbul milletvekili Abdurrahman Köksaloğlu'ydu.

Köksaloğlu aslen Sivas Suşehri doğumluydu. O da Mustafa Sarıgül gibi belediye meclis üyeliğinden gelmiş, 1973 seçimlerinde İstanbul milletvekili seçilmişti. Mustafa Sarıgül, Köksaloğlu'nun evinden çıkmıyordu.

'ÇOCUK OLMAYACAK'

ABDURRAHMAN Bey'in iki kızı vardı: Hülya ve Aylin.

HÜLYA Köksaloğlu'nun kalbi delikti. Doktorlar fazla yaşamayacağını söylemişlerdi. Eve gelip gidişleri sırasında Mustafa Sarıgül, Hülya'ya ilgi duydu. Hülya da bu hastalıklarla örülü yaşamında bir kez olsun gelinlik giymek istiyordu. Baba Köksaloğlu itiraz etti. Mustafa Sarıgül'e güvenmiyordu. Fakat hasta kızının son isteğini geri çeviremedi.

TEK bir şart koştu: 'Çocuk yapmayacaksınız.'

ZATEN bunu doktorlar söylemişti: Hasta kalbi gebeliğe dayanamazdı.

MUSTAFA çocuk olmayacak sözü vererek evlilik iznini kopardı. Artık İstanbul CHP'nin en önemli isminin damadıydı.

ANCAK tabii ki kayınpederine verdiği sözü tutmadı. Hülya Sarıgül hamile kalmıştı. Mustafa'ya göre çocuk yapmak, Allah'ın bir 'emir'iydi. Emir'e karşı çıkılmazdı. Doğan çocuklarına 'Abdurrahman Emir' ismini koydular.

DEĞİŞMEYEN VEKİL

ABDURRAHMAN Köksaloğlu'nun Abide-i Hürriyet Caddesi'ndeki Pirelli Lastik bayisinin de adı 'Oto Sivaslı'ydı.

Aynı zamanda otopark işletmeciliği ve taksi işletmeciliği de yapıyordu. İki ülkücü militan akşam saatlerinde lastik bayisinin önüne geldi. Biri kapıda gözcülük yaptı. Diğeri içeri daldı. Masasının başında çalışan Abdurrahman Bey'e 2 el ateş etti. Her iki kurşun da kalbine saplanmıştı.

Abdurrahman Bey ayağa kalktı, zorlukla da olsa dükkanın depo bölümüne kadar süründü. Orada yığıldı. Ameliyata alınan Abdurrahman Köksaloğlu kurtarılamadı.

KÖKSALOĞLU'NUN ölümünden sonra dükkanda işleri toplamaya çalışan iki kişi vardı.

Biri genç damat Mustafa Sarıgül diğeri getir götür işlerine bakan Bayram Özata!..

(Bayram Özata sonraki yıllarda değişmeyen Belediye Başkan Vekili oldu. Ayrıca Bayram Bey'in ticarette de işleri rast gitti. Özata Şirketler Grubunu kurdu. Sarıgül'ün siyasi rakipleri Abdurrahman Köksaloğlu'nun öldüğü gün çelik para kasasının kaynak makinesiyle kesildiği iftirasını da attılar. Oysa zaten Sarıgül'e yüklüce bir servet kalmıştı. Kaynak makinesine lüzum yoktu.)

ABDURRAHMAN Köksaloğlu'nun cenazesinde tabutu dönemin İstanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil'le birlikte omuzladı.

Artık yakınlaşma sırası Aytekin Kotil'e gelmişti.

BABASININ ölümünden bir yıl sonra... Hülya Sarıgül de yaşama veda etti.

BU arada Mustafa Sarıgül'ün siyasette yıldızı parlıyordu. 1987 genel seçimlerinde ön seçimle girdiği seçimlerden parlamentonun en genç milletvekili olarak çıktı.

MUSTAFA Sarıgül 1993'te Aytekin Kotil'in yeğeni Aylin Kotil'le evlendi.

SİYASETTE önünü açan kişi ise Hüsamettin Özkan oldu. 1999 yerel seçimlerinde aday gösterilmeyeceğini anlayınca DSP genel merkezine gitmiş ve saatlerce beklemişti. Ağladığı konuşuluyordu. Sarıgül hırsına yenik düşmüştü. Hüsamettin Bey gücünü gösterdi ve Sarıgül Şişli'den belediye başkan adayı oldu.

TAM 15 yıldır bu görevde...

Şişli Belediye Başkanlığını yürütüyor. Ama onu asıl popüler kılan şeyin başında cenaze işleri geliyordu. Ölü evinin yasçısı düğün evinin tefçisi lakabı da buradan kaynaklanıyor. Teşvikiye Camii'ndeki hiçbir cenazeyi kaçırmıyordu.

BİR de hemen hemen Anadolu'nun her yerinde Şişli Belediyesi'nin cenaze arabasını görebilirsiniz.

Kim nereye nakil isterse şehir bölge önemli değil... Üzerinde Şişli Belediyesi logolu cenaze arabası hizmetinizdedir.

MEDYAYLA ilişkileri de her zaman iyi oldu.

Mesela onu yere göğe koyamayan birçok TV-gazetecinin program sponsoru milimetrik İnşaattı. Milimetrik İnşaat, Emir Sarıgül'ün şirketiydi.

Bir diğer şirketinin ismi ise oldukça ironikti. Maritza... Maritza Latince 'bitmeyen ortaklık' anlamına geliyordu.

Türkİye'nİn en büyük 500 şirketinin 420'sinin genel müdürlükleri Şişli sınırları içerisindeydi. Ve şirketinizin rahat edebilmesi için Şişli Belediyesi ile 'iyi' ilişkiler kurmak zorundaydınız.

(Bir belgesel hazırlıyorum. Adı 'İrtifada Sessizlik'.... İmar Planı tadilleriyle yapılan büyük vurgunu ve medyanın büyük suskunluğunu anlatıyorum)

Sarıgül'le 'iyi' ilişkiler kurulursa sorunsuz bir şekilde ticari hayatınıza devam edebilirdiniz. Sarıgül'ün Şişli'deki en büyük yaratıcılığı buydu.

'İYİ' İLİŞKİ PEŞİNDE

ÖRNEĞİN...

İlaç sektörünün tartışmasız 1 numarası olan bir holdingimiz yapacağı alışveriş merkezi için izin almasının yeterli olacağını düşündü. Sarıgül'le 'iyi' ilişkiler kurmadı. Sonuç tam bir felaket oldu.

İnşaat bitmiş, dükkanlar hazırlanmış ama istenen belediye izinleri bir türlü çıkmıyordu. Sonunda canına tak eden holdingin patronu Ankara'nın yolunu tuttu.

Sarıgül'ü Deniz Baykal'a şikayet edecekti.

Yine de kibar bir dille Sarıgül'ün gereksiz yere sorun çıkardığını söyledi. Baykal Sarıgül'ü aradı. 'Beyefendi'ye kanunlar çerçevesinde lütfen yardımcı ol' dedi.

Sarıgül kavga değil 'iyi' ilişki peşindeydi. 'Efendim bir 'evrak' eksik kaldı tamamlasınlar hemen ruhsatı vereceğim' dedi.

'Evrak' tamamlandı, 'iyi' ilişki kurulmuş oldu.

MUCİZEVİ yöntemlerle arsa yaratabiliyordu.

Feriköy'de yolu bir inşaat şirketine verdi. Evet evet yanlış okumadınız. Bir inşaat şirketi Lalaşahin Caddesi üzerinde inşaata başladı ve rezidans yaptı. Şimdi yol rezidansın etrafından dolaşıyor. İnşaat şirketinin Sarıgül'le 'iyi ilişkiler' kurduğu biliniyordu.

SARIGÜL İstanbul'u kazanır mı?

ANKETLERE bakacak olursanız şansı var.

Kazanabilir. Ancak bir şartla...

Başbakan Erdoğan'ın müsaade ettiği ölçüde...

Çünkü Şişli Belediyesi'nin İçişleri Bakanlığı'nda bekleyen dosyaları iş ciddiye binince ortalığa dökülüverir.

Bunu da en iyi Mustafa Sarıgül biliyor.

O yüzden haftada bir 'abla' dediği Emine Hanım'ı aramayı ihmal etmiyor, bir cenazede karşılaştığı muhtemel rakibi Kadir Topbaş'ı arsız çocuk gibi sarılıp yanağından öpüyor.

'Kadir Topbaş varsa ben yarışta yokum'

diyor.

(Sarıgül'ün siyasi rakipleri Topbaş'ın çocuklarıyla Emir Sarıgül'ün ortak iş yaptıklarını söylese de gerçekle ilişkisi yok bunun)

Ama elbette İstanbul Büyükşehir adaylığı için değil. Sadece Şişli'de yerini koruyabilmek için.

HADİ ben de aynı tahminde bulunayım. Sarıgül'e silah dayasanız da İstanbul'a aday olmaz...

Olamaz...

ÇÜNKÜ o sadece Şişli'deki 'dükkanın' açık kalmasının peşinde.."

Kaynak: Akşam

Sarıgül: Parti kurmayacağız
22 Haziran 2010
İSTANBUL- Türkiye Değişim Hareketi (TDH) lideri Mustafa Sarıgül, bu aşamada parti kurmayacaklarını ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığındaki CHP'ye destek vereceklerini bildirdi. habertaraf

TDH'nin Ankara Teşkilatı Şaşkın
22 Haziran 2010
Türkiye Değişim Hareketi Lideri Mustafa Sarıgül'ün İstanbul'da bugün yaptığı açıklamada parti kurma kararından vazgeçtiğini söylemesi teşkilatlarda hayal kırıklığına neden oldu.
Sarıgül'ün süpriz kararını televizyondan öğrenen Ankara İl Teşkilatı, olağanüstü toplandı.
TDH Ankara İl Başkanı Duran Karabulut, il teşkilatı ve ilçe başkanlarını partinin çalışma ofisinde bir araya getirdi. Karabulut, burada yaptığı açıklamada; Sarıgül'ün kararının kendileri için süpriz olduğunu belirterek, ''Biz 26 Haziran'da parti kurmayı hedefliyorduk. Ona göre teşkilatları oluşturduk. Ve geçtiğimiz hafta Sarıgül ile yapılan il başkanları toplantısında da başkanımız bize bu durumdan bahsetmemişti. Biz partinin kurulmasını beklerken televizyondan bunun aksini öğrendik.'' dedi. Şaşkınlıklarını ifade eden TDH İl Başkanı, yine de Sarıgül'ün kararına saygılı olduklarını söyledi. Karabulut, bundan sonraki gelişmeleri takip edeceklerini ve örgütün kararı doğrultusunda bir yol haritası kendilerine çizeceklerini bildirdi. Karabulut, ''Büyük bir kitle oluşturduk. Bu kitleye hadi dağılın diyemeyiz. Elbette bir karar vereceğiz. Bu kararı tabandan gelen talepler doğrultusunda alacağız.'' dedi. aktifhaberr

SARIGÜL NEYİ BEKLİYOR

15.05.2010 16:06

CHP’nin Kurultayina bir haftadan az bir zaman kala Baykal’ın geri dönme ihtimali üzerine en az Önder Sav kadar cok sevinen bir isim daha var:

Mustafa Sarıgül...

Odatv.com’un eline ulasan bilgilere göre, Sarıgul Kurultay’dan sonraki hafta, ağırlığı İngiltere olan bir dizi yabancı gazeteci ve parlamenteri İstanbul’a davet etti. 25 Mayıs’ta yapılacak bu toplantının ne ifade edecegini CHP kulisleri belirleyecek. Sarıgül’ün Baykal’ın geri dönmesi halinde bu toplantıyı “Uluslararası Lansman Toplantısı”na dönüştürebileceği konuşuluyor.

Bu toplantıya katılacak isimler arasında şu anda Financial Times gazetesi editorleri, Avrupa Parlamentosu yetkilileri göze çarpan isimler.

Baykal’ın kaybettiği 1994 Kurultayının ardından yaşandığı gibi olası bir bölünme hareketi için bu kez Mustafa Sarıgül kenarda bekliyor.

BATI BAŞKENTLERİ KILIÇDAROĞLU İLE TEMAS İCİN SIRADA

Bu arada CHP’nin bu gençleşme fırsatını yitirmemesi ve Kılıçdaroğlu ile hızla seçim hazırlıklarına başlaması gerektiğini düşünen bazı Batı Başkentleri de Ankara’da nabız yoklamaya başladılar.

Kılıçdaroğlu’nu iki yıldır yakın olarak takip eden merkezlerden biri Washington’daki Johns Hopkins Universitesi ile ortaklaşa İsveç sosyal demokratlarının desteklediği Orta Asya ve Kafkasya Enstitüsü İpek Yolu Araştırmaları Merkezi bunlardan biri. Merkezin uzmanları arasında Liberal basının Ergenekon tezlerini bir bir çürüten Gareth Jenkins de bulunuyor.

ABD Soruyor: Baykal dönecek mi?

ABD’deki pekçok düşünce kuruluşu ve ABD Dışişleri’ne rapor yazan etkili isimler de bu aralar kendileri için en kötü senaryo olarak “Baykal’ın dönmesini” not ediyorlar.

Odatv.com

29 Ocak 2010 08:05
Sahip Olduklarının Listesi
1999’da Şişli Belediye Başkanlığına seçilen Sarıgül’ün ortaya çıkan malvarlığını çoğunu son 10 yılda alması dikkat çekti.

DSP’den ayrılarak Türkiye Değişim Hareketi’ni kuran Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün, çoğunluğu İstanbul’da olmak üzere kendi üzerine 15 gayrimenkulü olduğu ortaya çıktı. 1999’da Şişli Belediye Başkanlığına seçilen Sarıgül’ün ortaya çıkan malvarlığını çoğunu son 10 yılda alması da dikkat çekti.

ÇOĞU ŞİŞLİ’DE
Siyasi hayatına CHP gençlik kollarında başlayan daha sonra SHP’ye geçen ardından tekrar CHP’ye geçen ve Genel Başkanlığa aday olan, yaşanan krizden ötürü partiden ihraç edilen ve mahkeme kararı ile geri dönen Sarıgül en sonunda katıldığı DSP’den de ayrılarak Türkiye Değişim Hareketi adı ile yeni bir parti kurdu.

Sarıgül’ün, çoğu 1998’den itibaren Şişli civarında alınmaya başlanmış çok sayıda gayrimenkulü olduğu ortaya çıktı.

İŞTE O GAYRİMENKUL LİSTESİ
1) İstanbul Kadıköy Bağdat Caddesi'nde 1998 yılında alınmış bin 271 metrekarelik bina

2) İstanbul Bakırköy Kartaltepe’de 1998 yılında alınmış 2 bin 169 metrekarelik bina

3) İstanbul Şişli’de 1998 yılında alınmış 184 metrekarelik kat mülkiyeti

4) İstanbul Şişli’de 1998 yılında alınmış 203 metre karelik arsa

5) Kırklareli’nde 1998 yılında alınmış 43 bin 146 metre karelik orman çayırı arazisi

6) Kırklareli’nde 1998 yılında alınmış 71 bin 750 metre karelik arazi

7) İstanbul Şişli’de 1999 yılında alınmış 154 metrekarelik kat mülkiyeti

8) İstanbul Şişli’de 1999 yılında alınmış 154 metrekarelik kat mülkiyeti

9) İstanbul Şişli’de 1999 yılında alınmış 154 metrekarelik kat mülkiyeti

10) İstanbul Şişli Mecidiyeköy’de 1999 yılında alınmış 444 metrekarelik arsa

11) İstanbul Şişli Mecidiyeköy’de 2000 yılında alınmış 474 metrekarelik bina

12) İstanbul Şişli’de 2000 yılında alınmış 254 metrekarelik bina

13) İstanbul Beşiktaş Baltalimanı’nda 2000 yılında alınmış 16 bin 119 metrekarelik bina

14) Ankara Etimesgut Eryaman’da 2001 yılında alınmış 5 bin 764 metrekarelik bina

15) İstanbul Beşiktaş Dikilitaş’ta 2007 yılında alınmış 476 bin 60 metrekarelik bina

BABASINA DA ŞİŞLİ’DEN ARSA
Şişli bölgesinden aldığı gayrimenkuller dikkat çeken Mustafa Sarıgül’ün, İstanbul Şişli Cumhuriyet’te 2007 yılında alınmış 111.00 metrekarelik arsayı da babasına verdiği ortaya çıktı.
aktifhaber

MUSTAFA SARIGÜL'E CAN ALICI SORULAR



19.01.2010

Vatan Gazetesi yazarı Can Ataklı son dönemde medyada yükselen Mustafa Sarıgül dalgasını bugün köşesinde irdeledi. Ataklı Sarıgül'e can alıcı sorular sordu. Ataklı Sarıgül'ün maddi kaynaklarından Fethullah Gülen ile ilişkisine, Soros desteğinden sermaye bağlantısına, CHP'yi bölme stratejisinden AKP projesine kadar bir dizi iddiayı sıraladığı yazısında Sarıgül'den bu iddiaları yanıtlamasını istedi.

İşte Ataklı'nın Sarıgül'e yazdığı o yazı:

"Mustafa Sarıgül, başını çektiği “Türkiye Değişim Hareketi”ni partiye dönüştürerek siyasete hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor.

Bugüne kadar 500’e yakın miting-toplantı düzenleyen Sarıgül pazar günü İzmir mitingi ile rüştünü kanıtlamaya soyundu.

Görünür bir kalabalık vardı mitingde. Hikmet Çetin’in kürsüye çıkması ve harekete destek vermesi de ilgi çekiciydi.

Mustafa Sarıgül, “bir alternatif” olarak kolları sıvadığı günden beri kamuoyunda oluşan bir “merak” var. Bugün bu merakı gidermek üzere Mustafa Sarıgül’e “kamuoyundan gelen” soruları aktarmak istiyorum.

Bunu neden yaptığımı ve Sarıgül’ün buna karşı nasıl davranması gerektiğini de diğer yazılarımda anlatacağım.

Şimdi gelelim sorulara...

MADDİ KAYNAK: En çok merak edilen konu Mustafa Sarıgül’ün hayli masraflı kampanyasının kaynağının ne olduğu. Vatandaş “Sarıgül bu parayı nereden buluyor?” diye soruyor. Bu anlamda:

1- TDH’nin her ay 3000 gönüllüye maaş ödediği doğru mu?

2- Mitinglere uzak yerlerden katılacaklara ücretsiz araç sağlanıyor mu?

3- Mitinge gelenlere kumanya dağıtılıyor mu?

4- Mitingler için işini bıraktığını beyan edenlere bir günlük yevmiye ödeniyor mu?

5- Sarıgül’e yurt gezilerinde kullandığı özel uçakları kim kiralıyor?

6- Miting ve toplantılarda Şişli Belediyesi’nin araçları kullanılıyor mu?

CHP’Yİ BÖLMEK: Sarıgül hareketinin ilk seçimlerde CHP’nin oylarını böleceği ileri sürülüyor. Bazı vatandaşlar “Sarıgül barajı geçemeyecek. CHP’nin oylarını düşürecek, AKP yine yüzde 30’lardaki oyuyla iktidar olacak, bu ülkeye bu kötülük yapılmamalı” görüşünde. Bu anlamda:

1- Neden CHP ile uzlaşma aramıyor?

2- TDH’yi CHP’den ayıran nedir?

3- TDH’nin barajı aşacağına inanıyor mu?

4- Barajı aşamayıp CHP’nin oylarını düşürürse vicdani rahatsızlık duyacak mı?

AKP DESTEĞİ: Yine vatandaşların bir bölümü Sarıgül hareketini AKP’nin desteklediğine inanıyor. TDH’nin CHP’nin oylarını azaltacağı ve bunun AKP’ye yarayacağı ileri sürülüyor. Bu anlamda:

1- AKP’nin TDH’ye örtülü destek sağladığı doğru mudur?

2- AKP yandaşı medyada Sarıgül haberlerinin çokça yer almasını neye bağlıyor?

3- Sarıgül’ün ağzından bugüne kadar AKP eleştirisi hiç duyulmadı, neden?

4- TDH barajı aşarsa, AKP tek başına iktidar olamazsa, TDH-AKP koalisyonuna sıcak bakıyor mu?

FETHULLAH GÜLEN: Yine gelen sorular içinde Sarıgül’ün Fethullah Gülen cemaatine yakın olduğu iddiaları var. Bu anlamda:

1- Sarıgül, Fethullah Gülen cemaatinden midir?

2- Amerika gezisi sırasında Gülen’i ziyaret etmiş midir?

3- Ziyaret ettiyse elini öpüp hayır duasını almış mıdır?

4- Ziyaret ettiyse, Gülen kendisine “Bütün desteğimiz arkandadır” demiş midir?

5- Sarıgül neden “Bana Gülen hakkında kötü bir şey söyletemezsiniz” demek ihtiyacını hissetmiştir?

SOROS DESTEĞİ: Sarıgül’le ilgili merak edilen konular arasında dünyada para gücü ile siyaseti yönlendirmekle suçlanan Soros’un katkısı olup olmadığı da var. Bu anlamda:

1- Sarıgül, Soros ya da temsilcileriyle görüşmüş müdür?

2- Görüştüyse Soros’un destek sözü verdiği doğru mudur?

SERMAYE DESTEĞİ: Yine Sarıgül’ün bazı büyük sermaye grupları ile yakın temas içinde olduğu ileri sürülüyor. Bu anlamda:

1- Sarıgül bazı büyük sermaye sahipleriyle görüşmekte midir?

2- Bu büyük gruplardan bazılarının direkt desteği var mıdır?

3- Bazı büyük gruplar Sarıgül’e ekibine kendilerine yakın adamlar koymasını tavsiye etmişler midir?

YOLSUZLUK İDDİALARI: Hiçbirini bilmesem de Şişli Belediyesi ile ilgili yolsuzluk iddiaları olduğunu ileri sürenler var. Bu anlamda:

1- Sarıgül hakkında devam eden bir yolsuzluk davası var mı?

2- Daha önce açılmış davalar varsa bunlarne şekilde sonuçlanmıştır?


***

Neden bu soruları soruyorum?

Mustafa Sarıgül sessiz ve derinden birkaç yıldır siyasi parti kurmak için çalışıyor. Bu yolda hayli mesafe de aldı. Şişli Belediye Başkanlığı’nın yanı sıra tıpkı Tayyip Erdoğan gibi her fırsatta yurt gezilerine çıktı, mitingler ve toplantılar düzenledi.

Bunlardan ikisine ben de katıldım ve izlenimlerimi sizlerle paylaştım.

Bunun da ötesinde “Sarıgül hareketinin büyüyeceğini” açık biçimde ilk yazan gazeteci de benim.

Tabii bunun bana yönelik bedeli de oldu. Çünkü Sarıgül’ün “bölücü unsur” olacağını ileri sürenler benim Sarıgül’e destek verdiğimi düşünerek ağır eleştiriler yönelttiler. İsteyen Sarıgül’le ilgili yazılarımın altındaki yorumları bir daha okuyabilir. Bu yorumlar kesin sonuç olmasa bile halkın duygularını anlatması açısından önemlidir.

Sarıgül’e eleştiri yöneltenler genellikle “Sadece övüyorsunuz, sorsanıza parayı nereden buluyor, CHP’yi bölmekten vicdani rahatsızlık duymuyor mu?” mesajlarıyla beni adeta bunalttılar.

Bu sorular haklı mı? Sormadan öğrenmemiz mümkün değil. Siyasete soyunan bir isim hakkında kuşkular, cevabı alınmayan sorular varsa bunların mutlaka giderilmesi gerekir.

O halde, madem Sarıgül’ün büyüyeceğini ilk yazan kişiyim, kamuoyunda oluşan soruları henüz parti bile kurulmadan sormak da bana düşer diye düşünüyorum.


***

Sarıgül bu sorulara ciddiyetle cevap vermeli

Soruları yazdıktan sonra bir daha okuduğumda, pek çok sorunun hayli rahatsız edici olduğunu fark ettim. Rahatsız edici olabilir ama eğer kuşku veya merak varsa siyasetçi de bunlara tatmin edici cevaplar vermek zorunda.

Çünkü şunu çok iyi biliyorum ki, Sarıgül hakkında bunlar veya benzerleri eninde sonunda sorulacaktır.

Eğer CHP’yi böleceği kesinleşirse CHP elinde ne var ne yoksa ortaya dökecektir.

Hareket çok büyüyüp AKP’yi de tehdit eder hale gelirse, bu kez AKP harekete geçecek ve başta (doğru olsun olmasın) yolsuzluk dosyalarını art arda ortaya dökecektir.

Mustafa Sarıgül’den kamuoyu adına ricam şu: Bu soruları, beni arayarak cevaplamak yerine, üzerinde düşünerek, çalışarak yazılı olarak cevaplamalıdır. Gelen cevapları tabii ki sayfanın boyutuna göre, aynen yayınlayacağıma da söz veririm.

Mustafa Sarıgül, dürüst, düzgün ve ilkeli siyaset örneği vermek istiyorsa daha yolun başında hakkında en küçük bir şüphe bile bırakmamak zorundadır. Deneyimli bir siyasetçi olarak bu bilince sahip olduğuna ve bir gazetecinin iyi niyetli bakışına saygı duyacağına inanıyorum."

Odatv.com

Sarıgül: “Tef”çi Mi Yas”çı mı”?
Sami GÖKÇE
samigokce@avazturk.com

19 Ocak 2010Salı

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'le ilk sohbet ve karşılıklı konuşmam, 2004 yılında Esenboğa Havalanı'nda yaklaşık 15 dakika süren röportaj nedeniyle oldu.

Baykal'a muhalif milletvekilleri ve eski siyasetçilerle Ankara'da bir toplantı yapacağını duymuş ve onun üzerine randevulaşmıştık.

Ancak, randevusuna sadık kalmadı ve ben O'nu Esenboğa'da yakaladım. VİP salonunda yaklaşık 15 dakika röportaj yaptım.

Ben sormadan Baykal aleyhinde konuşmaya başladı. Başbakan olacağını CHP'yi “İnşallah ilk seçimde” iktidara taşıyacağını söyledi.

Bir ara fırsat bulup AB politikasını sordum. Yanıtı, “Benim kadrolarım var. Elbette AB politikasını hep birlikte belirleyeceğiz” oldu.

ABD işgali altındaki Irak ve Ortadoğu hakkındaki görüşlerini öğrenmeye çalıştım. Yanıt yine aynıydı...

“Benim kadrolarım var.....”

Ekonomi ve özellikle kamu varlıklarının satışı... Biliyorum, sıkıldınız ama maalesef Sarıgül'den yine aynı yanıtı aldım.

“Benim ekonomini kurmaylarım var....”

Kameramanla göz göze geldik ve röportajı kestik... CHP'nin lider,ülkenin başbakan adayı, ikimiz için de tam bir “Boş çuval”dı...

15 dakikalık konuşmadan 15 saniyelik haberi zorla çıkardık...
.....

Sonrasında Sarıgül'le bir çok yerde karşılaştık...

Hiç değişmemişti. Söyleyecekleri konusunda kendisini de geliştirmemişti.

Ama her mikrofon uzatıldığında ağzından ilk duyduğumuz söz CHP ve Baykal aleyhine konuşmasıydı...

Genel Başkan adaylığını kaybetmesiyle başlayan sokak eylemleri ve arkasından partiden ihracına kadar geçen süreci herkes biliyor...

Denilebilir ki bunlar ne kadar önemli ?

Eğer ülkenin başbakanlığına soyunduysanız çok önemli...

Ekonomi bilginiz uluslararsı gelişmeleri izleyebilmeniz, devleti tanımanız gerekli.

Ayrıca...

Bir yabancı dili iyi bilmeniz mutlaka gerekli...

Ağca bile artık iki dilbiliyor...

Başka...

Aile yaşamınızla topluma örnek olacaksınız...

Seçim afişleri için ailece resim çektirmeniz istendiğinde ne yapacaksınız?

Kiralık eş ve çocuk mu arayacaksınız?.

Kazancınızla ilgili hiç bir şaibeye yer vermeyeceksiniz?

Kamuda yaptığınız görev nedeniyle, Hiçbir işadamı, cemaat ve tarikata borçlu olmayacaksınız.

Bir şey daha var...

Sokak kabadayılığına soyunmayacaksınız...

Hiç kimseye “Seni köprüden aşağı atarım” falan demeyeceksiniz..

Aslında, Sarıgül'ü en iyi anlatan bizim de başlığa çıkardığımız ve Ömer Yılmaz İnanç”ın,Aykırı Yayınevinden çıkan kitabının başlığıyla özetliyor...

Düğünevinin Tefçisi Ölü evinin yasçısı”dır...
avaztürk

Talat Atilla/Güneş
Ergenekon zanlısından talimat alan Başbakan adayı!

Sarıgül, yerel siyasetten genel siyasete sıçrama serüvenindeki ilk ağır yarasını, '17 Ocak'ta belediye başkanlığından istifa edeceğim' sözleriyle aldı. Çünkü sözünü tutmadı. Sarıgül'ün liderlik yolunda verdiği ilk sözünü tutmaması kendisiyle ilgili soru işaretlerini derinleştirdiği gibi, geçmişiyle ilgili şüpheleri de arttırdı.

Başbakan Erdoğan'ı haksız mal edinmekle suçlayan sağcı/solcu birçok gazeteci, Sarıgül'ün müthiş mal varlığını teğet geçti. Fethullah Gülen'i en sert şekilde eleştiren gazeteciler; Sarıgül'ün, Gülen referansını kullanmasına sessiz kaldılar. Necmettin Erbakan'a hortumcu yaftasını yapıştıranlar, Sarıgül'e, 'Ankara'daki genel merkez binası kaça alındı? Bu parayı ödeyen gönüllüler kimler?' diye soramadılar.

İpekçi'nin katiline ödenecek reklam parasını haklı olarak kendilerine dert edinen bazı gazeteciler, Sarıgül'e, 'Büyük servetini son 10 yılda yapmışsın. Ve sen 10 yıldır belediye başkanısın?' şeklinde mırıltıyla bile olsa kalem oynatamadılar.

Baykal'a, 'Sen Ergenekon'un avukatısın' diyenler, 30 Kasım 2008 tarihinde, Sarıgül'ün şu anda Ergenekon zanlısı olan Mehmet Haberal'a, telefonda, 'Talimatınızı aldım ve konuşmamı tamamen değiştirdim. Ben Türkiye'nin Başbakanı olacağım belki ama benim başbakanım siz olacaksınız?' sözlerini sorgulamadılar. (Ergenekon 3. iddianamesi...)

Tekel işçilerinin eylemi için canlı yayın araçları kuran onurlu medyamız, Sişli Belediyesi'nin borçlarını, 'sekreter aranıyor' ilanı boyutunda bile yazamadılar...
Anketlerde her partiyi farklı oranda gösteren medyamız, iş Sarıgül'ün tek ilçede dahi bacası tütmeyen hayali partisine gelince, aynı yüksek oranlarda göstermeyi becerdiler...
Erbakan'ın oğlunun Saadet yönetimine girmesini saltanat olarak değerlendiren medyamız, iş Sarıgül'ün oğluna gelince, 'Kaç yüz bin dolarlık arabaya biniyorsun? Babanın başkanlığını yaptığı Şişli Belediyesi'nde hiç çalıştın mı?' diye soramadılar...

Genelkurmay Başkanı'nın konuşmasını demokrasiye aykırı bulan medyamız, Ergenekon zanlısı rektörden 'talimat' alan Başbakan adayına methiyeler düzdüler...
Ve 3 parti değiştiren siyasetçilere fırıldak lakabını alnının ortasına manşet olarak yapıştıran onurlu medyamız, 4. parti için kolları sıvayan Sarıgül'ü, 'siyasi mehdi' ilan ettiler...

Ve halen 'Türk halkı medyaya neden güvenmiyor?' gibi ucube bir soruyu birbirimize sorabiliyoruz... Utanmadan...

11 Mayıs 2010
Sarıgül Tanımıyorum Diyor Ama..
Mithat Yılmaz da “Sarıgül’ü tanımam” dedi.ama Sarıgül’ün Mithat Yılmaz ile olan tanışıklığını ayrıntıları ile belgelendi.

NE OLMUŞTU?
CHP lideri Deniz Baykal’ın Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ile birlikte olduğu iddiası internette yayınlanan görüntüler sonrasında siyasete bomba gibi düştü. Herkes konuyla ilgili açıklama bekliyordu ve CHP kurmayları açıklama için kamera karşısına geçti. Ancak açıklamayı yapan Önder Sav Baykal-Baytok iddiaları yerine bomba etkisi yaratan bir iddia ortaya attı. Sav’ın iddiasına göre Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül Baykal’ı vurdurmak için bir tetikçi tutmuştu.

Sarıgül’ün bu iddiaya yanıtı sert oldu. Mithat Yılmaz’ı tanımadığını kesin bir dille ifade etti ve Önder Sav’a dava açtı. Aynı şekilde Mithat Yılmaz da Sarıgül’ü kesinlikle tanımadığını belirtti.

TANIMIYORUM SÖZÜ NE KADAR DOĞRU?
Turktime, Mustafa Sarıgül ve Mithat Yılmaz’ın kesin bir dille “Tanımıyoruz” ifadelerinde ciddi soru işaretleri uyandıracak bir belgeye ulaştı. Ömer Yılmaz İnanç’ın 2005 yılında Aykırı Yayınları’ndan çıkan “Düğün Evinin Tefçisi, Ölü Evinin Yasçısı: Mustafa Sarıgül” isimli kitabında tarih tarih, saat saat kayıt dökümleri ile Mithat Yılmaz’ın Şişli Belediyesi ile ilişkileri gözler önüne seriliyor.

Biz de hiç yorum yapmadan o kitaptan çarpıcı bölümleri Turktime okurları için aktarıyoruz. Mithat Yılmaz’la Mustafa Sarıgül’ün birbirlerini tanıyıp tanımadıklarına siz karar verin.


Sarıgül artık dostum değil!

Tarih: 17 Ekim 2003
Saat: 12:21
Görüşen: Mithat Yılmaz
Görüşülen: Bayram Özata - Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı
M.Y. "Sevgili Sarıgül bu saatten sonra benim hasmım. Bu saatten sonra kan davam var onunla. Bu saatten sonra burada Belediye Başkanı olamayacak. Gerekirse vururum ama gerek yok, elimdekilerde yeter anlatabiliyor muyum? Bu saatten sonra benim dostum değil, bu saatten sonra hasmım o. Ben ve arkadaşlarım olduğu sürece burada Belediye Başkanlığı yapamayacak. Ben ve arkadaşlarım da belediyeden kimseye gelmiyorum, kimseyle görüşmüyorum kimse de bu saatte sonra beni aramayacak... Gerekirse karıştırırım her yeri medya ile siyaset ile yapamazsam en son şey ortalığı karıştırıp, buralarda mermi atıp bütün Türkiye kamuoyuna duyuracağım bu kadar basit.

Kaçak çatıyı kapat

Tarih: 8 Kasım 2003
Saat: 20:21
Görüşen: Mithat Yılmaz
Görüşülen: Bayram Özata – Şişli Belediyesi Başkan Vekili
B.Ö: Fulya'daki inşaatta betondan sonra çatıyı kapatman lazım, bana söz ver
M.Y: Başkanım ben bir de çekme kat yapmak istiyorum.
B.Ö: Başkanla görüşüp ikna etmeye çalışırım ama çok zor. Sen bu katı atma
M.Y: Öyleyse ben belediye ile bağlarımı koparttım. Pazartesi günü de nasıl koparttığımı görürsünüz( 20 dakika sonra diğer başkan yardımcısı Cevdet bayram'la görüşen Mithat Yılmaz görüşmeyi şöyle bitiriyor.
M.Y: Savaş başladı başkanım)

Kod Adı:' 1 numara'

Tarih: 10 Mart 2004
Saat: 14:27
Görüşen: Mehmet Öker-Belediye Meclis Üyesi
Görüşülen: Mithat Yılmaz
M:Y:- Başkan Osman Aslan'la bağlarımı kopardım beni hep işlerden uzak tutuyor kendisine söyledim.'Trilyon dolarları siz indirin, bizde gece trafiğine çıkalım' dedim.
M:Ö:- İskânı 1 NUMARA (M.Sarıgül-Noktanın notu) imzalamadı.
M.Y:- Ya 1 NUMARA önemli değil ben bunların hepsini var ya fena yaparım.
(Mithat Yılmaz 12 Mart günü bir yerel gazete sahibiyle konuşurken şu ifadeyi kullandı:
- 1 NUMARA ile ilgili kasetleri isteyene satabilirim.


Mafya Devrede

Mafyanın devreye girdiği yer burası İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrahın Valiliğe gönderdiği rapora göre bölgede yayın yapan 21. yy da Şişli Gazetesinin sahibi Mithat Yılmaz belediyecilere şantaj yapmış ardandan kendiside kaçak yapı-rüşvet zincirine katılmış.Dosyadaki kayıt ve ifadelere göre işi,başkan Sarıgül ve yardımcılarını tehdit edip istediği kararı çıkartacak noktaya vardırmıştır.Soruşturma dosyasına bakılırsa Ayazağa örneği ne ilk nede son.Müfettiş raporunda tespit edilen örnek olay sayısı 24, ama rapora göre soruşturma açılırsa bu sayı daha da artabilir.

Rapordaki Çete Sanıkları
Şişlideki gizli polis soruşturmasında ağa takılan isim Mithat Yılmazdı. Karısının ölümüne sebebiyetten gardiyan yaralama ve karşılıksız çeke kadar sayısı sabıkaya sahip olan Mithat Yılmaz, 1999 yılında cezaevinden çıkıp geldiği Şişlide önce bir yerel gazete yayınlamaya başladı. Ardından bir inşaat şirketi kurarak Sarıgül belediyesinden ihaleleri almaya...Ama polis kayıtlarına daha çok kaçak inşaatlar için belediye yöneticileri ile yaptığı pazarlıklarla geçti.

İşi, sonunda başkan Sarıgül dahil tüm Belediye Yöneticilerini tehdide hatta suikast girişimine kadar vardırmıştı ki, 20 Nisan 2004 de ki polis operasyonunda yakalanıp henüz yürürlükte olan DGM'de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ama telefon konuşmaları Şişlideki soru işaretleriyle dolu ilişkileri ortaya dökülmesine yol açtı
Kaynak:Türktime

SARIGÜL ABD’DEN KİMİ TRANSFER ETTİ?
20.05.2010

CHP içinde yaşanan gelişmeler ile beraber Mustafa Sarıgül siyasi çalışmalarını hızlandırdı. Türkiye Değişim Hareketi adıyla faaliyetlerini yürüten Sarıgül’ün yurtdışından önemli parlementer ve gazetecileri Türkiye’ye davet ettiğini geçtiğimiz günlerde haberleştirmiştik.

Sarıgül’ün son icraatı kendine tuttuğu danışman. Mustafa Sarıgül, yurtdışı ilişkilerini kurbilmek için kendisine Amerikalı bir danışman tuttu. Sarıgül’ün danışmanının adı Jason D. Jones.

1980’li yılların sonlarına kadar fotomuhabirliği yapan Jones, Texas Üniversitesi mezunu. Daha sonraki yıllarda medya projelerinde çalıştı. 2008 yılı Eylül ayından itibaren İstanbul’a yerleşen Jones, Mart ayında Sarıgül’ün danışmanlığı görevine getirildi. ABD’de Demokrat Parti’ye yakın sivil toplum kuruluşlarına da üye olan Jones, şu anda Sarıgül’ün yurtdışı ilişkilerinde danışmanlık yapıyor.

RAHATLADI

Bu arada Baykal’a suikast düzenlediği iddiasıyla Sarıgül’ün yardımcısı Osman Şevket Aslan gözaltına alınmış, ardından suikast planını isim isim açıklayan Şeref Kasap’ın tüm olayı uydurduğunu söylemesi üzerine gözaltına alınanların tamamı serbest bırakılmıştı. Odatv olarak, kulislerde konuşulan bir iddiayı Sarıgül’e soralım: Mustafa Sarıgül’ün yardımcısı Osman Şevket Aslan, daha önce de adi suçlardan ötürü tutukluluk yaşadı mı?

Odatv.com

Eski yol arkadaşı: "Sarıgül, bizi resmen sattı"
12:35 - Kocaeli'nde eski Dilovası TDH Başkanı Abdurrahman Arslan, eski TDH lideri ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ü mahkemeye verdi.Abdurrahman Arslan, partiye yapmış olduğu masraflarından dolayı Sarıgül'e 29 bin TL tazminat davası açtı.Sarıgül'ün hesap vermesi gerektiğini dile getiren Arslan, "Sarıgül bizi resmen sattı. Hesap vermelidir. CHP'ye destek kararı aldıktan sonra görüşmeye çalıştım ama kendisi benimle görüşmedi. Adaletin doğru kararı vereceğine inanıyorum" diye konuştu. 09.07.2010 KOCAELİ netgazete

Sürpriz Baykal-Sarıgül görüşmesi!
Sarıgül, Baykal’ı evinde ziyaret etti. Ziyaretin nedeni ise merak konusu...
22 Temmuz 2010
CHP eski lideri Deniz Baykal ile Türkiye Değişim Hareketi lideri Mustafa Sarıgül bir araya geldi. NTV'nin haberine göre Baykal'ın Ankara'daki konutunda gerçekleşen görüşmede eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay da bulundu. habertürk

Klonlanmış Bir Tayyip Erdoğan Olarak Mustafa Sarıgül
Fatma Sibel Yüksek
Açık İstihbarat
16/09/2013



2014 yerel seçimleri yaklaşırken, özellikle iki "güçlü" belediye başkanının kendilerini siyasette belli bir noktaya gelmiş saydıklarına ve artık daha "büyük hedeflerin" adamı olmak yönünde adımlar atmaya başladıklarına tanık oluyoruz.

Bunlardan birincisi, herkesin bildiği gibi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, diğeri yine herkesin bildiği gibi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'dür...

"Kabına sığamayan" belediye başkanları arasında, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de sayılabilir ama Büyükerşen, kimlik, kişilik, tarz ve arkasındaki güçler itibarıyla bu ikisinden ayrı tutulmalıdır.

Bu yazının konusu, Melih Gökçek de değildir, çünkü Melih Gökçek,öyle bir yazıyla anlatılabilecek bir şahsiyet olmadığı gibi, kendisi ne kadar karmaşık yol ve yöntemlere müracaat ediyor olursa olsun, niyetleri epeyce ifşâ olmuş bir siyasetçi olarak...

ya bu "niyetlerini" hayata geçirip istediği zafere ulaşacak, ya Ankara'da bir pirus zaferi kazanıp çöküş dönemine girecek, ya da ister istemez siyasi jübilesini yapacak gibi görünmektedir.

64 yaşında olmasına rağmen tuhaf bir "enerjiye" sahip olan bu adamın elindeki paranın gücü ve başından kalkmadığı sosyal medya vasıtasıyla, toplumun bir süre daha canını sıkacağı, "eğlendireceği" ve siyaseti arı kovanı gibi karıştıracağı varsayılabilir...

Asıl konu Mustafa Sarıgül'dür. Esasen Mustafa Sarıgül'ün de "siyasi emelleri", aşağı yukarı Melih Gökçek'inkiler kadar ifşa olmuş sayılabiler. Daha ilk araç konvoyunun önüne düşüp Trakya yollarına koyulduğunda, sağda solda "Önce CHP'ye girip yerel seçimde İstanbul adayı olacağı, sonra da Kılıçdaroğlu'nu devirip CHP'nin başına geçerek Başbakanlığa yöneleceği" yazılır olmuştur.

Siyasetçilerimizin "Kâbesi" olan Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptığı ziyaret göz önüne alınarak, Sarıgül'ün "ABD tarafından desteklendiği ve İstanbul'dan aday gösterilmesi için Kemal Kılıçdaroğlu'na muazzam baskılar yapıldığı" da ahâli arasında alenen konuşulmaktadır.

Kendisini Şişli Belediye Başkanlığı binasının duvarları arasına artık sığdıramayan Sarıgül'ün sabırsız ve hırslı davranışları da daha şimdiden göze çarpmaktadır. Belli ki Sarıgül'ün bir dönem daha Şişli Belediye Başkanı olarak kalmaya tahammülü yoktur ve bu konuda bütün imkânlarını seferber etmiş görünmektedir.

Kestirmeden konuşmak gerekirse, eğer Sarıgül'ün CHP'ye dayatılması gibi bir proje varsa, Kemal Kılıçdaroğlu'nun buna direnecek güç ve dirayete sahip olmadığı, dahası Sarıgül'ü tedavüle sürme işinin seve seve bir parçası olacağı, kamuoyu ve CHP tababından genel kabul görmüş bir kanaattir.

Yıllarca siyaset üretmemenini, adam yetiştirmemenin, gençlerin önünü kesmenin, vizyonsuzluğun, toplumun yönelimlerini görmezden gelişin de bir sonucu olarak, Sarıgül'ün CHP'den İstanbul adayı yapılmasının önünde pek de engel bulunmadığını söylemek, realistliğin icabı olarak görülmelidir...

Burada "pürüz" çıkarabilecek nokta, "Sarıgül aday yapılırsa ne sandığa gidreim, ne oy veririm" diyen ve de küçümsenmeyecek bir "CHP'li kimliğinin" varlığı olacaktır.

Geleneksel CHP'liler Sarıgül'ü "kendi kumaşlarından" görmüyor. Güvenmiyor. Kirli,hırslı ve agresif buluyor, karanlık ilişkilere sahip olduğunu düşünüyor..

Diğer yandan, İstanbul'un AKP'den başka biçimde alınamayacağını düşünenler de var ki, bunların sayısını da azımsamamak gerekir...

Dolayısıyla, gelinen nokta itibarıyla CHP'nin önüne iki alternatif konulmuş durumda:

Ya eli yüzü düzgün ama varoşlara ve farklı çıkar gruplarına hitap edemeyeceği için seçimi kaybetmeye mahkûm bir aday tercih edilecek..

Ya da İstanbul'u almak pahasına, bütün risklerine ve defolarına rağmen Sarıgül'e kapılar açılacak..

"Sarıgül aday olursa oy vermem" diyen ve CHP'nin ortalama seçmenini temsil eden kesim, kendisini "fedâ edilmeye" şimdiden hazırlamalıdır.

Onların yaratacağı "boşluk", Sarıgül sayesinde varoşlardan, AKP'nin tabanından, yıllardır iaşe ile rehin tutulan yoksul İstanbul'lularla telafi edilecektir zira..

"Sarıgül olursa oy vermem" diyenlerin "İstanbul'u ne pahasına olursa olsun AKP'den almak gerekir" düşüncesini savunanlar sayesinde kendi içlerinde bölünecekleri de hesaplanırsa, "feda edilmeye" değer bir dilimdir bu..
Mustafa Sarıgül'ün, Tayyip Erdoğan tarafından yaratılmış "kömür-makarna" bağımlılığını sistemde hiç fire vermeden, hatta üstüne biraz daha katarak devam edebileceğine inanmayan yok gibidir.

Yoksul kesime "iaşe" üzerinden ekonomik sisteme katılmış, kendi çapında birer "sermayedar" olmuş, tedarikçi- dağıtımcı sınıfının da Tayyip Erdoğan'dan sonra Sarıgül'ü yadırgamayacağı ortadadır. Hatta bunlardan bazıları, muhtemeldir ki Tayyip Erdoğan'a yavaş yavaş kızmaya başlamış olabilirler ve de Sarıgül'ü daha "taze bir güç" olarak değerlendirebilirler.

Sözün özü, eğer İstanbul on yıllardır inşa edilen devasa varoşlar, buradaki çıkar ağları ve iaşe sisteminin üstüne oturmadan kazanamılayacaksa, Tayyip Erdoğan'ın göstereceği bir adayla rekabet edebilecek tek kişinin Mustafa Sarıgül olduğu düşüncesine, şeçime şurada 6 ay kalmışken, güçlü argümanlarla karşı çıkabilmek oldukça zor görünmektedir.

Sarıgül'de ve onun arkasındaki güçlerde, varoşlarda kurulmuş ekonomik-sosyal düzeni ayakta tutacak böyle bir organizasyon gücü ve özellikle paranın bulunmadığına hiç ihtimal vermemek gerekir..

Beşiktaş, Ataşehir,Maltepe gibi semtlerden gelecek oyların ve avukatlar, gazeteciler, üniversite öğrencileri vs.ağırlıklı bir seçmen tabakasının İstanbul'u AKP'nin elinden almaya yetmeyeceği gerçeği de buna eklendiğinde, önümüze dominant bir Sarıgül tablosu çıkmaktadır..

Peki toplumun istekleri, hayalleri, beklentileri ne olacak?

Cahil ve kirli siyasetçilerden, mafyatik yöntemlerden, kandırılmaktan, istismar edilmekten, çatıştırılmaktan bıkmış; gerçek bir demokrasi ve kaliteli siyasetçi isteyen, bunu her fırsatta sistemin gözüne sokmaya başlayan; belki sayıca varoşlar kadar kalabalık değil ama gürültü çıkarma potansiyeli yüksek kesimler nereye kadar yok sayılacak?

Bu soruya "Geçiş dönemi" diyerek cevap verileceği anlaşılıyor. Yani Sarıgül'ü hazmedemeyecek olanlara, belli ki öncelikle İstanbull'un AKP'nin elinden alınması gerektiği, siyasette değişimin bunun yaratacağı domino etkisiyle gerçekleşebileceği fısıldanacak..

Onlardan, bir süre daha tavrı, tarzı, yöntemleri, sosyal kökeni bire bir Tayyip Erdoğan'a eşit; klonlanmış bir Tayyip Erdoğan olarak Mustafa Sarıgül'e "tahammül etmeleri" istenecek...

twitter.com/fasibel

Patrik Sarıgül’e madalya verdi
30 MAYIS 2011



patrikİstanbul’un 558’inci fetih yıldönümünde, kuruluşunun 550. yılını kutlayan Ermeni Patrikhanesi, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’e özel hizmet madalyası verdi. Sarıgül’ün madalyası, Kumkapı’daki Meryem Ana Kilisesi’ndeki ayin sonrasında Başepiskopos Aram Ateşyan tarafından takıldı.
http://www.gunes.com/
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇÖPLÜK Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com