EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Uygarlaştıkça barbarlaşmak!

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cum Ekm 09, 2009 11:07 pm    Mesaj konusu: Uygarlaştıkça barbarlaşmak! Alıntıyla Cevap Gönder

Yusuf Kaplan
ykaplan@yenisafak.com.tr
09 Ekim 2009
Uygarlaştıkça barbarlaşmak!

Biz tarihin akışını değiştirebilecek kurucu bir rol oynayabilir miyiz yeniden? Şu hâlimizle hayır. Önce "evimizin içi"ne çeki düzen vermemiz, çöken gökkubbemizi yeniden inşa edebilmemiz gerekiyor. Bu yazıda gökkubbemizin çöküşünün bizi nasıl bir metamorfozun eşiğine fırlattığını, "barbarlaştırdığını" göstermek istiyorum.

***

"Uygarlık", "medeniyet" ve "sivilizasyon" kavramları farklı hatta yer yer birbirleriyle çelişen anlamlara sahip kavramlar.

"Sivilizasyon" kavramı, pagan ve neo-pagan tecrübeleri açıklayabilir yalnızca. "Sivilizasyon" kavramı, pagan Batı tecrübesinin Tanrı, evren ve insan ilişkilerini tanzim eden ve yeniden üreten bir kavram olduğu için, Batı tecrübesinin dışındaki tecrübeleri açıklayamaz; eğer açıklamaya kalkışırsa, ters yüz eder, kendine benzetir ve tanınamaz hâle getirir: Dünyayı, insanlık tarihini, Batılı kavramlarla ve perspektiflerle açıklama girişimlerinin hepsinin yaptığı şey bundan ibarettir. (Bu arada, önceki yazıda söz verdiğim yazıdır bu; sadece başbakan ya da cumhurbaşkanının isimlerini zikretmemiş oluyorum bu yazıda).

Sözgelişi, insanlık tarihini, "ilkçağ", "ortaçağ" ve "yeniçağ" diye tasnif etmek ve bunu bütün insanlık tarihini açıklayan bir "çerçeve"ymiş gibi sunmak, Batı dışındaki insanları, tecrübeleri, perspektifleri, hem hiçe saymak, hiçleştirmek, hem de Batılı çerçevenin içine hapsetmek demektir.

Türkiye'deki eğitim sisteminin dünya tarihi çerçevesi, tastamam bu üç aşamalı çerçevedir. Meselâ, "ortaçağ", Batı'da "yeniçağ'ı meşrulaştırmak için "karanlık çağ" olarak görüldü uzun bir süre. Artık Ortaçağ'ın "karanlık çağ" olarak nitelendirilmesinin sığ, önyargılı ve yanlış olduğu Batı'da da kabul edilmeye ve "ortaçağ aydınlığı"ndan sözedilmeye başlandı çoktan. Ama Türkiye'de "ortaçağ" denilince, "karanlık çağ" anlaşılıyor ve daha da kötüsü, İslâm sözkonusu olduğunda "ortaçağ karanlığı" olarak algılanabiliyor hâlâ. Oysa bütün dünya biliyor ki, "ortaçağ", İslâm'ın "altın çağ"larından biridir.

Bu tür bir "ortaçağ" algısının pejoratif bir şekilde ve afrodizyak bir coşkuyla -üstelik de- çağdaşlık adına dayatılması, tastamam bir barbarlık biçimidir aslında.

***

Ne kadar farkındasınız bilmiyorum ama uygarlık, "medeniyet" ve "sivilizasyon" kavramları, ulus-ötesi alanlara yayılan geniş coğrafyalarda yaşayan halkların, varoluş nedenleriyle, varoluş ruhları ve imkânlarıyla, temel iddialarıyla, büyük hayalleriyle ilgili anahtar kavramlardır.

"Batı sivilizasyonu" nitelemesini sözlüklerden çıkardığınız zaman, Batı tecrübesini hafızalardan, tarihten çıkarmış olursunuz. Anlayamazsınız bu tecrübeyi; anlamlandıramazsınız. Bu tecrübenin içinde yaşayan insanların münferit ve müşterek şahsiyetlerini anlamsızlaştırmış, yok saymış olursunuz.

Aynı şeyi medeniyet kavramı için de söyleyebiliriz. Sözgelişi "İslâm medeniyeti" nitelemesini, tamlamasını sözlüklerden ve zihin haritalarından çıkardığınız zaman, Müslümanların hayat-dünyalarını yıkmış olursunuz.

Peki, aynı şeyi, "uygarlık" kavramı için de söyleyebilir miyiz? Hayır; çünkü uygarlık kavramını sözlüklerden ya da hayatımızdan çıkardığımız zaman değil, aksine, böyle bir kavramı zihnimize ve hayatımıza kazıdığımız zaman bizi, İslâm medeniyetinin kurucu ve koruyucu en önemli tarihî aktörlerinden biri olan bu topraklarda yaşayan insanları, birikimi, ruhu hiçe saymış, hafızayı silmiş, tarihin üzerini çizmiş, zihni sıfırlamış olursunuz.

Neden? Şundan: Uygarlık, hiçbir tarihi, hafızası, derinliği, müzikalitesi, engin ve zengin anlam dünyası ve haritası olan bir kavram değildir. Boş, uyduruk, anlamsız, saçma bir sözcüktür. Saçmadır; çünkü uygur'laştıkça uygar'laşmanın mümkün olabileceği gibi gerçekten gülünç bir kök-anlamı vardır uygarlık sözcüğünün.

"Medeniyet" kavramı da, "sivilizasyon" kavramı da, bu kavramların kapsama alanlarını ihata edecek tecrübeler üreten toplumların, bu tecrübeleri her dâim yenileyebilmeleri, kendilerine bu kavramlar ışığında yaratıcı ve ufuk vaat edeci alanlar açabilmeleri her zaman mümkün.

Peki, "uygarlık" kavramı'yla bunları yapabilmek mümkün mü? Türkiye'de "uygarlık"la kastedilen şey, çağdaşlaşmak yani Batılılaşmak. Orijinal bir şey olmak ya da yapmak değil. Başkası olmak. Kendi olamamak. Kendi olmanın ne demek olduğunu unutmak. Dil'i, konuşabilme imkânlarını, yaratıcı ruhu ve kurucu iradeyi yitirmek; başkalarının sırtından geçinmek; asalaklaşmak; özetle barbarlaşmak demek.

Barbarlaşmadığınızı iddia edebilecek kadar kendi tarihinizi, dünya tarihini, özgün, kendinize özgü şekilde tasnif edemeyeceğinizi düşündünüz mü hiç?

yeni şafak
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com