EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Bankalar bubi tuzağı gibi

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İKTİSADÎ HABERLER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Prş Ekm 02, 2008 8:35 pm    Mesaj konusu: Bankalar bubi tuzağı gibi Alıntıyla Cevap Gönder



Bankaların net karı patladı, 21.2 milyara çıktı
3 Temmuz 2017



Bankacılık sektörünün dönem net kârı mayıs döneminde 21,17 milyar TL oldu.

Bankacılık sektörünün dönem net kârı mayıs döneminde 21,17 milyar TL oldu. Geçen yılın aynı döneminde kar 13,91 milyar TL seviyesinde bulunuyordu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan yapılan açıklamaya göre, Mayıs 2017 döneminde Türk Bankacılık Sektörünün aktif büyüklüğü 2 trilyon 931 milyar 21 milyon TL olarak gerçekleşti. Sektörün aktif toplamı 2016 yılsonuna göre 199 milyar 984 milyon TL yani yüzde %7,3 arttı.
Mayıs 2017 döneminde en büyük aktif kalemi olan krediler 1 trilyon 889 milyar 158 milyon TL, menkul değerler 366 milyar 245 milyon TL oldu.
2016 yılsonuna göre sektörün aktif büyüklüğü %7,3 ve krediler %8,9 oranında artarken, menkul değerler toplamı %4,2 oranında arttı.
Bankaların kaynakları içinde, en büyük fon kaynağı durumunda olan mevduat 2016 yılsonuna göre %7,3 artışla 1 trilyon 559 milyar 528 milyon TL oldu.
Mayıs 2017 döneminde sektörün sermaye yeterliliği standart oranı %16,7 seviyesine geldi.

Etiketler:
Bankacılık sektörünün dönem net kârı Bankacılık sektörü
http://www.patronlardunyasi.com/

Bankadan çektiği krediyi ödeyemeyin işçi intihar etti
20 Haziran 2017



Antalya'nın Manavgat İlçesi’nde inşaat ustası 32 yaşındaki Ahmet Bayar, bankadan çektiği krediyi ödeyemeyince otomobilinde av tüfeğiyle yaşamına son verdi.

Manavgat’ın Emek Camii yakınlarında iftar saatinde bir otomobilden silah sesi geldiğini duyanlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi.

İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede Ahmet Bayar'ın sürücü koltuğunda oturduğu otomobilin içinde av tüfeğiyle başına ateş ederek intihar ettiği belirlendi.

Kredi borçlarını ödeyemedi

Evli ve 2 çocuklu Ahmet Bayar’ın inşaatlarda ustalık yaptığı belirtildi. Bayar’ın özel bir bankadan kredi çektiği ve bir süre önce ekonomik olarak sıkıntı yaşamaya başladığı belirtildi. Son 3 aydır kredi borçlarını ödeyemeyen Bayar’ın sıkıntılarını yakınlarıyla paylaştığı ancak borçları nedeniyle iyice bunalıma girdiği iddia edildi.

ETİKETLER
İşçi İnsaat İntihar kredi borç banka yaşamına son verdi
T24

Banka ve kredi kartlarıyla 57.7 milyar liralık alışveriş yapıldı
20 Haziran 2017

Kartla ödeme oranı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 arttı

Banka ve kredi kartları ile mayıs ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artışla, toplam 57.7 milyar TL’lik ödeme yapıldı.

Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) açıkladığı verilere göre banka ve kredi kartları ile mayıs ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artışla, toplam 57.7 milyar TL’lik ödeme yapıldı. Bu tutarın 51.8 milyar TL’si kredi kartları ile yapılırken 6 milyar TL’sinde banka kartları kullanıldı. Buna göre önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı banka kartı ile ödemelerde yüzde 40, kredi kartı ile ödemelerde ise yüzde 11 oldu.

İnternetten ödeme alışkanlıklarının her geçen gün artmasıyla beraber BKM verilerine göre mayıs ayında toplam 8.5 milyar TL kartlı ödemeyle rekor kırıldığı görüldü. Buna göre 2016 yılı mayıs ayı ile kıyaslandığında internetten kartlı ödemelerde yüzde 46 oranında artış gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artış gösteren kartlı ödemelere göre çok daha hızlı büyüyen internetten kartlı ödemeler, toplam kartlı ödemelerin yüzde 15’ini oluşturdu. Fiziki ödemelere göre ise en fazla internetten ödeme tercih edilen sektörler havayolları, seyahat acenteleri ve araba kiralama oldu.

Kamu/vergi ödemeleri, havayolları ve elektronik eşya internetten en fazla ödeme yapılan sektörler oldu.

Mayıs ayında yapılan internetten kartlı ödemelerin sektörel dağılımı incelendiğinde 1 milyar 294 milyon TL ve yüzde 15 pay ile kamu/vergi ödemeleri en fazla internetten ödeme yapılan sektör oldu. 1 milyar 139 milyon TL ve yüzde 13 pay ile havayolları, 1 milyar 15 milyon TL ve yüzde 12 pay ile elektronik eşya, 928 milyon TL ve yüzde 11 pay ile seyahat acenteleri, 679 milyon TL ve yüzde 8 ile hizmet sektörü internetten en fazla ödeme yapılan sektörler arasında yer aldı.

ETİKETLER
banka kartı kredi kartı
T24

‘Emekliler promosyonda üç yıl sonunda 354 TL zarar edecek’
Eren SAKARYA
11:3417 Şubat 2017
Ekonomi

Emekliler önümüzdeki ay promosyon ödemelerini almaya başlayacak. Sozcu.com.tr olarak promosyon ödemesinin detaylarını araştırdık. Bankalar promosyon almak isteyen emeklilerin iki tane otomatik ödeme talimatı vermesini ve Kredili Mevduat Hesabı (KMH) açmasını şart koşuyor. İşçi, Memur, BAĞ-KUR Emeklileri Derneği Başkanı Hamdi Öz promosyon ödemelerinden üç yıl sonunda emeklinin 354 TL zarar edeceğini belirtiyor. Emekliler kredili mevduat hesaplarındaki otomatik ödeme talimatlarına karşı faiz ödememek için sürekli bir miktar parayı hesapta tutmak zorunda kalacak.

Emekliye Banka Promosyonu ödemeleri önümüzdeki aydan itibaren başlıyor. Kamu bankalarından başka 18 özel banka da emeklilere banka promosyonu ödemesi için SGK ile anlaşma imzaladı. Buna göre bankalar emeklilere maaşlarına göre 3 yıllık için bir defaya mahsus 300 ila 450 lira arasında ödeme yapacak. Emekliler ortalama 375 TL promosyon alacaklar.
promosy21
Ziraat Bankası yetkilileri, emeklinin promosyonu alması için öncelikle hesabının bulunduğu şubeye gidip sözleşme imzalaması gerektiğini belirtti. Ardından emeklinin kredi kartı alması veya hesabını kredili mevduat hesabına (KMH) çevirmesi ya da bireysel emekliliğe başvurması gerekiyor. Bunların yanında da 2 fatura için otomatik ödeme talimatı verilmesi gerektiğini söyledi.
İLGİLİ HABEREmekli promosyonu nasıl alınacak? Emekli promosyonu alma şartları neler?
Emekli promosyonu nasıl alınacak? Emekli promosyonu alma şartları neler?
AYLIK MASRAF 20 LİRA 25 KURUŞ

İşçi, Memur, BAĞ-KUR Emeklileri Derneği (İMBED) Genel Başkanı Hamdi Öz, promosyon uygulamasını sozcu.com.tr’ye yorumladı. Öz açıklamasında “Yanlış olduğunu Başbakan’a ve Çalışma Bakanı’na bildirdik. Açıklamalarda dağ fare doğurdu dedik. Bu emekliye eziyet. Zaten her emeklinin bankada kartı var. Ayrıca bir kart alırsa kart faizi var aidatı var. Talimatla kesilecek faturaların da komisyonu var. Tüm emeklilerin 36 ay için alacağı promosyonun ortalaması 375 lira olacak. Yaptığımız bir hesapla, 36 aya bölerseniz emekli ayda 10 lira 41 kuruş alacak. Ancak kart faizi ve fatura ile emeklinin cebinden ayda 20 lira 25 kuruş çıkacak” diye konuştu.

KMH EMEKLİYİ ZARAR ETTİRECEK

Öz’ün bildirdiği hesaba göre emekliler 3 yıl için bankadan ortalama 375 TL alacaklar. Emeklinin ayda alacağı para ise 10 lira 41 kuruş oluyor. Fakat Kredili Mevduat Hesabı (KMH) açtıran ve en az iki faturası için otomatik ödeme talimatı veren emeklinin aylık masrafı 20 lira 25 kuruş olacak. Bankalar otomatik ödeme talimatı veren emeklilerden komisyon almıyor. Ancak KMH hesabı açtıran emekliler hesaplarında sürekli otomatik ödeme talimatını gözeterek para tutmak durumunda kalacak. Aksi halde KMH işleyecek ve emeklinin maaş bakiyesi eksiye düşecek. Ve böylece işleyecek faizi emekli cebinden ödeyecek. Yani banka 3 yıl için emeklilere ortalama 375 TL verirken zorunlu olarak sunduğu hizmetler sonucunda banka kendisinden 3 yıllığına 729 TL alacak. ‘Promosyon müjdesi’ için emeklinin cebinden üç yıl için 354 TL çıkacak.

‘EMEKLİLER İSTEMEDİĞİNİ SÖYLÜYOR’

Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu sozcu.com.tr’ye yaptığı açıklamada kendisinin de bir emekli olduğunu belirterek promosyon konusunda kafaların karışık olduğunu ve çok sayıda soru aldıklarını syöledi. Ağaoğlu, “Emeklinin kafasını karıştırdılar. Emekli bu promosyonla zararlı çıkıyor. Emekliler bu promosyonu almayacaklar. Zaten istemediklerini de bize belirtiyorlar” ifadesini kullandı. Ağaoğlu, “Milyonlarca emekli için bakanlık ile masaya oturuldu. Dağ fare doğurdu. Banka verdiği paranın yüzde 25-30 fazlasını müşterisinden geri alacak” ifadesini kullandı.
ʻʻ
Emekli bu promosyonla zararlı çıkıyor. Emekliler bu promosyonu almayacaklar.
Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu

‘PROMOSYON VERİLMESİ ÖNEMLİ BİR HADİSEDİR’

Promosyon uygulamasını destekleyen ve sozcu.com.tr’ye açıklamalarda bulunan Türkiye Emekliler Derneği Başkanı Kazım Ergün, “Promosyonun verilmesi önemli bir hadisedir. Biz Türkiye Emekliler Derneği olarak 10 yıldır bunun için uğraşıyoruz. Çalışana verilirken emekliye verilmeme adaletsizliği ortadan kalktı. Birine verirken birine vermemek olmazdı. Ancak biz bu uygulamada emeklinin sıkıntıda olduğunu yetkililere bildirdik. Emekliden bu konuda gelen şikayetleri ilgili makamlara bildirdik. Emeklilerin otomatik ödeme yapmak için para bırakması gerekmesi gerekiyor, emekli ise ben paramı orada bırakamam diyor.” diye konuştu.
Sözcü

1 milyon kişinin kredi kartı bilgilerini çaldılar! 13 Milyonluk vurgun
17 Şubat 201

İstanbul'da 'siber dolandırıcılık' operasyonu.. Başkalarına ait kredi kartı, banka hesabı ve kimlik bilgilerini ele geçirerek 13 milyon lira haksız kazanç elde ettikleri iddiasıyla gözaltına alınan 16 kişiden 11'i tutuklandı

İstanbul Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine ulaşan çok sayıda kişi, banka hesaplarından bilgileri dışında para çekildiğini ve harcama yapıldığını belirterek şikayetçi oldu.
Polis ekipleri bunun üzerine çalışma başlatarak bir şebekeyi belirledi. Ekipler, şebekeyi 6 ay boyunca teknik ve fiziki olarak takip etti. Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ve Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri Şubat ayının ilk haftası farklı tarihlerde şebekeye düzenlediği operasyonlarda toplam 16 kişiyi gözaltına aldı. Yapılan aramalarda 6 dizüstü bilgisayar, 10 haddisk, bir miktar para ile çok sayıda flash bellek ve cep telefonları ele geçirildi.
Polis ekipleri şebeke üyesi İsmail Y.'nin bankada işe başladıktan sonra yüksek limitli banka müşterilerinin bilgilerini şebekeye ulaştırdığını belirledi. İsmail Y. ve şebeke lideri olduğu iddia edilen Metin E.'nin geçmişte bir çağrı merkezinde birlikte çalıştıkları tespit edildi.
BANKA ÇAĞRI MERKEZİ GİBİ ARAMA YAPILIYOR
Polis ekipleri şebekenin çalışma sistemini şu şekilde belirledi. Şebeke internet üzerinden özel bir sistemle kendi kullandığı numarayı bankaların çağrı merkezi numaraları gibi göstererek aramalar yapıyor. Şebeke elemanları kendilerini banka görevlisi olarak tanıttıktan sonra aradıkları kişinin tüm kişisel bilgilerini telefonda doğrulayıp güven oluşturuyor. Bunun üzerine 'Hesabınızdan şüpheli işlemler yapılmış, işlemlerin iptali için cep telefonunuza gelen şifreyi bizimle paylaşın' diye gelen şifreleri alarak hesaplarındaki paraları internet bankacılığı üzerinden şebekenin diğer üyelerine yolladığı ve kısa sürede çok sayıda el değiştirerek paranın çekildiği belirlendi.
1 MİLYON KİŞİNİN BİLGİLERİ ŞEBEKEDE
Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ele geçirdiği hard disklerde yaptığı incelemede yaklaşık 1 milyon kişinin adı, soyadı, TC kimlik numaraları, adresleri ile kullandıkları kredi kartlarının ilk ve son 4 hanelerinin olduğu bilgileri buldu. Polis ekipleri ele geçirdiği dijital verileri incelemeye devam ediyor.
1 YILDA YAKLAŞIK 13 MİLYON LİRALIK VURGUN
Polis ekipleri şebeke üyelerinin banka hareketlerinde yaptığı incelemelerde ilk belirlemelere göre 1 yılda yaklaşık 13 milyon liralık hareket belirledi. Bunun üzerine Tapu Müdürlükleri ve ilgili birimlere şüphelilerin üzerlerine kayıtlı bulunan ev ve araçların bilgilerini istedi.
Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğündeki işlemleri tamamlanan 16 kişi adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden
Şebeke lideri olduğu iddia edilen Metin E. ve bankada çalışan şebeke üyesi İsmail Y.'nin de aralarında bulunduğu 11 kişi çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. 5 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Şüphelilerin bankamatiklerden para çekmesi güvenlik kameralarına yansıdı. Habertürk

Bankaların takipteki alacakları 12,5 milyar TL’yi buldu
10.02.2015



Takipteki alacaklar 12,5 milyar TL’yi bulduBDDK rakamlarına göre; Türkiye, 162 milyonu geçen kart sayısı ile İngiltere’den sonra sistemde en fazla karta sahip ülke oldu, bireysel kredi borçları rekor düzeyde arttı.

Türkiye’de kişi başına 2.12 kredi ya da banka kartı düştüğü nü belirten Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman Akdoğu, 162 milyonu geçen kart sayısıyla İngiltere’den sonra sistemde en fazla karta sahip ülke olunduğunu ve bireysel kredi borçlarının rekor düzeyde arttığını söyledi.

Eksik ödeme

BDDK’nın son verilerine göre 2014 Aralık ayı itibariyle bireysel kredi kartı kullanımı toplam 86 milyar 780 milyon TL olurken, 2013’e göre 607 milyon 93 bin TL’lik artışla bu rakamın, 5 milyar 360 milyon TL’sini takipteki alacaklar oluşturuyor. Yine BDDK verilerine göre; toplam tüketici kredileri tutarı, 281 milyar 933 milyon 572 bin TL. Takipteki kredi tutarı ise 2013’e göre 2 milyar 38 milyon 963 bin TL artarak, 7 milyar 114 milyon 616 bin TL’ye ulaşmış bulunuyor. İki kalemin takipteki alacak toplamı ise 12 milyar 474 milyon TL’yi geçiyor.

Serpil Akdoğu, “TÜİK Hane Halklarının Tüketimi verilerine göre; tüketimimizin yüzde 24’ü kredi kartı olmak üzere yüzde 38’ini kartlı sistemleri kullanarak gerçekleştiriyoruz. Artan borçluluk durumumuzun sebeplerinin başında, bireylerin genellikle borcun tamamını kapatmadan, hattâ yalnızca asgari ödeme yoluyla kart kullanımına devam etmesi geliyor. Eksik ödeme dolayısıyla kart limiti yetersiz kaldığında; kişi, bu kez farklı bankaların kredi kartlarını temin etme yoluna başvuruyor. Kimi zaman ise başka banka kredi kartlarından nakit çekerek, kartlarının borçluluk durumunu sürdürmeye çalışıyor. Kredi kartı alternatifi tükendiğinde ise tüketici kredileri devreye giriyor. Kredi kartlarında yaşanan döngü, burada da devam ediyor. Süreç, borcun artık sürdürülemez hale geldiği noktada kaçınılmaz olarak idari takibe kadar uzanıyor” dedi. Vatandaşlara önerilerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman Akdoğu, “Öncelikle alınacak önlem, kredi kartı sayısını teke indirgemek. Kartın limitini kısıtlamak da otomatik olarak harcamalarımızı azaltacaktır. Kredi kartı kullanımımız, aylık gelirimizle paralellik göstermeli ve hesap kesim dönemlerinde borcun tamamını kapatmalıyız. Kredi kartından nakit çekim işleminden ise özellikle kaçınılmalı. Kredi kartlarından nakit çekim, en maliyetli seçenek. İşlem ücreti ve günlük faiz gibi ücretlendirmelerle tüketici kredilerine göre daha dezavantajlı. Kısa bir zaman diliminde faiz, anaparayı geçer hale gelebilmekte. Bu gibi kısa vadeli ve düşük tutarlı nakdi gereksinimler için tüketici kredileri tercih edilmeli. Kredi kartına ödemeler sırasıyla varsa önce nakit işlem, geçmiş dönem borcu ve güncel tutarı kapatmak olmalı. Daha yüksek tutarlı nakit ihtiyaçlar için ferdi destek kredisine başvurulmalı ve yine aynı şekilde olabildiğince vadeyi kısa tutmak amaçlanmalı. Yalnızca faiz oranları değil, kredinin toplam maliyeti üzerinden karşılaştırma yapılmalı” dedi.

“Cebinizde olmayan parayı harcamayın”

Harcamayı seven bir toplum olunduğunu, ancak, ortalama gelir haddi düşünüldüğünde borçlanmanın kimi zaman bir gereklilik olduğunu belirten Serpil Akdoğu, şunları söyledi; “Kuşkusuz öncelikle tüketim eğilimlerimizi gözden geçirerek, rasyonel bir şekilde bütçe dengemizi yapılandırmak daha etkin bir çözüm olacaktır, ama, en temel şey ise cebinizde olmayan parayı harcamaktan kaçının.” diye konuştu. BDDK’nın, kredi kartlarına yönelik taksit, limit, asgari ödeme gibi sınırlamalarını içeren düzenlemeler getirdiğini hatırlatan Akdoğu, “Asgari ödeme oranı, toplam tutarın minimum yüzde 30’una çekilerek, taksitli işlemlere kısıtlama getirildi. Burada asıl etki gösterecek olan, kredi kartında tek limit dönemi”.
Kaynak: Yeniçağ

Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner Cumhurbaşkanı'na açık mektup yazdı: Devlet neden sürekli borçlanmak zorunda?



Prof. Dr. B. Gültekin Çetiner Facebook sayfasında Cumhurbaşkanı'na bir açık mektup yazarak, ülkenin içine itildiği borç/faiz batağını analiz etti ve "Devlet neden sürekli borçlanmak zorunda?", Neden sürekli faiz ödemek zorundayız?" gibi çok kritik sorular sordu.

İşte o mektup:

Sayın Cumhurbaşkanımıza açık mektup,

Bu toplumun yarıya yakını sizi sevmiyor. Diğer yarıya yakını sizi seviyor. Hatta bazısının sevgisi ya da bağlılığı Allah'a olan bağlılığından fazla veya yakın durumda. Büyüklerimiz "İnsanların zemmetmesiyle övmesi senin nezdinde bir olsun. Önemli olan Allah nezdinde durumundur. Gerisini boşver" demişler.

Şimdi toplumun sizi seven veya sevmeyenleri dahil olmak üzere 13 yıldır izlediğiniz ve uyguladığınız Neoliberal politikalarla hem devleti hem de halkı yani kısaca ülkeyi borç batağına gömmüş ve faize gark etmiş durumdasınız. Faiz oranları şu kadar düştü demeniz bu acı gerçeği değiştirmiyor. Bu işi bilenler olarak Hazine, Merkez Bankası, BDDK vs sitelerine bakarak sürekli hem devletin hem de halkın nasıl artan şekilde borçlandırıldığını ve üzerlerinde ağır bir borç/faiz yükünün olduğunu görüyoruz ve eminim sizler de görüyorsunuzdur.

Her yıl faize ortalama 50 Milyar TL devlet tarafından ödeniyor. Halkla beraber bankalara ödenen yıllık faiz son 2 yıldır 110 Milyar TL civarında seyrediyor. Önemli oranı dosya masrafı vs adlarla yine faizli kredilerden kaynaklanan faiz dışı gelirler ise yıllık 30 Milyar TL'yi bulmuş durumda.

Sadece Merkezi Yönetimin borcu 600 Milyar TL civarında. Bankalar Kısmi Rezerv Sistemi (KRS) nedeniyle an itibariyle 1.2 Trilyon TL civarında parayı havadan yaratmışlar ve bunun keyfini sürüyorlar.

Peki Merkez Bankasının ürettiği fiziksel para miktarı sadece 74 Milyar TL civarında iken ve bunun yaklaşık 10.5 Milyar TL'si bankaların kasasında iken bankalar nasıl 1.2 Trilyon TL kredi verebilmişler?

Paranın sahibi neden devlet değil? Ne kadar borçlanacağımıza karar verirken bile neden milletimizin herhangi bir dahli olmuyor? Piyasada ne kadar para üretileceğine kimler karar veriyor? Bankalarda 980 Milyar TL civarında mevduat gözüktüğüne ve fiziksel olarak sadece 74 Milyar TL olduğuna göre bu 900 Milyar TL'den fazla miktardaki parayı kimler üretmiştir ve nasıl 1.2 Trilyon TL borç verebilmişlerdir?

Devlet neden sürekli borçlanmak zorunda? Neden sürekli faiz ödemek zorundayız? Neden bu faizler halktan vergi ve çeşitli harçlarla çıkarılıyor? Devlet her yaptığını neden sürekli borçlanmak suretiyle gerçekleştirmek zorunda olsun? Kendi parasının sahibi olan devlet neden gereksiz yere vergi toplamak zorunda olsun?

Bu adalet midir? Kurduğunuz ve partinizin ilk kelimesi olarak seçtiğiniz güzel bir kelime olan, bir toplumu bir arada yaşama nedeni olan adaletle örtüşüyor mu?

Cenabı Allah, "Ey iman edenler gerçekten iman ettiyseniz faizi terkedin değilse Allah ile harp halinde olduğunuzu bilin" buyuruyor.
13 yıldır görevde olan ve Cenabı Allah tarafından kendisine bu kadar güçlü şekilde halkının desteği verilen Müslüman bir liderin Borca Dayalı Para Sistemi (BDPS) ve bunun içinde bankaların ekonomide paranın %90'ından fazlasını ürettiği Kısmi Rezerv Sistemi (KRS) yani kısaca faizci para sistemini değiştirmemesinin vebalinin farkında mısınız?
Bu sistem nedeniyle üzerine faizinin tozunun bulaşmadığı kimse kalmamıştır.
Birbirine Hakkı tavsiye etme durumunda olan Müslümanlar olarak bu durumların en kısa zamanda düzeltilmesi gerektiği yönünde tavsiyelerimi sunuyorum.
Saygılarımla,
B. Gültekin Çetiner
haber93

Kart borcumu ödeyemezsem başıma neler gelir?
Güngör Uras
Ayşe Hanım Teyzem soruyor: Bugünlerde halkımız kredi kartı faizinden yakınıyor. Başbakanımız kredi kartı kullananları azarlıyor. Nedir bu kredi kartı sorunu? Kredi kartı kullanan ne kadar faiz ödüyor? Kredi kartı borcu nasıl katlanıyor? Ayşe Hanım Teyzeme bilgi vermek için sordum, soruşturdum. Önce faizlerle ilgili temel bilgiyi vereyim.

Kredi kartı borçlarında bankaların alabilecekleri faiz oranlarının sınırını Merkez Bankası belirliyor. Daha önceki belirlemeye göre, kredi kartı borcunu kapatamayanlar ve taksitlendirenler için, en yüksek faiz aylık yüzde 4.39 idi. Buna yüzde 5 banka vergisi, yüzde 10 fon kesintisi ekleniyor. Aylık yüzde 5.05 ve yıllık yüzde 60.58 oluyordu.

Kredi kartı borçlarını zamanında ödeyemeyenler için gecikme faizi yüzde 5.14 oranında idi. Buna vergi ve fon eklenince aylık yüzde 5.91 yıllık yüzde 70.93 oluyordu.

Geçen cuma, bu faizler düştü. 1 Nisan’dan itibaren uzatmalarda en yüksek aylık faiz yüzde 3.96 olacak. Vergili ve fonlu aylık faiz yüzde 4.55’e, yıllık faiz yüzde 54.65’e yükseliyor. Gecikme faizi aylık olarak yüzde 4.71’e indirildi. Vergili ve fonlu aylık gecikme faizi aylık yüzde 5.42, yıllık yüzde 65 olarak uygulanacak.

Burada bir açıklama yapayım.

Kart işlemlerinde ‘faizin faizi’ uygulanmıyor. Birikimli faiz sorunu yok.

Bankaları dolaştım. Görevli hanımlarla (banka görevlilerinin nerede ise tamamı hanım) konuştum. Her banka farklı faiz uyguluyor. Ama genelde uygulama Merkez Bankası’nın belirlediği tavan faizi üzerinden yapılıyor.

Kart borcu faizi yüzde 54’i buluyor

- Taksitlendirme denilen uygulamada kart sahibi yüzde 54.65 yıllık faizle banka kredisi kullanmış oluyor.

- Halbuki bankadan doğrudan tüketici kredisi alıp borcunu kapatsa yıllık faizi yüzde 25.08 olacak.

Bu durumu dostum Ege Cansen eleştiriyor. Diyor ki,

- Borcunun tamamını hesap kesim tarihinden sonraki 10 gün içinde kapatamayan kart müşterilerine ait borçların, bankalar tarafından taksitlendirilmesi yanlıştır.

- Banka vadesinde ödenmeyen kartı iptal ederek, müşterisine yeni bir tüketici kredisi hesabı açsa idi, yıllık yüzde 25.08 faiz uygulayacak idi.

- Banka kartın ödenmeyen borcunu taksitlendirerek uzatınca yüzde 54.65 ‘erteleme faizi’ uyguluyor.

- Kredi kartı borçları ya hiç taksite bağlanmamalıdır. Bağlanıyor ise bankalar bu taksitleme işlemine, tüketici kredisine uygulanan ölçüde faiz uygulamalıdır.

Kart batığı 2.7 milyar TL’ye çıktı

Zamanında ödeyene faiz yok

Şimdi gelelim Ayşe Hanım Teyzem’in kredi kartı borcu faizinin nasıl işlediğine. Anlatılanları (yeni oranlara göre düzelterek) aktarayım.

- Diyelim ki Ayşe Hanım Teyzem 100 TL’lik harcama yaptı.

- Bankadan evine bir kâğıt geldi: “Hesap kesim tarihiniz 1 Nisan-Son ödeme tarihiniz 10 Nisan.”

- Ayşe Hanım Teyzem, 10 Nisan’da bankaya 100 TL verir ise ayrıca hiçbir faiz ödemiyor. Borcu kapanıyor.

Normal olanı budur. Çünkü kredi kartı bir borçlanma aracı değil, ödeme aracıdır. Eğer Ayşe Hanım Teyzem kredi kartı borcunu gecici bir sorun nedeni ile ödeyemiyor ise bankadan tüketici kredisi alır. Kredi kartı borcunu kapatır.

Kart borcu 32.5 milyar TL’yi buldu

Kartta taksit, yüksek faize yol açıyor

Ayşe Hanım Teyzemin kredi kartı borcunu bir defada kapatmaya (1) Parası yok ise, (2) Tüketici kredisi alarak veya başka yerden para bularak da borcu kapatamadı ise bankadan yardım istiyor. (Mehmed Ali Bey... N’ooolur bana yardım et! diyor...) İşte o durumda ‘taksitleme’ devreye giriyor.

Kredi kartı borcunun uzatılmasına halk arasında ‘kredi kartı borcunun taksitlendirilmesi’ deniliyor.

- Ayşe Hanım Teyzem 100 TL borcunun tamamını ödeme günü ödeyemeyecek durumda ise, bankaya borcun en az yüzde 20’si kadar (20 TL) ödeme yapar ise, banka geri kalan borcunu yüksek faize bağlayarak yaşatıyor. (Faizi ödediği sürece geriye istemiyor!)

- Bu durumda kredi kartı iptal edilmiyor. Harcama sürdürülebiliyor.

- Borcun ödenmeyen kısmı için (toplam borcun yüzde 80’i için) aylık (vergili) yüzde 4.55, yıllık yüzde 54.65 oranında faiz işlemeye başlıyor.

n Bir ay sonraki ödeme tarihinde, ödemesi gereken toplam borç miktarı ne ise, tekrar onun da yüzde 20’sini ödeyerek borcunu (Yıllık yüzde 54.65 faiz yükü altına girerek) sürdürebiliyor. İşte buna ‘taksitlendirme’ deniliyor.

İcradan korkan taksite razı oluyor

- Ayşe Hanım Teyzem son ödeme tarihi olan 10 Nisan’da ödeme yapamaz ve de taksitlendirme talebi olmaz ise, banka kartı kullanıma kapatılıyor.

- Hesap kesim tarihi olan 1 Nisan’dan itibaren faiz işlemeye başlıyor.

- Faiz hesaplanırken, 1 Nisan - 10 Nisan arasında 100 TL borç için vergili yüzde 4.55, daha sonra 10 Nisan’dan başlayarak borcun yüzde 20’si için (20 TL) aylık (vergili) yüzde 5.42, borcun yüzde 80’i için yüzde 4.55 faiz işletiliyor.

- Ayşe Hanım Teyzemin borcuna, tamamını ödeyinceye kadar aylık yüzde 4.67, yıllık yüzde 56.03 faiz işlemeye başlıyor.

- Daha sonraki 2 ay ödeme yapılmadığında aynı şekilde faiz oluşuyor.

- 3 ayın sonunda da Ayşe Hanım Teyzem borcunu ödeyememiş ise, banka borç rakamına (100 TL) 3 aylık faizleri ekleyerek kanuni takibi başlatıyor. Ve de kredi kartını iptal ediyor.

- Önce noterden ihtarname geliyor. Ardından icra memuru kapıyı çalıyor.

- Ayşe Hanım Teyzem, kart borcunun 3 ay sonra ulaştığı rakam (ana para + faiz toplamı) üzerinden kanuni gecikme faizi ödemek zorunda kalıyor. Kanuni gecikme faizi (vergili) aylık yüzde 4.95, yıllık yüzde 59.35. Avukat masrafları ile mahkeme masrafları da faturayı büyütüyor.

Kötü olan kart değil, uygulama...

Tekrar edelim: Kredi kartı bir ödeme aracıdır. Borçlanma aracı değildir.

n Normal olan kredi kartı ile yapılan ödemelerden oluşan borcun bir ay içinde nakden ve tamamen ödemesidir. Bu durumda 1 kuruş faiz ödenmez.

- Normal olan kart sahiplerinin güçleri ölçüsünde harcama yapmalarıdır.

- Normal olan kart borcunu kapatmak için ve daha başka nedenlerle ihtiyacı olanların kart ile borçlanmak yerine, ‘tüketici kredisi’ kullanmalarıdır.

- Bizde kartla borçlanmak tüketici kredisi kullanmaktan güç olduğu için tüketici kolaya kaçarak kartla borçlanıyor.

-Ekonomik zorluklar, işsizlik, fakirlik içinde tüketici keyfinden değil ‘mecburiyetden’ kredi kartı ile borçlanmaya giderek daha fazla yükleniyor.

-Bankalar ise kredi kartı borcu faizinin cazibesi nedeniyle bu tür borçlanmalara göz yumuyorlar.

Taksitli satışların faizi fiyatın içinde

Ayşe Hanım Teyzemin merak ettiği bir başka konu da, firmaların kredi kartına nasıl taksit yaptıkları. Bir firma ilan ediyor: ‘Kredi kartına 12 ay taksit’ Bir başkası ‘Bizde 36 ay taksit var’ diyor.

Ayşe Hanım Teyzem ‘36 ay taksit’ ile satılan malı kredi kartı ile satın alır ve de kredi kartı borcunu, hesap ödeme tarihinde’ tamamen öder ise, bankaya hiçbir faiz ödemiyor. Satın aldığı malın bedeli 36 aya bölünerek her ay kredi kartı borcuna ekleniyor.

Ayşe Hanım Teyzem 36 ay süre ile mal bedelini faizsiz ödediğini sanıyor. Halbuki yanılıyor. Faizsiz kredi olmaz. Olamaz.

Taksitleme bir kredi işlemidir. Bunun da faizi vardır. Bu faizi sonunda Ayşe Hanım Teyzem ödüyor ama, faiz malın fiyatına eklendiğinden olan bitenden habersiz.

Taksitli satışlarda vadeli satılan malın taksit faizini bankaya satıcı firma ödüyor. Bu faizi de peşin peşin, satılan malın fiyatına bindiriyor.Ayşe Hanım Teyzem taksitli mal alırken faizi peşin olarak fiyatın içinde ödüyor.

İşte onun için Ayşe Hanım Teyzem ve de arkadaşları ‘Kredi kartına 12 ay... 32 ay... Taksitli Satış’ ilanlarına kanmamalı. Aldanmamalı. Bu durumda satış yapana şunları sormalı:

(1) Nakit ödeyerek alırsam, bunun fiyatı nedir?

(2) Taksitsiz, bir defada ödemeli kredi kartı ile alırsam , fiyatı nedir? O zaman fiyatın içindeki faizin yükü ortaya çıkar.
Milliyet

Kredi kartı borcunu ödeyemeyen zabıta memuru intihar etti
27 Ekim 2008
Gaziantep'te, kredi kartı borcu nedeniyle bunalıma girdiği belirtilen zabıta memuru intihar etti.
Çağdaş mahallesindeki 28. caddede oturan Şahinbey Belediyesi'nde görevli zabıta memuru Mehmet B. (30), eşinin evde olmadığı sırada kendini iple tavana astı. netgazete

Kredi kartı borcunu ödemek için banka soymuş
Başkent'in Mamak İlçesinde HSBC Bank dün akşam saatlerinde silahlı bir kişi tarafından soyulmuştu. 17 bin 600 TL parayı ve güvenlik görevlisinin silahını gasp ederek kaçamaya çalışan zanlı, güvenlik görevlisinin peşinden gelmesi üzerine paniğe kapılarak paraları ve tabancayı attı. Ankara polisinin olayın ardından başlattığı çalışma sonucunda zanlı Ersin Ü. (25) kısa sürede yakalandı. Zanlının sorgusunda, 9 ay önce işsiz kaldığını söylediği, 12 bin TL civarındaki kredi kartı borcu nedeniyle soygun girişiminde bulunduğunu iddia ettiği öğrenildi. 24.02.2009 ANKARA
netgazete

Kredi kartı borcu için banka soydu

Amasya'nın Merzifon ilçesinde bankada çalışanları ve bir polisi rehin aldıktan sonra 50 bin YTL ile kaçmaya çalışan şahıs polis tarafından yakalandı

AMASYA'nın Merzifon İlçesi'nde banka soyan 25 yaşındaki Murak K.'nın, 750 YTL kredi kartı borcunu ödemek için banka soygununu gerçekleştirdiği öğrenildi. 50 bin YTL ile 150 metre kaçabilen Murat K., dün polis tarafından havaya açılan ateş sonucu yakalanarak gözaltına alınmıştı. Zanlının emniyetteki ifadesinde, kredi kartı borcunu ödemek banka soyduğunu söylediği belirtildi.

Kredi Kartında Çifte Çekim Hilesi
02 Ekim 2008
Bayram öncesinde başlayan ve hala devam eden kredi kartı krizi giderek büyüyor. Birçok vatandaşın hesabından çifte çekim yapıldığı ortaya çıktı.

Kredi kartı ile alışveriş yapan, ardından POS makinesine şifresini yazarak çekim yapılmasının ardından “işleminiz onaylanmadı” yazısına rağmen girilen tutarın hesaba geçtiği ortaya çıktı. Bu durum vatandaşlar arasında büyük paniğe yol açtı. Tüketiciler Birliği ise, vatandaşlara “hesap ekstrenizi kontrol edin” uyarısında bulundu.

TÜRKİYE AYAĞA KALKTI

Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı Avukat Bülent Deniz, yaşanan paniği “Türkiye ayağa kalkmış durumda herkeste bir panik var. Tatil olduğu halde dernek olarak adeta mail bombardımanı altındayız” şeklinde yorumladı. Olayın daha da büyüyeceğini söyleyen Deniz, yaşanan krizin yoğunluktan kaynaklandığını zannetmediğini söyleyerek, “Geçen yıldan bu yana kredi kartlarında anormal bir artış söz konusu değil. Bankalararası Kart Merkezi’ne göre, bu artış 4 milyon civarında” ifadelerini kullandı.

BANKALARI ARAYIN

Kredi kartı kullanıcılarına uyarıda bulunan Deniz, tüketicilerin bir an önce, mutlaka hesaplarını kontrol etmeleri gerektiğini vurguladı, “Olağan dışı bir hareketlenme var ise bayramdan sonra mutlaka yazılı olarak başvursunlar. İnternet bankacılığı imkanı olanlar hemen ekstrelerini kontrol etsinler.

Çünkü yeni ekstrelerin gelmesi bir hayli zaman alacaktır. İnternet bankacılığı imkanı olmayanlar da mutlaka ilgili bankaların müşteri hizmetlerini arasınlar ve hesaplarını kontrol ettirsinler.”Deniz, hesaplarda herhangi bir olağan dışı bir durum söz konusu ise müşterilerin sözlü olarak değil bayramdan hemen sonra mutlaka yazılı olarak başvurmaları gerektiğinin altını çizdi.

SANAL KORSAN MI?

Bankalardan konu ile ilgili henüz bir geri dönüşün olmadığı uyarısında bulunan Bülent Deniz, “Zaten ne zaman kredi kartları ile ilgili bir şey yapmaya kalksak, bankaların tehditleriyle karşı karşıya kalıyoruz” şeklinde konuştu. Açıklamalarıyla dikkati sanal korsanlara da çeken Deniz, “Krizin aşırı yoğunluktan kaynaklandığına dair hiçbir emare yok ortada. Kişisel kanaatim bu bir hacker saldırısı ve bundan şu sonuç ortaya çıkıyor; demek ki sistem şu anda güvenli değil” diye konuştu.
aktifhaber

17 BİN DİLEKÇE GÖRMEZDEN Mİ GELİNDİ?
15 Ekim 2008
Çifte ödemede bankaların sessizliği endişeleri artırdı.
Bayram tatilinde kredi kartı ile yapılan alışverişlerde yaşanan çifte ödeme şoku için 17 bin kişi itiraz dilekçesi doldurdu. Bankalar ise hâlâ sessizliğini koruyor.

Kredi kartlarında çift ödeme şokunda, bankalardan bir ses çıkmazken, Tüketiciler Birliği, internet sitesine bir dilekçe örneği koyarak tüketicilere yardımcı oluyor.

Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, bayram alışverişlerinde POS cihazlarında “işleminiz onaylanmadı” yazısına rağmen girilen tutarın hesaba geçmesi şeklinde yaşanan sorun karşısında, 15 günde siteden 17 bin adet dilekçe örneği indirildiğini, bu örneklerin mağdur tüketiciler tarafından doldurularak bankalara gönderildiğini anlattı. Buna rağmen bankaların hala internet ve telefon bankacılığından yararlanamayan tüketicilerin endişelerini gidermek için bir açıklama yapmamasını “gamsızlık” olarak niteleyen Kaya, Bankalar Birliği ve BDDK’nın konuyla ilgili olarak harekete geçmesini istedi.

GÜVENİ YİTİRDİLER

Bankaların kredi kartları konusunda zaten sorun yaşayan tüketiciyi bu biçimde mağdur ettikten sonra güven kaybettiklerini de vurgulayan Kaya şöyle devam etti:

“ Bankalar, sorun yaşayan bir kişi dahi olsa sorumlu davranıp bir açıklama yapmalıydılar. İnsanların bankalara güvenmeleri çok önemli. Bankaların bu güveni kaybetmemesi lazım. Yıllık aidatlar, faizler, anlamsız çekimler ve çifte ödeme şoku bankalara duyulan güvenin ciddi azalmasına sebep olmuştur. Şimdi bir POS cihazında sorun çıktığı zaman esnafla tüketici kavgaya tutuşuyor, tüketici ‘çekilmiştir’ diyor, esnaf güvenmiyor. Bankalar Birliği ve BDDK’nın konuda bir an önce harekete geçmesini istiyoruz.” Kaya, bazı tüketicilerin mükerrer ödemelerinin iade edildiğini bildirdiklerini de sözlerine ekledi. Bugün
haber10

Kredi kartı borcunu ödeyemeyen ev kadını, kapkaççı oldu
Başkent'te, kredi kartı borcunu ödeyemeyince çareyi kapkaç yapmakta bulan evli ve bir çocuk annesi Özlem O. adlı kadın, kız kardeşiyle birlikte yakalandı. İrfan Baştuğ Caddesi üzerinde durdurulan bir araçta yakalanan zanlılardan Özlem O. Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği'ne teslim edilirken, kız kardeşi R.Ö. ise Çocuk Şube Müdürlüğü'ne gönderildi. Özlem O.; bir bankadan kredi kartı ile 2300 YTL borç aldığını, her ay 100 YTL ödediğini ama bir süredir ödeyemeyince mahkemelik olduğunu söyledi. Zanlı, 25 YTL borcu kaldığını, bu borcu ödedikten sonra kapkaçı bırakacağını söyledi. 22.10.2008 ANKARA - netgazete

Banka müşterisini böyle tehdit etti
06 Kasım 2008
Uzun yıllar Yapı Kredi müşterisi olan A.Z.; kredi kartı üyelik ücretini iptal ettirmek isteyince bankanın tehdidi ile karşı karşıya kaldı...
Hakan Göksel haberi

Son dönemde müşterilerle bankalar arasında yaşanan 'kredi kartı yıllık üyelik ücreti' şok eden uygulamaları da beraberinde getiriyor.

Bankalar aldıkları ücretlerin sözleşmelerine dayandığını ve yasal olduğunu iddia ederken, müşteriler için, yargının ‘müşteri lehine’ verdiği kararlar tüketici için emsal teşkil ediyor.

Tüketici derneklerinin gayreti, bankaların ısrarı ve müşterilerin mağduriyeti konuyu ilgili mercilerin gündemine taşıdı. Çıkarılma hazırlıkları süren yasal düzenleme ile yıllık üyelik ücretler 'bir defaya mahsus' olarak ödenecek. Şayet konu bankaların lobisinden kurtarılabilirse…

Yapı Kredi müşterisi A.Z.'yi nasıl şok etti?
Gündeme öyle uygulamalar geliyor ki müşterileri şok ediyor. A. Z. de bu konuda mağdur olan tüketicilerden. Yıllık aidatın iptal edilmesi istemiyle Yapı Kredi bankasına başvuran A.Z. bankadan yazılı bir cevap aldı.

2 Kasım 2008 tarihinde üyelik ücretinin iptali isteğine cevap veren banka öyle bir şart ortaya koydu ki, şok olmamak mümkün değil.

Mektubun giriş kısmında aldıkları ücretin yasal olduğuna ve sözleşmede mevcut olduğuna değinen Yapı Kredi konusun yasal aykırılık teşkil etmediğini bildiriyor. Banka asıl bombasını ikinci paragrafta patlatıyor…

'Siz harcayın, harcamanızı beğenirsek iptal ederiz'
Üyelik ücretinin iptal talebini şarta bağlayan Yapı Kredi, müşterisine ‘Siz karttan bir harcayın bakalım beğenirsek yıllık ücret almayız’ demeye getiriyor…

Yapı Kredi Bankası, yaklaşık 4-5 yıldır müşterisi olan, kredi kartı ödemelerini geciktirmeden düzenli ödeyen ve 3 bin YTL limit tahsis ettiği müşterisine, harcamalarına bakarak yıllık üyelik ücretini iptal etme şartı koyuyor.

Banka, işi fazlasıyla abartıp ve şartlarını biraz daha ileri götürerek müşterinden 3 ay içerisinde 2.850 YTL harcaması, eğer 90 gün içersinde bu harcamayı gerçekleştirirse yıllık üyelik ücretinin alınmayacağını belirtiyor. Üstelik bu harcamaya geçmiş dönemden yansıyan taksitleri, world puan kullanımı ve faiz ve ücretler vb. unsurların dahil olmayacağını belirtiyor.

Şimdilik kartın yıllık ücretini iptal ettiklerini ama 90 gün sonunda 2.850 YTL harcanmaması durumunda iptal edilen ücretin yeniden yansıtılacağı tehdidinde bulunuyor.

Bankanın uygulamasının trajikomik tarafı da yıllık ücreti iptal ettiğini söylemesine rağmen, 90 günlük sürenin birinci aya rastlıyor olması! İlginç tesadüftür ki bankalar müşterilerden kestikleri kredi kartı yıllık ücretini 1 ayda gerçekleştiriyor… Haber 7

Kredi kartı kullananlar dikkat
03 Şubat 2009
Türkiye Bankalar Birliği, son yıllarda birçok kart mağdurunun oluşmasına nedeniyle, kredi kartı kullanıcılarına yönelik bir dizi uyarı yaptı.

Türkiye Bankalar Birliği, kredi kartı kullananlara yönelik bir dizi uyarı yaptı.

Kart kullanıcıları, son yıllarda birçok kart mağdurunun oluşmasına neden olan bilinçsiz harcama konusunda uyarılırken, güvenlik tedbirleri arasında kart kullanımı sonrası sliplerin okunmayacak şekilde imha edilmesi öneriliyor.

TBB’nin araştırmasında bireylerin kredi kartı kullanımında dikkat etmesi gereken güvenlik tedbirleri ise şöyle:

ŞİFREYİ KİMSEYE SÖYLEME

Kart sahiplerinin kartlarını ve bunlara ait şifreleri güvenli bir şekilde koruması ve başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak tedbirleri alması gerekir.

Ödeme yapıldıktan sonra kartın geri alındığı kontrol edilmeli.

Kredi kartı şifresi, kolaylıkla tahmin edebilecek şekilde olmamalı.

Kredi kartının şifresi kimseyle paylaşılmamalı.

Kredi kartı ile işlem yapılırken kartın yakınında bulunulmalı ve işlem yapılırken kartın kopyalanması riskine karşılık kart izlenmeli.

Hesap özetleri, kredi kartı başvuruları veya kopyaları, sigorta formları, vadesi dolmuş kart ve kredi teklifleri, ATM makbuzları ve slipler gibi kişisel bilgi içeren evrakları çöp kutusuna atmadan önce okunamaz şekilde yırtarak, kullanılamayacak hale getirilmeli.

Kart sahibi müşteriler, kredi kartı bilgilerini güvenli olmayan yollarla satış yapan firmalara vermemeli, posta ya da telefon aracılığıyla satış yapan firmalardan alışveriş yapılırken firmanın güvenilir olmasına dikkat edilmeli.

Dağıtım firmalarından teslim alınan kredi kartı, kuryeye geri verilmemeli.

Acil ve çok önemli konular içeriyormuş gibi duran sahte e-postalara kesinlikle yanıt verilmemeli.

Bankayı, kredi kartı borcu için soymaya kalkışmış
Banka şubesine yönelik soygun girişiminde bulunan zanlının adının Serkan S. (28) olduğu ve şahsın Amasya doğumlu olduğu ifade edildi. Çeşitli bankalara 20 bin TL borcu bulunduğu ve bu sebeple soygunu planladığı öne sürülen zanlının üzerinden 9 mm çapında 1 adet tabanca, 1 adet pompalı tüfek ve bankanın güvenlik görevlisinden gasp ettiği silah ele geçirildiği kaydedildi. Zanlının emniyetteki sorgusu sürüyor. . 13.05.2009 KUŞADASI netgazete

Anne baba katili cinayetleri kredi kartı borcu yüzünden işlemiş

Mersin'de anne ve babasıyla birlikte kardeşini de öldürdüğü iddiasıyla aranan üniversite öğrencisi zanlı cinayeti neden işlediğini anlattı.
11 Temmuz 2009

Mersin'de, oturdukları apartman dairesinde anne ve babasıyla birlikte kardeşini de öldürdüğü iddiasıyla aranan üniversite öğrencisi Gökhan Uğuz (26) Bataman'da yakalanarak Mersin'e getirildi. Doktor kontrolünden geçirilen zanlı, cinayeti kredi kartı borçlarından dolayı işlediğini ileri sürdü.
haber7

Kredi kartı borcu intiharı

Ankara'nın Kızılay semtinde bir kişinin kredi kartı borçları nedeniyle intihar ettiği belirtildi.
Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, Bekir Karadeniz (33) isimli bir kişi Kızılay Ataç Sokak'ta park halindeki ailesine ait bir kamyonetin kasasında kendisini asarak intihar etti Akşam

Borç yüzünden intihar, ceset kokunca anlaşıldı
Bursa'da Şükrü Balıca, bir süre önce kredi çekerek büfe satın aldı. Ancak Balıca'nın büfesi, bulunduğu yerin belediye tarafından istimlak edileceği söylenerek kaldırıldı. Bunun üzerine kredi borcunu ödeyemeyen Balıca'ya, barakayı satan firma haciz gönderdi. Arkadaşlarına son kez intihar edeceğini söyleyen şahıs, ailesini Sivas'a göndererek evinde kendisini astı. Şahsın cesedi, 15 gün sonra daireden yayılan koku üzerine apartman sakinleri tarafından bulundu. 17.09.2009 BURSA netgazete

Ortak ATM; ortak kar zinciri
Nihal Kemaloğlu

Bankacılık sektörü yine fark yaratarak bizi daha 'farklı' ve 'özel' hissettirdi.
Sektörün bedelini müşteriye yükleyen yeni hizmetinin adı Ortak ATM Sistemi.
Finansın 'paradan para' kazanma stratejisine bir katkı da ATM'lerden geliyor.
26 bankayı kapsayan Ortak ATM projesi, 1 Ekim'de başladı.
Müşteri memnuniyetini ve kazancını vizyon olarak sadece reklamlarında benimseyen bankalar birbirlerinin müşterileri üzerinden de bir 'kar' sistemi oluşturdular.
Ortak müşteri havuzundan birbirlerine yeni bir karlılık katmak üzere oluşturulan Ortak ATM projesi, Türkiye'deki 61 milyon banka kartı ve 44 milyon kredi kartını hedefliyor.
Banka müşterilerinin en yakın başka bir bankanın ATM'sinden hizmet alabildiği bu uygulama tüketiciye büyük kolaylık olarak takdim edildi...
Bankanıza uygun ATM arama derdinin bittiği, sınırsız bir müşteri hizmetinin başladığı söylendi.
Ama ATM'ler bu zahmetleri karşısından sizden yine hiç de küçük olmayan masraflar talep ediyor.
Bankacılık hızla otomasyona geçerken insansız makineler de çok yoruluyor...
Başka bir bankanın ATM'sinden 10 ya da 100 TL çekseniz de ortalama 3.5-4.5 TL masraf ödüyorsunuz.
Yani paranızı kullanan bankadan paranızı geri alırken masrafı üstleniyorsunuz.
Ya da yaşlı bir emeklisiniz ve emekli maaşınızı yürüme mesafesinde bir ATM'den almak isteseniz de bu parayı ödemelisiniz.
Bakiye görüntülemenin tutarı ise 0.25 TL ila 0.50 TL arasında.
Kartınız bankamatiğe girdiği andan itibaren harcama yapmaktasınız.
Mevcut 22 bin 973 adet ATM, 35 bin adet ATM kadar iş çıkaracak ve 300 milyon dolarlık tasarruf yapacakmış!
Bu tasarruflan faydalanamayan tek kesim ise 'banka müşterileri' olacak.
Tüketici örgütleri bu konuda tepkili.
TÜDEF Genel Başkanı Ali Çetin tüketicinin cebinden 2.4 milyar lira çıkacağını söylüyor.
TÖF Başkanı Fuat Engin ise 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 24. maddesinde konuya ilişkin hüküm açık diyor.
'Kart hamilinin yaptığı işlemler nedeniyle sözleşmede yer almayan faiz, komisyon ve masraf gibi adlar altında hiçbir şekil ve surette ödeme talep edilemez ve kesinti yapılamaz'
olduğunu ekliyor.
Bankacılık sektörü ise o ATM'nin kendi müşterisi olmayan için orada tutulmasının bir maliyeti var, bedava hizmet yok diye cevaplıyor.
Açıkçası bankalar, bankacılık işlemlerinden tahsil ettikleri yüksek komisyonları 'farklı hizmet' adıyla çeşitlendirilip geniş bir tabana pazarlıyorlar.
Bankaların yeni taşeronları ATM'ler oluyor, ATM ve müşteri ilişkisi fiyatlandırılıp personel sayısı ve giderleri de azaltılıyor.
Otomasyonlaşan bankacılığın ATM'lerinin 'emeğinin karşılığını' fazlasıyla ödemek'ise bize düşüyor
Akşam

İngiltere, kredi kartına önlemi arttırıyor
27 Ekim 2009
İngiliz hükümeti, kredi kartı şirketlerinin kartlarla ilgili "bazı haksız uygulamalarını" ortadan kaldırmayı planlıyor. Hükümet, bankaları ve kredi kartı şirketlerini, "Tüketicileri ödeyemeyecekleri borçlara sokmamaları" konusunda uyardı.
Küresel ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olan İngiltere'de hükümet, mevcut borçlanmalar üzerinden faiz oranlarının ve tüketicinin onayı olmadan kredi kartı kullanım limitlerinin artırılmasının durdurulmasını istedi.
İngiltere'nin Tüketimden Sorumlu Bakanı Kevin Brennan, İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye yaptığı açıklamada, "Kredi kartı şirketlerinin tüketicilere kafa karıştırıcı ve karmaşık ödeme koşulları dayatmaları ya da gerekli açıklamaları yapmadan faiz oranlarını yükseltmeleri kabul edilemez" dedi.
Hükümet, konuya ilişkin alacağı önlemler çerçevesinde, kartların minimum limit borçlarının değil, yüksek nakit çekimlerinin ve en pahalı borçların ödenmesinin öncelikli olmasını sağlayacak.
Ayrıca, her ay kredi kartlarının minimum borç ödeme miktarları artırılacak ve kredi kartı limitlerinin tüketicilerin onayı olmadan artırılması yasaklanacak. İngiliz hükümeti ayrıca, borçlar üzerindeki faiz oranlarının artışını kısıtlamayı veya yasaklamayı da planlıyor. netgazete

TEK KULLANIMLIK ŞİFRE FATURASI DA VATANDAŞA
20 Aralık 2009
Yılbaşından itibaren zorunlu hale gelecek olan tek kullanımlık şifre, vatandaşın cebini yakacak. SMS, şifrematik ve mobil imza ile üretilecek şifreler sebebiyle vatandaşa ek fatura çıkacak.
Yılbaşından itibaren zorunlu hale gelecek olan tek kullanımlık şifre, vatandaşın cebini yakacak. SMS, şifrematik ve mobil imza ile üretilecek şifreler sebebiyle vatandaşa ek fatura çıkacak. Her banka internet üzerinden yapılacak bu tür hizmetlerin ücretlendirilmesinde farklı tarife uygulayacak. Bank Asya, işlemlerin ücretsiz yapılacağını duyururken, bazı bankaların işlem başına 10 ile 20 kuruş arası ücret almaya hazırlandığı belirtiliyor.

Bankacılık işlemlerinin sanal ortamda daha güvenli yapılabilmesi amacıyla yılbaşından itibaren tek kullanımlık şifre zorunlu hale geliyor. Artık internetten EFT ve havale işlemleri söz konusu uygulamayla gerçekleştirilecek. SMS, şifrematik ve mobil imza ile üretilecek bu şifreler sebebiyle vatandaşa ek fatura çıkacak. Her banka internet üzerinden yapılacak bu tür hizmetlerin ücretlendirilmesinde farklı tarife uygulayacak. Örneğin tek kullanımlık şifrenin cep telefonuna mesaj olarak gönderilmesinde bazı bankalar 10-20 kuruş arasında bir bedel alınması üzerinde dururken, şifrematik için talep edilen ücret ortalama 20 lirayı buluyor.

Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) 26 banka üzerinden derlediği verilere göre internet bankacılığı üzerinden Eylül 2009 itibarıyla üç aylık dönemde 132 milyar 257 milyon TL'lik EFT ve havale işlemi gerçekleştirildi. İnternet üzerinden yapılan işlemin toplam adedi ise yine aynı dönemde 34 milyon 292 bini buldu. İnternet üzerinden işlem yapan aktif bireysel ve kurumsal müşteri adedi ise 5 milyon 691 bin 356. Her müşterinin günde bir kez işlem yaptığı göz önünde bulundurulduğu ve cep telefonuna gelen tek kullanımlık şifre için 10 kuruş ödeme yapıldığı varsayıldığında vatandaşın cebinden günlük 5 milyon TL'nin üzerinde para çıkacak. Uygulama halkın beşte birini doğrudan ilgilendiriyor. 2009 yılının ilk dokuz aylık verilerine göre internet bankacılığı sistemine kayıtlı müşteri sayısı 12,9 milyonu buluyor.

TBB'nin tek kullanımlık şifre uygulamasına yönelik sıkça sorulan sorulara verdiği cevapta hizmetin ücretlendirmesine ilişkin olarak, "Bu hizmetlerin ücretlendirilmesi bankalar arasında farklılık göstermekte olup, konu hakkında bankanızdan bilgi alabilirsiniz." ifadeleri yer alıyor.
haber10

KREDİ KARTI KULLANICILARI DİKKAT!
30 Aralık 2009
ABD'de internet üzerinden kredi ve ATM kartı dolandırıcılığıyla ilgili bir davada bir sanık, milyonlarca kartın bilgilerine izinsiz eriştiğini kabul etti.
ABD Adalet Bakanlığının açıklamasına göre, Boston'daki mahkemede görülen davada, Miami'de yaşayan Albert Gonzalez (28) adlı sanık, birçok şirketin bilgisayarlarına sızarak milyonlarca kredi ve ATM kartının bilgilerine eriştiğini itiraf etti.

Gonzalez ve 2 Rus arkadaşı hakkında, yaklaşık 250 şirketin bilgisayarlarına sızarak, 130 milyondan fazla kredi ve banka kartı bilgilerini çaldıkları gerekçesiyle dava açılmıştı.

Bilgisayar korsanlarının bilgisayarlarına sızdığı şirketler arasında internet üzerinden ödeme sistemi sağlayan Heartland Payment Systems gibi kuruluşlar ve 7-Eleven ya da Hannaford gibi süpermarket zincirleri de bulunuyordu.

Gonzalez'in internet üzerinden bu bilgileri ele geçirmek için gerekli sunucuları kiraladığı ve kontrol ettiği, diğer bilgisayar korsanlarının da hacker yazılımlarını kullanarak şirketlerin bilgisayarlarına sızdığı belirtildi.
haber10

Kredi Kartlarında Şok Eden Açık
Çip ve PIN kodlarında tespit edilen bir hata, kredi ve bankamatik kartları kullananlar için çok büyük bir risk oluşturuyor.Çip ve PIN kodlarında tespit edilen bir hata, kredi ve bankamatik kartları kullananlar için çok büyük bir risk oluşturuyor.
13 Şubat 2010
Bilim insanları, yüz milyonlarca insanın kullandığı kredi kartlarındaki çip ve PIN kodu teknolojisinde bir hata tespit etti. Tespit edilen hata, hırsızların güvenlik koduna ihtiyaç duymadan kartları kullanabilmesine olanak sağlıyor.

Tespit edilen hata nedeniyle, ilk defa 2006’daki Sevgililer Günü’nde tüm dünyada kullanılmaya başlanan çip ve PIN kodu sistemi tamamen işlevsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya.

Uzmanlar, hırsızların her türlü alışverişte ve bankamatiklerde dört haneli PIN kodunu bilmelerine gerek olmadan kartları kullanabilme riski bulunduğunu belirtti.

RAKAMLAR ENDİŞE VERİCİ

Uzmanlar, İngiltere’de 2008 yılı sonuna kadar kredi kartı dolandırıcılığının yüzde 43 arttığına ve 610 milyon sterlin (953 milyon dolar) değerinde hırsızlık yaşandığına dikkat çektiler.

Cambridge Üniversitesi öğretim üyesi Ross Anderson, kredi kartlarındaki PIN kodu sistemini devre dışı bırakan birkaç yöntemi test ettiklerini ve kullanılan yöntemlerin son derece basit olduğunu belirtti.

Hırsızlar tarafından kolayca uygulanabilecek hırsızlık yöntemi şöyle işliyor: Bir bilgisayar çipi ve verici taşıyan veri levhası, kredi kartı üzerindeki çipe bağlanıyor.

Hırsızın yanında taşıdığı bir bilgisayara bağlantılı olan veri levhası sayesinde, hesaba girmek için PIN kodu girilmesi gerektiği zaman rasgele dört rakam tuşlamak yeterli oluyor. İşlem esnasında karta bağlantılı olan yazılım, doğru bir PIN kodu girildiği sinyalini gönderiyor.

YENİ YAZILIM GEREKLİ

Anderson, bu basit işlemin PIN kodu sistemi içindeki en büyük hatanın ürünü olduğunu çip ve PIN kodu sistemini kapsayan yeni bir yazılımın şart olduğunu vurguladı.
aktifhaber

Kızının kredi borcu yüzünden canına kıydı

27 Şubat 2010 Adana'da bir kişi ölümünden kızını sorumlu tutarak 9. kattan atlayıp intihar etti.
Olay Çukurova ilçesi Toros Mahallesi Barış Manço Bulvarı 78159 Sokak'taki Bahar Apartmanı'nda meydana geldi. İddialara göre, İhsan Çılgın (63), ikinci evliliğini yaptıktan sonra kızının evinde yaşamaya başladı. Kızı Zeynep Çılgın'ın kredi borcu yüzünden icra kanalıyla ev satışa çıkarıldı. Yaşanan sıkıntılar nedeniyle ikinci eşi Çilem Çılgın ile sorunlar yaşayan İhsan Çılgın bunalıma girdi. Eşinin bir gün önce evi terk etmesi nedeniyle bunalıma giren İhsan Çılgın, apartmanın çatısına çıkarak 9. kattan atladı. Olay yerinde hayatını kaybeden Çılgın'ın cesedi otopsi yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. netgazete

PARA DEĞİL MİKROP MAKİNESİ

5 Nisan 2010
Otomatik para makinelerini inceleyen araştırmacılar çoğu ölümcül, çokçeşitli mikroba rastladı. Bunların arasında sadece dışkıda rastlananlar da var
Teknolojinin gelişmesiyle sayıları hızla artan otomatik para makinaları sadece para değil, mikrop da taşıyabiliyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan incelemeye göre, bankamatiklerde dışkılarda yer alan mikroplar, menenjit ve akciğer enfeksiyonlarına yol açan mikroplara rastlandı.

Türkiye’de 20 bini aşkın otomatik para makinesi var. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrıbiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İştar Dolapçı ile öğrencileri Burak Şimşek, Ali Türk, Ashok Paudel, İsmail Selvi ve Mehmet Sertçelik, 2008 Kasım - 2009 Mart tarihleri arasında Ankara Sıhhiye ve Kızılay’da 40 otomatik para makinesi üzerinde hafta içi ve hafta sonu olmak üzere 80 inceleme yaptı.

Hastalık tuşlarda

Makinelerin tuş ve ekranı üzerinde yapılan 80 incelemenin 78’inde mikroorganizma tespit edildi. Bunların önemli bir bölümü, insan vücudunda da olan, nadiren hastalıklara yol açan mikroorganizmalardı. Ancak bunların yanında çeşitli ciddi hastalıklara yol açacak çok sayıda mikroorganizmaya da rastlandı.

İncelemelerin yüzde 15’inde “Non fermenter gram negatif basil”, yüzde 8.75’inde “Gram nefatif enterik basil” adlı mikroplara rastlandı. Bu mikroplar dışkıda yer alıyor. Tuvalet ihtiyacını gideren bir müşteri ya da bu kirliliğin bulunduğu bir eşyayla temas eden kişi, para makinesi aracılığıyla bu mikrobu yayıyor.

Bankamatiklerin birinde, zatürre ve menenjite yol açabilecek ‘streptecoccus pneumoniae’ mikrobuna rastlandı. Yine başka bir bankamatikte cilt hastalıkları, abse ve akciğer rahatsızlıklarına yol açan ‘MRSA’ mikrobu tespit edildi. Makinelerden yüzde 6’sında akciğer rahatsızlıklarına yol açabilecek küf mikrobu görüldü.

Hastalık yapabilir

İncelemelerin yüzde 71’inde “Micrococcus”, yüzde 60’ında “KNS”, yüzde 26’sında “Streptococcus”, yüzde 33’ünde ‘Gram pozitif basil’, yüzde 25’inde ‘Gram pozitif difteroid basil’, yüzde 18’inde “Neisseria” mikroorganizmaları tespit edildi. Bu mikroorganizmalar genelde doğada yaygın olarak bulunup, çok risk yaratmasalar bile bazı zayıf bünyelerde hastalıklara yol açabiliyorlar.

Kısa aralıkla temizlenmeli

Araştırmayı yapan ekip, para makinelerinde çeşitli hastalık riskinin bulunduğunu saptadıklarını belirterek, hem banka yöneticilerine hem de müşterilere görev düştüğünü bildirdi. Uzmanlar, makinelerin sık sık temizlenip dezenfekte edilmesi, müşterilerin de makineyi kullandıktan sonra ellerini yıkamasının önemli olduğunu söyledi.
Milliyet

12 Nisan 2010
1 Kuruş Borç İçin 125 Liralık İhtar
Küresel finansal rüzgârdan güçlenerek çıkan Türk bankalarının 2009'da 20 milyar dolar kâr açıklaması bütün dünyada takdirle karşılandı. Ancak Türk bankaları...

Hesapta unutulan 1 kuruş borç için 125 liralık ihtar geldi

Küresel finansal rüzgârdan güçlenerek çıkan Türk bankalarının 2009'da 20 milyar dolar kâr açıklaması bütün dünyada takdirle karşılandı.

Ancak, elde edilen kârlara karşılık bankaların müşterilere ve reel sektöre karşı tutumu eleştiriyle karşılanıyor. Müşteriden kredi kartı aidatı, hesap işletim ücreti, ortak ATM kullanım ücreti ve internet bankacılığı komisyonları gibi hizmet bedelleri tepki çekiyor. Bankalar, birçok şikâyete rağmen kuruş seviyesindeki alacaklar için bile mahkeme yoluyla tahsilât yapmaktan çekinmiyor.

İstanbul Zeytinburnu'nda börek salonu işleten Süleyman Gözlemeci benzer bir vakayla karşılaşmış. 6 bin 500 liralık krediyi ödedikten sonra kalan 1 kuruş için 40 kuruşu kredi faizi, 4 kuruşu KKDF, 2 kuruşu da BSMV olmak üzere 47 kuruşluk borç için ihtarı çekilmiş. Gözlemeci'ye 56,15 lirası ihtarname masrafı ve diğer yasal masraflarla toplam 125,85 lira borcu olduğu tebliğ edilmiş. Süleyman Gözlemeci, "Çocuğumu Arel Üniversitesi'ne kayıt yaptırdım. 6 bin 500 liralık okul ücretini senetler halinde Akbank'a yapmam gerektiği söylendi. 1-2 gün geç kaldığım zamanlar her senedi günlük faiziyle ödedim. Son senedi yatırdıktan 6 ay sonra banka bana hâlâ 1 kuruş borcum kaldığından faizleri ve 56,15 liralık ihtarname masrafını ödememi söyledi. Şimdi benden 125,85 lira tahsil etmek istiyorlar." diyor. Durumu şikâyet için bankanın genel müdürlüğünü arayan Gözlemeci, 2. derece Genel Müdürlük Şube Operasyon Grubu Yöneticisi Kaşif Bayrak'tan "Ben anlamam, bana geleni tebliğ ederim." cevabını aldığını söylüyor.

Bankaların tutumunu değerlendiren Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, sadece borçlu olduğu durumda değil alacaklı olduğunda dahi bankanın müşterisinden para isteyebildiğini belirtiyor. Kaya, bunun nasıl gerçekleştiğini şu şekilde aktarıyor: "Kapadığı zannedilen hesapta 1 kuruş kalsa banka müşteriden hesap kapanmadığı için işletim ücreti tahsil ediyor. Böylece müşteri borçlanıyor. Banka da faiziyle birlikte haciz yoluyla parayı tahsil etmeye çalışıyor." Bankacılıkla ilgili Tüketiciler Birliği'ne 2009'da 1.950 şikâyet gelmiş. Bunların yarısı kredi kartı aidatı, yarısı da hesap işletim ücreti ile ilgili. Mahkemeye gidildiği takdirde çoğunlukla müşterinin kazandığını kaydeden Kaya, ancak hesap sahiplerinde 'ödeyip kurtulalım' zihniyetinin hâkim olduğunu dile getiriyor. Kart aidatlarında bankaların geri ödeme yapmamak için birçok yöntem kullandığına işaret eden Kaya, sık kullanılan bir yöntemle ilgili "İtirazda bulunana 'paranızı geri ödeyeceğiz' diyerek bir hesap açıyorlar. Hesaptan da işletim ücreti tahsil ediyorlar. Böylece parayı her türlü almış oluyorlar." diyor. Kaya, tüketiciye şu tavsiyede bulunuyor: Böyle bir durumla karşılaşanlar önce bankaya ihbar yazmalı. Bankaya karşı hiçbir taahhütte bulunmadım, derlerse zaten çoğunlukla iptal ediliyor. Aksi halde önce Hakem Heyeti'ne, problem yine çözülmezse Tüketici Mahkemesi'ne gidiyor. Bankaların genelde itirazları kabul ettiğini ama yine ya tutarsa diye uygulamaya devam ettiklerini sözlerine ekliyor.

Türkiye'de 22 milyon kredi kartı kullanıcısı var. Müşterilerin yüzde 4'ü kart aidatına itirazda bulunuyor. Bunlardan çoğu işi ileri götüremiyor. Düşük gelirli müşteri, hakem heyetine gitmek için işinden izin almak zorunda. 50 liralık yevmiyeden olmaktansa 30 liralık ücreti ödemeyi tercih ediyor. Maaşların bankalara yatırılması mecburiyetinden sonra birçok kişinin hesaptan çekilen paradan haberi bile olmadığını kaydeden Dernek Başkanı Kaya, bankaların rekor kârında büyük payın kredilerden kazanılan değil, EFT, çek provizyonu ve benzer tahsilâtlardan oluştuğunu dile getiriyor. Kaya, geçen yılki sektör kârının 1,5 milyar TL'nin kart aidatlarından, 3 milyar lirasının hesap kesim ücretlerinden toplandığını savunuyor. BDDK'nın bu konuda kendisine gelen şikâyetleri bankalara yönlendirdiği için bankaların rahat hareket ettiğini vurgulayan Nazım Kaya, üstk kuruldan şikâyet mekanizmalarını aktif işletmesini istiyor.
Zaman

Kredi kartı kullananlar dikkat!
20 MAYIS 2010,
Kredi kartında 'asgari ödeme oranı'nda değişiklik yapılıyor.

Asgari ödeme oranını yüzde 20 ile yüzde 40 arasında belirleme yetkisine sahip olan BDDK, konuyu Türkiye Bankalar Birliği (TBB) ile masaya yatırdı. Zaman'ın haberine göre, finans sektörü temsilcilerinden edinilen bilgilere göre BDDK kredi kartında yüzde 10 seviyesine çıkan takibe düşüş oranını azaltmak için farklı formüller üzerinde çalışıyor. BDDK'nın kanuni yetkisini kullandığını belirten üst düzey bir banka yetkilisi BDDK'nın asgari ödeme oranlarını yeniden belirleyecek formüller geliştirdiğini ifade etti.

Limit ve müşterilerin ödeme alışkanlıklarına göre oranların yeniden belirlenmesi üzerinde duruluyor. Örneğin limit sınırı getirilmesi halinde 5 bin TL'ye kadar olan bir müşterinin asgari ödeme tutarı yüzde 20 olurken, limiti beş bin liranın üzerinde olan için oran yüzde 30'a çıkabilecek. Konuya ilişkin olarak çalışma başlatan BDDK'nın Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı'nın da olumlu görüşünü alması gerekiyor. BDDK verilerine göre Mart 2010 itibarıyla kredi kartlarının toplam büyüklüğü 37 milyar 60 milyon liraya çıkarken Türkiye genelinde 26 milyon kredi kartı müşterisi bulunuyor. Takipteki kredi kartı müşteri sayısı ise 2 milyon 280 bini aşmış durumda.

Gelinen noktayı değerlendiren BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, takipteki oranın yüksekliğinin bankacı ve tüketiciden kaynaklanan iki sebebi olduğu tespitini yapıyor. Bilgin konuya ilişkin olarak, "Bankalar çok fazla kredi kartı dağıttı. Gelir durumunu çok dikkate almadılar, hacim oluşturmaya çalıştılar. Peki tüketicinin hatası nedir? Kredi kartı bir yaşama biçimi değil, ödeme aracı. Ama bazı tüketiciler bunu hayatlarını ikame ettirme aracı diye düşünüyor ve harcamalarını düzenli yapmıyor.'' değerlendirmesinde bulunmuştu.

TÜKETİCİ ŞİKAYETLERİNDE KREDİ KARTI İLK SIRADA

Bankacılık Üst Kurulu'nun verilerine göre takibe düşme oranlarında zirvede yer alan kredi kartları şikâyette de ilk sırada yer alıyor. BDDK verilerine göre geçen yıl kuruma ulaşan 6 bin 329 adet talep ve şikâyet hakkında işlem yapılırken en yoğun başvuru kredi kartlarında yaşandı. Kredi kartlarına ilişkin şikâyetlerin dağılımında, ilk 5 sırada "borcun yeniden yapılandırılması, kredi kartı ücret ve komisyonları, müşteriden habersiz kart tanzimi, kredi kartının bankaca iptal edilmemesi, sigorta sorunları'' yer aldı. Öte yandan kredi kartı borçlarını yapılandırmak için ödeme seçenekleri hakkında bilgi almak isteyen tüketici, BDDK'nın internet sitesinde "erişim rekoruna" imza attı. Bir yıllık dönemde 1 milyon 187 bin kişinin ziyaret ettiği, toplam 50 milyon 642 bin erişimin gerçekleştiği siteden, "Kredi Kartı Ödeme Planı Hesaplama Ekranı'nın" yayınlandığı 9 Temmuz 2009'da 915 bin 601 erişim gerçekleşti. Akşam

Emekli Albay Ailesine Kurşun Yağdırdı: 2 Ölü, 1 Ağır Yaralı
09 Temmuz 2010

Başkent'te kredi kartı borcu nedeniyle girdiği bunalım sonucu cinnet getiren emekli Albay Turgut Ergün (65), eşi ve iki kız çocuğunu kurşun yağmuruna tuttu. Eşi ve büyük kızını beylik tabancasıyla öldüren Ergün, küçük kızını da ağır yaraladı. Daha sonra intihara kalkışan emekli albay, silahı tutukluk yapması sonucu polis tarafından etkisiz hale getirildi. Emniyetteki sorgusu tamamlanan cinayet zanlısı mahkemeye sevk edildi.
Olay, saat 05.30 sıralarında Keçiören Aşağı Eğlence Mahallesi General Zeki Doğan Caddesi 7/10'da meydana geldi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan emekli olduğu öğrenilen Albay Turgut Ergün, kredi kartı borcu nedeniyle cinnet getirdi. Beylik tabancasını alan zanlı, ilk önce yatakta uyuyan eşi Gülsen Ergün'ü ( 57) başından vurdu. Daha sonra kızlarının bulunduğu odaya giren emekli albay, büyük kızı Özlem Ergün'ün (37) de başına ateş etti. Küçük kızı Çiğdem Ergün'ü (27) vurdu.

Eşi ve büyük kızı olay yerinde hayatını kaybederken, küçük kızı ise ağır yaralandı. İddialara göre, Turgut Ergün'ün sakinleşmesi ile, yaralı küçük kızı Çiğdem'in kurtulması için polis ekiplerine bilgi verdiği ve olayın bu şekilde ortaya çıktığı belirtildi.

Polisin geldiğini fark eden Turgut Ergün'ün beylik tabancasını başına dayayarak intihar etmek istediği ancak silahın tutukluk yaptığı öğrenildi. Polis ekipleri tarafından etkisiz hale getirilen cinayet zanlısı gözaltına alındı. Vücuduna isabet eden kurşunlarla ağır yaralanan Çiğdem Ergün ambulansla Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne kaldırıldı. Genç kızın durumunun ağır olduğu ifade edildi. aktifhaber

Kriz sonrası, bankalara güven azaldı
Kriz sonrası genel olarak bankalara ve finans kuruluşlarına güven azalırken, yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de yüzde 56'lık kesim kriz öncesine göre bankalara ve finans kuruluşlarına daha az güven duyuyor. Hedef kitlenin %70'den fazlası, küresel ekonomik krizin yerel bankacılık sektörünü etkilediği ve etkilemeye devam edeceği düşüncesini taşıyor. 20.07.2010 İSTANBUL netgazete

Bankalar borçluları fişlenmiş!
"Kara liste affı"na rağmen bankaların bilgileri kopyaladığı ortaya çıktı
07 Ağustos 2010
Kamuoyunda ‘kara liste affı’ olarak bilinen, Merkez Bankası’ndaki kredi kartı, çek ve senet bilgilerin silinmesine ilişkin düzenlemede ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı.
Star'ın haberine göre, bankaların, Merkez Bankası tarafından kara listedeki bilgiler silinmeden önce tüm listeleri kopyalayarak kendi sistemlerine aldıkları belirlendi.
Bu durum, Merkez Bankası ile bankaları karşı karşıya getirdi.
Hükümet, küresel krizin yaşandığı 2009 yılında Merkez Bankası’ndaki kredi bilgilerin silinmesine ilişkin bir yasa çıkarmıştı. Söz konusu yasa çerçevesinde, kredi kartı başta olmak üzere, çek, senet ve kredi bilgileri silindi. Bu silme işleminin ardından, bazı bankalar kredi kartı veya kredi için başvuruda bulunan müşterilerini, “isminiz kara list
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pzr Ksm 07, 2010 2:21 am    Mesaj konusu: Parlayan finansın sırrı! Alıntıyla Cevap Gönder

Parlayan finansın sırrı!
Nihal Kemaloğlu
nihal.kemaloglu@aksam.com.tr
İstihdamsız ve düşük üretimle büyüme başarısını sürdüren ve küresel 10 ekonomiden biri olmakla övünen Türkiye'nin, semiren sektörleriyle sömürülen kesimleri arasında açılan mesafe, Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Türkiye Raporu'nda ayan beyan çıktı.

Sektörel Dernekler Federasyonu'nun Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu ile birlikte hazırladığı raporda, bankalarımız geçen yıl 89. olduğu dünya sıralamasında bu yıl 36.'lığa atlamıştı.

Ekonomi sayfalarında kutlanan bu müthiş zıplamayı neye borçluyduk?
Parlak ve sağlam bankacılığımızın karlarını misliyle katladığı bu tablonun biraz ötesinde yine Dünya Ekonomik Forumu'na göre 'emek piyasa gelişmişliğinde' 7 basamak düşerek 139 ülke arasında 127. sıraya indiğimiz ortaya çıkıyordu.
Türkiye, istihdamla ilgili bütün endekslerde baş aşağı giderken, bankacılığımızın bu sıçrayışı acaba reel sektörden kopmuş finansın zaferini mi gösteriyor? Üretim ve yatırım alanlarındaki sorumluluklarını bırakıp, devlet tahvillerine para yatırarak, daha garantili piyasa kazançlarıyla varlıklarını büyüttüklerini söyleyebilir miyiz?
Yatırım bankacılığının yerine, finans bankacılığına yönelen kar makinelerinden kurulmuş devlet bankası Ziraat Bankası'nın büyük bilançosu geçtiğimiz aylarda göze çarpmıştı.

Türkiye'nin rekabet gücü finans piyasalarının gelişmişliğinde 19 sıra yükselirken makro ekonomik istikrarın da 19 sıra düşmesi tesadüf değil herhalde...
Yine bankalar geçen yılki karlılıklarını, sözde yaptıkları tasarruflara ve düşürdükleri giderlerine bağladılar.

Halbuki reel sektöre ucuz faizle kredi vermekten kaçınan bankalar, gösterilen güvenceleri de yeterli bulmamakta ve tüketiciyi konut ve otomobil gibi risksiz kredilere boğmayı tercih etmekte.

Sanayici, ihracatçı, Kobİ ve üreticilere bin dereden su getiren bankaların 'yıldızlaşmasıyla' işsizlik ve istihdam düşüklüğünün kopmaz bir organik bağı var...
Çünkü mali krizdeki reel sektör rekabet gücünü işçi çıkartarak ya da daha az sayıda işçiyle aynı üretimi sağlayarak emek piyasasını aşağıya çekiyor.
Nitekim görüyoruz ki Dünya Ekonomik Forum Raporu'na göre istihdam katılığında 11 sıra düşerek 75.'likten 86.'lığa gerilemişiz.

İşten çıkarma ve işe alma paketlerinde 32 sıra düştük...
İşçi ve işveren işbirliğinde 4 sıra kaybedip 115. olduk.
İşgücüne kadın katılımında 139 ülkenin 131.'liğine indik.
2009 yılında ulusal tasarruf oranında 64. iken, 2010 yılında 38 sıra aşağıya düşerek 102. olduk.

Tüketme hızının dehşetli artışında bankalar üretici kredileri yerine garantisi yüksek araba ve konut kredisine yükleniyorlar.
Ve tüketici kredi ve kartlarıyla körüklenen tüketimle insanlar maaşlarının on-yirmi katına borçlandırılıyor.

Sadece kredi kart aidatlarından yılda 2 milyar lira 'hesap işlem ücreti' adı altında da 4.5 milyar haksız kazanç elde ediliyor.

Bankacılığımızın bir diğer başarı sırrı, toplanan mevduatlara düşük faiz buna karşılık verdiği kredilere yüzde 25'e varan faiz uygulaması.

Dolayısıyla bankalara geri ödenen kredi faizi, bankaların mevduat sahiplerine ödediği faizin 8 katını buluyor. Zaten devletin bütçe açıkları için aldığı kredilere ödediği yüksek faizler, bankaları müşteri toku yapıyor...

Ayrıca sermaye piyasasındaki işlemlerden kazandıkları karın haddi ve hesabı yok, ilk altı ayda bankalar bu işlemlerden 1.681 milyon lira kar elde ettiler.
Finans sermayenin parlak bilançolarıyla Çin'e yaklaşmış düşük işçi maliyetleri, gerileyen emek piyasalarına ilave Dünya Ekonomik Forumu'nun küresel cinsiyet eşitsizlik raporunda bugün yarın bir kadını idam edecek İran'ın arkasında kalmamız da ülkemizdeki 'ekonomik eşitsizlik' ve 'adaletsizliğin' son noktası oluyor.

http://www.aksam.com.tr/2010/11/06/yazar/19386/nihal_kemaloglu/parlayan_finansin_sirri_.html

20 bankadan 60 kredi kartı almış
Burdur'da yaklaşık 20 bankadan aldığı 60'a yakın kredi kartının borçlarını ödeyemeyerek mahkemelik olan Hasan Hüseyin Yıldız, "4 evimi, 2 arabamı sattım. 600 bin lira borç ödedim. halen 400 bin lira daha borcum var" dedi. 12.11.2010 BURDUR netgazete

Taksitli kredi kartı borçları yüzde 391 arttı

14 Kasım 2010 Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Merkez Bankası verilerine göre taksitli kredi kartı borçlarının yüzde 391 arttığına dikkati çekerek, tüketicileri bilinçli taksit yapmaları konusunda uyardı.

Aygün yaptığı yazılı açıklamada, 2004 yılında 3,7 milyar lira olan taksitli kredi kartı borcu tutarının, yüzde 391 oranında artarak 2010 Kasım ayı itibariyle 18,1 milyar liraya yükseldiğini bildirdi.

Türkiye'de, 2004 yılında toplam 13,8 milyar lira olan kredi kartı borç tutarının yüzde 202 artarak, 2010 Kasım ayında 41,6 milyar lira yükseldiğini belirten Aygün, uzun vadelere yayılan taksitler nedeniyle tüketicilerin geleceğe yönelik taksitler yapmakta zorlandığını, bu durumun tüketicilere ödeme sıkıntısı yarattığını kaydetti.

Bireysel kredi kartları içerisinde taksitli olanlarının borçlarının 2004 yılında yüzde 26,9 iken 2010 Kasım ayında ise yüzde 46,6'ya yükseldiğini hatırlatan Aygün, taksitsiz kart borçlarının ise aynı dönemde yüzde 73,1'den yüzde 56,4'e düştüğüne dikkat çekti.

Aygün, ''Uzun vadelere yayılan peşin fiyatına taksit kampanyaları özellikle ödeme güçlüğü çeken tüketiciler için tercih ediliyor. 3,6,12 taksit taksit yaşıyoruz. Geçimi taksite bağladık. Elbise, ayakkabı üzerinde eskiyor, tüketici 12 ay sonra hala taksit ödeme derdine düşüyor'' dedi.

Tüketicinin taksitli alışveriş tercihinin, batık tutarının artışına engel olmadığını ifade eden Aygün, 2004 yılında 593 milyon lira olan kredi kartı batık tutarının, 2010 Kasım ayı itibarı ile 4 milyar liraya yükseldiğini belirtti.

Taksitsiz kredi kartlarındaki batık oranının 2004 yılında 576 milyon liradan 2010 Kasım ayında 3,9 milyar liraya çıkarak, yüzde 580 arttığını kaydeden Aygün, taksitli kredi kartlarının batık tutarının ise yüzde 320 arttığına dikkat çekti.

Taksitli kredi kartındaki batık oranının, taksitsiz kartlara göre daha az artmasının, ''taksitli kredi kartı batıkları engelliyor'' şeklinde yorumlanmasının yanlış olacağına vurgulayan Aygün, ''taksitli kartlar batığı engellemiyor, sadece öteliyor'' dedi. haber7

Bankalar kârlarını son 5 yılda katladı
23:45 - Bankaların kârlarında "yüzyılın kârını" açıklayan Ziraat Bankası 3 milyar 511 milyon lira ile ilk sırayı alırken, bunu 3 milyar 100 milyon lira konsolide net kâr ile Garanti Bankası, 2 milyar 752 milyon lira ile İş Bankası ve 2 milyar 722 milyon lira ile Akbank izledi. 07.03.2010 İSTANBUL netgazete

Tüccar, krizde bile görülmemiş kâr edenlere tepkili: "Ölçüsüz banka faizleri, insafsızlık, çok eziliyoruz"

Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, bankacılık sisteminin neredeyse ikiye ayrıldığını, bir tarafta krizi daha doğru yöneten bir grup bankanın olduğunu ifade eden Koçer, diğer gruptaki bankaların ise krizi yeni krizler yaratarak kaosa dönüştüren, uyguladıkları yüksek faizlerle piyasayı kilitleyen, fırsatçı diğer bankalar ve finans kuruluşlarının bulunduğunu ileri sürdü. Koçer, faizlere ilişkin ticari hayatlarında yaşamadıkları "ölçüsüz ve insafsız bir durumla" karşı karşıya olduklarını haykırdıklarını , bu sese kulak verilmesi gerektiğini belirtti. 17.05.2009 GAZİANTEP netgazete

Borç yüzünden intihar, ceset kokunca anlaşıldı
Bursa'da Şükrü Balıca, bir süre önce kredi çekerek büfe satın aldı. Ancak Balıca'nın büfesi, bulunduğu yerin belediye tarafından istimlak edileceği söylenerek kaldırıldı. Bunun üzerine kredi borcunu ödeyemeyen Balıca'ya, barakayı satan firma haciz gönderdi. Arkadaşlarına son kez intihar edeceğini söyleyen şahıs, ailesini Sivas'a göndererek evinde kendisini astı. Şahsın cesedi, 15 gün sonra daireden yayılan koku üzerine apartman sakinleri tarafından bulundu. 17.09.2009 BURSA
netgazete

42 ülke arasında, faizi en yüksek 7. ülkeyiz
Türkiye’de faizler önemli ölçüde düşmesine mukabil, dünyanın en yüksek oranlar arasında olmayı sürdürüyor. The Economist’in verilerine göre, Türkiye, 42 ülke arasında en yüksek üç aylık faizi olan 7. ülke konumunda. Dergide yayımlanan ve 42 ülke ve euro bölgesinin değerlendirildiği tabloya göre, Türkiye’de üç aylık faiz, yüzde 8,54 düzeyinde seyrediyor. Öte yandan, 10 yıllık devlet tahvili faizleri açısından da Türkiye, yüzde 6,25 en yüksek oranları olan ülkeler arasında 9. sırada bulunuyor. 24.08.2009 LONDRA netgazete

103 BİN KİŞİ ÖDEMEDİ PSİKOLOJİK SINIR AŞILDI
14 Kasım 2009

Eylül'de kredi kartı borçlularının sayısı bir önceki aya göre yüzde 8 artarak 103 bin 94'e yükseldi Kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı Eylül'de 2009 yılı başından bu yana ilk defa psikolojik sınır olan 100 bini geçti. Eylül ayında kredi kartı borcunu ödemeyenlerin sayısı bir önceki aya göre yüzde 8 artarak 103 bin 94'e çıktı. Aynı dönemde ferdi kredi borcunu ödemeyenlerin sayısı ise yüzde 33.4 artarak, 48 bin 704'den 64 bin 954'e yükseldi. Kredi kartı borcunu ödemeyenler ile gecikmeli ödeyenleri gösteren negatif nitelikli ferdi kredi ve kredi kartları sisteminde yer alan kişi sayısı, Eylül ayında, bir önceki aya göre yüzde 16.5 oranında artarak 144 bin 186'dan 168 bin 48'e çıktı. Verilere göre, 2009 yılının dokuz ayında ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısı 1 milyon 157 bin 548 olarak belirlenirken, bunun 722 bin 473'ü kredi kartı borcunu, 435 bin 75'i de ferdi kredi borcunu ödememiş kişilerden oluştu.

2 MİLYON KREDİ BORÇLUSU

Bir kişinin tüm yıllar içinde bir kez sayılması durumuna göre, 2004'ten bu yana ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısı 1 milyon 896 bin 674 oldu. Bu kişilerin 608 bin 597'sini ferdi kredi borcunu, 1 milyon 288 bin 77'sini de kredi kartları borcunu ödemeyenler oluşturdu.
cafesiyaset

Vatandaşın tasarrufu, 100 milyar Dolar'ı aştı
13 Kasım 2007
Türk halkının dövize dayalı tasarruflarının hacmi yılın ilk on ayında 18.1 milyar dolar artarak 101.1 milyar dolara ulaştı.
ANKA’nın, Merkez Bankası, Hazine, BDDK, SPK ve Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerinden yaptığı belirlemeye göre, 28 Eylül itibariyle 98 milyar 900 milyon dolar olan dövize dayalı yurt içi tasarruf hacmi, 2 milyar 154 milyon dolarlık artışla 26 Ekim itibariyle 101 milyar 54 milyon dolar oldu. Dövize dayalı tasarrufların 88 milyar 422 milyon dolarla en büyük bölümünü bankalardaki döviz mevduatı oluşturuyor. “Faizsiz bankacılık” olarak bilinen ve kar payı esasına dayalı faaliyet gösteren katılım bankalarındaki döviz cinsi cari hesaplar ve katılım hesaplarının toplam tutarı da 5 milyar 695 milyon dolara ulaştı. Aynı tarih itibariyle yurt içi yerleşiklerin portföyündeki dövize dayalı devlet iç borçlanma senetlerinin (DİBS) tutarı 3 milyar 133 milyon, eurobond tutarı da 3 milyar 804 milyon dolar olarak gerçekleşti.

-ON AYDA 18 MİLYAR DOLAR NET ARTIŞ

Yurt içi yerleşiklerin dövize dayalı tasarrufları yılın ilk on ayında yüzde 21.8 oranında 18 milyar 82 milyon dolar artış gösterdi. Bu dönemde en fazla artış 16 milyar 666 milyon dolarla döviz mevduatında gerçekleşti. Katılım bankalarındaki döviz hesaplarının da 1 milyar 667 milyon dolar arttığı bu dönemde, dövize dayalı DİBS portföyü 191 milyon, piyasa değeri itibariyle eurobond tutarı da 60 milyon dolar azaldı.

Yurt içi yerleşiklerin dövize dayalı tasarrufları (Milyon $)

Döviz Katılım
Döviz Cinsi Bankası
Mevduatı DİBS Eurobond Hesabı TOPLAM
29 Aralık 06 71.756 3.324 3.864 4.028 82.972
26 Ocak 07 73.377 3.376 3.776 4.061 84.590
23 Şubat 07 74.475 3.446 3.781 4.303 86.005
30 Mart 07 75.986 3.426 3.806 4.572 87.790
27 Nisan 07 79.775 3.055 3.850 4.833 91.513
25 Mayıs 07 81.008 3.066 3.735 4.920 92.728
30 Haziran 07 82.126 3.066 3.754 5.066 94.012
27 Temmuz 07 85.197 3.090 3.726 5.271 97.284
31 Ağustos 07 82.474 3.055 3.795 4.819 94.143
28 Eylül 07 86.620 3.107 3.831 5.342 98.900
26 Ekim 07 88.422 3.133 3.804 5.695 101.054

-DOLARİZASYON ORANI YÜZDE 26.3

Yurt içi yerleşiklerin mevduat, DİBS, repo, yatırım fonu, hisse senedi, emeklilik fonları, yatırım ortaklığı ve katılım bankası hesaplarındaki Türk parasına dayalı toplam birikimleri ise Ekim sonu itibariyle 337 milyar 130 milyon YTL (282.5 milyar dolar) oldu. Bunun da 201 milyar 336 milyon YTL’sini (168.7 milyar dolar) Türk parası mevduat, 62 milyar 579 milyon YTL’sini (52.4 milyar dolar) DİBS, 26 milyar 473 milyon YTL’sini (22.2 milyar dolar) yatırım fonu katılma belgeleri oluşturdu. Ekim sonu itibariyle yurt içi yerleşiklerin mülkiyetindeki hisse senetlerinin tutarı 31 milyar 615 milyon YTL (26.5 milyar dolar), katılım bankası hesapları 7 milyar 62 milyon YTL (5 milyar 919 milyon dolar) olarak gerçekleşti. Aynı tarihte yurt içi yerleşiklerin 4 milyar 303 milyon YTL’lik (3.6 milyar dolar) emeklilik yatırım fonu, 2 milyar 840 milyon YTL’lik (2.4 milyar dolar) reposu ve 922 milyon YTL (772 milyon dolar) tutarında da yatırım ortaklığı birikimi bulunduğu belirlendi.
Yurt içi yerleşiklerin Türk parası ve dövize dayalı toplam tasarruf hacmi Ekim sonunda 450 milyar 845 milyon YTL (383.6 milyar dolar) düzeyine ulaştı. Yurt içi tasarruflar dolar cinsinden tutarı içinde dövize dayalı araçların payının yüzde 26.3 olduğu belirlendi.

Yurt içi yerleşiklerin toplam tasarrufları (Milyon $)



29 Aralık 28 Eylül 26 Ekim

2006 2007 2007

YTL TASARRRUFLAR 207.295 272.038 282.540

.YTL Mevduat 120.638 163.229 168.735

.Tahvil-Bono 43.427 50.516 52.446

.Yatırım fonu k.b. 16.291 20.643 22.186

.Repo 1.558 1.775 2.380

.Kat.Bank.Hesapları 3.661 5.458 5.919

.Hisse senetleri 18.580 25.697 26.496

.Emeklilik Y.Fonu 2.047 3.402 3.606

.Yatırım Ortaklıkları 1.093 1.318 772

DÖVİZE DAYALI TASARRUFLAR 82.972 98.900 101.054

.YP Mevduat 71.756 86.620 88.422

.Tahvil-bono 3.324 3.107 3.133

.Eurobond 3.864 3.831 3.804

.Kat Bank. Hes. 4.028 5.342 5.695

TOPLAM TASARRUFLAR 290.267 370.938 383.594

YP Tas./Toplam Tas.(%) 28,6 26,7 26,3
netgazete

1 Kuruş Borç İçin 125 Liralık İhtar
12 Nisan 2010
Küresel finansal rüzgârdan güçlenerek çıkan Türk bankalarının 2009'da 20 milyar dolar kâr açıklaması bütün dünyada takdirle karşılandı. Ancak Türk bankaları...

Hesapta unutulan 1 kuruş borç için 125 liralık ihtar geldi

Küresel finansal rüzgârdan güçlenerek çıkan Türk bankalarının 2009'da 20 milyar dolar kâr açıklaması bütün dünyada takdirle karşılandı.

Ancak, elde edilen kârlara karşılık bankaların müşterilere ve reel sektöre karşı tutumu eleştiriyle karşılanıyor. Müşteriden kredi kartı aidatı, hesap işletim ücreti, ortak ATM kullanım ücreti ve internet bankacılığı komisyonları gibi hizmet bedelleri tepki çekiyor. Bankalar, birçok şikâyete rağmen kuruş seviyesindeki alacaklar için bile mahkeme yoluyla tahsilât yapmaktan çekinmiyor.

İstanbul Zeytinburnu'nda börek salonu işleten Süleyman Gözlemeci benzer bir vakayla karşılaşmış. 6 bin 500 liralık krediyi ödedikten sonra kalan 1 kuruş için 40 kuruşu kredi faizi, 4 kuruşu KKDF, 2 kuruşu da BSMV olmak üzere 47 kuruşluk borç için ihtarı çekilmiş. Gözlemeci'ye 56,15 lirası ihtarname masrafı ve diğer yasal masraflarla toplam 125,85 lira borcu olduğu tebliğ edilmiş. Süleyman Gözlemeci, "Çocuğumu Arel Üniversitesi'ne kayıt yaptırdım. 6 bin 500 liralık okul ücretini senetler halinde Akbank'a yapmam gerektiği söylendi. 1-2 gün geç kaldığım zamanlar her senedi günlük faiziyle ödedim. Son senedi yatırdıktan 6 ay sonra banka bana hâlâ 1 kuruş borcum kaldığından faizleri ve 56,15 liralık ihtarname masrafını ödememi söyledi. Şimdi benden 125,85 lira tahsil etmek istiyorlar." diyor. Durumu şikâyet için bankanın genel müdürlüğünü arayan Gözlemeci, 2. derece Genel Müdürlük Şube Operasyon Grubu Yöneticisi Kaşif Bayrak'tan "Ben anlamam, bana geleni tebliğ ederim." cevabını aldığını söylüyor.

Bankaların tutumunu değerlendiren Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, sadece borçlu olduğu durumda değil alacaklı olduğunda dahi bankanın müşterisinden para isteyebildiğini belirtiyor. Kaya, bunun nasıl gerçekleştiğini şu şekilde aktarıyor: "Kapadığı zannedilen hesapta 1 kuruş kalsa banka müşteriden hesap kapanmadığı için işletim ücreti tahsil ediyor. Böylece müşteri borçlanıyor. Banka da faiziyle birlikte haciz yoluyla parayı tahsil etmeye çalışıyor." Bankacılıkla ilgili Tüketiciler Birliği'ne 2009'da 1.950 şikâyet gelmiş. Bunların yarısı kredi kartı aidatı, yarısı da hesap işletim ücreti ile ilgili. Mahkemeye gidildiği takdirde çoğunlukla müşterinin kazandığını kaydeden Kaya, ancak hesap sahiplerinde 'ödeyip kurtulalım' zihniyetinin hâkim olduğunu dile getiriyor. Kart aidatlarında bankaların geri ödeme yapmamak için birçok yöntem kullandığına işaret eden Kaya, sık kullanılan bir yöntemle ilgili "İtirazda bulunana 'paranızı geri ödeyeceğiz' diyerek bir hesap açıyorlar. Hesaptan da işletim ücreti tahsil ediyorlar. Böylece parayı her türlü almış oluyorlar." diyor. Kaya, tüketiciye şu tavsiyede bulunuyor: Böyle bir durumla karşılaşanlar önce bankaya ihbar yazmalı. Bankaya karşı hiçbir taahhütte bulunmadım, derlerse zaten çoğunlukla iptal ediliyor. Aksi halde önce Hakem Heyeti'ne, problem yine çözülmezse Tüketici Mahkemesi'ne gidiyor. Bankaların genelde itirazları kabul ettiğini ama yine ya tutarsa diye uygulamaya devam ettiklerini sözlerine ekliyor.

Türkiye'de 22 milyon kredi kartı kullanıcısı var. Müşterilerin yüzde 4'ü kart aidatına itirazda bulunuyor. Bunlardan çoğu işi ileri götüremiyor. Düşük gelirli müşteri, hakem heyetine gitmek için işinden izin almak zorunda. 50 liralık yevmiyeden olmaktansa 30 liralık ücreti ödemeyi tercih ediyor. Maaşların bankalara yatırılması mecburiyetinden sonra birçok kişinin hesaptan çekilen paradan haberi bile olmadığını kaydeden Dernek Başkanı Kaya, bankaların rekor kârında büyük payın kredilerden kazanılan değil, EFT, çek provizyonu ve benzer tahsilâtlardan oluştuğunu dile getiriyor. Kaya, geçen yılki sektör kârının 1,5 milyar TL'nin kart aidatlarından, 3 milyar lirasının hesap kesim ücretlerinden toplandığını savunuyor. BDDK'nın bu konuda kendisine gelen şikâyetleri bankalara yönlendirdiği için bankaların rahat hareket ettiğini vurgulayan Nazım Kaya, üstk kuruldan şikâyet mekanizmalarını aktif işletmesini istiyor.
Zaman

Banka İşlemlerinin Hepsi Paralı
29 Mart 2008

Türkiye'de faaliyette bulunan 50 banka 93 ayrı isim altında hizmet ücreti ve komisyon alıyor

ATO'nun, BBDK ile birlikte bankalardan derlediği bilgilere göre, Türkiye'de faaliyette bulunan 50 banka 93 ayrı isim altında hizmet ücreti ve komisyon alıyor

Kamu ve özel sektör bankaları, hizmet ve komisyonlardan 2005 yılında 5 milyar dolar, 2006 yılında 5,8 milyar dolar gelir elde etti.2007 yılında ise 7,9 milyar dolara yükselen hizmet ve komisyon gelirleri 2006 yılına oranla yüzde 36,34, 2005 yılına oranla da yüzde 57,91 oranında arttı. Bankacılık hizmet ve komisyon gelirleri, bankaların faizlerden sonra en büyük gelir kalemleri oldu.

Bankalar işletme giderlerinin ise yüzde 63,34'ünü bankacılık hizmet ve komisyon gelirleriyle karşıladı. 2006 yılında, bankaların hizmet ve
komisyon gelirleriyle işletme giderlerinin yüzde 62'si karşılanırken, 2005 yılında yüzde 56,09'u karşılanmıştı.

HESAP AÇMAK DA, EKSTRE ALMAK DA PARAYLA

Araştırmaya göre bankalar, hizmetleri karşılığında değişen miktarlarda ücret talep ediyor. Bazı bankalar bazı hizmetleri için para almazken,
bazı bankaların talep ettikleri ücretler vatandaşları şaşırtıyor. Pek çok banka hesap açmak için ücret alırken, hesap açık olduğu süre içinde
de hesap işletim ücreti alıyor.

Örneğin vadesiz hesaplar için 6 aylık hesap işletim ücreti olarak 18 YTL ile 21 YTL arası para tahsil ediliyor. Bankalar hesap işletim ücretlerini hesaplardan otomatik olarak tahsil ediyor, müşteri, bu kesintiyi ancak hesabını kontrol ederse fark edebiliyor.Vatandaşlar bankalardan hesap ekstresi almak için 0,5 YTL ile 3 YTL arası, dekont almak için de 1,5 YTL ile 2,5 YTL arası ücret ödemek durumunda kalıyor.

HAVALE ÜCRETLERİ

Bankaların gelir elde ettikleri hizmetler arasında yer alan havale ücretleri vatandaşlara adeta havale geçirtiyor. Havale işlemlerinde
ücret, isme veya hesaba, şehir içi ve şehir dışına gönderilmesine ve gönderilen miktara göre değişiyor.Hesaptan hesaba havale ücreti için bazı bankalar 10 YTL ücret alırken, bazı bankalar 20 YTL'den başlayıp, 150 YTL'ye kadar varabilen ücret alıyor. Dövizle havale yapılıyorsa gönderenden 35-250 YTL arası, gönderilenden de 20 dolar ile 250 dolar arası işlem komisyonu alınıyor.EFT işlemlerinde alınan ücret ise hesaptan ya da nakit olarak, hesaba veya isme gönderilmesine ve gönderilen tutara göre 20 ile 300 YTL arasında değişiyor.

ÇEK VE SENETLER

Bir bankadan çek almak isteyen müşterinin, çek yaprağına göre 20-115 YTL arasında değişen miktarlarda ödeme yapması gerekiyor. Bankadan çekin karşılığı olup olmadığının sorulması da ücrete tabi.Müşteriden çek provizyonu adı altında 15 YTL ücret isteniyor. Çekin karşılığı yoksa bunun belgeli bildirimi ve savcılığa bildirimi için 50 YTL ücret ödemek gerekiyor.Bankalar senet işlemlerinde de vatandaştan ücret talep ediyor. Senet tahsili için 15 YTL, senet protestosu için 30-40 YTL, senet protestosu kaldırmak için 25-40 YTL ücret isteniyor.

KREDİ KOMİSYONLARI

15 Şubat 2008 itibariyle 72,5 milyar YTL'ye ulaşan tüketici kredilerinden alınan komisyonlar da bankalara önemli miktarda gelir sağlıyor.Bankalar, konut, taşıt ve ihtiyaç kredilerinde müşteriden dosya ücretinin yanı sıra, kendi çekilen miktara bağlı olarak komisyon tahsil ediyor. İhtiyaç kredilerinde 150-350 YTL arasında değişen miktarlarda ücret alınırken, konut kredisinde, çekilen miktarın yüzde 2-2,5'u kadar komisyon belirleniyor. Konut kredilerinde ayrıca 150-600 YTL arasında değişen ekspertiz ücreti de müşteriden alınıyor.

KREDİ KARTLARI

Bankalar kredi kartı ücret ve komisyonlarından da gelir elde ediyor. Türkiye'de 2007 sonu itibariyle 37 milyon 335 bin 179 kredi kartı, 55
milyon 510 bin 92 de banka kartı bulunuyor. Bankaların bazıları banka kartı ve kredi kartlarını ilk verişte ücret talep etmezken, bazıları 5
YTL para alıyor. Kredi kartı yıllık üyelik ücretleri ise 30 YTL ile 55 YTL arasında değişiyor. Ek kredi kartı sahiplerinden ise 15 YTL ile 25
YTL arasında yıllık üyelik ücreti alınıyor.Vatandaş kredi kartından nakit çekmek isterse, çektiği miktarın yüzde 2-3'ü arasında değişen miktarda komisyonla birlikte 1 YTL de sabit ücret ödüyor.

ATM VE İNTERNET İŞLEMİ DE PARALI

Şubelerdeki yoğunluğu azaltarak müşterileri ATM ve internet hizmetlerine yönlendirmeye çalışan bankalar, ATM'den işlem yapanın da, internet üzerinden ''tık''layanın da hesabından para kesiyor.

ATM'den bakiye sormak, havale yapmak ya da ekstre almak için 0,3 YTL ile 1,5 YTL arasında para ödeyen vatandaş, internetten yaptığı işlemler için de değişen miktarlarda ödeme yapıyor.Faks ve telefon yoluyla haberleşme masrafı yapmak durumunda kaldığı zaman bunun bedelini de müşteriden tahsil eden bankalar, ayrıca, konsolosluk vize randevu bedeli tahsilat komisyonu adı altında da para istiyor.

ATO BAŞKANI AYGÜN

ATO Başkanı Sinan Aygün, bankaların, bankacılık hizmet ücreti ve komisyon adı altında vatandaştan talep edilen ücretlerin insaf ölçüleriyle bağdaşmaz nitelikte olduğunu ve konuyla ilgili çok sayıda şikayet aldıklarını bildirdi.

Hesap işletim ücreti, havale ve komisyon ücretlerinin en şikayet aldıkları konu olduğunu vurgulayan Aygün, açıklamasında şunları kaydetti: ''Her banka farklı tarife uyguluyor. Bunlara bir üst sınır ve standart getirmeli. Vatandaş bankaya korkarak gidiyor. Askerdeki oğluna, üniversitede okuyan kızına para gönderirken, parasının yetip yetmeyeceğini düşünüyor. Bankalar önceleri ücretsiz yaptığı pek çok işlemi zamanla ücret karşılığında yapmaya başladı. Vatandaş her gün yeni bir komisyon ya da ücretle karşılaşıyor ve çaresizce kabul etmek durumunda kalıyor.''
aktifhaber

Banka Tarafından gasp Edildiler!
11 Aralk 2010
Ana Haber
Bankaların müşteriden aldığı ücret ve komisyonlar sık sık eleştiri konusu olurken bu duruma Trabzon'da trajikomik bir örnek daha eklendi.

Beşikdüzü ilçesine bağlı Dolanlı köyünde çay üreticileri, ÇAYKUR Genel Müdürlüğü'nün kendilerine vermiş olduğu dönüm başı destekleme kredilerinin önemli bir kısmının aracılık yapan banka şubeleri tarafından haksız bir şekilde kesildiğini bildirdi.

AKBANK 270 TL'NİN 150 TL'SİNİ KESTİ

Dolanlı Köyü üreticileri adına konuşan 20 yıllık çay üreticisi Mahmut Aydın, "Bizlere yapılan ödemeler sırasında gördük ki; banka şubeleri bizlerden işlem parası adı altında aldığımız destekleme parasının yarısını kesmektedir. Banka, 270 lira alacağımdan 150 lirası işlem parası kesti. Bu olacak iş değil. ÇAYKUR Genel Müdürlüğü'ne durumla ilgili yaptığımız müracaatta bize Akbank ile yaptıkları sözleşmede müstahsillerden işlem tutarı kesilemeyeceğini söylediler. Buna rağmen müstahsillerin kesilen paraları hesaplarına yatmamıştır."

PTT'yi kart borcu için soymuş

11/12/2010
Edinilen bilgiye göre, Armutalan PTT Şubesi'ni soyarak 6 bin TL'yi alarak kaçan ve güvenlik kamerası kayıtlarının incelenmesi sonucu kimliği belirlenen C.S.S. (36), Marmaris İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekiplerince yakalandı. Muğla'nın Köyceğiz ilçesinde bir apart otelin bahçesinde yakalanan zanlı, polislere verdiği ifadesinde kredi kartı borçları yüzünden soygunu gerçekleştirdiğini söyledi.

Zanlı, ifadesinde soygun anında çok korktuğunu, kasadaki işlem yapan kadından çok kendisinin titrediğini söyledi.
Sütunhaber


41 milyon kişinin bankaya borcu var
01.01.2011
Ankara Ticaret Odası (ATO), Türkiye'de banka kredilerinin hızla artması, çeşitlenmesi ve kredi alma koşullarının kolaylaşmasıyla, nüfusun yarısından fazlasının bankalara borçlu hale geldiğini bildirdi. Şirketler ve vatandaştan oluşan kredi müşterisi sayısı geçen yıl eylül ayı sonu itibarıyla 40 milyon 980 bine, bankalara olan kredi borcu 475 milyar liraya yükseldi.

ATO'nun, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine dayanarak yaptığı yazılı açıklamaya göre, Eylül 2010 sonu itibarıyla, vatandaşların tüketici kredisi, taşıt kredisi, konut kredisi, kredi kartı borçları ile şirketlerin bankalardan sağladıkları kredilerin toplamını oluşturan nakdi krediler, bir yılda yüzde 48,3 artarak 469,4 milyar liraya çıktı.
TÜKETİM İÇİN KREDİ İŞLETME KREDİLERİNE YAKLAŞTI
Özel ve kamu bankaları olmak üzere tüm bankacılık sektörünün kullandırdığı kredi, yurt dışından sağlanan kredilerle birlikte geçen yıl eylül sonu itibarıyla 475 milyar 659 milyon liraya ulaştı.
Bankacılık sektörü kredileri içinde, tüketicilerin kullandığı konut, otomobil ve ihtiyaç kredilerinden oluşan toplam tüketici kredilerinin tutarı, iş kurmak ya da işletmeye sermaye sağlamak amacıyla kullanılan işletme kredilerine yaklaştı. Aynı dönemde kullanılan tüketici kredileri 116 milyar 850 milyon liraya ulaşırken, işletme kredileri tutarı 118 milyar 828 milyon lira oldu.
İhracat kredilerinin 31 milyar 534 milyon liraya ulaştığı söz konusu dönemde, diğer yatırım kredileri 23 milyar 973 milyon lira, diğer krediler 141 milyar 569 milyon lirayı buldu.
Vatandaşların kredi kartı borçları ise 42 milyar 906 milyon liraya yükseldi.
KREDİ BORCU MİLLİ GELİRİN YÜZDE 44'Ü
Geçen yıl eylül ayı sonu itibarıyla bankaların kullandırdığı kredi 2008 yılına göre yüzde 23,8 artış gösterse de Türkiye'de banka kredilerinin milli gelire oranı AB ülkelerine kıyasla düşük seviyede seyrediyor. Aynı dönemde banka kredileri 1 trilyon 60 milyar 499 milyon liralık gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 44'ünü oluşturdu. Bu oran, GSYH'nin 950 milyar 534 milyon lira olduğu 2008 yılında yüzde 38,7 seviyesinde bulunuyordu.
Avrupa Merkez Bankasının (ECB) verilerine göre, AB ülkelerinden Slovenya'da toplam kredilerin tutarı milli gelirle aynı seviyede iken, Belçika, Estonya, Letonya, İtalya, Fransa, Almanya, Avusturya, İsveç, Portekiz, İspanya, Hollanda, Danimarka, İrlanda, İngiltere, Kıbrıs ve Malta'da bankaların kullandırdığı kredilerin miktarı GSYH'lerinin üzerine çıkmış durumda.
NÜFUSUN YARISINDAN FAZLASI BORÇLU
BDDK verilerine göre, Eylül 2010 sonu itibarıyla, kişi ve şirketlerden oluşan bankaların kredi müşterisi sayısının 40 milyon 980 bine yükseldiği belirtilen ATO açıklamasında, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre, Türkiye nüfusunun 72 milyon 561 bin kişi olduğu dikkate alındığında ve her bir kredi borçlusu bir kişi sayıldığında nüfusun yüzde 56,5'inin bankalara borçlu olduğunun ortaya çıktığı kaydedildi.
Bankaların kredi müşterisi sayısı 2006 yılı sonunda 29 milyon 177 bin iken, 2007'de 27 milyon 712 kişiye düştüğü ifade edilen açıklamaya göre, küresel krizin etkilerinin görülmeye başlamasıyla birlikte 2008 yılında kredi müşterisi sayısı artarak, 34 milyon 194 bin kişiye, 2009 yılında da 38 milyon 181 bin kişiye yükseldi.
Bankaların kredi kartı müşterisi sayısı ise Eylül 2010 sonu itibarıyla 27 milyon 356 bin kişi oldu.
EN BORÇLU İSTANBUL, EN AZ BORÇLU MUŞ
Nakdi kredilerin il bazında dağılımına bakıldığında, en borçlu il İstanbul oldu. İstanbul'un, bankalara olan kredi borcu, 193 milyar 236 milyon lirayla toplam nakdi kredilerin yüzde 41'ine karşılık geldi. İstanbulluların kullandığı kredi miktarı Eylül 2009 sonuna göre de yüzde 52,3 arttı. 12 milyon 915 bin kişinin yaşadığı İstanbul'da kişi başına düşen borç 14 bin 962 lira oldu.
Bankalara en çok borcu bulunan ikinci il ise Ankara olarak kayıtlara geçti. Ankaralıların kredi borcu Eylül 2010 sonu itibarıyla 59 milyar 931 milyon liraya yükselirken, 4 milyon 650 bin nüfuslu Ankara'da kişi başına 12 bin 886 lira kredi borcu düştü.
Bankalardan kullanılan nakdi krediler sıralamasında kişi başına 8 bin liralık borçla Antalya üçüncü sırada yer aldı. Antalya'yı kişi başına 7 bin 857 liralık borçla Kocaeli, 6 bin 657 liralık borçla İzmir, 5 bin 597 liralık borçla Denizli, 5 bin 574 liralık borçla Muğla, 5 bin 532 liralık borçla Bursa, 5 bin 446 liralık borçla Hatay, 5 bin 297 liralık borçla Zonguldak izledi.
Kişi başına en az kredi borcu bulunan il ise 635 lirayla Muş oldu. Muş'u 696 lira ile Hakkâri, 747 lira ile Ağrı izledi. Kişi başına en az kredi borcu bulunan diğer iller bin 113 lirayla Van, bin 130 lirayla Şırnak, bin 224 lirayla Bitlis, bin 261 lirayla Bingöl, bin 289 lirayla Mardin, bin 301 lirayla Batman ve bin 312 lirayla Şanlıurfa sıralandı.
Eylül 2010 sonu itibarıyla kredi borcu en fazla artan il Siirt oldu. Önceki yılın aynı döneminde, kişi başına 577 lira olan Siirt'in borcu yüzde 209,2 artarak bin 784'e yükseldi.
Borcu 2009 yılına oranla yüzde 24,9 artan Ankara ise 81 il arasında kredi borcu en az artan il oldu.
HAKKARİLİ EV, MUŞLU ARABA ALDI
Tüketici kredilerini oluşturan konut, otomobil ve ihtiyaç kredilerinde yıllık artışta değişik iller liderlik koltuğuna oturdu.
Konut kredilerinde en fazla artış yüzde 391,4 ile Hakkari'de oldu. Eylül 2009 sonu itibarıyla 3 milyon 46 bin liralık konut kredisi kullanılan ilde, bir yıl sonra kredi tutarı 14 milyon 968'e yükseldi. Konut kredilerinde en çok artış olan diğer iller ise yüzde 234 ile Muş, yüzde 168,4 ile Şırnak, yüzde 145,5 ile Bingöl oldu.
Otomobil kredisinde ise en fazla artış yüzde 511,8 ile Muş'ta görüldü. 846 bin liralık kredisi bulunan Muş, otomobil almak için bankalardan geçen yıl eylül ayı sonu itibarıyla 5 milyon 176 bin lira kredi kullandı. Hakkâri'nin kullandığı taşıt kredisi yüzde 380,5 artarken, Bitlis'in artışı yüzde 141,4 oldu.
İhtiyaç kredilerindeki artışta lider il ise Aksaray. Eylül 2009'da 91 bin 814 liralık ihtiyaç kredisi kullanılan şehirde, bir yıl sonra bu rakam 157 bin 878 liraya yükseldi. Aksaray'ı yüzde 55,3'lük artışla Karaman takip etti.
''SICAK PARA KREDİ OLDU''
Açıklamada, görüşlerine yer verilen ATO Başkanı Sinan Aygün, hisse senedi, iç borçlanma kağıtları, mevduat olarak Türkiye'de bulunan yabancı kaynaklı sıcak paranın Eylül 2010 itibarıyla 118 milyar dolara yükseldiğini, kredilerin kaynağının sıcak para olduğunu ifade etti.
Aygün, şunları kaydetti:
''Eylül 2010 itibarıyla sıcak para bir önceki yıla oranla yüzde 44 artmış. Bankacılık sistemine kar amacıyla giren bu sıcak para, kredilere kaynak olarak kullanılıyor. Yurt içi yerleşik kesimlerin mevduat miktarı ise Eylül 2009'da 474 milyar 262 milyon liradan 553 milyar 216 milyon liraya çıkarak yüzde 16,6 artmış. Türkiye'de kredilerin milli gelire oranı, AB ülkelerinden düşük seviyede. Bu oranın yükselmesinde yani kredilerin artmasında bir sakınca yok ancak dış borçla, yani her an çekip gidecek sıcak parayla değil mevduatla artması gerekiyor.''
Bankacılık sisteminde yaşanan gelişmelerin Türkiye'deki geleneksel aile ilişkilerinde de değişime yol açtığına dikkati çeken Aygün, ''Bankalar, ev, araba almak, geçimini sağlamak, çocuğunu okula göndermek, tatile gitmek, işini sürdürmek, yatırım yapmak isteyenler gibi talep eden kesimlere göre kredi seçeneklerini artırınca artık isteyen herkes yapmak istediği işi krediyle yapar hale geldi. Doğal olarak yeni durumda eş dosttan borç isteme dönemi de bitti'' dedi.
gazeteport

Bankalarımız CIA Denetimindedir
Bülent Esinoğlu
07.02.2011

13-14. yüz yıllarda yapılan korsanlıkların, dillere destan hikâyelerini okuduk. Filmlerini sinemalarda seyretmiştik.

Erbakan’ın meşhur Libya ziyaretine devletin bir görevlisi olarak katılmıştım. Toplantı hazırlıklarının yapılması için Erbakan’dan bir hafta önce, Libya yetkilileri ile görüşmelere başlamıştık.

Toplantıya ara verildiğinde, dışarı çıkıp hava alalım dediğimizde, limanda müthiş bir olağan üstülük gördük. Askerler, polisler güvenlik önlemleri alıyor. Halkta onları temaşa ediyordu. Ekim 1996.

Nedir bu durum diye yetkililere sorduğumuzda, gemi ile para geliyor dediler. Niye gemi ile para getiriyorsunuz, bankalar arası transfer yok mu diye sorduğumuzda ise; Amerika, petrol paralarımıza bankalarda el koyuyor demişlerdi. Şaşırmıştık.

Bunu dönüşte, aklı başında kimselere anlattığımızda, bize inanmamışlardı.

3 Şubat 2011 tarihli Vatan Gazetesinde buna benzer bir durumun Türkiye’de yaşandığını okuyunca, bu yazıyı yazmak farz oldu.


İstanbul’dan yüklüce bir para(döviz) Ankara’da Tarhan Caddesinde bulunan bir bankaya transfer ediliyor.

Transfer evrakının içinde, Tarhan sözcüğünün geçmesi nedeni ile CIA derhal bankayı SWIFT ile bloke ediyor. Yani el koyuyor. Elektronik fon transferi sistemi Amerikan denetiminde olması nedeni ile döviz transferi yapılamıyor. İran’a bir transfer yapılmadığı anlaşılınca SWIFT açılıyor.

Anlayacağınız bağımsız sandığımız, Türkiye Cumhuriyetinin sınırları içinde Amerika resmen korsanlık yapıyor.

Bundan birkaç ay önce, Türkiye’deki boru, vana, tesisat teçhizatları üretip, İran’a satış yapan firmaların ülke içinde para transferine el konulmuştu. Şimdi de bankalara el konularak denetim yapılıyor.

Bu durumu, hangi devlet görevlisi, hangi iktidar sahibi içine sindirebilir. Sözde, AKP’nin İran yanlısı olduğu propagandası yapılıp dururken, bu işe ne demeli.

Tıpkı sahte İsrail düşmanlığı gibi, sahte İran dostluğu da böylece belgelenmiş oluyor.


İsrail ile düşman göründüğümüz bu süreçte, İsrail ile Türkiye arasındaki ticaret katlanarak büyüyor.

İran ile olan ticaret ise her geçen gün azalıyor. Doğal gaz alımı da olmasa sıfırlanacak.

Susma, sustukça sıra sana gelecek diye meşhur bir slogan var.

Bu durum devletler içinde geçerliymiş. Libya’ya korsanlık uygulanırken bizler sessiz kalmıştık.

İktidarın her gün ağız dalaşı yapan milletvekillerine bu yazıyı hediye ediyorum. Eş başkana bir şey söylemiyorum. O zaten Amerika’nın projelerinde görevlidir.

acikistihbarat.com

Kart Borcu Yüzünden Esrar Kuryeciliği Yaptı
07 Mart 2011

İzmir'de doğu illerinden getirilerek piyasaya sürülmek istenen 36 kilo esrar iki ayrı operasyonla ele geçirildi.
Gözaltına alınan zanlılardan taksici olduğu öğrenilen D.A., kredi kartı borcu yüzünden kuryecilik yaptığını söyledi. aktifhaber

Kredi kartı kullananlar dikkat!

Bankaların kredi kartlarının kullanım süresi dolmadan müşterilerine yeni kredi kartı ve sözleşme gönderdiklerine yönelik şikayetler artmaya başladı.

Tüketici dernekleri bu tür durumlarda tüketicilerin gelen yeni sözleşmeleri imzalamamaları ve kartları kabul etmemeleri yönünde uyarıda bulunuyor.

Dernek yetkilileri, kredi kartlarının süresi dolsa da kredi kartı sözleşmesinin devam ettiğini bile bile bankaların gönderdikleri yeni sözleşmeyle eski sözleşmeyi yenilediklerini iddia ediyor.

Konu hakkında görüştüğümüz TUDER Başkanı Engin Başaran, bu gibi şikayetlerin son zamanlarda giderek arttığını ve günde en az 10-15 başvuru aldıklarını belirterek tüketicileri adrese gelen kredi kartlarını almamaları konusunda dikkatli olmaya çağırdı.

Başaran, tüketici şikayetlerinden yola çıkarak 2-3 banka tespitinde bulunduklarını ve konuyu hakem heyetlerine taşıdıklarını vurgulayarak, " Şikayetlerin belli bir sayıya ulaşmasını bekliyoruz. Ondan sonra gerekli açıklamaları yapacağız" dedi.

Engin Başaran, bu bankaların kredi kartı müşterilerine süresinin bitmesine 3 ay kala yeni bir kart ve sözleşme göndererek sözleşme yenilediklerini, yeni sözleşmedeki maddelerin tüketici tarafından tam ve net okunmadan imzalanarak ileride doğacak problemler karşısında savunmasız bırakıldıklarını söyledi.

Adrese kurye ile gelen sözleşmelerin mutlaka doğru okunup anlaşılması ve ondan sonra imzalanması gerektiğini kaydeden Başaran, " Sözleşmeleri doğru okuyup anlamak için en az yarım saat gerekli. Ancak kurye bu süre içinde bunu beklemeyecek ve hemen imzanızı almak isteyecektir. Sözleşmeyi okuyup anlamadan imzalayıp kredi kartını alırsanız , yandınız demektir.İleride doğacak her tür problemde haklılığınızı bankaya teslim etmiş olursunuz. Sözleşmeler eski sözleşmelerden farklı, bu nedenle adrese gelen sözleşmeleri imzalamayın, geri gönderin.Gerekirse banka şubesine giderek sözleşme metnini okuyun , bilgilenin, ondan sonra imzalayın" şeklinde konuştu.

BANKAYLA PAZARLIK YAPIN

Engin Başaran, tüketicilerin bankacılık işlemleri konusunda çok fazla bilinçli olmadığını ve haklarının farkında olmadığını hatırlatarak tüketicilere şu tavsiyelerde bulundu:" Tüketici hizmet alacağı banka ile alacağı hizmetler konusunda pazarlık yapma hakkına sahiptir. Ancak, tüketicilerimiz bankalardaki kuralları değişmez kabul eder.Oysa müşteri EFT ücreti, hesap işletim ücreti, kredi faizi, komisyon gibi pek çok konuda bankayla pazarlık yapma hakkına sahiptir. Tüketici bu hakka sahip olmadığını bilmediği gibi isterse kredi kartını da iptal etme hakkını da bilmiyor. Ve mağdur oluyor.Tüketicilerin bu konuda uyanık olması gerekiyor"

TALEPSİZ VE İMZASIZ KREDİ KARTI GÖNDERİMİ YASAL DEĞİL

Bankaların 5424 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu gereği müşterinin yazılı talebi olmadan adrese kredi kartı göndermelerinin yasal olmadığını ve bankaları bu konuda suç işlemeye devam ettiğininde altını çizen TUDER Başkanı Başaran, tüketicilerin talep etmeden kendi adlarına kredi kartı çıkaran bankaları hakem heyetlerine yazılı dilekçe ile şikayet etmeleri çağrısında bulundu.

SMS VE MÜŞTERİ HİZMETLERİNE DİKKAT!

Tüketiciler Birliği Kurucu Genel Başkanı ve Tüketici Hakları Uzmanı Av. Mehmet Bülent Deniz'de, bankaların SMS ve Müşteri Hizmetleri aracılığıyla sözlü olarak bağlantı kurdukları kişilere kredi kartı çıkararak adrese gönderimde bulunduklarını oysa müşterinin imzalı beyanı olmadan böyle bir işlemin yasal olmadığını yineleyerek, önemli bir konuya daha dikkat çekiyor.

Deniz, banka ile ilgili her türlü değişiklik ve yenilemenin ya da kararın mutlaka yazılı yani kayıt altında olması gerektiğini hatta müşteri hizmetleri ile yapılan görüşmelerin mahkemelerde delil olarak kabul olmayacağını bu nedenle sözlü yapılan beyanların mutlaka bankaya yazılı olarak ve bir örneği tüketici de kalacak şekilde yapılması konusunda uyarıda bulundu.

YENİDEN YAPILANDIRMALARA DİKKAT

Kredi kartı borçlularında da buna benzer sorunların kendilerine geldiğini ve banka tarafından haciz baskısı ile tüketicilerin telefonda yapılan yapılandırma tekliflerini düşünmeden kabul ettiklerini de hatırlatan avukat Bülent Deniz, " Yeniden yapılandırmalarda mutlaka banka şubenizle iletişimde olun. Temerrüte düşme tarihine ve uygulanan temerrüt faizlerine dikkat edin. Bankalar birtakım " alicengiz" oyunları ile tüketiciyi yanıltabiliyor. Konu hakkında yeterince ikna olmadığınızı düşünüyorsanız destek alın" diyerek borç yeniden yapılandırma sürecinde tüketicilerin dikkatli olması gerektiğini söyledi.

KREDİ KARTI KULLANIRKEN BUNLARA DİKKAT!

1-İKİDEN FAZLA KREDİ KARTI KULLANMAYIN
2-KREDİ KARTI İLE İLGİLİ TÜM İŞLEMLERİNİZİ YAZILI YAPIN
3-TELEFONDA YAPILAN TEKLİFLERİ KABUL ETMEYİN

(Gazeteport)

Ömür biter borç bitmez!
Kart borcunu başka kartla kapatan ancak 9 ay idare eder
17 Nisan 2011

Türkiye’de 47 milyon kart var. Bunların 1.4 milyonu batık, belki on binlercesi de sorunlu. En büyük sorun ise asgari tutarı ödeyerek ayakta kalmaya çalışmak. Çünkü onların harcamayı kesmeden borçlarını kapatmaları imkânsız.

1.4 MİLYON KİŞİ VAR
Türkiye genelinde toplam kart sayısı yaklaşık 47 milyon.
Merkez Bankası verilerine göre bugün itibarıyla kredi kartı borçlarını ödememiş kişi sayısı ise 1.4 milyonu aşmış durumda.

EN BÜYÜK SORUN FAİZ
HT Ekonomi olarak borç sarmalı içinde olan vatandaşlarla görüştük.
Kredi kartında puana bayılan tüketicinin en büyük şikâyeti ise faiz, ücretler ve talep edilmesine rağmen kapatılmayan kartlar.

46 milyon 956 bin kredi kartının kullanıldığı Türkiye'de kredi kartı borcu takipte olan (yani asgari ödemeyi bile yapamayan kullanıcı sayısı 1 milyon 452 bin 580'i buluyor. Bu borçluların takipteki borçların toplamı da 3 milyar 764 milyon TL'ye ulaşyor. Kullanıcı sayısıyla birlikte takipteki borç miktarının da artması, kart kullanıcılarına "Ömür biter borç bitmez" dedirtiyor. HT Ekonomi kart kullanıcılarının borç durumlarını öğrenmek için yine insanlarla yüz yüze görüşmeler yaptı. Konuşulan kişilerin borçları üzerinden belirlediği farklı ödeme senaryolarına göre yol haritası çizmeye çalıştı.

Mehmet Öztürk 30 yaşında. 6 yıldır kredi kartı borcunu bitirme savaşı veriyor. 3 bin TL olarak başlayan borç yıllar içinde 500 TL'ye kadar düşmüş. Ancak, güvenlik görevlisi olarak çalışan Öztürk sektörün dimaikleri nedeniyle zaman zaman işsiz kaldığı için borcunu yeniden 2 bin 500 TL seviyesine yükseltmiş. Şu an yine işsiz döneminde. Sadece işsizlik maaşı alıyor. Bu nedenle asgari ödemeyi nasıl yapacağını bile kara kara düşünüyor.

ÖMÜR BOYU BORÇLU
Mehmet Bey için çizdiğimiz senaryolardan birinde onun her ay kredi kartı için asgari ödeme yapıp, yanısıra 500 TL harcama yaptığını varsaydık. Bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda Öztürk'ün işi zor. Çünkü bu şekilde giden 29 ayın sonunda sistem tıkanıyor. Öztürk ödemeyi artırmadığı ya da harcamayı azaltmadığı sürece 29'uncu ayın sonunda bir kısır döngüye giriyor ve hayatı boyunca aynı ödeme şekliyle 2bin 360 TL borcu kalıyor.

Öztürk'ün 4 bin TL limiti olan iki kredi kartı olduğunu varsayalım: Öztürk, borçlular tarafından çokça kullanılan bir yöntem deneyip, bu kartların her birinden nakit çekerek birbirinin asgari ödemesini yapmaya kalkarsa sadece 9 ay idare edebiliyor. Kredi kartı borcunu ödemekte gecikenler için gerçekleşmesi zor bir seçenek de ihtiyaç kredisi. Eğer banka Mehmet Öztürk'e kredi vermeyi kabul ederse, Mehmet Bey 48 ay vadede 76.10 TL'lik ödeme yaparak bu borcu kapatabilir.

"Her ihtimale karşı 5 kredi kartım var"
Borsacı Mehtap Gökmen 5 kredi kartına sahip. Görüştüğümüz kişiler kredi kartı sayısını azaltma eğilimindeyken kendisinin neden çok sayıda kredi kartı kullandığını sorduğumuzda nedenini "Bulunsun" diyerek açıklıyor. Gökmen harcamalar konusunda genellikle eşlerini suçlama eğiliminde olan erkeklere katılmıyor. En fazla harcamayı sağlık, giyim ve kozmetik için yaptığını dile getiren Mehtap Gökmen "Ben taksit kullanmayı seviyorum. Artı taksit veren kampanyaları da seviyorum. Bazen de bu yüzden limitleri zorluyorum. Ama sonuçta gelirimin üstinde kullanmıyorum" diyor. Alışverişinin neredeyse tamamında kredi kartı kullandığına dikkat çeken Gökmen şöyle devam ediyor: "Eğer kart geçiyorsa tüm ödemelerimi kartla yapıyorum. Nakiti sadece kredi kartının geçmediği yerlerde kullanıyorum" diyor.


"Kredi kartları beni harcamaya teşvik ediyor"
İbrahim Güngör 27 yaşında bir matematik öğretmeni. İki kredi kartı var. Harcamanın irade meselesi olduğunu, taksit, kampanya gibi enstürmanların da harcamayı teşvik ettiğini söyleyen İbrahim Bey "Zaman zaman bütçeyi aşıyorum ama otokontrolüm de var. Bu ay borcum gelirimi 500 TL aşıyor. Limitim gelirimden çok yüksek değil. Banka vermek istese de ben limit artırmıyorum" diyor. Bugüne kadar borçları yüzünden hiç takibe düşmediğini ifade eden Güngör bir kez ödeme güçlüğü yaşamış. Ama bankadan kredi çekeren tüm borçlarını kapatıp kullandığı kredi kartı sayısını da 2'ye düşürerek sorunu aşmış.

Ayşegül Akyarlı / HT Ekonomi

Anahtar Kelimeler
kredi kartı, kart borcu





15 Bin TL Kredi Borcu Yüzünden Canına Kıydı
2011-06-21

Konya'da bir tatlıcıda garson olarak çalışan 31 yaşındaki Mustafa Güzel, ödeyemediği 15 bin TL'lik banka kredisi borcu yüzünden girdiği psikolojik bunalım sonucu ruhsatsız tabancası ile intihar etti.
Olay, bugün saat 10. 00 sıralarında Selçuklu İlçesi Beyazıt Mahallesi 30 Ağustos Sokak'ta meydana geldi.
http://www.konyaninnabzi.com/

'Kredi kartı sahipleri büyük bir şok yaşayacak'
24 Ağustos 2011
Tüketici Hakları Derneği (THD) Genel Başkanı Turhan Çakar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkındaki Yönetmelikte yaptığı değişikliğe ilişkin, "17 Eylül 2011 tarihinden itibaren milyonlarca kredi kartı sahibi tüketici büyük bir şok yaşayacak ve aile dramlarının yaşanmasına neden olacaktır" dedi.

BDDK önünde toplanan dernek üyeleri, "Parçalanmış aile istemiyoruz", "Asgari ödeme nedeniyle yuvaların yıkılmasını istemiyoruz", "BDDK tüketici haklarına saygılı ol" yazılı dövizler taşıdı.

Çakar, burada yaptığı açıklamada, BDDK’nın Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkındaki Yönetmelikte 17 Aralık 2010 tarihinde değişiklik yaparak 17 Haziran 2011 tarihinden geçerli olmak üzere limiti 5 bin lira ve üzerinde olan kartların asgari ödeme tutarlarını yüzde 20’den yüzde 22’ye çıkardığını ve yeni kredi kartı alacak olanların da bu asgari ödeme tutarını yüzde 40 olarak

belirlediğini söyledi.

Asgari ödemelerle yaşamını sürdürmek zorunda olan, yatır-çek yaparak nakit kullanma ve borçlarını döndürebilme durumunda olan 10 milyon dolayındaki kart sahibi tüketicinin zor durumda kalacağını vurgulayan Çakar, yönetmelikle bir takvim yılı içerisinde en fazla 3 defa dönem borcunun yüzde 50’sine kadar ödeme yapılan kredi kartlarının limitlerinin dönem borcunun tamamının ödenmesine kadar arttırılamayacağı ve bu kartların nakit kullanıma kapatılacağını belirtti.

Çakar, "Bu değişiklik tüketicilere bildirilmediği için, 17 Eylül 2011 tarihinden itibaren milyonlarca kredi kartı sahibi tüketici büyük bir şok yaşayacak ve aile dramlarının yaşanmasına neden olacaktır" dedi.

"BDDK, yaptığı yönetmelik değişikliğini uygulamaya koymadan önce konuyu ne tüketici ne medya ile paylaşmıştır" diyen Çakar, "BDDK’nın yönetmelik değişikliğini kamuoyunda tartışmaya açmadan adeta yönetmelik değişikliğini bankaların tüketicilerden gizlemesine zemin hazırlayarak yapmış olduğu bu değişiklik, hukuki belirlilik ilkesiyle bağdaşmamaktadır" diye konuştu.

BDDK’ya seslenen Çakar, "İntiharlara, yuvaların yıkılmasına ve ailelerin parçalanmasına neden olunmaması için bir an önce bu yönetmelikte sözü edilen değişiklikleri kaldırınız. Aksi takdirde yaşanacak dramların sorumlusu siz olacaksınız" ifadelerini kullandı. haber10



Hesabınızda 1 kuruş bile bırakmayın
29 Mayıs 2012

Banka hesabınızda kalan borcunuzun çok az olduğunu düşünüp önemsemediyseniz hatta kalan borcunuzu unuttuysanız bu haber sizi ilgilendiriyor


Hesabınızda kalan kırıntı bakiyeler bankalar tarafından faizleri ile birlikte katlanarak kapınıza büyük meblağ olarak hatta icra mektubu ile gelebilir.

Siz siz olun bankanda kuruş bırakmayın. Bankalar ile sorunları bitmeyen tüketiciler Şikayet Portalı Şikayetvar'a gönderdikleri şikayetlerle bankaların kalan bakiye kırıntılarını nasıl kendi lehine çevirerek müşterilerini mağdur ettiğini ifade ettiler.

Öğrenci iken alınan, iptal edilen, kapatılan kullanılmayan kredi kartlarında, türlü ihtiyaçlar için bankaya açılan hesaplarda kalan unutulan küçük meblağlar şimdilerde tüketicilerin korkulu rüyası haline geldi. Bankada kalan unutulacak kadar küçük meblağlar yıllar sonra katlanarak tüketicinin karşısına çıkıyor.

İşte banka mağdurlarının başına gelenler;

3,5 TL 2 YILDA 470 TL OLMUŞ!

"Telefonuma gelen sms ile bankanıza asgari ödemesi 67,40 TL olan bir borç bildirildi. Gerekçe olarak bu hesaptan ekim 2009 da 3,5 TL' lik faturanın otomatik ödeme talimatı ile ödenmiş olmasını gösterdiler. Ayrıca 3.5 TL'lik borç faizlerle birlikte 470 TL gibi hatırı sayılır bir rakama ulaştığında tarafıma hem mail hem sms ile bilgisi geldi. Burada kesinlikle art niyetli bir yaklaşım olduğuna inanıyorum. Telefon numaram ve mail adresim elinizde bulunmaktayken bir borç bilgisinin müşterinize bu kadar gecikmeli bildirilmesinde kesinlikle bankanızın ihmali olduğunu düşünmekteyim. Posta ile adresinize bildirildi diyorsunuz: 2 yılda 3 şehir değiştirdim, ulaşsaydı 3,5 TL gibi komik bir tutarı ödemekten mi kaçınacaktım? Ödenmeme nedeni, ancak bilinmemesi ve fark edilmemesi nedeniyle olabilir. Bankanız bu durumda en azında borcun ödenmediği birinci yıl içinde müşteriye tıpkı şimdi ulaşıldılğı gibi sms ve mail yoluyla ulaşmalıydı."

GELEN EKSTRE ŞOK ETTİ

"Kredi kartımı kapatmaya karar verdim. Tüm borcumun yansıtıldığı ekstrenin bir kısmını son ödeme gününde, kalanını ise hemen ertesi gün ödeyerek borcumu kapattım. Bir ay sonra bana faiz bedeli olarak 30 TL'den fazla bir rakam isteyen ekstre geldi. Bankayı aradığımda ise bunun gecikme değil alışveriş faizi olduğu söylendi ve bir önceki hesap kesiminden sonraki hesap kesimine kadar olan dönemin faizi alınıyor dendi. 3-5 kuruş için binlerce TL'lik harcama yapan müşterileri kaybetmeye mahkum olan bu banka sonradan da müşteri kazanmak için neredeyse sokakta kart dağıtıyor. Sonra da söz verildiği halde kart ücreti, haksız cezalar, ve bunun gibi müşterinin fark etmeyecegi tüm miktarları da kartlara yansıtıyor."

YILLAR SONRA ÇIKAN BORÇ

Araç alabilmek için bankadan kredi aldım. Ödemelerimi vadesinden çok önce düzenli olarak banka hesabına gönderdim. Aralık ayında bankadan gelen bir sms de borcum olduğu ödemem gerektiği şeklinde bir bilgi geldi. Araştırmalarım neticesi meğer benim gönderdiğim kredi borcumun içinden hesap işletim ücreti kesilmiş ve bu da ceza faiziyle artmış. Bu nedenle bankaya küçük bir meblağ borcum kalmış. Şahsıma bu ücretin kesileceği zamanında hatırlatılmayıp ceza ve faize düşürülmesinin hiç müşteri memnuniyetine uygun olmadığı ve fırsatçılık yapıldığı düşüncesine sevk etmiştir. Borç katlandıktan sonra banka bilgi vermiştir. Başkaları mağdur olmaması için böyle hesabı olanlar aman her ay bakiyelerini kontrol etsin. Çünkü her an banka bir sebeple kesinti yapar cezaya düşürebilir."

BORÇ KATLANIYOR

"Kredi kartımı 2010 Nisan ayında kapatabilmek için bütün borcunu öğrenci halimle günlerce çalışıp ödedim. Müşteri temsilcisine defalarca sonradan bir şey çıkmaz değil mi diye sorup defalarca tüm borçlar ödenmeden kartınız zaten kapanmaz dediği aklımda. Bugün Mart 2012, mailimi açıyorum ve bankaya borçlu olduğumu öğreniyorum. Neymiş o zamandan kalan 4 TL borcum katlana katlana bugün 32 TL olmuş. Ben özellikle bütün borcu ödedim mi diye müşteri temsilcisine defalarca sormuştum zamanında. Nasıl kapattılar borcum varken kartı mı o halde ?"
Sabah

Kredi kartı sahiplerine ek ücret geliyor
18.05.2012
Kredi kartı sahiplerinin bankalarla olan sorunlarına bir yenisi daha eklendi.
Artık istenen her hesap dökümü karşılığında ücret alınacak.

Kredi kartı sahiplerinin bankalarla derdi bitmiyor. Tüketicilerin en çok bankacılık sektörünü şikayet ederken şikayet konularının başında ise kredi kartları geliyor. Şikayet Portalı Şikayetvar’a gelen şikayetlere göre bankalar teker teker tüketicilerin talep etikleri geçmiş dönem kredi kartı hesap özet talepleri için 1,5 TL yansıtmaya başladı.

Tüketiciler kredi kartı ekstrelerinde yer alan “Geçmiş dönem kredi kartı hesap özeti talepleri için her hesap özeti başına ücret yansıtılmasına başlanacaktır” ibaresi ile şok oldu. Daha önce birkaç bankanın aldığı bu ücret artık teker teker tüm bankalar tarafından alınmaya başlıyor. Daha önce hesap özetinin kağıt olarak doğrudan veya kargo ile gönderilmesi durumunda gönderilen hesap özeti için ilgili ayda hesap özetine borç kaydedilirken artık hesap özetinin e-posta yolu ile gönderimi de ücretlendirilmeye başlandı. Alınan ücrete tepki gösterenlerin şikayetleri şöyle:

EKSTRE ŞOK ETTİ
“Havalede gişeden 26 Lira, ATM’de 3 lira, internetten 2.5 Lira, cepten 0 lira alan bir banka sanal olarak kendisinden görüntülemesini istediğimiz hesap özetimizden nasıl para almak ister anlayamıyorum. Son gelen e-mail ile aldığım hesap özetinde geçmiş dönem kredi kartı hesap özeti taleplerinden 1.5
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Sal Şub 10, 2015 9:52 pm tarihinde değiştirildi, toplam 16 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pzr Ksm 14, 2010 11:33 pm    Mesaj konusu: İŞTE RAPOR: BANKALARDA SİLAHSIZ SOYGUN Alıntıyla Cevap Gönder

İŞTE RAPOR: BANKALARDA SİLAHSIZ SOYGUN
9 Eylül 2008
Bankacılık sektörü müşterisinin karşısına her gün yeni bir hizmet bedeli talebi ile daha çıkıyor
Türkiye kredi kartında yılda 35 YTL'lere kadar yıllık aidat ücretini konuşurken, bankalar kartı ile hesabında para var mı, yok mu diye kontrol edenden bile 'hizmet bedeli' altında bir para kesiyor.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) bankalarda hizmet bedellerini araştırdı. İSMMMO'nun BDDK verileri ile bankaların şubelerinden derlediği verilerden yararlanarak hazırladığı "Bankalarda Silahsız Soygun; Komisyon ve Hizmet Bedelleri" başlıklı araştırmasına göre, hizmet bedeli ve komisyon adı altında tüketiciden yapılan kesintilerde hiçbir standart uygulanmıyor. Bankaların keyfi uygulamaları ve standartları kendi koşullarına göre belirledikleri hizmet bedelinde uçurum var.

Öyle ki havale parası yüzde 100'e yakın değişiklik gösterirken aynı tablo kredi kartı ücretinde de geçerli. Her türlü işlemini internetten yapan ve gerekli komisyonları da ödeyen bir tüketici bile şubeye hiç uğramasa da 35 YTL'yi bulan yıllık hesap işletim ücreti ödüyor. Bankaların hizmet bedeli ya da komisyon olarak yaptıkları kesinti kalemlerinin sayısı 100'e yaklaşıyor.

İSMMMO'nun araştırmasına göre, Türk bankacılık sektörü için dönüm noktası olan 2001 krizine kadar, yüksek faizli hazine bonosu ve devlet tahvili ile beslenen ve açık pozisyon ile büyüyen bankacılık sektörü bu dönemden sonra ise verimlilik ve kârlılıklarını artırmak için şimdiye kadar ihmal ettikleri alanlara yöneldi. Bunlar arasında bankacılık hizmetleri ve yapılan işlemler karşılığı alınan komisyonlar da var. Daha önce mevduat toplama yarışında birbirini ezen bankalar, bu kalemdeki tatlı kârı çok kısa sürede keşfetti. Artık bankalar EFT, havale, çek, senet işlemlerinin dışında müşterilerine gönderdikleri ekstre için, hatta kartı ile hesabında para var mı, yok mu diye bakandan bile 'kesinti' yapmaya başladılar. Bankaların bilançolarında da kendini gösteren hizmet bedeli geliri geçen yıl 8.3 milyar YTL, bu yılın ilk 4 ayında 3.1 milyar YTL'ye ulaştı.

TÜRMOB Genel Başkan Yardımcısı ve İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, hizmet ve komisyon gelirlerindeki tatlı kârın bankaların bilançolarına da yansıdığını belirterek şunları söyledi: "2007 yılında bankacılık hizmetleri 8 milyar 239 milyon YTL'ye ulaştı. 2006 yılında bu rakam 6 milyar 607 milyon YTL idi. Yani bir yılda yüzde 25'lik bir değişim yaşandı. Üstelik buna kredilerden alınan ücret ve komisyonlar dahil değil. 2006 yılında kredilerden alınan ücret ve komisyonlar 1 miyar 715 milyon YTL iken bu rakam da geçen yılın sonunda 2 milyar 50 milyona ulaştı. Komisyon gelirlerinin toplam işletme giderlerine oranı da sürekli artıyor. Topuzun kantarı kaçmış durumda."

Yahya Arıkan, araştırmanın sonuçlarını değerlendirirken hizmet verenlerin bunu para kazanmaksızın yapmasını değil, her sektörde olduğu gibi bankacılık sektörüne de bir standart getirilmesini önerdiklerini belirtti. Arıkan, "Tüketici kimi zaman kendini aldatılmış da hissediyor. İşlem masrafı ile komisyonlar, kredi kartı aidatları, faizler arasındaki uçurumun nedeni açıklanmak durumunda. Bir banka diyorsa ki, ben 'çok şubeyle hizmet veriyorum, bu nedenle pahalıyım' ben de ona 'sen de ona göre daha çok müşteri kazanabiliyorsun' derim." diye konuştu.

Bu sektörü düzenleyen BDDK'yı göreve çağırarak sadece kredi kartı yıllık bedelini değil, masraf ve komisyon adı altında yapılan bütün kesintileri incelemesini isteyen Arıkan, "Nasıl ki; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin bankaların müşterilerinden kredi kartı için yıllık aidat alamayacağını karara bağlaması üzerine kartları konuşuyoruz. Nasıl ki bu alanda örneğin maliyeti karşılayacak tek defaya mahsus ücret çözümünü düşünüyoruz, standardı olmayan, haraç gibi her adımda alınan masraf ve komisyonları da konuşmalıyız" dedi.

ÇOK HESAP ÇOK PARA DEMEK

Bankaların keyfi ücret taleplerinin sadece kredi kartlarındaki yılda 30-35 YTL'lere varan aidatlarla sınırlı olmadığının belirtildiği İSMMMO raporuna göre bankalarda 'çok hesap çok para demek.' Bankaların yaptıkları işlemler karşılığında talep ettikleri ücretlerde en büyük sorun herhangi bir standardın olmaması. Yapılan bir işlem karşılığında 10 YTL isteyen de var 100 YTL de. Bankalar talep ettikleri hizmet ve komisyonları internet sitelerinde ve banka şubelerinin görünür yerlerinde ilan etmek durumundalar. Buna dayanarak müşterinin karşısına uçuk rakamlarla da çıkabiliyor. Bankalarda müşterinin karşısına çıkabilecek hizmet ve komisyon giderlerinin ana başlıkları şöyle:

HESAP İŞLETİM ÜCRETİ: Bankalarda açtığınız vadeli veya vadesiz hesaplar karşılığında belli bir ücret ödeniyor. Tabii bu da bankaya göre değişiyor. Genelde aylık ve 6 aylık olmak üzere alınan bu ücretler 3 YTL'den başlayıp 25-30 YTL'ye kadar uzanıyor. Döviz cinsinden hesaplarda ücret dolar üzerinden alınıyor. Bu nedenle bir şekilde açtığınız ancak işlem yapmadığınız hesabınız varsa bir an önce kapatmakta yarar var.

PARA TRANSFERLERİ: Bankadan yaptığınız EFT işlemleri de tabii ki paralı. Burada EFT'nin yapıldığı yere göre oran değişiyor. Hesaptan hesaba, hesaptan isme, kasadan hesaba seçenekler var. Genelde giden EFT'den binde 4 oranında pay alınıyor. Burada asgari ve azami sınırlar var. Asgari sınır 10 YTL'lerden başlarken, azami sınır da bazı bankalarda 500 YTL'ye kadar uzanıyor. Ayrıca bazı bankalar, internet üzerinden, başka bir bankadan EFT yapıldığında, söz konusu para 24 saati doldurmadan çekilirse önemli miktarda komisyon çekiliyor. Bu oran bazı bankalarda yüzde 1'i buluyor.

EKSTRE ÜCRETİ: Evimize gelen ekstrelerin parası da bizden kesiliyor. Hesap özeti, şube ekranından ekstre yazdırma, hesap cüzdanı yazdırma, ekstre fakslatma için bir ücret ödüyoruz. Burada sayfa adedine göre rakam değişiyor. Genelde sayfası 2-3 YTL olarak belirleniyor.

ALTIN NOKTA İŞLEMLERİ: Bankaların ortak kullanım alanı olarak kullandıkları ve birden fazla bankanın kartına işlem yapan altın noktalar da paralı. Buradan siz para çekerken banka da komisyonunu alıyor. Hatta para çekmeden bakiye sorsanız bile para ödüyorsunuz. Bazı bankalar altın noktadan hesap bakiyesini bakandan 50 Ykr işlem bedeli kesiyor. Altın noktada para çekerken ortalama 3.5 YTL komisyon ödeniyor.

İŞTE SOMUT ÖRNEK

Yapılan inceleme sonucunda görüldü ki tüm bankalar incelendiğinde 15-20 konu başlığında tüketiciden 50 ile 80 arasında değişen kalemler altında işlem ücreti istiyor. Konun netleşmesi için bir bankanın ismini vermeden hangi işlemler için ne kadar ücret istediğini örneklemek doğru olacak.

2007'DE 8.3 MİLYAR YTL

Yukarıdaki tablolarda derlenen uygulamalar bir bankanın hizmet bedeli olarak istediği kalemlerin tamamını göstermiyor. Çünkü daha önce de belirtildiği gibi bankalarda bu konuda tam bir standart bulunmuyor. Hizmet ve komisyon gelirlerindeki tatlı kâr bankaların bilançolarında da kendini gösteriyor. 2007 yılında bankacılık hizmetleri 8 milyar 239 milyon YTL'ye ulaştı. 2006 yılında bu rakam 6 milyar 607 milyon YTL idi. Yani bir yılda yüzde 25'lik bir değişim yaşandı. Üstelik buna kredilerden alınan ücret ve komisyonlar dahil değil. 2006 yılında kredilerden alınan ücret ve komisyonlar 1 miyar 715 milyon YTL iken bu rakam da geçen yılın sonunda 2 milyar 50 milyona ulaştı.

Bankacılık sektörünün faiz dışı gelirlerini artırma yönünde izlediği politikalar ve kredi portföyündeki genişlemeye paralel olarak komisyon gelirlerinin toplam işletme giderlerine oranı da genel bir artış eğiliminde. Sektör genelinde 2002 yılında yüzde 28.1 olan komisyon gelirlerinin toplam işletme giderleri içindeki payı 2006 yılında yüzde 46'ya, 2007 yılında ise yüzde 48.2'ye yükseldi.

EN AZ 375 MİLYON YTL GARANTİLİ GETİRİ

Kuşkusuz bankalar için kredi kartları önemli bir gelir kapısı. Tüketici taksitlendirdiğinde ya da vadesini geciktirdiğinde bankaya hatırı sayılır bir faiz ödemek zorunda kalıyor. Ancak bankalar bir yandan da 'kart pazarlamacısı' durumundalar. 2007 yılı sonu itibarıyla Türkiye'de kredi kartı sayısı 37 milyon 335 bin 179 adet. Kredi kartlarından alınan yıllık ücret 10 ile 35 YTL arasında değişiyor. En düşük olan 10 YTL'den hareket ederek küçük bir hesap yapıldığında bankaların yıllık aidat adı altında yaklaşık 375 milyon YTL tüketiciden kart parası çektiği görülüyor. Üstelik bu asgari rakam, çünkü, bilindiği gibi bir çok banka 10 YTL ile yetinmeyip 30-35 YTL yıllık aidat alıyor.
SABAH

03 Ekim 2009
ORTAK ATM'YLE SOYACAKLAR

Ortak ATM'de bankalar yeni bir kazanç kapısı yarattı. Bakiye sorgulama bile parayla.
Ortak ATM uygulamasına geçilmesiyle birlikte, bankacılık sektörü 'paradan para kazanma' yolunda yeni bir kazanç kapısı daha yarattı. Bu uygulama ile her banka para çekmeden en az 3 lira ek ücret alırken, bakiye sorgulama bile paralı oldu

Türkiye'de “Paradan para kazanma” deyimini en iyi bankacılık sektörü başarıyor. 1 Ekim 2009 tarihinden itibaren tüm yurt sathında bankalar arasında ortak ATM uygulamasına geçilmesiyle birlikte, sektör “paradan para kazanma”da yeni bir kazanç kapısı kendine yarattı.

1 EKİM'DE BAŞLADI

ATM hizmeti veren tüm bankaları kapsayan 'Ortak ATM Sistemi' 1 Ekim'de başladı. Sistemin şu andaki eksiği ise bankaların bu işlem karşılığında alacağı ücretlerin birbirinden farklı olmasında yatıyor. Tüketici hangi bankaya ait olursa olsun en yakın ATM'den para çekebilecek. Daha önce 'Altın Nokta' ve 'Ortak Nokta' gibi kısmi uygulamalar vardı.

KAFALAR ÇOK KARIŞIK

Ortak ATM uygulaması getirdiği avantajların yanısıra, başka banka ATM'sinden yapılan işlemler üzerinden ücret alınıp alınmayacağı kafaları karıştırıyor. Çünkü yabancı bankadan para çekmenin bir bedeli olacak. Banka kart sahibi müşterisinden ne kadar komisyon alınacağına hükmederse, yabancı bankanın ATM'sini kullanmanın bedeli o kadar olacak. Banka istemezse bu hizmet karşılığında ücret talebinde bulunmayabilecek.

ORTAK ATM NELER GETİRECEK?

Bunların yanı sıra bu uygulama ile birlikte şöyle değişiklikler de olacak: “Banka kartına uygun ATM arama derdi ortadan kalkacak. İhtiyaç sırasında başka bankaya ait herhangi bir ATM'den para çekilebilecek. Seyahatlerde ATM bulamama ihtimali ortadan kalkacak, nakit taşıma riskinin alınmasına gerek kalmayacak. En yakın ATM'ye cep telefonları ya da internet üzerinden ulaşılabilecek. Verimlilikteki fark ekonomiye yaklaşık 300 milyon dolar katkı sağlayacak. Piyasada sirkülasyondaki para hacmi artacak, nakit dolaşımı hızlanacak.”

En fazla kamu vuracak

Özel bankalar net ücret belirlerken kamu kesimi ise sabit ücretin yanı sıra çekilen tutardan yüzde ek ücret alacak. Buna göre, ortak ATM uygulamasına geçilmeden önce bir başka bankada hesabı olan mudiden kendi ATM'sinden nakit çekim ya da bakiye sorma işleminde hiçbir ücret almayan Ziraat Bankası, şimdi nakit çekim tutarının yüzde 1'i oranında komisyon alacak. İlave olarak da her çekimde 0,75 lira işlem ücreti ekleyecek. Eğer, bakiye de sorulursa işlem sırasında 0,20 lira da bakiye sorma ücreti alacak. Vakıfbank ise nakit çekimlerde hiçbir oran koymadan işlem başına 4,5 lira işlem ücreti alacak. Vakıfbank, “Bakiye Görüntüleme” işlemi için işlem başına 1 TL, komisyon bedeli yansıtacak. Buna göre, Vakıfbank ATM'sinden 10 lira çektiğiniz zaman da 100 çektiğiniz zaman da 4,5 lira nakit çekim ücreti ödenecek. Halk Bank ise “Bakiye Görüntüleme” işlemi için 25 Kr alacak. Banka, “Para Çekme” işleminde çekilen tutarın yüzde 1,25'i uygulayacak ayrıca da 1,25 lira her işlemde sabit servis ücreti tahsil edecek.

Sorumluluğu hiç kimse üstlenmedi

BDDK, bankaların bu işlemlere ilişkin ne kadar alınacağına dair bilginin kendilerinde olmadığını belirterek, bunu BKM'nin belirlediğini söyledi. Sistemin altyapısı için 2 yıl çalışan Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Sertaç Özinal, başka bankanın ATM'sinde işlem yapıldığında ücret ödeneceğini açıklamıştı. BKM yetkilileri de konuya ilişkin, ortak ATM kullanımının tüketiciye maliyetinin kartı veren banka ile müşteri arasında belirleneceğini ifade etti. Özinal, “Banka, ücretlendirme politikası kart sahiplerinden belirli ücret talep edecektir veya etmeyecektir” dedi.

Avrupa'da bir ilk yaşanıyor

Türkiye'de ATM hizmeti veren tüm bankalar, 1 Ekim tarihi itibariyle Ortak ATM uygulamasını başlatarak, Avrupa'da bir ilke imza attı. Ekonominin kayıt altına alınmasına katkı sağlacak olan yeni uygulama ile kart kullancıları, tüm bankaların ATM'lerinden para çekebilecek ve bakiye sorgulaması yapabilecekler. Böylelikle, özellikle seyahatler sırasında, uygun ATM bulamama kaygısından ötürü sürekli nakit taşıma ihtiyacı ortadan kaldırılmış olacak. Hizmet ile kullanıcılar, kendilerine en yakın ATM'ye cep telefonları ya da internet üzerinden ulaşabilecekler.

BDDK neden sessiz kalıyor?

Bankaların ortak ATM uygulamasını değerlendiren Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, “Bankalar, ATM giderlerini düşürürken, tüketiciden para almaya devam etmektedirler” dedi. 'Müjde olsun ey halkım' diye vatandaşın kısmi soyguna uğratıldığını belirten Kaya, “Bunun adı deli dumruldur. Bankalar bu uygulamaya geçerken neden 'ben sizden para da keseceğim' demiyor?” dedi. Nazım Kaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Emekli maaşı alan bir kişi banka kuyruğunda çile çekmeyeyim diye farklı ATM'den para çekmeye kalksa, kişinin masraf kesileceğinden haberi olmadığı için şaşkınlığa uğrayacak. Yazık değil mi bu parayla geçinen adamdan 4 lira kesmek? Bilgilendirilmek yasal olarak bir tüketicinin hakkıdır. Her esnafa denetleme yapan birimler neden burada sessiz kalıyor biz bunu anlamadık. Bankalar denetlense bunlar olmaz. Ben de bu durumda sorarım: BDDK neden bu soyguna göz yumuyor?”
Kaynak: Yeni Şafak

Kaçak müdireden bankaya şok suçlama
07 Kasım 2009
Hatay'ın İskenderun İlçesi'nde 19.5 milyon lirayı zimmedine geçirdiği iddiasıyla aranan Sakine Cihad'ın avukatı müvekkilinin müşterileri korumak adına gizlendiğini belirtirken kayıp para ile ilgili yeni iddialarda bulundu.
Hatay'ın İskenderun ilçesinde 19,5 milyon lirayı zimmete geçirdiği iddia edilen banka müdür yardımcısı Sakine Cihad'ın avukatı Bülent Akbay, müvekkilinin savcılığa teslim olacağını, müşterileri korumak adına baskıları kabul etmeyerek, olayı bizzat kendisinin ortaya çıkardığını söyledi.

İskenderun'da 19,5 milyon liranın zimmete geçirildiği iddiasıyla başlayan soruşturma kapsamında ortadan kaybolan Sakine Cihad'ın avukatı Bülent Akbay müvekkilinin yakın zamanda teslim olacağını dile getirdi.

Banka Müdürü Ercüment Yeral'ın tutuklandığı, Müdür Yardımcısı Mahmut S.'nin ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı banka vurgununda, halen kayıp olan Sakine Cihad'ın aslında kaçmadığı bankaya incelemeye gelen müfettişlere baskı altında ifade vermek istemediği için olayın adli makamlara ulaşmasını beklediği belirtildi.

Cihad'ın avukatı Akbay, çeşitli hesapların kur üzerinden yapılan işlemlerinden bankaya komisyon olarak aktarıldığını bunun sonucunda da müşterilerin de kar ve zarar ettiği bir süreç yaşandığını vurguladı.

2006 yılında banka müşterilerinin zarar etmesiyle doğan açığı kapatmak için sayısız defa işlem yapıldığını kaydeden Akbay, "Banka 14 milyon kar ediyor. Kimse nasıl işlem yapıldığını sormuyor. Para tatlı geliyor, karı banka alırken zarar müşteriye yansıdığı için açığa çıkıyor. Olay müvekkilimin kendi beyanı ile ortaya çıkıyor. Müfettişler müvekkilimin üzerine gelince psikolojik durumu bozuluyor ve uzaklaşıyor. Dosyanın adliyeye intikal etmesinin ardından adalete ifadesini verecek." şeklinde konuştu.

Müvekkilinin kaçmadığını vurgulayan Akbay, "Müfettişler kapıları kilitleyip oradaki insanları baskı altında tutuyor. Bankanın bir şekilde elde ettiği karı gizleme ve bu işten para ödemeden kurtulmaya çalışıyorlar. 14 milyon kayıptır diye savcılığa şikâyette bulunuyorlar. Ancak şikâyet dilekçeleri herhangi bir şeye dayanmıyor. Yazdıkları sadece bir dilekçe. Bunun üzerine yakalama emri düzenleniyor. Müfettişler bu bankadaki bilgileri, belgeleri karartma yapabiliyor. Bugüne kadar bankacılar insanları önce kendileri sorguluyorlar.

Müvekkilimin bu konuda eğer ihmali varsa adaletin vereceği cezaya razı. Ama bir tek kuruş almadığını boğazından geçmediğini paranın da bankadaki hesaplara bakıldığında görüleceğini belirtiyor. Olay, bağımsız müfettişler tarafından incelenirse gerçekler ortaya çıkacaktır. Müvekkilimin zimmetine geçirdiği tek kuruş bulunmamaktadır. İhmal varsa suç bankanın genel müdürlüğünündür. Müvekkilim ailesi, annesi ve babasıyla yaşıyor. İskenderun'un en güvenilir bankacılarındandır. 2006 yılında bu bankaya girmiş." diye konuştu. haber7

Bankaların Hesap İşletim Soygunu

Bankaların müşteriden aldığı ücret ve komisyonlar tartışılırken İzmir'de trajikomik bir örnek yaşandı.

18 Kasm 2010

13 yaşındaki K.E., harçlığından biriktirdiği 100 lirasını mahallesindeki bir banka şubesine yatırdı. Banka, yıl sonunda küçük çocuğun vadesiz hesabından 70 lirasını hesap işletim ücreti adı altında kesti. Hesabında 30 lira kaldığını öğrenen çocuğun ilk tepkisi ise, "Paramı bir daha bankaya yatırmam." oldu. Anne Zişan Irmak Nural ise oğluna tasarruflarını değerlendirmek için bankayı adres göstermekten bin pişman. Bankaların vadesiz mevduat hesaplarından yılda iki kez yaptığı 35'er TL'lik kesinti, özellikle küçük tasarruf sahiplerinin tepkisini çekiyor.

Zişan Irmak Nural, geçen yıl ilköğretim 6. sınıfa giden oğluyla, iyi ders çalışma ve notlarını yükseltme karşılığında ödül olarak harçlığına zam yapmak üzere anlaştı. Oğlu kendisine yapılan teklif üzerine 'çalışarak' para kazandığını düşünüyordu. Kazandığı para biraz birikince bu defa da 'Gel sana bankada bir hesap açalım, kazandığın parayı buraya yatıralım, harcamak istediğinde gider çekersin.' teklifinde bulundu. Kabul edince bir bankada vadesiz hesap açtırarak biriken parasından 100 TL'yi yatırdı.

Oğluna birikim yapmayı öğretip parasını 'güvenli' bir yerde ve ekonomiye katkıda bulunabilecek şekilde değerlendirmesini öğretmek isteyen anne Nural, "Oğlum para biriktirmeye devam etti. Bankaya yatırmayarak evde 'yastık altında' tutmayı tercih etti. Planladığı cep telefonunu alacak kadar parası birikince bir yıl önce bankaya yatırdığımız miktarı da çekmeye gittik. Veznedar bayan hesapta 30 lira olduğunu söyleyerek parayı bana uzattı. Kalan 70 TL'nin akıbetini sorduğumuzda ise 6 ayda bir kesilen 35'er TL'lik hesap işletim ücretlerine gittiğini söyledi. Bir hata olabileceğini 100 TL gibi düşük bir meblağdan bu kadar büyük hesap işletim ücreti alınamayacağını söylemem işe yaramadı." diye konuştu. Anne Nural, kesilen parayı geri almak için banka nezdinde yaptığı girişimlerden de bir sonuç alamadı. Parayı yatırırken hesap işletim ücreti adı altında kesinti yapılacağı konusunda kimsenin kendilerine bilgi vermediğini belirten Nural, "Kesintiye itiraz ettiğimde şube içinde yönlendirildiğim isim beni zoraki dinledi. Şube müdürü ile görüşme talebim 'çok meşgul' olduğundan reddedildi. Bu hesaba 2 adet otomatik ödeme talimatı vermem durumunda belki bir şeyler yapılabileceği söylendi. Formalite olduğu her halinden belli bir itiraz dilekçesi düzenlediler. Ama bir şey çıkmadı." bilgisini verdi. "Oğlumun 100 lirasını en riskli yatırım aracına yatırmış olsaydım bile bu oranda zarar etmezdi." diyen Irmak, kesintiden sonra kendisine sadaka gibi uzatılan parayı almayarak hesaba geri yatırdığını belirtti. Anne Irmak, kesilen miktarı geri almaması durumunda kalan 30 lirayı da bankaya bağışlayacağını ifade etti. Irmak, hakkını aramak için oturduğu ilçe kaymakamlığı tüketici sorunları hakem heyetine de müracaatta bulundu.
TİMETÜRK

Kredi kartı borçlarını ödeyemedi... Evine haciz geldi intihara kalkıştı'
11 Ocak 2011

Kocaeli'de hırsızlık suçundan 15 sabıkası bulunan, aynı suçtan girdiği cezaevinde 4 ay yatıp çıkan Necip B. kredi kartı borçlarını ödeyemediği için evine icra gelince Mimar Sinan Köprüsü'ne çıkarak intihara kalkıştı. Eşinin hamile olduğu belirtilen Necip B., yoldan geçen bir psikolog ve Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Şahinli tarafından güçlükle ikna edildi. habertürk

ATM'lerden alınan makbuz da paralı oldu
7 Mart 2011
Hürriyet gazetesi yazarı Erkan Çelebi bugünkü köşesinde, bankaların, işlem sayısı yılda 1 milyar adede ulaşan ATM'lerdeki bilgilendirme fişleri için de makbuz bedeli almaya başladığını yazdı.

İşte Çelebi'nin yazısından bir bölüm:"Her 100 nakit para çekim işleminden 90'ının, her 100 para yatırma işleminden de 60'ının ATM cihazları üzerinden gerçekleştiği Türkiye'de, bu cihazlardan gerçekleştirilen işlemlerin belgelenmesinde kullanılan makbuzlar, bankalar için yeni bir gelir kapısı oldu.

İşlem sayısının yılda 1 milyara ulaştığı ATM cihazlarından alınan makbuz fişleri için artık bankalara makbuz bedeli olarak 25 kuruş ile 1 lira arasında ücret ödeniyor.

Sayıları 28 bine yaklaşan ATM'lerde para çekme, bakiye sorgulama, hesap hareketlerini izleme, kredi kartı ekstre bilgilerine ulaşma, kredi borcu ödeme planlarını görüntüleme, havale, EFT gibi para transferinde bulunma, yatırım fonu alım/satımı yapma gibi işlemlerin bilgi fişi için ücret talep eden bankalar arasında Akbank, Vakıfbank, Garanti, TEB-Fortis ve HSBC bulunuyor.

ATM makbuzlarına 1 TL ile en fazla ücret talep eden Vakıfbank olurken, bunu 70 kuruş ile Garanti Bankası ve HSBC takip ediyor.

TEB ve Fortis'in hesaplara yansıttığı makbuz bedeli ise 50 kuruş düzeyinde bulunuyor. Bu bankalar arasında en az kesintiyi ise 25 kuruş ile Akbank gerçekleştiriyor.

Kuveyt Türk, Halkbank, İş Bankası, Yapı Kredi, Denizbank, Finansbank, Albaraka Türk, Şekerbank gibi bir çok banka ise ATM bilgilendirme fişleri için henüz makbuz bedeli istemiyor.

ATM makbuz bedellerini müşteri hesaplarına yansıtan bankalar, buna gerekçe olarak da gereksiz yere kâğıt tüketimini önlemek istemelerini gösteriyor.

Oysa, bankalarla ilgili yapılan şikâyetlerin önemli bölümünü ATM'lerden gerçekleştirilen işlemler oluşturuyor. Bu nedenle yaptığı işlemlerde sorun yaşamak istemeyen tüketiciler de ATM işlemlerini belgelemek için makbuz alma yoluna gidiyor." haber10

Bankalara ceza yağdı
Aysel ALP/ANKARA
8 Mart 2011
Rekabet Kurumu, 14 yılda en büyük cezayı bankalara kesti. Kurum, 2009 yılında 8 banka hakkında açtığı soruşturmayı tamamlayarak, 7 bankaya toplam 72.3 milyon lira idari para cezası verdi.

Kurul, dünkü toplantısında bu kararı oy birliğiyle aldı. Bankalar cezayı erken öderlerse Kabahatler Kanunu’na göre yüzde 25 indirimden yararlanabilecekler. Cezayı yatırsalar bile Danıştay’a itiraz hakları devam edecek.

Kurul, bankalarla ilgili kararını iki gün önce kamuoyuna duyurdu. Dün yapılan Kurul toplantısında, Akbank, Denizbank, Finans Bank, Garanti Bankası, Halk Bankası, İş Bankası ve Vakıflar Bankası ile Yapı Kredi Bankası’nın ‘centilmenlik anlaşması’ yaparak, özel firmalara promosyon verilmemesi, protokolü devam eden kurum ve firmalara teklif verilmemesi konularında anlaşma yaparak Rekabet Kanunu’nu ihlal ettikleri sonucuna vardı. Kurul kararını Başkan Yardımcısı Erkan Yardımcı okudu.

KARAR OY BİRLİĞİYLE

Buna göre Akbank, Garanti Bankası, İş Bankası, koçbank, Pamukbank, Yapı Kredi Bankası ile Vakıflar Bankası’nın 2001 yılından itibaren; Finans Bank’ın 2004’ten itibaren; Denizbank’ın da 2005 yılından itibaren ‘centilmenlik anlaşması’ adı altında 4054 sayılı Rekabet Kanunu’nun 4. maddesi kapsamında rekabeti ihlal ettiklerine ‘oy birliği’ ile karar verdi.

GELİRLERİN BİNDE 4’Ü

‘Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik’ hükümleri uyarınca, 5 bankaya gayri safi gelirlerinin binde 4’ü oranında para cezası kesildi. Bu karar oy çokluğu ile alındı.

Buna göre Akbank’a 14 milyon 525 bin 268 lira

Garanti Bankası’na 11 milyon 641 bin 860 lira

İş Bankası’na 12 milyon 987 bin 340 lira

Vakıflar Bankası’na 8 milyon 226 bin 296 lira

Yapı ve Kredi Bankası’na 14 milyon 211 bin 48 lira ceza verildi.

GELİRLERİN BİNDE 3’Ü

İki bankaya ise 2010 yılı sonunda oluşan gayri safi gelirlerinin binde 3’ü oranında ceza öngörüldü. Oy çokluğuyla alınan bu karara göre ise;

Denizbank’a 2 milyon 881 bin 302 lira

Finans Bank’a 7 milyon 863 bin 921 lira ceza verildi.

ZAMAN AŞIMI

Koçbank ve Pamukbank’ın 2001 ve 2002 yılında anlaşmaya dahil olmalarına karşın, 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle; bu bankaların eylemlerinden dolayı Halk Bankası ve Yapı Kredi Bankası’na para cezası verilmesine gerek görülmedi.

DANIŞTAY YOLU AÇIK

Haklarında ceza kesilen bankaların, gerekçeli kararın kendilerine ulaşmasından itibaren 60 gün içinde Danıştay’a başvurarak karara itiraz etme hakları bulunuyor.

ERKEN ÖDEYENE YÜZDE 25 İNDİRİM

Bankalar, Kabahatlar Kanunu’na göre ‘erken ödeme’ hakkından yararlanarak cezayı yüzde 25 indirimle ödeyebilecekler. Ayrıca cezayı ödemeleri Danıştay’a itirazlarını etkilemeyecek. Danıştay kendilerini haklı görürse yatırdıkları parayı geri alabilecekler.
hürriyet

'ATM fişinden ücret yeni soygun kapısı'
12 Mart 2011
TÜDEF Genel Başkan Yardımcısı Ali Çetin, bankaların ATM'lerde gerçekleştirilen işlemlerin belgelendirilmesinde kullanılan makbuzlardan ücret almasını eleştirerek bankaların tüketicileri soymaya devam ettiğini, hükümet ve BDDK'nın ise bu soygunda gözcülük görevi yaptığını'' öne sürdü.

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkan Yardımcısı Ali Çetin, bankaların ATM'lerde gerçekleştirilen işlemlerin belgelendirilmesinde kullanılan makbuzlardan ücret almasını eleştirerek, ''bankaların tüketicileri soymaya devam ettiğini, hükümet ve BDDK'nın ise bu soygunda gözcülük görevi yaptığını'' öne sürdü.

Ali Çetin, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de her 100 para çekme işleminden 90'ının, her 100 para yatırma işleminden 60'ının ATM cihazlarından yapıldığına, ATM'lerdeki yıllık işlem adedinin 1 milyara ulaştığına işaret etti. Bankaların ATM'lerin verdiği makbuz için 25 kuruş ile bir lira arasında hizmet bedeli almaya başladığını belirten Çetin, bu uygulamayı ''soygun kapısı' olarak nitelendirdi.

Bütün dünyada finans alanındaki tüketici mağduriyetlerinin, tüketicilerin doğrudan uğradığı haksız ve kanunsuz para taleplerinin dayanılmaz boyutlara geldiğini kaydeden Çetin, bu nedenle Dünya Tüketiciler Birliği'nin 2010 ve 2011 yıllarını ''tüketicilerin bankalarca soyulmasının sınırlandırılması için mücadele yılı'' ilan ettiğini hatırlattı.

Türkiye'de tüketicilerin bankalara, yıllık kredi kartı aidatı olarak 2,4 milyar lira, hesap işletim ücreti olarak 5,3 milyar lira, dosya masrafı olarak 2,4 milyar lira, (borcu yoktur) yazısı için 1,5 milyar lira, ortak ATM kullanım ücreti olarak 650 milyon lira, havale komisyonu olarak 1,4 milyar lira, ATM makbuz bedeli olarak 1 milyar lira olmak üzere toplam 14 milyar 650 milyon lira ödediğini kaydeden Çetin, tüketicinin ödediği kredi faizleri de dikkate alınırsa bu tutarın çok yüksek olduğuna işaret etti.

Bankaların, yıllık 7,4 milyar lira personel gideri, 844 milyon lira amortisman gideri olduğunu belirten TÜDEF Genel Başkan Yardımcısı Çetin, şu görüşleri savundu:

''Bankalar, tüm personel ve binalar dahil sabit kıymet giderlerini tüketicilerden aldıkları ücret ve komisyonlardan karşıladıkları gibi fazladan kasalarında para kalıyor. Bu, tüketiciler açısından gerçek anlamda bir soygundur. Hükümet ve BDDK ise bu soygunda gözcülük görevini yapmaktadır.'' haber10

"Maaş kredisi" memurun belini büküyor
4 Nisan 2011
Büro Memur-Sen'in yaptığı araştırma maaşında oluşan açığı kapatmak için bankaların "maaş kredisi" uygulamasını kullanan memurların, krediyi kapatma süresine göre kabarık bir borç yüküyle karşı karşıya kaldığını ortaya koydu

Memur-Sen'e bağlı Büro Memurları Sendikası (Büro Memur-Sen) memurların maaşlarının ödendiği bankaların "maaş kredisi" uygulaması ve bunun çalışanlara yansımalarına ilişkin araştırma yaptı.

Araştırmada, kamu kurum ve kuruluşlarıyla promosyon sözleşmesi imzalayan bankaların, çalışanlardan piyasa oranlarından çok daha yüksek faiz gelirleri elde ettikleri savunuldu.

Kamuda çalışan 3 milyona yakın memur ve işçinin maaşlarının ödenmesi amacıyla kurum ve kuruluşların belirli periyotlarla "promosyon ihaleleri" düzenlediği anımsatılan araştırmada, genellikle 3 ya da 5 yıllık dönemler için ihaleyi kazanan bankalarla "promosyon sözleşmesi" imzalandığı ve çalışanlara belirli oranlarda promosyon bedeli ödendiği ifade edildi. Araştırmada, bu bedelin 5 yıllık sözleşmeler için ancak 3 bin liraya kadar çıktığına ve genellikle 3 ya da 6'şar aylık dönemlerde taksitlerle çalışanlara yansıtıldığına dikkat çekildi.

Promosyon sözleşmelerinde, çalışanlara kullandırılan kredi faiz oranlarının piyasaya göre daha düşük olma mecburiyeti bulunduğu vurgulanan araştırmada, ancak özellikle son zamanlarda bazı bankaların çalışanlara kredi kullandırırken maaş kredisini kredi alabilmek için ön koşul olarak sunduklarına yer verildi.

Genellikle yüzde 4 civarında faizi olan ve "maaş kredisi" olarak da adlandırılan bu kredinin, bankamatik kartındaki maaş limitine eklendiği ve maaş gibi rahat bir şekilde kullanılabildiği belirtilen araştırmada, kullanılan maaş kredisinin de faiziyle birlikte ay başında maaştan otomatik olarak çekildiği belirtildi.

"Memurların yüzde 60'ının var"

Maaş kredisinin, rahatça kullanılabilmesi, yüzde 4'lük faiz oranının büyüklüğünün bazı çalışanlar tarafından farkına varılamaması ya da bazı çalışanların son çare olarak bu yola başvurmaları nedeniyle oldukça yaygınlaşmaya başladığına dikkat çekilen araştırmada, çalışanların yüzde 60'ının maaş kredisi bulunduğu ve bazı memurların bu kredi limitinin tamamını kullandığı vurgulandı.

Araştırmada, maaş kredisi kullanımı ve bunun memurlara geri dönüşü konusunda şu örneklere yer verildi:

"Bir çalışan ay içerisinde gelirinden 100 lira daha fazla harcama yapmak zorunda kalması ve bu açığı maaş kredisi ile finanse etmesi durumunda ay sonunda yüzde 4 faizi ile birlikte toplam 104 lira maaşından kredi borcu tahsil ediliyor. Maaşını 104 lira eksik alan çalışan bu kez de 104 lira çekmek zorunda kalıyor. Ay

sonunda ise faiziyle birlikte 108.16 lira borç ödemesi gerekiyor. Açığını kapatamayan çalışan, aynı şekilde faizlerini de çektiği krediye yansıtması durumunda sadece 100 liralık borç için 12 ayda 362.68 lira, 24 ayda bin 664.59 lira, 36 ayda da toplam 4 bin 470.22 lira faiz ödemek zorunda kalıyor.

Kredi taksitlerinin maaş kredisi ile ödemek zorunda kalınması durumunda, örneğin yeni bir araba almak isteyen kamu çalışanı, 30 ay vadeli olarak 12 bin lira kredi çekmesi durumunda aylık 482.83 lira kredi taksit ödemesi ile toplam 2 bin 484.90 lira faiz yükümlülüğüne giriyor. Ancak kamu çalışanı kredinin ilk taksitini maaş kredisinden ödemek zorunda kalır ve sonraki aylar bu açığını maaştan kapatamayıp, maaş kredisi için ödediği faizleri de tekrar çekmek zorunda kalırsa, 30 ayın sonunda toplam ödediği faiz miktarı 16 bin 162.67 liraya ulaşıyor." haber10

Kredi Kartı Dolandırıcılarının Yeni Yöntemi
19 Ağustos 2011
İstanbul'da, evlere servis yapan gıda firmalarında çalışan kuryeler aracılığıyla kredi kartlarının kopyalanarak hesapların boşaltılmasıyla ilgili yapılan operasyonda 5 kişi yakalandı.
Yaklaşık 500 bin TL'lik harcamayı mercek altına alan polis, kredi kartı bilgilerinin yurtdışına gönderildiğini de tespit etti.

Pendik, Maltepe, Eyüp ve Kocaeli'nde yapılan çalışmalarda bazı kredi kartı dolandırıcılığı konuları mercek altına alınarak takibe başlandı. Polisin tespitlerine göre bir şebekenin elemanlarını kurye olarak evlere yemek servisi yapan iş yerlerine yerleştirdiği belirlendi. Bu kuryelerin ödeme sırasında evlere iki ayrı pos cihazı götürdükleri, birinci cihaza girilen şifrelerin "cihaz arızalı" denilerek ikinci cihaza da girilmesinin istendiği ve bu sayede kartların bilgilerinin kopyalandığı belirlendi.

Yaklaşık 500 bin TL'lik harcamayı mercek altına alarak inceleyen polis operasyon yaparak 4'ü kurye 5 kişiyi gözaltına aldı. aktifhaber

Kredi kartı sahibine ilginç mesaj
25 Ağustos 2011
Bir banka, cep telefonlarına gönderdiği kısa mesajla müşterilerini şaşırttı. Kredi kartı kullanıcılarına gönderilen SMS'de, eylül ayında yapılacak ilginç bir kampanya duyuruldu.

Kampanya, kart harcamasının asgari tutarı ödenmesi halinde kalan borç için uygulanacak faizde yüzde 50 indirim yapılmasını öngörüyor. Mesajın ulaştığı kart sahipleri, "Borcunu düzenli ödeyen birisine böyle bir mesaj gönderilmesi ilginç. Sanki, bilerek faiz batağına çekilmek isteniyormuşuz gibi bir durum ortaya çıkıyor" diyerek tepki gösterdi.

Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya da söz konusu kampanyaya tepki gösterdi. Kart borcunun asgari tutarını ödemeyle vatandaşın borçtan kurtulamayacağının altını çizen Kaya, "Banka bu kampanya ile neyi amaçlıyor anlamadım. Agari tutar, zor durumda kalan müşterinin kartının bloke olmaması için, açık kalması için uygulanan bir kolaylık. Banka, bu durumda ikramda bulunuyor gibi gözüküyor. Ama bu, müşteriyi asgarisini öde diyerek faiz batağına çekmek demek. Borç ödenemedikten sonra melek yüzlü banka üzerindeki kostümü çıkarıyor. Zebani rolüne giriyor" ifadelerini kullandı.
haber10



Kredi kartı dolandırıcılığında 30 gözaltı oldu
Sahte kredi kartlarıyla dolandırıcılık yaptığı öne sürülen örgüte yönelik operasyonda gözaltına alınanların sayısı 30'a yükseldi. Örgütün ATM'lere kredi kartı bilgilerini kopyalamaya yarayan düzenek kurdukları, ATM'lere yerleştirdikleri gizli kameralarla kartların şifrelerini ele geçirdikleri iddia edildi. Örgütün Interpol tarafından aranan bilgisayar korsanı Maxim Panferov'dan da kredi kartı bilgisi aldığı tespit edildi. 30.11.2011 ANTALYA netgazete

AKP'NİN ÜLKEYİ GETİRDİĞİ NOKTA: SATILIK KÖY
25.03.2012



Sakarya'nın Kocaali ilçesine bağlı 250 haneli Açmabaşı köyünde köylüler, kullandıkları krediyi geri ödeyemeyince köyün yüzde 80'i özel bir banka tarafından satışa çıkarıldı.

Melen Projesi kapsamında yer alan ve arsaları devlet tarafından istimlak edilen köylüler, farklı zaman dilimlerinde çektikleri kredileri ödemeyince banka arsalara ipotek koydu. Köyde 51 tapunun içerdiği 750 dönüm arazi bankanın eline geçerken köylüler, arazilerinin değerinden satılarak borçlarının banka tarafından tahsil edilmesini istedi. Haklarında borçlarından dolayı yakalama kararı çıkartıldığını iddia eden köylüler bundan dolayı ilçe merkezine bile inmeye çekindiklerini söyledi
SATILIK KÖY Sakarya'nın Kocaali ilçesine bağlı 250 haneli Açmabaşı köyünde köylüler, kullandıkları krediyi geri ödeyemeyince köyün yüzde 80'i özel bir banka tarafından satışa çıkarıldı. Melen Projesi kapsamında yer alan ve arsaları devlet tarafından istimlak edilen köylüler, farklı zaman dilimlerinde çektikleri kredileri ödemeyince banka arsalara ipotek koydu. Köyde 51 tapunun içerdiği 750 dönüm arazi bankanın eline geçerken köylüler, arazilerinin değerinden satılarak borçlarının banka tarafından tahsil edilmesini istedi. Haklarında borçlarından dolayı yakalama kararı çıkartıldığını iddia eden köylüler bundan dolayı ilçe merkezine bile inmeye çekindiklerini söyledi.
Ekleyen: Gülkent Mücahidleri

JP Morgan'da 2 Milyar Dolarlık 'Hata'

JP Morgan'ın, Londra Balinası' lakaplı çalışanın yanlışı 2 milyar dolar kaybettirdi.

ABD'nin en büyük bankalarından JP Morgan Chase, borçlanma kağıtlarının temerrüte karşı sigorta maliyeti olarak sunulan CDS'lerde (Credit Default Swap) aldığı büyük pozisyonlar yüzünden son 6 haftada 2 milyar dolar kaybetti. Söz konusu pozisyonların alınmasında ismi ön plana çıkan kişi ise bankanın 'Londra Balinası' lakaplı simsarı (trader) Bruno Michel Iksil.
Fransa doğumlu olan Iksil, krizin ardından piyasaların düzelmeye başladığı ve faizlerin düşmesiyle kredi kanallarının daha da açılacağı öngörüsüyle hareket ederek nisan ayından bu yana en az 100 şirketin CDS'lerinde büyük pozisyonlar aldı. Iksil'e karşı bazı hedge fonlar ve yatırımcılar ise piyasalarda iyileşmenin gecikeceği ve faizlerin yükseleceği yönünde pozisyon aldı.
Son gelişmeler ışığında hedge fon şirketlerinin öngörüsü doğru çıkınca JP Morgan, 6 hafta içinde 2 milyar dolarlık bir zarar açıkladı. Bankanın hatalı yatırım stratejisiyle aldığı pozisyonlardan dolayı önümüzdeki 10 gün içinde 1 milyar dolarlık zarar daha açıklaması bekleniyor.
TRT

Kredi kartı sahiplerine ek ücret geliyor
18.05.2012
Kredi kartı sahiplerinin bankalarla olan sorunlarına bir yenisi daha eklendi.
Artık istenen her hesap dökümü karşılığında ücret alınacak.

Kredi kartı sahiplerinin bankalarla derdi bitmiyor. Tüketicilerin en çok bankacılık sektörünü şikayet ederken şikayet konularının başında ise kredi kartları geliyor. Şikayet Portalı Şikayetvar’a gelen şikayetlere göre bankalar teker teker tüketicilerin talep etikleri geçmiş dönem kredi kartı hesap özet talepleri için 1,5 TL yansıtmaya başladı.

Tüketiciler kredi kartı ekstrelerinde yer alan “Geçmiş dönem kredi kartı hesap özeti talepleri için her hesap özeti başına ücret yansıtılmasına başlanacaktır” ibaresi ile şok oldu. Daha önce birkaç bankanın aldığı bu ücret artık teker teker tüm bankalar tarafından alınmaya başlıyor. Daha önce hesap özetinin kağıt olarak doğrudan veya kargo ile gönderilmesi durumunda gönderilen hesap özeti için ilgili ayda hesap özetine borç kaydedilirken artık hesap özetinin e-posta yolu ile gönderimi de ücretlendirilmeye başlandı. Alınan ücrete tepki gösterenlerin şikayetleri şöyle:

EKSTRE ŞOK ETTİ
“Havalede gişeden 26 Lira, ATM’de 3 lira, internetten 2.5 Lira, cepten 0 lira alan bir banka sanal olarak kendisinden görüntülemesini istediğimiz hesap özetimizden nasıl para almak ister anlayamıyorum. Son gelen e-mail ile aldığım hesap özetinde geçmiş dönem kredi kartı hesap özeti taleplerinden 1.5 TL alınacağını ibaresi var. Ne kağıt kalem istiyoruz, ne bir şey sorup vakit alıyoruz. Bir şey öğrenmek için şubeye gidip orada çalışanı mı meşgul edelim?”

BANKALARDA BEDAVA İŞLEM YOK
“Banka şubelerinden geçmiş dönemlere ait hesap özetlerinin basılı, faks ya da e-posta olarak talep edilmesi durumunda kredi kartından 1.5 TL geçmiş dönem hesap özeti ücreti tahsil edilecekmiş. Bu ve geçen ay ki hesap özetim elime ulaşmadı. Hesap özetimi istersem ücrete mi tabi olacağım? Sizin veremediğiniz hizmetin ücretini ben mi ödeyeceğim?”

GEÇMİŞ HESAPLARDA ÜCRETLİ
Bankadan gelen ‘Banka şubelerinden geçmiş dönemlere ait hesap özetlerinin basılı,faks ya da e-posta olarak talep edilmesi durumunda kredi kartından 1,5 TL geçmiş dönem hesap özeti ücreti tahsil edilecektir’ yazısı şok etti. Benim bu mesajdan anladığım; banka şubesine gelir de geçmiş dönem hesap özeti isterseniz 1,5 TL’nizi alırız demek istiyorsunuz. Ayrıca haklı olabilirsiniz. Haklıya hakkını vermek lazım. Şubede bir ton iş varken, bir müşteri geliyor ve geçmiş dönem hesap özeti istiyor. Hem döküm aldığınızda kağıt israfı, hem de faks çektiğinizde zaman kaybı olarak değerlendirilebilir. Ancak, fakat, lakin, ama hatta amma; sizden geçmiş dönem hesap özetini e-posta olarak talep eden bir müşteriye 1,5 TL yansıtmanızı hangi haklı sebeple açıklıyorsunuz? Bu uygulama banka ve müşteri ilişkileri açısından etik midir? Ayrıca bilgisayar ekranından iki tık ile ulaşılabilinen ve bir tık ile de müşteriye e-posta edilebilen bir işlem için müşteriniz olarak size sormak isterim. Taş atacaksınız da kolunuz mu yorulacak?”
http://www.tumhaber.com.tr/

1 lira borç 4 yılda 28 bin TL'ye çıktı
Yozgat'ın Şefaatli ilçesinde çiftçilik yapan Bekir Kara, aldığı traktörden dolayı kullandığı 3 bin 500 TL'lik kredi karşılığında bankaya 5 bin 200 TL borç ödedi. Borcunun 1 TL'sinin unutulduğunu belirten Kara, bankanın bu 1 TL için kendisinden 4 yıl sonra 28 bin TL istediğini söyledi. Kara, konunun 40 celsedir mahkemede olduğunu belirtti. 02.06.2012 YOZGAT

Bankalardan yeni bir kazık!
2012-08-27
Bankalar bu sefer hayat oyunu oynuyor; İşte yurttaşlarımıza atmış oldukları yeni kazık ve ayrıntıları..

Müşterilerden 31 kalemde aldığı ‘Deli Dumrul ücretleri’nin yanı sıra yargı kararlarına rağmen masrafları geri ödemeyen bankaların kredi alırken yapılan zorunlu hayat sigortasında uyanıklık yaptığı belirlendi.

Buna göre, bankalar kredi borcunu erken kapatan müşterisinin sigorta primlerini geri ödemiyor. Ayrıca bankalar örneğin 24 aylık kredi alan müşteriye 36 aylık hayat sigortası yaparak buradan sağlanan fazla primlerle kasasını dolduruyor.

Hukuka aykırı Tüketiciler Birliği Onur Kurulu Başkanı Aydın Ağaoğlu, bankaların kredi hizmeti sunarken yanında hayat sigortası satılmasının hukuka aykırı olduğunu vurguladı.

Tüketici Kanunu’nun 5’inci maddesinin bankaların mal ya da hizmet satışı esnasında diğer bir malın ya da hizmetin satışının zorunlu kılınmasını yasakladığını aktaran Ağaoğlu şunları söyledi: “Bankalar tüketicilere kredi hizmeti sunarken, bunun yanında hayat sigortası hizmetinin de kendilerinden satın alınmasını isteyemez. Bu hukuka uygun değil. Amabankalar bunu zorunlu kılıyor ve ‘benden alacaksın’ diyor. Bankaların büyük çoğunluğunun sigorta acentesi var. Bu tür durumlarda müşteriler bankaları sanayi il müdürlüğüne şikayet ederse tüketici kanununun 25’inci maddesinde belirtilen idari para cezasına muhatap olacakları kesindir” dedi.

PARASINI GERi ALAN YÜZDE 5’i GEÇMiYOR
Tüketiciler Birliği Onursal Başkanı Bülent Deniz de bankaların hayat sigortasında yaptığı vurgunu eleştirdi. Hayat sigortasının yıllık olarak yapıldığını ifade eden Deniz şöyle devam etti: “Bu durumda siz 6, 18, 30 ay ödemeli kredi çekseniz de sigortanız 12, 24, 36 aylık oluyor.
Örneğin; 24 ay ödemeli kredi çektiniz. Kredi süresi kadar değil, 36 aylık sigorta yaptırabiliyorsunuz. Krediniz bittikten sonra kalan 11 aylık hayat sigortasını boşuna yaptırmış oluyorsunuz. Ancak banka bu noktada müşteriyi uyarmıyor. Para bankada kalıyor.” Pek çok tüketicinin bu durumu bilmediğini belirten Deniz, bankanın da uyarmadığı için müşterinin parayı alamadığını kaydetti.

Deniz, kredi borcunu erken kapatanların da hem faiz indirimden yararlanabildiğine hem de geri kalan günlerdeki hayat sigortası primlerini geri alabildiğine dikkat çekti. Kimse bu durumu bilmiyor Bülent Deniz, ortalama olarak 200 liranın kesildiği hayat sigortası ücretlerinin geri alınabileceğini vatandaşın bilmediğini dile getirdi.

Deniz, “Milyonlarca insan kredi çekiyor ancak bu artan primleri alan müşteri oranı yüzde 5’ten bile daha az. Hal böyle olunca bankaların ekmeğine yağ sürülüyor” değerlendirmesinde bulundu.

PARALAR NASIL ALINACAK?
Hayat sigortasında artan primlerin alınmak istendiğine dair ilgili bankaya dilekçe yazılacak. Bankadan olumsuz yanıt gelmesi halinde aynı dilekçe ilçe kaymakamlıklarındaki hakem heyetine sunulacak. Gerekçeli karar en geç üç ay içerisinde tüketiciye bildirilecek.
BUGÜN
http://www.ulusalpost.com/

Akılalmaz kredi kartı oyunu!
5 Kasım 2012

Mükerrer kredi kartlarına inceleme geldi

Bazı bankaların sigorta primi, ek hesap oyunundan sonra "mükerrer kredi kartı" satışı yaptığı ortaya çıktı. Bu konudaki şikayet ve ihbarlar Başbakanlık Teftiş Kurulu'nu da harekete geçirdi. Teftiş Kurulu, müşterilere boş formları imzalatarak usulsüz bir şekilde kredi kartı çıkartan, sigorta yapan bankalar hakkında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan (BDDK) ayrıntılı bilgi istedi.BDDK'ya son bir yılda yaklaşık 10 bin şikayet geldi, denetimlerin ardından 500'ü aşkın rapor düzenlendi. Kredi kartı, bireysel kredi şikayetleri başı çekmeye devam etti. Yılsonu gelirken, hedeflerini tutturmak için müşterilerden habersiz bankacılık ürünlerini satmaya çalışan şubeler radara takıldı. Denetmenler, yasalar ve tebliğlere aykırı hareket ederek tüketiciyi mağdur eden bankalara yönelik denetimleri sıklaştırdı. İlk denetimlerde çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı.

Bankacıdan 500 sayfalık dosya

55 bin müşterisine izinsiz ek hesap açtığı belirtilen bir bankanın personeli de, BDDK'ya 500 sayfalık şikayet dosyası iletti. Bankacı, "Örneğin müşteri tüketici kredisi kullanıyor. Onlarca sayfalık sözleşmeyi imzalıyor. Bunların arasında boş form imzalatılıyor. Hem ek hesap açılıyor hem de kredi kartı satışı yapılıyor" dedi. (Sabah)

"ÖĞRENCİLER BANKALARA YEM"
14 KASIM 2012
MİLLÎ GAZETE MANŞET HABERİ

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'ndeki 'zorunlu' kredi kartı dayatması sürüyor. 40 bin öğrenciye kredi kartı kullanmayı zorunlu hale getiren üniversite yönetimi, kredi kartı almak istemeyen öğrencilere akıl almaz baskılar uyguluyor. Öğrencilerin birçoğu baskılar nedeniyle, üniversitelerini değiştirmeyi dahi düşünüyor. Daha da çirkini banka personelinin, sınıflara girip öğrencilere "kredi kartı almalarının zorunlu olduğunu" söyledikleri, almak istemeyen öğrencilere de hakaret ettikleri belirtiliyor.

Minibüsçü kredi borcu yüzünden intihar etti
13 Aralık 2012



Denizli’de minibüsçülük yapan Ahmet Görgülü, bankadan çektiği kredinin taksitlerini ödeyemeyince intihar etti. Görgülü'nün duraktaki arkadaşları "bu intiharın arkası gelebilir" diyerek çektikleri sıkıntıyı duyurmaya çalıştılar

Denizli'de, 1200 Evler Hattı'nda minibüsçülük yapan 59 yaşındaki Ahmet Görgülü, geçen aylarda bankadan kredi çekti. Adalet Mahallesi 10130 Sokakta oturan 2 çocuk babası Görgülü, geçen gece evin tavanına kendini astı. Minibüs hattı için bankadan çektiği kredinin taksitlerini ödeyemediği için bunalıma girdiği iddia edilen Ahmet Görgülü'nün intihar haberi meslektaşlarını yasa boğdu
Yeni Mesaj

Kapitalizm işte bu: "Krediyi al 21 Aralıkta kıyamet kopmazsa ödersin"
15 Aralık 2012



Kapitalizm her fırsatı değerlendirerek sınır tanımaksızın tüm varlıkları ürün olarak görüp, sömürüyor. Din, ahlak, insan, tabiat, emek ve her türlü inanç Kapitalizm için tüketilecek malzemelerdir. Sonsuz bir açgözlülük güdüsü ile hareket ederek insanı, ürettiklerini ve tabiatı parçalar, bozar.

Özellikle inançlar üzerinden sömürüsünü her yılbaşı mevsiminde global ölçekte görüyoruz. İlahi veya batıl olan her inancı kapitale çevirme gayretleri bu dönemlerde yoğunlaşır. Kapitalizm sadece İslam veya Hristiyan dünyasında değil diğer inançlar üzerinden de kendisine yer açmaya çalışmakta.

İşte bir örnek daha;

Azerbaycan'da UniBank'ın yeni bir tüketim ürünü.

Kıyamet Kredisi

Sloganı

"Dünya yok olursa geri ödemezsiniz, yok olmazsa geri ödersiniz"

Kampanya 21.12.2012 tarihine kadar geçerli.
haber10

UBS'e 1,5 milyar dolar ceza
19 ARALIK 2012



Londra bankalararası faiz haddinin (Libor) belirlenmesinde hile yapmakla suçlanan İsviçre bankası UBS'e 1,5 milyar dolar para cezası verildi.
UBS Libor'a hile karıştırmaktan ceza alan ikinci büyük banka oldu.

Geçen yaz Barclays bankasına da aynı sebeple İngiltere ve ABD yetkililerine 450 milyon dolar ödemesi bildirilmişti.

İsviçre bankası ABD, İngiltere ve İsviçre'deki bankacılık makamlarına bu cezayı ödemeyi kabul etti.

Cezanın 1,2 milyar doları ABD Adalet Bakanlığı ile bankacılık makamlarına, 160 milyon doları İngiltere ve 59 milyon doları da İsviçre Mali Piyasaları Denetleme Kurullarına verilecek.

Dünya çapında bankacılık denetleme makamları, Libor'a hile karıştırdığından kuşkulanılan birçok banka hakkında soruşturma yürütüyor.
Bu, HSBC'nin bu ayın başlarında kara para aklama iddialarıyla ilgili olarak ABD yetkililerine ödemeyi kabul ettiği 1,9 milyar dolardan sonra, bir bankanın ödeyeceği en ağır para cezası olacak.

UBS, Amerikan Adalet Bakanlığı ile bankanın diğer usulsüzlükleri ile ilgili olarak da yargıya gitmeyeceği konusunda bir anlaşma yapmaya çalışacağını da açıkladı.

Libor nedir?

Libor, normal olarak Londra merkezli büyük uluslararası bankaların birbirine borç verirken uyguladığı ortalama faiz haddini izliyor.

Ve onu aşkın bankanın oluşturduğu bir panel tarafından sunulan borçlanma faizi tahminlerine dayanarak, her gün Britanya Bankacılar Birliği tarafından belirlenen bu oran her gün trilyonlarca dolarlık mali işlemlerde, ödemelerin hesaplanmasında kullanılıyor.

Bankalar bu süreçte, Libor'u kar amacıyla manipüle etmek ve mali kriz dönemlerinde kendilerini güçlü göstermek amacıyla, borçlanma faizleri hakkında kasten yanlış bilgi vermekle suçlanıyor.

İngiltere Mali Piyasaları Denetleme Kurulu'na göre UBS daha da ileri giderek, bankanın borçlanma faizini bildirme işini, bu faiz oranından doğrudan çıkar sağlayabilecek olan simsarlarına bıraktığını söylüyor.
BBCT

Mortgage yolsuzluğu: Bank of America 10 Milyar dolardan fazla tazminatı kabul etti
7 OCAK 2013



BBCT'nin haberi:

Mortgage yolsuzluğu: Bank of America tazminatı kabul etti

Amerika Birleşik Devletleri'nin önde gelen bankalarından Bank of America, konut kredisi dolandırıcılığı iddiaları nedeniyle mahkemelik olduğu Fannie Mae şirketine 3,6 milyar dolar ödemeyi kabul etti.

Ayrıca 6,75 milyar dolarlık ipoteğe bağlı konut kredisini (mortgage) geri almayı kabul eden banka, 1,3 milyar dolar da tazminat ödeyecek.

Amerika Birleşik Devletleri, Şirket Haberleri, Ekonomi
Devlet destekli emlak şirketi Fannie Mae, bankayı 2000-2008 döneminde batık kredileri haksızca üstüne yıkmakla suçluyordu.

Mortgage piyasasındaki balonun 2008'de patlaması sonucu ABD ekonomisi büyük yara almıştı.

Balonun oluşmasında, konut kredilerinin yatırım aracı olarak kullanılmasının ve finans kuruluşları arasında alınıp satılmasının etkisi büyüktü.

Ancak kredi çekenler borçlarını ödeyemez hale geldiğinde söz konusu yatırımlar dibe vurdu ve dünya çapında zincirleme mali yıkıma yol açtı.
Bu sırada, Fannie Mae ile diğer kamusal emlak ajansı Freddie Mac 30 milyar dolardan fazla kayba uğradı.

ABD, bu iki kuruluşu kurtarmak için 140 milyar dolar harcamak zorunda kaldı.

Freddie Mac ile Bank of America, önceki yıl anlaşmaya varmıştı.

Fannie Mae sözcüsü Bradley Lerman, banka ile aralarında uzun süredir devam eden anlaşmazlığın çözümlenmesinin "vergi mükelleflerinin çıkarına" olduğunu dile getirdi.

Manhattan Başsavcılığı, Ekim ayında JP Morgan Chase ve Wells Fargo hakkında da mortgage yolsuzluğu nedeniyle dava açmıştı.

ABD tarihinin en büyük kredi kartı dolandırıcılığı
6 ŞUBAT 2013



ABD tarihinin en büyük kredi kartı dolandırıcılığını yürüten bir çeteye mensup oldukları gerekçesiyle yakalanan 18 kişi en az 200 milyon dolar çalmakla suçlanıyor.
Dolandırıcıların binlerce sahte kimlik ve işyeri kullandıkları, kredi değerlendirme ofislerine yalan beyanda bulundukları ve elde ettikleri paraları elektronik yollarla yurtdışına aktardıkları öne sürüldü.
İlgili Konular
Amerika Birleşik Devletleri
Bir FBI ajanı zanlıların “karmaşık dolandırıcılık ve şebekelerle ilgili bir sanal kafeterya” kullandıklarını söyledi.
New Jersey eyaletini merkez olarak kullanan çetenin 28 eyalette faaliyet gösterdiği düşünülüyor.
Müfettişler, kredi kartı dolandırıcılığı faaliyetlerine 2007’de başlayan çetenin yedi bin sahte kimlikli kredi kartı sahibinin kredi limitlerini artırarak yüksek meblağlarda nakit çekim yaptıklarını belirtti.
FBI'ın New Jersey'deki yetkililerinden David Velazquez “Zanlılar internet ortamında ama menüleri açgözlülük ve dolandırıcılık olan, karmaşık dolandırıcılık ve şebekelerle ilgili bir sanal buluşma ortamından faydalanmışlar” dedi.
Şebekenin sahte faturalar ve 1,800 elektronik posta ağı üzerinden 25 binden fazla kredi kartı hesabı açtırdığı tespit edildi.
Savcılar, zanlıların bir defasında altı yaşında bir çocuğun sosyal güvenlik numarası üzerinden sahte bir fatura kaydı oluşturduklarını iddia etti.
New Jersey'de mahkemeye sunulan suç duyurularından birinde çetenin en az 80 sahte işyeri kurarak bu şirketler üzerine pos cihazları aldıkları ve bu pos cihazları ile sahte kredi kartlarından para çektikleri belirtiliyor.
Yetkililer çetenin şu ana kadar en az 200 milyon doları hesaplarına geçirdiklerini tespit ettiklerini, ancak şebekenin büyüklüğü düşünüldüğünde bu rakamın artabileceğini söylüyor.
Soruşturmayı yürüten savcılardan Paul Fishman “Bu türden dolandırıcılıklar tüm Amerikalı tüketiciler açısından ticaret yapmanın maliyetlerini artırıyor” dedi.
Fishman “Açgözlülükleri ve küstahlıkları nedeniyle bugün gözaltına alınan zanlılar sadece kredi kartı tahsis eden kurumlara değil, bunlar gibi dolandırıcılık çetelerinin sistemden çektiği paralar nedeniyle artan faiz oranları ve ücretlerden etkilenen herkese zarar veriyorlar” şeklinde konuştu.
Üç mücevher mağazasının da dolandırıcılık çetesiyle ilişkileri olduğu ortaya çıkarıldı.
Savcılar mağazaların pos cihazları ile kredi kartlarından para çektiklerini ve elde ettikleri paraları çete üyeleri ile paylaştıklarını iddia ediyor.
Zanlıların Pakistan, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kanada, Romanya, Çin ve Japonya’ya milyonlarca dolar aktardıkları öne sürülüyor.
BBCT

"Yeni LİBOR skandalları"
7 Şubat 2013

FinancialTimes bankacılık sektörlerindeki skandalların dün üç kıtayı salladığını duyuruyor.

Bankacılık işlemlerinin temel faiz oranı LİBOR'un hileli olarak belirlenmesiyle bağlantılı bu depremler.

“İngiltere merkezli Royal Bank of Scotland, hile yaptığını kabul ederek dün 390 milyon sterlinlik uzlaşma cezası ödüyor; Japonya'da bir grubun sırf bu hileyi yürütmek için kurulduğu iddiaları ortaya çıktı” diyor gazete.

Almanya'da da Deutsche Bank’ın beş çalışanını benzer iddialar doğrultusunda kızağa aldığını yazıyor.
haber1001

Rekabet Kurulu 12 bankaya toplam 1 milyar 116 milyon 957 bin lira ceza verdi
08 Mart 2013



Rekabet Kurulu, 12 banka hakkında açılan soruşturmada kararını verdi. Soruşturma, kredi kartı ihraç eden bankaların kredi kartı alışveriş ve gecikme faizi oranlarını da kapsayacak şekilde faiz oranlarını anlaşarak belirlediği iddiaları üzerine açılmıştı.

Soruşturma sonuçlandı ve Rekabet Kurulu, bankaların mevdut, kredi ve kredi kartı hizmetlerinde mevzuatı ihlal ettiğine karar verdi.

12 bankaya toplamda 1 milyar 100 milyon lirayı geçen ceza uygulandı.

Rekabet Kurulu'ndan açıklama

Rekabet Kurulu, mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un ''Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar'' maddesinin ihlal edildiğini belirledi.

Rekabet Kurulu'nun internet sitesinden yapılan duyuruya göre, Türkiye'de faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında anlaşma veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesini ihlal edip etmediğinin tespiti amacıyla yürütülen soruşturma tamamlandı.

Soruşturma, kredi kartı ihraç eden bankaların kredi kartı alışveriş ve gecikme faizi oranlarını da kapsayacak şekilde faiz oranlarını anlaşarak belirlediği iddiaları üzerine, Kurul'un, mevduat, kredi ve kredi kartı olmak üzere tüm faiz oranlarının birlikte belirlenip belirlenmediği yönünde başlattığı ön araştırma sonucunda açılmıştı.

Duyuruda, şu bilgilere yer verildi:

''Soruşturma safhasında, soruşturulan 12 banka tarafından, mevduatta uygulanacak azami faiz oranlarının ve kredi faizinde yapılacak artışların birlikte belirlenip belirlenmediği, henüz ilan edilmemiş faiz oranı değişikliklerinin rakiplere bildirilmesi, rekabete duyarlı, geleceğe yönelik stratejik bilgilerin rakiplerle paylaşılması yoluyla fiyat koordinasyonu yapılıp yapılmadığı, kredi kartına ilişkin ücret ve komisyonlarda fiyat artışı konusunda uzlaşma yapılıp yapılmadığı, kamu sermayeli bankaların kamu mevduatı ihalelerinde danışıklı teklif verip vermediği incelendi.''

Rekabet Kurulu'nca dosyanın müzakeresi sonucunda, mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinin ihlal edildiğinin belirlendiği kaydedildi.

Bankalara ceza yağdı

Rekabet Kurulu, hakkında soruşturma yürüttüğü 12 bankaya toplam 1 milyar 116 milyon 957 bin 468 lira ceza verdi.

Rekabet Kurulu; Akbank'a 172 milyon, Türkiye Garanti Bankası ve Garanti Ödeme Sistemleri ile Garanti Konut Finansmanı Danışmanlık'a 213 milyon, Yapı Kredi Bankası'na 149 milyon, Türkiye İş Bankası'na 146 milyon, Finansbank'a 54 milyon, Halkbankası'na 89 milyon, Vakıflar Bankası'na 82 milyon, Ziraat Bankası'na 148 milyon, Denizbank'a 23 milyon, HSBC Bank'a 14 milyon, ING Bank'a 12 milyon, Türk Ekonomi Bankası'na 10 milyon lira idari para cezası verilmesini kararlaştırdı.
TRT

Bankalar, işi bozuk para getiren müşteriden 'para tamlama ve bozma komisyonu' adı altında ücret almaya kadar vardırdı
14 Mart 2013

Tüketici derneklerinin tüm çabasına, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun uyarılarına rağmen bankalar, 'masraf ve komisyon' adı altındaki uygulamalarını sürdürürken Adana'da yaşanan bir olay bu kadarına da pes dedirtti.

Adana'da bir banka şubesi, senet ödemesi yapan esnaftan, bozuk paralarını sayma bedeli olarak 10 lira aldı. Şaşkına dönen 20 yıllık esnaf 43 yaşındaki Fuat Turgut, "İlk kez böyle bir durumla karşılaşıyorum. Olayı anlattığım arkadaşlarım kahkahayı basıyor. İnanılmaz bir durum." dedi. Tüketiciler Birliği, müşterinin dekontla birlikte hakem heyetine başvurmasını istedi. Banka, 250 adetten fazla bozuk para için 'para bozma ve tümleme bedeli' olarak komisyon aldıklarını bildirdi.

PARA BOZMA VE TÜMLEME BEDELİ

Esnafı şaşkınlığa arkadaşlarını ise kahkahaya boğan ilginç olay Kurtuluş Mahallesi Atatürk Caddesi üzerindeki Halkbank Şubesi'nde yaşandı. Zeytin ticareti ile uğraşan Fuat Turgut, 5 bin lira tutarındaki senedin ödemesi için bankaya gitti. Üzerinde 4 bin 700 lira banknot 300 lira da bozuk para olan Turgut 45 dakikalık beklemenin ardından banka görevlisine paraları verdi. Görevli, banknotları para sayma makinesinde, bozuk paraları ise eliyle saydı. Ardından ise Turgut'a 'para bozma ve tümleme' bedeli adı altında 10 lira 55 kuruş değerinde dekont uzattı. Fuat Turgut, olayı şöyle anlattı: "Ödemeyi 4 bin 700 lira kağıt, 300 lira demir madeni (1 liralık ve 50 kuruşluk) olarak yaptım. 300 liralık madeni parayı saymak için benden 10 lira ücret aldılar. Sebebini sorduğumda 'Bu parayı saymak için mesai harcıyoruz. Bu yüzden bunun parasını sizden alıyoruz' dediler. Ben de '45 dakikadır senedi ödemek için bekliyorum benim de mesaim gidiyor' dedim. 'Olsun siz işlem yaptırmaya gelmişsiniz bu yüzden biz sizden bu parayı alıyoruz.' dediler. 'Peki dedim koskoca bankanın bozuk para sayma makinesi yok mu? Yokmuş. Bu şekilde benden 10 lira komisyon aldılar. Ben de bir araştırma yaptım. Bankaların komisyon ücretlerinde serbest olduklarını, her hangi bir kısıntının olmadığını öğrendim."
haber10

BİR BANKACININ "SOYGUN" İTİRAFI
16 Mart 2013



Tüketiciden haksız yere para alması için baskı yapılan bankacı buna direndi. Fakat işini kaybetti. BDDK'ya başvuran bankacının anlattıkları, 'soygunun' itirafı oldu

Komisyon ve sigorta kanalıyla haksız kazanç elde eden bankaların uygulamalarına sadece tüketiciler değil, bankacılar da isyan ediyor. 9 yıllık bankacının Sabah Gazetesi'ne gönderdiği mektupta yaptığı itiraflar, gündeme bomba gibi düştü. Banka yetkililerinin 'Müşterileri tenhada sıkıştırın' talimatına uymadığı için işten atılan bankacı, anlatımlarıyla bankaların usulsüz uygulamalarını gözler önüne serdi. Eski bankacı, elindeki belgelerle soruşturma açılmasını da sağladı. Hukuk mücadelesi başlatan eski bankacı, Hazine Müsteşarlığı ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) 500 sayfalık belge gönderdi. Konuyla ilgili soruşturma başlatıldı. Eski bankacı, 5 Nisan'da ilk duruşmasına çıkacak. Aynı bankanın bir yöneticisi de benzer bir dilekçe gönderdi.

ŞOK EDEN MEKTUP

Bankacının mektubundan satır başları şöyle: "Müşterilere kredi kullandırılırken onayları alınmadan çeşitli sigortalar yaptık. Örneğin; emekli, memur ya da esnafa işsizlik sigortası yapılıyor. Müşterinin kullandığı kredi tutarı 10 bin lira. Bu sisteme 10 bin 500 lira olarak giriliyordu. Ama işlemler 10 bin lira üzerinden yapılıyormuş gibi bilgi veriliyordu. Aradaki 500 liraya çeşitli sigortalar yapılıyordu. Bu sigortalardan haberi olmayan müşteri, risk gerçekleştiği zaman tazminat talebinde bulunamıyordu. Bu yüzden sigorta şirketinin kasasına giren para tekrar dışarı çıkmıyordu. Saadet zinciri o kadar güzel işliyordu ki banka her yıl sigorta gelirlerini yüzde 100 artırarak yıllık kazancını 200 milyon liraya çıkarmıştı."

Takvim
m

Mecbur kalmadıkça kredi ve kredi kartı kullanmayınız!
ERDAL SARIZEYBEK

Banka deyip geçmeyiniz, Türkiye'deki bankaların %80'i yabancıların. Geçen yıl ki karları 13 Milyar dolar. Kimin parası bu?

Ekranlara bir bakınız, reklamların çoğu yabancı bankalara ait, "Şimdi al seneye öde", "kredi al çocuğunu sevindir", "mesaj at kredi cebine gelsin", AKP hükümeti eliyle teşvik edilen bu reklamlar sonucu milletimiz borçlandırılıyor, 2008'deki tüketici kredi miktarı 70 Milyar TL iken, 2013'te bu rakam 220 Milyar TL oldu, borçlanan kim?

Migroslarda kredi kartı dağıtıldığını unuttuk mu!
Aylık geliri 100 TL olan insanlarımıza 1000 TL kredi verildiğini unuttuk mu, hepimizi borçlandırdılar!

Bu borçlanma böyle sürerse eğer, bu borç nasıl ödenecek!
Bir hükümet kendi insanını borçlandırır mı!

Öte yandan, nasıl oluyor da SMS üzerinden kredi veriliyor, demek ki tüm özel bilgilerimiz yabancı bankaların elinde, kimden izin aldı da bu hükümet bizim özel bilgilerimizi yabancılara veriyor!

Bizim önerimiz, mecbur kalmadıkça kredi kullanmayınız, kredi kartı kullanmayınız!

"Kriz yüzünden ben bu hale geldim"
17 Ağustos 2010
CHP mitingde Aydın halkına seslenen Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması bittikten sonra kürsüye alınan Muteber Karadağ isimli bir kadın, gözyaşları içerisinde Kılıçdaroğlu'na bir şeyler anlatıp yardım istedi. Karadağ, "Bankacılar benim evimi aldılar. Kriz yüzünden ben bu hale geldim. Üç tane oğlum var, evli barklı; hepsi de ortada kaldı. Eşim Ali Hasan Karadağ Mayıs'ın 3'ünde gururlu bir şekilde borçları nedeniyle kendisini 5. kattan attı. Ben dünyada 600 milyon emekli maaşı ile kaldım. Kriz nedeniyle bu hale geldik" diye konuştu. Muteber Karadağ "Kemal Bey size borçlarınız konusunda yardımcı olacak mı" sorusuna "Aydın'dakilerin yardımcı olacağını ve bana bilgi vereceklerini söylediler" diye cevapladı.aktifhaber

Kredi borcunu ödemek için banka soymuş
06 EYLÜL 2010
İzmir'de banka soygununda yakalanan zanlının 10 bin TL borcu ödemek için bu işe giriştiği ortaya çıktı. Zanlının çaldığı paranın 8 bin liralık kısmını işsiz borçlarına ödediği anlaşıldı

İzmir polisinin Karşıyaka İlçesi'nde oyuncak tabancayla gerçekleştirilen soygunun zanlısı derin bir araştırmayla ortaya çıkarıldı.
Olaydan sonra banka şubesindeki güvenlik kamerası görüntülerini izleyen ve görgü tanıklarının ifadesini alan Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, zanlının bankadan çıktıktan sonra beyaz renkli plakasız bir otomobille kaçtığını tespit etti. Polis bu noktadan sonra adım adım şu araştırmaları yaptı:
- Aracın gittiği güzergahtaki MOBESE kameraları görüntüleri tek tek incelendi.
- Çiğli yönüne giden aracın 2008, 2009 veya 2010 model olabileceği belirlendi.
- Markası tespit edilen aracın İzmir'deki ana satış bayileri ile görüşüldü.
- Bu otomo
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Sal Şub 10, 2015 9:44 pm    Mesaj konusu: Kredi borcunu ödemek için banka soymuş Alıntıyla Cevap Gönder

Banka hacizlerinde artış
08.08.2010
Bankaların hacizli işyerleri arasında balık restoranı, düğün salonu, pansiyon, süpermarket, petrol ofisi, imalathane, tavuk çiftliği, besihane, oto galerileri bulunuyor.

Ekonomik kriz Türkiye’yi sarsmaya devam ediyor. Bankalar son 1 yılda el koydukları malları yüzde 20 artırdı.

El konulan gayrimenkul değerleri artarken, gayrimenkullerin satış değerlerinin azalması dikkat çekti. Malı haczedilen kişiler çift yönlü zarar etti. 2009 Mayıs’ında toplam 2 bin 744 olan hacizli gayrimenkul sayısı 2010 yılının Mayıs ayında 3 bin 285’e ulaştı.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) “Bankanızdan Satılık Fabrika- Mayıs 2010” başlıklı raporuna göre, gayrimenkullerin muhammen satış bedeli ise 627 milyon TL’den 510 milyon TL’ye indi. Son bir yılda en dikkat çekici gelişme el konulan fabrika sayısının 51’den 77’ye yükselmesi oldu. El konulan fabrikaların muhammen bedeli de 201 milyon TL olarak hesaplandı. El konulan büyüklü küçüklü işyeri sayısı 228, dükkan sayısı da 331 oldu. Geçen yıl işyeri hacizlerinin sayısı 654 olarak kayıtlara geçti. Bu yıl işyeri haczinin düşüş göstermesinin nedeni ne diye bakıldığında birçok işyeri haczinin bankalarda mesken olarak gösterildiği gözlendi. Hacizli gayrimenkullerde işyeri haczi en çok İstanbul, Ankara ve İzmir’de gözlenirken hacizli fabrikalarda Gaziantep, Samsun ve İzmir başı çekti.
402 ADET ARSAYA EL KONULDU
İSMMMO’nun bankaların internet sitelerinde ilan ettikleri satılık gayrimenkullerden yola çıkarak hazırladığı rapora göre, işyeri ve fabrika hacizlerinin yanı sıra 402 adet arsa, bin 569 adet villa ve daire tipi konut, 77 adet bina ve 452 adet tarlaya da el konulduğu gözlendi. Bu gayrimenkullerle ilgili alıcıların da dikkat etmesi gereken noktalar var.
“EKONOMİK KRİZ VATANDAŞI ÇİFT TARAFLI ZARARA UĞRATTI”
İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, verilere ilişkin değerlendirmesinde, ekonomik krizin vatandaşı çift taraflı zarara uğrattığını kaydetti. Özellikle fabrika, işyeri ve tarla hacizleri ile ekonomiye ciddi zararlar verildiğine dikkat çeken Arıkan, banka hacizlerinde Türkiye’nin ekonomik nabzının durduğunu gördüklerini ifade etti. Bugün sanayiciye, esnafa ve çiftçiye yapılan hacizler toplumun her kesiminin hacze uğratıldığını gösterdiğini belirten Arıkan şu noktala dikkat çekti:
“Kapısına kilit vurulan fabrikanın işçileri ve o fabrikanın çevresindeki küçük esnaf bu hacizden doğrudan etkileniyor. Yine tarlasını ekmek için bankaların kapısını çalan çiftçinin de banka hacizleri ile köşeye sıkışması kabullenilir bir durum değil. Üstelik ekonomik kriz ile birlikte mallarının değerinin düşmesi de ekonomik dar boğaz içinde olan sanayici, esnaf ve çiftçiye ikinci bir darbe. Haczedilen mallar bir önceki yıla göre en az yüzde 15 değer yitirmiş durumda. Yani haciz kıskacına takılan kişiler mallarının değer kaybından dolayı da zararı büyük.”
77 FABRİKA YENİ SAHİBİNİ ARIYOR
Son bir yılda en dikkat çekici el konma işlemi fabrika olarak izleniyor. En fazla fabrikaya el koyan bankanın Halk Bankası olduğu belirlendi. Halk Bankası’nın geçen yıl 9 olan fabrika hacizlerini bu yıl 28’e çıkardığı tespit edildi. Halk Bankası’nı 27 fabrikaya el koyan İş Bankası takip ediyor. Vakıfbank 11, Ziraat 1, Denizbank 1, Bank Asya 4, Türkiye Finans 2, Albaraka 2 ve Kuveyt Türk’ün elinde 1 adet hacizli fabrika olmak üzere toplam 77 fabrika yeni sahibini bekliyor. Tekstil fabrikalarının ağırlıklı olduğu hacizli işlemlerde, un fabrikaları, yağ fabrikaları, çuval fabrikaları, halı fabrikaları, boya fabrikaları, ayakkabı fabrikası, beyaz eşya yan sanayi fabrikası ile otomobil yan sanayi fabrikaları da bulunuyor. Fabrikaların toplam muhammen bedeli ise 201 milyon 179 bin TL olarak görünüyor. Bir önceki yıl ise 51 bankanın muhammen bedellerinin toplamının 235 milyon TL olduğu gözlendi.
BANKALAR DA ELLERİNDEKİ MALI SATAMIYOR
Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında bankaların ellerinde bulunan gayrimenkullerin çoğunun satılamadığı dikkat çekti. Bankaların 2010 yılı satılık gayrimenkul listesinde yer alan birçok gayrimenkul geçen yıl da bankaların listesinde yer aldığı belirlendi. Bankaların ellerindeki gayrimenkullerin fiyatlarını düşürmelerine rağmen ekonomik kriz nedeniyle yeni alıcı bulamadığı, üstelik ellerindeki gayrimenkulü satamayan bankaların yeni gayrimenkulleri de bünyesine kattığı tespit edildi.
DÜĞÜN SALONU, TAVUK ÇİFTLİĞİ, BALIK RESTORANI DA SATILIK
Bankaların hacizli işyerleri arasında İstanbul’da bulunan balık restoranı en dikkat çekici haciz olarak kendini gösterdi. Denizbank tarafından haciz edilen balık restoranının muhammen satış bedelinin 2 milyon 600 bin TL olduğu belirlendi. Ancak büyük işyeri hacizlerinin fabrika ve balık restorandı ile sınırlı olmadığı dikkat çekti. Satılık işyerleri arasında 1 adet düğün salonu, 1 adet pansiyon, 1 adet süpermarket, 27 adet petrol ofisi, ve imalathane, 3 adet tavuk çiftliği, 5 adet besihane ve 2 adet oto galeri de yer alıyor. Küçük işyerleri ve dükkanlar ile birlikte ise hacizli işyeri sayısı 601’e ulaşıyor.
TOPLAM 2 BİN 639 KİŞİNİN MALINA EL KONDU
Bankalardan ağzı yanan bir diğer kesim ise bireysel kredi müşterisi oldu. Son bir yılda kredi çekip kredisini ödeyemeyen bireysel müşteriler ev, bina ve arsasından oldu. Bina hacizlerinde 53 hacizle Halk Bankası başı çekerken, oturma amaçlı olarak ev alan ve İş Bankası’ndan kredi kullanan 522 kişi hacizle karşı karşıya geldi. Kuveyt Türk’te kredi kullandırdığı 210 kişinin evine kredi borçlarını ödemedikleri için el koydu. Böylece bina, mesken, tarla ve boş arazi ve 124 diğer mallar olmak üzere toplam 2 bin 639 kişinin malına el konmuş oldu.
HACİZDE BÜYÜKŞEHİRLER BAŞI ÇEKİYOR
Hacizlerin hangi illerde yoğunluk kazandığına baktığımızda da ilginç sonuçlar karşımıza çıkıyor. Orta ölçekli işyeri hacizleri daha çok İstanbul, Ankara ve İzmir ile öne çıkarken fabrika hacizlerinde İzmir, Samsun ve Gaziantep illeri diğer illere açık ara fark atıyor. Bu illeri Manisa, Uşak ve Sakarya izliyor. Ankara, İstanbul ve Mersin ise hacizli meskenlerin yoğunlukta olduğu iller arasında yer alıyor. Arsa hacizlerinde de başı Edirne, Trabzon Denizli, Balıkesir ve Çorum çekiyor.
11 BİNE EV, 8 BİNE BÜRO, 5 BİNE DÜKKAN VAR
Bankalar bir yandan el koydukları gayrimenkulleri satarken, diğer yandan da yeni gayrimenkul alacak kişilere oldukça cazip fırsatlar sunuyor. Oturum amaçlı satılan daireler arasında 11 bin TL’ye kadar ev bulmak mümkün. Dairelerin metrekareleri ise 50’den başlıyor ve uygun fiyatlı evlerde 100’e kadar çıkıyor. 3 oda bir salon evlerde de 35-70 bin TL arasında ikamet edilebilecek uygun ev bulmak mümkün. Arsalarda ise rakamlar çok daha cazip. Bankaların elden çıkarmak istediği arsalar arasında 3 bin TL’ye kadar arsa bulunuyor. Gayrimenkullerin fiyatları bulundukları bölge ve büyüklüklerine göre değişkenlik gösteriyor.
TAKİPTEKİ KREDİLER DE ARTTI
BDDK verilerine göre ise bankaların takipteki kredilerinin de arttığı gözleniyor. Aktif kalemler içerisinde krediler geçen yıl ocak ayına göre yüzde 7.8 artarak 365 milyar 517 milyon TL bu yıl ocak ayında 394 milyar 6 milyon TL yükselirken, takipteki bürüt alacaklar aynı dönem içinde yüzde 46 artışla 14 milyar 928 milyon TL 21 milyar 789 milyon TL’ye çıktı.

Bankaların hacizli iş yeri sayıları
banka işyeri dükkan
İşbankası 117 109
Halk Bankası 14 94
Vakıfbank 13 36
Ziraat Bankası 20 3
Denizbank 2 1
Kuveyt Türk 31 35
Türkiye Finans 6 35
Albaraka 5 18
Bank Asya 20 -
diğer - 42
TOPLAM 228 373

Bankalardaki 2010 yılı gayrimenkul oranları
banka toplam satış
gayrimenkul bedeli
İşbankası 1.080 202.817.610
Ziraat Bankası 118 1.430.482
Halk Bankası 816 86.098.309
Vakıfbank 360 66.352.700
Kuveyt Türk 370 46.010.000
Türkiye Finans 218 34.590.000
Albaraka 157 32.464.100
Bank Asya 119 30.957.645
Denizbank 47 9.673.000
TOPLAM 3.285 510.393.846

gazeteport

Kredi borcunu ödemek için banka soymuş
06 EYLÜL 2010
İzmir'de banka soygununda yakalanan zanlının 10 bin TL borcu ödemek için bu işe giriştiği ortaya çıktı. Zanlının çaldığı paranın 8 bin liralık kısmını işsiz borçlarına ödediği anlaşıldı

İzmir polisinin Karşıyaka İlçesi'nde oyuncak tabancayla gerçekleştirilen soygunun zanlısı derin bir araştırmayla ortaya çıkarıldı.
Olaydan sonra banka şubesindeki güvenlik kamerası görüntülerini izleyen ve görgü tanıklarının ifadesini alan Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, zanlının bankadan çıktıktan sonra beyaz renkli plakasız bir otomobille kaçtığını tespit etti. Polis bu noktadan sonra adım adım şu araştırmaları yaptı:
- Aracın gittiği güzergahtaki MOBESE kameraları görüntüleri tek tek incelendi.
- Çiğli yönüne giden aracın 2008, 2009 veya 2010 model olabileceği belirlendi.
- Markası tespit edilen aracın İzmir'deki ana satış bayileri ile görüşüldü.
- Bu otomobilden son 3 yılda 200 adet satıldığı tespit edildi.
- Polis satın alan kişilerin adreslerini belirledi.
- Bankanın güvenlik kamerası görüntülerinde elinde bir çanta bulunan soyguncunun pazarlamacı, ilaç satış mümessili olma ihtimali değerlendirildi.
- Soyguncunun fotoğrafları, İzmir'deki tüm sivil ve resmi polis ekiplerine dağıtıldı.
- Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde araştırma yapan Güven Timleri, fotoğraftaki soyguncuya benzeyen bir kişinin civata firmasında pazarlamacı olarak çalıştığını belirledi.

40 yaşındaki D. P.evinde yakalandı. D.P'nin, bir süre işsiz kaldıktan sonra 6 ay önce pazarlamacı olarak çalıştığı firmada işe başladığı, işsiz kaldığı dönemde bankalardan çektiği kredi ve arkadaşlarından aldığı paralar sonucu yaklaşık 10 bin lira borçlandığı, borçlarını ödeyemeyince banka soygunu yapmaya karar verdiği öğrenildi.
Çalınan 15 bin TL'lik paranın 6 bin 800 TL'sinin bulunduğu, 8 bin 200 TL'lik kısmıyla zanlının borçlarını ödediği öğrenildi.Akşam

Kredi kartıyla kullanılan her 100 TL'den 9'u batık
11:45 - Ekonomide yaşanan toparlanmanın ardından reel sektörün finansmanı da arttı. Gıda, meşrubat ve tütün sanayinde 2009 yılı Temmuz'unda batık kredi oranı %6 iken, 2010 yılında %4'e geriledi. Tekstil sektöründe ise %13 olan batık kredi oranı, ekonomideki toparlanmanın etkisiyle %11'e indi. Kredi kartı ile kullanılan her 100 TL'den 9'u batık 26.09.2010 ANKARA netgazete

1500 TL kart borcu olan 3 çocuk annesi tutuklandı
12:20 - Bursa'da 3 çocuk annesi bir kadın, bin 500 liralık borcunu ödeme taahhüdünü yerine getirmediği için tutuklandı. Eşi tarafından 4 yıl önce terk edilen anne tutuklanmasına değil, ortada kalan çocuklarına gözyaşı döktü. 29.09.2010 BURSA netgazete

Tanımadığı şahsa kredi kartı şifresini verince
3 Ekim 2010
Tanımadığı şahıslara kredi kartı şifresini verince dolandırıldı.

Kars'ın Sarıkamış ilçesinde bir vatandaş, kredi kartının şifresini verdiği tanımadığı şahıslarca dolandırıldı.

İsmi gizli tutulan 46 yaşındaki bir şahsın cep telefonuna ödül kazandığı şeklinde mesaj geldi. İkinci bir mesajda da kredi kartına 500 TL yatırıldığı ve gidip alması gerektiği söylendi. Şahıs parayı almak için Kars'a giderken kendisini tanımadığı bir erkek şahıs daha aradı. Telefondaki şüpheli, şahsın nüfus cüzdanı, kredi kartı bilgilerini ve şifresini istedi. Şahıs da istenen bilgileri verdi.

Şahıs, Kars'a gelerek hesabını kontrol ettiğinde bin 150 TL paranın çekildiğini fark etti. Hesabının boş olduğunu görünce dolandırıldığını anlayan vatandaş, polis merkezine müracaatta bulunarak şikayetçi oldu. habertaraf

25 bin kişinin kredi kartı bilgilerini çalmışlar!
16:15 - İstanbul başta olmak üzere çeşitli illerde yaklaşık 25 bin kişinin kredi kartı bilgilerini ele geçirerek dolandırıcılık yaptıkları belirlenen 2'si kadın 16 kişilik şebeke çökertildi. Çetenin, internet üzerinden hackerlerden satın aldıkları müşteri bilgileriyle sahte kredi kartı üretip alışveriş yaptıkları belirlendi. 03.10.2010 İSTANBUL netgazete

İcralık kefil, döner bıçağıyla banka bastı
19 Ekim 2010

Kadıköy'de kefil olduğu iş ortağı nedeniyle icralık olduğunu söyleyen bir kişi, döner bıçağıyla banka şubesini bastı. Gözaltına alınan şüpheli, "Alkolün etkisiyle içeri girdim" dedi.
Olay, Kadıköy Feneryolu üzerinde yer alan bir banka şubesinde akşam saatlerinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, E.T. (40) adlı bir kişi, Feneryolu üzerinde bir banka şubesine geldi. Elinde döner bıçağı bulunan E.T., banka çalışanlarına korku dolu dakikalar yaşattı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, şahsı kısa sürede etkisiz hale getirdi. Gözaltına alınan E.T., sorgulanmak üzere polis merkezine götürüldü. Burada ön ifadesi alınan şahıs, iş ortağı için bankadan 68 bin liralık krediye kefil olduğu için icralık olduğunu söyledi. Yapılan muayenesinde 139 promil alkollü olduğu tespit edilen E.T., "Kefil oldum birine beni bu hale getirdi Alkolün de etkisiyle içeri girdim dedi. netgazete

Bankalar tefecilerin kucağına atıyor
30 Ekim 2010

Bankaların yüksek kar için asgari tutarı ödenmiş borçlara enflasyonun 3 katını aşan oranlarda faiz uygulaması, bankacılık dışında farklı bir sektör üretti. Bankaların fahiş faiz oranları vatandaşı farklı çözüme itiyor.

Bankalar borçluları fişlenmiş!
"Kara liste affı"na rağmen bankaların bilgileri kopyaladığı ortaya çıktı
07 Ağustos 2010
Kamuoyunda ‘kara liste affı’ olarak bilinen, Merkez Bankası’ndaki kredi kartı, çek ve senet bilgilerin silinmesine ilişkin düzenlemede ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı.
Star'ın haberine göre, bankaların, Merkez Bankası tarafından kara listedeki bilgiler silinmeden önce tüm listeleri kopyalayarak kendi sistemlerine aldıkları belirlendi.
Bu durum, Merkez Bankası ile bankaları karşı karşıya getirdi.
Hükümet, küresel krizin yaşandığı 2009 yılında Merkez Bankası’ndaki kredi bilgilerin silinmesine ilişkin bir yasa çıkarmıştı. Söz konusu yasa çerçevesinde, kredi kartı başta olmak üzere, çek, senet ve kredi bilgileri silindi. Bu silme işleminin ardından, bazı bankalar kredi kartı veya kredi için başvuruda bulunan müşterilerini, “isminiz kara listeden silinmemiş” diyerek Merkez Bankası’na yönlendirdi. Merkez Bankası ise yasa çerçevesinde tüm bilgilerin silindiğini vatandaşlara anlatarak, talep eden müşterilere, “ilgili kişinin kara listede ismi yoktur” şeklinde yazı verdi.

BİLGİLER ARŞİVLENMİŞ
Bu yönde gelen taleplerin artması üzerine yapılan araştırmada, bankaların kredi vermek istemediği müşterilerini, Merkez Bankası’na yönlendirdiği tespit edildi. Bu çerçevede gelen şikayetler doğrultusunda yapılan araştırmalarda, Merkez Bankası tarafından silinen kara listelerin bankaların arşivlerinde bulunduğu belirlendi. Hatta bazı bankaların, kara listedeki bilgiler silinmeden önce, listeleri kopyalayarak kendi sistemlerine aktardıkları tespit edildi. Böylece, Merkez Bankası’nın kara liste bilgilerini silmesi, listede bulunan vatandaşlar için avantaj sağlamamış oldu. Merkez Bankası kaynakları, kredi kullandırma ve kredi kartı verme gibi bankacılık işlemlerinde yetkinin tamamen bankalarda olduğunu hatırlatarak, “Bazı bankalar, kara listede olsa da müşterilerine kredi verebiliyor. Aynı banka kredi vermek istemediği müşterisine, ‘isminiz kara listede silinmemiş’ gerekçesini gösteriyor. Dolayısıyla, bu konuda Merkez Bankası’nın olumlu veya olumsuz bir etkisi bulunmuyor” dediler.
habertürk

Kredi kartı borcunu ödeyemeyince, estetik operasyonla yüzünü değiştirdi
29.07.2017

Çİn'de kredi kartı borçlarını ödeyemeyen bir kadın, estetik operasyonlarla görünümünü değiştirip ortadan kayboldu. Polis, 59 yaşındaki kadını yakaladı.

SoL Haber Portalı'nın Çin'in resmi haber ajansı Xinhua'dan aktardığına göre, 59 yaşındaki bir kadın borçlarını ödememek için estetik operasyonlarla görünümünü tümüyle değiştirdi.
2.8 milyon dolar borcu bulunan kadın, kredi kartlarını kullanarak geçirdiği cerrahilerin ardından, kimlik kartlarını kullanmayı bıraktı.

Hakkında yakalama kararı çıkan kadını tutuklayan polisler, büyük şaşkınlığa uğradıklarını, ilgili adreste buldukları kadının ancak 30'larında göründüğünü ifade ettiler.

Zhu Najuan isimli kadının, şehirler arası seyahatlerinde başka insanların kimlik kartlarını kullandığı bildirildi.

Olayın yaşandığı Wuhan kentinde, bu yıl içinde 186 kişinin kredi kartı borçları nedeniyle tutuklandığı belirtiliyor.

Sputnik
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İKTİSADÎ HABERLER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com