EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Hazine-i Evrak (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü)

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> TARİHÎ HABERLER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Çrş Arl 10, 2008 9:03 pm    Mesaj konusu: Hazine-i Evrak (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü) Alıntıyla Cevap Gönder

Hazine-i Evrak'ın (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü) 164. kuruluş yıldönümü
8 Kasım 2010

Türk Arşivciler Derneği tarafından Hazine-i Evrak'ın (Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü) 164. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen 5. Arşivcilik Günü Kutlaması'na Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Budak, Türkiye Arşivciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Haldun Şahin, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, Gazeteci-yazar Taha Akyol ve çok sayıda davetli katıldı.

Fransız tarihçi Fernan Brodel'in uzun zamanlar tarihi denen konseptin gelişmesinde öncü bir rol oynadığını belirten Taha Akyol, Prof. Dr. Halil İnalcık'ın da Türkiye'nin Brodel'i olduğunu söyledi. Brodel'in Osmanlı Devleti'nin asla Cengiz İmparatorluğu gibi Asyalı göçebe fırtınası olmadığını, medeni, yerleşik, müesseseleşmiş, kendi hukukunu üretmiş bir devlet olduğunu anlattığını ifade eden Brodel, bunun kanıtı olarak da Osmanlı'nın arşivleri olduğunu belirtti.

Osmanlı'nın yaptığı her işlemi arşive geçirdiğini belirten Akyol, "Bu gün Avrupa tarihini Osmanlı arşivlerine girmeksizin ciddi ve bilimsel seviyede yazmak imkansızdır." dedi.

Gazeteci olarak başından geçen bazı olaylardan bahseden Taha Akyol, bu olayların arşivciliğin gazetecilik açısından bile ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu aktardı.

Avrupa Birliği, Osmanlı- Avrupa ilişkileri, Osmanlı iktisadı hakkında yapılacak araştırmalarda muhakkak Osmanlı arşivlerine girilmesi gerektiğini belirten Akyol, aynı şeyin günümüzdeki değişim tartışmaları bakımından da geçerli olduğunu belirtti. Cumhuriyet arşivinin kolay erişilebilir olmasının gerekliliğinden bahseden Akyol, "Milli güvenlik duygusuyla 50-60 yıllık kısım gizlenebilir ama onun dışında İstiklal mahkemeleri zabıtları da dahil olmak üzere bütün arşivlerin açılıp tartışılması lazım. Her milletin arşivinde, geçmişinde o milletin bu günkü çocuklarını utandıracak vakıalar vardır. Hiçbir millet bundan müstağni değildir. Ama o utanılacak vesikanın yanında yüz ağrıtacak vesikalar da vardır." dedi.

Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı da, Türkiye'de bir çok alanda reformların geç yapılmadığını ancak modern arşivin kurulmasının ise oldukça geç gerçekleştiğini belirtti. Bunun Türklerin arşiv anlayışına sahip olmadıkları anlamına gelmeyeceğini dile getiren Ortaylı, "Hakikaten Osmanlı evrakını biriktirmiştir. O evrakı biriktirme iki nedene dayanmaktadır. Bir tanesi işlemlerin idare bakımından çok gerekli olmasıdır. İkincisi de hafızadır." şeklinde konuştu.

Ordu-yi Humayun'un (Kara Ordusu) ilerlediğinde yanında bir çok defter ve evrak taşıdığına dikkat çeken Ortaylı, Viyana bozgununda Osmanlı ordusunun ardında bırakmak zorunda kaldığı evrakların, bu gün Orta Avrupa, Almanya, Polonya, Avusturya gibi ülkelerde oryantalizmin ve Türkolizmin başlıca malzemesini oluşturduğunu vurguladı.

Topkapı arşivlerini Başbakanlık arşivlerine nakletme fikrinin kendisine ait olduğunu ve bu yüzden çok fazla tepki aldığını anlatan Ortaylı, "Karşımdaki iddia arşiv malzemesinin saat eseri olduğudur. Sanat eseri gibi bir gerekçeyi ciddiye alamam. Bakanlığın da bu korumak için bizdedir diyor. Kaşıkçı elmasıyla arşiv evrakını hiçbir zaman mukayese etmek. Böyle bir mukayese yapılmasını da hazin bulurum. Çünkü arşiv evrakı, herhangi bir sanat eserinden çok daha kıymetlidir. Kaybolan zamana tekabül eder. Osmanlı arşivlerinin bu gün için Türkiye Cumhuriyetindeki ehil kadroların bulunduğu Başbakanlık arşivine devrini ben ileri sürdüm." şeklinde konuştu.

Arşivcinin çok farklı özelliklere ait bir insan modeli olduğunu dile getiren Ortaylı, arşivcilerin yaşadığı sorunları aktardı. Ortaylı sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu önemli bir meslektir. Her Osmanlı'ca bilen arşivci olamaz. Dikkati zayıftır. Nice uzmanlarımız dikkat zayıflığından ellerindeki evrakı yanlış okuyorlar. Derhal bunların bu günkü statüden çıkmaları lazım. Bu meslek teminatsız yapılamaz. Çünkü hayat vakfetmek ister. Kendini bir işe vakfedenin bu maaşla ve statü ile çalışması doğru değildir. Bu çok açıktır. Belirli maaş vereceksiniz, belirli terfi çizelgeleri hazırlayacaksınız, belirli imkanlar vereceksiniz hele İstanbul gibi yerde mutlaka lojman verilmesi şarttır." diye konuştu.
habertaraf

10 Aralık 2008
Dolmabahçe Sarayı’nın bodrum katlarında bulunan çok kıymetli arşiv belgeleri, çöpe atılacakken son anda kurtarıldı.

Çöp diye ayrılan evrakların büyük zarar gördüğü ve bazılarının çürüdüğü belirlendi.
,
Dolmabahçe Sarayı’nda çöp diye ayrılıp, imha raporu çıkarılan 40 konteynır ve 216 naylon torba içindeki belgeler arasından Atatürk’e suikast yapılacağını bildiren bir evrak da çıktı

TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na ait Dolmabahçe Sarayı’nın bodrum katlarında bulunan çok kıymetli arşiv belgeleri, çöpe atılacakken son anda kurtarıldı.

Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı’na devredilen 40 çöp konteynırı ve 216 naylon torba içindeki evrak, Bağcılar’daki ısı ve nem ayarlı depolarda koruma altına alındı. Elden geçirilen belgeler arasından Atatürk’e Fransız bir sinema makinisti tarafından suikast düzenleneceği bilgisinin yazılı olduğu bir belge de çıktı.

Gelişi güzel dolduruldu
Milli Saraylar yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Arena programı yapımcısı Uğur Dündar’ın 1998 yılında Dolmabahçe Sarayı’nın bakımsızlığıyla ilgili yaptığı programın ardından Harem bölümünde Kadın Efendiler Dairesi’nin bodrum katları ve Cariyeler bölümü aceleyle temizlendi.
Burada bulunan belgeler gelişi güzel konteynırlara ve naylon poşetlere dolduruldu. İddiaya göre, 1999 yılında Prof. Dr. Ali İhsan Gencer, Prof. Dr. Nezihi Aykut gibi hocalara söz konusu belgeler değil, elden çıkarılabilir belgeler gösterilerek “imha raporu” hazırlatıldı.
Ancak dönemin Milli Saraylar Daire Başkanı Polat Akbulut imha edilmesine karşı çıktığı belgelerin konteynır ve naylon torbalar içinde bir depoda bekletilmesini istedi.

Sorumlu görevden alındı
Aradan geçen 9 yılda belgelerle ilgili hiçbir çalışma yapılmadı. Geçen yıl arşiv bölümünde çalışan bazı uzmanlar, Milli Saraylar Daire Başkanı Cemal Öztaş’a bir dilekçe yazarak arşiv bölümündeki rahatsızlıklarını dile getirdi. Dilekçe üzerine başlatılan soruşturmada, sarayın ücra köşesinde imha edilmeyi bekleyen arşiv belgeleri bulundu.
Arşiv ekibi, belgeler üzerinde yaptığı incelemede Osmanlıca olan evrakın bir bölümünün Hazine-i Hassa arşivine, bir bölümünün de Cumhuriyet dönemi Dolmabahçe yazışmaları ile Atatürk’e ait yazışmalar olduğunu tespit etti.
Bunun üzerine 1999 yılında bu belgelerin imha edilmesi yönünde karar aldırtan arşiv sorumlusu Demet Kesal görevinden alındı.

Araştırmacılara açıldı
Gün ışığına çıkarılan belgelerin bir çoğunun yıllar içinde bakımsızlıktan çürüdüğü tespit edildi.
Kurtarılabilen belgeler için ise, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı’ndan yardım istendi.
İki kurum arasında yapılan protokol doğrultusunda milyonlarca arşiv belgesi, Devlet Arşivleri’ne teslim edildi. Konularına göre ayrılan belgeler, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ne ait Bağcılar’daki özel depoya kaldırıldı.
Bir kısmı, mikro filmleri çekilerek araştırmacılara açıldı. Bir kısmının mikro film işlemi ise devam ediyor.

Suikast planıyla ilgili belge
Dolmabahçe’de konteynır ve çöp torbaları içinde yıllarca bekleyen belgeler arasında, Atatürk’e Fransız bir sinema makinisti tarafından suikast düzenleneceği bilgisinin yer aldığı belge de bulundu.
Belgeye göre; suikast, saklı (yani gizli) ibaresi ile 28.08.1930 tarihinde 1. Şube Polis Müdürü imzasıyla bir üst makama bildiriliyor. Yazıda şöyle deniliyor:
“Bazı aleyhtarlarımız tarafından sinema almak bahanesiyle Reisi Cumhur Hazretlerine suikastta bulunmak üzere sinema operatörü bir Fransızla mutabık kaldıkları haber alınmıştır. Azami takayyüdat icrası ve bu nam altında memleketimize gelecek eşhasa karşı çok müteyakkız davranılması ve ufak bir hareketten derhal malumat verilmesi ehemmiyetle beyan olunur.”
Ancak arşivde bu konuda daha sonra nasıl bir gelişme olduğuna dair evraka rastlanmadı.

(Milliyet)

Filistinliiler, Osmanlı arşivlerindeki belgelere sarıldı
19 Mart 2009
Osmanlı arşivlerinde bulunan belgelerin, Filistinlilerin, Doğu Kudüs'teki tartışmalı ev arazilerinin sahipliğini doğrular nitelikte olduğu ortaya çıktı.
Haaretz gazetesi, Kudüs'te, genellikle Filistinli Arapların yaşadığı Şeyh Cerrah mahallesinde, yaklaşık 30 dolayında evin sahipliği ile ilgili 30 yıllık uyuşmazlığa son verecek belgelere ulaşılmasında, Türk yetkililerin yardımcı olduğunu yazdı. Filistinlilerin avukatlarının da, "Türkiye'nin, arşivlere erişim imkanı sağladığını söyledikleri" belirtildi.
Avukat Salah Ebu Hüseyin'in ocak ayında Türkiye'ye gittiği ve oradaki yetkililerin yardımıyla, "Filistinlilerin tahliye etmesi istenen evlerin gerçek sahiplerinin Yahudiler olmadığını kanıtlayan belgelere ulaştığı" kaydedildi. Filistinli ailelerin avukatları, Osmanlı arşivlerindeki tapu belgeleri arasında, "Yahudi yerleşimciler tarafından mahkemelere sunulan tapu kayıtlarının gerçek olmadığını kanıtlayan dokümanların da olduğunu" belirtiyor.
Bu evlerden son tahliye, geçen yıl kasım ayında gerçekleşmiş ve Şeyh Cerrah'ta yaşayan El-Kürdi ailesi, evlerini tahliyeye zorlanmıştı. Aile, evin hemen yakınında kurdukları bir çadırda yaşamaya başlamıştı.
Avukatlar dün mahkemeye başvurarak, Osmanlı arşiv belgelerini ortaya koyup iki Filistinli aile için sürdürülen tahliye işlemlerinin durdurulmasını talep etti.
Herhangi bir İsrail mahkemesinin bu belgeleri geçerli kabul etmesi durumunda, Filistinli aileler, Kudüs Belediyesinin evlerini tahliye etmeleri yolundaki baskılarından kurtulabilecekler.
Filistinliler yıllar boyunca, Yahudilerin tapu belgelerinin sahte olduğunu iddia ettiler. Ama kendi ev sahipliklerini kanıtlamada başarısız oldular ve mahkemeler, açtıkları davaları reddetti. netgazete
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> TARİHÎ HABERLER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com