EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

FUTBOL VE ÖTESİ

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> CEMİYET YANGIN YERİ
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Pzr Hzr 22, 2008 10:12 pm    Mesaj konusu: FUTBOL VE ÖTESİ Alıntıyla Cevap Gönder

FUTBOL VE ÖTESİ
SERDAR AKİNAN
24 Ocak 2011

Bu yazıyı Galatasaray-Sivas maçından saatler önce kaleme alıyorum. Yani, siz bu satırları okurken maç esnasında olacaklar konusunda müneccimlik yaparak büyük bir risk alarak yazıyorum.

İddiam o ki, başta Adnan Polat sonra TOKİ Başkanı, ardından Başbakan ve nihayetinde Galatasaray camiasına dolaylı veya doğrudan haksızlık veya hakaret eden herkes protesto edilecek.
Hem de kıyasıya... Bu bir öngörü... Bir dilek değil elbette...
Nereye savrulur bilemem... Ama sırf merakımdan, maçta olacağım.
Tüm Türkiye gibi, ilk kez, bir futbol maçında... Skordan çok... Sahada sergilenecek futboldan çok tribünlerde sergilenecek tavra bir gazeteci olarak şahit olmak için Arena'da olacağım... Milyonlar da ekran başında...
Geçen yazıda da belirtmiştim. Futboldan, anlamam...
Ama, siyaseti okumak açısından Türk Telekom Arena'nın açılışında yaşananlar ve sonrasındaki gelişmeler adeta sosyal (siyasal?) bir laboratuvar işlevi gördü.
Futbol (esas itibarıyla), birey açısından; bireyin, bir yığına ortak bir altpaydada kaynaşarak; modernitenin dayattığı her türlü stresi (vesair her türlü doğrudan veya dolaylı baskıya başkaldırışı) erittiği, kolektif, anarşist anlamlar içeren bir alandır...
Peki bunun anlamı ne?
O tribünde oturan, yatay veya dikey, toplumun hangi noktasındaysa...
Yani dişçi, avukat, hamal, liseli, emekli, kadın, muhafazakar, solcu, ateist, kaybeden veya kazanan... Bu hayatla bir meselesi var. Kimisi baba baskısından şikayetçi, kimi anlam haritasını o renklerin ifade ettiği mana üzerine inşa etmiş, kimi iktidarsız, kimi ağır depresyonda, kimi patlayan çek ve senetlerinin derdinde... Kimi çok kazanan ama bir türlü tatmin olup mutlu olamayan, kimi aşkı tarafından terk edilmiş... Kimi de sadece hazzına haz katmaya gelen...
Ama bir şekilde, o stat, o takım, o kolektif hayatına bir güç ve mana katıyor...
Genelde de haykıramadığını o takımla, o tribünde haykırıyor. Nefretini o doksan dakikada kusuyor... O doksan dakikada nefes aldığını hissediyor. Daha önemlisi bu köklü bir kültür... Alt kültür ve başlıbaşına bir kültür... Burası gri değil... Burada Türkiye gibi hem o hem o yok... Burada ya o ya o var...
Ya siyah beyaz...
Ya sarı lacivert...
Ya sarı kırmızı...
Modern dünya gibi kaypak ve flu değil.
Harbi... Cepheden!... Çizgiler belli... Küfürlü... Namert değil mert... O yüzden insanlar burada sahici nefesler alıyor... Kim olursa olsun.
İmdi... Politika ne ifade eder? Adı üstünde...
Latince Poli (çok), Tika (yüz)... Çok yüzlü... Yani? Gri, flu, oynak...
Halk iktidarı (Demokrasi) adına birilerine ehliyet verirsin.

O birileri sendendir... Mahallendendir... Bir bakarsın kazık yemişsin.
Şimdi, isyanını haykırmaya gelen on binlere politika yapmaya kalkarsan, milyonlarca taraftarı karşına alırsan...
Bunlara Ergenekoncu da diyemeyeceğin için... Sıkıntı olur.
İşte dün gece sergilenen budur. Arkası gelir demiştim...
Görmeden diyorum ki.. Geldi...

http://www.mizikacilar.com/Makale.aspx?ID=171



Maça alınmayan taraftar, polisle çatıştı
14:50 - Bank Asya 1. Lig ekiplerinden Karşıyaka'nın cezası dolayısı ile Muğla'da oynanan Denizlispor maçını izlemek isteyen yeşil kırmızılı takımın taraftarları biletleri olmasına rağmen kapalı tribünlere alınmayınca polisle tartıştı. Karşıyaka taraftarı, takviye olarak gelen çevik kuvvet ekiplerinin müdahalesi ile kapalı tribün girişinden uzaklaştırıldı. 28.11.2010 MUĞLA netgazete

Maç'ta Teknik Direktör Bıçaklandı

13 Eylül 2010
Samsunspor-Mersin İdmanyurdu maçında yeşil sahalarda ender bir olaya rastlandı..

Bank Asya Ligi'nin 3. hafta maçında Samsunspor sahasında Mersin İdmanyurdu'nu konuk ediyordu..

1-0 Mersin İdmanyurdu üstünlüğüyle devam eden maçın 40. dakikasında sahaya giren bir taraftar Mersin İdmanyurdu teknik direktörü Yüksel Yeşilova'yı iki bıçak darbesiyle yaraladı..

Karın ve kalça bölgesinden darbe alan Yeşilova hastaneye kaldırılırken maçın hakemi Fethi Serkan Koçak maçı tatil etti.aktifhaber

22 Ocak 2010
Havaalanında Jo İzdihamı

Galatasaray'ın Manchester City'den kiralık olarak kadrosuna kattığı Jo, izdiham yaşattı. Soğuk havaya rağmen havalimanı Jo diye inledi!

Galatasaray'ın, İngiltere Premier League takımlarından Manchester City'den sezon sonuna kadar kiraladığı Brezilyalı Joao Alves De Assis Silva Türkiye'ye geldi.

Jo'yu taşıyan özel uçak gece 22:50 sularında İstanbul Yeşilköy Atatürk Havalimanı'na indi.

Soğuk havaya rağmen Jo'yu karşılamaya bir çok taraftarın gittiği görüldü. Yaklaşık yarım saatlik bekleyişten sonra Jo aprondan çıktı ve sarı kırmızılı taraftarlar büyük bir coşku yaşadılar.
aktifhaber

Mahalle maçı sonucu: 3 ölü 25 yaralı

Batman'da 2 roman aile arasında çocukların top tartışması yüzünden çıktığı bildirilen ve 3 kişinin hayatını kaybettiği silahlı çatışmada 25 kişinin de yaralandığı belirtildi.

31 Temmuz 2009 14:26

Yaralılar Batmandaki hastanelere kaldırılırken, polis mahallede geniş güvenlik önlemleri aldı. Batman'da Çingene ailelerin çoğunlukta olduğu Seyitler Mahallesinde iki çingene ailesinin çocukları arasında top yüzünden kavga çıktı.Büyüklerin olaya müdahil olmasıyla büyüyen kavga sonrasında taraflar evlerinde bulundurdukları pompalı tüfeklerle bir birlerine ateş açtı.

Çıkan silahlı kavgada Kerem Günel (35) ve ismi henüz öğrenilemeyen bir kişi hayatını kaybederken 25 kişi de yaralandı.Yaralılar Batman'daki hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Polis ekipleri, olayın yaşandığı seyitler mahallesinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Olayla ilgili çok sayıda kişinin de gözaltına alındığı ve soruşturmanın devam ettiği öğrenildi.

Batman'da iki aile arasında çıkan silahlı kavgada ölü sayısı 3'e yükseldi.

Edinilen bilgiye göre, Seyitler Mahallesinde çocuklar arasında ''top oynama meselesi'' yüzünden çıkan ve 2 kişinin hayatını kaybettiği kavgada, yaralanan 25 kişiden Ekrem Gezici de yaşamını yitirdi.

Pompalı tüfeklerin kullanıldığı kavgada ölen, ancak kimliği belirlenemeyen kişinin Refik Günel olduğu bildirildi. Olayda Kerem Günel (25) de hayatını kaybetmişti.

Yaralılardan durumları ağır olan Ekrem, Cüneyt ve Seval Gezici, Diyarbakır'daki hastanelere sevk edildi
haber7

Kaçan top kavgası: 1 ölü, 14 yaralı

Osmaniye'de, pikniğe giden iki aile arasında ''kaçan top'' nedeniyle çıkan silahlı kavgada 1 kişi öldü, 2'si ağır 14 kişi yaralandı.

01 Ağustos 2009 11:02

Alınan bilgiye göre, Cebel Yaylası Suyungözü mevkisinde piknik yapmaya giden Kıl ailesi, kendi aralarında oynadığı top Küçük ailesinin bulunduğu yere sekti. Bunun üzerine iki ailenin mensupları arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede bıçak, tahra (budama bıçağı) ve baltanın kullanıldığı kavgaya dönüştü. Küçük ailesi mensupları da av tüfeği ve tabanca ile Kıl ailesinin üzerine ateş açtı.

Kavgada Ömer Kıl (23) olay yerinde öldü. Mustafa Kıl (29), Haskız Kıl (80), Cemal Yıldırım (36), Ahmet Karakaya (24), Mehtap Karakaya (30), Ali Kıl (27), Feramuz Kıl (31), Hacı Bilal Kıl (25), Yusuf Kıl (29), Osman Küçük (28), Hasan Küçük (28), Yaşar Küçük (42), İrfan Küçük (39) ve Reşat Küçük (30) ise yaralandı.

Kamyonetle hastaneye götürülen yaralılar, yolda 112 Acil Servis ambulanslarına alınarak Osmaniye Devlet ve Özel İbni Sina hastanelerine kaldırdı.

haber7

Balıkesir'de taraftar terörü, 1 ölü, 3 yaralı

16 Kasım 2008- Basketbol Ligi'nde oynanan Banvitspor-Pınar Karşıyaka maçını izleyecek taraftarları Balıkesir'in Bandırma ilçesine götüren iki otobüsün bir petrol istasyonunda verdiği mola sırasında çıkan kavgada 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.
netgazete

Holigan Terörü Can Aldı

19 Mayıs 2009 21:49Holigan terörü can aldı. İçip içip sarhoş olan holiganlar, bira şişesi fırlattıkları 18 yaşındaki gencin ölümüne sebep oldu.

ANKARA'daki maçtan İzmir'e dönen Karşıyakalı taraftarları taşıyan otobüsten Uşak yakınlarında yola atılan bira şişesi, motosikletli bir gencin hayatına mal oldu. Şişeye çarpmamak için direksiyonu kıran eczacı kalfası 18 yaşındaki Ramazan Aydın'ın kullandığı motosiklet, arkadan gelen kamyonun altında kaldı. Kazada Aydın hayatını kaybetti, arkasında oturan arkadaşı yaralandı. Olayla ilgili 1 kişi tutuklandı.
aktifhaber

KUTLAMALARA KAN DAMLADI


22 Haziran 2008 08:38
Bursa'da 5 kişi "Niye bağırıyorsunuz" diyen vatandaşı döverek öldürdü. Silaha sarılan magandalar, 4'ü çocuk, 18 kişiyi yaraladı. 3 kişi ise kalp krizinden öldü..
Türkiye'yi sevince boğan Milli Takım'ın Hırvatistan galibiyeti sonrası yaşanan sevinci, magandalar gölgeledi. Maç sonrası silahlarına sarılan magandalar, 4'ü çocuk, 18 kişiyi yaraladı. Bursa'nın Osmangazi ilçesinde Öner Dündargül (25) isimli genç, galibiyet sevincini yaşayan 5 kişiyi gürültü yapmamaları için uyarınca canından oldu. "Niye bağırıyorsunuz" diyen Dündargül'e saldıran zanlılar, talihsiz genci döverek öldürdü.

ALTIN KAPLAMA KURŞUN

Olaya karıştıkları öne sürülen Gökhan D,. Veysel T., Niyazi P., Kerim Y.Ç. ve Onur B., polisin düzenlediği operasyonla yakalandı. K.Maraş'ta evinin çatı katında uyuyan G.A. (16), kimliği belirsiz kişinin silahından çıkan kurşunla ağır yaralandı. Göğsünden vurulan Avcı, 6 saatte 3 ameliyat geçirdi. Kocaeli'nde lise öğrencisi C.B. (16), kalçasına isabet eden kurşunla yaralandı. Çıkarılan kurşunun altın kaplama ve özel yapım olduğu öğrenildi. Kocaeli'nde Ramazan Taşpınar ile Mehmet Yılmaz, Tokat'ta ise Hüseyin Polat (62) penaltı atışları sırasında kalp krizi geçirerek hayatlarını kaybetti. Doktorlar, maç öncesi "Kalbi olan izlemesin" uyarısında bulunmuştu. İstanbul Valisi Muammer Güler, sevinçlerini silahla havaya ateş açarak gösterdiği tespit edilen 54 kişi hakkında adli işlem başlatıldığını bildirdi.

sabah

Göztepe taraftarı polisle çatıştı: 4 polis yaralıDiğer
Fethiyespor-Göztepe maçını izlemek için Fethiye'ye gelen Göztepe taraftarları, polis ile çatıştı. Çıkan olaylarda 4 polis memuru ve 2 taraftar yaralandı.

30 Ağustos 2009 21:41
haber7

Bıçakla kovaladıkları taraftarı denize döktüler
15:50 - Fethiye'de bu akşam oynanacak olan Fethiyespor-Göztepespor maçını izlemek için ilçeye gelen Göztepespor taraftarları, kendilerini bıçakla kovalayan Fethiyespor taraftarlarından kurtulmak için denize atladı. Polise sığınan 4 genç, yanlarına yaklaşan ve çevrede esnaf olduklarını söyleyen iki kişinin önce sözlü sonra da bıçaklı tehdidi üzerine kaçmaya başladıklarını, kendilerini kovalayan kişilere yakalanacaklarını anlayınca da denize atladıklarını söyledi. 30.08.2009 MUĞLA
netgazete

Sen misin kırmızı kart gösteren!
19:45 - Mardin'de amatör ligde oynanan maçta kırmızı kart gösteren hakem Hamit Çiftsüren, futbolcuların saldırısı sonucu yaralandı. Futbolcular, gözaltına alındı. 31.10.2009 KIZILTEPE netgazete

Silahlı taraftar kavgası: 1'i polis, 4 yaralı

14 Şubat 2010 Manisa'nın Ahmetli ilçesinde maça giden taraftarların karıştığı silahlı kavgada 1'i polis memuru 4 kişi yaralandı.
Olay gece saat 02.00 sıralarında Ahmetli ilçesindeki bir büfede yaşandı.
netgazete

Derbiye yetişmek isterken şarampole uçtular: 3 ölü

16:50 - Balıkesir'de gençlerin bulunduğu bir otomobilin takla atarak şarampole yuvarlanması sonucu 3 kişi hayatını kaybederken, 3 kişi de yaralandı. Bandırma'da ikamet eden gençlerin, kız arkadaşlarıyla birlikte Balıkesirspor-Bandırmaspor maçını izlemeye geldikleri, maçtan sonra gezip eğlendikten sonra dönüş yolunda Galatasaray-Fenerbahçe maçına yetişmek isterken aşırı hız sonucu kaza yaptıkları öğrenildi. 29.03.2010 BALIKESİR netgazete

Rezalet! Maç bileti uğruna, izdihamda ayağını kırdı
16:10 - Fenerbahçe ile Trabzonspor'un 5 Mayıs'ta Şanlıurfa GAP Arena Stadı'nda oynayacağı Türkiye Kupası Finali maçının biletleri satışa sunuldu, izdiham kaçınılmaz oldu. Bilet satılan noktaya çok sayıda polis gönderildi. Polis barikatları arasında kalan bir kişi ayağını kırdı. Binlerce insan arasına sıkışan çocuklar ise ezilme tehlikesi geçirdi. Saatlerce güneşin altında bekleyen taraftarlar arasında bayılanlar oldu. Binlerce kişi zaman zaman "rezalet" diye sloganlar attı. 30.04.2010 ŞANLIURFA netgazete

16 Mayıs 2010
Kadıköy Savaş Alanı !!!
Saraçoğlunda yanlış bilgilendirme önce sevinç yaşattı ardından doğru haber gelince Kadıköy'de adeta savaş çıktı...

Kadıköy'de önce zafer çığlıkları, ardından da öfke. Yanlış bilgilendirme sonucu Fenerbahçe taraftarı Bursa'daki maçın berabere bittiğini zannetti. Kadıköy'de çalan son düdüğün ardından Fenerbahçe taraftarı zafer çığlıklarıyla sahaya koştu. Ancak bu sevinç uzun sürmedi. Bursaspor'un Beşiktaş'ı 2-1 yendiği bilgisi ulaşınca sevinç öfkeye dönüştü.

Bursaspor'un şampiyonluğunu ilan etmesinin ardından Kadıköy'de öfkeli kalabalık olay çıkardı. Stad dışında polis panzerle taraftarlara müdahale ediyor. Stad içinde ise sahaya madde yağarken, bir kısım da koltukları yakıyor.

Kadıköy'de İstifa Sesleri
Şampiyonluğu Bursaspor'a kaptıran Fenerbahçe'nin Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda 'yönetim istifa' tezahüratları yapmaya başladı.

Fenerbahçe Süper Lig'in son haftasında Trabzonspor ile 1 - 1 berabere kalıp, Bursaspor'un da Beşiktaş'ı 2 - 1 yenmesiyle şampiyonluğu kaybetti. Fenerbahçe'de taraftarlar Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda 'yönetim istifa' şeklinde tezahüratlar yapıyor.

Saraçoğlu'nda Yangın:
Bursaspor'un şampiyon olmasına sinirlenen Sarı-lacivertli taraftarlar, tribünlerdeki koltukları da kırarak sahaya fırlattı. Ayrıca bazı taraftarlar koltukları ateşe verdi. aktifhaber

Kadıköy'de gerilim!

Fenerbahçe şampiyonluğu kaçırınca sarı lacivertli tarafarlar adeta çılgına döndü. Çevik kuvvet tazzikli suyla müdahale etti.16/05/10 22:25

Şükrü Saracoğlu tribünlerinin koltuklarını kırarak sahaya atan taraftarlar daha stadın dışında da tepkilerine devam ettiler. Olayların dinmemesi üzerine sarı lacivertli taraftarlara çevik kuvvet müdahale etti.

Fenerbahçe'nin, Turkcell Süper Lig'de Trabzonspor karşısında aldığı 1-1'lik beraberlik sonrası şampiyonluğu kaçırması, sarı-lacivertli camiayı adeta şok etti. Şoku atlatmaya çalışan taraftarlar, taşkınlık yaparak, tepkilerini sürdürdü.

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'ndan bir süre ayrılmayan çok sayıda taraftar, tepkilerini tribünlere zarar vererek çıkardı.

Türk Telekom kale arkası bölümde çok sayıda koltuğu kırıp saha içine atan öfkeli taraftarlar, bu tribünde koltuk ve pankartları ateşe verdi. Bir bölümde tribün koltuklarını yakan taraftarlar, maç sırasında meşaleler nedeniyle yanan pankartları tutuşturup yangın çıkardı.

Türk Telekom tribününün çok sayıda bölümünde ateş yakıldığı görüldü.

YÖNETİME TEPKİ
Fenerbahçe'nin, Denizlispor maçının ardından, 2. kez şampiyonluğu son hafta maçında kaybetmesi, sarı-lacivertli taraftarları adeta çileden çıkardı.

Şampiyonluğun kaybedilmesinin anlaşılmasının ardından taraftarın bir bölümü ''Yönetim istifa'' diye tepkilerini gösterdi.

Öte yandan, başta takım kaptanı Alex de Souza'nın hamile eşi olmak üzere, stattaki pek çok taraftarın kaçan şampiyonluğun ardından gözyaşlarını tutamadığı görüldü.

KADIKÖY'DE TRİBÜNLER YANIYOR
Trabzonspor ile 1-1 berabere kalarak, şampiyonluğu kaybeden Fenerbahçe'de öfkeli taraftarlar, tribünleri ateşe verdi.

Maçın ardından ilk etapta Türk Telekom kale arkası tribününde irili ufaklı yakılan ateşlerin ardından bu kez, taraftarlar maraton üs tribününde de yangın çıkardı.

Özellikle maraton üst tribününün bir bölümündeki alevler büyük bir alana yayılınca stat görevlileri korkulu dakikalar yaşadı. Bu tribünde iki ayrı noktada büyüyen alevlere saha içine giren itfaiye ekipleri müdahale ederken, ekiplerin yangını söndürmekte zorlandığı görüldü.

STAT DIŞINDA OLAYLAR
Turkcell Süper Lig'de Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında oynanan ve sarı-lacivertli takımın şampiyonluğu kaybettiği maçın ardından stat dışında da olaylar çıktı.

Maçın bitimiyle birlikte bazı sarı-lacivertli taraftarlar stat dışında olay çıkarırken, güvenlik güçlerinin müdahalesine karşın yaşanan gerginlik daha da büyüdü.

Olaylara müdahale etmek isteyen güvenlik güçlerine taş ve benzeri yabancı maddelerle saldıran taraftarlara, polis ise tazyikli su sıkarak müdahalede etti.

Yaşanan olaylarda çok sayıda taraftarın da yaralandığı görülürken, ambulans istenmesine rağmen kavganın devam etmesi nedeniyle yarılılara müdahale edilemedi.

Bu arada, bazı taraftarların stat otoparkını da taşladıkları gözlenirken, güvenlik görevlilerinin yatıştırmaya çalıştığı olaylar devam ediyor.

KADIKÖY'DE BASINA TEPKİ
Fenerbahçe'nin Trabzonspor karşısında aldığı beraberlikle yitirdiği şampiyonluğun ardından taraftarların tepkileri sürerken, öfkeli taraftarlar gazetecilere de tepki gösterdi.

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki İslam Çupi Basın Tribünü'nde maçın ardından haber ve yazı yazan çok sayıda gazeteci, yakın tribünlerden büyük tepki gördü.

Özel güvenlik ekipleri basın tribününün etrafını sararak, öfkeli taraftarların olası müdahalesini önlemeye çalıştı.

Güvenlik elemanları öfkeli taraftarları sakinleştirmeye çalışırken, taraftarların hedefi olan gazetecilerin de salona geçmesini istedi. habertürk

Adanaspor'un stadında sağlam koltuk kalmadı

15:40 - Bank Asya 1. Lig'in açılış maçı olan Adanaspor-Mersin İdmanyurdu arasındaki karşılaşmada tribünlerde çıkan olayların ardından hasar tespiti yapıldı. Gençlik ve Spor İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi, olaylarda 500'den fazlası Mersin İdmanyurdu taraftarlarının bulunduğu bölümde olmak üzere yaklaşık 850 koltuğun kırıldığını söyledi. 21.08.2010 ADANA netgazete

Maçtan önce kan döküldü
05 Aralık 2010

Üç Bursaspor taraftarı bıçaklanırken, güvenlik güçleri iki takımdan bazı taraftarları gözaltına aldı.

Beşiktaş ile Bursaspor arasında yapılacak maça saatler kala stat dışında karşı karşıya gelen iki takım taraftarlarını polis biber gazı sıkarak ayırdı. Üç Bursaspor taraftarı bıçaklanırken, güvenlik güçleri iki takımdan bazı taraftarları gözaltına aldı. Akşam

Şampiyonluk kutlaması ölümle bitti
23 Mayıs 2011

İstanbul Fatih'te Fenerbahçe'nin şampiyonluk kutlamaları için balkona çıkan genç, tabancayla rastgele ateş açılması sonucu öldü.

Alınan bilgiye göre, Kumkapı Katip Kasım Mahallesi Beşikçi Sokak'ta, Şanlıurfa'dan ziyaret için akrabasının yanına birkaç gün önce ziyarete geldiği öğrenilen Habip Koyunbakan (18), dün saat 22.30'da Fenerbahçe'nin şampiyonluk kutlamalarını izlemek için balkona çıktı.

Kutlamalar sırasında tabancayla rastgele ateş edilmesi üzerine başından silahla yaralanan Koyunbakan, akrabaları tarafından Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı.

Habip Koyunbakan, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
haber10









Aziz Yıldırım, operasyonun yapılacağını önceden biliyor muydu?
SEVİLAY YÜKSELİR
06 Temmuz 2011

Ne olacak şimdi F.Bahçeli'nin durumu?
TFF Başkanı Aydınlar: Davanın sonucunu bekleyemeyiz!
Aziz Yıldırım, operasyonun yapılacağını önceden biliyor muydu?
Pazar sabahı futbolda yaşanan depremin yankıları kamuoyunu sallarken aradı avukat olan arkadaşım.
Önce, "Sana çok önemli bir bilgi vereceğim. Aziz Yıldırım bu operasyonun yapılacağını çok önceden biliyordu. Operasyon dursun diye de bayağı bir uğraştı ama başarılı olamadı! Durduramadı yani" dedi. Söylediklerinin bende yarattığı şaşkınlığı, "Nereden çıktı şimdi bu?" şeklinde sual yönelteceğimi bileceği için de lafı uzatmadan noktayı koydu:
"Biliyordu. Biliyordu ki, Aziz Yıldırım 15 Haziran akşamı saat 17.00 civarında yanında iki FB'li yöneticiyle İstanbul'daki Sultanahmet Adliyesi'ndeydi. Rastlantı işte. Benim de işim uzamıştı o gün. Yıldırım'ı o saatte yani adliyenin kapanış saatinde Başsavcılığın bulunduğu katta görünce şaşırmıştım. Çok tuhaf gelmişti bu ziyaret. O nedenle de sırf kendi merakımı gidermek için takibe almıştım. Sanki randevusuz bir görüşmeydi. Son dakika gelişen bir talepti! Dakikalarca beklediler kapıda. Görevli personel taleplerine ancak 15 dakika sonra olumlu cevap verdi. Bunun üzerine onlar da başsavcı vekillerinin bulunduğu bölüme doğru gittiler. Ve şike soruşturması için ilk düğmeye basan, ancak görev yeri değişince, operasyonu özel yetkili savcı Mehmet Berk'e devreden başsavcı vekili Zekeriya Öz'le görüştüler. 1 saat kadar kaldılar odada. Onlar içerideyken ben de oyalandım kendime bir bahane bulup. Ve saat tam 18'de çıktılar odadan. Sonra da arkalarına bile bakmadan koşarcasına merdivenlerden inerek ayrıldılar adliyeden!" '

Takla atmaya geldim!'

Avukat arkadaşımın söyledikleri oldukça ilginçti ancak teyidini almak lazımdı. Öyle ya! Ya Aziz Yıldırım ve yanındakiler başka bir dava için Sultanahmet Adliyesi'ne gitmişse... Hemen Sultanahmet Adliyesi'nde görevli bir haber kaynağımı aradım. Durumu anlattım. "Aziz Yıldırım'ın o gün 4. Sulh Ceza'da tanık olarak bir duruşmaya katıldığını biliyorduk ama Zekeriya Öz'le görüştüğünü bilmiyorduk! Bu çok enteresan gerçekten!" dedi.
Gerçekten de ilginç değil mi?
Yıldırım bir duruşmaya tanık sıfatıyla katılmak üzere Sultanahmet Adliyesi'ne gidiyor. Katılıyor. Duruşma bitiyor ve ancak adliye kapandıktan sonra Ergenekon Davası'nın bir numaralı savcısı olan ve bu operasyonun başlaması için düğmeye basan Başsavcı vekili Zekeriya Öz'le 1 saat görüşüyor.
Adliye çıkışında kendisini bekleyen ve "Niye geldiniz?" diye soran gazetecilere ise asabi bir tavırla ve oldukça manidar bir karşılık veriyor:
"Takla atmaya geldim!"
Ancak ortaya çıkan manzaradan anladığımız kadarıyla Aziz Yıldırım takla atma işinde pek başarılı olamamış.
Belli ki operasyon için düğmeye ilk basan Zekeriya Öz'den beklediği ilgiyi görememiş.
Ne diyelim...
Geçmiş olsun...
Allah bir an evvel üzerine atılan bu suçlamalardan onu kurtarmayı nasip etsin!
Sabah

Trabzonspor Başkanı Gözaltına Alındı
11 Temmuz 2011

Şike soruşturması kapsamında Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ve TFF eski üyesi Levent Kızıl gözaltına alındı...
Şener, sabah saatlerinde Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Organize İşler Şube Müdürlüğü'ne getirildi.

Garaj kapısından içeri alınan Şener, burada yaptığı kısa açıklamada, "Konuyla ilgili bir bilgim yok, emniyette bana söyleyecekler" dedi.

Öte yandan gözaltına alınan isimler arasında Futbol Federasyonu eski üyesi Levent Kızıl ile kaleci Serdar Kulbilge de var. aktifhaber




ÇARŞI ŞİKEYE DE KARŞI': "ARININ, TEMİZLENİN"
14.07.2011



Beşiktaş’ın önde gelen taraftar grubu "Çarşı", futbolda şike iddialarına yönelik soruşturma ile ilgili açıklamada bulundu.

Çarşı grubunun internet sitesinin açılış sayfasına konulan açıklamada, mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen Beşiktaşlıların kendileri için masum olduğu belirtilerek, "Onlara ön yargı ile bakmayacağız. Ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddetmeliyiz" denildi.

"Futbol endüstriyelleşmiş olabilir ama biz meta değiliz, taraftarız, seyirciyiz, renklerine sevdalandığımız tutkunlarız" ifadeleri kullanılan açıklamada, bugün Türk futbolunun büyük bir sınavdan geçtiği kaydedilerek, şu görüşlere yer verildi:

"Kaybettiğimiz, üzüntüden kahrolduğumuz maçların nasıl parayla satın alındığını, nasıl ’ille de başarı’ diyenlerin hayatımızın biricik sevdasını istismar ettiğini öğreniyoruz. Bugün maaşımızdan arttırdığımız bir biletin, umudumuzu bağladığımız bir kuponun, harçlığımızdan biriktirdiğimiz bir deplasman biletinin ardında aslında ne oyunlar oynandığını, ne hile ve düzenbazlıklar olduğunu öğreniyoruz. Bugün sevdalandığımız renklerin süregelen soruşturmanın sadece mağduru değil, zanlısı da olabileceğini öğreniveriyoruz."

-"(O) BEŞİKTAŞLILAR BİZDEN OLDUĞUNU KANITLAMAK ZORUNDA"-

Çarşı Grubu’nun açıklamasında olayda ismi geçen Beşiktaşlılara da değinilerek, şu ifadeler kullanıldı: "Mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen bütün Beşiktaşlılar bizim için masumdur, onlara ön yargı ile bakmayacağız. Ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddetmeliyiz. Acı ve sancılı da olsa doğrusu budur. Artık ’o’ Beşiktaşlılar bize bizden olduğunu kanıtlamak zorundadır. Zira bizim yıllardır (perde arkasını bilmeden) yaşadığımız düş kırıklığını Kayseri’de yaşayan ’Boz Baykuşlar’ ile empati kurmadan gerçeğin peşinde koşamayız. Şimdi iki takım var. Biri namuslu ve dürüst olanların takımıdır. Diğerinde ise şikeci, düzenbaz ve hile ile çıkar peşinde koşanlar var. Biz Beşiktaşlılar ilkini temsil ediyoruz. Etmeliyiz. Onun içindir ki, masum olduğuna inandığımız, sonuna kadar inanacağımız ’zanlı’ Beşiktaşlılarla aramıza mesafe koymalıyız. Masumiyetlerini kanıtlayıncaya kadar ne ’büyük’ diye bağırırız ne de ’yanındayız’ diye destek veririz. Artık aidiyet değil hukuk devreye girmiştir. Adaleti simgeleyen o gözü bağlı kadın kadar tarafsız ve objektif düşünürüz. Zira biliriz ki eğer ki ortada Beşiktaşımızı zan altında bırakacak bir iddia varsa. Biz utanacağız. Eğer ki puan ya da kupa için anlaşılmışsa o kupaya saygı duymayacağız. Eğer ki bir kişi bile vaatle Beşiktaş’a karşı yeterince koşmamışsa biz sevinemeyeceğiz. Kimse ’Beşiktaş’ dediğimiz için her şeyi mubah göreceğimizi beklemesin. Biz sevdiğimiz renklerin sevdalısıyız, belalısı olmayacağız."

-"ARININ, TEMİZLENİN..."-

Açıklama, şu ifadelerle sona erdi:

"Diyoruz ki, arının... Temizlenin... Masumiyetinizi sadece yargıya değil bizlere de kanıtlayın. Sizi kucaklayalım. Coşkuyla gücünüze güç katalım. Ama siz de arınıncaya, temizleninceye ve masumiyetinizi kanıtlayıncaya kadar Beşiktaş’la aranıza mesafe koyun. Beşiktaş’a yapılacak en büyük iyilik budur. Diyoruz ki, tarihi bir fırsat elimizdedir. Adını dürüstlüğü ile bizleri ’şerefli ikinciliklerle’ onurlandıran efsanevi başkanımızın diliyle adlandıralım. ’Fitbol’da temizlik hareketini biz Beşiktaşlılar başlatalım. Formalarımıza, atkılarımıza bir siyah kurdele bağlayalım. Bilelim ki o kurdele sahibi olan bizler ’Fitbolda Temizlik Hareketi’nin erleriyiz. Manifestomuzu birlikte yazalım. Ey diğer renklere gönül verenler... Bu yazıdaki bütün Beşiktaş sözcüklerinin yerine kendi takımınızı, siyah beyaz yerine kendi renklerinizi yazın. Var mısınız?"
haber1001

'Her şey üçkâğıt ise taraftar olmanın manası ne?'
12 TEMMUZ 2011
Altuğ Akın
BBC Türkçe


"Futbol asla sadece futbol değildir" kitabının yazarı Simon Kuper

Türkiye'de yaşanmakta olan şike skandalı ve operasyonu her geçen gün yeni boyutlar kazandıkça, olayın yalnızca şikeyle sınırlı kalmadığı, çok daha kapsamlı bir problemin yansıması olduğu fikri yaygınlık kazanıyor.
Şike skandalının uluslararası boyutlarını anlayabilmek için, Türkiye'de "Futbol asla sadece futbol değildir" kitabıyla tanınan, Financial Times yazarı Simon Kuper'la konuştuk.
İlgili Haberler
'Futboldaki ağalar oligarşisi sarsılıyor ama yıkılmış değil'
'Disiplin soruşturmasıyla ilgili karar, iddianameden sonra verilecek'

BBC Türkçe: Türkiye'deki şike skandalını küresel boyutta yaşanan şikeler çerçevesinde düşündüğümüzde nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
Simon Kuper: Türkiye'deki şikenin klüp yöneticileri tarafından maçları kazanmak amacıyla örgütlendiği anlaşılıyor.

Şu an küresel olarak yaşanmakta olan esas şike eğilimi ise bahisle ilgili.
Bahis dünyasına özellikle Çin, Tayland gibi Asya ülkelerinde büyük para akıyor.

"Türkiye özelinde yaşanan tutuklamalar, federasyon içindeki iktidar değişimiyle de ilgili olabilir."

Simon Kuper

Bu merkezden herhangi bir ülkede oynanan maçlarda, Belçika'da ya da Türkiye'de, şike yapılarak bahisten para kazanılması söz konusu oluyor.
Türkiye'de yaşanmakta olan, kulüplerin maçları ayarladığı diğer şike eğilimi ise daha eski bir olgu.

Ben son dönemlerde yetkili kurumların, kumar ve bahis kaynaklı şikelerin yaygınlaşması yapılması sebebiyle, genel olarak şike konusunun üzerine gittiklerini düşünüyorum.

Türkiye özelinde yaşanan tutuklamalar, federasyon içindeki iktidar değişimiyle de ilgili olabilir.

Yunanistan örneği

BBC Türkçe:Türkiye'de yaşanmakta olan şike skandalı ve tutuklamalar size en çok hangi ülkedeki durumu hatırlattı?

Simon Kuper: Aklıma ilk gelen örnek Yunanistan.
Orada da kulüplerin yönetiminde olan güçlü iş adamları şike işlerine karıştılar ve polis kovuşturmasını uğradılar.
Bu durumun Yunanistan'da, Türkiye'de olduğu gibi uzun zamandır sürmekte olduğunu düşünüyorum.
Yeni olan şike yapılması değil, şike yapanların üzerine gidilmesi ve yakalanmaları.
Ve asıl soru da bu insanları neden şimdi yakalandıkları.

BBC Türkçe: Bu zor soruya sizin cevabınız ne?

Simon Kuper: Dediğim gibi, kumar ve bahisten kaynaklanan şike olaylarının küresel boyutta artması, polisin ve yetkili kurumların bu konuda daha hassas olmalarını doğurdu.
"FIFA ve UEFA, bu kadar büyük bir sorun karşısında çok az şey yapıyor"
Simon Kuper
Şike süreci başladığı zaman olaylara karışan türlü türlü insanla karşılaşıyorsunuz.
Mafya tipi örgütler de takımlarının kazanmasını isteyen kulüp başkanları da bu işin içinde yer alabiliyor.
Türkiye'deki operasyon, ülkenin zenginleşmesi ve kapitalist demokrasinin yerleşmesinin bir sonucu olarak, yolsuzlukların daha az yaşandığı bir ülke haline gelmesiyle de alakalı olabilir.

Sponsorlar, taraftarlar

BBC Türkçe: Türkiye'deki şike operasyonlarına nasıl reaksiyon göstermek gerektiği konusunda bir karmaşa yaşanıyor.
Mesela futbola mali kaynak sağlayan sponsorlar bu duruma nasıl yaklaşmalı? Benzer operasyonların yaşandığı diğer ülkelerde nasıl tepkiler gözlemlenmişti?

Simon Kuper: Kısa bir süre önce Juventus kulübünü ziyaret etmiştim.
5 yıl önce yaşanan şike olayı sonucunda küme düşürülmesi sonrasında kulübün halen toparlanmış, kendine gelmiş olduğunu söylemek mümkün değil.
Bu tip olaylar kulüplere çok büyük zararlar veriyor.
Ben bu konuda Nick Hornby'e katılıyorum. Bence de şike futbola en büyük zararı veren olgu.
Taraftar şiddetinden de, futbolcuların yanlış tavırlar sergilemesinden de daha zararlı bir şey.
Çünkü taraftar olarak izlediğiniz maçın gerçek olmadığını, sahte olduğunu düşünürseniz oyuna olan bütün ilginizi yitirirsiniz. Bu insanların futboldan uzaklaşmasını doğurur.
"Bence bir taraftarın "benim takımım şikeyle maç kazanacağı yerde, kaybetsin daha iyi" diyebilmesi lazım."

Simon Kuper

İşte bu yüzden sponsorlar olarak bu konuyu çok ciddiye almanız lazım. Şikenin üzerine öncelikli olarak sponsorların gitmesi lazım.
Eğer "ben Fenerbahçe'nin sponsoruyum ve şampiyon olsun da nasıl olursa olsun" diye düşünürlerse olmaz.
"Öncelik temiz futbol olmalı"
Sponsorların öncelikli derdi futbolun temiz bir alan olarak kalması olmalıdır. Çünkü eğer futbol temiz olmazsa, mevcudiyetini varlığını koruyamaz.
Bunun yaşandığı iki örnek var aslında: Singapur ve Malezya.

Bu ülkede yaşayan insanları futbolu çok sevmelerine rağmen ulusal lig maçlarını izlemiyorlar, çünkü tüm maçlarda şike yapılıyor.
Çin futbolunun gelişememesinin en temel sebebi çok güçlü bir şike sisteminin varlığı olmuştur.
Çinliler de yalnızca dünya liglerinden maçlar izlerler.
Türkiye'de de benzer bir şey yaşanması riski gerçekten var.

BBC Türkçe: Taraftar açısından, yaşananlara karşı nasıl pozisyon almak gerektiği konusu daha da karışık.
Mesela Fenerbahçe taraftarlının bir kısmı yürüyüşler yaparak iddiaları kabul etmediklerini gösteriyorlar. Bazı Fenerbahçe taraftarları ise bu sene maçlara gitmeyerek, hem yöneticilerini hem de şikeyi doğuran tüm sistemi boykot edeceklerini söylüyorlar.
"Fenerbahçe taraftarının kendine şu soruyu sorması lazım: Eğer her şey üçkâğıt ise benim Fenerbahçe taraftarı olmamın ne manası var?"

Simon Kuper
Ne dersiniz, taraftarların nasıl bir tavır almaları doğru olacaktır?
Simon Kuper:Juventus küme düşürüldüğü zaman birçok Juventus taraftarı "herkes şike yapıyor ama yalnızca bir cezalandırılıyoruz" diye öfkelenmişlerdi.
Şimdi bazı Fenerbahçelilerin de benzer bir tavırda olduğunu tahmin ediyorum. Bence doğru yaklaşım bu değil.
Bence bir taraftarın "benim takımım şikeyle maç kazanacağı yerde, kaybetsin daha iyi" diyebilmesi lazım.
Sadece bu senenin şampiyonluğuna ya da küme düşme meselesine takılmadan şu soruyu sormak lazım: Eğer her şey üçkâğıt ise benim Fenerbahçe taraftarı olmamın ne manası var?
Bence taraftarların, futbolun temizlenmesine destek olması gerek, çünkü şike dolu bir futbol saçmalıktır, anlamsızdır.
Hatta şike dışında hiçbir şey futbolu anlamsız hale getiremez, ama şike bunu yapabilir.

Bu yüzden taraftara düşen görev, kendi takımının bu işlere karışmaması konusunda net bir duruş sergilemektir.

FIFA-UEFA

BBC Türkçe: Uluslararası futbol alanının en üstünde bulunan FIFA ve UEFA gibi kurumların futbolda yolsuzluğa karşı sıfır tahammül ilkeleri olsa da bu kurumlar sıklıkla farklı yolsuzluk tartışmalarının ortasında kalıyorlar.
Bu durumda bu kurumların ülkelerde yaşanan şike olaylarını sorgulayabilecek irade ve meşruiyetleri var mı?
Simon Kuper:Söylediğiniz gibi, FIFA gibi yolsuzlukların yaşandığı bir kurumun, yolsuzlukları önleme yönünde atacağı adımların inandırıcı olacağını düşünmüyorum.
UEFA böyle değil, ama her iki kurumun da yolsuzlukları önlemek için faydalanabileceği kaynakları çok sınırlı.
UEFA'nın bu konularla ilgilenen yalnızca birkaç çalışanı var. Ve bu tabii ki yetersiz.
Çünkü şike olaylarının Avrupa'nın tüm liglerinde yaşandığını düşünüyorum. Yani Türkiye istisna değil, genel durumu yansıtan bir örnek.
Avrupa liglerindeki maçlar da şikeler mafya çeteleri tarafından yapılıyor ve bu kişiler karşı çıktığınız durumda işi cinayete kadar götürebiliyorlar.
Bu yüzden ciddi bir polis desteğine ihtiyaç var.
"Türkiye'deki operasyon, ülkenin zenginleşmesi ve kapitalist demokrasinin yerleşmesinin bir sonucu olarak, yolsuzlukların daha az yaşandığı bir ülke haline gelmesiyle de alakalı olabilir."

Simon Kuper
UEFA bu konuda Interpol'le çalışıyor ama Interpol kovuşturma yapmayan, küçük bir organizasyon.
Özetle FIFA ve UEFA, bu kadar büyük bir sorun karşısında çok az şey yapıyor. Şimdilerde sorunun boyutunu anladıklarını sanıyorum, ama henüz harekete geçmiş değiller.
Bir diğer zorluk da şikelerin küresel boyutta yapılması sebebiyle takibinin güç olması.
Mesela Rus mafyası, Macaristan liginde bir maçın sonucunu etkileyebiliyor, ya da Çin mafyası Finlandiya ligine müdahale edebiliyor.
Bu durumda Finlandiya polisi, Çin'de yaşayan bir şikeciyi yakalamaya çalışıyor.
UEFA ve FIFA bu sorunla mücadele edebilecek donanıma sahip değiller, polis bir şeyler yapmaya çalışıyor ama işi zor.
Aslında onlardan çok fazla beklentimiz de olmamalı. Avrupa liglerinin sadece dört ya da beşinde şikeleri önlemek amacıyla çalışan kişiler var.
Yani çok çok büyük bir sorunla mücadele eden küçücük bir güçten bahsediyoruz.
BBC







Mesut: Dinimi savundum

Karşılaşmanın son bölümünde çıkan kavgada David Villa'yla beraber kırmızı kart gören Türk kökenli Alman futbolcu Mesut Özil, David Villa'yla kendisini içinde bulduğu kavganın nedeni olarak İspanyol oyuncunun İslam'a küfretmesini gösterdi
19 Austos 2011
Anadolu Haber
Mesut Özil'in dünkü maçtan sonra röportaj alanında bir gazeteciye "David Villa'ya bunu yaptım çünkü kendisi İslam'a küfretti. Ben de dinimi savunmak için böyle bir tepki gösterdim" dediği iddia edildi.

Kadıköy'de olaylı protesto!
28.08.2011
Fenerbahçe'nin, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılmaktan bu sezon men edilmesi nedeniyle, sarı-lacivertli taraftarlar protesto yürüyüşü düzenledi.

Kadıköy'de iskele önünde toplanan yaklaşık 250 taraftar, çeşitli tezahüratlarla TFF'yi protesto etti. Bu sırada görüntü alan basın mensuplarına tepki gösteren taraftarlar, bazı basın mensuplarını tartakladı. Sivil polisler, olaya hemen müdahale ederek, taraftarları sakinleştirdi. Daha sonra taraftarlar, iskeleden Altıyol'a yolu trafiğe kapatıp yürüyüşe geçerken, Altıyol'dan da bir grup taraftar iskeleye doğru geldi. Ortada buluşan taraftarlar, bir süre tezahüratlar yaptıktan sonra Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'na doğru yürüdüler. Taraftarların sayısı gittikçe artarken, yaklaşık 1500 kişiye ulaştı. Stadın önünde çevik kuvvet ekipleri iki kez taraftarların önünü kesip durdururken, daha sonra yürümelerine izin verildi.
Taraftarlar, çevik kuvvet ekipleri eşliğinde Bağdat Caddesi'ne doğru yürümeye devam etti. Bağdat Caddesi'nde yolun bir şeridini trafiğe kapatan taraftarlar, Şaşkınbakkal'a kadar TFF, UEFA, Trabzonspor ve Galatasaray aleyhine tezahüratlar yaptı.

Bu arada, Bağdat Caddesi'nde taraftarlara eşlik eden çevik kuvvet ekipleri daha sonra ayrıldı. Taraftarlar, Şaşkınbakkal'da toplanıp, meşaleler yaktı ve bir süre daha tezahüratlarda bulundu.
Sabah

Sen ağlama dayanamam ve kahrolsun futbol!
Mustafa Mutlu
Vatan
27 Eylül 2011



Bir zamanlar çok sevdiğim ama artık sesini her duyduğumda dayanamayıp radyoyu değiştirdiğim o kadın şarkıcının en meşhur şarkılarından birinin nakaratıdır bu:

“Sen ağlama dayanamam, ağlama gözbebeğim sana kıyamam... Al yüreğim senin olsun... Yüreğin bende kalırsa yaşayamam...”

Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın eliyle gözyaşlarını sildiği fotoğrafı görünce aklıma geldi bu sözler...

Nasıl da hüzünlüydü bakışları!

Hani o an, yanında olsam; dayanamayıp mendil bile uzatırdım, “Yıpratma kendini... Senin bir suçun yok ki” diye teselli etmeye çalışırdım.

***

Çünkü, bilirdim ki bir zamanlar tüm ordulara komuta etmiş, bir açıklamasıyla ülkede fırtınalar estirmiş bu koca adam, boş yere ağlamamıştır...

Ağladıysa; mutlaka canı yanmıştır...

Hele hele bu fotoğrafın çekildiği gün kalleş teröristler Siirt‘in Pervari ilçesindeki Belenoluk Jandarma Karakolu‘na baskın yapmış, altı askerimizi şehit etmiş, ondan fazlasını yaralamışsa...

“Elbette buna ağlıyordur” diye düşünürdüm...

Ya da birkaç gün önce; aynı “çukur”lar, bir arabanın içindeki dört masum kızımızı havaya uçurmuşlarsa, “Bunun için akıyor olmalı gözyaşları” derdim...

***

Ama... Değil!

Ne yazık ki hiçbiri için akmamış o gözyaşları...

Zaten onun bu gibi konularda ne kadar “ketum” olduğunu, duygularını nasıl kontrol ettiğini bilirsiniz hepiniz...

Görevde olduğu dönemde basılan bir karakolda on altı asker şehit edildiği zaman bile, katıldığı bir düğünde Fenerbahçe marşıyla “coştuğunu” anımsarsınız herhalde...

***

İyi de o zaman ne? Torunları yaşındaki çocuklar bu vatan uğruna bir bir şehit olurken, bir zamanlar vatan savunmasını sağlamakla görevli bir komutan, niçin böyle bir fotoğraf çektirir ki, kameralara baka baka?

Yakınlarından biri mi ölmüş?

Hayır...

Polis, gözüne biber gazı mı sıkmış?

Hayır...

Mutfakta soğan mı doğramış?

Hayır...

O malum Dolmabahçe görüşmelerinin sırrı mı çözülmüş?

Hayır...

Sıkı durun:

Üyesi olduğu Fenerbahçe‘nin önceki günkü Genel Kurulu’nda çekilmiş bu fotoğraf!

Başkanvekili Nihat Özdemir, kürsüde Fenerbahçe‘nin adının karıştığı şike ve teşvik iddialarına yanıt verirken çok duygulanmış...

İşte bunun için akmaya başlamış gözyaşları...

Çok üzülmüş... Elinden bir şey gelmediği için, sinirlerine hâkim olamamış!

***

Lütfen unutmayın:

Bu fotoğrafın çekilmesinden sadece birkaç saat önce altı aslanımız can verdi bu toprakları savunmak için...

Ve yine bu toprakları savunması için Türk Silahlı Kuvvetleri‘nin en şerefli koltuğuna oturan, devletin bütün olanaklarını yıllarca kullanan, 600 bin subayın ve erin “manevi babalığı”nı üstlenen bir “komutan”, ölen çocuklar için değil, şike iddiaları için ağladı!

***

Bu yazıyı kesip yapıştırın herkesin okuyabileceği bir yere:

Madem ki; futbol denilen bu illet, bıyıkları yeni terleyen altı delikanlının ve dünyalar güzeli dört kızımızın hayatından çok daha önemli bulunuyor, bu ülkenin ordularını yönetmiş bir komutan tarafından...

O zaman tek sözüm var:

Kahrolsun futbol!

O meşin yuvarlağı bundan sonra ciddiye alan, Büyükanıt gibi olsun!
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> CEMİYET YANGIN YERİ Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com