EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

ABD ÇÖKÜYOR

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İKTİSADÎ HABERLER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Pts May 26, 2008 10:22 pm    Mesaj konusu: ABD ÇÖKÜYOR Alıntıyla Cevap Gönder

Venezuela petrol satışında dolardan vazgeçiyor
17.09.2017



Venezuela Petrol Bakanlığı, petrol fiyatlarını dolar yerine yuan cinsinden açıkladı.

Sol Haber Portalı’nın haberine göre, Venezuela Petrol Bakanlığı açıklamasında fiyatların yuan cinsinden gösterilmesine ilişkin olarak, “Bu format 7 Eylül’de Başkan Nicolas Maduro’nun yaptığı açıklamanın sonucudur, Venezuela ülkeyi doların tiranlığından kurtarmak için yeni stratejiler uygulamaya koyacaktır” diye konuştu.

ABD yaptırımları altındaki Venezuela, dolar dışındaki para birimlerini kullanmaya başlayacağını duyurmuştu.

Venezuela petrol dolar ABD Nicolas Maduro
Birgün

İran ve Rusya dolarsız ticaret için ortak banka kuruyor
17 Eyl, 2016



İki ülke arasında dolarsız ticaret yapılması amacıyla ortak banka kurulacağı öne sürüldü.
İran resmi haber ajansı Fars’ın haberine göre, İran Rusya Dostluk Camiası Başkanı Behram Emir Mehdian, iki ülke, dolarsız ticaret yapmak amacıyla ortak banka kurmak istediklerini açıkladı.
Mehdian, bu banka iki ülke arasındaki ticareti milli para birimleri üzerinden yürütmeye çalışacağını ve böylece ikili ticarette dolar ortadan kaldırılacağını kaydetti.
Rusya’nın İran’daki ticaret temsilcisi Andre Loganski de yaptırımlardan sonra bir çok İranlı firma normal ticarete geri döndüklerini ve şimdi ticari faaliyetlerini doğrudan yürüttüklerini vurguladı.
ulusalkanal.com.tr

Doların değerini artık ABD değil Çin belirliyor!

Ekonomist Ramazan Taş'tan yeni küresel sistem üzerine çok çarpıcı tespitler
11 Ekim 2011



Turgut Özal Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Bölüm Başkanı Prof Dr. Ramazan Taş, Çin ile Amerika arasında son zamanlarda ayyuka çıkan sesli kavganın, küresel güç kaymasının çıkardığı sürtünmenin sesi olduğunu belirtti.

İKİLİ TİCARETLERDE YERLİ PARA KULLANIMI

Ekonomist Taş, dünya ekonomisinde büyük bir değişim yaşandığına dikkati çekerek, ''Türkiye, Çin, Rusya gibi ülkelerin ikili ticarette dolar yerine yerli para kullanmaya başlamaları ve merkez bankalarının döviz rezervleri içindeki dolar payını azaltmaları doların rezerv para olmaktan yavaş yavaş çıkmasına, bu da Amerika'nın sırf dolar basarak havadan kazandığı senyoraj gelirinin tükenmesine yol açıyor'' değerlendirmesinde bulundu.

DOLARIN DEĞERİ FED'DEN ÇOK ÇİN'İN ELİNDE!

"Doların değerini, artık FED'den daha çok Çin'in elinde tuttuğu 3 trilyon dolarlık rezervi nasıl kullanacağı belirliyor'' diyen Ramazan Taş, düne kadar sadece reel ekonominin, üretimin ve ihracatın merkezi olan Çin artık finansal ekonominin de merkezi haline geldiğini söyledi. Taş, Çin'in elindeki 3 Trilyon doları ve cari fazlalarını artık ABD tahvillerine yatırmak yerine Asya, Afrika, Avrupa ve Latin Amerika'da değeri pul olmuş şirketleri satın aldığını belirterek, kamu diplomasisi ve ekonomik diplomasiyi de küresel marka olmak için kullandığını kaydetti.

KRİZİN MALİYETİ TÜM DÜNYAYA ÖDETTİRİLİYOR

Ramazan Taş, gelişmiş ülkelerin kendi başlarına çıkardıkları krizi fırsata dönüştürmek yerine krizi bütün dünyaya bulaştırarak krizin maliyetini bütün dünyaya ödettirme kurnazlığına ve erdemsizliğine gittiğini vurgulayarak, krizin derinleştikçe eski dünya düzeninin ayakta kalan son duvarlarının da birer birer yıkıldığını savundu.

"DOLAR TALEBİ BIÇAK GİBİ KESİLECEK"

Taş, ABD ve Avrupa menşeli uluslar ötesi bankaların her an batma tehlikesi içerisinde olması, ani mevduat çıkışı korkusuyla serbest rezerv olarak bankaların dolar talebini arttırdığı için doların değer kazandığını, ancak bundan sonra yatırımcıların dolarla yatırım yapmaya cesaret edemeyeceği için kısa süre içinde dolar talebinin bıçak gibi kesileceğini ve doların dünyanın rezerv parası olma özelliğini kaybedeceğini savundu.

"GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER, GELİŞMİŞLERİ GEÇECEK"

Doğu ile Batı arasındaki ezeli rekabetin bugün ulaştığı kırılma noktasında bir kere daha ekonomik ve siyasi gücün İslam, Çin ve Hint medeniyetlerine geçtiğini iddia eden, Ramazan Taş, şunları kaydetti. ''Çin ile Amerika arasında son zamanlarda ayyuka çıkan sesli kavga, küresel ve kıtasal güç kaymasının çıkardığı sürtünmenin sesidir. Dünya ekonomisinin geleceği gelişmekte olan ülkelerin elinde olacak. OECD üyesi olmayan 129 gelişmekte olan ülke 2000 yılında dünya hasılasının sadece yüzde 40'ını üretirken, 2010 yılında yüzde 49'unu üretmeye başlamış ve gelişmiş ülkelerle üretim gücünü eşitlemiştir. Ancak yapılan tahminlere göre 2030 yılına gelindiğinde dünya hasılasının yüzde 57'sini üretmeye başlayacaklar ve böylece üretim gücünde gelişmiş ülkeleri geçeceklerdir. 2000 Yılında gelişmiş 29 OECD ülkesi, satınalma gücü paritesine göre, dünya hasılasının yüzde 60'nı üretirken 2010 yılında yüzde 51'ini 2030 yılında ise sadece yüzde 43'ünü üretebilecektir. 2010 yılı itibarıyla gelişmiş ülkelerin dünya hasılasındaki yüzde 51'lik payı ile gelişmekte olan ülkelerin dünya hasılasındaki yüzde 49'luk payına neredeyse eşitlenmiş, gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkeleri bir bütün olarak yakalamayı başarmıştır.'' Taş yaptığı açıklamada, ''OECD tarafından yapılan tahminlere göre 2030 yılına gelindiğinde gelişmekte olan ülkelerin üretim gücü gelişmiş ülkelerin üretim gücünü aşacaktır.'' dedi.

"YENİ BİR EKONOMİK COĞRAFYA ŞEKİLLENECEK"

Taş, ''21. Yüzyıl boyunca mevcut ekonomik coğrafya değişerek yeni bir ekonomik coğrafya şekillenecektir. Ağırlık merkezi Türkiye, Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya olmak üzere gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere, batıdan doğuya doğru kalıcı bir zenginlik, servet, güç kayması olacaktır'' şeklinde konuştu.
Kaynak: habertürk

202 trilyon dolar borç..
27 Ağustos 2010
ABD'nin bu yılki bükçe açığı 1.3 trilyon dolar olacak. Geçtiğimiz yıl 1.41 trilyon dolardı. Resmi rakamlara göre borcu 13.3 trilyon dolar. Boston Üniversitesi'nden ekonomi profesörü Laurence Kotlikof inanılmaz vahim bir tablo koyuyor ortaya. "Resmi borç miktarını boş verin, gerçek borç 202 trilyon dolardır" diyor. Sağlık, sosyal güvenlik, savunma gibi alanlardaki borç miktarlarını, bütçe dışı alanları da hesaba katarak gerçek borcun söylenenin 15 katı olduğunu iddia ediyor. ABD'nin bu kadar borcu ödemesi için hiç olmadığı kadar para basmak zorunda kalacağını ve arkasından 1. Dünya Savaşı sonrası Waimar Almanyası gibi olağanüstü enflasyonla yüzleşeceğini söylüyor...
İbrahim Karagül/Yeni Şafak

Kardinalin kriz yorumu: "Allahın bir cezası"
2008-10-13

Avusturya Kilisesi Viyana Kardinali Christoph Schohborn, küresel krizin "Allahın bir cezası" olarak değerlendirdi ve "Ancak bu krizler üstümüze düşeni yapmamamızdan da kaynaklanıyor. Bizler ölçüsüz parayla kazançla ilgili spekülasyonların yapıldığını biliyoruz. Dolayısıyla burada bireysel sorumluluklar da ön planda duruyor" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu ise küresel krizi, insanoğlunun artan hırs ve ihtiraslarına bağladı.
Avusturya Kilisesi Viyana Kardinali Christoph Schohborn, küresel krizin "Allahın bir cezası" olarak değerlendirdi ve "Bu şekilde söylenebilir. Ancak bu krizler üstümüze düşeni yapmamamızdan da kaynaklanıyor. Bizler ölçüsüz parayla kazançla ilgili spekülasyonların yapıldığını biliyoruz. Dolayısıyla burada bireysel sorumluluklar da ön planda duruyor" dedi. Bardakoğlu ise küresel krizi, insanoğlunun artan hırs ve ihtiraslarına bağladı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Avusturya Kilisesi Viyana Kardinali Christoph Schohborn’u kabul etti. Kabul sonrasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Bardakoğlu, ekonomik krizin çözümünün, yine ekonomik alanda olacağını söyledi. Kendilerinin tüm sorunların ahlak ile çözüleceği iddiasında olmadığını bildiren Bardakoğlu, şunları söyledi:
"Bir din adamı olarak şunları söyleyebilirim; Allah dünyayı üzerinde yürümemiz olmamız için yarattı. Ancak insanoğlu maddeyi tek yaratılış olarak görmeye başladı. Ancak bu şekilde devam ederse bu dünyanın altında kalır. Bunu ilahi bir ceza olarak görmek yerine insanoğlunun artan hırs ve ihtirası ile maddeyi ön plana çıkarması yani kendi eliyle kendini cezalandırması olarak görülebilir. Hırs ve ihtirası bir kenara bırakmalılar. Ne pahasına olursa olsun benim olsun demek yerine maneviyata ve ahlaki değerlere biraz daha önem versinler. Biz ekonomik krizin analizini yapacak ve çıkış yollarını gösterecek değiliz. Ancak biz bu dini, ahlaki ve manevi uyarıyı yapmak zorundayız."

-ASIL SORUN İNSANLARIN DEĞERLERİNİ KAYBETMESİ-

Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu,Avusturya Kilisesi Viyana Kardinali Christoph Schohborn’ün ziyaretinin ilişkiler açısından önemli olduğunu söyledi. Bardakoğlu, Avusturya’da gerçekleştirdiği olumlu adımlar, Türkiye ile diyaloğu, insan hakları, daha ahlaklı, dindar insanların yetiştirilmesindeki çabalarından ötürü Kardinale teşekkür ederek şöyle devam etti:
"Avusturya İslam’ın temsili konusunda önemli adımlar atmıştır. Bu umarız diğer ülkelere de örnek olur. Ancak kardinal bu sorunların çözümünde önemli bir isim. Bizler dinler ve kültürler arası diyalog diyince dinlerin yarıştırılmasını ve bunlar üzerinden kavga üretilmesini değil; farklı dinler arasında ortak sorunların çözülerek işbirliği yapılmasını kastediyoruz. Dünyada çözmemiz gereken bir dizi sorunla karşı karşıyayız. Sadece ekonomik kriz, dünyanın kirlenmesi değil; asıl sorun belki de Allah’ın yarattığı insan kaynağının kuruması ve değerlerini kaybetmesidir. İnsanın arı, duru hale gelmesi her türlü hırstan uzak kalması önemli bir adım olacaktır. Dini kurumların bir araya gelmesini, sorunları tartışmasını insanlığın sağduyusunu geliştirmesi açısından önemli görüyoruz. Kardinal ve heyeti sadece Türk toplumunun değil; insanların bu ortak sorunlarına son derece duyarlı olan saygın bir din adamıdır."

-BİREYSEL SORUMLULUKLAR ÖN PLANDA-

Viyana Kardinali Christoph Schohborn da gazetecilerin sorularını yanıtlayarak küresel krize ilişkin bir değerlendirmede bulundu.Schohborn "Küresel krizi Allah’ın bir cezası olarak da görmek mümkün.Bu şekilde söylenebilir. Ancak bu krizlerde üstümüze düşeni yapmamamızdan da kaynaklanıyor. Bizler ölçüsüz parayla kazançla ilgili spekülasyonların yapıldığını biliyoruz. Dolayısıyla burada bireysel sorumluluklar da ön planda duruyor" dedi.
haberx

Amerika’nın istihbarat faaliyetleri için yaptığı bir yıllık harcama,
dünya üzerindeki 113 ülkenin bütçesinden daha fazla…


ABD’de uzun dönemdir gizli tutulan, hükümetin, askeri istihbarat
faaliyetleri hariç yapılan harcamalarının 1 yıllık maliyeti toplam 75 milyar
dolar olarak açıklandı. Ulusal İstihbarat Başkanı Dennis Blair, istihbarat
harcama miktarını, 200 bin personelli istihbarat topluluğunun 4 yıllık
strateji planı çerçevesinde açıkladı.

Strateji planının artık gizliliği kaldırılan bölümüne göre de Amerikan
istihbarat kuruluşları ”İran’ın nükleer programını, Kuzey Kore’nin
değişiklik gösteren tutumlarını ve militan grupların kışkırttığı isyanları”
tehdit olarak görüyorlar.

El Kaide örgütüne karşı öncesine göre daha güçlendikleri değerlendirmesini
yapan Blair, mücadele alanları arasında Çin’in askeri modernizasyonu,
diplomasinin doğal kaynaklarla yönlendirilmesi ve Rusya gücünün artırma
çabalarını saydı. Blair, ”İlk kez içinde bulunduğumuz dünyayı iyi
anladığımızı düşünüyorum” dedi.

Yetkililer, Blair’in açıkladığı istihbarat harcamalarına ilişkin rakamın, 16
istihbarat kurumuyla Pentagon’un askeri istihbarat faaliyetleri
harcamalarını kapsadığını bildirdi.

ABD son yıllarda kimi gizli istihbarat harcamalarının açıklanması konusunda
adımlar attı ve 16 istihbarat kuruluşunun yalnızca 2008′de 47.5 milyar dolar
harcadığını açıkladı. Ancak bu rakamlar hala askeri istihbarat
faaliyetlerini kapsamıyor.

CIA’nın açıklanan bütçesi, yine CIA tarafından ortaya konan rakamlara göre,
bütçe rakamlarını paylaşan toplam 113 hükümetin bütçesinden daha fazla..

Aralarında Güney Afrika, Macaristan, Venezuela, Kolombiya, Malezya, Nijerya
Vietnam gibi ülkelerin de bulunduğu 113 ülkenin 2008 yılı bütçesi 75 milyar
doların altında kaldı. Çoğunluğunu Afrika ve eski Sovyet ülkelerinin
oluşturduğu 60′tan fazlal ülke ise yıllık iki milyar dolardan az bütçeye
sahip.

Kaynak: Dünya Bülteni

Krizin ABD'ye maliyeti 23,7 trilyon dolara çıkacak
Özel denetçi Neil Barofsky'nin Kongre için hazırladığı raporda, federal hükümetin, finans sektörüne yardım için ABD ekonomisinin yaklaşık üçte birine denk düşen miktarda 4,7 trilyon dolar tahsis ettiği belirtildi. Raporda, en kötü şartlar altında krizin maliyetinin hükümete 23,7 trilyon doları ya da her ABD vatandaşı için 80 bin doları bulabileceği öngörü sünde bulunuldu. 22.07.2009 WASHINGTON -netgazete

Dolarda çöküş sinyali
26 MAYIS 2009, SALI
Kriz harcamaları ile bütçe açığı 2 trilyon dolara fırlayan ABD'nin kredi notunun düşürüleceği endişesi dolara kan kaybettiriyor. Harcamalar devam ederse en fazla 10 ay içinde hiperenflasyonla birlikte altın ve emtiaya hücum başlayabilir.

İngiltere gibi gelişmiş bir ekonominin bile kredi görünümü negatife çevrilince küresel yatırımcı için yeni güvenli limanlar belirleme zamanı geldi çattı. Standard&Poors'un (S&P) geçen hafta İngiltere'nin hem görünümünü düşürmesi hem de kredi notu uyarısında bulunmasının ardından asıl endişe krizin beşiğindeki ABD'de başladı. Şimdi herkes ABD'nin kredi notunun düşürülmesi ihtimali üzerinden hesaplar yapıyor. Kimilerine göre önümüzdeki 3-4 yıl içinde ABD'nin kredi notunun kırılması adeta kaçınılmaz. Bu gidişat ise dolarda kan kaybı, altında ise yükseliş vaadediyor. Kısacası ABD'nin kredi notunu tehlikeye sokan bütçe açığı, kamu borcu gibi riskler önümüzdeki dönemde dolar ve altının yönünü belirleyecek. Uzmanlara göre dolar sert bir çakılma, altın ise tarihi bir zirve dönemecinde. Altın için ons başına 990 ila 1000 dolar arası kritik aralık. Uzmanlar ise bu yıl altının 1000 doların üzerinde seyredeceğini öngörüyor. Altının ons başına fiyatı geçen hafta 956 doları geçmişti. Not indirimi ihtimalinin tartışılmasıyla bile dolar geçen cuma euro karşısında bu yıl içindeki en düşük seviyesini gördü ve son iki ay içindeki en sert haftalık değer kaybını yaşadı. Dolar ise, olası bir görünüm değişimi ya da not indirimi halinde sert kayıplar verebilir.

ENFLASYOR RİSKİ BÜYÜYOR HİPERENFLASYON YOLDA
Diğer yandan küresel krizden çıkmak adına adeta trilyonlarca dolarlık bedava para dağıtan ABD'de enflasyon riski de giderek büyüyor. Marketwatch'a göre bir "hiperenflasyon döngüsü"ne girilmesine 7 ila 10 ay gibi bir süre kaldı. Doların not indirimi endişesi ile kan kaybetmesine hiperenflasyon ihtimali eklendiğinde ise enflasyonist dönemlerin en fazla tercih edilen yatırım aracı altına ve emtia piyasalarının geneline gün doğacak gibi görünüyor. Şimdiden altın ve petrol fiyatlarında yukarı yönlü hareketler başladı. Geçen haftayı 957 dolardan kapatan altın dün ons başına 956.10 dolardı. ABD Batı Teksas tipi ham petrolün varil fiyatı ise 61.27 dolar oldu. Bu, 12 Şubat'taki 34 dolarlık dipten bu yana yüzde 81'lik bir yükseliş anlamına geliyor. Bloomberg'e göre ise petrol fiyatları bu yıl 50 doların, seneye ise 60 doların altına inmeyecek.

ABD'nin 2 trilyon dolarlık bütçe açığını finanse etmesi ve uzun vadeli faizlerde yükselişi engelleyebilmesi için Çin'den Japonya'ya Rusya'dan Brezilya'ya kadar yabancı yatırımcılarını küstürmemesi gerekiyor. Bu ülkelerin ellerindeki ABD tahvillerini olası bir not indirimi korkusu ile satmaya başlaması faizlerin fırlaması, doların ise adeta intihar etmesi anlamına gelebilir. Sadece Çin ve Japonya'nın elindeki ABD tahvillerinin büyüklüğü bile mart ayında 48.5 milyar dolardı. Rusya ise 8.3 milyar dolarlık ABD tahviline sahip. ABD hükümeti, diğer bir çok hükümet gibi para saçarak ekonominin daha beter çakılmasını dolayısıyla zaten krizle yerlerde sürünen enflasyonun deflasyon canavarına dönüşmesini engelledi. Ama mart ayı itibariyle dolardan başlayan kaçış bu kez de emtia canavarını uyandırıyor. Eğer FED daha fazla para basmaya devam ederse bu emtia piyasalarında "hiperenflasyon" olarak fiyatlanır, bu da altın ve diğer emtia fiyatlarına yukarı yönlü baskı yapar.

ABD'NİN BÜTÇE AÇIĞI VE KAMU BORCU ALTINA YARAR
Öte yandan ABD'nin not indirimi riskini artıracak veriler ise daha fazla tartışılıyor. Not indirimi doların daha sert kan kaybetmesi, altının ise uçması demek. Örneğin ülkenin 2009 bütçe açığının GSYİH'nın yüzde 13'ü ile 1.84 trilyon dolar olması beklenirken, kamu borcunun da 50 trilyon dolara fırlayacağı tahminler arasında. 20 Mayıs itibariyle ise ABD'nin devlet borcu 11.3 trilyon dolar. Moody's geçen hafta yaptığı açıklamada ABD'nin AAA notu için orta vadedeki en önemli riskin doların değerinin erimesi ve krize karşı izlenen politikaların belirginliğini kaybetmesi olduğunu söylemişti.

BAŞ-OMUZ FORMASYONUNDA SERT DÖNÜŞ BAŞLADI
Altın fiyatlarını takip eden endekslerden biri olan GDX endeksi ise direnç noktasını aşmış durumda. Teknik analiz yapanların en fazla kullandığı formasyonların başında gelen "baş ve omuzlar formasyonu"na göre bakılırsa altının fiyatında devasa bir terse dönüş var. Yani "omuzlar" olarak nitelendirilen aşağı seviyelerden hızlı bir "baş"a dönüş yani yukarı yönlü hareket yaşanıyor. 900 ila 1000 dolarlık aralık daha önce nisan başında kırılmıştı. Nisan ayı boyunca ise altının 870 dolar ila 910 dolar aralığında hareket ettiği görüldü. Şimdi ise altın bu aralığı da atlamaya başladı. Uzmanlara göre "baş-omuz" formasyonundaki sağ omuz hızlı bir terse dönüş yaşadı ve yeni direnç noktaları 955 dolar ile 2008'in mart ayı ile 2009'un şubat aylarında görülen 1000 dolar seviyeleri olacak. (Referans)

"ABD Merkez Bankası FED Batık Bir Bankadır"
16.06.2009
Açık İstihbarat : ABD Federal Reserve Bankası'nın ABD Devleti ile ilişkisi ABD tarihi boyunca bir çok derin çatışmanın odağında olmuştur. Bir kamu bankasından çok özel bir banka niteliğinde olan ve yasal olarak dolarları ABD Devleti'ne borç veren FED'in kontrolü üzerindeki
iç çatışmanın Kennedy suikastinin arkasındaki temel nedenlerden biri olduğu tezi o günden bu yana dile getirilmekte.

ABD'nin dağınık devlet sistemi içindeki güç savaşları açısından FED'e yönelik yasal düzenlemeler sadece finans piyasaları açısından değil, politik zemin açısından da dikkatle takip edilmeli

-------------------------------------------------------------------------------------------------

CNBC'ye konuşan ; Grants Interest Rate Observer Bülteni'nin editörü Jim Grant; ABD Merkez Bankası'nın(Federal Reserve) bankaların maruz kaldığı tarzda standart bir
denetime tabi tutulması durumunda bankanın iflas ilan edip, kepenklerini indirmesi gerekeceğini söyledi.

Grant kendisi ile gerçekleştirilen canlı röportaj sırasında 45 milyar dolar sermaye ve 2.1 trilyon aktife sahip olan FED'in diğer kuruluşların maruz kaldığı denetimlerden geçemeyeceğini belirtti.

Grant;

"Eğer Federal müfettişler Fed'in kendi belgelerini - etiketsiz dökümanlar - inceleyebilir ve FED'in kredi sıkışmaları konusunda karşılaştığı sorunları aşma yeteneğini masaya yatırsa, bu kurumu kapatırdı"

dedi.

Grant, şu anda kongre komisyonlarında ele alınan FED'in denetime(audit) tabi tutulmasına yönelik yasayı da desteklediğini belirtti.

FED'in krizle başetme yöntemlerini de eleştiren ve hedef faiz oranlarının sıfır çevresinde olmaması gerektiğini söyleyen Grant;

"Sıfır herhangi bir ekonomi için yanlış hedeftir. FED, ahlaki tehlike içeren muazzam bir deney yürütüyor. Piyasa ekonomisinde faiz oranları trafik ışıkları gibidir ve şu anda bütün ışıklar yeşil yanıyor. Bu rakamların piyasa açısından gerçekten doğru rakamlar mı, yoksa bir merkez bankasının dayatmasından mı ibaret olduğunu insan gerçekten merak ediyor."

Yakın gelecekte bir faiz arttırımı olmayacağını tahmin eden analizler bir yanda; fed fon future(gelecek kontratları)larında sene sonunda faiz arttırımı öngören gelişmeler diğer yanda, Grant, enflasyonun ufukta görünmesi ile birlikte FED'in faizleri yükseltmeye başlayacağı tahmininde
bulunuyor.
www.acikistihbarat.com

ABD bölünüyor! Beyaz Saray'a isyan eden Teksas eyaleti, tam bağımsızlığını ilan etmeye hazırlanıyor
16 Nisan 2009
Amerika Birleşik Devletleri’ni oluşturan “devletler”den biri, ekonomik kriz ve işsizlik nedeniyle sonunda merkezi hükümete karşı isyan bayrağını açtı. Kovboylar diyarı ve Bush ailesinin memleketi Teksas, ABD’ye karşı bir “bağımsızlık hareketi” başlattı. Teksas Meclisi’ndeki milletvekilleri, son ekonomi paketinin, merkezî ABD yönetiminin eyaletler üzerindeki yetkisini iyice artırdığını, Obama hükümetinin bu yolla içişlerine karıştığını ve devletin küçüleceğine daha da büyüdüğünü söyledi. Milletvekilleri, Anayasa’nın 10’uncu maddesi olan “Egemenlik ve güç Birleşik Devletler’de değil, eyaletlerde ya da halktadır” maddesini örnek gösterdi. Milletvekilleri federal hükümetin eyaletteki yetkilerini sınırlayan bir önerge hazırladıklarını açıkladı.

PARA BİTTİ, İSYAN BAŞLADI
Vatan gazetesinin haberine göre; Teksas Valisi Rick Perry de milletvekillerine destek vererek, “Obama hükümeti sınırlarını aşıyor. Kriz dönemindeki ekonomi politikaları nedeniyle merkezi yönetim, parayı nereye harcayacağımıza karışıyor. Bize ne yapıp, ne yapmayacağımızı söylemelerinden sıkıldık. Teksas’ı kendimiz yönetmek istiyoruz” diye konuştu. Uzmanlara göre, Obama’nın başkan seçilmesi, Teksas’da “kovboy milliyetçiliği” adı verilen beyaz ABD milliyetçiliği ve tam bağımsızlık hareketlerini artırdı. Amerika Birleşik Devletleri’ni (United States of America) oluşturan eyaletler, Türkçe’ye eyalet olarak çevrilse de, aslında kendi içlerinde bağımsız olan 50 “state”ten yani bir nevi devletten oluşuyor. Eyaletlerin kendi yargı sistemi, yüksek mahkemesi, polis gücü bulunuyor. Savcılar, emniyet yetkilileri eyalet meclisi tarafından atanıyor. Merkezi hükümet, bu eyaletlerin birbirleri arasındaki ilişkiyi, dışişlerini ve sağlık, ekonomi gibi genel siyaseti yürütüyor.

RUS PROFESÖR UYARMIŞTI
Rus Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanı Prof. Igor Panarin, iki yıl önce Wall Street Journal’da yayınlanan makalesinde 2010’a kadar ABD’nin 6 parçaya ayrılacağını öngörmüştü. Panarin, ABD’nin bölünmesiyle ile ilgili şunları söylemişti: “Ekonomik kriz daha da kötüleşecek. Milyonlarca insan işsiz kalacak. Hayat pahalılığı artacak. Büyük şirketler çökecek. Eyaletler şimdiden federal yönetimden para istiyor. Bir süre sonra paralar tükenecek. Ve zengin eyaletler ve fakirler arasındaki uçurum artacak. Bir süre sonra bağımsızlık lafları edilecek.” Panarin’e göre ABD, California, Orta ve Kuzey bölgeleri, Atlantik kıyıları, Teksas, Hawaii ve Alaska olarak 6’ya bölünecek.

TEKSAS CUMHURİYETİ
1836’da Meksika’dan bağımsızlığını elde eden Teksas 9 yıl “Bağımsız Teksas Cumhuriyeti” olarak varlığını sürdürdü. 1845’te de 28’inci eyalet olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne katıldı. Eyalette, “Teksas Bağımsız Güney Eyaletleri Partisi”, “Teksas Milliyetçi Hareketi” gibi tam bağımsızlık taraftarı birçok grup var. netgazete

'Pax Americana' çökerken
Serdar Akinan
Burada kullandığım 'Pax Americana' (Amerikan Barışı) göndermesini, tahmin edebileceğiniz gibi, 1945'ten bu yana ABD açısından tarımsal, ticari, üretimsel ve kültürel gelişimi yani 'modernizm'in yükselişi için kullanıyorum.
Amerikan medeniyet(!)'i çöküyor.
ABD, şu sıralar dünyaya saçtığı yeşil kağıtlarını toplamakla meşgul... Varsayılan bir kez daha toparlanacağı... Oysa vaziyet hiç de öyle gözükmüyor.
Babalar, 60 trilyon dolarlık yıllık dünya gayri safi milli hasılasının yaklaşık yüzde 25'lerine karşılık gelen gücünü, tüketimi körükleyerek ve askeri gücüne dayandırarak artık sürdüremiyor.
Allah, Bush'tan ve onu bir şebek gibi kullanan neo-con'lardan da razı olsun.
Bu hastalıklı dangalakların, 'The Project for the new American Century' metni tuvalet kağıdı yapılsa fena satmaz.
11 Eylül'den sonra kaleme aldıkları bu metin sayesinde Afganistan ve Irak işgal edildi... Milyonlarca Müslüman'ın kanı döküldü...
İnsanlık neyi gördü?
Bomba ile dolar güçlenmez.
Rambo gişe yapmıyor artık.
Mevsim hazan ya, vitrin pek bi telaşla değişiyor... Bakalım Hüseyin kardeş ne kadar işe yarayacak?
Görünen o ki, enerji havzaları ve pazarlarda, yeni oyuncular sahneye çıkıyor...
Almanya sıyrılıyor. Çin sıyrılıyor... Güney Amerika keza öyle olacak...
Türkiye ise, inanın veya inanmayın, çok ciddi bölgesel bir güç haline geliyor.
Kaos, dünyaya yeni gerçekliğini dayatacak.
Batı'da iç savaşlar görmeye hazır olun.
Batı gürültüyle çöküp yeniden şekillenecek.
Memleket açısıdan denklem malum-du:
Ermenistan'ı Rusya'nın kucağından kurtaralım.
Kürdistan'ı kuralım.
Önümüzdeki haftalarda Ermenistan'la ilgili, Kürdistan'la ilgili tarihsel açılımlar göreceğiz. Bu kesin.
Peki, 'Pax Americana' çökerken; yani oyun kurucu kendi derdine düşmüşken 'bölgesel planı' yürür mü?
Kafalardaki asıl soru bu...
Sizin gördüğünüzü, hem içeride hem dışarıda, görmesi gereken görüyor.
Yani?
Yanisi şu:
'Amerikan barışı'nı çökerten dinamiğin ne olduğuna dair sağlam ve sağlıklı bir teşhis dünyanın en zeki insanları tarafından henüz tam olarak yapılamamışken...
Hele hele, 'Peki buradan ne çıkar, dünyada yeni durum ne olur?' sorusuna, henüz, tek bir tutarlı yanıt bulunamamışken..
Görenlerin verdikleri yanıtlara bakıyorum da...
Barrack Hüseyin Obama kardeşimizin 'ani' Türkiye ziyareti beni onlar kadar heyecanlandırmıyor.
Düşündürüyor...
Akşam

ABD'de geçen ay 663 bin kişi işsiz kaldı
03 Nisan 2009
ABD'de Mart ayında işsizlik yüzde 8,5'e çıkarak, 1983 yılından bu yanaki en yüksek seviyeye ulaştı.
Çalışma Bakanlığının açıkladığı verilere göre, geçen ay tarım dışı istihdam 663 bin kişi azalarak yüzde 8,5'e yükseldi.
Bakanlık Ocak ayına ilişkin verileri de revize ederek, bu ay 741 bin kişinin işini kaybettiğini açıkladı. Böylece, Ocak ayında 1949 yılı nın Ekim ayından bu yana istihdamda en büyük düşüş yaşanmış oldu.
ABD'de Şubat ayında da 651 bin kişi işini kaybetmişti.
Ekonomistler, geçen ay 650 bin kişinin işini kaybedeceğini tahmin ediyorlardı.
ABD'de durgunluğun başladığı 2007 yılı Aralık ayından bu yana 5,1 milyon kişi işini kaybetti, bu iş kayıplarının üçte ikisi son 5 ay içinde gerçekleşti.
netgazete

Obama'dan Kriz Değerlendirmesi: "Amerikan aileleri için felaket sürüyor"
30 Ocak 2009
ABD Başkanı Barack Obama, ülkesinde ekonomik krizin ağırlığını sürdürdüğünü söyledi.

Obama, Beyaz Saray'da yaptığı bir konuşmada, resesyonun derinleştiğini ve ekonomik krizin aciliyetinin arttığını kaydetti. İşsizliğe değinen Obama, "Amerikan aileleri için felaket sürüyor" diye konuştu.

Temsilciler Meclisinin krize çözüm olması umudu taşıyan yardım paketini onaylamasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Obama, paketin Senatoda da onaylanmasını beklediğini ve pakete Temsilciler Meclisinde destek oyu vermeyen Cumhuriyetçilerden bazılarının da bu kez oy kullanacağını umduğunu kaydetti.

Temsilciler Meclisi, ekonomik krizi aşmak için hazırlanan 819 milyar dolarlık devlet yardımını 188'e karşı 244 oyla kabul etmişti.

Yardım paketindeki 275 milyar dolar vergi indirimine, 544 milyar dolar da toplu taşıma ve bayındırlık gibi kamu hizmetlerine aktarılacak.
aktifhaber

Newsweek: Felaketin eşiğindeyiz! Kriz ABD'ye
2. Dünya Savaşı'ndan iki kat pahalıya patladı

14 Aralık 2008
Küresel krizin karşısında başta ABD’de olmak üzere, şimdiye kadar çeşitli ülkelerce oluşturulan “kurtarma paketleri”nin istenen sonuç vermediği belirtilerek bir “Big Bang Kurtarması” istendi.
Prestijli Newsweek dergisi, “felaketin eşiğindeyiz” diyerek “cesurca” hareket edilmesi gerektiğini savunurken dünya ekonomisini canlandırmak için iki trilyonu ABD’de olmak üzere, toplam 4 trilyon doların harcanması fikrini ortaya attı.

-“BÜYÜK SİYASİ İSTİKRARSIZLIĞA VE ÇATIŞMAYA GÖTÜREN FELAKETİN EŞİĞİNDEYİZ”

Newsweek dergisi son sayısında yer verdiği geniş bir yazıda dünya liderlerinin karmaşık ve yetersiz kurtarma paketleri çerçevesinde çok büyük miktar paraları harcadığını belirterek, “İlaç sonuç vermiyor. Bankacılık sistemi ve derinleşen küresel resesyonun çok ötesine giden, büyük siyasi istikrarsızlığa ve çatışmaya götüren bir felaketin eşiğindeyiz” diye yazdı. Evrenin yaratılışına ilişkin “big bang” teorisine atıfta bulunan dergi, şöyle devam etti:
“Gereken yanıt, şimdiye kadar gördüklerimizden büyük olan, hükümetlerin bulaşıcı hastalığın bir adım gerisinde değil, karşısında yer almasını sağlayan, güveni yeniden tesis edebilecek kadar geniş ve etkin, big bang türü bir küresel kurtarmadır.”
Newsweek, bazı hesaplara göre, şimdiye kadar ABD yönetimince uygulamaya konulan kurtarma önlemlerinin, toplam maliyetinin 8 trilyon doları bulacağını, bunun da ülkenin GSYİH’sının yarısını aştığına, bu rakamın ayrıca bugünkü kurla 3.6 trilyon doları bulan, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı harcamalarından da büyük olduğuna dikkat çekti.
Avrupa’da gösterilen çabaların boyutunu da anımsatan dergi, Obama yönetiminin de ekonomiyi canlandırmak için 500 milyar doları harcamayı planladığını, Avrupa Birliği’nin de geçtiğimiz günlerde 260 milyar dolarlık pakete onay verdiğini de anımsattı.
Buna karşın ekonomik koşullarının kötüleşmeyi sürdürdüğü, sıkılaştırılan kredinin ekonomik büyümeyi yavaşlattığı, bunun sonucunda da işsizliğin arttığı, tüketici ve yatırımcı güvenini olumsuz etkilendiği kaydedildiği yazıda Noel döneminin ABD için 1991 yılından bu yana ekonomi için en kötü dönemi olacağı gibi gözüktüğüne, küresel büyümenin 2009 yılında yüzde 2’ye yavaşlamasının beklendiğine işaret edildi.

-“KRİZİN SOSYAL VE SİYASİ ETKİLERİ ÖNEMSENMEDİ”

ABD’li dergi, uzmanların küresel krizinin sosyal ve siyasi etkilerini önemsememiş olabileceğini belirterek Dünya Bankasının da geçen hafta 2008 yılında 155 milyon insanın yoksulluğa itildiğini açıkladığını anımsattıktan sonra “Ekonomik sıkıntıların, şimdiden, Pakistan, Türkiye, Ukrayna, Orta Asya ülkeleri, Tayland ve İran dahil olmak üzere, sıcak bölgelerde milliyetçi harareti ve siyasi istikrarsızlığı arttırmakta olduğuna ilişkin işaretler var” diye yazdı.
Bu durumda mevcut yaklaşımın gözden geçirilmesi gerektiğini savunulduğu analizde risklerin çok büyük olduğu için “cesursa” hareket edilmesi gereğine vurgu yapıldı. Ocak ayında ABD başkanlığını devralacak olan Barack Obama’nın, gereken büyük küresel çabayı öncülük yapabilecek tek lider olduğunu belirten dergi, Obama’nın önerdiği 500 milyar dolarlık plandan çok daha büyük bir kurtarma çaba istedi.
Bu bağlamda sadece ABD’de önümüzdeki iki yılda 1 trilyon doların harcanacağı bir ekonomiyi canlandırma paketini isteyen dergi, bir trilyon doların ABD’nin GSYİH’sının yüzde 7’sine eşit olduğuna işaret ederek söz konusu kaynağın, Amerikan halkına, hayatlarındaki kötüleşmenin durdurulacağı yolunda güven verilebilmesi için yaygın bir biçimde dağıtılarak kullanılmasını istedi.
Newsweek, o kadar büyük bir ekonomi canlandırma paketinin bütçe açığını derinleştirir ve devletin borçlarını önemli ölçüde artırırsa da bunun küresel ekonomin tamamen çökmesine seyirci kalmadan daha iyi bir çözüm olduğunu savundu.
ABD’nin bu konuda tek başına hareket edemeyeceğini de belirten dergi, Avrupa, Japonya ile Çin, Hindistan ve Brezilya gibi büyük yükselen ekonomilerin de benzen çabaları göstermesi gereğine işaret ederken küresel ekonomiyi canlandırma paketinin, şimdiye kadar yapılan harcamaya göre yedi kat arttırılarak dünyanın GSYİH’sının yüzde 7’sini oluşturan 4 trilyon doları bulmasını istedi.
Normal olmayan koşullarda dümenin başında hükümetlerin olması gerektiğini belirterek, “belirsizlik istikrarın ve büyümenin düşmanı” diyen dergi, geleceğin büyük yeniliklerini finanse edecek kurumlara ihtiyacın bulunduğunu vurgularken de “Taşlar yeniden yerine oturduğunda yeni bir küresel para otoritesi veya finansal düzenleyiciye ihtiyaç olur mu? “sorusunu da sordu. netgazete

Ekonomik krizle boğuşan ABD'de işsizlik patladı. 70'lik kadınlar bile geneleve düştü!
24 Kasım 2008
Küresel finansal kriz nedeniyle ABD’de azalan iş fırsatları, kadınları yaşlarına bakmadan fahişeliğe yönlendiriyor. Hürriyet gazetesinin haberine göre, ABD’nin Nevada şehrinin ünlü genelevi Mustang Ranch’de, işe başlamak için başvuran kadınlar arasında 70 ve 72 yaşında olanlar da bulunuyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan finansal kriz, ABD’de iş bulamayan kadınlar arasında hayat kadınlığına başvurma oranını artırdı. Bunlardan biri de daha önceden yüksek maaşlı bir işte çalışan, Kimberly adıyla basına tanıtılan kadın. 30 yere iş başvurusunda bulunup cevap alamayan Kimberly, Nevada’nın en ünlü genelevlerinden biri olan ’Mustang Ranch’te çalışmaya başladı. Hayatında ilk kez böyle bir iş yapacak olan Kimberly, "Biraz gerginim. Biraz titriyorum. Böyle bir şey yapmadığım için hayatımda, düşündüğümden daha gerginim" dedi. Mustang Ranch’ın Müdürü Susan Austin, ekonomi nedeniyle işlerin azalması sonucu kadınlardan daha fazla başvuru almaya başladıklarını belirterek, "Özellikle yaş düzeyi de artıyor. 72 yaşında bir kadından da başvuru aldık" dedi.
netgazete

Amerikan halkı yoksul halkları anlama fırsatı yakaladı!
Erdoğan Süzer
Bugün 30 Eylül 2008
“Ancak yüz yılda yaşanabilecek bir kriz!” Bu tespitin Türkiye ile ilgisi yok. Amerika’nın aç gözlü finans kumarbazlarının alt üst ettiği Amerikan ekonomisinin durumunu anlatmak için bu tarif yapılıyor.

Yoksa daha yakın dönemde 1994, 1997, 1999, 2000 ve 2001 krizlerini yaşamış, varını yoğunu kaybetmiş ve her defasında hayata sıfırdan başlamak zorunda kalmış Türk halkı için de diğer yoksul ülkelerin yoksul halkları için de “yüz yılda bir...” ifadesi pek bir anlam ifade etmiyor.

ESNAF KAN AĞLIYOR!

Dikkat ettiniz mi? Amerikan halkı bu günlerde kendisine çok yabancı, ama dünya halklarının belki de her gün konuştuğu konuları konuşuyor. Sokaktaki günlük kaygılar da, televizyon programlarındaki dil de 360 derece değişti. Sanki Amerikan halkı dünyaya daha bir yaklaştı! Bu noktada küçük bir anekdot aktarmak şart oldu: 11 Eylül olaylarının hemen sonrasıydı. Gazeteden arkadaşımız Mustafa Pekcan müdürden üç aylığına izin almış, New York’a dilini geliştirmeye gitmişti.

Birkaç hafta sonra müdür Mustafa’yı aradı, espriyle karışık “Yahu gazeteci haber geçmeden durur mu? Şöyle bir New York haberi gönder de okuyalım” dedi. Mustafa durur mu? Haber ertesi gün geldi: “New York esnafı kan ağlıyor!” Öyle bir başlık ki, hani Tahtakale esnafı desek, Samanpazarı esnafı desek oturacak da, ‘New York esnafı’ ile ‘kan ağlamak’ ifadeleri mümkün değil yan yana gelmiyor. Yine de, okur tezatı yakalayıp eğlensin diye başlık hiç değiştirilmeden ertesi gün gazetede yayınlandı:

New York esnafı kan ağlıyor! Nur içinde yatsın! Mustafa’mız, Amerikalıların medeniyet getirmek için ordusuyla girdiği Irak’ta 4 yıl önce vuruldu ve artık aramızda değil. Ancak onun 7 yıl önce attığı manşet, bugün Amerikan ekonomisinin içinde bulunduğu durumu tam anlamıyla yansıtıyor. Üstelik kan ağlayan sadece New York esnafı değil, Amerika kan ağlıyor.

SOKAK ÇOCUKLARI

Komedi programları yapan Amerika’nın ünlü bir televizyoncusu önceki gece 700 milyar dolarlık kurtarma paketindeki uzlaşmayı işledi. Usta programcı krizi analiz ettirmek için getirdiği uzman konuğunun sözleri karşısında donup kaldı. Karamsar tabloyu anlamak için sordu:

-Bundan daha kötü ne olacak, evimizi mi kaybedeceğiz.

- Çok iyimsersiniz

- Peki ne olacak, çocuklarımız sokaktan yiyecek mi toplayacak?

- Hayır, çocuklarımız sokakta bulduğunu yiyebilmek için diğer çocuklarla kavga etmesi gerekecek!

Amerika’da bu diyalogların yaşanabileceğini hiç aklınıza gelir miydi? Amerika’da son sarsıntılarda tam 121 bin bankacı işsiz kaldı.

Daha kaç kişinin işsiz, kaç kişinin evsiz kalacağı bilinmiyor. Korku giderek yayılıyor. Dikkatinizi çekti bilmem, geçen hafta ABD’de özel güvenlik birimlerine olası isyanlarda müdahale hakkı tanıyan kritik bir yasa çıktı. Amerikan yönetimi, ekonomik krizden bunalan halkın isyan edeceğini, yağmaların yaşanacağını düşünüyor.

Amerikan halkı, dünyanın yoksul halklarını anlamaya artık çok yakın. Televizyonlarda görüp film sahnesi sandığı yoksulluk görüntüleri artık daha gerçek ve acıtıcı. Bayram, bu konuları düşünmeyi şimdilik erteleyebileceğimiz kadar kıymetli. En iyisi, Bayramı doyasıya yaşayıp uzun süredir göremediğimiz eş ve dostlarımızla kucaklaşalım. İyi bayramlar!

Amerikan borsaları çöktü
30 09 2008
Temsilciler Meclisi'nin, mali krizin atlatılması için hazırlanan 700 milyar dolarlık paketi reddetmesinin ardından ABD borsaları tarihinde bir ilki yaşadı.

ABD'de Kongrenin alt kanadı Temsilciler Meclisinin, 700 milyar dolarlık finans sektörünü kurtarma paketini reddetmesinin ardından New York Menkul Kıymetler Borsasında Dow Jones, tarihinde ilk kez 777.68 puan kaybetti.

ABD'de televizyonlarda yapılan analizlerde ABD'nin büyük bir ekonomik bunalımın eşiğinde olduğu ve mali krizle bugün başedilmezse büyük bir bunalımın yakın olduğu yönünde bazı yorumlar yapılıyor.

Televizyona çıkan ekonomistler "Bu artık Wall Street krizi değil, hepimizin sokağındaki (Street) kriz" yorumunu yaptılar ve acil önlem alınması gerektiğini belirttiler. Yorumlarda krize "kapitalist sistemin değil, aşırı hırsın ve aç gözlülüğün" neden olduğu değerlendirmeleri de yer alıyor.

New York borsasında gayri resmi kapanışa göre Nasdaq endeksi de 199.61 puan (yüzde 9.14) kaybetti.
haber7

Red kararı çıktı, Bush yıkıldı
29 09 2008
700 milyar dolarlık kurtarma paketinin Kongre'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi'nde reddedilmesinin ardından George W. Bush yıkıldı.

ABD'de finans sektörünü kurtarmak için yönetim tarafından hazırlanan 700 milyar dolarlık kurtarma paketinin Kongre'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi'nde reddedilmesinin ardından George W. Bush'un bu gelişmeden büyük hayal kırıklığına uğradığı açıklandı.

Beyaz saray sözcüsü Tony Fratto, "Ülkenin çaresi bulunması gereken zorlu bir krizle karşı karşıya olduğundan kuşku yok. Başkan, oylama sonucundan büyük hayal kırıklığına uğradı" dedi.

Sözcü, Bush'un ilerleyen saatlerde ekonomi kurmaylarıyla bir araya gelerek bundan sonraki adımları görüşeceğini söyledi.

Öte yandan, ABD Temsilciler Meclisindeki oylamanın sonucu Latin Amerika borsasında gün içi alım satımlarını da etkiledi.
Brezilya'da Sao Paulo borsasında endeks 10.2 puan, Meksika borsasında gün ortası alım satım işlemleri 5.5 puan, Bouenos Aires borsasında 7.5 puan, Şili borsasında 4.9 puan düştü.

Oylamada red kararının çıkmasının ardından Temsilciler
haber7

ABD Temsilciler Meclisi 'devletleştirmeye' karşı çıktı, 700 milyar dolarlık 'kurtarmayı' reddetti

29 Eylül 2008 - ABD'de Kongre'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi, Başkan George W. Bush ve 2 büyük partinin yöneticilerinin bütün uyarılarına karşın 700 milyar dolarlık finans sektörünü kurtarma paketini az farkla da olsa reddetti.
Yapılan oylamada paket 205'e karşı 228 oyla reddedildi.
Demokrat Parti milletvekillerinin çoğunluğu olumlu oy kullanırken Cumhuriyetçi Parti'li milletvekillerinin çoğunluğu ise pakete karşı oy verdi.
Başkan Bush, paketin geçmemesinin ekonomiye felaket etkisi yapabileceğini söylemişti. Bush'un uyarılarına karşın Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi muhafazakarlar "bir çeşit sosyalizm" olarak adlandırdıkları pakete karşı çıkmayı son anda da sürdürdü. netgazete

İngiltere bile şokta
30 09 2008
İngiltere Başbakanı Gordon Brown, ABD'de Temsilciler Meclisi'nin ekonomiyi kurtarma planını reddetmesi üzerine, ''büyük bir hayal kırıklığına uğradığını'' açıkladı.
haber

ABD'NİN EN BÜYÜK BANKASI BATTI
26 Eylül 2008
ABD hükümeti, ülkenin en büyük mevduat bankası Washington Mutual'a el koydu.
ABD hükümeti, ülkenin en büyük mevduat bankası Washington Mutual'a el koydu. ABD'nin en büyük tasarruf ve kredi bankası Washington Mutual'ın varlıkları ise JPMorgan tarafından 1,9 milyar dolara satın alındı.

ABD'nin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu olarak kabul edilen ''Federal Deposit Insurance Corp'' Başkanı Sheila Bair, kurtarma operasyonunun banka hakkındaki spekülasyonlar ve müşterilerin sakinleşmesi için perşembe gece yapıldığını söyledi.

FDIC, müşterilerin bugün normal işlemlerini yapabileceğini ve bütün mevduat sahiplerinin tamamen koruma altında olduğunu açıkladı.

ABD hükümetinin bankaya el koymasının, alternatifler üzerinde çalışan banka yönetim kurulu için sürpriz olduğu da belirtildi.

Gece, Washington Mutual'a el konulması, bankanın 119 yıllık bağımsızlık deneyimini sona erdirirken, bu el koyma ve satış işlemi Washington yönetiminin bankacılık endüstrisini tıkayan sorunlu tutsat (mortgage) kredilerini temizleme girişimlerindeki son tarihi adım olarak değerlendiriliyor.

Washington Mutual, tutsat kredilerinden kaynaklanan zararlardan ve küresel finansal krizden en fazla etkilenen bankalardan biriydi.

Düzenleyici kurumlara göre, Washington Mutual varlıkları 307 milyar dolar ve mevduatları 188 milyar dolardı. ABD'de daha önce en büyük bankacılık iflası Continental Illinois National Bank & Trust olmuştu. Banka 1984 yılında çöktüğünde 40 milyar dolar varlığa sahipti.

JPMorgan Chase, bu satın almanın ardından 23 eyalette 5 bin 410 şubeye sahip olacağını açıkladı.

JPMorgan Chase, böylece 2,04 trilyon dolar varlıkla Citigroup'un ardından ülkenin ikinci büyük bankası oldu.

Haziran ayı sonu itibarıyla New York merkezli JPMorgan Chase'in, 1,78 trilyon dolar varlığı, 722,9 milyar dolar mevduatı ve 3 bin 157 şubesi bulunuyordu.

Aynı dönemde 2 bin 239 şubesi bulunan Washington Mutual'ın, 43 bin 198 çalışanı vardı.

Bu el koyma ve satış işleminden sonra kaç kişinin işsiz kalacağı bilinmiyor.
haber10

'Amerika Sosyalist Devletler Birliği': Bir 3. Dünya ülkesi!
İbrahim Karagül

"Hey Amerika! Üçüncü Dünya'ya Hoş geldin!" Bu, ekonomik krizin ABD için ne anlama geldiğini tartışan Rosa Brooks'un 18 Eylül'de Los Angeles Times gazetesinde yayınlanan yazısının başlığı.

Bir süper gücün nasıl olup da Üçüncü Dünya ülkesine dönüştüğünü, nasıl olup da Dünya Bankası ve IMF'in korumasına muhtaç hale geldiğini, bir zamanlar ekonomik çöküşüne yol açtığı Brezilya, Arjantin, Endonezya'ya benzemeye başladığını, kaotik bir ekonomik çöküşe doğru hızla yol aldığını, son iflaslardan önce Virginia'da toplanan 13 eski ekonomik bakanının "artık ABD'nin IMF ile, Türkiye'nin yaptığı gibi, anlaşma yapmasının zamanının geldiğini ifade ettiği yazının başlığı.

Serbest piyasa ekstremizminin nasıl da ters yüz olup, bir zamanlar özelleştirilen şirketlerin millileştirilmesine başlandığını, enerji krizinin, emlak krizinin, kredi krizinin, serbest piyasa krizinin nasıl da yolsuzlukları beslediğini belirttiği yazının.

Böyle giderse ABD serbest piyasa ekonomisine en büyük darbeyi indirecek. Devletin şirketlere el koyması, tıpkı Üçüncü Dünya ülkeleri benzeri bir hal alacak.

Bir diğer ünlü ekonomist Nouriel Raubini, bizim bildiğimiz Amerika'yı, "Amerika Sosyalist Devletler Birliği" olarak tanımlıyor. Devletleştirme sürecinin, dünyanın geri kalanında olduğu gibi, millileştirme dalgası olarak devam edeceği, ABD'nin de bu yönde değişim geçirdiği vurgulanıyor.

Bizim 15 yıldır izlediğimiz, son yedi yıldır dikkatle takip ettiğimiz, siyasette, güvenlik stratejilerinde, diplomaside, vatandaşlık yasalarında, iç güvenlik yasalarında, Beyaz Saray'ın kafasındaki şablonda varolan otoriter Amerika, şimdi serbest girişimciliğin, piyasa ekonomisinin de sonunu getiriyor. Alınan tedbirlerin hiç birisinin krize çözüm olamayacağı biliniyor. Sürecin ABD içinde çok ciddi kaoslara yol açacağı biliniyor. Aklıma "ABD içinde hazırlanan toplama kampları" konusunda yazdıklarım geliyor.

19 Eylül tarihli Reuters haberi: "Küresel finans krizinin en kötüsü yaşanmadı, geliyor. Önümüzdeki birkaç ay içinde ABD'de büyük bir banka batacak. Şu anda sadece orta ölçekli batışları görüyoruz. Birkaç ay içinde en büyük bankalardan biri ya da birkaçı batacak." Kim söylemiş? Üç yıl IMF Başkanlığı yapan Kenneth Rogoff…

Bazıları şu an yaşanan geçiş sürecini "endüstriyel kapitalizmin sonu" olarak görüyor. Bu iyi mi kötü mü? Orası değil şu anki tartışma konusu. Tehlike, bu sürecin nasıl yaşanacağı, belirsizlik, kimsenin ikna edici bir kanaatinin olmaması, hangi ülkelerin batacağı hangi ülkelerin yeni zenginler olarak ortaya çıkacağı meselesi.

Neo-liberalizmin öncüsü ABD ve İngiltere, krizin ilk mağdurları oluyor. Ne gariptir ki, neo-liberalizmin öncüsü olan bu iki ülke şimdi dostları tarafından ekonomide şeffaf olmamakla suçlanıyor, "küresel" krize karşı "ulusal" nitelikli çözüm önerileri belirlemekle suçlanıyor. Yani işin ucu kendilerine dokununca öyle şahin kesildiler ki, serbest piyasa, liberalizm unutuluverdi. Şimdi onlar şirketleri devletleştirerek bu işten sıyırmaya çalışıyorlar.

Burada da aklıma bakın ne geliyor: Kırk yıldır "çok kültürlülük" inşa etmeye çalışan, bunu "Batı'nın en yüce değeri" olarak satan Avrupa ülkeleri ve ABD, 11 Eylül saldırılarından sonra kırk yıllık emeklerini bir anda çizip attılar. Neden? Güvenlik sorunu onlara dokundu. Vatandaşlık yasalarını değiştirdiler. Faşizmi andıran yasalar getirdiler. Şimdi aynı nankörlüğü ekonomide yapıyorlar.

Türkiye'ye uygularken, Latin Amerika'ya uygularken, Asya ülkelerine uygularken, ülkelerin kanını emerken bu kurallara, özelleştirmelere, serbest piyasaya tapıyorlardı. İşin ucu kendilerine dokununca bunların bütün kutsallıkları kaybolup gitti.

Ama bu endüstrileşmiş ülkelerin krizi. Sanıldığı gibi sadece emlak krizinden kaynaklanmıyor. Finans sisteminden hatta siyasi sistemlerden kaynaklanıyor. Bu yüzden de artık mortgage krizi değil, kredi krizi değil, bankacılık krizi değil.. Ortada Batı'nın kendine göre bir dünya yaratmaya dönük aç gözlüğünün ve saldırganlığının yol açtığı bir felaket var.

Bazıları, bu durumu bir nükleer bombaya benzetiyor. Nükleer bomba patladıktan sonra mantar bulutlarının nereleri etkisi altına alacağını öngörmeye çalışıyor. Nükleer patlama orada, ABD'de patlamak üzere. İngiltere'yi vurmak üzere. Tabi başka Avrupa ülkelerini de. Bizi de vuracak. Ama gelişmekte ülkeler için bu kaos tahmin edilmeyecek ölçüde fırsatlar sunuyor. Sürpriz güçler devreye girebilir. Tabi kaynakları bol olan ülkeler için yepyeni fırsatlar doğuyor. Bu ülkeler, "eğer başlarına bela getirilmezse", sürecin sonunda çok etkin güçler haline gelebilir.

"Başlarına bela getirilmezse" dedim: Amerikan ordusunun hazırladığı "2008 Modernizasyon Stratejisi" adlı çalışma, önümüzde çok çetin "kaynak savaşları"nın olacağına işaret ediyor. ABD ordusunun üçüncü en uzun savaşına girdiği belirtilen çalışmada, 30-40 yıl boyunca "kaynak savaşları"ndan söz ediliyor. Sadece kaynaklar değil, ifade şöyle: "Doğal kaynaklar ve denizaşırı piyasalar.."

İşte bu cümle, yakın gelecekte yaşanacakları söylüyor bize!
YENİ ŞAFAK

ABD'de 100 Yılın En Büyük Krizi
15 Eylül 2008
ABD merkez bankası konumundaki FED'in eski başkanı Alan Greenspan, ABD'nin halen yüzyılda bir yaşanabilecek finansal kriz içinde olduğunu söyledi.

ABC televizyonuna konuşan Greenspan, ''Önce şunu anlayalım. Bu 50 yılda, hatta muhtemelen 100 yılda bir yaşanabilecek bir olay'' dedi.

ABD'nin bir ekonomik durgunluğa (resesyon) girmeden kurtulma ihtimalinin yüzde 50'nin altında olduğuna dikkati çeken Greenspan, krizin daha da devam etmesini beklediğini vurguladı.

Öte yandan, sıkıntı içinde bulunan yatırım bankası Lehman Brothers'a ABD yönetiminin çabalarına karşın müşteri bulunamadı. ABD medyası konuyla ilgilenen bankaların olası bir alımdan şu an için vazgeçtiklerini yazdı.

Bu arada, ABD'de en fazla mevduat bulunduran banka olan Bank of America ve yatırım bankası Merril Lynch'in potansiyel bir birleşme için görüşmeler yaptığı haberleri ABD medyasında yer aldı.
aktifhaber

'ABD için utanç verici'
24 09 2008
ABD Hazine Bakanı Henry Paulson, ülkede finans sektöründeki krizin ABD için utanç verici olduğunu, ancak bu krizin giderilmesi için yönetimce hazırlanan 700 milyar dolarlık kurtarma planının mutlaka uygulanması gerektiğini söyledi.
Senato Bankacılık Komitesi'ndeki konuşmasından sonra senatörlerin sorularını yanıtlayan Paulson, bir Demokrat senatörün "Wall Street, Amerikan halkına bir özür borçlu değil mi?" diye sorması üzerine, "Bu durum ABD için utanç verici. Suçlanacak çok kişi ve kurum var, sorumsuzca kredi veren büyük finans kuruluşlarına yönelen çok suçlama var" diye konuştu.

Aynı soruyu yanıtlayan Amerikan Merkez Bankası FED'in Başkanı Ben Bernanke de "Hata yapan çok kişi ve denetleyici var. Hataların ne olduğunu belirlememiz ve bunların tekrarlanmamasını güvence altına almamız gerek" ifadesini kullandı.

Paulson, soruları yanıtlarken 700 milyar dolarlık paketin Kongre tarafından acilenn kabul edilmesi gerektiğini vurguladı, ancak hem Demokrat Partililerin hem de Cumhuriyetçilerin önde gelen bazı senatörlerini ikna edemedi.

Bankacılık Komitesi'nin Başkanı Demokrat senator Christopher Dodd, kurtarma yasasının bu haliyle geçmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi.

Komitenin kıdemli Cumhuriyetçi üyesi senatör Richard Shelby de Kongre'nin başka seçenekleri değerlendirmesi gerektiğini kaydederek, "Mevcut planda Wall Street batık kredilerini Hazine Bakanlığına satarken, ev satın alanlar ödeyemedikleri ipoteklerle baş başa kalıyor" dedi.
haber7

Amerikan Merkez Bankası'nın AIG'i kurtarması Wall Street'i tatmin etmedi, 450 puan düştü
18 Eylül 2008
İşlem hacminde dünyanın en büyük borsası New York Wall Street'in Dow Jones Sanayi Endeksi mali kriz ortamında günü 449,36 puan düşüşle (yüzde 4,06) 10 bin 609,66 puanda kapadı.
En ileri teknoloji firmaları ibresi Nasdaq Bileşik Endeksi de 109,05 puan kaybederek (yüzde 4,94) 2.098,85 puandan kapandı.
İlk seansta Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 1,84 puan azalarak 10.855,55 puan, Nasdaq teknoloji endeksi de yüzde 1,85 değer kaybederek 2.166,99 puan oldu.
ABD'nin sigorta devlerinden American International Group'u (AIG) Merkez Bankası FED'in 85 milyar dolarlık acil kredi açması ile kurtarması bile güvensizlik sorununun azalmasına yardımcı olmadı.
New York'un menkul kıymetler borsasının bulunduğu ve ABD'nin ekonomik merkezi Wall Street'e bugün yine endişe ve hareketlilik hakim oldu.
Gazete yorumlarında Wall Street'te bundan bir süre önce yatırımcılara mali sıkıntıları olmadığı yönünde güvence veren Lehman Brothers ve AIG'nin bu duruma düşmelerinin ardından herkesin "mali krizin yeni kurbanları kim olacak?" şeklinde düşündüğünü belirtiliyor. Wall Street'te herkesin endişeli ve temkinli olduğu ve "neredeyse kimsenin kimseye inanmadığı" yorumları yapılıyor. netgazete

ABD'de iki dev daha tarih oldu
15 09 2008
ABD'de konut piyasasında başlayan ve küresel krize dönüşen mali krizin yarattığı sarsıntının son kurbanları, Lehman Brothers ile Merrill Lynch oldu.

Bir dönem ABD'nin dördüncü büyük yatırım bankası durumundaki Lehman Brothers, kredi krizi nedeniyle girdiği zor durumdan kurtulamayarak, New York'un güney bölgesinde iflas mahkemesine iflas başvurusunda bulundu. 158 yıllık bankanın yaptığı iflas başvurusuna göre, 31 Mayıs tarihi itibariyle şirketin toplam varlıklarının değeri 639 milyar dolar. WorldCom şirketi 2002 yılında iflas başvurusunda bulunduğunda toplam varlıklarının değeri 107 milyar dolardı.

Lehman Brothers'ın iflas başvurusunda, iştiraklerinin yer almayacağı, aracı kurumların ve Neuberger Berman gibi yatırım yönetimi şirketlerin işlem yapmaya devam edeceği belirtildi. Lehman Brothers, yatırım yönetimi biriminin satışı için birkaç alıcıyla görüşmelerini sürdürüyor.

Lehman Brothers'ın iflası, Drexel Burnham Lambert'in tahvil piyasasındaki çöküşle birlikte iflas başvurusunda bulunduğu 1990 yılından bu yana en büyük iflas oluyor. Banka, ABD Hazinesinin herhangi bir satın almaya yardımcı olmayacağını açıklamasının ardından, potansiyel alıcıların görüşmelerden çekilmesi üzerine iflasını açıkladı.

Yüksek riskli gayrimenkullere dayalı yatırımlarının iflasına yol açtığı Lehman Brothers'ın mahkemeye sunduğu iflas başvurusuna göre, bankanın kreditörleri arasında Citigroup, Bank of New York Mellon, Aozora Bank ve Mizuho Financial Group bulunuyor.

1850 yılında üç kardeşin kurduğu Lehman Brothers bankası, 5 bini İngiltere'de olmak üzere dünya çapında 25 bin kişiye istihdam sağlıyor.

-MERRİLL LYNCH VE AIG-

Bu arada, ABD'nin iki numaralı bankası Bank of America, küresel kredi krizi nedeniyle yaklaşık 46 milyar dolar zarar eden dünyanın en büyük aracı kurumu Merrill Lynch'i 50 milyar dolara satın alıyor. Bank Of America, New York Borsası'nda cuma günkü kapanış fiyatından hisse başına 12 dolar daha fazla olmak üzere Merril Lynch'e hisse başına 29 dolar vererek 50 milyar dolara satın almayı kabul etti. Merril Lynch'in Ocak 2007'de 90 dolardan işlem gören hisseleri mayıs ayında 50 dolardan işlem görmeye başlamıştı.

JP Morgan Chase bankası, ABD Merkez Bankasının (FED) desteğiyle mart ayında çöken Bear Stearns bankasını çok ucuza satın almıştı. Bir zamanlar ABD'nin ilk beş yatırım bankası arasında yer alan Bear Stearns, Lehman Brothers ve Merrill Lynch, 14 aydır süren küresel kredi krizi nedeniyle tarih oldu.

Bank of America'nın Merrill Lynch ile birleşmesiyle, ABD'nin aktifleri bakımından en büyük bankası Citigroup'a rakip olarak küresel bir mali dev ortaya çıkmış olacak. Ancak bu birleşme, daha önce binlerce kişinin işine son veren iki bankanın yeni işten çıkarmalarına da yol açacak.

Bank of America'nın, Merrill Lynch'i alarak zayıf olduğu üç alanda güçleneceği yorumları yapıldı. Bank of America'nın artık ABD'nin en iyi ve en büyük aracılarından ve dünyanın en iyi yatırım bankalarından birine sahip olduğu ve dünyanın en iyi varlık yöneticilerinden biri olan BlackRock'ın yüzde 45'ini ele geçirdiği ifade edildi.

-AIG: ''BİRÇOK SEÇENEĞİ DEĞERLENDİRİYORUZ''-

Öte yandan dünyanın en büyük sigorta şirketi American International Group'un da(AIG) yeniden yapılanmak zorunda kaldığı belirtiliyor.

Mali desteğe ihtiyacı bulunduğu bildirilen AIG, operasyonlarını gözden geçirdiğini ve işlerini düzeltmek için diğer kesimlerle muhtemel seçenekler üzerinde çalıştıklarını bildirdi. AIG'in sözcüsü Nicholas Ashooh, ''Birçok toplantı yapılıyor. Birçok seçeneği değerlendiriyoruz. Birçok kesimle görüşmeler yapıyoruz'' dedi.

Wall Street Journal ve New York Times gazetelerinin internet sitesinde, AIG'in FED'den 40 milyar dolarlık kısa vadeli finansman talebinde bulunduğu belirtildi. AIG, bu yıl 20 milyar dolar sermaye artırımında bulunmuştu.

Cuma gününe göre, AIG'in toplam piyasa değeri 32,99 milyar dolar. AIG'in kredi krizi başlamadan önce 2007'nin ilk yarısında 61,8 milyar dolar olan geliri, bu yılın ilk yarısı itibariyle yüzde 45 azalarak 33,96 milyar dolara geriledi.

-70 MİLYAR DOLARLIK ACİL YARDIM FONU VE KÜRESEL KRİZİN MALİYETİ-

Bu arada, dünyanın en büyük bankalarından 10'u 70 milyar dolarlık acil yardım fonu oluşturmaya karar verdi.

Bank of America, Barclays, Citibank, Credit Suisse, Deutsche Bank, Goldman Sachs, JP Morgan, Merrill Lynch, Morgan Stanley ve UBS bankalarının her birinin 7 milyar dolar vermeyi kabul ettiği fon, dünya piyasalarında panik çıkmasını önlemeyi amaçlıyor.

ABD'de konut sektöründe başgösteren kredi krizinin daha sonra küresel çapta bir mali krize dönüşmesi, şimdiye kadar küresel bankaların 400 milyar doları aşkın zarar etmesine yol açtı.

Uluslararası Para Fonu (IMF), bu yılın başında kredi krizinin maliyetinin 1 trilyon dolara ulaşacağı tahmininde bulunmuştu.

ABD'de şimdiye kadar kredi krizinin etkilediği 11 banka kapanırken, Lehman Brothers'ın iflasının da son olmayacağı tahmin ediliyor.

-DÜNYANIN EN BÜYÜK BANKALARI-

Dünyanın dördüncü büyük bankası iken Merrill Lynch'i satın alan Bank of America,Industrial & Commercial Bank of China'nın (ICBC) ardından ikinci sıraya yerleşti.

Cuma günü kapanışa göre toplam piyasa değerleri temelinde dünyanın ilk 20 bankası şöyle sıralanıyor:

1- ICBC 206 milyar dolar

2- Bank of America/Merrill 198 milyar dolar

3- HSBC 191 milyar dolar

4- China Construction Bank 168 milyar dolar

5- JP Morgan Chase 141 milyar dolar

6- Bank of China 123 milyar dolar

7- Wells Fargo 113 milyar dolar

8- Banco Santander 101 milyar dolar

9- Citigroup 98 milyar dolar

10- Mitsubishi UFJ 87 milyar dolar

11- BNP Paribas 84 milyar dolar

12- UniCredit 71 milyar dolar

13- Royal Bank of Scotland 69 milyar dolar

14- Intesa SanPaolo 66 milyar dolar

15- Royal Bank of Canada 62 milyar dolar

16- BBVA 62 milyar dolar

17- UBS 61 milyar dolar

18- US Bancorp 59 milyar dolar

19- Societe Generale 55 milyar dolar

20- Credit Suisse 52 milyar dolar

haber7

Son 21 yılın en büyük rekoru! New York Borsası yüzde 4,42 düştü, 504 puan kayıpla günü kapadı
16 Eylül 2008
hacminde dünyanın en büyük borsası New York Wall Street'in Dow Jones Sanayi Endeksi 504 puanla 21 yılın en büyük düşüşünü gösterdi.
158 yıllık yatırım barkası Lehman Brothers'ın iflas başvurusunda bulunması, 46 milyar dolar zarar eden Merill Lynch bankasını Bank of America'nın satın almaya karar vermesi, Wall Street'in sert inişine sebep oldu. Dow Jones, 504 puan düşüşle (yüzde 4,42) 10 bin 917,51 puanda kapandı.
İkinci seansta Wall Street'in 37 yıllık en ileri teknoloji firmaları göstergesi Nasdaq Bileşik Endeksi de 81,36 puan düşerek (yüzde 3,60) 2 bin 179,91 puandan kapandı. Dow Jones Sanayi Endeksi 1987'de 507 puan birden düşmüştü.
Wall Street ilk seansta ise Dow Jones 300 puandan fazla değer kaybederek 11.121,88 puana indi. Nasdaq, ilk seansta yüzde 2,62 oranında düştü.
netgazete

ABD sigorta devine el koydu
17 09 2008

Bir süredir iflası tartışılan dünyanın en büyük sigorta şirketi American International Group'a Amerikan hükümeti 85 milyar dolar borç vererek el koydu.

ABD Merkez Bankası (FED), AIG'in yüzde 79.9 hissesini 85 milyar dolar borç vererek devraldı.

FED´den yapılan açıklamada "Verilen kredi AIG´in yükümlülüklerini yerine getirmesine yardımcı olacaktır" denildi.

LEHMAN'I BIRAKTI AIG'İ KURTARDI

ABD hükümeti bir süredir mali sorunlarla boğuşan finans devi Lehman'a yardım elini uzatmayarak iflasa itmişti. Ancak bu kez aynı şeyi yapmadı ve FED aracılığı ile AIG'i kurtarmayı tercih etti.

AIG iki yıl için aldığı 85 milyar dolar için LIBOR artı 8.5 puan faiz ödeyecek. Yüksek faizli bu borcun varlık satışı yolu ile ile kapatılması bekleniyor. AIG'den yapılan açıklamada da bu beklentiler doğrulanarak, "Borcun kapatılmasında varlık satışı yeterli olacaktır" denildi.

2006 yılında 193 milyar dolarlık şirketti

AIG’nin 2006 yılı sonunda 193 milyar dolar olan piyasa değeri, o tarihten bugüne kadar yüzde 93 oranında azaldı. AIG’nin üçüncü çeyrekteki zararı ise 6 milyar dolara yaklaşırken, şirketin bu yılki toplam zararı 25 milyar doları buldu.
hurriyet.com.tr

ABD'de Merrill Lynch de satıldı
17 09 2008
Dünyanın en büyük aracı kurumu olan Merrill Lynch'in, ABD'nin en büyük bankalarından Bank Of America'ya 50 milyar dolara satıldığı açıklandı.

Dünyanın en büyük aracı kurumu olan Merrill Lynch'in, ABD'nin en büyük bankalarından Bank Of America'ya 50 milyar dolara satıldığı açıklandı. ABD'de Lehman Brothers'ın iflasının ardından New York Borsası'nın dibe vurması ile ortaya çıkan mali krizde, zor durumda bulunan Merrill lynch'in de akıbeti konusunda yaşanan belirsizlikte kurumun satıldığı açıklandı. Kurumun New York Manhattan'daki merkezinde, ABD'yi vuran mali krizin ardından hareketlilik yaşanıyor.

Merrill Lynch'in Bank of America'ya satıldığının açıklanması ile New York Borsası'nın dibe vurması sonucu, ülkedeki en büyük mali krizlerden biri yaşanıyor. Son 21 yılın en düşük seviyelerine inen Wall Street'teki New York Borsası'nın önünde hareketlilik yaşanıyor.
haber7

HP, 24 bin 600 kişiyi işten çıkaracak
16 09 2008
Hewlett-Packard (HP), gelecek üç yılda 24 bin 600 kişiyi işten çıkaracak. HP, yaptığı açıklamada, bu yıl mayıs ayında 13,9 milyar dolara satın aldığı bilgi teknolojileri hizmet sağlayıcısı Electronic Data Systems (EDS) ile birleşme operasyonları kapsamında çalışma gücününün yaklaşık yüzde 8'ine denk düşen 24 bin 600 kişinin işine son vereceğini bildirdi.

Açıklamada, işten çıkarmaların bir çoğunun EDS şirketinden ve yaklaşık yarısının ABD'den olacağı, işten çıkarmalarının genellikle finans, insan kaynakları ve hukukla ilgili bölümlerden olacağı belirtildi.

HP, EDS'yi almadan önce 178 bin kişiyi, EDS ise 142 bin kişiyi istihdam ediyordu.

HP'nin yeniden yapılanma tamamlandıktan sonra yılda 1,8 milyar dolar tasarruf etmesi bekleniyor. haber7

ABD’de bu data moralleri bozdu
29 Haziran 2010
ABD’de Conference Board Tüketici Güven Endeksi haziran ayında 52.9 olarak açıklandı.

Analistlerin bu konudaki beklentisi güven endeksinin 62.5 olması yönünde idi. Bir önceki rakam 63.3 olarak açıklanmıştı

The Conference Board tarafından yapılan açıklamaya göre, ABD'de tüketi cilerin artan iş kaygıları nedeniyle Haziran ayında tüketicilerin güveni yaklaşık 10 puan azaldı.

Mayıs ayında 62,7 olan Tüketici Güven Endeksi Haziran ayında 52,9'a geriledi.

Uzmanlar açıklanan rakamların tahminlerin ötesinde kötü geldiğini bunun da önümüzdeki aylarda tüketim harcamalarını ciddi şekilde sekteye uğratabileceğini belirtiyor. ekolayhaber

Bütçe kesintisi ABD'deki kütüphaneleri vurdu
08 Ağustos 2010
New Jersey'nin en fakir şehirlerinden Camden'de 1904 yılından beri faaliyet gösteren 3 kütüphane, hükümetin bütçe kesintisi sebebiyle kapanacak. Birçok ailenin bilgisayarının olmadığı Camden'deki kütüphanelere, her sene 150 bin ziyaretçi geliyor. netgazete

Obama Krizden Bush'u Sorumlu Tuttu
15 Eylül 2008
ABD'de geçen yıl konut piyasasında başlayan ve küresel etkileri olan mali krizin yarattığı sarsıntının son kurbanları, Wall Street'in iki büyük firması Lehman Brothers ve Merrill Lynch olurken, "kara pazartesi" olarak adlandırılan gelişmeleri ABD başkan adayları farklı yorumladı.

Demokrat Parti'nin başkan adayı Barack Obama, bu gelişmenin sorumluluğunu, ABD Başkanı George W. Bush yönetiminin yanlış finansal politikalarına bağladı.

ABD'nin en köklü finansal kuruluşlarından biri olan 158 yıllık Lehman Brothers iflas başvurusunda bulunurken, ABD'nin iki numaralı bankası Bank of America, dünya kredi krizi nedeniyle yaklaşık 46 milyar dolar zarar eden dünyanın en büyük aracı kurumu Merrill Lynch'i 50 milyar dolara satın alacağını duyurdu.

Obama, bu haberler


En son admin tarafından Sal Eyl 30, 2008 10:14 pm tarihinde değiştirildi, toplam 8 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Pts Eyl 22, 2008 10:00 pm    Mesaj konusu: New York BorsasI yine tepe takla Alıntıyla Cevap Gönder

29 Eylül 2008 Pazartesi
ABD Liderliği Bitiyor Mu?

Bir ülkede yaşanan ağır bir durgunluk veya şiddetli bir kriz sonrasında ülkenin geleceği hakkında abartılı yorumlar yapılır.
Nitekim ABD ekonomisinde yaşanan çalkantıların bu ülkenin dünya ekonomisindeki egemenliğine son vereceği yönündeki görüşler de yaygınlaşmaya başladı. Gerçek hayatta ise bu tür tarihsel dönüşümler, birkaç yıla değil çok daha uzun sürelere yayılarak kendini gösterir. Örneğin ABD'nin dünya üretimindeki payı daha 1913'te İngiltere'yi geçti ama ABD ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyanın en güçlü ekonomisi olarak kabul edildi. Geçiş dönemlerinde ayrıntı gibi görünen olayların etkisi ile derece derece gerçekleşen değişimler birikir ve belirli bir tarihsel dönem sonrasında herkesin algıladığı bir olgu haline gelir.

Bu perspektiften bakıldığında ABD ekonomisindeki son gelişmelerin bir "son" değil daha çok "sonun başlangıcı" olduğu görülebilir.

Dünya ekonomisi ve ABD
1950'de dünya ekonomisinin en güçlü ülkesi ABD idi ve dünya üretiminin yüzde 27.3'ü tek başına bu ülkede yapılıyordu.
1973'e gelindiğinde bu oran yüzde 22.6'ya düştü ama o yılların Avrupa Ortak Pazarı'nın toplam üretiminin payı bile ABD'nin düzeyinin çok altında kalıyordu. 32 yıl içinde 1.5 puan gerileyen ABD'nin payı 2005'te yüzde 20.6'ya indi. Gelişmekte olan ülkelerin toplam olarak yıllık büyüme oranları ve dünya ekonomisinin genel büyüme oranı, son 20 yılda olduğu gibi, ABD'deki büyüme oranının üstünde kaldığı sürece ABD'nin dünya ekonomisindeki ağırlığı milim milim de olsa gerilemeye devam edecek. Bu gerilemeyi bizler belki çıplak gözle fark etmeyeceğiz ama ABD'nin payı belirli bir kritik eşiğin altına indiğinde bu ülke dünya ekonomisinde ve siyasetinde belirleyici bir rol oynama imkânı bulamayacak.
Çünkü ABD'nin "Yeni Dünya Düzeni" ve "Büyük Ortadoğu Projesi" gibi tüm dünyayı kapsayan planları, arkasında sağlam ve bir ekonomik temel bulunmadığında bir anlam ifade etmeyecek.

ABD ekonomisindeki son gelişmeler, büyüme oranının ortalama olarak yüzde 2'de kalmasına neden olursa ve dünya ekonomisi gelecek yıllarda örneğin ortalama yüzde 4 büyüdüğünde, ABD her geçen yıl kritik eşiğe biraz daha yaklaşacak.ABD'nin dünya ekonomisindeki payı bu senaryoya göre 2020'de yüzde 15'e düştüğünde ABD yine güçlü bir ekonomi sayılacak ama dünyanın lider ülkesi unvanını çoktan kaybetmiş olacak…

Çin faktörü
ABD'nin dünya ekonomisi içinde göreceli gerilemesini Çin ve AB'nin ekonomik gelişmesi ile birlikte ele almalı. Bunun için önce Çin ile ABD arasındaki ekonomik güç dengesinin geleceği konusunda bazı hesaplar yapalım.

2005 sonunda satın alma gücü pariteleri esas alınarak yapılan hesaplara göre dünyanın toplam hasılası içinde ABD'nin oranı yüzde 20.6, Çin'in ise yüzde 14.2 idi. Yetişme süresini hesaplamak için biraz ihtiyatlı olalım ve gelecek yıllarda Çin'in son dönemdeki yüzde 10'luk ortalama büyüme hızının yüzde 5'e gerileyeceğini varsayalım. Bu varsayımlara göre hesap yaptığımızda Çin'in toplam milli gelirinin 2018 dolayında ABD'nin düzeyine geleceğini görürüz. Daha iyimser bir bakışla ABD için yüzde 3'lük Çin için ise yüzde 6'lık büyüme hızlarına göre yapılan hesaplarda ise yetişme süresi yine 13 yıl dolayında çıkar.

Refah düzeylerine göre yetişme süresi bulunmak istendiğinde ise karşımıza çok daha uzun bir süre çıkar. Satın alma gücü paritesine ve yüzde 5 ile yüzde 2'lik büyüme oranlarına göre hesap yaptığımızda Çin'in kişi başına milli gelir düzeyi açısından ABD'deki düzeye yetişmesi için 48 yıl geçmesi gerektiği ortaya çıkıyor.
Bu hesaplar, ABD'nin dünya ekonomisindeki egemenliğinin 2020'ye kadar azalacağını, sonraki 30 yılda ise giderek ortadan kalkacağını anlayabiliriz. Gelişmiş ülkelerde büyümenin düşük düzeylerde kalması ve Çin'in yüzde 10 dolayındaki hızlarla büyümeye devam etmesi durumunda ise yetişme sürelerinin epey kısalacağını da dikkate almak gerekiyor.

Rezervlerin geleceği
ABD'nin dünya ekonomisindeki egemenliğinin diğer bir kaynağını da doların, ödeme aracı, rezerv parası ve hesap birimi olarak dünya ekonomisi içindeki liderliği oluşturdu. Doların bir dünya parası olması sayesinde ABD, bütçe ve dış ticaret açıklarındaki hızlı artışa rağmen ekonomik büyümesini sürdürdü. Son 2 yılın olayları ABD ekonomisinde kalıcı bir hasar ortaya çıkarsa da doların bir süre daha mevcut konumunu sürdürmesi mümkün olabilecek.

2000'de dünya ülkelerindeki döviz rezervlerinin yüzde 70'i Amerikan Doları'ndan oluşurken, 8 yılda bu oran ancak yüzde 63'e kadar geriledi. Euro üzerinden tutulan rezervlerin oranı ise aynı süre içinde yüzde 27'ye yükseldi.

İnsanlar ve hükümetler para konusunda çok muhafazakâr davrandıkları için doların dünya ticaretindeki ve ülke rezervlerindeki payının yüzde 50'nin altına düşmesi en az bir 15 yıl gerektirebilecek. Örneğin Şili'de ve Türkiye'de doların değeri yıllar boyu artmasa da tasarruf sahipleri dolar üzerinden açtıkları hesapları bozmadı. Hükümetler de rezervlerini dolar olarak tuttukları için zarar etseler de ABD karşıtı ülkeler bile henüz dolardan vazgeçmedi. Bu durumu kısa sürede ancak çok büyük bir finansal şok değiştirebilir ve Çin'den ve petrol zengini ülkelerden başlayarak doları gözden düşürebilir…

Yeni finansal yapı
Lehman Brothers'ın internet sitesinin logosunun yanında şu cümle yer alıyordu: "Lehman Brothers'ın tarihi, ABD'nin büyümesine ve onun refaha ve uluslararası saygınlığa yönelen enerjik ilerleyişine paralel bir seyir izler." 158 yıllık şirketin batması, Amerikan ekonomisinin de aynı kaderi paylaşması ile sonuçlanamayacak pek tabii ama gelecek dönemde hiçbir şey eskisi gibi kalamayacak.

IMF'nin AB yönetiminin ve seçimi kazanacak yeni ABD başkanının çalışmaları ile oluşturulacak yeni finansal mimari çerçevesinde ABD ekonomisi geçmişteki kadar hızlı büyüme imkânını bulamayacak. Dünya para ve sermaye piyasalarında istikrarı sağlamak için kurulacak yeni düzende ABD finans sisteminin ağırlığı bugünkünden ister istemez daha az olacak. Ünlü yatırımcı Warren Buffett'in "finansal kitle imha silahları" diye nitelediği türev yatırım araçlarına getirilecek çekidüzen de New York'un finans dünyasındaki etkisini azaltacak.

ABD'NİN ÇÖKÜŞÜNÜN DİĞER ALAMETLERİ
Ekonominin genelinde olduğu gibi sektörlerdeki aşağıdaki bazı olay ve olgular da ABD ekonomisinin dünyadaki liderliğinin artık tehlikede olduğunu gösteriyor:

- Geçen yüzyılın 2. yarısında, dünya ve ABD ekonomisinde aktif bir rol oynayan ABD petrol şirketleri artık eski güçlerine sahip değil. Ulusal petrol şirketlerinin güç kazanması nedeniyle Chevron ve Exxon-Mobil gibi ABD şirketlerinin petrol rezervlerindeki ve üretimindeki payı geriliyor.

- New York, "dünya finans merkezi" unvanını tekrar Londra'ya kaptırıyor. Örneğin Çin'in Devlet Yatırım Fonu, ülke dışındaki bürosunu New York yerine Londra'da açtı.
- İç pazardaki otomobil satışlarında, yerli otomobillerin payı ilk kez yüzde 50'nin altına indi.

- Amerikan imalat sanayiinin üretim ve istihdamdaki payı sürekli olarak geriliyor. İmalat sanayii üretiminin milli gelirdeki payı, 1980'de yüzde 20 iken son yıllarda bu oran yüzde 14 dolayına düştü. 1970'te işgücündeki her 100 kişiden 30'u imalat sanayiinde çalışıyordu. Sürekli kan kaybı nedeniyle bu oran 2006'da yüzde 15'e indi. Araştırma-geliştirme çalışmalarının ve inovasyonun en yaygın olarak yapıldığı imalat sanayiindeki bu daralma, ekonominin bir bütün olarak yenilenmesini de yavaşlatıyor.

Üç kutuplu dünya
ABD, Çin ve AB gelecek 15 yıl içinde dünya ekonomisinin üç kutbunu oluşturacak. Ekonomideki bu güç dengesi zamanla siyasi ve askeri alana da yansıyacak. ABD'nin üç kutuplu dünyayı kabullenmeyip, kendi uyguladığı şekliyle serbest piyasa ekonomisini ve Amerikan değerlerini, diğer ülkelere dayatmak istemesi ise gelecek yıllarda yeni gerilim odakları oluşturacak.

ABD'nin dünyayı adam etmekten vazgeçip, dünya jandarmalığı rolünden çekilme eğilimine girmesi ise çatışma ve çelişkilerin azalması anlamına gelecek. ABD dayatmalarının körüklediği şiddet olaylarının bu süreç içinde azalması ise yoksulluğun azaltılmasını kolaylaştıracak.

Gelecek 15 yılda Türkiye'nin tüm hesaplarını üç kutuplu dünyaya göre yapması ve eldeki tüm imkânlardan yararlanarak bir hızlı büyüme ivmesi yakalaması gerekiyor. Bu büyüme atılımı üç büyük gücün dışında Türkiye'yi Rusya, Hindistan ve Brezilya ile birlikte dünya ekonomisinin önde gelen güçlerinden biri haline getirecek.

Referans


New York Borsası haftayı kayıpla kapattı
25 Ekim 2008 00:26
New York Borsası, haftanın son işlem gününü, 2003 yılı baharından bu yana en düşük düzeyde kapattı.
Dow Jones, bugün 312,30 puanlık (yüzde 3,59) düşüşle 8.378,95 puandan kapanırken, teknoloji endeksi Nasdaq da 51,88 puanlık (yüzde 3,23) düşüşle 1.552,03 puandan haftayı tamamladı.

Bütün hafta dikkate alındığında, Dow Jones Endeksi'ndeki düşüş yüzde 5,4, Nasdaq Endeksi'nde ise yüzde 9,3 oldu.
haber7

Amerikan borsaları bugün de çakıldı
15 Ekim 2008
New York Wall Street Borsası'nın Dow Jones Sanayi Endeksi, günü 733,08 puan birden düşerek (yüzde 7,87) 8 bin 577,91 puandan kapadı.
İşlem hacminde dünyanının en büyük borsası Wall Street'in 37 yıllık en ileri teknoloji ortaklıkları gösgtergesi Nasdaq Bileşik Endeksi de 2. seansı 150,68 puan düşerek (yüzde 8,47) 1.628,33 puandan bitirdi.
haber7

165 bin kişi işsiz kalabilir
15 Ekim 2008 15:22
ABD'nin New York kentinde, finansal sektördeki krizin sonucu olarak 165 bin kadar kişinin işini kaybedebileceği bildirildi.
BBC'nin haberine göre, kentin baş mali müfettişi William Thompson, gelecek iki yılda 35 bini doğrudan finansal sektörde olmak üzere 165 bin kadar kişinin işini kaybedeceğini tahmin ettiğini söyledi.

Temmuz ayında ülkenin finans merkezi New York'ta işini kaybedeceklerin sayısını 80 bin kişi olarak öngören Thompson, rakamdaki yükselişin, ''ülke durgunluğa doğru giderken ekonomik sorunların diğer sanayi sektörlerine de yayıldığını yansıttığını'' ifade etti.

New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg de Wall Street firmaları birkaç yıl ya da kar elde etmeye başlayıncaya kadar çok fazla vergi ödeyemeyecekleri için meydana gelecek gelir kaybı nedeniyle belediyenin bütçesinde kesintiye gidilmesini istemişti.

Bloomberg geçen ay, kentteki bütün kurumlara bu yıl için harcamalarını yüzde 2,5 ve gelecek yıl yüzde 5 düşürmesini söylemişti.

haber7

İzlanda borsası tamamen çöktü
14 Ekim 2008 14:50
Krizden en olumsuz etkilenen İzlanda'da borsa 3 iş gününün ardından bugün yeniden açıldı. Borsa yüzde 76 oranında değer kaybetti. Son rakamlar:
CMX15 Endeksi açılıştan kısa bir süre sonra yüzde 76 oranında değer kaybetti.

İzlanda Borsası, rekor düşüşler ardından geçen hafta Çarşamba günü 3.017 puandan kapatmıştı.

Dow Jones kapanışta düştü
14 Ekim 2008 23:51
New York menkul kıymetler borsası günü düşüşle kapattı.
Borsanın temel göstergesi Dow Jones 76,62 puan düşerek (yüzde 0,82) 9,310.99 puana gerilerken, teknoloji endeksi Nasdaq 65,24 puan kayıpla (yüzde 3,54) 1,779.01 puandan kapandı.

haber7


Kurtarma planı da ABD bankalarına yaramadı! Bazı bankalar, batma tehlikesini atlatamadı

09 Ekim 2008 - ABD Hazine Bakanı Henry Paulson, küresel finansal piyasalardaki ciddi gerilimin sürdüğünü söyledi.
Paulson, düzenlediği basın toplantısında, finansal piyasadaki sıkıntının ekonomiyi olumsuz etkilediğini, yönetimin tarihteki en büyük mali sistemi kurtarma planının uygulanması için hızlı hareket ettiğini belirtti.
Paulson, "Mali kurumların batık varlıklarını satın alma programı olsa bile bazı bankalar batabilir. Finansal kriz hemen sona ermeyecek ve önemli sorunlar önümüzde duruyor" dedi.
netgazete

ABD borsaları kara günlerini yaşıyor
09 Ekim 2008 23:33
İşlem hacmi bakımından dünyanın en büyük borsası olan New York Wall Street'te Dow Jones Endeksi, son 5 yılın en kötü rakamını gördü.
Dow Jones Endeksi, 660 puanlık kayıpla (yüzde 7.2) son 5 yılın en düşük düzeyi olan 8,586 puana geriledi.

Finans, enerji ve sağlık sektöründeki kağıtların en fazla kayıp yaşadığı Dow Jones, en son 6 Ağustos 2003'te 9 bin puan düzeyinin altına düşmüştü.

Bugünkü seansta en fazla kayıp, yaklaşık yüzde 33 ile General Motors (GM) hisselerinde yaşandı. GM'nin hisseleri, bugün 2.26 dolar düşerek 4.65 dolara geriledi. GM hisselerindeki bu büyük düşüş de Dow Jones'un 600 puandan fazla düşmesine neden oldu. GM hisseleri, 1950 yılının mart ayından beri en düşük düzeyine inmiş oldu.

Borsadaki Nasdaq Endeksi de 95.21 puan düşerek (yüzde 5.47) 1,645.12 puandan günü tamamladı.
habeer7


Emeklilik Fonları 2 Trilyon $ Eridi
08 Ekim 2008 13:23
ABD'de küresel finansal krizin hüküm sürdüğü son 15 ayda emeklilik fonları 2 trilyon dolar değer kaybetti.

Amerikan Kongre Bütçe Ofisi Direktörü Peter Orszag, yaptığı açıklamada, kayıpların birçok çalışanı büyük miktardaki tüketimden uzak tuttuğunu ve çalışanların emekliliklerini ertelediklerini söyledi.

Associated Press ile araştırma şirketi GfK'nın araştırmasına göre, ankete katılanların yarısından fazlası emeklilik tasarruflarının değerini kaybetmesi nedeniyle daha uzun süre çalışmak zorunda kalacağı endişesini yaşıyor.

Orszag, ABD'lilerin yaşadığı korkunun temelinin olduğunu belirterek, kamu ve özel emeklilik fonlarının 2007 ortalarından itibaren yüzde 20 değer kaybettiğini tahmin ettiklerini belirtti.
aktifhaber


Amerikan borsası yine 'dip' yaptı
06 Ekim 2008 23:41
ABD Wall Street Borsası'nın temel göstergesi olan Dow Jones Endeksi, 29 Ekim 2004'ten bu yana ilk kez 10 bin puanın altında kapandı.
Güne 800,06 puan düşüşle başlayan Dow Jones, gün içinde biraz toparlansa da 369,88 puan kayıpla 9.955,50 puandan kapandı.

Teknoloji endeksi Nasdaq da 84,43 puan kayıpla günü 1.862,96 puanla tamamladı
haber7

29 Eylül 2008 Pazartesi
"ABD İmparatorluğu yıkılsın"

Bush'un kriz politikalarını eleştiren ve krizin kaynağının kapitalist düzen olduğunu söyleyen Chavez, "ABD'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var" dedi.

Devlet Başkanı Hugo Chavez, ABD Başkanı George W. Bush'un kriz yönetim politikalarını eleştirdi.

ABD'deki finansal krizin dünya ekonomisini tehlikeye düşürdüğünü ifade eden Chavez, krizin kaynağının kapitalist sistem olduğunu belirtti. Çin ve Rusya ziyaretlerinin ardından Portekiz'e geçen Chavez burada yaptığı konuşmada "ABD'nin bir kurucu meclis toplayarak, yeni bir anayasa yazması ve gerçekten demokratik bir model oluşturması gerekiyor" dedi.

Gelişmekte olan krizi "gelmiş geçmiş en büyük finansal kriz" olarak niteleyen Chavez, " ABD imparatorluğu yıkılsın ve küllerinden büyük bir cumhuriyet doğsun" şeklinde konuştu.

ABD'de yeniden "özgürlük" sloganlarının duyulması gerektiğini ifade ederek ABD'nin kuruluş yıllarına gönderme yapan Chavez, büyük bankalar ve şirketlerin diktatörlüğünden kurtulmuş bir hükümet çağrısında bulundu.

http://anadoluhaber.blogspot.com/2008/09/abd-imparatorluu-yklsn.html

350 bin dolarlık ev 66 bin dolara geriledi

Son 7 ayda 760 bin kişinin işsiz kaldığı Amerika'da konut fiyatları tam anlamıyla dibe vurdu. İki sene önce 350 bin dolara satılan bahçeli, garajlı ve 7 odalı müstakil bir ev bugün 66 bin dolara satılıyor
Amerikan rüyası dibe vurdu

04 Ekim 2008 08:14

Bankaların el koyduğu konut sayısının 10 milyona yaklaştığı belirtilirken, birçok bölgede 500 bin dolara alınan bir evin fiyatı 150 bin dolara kadar düşmüş durumda.


Bush yönetimi ekonomideki kötü gidişata dur demeye çalışırken açıklanan rakamlar, ABD'de ekonomik kirizin önlenmez bir şekilde derinleştiğini ortaya koyuyor. Ev fiyatlarının 500 bin dolardan 150 bin dolara düştüğü Amerika'da işini kaybedenlerin sayısı her geçen gün daha da artıyor.

İşsizlik sigortasından faydalanmak için başvuruda bulunan kişi sayısı 497 bine çıkarken Çalışma Bakanlığı'nın dün açıkladığa rapora göre, sadece Eylül ayında 159 bin kişi işini kaybetti. Son beş yılın en büyük işten çıkarma rakamı olarak kayıtlara geçen bu sayıyla birlikte son dokuz ayda işini kaybeden insan sayısı net olarak 760 bin oldu.


SON 5 YILIN EN BÜYÜK KIYIMI

Çalışma Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlara göre ülke genelinde işverenler son beş yılın en büyük kesintisini yaparak 159 bin kişinin işine son verdi. Bu rakamla birlikte Amerika'da son 9 ay içinde işini kaybedenlerin sayısı 760 bini buldu. Eylül ayında en büyük işçi çıkarımı 51 bin ile imalat ve 35 bin ile inşaat sektöründe yaşandı. Ağustosta işini kaybedenlerin sayısı ise 73 bin olarak kayıtlara geçmişti.

EV FİYATLARINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ

Mortgage krizi ile ABD ekonomisinde başlayan kriz konut sektörünü de vurdu. Hem alıcı hem de satıcıların büyük zarar gördüğü bu dönemde mortgage kredisini ödeyemedikleri için bankaların el koyduğu ev sayısının 10 milyona yaklaştığı ifade ediliyor. Yatırım bankalarının sunduğu esnek krediler sebebiyle normal bir ev değerinin 4-5 katına çıkarken, krizin patlamasıyla birlikte değerinin çok üstünde ev alanlar kredilerini ödeyemez duruma düşünce bankalar bu evlere el koydu.

ABD'nin bir çok bölgesinde birkaç yıl önce 500 bin dolara alınan bir evin fiyatı 150 bin dolara kadar düşmüş durumda. Ancak fiyatların bu denli düşmesine rağmen süren kriz sebebiyle bankalar ellerindeki evleri açık artırma yöntemiyle satışa çıkartmak zorunda kalıyor. İki yıl önce 350 bin dolara Virginia'nın Woodbridge bölgesinde satın alınan bir townhouse (bahçeli, garajlı iki katlı ev) açık artırma yöntemiyle 66 bin dolara satıldı. 3-4 bin dolar peşinat ve aylık 400-500 dolar kredi ile yine 100-150 bin dolar civarında bir ev almak mümkün.

İşsizlik sigortasına başvuru sayısında da rekor rakamlara ulaşılmış durumda. Çalışma Bakanlığı'nın önceki gün yayınladığı rapora göre, ilk kez işsizlik sigortası talebinde bulunan kişilerin sayısı 497 bine yükseldi. Şu anda 3 milyon 600 bin kişi işsizlik sigortasından yararlanıyor.
Yeni Şafak

ABD'de İşsizlik Maaşı Başvurularında Rekor
02 Ekim 2008 16:47

ABD'de işsizlik maaşı başvuruları rekor düzeyde yükseliş gösterdi.

Çalışma Bakanlığı verilerine göre, işsizlik maaşı başvuruları, son 7 yılın en büyük artışını göstererek, 497 bin düzeyine çıktı.
aktifhaber

03.10.2008
Kurtarma Paketine Onaylandı ama New York Borsası Düşüşle Kapandı

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki mali krize çözüm olarak sunulan kurtarma planı yeni haliyle Temsilciler Meclisi'nde kabul edildi.
20 milyon orta gelirli Amerikan vatandaşını doğrudan etkileyecek vergi indirimi ve istisnaların da eklenmesiyle 850 milyar dolar tutarına ulaşan paket Temsilciler Meclisi'nde 171'e karşı 263 oyla kabul edildi.

Kongre üyelerine teşekkür eden ABD Başkanı George Bush tasarıyı imzalayarak yürürlüğe koydu.

New York Borsası Düşüşle Kapandı
Tasarının kabul edileceği beklentisiyle yaklaşık 300 puan yukarda seyreden New York Menkul Kıymetler Borsası ise tasarının kabulünün ardından gelen satışlarla günü yüzde 1.5 düşüşle kapattı.

Uzmanlar piyasada, "Söylentiyi al, realiteyi sat" görüşünün ve paketin ekonomideki sıkıntılara çare olmayacağı düşüncesinin hakim olduğunu belirtiyor.


New York Borsası yine tepe takla

22 09 2008 23:51
ABD'nin çöken ekonomiyi canlandırmak için uygulamaya koymayı istediği 700 milyar dolarlık kurtarma planına rağmen New York borsası sert düşüşle kapandı.
New York borsasında Dow Jones endeksi günü ortalama 3.28'lik kayıpla (373.23 puan) 11,015.21 puandan kapatırken, Nasdaq endeksi de yüzde 4.17'lik düşüşle (94.92 puan) 2,178.98 puana indi.

Uzmanlar, yatırımcıların 700 milyar dolarlık planın bile ekonomiyi canlandırmayacağı korkusu nedeniyle endekslerin düştüğünü belirtiyor.
haber7

Microsoft da kriz mağduru

Yazılım devi, bir zamanlar dünyanın en zengin adamını çalıştırıyordu. Şimdi ise, kriz nedeniyle 15 bin çalışanını çıkarma planlarından bahsediliyor.03 Ocak 2009 17:55


Yazılım devi Microsoft, Amerika'da patlak veren ve tüm dünyayı etkisine alan küresel krizin faturasını Ocak ayında ödemeye hazırlanıyor. Yayılan haberlere göre, 15 Ocak'ta, firma çalışanlarının dünya genelinde 17%'sinin işten çıkartılacağı belirtiliyor.
Şu anda yaklaşık 90 bin kişinin çalıştığı firmanın, alternatif kazanç metotlarına çok daha ağırlıklı bir şekilde yöneleceği, hem yazılım hem de internet servisleri üzerinden daha fazla gelir elde etmek için farklı seçenekler üzerine yoğunlaştığı da yurtdışı basınında yer alan içerikler arasında.

Hakkı Alkan - http://shiftdelete.net

ABD ekonomisi, 3 ayda yüzde 6,1 daraldı
12:30 - Uluslararası piyasalarda, ABD doları, Japon Yeni dışındaki önemli para birimleri karşısında değer kaybederken, altın fiyatları da düştü. Amerikan Merkez Bankası (FED), faiz oranlarında değişikliğe gitmedi. Banka, 30 nisanda yüzde 2'ye indirdiği gösterge faiz oranını, haziran, ağustos ve eylül aylarında yaptığı toplantılarda değiştirmemişti. ABD ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde, beklentilerin üzerinde yüzde 6,1 daraldı. Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, daralmaya, ticari faaliyetlerdeki keskin gerileme ve ihracattaki son 40 yıldaki en büyük küçülme yol açtı. 02.05.2009 LONDRA/NEW YORK/TOKYO netgazete

[AMERİKAN RÜYASININ SONU

8 Temmuz 2008 22:32
Dünyanın önde gelen ülkelerinden ABD’de yoksulluk hızla büyüyor. Birkaç işte birden çalıştığı halde geçinemeyenler kedi mamasıyla beslenip otomobillerinde geceliyor
Kazandığı parayla geçinemeyen Amerikalılar’ın sayısı milyonları buluyor. Barınma, beslenme ve çocuk bakımı gibi zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olmayan fakirler, birden fazla işte çalışarak ay sonunu getirmenin yollarını arıyor. Ama bu bile ABD’nin ‘çalışan fakirlerine’ çoğu zaman yetmiyor.
Üç işte birden çalışıyor, yetmiyor!
Kevin Sedwick, ‘aslında benim yerim rekorlar kitabında olmalı’ diyor. Üç ayrı işi bir güne sığdırmaya çalışan Sedwick sabahları zenginlerin köpeklerini havalandırıyor, gün boyu bisiklet kuryeliği yapıyor ve geceleri de bir süper marketin kasiyerliğini. Tesisat ve saat tamirciliği de yapan Sedwick aynı zamanda Vaşington’un en hızlı bahçıvanlarından da biri. Aslında gazetecilerle konuşacak vakti yok. Haftanın yedi günü, günün oniki saati çalışıyor. Tatil gibi, emeklilik ya da sağlık sigortası da onun için tamamen yabancı kavramlar.
Saat ücretinin 7 Dolar 15 Cent’i bulduğunu söylüyor. Yani saatte asgari ücretten birbuçuk dolar daha fazla kazanıyor. İşsiz kalmadığı takdirde yıllık geliri 20 bin doları buluyor. Ama bu parayla bile ABD’nin pahalı başkentinde iki çocuklu ailesini geçindirmesi çok zor: “Washington’da 550 doların altında tek odalı apartman dairesi bulmak imkansız.”
Silahlı uyuşturucu çetelerinin kol gezdiği Washington’un en tehlikeli semtlerinden Anacostia’daki evine 800 dolar ödüyor.
‘Çalışan fakirler’ sınıfı
Kevin Sedwick ABD’nin hızla büyüyen ‘çalışan fakirler’ sınıfına dahil. Aslında ona ‘çalışma hastası fakir’ demek daha doğru olur. Hayatta kalabilmek için tutkunlar gibi çalışıyor. Ama kazandığı para çocuklarının karnını doyurmaya ya da muayene ücreti ödemeye yetmiyor. Center for American Progress adlı araştırma kuruluşu, tam mesai çalışmasına rağmen muhtaç durumda olan Amerikalılar’ın sayısının bir yılda %20 oranında arttığını saptamış. “Fiyatlar artarken, ücretler yerinde sayıyor.”
Kedi mamasıyla besleniyorlar
Öfkeyle hesap defterini açan Kevin Sedwick, yumurta, süt ve ekmeğin yılbaşından bu yana %40 zamlandığını, birçok tanıdığının ucuz olduğu için kedi mamasıyla beslendiğini anlatıyor. Beyaz Saray’a birkaç yüz metre mesafede yaşayan her üç Amerikalı’dan biri fakir. Din adamları, fakir sayısının 1975 sonrasının en yüksek düzeyine çıktığını hatırlatarak sosyal patlamaların kaçınılmaz olacağını belirtiyorlar. Piskoposlar Konseyi sözcüsü kamu radyosunda acı gerçeği şöyle açıklıyor: “Gıda maddesi bağışlarına bağımlı olan dar gelirlilerin sayısı hızla artıyor. ABD’nin bazı bölgelerinde hanelerin yaklaşık yarısı karne sayesinde karnını doyurabiliyor.”
Gıda yardımına muhtaçların 28 milyonu bulduğunu belirten Açlıkla Mücadele Derneği sözcüsü Sandra Robertson on milyonlarca Amerikalı’nın insan haysiyetine yaraşır barınma imkanından yoksun olduğunu vurguluyor: “Otomobilini buz gibi soğukta ev niyetine kullanan dört kişilik aile tanıyorum. İşe gitmek için otomobile ihtiyaçları var. Karı koca çalıştıkları halde kira ödeyecek paraları yok.”
Fabrika işçisinin kabusu
Dürüst çalışmanın onur kırıcı fakirliği yendi&

Financial Times, dünyada 500 yıldır yaşanan Batı hakimiyetinin sona erme sinyallerinin geldiğini yazdı
31 Aralık 2009, 00:13 Anadolu Haber
Financial Times'ta konuyla ilgili düşüncelerini anlatan bir makale kaleme alan Harvard Üniversitesi öğretim üyesi, tarih profesörü Niall Ferguson, 16'ncı yüzyılda Rönesans ve Reform hareketleriyle başlayan daha sonra bilimsel devrimler, aydınlanma hareketi ve sanayi devrimi ile doruk noktasına ulaşan Batı hâkimiyetinin sonuna yaklaşıldığına işaret etti.

Yazarın bu düşüncelerinin arkasında son 10 yıldaki baş döndürücü gelişmeler önemli yer tutuyor. ABD'nin dünya düzenindeki yerinin en büyük simgelerinden biri olan İkiz Kuleler'e yapılan saldırı ve ertesinde yaşanan olaylar hâkimiyet döneminin sonra ermesinde önemli kilometre taşları olarak görülüyor.

Bu olaylar arasında ABD'nin Afganistan ve Irak'ta giriştiği Ortadoğu'daki rejim değiştirmeye yönelik girişimler de gösteriliyor.

ÜÇ ÖLÜMCÜL AÇIK

Ferguson makalesinde, Amerikanın imparatorluğunun olası bir çöküşünde üç ölümcül açığın önemli rol oynayacağına değindi.

Yazar bu üç açığın insan gücü, dikkat ve finansal anlamda yaşandığını söyledi. İnsan gücü tarafında yaşanan açık Irak'ta yeterince asker olmayışında görülürken, dikkat açığı ise işgal edilmiş ülkelerde uzun zaman kalınmasının ülke vatandaşları tarafından çok istekle karşılanmamasından kaynaklanıyor.

Bu üç açıktan en önemlisi olarak görülen finansal açık ise yatırıma kıyasla yeterince tasarruf yapılmaması ve kamu harcamasına kıyasla da yeterince vergi toplanamamasında yatıyor.

ÇÖKÜŞ MALİ KRİZLE GELİR

Ferguson, 2004 yılında ülkenin cari ve bütçe açığını dengelemek için doğu Asya sermayesine daha fazla bağımlı hale geldiğine de dikkat çekti. Yazar, bu nedenle ABD'nin resmi olarak ifade edilmeyen imparatorluğunun çöküşünün de terörist saldırılar ve destekçisi olan rejimler yüzünden değil ancak ülkede yaşanacak mali krizden kaynaklanabileceği dile getirdi.

ABD'nin artan cari açığının Asyalı merkez bankaları tarafından finanse edildiğinin farkına varılması ve Çin'in bu işlemlerde merkeze oturması Ferguson'un görüşlerini etkileyen en önemli gerçek oldu.

Bu gelişmenin yanı sıra ülkede 2007 yılında ortaya çıkan mortgage krizinin, 2008’de likidite sıkıntısına dönüşmesi ve son olarak 2009 'büyük durgunluk' halini alması, Batı'ya ekonomik anlamda vurulan en büyük darbe oldu.

ÇİN PARMAK ISIRTTI

Milenyumun ilk 10 yılının sonuna gelindiğinde ise Çin'in bu krizde parmak ısırtan bir performans sergilemesi en çok dikkat çeken olay oldu.

Ekonomik olarak gelişmiş ülkeler ikinci bir Büyük Buhran'ın kıyısından dönerken, Çin teşvik programı ve geniş kredi imkânları ile bu dönemde büyümesinde küçük bir düşüş gördü.

Ferguson, yine de 1.5 milyarlık nüfusa sahip bu ülkenin, önümüzdeki 10 yıl içinde problem yaşayabileceğini belirtti.

Kaynak: Financial Times

ABD'de 5 banka daha kapandı
02:40 - ABD'de dört eyalette beş banka daha kapandı. Böylece ABD'de bu yıl kapanan banka sayısı 108'e çıktı. Federal Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, kapanan bankaların fona maliyetinin 335 milyon dolara mal olacağını açıkladı. 01.08.2010 WASHİNGTON - netgazete

ABD Merkez Bankası: Toparlanma yavaşladı
15:40 - FED Açık Piyasa Komitesi, dün yaptığı toplantıda beklendiği gibi gösterge faiz oranını yüzde 0 ile yüzde 0,25 arasında bıraktığını ve uzun süre bu seviyede tutacağını açıkladı. Fed ayrıca yavaşlayan toparlanmaya destek vermek adına vadesi dolmuş tutsata (mortgage) dayalı menkul kıymetlerden elde edilen geliri uzun vadeli Hazine tahvili satın almak için kullanacağını belirtti. 11.08.2010 WASHINGTON netgazete


Bankalar 1,2 milyon konuta el koyacak
13 Ekim 2010
ABD yönetimi, konut piyasasında zaten yavaş olan toparlanmaya zarar verebileceği gerekçesiyle, konut kredilerinden kaynaklanın icra işlemlerinin ertelenmesi yönündeki talepleri reddetti.

Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, dün gazetecilere yaptığı açıklamada, yönetimin, icra işlemlerinin ertelenmesi için yapılan popülist çağrılara ihtiyatlı olduğunun işaretini verdi. İcra işlemlerinin ertelenmesinin sadece küçük bir grup konut sahibinin çıkarına olacağı, ancak ekonomiyi olumsuz etkilemesi halinde ters tepki yaratacağı ifade edildi.

Gibbs, ''Geniş bir erteleme durumunun istenmeyen sonuçları olur'' dedi.

Yönetiminin icra işlemleri sorununun ''nedenini bulmaya'' kararlı olduğunu belirten Gibbs, ''Sürecin yasal olarak takip edilmesini sağlayacak gerekli adımları atmak istiyoruz. Aynı zamanda, konut piyasası ve bu piyasadaki toparlanmaya kapsamlı zarar verilmesini istemiyoruz'' diye konuştu.

Piyasa uzmanları, icra işlemlerinin ertelenmesinin kredi sağlayanların kayıplarını artıracağını, yeni tutsat (mortgage) kredilerin maliyetini yükselteceğini ve konut fiyatlarını daha da düşürecek bir konut yığılmasına yol açacağını düşünüyorlar.

Konut kredilerinden kaynaklanan icra işlemlerinin ertelenmesi talepleri geçen hafta hız kazandı.
Senato Çoğunluk Lideri Harry Reid, tutsat kredisi veren büyük şirketlerin 50 eyaletin tamamında icra işlemlerinin ertelenmesini isteyen diğer Demokrat Partili milletvekilleriyle beraber hareket ediyor.

ABD'de 40 eyaletin başsavcısının, bazı bankaların kredi kullanarak ev alanların evlerinden çıkarmak için sahte belgeler kullandığı iddialarıyla ilgili ortak soruşturma başlatacaklarını açıklaması bekleniyor.

New York Başsavcısı Andrew Cuomo, icra işlemleriyle ilgili eyalet çapındaki soruşturmayı genişlettiğini söyledi.
Iowa Başsavcısı Tom Miller de soruşturmaların, gelecekte davalar için kanıt toplamayı değil, ancak kredi sağlayıcıların icra işlemleri pratiklerini düzeltmelerini amaçladığını kaydetti.

Merkezi California eyaletinin Irvine kentinde bulunan emlak şirketi RealtyTrac'a göre, Ocak 2007 ve Ağustos 2010 arasında bankalar 3 milyon kadar konuta el koydu. Bankaların sadece bu yıl, 1,2 milyon konuta el koyması bekleniyor.

habertaraf

29 Ekim'de dolar dip mi yapacak?
17 Ekim 2010

Dolar endeksinde devam eden düşüş piyasaları paniğe de sürüklüyor. Analist Billl McLaren , yaptığı açıklamada dolar endekslerinde düşüşün süreceğini ve endeksin 29 Ekim'de 72'in altına düşebileceğini iddia etti.

Analist Billl McLaren , yaptığı açıklamada dolar endekslerinde düşüşün süreceğini ve endeksin 29 Ekim'de 72'in altına düşebileceğini iddia etti.

Düşüşün piyasaları gerçek bir paniğe sürükleyeceğini belirten McLaren, "71'in altını düşünemiyorum" dedi.

Endeksin 29 Ekim'de tarihi dibe vuruşunu gerçekleştireceğini vurgulayan analist Bill McLaren,"Ekim 20'ye kadar hız kesmesi de sadece küçük bir şans. Ancak Aralık ve Ocak'ta bir zirve bekliyorum" dedi.

Dolar endeksi dün itibariyle 76.505 civarında seyrediyor

Gazeteport

Bank of America, 7,65 milyar $ zarar etti
02:00 - ABD'nin en büyük bankası Bank of America, üçüncü çeyrekte 7,65 milyar dolar (hisse başına 0,77 dolar) zarar ettiğini açıkladı. Banka, üçüncü ç eyrek sonucunun, 10,4 milyar dolarlık şerefiyeye ilişkin değer düşüklüğü zararın ı içerdiğini belirtti. 20.10.2010 NEW YORK netgazete

ABD'de 6 banka daha kapatıldı
23 Ekim 2010
ABD'de 6 bankanın daha kapatılmasıyla bu yıl kapatılan banka sayısı 138'e çıktı.

Federal Mevduat Sigortası Fonu (FDIC), dün Kansas eyaletinde Hillcrest Bank of Overland Park'ın, Illinois eyaletinde First Suburban National Bank of Maywood'un, Georgia eyaletinde First National Bank of Barnesville ve Gordon Bank'ın, Florida eyaletinde Progress Bank of Florida ve First Bank of Jacksonville'nin kapatıldığını açıkladı.

FDIC Başkanı Sheila Bair, bu yıl iflas edecek banka sayısının, toplam 140 bankanın kapandığı geçen yıla göre artmasını beklediğinisöyledi. haber10

ABD İstihbarat Harcamalarını Açıkladı
31 Ekim 2010
Amerika, tarihinde ilk defa bu yıl istihbarat için yaptığı harcamaları resmen açıkladı.
Eylülün sonu itibariyle 16 istihbarat örgütü için ABD, 2010 yılında 80 Milyar Dolar para harcadı.

Nasyonal İstihbarat Müdürlüğü DNI’nin verdiği bilgiye göre 53,1 Milyar Dolar askeri olmayan operasyonlar için harcandı. Bu miktarın bir kısmı CIA’ya verildi. Savunma Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada 2010 yılında 27 Milyar Doların istihbarat operasyonları için harcanacağını bildirmişti. Bu para ‘Defense Intelligence Agency’ kurumuna verildi.

Şimdiye kadar Amerikan devleti, diğer ülkelerin ABD’nin ayırdığı bütçeye göre gizli bilgi alma çalışmalarının boyutları ve etkileri konusunda bilgilenmelerini engellemek amacıyla istihbarat harcamalarını gizli tutuyorlardı.
aktifhaber


FED'in piyasalara sürdüğü 600 milyar Dolar...
15 KASIM 10


ve Tayyip Erdoğan'ın derdi!..

Bu kadar sanal para, Tayyip Erdoğan'ı bile "gerdi" ve FED'in piyasaya para sürüşü işini "kabul etmeyeceklerini" söyledi!.. :)
(Etse ne olur, etmese ne olur?!..
Ona soran mı var?!..)

Karşılıksız sanal para artık öyle bir hal aldı ki, -inandırıcılığını iyice yitirdi... bu paraya kimse inanamıyor!..

Sanal bir din çöküyor!..

Oysa para sistemi, ona inanan "iş toplumları" sayesinde 70'li yıllardan beri çökmeden yaşayabilmişti!..

Şimdi bu laptop ekranından türeme 600 milyar para, resmen tüy dikti!.. Ama, bilinen tüm finans/spekülasyon balonları şişecek, beklendiği gibi (zaten boğazına kadar borçlu) halklar daha fazla kredi falan almayacaklar...

Erdoğan, sıcak/gaz/hayal parayla döndürdüğü cari açığından çok korkuyor. Bu iş 2001 krizinden beter sonlanabilir...
(Ecevit'in akıbetini unutmamış olmalı!..)

Daha önce burada yazmıştık, tekrarlayalım:

"Sönmez bir 'ampül'müş gibi pazarlanan AKP'nin olmayan geleceğini görmek için kısır Ankara kulislerine değil, dünya para piyasalarına bakınız!.."

http://konstantiniye.blogspot.com/


'ABD'de 100'ü aşkın şehrin önümüzdeki yıl iflas edebilir'
21 ARALIK 2010
Guardian'ın ekonomi sayfalarında bütçesinden fazla harcama yapan şehirlere geniş yer ayrılıyor.
'İstanbul da, uçurumun kenarında'
İstanbul, Avrupa'nın kredi durumu kırılgan kentleri arasında

Amerika Birleşik Devletleri'nde 100'ü aşkın şehrin önümüzdeki yıl iflas edebileceği analizini sayfalarına taşıyan gazete, Avrupa'nın önemli şehirlerindeki durumu da 'Uçurumun Kenarındaki Avrupa' başlığıyla veriyor.
Küresel kredi krizini tahmin eden iktisatçılardan, Amerikalı analiz uzmanı Meredith Whitney, yerel ve eyalet düzeyinde borçlanmanın ABD ekonomisini bekleyen en büyük sorunlardan biri olduğunu ve ülkede iyileşme sürecini sekteye uğratabileceğini söyledi.
Whitney'e göre emlak sorununun ardından, en önemli konuların başında kent harcamaları geliyor.
Bu habere göre, Avrupa'nın kredi durumu kırılgan şehirleri arasında İstanbul da var.
Haberde öne çıkan satırlar şöyle:
"Türkiye'nin kadim metropolü, Avrupa'nın kredi notu "dökülen" şehirlerinden biri.
"Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan kusursuz konumu, ciddi zayıflıklarını gideremiyor.
Biriken borçlar
"Bunlara, kredi değerlendirme şirketi Standard&Poor'un son raporuna göre 'düşük ciro esnekliği ve gelecekteki reformlara dair durumun tahmin edilemez oluşu' da dahil.
"Ayrıca, şehrin yoğun yatırım talebi, yüksek bütçe açıklarına ve biriken borçlara neden oluyor."
Habere göre "İstanbul, özellikle giderek büyüyen mali sektörü kalkındırarak kazanç getirecek başka kaynaklar geliştirmeye çalışıyor ve cami kubbe ve minarelerinden oluşan meşhur kent siluetinde yeni camdan kulelerin belirmesi umudunu taşıyor."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu ay içinde Ataşehir semtini, kentin mali kalbi haline getirme planları çerçevesinde İMKB'yi Asya tarafına taşıma planlarını dile getirmişti.
Haberde, Avrupa'nın uçurumun eşiğindeki diğer şehirleri olarak Napoli, Floransa, Madrid ve Barselona sayılıyor. BBC

İran ile Rusya İkili Ticarette ABD Dolarını Dışlayacaklar
20 Ocak 2012
İran ile Rusya, Amerikan dolarını ikili ticaretlerinden çıkarma konusunu görüşüyor

Moskova'daki görüşmelerde İran, uluslararası piyasalarda doların desteğini kaybettiğini, bir kağıt parçasından ibaret olduğunu savundu.
İran'ın Moskova büyükelçisi Said Seccadi, bu konuda bir basın toplantısı düzenledi.
Rusya ile İran'ın ikili ticaretlerinde kendi para birimlerini kullanma konusunda görüştüklerini belirten Seccadi, bu önerinin geçen Haziran ayında, Şanghay İşbirliği Örgütü'nün zirve toplantısında, Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev tarafından yapıldığını ifade etti.
İran'ın birçok ülke ile ticarette doları devreden çıkardığını kaydeden Seccadi, Hindistan, Çin ve Japonya'ya petrol ihracatını dolar üzerinden yapmadıklarını kaydetti.
Amerika Birleşik Devletleri'nin daha derin bir ekonomik krize sürüklendiğini savunan Seccadi, Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomik çöküşe geçeceğini iddia etti.
Rusya ile Çin de, 2 yıl önce ticaretlerinde doların ağırlığını azaltma kararı almıştı.
TRT
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Prş Ekm 23, 2008 11:11 pm    Mesaj konusu: ABD'de i$siz SayIsI ArttI Alıntıyla Cevap Gönder

Ekonomik krizin vurduğu Amerika, sobayı yeniden keşfetti, kömür tüketimi rekora koşuyor


28 Aralık 2008 - - Kömür sobası talebinin 30 yılın en üst seviyesine çıktığı küresel mali krizin merkes üssü ABD'de kömür kullanımı da hızlı bir artış eğiliminde. Ülkede 210 bin haneye kömür girdi... Doğalgaz fiyatındaki artış nedeniyle Türkiye'de kömür sobalarına dönüş yaşanırken, ABD'de de benzer bir gelişme izleniyor. Yüksek enerji maliyetleri ABD'de de kömür kullanımının artmasına neden oldu. Özellikle ABD'nin kuzeydoğu, ortabatı bölgeleri ile Alaska'da kömür kullanımında artış gözleniyor. Isınma maliyetlerini önemli ölçüde düşüren ve ABD'de büyük miktarda çıkarılabilen kömür yeni dönemde tekrar popüler oluyor. Fuel oil ve doğalgaz kullanımının çok yaygın olduğu ABD'de de 2006'da evlerde kömür kullanımı 258 bin ton ile en düşük seviyeye inmişti. 2007'de bu rakam yüzde 9 oranında arttı. 2008'in ilk 8 ayında da da bu rakamlın yüzde 10 oranında arttığı gözlendi. İnternet sitelerinde kömür kullanımı ile tartışmalar da bir hayli alevlenmiş durumda. İnsanlar internette kömür forumlarında birbirlerine kömür kullanımının yararları, ucuz kömür alınabilecek noktalar ve kömür sobaları ile ilgili bilgiler paylaşıyorlar.
1970'LERDE DE AYNISI OLDU
Kömür sobası üreticisi Rich Kauffman 1970'lerdeki petrol krizi döneminde de yıl içinde yüzlerce kömür sobası sattıklarını anımsatarak o dönemde de kömür satışlarında artış meyadana geldiğini dile getirdi. Ancak bu süreç 1990'lı yıllarda tersine dönmüş ve her yıl ortalama yüzde 10'luk bir daralma meydana gelmiş. Küçük bir mağazası bulunan Kauffman geçen yıl 60 adet kömür sobası sattıklarını, bu yıl daha şimdiden 200 adede ulaştıklarını söylüyor.
DOĞALGAZDAN 4 KAT UCUZ
Kömür sobası fabrikası sahibi Dean Lehman, ise ortalama bir yılda 5 ila 7 bin arasında sipariş aldıklarını. Bu yıl ise bu rakamın en az ikiye katlanmasını beklediklerini kaydediyor ve son 30 yıldaki en büyük talebin yaşandığını dile getiriyor. Fuel oil ile karşılaştırıldığında kaliteli kömür yüzde 300 daha ucuz. Doğalgaz ile karşılaştırıldığında ise kömürün fiyatı yüzde 400 daha ucuz. Geçtiğimiz yıl 1.500 galon fuel oil kullanarak evini ısıtan bir kişi tam 7 bin dolar enerji faturası ödemiş. Bu yıl ise aynı evi ısıtmak için 9 ton kömür kullanacak ve toplam faturası 1.400 dolar.

netgazete

ABD'nin en yüksek tirajlı gazetelerinden Detroit Free Press, küresel mali kriz yüzünden online baskıya geçiyor

21 Aralık 2008 Pazar 05:00

DETROIT - - ABD'yi sarsan mali krizden en büyük darbeyi yiyenlerin başında yazılı basın geliyor. Tirajların da düşmesiyle artan maliyetleri karşılayamayan gazeteler, çareyi sanal ortama kaçmakta buluyor. Ülkenin en yüksek tirajlı gazetelerinden biri olan Detroit Free Press de, buna en son örnek. Yeni bir kalkınma planı hazırlayan gazete yönetimi, artık evlere dağıtımı yavaş yavaş azaltacak. Evlere dağıtım haftada üç güne düşerken; gazete online yayına ağırlık verecek.
netgazete


Sovereign Bancorp Bankası, ekonomik yavaşlama nedeniyle maliyetlerini azaltma çabaları kapsamında 1,000 kişinin işine son vereceğini açıkladı.
20 Aralık 2008 11:39


Küresel ekonomik kriz nedeniyle işten çıkarmalar hız kesmiyor.

ABD'de Phıladelphıa merkezli Sovereign Bancorp Bankası, ekonomik yavaşlama nedeniyle maliyetlerini azaltma çabaları kapsamında 1,000 kişinin işine son vereceğini açıkladı.

Yaklaşık 12 bin kişiye istihdam sağlayan bankanın, 1,000 kişiyi bu yıl ve 2009 yılında işten çıkaracağı belirtildi.

Bu arada Citizens Financial Group da 900 kişiyi işten çıkaracağını bildirdi.

Şirketin sözcüsü Mike Jones yaptığı açıklamada, istihdam azaltma kararından ABD'de 13 eyaletteki çalışanların etkileneceği ve işten çıkarmaların gelecek yıl yapılacağını söyledi.

Citizens Financial Group, 24,500 kişiye istihdam sağlıyor.

Daha önce ABD'li Citigroup, gelecek yıla kadar 75 bin, Bank of America da 30-35 bin kişiyi işten çıkaracağını açıklamıştı.
haber7

'Para sihirbazları' için hiçbir umut kalmadı

ABD Senatosu´nda otomotiv şirketlerinin kurtarılmasına yönelik yasa kabul edilmedi. Yasanın bu yıl içinde çıkması olasılığı hemen hemen ortadan kalkınca piyasalar düşüşe geçti.
Piyasalara yine Senato tokadı

12 Aralık 2008 09:45

Temsilciler Meclisi´nde ağırlıklı olarak Demokratlar´ın oylarıyla kabul edilen yasa Senato´da prosedürel oylamayı geçemedi. 52 evet oyuna karşılık 35 hayır oyu çıktı. Senato´dan yasanın geçmesi için 60 oy gerekiyor. Gün içinde farklı bir plan üzerinde yapılan çalışmalarda da anlaşmaya varılamadı.

GM iflas korumasına başvuruyu inceletmek için bankacılar ve hukukçulara başvurdu. Şirketten yapılan açıklamada, yönetim kurulunun iflası iyi bir seçenek olarak görmediği açıklaması yapıldı. GM CEO´su Rick Wagoner daha önce birkaç kez iflas koruması altına girmenin stratejik bir seçenek olmadığını, bu durumda şirketin yeniden yapılandırılmasının mümkün olamayabileceğini söylemişti.

Gelişmeler üzerine gözler Beyaz Saray´a çevrildi. Başkan George Bush´un mali kurumlar için çıkarılan 700 milyar dolarlık paketten otomotiv şirketlerine para aktarması isteniyor. Beyaz Saray Sözcüsü Tony Fratto seçeneklerin değerlendirildiğini belirtti ancak bunların neler olduğunu söylemedi.

Yasa reddedilince borsalarda satışlar hızlandı. Birçok Asya borsasında düşüş % 4´ün üzerine çıktı. Tokyo % 5, Hong Kong % 7 aşağıda.

Tokyo´da Honda ve Nissan hisseleri % 10´un üzerinde değer yitirdi.

İki gündür değer kaybeden dolar, euro karşısında 1,34 gördü. Dolar, yen karşısında ise 13 yılın en düşük seviyesi olan 88 seviyesine kadar indi. Euro-dolar 1,33, dolar-yen 90 civarında işlem görüyor.

Dün akşam 1,52´ye kadar inen dolar-YTL bu sabah 1,55´e yükseldi.

Dün kurtarma planı beklentisi ve doların zayıflamasıyla 48 dolara kadar çıkan petrol 46 doların altına indi.

Dün Wall Street kötü gelen ekonomik verilerin de etkisiyle düşük açılmıştı. İşsizlik başvuruları geçen hafta 58 bin artarak 573 bine çıktı. Bu da 26 yılın en yüksek rakamı.

Dünün ilginç bir gelişmesi de Amerikalılar´ın ilk kez borç seviyelerini azalttıkları açıklamasıydı.

Dow Jones Senato´dak görüşmelerin olumsuz sürmesinin etkisiyle günü % 2,24 kayıpla 8,565 puandan kapadı.

Kapanışın ardından Merrill Lynch ile birleşecek olan Bank of America, 2 yıl içinde personel sayısını 35 bin kişi azaltacağı haberi geldi.

ABD vadeli endeks kontratları % 3-4 düşüşte.

Finanstrend


Yeni Başkan Obama'dan uyarı,''Ekonomik krizde henüz en kötüsü gelmedi. Krizin basit çözümü yok''


06 Aralık 2008- ABD'de tarım dışı istihdamın geçen ay, son 34 yılın en büyük düşüşünü gösterdiğinin açıklanmasından sonra bir uyarı yayımlayan seçilmiş başkan Barack Obama, "ekonomik krizde henüz en kötüsünün gelmediğini" söyledi.
Başkan George W. Bush'un, bazı olumlu, cesaret verici işaretlerin başladığını açıklamasına karşın Obama, daha kötümser bir açıklama yaptı.
Obama, "yılların birikimiyle gelen krizin basit bir çözümü yok. Anlaşılan iyileşme başlamadan önce de daha kötüye gidecek" dedi.
netgazete

ABD Başkanı Bush'dan kötü haberler, ''Yardım etmemize rağmen bazı otomobil firmaları batacak'' -
05.12.2008

Bush, bugün Beyaz Saray'dan gazetecilere yaptığı açıklamada, sektöre yardım için Kongre'nin gelecek hafta harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Ülke ekonomisinin durgun olduğunu ifade eden Bush, "işsizlikle ilgili derin kaygı duyuyorum" dedi. Başkan Bush, yardıma rağmen bazı otomobil firmalarının uzun vadede batabileceğini, bu firmalara gidecek kurtarma paralarının geri dönmeyeceği kaygısı taşıdığını da ifade etti.
netgazete

Ekonomik kriz, Wall Street'in bile önemini azalttı; New York, dünya finans merkezi vasfını kaybediyor

07 Aralık 2008 Pazar 15:00
Küresel ekonomik kriz, New York Menkul Kıymetler Borsası Wall Street'in de yer aldığı New York'un, dünyanın finans merkezi olma niteliğini zayıflattı.
Özellikle, yatırım bankası Lehman Brothers'ın, ABD bankacılık tarihindeki en büyük iflas olarak gerçekleşmesi, dünyanın en önemli finans kuruluşlarının merkezinin bulunduğu New York'un küresel finans merkezi sıfatına oldukça zarar verdi.

ABD'de Kasım'da tarım dışı istihdam, 533 bin kişi azaldı

06 Aralık 2008 ABD'de Kasım ayında tarım dışı istihdam 533 bin kişi azaldı. Böylece, tarım dışı istihdam 34 yılın en bü yük düşüşünü göstermiş oldu.
Ticaret Bakanlığı, geçen ay tarım dışı istihdamın 533 bin azald ığını bildirdi.
ABD'de Ekim ayında yüzde 6,5 olan işsizlik oranının ise Kasımda 15 yılın zirvesine çıkarak yüzde 6,7'ye yükseldiği belirtildi.
ABD'de iş kayıpları müteahhitlikten finansal şirketlere, perakendecilerden sağlık sektörüne çok geniş bir alanda gözleniyor.

netgazete

ABD'li telekom ve internet firması AT&T, 12 bin kişiyi işten çıkartacak
05.12.2008

Dallas merkezli şirketten yapılan açıklamada, tüm iş gücünün yüzde 4'ünü teşkil eden 12 bin kişinin Aralık ayından başlayarak 2009 yılı süresince işten çıkarılacağı duyuruldu. Şirketin işten çıkarmalarında daha modern bir yapı amaçlaması da etkili oluyor. AT&T, 4. çeyrekte kıdem tazminatı maliyetleri için 600 milyon dolar ayırmayı planlıyor. DuPont, 2 bin 500 kişiyi işten çıkaracak, 4 bin alt yüklenici ile de yollarını ayıracak

ABD'li Adobe Systems firması, 600 kişiyi işten çıkaracak
05.12.2008

Dünyanın en büyük tasarım yazılımları üreten firması Adobe Systems, şirketin bütün birimlerinden, çalışma gücünün yüzde 8'ine denk düşen 600 kişiyi işten çıkaracağını, işten çıkarmaların maliyetinin 44 ila 50 milyon dolar olacağını açıkladı. Şirketin üst yöneticisi (CEO) Shantanu Narayen, "küresel ekonomik krizin dördüncü çeyrekte şirketin gelirlerini önemli ölçüde etkilediğini" söyledi.

ABD'de Eylül'de, 32 milyon kişi hükümetten gıda yardımı aldı
05.12.2008

ABD'de hükümetten gıda yardımı alanların sayısının rekor düzeyde arttığı açıklandı. Hükümet verilerine göre, eylül ayında yaklaşık 32 milyon Amerikalı gıda yardımından faydalandı. Geçen yıla göre yüzde 17'lik artış anlamı na gelen bu sayı, 2005 yılında ülkede üç büyük kasırganın yaşandığı dönemde yardım alanların sayısının da yaklaşık 2 milyon üzerine çıktı.

ABD'li otomotiv şirketleri 125 milyar dolar istedi -
06.12.2008

Senato Bankacılık Komitesi'nde toplantıya katılan GM 4 milyar dolar ve Chrysler 7 milyar dolar istiyor. GM ayrıca, 2009 yılının başında 8 milyar dolar ve nakit pozisyonu daha da kötüleşirse 6 milyar dolar kredi hattı açılmasını talep ediyor. Ford ise yeterli kaynağı bulunduğunu belirtiyor, ancak 9 milyar dolarlık kredi hattı açılmasını istiyor. GM'nin yardım olmazsa bu ayın sonuna kadar iflas bayrağını çekebileceği uyarılarına rağmen kurtarma teklifleri, yakında görevi sona erecek ABD Başkanı George Busn yönetimi ile 20 Ocakta yemin etmeyi bekleyen Barack Obama yönetimi arasında sıkışmış bulunuyor. GM, Chrysler ve Ford, ABD'de yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlıyor. Yan sanayi ile birlikte istihdam edilenlerin sayısı 4 milyonu geçiyor.
netgazete

ABD'nin finans sektörü kurtarma paketi, bir ayda 9 milyar dolar zarar etti


07 Aralık 2008 - ABD'nin 700 milyar dolarlık finans sektörü kurtarma paketi bir ay içinde 9 milyar dolar zarar etti.
700 milyar dolarlık fonu yöneten Finansal İstikrar Ofisi, bankalara verilen destek çerçevesinde satın alınan hisse senetlerinin bir ay içinde 9 milyar dolarlık zarara uğradığını bildirdi.
netgazete



ABD'de el konan banka sayısı, 24'e çıktı


07 Aralık 2008 ABD'nin Federal Tasarruf Mevduatı Sigorta Kurumu (FDIC), zor duruma düşen bir yerel bankaya daha el koyarak tasfiye etti.
Goorgia Community Bankasının 237,5 milyon dolarlık varlığı ile 197,4 milyon dolarlık mevduatına el konularak FDIC tarafından tasfiye edildi.
Geçen yıl sadece 3 bankaya el koyarak tasfiye eden FDIC, sadece bu yıl içinde 23 bankaya el koydu.
netgazete


Piyasalara ABD'den yine kötü haber
02 Aralık 2008

Dünya borsalarının temel göstergesi kabul edilen New York borsası günü sert düşüşle tamamladı. İşte kapanış rakamları:

New York menkul kıymetler borsasında Dow Jones sanayi endeksi günü yüzde 7,71'lik sert bir düşüşle tamamladı.

Dow Jones sanayi endeksi 681,07 puan kayıpla günü 8.147,97 puandan tamamlarken, Nasdaq bileşik endeksindeki düşüş ise yüzde 8,95 oldu. Bu endeks de 137,50 puan kayıpla 1.398,07'den kapandı.

haber7

ABD hükümeti, bir haftada % 60 değer kaybeden Citibank'ı kurtarmak için 20 milyar Dolar ayırdı

24 Kasım 2008
ABD hükümeti, son bir haftada yüzde 60 değer kaybeden bankacılık devi Citibank'ı kurtarmak için bir plan açıkladı.
Bankaya geçtiğimiz ay 25 milyar dolarlık bir fon aktaran Amerikan Hazine Bakanlığı yeni plana göre, şirkete 20 milyar dolarlık sermaye transfer edecek, karşılığında ise Citigroup'un imtiyazlı hisselerinden bir bölümüne sahip olacak.
ABD Hazine Bakanlığı ve Amerikan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu da, Citibank'ın hesaplarındaki 306 milyar dolarlık riskli borç ve tahvilleri de garanti altına alıyor.
100 ülkede faaliyet gösteren, dünyanın en büyük finans kuruluşlarından biri olan Citigroup, önümüzdeki aylarda 75 bin kişiyi işten çıkaracağını açıklamıştı. Şirket daha önce bu rakamı 23 bin olarak açıklamış ve işten çıkarmalara başlamıştı.
Bankanın toplam çalışan sayısının yüzde 20'sine denk gelen 75 bin kişilik kesintinin, uluslararası grubun faaliyet gösterdiği bütün ülkelere şâmil olabileceği belirtiliyor. Citigroup, Türkiye'de de Citibank'ın sahibi.
Citigroup finans dünyasındaki kriz ve özellikle de batık konut kredileri yüzünden son bir yılda 20 milyar dolar zarar etmişti. Konumlarının sağlam ve gelirlerinin istikrarlı olduğunu belirten banka yöneticileri, sermaye durumlarını da "çok kuvvetli" olarak niteliyor. Fakat bazı gözlemciler, şirketin 2010'a dek kâra geçemeyeceğini düşünüyor.
ABD'nin en büyük bankalarından olan Citigroup, hükümetin kurtarma planı kapsamına aldığı dokuz bankadan biri arasında yer alıyor.
Amerikan Hazine Bakanlığı geçen hafta bu dokuz bankaya toplam 125 milyar dolar sermaye aktarımı yapacağını bildirmişti.
Kurtarma planında yer alan diğer bankalar ise JP Morgan Chase, Bank of America, Goldman Sachs, Morgan Stanley, Wells Fargo, Bank of New York Mellon, State Street ve Merrill Lynch.

netgazete

52 bin bankacı daha işinden olacak

17 Kasım 2008 23:45
Dünyanın en büyük bankacılık gruplarından olan Citigroup, tam 52 bin çalışanının işine son vereceğini açıkladı.
Piyasada sabahtan bu yana konuşulan dedikodu gerçek oldu. Citigroup'tan yapılan açıklamada, küçülen ekonomi ve global şartlar nedeniyle 52 bin kişinin daha işine son verileceği bildirildi.

Citigroup, yılbaşından bu yana 23 bin kişiyi işten çıkartmıştı. Yıl sonuna kadar tamamlanması beklenen yeni işten çıkartma operasyonları ile birlikte toplam sayı 75 bine ulaşacak.

Citigroup böylece 2007 sonuna göre işgücünün yüzde 20'sini kaybetmiş olacak.

İşten çıkartmaların ardından Citigroup'un toplam personel sayısı 300 bine gerileyecek.

Öte yandan Citigroup önümüzdeki sene masrafları da kısma kararı aldı. 2007'de masrafları 59.8 milyar dolar olan grubun bu seneki hedefi ise bu rakamı 50 milyar dolara çekmek.

Citigroup'taki bu operasyon, bankanın kârlılığı artırmak ve düşmeye devam eden hisse fiyatını desteklemek için alındı. Travelers Group ve Citicorp'un birleşip Citigroup'u oluşturduğu 1998 yılından beri ilk defa geçen hafta bankanın hisseleri tek rakamlı seviyelere gerilemişti.

Hürriyet

Kriz, 14 ay daha devam edecek
17 Kasım 2008 18:59
ABD Merkez Bankası FED tarafından tarafından yapılan ankete göre, özel sektör ekonomistleri Amerika'daki ekonomik durgunluğun 14 ay daha süreceğine inanıyor. Bankanın Profesyonel Tahmin Araştırması çalışmasında, Amerikan ekonomisinin Nisan ayında resesyona girdiği ve bunun 14 ay devam etmesinin beklendiği belirtildi.

Yılın son çeyreğindeki işsiz sayısının 222 bin 400 olacağı tahmin edilerken, bu rakamın Ağustos ayındaki çalışmada belirtilenin 5 katı olduğuna dikkat çekildi
haber7
OTOMOTİV DEVİ GENERAL MOTORS ZORDA


12 Kasım 2008 21:37
Küresel mali kriz, otomotiv endüstrisini vurdu. 100'üncü yaşını kutlayan General Motors, krizin ardından ayakta kalabilmek için Washington'dan gelecek yardım kararını bekliyor. Opel’de ise tasarrufa gidiliyor.
Rick Wagoner, sekiz yıldır General Motors'un başında. Wagoner, krizlere ve zor dönemlere alışkın, ancak mevcut mali kriz nedeniyle duyulan kaygı biraz daha farklı, zira bu kez şirketin varlığı söz konusu.

>
Wagoner, son aylarda binlerce işçinin işten çıkarılması, üretim tesislerinin kapatılması ve şirketin stratejisinin değiştirilmesi gibi kararlar aldı. Başkan, bu geçici çözümlerin uzun dönemde fayda sağlamayacağını ve şirketin acil olarak likiditeye ihtiyaç duyduğunu, "kredi piyasasına girmeyi hiç bir zamana başaramadık. Aynı anda talep de azaldı" sözleriyle dile getirdi.


Opel’de tasarrufa gidiliyor


Yaşanan gelişmelerin sonuçları ağır. Otomotiv devi General Motors yılın üçüncü çeyreğinde, yani Haziran ile Eylül ayları arasında, 2,5 milyar dolar zarar etti. Şirket, maliyetleri karşılamak için sürekli kendi kasasından harcama yapıyor. Şirketin merkezinde yaşanan krizi hafifletmek için yöneticiler, zararları Avrupa'daki şirketlerde uygulamaya konulan tasarruf tedbirleri ile karşılamaya çalışıyor. General Motors'a ait Opel de bu bunlardan biri.

Tasarrufa giden Opel'de maaş zamları geri çekiliyor, yapısal maliyetler kısılıyor. Avrupa'da faaliyet gösteren Opel'in piyasadaki durumu oldukça iyi, ancak pek çok kişi Amerika Birleşik Devletleri'ndeki merkezin yanlış kararlarının bedelinin Opel'e ödetilmek istendiği görüşünde. Opel, küçük ve tasarruflu otomobillerle modern tasarımları sayesinde Avrupa'da büyük başarı kazandı. General Motors ise spor otomobiller ile büyük otomobillere ağırlık verdi ve bu strateji ile piyasada tutunamadı.


General Motors'un Başkanı Rick Wagoner, bu stratejinin değiştirildiğini belirtti. Wagoner, "çok şey yaptık. Kısa bir süre içinde otomobillerimizin benzin ihtiyacını azalttık. Hibrid motorlu otomobilleri piyasaya sürdük. Elektrikle çalışan otomobillerin üretimine yöneldik. Chevrolet Volt bunun iyi bir örneği" şeklinde konuştu.

Konkordato yerine devlet yardımı


Alınan önlemler de General Motors'un zarar etmesini engelleyemedi. Mali kriz nedeniyle bankalardan kredi alamayan Amerikalılar, artık daha az otomobil satın alıyor. Piyasanın bu durumu karşısında General Motors'un konkordato ilan etmesi, yani ödeme yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini açıklaması gündemde. Başkan Rick Wagone bunun bir getirisi olmayacağını söyledi. Zira konkordato ilan edilmesi halinde, otomobillerin ve üretim tesislerinin en hızlı şekilde çok düşük fiyatlara satılması gerekiyor. Wagoner, böyle bir adım yerine, devletin yardımını beklemeyi tercih ettiklerini ifade ediyor.


Amerikan kongresi geçtiğimiz Eylül ayında otomotiv endüstrisine 25 milyar dolar yardım yaptı. Otomotiv devleri General Motors, Ford ve Chrysler hükümetten 50 milyar dolar daha destek talep ediyor. Yeni Başkan Barack Obama da bu mali desteğin arkasında olduğunu açıkladı ve "ekibimin önceliklerinden biri otomotiv endüstrisini desteklemek için ek önlemler almak olacaktır" dedi.

Bildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: Opel'de çalışan çok sayıda işçi, endişeli bir bekleyiş içerisinde.

Almanya'da ise General Motors'un devlet yardımı almasının dahi Opel'e fayda etmeyeceği görüşü hâkim. Zira tasarruf tedbirleri artık geri çekilmeyecek. Merkezdeki rahatlamanın Opel'e tek olumlu etkisi, önümüzdeki beş yıl için öngörülen yatırımlardan vazgeçilmemesi ve yeni modellerin üretiminin kesilmesi olacak
haber10

ABD borsalarında büyük düşüş
12 Kasım 2008 23:41
İşlem hacminde dünyanın en büyük borsası New York Wall Street'in Dow Jones Sanayi Endeksi günü 411,30 puan düşerek (yüzde 4,73) 8.282,66 puanda bitirdi.
Wall Street'in 37 yıllık en ileri teknoloji şirketleri ibresi Nasdaq Bileşik Endeksi de günün ikinci seansında 81,69 puan düşerek (yüzde 5,17) 1.499,21 puandan kapandı.
haber7

ABD İKİ BANKAYA DAHA EL KOYDU

9 Kasım 2008 18:48
ABD'nin TMSF’si FDIC, zordaki iki bankaya daha el koydu. Böylece ABD'de yılbaşından bu yana el konulan banka sayısı 19'a yükseldi

El konulan bankalardan Houston merkezli Franklin Bank’in 5.1 milyar dolar varlığı, 3.7 milyar dolar da mevduatı bulunuyordu. Kaliforniya merkezli Security Pacific Bank of California’nın ise 561 milyon dolarlık varlığı vardı.

El konmanın ardından Franklin Bank’in tüm varlıkları Teksas merkezli Prosperity Bank’e geçti. Pacific Western Bank of Los Angeles ise Security Pacific Bank’in 51.8 milyon dolarlık varlığını satın aldı.

FDIC, batan iki bankanın fona maliyetinin 1.6 milyar doları bulacağını açıkladı.

Security Pacific’in batışıyla birlikte bu yıl Kaliforniya’da el konulan banka sayısı da üçe yükseldi. Kaliforniya mortgage krizinin en büyük darbeyi yarattığı eyaletler arasında yer alıyordu.

hürriyet

New York Borsası düşüşte
11 Kasım 2008 00:51
New York menkul kıymetler borsası günü düşüşle kapadı.
Dow Jones sanayi endeksi 73,27 puan düşüşle 8.870,54'den, Nasdaq bileşik endeksi 30,66 puan düşüşle 1.616,74'den kapandı.
haber7

ABD'deki işsizlik Ekim ayında son 14 yıl itibariyle rekor düzeye ulaştı
07 Kasım 2008 20:20
ABD'deki işsizliğin Ekim ayında son 14 yıl itibariyle rekor düzeye ulaşması, ülkedeki ekonomik durgunluğun giderek derinleştiği endişesini arttırıyor.
Amerikan ekonomi çevrelerinde ekim ayında işsizlik oranının yüzde 6,5 ile 14 yılın en yüksek seviyesine ulaşması ve bu ay içinde 240 bin kişinin işini kaybetmesi ekonomik durgunluğunun giderek derinleştiği yönünde yorumlara yol açıyor.

İşten çıkarmaların özellikle imalat ve hizmet sektöründe görüldüğünü belirten analistler, eğitim, sağlık ve kamu sektöründe işsizlik oranlarının artmadığını belirtiyorlar.

ABD'de ekim 2008 itibariyle 10.1 milyon insanın işsiz olduğunu vurgulayan analistler, işin en kötü yönünün ise bu insanların şu anki ekonomik durumdan psikolojik olarak daha da kötü etkilenip, ''nasıl olsa iş bulamam deyip, iş aramayı da bırakmaları'' olduğunu ifade ediyorlar.

Mali krizin otomotiv sektörünü de vurduğu, General Motors, Ford ve Chrysler gibi şirketlerin istihdam oranlarını gözden geçirdikleri bildirliyor.

Yapılan analizlerde özellikle imalat, inşaat, mali ve eğlence sektöründe çalışanların giderek daha fazla oranda işşiz kaldıklarına işaret edilirken, tüketimin giderek daha da azalmasının ekonomik durgunluğu daha da arttıracağı belirtiliyor.

haber7

New York Borsası yine çakıldı
07 Kasım 2008
New York menkul kıymetler borsası günü sert düşüşle kapadı. Böylece Ekim 1987'den beri iki gün içerisindeki en büyük toplam düşüşünü yapmış oldu.
Dow Jones sanayi endeksi günü 443,48 puan (yüzde 4,85) düşüşle 8.695,79, Nasdaq bileşik endeksi de 72,94 puan (yüzde 4,34) düşüşle 1608,70'le günü tamamladı.
haber7


General Motors ve Chrysler, iflâsın eşiğine geldi! Amerikan otomotiv devleri, devlet yardımı bekliyor


27 Ekim 2008 ABD'deki prestijli ekonomi gazetesi Wall Street Journal, zor durumdaki dev Amerikan otomotiv şirketleri General Motors (GM) ve Chrysler'in ya iflas edecekleri ya da ancak birleşme ya da devlet yardımı alarak kurtulabileceklerini bildirdi.
GM ve Chrysler'ın içindeki kaynaklara dayanan gazete, birleşme görüşmeleri içinde olan bu iki şirketin, faaliyetlere devam edebilmek için 10 milyar dolarlık devlet yardımına ihtiyaç duyduğunu kaydetti.
Bu iki şirket Kuzey Amerika'da 110'dan fazla fabrikaya sahip. Bunların 166 bin çalışanı var. Birleşme halinde 40 bin kişinin işini kaybetmesi bekleniyor.
İki Amerikan şirketi de global krizde büyük zararlar elde etti ve büyük bir nakit sıkıntısı çekiyor. GM de Chrysler de iflas ihtimalini reddetse de bu ihtimalin giderek ağırlık kazandığı ifade ediliyor. İki şirket de dev harcamalarını finanse etmekte zorlanıyor. GM'nin her ay bir milyar dolarlık harcaması var. Chrysler'in de aylık harcaması 300-400 milyon dolar.

netgazete

ABD'de İşsiz Sayısı Artıyor

23 Ekim 2008
ABD'de işsizlik maaşı başvuruları geçen hafta, beklenenden fazla arttı.

ABD'de işsizlik maaşı başvuruları geçen hafta, şirketlerin ekonominin yavaşlamasıyla birlikte işçi çıkarması nedeniyle beklenenden fazla arttı.

Çalışma Bakanlığı, 18 Ekimde biten hafta itibariyle işsizlik maaşı başvurularının 15 bin artarak 478 bine çıktığını açıkladı. İşsizlik maaşı başvurularının 470 bin olması bekleniyordu.

İşsizlik maaşı başvuruları önceki hafta 463 bin olarak revize edildi.

İşsizlik maaşı başvurularının 400 binin üzerinde olması durgunluk işareti olarak değerlendiriliyor.

Bakanlık, bir yıl önce işsizlik maaşı başvuruları rakamının 333 bin olduğunu belirtti.
aktifhaber

EN ZENGİN YAHUDİ SERVETİNİN %80'NİNİ KAYBETTİ


25 Ekim 2008 22:20
Dünyanın en zengin Yahudi'si olarak kabul edilen Sheldon Adelson krizden en çok etkilenen isimlerin başında geliyor.
Dünyanın en zengin Yahudi'si olarak kabul edilen Sheldon Adelson, sahibi olduğu Las Vegas Sands (LVS) adlı şirketinin borsa değerinin yüzde 80 düşmesinden dolayı küresel krizin çıktığı ekim ayı başından beri yaklaşık 10 milyar dolar kaybetti.

Forbes dergisindeki habere göre gazino işletmeciliğiyle bilinen şirketin bir yatırım bankasından kredi bulmaya çalıştığı belirtildi. Uzmanlar, LVS'in borsa değerinin düşmesindeki en önemli sebebin küresel krizden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen kumar sektöründeki düşüş olduğuna işaret ediyor.

LVS'nin yüzde 70'ine sahip olan Edelson aynı zamanda İsrail Likud Partisi Başkanı Benjamin Netanyahu'nun da en büyük finansörlerinden. İsrail'de Edelson'un desteklediği pek çok yardım kuruluşu da faaliyette bulunuyor.

iyibilgi

ABD’deki kriz, reçeteleri de vurdu, hastalar ilacı ikiye bölüp kullanıyor


27 Ekim 2008 Bush yönetimi önlem almaya çalışırken, kriz ABD’de uzun süredir ilk kez reçeteli ilaç satışlarında düşüşe neden oldu. Radikal gazetesinin haberine göre, konut ve süpermarket harcamalarında başlayan düşüş şimdi de ilaç tüketiminde görülüyor. Amerikan Aile Hekimleri Birliği Başkanı James King’e göre Amerikalılar gıda ve ilaç arasında bir seçim yapma zorunluluğuyla karşı karşıya kaldı. Tennesese eyaletinin Selmer kentinde bir de kliniği olan James King ‘Paraları olmadığı için kolestrol düşürücü Lipitor adlı ilacı alamayan hastalarım var. Osteoporos (kemik erimesi) hastalığı ilacını kullanmayı bırakanları görüyorum’ dedi. IMS Health adlı araştırma kuruluşuna göre bu yılın ilk sekiz ayında ABD’de yazılan reçete sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre azaldı. Birçok doktor ve uzman reçeteli tüketimdeki azalmada bazı ilaçlarla ilgili güvenlik endişelerinin ve bazı reçeteli ilaçların reçetesiz ilaç kategorisine geçişinin etkili olduğunu kabul etmekle tüketicilerin ‘kemer sıkma’ eğiliminin daha ağır bastığını ifade ediyor. İlaç tüketimindeki azalmanın uzun vadede ABD’nin sağlık faturasını şişirmesi ve hayat standardını düşürmesinden endişe ediliyor. 56 yaşındaki Kansas City’li muhasebeci Martin Schwarzenberger "30 günlük ilacımla 35-40 gün idare ediyorum. Evimi ayakta tutmaya ve faturalarımı ödemeye çalışılyorum’ dedi.

UCUZSA BİLE PARA YOK
ABD’de yılda 286.5 milyar dolarlık ilaç tüketiliyor. Bu rakam 2 trilyon 260 milyar dolarlık sağlık harcamasının yüzde 10’unu oluşturuyor. İlaç şirketleri de daha ucuz ilaç üretmeye çalışıyor. Ancak kötüleşen koşullarda hastaların ucuz ilaca bile para bulmaları zorlaşıyor.
netgazete

Ekonomik kriz insanların sadece cüzdanlarını değil sağlıklarını da etkiliyor! Kalp ve damar hastalıklarında patlama yaşanıyor


27 Ekim 2008
NEW YORK - - İçinden çıkılması zor ekonomik sıkıntılarla boğuşmak bir süre sonra insanlarda ruhsal ve bedensel hastalıklara neden oluyor. Radikal gazetesinin haberine göre, dünyanın çeşitli üniversitelerinde yapılan araştırmalar, krizin insan sağlığını tehdit ettiğini ortaya koydu.
Ekonomik kriz endişeyi; endişe de psikolojik sıkıntıyı tetikliyor. Bu da vücutta ağrılara ve uykusuzluğa neden oluyor, kalp krizi riskini artırıyor ve ölüm riskini iki katına çıkarıyor. New York Üniversitesi Tıp Fakültesi kas ağrıları araştırma direktörü Norman Marcus yayımladığı açıklamada, ekonomik krizin vücutta kas ağrılarına neden olduğunu söylerken, araştırma şirketi Ipsos’un 1000 denek üzerinde yaptığı bir çalışma ekonomik kriz nedeniyle gece yatağına girdiğinde ödemelerini düşünenlerin uyuyamadığını ortaya koyuyor. Çalışmaya katılanların yüzde 36’sı çeşitli ekonomik nedenlerle uyuyamadığını belirtirken yüzde 29’u gece yatağa yattığında yüksek benzin fiyatlarını düşündüğünü söylüyor. İngiltere Nottingham Üniversitesi’nden Profesör Richard Wilkinson’a göre ekonomik nedenlerle ortaya çıkan stres, kalp-damar ve bağışıklık sistemini bozuyor; erken yaşlanmaya neden oluyor.
netgazete

Mortgage krizi nedeniyle ABD'de 10 milyon eve bankalar yoluyla el konuldu

28 Ekim 2008 - Dünya piyasalarını sallandıran ABD'deki mortgage krizinin etkileri giderek büyüyor. Bugüne kadar 10 milyon eve bankalar yoluyla el konulurken önümüzdeki yıl 3,5 milyon kişinin daha evini kaybedeceği belirtiliyor. Mortgage kriziyle başlayan mali kriz dünya piyasalarını sallamaya devam ederken, emlak piyasasındaki düşüş de hızla devam ediyor. Önümüzdeki yıl itibariyle 3 milyon 200 bin ev sahibinin daha evini kaybedeceği, ortalama yüzde 20 değer kaybeden emlak piyasasının yüzde 10 ila 20 arasında ayrıca düşüş göstereceği tahmin ediliyor.
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Çrş Oca 07, 2009 9:36 pm    Mesaj konusu: ABD'de rekor bütçe açIgI Alıntıyla Cevap Gönder

Toyota, dünya liderliğini GM'den kaptı

Japon otomobil devi Toyota, dünyanın en çok araç satan otomobil şirketi olurken, General Motors'un bu konudaki 77 yıllık saltanatına da son verdi.21 Ocak 2009 17:20

Japon otomobil devi Toyota'nın satışları ilk kez ABD'li General Motors'u geçti. Detroit merkezli General Motors, 2008 yılında 8,356 milyon otomobil ve kamyon, Toyota ise 616 bin daha fazla 8,972 milyon adet araç sattı.

Her iki şirketin satışları da özellikle Kuzey Amerika'daki zayıf talep nedeniyle düşerken, GM bundan daha çok etkilendi. 2008'de GM'nin küresel satışları yüzde 11, Toyota'nın ise yüzde 4 düştü.

GM, geçen yıl satışların Avrupa'da yüzde 7 düştüğünü, buna karşılık Asya-Pasifik, Latin Amerika, Afrika ve Ortadoğu'da yüzde 3 arttığını bildirdi.

Toyota geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 5 düşüşle Japonya'da 2,15 milyon adet, Japonya dışında ise 6,82 milyon adet araç sattı.

2007 yılında 9,366 milyon araç satan Toyota, General Motors'un 3 bin araç altında kaldı.

Toyota, 70 yıldır ilk kez 31 Mart ile biten mali yılda 1,69 milyar dolar operasyonel zarar açıklayacağını öngörüyor.

haber7

ABD'li Sprint Nextel, 8 bin kişiyi işten çıkaracak

ABD'nin 3. büyük kablosuz telefon sağlayıcısı Sprint Nextel, 8 bin kişiyi işten çıkaracak.26 Ocak 2009 16:41

Kansas merkezli şirket, işten çıkarmalarla, yıllık maliyetin 1,2 milyar dolar azaltılmasını hedefliyor.

Şirketten yapılan açıklamada, işten çıkarmaların büyük oranda 31 Marta kadar bitirileceği, bunlardan 850 kadarının ''gönüllü'' olduğu ifade edilerek, kıdem tazminatları ve diğer maliyetlerin 300 milyon dolardan fazla tutmasının beklendiği belirtildi.

Şirket, maaşların da dondurulacağını açıkladı.
haber7

Home Depot, 7 bin kişiyi işten çıkardı

Dünyanın en büyük ev donatım ürünleri perakendecisi Home Depot, iş gücünün yüzde 2'sini temsil eden 7 bin kişiyi işten çıkaracak.26 Ocak 2009 16:36

Atlanta merkezli perakendeci, durgunluğun ulusal konut piyasasını vurmayı sürdürdüğü bir ortamda, hazırlanan plan çerçevesinde, 34 Expo dizayn merkezini, 5 YardBIRDS mağazasını, 2 dizayn mağazasını ve 7 farklı yerde banyo model değişikliği işlerini kapatacağını bildirdi.

Kapatmalar, gelecek 2 ay içinde gerçekleşecek. Şirketin, çekirdek Home Depot mağazaları ise etkilenmeyecek.

Home Depot, ayrıca, 2 bin mağaza dışı işi azaltmayı ve yöneticilerin maaşlarını dondurmayı planladığını açıkladı.
haber7
Harley-Davidson 1100 kişiyi işten çıkaracak

Harley-Davidson, 2 yıl içinde 1100 kişiyi işten çıkaracak. Şirket ayrıca, motosiklet satışlarındaki düşüşü gözönünde bulundurarak, bazı tesisleri kapatacak, bazılarını ise birleştirecek.23 Ocak 2009 16:02


4. çeyrekte karı, yüzde 58 düşerek 77,8 milyon dolar, bir başka ifadeyle hisse başına 34 sent olan şirket, bir yıl önce aynı çeyrekte 186,1 milyon dolar (hisse başına 78 sent) kar elde edilmişti.

Şirketin, gelirleri de söz konusu dönemde bir önceki yıla göre yüzde 6,8 düşerek 1,39 milyar dolardan 1,29 milyar dolara geriledi.

Azalan talep nedeniyle şirket, 2009 yılında motosiklet sevkıyatını azaltacak.

Şirket, Milwaukee'deki 2 motor ve şanzıman fabrikasını da Menomonee Fallas, Wisconsin'e taşıyacak. York, Pennsylvania'daki boya ve şasi fabrikalarında küçülmeye gitmeyi planlayan şirket ayrıca, Franklin Wisconsin'deki dağıtım tesisini de kapatacak.

Şirket, işten çıkarmaların yüzde 70'inin bu yıl, geri kalanının ise 2010 yılında gerçekleşeceğini bildirdi. İşten çıkarmaların, şirkete bir defalık maliyeti 110 milyon dolar ile 140 milyon dolar arasında olacak ancak, sonrasında yılda 60 milyon dolar ile 70 milyon dolar tasarruf sağlanacak.
haber7

ABD'li Eaton 5.200 kişiyi işten çıkarıyor


ABD’li sanayi malzemeleri üreticisi Eaton firması, 5.200 kişiyi daha işten çıkarıyor.21 Ocak 2009 17:07


Şirketin sözcüsü Kelly Jasko, The Plain Dealer gazetesine yaptığı açıklamada, işten çıkarılanların ücretlerinin bu ay sonuna kadar ödeneceğini bildirdi. Şirket, işten çıkarmaları dünden itibaren çalışanlarına bildirmeye başladı.

Küresel ekonomik krizin, araba ve kamyon şanzımanından elektrik sigortasına kadar çeşitli sanayi malzemeleri üreten şirketin ürünlerine olan talebi düşürmesi nedeniyle Eaton, geçen yıl 3.400 çalışanının işine son vermişti.
haber7

Dow Jones düşüşle kapattı

New York Wall Street Borsası'nda Dow Jones Sanayi Endeksi 332,13 puan düşerek (yüzde 4.01) 7.949,09 puandan kapandı.
20 Ocak 2009 23:53

Wall Street'in Nasdaq Bileşik Endeksi de 88,47 puan düşüşle (yüzde 5,78) 1.440,86 puandan noktalandı.
haber7

ABD'nin en saygın gazetesi kapanıyor

ABD'de birçok devi batıran mali kriz, en saygın gazetelerden biri olan New York Times'ı bitirdi. Gazete Mayıs'ı görmeyebilir.
14 Ocak 2009 22:41


ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times'ın, başta ABD olmak üzere tüm dünyayı etkileyen ekonomik kriz yüzünden mali yönden büyük sıkıntıya düştüğü bildiriliyor.

İnternette yer alan bazı haberlerde, gazetenin mali sıkıntı yüzünden mayıs ayında basıma son verip kapanabileceği dahi iddia ediliyor.

ABD'de 1851 yılından bu yana basılan gazete, çok sayıda ekonomik fırtına atlattı, ancak son krizin gazeteyi ekonomik açıdan ciddi düzeyde sarstığı kaydediliyor.

New York Times Şirketi'nin CEO'su Janet Robinson, yaptığı son açıklamada, 2009 yılının gazete açısından zor geçeceğinin farkında olduklarını, ancak gazetenin sahibi olan Ochs/Sulzberger ailesinin gazeteyi satma gibi bir planının bulunmadığını söyledi.

Robinson açıklamasında, gazetenin bu yıl içinde atacağı önemli adımlar olacağını, bu çerçevede harcamaları kısacaklarını ve şirketi mali açıdan daha esnek hale getireceklerini belirterek, kuruluşun ekonomik sorunlarla baş edebilecek güçte olduğunu ifade etti.

New York Times Şirketi bu adımlar çerçevesinde 400 milyon dolarlık borcunu ödemek için yıllık çeyrek karının yüzde 75'ini (100 milyon dolar) ödemelerine ayırdı, aynı zamanda 225 milyon dolarlık borç aldı.

Gazetenin son dönemde harcamalarını büyük oranda kestiği görülürken, gazetenin ekleri ve boyutu ile New York dışında satılan yerel baskılarının da sayısı azaltıldı.

Ekonomik kriz nedeniyle gazetenin reklam gelirleri ilk kez son dönemde yüzde 20 oranında azalırken, abonelerinin sayısı da büyük oranda düştü.

İnternette herhangi bir abonelik şartı olmadan bedava okunabilen gazetenin, internet üzerinden daha fazla sayıda okuyucuya ulaştığı ifade edilirken, gazetenin giderek gelişen dijital çağa nasıl uyum sağlayacağının da kuruluşun geleceğini etkileyeceği belirtiliyor.

Bu arada gazete, düşen reklam gelirlerini artırma amacıyla ön sayfasına resimli reklam almaya da karar verdi. 2006 yılından beri ön sayfasına zaman zaman küçük yazılı metinler şeklinde reklamlar alan gazete, artık daha büyük boyutta resimli reklamlara da yer verebilecek.

Wall Street Journal gazetesi de düşen gelirlerini arttırmak amacıyla bir süreden beri ön sayfasına bu tür reklamlar alıyor.

İngiltere'de basılan The Guardian gazetesindeki bir makalede de New York Times gazetesinin, Manhattan'ın en merkezi yerlerinden 42. caddede bulunan 57 katlı merkez binasının bazı bölümlerini satmak zorunda kalabileceği belirtildi.

Boston merkezli Atlantic Dergisi'nde yayınlanan başka bir makalede ise New York Times gazetesi ile ilgili daha kötü bir öngörü ileri sürülerek, bu yılın Mayıs ayında gazetenin borçlarını ödeyemeyerek kapanabileceği ya da şirketin satılabileceği iddia edildi.

Gazetenin, New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg ya da medya devi Rupert Murdoch tarafından satın alınabileceği ileri sürülürken, internetteki haberlerde ABD'de tüm gazetelerin büyük mali sıkıntı içinde oldukları ve ''2010 yılında ABD'de bazı kentlerde günlük gazete basılamayacağı'' yönünde iddialar da yer alıyor.

ABD'nin en fazla okunan gazetelerinden New York Times, ABD'de gündem belirleyen, liberaller tarafından çok tutulan, muhafazakarlar tarafından ise sürekli eleştirilen ama her durumda en çok takip edilen gazete olma özelliğini koruyor.
haber7

New York Times Da Krize Yenildi
25 Ocak 2009

Dünyanın en prestijli gazetesi New York Times da krizde: Uzmanlara göre NYT artık yalnızca internette olacak...

Bütün dünyayı etkileyen ekonomik krizden en ağır darbeyi alan sektörlerden biri de medya. Dünyanın en prestijli gazetesi New York Times da krizde: Uzmanlara göre NYT artık yalnızca internette olacak...

YER: Manhattan, 42. Cadde. Bina: 57 katlı yeni New York Times binası. 2007 yılında açıldığında burası New York'un en ilgi çekici mimari yapılarından biri olmuştu ve ABD'nin en prestijli gazetesinin cesaretinin bir sembolü olarak görülmüştü. Ancak güzel günler geride kaldı: "Ali the news that's fit to print" ("Basılmaya uygun bütün haberler") sloganıyla yayımlanan New York Times son ekonomik krizden ağır darbe almış durumda, önümüzdeki iki ay içinde 145 yıllık geçmişi olan bu gazeteyi biri satın almazsa bir gazetecilik klasiği daha yok olacak.

Manhattan'daki yeni binanın masraflarına geçmiş borçlar da eklenince yeryüzündeki en kapsamlı ve yüksek bütçeli haber makinasının çarkları eskisi gibi dönmüyor artık. New York Times en eski kurallarından birine bu yüzden ihanet etti: Birinci sayfasına bugüne dek hiç reklam almayan gazete krizin yarattığı sıkıntılar yüzünden ilk defa birinci sayfasına reklam koymayı kabul etti.

AMİRAL GEMİSİ BATACAK DİYORLAR

Vanity Fair dergisinin medya üzerine yazılar kaleme alan yazan Michael Wolff gidişatın hiç de iyi olmadığını söylüyor ve "Umutlu olmak için hiçbir neden yok ortada. Gidişatın tersine dönmesi de mümkün değil," diyerek hissedilen ortak umutsuzluğu özetliyor.

New York Times'ın ABD'de gazetecilik alanında sahip olduğu yeri herkes bilir. 'Eski moda' gazeteciliğin yuvasında her haber ince eleyip sık dokunarak hazırlanıyor, bir yazı için haftalarca uğraşıldığı çok oluyor. Yabana ülkelerdeki haber bürolarına harcadıkları paralar da meslektaşlarının kıskançlık kaynağı. Sanat ve özel dosyalar için harcanan bütçe ve emek de dudak uçuklatıyor. Gazetenin kapanmasının yalnızca medyada değil, ABD demokrasisinde de büyük bir gedik açacağı konusunda ise herkes hemfikir.

En son prestijli Atlantic Magazine'deki yazısmda Michael Hirschom'un dile getirdiği gibi, mayıs ayında New York Times'ın iflas etmesi gayet güçlü bir olasılık. 400 milyon dolar borcu olan gazetenin geçen yılki kazancı ise yalnızca 46 milyon dolar. Times yöneticileri durumu düzelteceklerini söyleseler de onlara inanmak bu ortamda kolay değil.

New York Times'& en büyük darbeyi elbette internet vuruyor. Atlantic'e göre mayıs ayından itibaren New York Times bir web sitesi olarak varlığını sürdürecek. Gazete çalışanlarının yüzde 80'i işini kaybedecek ve yalnızca kâr getiren yayıncılık bölümleri saklanacak. Bu durumda ise şunu sormak gerekiyor: Kadrosunun dörtte üçünden fazlasını yitirince New York Times eskisi gibi olabilir mi? Belli ki 21 Ocak itibariyle gazetenin yardımına koşan 'dünyanın en zengin ikinci adamı' Carlos Slim de bu soruyu kendine sordu ve NYT'yi kurtarmaya karar verdi. Başarabilecek mi, hep birlikte göreceğiz.

HANGİ GAZETEYE NE OLDU?

Chicago Tribüne
1847 yılında kurulan bu kendine özgü, eşsiz gazete ABD'nin en çok okunan 8. gazetesiydi. Geçtiğimiz ay iflasa karşı koruma başvurusunda bulundu.

Los Angeles Times
ABD'nin en çok satan ikinci şehir w gazetesi, 1881'de kurulmuştu. 1990'larda bir milyonu aşan satışlar 700 bin civarına indi. 2008'de 250 gazeteci işinden oldu.

Seattle Post-Intelligencer
1863'de kurulan gazete, sahibi Hearst Company tarafından satışa çıkarıldı

Christian Seience Monitör
Basın dünyasnm en prestijli ve seçkin yayınlarından Christian Science Monitör, tam 100 yıl boyunca basılı halde okundu. Geçtiğimiz ekim ayında artık yalnızca internet ortamında yayınını sürdüreceğini açıkladı.

Kaynak: Sabah


ABD'de 500 dolara ev!!

ABD'de krizin vurduğu bankalar portföylerinde kalan konutları elden çıkarmak için fiyatları 500 dolara düşürdü. Fiyatları cep telefonlarıyla yarışan evler birkaç bin dolarlık tadilatla oturulabilir hale getiriliyor

10 Ocak 2009 12:28

ABD'de ekonomik kriz nedeniyle emlak sektörünün ağır darbe yemesi, konut fiyatlarını komik rakamlara indirdi. CnnMoney'nin internet sayfasında yayınlanan habere göre, özellikle Detroit ve Cleveland gibi şehirlerde evler 500 dolardan satışa çıkartıldı. Emlak sitesi Realtor.com da, 3 bin doların altında satışa sunulan evlerin sayısının Indianapolis'te 22, Cleveland'da 46 ve Detroit de ise 709'u bulduğunu açıkladı. Evlerin bu kadar komik rakamlara satılmasının sebebi olarak ise bankaların, kriz boyunca haczetmek zorunda kaldıkları evlerden kurtulmak istemesi.

EMLAKÇI MIYIZ BANKA MI?
'Haciz işlemleri bankaları birer emlak şirketlerine dönüştürdü' diyen Trulia.com isimli emlak sitesinin sözcüsü Heather Fernandez de bankaların bu evlerden kurtulmalarının, onlara tekrar değer kazandırmaktan daha masrafsız olduğu görüşünde. Satışlardan sağlanan 500 dolarlık gelirlerin de aracı kuruluşlara gittiği, hatta bankaların bu evlere listelerde yer vermek için emlakçılara fazladan para verdiği de haberde altı çizilen bir diğer konu. Genelde sahipleri tarafından açık artırmaya çıkarılmış fakat burada da rağbet görmeyerek tekrar emlakçı listelerine konulmuş bu evlerin tek dezavantajı ise odaların tadilat istemesi.
100 bin dolarlık ev 1.900 dolara satılık
DETROIT'te şu an 500 dolara satışta olan 3+1'lik bungalow tipi villa da bunlardan bir tanesi. 2007 yılında 72 bin dolara satılan ev için gereken tadilat masrafı ise 15 bin ila 20 bin dolar arasında. Aynı şekilde Cleveland'da 1900 dolara satılık olan dört odalı müstakil evin Mart 2008'deki satış fiyatı da 17 bin dolar civarında. Birmingham'da satışa sunulmuş 1923 yapımı 1 yatak odalı ev için istenen fiyat da yine 1900 dolar. 2 dönüm arazi üzerine yapılmış evin bölgedeki benzerlerinin değerlerinin ise 100 bin dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.

Hükümet tadilat için uygun kredi bile veriyor!
FİYATLARI 500 dolara kadar düşen bu evler için gereken tadilat masrafları da hükümet tarafından verilen uygun krediler sayesinde sağlanabiliyor. The U.S Department of Housing and Urban Development'ın bu satışlara yönelik olarak sunmaya başladığı özel kredi de bunlardan sadece bir tanesi. Aynı şekilde Amerikan Kongresi tarafından temmuz ayında kabul edilen 4 milyar dolarlık program çerçevesinde de alıcılar evleri için kaynak sağlayabiliyor. Fiyatları çok ucuz da olsa, bu evlere sahip olmak isteyenler tadilat masraflarını da her zaman göz önünde bulundurmak zorunda. Nitekim evler satın alındıktan sonra kullanılabilmesi için resmi makamlardan bir oturulabilirlik raporu alınması gerekiyor. Ancak bu rapor temin edildikten sonra bu evlerde oturmak yasal oluyor.
rotahaber

ABD'de rekor bütçe açığı

ABD Kongresi Bütçe Dairesi raporuna göre, geçen yıl 455 milyar dolarla rekor kıran ABD'nin bütçe açığının bu yıl 1,2 trilyon dolara çıkması bekleniyor.07 Ocak 2009 18:10


ABD'de bu yıl bütçe açığının 1,2 trilyon doları bulabileceği bildirildi.

ABD'nin gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 8'ini oluşturan bütçe açığı, 1980 yılındaki bütçe açığından daha büyük
haber7

Ekonomik kriz Boeing'i de vurdu

Dünyanın ikinci büyük ticari uçak üreticisi Boeing, 4 bin 500 çalışanı ile yollarını ayırma kararı aldı.10 Ocak 2009 06:46


Havacılık devi Boeing, ekonomik krizi gerekçe göstererek, 4 bin 500 personelini işten çıkarmaya hazırlanıyor. Avrupalı rakibi Airbus'tan sonra dünyanın en büyük ticari uçak üreticisi olan Amerikan şirketi Boeing, ülkede yaşanan resesyon ve uçak taleplerindeki azalma nedeniyle üretim bandında görev yapan 4 bin 500 çalışanı ile yollarını ayıracağını duyurdu. Hali hazırda 63 bin 500 çalışanı bulunan Boeing'te yaşanacak küçülme en çok Washington'da bulunan tesiste hissedilecek. Boeing Ticari Uçaklar Departmanı Müdürü Scott Carson, "Mevcut ekonomik şartlar içinde Boeing'in iyi bir konumda kalması için çabalıyoruz" diye konuştu.

Öte yandan Boeing tarafından Perşembe günü yapılan açıklamaya göre 2008 yılında 662 uçak siparişi alındığı bildirilmişti. Bu rakam 2007'de bin 413'tü.

haber7

ABD'nin en yüksek tirajlı gazetelerinden Detroit Free Press, küresel mali kriz yüzünden online baskıya geçiyor


21 Aralık 2008 ABD'yi sarsan mali krizden en büyük darbeyi yiyenlerin başında yazılı basın geliyor. Tirajların da düşmesiyle artan maliyetleri karşılayamayan gazeteler, çareyi sanal ortama kaçmakta buluyor. Ülkenin en yüksek tirajlı gazetelerinden biri olan Detroit Free Press de, buna en son örnek. Yeni bir kalkınma planı hazırlayan gazete yönetimi, artık evlere dağıtımı yavaş yavaş azaltacak. Evlere dağıtım haftada üç güne düşerken; gazete online yayına ağırlık verecek.

netgazete

Krizden bunalan ABD'li işadamı, kendine yeni bir
hayat kurmak için ölmüş numarası yaparak kaçtı

01:15 - Büyük bir mali krize giren Marcus Schrenker, eşinin de boşanma davası açması üzerine şeytani bir plan hazırladı. Tek motorlu jetiyle tek başına havalanan Schrenker, kalkışından kısa süre sonra uçağın ön camının parçalandığını ve yaralandığını söyleyerek kendini ölmüş gibi göstermek istedi. Kaza yerinde kan izi bulamayan yetkililer, Schrenker'in son telsiz bağlantısının ardından uçağı otomatik pilota alıp paraşütle atladığını tahmin ediyor. 14.01.2009 BIRMINGHAM
netgazete

Intel 6 Bin Kişiyi Çıkaracak
22 Ocak 2009 16:54

Düşen kişisel bilgisayar talebi nedeniyle fabrikalarını tam kapasitenin altında çalıştıran Intel, üretimde çalışan 6 bin kişiyi işten çıkarmayı planladığını bildirdi.

Kapasitenin altında kullanılan fabrikalar, Intel'in karını düşürüyor. Santa Clara, Kaliforniya merkezli şirketin geçen hafta 4. çeyrekte karını yüzde 90 düşüren etkenlerin başında kapasitenin altında çalışan fabrikalar geliyor.

Intel'den yapılan açıklamada, şirketin, Malezya ve Filipinlerdeki ''montaj test'' fabrikalarını kapatmayı, Hillsboro (Oregon), Santa Clara (Kaliforniya) fabrikalarında ise üretimi durdurmayı planladığı belirtildi.

İşten çıkarmalardan 5 bin ile 6 bin kişinin etkileneceğini, ancak bazı çalışanlara şirketin başka yerlerinde işler önerileceğini ifade eden Şirket, işten çıkarmalarla ne kadar tasarruf etmeyi planladığını açıklamadı.

Intel, önlemlerden, özellikle 45 nanometre ve 32 nanometre çiplerde uzmanlaşmış fabrikaların yatırımlarının etkilenmeyeceğini vurguladı.
Intel'in daha küçük rakibi Advanced Micro Devices Inc. (AMD) büyük bir yeniden yapılanmanın ortasında bulunuyor.

Üst Yöneticisini değiştiren şirket beşte birini Abu Dabili bir yatırım şirketine satarken, tasarruf için fabrikaların kapatılmasını ve büyük işten çıkarmaları kabul etti.

AMD, bu yıl 3. büyük işten çıkarma dalgasında 1100 kişiyle yollarını ayırmayı planlıyor. Şirket, daha önce 2 bin 200 kişiyi işten çıkarmıştı.

aktifhaber

Microsoft 5 bin kişiyi işten çıkarıyor

Microsoft, gelecek 18 ayda 5 bin kişiyi işten çıkaracak. Bu şirket tarihindeki ilk işten çıkarma olacak.

1975 yılında kurulan şirkette, birleşmelerden sonra limitli olanlar dışarıda tutulduğunda, ilk kez işten çıkarma yaşanıyor.

Microsoft, işten çıkarmaları, 2. çeyreğe ilişkin sonuçlarını açıkladıktan sonra duyurdu. Şirketin 2. çeyrek sonuçlarına göre karı yüzde 11 düştü.

Buna göre, bir önceki yıl 2. çeyrekte 4,71 milyar dolar (hisse başına 50 sent) kar eden şirket, geçen yıl aynı dönemde 4,17 milyar dolar (hisse başına 47 sent) kar etti.

Şirketin gelirleri ise yüzde 2 artarak 16,63 milyar dolar oldu.

Microsoft, küresel ekonomik koşullardan ve PC'ler için yazılım gelirlerinin düşmesinden etkilendiğini belirtti.

Yılın 2. yarısında daha düşük gelir ve kar bekleyen şirket, işten çıkarmalarla, operasyonel maliyeti 1,5 milyar dolar düşürecek.

akşam

General Electric'in karı yüzde 46 düştü

ABD'li General Electric firmasının geçen yıl dördüncü çeyrek karı, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 46 düştü.23 Ocak 2009 16:50
haber7

ABD EKONOMİSİ SIKINTIDA

1 Ağustos 2008 22:30
Amerikan otomotiv şirketi General Motors, yılın ikinci çeyreğinde milyarlarca dolar zarar ettiğini açıkladı.

GM kötü haber almayı zaten beklediğini söylüyor

Şirket Nisan ve Haziran ayları arasındaki toplam zararının 15 buçuk milyar dolar olduğunu bildirdi.

General Motors, Amerika Birleşik Devletleri iç piyasasındaki satışlarının beşte bir düşüş gösterdiğini, bu nedenle işine son verilen 16 bin işçinin tazminatlarının şirkete 9 milyar dolara malolduğunu açıkladı.

Ama şirket, büyük kayıplar vereceğini tahmin ettiğini ve Amerikan iç piyasasına yönelik üretimi yeni koşullara uyumlu hale getirmek için cesur adımlar atmaya devam edeceğini de kaydetti.

İşsizlik oranı rekor kırdı

Temmuz ayına ait resmi rakkamlar, ABD'de işsizliğin yüzde 5,7'ye tırmanarak son dört yılın en yüksek seviyesine çıktığını gösteriyor.

İşsizlik oranının daha da fazla artacağı tahmin edilmişti

Son bir ay içinde işini kaybedenlerin sayısı tarım dışı sektörlere bakıldığında 51 bin. Aslında ekonomistler bu rakkamın 75 bin civarında olmasını bekliyordu ve bu da ekonomide daralmaya girileceği beklentisini artırmıştı. O bakımdan beklenenin altında bir artış.

Amerikan şirketleri yüksek petrol ve gıda fiyatları ve büyüme hızındaki yavaşlama karşısında yeni işçi alma konusunda isteksiz görünüyor.

Açıklanan son bir aylık rakkamlara göre, yeni iş alanı açılan tek alanın kamu sektörü olduğu, bu sektörde de hizmet, eğitim ve sağlık alanlarına yeni personel alındığı görülüyor.

İnşaat sektöründe de 22 bin kişi işe alınmış, fakat fabrikalarda 35 bin kişinin işine son verilmiş.
haber10

Yüzde 10 işsizlik oranı ABD için endişe verici

01 09 2008
ABD'de her yıl Eylül ayının ilk Pazartesi günü ''İşçi Günü'' olarak kutlanırken, istatistikler Amerikalılar'ın yüzde 10'dan fazlasının işsiz olduğunu ortaya koydu. New Jersey'deki Rutgers Üniversitesi tarafından yapılan son ankete göre, ABD'de işsizlik ve iş arayanların oranı son bir yıla göre yüzde 25 oranında arttı ve yüzde 10'un üzerine çıktı.

Araştırma, yüzde 10'luk bu nüfusun içinde yarı zamanlı ve az kazançlı işlerde çalışanlar da olduğunu, bu yüzden söz konusu kesimin ''tam zamanlı'' iş aramaya devam ettiğini gösterdi

27 Kasım 2009 18:15
Gazetelerde Kan Kaybı Sürüyor
Dünyanın en saygın gazeteleri, yaşanan küresel krizden kendilerini kurtaramadılar..
Dünyanın en saygın gazeteleri arasında gösterilen Washington Post da son günlerde yazılı basında yaşanılan krizden kendisini kurtaramadı ve gazete küçülme yönünde karar aldı.

Ünlü gazete aldığı küçülme kararı çerçevesinde Amerika'nın haber merkezi olması bakımından en önemli üç şehri olan New York, Los Angeles ve Chicago'daki ofislerini kapatacağını duyurdu. Gazete üç büyük şehirde ofisini kapatma kararı ile bundan sonra ulusal düzeyde değil daha çok siyasi ve başkent Washington DC bölgesindeki yerel haberlere yoğunlaşacağı yetkililer tarafından bildirildi.

Kapatılacak şehirlerdeki ofis şeflerinin işlerini koruyacağı Washington Post tarafından açıklanırken burada çalışan haber asistanlarının ise işlerini kaybedecekleri aktarıldı. Gazete ekonomik gerekçelerle geçtiğimiz 10 yıl içinde Miami, Denver ile Austin şehirlerindeki ofislerini kapatmıştı. Aynı gazetenin bağlı olduğu The Washington Post Co şirketi bu yılın üçüncü çeyreğindeki kaybının yüzde 69 olduğunu açıkladı.

Washington Post daha öncede gazetesinin yılın ilk üç ayındaki zararı ise 166 milyon dolar açıklanmıştı. Firmanın zararın büyümesini engelleyebilmek için bir takım tedbirlerin daha alması bekleniyor. Gazete yetkilileri zararın nedeni olarak artan baskı maliyetleri ile reklam geliri ve tiraj kayıplarının neden olduğunu bildirdi.

Washington Post gazetesinin de dahil olduğu The Washington Post Co şirketi bünyesinde Newsweek dergisi, eğitim sektöründe hizmet veren Kaplan eğitim kurumları ve bağlı yayınları ile televizyonu bulunuyor.

Gazetenin aldığı kararı kamuoyuna açıklayan Washington Post'un üst düzey yöneticilerinden Marcus Brauchli, ulusal bir gazete olan Washington Post'un artık siyasi haberlere ve Washington çevresindeki yerel haberlere daha fazla odaklanacağını vurguladı. Brauchli, alınan kararın bu yılın sonunda hayata geçeceğini ve ofislerin 31 Aralık itibariyle kapanacağını duyurdu.

Amerika'nın tiraj olarak da en büyük gazetelerinden olan Washington Post'un hafta için baskısı 582 bin hafta sonu satışları ise 822 bin. Gazete başkent Washington'un yanı sıra Maryland ile Virginia eyaletlerinde de dağıtılıyor.

Bundan iki yıl önce gazetecilik alanında en büyük ödül olarak kabul edilen Pulitzer ödülünü 6 dalda almayı başaran Washington Post, New York Times'ın ardından bu ödülü en çok müzesine götüren gazete.

NEW YORK TİMES DA ÇALIŞANLARININ YÜZDE 10'UNU İŞTEN ÇIKARIYOR

Henüz gazete tarafından resmi olarak açıklanmayan ancak çalışanlarına posta yoluyla New York Times'ın işten çıkma teklifi yaptığı öğrenildi. NY Times gazetesi yılsonuna kadar kendi isteği ile işten çıkacak çalışanlarının tazminatlarını fazlasıyla ödeyeceği yönünde söz verdiği belirtiliyor.

Ancak bu yılın sonuna kadar kendi isteği ile işten çıkanların oranı yüzde 10'u bulmaz ise gazete yönetimi bu sefer belirleyecekleri kişilerin işine son verecek ve bu kimselere de tazminat ödenmesi yapılmayacak.
aktifhaber

IMF'den 'İspanya için risk geçmedi' açıklaması
30 Temmuz 2011
Uluslararası Para Fonu (IMF), İspanya'nın Avrupa krizinde henüz tehlikeli bölgenin dışında olmadığını açıkladı ve hükümeti tedbirler konusunda uyardı.

Uluslararası Para Fonu (IMF), İspanya'nın Avrupa krizinde henüz tehlikeli bölgenin dışında olmadığını, hükümetin, piyasanın güvenini daha fazla sağlamak ve milyonlarca işsize istihdam yaratabilecek yeni bir model oluşturabilmek için reformları sürdürmesi gerektiğini bildirdi.

IMF, İspanya ile ilgili beşinci gözden geçirme çalışmasını tamamladı.

İspanya'da incelemelerde bulunan IMF heyetinin başkanı James Daniel, yaptığı açıklamada, İspanya'da ihracattaki güçlü toparlanmayla birlikte makul seviyede bir düzelme olduğunu ancak görünümün zor kalmayı sürdürdüğünü belirtti.

Ülkenin ekonomide yıllarca bir dengesizlik inşa ettiğini ve bunları düzeltmenin de yılları alacağını ifade eden Daniel, bu sorunların, İspanya bankaları ve hükümeti için borçlanma maliyetini artıran Avrupa'da borç krizi ve büyük mali açıkla sonuçlanan küresel krizin etkileriyle arttığına işaret etti.

İspanya'da yüzde 21 olan işsizlik oranının kabul edilemeyecek kadar yüksek olduğunu, bunun büyük bir sosyal problemin yanı sıra çalışma gücünün beşte birinin sosyal transferlere bel bağladığı dikkate alındığında ciddi ekonomik problem olduğunu vurgulayan Daniel, hükümetin bu konuda bir dizi önlem aldığını, ancak bu önlemlerin sorunun aciliyeti ve büyüklüğü karşısında yeterli olmadığını bildirdi.

Daniel, özellikle gençler arasında olmak üzere kabul edilemez seviyedeki işsizlik sorununun üstesinden gelmek için hükümete daha sağlam adımlar atması çağrısı da yaptı. haber10


En son Ekim tarafından Cum Ksm 27, 2009 10:37 pm tarihinde değiştirildi, toplam 2 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Çrş Oca 28, 2009 12:39 am    Mesaj konusu: AmerikalIlar güvenlerini iyice kaybetti Alıntıyla Cevap Gönder

Obama, otomobil şirketi Chrysler'in iflasını onayladı
18:30 - ABD hükümetinin Chrysler'e yeniden yapılanması ve İtalyan otomobil üreticisi Fiat ile ortaklık yapması için tanıdığı sürenin bugün sona ermesi üzerine ABD Başkanı Obama, şirketin iflasını onayladı. ABD medyası, ABD Hazine Bakanlığı ile Chrysler arasında, şirketin borçlarının azaltılması ve iflas koruma sürecine girmemesi için yürütülen görüşmelerin başarısız olduğunu bildirmişti. 30.04.2009 WASHINGTON
netgazete

ABD Merkez Bankası: Ekonomi daha da kötüleşti

06 Mart 2009 ABD ekonomisindeki kötüleşmenin daha da arttığı bildirildi.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) eyaletlerden aldığı ekonomik verilere dayanarak hazırladığı "Bej Kitap" adlı rapora göre, ABD ekonomisinin koşulları ocak ve şubat aylarında kötüleşti.
ABD'de Fed'in iki hafta içinde faiz oranlarına karar vermesinde kullanacağı ve 23 Şubattan önce toplanan verilere dayanarak hazırlanan raporda, ekonominin düzelmesinin 2009 yılı sonu ve 2010 yılı başından önce beklenmemesi gerektiğine dikkat çekildi.
Birkaç sektör hariç kötüleşmenin birçok sektörü etkilediğine işaret edilen raporda, ABD'de birçok bölgede konut piyasasında durgunluğun devam ettiği vurgulandı.
Tüketici harcamalarının, sıkıntılı geçen tatil harcama dönemiyle karşılaştırıldığında ocak ve şubat ayında bazı bölgelerde d üzelme olmasına rağmen, hareketsiz olduğu vurgulanan raporda, imalat alanında bazı sektörlerde aşırı ve belirgin gerileme olduğu ifade edildi.
Fed, bankalar ve diğer finansal kurumların raporlarının ticari ve diğer kredi taleplerinin daha fazla düştüğünü ve sıkı kredi koşullarının sürdüğünü gösterdiğini belirtti.
ABD ekonomisi geçen yılın son çeyreğinde yıllık yü zde 6,2 daralmıştı.
Bu arada ABD yönetimi, evleri haciz tehlikesiyle karşı karşıya bulunan Amerikalıları rahatlatmak için 75 milyar dolarlık tutsat (mortgage) planı başlattı.
Veriler, tutsat kredisi borcu bulunan her beş Amerikalı ev sahibinden birinin kredi borçlarının evlerinin değerinden fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Geçen ay açıklanan 275 milyar dolarlık konut teşvik programının bir parçası olan bu plan, sıkıntıdaki ev sahiplerinin kredilerinin yeniden düzenlenmesine ve aylık ödemelerini azaltmasına olanak tanıyor.
First American CoreLogic adlı kuruluşa göre, tutsat kredisi bulunan yaklaşık 8,3 milyon ev sahibi geçen yıl sonu itibariyle zor durumda bulunuyor ve bu sıkıntı ev fiyatları düştüğü için muhtemelen büyümeye devam ediyor.
netgazete

İş adamı Buffett: Ekonomi, 6 ayda uçuruma düştü

09 Mart 2009 Dünyanın en zenginlerinden Amerikalı iş adamı Warren Buffett, ekonominin son 6 ayda uçuruma düştüğünü ve tüketicilerin alışkınlıklarını dikkate değer biçimde değiştirdiğini söyledi.
Buffett, CNBC'ye yaptığı açıklamada, mevcut ekonomik sıkıntının tahmin ettiği en kötü senaryoyu izlediğini, tüketicilerin, ekonomideki bozulma ve korkuları yüzünden daha önce hiç görmediği şekilde alışkanlıklarını değiştirdiğini ifade etti.
Tüketicilerin alışkınlarının değişmesini, sahibi olduğu Berkshire Hathaway'a ait şirketlerin verilerinde gördüğünü belirten Buffett, Berkshire'ın mücevher şirketleri sıkıntı çekerken, birçok insanın paralarını korumak için Geico sigorta şirketine yatırım yaptığını kaydetti.
netgazete


ABD'de işsizlik, son 26 yılın en yüksek seviyesinde
15:30 - ABD Çalışma Bakanlığı verilerine göre, Şubat ayı işsizlik oranı, 651 bin kişilik artışla, yüzde 8,1 düzeyine yükseldi. Yüzde 8,1 oranında işsizlik oranının, 1983 yılından buyana en yüksek düzey olduğu belirtiliyor. Anketlere göre, işsizlik oranının yüzde 7,9 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyordu. 06.03.2009 WASHİNGTON netgazete

ABD'de Ocak ayında fabrika siparişleri düştü

06 Mart 2009 ABD'de Ocak ayında fabrika siparişleri düştü. Böylece, siparişlerde üst üste 6 aydır gerileme kaydedilmiş oldu.
Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, Ocak ayında fabrika siparişleri yüzde 1,9 geriledi.
netgazete

ABD, 1945'ten bu yana en büyük bütçe açığını verdi
Barack Obama, 2009 bütçe açığını, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 12,3'üne karşılık gelen 1 trilyon 750 milyar dolar olarak öngördü. 2009 bütçesindeki açığın, GSYH itibarıyla, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yanaki en büyük açık olduğu belirtiliyor. 28.02.2009 LONDRA/NEW YORK

AIG'den Rekor Zarar !

02 Mart 2009 15:48
Devletin destekleri sonuç vermedi sigortacılık devi beklentilerinde üzerinde zarar açıklayarak rekora imza attı.

Yüzde 80’i devletleşen ABD’li dev sigorta şirketi AIG’nin 2008’in son çeyreği için 60 milyar dolarlık zarar açıklaması bekleniyordu. ABD devleti tarafından şu ana kadar üç defa kurtarılan zor durumdaki sigorta şirketi American International Group (AIG) 2008 son çeyreğinde 61.7 milyar dolar zarar etti. Zararın 60 milyar dolar olarak gerçekleşmesi ile ABD’de bir şirketin tarihinde tek çeyrekteki en büyük zarar AIG'nin oldu.

Şirketin Hisse başına zarar 22.95 dolar olurken, ayarlanmış zarar 14.17 dolar oldu.

AIG'nin 2008 yılı için zararı ise 99.3 milyar dolar, yani hisse başına 37.84 dolar oldu.

ABD hükümeti tarafından iki defa kurtarılan sigorta şirketi AIG üçüncü kez destek olacağı hükümet tarafından bugün duyrumuştu. Yönetim ile yeni bir yardım paketi konusunda görüştüğünü ve dördüncü çeyrekte 60 milyar dolara yakın zarar açıklamaya hazırlandığını konuşuluyordu. Korkulan senaryo gerçek oldu. Beklentilerin üzerinde gelen zarar ile AIG ABD'de herhangi bir şirketin bir çeyrek dönemde uğradığı en büyük zararı yazmış oldu.

AIG'nin 24.5 milyar dolar olan üçüncü çeyrek zararı,dördüncü çeyrek zararının yanında oldukça küçük kalıyor.

Hükümet üçüncü çeyrekte AIG'ye verdiği desteği 150 milyar dolara çıkarmıştı. ABD'de çökmesinin engellenmesi için Eylül 2008'de devletten 85 milyar dolar para aktarılması kararlaştırılan sigorta devi AIG, bir ay sonra yaklaşık 38 milyar dolar daha kredi verilmişti.

Son olarak Mart 2009'da 30 milyar daha verilmesi kararlaştırılan AIG'nin açıkladığı zarar Türkiye'de 343 şirketin işlem gördüğü yaklaşık 80 milyar piyasa değerine sahip olan İMKB'nin neredeyse yüzde 77'sine denk geliyor bir başka değişle İMKB'nin 1.3 katı
aktifhaber

New York Borsası günü düşüşle kapattı

10 Mart 2009 New York borsasının temel iki endeksi günü düşüşle kapattı.
Dow Jones sanayi endeksi 79.89 puan (yüzde 1.21) düşerek, 6,547.05 puanda kapanırken, teknoloji endeksi Nasdaq 25.21 puanlık (yüzde 1.95) düşüşle günü 1,268.64 puandan kapattı netgazete

New York Borsası haftayı yine düşüşle kapattı

28 Şubat 2009 New York Wall Street Borsası'nda Dow Jones ve Nasdaq endeksleri haftayı düşüşle kapattı.
Borsanın temel göstergesi Dow Jones, 119,15 puan kayıpla 7.062,93 puana gerilerken, teknoloji endeksi Nasdaq da 13,63 puan düşüşle 1.377,84 puana indi.
netgazete

New York Borsası günü yüzde 4'lük düşüşle kapattı


06 Mart 2009 New York borsasının temel iki endeksi de günü yüzde 4'lük düşüşle kapattı.
Dow Jones sanayi endeksi 281,20 puan (yüzde 4,09) düşerek, 6.594,44 puanda kapanırken, teknoloji endeksi Nasdaq 54,15 puanlık (yüzde 4,00) düşüşle günü 1.299,59 puanda kapattı.
netgazete


Dow Jones'un, günü son 12 yıldaki en düşük düzeyden kapattı

24 Şubat 2009 S- New York Wall Street Borsası, günü düşüş le kapattı.
Borsanın temel göstergesi olan Dow Jones Endeksi, 250.89 puan düşüşle, 7,114.78 puana geriledi. Nasdaq Bileşik Endeksi de 53.51 puan azalarak, 1,387.72 puandan günü tamamladı.
Dow Jones'un, günü son 12 yıldaki en düşük düzeyden kapattığı bildirildi.
netgazete

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post'un, 2008'in son 3 ayında kârı % 77 azaldı
10:30 - ABD'nin önde gelen gazetelerinden Washington Post'un dördüncü çeyrek kârı azaldı. Washington Post gazetesinin kârının, yılın dördüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 77 oranında azalarak, 18,8 milyon dolar olarak gerçekleştiği kaydedildi net
gazete
New York Wall Street Borsası, haftayı yine düşüşle kapattı.
21 Şubat 2009 00:01

Borsanın temel göstergesi olan Dow Jones, 100.28 puan düşüşle, 7,365.67 puana geriledi. Nasdaq Bileşik Endeksi de 1.59 puan azalarak, 1,441.23 puandan haftayı tamamladı.
haber7

New York Borsası günü düşüşle kapattı

20 Şubat 2009 - New York Wall Street Borsasında Dow Jones ve Nasdaq endeksleri günü düşüşle kapattı.
Borsanın temel göstergesi Dow Jones 89,68 puan kayıpla son 6 yılın en alt seviyesine inerek 7.465,95 puana gerilerken, teknoloji endeksi Nasdaq 25,15 azalarak, 1.442,82 puana düştü. netgazete

Goodyear 5 Bin Kişiyi İşten Çıkaracak

18 Şubat 2009 15:56
Goodyear'da işten çıkarma kararı, şirketin, 4. çeyrekte 330 milyon dolar zarar etmesi ve satışlarının yüzde 21 düşmesinin ardından geldi.

İşten çıkarma kararı, şirketin, 4. çeyrekte 330 milyon dolar zarar etmesi ve satışlarının yüzde 21 düşmesinin ardından geldi.

Goodyear, geçen yıl 4. çeyrekte hisse başına 1,37 dolar zarar etti. (Bir defaya mahsus yükümlülükler dışarıda tutulduğunda hisse başına 1,18 dolar zarar)

2007 yılı son çeyrekte 5,2 milyar dolar olan şirketin satışları da 4,1 milyar dolara geriledi.

Geçen yılın ikinci yarısında şirket 4 bin kişiyi işten çıkarmıştı.
aktifhaber

ABD'de 500 milyar dolarlık kurtarma planı açıklandı! 838 milyar dolarlık teşvik paketi Senato'dan geçti Piyasalar memnun değil,''Henüz en kötü görülmedi''

10 Şubat 2009 ABD Hazinesi, bankaların 500 milyar dolarlık sorunlu varlıklarını satın almak için revize edilen mali kurtarma planını açıkladı.
ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner'in açıkladığı "Mali İstikrar Planı"na göre, zor durumdaki bankacılık sistemindeki sorunlu varlıkları temizleyerek, özel sermayeyi desteklemek için kamu-özel yatırım fonu kurulacak.
Geithner, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, bu fonun başlangıçta 500 milyar dolar olacağını, ancak fonun finansal kapasitesinin 1 trilyon dolara kadar çıkabileceğini söyledi.
ABD mali sisteminin önemli bölümlerinin zarar gördüğünü ifade eden Geithner, geçen yıl 3 milyon kişinin işsiz kaldığını ve sadece geçen ay 600 bin kişinin işini kaybetmesinin hükümetin hareket geçmesinin aciliyetinin altını çizdiğini bildirdi.
Her Amerikalının, ekonominin düzelmesi için savaşın her iki cephede olmasını anlaması gerektiğini belirten Geithner, "iş yaratma ve özel yatırı mı çalıştırmalıyız ve iş adamları ile ailelere kredi akışının tekrar başlatmalıyız" dedi.
ABD Hazinesi'nin Mali İstikrar Planı ile ayrıca, konutlara haciz gelmesini önlemek ve tüm ekonomiyi etkileyen konut krizin bu etkisini hafifletmek için federal kurtarma fonlarına 50 milyar dolar tahsis edilecek.
Bu arada, ABD Merkez Bankası (Fed), tüketici kredileri ve küçük ölçekli işletme kredileri kaynaklarını desteklemek için borçlanma programını 200 milyar dolardan 1 trilyon dolara kadar genişletilebileceğini açıkladı.
Öte yandan, ABD Hazinesi'nin açıkladığı mali sektörü destekleme plan ının, hükümetin bankacılık sektörünü düzeltme konusundaki yeteneğine ilişkin kuşkuları artırması nedeniyle New York Borsası yüzde 3'ten fazla değer kaybetti.
New York'taki "Fact and Opinion Economics" yatırım şirketinin baş ekonomisti Robert Brusca, "sadece bir gün önce iyi banka ve kötü banka hakkında konuşuyorlardı. Şimdi tamamen yeni bir şeyle geldiler. Bu kamu-özel yatırım fonunun çalışacağından emin değilim" dedi.
Chicago'daki Birkelbach Management'ın Başkanı Carl Birkelbach da "bu mükemmel bir plan değil, çünkü ekonomideki sorun devam ediyor ve biz muhtemelen henüz en kötüsünü görmedik" diye konuştu.
New York Borsası'nda planın açıklanmasından sonra öğle saatlerinde Dow Jones Endeksi yüzde 3,39 (280,20 puan) düşerek 7.990,67 puana ve Standard & Poor's 500 Endeksi de yüzde 3,35 gerileyerek 840,72 puana düştü.
Bu arada ABD Başkanı Barack Obama'nın krize karşı mücadelede desteklediği teşvik planı, Kongre'nin üst kanadı Senato'da kabul edildi.
netgazete

ABD'de yazılı basın bitiyor! Washington Post, 36 yıllık kitap ekini kapatıyor, sadece internetten yayımlayacak

31 Ocak 2009 - The Washington Post'un haftalık kitap eki Book World'ün yeterince reklam alamadığı ve özellikle ekonomik krizden sonra gazeteyi iyice zarara sokmaya başladığı bir süredir konuşuluyordu. Önceki gün gazete yönetimi, kitap ekinin şubat ayında kapanacağını duyurdu.
Gazetenin Book World bölümü 60'lı yıllarda kurulmuş, 1973'te bağımsız bir ek olarak yayımlanmaya başlamıştı. Bir geleneğin sonunu ilan eden bu haber, sembolik bir anlam da taşıyor. Bundan böyle Post okurları, pazar günleri kağıt kokusunu duyarak kitap eki okuma hazzını yaşayamayacak. Bir sonraki gazete okuru kuşağı, bu lezzetten habersiz büyüyecek. Zaman gazetesinin haberine göre; Washington DC'deki (hatta Kuzey Virginia ve Maryland'deki) kitabevlerinin girişinde yer alan, üzerinde "Washington Post'un seçtikleri" yazan vitrinler kalkacak. Haberin sembolik anlamıysa şu: Bütün dünyanın takip ettiği 'büyük medya'da kitap eklerine artık yer yok (Los Angeles Times, kitap ekini 2007'de kapatmıştı). Post'un 2001'de ölen yayın yönetmeni Katherine Graham, "Ne kadar zarar ederse etsin, kitap eki bir gazetenin prestijidir" demişti. Oysa bugün, aynı cümleyi söyleyebilmek o kadar kolay değil. ABD'de hâlâ ana gazeteden bağımsız yayımlanabilen The San Francisco Chronicle ve New York Times'ın kitap eklerinin ne kadar dayanacağını zaman gösterecek.

ARTIK SADECE İNTERNETTE YAYINLANACAK
Post'un yayın editörü Marcus Brauchli, kitap tanıtımlarının, gazetenin öteki hafta sonu eklerine kaydırılacağını söylüyor. Brauchli'ye göre kitap ekinin kapanması okurları "hayal kırıklığına uğratsa" da, ana gazetedeki ve çok okunan hafta sonu eklerindeki kitap tanıtımları daha işlevsel olabilir. İyi tarafından bakılırsa, Book World internette aynı içerikle yayınını sürdürecek. Kitap ekinin Pulitzer ödüllü eleştirmenleri Jonathan Yardley ve Michael Dirda'nın yazıları hafta sonu eklerinde yer alacak. Washington Post yönetiminin bu kararını büyütmemek gerektiğini, bir kitap ekinin internetten yayımlanmasının daha gerçekçi ve işlevsel olduğunu düşünenler var. Book World'ü bir sembol gibi görenler, kararı bir felaket ya da yenilgi gibi algılayanlar olduğu gibi... Nereden baktığınıza göre değişir. Kitap ve okur arasındaki ilişkiyi 'işlev'e indirgeyenlere asla anlatamazsınız: Semboller önemlidir. Belki de bu yüzden, Book World ile aynı gün ölen John Updike, çocukluğunun kitapçılarının ve kütüphanelerinin var olmadığı, kültürü değersizleştiren günümüz ortamında daha fazla yaşamayacak olmaktan memnun olduğunu söylemişti.
netgazete

*New York Times gazetesinin kârı, 3 ayda yüzde 48 düştü

29 Ocak 2009 - New York Times'ın 4. çeyrekte karı düşük reklam gelirleri nedeniyle yüzde 48 düştü.
Şirketin, online (internet sitesi) reklam gelirleri de ilk kez yüzde 3,5 geriledi.
New York Times, 4. çeyrekte 27,65 milyon dolar (hisse başına 19 sent) kar elde ederken, bir defaya mahsus yükümlülükler dışarıda tutulduğunda kar miktarı hisse başına 36 sent oldu.
Şirketin, 4. çeyrekte 772,1 milyon dolar gelir elde etti.
2007 yılının aynı döneminde 53 milyon dolar kar elde eden New York Times'ın gelirleri de 865,8 milyon dolardı.
nedtgazete

Amerikalılar güvenlerini iyice kaybetti

Ekonomik kriz yaşanan ABD'de, Amerikalılar'ın ekonomiye olan güveninin ocak ayında daha da azaldığı bildirildi.27 Ocak 2009 20:33

''The Conference Board'' adlı özel ekonomik araştırma kurumu tarafından bugün açıklanan verilere göre ABD'de, aralık ayında 38.6 olan ''Tüketici Güveni Endeksi'', bu yılın ilk ayında 37.7'ye düştü.

1967 yılından beri hesaplanan ''Tüketici Güveni Endeksi''nin son aylarda ekonomik krizle birlikte en düşük düzeylerine düştüğü belirtildi.

Ekonomi çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal, konuyla ilgili haberinde, Amerikalılar'ın, ekonomiye olan güvenleri azaldığı için harcamalarını da kıstıklarını, ayrıca ekonomistlerin geçen yılın kötü geçen aylarına göre tüketicilerin bu yıla daha iyimser girmesini beklediklerini, ancak bu iyimserliğin ocak ayında da görülmediğini yazdı.

Araştırma kurumu yetkilileri, gazeteye yaptıkları açıklamalarda, endeksin düşmesinin, Amerikalı tüketicilerin 2009 yılına geçen yılın son aylarına egemen olan aynı karamsarlıkla girdiklerini ve Amerikalılar'ın, hem ekonominin durumu hem de kendi kazançlarıyla ilgili olarak genel olarak karamsar olduklarını ortaya koyduğunu söylediler.

Gazete haberinde, bu verilere dayanarak ABD'de ''ekonomik krizin en kötü zamanlarının hala geride kalmadığı'' ileri sürüldü.

Tüketici Güven Endeksi'nin 100'den büyük olması, tüketici güveninde iyimser durum, 100'den küçük olması, tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu gösteriyor.
haber7

Kriz, onları da vurdu! ABD'de satış rekorları kıran magazin dergileri, büyük tiraj kaybetti

11 Şubat 2009 - Mali krizin getirdiği resesyon şimdi de magazin dergilerini vurdu. ABD’de harcamalarda tutumlu davranma eğilimi gençler tarafından da benimsenince magazin dergileri iki haneli küçülme yaşadı. Hürriyet gazetesinin haberine göre; Brad Pitt, Jennifer Lopez hayranlığı kriz korkusuna takılınca ABD’de magazin dergilerinin satışı temmuzdan aralık ayına yüzde 11 geriledi. Life&Style adlı haftalık dergi yüzde 30.0 ile en fazla kan kaybeden dergi oldu.
netgazete

General Motors'dan Rekor Zarar
26 Şubat 2009 16:22
Amerikalı otomotiv devi General Motors krizde en büyük darbeyi alan kurum oldu. GM'nin açıkladığı zarar ciddi boyutlarda...

Amerikan General Motors, geçen yılın son çeyreğinde, 9,6 milyar dolar zarar açıkladı.

General Motors firmasının, 2008 yılındaki toplam zararı ise 30,9 milyar dolara ulaştı.

Sıkıntıdaki General Motors, ABD Yönetiminden 13,4 milyar dolar kredi yardımı aldı. Şirket 30 milyar dolarlık daha kredi almayı planlıyor.
aktifhaber

Opel, General Motors'tan bağımsız çalışacak


27 Şubat 2009Almanya'daki ekonomik kriz nedeniyle büyük zarara uğrayan Opel otomobil şirketi, bağlı olduğu Amerikan General Motors (GM) şirketinden bağımsız olarak çalışma kararı aldı.
Opel Denetleme Kurulu Başkanı ve GM Avrupa Başkanı Carl Peter Forster, Rüsselsheim kentinde yaptığı açıklamada, Avrupa'da GM'den bağımsız olarak çalışma kararı aldıklarını, ancak yine de bu büyük şirketler grubunun bünyesinde kalmak istediklerini söyledi.
Şirketin kurtarılması için bir taslak hazırladıklarını ve bunu pazartesi günü Alman hükümetine sunacaklarını belirten Forster, şirketin dışardan yatırımcılara da açık olduğunu ve bir yatırımcının şirket hisselerinin yüzde 25 ila 50'sini satın alabileceğini ifade etti.
Devletten 3,3 milyar Avro'luk yardım ve güvence talep ettiklerini, bunun yanı sıra GM'nin 3 milyar Avro'luk yardımınından başka, harcamaların 1 milyar Avro azaltılmasının da gerekli olduğunu kaydeden Forster, fazla kapasitenin azaltılması gerektiğini, işten çıkartmaları mümkün olduğu ölçüde engellemeye çalışacaklarını sözlerine ekledi.
Forster, fazla kapasitenin azaltılabilmesi için gerektiği takdirde bir fabrikanın satışını da düşünebileceklerini belirtti.
Opel'in en büyük rakiplerinden olan Daimler'in, Opel'in Eisenach kentindeki fabrikasıyla ilgilendiği şeklindeki haberler de Daimler tarafından yalanlandı.
netgazete

New York Times gazetesi, genel merkezindeki 21 ofis katını sattı
09 Mart 2009 16:37

Nakit pozisyonunu güçlendirmeye çalışan New York Times, ünlü Times meydanındaki merkezinde bulunan 52 katlı binasının 21 katını W.P Carey yatırım firmasına sattı.

haber7

Maaşını 100 dolara indirtdi!

07 Ağustos 2008 23:44
Watergate Skandalı'nı ortaya çıkaran Bob Woodward'ın maaşı 100 dolara indirildi. Watergate Skandalı'nı ortaya çıkaran dünyaca ünlü Washington Post gazetesi köşe yazarı Bob Woodward'ın aylık maaşı 100 dolara indirildi.

Gazetenin genel yayın yönetmen yardımcısı sıfatını artık taşımayan Woodward, maaşının sembolik rakamlara indirilmesini kendisinin talep ettiğini kaydederek, "Gelirimi kitaplarımdan kazanıyorum. Son gelişmeler gazeteleri sarsıyor. Gazetenin büyük maddi sıkıntıları olduğunu biliyorum." dedi.

Zaman


b]ABD'de petrol kabusuna doğru [/b]
29 Haziran 2008 08:56
Amerikan haber kanalı Fox News'in enerji anketinden çok içarpıcı sonuçlar çıktı. Amerikalılar, 6 ay içinde benzin istasyonları önünde kuyruklar oluşturabilir.
Amerikan haber kanalı Fox News'in 'enerji' konusunda yaptığı anket ilginç sonuçlar ortaya çıkardı. Ankete katılanların yüzde 62'si önümüzdeki altı ay içinde benzin istasyonları önünde uzun kuyruklar oluşacağını düşünürken, katılımcıların yüzde 48'i artan akaryakıt fiyatlarından dolayı tatil planlarını değiştirdiğini belirtti. "Yeterince enerjimiz var mı?" başlığı altında yapılan çalışmaya 900 kişi katıldı.

Katılımcıların yüzde 76'sı Cumhuriyetçi Parti başkan adayı McCain'in, yeni enerji alanları keşfedilmesine yönelik fikrini desteklediğini belirtirken, bu konuda Demokratların da aynı görüşe sahip olduğu ortaya çıktı. Alaska Vahşi Yaşam Parkı'nın, petrol arama faaliyetlerinde kullanılmasını isteyenlerin oranı bir önceki yıla oranla yüzde 5 artarken, Meksika körfezindeki petrol arama çalışmalarına da destek geldi.

100 civarında nükleer enerji santraline sahip olan ABD'de, 2002 yılında santral sayısının artmasını istemeyen Amerikalıların oranı yüzde 52 civarındaydı. Akaryakıt fiyatlarındaki sürekli artış Amerikalıların bu konudaki fikrini de değiştirdi. ABD'liler, bugün yüzde 53 gibi bir oranla nükleer enerjinin en güvenli enerji üretim sistemi olduğuna inandıklarını kaydetti.

Son 30 yıl içinde nükleer santrallerde hiçbir kötü olay yaşanmamasına rağmen Amerikalıların yüzde 55'i, bir nükleer santrale 30 kilometre mesafede dahi yaşamak istemiyor. Enerji politikaları konusunda kafası karışık olan ABD'lilerin yüzde 59'u ülkenin benzine bağımlı olduğuna bu bağımlılığın içine cep telefonu, araba ve televizyonun dahi girdiğine inandıklarını söyledi.

Yeni Şafak

Mortgage krizi ABD'nin en büyük bankalarını bile sallıyor

12 Ağustos 2008 ABD'nin en büyük üçüncü bankası olan JP Morgan, haziran sonundan bu yana yüksek riskli tutsat (mortgage) krizi kaynaklı zararının 1,5 milyar dolar olduğunu bildirdi.
Banka, nisan-haziran çeyreğinde tutsat bağlantılı 1,1 milyar dolarlık varlığını silmişti.
JP Morgan'dan yapılan açıklamada, ticari koşulların büyük oranda kötüleştiği belirtildi.
ABD'nin dördüncü büyük bankası olan Wachovia da ikinci çeyrekte beklediğinden daha fazla zarar etti.
İkinci çeyrekte 9,11 milyar dolar zarar eden banka, toplam 600 çalışanıyla da yollarını ayırdı.

netgazete

ABD'nin dev yayınevleri krize yenik düşüyor; son kurban 87 yıllık Readers's Digest dergisi


10 Mart 2009 1922 yılında yayımlanmaya başlanan ve dünyada her ay milyonlarca okura ulaşan Readers's Digest Dergisi'nin yöneticileri, küresel ekonomik kriz sonrası yeni bir hukuk firmasıyla anlaştıklarını duyurdu. Bu anlaşma, "muhtemel iflas"a karşı bir hazırlık olarak değerlendiriliyor. Zaman gazetesinin haberine göre; Reader's Digest sözcüsü William Adler, iddiaları kabul etmese de şirketin pek iyi durumda olmadığı bilinen bir gerçek. Şirket yaklaşık bir ay önce dünya çapında 3 bin 500 çalışanını işten çıkaracağını açıklamıştı. 2007 yılında hisseleri 2,6 milyar dolara satılan Reader's Digest, farklı ülkelerde kendi adını taşıyan derginin 50 farklı versiyonunu yayımlıyor.

BİRÇOK YAYINEVİ ZORDA
Ekonomik krizle sarsılan, sadece dünyanın en büyük ve en zengin yayın kuruluşlarından Reader's Digest değil. ABD'deki irili ufaklı birçok yayınevi de krizle iflasın eşiğine geldi. Random House, Oxford University Press gibi büyük yayınevleri geleceğe dair "durum değerlendirmeleri" yapıyor. Daha az popüler olan ve "edebiyat okurları" için kitap yayımlayan küçük yayıncılar ise ya iflas ediyor ya da bir yılda yayımladıkları kitap sayısını azaltarak daha fazla zarar etmemeye çalışıyor. Has edebiyat okurlarının gözdesi, ABD'nin en parlak bağımsız yayıncısı McSweeney's bile Berkeley's grubu tarafından satın alınınca iflastan kurtulmuştu. Kitapçılar için de durum aynı: Barnes&Noble ve Borders gibi ülkenin en büyük iki kitapçı zinciri, yüzlerce çalışanını işten çıkardı. Hatta iyice borca battığı ve satılabileceği söylenen Borders, krize önlem olarak genel müdürünü değiştirdi. Dağıtım ağını elinde tutan bu zincirlerin dışındaki bağımsız kitabevleri ise ya (Philadelphia'daki 70 yıllık Robin's gibi) kapanıyor ya da (Brooklyn'deki "Dumbo Books" gibi) "bir kitap alana bir kitap bedava" kampanyalarıyla zararını en alt düzeye indirmeye çalışıyor.

netgazete

ABD'NİN BÜTÇE AÇIĞI REKOR KIRDI

11 Mart 2009 22:57
ABD'nin bütçe açığı 765 milyar dolar ile rekor düzeye ulaştı

.

Hazine Bakanlığı verilerine göre, 30 Eylül'de sona erecek mali yıl içinde, şimdiye kadarki bütçe açığı 765 milyar dolar oldu.

Sadece Şubat ayının bütçe açığı ise 192,8 milyar dolar ile geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artış gösterdi.

ABD'nin geçen mali yıldaki toplam bütçe açığı 454,8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

Obama yönetimi, ABD'nin bu yılki bütçe açığını 1 trilyon 750 milyar dolar olarak tahmin ediyor.

netgazete

Krizde ayakta durmakta zorlanan Washington Post gazetesi, ek olarak verdiği ekonomi sayfalarını gazetenin içine çekme kararı aldı


15 Mart 2009 - Dünyacü ünlü Washington Post gazetesi, krize önlem olarak ek olarak verdiği ekonomi sayfalarını gazetenin içine çekme kararı aldı. Günlük borsa tablolarını da elimine etme yoluna gidecek olan Washington Post, bunun yerine yarım sayfasını önemli hisselerin değerini gösterek grafiklere ayıracak. Washington Post yöneticisi Marcus Brauchli, "Bu yolla daha ince ama iyi organize edilmiş bir gazete olacağız dedi. Değişikliklerin 30 Mart’ta başlaması planlanıyor" dedi.
Hürriyet gazetesinin haberine göre; bu arada; ünlülerin hikayelerine yer veren Web Sitesi TMZ ve benzer niteikteki Inside Edition gibi TV programları da daha fazla Hollywood skandalları ile ilgili olan içeriklerine ticari skandalları da alma kararı aldı. Özellikle Madoff skandalının gördüğü ilgiden ilham alan bu siteye programlar bundan sonra ekonomik skandallara yer açmak için Britney Spears’a daha az yer verecek.

netgazete

ABD'de geçen yıl 5 bin 900 gazetecinin işine son verildi. Bu, 1978'den beri görülen en yüksek rakam


17 Nisan 2009 - ABD'de geçen yıl 5 bin 900 gazeteci işten çıkartıldı.
Amerikan Haber Editörleri Cemiyeti'ne göre, yazılı medyada resmi istatistiklerin tutulduğu 1978 yılından buyana ki en yüksek işten çıkarma geçen yıl yaşandı.
Bir başka araştırma sonucuna göre, ABD'de yazılı medyada yüzde 13 oranında azınlık istihdam ediliyor. netgazete

"Yeni arabam havaalanında, kredi borcuma say Amerika..." Krizin vurduğu Türkler, bankalara mektup yazıp ABD'den kaçıyor

19 Nisan 2009 "Sevgili banka. Sen bu mektubu okuduğunda ben çok uzaklarda olacağım. Krizde işimi kaybettim. Büyük hayallerle aldığım yeni otomobilimin kredi borcunu ödeyemedim. Sana karşı mahcubum. Ama artık başka çarem yok. Ülkeme dönüyorum. Arabamı havaalanı otoparkına bıraktım. Kredi borcuma sayıp affetmeni diliyorum."
Dünyanın kriz çözümü aradığı bu günlerde kendi krizini çözemeyen göçmenler son çareyi çekip gitmekte buluyor. Ülkelerine dönerken de bankalarına yukarıdakine benzer mektuplar bırakarak ödenmemiş borçları için özür diliyor.

ANAHTARI İÇİNDE
Hürriyet gazetesinin haberine göre; borcu bitmemiş otomobiller havaalanı otoparklarında anahtarı içerisine kilitlenerek terk ediliyor. Los Angeles, San Fransisco, New York gibi şehirlerde bu durum nedeniyle sürekli çekici araçları çalıştırılıyor. Otoparklar günde 3 kez devriyeler tarafından geziliyor. 72 saat dolduğunda ise polis araç hakkında soruşturma başlatıyor. İnternet bloglarında bile ’ülkeyi terk ederken borçtan kurtulmanın en kolay yolu’ olarak anlatılan bu yöntem en fazla Hintliler ve Türkler tarafından kullanılıyor.

7 YILLIK KARA LEKE
Kriz derinleştikçe ABD’de işsiz sayısı da 5 milyon kişi ile rekor seviyelere ulaşıyor. Amerikalıları sadece iş kaybı olarak etkileyen bu durum, özellikle ülkede sadece çalışma vizesiyle bulunan ya da yasal olmayan yollar ile çalışan yabancılar için daha ağır sonuçlar doğurabiliyor. Üzerinde ödenmesi gereken kredi borcu bulunan bu gurbetçiler de bu durumda kaldıklarında önce kısa bir süre iş arıyor. Başarılı olamadıkları taktirde ise son çareyi çekip gitmekte buluyor. Ülkeyi dönmemek üzere terk ederlerken geride bankaya yazılmış bu mektup ve kredi geçmişinde 7 yıl silinmeyecek kara leke bırakıyor.

SATIŞ FİYATI BORCU ÖDEMEYE YETMİYOR
Gurbetçilerin geri dönüş ihtimaline karşı temiz bir sicil bırakmak için otomobili satarak borçlarını ödemek istemeleri durumunda maalesef satış fiyatı borcu ödemeye yetmiyor. Bankaya ’ödeyemiyorum’ dediklerinde ise karşılarına bankanın uyguladığı ceza komisyonları ve ücretler çıkıyor. Ülkeden gerçekten dönmemek üzere gidenler için en temiz yol arabayı bırakıp kaçmak oluyor.

KURTULMANIN EL KİTABI
Borç ödeme sorunundaki artış yeni girişimciler için yeni kapılar da açıyor. Başta Amerika olmak üzere birçok ülkede kitapçıların raflarını "Borçtan kurtulmanın yolları’ temalı küçük el kitapları satılıyor. Arabayı bırakıp ülkeye dönme yöntemi bu kitaplarda da borçlulara anlatılıyor.

YAKALANMAMAK İÇİN NE YAPMALI?
ABD’de ödenmemiş borçları yüzünden kredi geçmişini berbat etmiş kişileri temize çıkartmak için çalışan çok sayıda şirket bulunuyor. Bu kaçışın dönüşü olsun isteyenler, ülkeye çalışma vizessiyle geri gelmeleri durumunda polis tarafından kolayca yakalanıyor. Ancak, dönüş turist vizesiyle kısa bir süre için olduğu taktirde polisin yakalaması çok da kolay olmuyor. Kredi geçmişini temize çeken şirketler ülkeden kaçacak göçmenlere şu önerilerde bulunuyor:

*Eğer borçlu olarak ayrıldığınız ülkeden vatandaşı olduğunuz bir ülkeye gitmezseniz bankanın sizi bulması çok zor olur.
*Ayrılmadan önce tüm yatırım ve mevduat hesaplarınızı boşaltın. Emeklilik birikimlerinizi bozdurun. Ancak bunları asla gideceğiniz ülkede bir hesaba aktarmayın. İzinizi sürmeleri kolay olur.
*Yeni yaşamınızda telefon numaranız rehbere kayıtlı olmasın.

HSBC sözcüsü Andrea Jaishankar, bu yolu tercih edenleri uyarıyor: "Gerekirse gidilen ülkedeki polis ile bağlantı kuruyoruz. Araç satışı ile borcu kapatamazsak yine borçlunun kendisinden tahsil ediyoruz."
netgazete

ABD'de geçen yıl 5 bin 900 gazetecinin işine son verildi. Bu, 1978'den beri görülen en yüksek rakam

17 Nisan 2009 ABD'de geçen yıl 5 bin 900 gazeteci işten çıkartıldı.
Amerikan Haber Editörleri Cemiyeti'ne göre, yazılı medyada resmi istatistiklerin tutulduğu 1978 yılından buyana ki en yüksek işten çıkarma geçen yıl yaşandı.
Bir başka araştırma sonucuna göre, ABD'de yazılı medyada yüzde 13 oranında azınlık istihdam ediliyor netgazete

General Motors, Alman Opel'i bedavaya devredecek
13:00 - İflasın eşiğindeki Amerikalı dev otomobil üreticisi General Motors (GM) grubu, Almanya'daki Opel şirketini ve İngiltere'deki yan kuruluşu Vauxhall firmasını uygun bulduğu yatırımcılara bedava vermeye hazırlanıyor. GM yönetimi, bedava devir için tek şart olarak yeni muhtemel ortağın her iki şirketi ayakta tutacak düzeyde en az 500 milyon Avro yatırım yapmasını istiyor. İsveç'teki otomobil markası Saab için de aynı teklifin geçerli olduğuna işaret etti. GM'nin açıklamasına göre Opel'e bir dizi ortaklık teklifi geldi. 20.04.2009 DETROİT/RÜSSELSHEİM netgazete

'Detroit İtalya'nın Vilayeti Oldu'
07 Mayıs 2009 14:54Fiat'ın Chrysler'ın yüzde 20'sini alması İtalya'da zafer havası yarattı
İlişkili HaberlerTüm Haberler
Benzin Değil Çikolata YakıyorOtomobilde Gerçek DevrimYeni Süper Sporcu: Spano GTA Seat Ibiza Ecomotive5 Litrelik V10 + 2 Kompresör = 750 Beygir

İflas koruma başvurusunda bulunan Chrysler’in yüzde 20 hissesini teknoloji transferi karşılığında Fiat’ın alması, İtalya’da ’zafer’havası yarattı. İtalyan gazeteleri “Detroit İtalya’nın vilayeti oldu” diye yazarken, “Amerikan hükümetinin bir İtalyan şirketi ABD’li şirketi kurtarması için çağırması gurur verici” ifadelerine yer verildi.

Bu arada Chrysler ile Fiat arasında yapılan anlaşmanın detayları da ortaya çıkıyor. Fiat yüzde 20’lik hisse için hiçbir ödeme yapmayacak, sadece yönetime geçerek küçük ve daha ekonomik araçlar üretilebilmesi için teknoloji transferi yapacak. Anlaşmaya göre Fiat’ın alacağı yüzde 20’lik hissenin yüzde 51 seviyesine ulaşması mümkün. Fiat’ın hissesi ABD’de üretilmek üzere 40 mpg araç platformu getirirse yüzde 25’e, Chrysler araçları için benzin tasarruflu motorlarını paylaşması halinde yüzde 30’a, global dağıtım ağına Chrysler’i de sokması halinde ise yüzde 35’e çıkacak. Bunların ardından 2013 ile 2016 yılları arasında Fiat’ın ekstra yüzde 16’lık hisse alma opsiyonu bulunacak. Böylece ABD’ye kredi borçları ödendikten sonra Fiat yüzde 51’lik hisseyi kontrol eder hale gelebilecek.

Üç yönetici Fiat’tan

Chrysler’in 9 kişiden oluşacak yeni yönetim kurulunun üç yöneticisi Fiat tarafından atanacak. Yüzde 8 hissesi olacak ABD yönetimi ise yönetime 4 kişi atama hakkına sahip olacak. Sendika ve yüzde 2 hisse sahibi olan Kanada Hükümeti de birer yönetici atayacak. Chrysler sayesinde Fiat Kuzey Amerika pazarına açılmış olacak. Chrysler ise Fiat’ın teknolojisini kullanarak yeniden güç kazanmanın yolunu arayacak.

İflas koruma için 60 günlük bir zaman sınırlaması getirildi. Ancak analistler bu sürenin çok kısa olduğu görüşünde birleşiyor.

Bundan sonra ne olacak?

- Chrysler New York’taki İflas Mahkemesi’ne tüm varlıklarının yeni kurulacak bir şirkete satılması istemiyle başvuracak.

- Bu başvurunun ardından Chrysler normal operasyonlarına devam edecek, bu süreçte ABD ve Kanada hükümetleri şirkete gerekli finansman desteğinde bulunacak. Bu rakamın 10.5 milyar doları bulacağı belirtiliyor.

- Yeniden yapılanan şirket Chrysler ismini alacak ve şirketin tüm işini belirli borç ve yükümlülüklerden kurtularak devralacak.

Çalışan sayısı 54 bini aşıyor

Chrysler, 1925’de Walter P. Chrysler tarafından Chrysler Corporation olarak kuruldu. Daimler, 1998 yılında 38 milyar dolara satın aldığı Chrysler’ın yüzde 80.1’ini ABD’li özel yatırım şirketi Cerberus’a 2007 yılında 7.4 milyar euroya sattı. Geçen yıl 8 milyar dolar zarar eden ve satışları yüzde 30 gerileyen şirketin bünyesinde, Chrysler, Dodge ve Jeep markaları bulunuyor. Şirketin, ABD otomotiv piyasasında 2002 yılında yüzde 13.3 olan payı geçen yıl yüzde 11’e geriledi. Kuzey Amerika’da, 12’si montaj fabrikası olmak üzere 30 tesisi olan ve 140 bin kişiye istihdam yaratan 3 bin 215 bayisi bulunan şirket, 54 bin kişiyi istihdam ediyor.

Chrysler yöneticilerini Sergio Marchionne korkusu sardı

İtalyan sanayiinin mihenk taşı olan Fiat’ın CEO’su Sergio Marchionne’nin Chrysler’in yönetimine geçmesine kesin gözle bakılıyor. Marchionne, 2004 yılında Fiat’ın CEO’luğuna geçerek o dönem zor günler geçiren İtalyan şirketi düzlüğe çıkarmıştı.

Ancak Fiat yönetimine geçtiğinde Marchionne’nin yaptıkları, Chrysler’in üst yönetiminde ciddi bir endişe yaratmış durumda. O dönem Marchionne, Fiat’ın merkezinde üst düzey yöneticilerle 20’şer dakikalık birebir görüşmeler yapmış, bu görüşmelerde o yöneticilerin istediği değişime uygun olup olmadığını belirleyerek birçok kişiyle yollarını ayırmıştı. Marchionne Fiat’taki hiyerarşiyi ortadan kaldırarak yatay bir yönetim yapısını benimsemiş, hızlı kararlar alan daha az yönetici ile yeni bir yapı yaratmıştı. Chrysler’in de aynı tarz bir değişime ihtiyacı olduğunu söyleyen Marchionne’nin çok kısa bir süre içinde ABD’li devin zirvesine oturması bekleniyor. Takım elbise giymeyi sevmeyen, kravat takmayan Marchionne’yi tanıyanlar, haftanın 7 günü mesai yapan İtalyan yönetici ile Chrysler’de pek çok şeyin değişeceğini vurguluyorlar.

Fiat’ın yeni hedefi Opel

Chrysler’le ortaklık anlaşmasının mimarı olan Fiat CEO’su Marchionne, dün bir açıklama yaparak, “Şimdi Opel’le anlaşmaya odaklandık” dedi. La Stampa gazetesine konuşan Marchionne, Opel’in ideal ortakları olduğunu vurguladı. Zor günler geçiren başka bir ABD’li otomotiv üreticisi GM’in Almanya merkezli birimi Opel, bir süredir ortak arıyordu.

Hedge fonlar Obama’yı daha da kızdıracak

CHRYSLER’IN borçlarının yüzde 70’ine sahip olan bankalar, hükümet ile anlaşmaya varırken, bazı hedge fonlar hükümetin 6.9 milyar dolarlık borcun silinmesi karşılığında 2.25 milyar dolarlık nakit teklifini geri çevirmişti. ABD Başkanı Barack Obama dün yaptığı açıklamada bu hedge fonlara tepki göstererek, “Herkesin fedakarlık yaptığı bir dönemde bundan kaçanlara dayanamıyorum. Özellikle bir grup hedge fon vergi mükelleflerinin parasıyla finanse edilen ve adil olmayan bir çözüm konusunda direndi” demişti. Chrysler’ın 1 milyar dolar borçlu olduğu bu 20 finans kuruluşu şimdi de İflas Mahkemesi’nde şirketin iflas koruma başvurusuna itiraz edecek.

Chrysler’ın en büyük alacaklıları, şirketin 6.9 milyar dolarlık borcundan kendilerine düşen bölümünün karşılığında önerilen 2 milyar dolar nakdi kabul ettiler.

Birleşik Otomotiv İşçileri Sendikası (UAW) şirketin istihdamı koruması ve daha rekabetçi olmasına yardımcı olmak için maaşlarda, ek ödemelerde ve emekli sağlık hizmetlerinde bazı tavizler verdi.

Alman otomotiv şirketi Daimler, Chrysler’daki yüzde 19.9’luk hissesinden vazgeçerek, 1.9 milyar dolar alacağından feragat etti ve Chrysler’ın emeklilik fonlarına 600 milyon dolar ödemeyi kabul etti.
aktifhaber

ABD'de Nisan'da, perakende satışlar düştü

13 Mayıs 2009 ABD'de Nisan ayında perakende satışlar üst üste ikinci kez beklenmedik şekilde düştü.
Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, geçen ay perakende satışlar yüzde 0,4 geriledi.
Ekonomistler, perakende satışların yatay seyir izlemesini bekliyorlardı.
Perakende satışlar Mart ayında da yüzde 1,3 düşüş kaydetmişti. netgazete
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Prş May 28, 2009 11:14 pm    Mesaj konusu: ABD'den kötü haberler! Dünya iki defa dip görecek Alıntıyla Cevap Gönder

ABD, tarihinin en büyük bütçe açığını verdi
11 Ekim 2009 13Ekonomik kriz nedeniyle piyasa yaklaşık 13 trilyon dolar para pompalayan Amerika, tarihinin de en büyük bütçe açığını verdi.
Son mali üç yılda üç kat arttan Amerikan mali bütçe açığı bu sene 1 trilyon 400 milyar olarak açıklandı. 30 Eylül'de sona eren 2009 mali yılı için daha önce 1 trilyon 500 milyar doları geçeceği tahminleri yapılıyordu.

Kongre'ye ekonomik veriler sunan Kongre Bütçe Dairesi tarafından hafta içinde yapılan açıklamada, verilen bütçe açığının Gayri Safi Yurt İçi Hasılası'nın (GSYH) yüzde 9,9'una tekamül ettiği belirtildi. Aynı daire 2008 mali yılı bütçe açığının 459 milyar dolar olduğunu hatırlatarak bu rakamın dahi o dönemde Amerika için rekor olduğunu dile getirdi. Kongre Bütçe Dairesi, verilen açığın, II. Dünya Savaşı sonrasından bu zamana kadar GSYH'ına oranla Amerikan tarihinde görülmemiş büyüklükte olduğunu dile getirdi.

Henüz resmi olarak dile getirilmeyen bütçe açığı ile ilgili asıl rakamları önümüzdeki hafta Hazine Bakanlığı tarafından kamuoyuna duyurulacak. Ancak ekonomi uzmanlarına göre Kongre Bütçe Dairesi'nin açıkladığı rakamdan Hazine Bakanlığı'nın açıklayacağı açığın farklı olmayacağı yönünde.

BÜTÇE AÇIĞINA ASIL NEDEN BANKALARIN KURTARILMASI

Ekonomik kriz nedeniyle hem Amerika'nın hem de dünyanın en büyük finans kuruluşları son bir yıl içinde batma tehlikesi yaşamış ve ABD hükümeti de bu dev finans kuruluşlarını kurtarabilmek için hazineden trilyonlarca doları bu kuruluşlara aktarmıştı. ABD, halkın vergilerden elde ettiği geliri bankaların kurtarılmasında kullanması nedeniyle de tarihinin en büyük bütçe açığını vermiş durumda. Bunun yanı sıra hem emlak sektöründe kredi veren finans şirketi ile hem de AIG gibi şirketleri de kurtaran Amerikan Devleti, ayrıca kriz nedeniyle de vergilerin düşmesi neticesinde bütçe açığını tarihi rekorla tamamladı.

Bütçe açığının rekorla tamamlanması Amerikan ekonomisi için henüz krizin geçmediği anlamına geliyor. Uzmanlara göre bütçe açığının ekonominin sağlığını göstermesi açısından çok önemli veri olarak kabul edilirken, önümüzdeki dönemler içinde yaşanılacak sıkıntıların devam edeceğine işaret şeklinde öngörülüyor.

Amerika bu bütçe açığını kapatabilmek için ekonomi uzmanlarına göre büyük ihtimalle tahvil çıkaracak. Tahvillerin beklenen ilgiyi görmemesi durumunda da devlet bu sefer tahvillere verilen faizi yükseltme yoluna gidecek.

haber7

100 yıllık 3 banka daha kapandı
03 Ekim 2009

ABD'de yaklaşık 100 yıldır faaliyette bulunan 3 banka daha kötü borçlanma ve likidite sorunlarını aşamadığı için kapandı.3 bankanın kapanmasının FDIC'e 293 milyon dolara mal olması bekleniyor.

FDIC verilerinde 2009 ile 2013 yılları arasında bankaların iflası veya kapanmasından doğacak mali zararın yaklaşık 100 milyar dolar olacağı öngörülüyor.
ekotrend

ABD’de Açlık Tehlikesi
07 Mayıs 2009 16:52

ABD'de 5 yaş altındaki 3,5 milyon çocuğun, açlık riskiyle karşı karşıya olduğu bildirildi.

ABD'de açlıkla mücadele eden ve kar amacı gütmeyen Feeding America örgütünün, Tarım Bakanlığının 2005-2007 yılları arasındaki verilerine dayanarak yaptığı araştırma, 11 eyalette 5 yaş altındaki çocukların yüzde 20'sinden fazlasının, aç kalma riskiyle karşı karşıya olduğunu gösterdi.

Araştırma, açlık riskinin en yüksek olduğu eyaletin, Louisiana olduğunu ortaya koydu. Bu eyalette çocukların dörtte biri açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Louisiana’yı sırasıyla Kuzey Carolina, Ohio, Kentucky, Texas, New Mexico, Kansas, Güney Carolina, Tennessee, Idaho ve Arkansas'ın izlediği belirtildi.

Bu sonuçların, 5 yaş altındaki çocukların yüzde 17'sinin, doğru beslenmemeleri halinde gelişimle ilgili ve bilişsel sorunlar yaşayabileceği anlamına geldiği kaydedildi.

ABD Tarım Bakanlığına göre, ekonominin geçen yıl sonunda kötüleşmesinden önce, ülkede hanelerin yüzde 11'i, aktif, sağlıklı bir yaşam için gereken gıdadan yoksundu
aktifhaber

Çin ABD bonolarını elden çıkardı

ABD ekonomisi konusunda umutsuz olan Çin, ABD kağıtlarına iştahını kaybetti
Çarşamba, 19 Ağustos 2009 08:02

ABD ekonomisinin enflasyonist bir girdaba girmesi ihtimalinden kaygı duyan Çin, elindeki Amerikan Hazine bonolarını azaltma yoluna gitmeye başladı.

Çin Haziran ayında yüzde üçe yakın bonoyu elden çıkarırken, ondan sonra elinde en çok Amerikan kağıdı bulunduran ülkeler olan Japonya ve İngiltere'nin ise aynı dönemde alımlarını artırdıkları gözlendi.

Çin, bugün Amerikan hazinesinin en fazla borçlandığı ülke konumunda. Bunun en önemli nedeni elindeki fonları yatıracak çok daha parlak bir alternatifinin bulunmaması.

Ama son aylarda, Amerikan hükümetinin bütçe açığı, Obama yönetiminin dev ekonomik teşvik planlarının da etkisiyle iyice büyüdü. Ve bu durum Çin'i kaygılandırmaya başladı.

Çin şimdi, ekonomik teşvik önlemlerinin Amerikada enflasyonu körüklemesinden, ve bunun sonucu olarak doların değerinin düşmesinden, yani elindeki bonoların değerinin aniden erimesinden korkuyor.

İşte bu yüzden Haziran ayında Çin, 25 milyar dolar değerinde Amerikan hazine bonosunu elden çıkardı.

Bu, Çin'in elindeki toplam Amerikan hazine kağıtlarının yüzde üçünü oluşturuyor.

Üstelik tam da o tarihlerde Amerikan Hazine Bakanı Pekin'de Çin yönetimini, yatırımlarının güvende olduğuna ikna etmeye çalışıyordu.

Rezerv artsa da, artış hızı sınırlı

Çin bu yılın başında bu yana elindeki Amerikan bonolarını, son azaltmaya rağmen, aslında yüzde yedi oranında artırdı.

Ancak geçen yıl aynı dönemlerde elindeki Amerikan hazine bonolarında sağladığı artış yüzde 52 oranındaydı.

Doların değer yitirmesi ihtimalinden kaygılanan Çin yönetimi, dünya çapında, Amerikan dolarına alternatif yeni bir döviz rezervi seçeneği oluşturmaktan söz ediyor.

Şu ana kadar böyle bir alternatif bulunabildiğine dair bir işaret yok. Yine de Haziran ayı rakamları, Çin'in artık yatırımlarını çeşitlendirme konusunda titizlik göstereceğinin işareti olarak yorumlanabilir.


Kaynak: BBC



General Motors iflas başvurusunda bulundu
15:20 - ABD'nin mali açıdan zor durumdaki otomobil üreticisi General Motors (GM), New York mahkemesine iflas başvurusunda bulundu. Bu, şimdiye kadar ABD'de bu şekilde mahkeme sürecine giren en büyük üretim şirketi oldu. Obama yönetimi, birkaç ay içinde GM'nin mahkeme sürecinden küçülmüş ve borçtan kurtulmuş bir şekilde çıkacağı ümidinde. Beyaz Saray da eski General Motors'un yerine yenisinin kurulmasının asırlık araba üreticisi için "tarihi bir gün" olacağını bildirdi. 01.06.2009 NEW YORK netgazete

ABD'de işsizlik arttı, Dünya borsaları vuruldu
09:50 - ABD'de işsizlik verilerinin beklenenden kötü çıkmasının, dünyanın en büyük ekonomisinin sıkıntılarının süreceğini göstermesi, Asya borsalarının değer kaybetmesine yol açtı. Japonya'da Tokyo Borsası'nın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 0,61 (60,08 puan) değer kaybederek, 9.816,07 puana geriledi. Asya'da ayrıca Hong Kong Borsası yüzde 0,4, Güney Kore Borsası yü zde 0,2, Avustralya Borsası yüzde 1,4 ve Hindistan Borsası yüzde 0,4 düştü. Ham petrol fiyatı da dün 2,58 dolar değer kaybederek 66,75 dolara geriledi. 03.07.2009 TOKYO netgazete


Fiat, Chrysler'in mal varlıklarını devraldıDiğer
İtalyan otomotiv şirketi, ABD'li otomotiv şirketi Chrysler'ın varlıklarının büyük bölümünü devralmasıyla ilgili anlaşmayı tamamladı.

10 Haziran 2009 18:15

Bu anlaşmayla yeni bir şirket kurulacak ve Chrysler'ın iflas koruma sürecinden çıkmasının önü açılmış olacak.

Fiat, Yüksek Mahkemenin, Indiana eyaletinden 3 emeklilik fonunun satış sürecinin durdurulması talebini reddederek, satış sürecinin yolunu açması üzerine, Chrysler'ın mal varlıklarını devralmasıyla ilgili anlaşmayı imzaladı.

Bu anlaşmayla Fiat üst yöneticisi Sergio Marchionne, yeni Chrysler'ın da üst yöneticisi olacak.

Yeni Chrysler şirketinden yapılan açıklamada, iflas koruma sürecinde atıl durumdaki Chrysler fabrikalarının hemen faaliyete sokulacağı belirtildi. Açıklamada, ''çevre dostu, az yakıt tüketen, yüksek kaliteli araçları geliştirme çalışmalarının sürdürüldüğü, Chrysler markasının ileri gitmesi niyetinde olunduğu'' ifade edildi.

Chrysler, mali krizin satışlarını etkilemesi sonrasında yaşadığı sıkıntılar nedeniyle 30 Nisan'da iflas korumaya başvurmuştu.
haber7

ABD'den kötü haberler! Dünya iki defa dip görecek

29 Mayıs 2009 ABD'li ünlü ekonomist Nouriel Roubini, ABD'de resesyonun yıl sonuna doğru sona erebileceğini, ancak ekonominin gelecek yıl tekrar dibi görme olasılığının bulunduğunu söyledi.
Güney Kore'nin başkenti Seul'de Dijital Foruma katılan Roubini, Reuters'e yaptığı açıklamada, "halen ABD'de ekonomik büyümenin dördüncü çeyrekte negatif olmasını bekliyorum ve gelecek yıl ilk çeyrekte olumlu büyüme görebiliriz" dedi.
Küresel krizi 2006 yılında öngören "kriz kahini" lakaplı Roubini, "ABD'de 'U' şeklinde olan resesyon, tahminen 24 ayda sona erecek. Pratik olarak resesyonun sonunda olduğumuzu söyleyen mevcut görüş birliğiyle karşılaştırılırsa, benim görüşüm; hayır. Resesyon sona ermeden önce altı ya da dokuz ay daha sürecek" diye konuştu.
Dün, küresel resesyonun yıl sonuna kadar muhtemelen sona ereceği yönündeki açıklaması iyimserliğe yol açan Roubini şöyle devam etti:
"Resesyonun yıl sonuna kadar sona erebileceğini söyledim, insanlar benim iyimser olduğumu söylediler. Ancak ben bir süredir aynı şeyi söylüyorum. Şimdiki (resesyonla ilgili) görüş birliğiyle karşılaştırıldığında, çok fazla iyimser değilim. Kıyamete gittiğimizi söyleyen insanlarla karşılaştırıldığında ise bir iyimser olarak düşünülebilirim."
Bir makalede 2010 yılında "kusursuz fırtına" olasılığından bahseden Roubini, "artan petrol fiyatları, kamu borçları, faizler, enflasyonla ilgili artan kaygılar ve ABD'de vergi indirimlerinin sona ermesi kombinasyonu gözönüne alındığında, gelecek yıl sonunda 'W' şeklindeki resesyonla, iki kez dibi görme riski var" dedi.

ABD'DE, KONUT KREDİSİ ÖDEYEMEYENLER REKOR DÜZEYE ULAŞTI
ABD'de, ipotekli konut kredisini ödeyemeyenlerin oranı rekor düzeye ulaştı.
İpotekli konut kredisi veren Bankerler Birliği verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde, kredisini ödeyemeyenler ile icralık olanların oranı, yüzde 12 oranında rekor artış gösterdi.
netgazete

ABD'de el koyulan banka sayısı 11'e çıktı

06 Eylül 2008 ABD'nin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu olarak kabul edilen "Federal Deposit Insurance Corp" (FDIC), konut sektöründeki kredi krizinden etkilenen bir bankaya el koydu.
FDIC, Nevada eyaletinin Henderson kentinde bu yıl el koyulan 11'inci banka olan Silver State'in varlıklarının 2 milyar dolar ve mevduatının 1,7 milyar dolar olduğunu açıkladı. Açıklamada, ticari gayrimenkuller ve arsa geliştirme alanında faaliyet gösteren bankanın FDIC'a maliyetinin 450 ila 550 milyon dolar olmasının beklendiği belirtildi.
Silver State bankasının garantili mevduatlarını, Las Vegas'dan Nevada State bankasının üstleneceği ve şubelerinin Pazartesi günü, Nevada eyaletinde Nevada State Bank ve Arizona eyaletinde National Bank of Arizona şubeleri olarak yeniden açılacağı kaydedildi.
FDIC'in mevduatlara garanti vermeye devam edeceği, kapatılan bankanın müşterilerinin haftasonunda paralarına çek, otomatik para çekme makinaları ve bankamatik kartlarıyla ulaşabileceği ifade edildi.
FDIC, daha önce ikinci çeyrekte sorunlu banka sayısının 117'ye çı ktığını açıklamıştı. 8 bin 500 bankanın faaliyet gösterdiği ABD'de, geçen yıl 3 banka kapanırken, bu yıl şimdiye kadar 11 banka kapandı.
FDIC'in bu yıl el koyduğu ve varlıkları 32 milyar dolar, toplam mevduatı 19 milyar dolar olan IndyMac bankası, ABD tarihinde 1984 yılında kapanan Continental Illinois National bankasından sonra kapanan ikinci büyük banka oldu.
ABD'de hesap başına 100 bin dolar devlet güvencesi bulunuyor.
netgazete

New York Borsası çakıldı
04 09 2008 23:41
New York Wall Street Borsası'nın Dow Jones Endeksi, kapanışta yaklaşık 350 puan birden değer yitirdi.
Perakendecilerin, artan akaryakıt ve gıda fiyatları yüzünden geçen ay tüketicilerin harcamalarını azalttıklarını bildirmeleri ve ABD Çalışma Bakanlığı'nın, işsizlik sigortası için geçen hafta başvuruların bir önceki haftaya oranla 15 bin dolayında arttığını açıklaması, yatırımcıların endişelerini artırdı.

Bu gelişmelerden sonra Dow Jones Sanayi Endeksi, kapanışta 344,65 puan yitirerek 11,188.23 puana geriledi. Teknoloji endeksi Nasdaq da 74,69 puan yitirerek 2,259.04 puana indi.
haber7.

Ünlü dolar milyarderi Soros: Piyasalardaki sıkıntı, hayatımdaki en ciddi mali kriz

15 Temmuz 2008 Salı 13:00
Ünlü dolar milyarderi George Soros, ABD'nin en büyük konut finansman şirketleri Fannie Mae ve Freddie Mac ile ilgili krizin sonuncu olmayacağını söyledi.
Soros, Reuters'e verdiği demeçte, "Bu vaka (Fannie Mae ve Freddie Mac ile ilgili) sonuncu değil. Yıl boyunca süren küresel mali piyasalardaki sıkıntı, hayatımdaki en ciddi mali krizi gösterdi" dedi.
Freddie Mac ve Fannie Mae'nin likitide krizi değil, borçlarını ödeyebilme gücü krizi sorunu olduğunu söyleyen Soros, "Onların borçlanmalarında sorun yok. Aslında sorun varsa Fed likitide sağlar. Konut sektöründeki kötüleşme, hacizler bu şirketlerin öz sermayelerinde fazlasıyla kayıplara yol açabilir" diye konuştu.
Hükümetin etkili önlemlerinin ABD dolarını baskı altında tutabileceğini vurgulayan Soros, "Sanırım dolar savunmasız, çünkü ekonomi durgunluğa gidiyor ve yetkililerin faaliyetleri borçların birikmesine yol açıyor" dedi.
Kredi krizinin sadece mali piyasalarda değil, ABD ekonomisinde artan bir etkisi olduğuna işaret eden Sorus, "Gerçek ekonominin etkilenmeyeceği bir krizin olabileceğini düşünmek boş bir rüya" dedi.
Soros, ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke'nin kredi krizinin ciddiyetini anladığında, faiz oranlarını indirerek radikal biçimde hareket ettiğini ve elindeki malzemeyi kullandığını belirtti.
Bernanke'nin şimdi "cephanesinin tükendiğini" söyleyen Soros, Bernanke'nin doları etkileyebileceği için faiz oranlarını düşüremeyeceğini, ekonomik durgunluğu artırabileceği için faiz oranlarını artıramayacağını, bu yüzden seçeneklerinin sınırlı olduğunu vurguladı.
netgazete

Yeni dünya düzeninde ABD artık tek güç olmayacak

28 Haziran 2009 Warwick Üniversitesi ekonomi Profesörü, çok ödüllü 3 ciltlik Keynes biyografisinin yazarı ve Lordlar Kamarası üyesi Lord Robert Skidelsky, yeni dünya düzeninde ABD'nin tek güç olmaktan çıkacağını ve g üç merkezlerinin değişeceğini ileri sürdü.
Finansbank'tan yapılan açıklamada, bankanın düzenlediği yemeğe katılan ve burada bir konuşma yapan Skidelsky'in, istihdam, faiz ve para genel teorisi ile tanınan İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'in görüşlerinden yararlanarak bugünkü krize neden olan faktörlere değindiği bildirildi.
Açıklamada, gelecekte benzer bir krizin yaşanmaması için Keynes'ten yararlanarak 3 maddelik bir çözüm önerisi sunan Skidelsky'nin, şu görüşlerine yer verildi:
"Piyasaların dizginlenmesi, makroekonominin iyi yönetilmesi, maliye politikalarına dönüş ve ABD ile diğer ülkeler arasındaki eşitsizliği gidermek gerekiyor. Küresel ekonomik kriz döneminde en önemli konulardan bir tanesi de küresel tasarruf fazlası ile nasıl başa çıkılacağına karar vermektir. Ö zellikle büyüme dönemlerinde mali duyarsızlıklara izin vermemek gerekir.
Uluslararası rezervlerin çeşitlendirilmesi de gerekiyor. Yeni dünya düzeninde, ABD tek güç olmaktan çıkacak. Güç merkezleri değişecek. Çin, Hindistan ve Orta Doğu çok önemli. Bu bağlamda, dünyanın gelecekte en önemli ülkelerinden bir tanesi olacak Çin'in, içeride daha fazla para harcaması ve ABD'nin emperyalizm projesinden vazgeçmesi gerekiyor."
Açıklamada, Skidelsky'nin, G-20'nin uluslararası bir para birimi oluşturma konusunda attığı adımları da olumlu olarak değerlendirdiği bildirildi.

haber7

Amerika'da tüketici fiyatları arttı

ABD'de Haziran ayında tüketici (TÜFE) fiyatları öngörülenin üzerinde yüzde 0,7 oranında arttı.

15 Temmuz 2009 16:50

ABD Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, ABD'de benzin fiyatlarına yapılan büyük ölçekli zam, Haziran ayında, TÜFE'ye göre enflasyonun son 11 ayın en yüksek rakamına çıkmasına neden oldu.

Ekonomistler, ABD'de Haziran ayında enflasyonun yüzde 0,6 oranında artmasını öngörüyorlardı.

aktifhaber

GM'de 6 bin çalışan emekli oluyor

ABD'li otomotiv şirketi General Motors'da (GM), 6 bin kişi erken emeklilik ve emekliliğe özendirme paketlerinden yararlanmayı tercih etti. Ancak şirkete bu da yetmiyor.

03 Ağustos 2009 20:37

GM, şirketten ayrılmaya karar veren bu işçilerin yüzde 65'inin erken emeklilik paketlerinden, geri kalanının ise emekliliğe teşvik paketlerinden yararlanmayı tercih ettiğini, işçilerin çoğunun Cumartesi günü şirketten resmen ayrıldığını açıkladı.

Şirketin işgücünden sorumlu başkan yardımcısı Diana Tremblay, istihdamda kesintiye gitmenin, şirketin uzun vadede ayakta kalması için gerekli olduğunu, bu özel programın sonuçlarının, GM'nin istihdam maliyetini azaltmasına ve rakipleriyle rekabetteki açığı kapatmasına yardımcı olacağını söyledi.

ABD'de 54 bin işçiyi istihdam eden GM, istihdamını yıl sonuna kadar 13 bin 500 kişi azaltarak 40 bin 500'e indirmeyi amaçlıyor. Ancak 6 bin kişinin şirketten ayrılmaya karar vermesiyle kalan 7 bin 500 kişinin şirketle ilişkisinin nasıl kesileceği şimdilik açık değil.

Erken emeklilik için başvuran üretimdeki işçilere 20 bin doların yanı sıra 25 bin dolar araç teşviki, kalifiye işçiler için artı 45 bin dolar, 20 yıl ya da daha fazla yıl çalışan işçiler için 115 bin dolar ve araç teşviki, 10 yıldan az çalışan işçiler için 45 bin dolar ve araç teşviki önerildiği belirtildi.

GM, 10 Temmuz'da iflas korumadan çıktı ve ABD hükümetinden 50 milyar dolar yardım aldı. Son 4 yılda 80 milyar dolardan fazla zarar eden şirket, Haziran ve Temmuz ayında, ABD'de 22 bin kişiyi istihdam eden 15 fabrikayı 2012 yılının sonuna kadar kapatacağını açıkladı.

haber7

ABD'DE BİR DEV DAHA BATTI
[img]http://www.haber10.com/images/news/177804.jpg [/img]
15 Ağustos 2009 22:20
ABD'nin en büyük bankalarından Colonial Bankacılık tasfiye edildi.
Dünya ABD'nin en büyük emlak kredisi sağlayan bankalarından Colonial Bankacılık grubu için FDIC tasfiye kararı aldı.

ABD'nin TMSF'si olarak kabul edilen Federal Mevduat Sigorta Şirketi (FDIC), elinde bulunan ve ülkenin önde gelen emlak kredi bankalarından olan Colonial Bankacılık grubunun tasfiyesine karar verdi.

Colonial Bankacılık Grubunun kayyumu olan FDIC, bankanın 20 milyar dolarlık mevduatıyla, 22 milyar dolarlık varlığını da BB&T şirketine satışını onayladı. Bankanın tasfiyesinin, FDIC'ye maliyetinin 2,8 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.

dunyabulteni

"ABD, 2010'a Kadar Parçalanacak"
02 Eylül 2009 14:01

Rus siyaset bilimciden ilginç iddia: "Ülke 6'ya bölünecek ve paylaşılacak!"

Daha önceki yıllarda ABD’nin rakip ülkelerce 6 parçaya bölüneceğini öne
süren Rus siyaset bilimci Panarin, ABD’de çöküşün Temmuz 2010’a
kadar başlayacağını iddia etti.

BUNDAN 10 yıl önce ABD’nin, Sovyetler Birliği gibi parçalanacağı tezini ortaya atan ünlü Rus siyaset bilimci İgor Panarin, Birleşik Devletler’de kaosun gelecek 2 ay içinde başlayacağını ve ülkenin 2010 sonuna kadar çökeceğini öne sürdü. Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Diplomatik Akademi’de öğretim görevlisi olan Panarin, yeni kitabını tanıtmak için düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin Temmuz 2010’a kadar çökme ihtimalinin yüzde 50’nin üzerinde olduğunu söyledi.

Panarin, ‘umudun başkanı’ olarak nitelediği ABD Başkanı Barack Obama’nın, hızla yaklaşan krizi önlemek için hiçbir şey yapmadığını dile getirirken, siyah başkanı, Sovyetler’in son lideri Mihail Gorbaçov’a benzetti. Panarin, ‘güzel konuşan, ancak ülkesini yönetemeyen Obama’nın ülkesini çöküşe götüreceğini kaydetti.

DOLARIN ÇÖKÜŞÜ

Japonya’da son seçimlerde iktidara gelen Japon Demokrat Partisi’nin de döviz rezervlerini dolardan başka bir birime çevireceğini öngören Panarin, bu değişimin doların çöküşünü hızlandıracağını iddia etti. ABD’nin 1865’teki Sivil Savaş döneminde olduğu gibi 6 değişik parçaya ayrılacağını savunan Panarin, bu parçaların da Çin, Meksika, Kanada, Rusya, Japonya ve Avrupa Birliği’nin kontrolüne gireceğini öngörüyor.

Aktifhaber

Obama, kara tablo çizdi: İşsizlik daha da artacak
20:00 - ABD Başkanı Barack Obama, CNN Televizyonunda yayınlanan demecinde, durgunluğun resmen bitip bitmediğini Merkez Bankası Başkanının açıklayacağını belirtirken, İşsizliğin daha da kötüleşebileceğini belirten Obama, gelecek yıla kadar yeterli istihdam imkanı oluşturulamayacağını da söyledi. 20.09.2009 WASHINGTON
netgazete

ABD; buğday piyasasında liderliği Rusya'ya kaptırdı
02:15 - Prof. Dr. Birol Akgün, ABD'nin küresel siyasetteki rolünün göreceli olarak azaldığını, ekonomik alanda da eski gücünü korumakta zorlandığını belirtti. Bunun önemli göstergelerinden birinin de dünya buğday piyasasında ABD'nin liderlik rolünü kaybetmesi olduğunu ifade eden Akgün, "Uzun yıllardır dünya buğday piyasasında hem ihracat hacmi hem de fiyat belirleme anlamında üstünlüğünü koruyan ABD, ilk kez bu yıl, 2008-2009 hasat sezonunda, liderliğini eski Sovyet ülkelerine kaptırmış durumda" dedi. 27.09.2009 KONYA netgazete

ABD'de işsizlik oranı, Eylül'de yüzde 9,8'e çıktı

02 Ekim 2009 ABD'de işsizlik oranı Eylül ayında y üzde 9,8'e çıktı. Bu veri, ABD'de 1929 Büyük Buhran'dan bu yana en uzun süren resesyonun halen etkisini sürdürdüğünü gösteriyor.
Çalışma Bakanlığı, geçen ay tarım dışı istihdamın beklentilerin üzerinde 263 bin azaldığını açıkladı. Geçen ay tarım dışı istihdamın 180 bin azalması beklenirken, bu rakam Ağustos ayı için 201 bin olarak revize edildi.
Ağustos ayında yüzde 9,7 olan işsizlik oranının, Eylül ayında yüzde 9,8'e çıktığı belirtilen açıklamada, böylece işsiz kalan Amerikalı sayısın ın 15,1 milyon olduğu ifade edildi. ABD'de resesyonun başladığı Aralık 2007'den bu yana 7,1 milyondan fazla kişi işini kaybetti.
Ekonomistler, ABD'de işsizlik oranının bu yıl yüzde 10'u bulmasın ı ve daha da artmasını bekliyor. netgazete

Müjde: Dolar Öldü!
07 Ekim 2009, 00:19 Anadolu Haber

Petrol zengini Körfez ülkelerinin, petrol ticaretinde ABD dolarının yerini alacak para sepeti konusunda, Rusya, Çin, Japonya ve Fransa ile gizli görüşmeler yürüttüğü belirtildi.

ABD dolarının yerini alacak para sepetinde Çin yuanı, avro ve Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ın dahil olduğu Körfez İşbirliği Konseyi'ndeki ülkelerin planladığı yeni para birimi bulunduğu belirtilen haberde, "Bu plan üzerinde çalışmak için Rusya, Çin, Japonya ve Brezilya maliye bakanları ve merkez bankaları başkanları zaten gizli toplantılar yapıyor. Bu, petrolün bundan böyle dolardan fiyatlandırılmayacağı anlamına gelecek" denildi. Haberde, Fransa'nın da bu görüşmelere katıldığı kaydedildi.
Haberde, ABD'li yetkililerin bu toplantılardan haberdar olduğu, ancak ayrıntıları bilmediği ve "bu uluslararası dalavereyle mücadeleye hazır olduğu" da ifade edildi.
Birçok Arap ülkesi, kendi para birimlerini dolara sabitlemiş durumda.
Petrol ticaretinde ABD dolarının yerine başka para birimlerinin kullanılması konusu son yıllarda tartışılırken, ekonomistler, bunun kısa sürede olacağına ihtimal vermiyor.
Commonwealth Bank of Australia'dan ekonomist David Moore, "Bu tür tartışmalardan somut sonuçlar çıkacağını göreceğimizi düşünmüyorum, çünkü dolar zayıf olduğunda bile bu emtiaların değerinin gerçek değerinden az olduğu anlamına gelmiyor. Gerçekte, dolar zayıfladığı zaman, emtia fiyatları yüksek oranda artma eğilimi içinde oluyor" dedi.
İran, birkaç yıl önce petrol ihracatının büyük bölümünü avro başta olmak üzere dolar dışındaki para birimlerinden yapmasına rağmen, petrolünün gerçek fiyatı halen dolar üzerinden belirleniyor.
Bu arada, haber üzerine, ABD doları önemli para birimleri karşısında değer yitirdi.
Dolar karşısında yüzde 0,5 değer kazanan avro 1,4662 dolar seviyesinden 1,4722 dolar seviyesine çıktı. İngiliz sterlini de dolar karşısında yüzde 0,4 artarak, 1,5991 dolar oldu. Dolar ayrıca 89,40 yenden 89.00 yene geriledi

06 EKİM 2009, SALI
Porno sektörü kan ağlıyor

Dünyada yaşanan küresel ekonomik kriz, ‘porno’ sektörünü de vurdu. ABD’nin New Jersey eyaletindeki Expo Center fuar merkezinde geçtiğimiz günlerde düzenlenen EXXXOTICA Expo porno sektörü fuarına katılan firma sayısı ile toptan alıcı sayısında, geçtiğimiz yıllara oranla rekor düşüş yaşandı.

NEW YORK - Dünyada yaşanan küresel ekonomik kriz, ‘porno’ sektörünü de vurdu. ABD’nin New Jersey eyaletindeki Expo Center fuar merkezinde geçtiğimiz günlerde düzenlenen EXXXOTICA Expo porno sektörü fuarına katılan firma sayısı ile toptan alıcı sayısında, geçtiğimiz yıllara oranla rekor düşüş yaşandı.

Porno sektörünün önde gelen üretici firmaları, küresel ekonomik krizin kendi sektörlerini de vurduğunu belirterek, “İnternet üzerinden yaptıkları satışlarda, yasal yükümlülükler ve bedava porno sitelerinin sektöre darbe vurduğunu belirterek porno sektöründe yaşanan tüm olumsuzluklara bir de küresel ekonomik kriz etki edince, sektörde büyük bir düşüş, Porno sektörünün tarihindeki en büyük krizle karşı karşıya kaldığını söylediler.
Akşam

08 Ekim 2009 14:27
Dell Fabrika Kapatıyor
ABD'li bilgisayar şirketi Dell, ABD'de bir masaüstü bilgisayar imalat fabrikasını kapatacak.
Dell, Kuzey Carolina eyaletinin Winston-Salem bölgesindeki fabrikasını, Ocak ayı sonuna kadar kapatacağını, 600'ü gelecek ay olmak üzere 905 kişinin işine son verileceğini açıkladı. 2005 yılında açılan fabrikanın kapatılmasıyla, şirketin 2011 yılına kadar 4 milyar dolar tasarruf yapması bekleniyor.

Şirket, Haziran ayında Tennessee eyaletinde Lebanon'da bulunan fabrikasını Genco'ya satmış, Ocak ayında da İrlanda'daki imalat operasyonlarını Polonya'ya taşıyacağını açıklamıştı.
aktifhaber

ABD'li Hummer artık Çin malı oldu
11 Ekim 2009 Askeri araç olarak üretilen ancak sosyetenin gözdesi haline gelen Hummer artık Çin malı oldu. İflasın eşiğine gelen General Motors, Hummer’i çimento karıştıcısı üreten Çinli Sichuan Tengzhong Ağır Sanayi Makine Şirketi’ne sattı.
Satıldı-satılmadı tartışmalarının ardından ABD’nin 101 yıllık otomotiv devi General Motors’un (GM) Hummer araçları nihayet Çin’in oldu. Küresel mali kriz nedeniyle iflasın eşiğine gelen ve devletin iflas koruması altına giren GM, Hummer konusunda son noktayı koydu ve daha önce anlaşmaya vardığı Çin’in çimento karıştırıcı araçları üreten şirketi Sichuan Tengzhong Ağır Sanayi Makine Şirketi’ne Hummer’in üretim hakkını sattı.

Çin medyasının haberlerine göre, önceki gün iki taraf anlaştı ve nihai imzayı attı. Anlaşmaya Sichuan Tengzhong CEO’su Yang Yi ile Hummer CEO’su Jim Taylor imza koydu. Böylece Çinli şirket, her türlü arazide kullanılabilen taşıt aracı Hummer’a sahip oldu.

Bu, Amerikan otomobil sanayinde Çin Halk Cumhuriyeti’ne satılan ilk şirket oluyor. Satış miktarı henüz açıklanmasa da bu miktarın 150 milyon dolar olduğu belirtiliyor. Çinliler daha önce de İngilizler’den MG-Rover’i satın almıştı.

haber7

AMERİKA'DA BATIK BANKA ARTIYOR
25 Ekim 2009 23:16
Amerika'da batan bankaların sayısı 100'ü aştı. Federal Mevduat Sigorta Şirketi yetkilileri yedi bankanın daha iflas ettiğini, böylece Amerika'da batan bankaların sayısının 106 olduğunu açıkladı
Amerika'da en son 1992 yılında bu kadar çok banka iflas etmişti. Tasarruf ve kredi krizi sonunda 1992 yılında 182 banka batmıştı.

Yetkililer yüzlerce bankanın daha tehlike altında olduğunu, ekonominin toparlanmasıyla bu bankaların da kurtulmasını umduklarını açıkladılar.

Federal Mevduat Sigorta Şirketi 2013 yılına kadar batan bankaların 100 milyar dolara mal olmasını bekliyor.
haber10

McDonalds; İzlanda'yı bırakıyor
19:15 - Küresel gıda devi McDonald's, mali krizin vurduğu İzlanda'daki restoranlarını kapatarak bu ülkeden tümüyle çekiliyor. Dev gıda zincirinin İzlanda'da, tümü başkent Reykjavik'te olmak üzere toplam 3 restoranı olduğu, bunların tümünü gelecek hafta sonunda kapatacağı belirtildi. McDonald's firmasının İzlanda'daki bayilik verme hakkını elinde tutan Lyst Hr firması yöneticisi Magnus Ogmundsson, bu kararı kolay almadıklarını, ancak ekonomik durumun kötüleştiğini vurguladı. 27.10.2009 REYKJAVIK
netgazete

Caterpillar, 2500 çalışanını çıkartıyor

27 Ekim 2009 ABD'li Caterpillar şirketi 2 bin 500 personeli daimi olarak işten çıkarıyor.
Dünyanın en büyük inşaat ve madencilik sektörü ekipmanlar ı üreticisi Caterpillar, ABD'de 2 bin 500 çalışanın işine daimi olarak son vereceğini ve bu kişilere kıdem tazminatlarının ödeneceğini açıkladı. netgazete

PİYASALARI YIKAN 10 NEDEN

31 Ekim 2009 08:00
Dünya ekonomisiyle ilgili son gelişmeleri yükselerek kutlayan borsalarda büyük sarsıntı yaşandı kaygılar arttı
ABD ekonomisin yüzde 3.5 oranında büyümesi krizden çıkışın sinyali olarak görülmedi, dünya borsalarında satış baskısı İMKB’de yüzde 3.5’lik düşüşe neden oldu. Sadece İMKB değil, Bovespa ve Rusya borsası da yüzde 3’e yakın değer kaybetti. Dow Jones yüzde 2.5 oranında düştü. Avrupa borsaları yüzde 2’nin üzeride kayıplarla kapattı haftayı. İMKB’deki şok düşüşün en büyük nedeni dış borsalardaki bozulma. Çünkü önceki gün ABD’den gelen büyüme rakamlarını etkisiyle güne yükselerek başlayan İMKB, öğleden sonra vadeli piyasalarda ABD endekslerinin düşüşe geçmesiyle rekor oranda düşüş kaydetti.

Bu arada, güne gevşeme eğilimiyle başlayan dolar, kapanış saatlerinde 1.51 seviyesine ulaştı.

ABD borsaları ise kişisel harcamalar ve tüketici güvenindeki düşüşün ekonominin büyümeye dönmesiyle oluşan iyimserliğe zarar vereceği beklentisiyle Perşembe günkü yükselişinin tamamını haftanı son günü geri verdi. CIT Group'un giderek iflasa yaklaştığına dair artan endişeler de piyasada baskıya neden oldu.

İŞTE BORSALARI SARSAN 10 NEDEN

1- ABD’de kişisel harcamalar ve tüketici güvenindeki sert düşüş

2- Artmaya devam eden işsizlikle ilgili kaygıların artması

3- CIT Grubu’un giderek iflasın eşiğine gelmesi

4- Uzun süredir hiç düşmeden yükselen piyasalarda kar satışlarının artması

5- Üçüncü çeyrek bilançolarla ilgili beklentilerin sona ermesi

6- Erken seçim söylentilerinin gündeme gelmesi

7- IMF ile beklenen anlaşmanın kısa vadede hayata geçirilmeyeceği görüşünün ağırlık kazanması

8- Bono piyasasında faizlerin dip seviyeye geldiği beklentisiyle yabancıların tahvil satması

9- Yabancılara yönelik stopaj kesintisiyle ilgili gelişmelerin belirsizliğin koruması

10- Dövize olan talebin artması ve fiyatlardaki yukarı hareket sinyali
haber10

ABD'de bir günde 9 banka kapandı
31 Ekim 2009, 23:12 Anadolu Haber

Küresel krizin etkilerini hala atlatamayan ABD'de sadece bir günde 9 banka kapatıldı.

ABD'de, kredi borcunu ödeyememe sorununun sürmesi nedeniyle dün, 9 banka daha kapatıldı. Böylece bu yıl kapatılan banka sayısı 115'e çıktı.

Federal Mevduat Sigorta Fonu (FDIC), dün, California, Illinois, Texas ve Arizona eyaletlerindeki 9 bankanın kapatıldığını, US Bancorp'a bağlı U.S. Bank'ın kapatılan bankaların varlıklarının çoğunu ve mevduatlarını üstleneceğini açıkladı.

Geçen yıl finansal krizin başlamasından bu yana ilk kez bir günde 9 banka kapatan FDIC, 153 şubesi bulunan bu bankaların Eylül ayı sonu itibariyle 19,4 milyar dolar varlığa ve 15,4 milyar dolar mevduata sahip olduğunu bildirdi.

FDIC, 9 bankanın kapatılmasının fona maliyetinin 2,5 milyar doları bulacağını açıklarken, bu yıl şimdiye kadar bankaların kapatılmasının maliyetinin 25 milyar doları aştığı ifade edildi. Yüzlerce bankanın daha kapanması ihtimalinin bu maliyeti 2013 yılına kadar 100 milyar dolara çıkarması bekleniyor.

ABD'de 2007 yılında 3, geçen yıl 25 ve bu yıl şimdiye kadar ise 115 bankanın kapısına kilit vuruldu. FDIC, ABD'de 1989 yılındaki tasarruf ve kredi krizi sırasında 534 bankaya el koymuştu.

FDIC'in sorunlu banka listesinde ilk çeyrekte 305 olan sayı Haziran ayı sonu itibariyle 416'ya çıkmış bulunuyor.

ABD'de işsizlik yüzde 10'u aştı
07 Kasım 2009 ABD'de işsizlik oranı 1983 yılından bu yana ilk kez yüzde 10'u geçti.
ABD Çalışma Bakanlığı, Ekim ayında 190 bin kişinin işini kaybettiğini, böylece geçen ay işsizlik oranının yüzde 10,2'ye yükseldiğini açıkladı. Eylül ayında işini kaybedenlerin sayısını 219 bin olarak revize eden bakanlık, Ekim ayında işsizlik oranının yüzde 10,2'ye çıkarak, 1983 yılından bu yana ilk kez yüzde 10'u aştığını bildirdi.

Geçen ay işini kaybedenlerin sayısının 175 bin ve işsizlik oranının yüzde 9,9 olması bekleniyordu.

ABD'de üst üste 22 aydır istihdam kaybı meydana gelirken, Eylül ayında işsizlik oranı yüzde 9,8 olmuştu.

haber7

ABD'li gençlerin dörtte biri işsiz
19:45 - ABD Çalışma Bakanlığı'nın açıklamasına göre, iş gücünde gençler arasında işsizlik oranının, bir önceki aya göre yüzde 1,8 artarak yüzde 27,6'ya ulaştığı ve arka arkaya üçüncü kez rekor seviyeyi bulduğu belirtildi. Çalışma Bakanlığı'nda görevli ekonomi uzmanlarından Jim Borbely, pazar şartlarının herkes için çok zorlu olduğu bir dönemden geçildiğini ancak özellikle iş arayan gençlerin iş bulamadıklarını kaydetti. 08.11.2009 WASHINGTON netgazete

ABD'de dış ticaret açığı, beklentileri aştı

12 Ağustos 2010 ABD'de dış ticaret açığı, haziran ayında beklentilerin üzerinde artarak 49,9 milyar dolar oldu.
Ticaret Bakanlığı, Mayıs ayı ile karşılaştırıldığında Haziran ayında dış ticaret açığının yüzde 18,8 artışla 49,9 milyar dolara çıktığını açıkladı. Dış ticaret açığının 42 milyar dolar olması bekleniyordu. netgazete
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pts Ksm 30, 2009 9:55 pm    Mesaj konusu: 'Ekonomik zayıflık küresel gücümüzü tehlikeye sokuyor' Alıntıyla Cevap Gönder

20.10.10
SELÇUK SALIH CAYDI
ABD, kaderini belirleyecek kararların eşiğinde mi?

Amerikan Merkez Bankası FED'in Başkanı Ben Bernake, Amerikanın finansal/mali durumunun artık tamir edilemez boyutlara ulaştığını ilan etti.
Amerika bir varoluş kriziyle karşı karşıya.
Radikal kararlar alınmazsa iki alternatif var:
Ya kriz içinde yeni bir kriz, ya da büyük bir savaş.

Barneke, ABD'nin yavaş yavaş ekonomik krizden çıkmakta olduğu söylemini değiştirdi.
FED Başkanı, davetli olduğu bir toplantıda yaptığı konuşmada, ekonomik krizden çıkışın da bir maliyetinin olduğu, bu maliyetin sadece tek tek bireylerin ve firmaların mali durumlarıyla ilgili olmayıp, devletlerin mali durumuyla da ilgili olduğunu söyleyerek, devletin uzun vadeli altyapı faaliyetlerini karşılayamayacak duruma düşme ihtimalinden söz etti. ABD, emeklilik ve sağlık giderlerini karşılayamayabilir. Bernake, "Bu yükümlülükleri yerine getirebilmek için siyasetin ve toplumun radikal kararlar alması ve bazı fedakarlıklarda bulunması gerekir" dedi. "Kazandığından daha fazlasını harcayan ülkelerde gelirlerin ve hayat standartlarının daha yavaş yükseldiğini tarih göstermiştir. Ve böyle yerlerde ekonomik krizler ve istikrarsızlık daha sık yaşanıyor."
FED ilk kez, sadece ABD değil, federal Amerikan devletlerinde de finansal sorunların aküt boyutlarda olduğunu kabul etti. FED, kamusal borçlanmanın hızlanarak artacağını düşünüyor, çünkü borçlanmayla birlikte borç faizleri de artacak. Bu durumu kötüleştirecek diğer gelişme, Amerikan nüfusunun yaşlanması ve emeklilik yaşındaki Amerikalı sayısının hızla artması.
Barneke'nin en önemli sözleri ise şunlar:
"Ekonomimizin tehlike altında olması, açık bir gerçek ve bu tehlike artıyor. Politikacıların buna uygun inandırıcı planlar yapmaları ve tehlikeyi azaltmaları gerekiyor."

http://konstantiniye.blogspot.com/

Kapitalizm : Bir Aşk Hikayesi
Korkut Boratav
Sol

Michael Moore filmleriyle Amerikan toplumunu eleştirmeye devam ediyor.

Öncekileri hatırlatayım: Kapanan fabrikalarıyla birlikte işlevsiz kalan geleneksel işçi sınıfının kaderi, Amerikalıların silah tutkusu, 11 Eylül’den Irak saldırısına uzanan dönemde Bush yönetiminin marifetlerinin teşhiri, Amerikan sağlık sisteminin insafsız eleştirisi…

Şimdi de 2007-2009 krizini vesile ederek doğrudan doğruya Amerikan kapitalizmini hedef alıyor: Bu hafta Türkiye’de de gösterime giren Kapitalizm: Bir Aşk Hikâyesi…

Michael Moore’un, son yıllarda Amerika’dan çıkan en etkili muhalif olduğunu düşünüyorum. Kendisine bir Oscar, bir de Altın Palmiye ödülleri getiren belgesel sinemayı çarpıcı bir biçimde kullanıyor. Konusunu doğrudan doğruya insan hikâyelerine taşıyarak işliyor. Kapitalizm: Bir Aşk Hikâyesi de böyle bir film.

Kriz ortamındaki Amerikan kapitalizmini de tek tek insanlar üzerinde odaklanarak eleştiriyor.

***

Emekçi katmanlardan filme taşınan insan manzaralarından örnekler vereyim:

İpotek borçları nedeniyle konutlarından polis zoruyla tahliye edilen insanları görüyoruz… Bu insanların önemli bir bölümü, uzun yıllardan beri oturdukları evlerden çıkartılıyor; zira, komisyoncuların, bankaların iğvasına kanarak konutlarını ipotekleyerek ilaveten borçlanmışlar ve tökezleyince evleri satılmış.

Yirmi yıldır oturdukları konuttan polis zoruyla çıkarılan aileye emlâk komisyoncusu soruyor:

“Evin son temizliği için dışarıdan insan tutacağız; isterseniz siz temizleyip bin dolar kazanın…”

Kabul ediyorlar. 81.000 dolarlık borç nedeniyle tahliye ettikleri kendi evlerini temizleyip yeni sahipleri için hazır hale getirdikten sonra bin doları alıyor; kamyonetlerine binip kayboluyorlar.

Havayollarının bunalıma girmesi bahanesiyle maaşları düşürülen ve “yoksul Amerikalılar sınıfına” katılan pilotlar…

Bazıları, yoksullara dağıtılan yiyecek karnelerine muhtaç kalmış; birisi mesai saatleri dışında köpek gezdirerek; bir başkası kanını satarak ek gelir kazanıyor.

Dev perakende zinciri Wal Mart’ta çalışırken kansere yakalanıp ölen adamın hikâyesini karısından izliyoruz. Hastanelere 100.000 dolar borçlanmışlar.

Cenaze kalktıktan sonra öğreniyor ki Wal Mart kocası için bir hayat sigortası yapmış; ne var ki, sadece şirketin yararlanabileceği türden bir sigorta… İşçinin ölümü, aileyi iflasa sürüklerken, Wal Mart için kazanç kaynağı olmuş.

Bir hayli yaygın olan bu tür sigortalara, finans çevrelerinde “köylü sigortası” dendiğini öğrenen dul kadın, “bu köylü lâfı çok ağırıma gitti” diyor.

Özel şirketler tarafından “işletilen” çocuk hapishanelerinden manzaralar izliyoruz.

Öyle anlaşılıyor ki, hapis süresi uzadıkça işletmenin kârlılığı artmaktadır. Basit kabahatler nedeniyle bir-iki ay hapis cezası alan yoksul çocukların hapis süreleri çeşitli bahanelerle birkaç kat uzatılmaktadır.

***
İşçi sınıfı kökenli solcular diyalektik düşünmeye kendiliğinden yatkın olurlar.

Moore da böyle olduğu içim emekçilerden başlattığı hikâyesini karşıtlarıyla bağlantılandırıyor; sürdürüyor. Böylece Amerikan kapitalizminin egemen, yönetici sınıflarından, onların sözcülerinden de “manzaralara” ulaşıyoruz.

Amerikan ekonomisini yöneten kişilerin büyük şirketlerle göbek bağlarını Moore tek tek ortaya koyuyor.

Ve gösteriyor ki, bunlar, dev bankalara hizmet ederken kazandıkları milyonlarca doların “karşılığını” hükümete geçtikten sonra eski şirketlerini doğrudan veya dolaylı yöntemlerle ödüllendirerek fazlasıyla ödemişlerdir.

Ünlü banker Warren Buffett’in “finansal sistemin kitle imha silahları” olarak adlandırdığı ve krize yol açtığı söylenen “finansal araçlar”dan bazıları, örneğin türevler, batık kredi takasları ne anlama gelmektedir?

Wall Street’teki ofislerinden çıkan bankerlere, uzmanlara mikrofon uzatıyor; yanıt alamıyor.

Harvard’lı ünlü profesör (ve IMF’nin eski baş ekonomisti) Kenneth Rogoff’a ulaşıyor; profesör açıklamaya çalışıyor; tökezliyor, beceremiyor.

Bankalara 700 milyon dolar aktaran kurtarma operasyonunun izlerini sürmeye çalışıyor. Kongre’de bu süreci denetlemeyi üstlenen kişiye soruyor:

“Bu para şimdi nerede?”

Cevap,

“bilmiyorum”.

Moore’u, bundan sonra elinde bir torba; “vatandaş olarak paramı geri almaya geldim” diyerek tek tek dev bankaların kapılarında görüyoruz.

***

Michael Moore’un filmi, “krizden tablolar” olarak başlıyor; hızla kapitalizmin eleştirisine dönüşüyor.

“Kapitalizm paranın egemenliğine dayandığı için özünde anti-demokratiktir; acımasızdır; habistir; ortadan kaldırılmalıdır.”

Bu mesaj, film boyunca Moore’un, din adamlarının, sıradan insanların ağzından sık sık tekrarlanıyor.

Sistemin kötülükleri, Moore’a göre, o kadar açıktır ki, isyan haklıdır. Esasen, film boyunca sıradan insanların dayanışmayla, mücadeleyle, fabrika işgaliyla kazandıkları “küçük zaferler” de anlatılmaktadır.

Peki, alternatifi nedir?

Moore Reagan-öncesi Amerikası’na, kapitalizmin refah toplumu düzenlemelerine özlemle bakmakta; Roosevelt’e büyük saygı duymaktadır.

Finans kapital ve savaş lobisi tarafından kuşatıldığını kabul etmesine rağmen Obama’yı hâlâ desteklemekte; bu yüzden de Amerikan solcularının bir bölümüne ters düşmektedir.

(..)

13 Şubat 2010
ABD ve AB'ye Kötü Haberleri Var!
Dr. Kıyamet' lakaplı yatırımcı Marc Faber, Avrupa ve ABD'de borç sorununun büyüyerek devam edeceğini söyledi.

Dr. Kıyamet' lakaplı yatırımcı Marc Faber, Avrupa ve ABD'de borç sorununun büyüyerek devam edeceğini söyledi. Faber'e göre Türkiye'nin durumu 'nispeten' daha iyi...

Borç batağındaki Yunanistan'ı kurtarmak için Avrupa ülkeleri kolları sıvadı. Mali yardıma yönelik hala belirsizlikler var ama ülkeler yardım için siyasi iradeyi ortaya koymuş durumda. Avrupa'nın borç ateşi son birkaç gündür düşüyor. Ama borç korkusu, bu kez de Atlantik'in öte yakasında, krizin merkez üssü ABD'de daha fazla hissedilmeye başladı.

Uzmanlar daha yüksek sesle ABD eyaletlerinin yüksek bütçe açıkları nedeniyle zor günler geçireceği uyarısında bulunmaya başladı. İşte o uzmanlardan biri de olan 'Dr. Kıyamet' lakaplı Marc Faber... Faber, Avrupa'daki borç sorununun henüz bitmediğinin altını çizdikten sonra ekliyor: "Borcun asıl kaynağı ABD. Bunun altından tıpkı Avrupa gibi ABD de kalkamayacak. ABD bir şirket olsaydı çoktan iflas etmişti. Tahvilleri beş para etmezdi." Kötümserliği ile tanınan Faber, Türkiye konusunda ise nispeten iyimser. "Türkiye'nin durumu elbette diğerleri kadar kötü değil" diyen Faber, "Nispeten daha iyi durumda olmanızın temel nedeni, hanehalkı borçluluğunuzun düşük olması. Bu en büyük avantajınız" değerlendirmesinde bulundu.

'BANKALAR BOĞAYA MAHKÛM'
ABD hükümetinin ekonomik müdahalelerini ve genişleyen para politikasını sert bir dille eleştiren Faber, uygulamaların güçlü bir büyümeye olanak sağlamayacağı görüşünde. 'Amerika'nın üstün üretim ve verimlilik mucizesi' görüşünün bir efsane olduğunu belirten Faber, ancak dünyanın ABD ile ilgili bu imaja hâlâ inandığını söyledi. Krizin ortaya çıkması ve devam sürecinde ABD Merkez Bankası Fed'in aldığı kararlar ve hükümetin müdahalelerinin önemli bir sorumluluk payına sahip olduğunu kaydeden Faber, "Daha kötü olan gerçek ise Fed'ten aldıkları kolay para ile yoluna devam eden büyük bankaların açgözlü boğa piyasasına bağımlı kalması, bu çok tehlike hale geldi" dedi. Şubat ayında hazırladığı raporda Goldman Sachs'ın CEO'su Lloyd Blankfein için de 'Bay Piyasa' lakabını kullanan Faber, Wall Street devlerinin açıkladığı son çeyrek kârlarının 'Tanrı'nın işi'ni yaptıklarını savunanlar için başarının kanıtının olmadığını söyledi.

Dr. Kıyamet'ten inciler...

SAĞDUYULU ve kişisel gözlemlerin yatırım başarısındaki etkisi büyüktür.
SOKAKTAKİ insan, ekonominin durmunu çoğu kez politikacı, üniversite profesörü ve sıkça seyahat eden finansal analistlerden daha iyi okur.
ÜLKELERİN sosyal ve ekonomik canlılığını en iyi, o ülkelerin bar, restoran ve alışveriş merkezlerinde görebilirsiniz.
ABD hükümetinin ekonomiyi canlandırmak adına her vatandaşı için hazırladığı harcama çeki ile Wal-Mart'tan alışveriş yapsak para Çin'e gider, benzin alsak Araplara gider, bilgisayar alsak Hintlilere, sebze-meyve alsak Meksika'ya gider. Bunların hiçbiri Amerikan ekonomisine yardım etmez. Bu parayı ABD'de tutmasının tek yolu, çekleri ABD'nin ürünü olan bira ve hayat kadınına harcamak.

ABD eyaletlerinin bütçe açığı alarm veriyor

ABD Başkanı Barack Obama'nın bütçe açığı ve borçlara karşı bütçede kesintiye giderek tasarruf planını uygulamaya koyacağını açıklamasının ardından New Jersey Valisi Chris Christie de, eyalette 'mali tehlike' ilan etti. Gloom Boom & Doom'un kurucu editörü olan Marc Faber, şubat ayı yatırım raporunda, kırmızı alarm veren eyaletlerin bütçe açıklarını yayımladı. Bütçe açığı krizi kapısında olan ABD eyaletlerinin de yakında birer birer New Jersey gibi 'mali tehlike' ilan etme riski olduğunu savunan Faber, ekonomisi zor durumda olan eyaletlerin başında Kaliforniya'yı gösterdi. Bütçe açığı yüzde 49 olan eyaleti, yüzde 47 ile Ilinois, yüzde 41 ile de Arizona takip ediyor. 2.2 milyar dolar bütçe açığı nedeniyle kamu harcamalarını dondurma kararı alan New Jersey Valisi Chris Christie, okul ve hastanelere aktarılan yardımları azaltma kararı aldı. Christie, yaklaşık 750 milyon dolar tasarruf sağlamayı hedefliyor.

'İşler karışacak' demişti

FABER, Kasım 2009'da verdiği demeçte, "2-3 ay içinde işler iyice karışacak. Merkez Bankaları para basmaya devam edecek" demişti. Türkiye'de gayrimenkul sektörünün önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çeken Faber, nakitte kalmanın tehlikeli olduğunu belirtmişti. Faber, ekonomik gücün hızla doğuya kaydığına vurgulayarak Türkiye'nin de doğuya yönelmesi gerektiğini savunmuştu.
aktifhaber


ABD'yi sarsan korku: 'Gücümüz elden gidiyor'

30 Kasım 2009, 12:19 Anadolu Haber

Kredi krizinden etkilenen ve bütçe açığı veren süper güç ABD, şu anki ekonomik zayıflığının küresel gücünü tehlikeye atmasından korkmaya başladı.

Haftalık haber dergisi Newsweek’de yer alan ‘An Empire at Risk-Bir İmparatorluk Risk’te’ başlıklı kapak haberinde, “Soğuk savaşı kazandık, 11 Eylül saldırısını atlattık. Fakat şimdiki ekonomik zayıflık küresel gücümüzü tehlikeye sokuyor” denildi.

Niall Ferguson imzalı haber analizde şu saptamalar yer aldı:

Mali beceri önemli

Eğer ABD mali krize yenilirse, o zaman süpergüç olan ülkenin bütün dengesi değişebilir. Askeri uzmanlar Başkan Baracak Obama’nın Afganistan’a 40 bin asker gönderip göndermeme kararının önemli kırılma noktası olacağını söylüyor.

Obama’nın mali açıkla ilgili kararsızlığı ülkenin uzun vadeli milli güvenliği için de sorun olabilir. ABD’yi ister süper güç, ister hegemonya veya imparatorluk olarak adlandırın onun mali konuları yönetme becerisi, hakim küresel askeri güç kalmasıyla ilgili yakın bağa sahip.

2009 mali yılında bütçe açığı 1.4 trilyon dolar yani Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 11.2’si kadar olacak. Bu açık son 60 yıldaki en büyük açık.

Kongre Bütçe Ofisi’nin (CBO) projeksiyonlarına göre ise, ülkenin açığı bu yılki GSYİH’nın yüzde 11.2 oranından, 2010’da yüzde 9.6’sına, 2011’de yüzde 6.1’ine, 2012’de ise yüzde 3.7’sine düşecek.

Çöküş borçla başlar

Dolar bazında kamunun tuttuğu toplam borç 2008’deki tutarı olan 5.8 trilyon dolardan, 2019’da 14.3 trilyon dolara çıkacak.

Bir imparatorluğun düşüşü borç patlaması ile başlar. Kara, hava ve deniz kuvvetlerinin kaynaklarının acımasızca azaltılmasıyla sonlanır. Bu nedenle, Amerikalılar ülkenin borç krizinden endişe etmekte haklılar.
Eğer ABD, 5-10 yıl arasında bütçe dengesini düzeltecek güvenilir bir planı kısa sürede ortaya koymazsa, tehlike çok gerçek hale gelir ve Amerikan gücünde büyük zayıflama görülür.

Bernanke: Bağımsız FED’e sınır gelirse istikrar zayıflar

ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke, FED’in bankacılık sistemini denetleme yetkisini kontrol altına almanın ve bağımsızlığına dokunmanın, ABD’de ekonomik istikrarı “ciddi biçimde zayıflatacağı” uyarısında bulundu. Bernanke, Washington Post gazetesinde yazdığı makalede, “bazı yasa tekliflerinin FED’in ana fonksiyonlarını yerine getirme kapasitesini önemli oranda azaltacağını, bu önlemlerin ABD’de ekonomik ve finansal istikrarı görünümü ciddi biçimde zayıflatacağını” belirtti.

15 Aralık 2009
ABD’de Kasım ayı enflasyonu beklenenden daha yüksek çıktı
Kasım ayında, yüzde 0,8 olarak tahmin edilen Toptan Eşya Fiyatları Endeksi yüzde 1,8 olarak açıklandı.

Enflasyondaki yükselişin, yarın açıklanacak olan ABD Merkez Bankası’nın faiz kararına nasıl yansıyacağı bilinmiyor.
aktifhaber

20 Aralık 2009
7 Banka Daha İflas Etti
Küresel ekonomik krizin merkez üssü ABD, dün 7 bankayı daha krize kurban verdi.

ABD Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (FEDIC), yaptığı açıklamada, 6 eyalette, toplam aktifleri 14.4 milyar dolar olan 7 bankanın kapatıldığını duyurdu. Böylece ABD’nin bu yıl krize kurban verdiği banak sayısı 140’a çıkmış oldu. Batan bankalar arasında en büyüğü 6.1 milyar dolar toplam aktifi olan, Federal Bank of California in Santa Monica oldu.

Kaliforniya eyaletinin bir diğer bankası Imperial Capital Bank’ın ise 4 milyar dolar toplam aktif büyüklüğünü bulunuyordu. FDIC Başkanı Sheila Bair, 7 bankanın kapatılmasının FEDIC’e maliyetinin 1.8 milyar dolar civarında olacağını söyledi. FEDIC’in kapattığı diğer bankalar arasında 1.8 milyar dolar aktif büyüklükle Peoples, 1.5 milyar dolar aktifle New South Federal, 585.5 milyon dolar aktifle Independent Bankers’ da bulunuyor.
aktifhaber

ABD imparatorluğu çöküyor

11 Şubat 2010, 20:15 Anadolu Haber

Dünyayı kana boğan Amerika, bütün cephelerde kaybetmeye devam ediyor

Madde’ye hükmeden ABD, dünyayı askerî ve teknolojik gücü ile ele geçirmek isterken, çöküşe doğru gitmeye başladı. ABD, son yıllarda başta ekonomik meseleler olmak üzere, Afganistan, Gürcistan, Doğu Avrupa Füze Kalkanı, Irak, İran, Suriye, Kore, Şanghay İşbirliği Örgütü, Çin, Latin Amerika ve Almanya-Fransa eksenli AB gibi birçok alanda ağır yenilgilere uğruyor. Son yıllarda hemen bütün cephelerde ağır yenilgiler alan ABD, diğer zulüm imparatorlukları gibi tarihin tozlu sayfalarına doğru gidiyor.

AMERİKA SALDIRIDAN SAVUNMAYA GERİLEDİ

Askerî planlarında ve savaş doktrininde bundan sonra saldırı yerine savunmayı tercih edeceğini açıklayan Amerika, Çin ve Rusya’dan gelen tehditler karşısında geri adım atmak zorunda kaldığını bir şekilde itiraf etmiş oldu. “Artık bölgesel çatışmaları ABD güçlerinin boyutlandırılması, şekillendirilmesi veya değerlendirilmesinde tek ve hatta ana şablon olduğunu söylemek uygun olmaz” denilen “Yeni Strateji Belgesi”, ABD açısından bu ağır yenilginin de itirafı olurken, gazeteci Mehmet Ali Güller’in verdiği bilgilere göre mevcut Strateji Belgesi’ndeki son büyük gözden geçirme 2006 yılında yapıldı ve Pentagon’un son dört yılda dünyaya bakışında önemli değişiklikler oldu. Bu nedenle de yeni bir plana ihtiyaç duyuluyor. Mehmet Ali Güller’in CNN’den aktardığı bilgilere göre Washington 2006 yılındaki gözden geçirmede, Çin ve Tayvan sebebiyle yaşanacak geniş çaplı konvansiyonel bir savaş olasılığına odaklanırken, 2010’daki gözden geçirme ve yeni planlamada da, Çin’den gelen tehditleri ön plana çıkardı.

AMERİKA BÜTÜN CEPHELERDE KAYBEDİYOR

Belirttiği bu eksen kaymasının asıl sebebi ise ABD’nin son yıllarda bütün cephelerde uğradığı ağır yenilgiler. Askerî açıdan tam bir bataklığa dönen Afganistan’da her şey dünyaya efendilik taslayan ABD’nin isteği dışında gelişiyor. Kabil’den çıkamayan ABD, istediği oranda muharip destek gücü bulamadığı gibi askerî kayıpları artan ülkelerin geri çekilme tartışmalarıyla da boğuşuyor. Taliban direnişçilerine rüşvet dahi teklif etme alçaklığını gösteren ABD, bütün askerî ve teknolojik imkânlarına rağmen Afganistan’da sürekli kaybediyor. Aynı şekilde Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesine yanıt veremeyen ABD, Kafkasya’da da büyük yenilgi almıştı. Gürcistan’a müdahale gibi bir gerekçe üzerinden Karadeniz’e girmek isteyen ABD, hem Rusya’nın, hem de Türkiye’nin direnci karşısında geri çekilmişti.

HİÇBİR ÜLKE ARTIK AMERİKA’YI TAKMIYOR

Doğu Avrupa Füze Kalkanı projesi başarıya ulaşmayan ABD, Irak’ta ise tam bir bataklığa saplandı. Tam bir çözümsüzlüğe mahkûm olan Amerika, 2002’de, Irak’la birlikte şer ekseni ilan ettiği Suriye’yi değil işgal etmek, artık tehdit bile edemiyor. Irak’tan hemen sonra İran’a saldıracağına kesin gözüyle bakılan ABD, aradan geçen 7 yılsonunda, değil saldırmak, Tahran’la diplomatik temaslara bile geçti. ABD, İran ve Suriye gibi şer ekseni ilan ettiği Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne yönelik basın açıklaması dahi yapamıyor. Şanghay İşbirliği Örgütü’ne de diş geçiremeyen ABD, bu örgütün temel unsurları olan Çin ve Rusya’nın tarihlerinde ilk kez ortak askerî tatbikat yaparak ABD’ye meydan okumasına da sesini çıkartamamıştı.

ABD, LATİN AMERİKA’DAN AB’YE HER YERDE KAYIPLARA KARIŞTI

Gazeteci Mehmet Ali Güller’in verdiği bilgilere göre ekonomik büyüklük olarak Çin’le arasındaki makas hızla daralan ABD, Çin’in Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya, Afrika’dan Avrupa’ya uzanan büyük yatırımlarını seyretmekle yetiniyor. Arka bahçesi olan Latin Amerika’da da artık ortalıklarda görünemeyen ABD, Almanya-Fransa eksenli AB’nin uluslararası desteğini de hemen hiçbir konuda arkasına alamıyor.

“KÜRESEL FİNANS” KAPİTALİZM’İ ABD’Yİ BİTİRDİ

Dünyayı ekonomik açıdan da sömüren ABD, küresel finans
kapitalizminin ürünü olan ekonomisindeki çöküşü de durduramıyor. Washington, 2010 bütçe tasarısına göre rekor bütçe açığı veriyor. 1.56 trilyon dolarlık açık ilk defa milli gelirin yüzde 10’un da üstüne çıkıyor. ABD doları son 8 yılda yüzde 25 değer kaybetti. Dünya genelindeki dolar cinsinden döviz rezervi 2002’de yüzde 71.6 oranındayken, 2009’un üçüncü çeyreğinde bu oran yüzde 61.6’ya kadar geriledi. Açığını on yıllardır, doların rezerv olmasıyla dengeleyen Washington, çok önemli bir kozunu kaybediyor!


ABD'yi sarsan korku: 'Gücümüz elden gidiyor'

30 Kasım 2009, 12:19 Anadolu Haber

Kredi krizinden etkilenen ve bütçe açığı veren süper güç ABD, şu anki ekonomik zayıflığının küresel gücünü tehlikeye atmasından korkmaya başladı.

Haftalık haber dergisi Newsweek’de yer alan ‘An Empire at Risk-Bir İmparatorluk Risk’te’ başlıklı kapak haberinde, “Soğuk savaşı kazandık, 11 Eylül saldırısını atlattık. Fakat şimdiki ekonomik zayıflık küresel gücümüzü tehlikeye sokuyor” denildi.

Niall Ferguson imzalı haber analizde şu saptamalar yer aldı:

Mali beceri önemli

Eğer ABD mali krize yenilirse, o zaman süpergüç olan ülkenin bütün dengesi değişebilir. Askeri uzmanlar Başkan Baracak Obama’nın Afganistan’a 40 bin asker gönderip göndermeme kararının önemli kırılma noktası olacağını söylüyor.

Obama’nın mali açıkla ilgili kararsızlığı ülkenin uzun vadeli milli güvenliği için de sorun olabilir. ABD’yi ister süper güç, ister hegemonya veya imparatorluk olarak adlandırın onun mali konuları yönetme becerisi, hakim küresel askeri güç kalmasıyla ilgili yakın bağa sahip.

2009 mali yılında bütçe açığı 1.4 trilyon dolar yani Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 11.2’si kadar olacak. Bu açık son 60 yıldaki en büyük açık.

Kongre Bütçe Ofisi’nin (CBO) projeksiyonlarına göre ise, ülkenin açığı bu yılki GSYİH’nın yüzde 11.2 oranından, 2010’da yüzde 9.6’sına, 2011’de yüzde 6.1’ine, 2012’de ise yüzde 3.7’sine düşecek.

Çöküş borçla başlar

Dolar bazında kamunun tuttuğu toplam borç 2008’deki tutarı olan 5.8 trilyon dolardan, 2019’da 14.3 trilyon dolara çıkacak.

Bir imparatorluğun düşüşü borç patlaması ile başlar. Kara, hava ve deniz kuvvetlerinin kaynaklarının acımasızca azaltılmasıyla sonlanır. Bu nedenle, Amerikalılar ülkenin borç krizinden endişe etmekte haklılar.
Eğer ABD, 5-10 yıl arasında bütçe dengesini düzeltecek güvenilir bir planı kısa sürede ortaya koymazsa, tehlike çok gerçek hale gelir ve Amerikan gücünde büyük zayıflama görülür.

Bernanke: Bağımsız FED’e sınır gelirse istikrar zayıflar

ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke, FED’in bankacılık sistemini denetleme yetkisini kontrol altına almanın ve bağımsızlığına dokunmanın, ABD’de ekonomik istikrarı “ciddi biçimde zayıflatacağı” uyarısında bulundu. Bernanke, Washington Post gazetesinde yazdığı makalede, “bazı yasa tekliflerinin FED’in ana fonksiyonlarını yerine getirme kapasitesini önemli oranda azaltacağını, bu önlemlerin ABD’de ekonomik ve finansal istikrarı görünümü ciddi biçimde zayıflatacağını” belirtti.

ABD'de FDIC, 2 bankayı kapattı

20 Şubat 2010 ABD'de, Federal Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (FDIC), Florida ve Teksas'da iki bankayı kapattı. Böylelikle ABD'de 2010 yılında FDIC tarafından yönetimine el konulan banka sayısı 18'e çıktı.
FDIC, Florida kıyılarında bulunan Marco Adasında bulunan ve tek şubesi olan Marco Community Bankası'nın yönetimine el koydu. Banka 119,6 milyon dolar varlık ve 117,1 milyon dolar mevduata sahip bulunuyor.
FDIC, Teksas'da bulunan La Coste National Bank of La Coste'yi de kapattı. Söz konusu bankanın 53,9 milyon dolar varlığı ve 49,3 milyon dolar da mevduatı var.
ABD'de FDIC geçen yıl küresel finansal krizin etkisiyle 140 bankayı kapatmıştı.
netgazete

ABD'de 2 ayda 22 banka kapandı
20:15 - ABD TMSF'si olarak kabul edilen FDIC, Nevada ve Washington eyaletlerindeki iki küçük bankayı kapattı. Ülkede sorunlu banka oranı, geçen yılın son çeyreğinde, yüzde 27 oranında artarak 702'ye ulaştı. Böylece ABD'de, yılbaşından bu yana kapatılan banka sayısı 22 oldu. 27.02.2010 WASHINGTON netgazete

ABD'de 4 bankaya daha el konuldu
14:35 - ABD'de dün 4 bankaya el konuldu, böylece bu yıl şimdiye kadar el konulan banka sayısı 41'e çıktı. Federal Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Georgia eyaletinin Cartersville kentinde kapatılan Unity National Bank'ın 292,2 milyon dolar ve Carrollton'daki McIntosh Commercial Bank'ın 362,9 milyon dolar varlığı bulunduğunu açıkladı. 27.03.2010 WASHİNGTON netgazete

28 Mart 2010
Otomotiv Sektöründe Dev Satış
Çinli otomotiv üreticisi Geely, ABD'li otomotiv üreticisi Ford'dan Volvo Cars'ı 1,8 milyar dolara satın aldı.

Çin Endüstri ve Enformasyon Teknolojisi Bakanı ile İsveç Yatırım ve Enerji Bakanı Göteborg'ta Geely Başkanı ile Ford Distribütörü'nün 1.8 milyar dolarlık imzasına eşlik etti.

Volvo sözcüsü Per-Ake Froberg, Çin'in en büyük özel sektör otomobil şirketi Geely'nin Volvo Cars'ı satın alma anlaşmasına, Geely ve Ford'un İsveç'in Göteborg kentinde imza attığını açıkladı.

Çin Endüstri ve Enformasyon Teknolojisi Bakanı Li Yizhong ve İsveç Yatırım ve Enerji Bakanı Maud Olofsson'un hazır bulunduğu törende, anlaşmayı, Geely Başkanı Li Shufu ve Ford Finans Direktörü Lewis Booth imzaladı.

Geely'nin yaklaşık iki yıldır İsveçli şirketi satın alma görüşmeleri anlaşmayla sonuçlanırken, bu, Çinli bir şirketin en büyük deniz aşırı otomotiv şirketi satın alması olarak kayıtlara geçti.

Geely şirketinden yapılan açıklamada, şirketin, anlaşmayı tamamlamak için gerekli bütün finansmanı sağladığı belirtildi.

''Bugün Geely'nin tarihinde bir dönüm noktasını temsil ediyor'' diyen Geely Başkanı Li Shufu, Volvo Cars'ın, yönetim ekibi İsveç'te olmak üzere ayrı bir şirket olarak kalacağını ifade etti.

Volvo'nun İsveç ve Belçika'daki tesislerinin çalışmaya devam etmesini amaçladıklarını belirten Li, aynı zamanda Pekin'de, Çinli müşteriler için 300 bin adet Volvo marka araç üretecek bir fabrika kurmayı planladıklarını kaydetti.

Li, ''Dünyadaki en büyük otomotiv pazarı olan Çin, Volvo'nun ikinci piyasası olacak. Volvo, hızlı büyüyen Çin pazarındaki fırsatlardan istifade ederek, dünyanın önde gelen markası olarak benzersiz bir konuma kavuşacak'' dedi.

Taraflar arasındaki anlaşmanın, bu yıl üçüncü çeyrekte tamamlanması beklenirken, satın alma işleminin 200 milyon dolarlık kısmı hisse ve kalanı nakit olacak. Anlaşma, mülkiyet hakları, Volvo Cars, Geely ve Ford arasında araştırma ve geliştirme düzenlemelerini de kapsıyor.

Ford Finans Direktörü Booth, ''İyi bir iş için adil bir fiyat olduğunu düşünüyoruz ve evet Geely ile anlaşmaya vardığımız için mutluyuz. Geely'nin yönetiminde Volvo'nun, kendi işini sürdürebileceğine ve kar etmeye başlayacağına inanıyoruz'' diye konuştu.

Ford, 1927 yılında kurulan Volvo Cars'ı, 1999 yılında 6,5 milyar dolara satın almıştı. Kaynaklarını Ford, Lincoln ve Mercury markalarına yöneltmek isteyen Ford, Volvo Cars'ı 2008 yılının sonundan bu yana satmaya çalışıyordu.

ABD'li şirket 2008 yılında Jaguar ve Land Rover markalarını Hintli Tata Motors'a 1,7 milyar dolara satmıştı.

Satışlarını artırmaya çalışan Volvo, 2005 yılından bu yana kar edemiyor. Geely'nin bu yıl toplam satışlarını 400 bine çıkarması bekleniyor.

Volvo, 16 bini İsveç'te olmak üzere toplam 22 bin kişiye istihdam sağlıyor.

Çin'de geçen yıl araç satışları önceki yıla göre yüzde 46 artışla 13,6 milyon adete ulaşmış ve Çin böylece 2009'da ABD'yi geçerek dünyanın en büyük otomotiv pazarı unvanını ele geçirmişti.
aktifhaber

ABD'de 8 bankaya daha el konuldu
ABD’de kriz hızını kesmiyor, batan banka sayısına her hafta yenileri ekleniyor.

Pazar 18.04.2010

ABD’nin TMSF’si olan Federal Deposit Insurance Corp.
(FDIC), 8 bankaya daha el koyduğunu açıkladı. El konulan bankaların üçü Florida, ikisi California’da bulunurken Massachusetts, Michigan ve Washington’da da birer banka devlet kontrolüne geçti. Böylece ABD’de bu yıl el konulan bankaların sayısı 50’ye ulaştı.

TIMETURK

Dünyanın önde gelen haber dergilerinden Newsweek, zarardan kurtulamadı, satışa çıkartıldı

07 Mayıs 2010 Dünyanın önde gelen haber dergilerinden Newsweek, sahibi olan Washington Post Co. grubu tarafından satış listesine kondu. Washington Post başkanı Donald Graham, yaptığı yazılı açıklamada, Newsweek'in 2007-2009 yılları arasında rekor denebilecek düzeyde zarar ettiğini, bu nedenle satışının gündeme alındığını belirtti.
Graham, 2010 yılında da dergi yönetimi ve çalışanlarının "kahramanca bir çaba" gösterdiklerini, ancak yine de bu yıl para kaybının önüne geçilemeyeceğinin tahmin edildiğini ifade etti.netgazete

Salih Selçuk
Kriz ve devletlerin zincirleme çöküş mekaniği

Ekonomik kriz, 2007 Temmuz ayından beri dünyanın bir numaralı gündem maddesi. Krizin başladığı yıl yirmidokuz bine yakın çalışanıyla, dünyanın en büyük bankalarından Lehman Brothers iflas edince, bankanın verdiği genel zararın elli ile yetmişbeş milyar Dolar arasında olduğu tahmin edilmişti. Diğer bankaların da batma korkusu, endüstrileşmiş zengin ülkeleri harekete geçirdi. 2008 sonunda ABD, AB ve Japonya'da -halkın vergilerinden oluşan- keselerin ağzı açıldı ve özel bankalar paraya boğuldu. Bankalara aktarılan paraların miktarı konusunda çelişkili sayılar telaffuz edilmekle birlikte, yardımın iki trilyon ile dört trilyon Dolar arasında olduğu söyleniyor. Bu sayede bankaların, birbiri ardından çöküp, reel ekonomiyi de beraberlerinde çöküşe sürüklemeleri (-kısa bir süreliğine) önlendi.

Şimdi asıl konu, bankalara verilen bu olağanüstü miktarlardaki paranın ne olduğu (ve bu kadar çok paranın -ekranlardaki sayılara yeni sıfırlar eklenivermediyse- nerden geldiği). Mayıs başında yaşanan ürkütücü borsa düşüşleri, bu önemli konuyu yeniden gündeme getirdi. Dünya basınının popüler gazeteleri ve dergileri ilk kez devletlerin zincirleme çöküşü ihtimalinden bahsettiler (mesela bkz. Der Spiegel 3.5.10). ilk önce gündeme gelen elbette Yunanistan oldu (ondan çok önce gündeme gelmiş olan İzlanda, İrlanda gibi ülkeler unutulmuş görünüyor) Durum biraz “garip.” Ortada/piyasalarda dolaşan devasa miktarlardaki paranın yatırım yaptığı alanlardan hiçbirinde yüklü kar edilememesi gibi bir durum söz konusu. Ve paranın gittiği, yatırım yapılan bu alanlar arasında reel ekonomi alanını sayan yok!

Bankalara trilyonlarca Dolar para pompalanmasının amacı, reel ekonominin canlandırılmasıydı. Bankalar, paraya sıkışan reel ekonomiye irili ufaklı krediler vermeliydiler -ki, yatırımlar artsın, istihdam olsun, geniş kesimlerin eline yeteri kadar para geçsin, -ki üretilen onca ürün tüketilsin, böylece (reel) ekonomi dönsün.

Ama sistemin mantığına uyan, beklentilere uymayan bir şey oldu ve bankalara verilen para reel ekonomiye değil sanal ekonomiye aktı. Çünkü reel ekonomiye yatırım yapıp kısa sürede yüksek miktarlarda kar etmek, 1970'li yıllardan beri düşen bir eğri çizmektedir. Günümüzde reel ekonomiye yatırım yaparak kar etmek oldukça zordur ve meşakkatlidir, ama borsada oynamak çok kolaydır. Bilgisayar faresinin bir tık ötesinde, birilerine maaş ödemeden çabuk kazanç elde etmek... Bunun sonucu şöyle oldu:

Sırf vahşi spekülasyon nedeniyle petrol fiyatları geçen yıl ikiye katlanmıştı. Aynı şekilde altın fiatları yüzde 30 artmıştı -artış hızla devam ediyor. Spekülasyon sonucu fiyatı en çok yükselen kalemlerden biri de portakal suyu konsantresidir mesela. Çok aranan ürün olmasından değil, sırf spekülatörlerin para sevdası yüzünden fiyatı yüzde 80 artmıştır. Vahşi piyasa ruhunu aynen devam ettiren bankaların kazançları ise inanılmazdır.

Amerikan Yatırım bankası Goldman Sachs'ın 16 Ekim 2009'da yaptığı açıklamaya göre banka, sadece Temmuz ile Eylül ayları arasındaki 3.2 Milyar Dolar kar etmişti (bir önceki yıldan dört misli fazla). 11 Kasım 2009'daki verilerine göre Britanyalı Barclays bankası üçüncü çeğrekte 4.4 milyar Pfund Sterlin ile bir yıl öncesine göre karını ikiye katlamıştır. (Die Zeit, 14.1.10) Bankalara verilen paralar sayesinde çökmekten kurtarılan global ekonominin halka pek yararının olmadığı gibi bir durum çıkmıştır ortaya. Haberlere göre sadece 2009 Aralık ayında ABD'de 85.000 iş pozisyonunun üzeri -başta rasyonalleştirme olmak üzere- çeşitli nedenlerle çizildi (Telgraph, 8.1.10). Bunun tek anlamı işsizliktir. Amerikan Hazine Bakanı Timothy Geithner 2010 yılında ABD kamu borcunun 1.6 trityon Dolara erişeceğini söyledi. Geçen yıl 1.4 trilyon Dolardı ve bu miktarın 300 milyar Dolarlık kısmı Ekim-Kasım aralığı içinde, yani bir ay içinde yapılmış borçlardı. Büyük bankalar sıkışınca devletlerden devasa paralar aldılar ve çökmekten kurtuldular. Fakat bu borçlar ortadan kalkmadı, devletler tarafından üslenilmiş oldu. Şimdi borçlanan devletler sıkışıyor ve borçların döndürülemez/çevrilemaz olabileceği bir aşamaya doğru ilerliyorlar. Bankalar borçlarını devletlere yüklemişlerdi. Ama devletlerin sıkışınca borçlarını yükleyebilecekleri bir yer yok. Borçlanmalar, alacaklı-verecekli devletleri karşı karşıya getirebilirler.

Krizin daha başında, (Kasım 2008'de) bankaların kurtarılması olayının, “borçların devletleştirilmesi” anlamına geldiğinden söz etmiştik (Bkz. Haber10'daki “İyimserlik katsayısı, 'güven endeksi' ve ekonomik kriz” başlıklı yazı). Halen ABD için çevrilebilir olduğu düşünülen bu devasa borç miktarının büyüme mekaniğinin, büyümeye nereye kadar izin vereceği önemli. Geçen yıl ve geçtiğimiz haftalarda iflasın eşiğine gelen Yunanistan örneği ve onu Portekiz, İspanya, Ukrayna, hatta İtalya gibi ülkelerin izleme ihtimali, krizin yeni aşamasında devlet borçlanmalarının kritik bir sınıra dayanmakta olduğunu gösteriyor. Mütemadiyen artan ve geriye ödenmesi artık imkansızlaşan borçlar daha nereye kadar sürdürülebilir? Globalleşmenin bir sonucu olarak giderek daha az vergi toplayabilen, varlıklarını özelleştiren ve esasen borçlanmalar özerinden dönebilen devletler, daha nereye kadar dönebilirler? Borçlanma sınırı neresi?

İspanya devleti 19'uncu yüzyılda borçlerinı ödeyemeyip tam ondokuz kez iflas etti. Osmanlı İmparatorluğu'nun iflası ve Düyun-u Umumiye de henüz unutulmadı. Fakat kapitalizmin ilk dönemlerindeki devlet çöküşleri, dünyanın bütününü etkilemiyordu. Çünkü ekonomiler aslen kendi milli sınırları içerisinde/dahilinde işliyordu. Bu yapı, zincirleme çöküşlere karşı bir garantiydi. Şimdi ulusal sınırlar ötesi global bir ekonomi var. Son zamanda sistem eski vahşiliğini yitirdiyse de, devletler birbirine bağlı, hatta bağımlı olmaya devam ediyor. Devlet iflaslarının bir domino etkisi yapması ve düşen bir devletin beraberlerinde başka devletleri de sürüklemesi gibi tehlikeli bir durum söz konusu. Sistem bir yerinden çökmeye başlarsa, bunun etkilerinin nereye kadar gidebileceği bilinmiyor -çünkü bu konuda edinilmiş bir tecrübe henüz yok. Mesela Yunanistan'daki olası bir devlet iflasının ve çöküşün boyutlarının -Türkiye veya İtalya açısından veya başka bir devlet açısından- ne olacağını kimse bilmiyor. AB'nin Yunanistan'a mutlaka yardım etmek zorunluluğunun ardında böyle bir haklı korku yatıyor. Bu nedenle Yunanistan gibi görece önemsiz bir ülke de olsa, çöküşü engellemek için azami çaba göstermek büyük önem kazanıyor. Ama galiba asıl soru şu: Bıçak sırtında seyreden bu durum nereye kadar sürdürülebilir? Ardından başka ülkeler gelirse -ki gelmesi bekleniyor- o zaman ne olacak, ülke nasıl kurtarılacak?

Kriz mekaniği bize, milli sınırlar içinde işleyen ve 'Yeni Milli Ekonomi' denebilecek ekonomilere dönüş istikametinde reformlar yapmadan devletlerin zincirleme çöküşünü önlemenin hiç de kolay olmayacağını gösteriyor. Henüz kimse kulak asmasa da, kronik işsizliğin hüküm sürdüğü yerlerden başlayarak alternatif milli ekonomik sistemleri devreye sokmanın zamanı geliyor. Bunlar da sır değil. Özelleştirmeleri durdurmak, ve mümkün olduğunca az para kullanan yerel kamusal mal/hizmet değiştokuşu/üretimi sistemleri örgüyleyerek (ve belki bazı kamulaştırmalarla) “işe” başlanabilir. Giderek ölümcül bir tuzağa dönüşen global ekonominin zincirleme reaksiyonlarından korunmak konusunu ciddiye almak ve o zinciri bazı yerlerinden kırmaya hazırlanmak gerekiyor.

Salih Selçuk
selcuksalihcaydi@gmail.com
www.konstantiniye.blogspot.com

OBAMA'NIN TAHMİNİ DOĞRU ÇIKIYOR

15 Mayıs 2010 10:48
ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin, bu yıl için bütçe açığının 1,56 trilyon doları bularak rekor kıracağını tahminleri doğru çıkıyor.
ABD'de Nisan ayında bütçe açığı 82,7 milyar dolar oldu. Böylece, bütçe açığı Nisan ayı için tüm zamanların rekorunu kırarken, Hazine Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, geçen ay federal bütçe açığının 82,7 milyar dolara yükseldiği belirtildi. Geçen yıl Nisan ayında bütçe açığı 20 milyar dolar olmuştu. ABD'de 1930'lardan bu yana yaşanan en kötü resesyonun etkileri nedeniyle milyonlarca kişi işsiz kalırken, buna paralel olarak, ülkenin vergi gelirleri de azaldı. Nisan ayında toplam gelirler bir önceki yıla göre yüzde 7,9 düştü.

GEÇEN YIL BAŞKA REKORDU

Geçen yıl genelinde ABD'de bütçe açığı 1,4 trilyon dolara ulaşarak rekor kırmıştı. Bütçe açığı artışının geriye kalan üçte ikisinin ise resesyondan çıkış için hükümetin harcamalarının artması ve toparlanma için yapılan yardımlardan oluştuğu düşünülüyor. Buna, 787 milyar dolarlık teşvik paketi ve 700 milyar dolarlık finansal kurtarma paketi de dahil ediliyor. 1 Ekim'de başlayan mali yılın yedi ayı için toplam bütçe açığı ise Nisan ayında yaklaşık 800 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl söz konusu dönemde bütçe açığı 802 milyar dolardı. Yedi aylık süreçte toplam gelirler bir önceki yılın aynı dönemi göre yüzde 4,5 azalarak 1,2 trilyon dolara geriledi. Obama yönetimi, gelecek yıl bütçe açığının 1 trilyon doların üzerinde kalmayı sürdüreceğini ve gelecek on yıl içinde hiçbir zaman 706 milyar doların altına inmeyeceğini tahmin ediyor. haber10

16 Mayıs 2010
ABD'de TV Sektörüne Şok!
ABD TV sektöründe büyük şok. Haftasonu Heroes, Law & Order, FlashForward ve Mercy dizileri yayından kaldırıldı.

ABD TV sektöründe büyük şok. Haftasonu Heroes, Law & Order, FlashForward ve Mercy dizileri yayından kaldırıldı.

Umarız haftasonunuz iyi geçiyordur, zira Heroes, Law & Order, FlashForward ve Mercy dizilerinin oyuncularının haftasonu pek de iyi geçmedi. Aynı anda yayından kaldırılan bu beş dizinin oyuncuları artık işsiz.

Büyük umutlarla yayına giren ve kısa sürede takipçileri katlanarak artan Heroes, geçtiğimiz yıldan beri izleyici sayısından büyük bir düşüş yaşıyordu. Bu düşüş durduralamadı ve dizinin önümüzdeki sezon ekranlarda olmayacağı haberi dün gündeme düştü. Heroes'la beraber uzun zamandır ekranda olan, ancak aktör Jerry Orbach'ın diziden ayrılmasından sonra toparlanamayan Law & Order, Lost'un yapımcısı J. J. Abrams'ın yeni Lost olarak tanımlanan ve Lost'la birçok ortak oyuncu barındıran fantastik dizisi FlashForward ve üç hemşirenin hastane yaşamını anlatan Mercy adlı diziler yayından kaldırıldı. Bu dizilerden FlashForward ve Mercy henüz ikinci sezonu göremeden veda eden diziler oldular.

Yayından kalkan dizilerle bilikte, ekrandan milyonlarca hayran edinen Heroes'un yıldızları Ali Larter ve Hayden Panettiere, FlahForward'dan Jack Davenport ve Sonya Walgeri, Mercy dizisiyle şöhrete kavuşan düzel aktris Michelle Trachtenberg gibi isimler de tüm ekiple birlikte işinden oldu.
aktifhaber

PFIZER 6 BİN KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARACAK

18 Mayıs 2010 20:13
İlaç şirketi Pfizer, 6 bin kişiyi işten çıkaracak, 8 fabrikayı kapatacak.
Dünyanın en büyük ilaç fabrikası Pfizer, beş yılda 6 bin kişiyi işten çıkaracağını, İrlanda, Porto Riko ve ABD'deki 8 fabrikayı 2015 yılı sonuna kadar kapatacağını açıkladı. Şirket, gelecek birkaç yılda diğer 6 fabrikada da operasyonlarını azaltacak.

New York merkezli şirketin bu operasyonları geçen yıl rakibi Wyeth'i satın alması kapsamında yaptığı bildirildi.

Pfizer küresel imalattan sorumlu başkanı Nat Ricciardi yaptığı açıklamada, "şirketin küresel fabrika şebekesinin yeniden yapılandırılmasının rekabet edebilme çabaları için önemli olduğunu" belirtti.

Şirket dünya çapında 78 fabrikada faaliyet gösteriyor ve 116 bin kişiyi istihdam ediyor.
haber10

Tahvil krizi kapıda
16.11.2010

ABD Merkez Bankası (Fed) eski Başkanı Alan Greenspan, ülkenin rekor seviyelere çıkan bütçe açığıyla baş etmesi gerektiğini aksi takdirde yeni bir tahvil krizi sorunuyla karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
ABD’nin borçlarının oldukça şişkin olduğunun altını çizen Greenspan, “Bu sorunu çözmemiz gerekiyor” dedi.
Diğer yandan, geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir rapor, ABD’nin şu anda 14 trilyon dolar seviyesine dayanan borcunu 2020’ye kadar 4 trilyon oranında indirmesi için ciddi vergi artışları ve harcama kesintilerine gitmesi gerektiğine işaret etti.
CNBC kanalında bir programa katılan eski Fed Başkanı, “Bu yıl 1.3 trilyon artan bütçe açığının tahvil piyasasını karıştırma riski yüksek. Bütçe açığının yüksek seviyelerde kalması uzun vadede faizlerin hızlı bir şekilde yükselmesine neden olup, iki dipli resesyona yol açabilir” dedi.
gazeteport

3 banka daha battı
15.11.2010
ABD Federal Mevduat Sigorta Fonu (FDIC), bu yılbaşından bu yana ABD'de 146 bankanın battığını açıkladı.

ABD'de ekonomik krizden dolayı üç yeni banka daha kapısına kilit vururken, FDIC'e göre ocak ayından bu yana batık banka sayısı 146'ya yükseldi.

ABD'de bankacılık piyasası regülatörleri Cuma günü Copper Star Bank'ın yönetimini devraldılar. Georgia merkezli bankalar Darby Bank & Trust Co ve Tifton Banking Co'nun iflasıyla bu yıl ABD'de el konulan banka sayısı 146'ya çıktı.

El konulan Darby Bank'ın varlıkları 654.7 milyon dolar, Tifton Banking'in varlıkları 143.7 milyon dolar, Copper Star Bank'ın varlıkları da 204 milyon dolar düzeyinde bulunuyor.

2009 yılının tümünde 140 banka kapanmıştı, bu da batık banka sayısında 1992 yılından bu yana en yüksek rakamı ifade ediyordu. ABD'de savaş sonrası rekor 534 bankanın faaliyetlerine son vermesiyle 1989 yılında yaşanmıştı.
gazeteport

İki milyon kişinin maaşını dondurdu
Taraf
01.12.2010

ABD Başkanı Barack Obama, bu mali yıl içinde federal yönetim için çalışan iki milyon kişinin maaşlarını iki seneliğine donduracaklarını açıkladı


ABD Başkanı Barack Obama, bu mali yıl içinde federal yönetim için çalışan iki milyon kişinin maaşlarını iki seneliğine donduracaklarını açıkladı. Washington’un bu hamlesi, dev bütçe açığını kapatmak için atılmış bir ilk adım olarak değerlendirildi. Yürürlüğe girmesi için ABD Kongresi’nin onayını alması gereken tasarının 30 Eylül 2012’de sona erecek mali yılın sonuna kadar, önümüzdeki iki yılda 5 milyar doların üzerinde tasarruf getirmesi bekleniyor. Washington yönetimi, o zamana kadar ABD’nin bütçe açığının toplam 2.3 trilyon dolara ulaşmasını bekliyor. Washington’da konuşan Obama ise, “Bütçe açığını kontrol altına almak için, geniş çaplı fedakârlıklarda bulunmamız gerekiyor... Federal hükümet çalışanlarının da bu fedakarlıklara dâhil olması şart” dedi. ABD’li bir araştırma şirketi, ülkede hükümet çalışanlarının 2008’de maaşlarının yüzde 3.5, 2009’daysa yüzde 3.9 artıktan sonra 2010’da yüzde 2’lik bir artış yaşadığını ortaya çıkardı. ABD Çalışma Bakanlığı’ndan alınan bilgilere göre, noterden, hasta bakıcıya ve ekonomiste kadar farklı kategorilerde çalışan federal çalışanların 2009’da ortalama yıllık 74 bin 403 dolar kazandığını gösteriyor. ABD’de toplamda 600 bin çalışanı temsil eden Kamu Çalışanları Federasyonları Başkanı John Gage, “Bu, hükümet tarafından maliyetleri azalmak için atılması gereken zorlu adımların ilkiydi. Kamu çalışanlarını daha az parayla daha fazla çalışmaya zorlayacaklar” dedi.


Önce bankalar sonra ülkeler şimdi de sıra eyaletler de
25.12.2010

Kriz sonrasında Avrupa ve ABD’de kurtarılmaya başlayana bankaların arka araka kurtarılma ve kamulaştırılma haberlerine alışan piyasalar 2010’da Avrupa’da ülkelerin kurtarılması ile devam etti.
ABD tarafında da sular bir türlü durulmazken ilk etapta California’nın borçları gündemi meşgul etmişti.
2011’de piyasa uzmanları daha ABD tarafından çatlak seslerin geleceği konusunda hem fikir. Yapılan açıklamalarda 2011 yılında 16 eyaletin kurtarılmaya ihtiyaç duyacağı bilgileri yer alıyor.
Piyasaların tatlı cadısı olarak adlandırılan Meredith Whitney’nin de ilerleyen dönemde eyaletlerin sorunları ile karşılaşılacağını dile getirmiş tahvil piyasalarında yatırım yapanların oradan kaybolacağını kaydetmişti. Whitney, ‘’Eyaletlerle bankalar arasındaki benzerlik çok fazla. Eyaletler de çok fazla harcama yapıyor ve kaldıraçlı borçlanıyor. Yerel yönetimlerin borçları 2000 yılından bu yana ikiye katlandı ve harcamalar gelirlerden daha hızlı artıyor demiş ABD eyaletleri arasında Teksas, Virginia ve Nebraska’nın mali durumlarının iyi olduğunu, buna karşılık California ve Michigan’ı, durumları kötü olan eyaletlere örnek göstermişti.

Whitney açıklamasında, ‘’Eyaletlere ve onların mali durumlarına dikkat etmek zorundayız, çünkü eyaletlerdeki kriz, üçüncü kez trilyon dolara yakın bir kurtarma planını gerektirebilir. Bunun da dolar ve hemen her şey üzerinde etkisi olur. Tabi ki ABD büyümesi üzerinde de’’ demişti.

80 BİN KİŞİ İŞSİZ KALABİLİR
ABD bankaları konusunda da uyarılarda bulunan Whitney, mali piyasa işlemlerinden elde ettikleri gelirlerdeki düşüş ve konut sektöründeki çift dip sonucunda dördüncü çeyrek kazançlarının törpüleneceğini, bunun sonucu olarak mali hizmetler sektöründe 80 bin kişinin işini kaybedebileğini belirtmişti.

Endişelenecek çok fazla nokta olduğunu kaydeden uzmanlar ABD tahvillerinin şehirlerini fonlamaya yetmeyeceği düşüncesi de ağırlık kazanıyor.
Şehirlerin karşılıklarında yaşanan azalma durumu daha da kötüleşmesi beklenirken emlak vergileri ve servis ücretlerinde artışın olması da beklentileri dahilinde. Oluşan yüksek işsizliğin de şehir maliyetlerini artırması bekleniyor.
LİSTEDE BÜYÜK BALIKLAR VAR
İpin ucunda olan eyaletler ise büyük balık olarak görülüyor.
Listenin ilk sırasında yer alan San Diego’nun 2011 bütçesi 2.85 milyar dolar iken bütçe açığı 73 milyon olarak görülüyor. 200 milyon dolarlık kesinti yapılan eyalatte işler kötüye gidiyor.
New York’ta 2010 bütçesi 63.1 milyar iken bütçede açık 2 milyar doları buluyor.
Washington DC’de sorunlu eyaletler içinde yer alıyor. 2011 bütçesi 8.89 milyar dolar iken 688 milyon dolarlık bütçe açığı ortaya çıkıyor.
Melekler şehri Los Angeles Ca. 2011 bütçesi 6.7 milyar dolarlık bütçesinin yanı sıra 438 milyon dolarlık bütçe açığı yaşanıyor.
Kurtarma topuna giren 16 eyaletten diğerleri ise San Jose Ca., Cincinnati Oh., Honolulu Hi., Newark NJ, Detroit Mi, Reading Pa, Joliet Il, Camden NJ, Hamtramck Mi,Central Falls RI, Paterson N.J.,
Bu eyaletlere bir de bonus eklemenin yanlış olmayacağını düşünen uzmanlar bu bonusunda Chicago olduğunu söylüyorlar. 6.8 milyar dolarlık 2010bütçesinin yanı sıra 2654 milyon dolarlık da bütçe açığı bulunmakta. (Gazeteport/Ekonomi)

ABD ekonomisi 2011'e sıkıntılı giriyor

30 Aralık 2010 2010 yılında gelişmekte olan ülkeler küresel ekonominin itici gücü olurken, gelişmiş ülkeler zor günler geçirdi. Avrupa Birliği, Yunanistan ve İrlanda krizleriyle sarsıldı.

Amerika zayıf büyüme hızıyla işsizliği azaltamadı, artan bütçe açıkları ve emlak piyasasındaki istikrarsızlık ekonomi üzerinde baskı oluşturmaya devam etti.

Resmi verilere göre Amerika 2009 yılı Haziran ayında resesyondan çıktı, ancak mali krizin getirdiği sorunlardan 2010 yılında da kurtulamadı. İşsizlik hala %9,8 seviyesinde. Mali krizi körükleyen emlak piyasası toparlanamadı. Kriz sonrasında ekonomiyi canlandırmak üzere yapılan devlet harcamaları 1,42 trilyon Dolar düzeyindeki bütçe açıklarını daha da yüksek seviyelere çıkardı. Bazı çevreler artan borçların Amerikan ekonomisini uçurumun eşiğine getirdiğini iddia ediyor.

George Washington Üniversitesi uluslararası finans profesörü Scheherazade Rehman da bu uzmanlar arasında: “Biz daha derin bir çukurda, daha büyük bir borç yükü altında olabiliriz, ama ben bundan çok endişeli değilim. Zamanla bu zorluğu atlatacağız çünkü piyasalar hala Amerikan ekonomisine güveniyor”

George Washington Üniversitesi Uluslararası Yatırım Politikaları Program Başkanı Michael Moore da 2010’un bu anlamda gelişmiş ülkeler için uyarı yılı olduğunu söylüyor: “2010 yılında, gelişmiş ülkeler artan borçların gözardı edilemeyecek bir sorun olduğunu açık şekilde anladılar. Avrupa acil önlem paketleriyle kamu harcamalarını kısmaya yöneliyor. Bu şekilde bütçe açıklarını azaltmayı ve daha az borçlanmayı umuyor.”

Amerika Avrupa gibi bir borç krizi yaşamıyor, ancak bütçe açıkları, devletin ekonomiye giderek daha fazla müdahale etmesi, kronik işsizlik ve haciz gelen evlerin sayısındaki artış 2010 yılında Amerikan siyasetine de damgasını vurdu. Devletin her türlü müdahalesine karşı çıkan Çay Partisi Hareketi 2 Kasım Kongre ara seçimleri öncesinde tüm ülkede destek toplamaya başladı. Çay Partisi hareketine bağlı adaylar Cumhuriyetçilerin safında seçim yarışına hazırlanırken, Demokratlar tam anlamıyla savunmaya geçti, kampanya boyunca Obama’nın ekonomik teşvik paketleri olmasa ülkenin çok daha kötü duruma düşebileceği görüşünü savundu.

Ancak seçimler öncesinde bankaların ev hacizlerini hızlandırması ve bu süreçte bazı temel bürokratik işlemlerde usulsüzlük yaptıklarının anlaşılması Demokratlar’a daha da puan kaybettirdi.

Böylelikle iki yıl önce büyük umutlar ve değişim vaatleriyle Beyaz Saray’ı ve Kongre’de çoğunluğu ele geçiren Demokratlar, 2 Kasım günü kaybeden taraf oldu. Birçok eyalette Cumhuriyetçiler yarışı önde bitirdi ve Meclis’te çoğunluğu ele geçirdi. Demokratlar Senato’da çoğunluğu korumakla birlikte sandalye kaybına uğradılar.

Büyüme yavaş, işsizlik kronik

Yılın üçüncü çeyreğinde ekonomi, önceki iki dönemi bir baz puanla aşarak %2,6 oranında büyüdü. Ama bu oran canlı bir ekonominin göstergesi olmaktan uzaktı.

George Moore bunun gelişmiş ülkeler genelindeki bir beklenti olduğunu söylüyor: “Gelişmiş ülkeler artık yavaş büyüyor. Yüzde 2 ila 2,5’lik büyüme oranlarından bahsediyoruz. Bu, son derece zayıf ve yetersiz bir büyüme hızı.”

2010 yılında Amerika’da sorunlu olan tek bir otomobil şirketi vardı. O da Prius modelinin pedal sistemlerinde sorun çıkan Japon Toyota’ydı.

Ama Amerika’daki birçok gözlemciye göre freni tutmayan bir tek Toyota’nın hibrid Pirius modeli değildi. Kamu harcamalarında da 2008 yılından bu yana fren boşalmıştı ve bunun önüne geçilmeliydi.

Kamu harcamalarını kısma ihtiyacı aslında 2010 yılında Başkan Obama’nın da öncelikleri arasındaydı. Bu doğrultuda Obama, bir komisyon oluşturdu.

Komisyonun eş başkanı Erskine Bowles konunun ne denli önemli olduğunu şu sözlerle dile getirdi: “Sadece diğer ülkelerde neler olduğuna bakmak bile yeterli, bu sorunu şimdi çözmezsek, tarihin en ciddi ekonomik kriziyle karşı karşıya kalacağız. Onun için ya şimdi durumun ciddiyetine varıp harekete geçeriz, ya da elimiz kolumuz bağlı, krizin gelmesini bekleriz.”

Hem Demokrat hem de Cumhuriyetçiler’den oluşan komisyon sene sonunda tavsiyelerini açıkladı. Bu tavsiyeler arasında savunma harcamalarında 100 milyar Dolar’lık kesinti, akaryakıt vergisinin iki katına çıkarılması, emeklilik yaşının yükseltilmesi, yaşlılara yapılan sağlık harcamalarının kısılması ve bazı vergi kesintilerinin tamamen kaldırılması yer alıyordu. Ancak 18 üyeli komisyonun kendi üyeleri arasında bile tam bir görüş birliği olmadığı için bu öneriler Kongre’ye sunulamadı.

2010 yılında Obama yönetimi mali politikalarıyla sınavdan geçerken, siyasi kaygılardan bağımsız hareket eden Merkez Bankası da para politikalarıyla ses getirdi.

Piyasalarda tahvil alımı fırtınası

3 Kasım günü Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, piyasalarda uzun süredir devam eden spekülasyonlara son noktayı koydu ve 2011 yılı Haziran ayına kadar toplam 600 milyar Dolar’lık tahvil alınacağını açıkladı.

Karar hem Amerika’da hem uluslararası piyasalarda büyük yankı buldu. Bu yolla Amerika’nın doları manipüle ettiği, enflasyonu kasıtlı olarak yükseltmeye çalıştığı ve en önemlisi sıcak para hareketine hızlandırarak gelişmekte olan piyasaların istikrarını tehdit ettiği sık sık dile getirildi.

Merkez Bankası ise tek amacının uzun vadeli kredi faizlerini azaltarak yatırımları ve istihdamı canlandırmak olduğunu savundu.

Bu açıklama ise bankayı zora soktu. Çünkü bazı çevreler bu kez de ‘Merkez Bankası hem para politikalarından hem de istihdamın genişletilmesinden sorumlu olmasın’ diyerek bankanın görev alanlarını bile daraltma arayışına girdi.

Yeni Kongre yeni zorluklar

Bu görüşü savunanlar şimdilik somut bir adım atabilmiş değiller. Ama 3 Ocak günü göreve başlayacak yeni Kongre Ben Bernanke ve ekibine zorlu günler yaşatabilir. Çünkü Merkez Bankası kavramına şiddetle karşı çıkan Teksaslı politikacı Ron Paul yeni dönemde Merkez Bankası’nı denetleyen Temsilciler Meclisi alt komisyonun başkanı olarak görev yapacak.

Yeni dönemde Kongre yalnızca Merkez Bankası’na değil, yılsonunda vergi kesintilerinin uzatılması konusunda işbirliği yaptığı Obama yönetimine de zor günler yaşatabilir ve sağlık ve finans reformlarının iptali yönünde çalışmalar başlatabilir.

Amerikanın Sesi

ABD'nin Çöküş Senaryosu Gerçekleşiyor!

Dünyanın korktuğu kâbus senaryosu gerçeğe dönüyor. Cumhuriyetçiler, Obama'nın ekonomi politikasının en önemli aracı olan dolar basma yetkisini kısıtlayacak karar peşinde. Muhalefetin planı tutarsa ABD iflas edebilir

04 Ocak 2011
Anadolu Haber

Global ekonominin merkez üssü ABD'de yaşanan Demokrat- Cumhuriyetçi parti çekişmesi ülke ekonomisi olduğu kadar küresel piyasaları da tehdit ediyor.

ABD Temsilciler Meclisi'nde yeniden çoğunluğu elde eden muhalefetteki Cumhuriyetçi Parti'nin, iktidardaki Demokrat Partili Obama yönetiminin borçlanma sınırındaki artış politikasına engel olmaya çalışması ülkede tansiyonu artırdı.

Obama'nın ekonomi politikasının en önemli aracı haline gelen dolar basma yetkisini kısıtlayacak bu karar uygulanırsa, ABD temerrüt riski ile karşı karşıya kalabilir.

ABD Başkanı Barack Obama'nın ekonomi danışmanı Austan Goolsbee, Cumhuriyetçi parti üyelerinin ABD'nin borçlanma sınırında artış yapılmasını reddedecekleri yönündeki tehditlerinin, felaket niteliğinde sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.

Kasımda yapılan seçimler sonucu Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elde eden Cumhuriyetçiler, 1.3 trilyon dolarlık bütçe açığını düşürmek için harcamalarda kısıntıya gidilmesini istiyor.

Bazı Cumhuriyetçiler, Obama yönetimini, harcamaları kısmadığı takdirde, ülkenin borçlanma sınırının yükseltilmesini engellemekle tehdit ediyor.

Cumhuriyetçilerin tavrının ülke ekonomisini olduğu kadar küresel ekonomiyi de tehdit ettiğini ifade eden Goolsbee, "Bu bir oyun değil. Borç tavanına ulaşırsak bu esasında yükümlülüklerimiz açısından temerrüde düşmemiz anlamına gelir ki bu ABD tarihinde hiç görülmemiş bir şeydir" dedi.

"FELAKET OLUR"

Goolsbee, Cumhuriyetçilerin tavrının ekonomi üzerinde bir felaket etkisi yaratacağını savundu. Hazine Bakanlığı, Kongre'nin kamu borçlanma sınırını artırmaması halinde, halen 14.3 trilyon dolar olan bu sınıra yılın birinci ya da ikinci çeyreğinde dayanacağını tahmin ediyor.

Cumhuriyetçiler engellerse ne olur?

EKONOMİDEKİ büyüme stratejisini para basma, teşvikler ve harcama üzerine kuran Obama yönetimi, 1.3 trilyon dolarlık bir bütçe açığı ile karşı karşıya.

Bütçe açığını azaltmaya yönelik olarak harcamaların kısılması yönünde hükümete baskı yapan Cumhuriyetçilerin borçlanma sınırının yükseltilmesine yönelik engelleme çabası, içeride oluşacak olumsuz hava yüzünden küresel piyasaları da negatif yönde etkileyebilir.

Analistler, ülkenin içine düşeceği dar boğaz yüzünden temerrüt riskinin belirebileceği uyarısında bulunuyor ki bu da dünya ekonomisi açısıdan felaket senaryosu anlamına geliyor.

Öte yandan, ABD Başkanı Barack Obama, 2011'de öncelikli olarak ekonomiye odaklanacağını açıkladı. Obama," Hedefim, hızlı büyüme, istihdam ve orta sınıfı güçlendirmek üzerine" dedi.

Cumhuriyetçiler engellerse ne olur?

EKONOMİDEKİ büyüme stratejisini para basma, teşvikler ve harcama üzerine kuran Obama yönetimi, 1.3 trilyon dolarlık bir bütçe açığı ile karşı karşıya.

Bütçe açığını azaltmaya yönelik olarak harcamaların kısılması yönünde hükümete baskı yapan Cumhuriyetçilerin borçlanma sınırının yükseltilmesine yönelik engelleme çabası, içeride oluşacak olumsuz hava yüzünden küresel piyasaları da negatif yönde etkileyebilir.

Analistler, ülkenin içine düşeceği dar boğaz yüzünden temerrüt riskinin belirebileceği uyarısında bulunuyor ki bu da dünya ekonomisi açısıdan felaket senaryosu anlamına geliyor.

Öte yandan, ABD Başkanı Barack Obama, 2011'de öncelikli olarak ekonomiye odaklanacağını açıkladı. Obama," Hedefim, hızlı büyüme, istihdam ve orta sınıfı güçlendirmek üzerine" dedi.,

'Olmayan parayı harcamayın'

ABD Kongresi'nin Cumhuriyetçi üyesi Michele Bachmann, Obama yönetiminden biran önce harcamaların kısılmasını istedi. Amerikan halkının mevcut kriz yüzünden hali hazırda bütçelerinden kesinti yapmaya başladığını hatırlatan Bachmann, Obama yönetimine "Halk sizden, olmayan parayı harcamayı bırakmanızı istiyor. Kendinize çeki düzen verin" çağrısında bulundu.

sabah

Dev pizza zinciri iflasın eşiğinde!
İflas korumaya başvurdu
05 Nisan 2011

Dünya çapında 1000'den fazla restorana sahip olan pizza zinciri Sbarro Inc., 200 milyon dolara ulaşan borcu sonrasında iflas koruma başvurusu yaptı.
Bloomberg'ün haberine göre, şirket bugün New York'ta 471 milyon dolar mal varlığı ile 486.6 milyon dolar zarar beyan etti. 2007 yılından bu yana Türkiye’de de faaliyet gösteren Sbarro'nun 71 restoranı bulunuyor. habertürk

Obama: Devleti kepenk kapatmaya zorlamayın

ABD Başkanı Barack Obama, Kongre’deki son bütçe görüşmesinden de eli boş ayrıldı. Obama, Kongre’den çıkışında Cumhuriyetçilere yüklenerek, “Devleti kepenk kapattırmaya zorlamayın, bu affedilmez bir hata olur” dedi. Geçtiğimiz Kasım ayındaki seçimlerde Kongre’nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçiren Cumhuriyetçiler, Obama’ya karşı sert muhalefet tavırlarından geri adım atmıyorlar. Kamu harcamalarının kısıtlanmasını savunan Cumhuriyetçiler, Obama yönetimini israfla ve devlete fazla maddi külfet getirmekle eleştiriyor. Hükümetin Eylül ayına dek faaliyetlerini sürdürmek için istediği mali fonlar, Kongre onayı bekliyor. Beyaz Saray’dan çıkışında, Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Başkanı John Boehner, çoğunluk durumundaki Cumhuriyetçilerin bütçede tasvip etmedikleri seçeneklere destek veremeyeceklerini söyledi.

61 milyar dolarlık kesinti istiyorlar
Müzakerelerin konusu; federal kuruluşların faaliyetlerini mali yılın sonuna dek sürdürmesi için gereken finansman paketi. Cumhuriyetçiler bütçede 61 milyar doları tutan bir kesinti istiyor. Demokratlar ise bu rakamın 33 milyar olabileceğini belirterek, ortada buluşma yöntemi ile sorunu çözme gayretinde. Federal bütçeye sağlanan geçiş finansman paketinin süresi Cuma günü dolacak. Bu zamana dek devlet kurumlara kaynak aktaramazsa, kurumların hizmet ve faaliyetlerini durdurması gerekecek. Bu durum da devletin kepenk kapatması anlamına geliyor. Ülkede devletin kepenk kapatması en son 1995 yılında yaşanmıştı. Jimmy Carter ve Ronald Reagan iktidarları döneminde tam 10 defa devlet yatırım faaliyetlerini askıya almak zorunda kalmıştı.
Yeni Çağ

Obama'nın geliri 4 milyon dolar azaldı
ABD Başkanı Barack Obama'nın gelirini gösteren vergi geri ödemeleri yayınlandı. Buna göre, Obama'nın geliri bir önceki yıla oranla yaklaşık 4 milyon dolar azaldı. 19.04.2011 NEW YORK netgazete

Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Sal Oca 11, 2011 1:00 am    Mesaj konusu: BATAN AMERİKA Alıntıyla Cevap Gönder

BATAN AMERİKA
Muharrem BAYRAKTAR
09.01.2011

İskender Özden, çocukluğumdan tanıdığım, uzun yıllar görmediğim “çok eski bir dostum”. 20 yıl kadar evvel Amerika’ya yerleştiğini biliyordum ama o gün bugün haber alamamıştım. Önceki gün pat bir telefon. Telefonun ucunda İskender. Amerika’dan arıyor. Nasıl bulmuşsa telefonumu bulmuş, aramış.

“Ben İskender” diye başladı söze.

E tabi 20 yıl aradan sonra bu İskender’in bizim İskender olduğunu anladığımda çok şaşırdım, heyecanlandım. 1990 yılında atlamış bir gemiye Amerika’ya gitmiş. Yıllarca garsonluk, benzin istasyonlarında işçilik yaparak hayatını devam ettirmeye çalışıyormuş. Amerikalı bir kadınla evlenmiş. Amerikan vatandaşı olmuş. Bir oğlu olmuş. Sonra Amerikalıdan boşanıp Türk kızıyla evlenmiş. 4 çocuğu daha olmuş. Yeni eşi ve 5 çocuğu ile birlikte yaşıyorlarmış.

“Amerika’da durum nasıl?” diye sordum.

Cevabı açık ve net:

“Şu an işe gidiyorum. Sabahın erken saati. Bulunduğum sokakta insanlar büzülmüş yatıyor. Bazıları eşleri ve çocukları ile birlikte yatıyor. Hava çok soğuk ve durum içler acısı. Bu sokaklardan işe giderken her gün bu manzarayı görüp içim sızlıyor. Amerika bitti. Hatta battı. Türkiye’de hala Amerikan rüyası görenler varsa, söyleyin onlara burası bitmiş durumda.”

İskender’in söylediklerini aynen aktardım.

Eksiği var, fazlası yok.

Bu konuşmayı yaptığım gün ekonomist Selim Somçağ’ın enfes bir analizi geçti elime. Bu analizin ayrıntılarını Selim Somçağ’ın şahsi sitesinden ve www.sondalga.com sitesinden okuyabilirsiniz.

Şöyle diyor Selim Somçağ:

“…Bu çaresizliğin sayısal ifadesini ABD para tabanının son iki yıllık seyrinde bulabiliyoruz: 2008 Eylülünde Lehman Brothers battığında 800 milyar dolar olan ABD para tabanı 15 ay içinde 2.1 trilyon dolara yükseldi. Doların başaşağı gitmeye başlaması üzerine Fed bu yıl frene bastı, fakat bu kadarcık para basmayla krizin atlatılamayacağı(!) anlaşılmış olacak ki, geçen ay Fed 8 ayda 800 milyar dolar daha basacağını açıkladı; bir hafta sonra da Fed Başkanı Bernanke gerekirse para basmayı daha sonra da sürdüreceklerini açıkladı! Demek ki en geç 2012’de ABD’nin para tabanının 3 trilyon dolara vurduğunu da göreceğiz. Bu işin bir sonucu küresel enflasyondur, diğer sonucu da doların diğer para birimleri karşısında serbest düşüşe geçmesidir. Nitekim ABD para tabanındaki büyük artışın finans piyasalarına yansımasıyla emtia fiyatlarının son günlerde yeni rekorlara doğru koştuğunu görüyoruz. Kahve, kakao, pamuk gibi tarım ürünlerinin fiyatları tarihî zirvelerde... Ham petrol yeniden 90 doların üzerinde... FED 2008’den farklı olarak bu sefer para basmakta sınır tanımamaya kararlı olduğuna göre bu gidişin sonu küresel ölçekte enflasyonun patlamasıdır. Tabii ABD’de enflasyonun çift hanelere tırmanmasından önce yıllardır ABD’nin cari açığını ve bütçe açığını Amerikan devlet tahvillerini satın alarak finanse eden Çin, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerin bu alımlarını durdurmaları da ihtimal dahilindedir. Her halükârda ABD bir süre sonra kontrol edilemeyen bir enflasyon sıçramasıyla ve doların değerinin çökmesiyle karşı karşıya kalacaktır.

Gelgelelim ABD’nin böyle bir enflasyon/devalüasyon sürecine uzun zaman tahammül etmesi de mümkün değildir. Bu ülkeyi yenilmez, âdeta doğa üstü bir güç addedenler için şu bilgiyi vereyim: 309 milyon nüfusa sahip bu ülkede Kasım 2010 itibarıyla 43 milyon kişi, yani her 7 kişiden biri, devletten aldığı yemek kuponlarıyla hayatını idame ettirebilmektedir. (Krizden önce 2007 başında bu rakam 11 milyondu.) Demek ki bu toplumda işsizlik şimdiden had safhadadır ve gelir dağılımı çok bozuktur. Ayrıca ABD’de çalışan nüfusun % 85’i ücretlidir, yani sabit gelirlidir. Dolayısıyla birbiriyle kaynaşmayan birçok etnik gruptan oluşan bu toplumun uzun süren bir kronik enflasyon sürecinde toplumsal bütünlüğünü koruması çok zordur (1992’deki Los Angeles zenci ayaklanmasını, sel baskınından sonra New Orleans’ta olanları hatırlayalım). Bu yüzden ABD para basmaya devam ederek finans piyasalarındaki nihaî çöküşü geciktirmeye çalışırken aslında adım adım enflasyonist–devalüasyonist bir çöküşe ve kaosa doğru ilerlemektedir. Bunun da az çok farkında olduğu için doların değerini koruyabilmek umuduyla PIGS ülkelerinin altını oymak, bunları moratoryuma davet etmek gibi yine sonunda ucu kendisine dokunacak çılgınca yöntemlere başvurmaktadır.

ABD’nin para–kredi balonuyla ürettiği yapay zenginleşmeyi feda etmeden krizi aşma girişimleri batağa saplanmıştır. Son çare olarak sarıldığı “sonsuza kadar para basma” rotası çıkmaz sokaktır; bir süre sonra bu strateji birçok farklı yerden dönüp dolaşıp kendisini vuracaktır. İş bu aşamaya geldikten sonra yapacağı tek şey para musluklarını kapatmak ve faizi yükseltmektir. On yıllar boyunca IMF diktatoryasıyla gelişen ülkelere zorla içirdiği acı ilâcı artık kendisi içecektir, hem de çok büyük miktarlarda...
Sonuca geleyim:

Dünya krizi bitmemiştir. ABD’nin iki yıldır uyguladığı “para basarak ekonomiyi canlandırma” stratejisi artık sınırlarına ulaşmıştır, Amerikan ekonomisinin yeniden yavaş yavaş durgunluğa gömülmesine engel olamamaktadır. ABD yönetimi buna rağmen yeniden büyük miktarda para basmaya başlamıştır. Bu ekstra para kitlesi bundan sonra giderek daha az büyüme ve giderek daha çok enflasyon üretecektir. Dolayısıyla ABD çok uzak olmayan bir gelecekte para musluklarını kapatmak zorunda kalacaktır. Ayrıca ondan önce PIGS krizinin Doğu Avrupa’ya ve oradan da bize yayılması ihtimali de yabana atılamaz.

Bu ihtimaller gerçekleşecek olursa yıllık cari açığı 41 milyar dolara ulaşmış olan, dış borç ödemelerini ancak yeni dış borçlanmayla gerçekleştirebilen Türkiye ne yapacaktır? Türkçesi, ABD’den sıcak para akışı kesildiğinde Türkiye nereden döviz bulacaktır?
Eğer “Efendim ABD öyle güçlü bir ülkedir ki, sonsuza kadar para basmaya devam eder, yine de enflasyondan falan etkilenmez, doların değeri de kesinlikle düşmez, çünkü ABD’nin evellalah sırtı yere gelmez” gibi bir inancımız varsa mesele yok. Ama bilimsel düşünceyi kendimize kılavuz edinmişsek ve tarihten ders almayı da biliyorsak o zaman bu ihtimaller bizi fazlasıyla kaygılandırmalı.”

Selim Somçağ’ın yazısından bir kesit aktardım.

Selim Somçağ diyor ki “kriz bitti diyenlere aldanmayın, ABD çöküşe doğru gidiyor, bir çok devlet iflasını ilan edebilir.”

Amerika’da benzin istasyonunda çalışan İskender de “çöküş mahallinden” aynı şeyi söylüyor.

Milli Ekonomi Modeli’nin mimarı Haydar Baş da yıllardır bu gerçeği haykırıyor.

ABD’nin doğal müttefiklerine duyurulur.

YeniMesaj

ABD'de bankalar 1 milyon eve el koydu

ABD'de bankalar ilk kez 2010'da bir milyondan fazla eve el koydu. 3 milyona yakın ev ise hacizlik.
13 Ocak 2011

ABD'de bankalar, son aylarda hızı azalsa da ilk kez bir yılda bir milyondan fazla eve el koydu.

Aralık'ta 69 bin 847 eve daha haciz konulması ile ABD'de yıl içinde el konulan evlerin sayısı 1 milyon 50 bini buldu.

Dünya ekonomi krizin merkez üssü ABD'de bir yıl önce de 918 bin eve el konulmuştu.

3 MİLYONA YAKIN EV HACİZLİK

2010'da haciz dosyaları da rekor kırdı. 257 bin 747'si Aralık'ta olmak üzere geçen yıl 2.9 milyon ev hacizlik oldu.

RealtyTrac şirketine göre Nevada, Arizona ve Florida hala haciz oranları en yüksek eyaletler. Öyle ki, Nevada'da her 11 evden 1'i hacizlik.

Ekonomik krizden önce bankalar tarafından el konulan ev sayısı 10 binlerle sınırlıydı. Örneğin 2005'te ülkede sadece 100 bin eve el konulmuştu.

1.5 MİLYON TÜKETİCİ İFLAS ETTİ

ABD'de iflas edenlerin sayısı da 2010'da arttı. Yüzde 9 artışla iflaslar 1.53 milyona çıktı. Bu sayı, iflas yasasının zorlaştırıldığı 2005'ten sonraki en yüksek veri.

Dünya ekonomik krizin merkez üssü Amerika Birleşik Devleri'nde son 3 yılda iflas eden tüketicilerin sayısı ise 4 milyon.

Kişisel iflasların en büyük sebeplerinden biri, sağlık harcamaları. Diğeri, morgage ev kredisi borçları.
http://www.etha.com.tr/

ABD'de bütçe açığı yeni bir rekora gidiyor
27 OCAK 2011

Amerika Birleşik Devletleri'nde bu yıl bütçe açığının 1,48 trilyon dolara çıkabileceği açıklandı.
Kongre Bütçe Dairesi'nin bu öngörüsü gerçekleşirse, (CBO) 2009'da resesyon dönemindeki bütçe açığının da üzerine çıkılacak ve bu yeni bir rekor olacak.

CBO, Amerikan Başkanı Barack Obama'nın Kongre'yle yeni bir ekonomik canlandırma paketi üzerinde uzlaşması sonrasında bütçe açığına ilişkin tahminlerini revize etti. Kongre Bütçe Dairesi daha önce bu yılki açığın 1 trilyon 70 milyar dolar olarak öngörmüştü.
Yeni ekonomik canlandırma paketi eski Başkan George Bush dönemindeki vergi indirimlerinin ve işsizlik ödeneklerinin devam etmesini öngörüyor.
Kongre tarafından görevlendirilen ve federal yönetimin mali durumuna ilişkin tarafsız değerlendirme yapan Bütçe Dairesi, bütçe açığının orta vadede keskin bir şekilde azalabileceği tahmininde bulundu.
Daire bununla birlikte, 2011'e ilişkin tahminin Kongre'nin bütçe açığını daha artırabilecek başka düzenlemelere gitmeyeceği öngörüsüyle yapıldığına dikkat çekti.
CBO'ya göre, 2011'deki bütçe açığı gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 9,8'ine ulaşacak.
Daire, işsizlik ve enflasyon gibi dizi alandaki öngörülerinin gerçekleşmesi durumunda borç seviyesinin 2021'e kadar gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 62'sinden yüzde 77'sine çıkacağını belirtti.

Amerikan ekonomisine 'not düşürme' uyarısı
8 NİSAN 2011

Uluslararasi kredi derecelendirme kuruluşu Standart and Poors, Amerika Birleşik Devletleri'nin uzun vadeli kredi notu görünümünü durağandan negatife çevirdi.
ABD, dünyanın en büyük ekonomisi.

Kuruluş, değerlendirmesini ABD'nın rekor seviyedeki bütçe açığına ve yönetimin bu açığı kapamaya yönelik politikasındaki belirsizliğe dayandırdığını belirtti.
ABD, AAA olan kredi notunu korudu, ancak kuruluş bunun iki yıl içinde düşürülebileceği mesajını verdi.
Karar, Amerikan ve Avrupa borsalarında ani değer kayıplarına neden oldu. Endeksler yüzde 2 kadar geriledi.
Kısa adıyla S&P, Demokrat ve Cumhuriyetçilerin bütçe açığını kapatma konusunda uzlaşma sağlayamayacağından endişeli.
Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elde eden Cumhuriyetçiler Demokrat Obama yönetimini daha fazla kesintiye zorlamak için planlarına direniyor.
Bu ABD'nin ekonomik görünümünün negatife çevrildiği ilk vaka. Karar kredi notunun iki yıl içerisinde gözden geçirilip düşürülmesine kapıyı aralıyor.
Amerikan Hazine Bakanlığı ise S&P'nin borçlar konusunda gerekli adımları atma gücünü hafife aldığı eleştirisinde bulundu.

Piyasalar sarsıldı

Karar ardından S&P 500 endeksi de son bir ayın en düşük düzeyine gerilerken, ABD doları euro ve İsviçre frangı karşısında değer kaybetti.
Fransa, Almanya ve İngiltere borsaları yüzde ikişer değer kaybetti; petrol fiyatları da düştü.
ABD'nin federal bütçe açığı 1,4 trilyon dolar düzeyinde ve içinde bulunulan mali yılda 1,5 trilyona ulaşması bekleniyor.
Başkan Barack Obama, ülkenin borçlanmak için üst limiti olan 14.3 trilyon dolar düzeyi önümüzdeki bir kaç hafta içinde yükseltilmezse dünyanın yeni bir resesyona sürüklenebileceği uyarısında bulunuyor.
Bazı uzmanlar da Standard and Poor's kararını Kongre'deki taraflara partizan politika oyunlarına girişmeme uyarısı olarak yorumluyor.
Cumhuriyetçiler 1996 yılında borçlanma tavanını yükseltmeyi reddedince ABD, bir kez daha benzer bir durumda kalmıştı.

Bütçe savaşı

Cumhuriyetçiler John Boehner öncülüğünde kesintiler için bastırıyor
Cumhuriyetçiler denetimindeki Temsilciler Meclisi, geçtiğimiz günlerde 2012 mali yılı için önümüzdeki 10 yılda 6,2 trilyon dolar kesinti yapılmasını öngören bir bütçe planını onayladı.
Bu önergenin Demokratlar denetimindeki Senato'dan geçmesi beklenmiyor.
Başkan Obama önümüzdeki 12 yılda bütçe açığını sadece 4 trilyon dolar düşürmeyi hedefliyor.
Geçen hafta da Uluslararası Para Fonu (IMF), ABD bütçe açığının mali piyasalarda istikrarsızlığa yol aşabileceği uyarısında bulunmuştu.
ABD dünyanın en büyük ekonomisi olduğundan, borçlarını geri ödemesi konusundaki herhangi bir endişe, tüm dünya ekonomisini etkileyebilecek nitelikte.
Standard & Poor's 1941'den bu yana değerlendirdiği ABD hükümetine her zaman AAA kredi notu vermiş; görünümü ise durağan ya da pozitif olarak tanımlamıştı.
Diğer derecelendirme kuruluşlarından Moody's ABD'ye durağanın altında bir not vermezken, Fitch sadece 1995-1996 arasında kısa bir süre negatif görünüm değerlendirmesinde bulundu.
BBC

ABD'ye şimdi de enflasyon şoku

Amerikada tüketiciler yükselen enflasyonun etkilerini hissetmeye başladı. Amerikada en son 1970li yıllarda yüksek enflasyon görülmüştü. Bu kez, resmi enflasyon rakamları yüksek olmasa da, maaşlar artmıyor, gıda ve benzin fiyatları sürekli yükseliyor.

23 Nisan 2011

Ashwarya ve Alok Sharma iki çocukları ile 10 yıl önce Hindistan’dan Amerika’ya göç etti. Vatandaşlığa geçen aile, şimdi birçok Amerikalı gibi enflasyondan etkileniyor.

Tüketici fiyat endeksi yıllık %2,7 oranında artıyor, buna karşılık saat başına alınan ücretlerdeki artış %1’in çok altında.

Alok Sharma şikayetçi. Sharma, “Hem iyi maaş ödeyen iş bulamıyorsunuz, hem de maaşınız hiç artmıyor. Üstüne de enflasyon yükü biniyor,” diyor.

Uzmanlar, artan enerji ve gıda maliyetlerinin enflasyonu körüklediğini söylüyor. Amerikalılar da bununla mücadele etmeye çalışıyor. Örneğin Sharma çifti daha ucuz olduğu için işyerlerine 65 km uzaklıktaki bir yerde oturuyor, hergün 130 km yol yapıyor. Ama son bir yıl içinde benzin fiyatları arttığı için bu da çare değil.

Alok Sharma benzin fiyatlarından yakınıyor. Alok, “Benzine ödediğimiz para yarı yarıya arttı”, diyor.

Sharma ailesinin mutfak masrafları da sürekli artıyor. Ashwarya Sharma, sütün fiyatının iki kat arttığını söylüyor.

Sharma, “İki yıl önce bir litre süte 53 cent ödüyorduk ama fiyat şimdi neredeyse 1 Dolar 6 cent’e çıktı,” diyor.

Aile, gıda masraflarının son altı ayda %25 ila 30 oranında arttığını söylüyor. Alok Sharma, bu artış devam ederse bazı harcamalarda ciddi kısıntılara gideceklerini söylüyor.

Alok, “Biz hala istediğimiz her şeyi alabilir durumdayız, ama ileride sanırım biraz daha seçici davranmak zorunda kalacağız,” diyor.

Bazı uzmanlar, Çin, Brezilya ve Hindistan’daki orta sınıfın daha çok mal tükettiğini bunun da fiyatları yükselttiğini söylüyor. Bazıları da Rusya’daki kuraklık, Ortadoğu’daki karışıklık ve rafinerilerdeki kapasitenin düşmesi yüzünden fiyatların arttığını söylüyor.

George Washington Üniversitesi’nden ekonomist Danny Leipziger de bu faktörlerin etkili olduğu görüşünde.

Leipziger, “Çin’deki orta sınıfın küresel enflasyonu körükleyeceğini sanmıyorum. Ama bazı piyasalarda bu sınıfın etkisi hissediliyor. Buralarda da zaten fiyatlar artıyor. Ama belirttiğim gibi bunun etkisi küresel değil,” diyor.

Ekonomist, ileride kaynakların tükenebileceğini bu yüzden de petrol fiyatlarının artacağını söylüyor.

Leipziger, Amerika’nın durumunun daha da hassas olduğunu söylüyor. Uzman, “Amerika durgunluktan yeni çıkıyor, o yüzden enflasyonu kontrol etmek için faizleri yükseltirse, bu çok daha kötü sonuçlar doğurur” diyor.

Uzman, “Enflasyon orta sınıfı kötü etkiliyor. Ama politikacılar, ekonomik canlanmayı durdurma pahasına enflasyonu kontrol altına almaya çalışırlarsa bu çok daha kötü olur,” şeklinde konuşuyor.

Alok Sharma, şimdilik masrafları karşılamak için daha önce biriktirdikleri parayı kullandıklarını ve Hindistan’ı daha az ziyaret ettiklerini söylüyor. Sharma, birkaç yıl içinde durumlarının düzelmeceğini umuyor.

Süper güç ABD devri bitiyor
27 Nisan 2011
IMF'ten bomba etkisi yaratacak açıklama...

MarketWatch'un haberine göre, IMF, kısa bir süre önce bomba etkisi yaratacak açıklamasını yaptı ancak bunu kimse fark etmedi.

Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre, Çin ekonomisi 2016'da dünyanın en büyük ekonomisi ABD'yi geçecek.

Dünya tarihinde ilk kez uluslararası bir kuruluş, ABD çağının sona ereceği resmi tarihi açıkladı ve ABD'nin ekonomik liderlik rolünü beş yıl gibi öngörülenden daha yakın bir dönemde Çin'e kaptıracağını belirtti.

Ekonomistler, iki ülkenin gayrisafi yurt içi hasılalarını (GSYH) güncel faiz oranlarına göre hesaplayarak Çin'in liderlik tarihini 2020'li yılların ortası olarak tahmin ediyordu.

Oysa IMF, iki ülkeyi gerçek faiz oranlarına göre kıyaslamakla birlikte reel ekonomik verileri inceleyerek, iki ülkedeki satın alma güçlerini karşılaştırarak bu sonuca vardı. Kuruluş aynı zamanda ülke içinde kazanılan ve harcanan paraları da kıyasladı.

IMF'e göre, 2011 yılında 11,2 trilyon dolar düzeyinde bulunan Çin ekonomisinin büyüklüğü 2016'da 19 trilyon dolara çıkacak. Söz konusu dönemde, ABD ekonomisinin büyüklüğü 15,2 trilyon dolardan, 18,8 trilyon dolara yükselecek. Bu, ABD'nin küresel ekonomik büyümeye katkısını yüzde 17,7'ye düşürürken, Çin'in katkısı yüzde 18 olacak ve bu, daha da artacak.

Bundan yalnızca on yıl önce ABD ekonomisinin büyüklüğü Çin'in üç katı düzeyinde bulunuyordu.

IMF'İN ÖNGÖRÜSÜ ABD'DE ENDİŞE YARATTI

IMF'in öngörüsü şu anda Washington'da devam eden bütçe görüşmeleri için de sıkıntı yaratan bir konu oldu.

Açıklama, kafalarda uluslararası güvenlik sisteminin önümüzdeki yıllarda nasıl bir hal alacağına yönelik soru işaretleri yarattı.

IMF'in yalnızca iki hafta önce açıkladığı tahminlerine göre, Barack Obama, Mitt Romney ya da Donald Trump, kim olursa olsun gelecek yıl ABD'ye başkan olarak seçilecek isim de dünyanın en büyük ekonomisinin son başkanı olacak.
ABD, ekonomik liderlik unvanını 1890'larda İngiltere'den almıştı.
haber5

ABD Ekonomisinden Kötü Haber
03 Temmuz 2011
Yunanistan'dan sonra ABD de ekonomik krizle uğraşacağa benziyor. İşte eyaletlerin son durumu...
ABD eyaletlerinde tıpkı Euro Bölgesi'nde olduğu gibi kemer sıkma önlemleri hayata geçiriliyor. 2012 bütçesi şimdiden 10 bini aşkın kamu çalışanını işsiz bıraktı.

Euro Bölgesi'ndeki ülkelerin iflastan kurtulmak için sarıldığı tasarruf önlemlerinin bir benzerini ABD'li eyaletler uygulamaya başladı. 1 Temmuz itibariyle yeni bütçe yılına giren 24 eyalet, bütçe açıklarını kapatmak için ardı ardına kemer sıkıyor. Sabah'ın haberine göre başta Minnesota, Connecticut, Wisconsin ve Florida olmak üzere eyaletlerin birçoğunda kamu çalışanlarının işine son verilmeye başlandı.

Temerrüt riski ile karşı karşıya kalan eyaletler tıpkı Yunanistan ve diğer krizdeki Euro Bölgesi ülkeleri gibi çareyi vergi artırımı, eğitim, sağlık ve sosyal yardım harcamalarında kesinti, işten çıkarma ve kamu kurumlarında çalışma saatlerini azaltma gibi önlemlerde görüyor. İşsizliğin yüzde 9.1 seviyelerinde olduğu ve toplam kamu borcu 14.46 trilyon doları bulan ABD'de 2012 bütçesini onaylayan ve onaylama aşamasında olan eyaletlerde şuana kadar 10 binden fazla kamu çalışanı işini kaybetti.

'HALK SOKAĞA DÖKÜLÜR'

Bu yılın üçüncü çeyreğinde söz konusu rakamın 110 bini bulacağı tahmin ediliyor. 2 Ağustos'a kadar 14.3 trilyon dolarlık borçlanma tavanını yükseltmesi için Cumhuriyetçilerin engellemelerine karşı yoğun çaba harcayan Barack Obama için 2012'deki ikinci dönem başkanlık seçimi süreci oldukça zor geçecek. Öyle ki ünlü spekülatör Jim Rogers, kamu ve özel sektördeki işçi çıkarmaların tıpkı Euro Bölgesi ülkelerindeki gibi yakında ABD'de de halkı sokağa dökebileceğine inanıyor.

İllinois

25 milyar dolarlık bütçeyi onaylayan Illinois, sağlıkta 81 milyon dolarlık kesintiye gitti. Çok sayıda hasta bakımevi kapatılıyor. Yüzlerce çalışan işsiz kalacak.

Alabama

Alabama'daki bütçe kesintisi yüzünden 700 sağlık çalışanı işini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya.

Florida

1,500 kamu çalışanının işine son veren Florida eyaleti yönetiminin kesintileri yüzünden 400 çalışan ise farklı eyaletlere taşınarak benzer görevlerde çalışmaya başladı.

North Carolina

19.7 milyar dolarlık 2012 bütçesi kabul edilen North Carolina'da 600'den fazla kamu çalışanı işini kaybetti. 2.5 milyar doları aşan bütçe açığını kapamaya yönelik bir dizi kesintiye gidilecek.

Indiana

Indiana Valisi Mitch Daniel, sağlık alanında kesintiye gitme kararı aldı. Bütçedeki açığın kapatılmasına yönelik atılacak adımlar yaklaşık 2 bin 500 kişinin işini kaybetmesine mal olacak.

Connectticut

Connecticut yönetimi, 54 milyon dolarlık kesinti doğrultusunda 5 bin 500 kamu çalışanının işine son verecek.

New York

15 Temmuz'dan itibaren 9 bin 800 çalışanın işine son verilmeye başlanacak. Eğitim, sağlık ve sosyal yardım bütçesinde kesinti olacak.

Wisconsin

Wisconsin Eyaleti'ndeki bütçe açığı öğretmenleri vurdu. Sadece bir bölgedeki devlet okullarında 354'ü öğretmen toplam 519 kamu görevlisi işten çıkartıldı.

Minnesota

2012 bütçesinde anlaşma sağlanamayınca görüşmeler askıya alındı. Eyalette çok sayıdaki devlet kurumu ve işletmenin kapısına kilit vuruldu. 20 bin ila 36 bin kamu çalışanının işini kaybetme tehlikesi var. aktifhaber

ABD'nin ticaret açığı 50 milyar doları geçti
12 TEMMUZ 2011

Amerika Birleşik Devletleri'nin ticaret açığı Mayıs ayında 50,2 milyar dolara ulaştı.

Son 31 ayın en büyük açığının yaşanmasında artan petrol ithalatı etkili oldu.

İhracatta ise, Nisan ayının rekor seviyesine oranla düşüş yaşandı.
Yaşanan yüzde 2,6'lık artışla 225,1 milyara ulaşan ithalat hacmi, ekonomistlerin ABD için yaptıkları ekonomik büyüme tahminlerini revize etmesine yol açabilir.

Veriler aynı zamanda Çin ile olan ticaret açığının da yüzde 15'in üzerinde bir artışla 25 milyar dolara ulaştığını gösteriyor.

Amerikan şirketleri Çin'den 32,8 milyar dolar değerinde ürün ve hizmet alırken, ülkeye 7,8 milyarlık ihracat yaptı.
BBC

ABD'de "ulusal borçlanma tavanının yükseltilmesi" krizi



14 TEMMUZ 2011

ABD'nin ulusal borçlanma tavanının yükseltilmesi için yönetimle Cumhuriyetçi Kongre üyeleri arasında yapılan müzakerelerin son derece sert geçtiği, taraflar arasında derin uçurumlar olduğu haber veriliyor.
Görüş ayrılıklarının aşılamadığı dün akşamki son oturuma katılanlara göre, Başkan Barack Obama bir aşamada uzlaşma için daha fazla taviz vermeyeceğini söyleyerek salonu terketti.

Cumhuriyetçilerin anlattığına göre Obama, "yetti artık" diyerek görüşmeyi noktaladı.

Temsilciler Meclisi'nde Cumhuriyetçilerin iki numaralı lideri konumundaki Eric Cantor'a göre, "Obama, 'Yetti artık diyeceğim noktaya vardım" diyerek, söylenenleri dinlemek için yeterince sabırlı davrandığını ifade etti.
Cantor, Obama'nın "Ronald Reagan bu durumda burada oturur muydu?

Sınıra vardım. Bu başkanlığımı çökertecek de olsa bunda geri adım atmayacağım" dediğini söylüyor.

Görüşmelerin amacı, Amerikan yönetiminin ne kadar borç alabileceğini belirleyen üst sınırı yükseltmek.

Obama göreve geldiğinden bu yana 4 trilyon dolar artışla 14,3 trilyon dolara ulaşan bu tutar, bütün dünyanın ekonomik üretiminin yaklaşık beşte birine denk.

"Ronald Reagan bu durumda burada oturur muydu? Bu başkanlığımı çökertecek de olsa bunda geri adım atmayacağım."

Barack Obama'ya atfedilen açıklama

ABD yönetiminin borçları 16 Mayıs'ta belirlenen üst sınıra dayandı. O zamandan bu yana harcamalar ve muhasebede yapılan ince ayarlar sayesinde çarkların işlemesi sağlandı.

Ancak tarafların anlaşmaya varamaması durumunda, ABD borç geri ödemelerinde sıkıntı yaşayabilir.

Moody's uyarıyor

Tarafların borçlanma sınırını yükseltmek için 2 Ağustos'a dek zamanı var.
Başkan Obama ise tarafların izlenecek rota konusunda bu cumaya dek uzlaşmaya varması hedefini koymuştu.

Ancak son 5 gündür yapılan görüşmelerde hiç bir ilerleme sağlanamadı. Görüşmelerde Cumhuriyetçiler tavanı yükseltme karşılığında Obama yönetiminden büyük kesintiler yapmasını istiyor.

Bu ortamda Moody's kredi derecelendirme kuruluşu, 14,3 trilyon dolarlık borçlanma tavanı yükseltilmezse, ülkenin AAA kademesindeki kredi notunun düşebileceği uyarısında bulundu.

Benzer bir uyarıyı Nisan ayında Standard and Poor's kuruluşu da yapmıştı.

Son açıklama, doların diğer para birimleri karşısında değer kaybetmesine yol açarken vadeli işlemler ve tahvillerde de düşüşler oldu.

ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, gerekli adımlar atılmazsa, şok dalgalarının küresel mali sisteme yayılacağını savunuyor.

Başkan Obama da ekonominin yeniden resesyona girebileceği uyarısında bulundu.

Kim, ne istiyor?

Cumhuriyetçiler borçlanma limitini artırma karşılığında, bütçeden 2 trilyon 400 milyar dolarlık kesinti yapılmasını istiyor.

Demokratlar 1,7 trilyonluk kesintileri kabul edebilecek gibi görünüyor; ancak bunun üzerine geçmeye yanaşmıyor ve zenginlerin daha fazla vergi ödemesi gerektiğini savunuyor.

Obama yönetiminin bütçesi halen 1,5 trilyon dolar açık veriyor.
Kongre 2001'den bu yana yönetimin borçlanma tavanını 10 kez yükseltmişti.

Sorunun çözülmesi, 2012'de başkanlık yarışına girecek Obama açısından büyük önem taşıyor.
BBC

ABD'nin çökmesinden endişe duyan Çin ve Türkiye'de zor zamanlara hazırlık
Selçuk Salih Caydi
15 TEMMUZ 2011

Türkiye'de nedense pek ilgi gösterilmiyor ama ABD gerçekten çok zor durumda. Ve ABD'nin çöküşü, dünya ekonomisinin çöküşü demek olur. Nitekim Türk Hükümetinden Babacan, 2008 yılındakine benzer bir krizin yaşanabileceğini ve bu kez Türkiye'nin de etkilenebileceğini söyledi. Geçi Babacan'ın, daha çok Avrupa'nın durumuna bakarak bu uyarıyı yaptığı anlaşılıyor, ama durum çok daha vahim, çok daha derin. Şu anda ABD'nin Çin'e olan borcu, 1 trilyon 150 milyar dolar kadar, yani 1150 milyar Dolar!
Perşembe günü Moody's, ABD'nin kredi notunu düşürebileceğini söyledi. bunun nedeni, ABD'nin borç yükünü kaldırma sınırına dayanması ve borçlarını döndürememe tehlikesiyle karşı karşıya kalması. FED başkanı Bernanke, çok haklı olarak, ABD'nin kredi notunun düşürülmesi halinde bir felaket olabileceğini söylemiş.
Burada bin kere yazdığımız üzere; "kapitalizme birşey olmaz" diyenler günümüzde çok tehlikeli yaşamaktadır. Neoliberal global ekonominin değiştirilmesi için hiçbirşey yapılmamıştır -Eh o halde bu ekonomi çökebilir demektir. Müslüman muhafazakarların anlayacağı dilden yeniden söylemek gerekirse: "Her neoliberal ekonomi, ölümü tadacaktır."
ABD, Avrupa Birliği'nden sonra Çin'in en çok ihracat yaptığı ikinci büyük ekonomidir ve Çin Hükümetinin ekonomi danışmanlarından Yu Bin, Beijing'de yaptığı bir vasın açıklamasıyla, ABD'nin sinyal vermeye başladığını ve "Amerikan ekonomisinin ürkütücü durumda" olduğunu söyledi. FED'in atmak zorunda kalacağı adımların Çin'e zararı olacağını belirten Yu, Dolar'ın değerinin hızla değişmesiyle birlikte, petrol fiyatlarının hızla yükselebileceğinden korkuyor. Yu, Çin'in Dolar rezervlerinin bir kızmını, başka para birimlerine çevirmesini önerdi. Bunun gerçekleşmesi demek, Dolar'ın bir numaralı dünya parası olmasına son verebilir. Bu durumda ABD'nin borçlarını döndürmesi hepten imkansız hale gelebilir. Ama Çin bunu göze alamaz, zira bir trilyon Dolar alacağı var! Fakat bu kısır döngünün sürdürülmesi, artık çok daha zor. Türk Hükümeti'nin de tehlikeli sulardan çıkmak için TL'nin değerini düşürmesi gerekiyor. Hükümet, halk desteğini kaybetmemek için bunu yapmamakta direniyor, ama mecbur kalabilir.
Tehlikeli sulara girildi. Böyle kritik bir dönemde, her konuşmasıyla biryerleri kırıp döken, uzlaşma kültürünün zerresine sahip olmayan, herşeye tek naşına karar veren kinci bir Başbakan, Türkiye'nin felaketi olabilir. Acilen, iç barışı ve kenetlenmeyi sağlayacak adımlar atılması gerekiyor. (..)

ABD ekonomisinde gergin bekleyiş

16 TEMMUZ 2011

ABD'de Beyaz Saray ve Demokratlar ile Cumhuriyetçileri karşı karşıya getiren ve giderek çıkmaza girmeye başlayan borç limiti ve bütçe açığını azaltma konusunda bir türlü uzlaşma sağlanamıyor.
Taraflar arasında Beyaz Saray'da geçen pazar gününden bu yana yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadı.

ABD Başkanı Barack Obama, kısa vadeli çözüm önerilerine yanaşmaz ve sağlık harcamalarında büyük kesintiler istemezken, Cumhuriyetçiler ise zenginlere yönelik vergi kesintilerinin uzatılmaması seçeneğini kabul etmemekte ısrar ediyor.
Obama, 3 Ağustos'a kadar ülkenin borçlanma tavanıyla ilgili sorunun çözülememesi durumunda, sosyal güvenlik emeklilik programındaki ödemelerde sorun yaşanacağı uyarısında bulundu.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Moody's ve Standard and Poor's, dünyanın en büyük ekonomisi ABD'nin kredi notunu olası bir indirim için ''negatif'' izlemeye aldı.

Kuruluşlar, ülkenin yasal borçlanma limitinin artırılması konusunda 2 Ağustos'a kadar uzlaşmaya varılamaması halinde ülkenin borçlarını ödeyemeyeceği ve temerrüt riskiyle karşı karşıya bulunduğu uyarısında bulundu.
Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde ise borçlanma limitinin yükseltmesinde anlaşılamaması halinde, bunun faiz oranlarında yükselişe neden olacağı ve dolayısıyla dünyanın geri kalanı ile birlikte ABD ekonomisi için sonuçlarının ciddi anlamda üzüntü verici olacağı uyarısında bulundu.
ABD'de ekonominin gözü Kongre'de

ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke, Senato'da katıldığı oturumda, ''kısa vadede hükümet harcamalarını kısmaya çok istekli olmanın zaten kırılgan olan toparlanmayı raydan çıkarabileceği, temerrüde düşmenin de finansal zarara yol açabileceğini'' belirtti.
Bernanke, gerektiği takdirde bankanın daha fazla devlet tahvili alımı da dahil olmak üzere ek tedbirlere başvurmaya hazır olduğunu söyledi.
ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner ABD'de mali taahhütler konusunda Kongre'nin 14,3 trilyon dolar olan borçlanma tavanını yükseltmekten başka seçeneği bulunmadığını söylüyor.
ABD Hazine Bakanlığı, Ocak ayından bu yana Kongre'den federal borçlanma tavanını yükseltmesini talep ediyor.

Ancak Cumhuriyetçiler, vergi artışı olmaksızın harcamaların kesilmesi konusunda ısrarlı davranıyor.
Bakanlık, mayıs ayı başından bu yana borçlanmayı artırmadan tahvil ihalesine devam edilebilecek olağanüstü tedbirler alma yoluna gidiyor.
Beyaz Saray, Kongre'nin 2 Ağustos tarihine kadar borçlanma tavanını artırmaması durumunda bunun, ABD'yi bir felaketle karşı karşıya bırakabileceğini öne sürerken, Obama Kongre'ye koşulsuz olarak borçlanma tavanını artırması çağrısı yapıyor.
Bütçe açığı 1,5 trilyon dolara yaklaşan ABD hükümetinin borçlanma tavanı ise 14,3 trilyon dolar düzeyinde bulunuyor.
BBC

ABD'de borç tavanı krizi derinleşiyor
23 TEMMUZ 2011

ABD'de Beyaz Saray ile muhalefetteki Cumhuriyetçiler arasında yapılan, borç tavanın artırma ve bütçe açığını azaltma görüşmelerinde yeni bir kriz yaşanıyor.
Cumhuriyetçi partili meclis başkanı John Boehner'in konuya ilişkin toplantıyı terkettiği bildiriliyor.

Başkan Barack Obama, Boehner'in 'son derece adil' bir öneriyi reddettiğini söylüyor.
Obama Boehner'in, sosyal yardım fonlarında 650 milyar kesinti önerisini reddettiğini ileri sürdü.
Boehner ise Obama'nın vergilerde keskin artış isteyerek, 'kale direklerini yana kaydırdığuını' söylüyor.
ABD Başkanı Barack Obama, kısa vadeli çözüm önerilerine yanaşmaz ve sağlık harcamalarında büyük kesintiler istemezken, Cumhuriyetçiler zenginlere yönelik vergi kesintilerinin uzatılmaması seçeneğini kabul etmemekte ısrar ediyor.
Obama, 3 Ağustos'a kadar ülkenin borçlanma tavanıyla ilgili sorunun çözülememesi durumunda, sosyal güvenlik emeklilik programındaki ödemelerde sorun yaşanacağı uyarısında bulundu.
ABD'de borçlanma tavanı krizi
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Moody's ve Standard and Poor's, dünyanın en büyük ekonomisi ABD'nin kredi notunu olası bir indirim için ''negatif'' izlemeye aldı.

Kuruluşlar, ülkenin yasal borçlanma limitinin artırılması konusunda 2 Ağustos'a kadar uzlaşmaya varılamaması halinde ülkenin borçlarını ödeyemeyeceği ve temerrüt riskiyle karşı karşıya bulunduğu uyarısında bulundu.
Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde ise borçlanma limitinin yükseltmesinde anlaşılamaması halinde, bunun faiz oranlarında yükselişe neden olacağı ve dolayısıyla dünyanın geri kalanı ile birlikte ABD ekonomisi için sonuçlarının ciddi anlamda üzüntü verici olacağı uyarısında bulundu.
ABD Hazine Bakanlığı, Ocak ayından bu yana Kongre'den federal borçlanma tavanını yükseltmesini talep ediyor.
Ancak Cumhuriyetçiler, vergi artışı olmaksızın harcamaların kesilmesi konusunda ısrarlı davranıyor.
Bakanlık, mayıs ayı başından bu yana borçlanmayı artırmadan tahvil ihalesine devam edilebilecek olağanüstü tedbirler alma yoluna gidiyor.
Beyaz Saray, Kongre'nin 2 Ağustos tarihine kadar borçlanma tavanını artırmaması durumunda bunun, ABD'yi bir felaketle karşı karşıya bırakabileceğini öne sürerken, Obama Kongre'ye koşulsuz olarak borçlanma tavanını artırması çağrısı yapıyor.
Bütçe açığı 1,5 trilyon dolara yaklaşan ABD hükümetinin borçlanma tavanı ise 14,3 trilyon dolar düzeyinde.
BBC

Washington'da 'borç tavanı' savaşları
26 TEMMUZ 2011

ABD Başkanı Barack Obama ve Kongre'nin cumhuriyetçi başkanı John Boehner, ülkenin yaşadığı borç krizinde girilen açmaz konusunda birbirlerini suçladılar.

ABD'yi borçlarını ödeyemez hale getirebilecek krizde 2 Ağustos'a kadar çözüm bulunması gerekiyor.
Obama, Kongre'den federal hükümetin borçlanma tavanını yükseltmesini isterken, Cumhuriyetçiler, bu talebi karşılamak için derin bütçe kesintileri talep ediyor.
Boehner, Obama'yı kendilerinden ''açık çek'' istemekle suçladı.
Federal hükümetin, bütçe açığında meydana gelen 1.5 trilyon dolarlık artışı karşılayabilmek için ''borç tavanı yükseltmesi''ne ihtiyacı var.
Borç tavanının yükseltilmesi genellikle ABD Kongresi'nde rutin olarak görülen işlerden. Ancak bu sene Temsilciler Meclisi'ne seçilen, özellikle Çay Partisi hareketine mensup bazı vekillerin de baskısıyla cumhuriyetçiler yönetimin karşısına ''kesinti dayatması''yla çıktı.
Televizyonlardan halka seslenen Obama, ''Cumhuriyetçi üyeler, Amerika'nın tarihindeki ilk iflası yaşamasını, ancak bütçe kesintisi yoluyla sağlamakta ısrarlı'' dedi ve yönetimin dengeli bir yaklaşımla bir yandan kesintileri yaparken diğer yandan da zenginlere ek vergi getirilmesinden oluşan bir strateji önerdiklerini kaydetti.
Cumhuriyetçilerin ise, zengin Amerikalıların ya da büyük holdinglerin herhangi bir katkıda bulunmasını talep etmediklerini vurgulayan Obama, şöyle devam etti:
''Hangi partili olursa olsunlar, Amerikalıların çoğu, emekli vatandaşlarımızdan sağlık hizmetleri için daha fazla ödenmesi beklenirken, özel uçak sahipleri ya da petrol şirketlerinin vergi istisnalarına sahip olmasını anlamayacaklardır'' dedi.
Obama'nın konuşmasına yanıt veren Boehner, ''Başkan altı ay önce de açık çek istemişti, şimdi de istiyor. Dengeli bir yaklaşım istediğini söylüyor. Bu Washington'da daha fazla harcama demek. Geçmişte işyeri yönetmiş biri olarak, vergilerin arttırılmasının istihdam kaybına yol açacağını biliyorum'' dedi.
Cumhuriyetçi lider, ABD'nin borç yükümlülüklerini yerine getirmemesinin söz konusu olamayacağını kabullenmekle birlikte vergi arttırımı konusunda uzlaşmaya hazır bir görüntü vermedi.
Boehner, demokratlara, cumhuriyetçilerin önerilerini onaylaması çağrısında bulundu..
Anlaşma olmazsa, 2 Ağustos'ta Hazine Bakanlığı borçları ödeyemeyecek. Bunun borçlanma faizlerinin yükselmesine neden olabileceği belirtiliyor. Bu durumun hem Amerikan ekonomsini hem de küresel toparlanma sürecini tehdit edebileceği kaydediliyor.
BBC

Cumhuriyetçi liderden Kongre'ye emrivaki
28 TEMMUZ 2011
ABD'de cumhuriyetçiler, borç krizinde uzlaşamadıkları Demokratlar ve Beyaz Saray'a emrivaki yaparak bir tasarıyı Temsilciler Meclisi'ne getirdi.

Ancak; Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner'in sunduğu öneri cumhuriyetçilerin bile desteğini almış değil.
Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi'nin 433 sandalyesinden 240'ını kontrol ediyor. Tasarının geçmesi için 217 oy gerekiyor.
Boehner, partili muhalif milletvekillerine ''Hizaya gelin'' uyarısında bulundu.
Demokratlar ise, tasarıyı Senato'da veto edecekleri tehdidinde bulunuyor.
Tasarı Senato'dan geçse bile Beyaz Saray'da Başkan Obama'nın engeline takılması çok yüksek bir olasılık.
Amerika Birleşik Devletleri'nin borç tavanını artıracağı kaygıları ise, Wall Street borsasının son iki ayın en kötü gününü yaşamasına neden oldu.
Eğer 2 Ağustos itibariyle borç tavanı yükseltilmezse, ABD temerrüd riskiyle karşı karşıya kalacak.
Federal hükümetin bütçe açığı bu yıl itibariyle 2.5 trilyon doları aştı, ulusal borç ise toplam 14.3 trilyon dolar.
Boehner'in tasarısı, önümüzdeki on sene boyunca bütçe açığının 917 milyar dolar miktarında azaltılmasını ve borç tavanının 900 milyar dolara kadar artırılmasını hedefliyor.
Ülkede kanun yapıcılar, haftalardır borç tavanının 2 Ağustos tarihine kadar yükseltilmesi çerçevesinde sert tartışmalar yapıyor.
Maliye Bakanlığı bu tarihten sonra borç alamayacak duruma geleceğini söylüyor, uzmanlar ise kısa bir süre sonra ülkenin borçlarını ödeyemez hale geleceğini ifade ediyor.
BBC

Apple'ın Kasasında ABD'den Fazla Nakit Var
29 Temmuz 2011
Steve Jobs'ın başında bulunduğu, dünyanın en büyük teknoloji şirketi Apple'ın kasasında, dünyanın en büyük ekonomisi ABD'den daha fazla para olduğu belirtildi.

ABD’de Cumhuriyetçiler ve Demokratlar, ülkenin borç tavanı limitini yükseltmek için tartışmalarını devam ettirirken, ABD Hazinesi, Washington’un bilançosunda 73.7 milyar dolar nakit para olduğunu açıkladı.
Haziran sonunda ikinci çeyrek rakamlarını açıklayan Apple ise kasasında 75.8 milyar dolar nakit kaynağın bulunduğu bilgisini kamuoyuyla paylaştı.

Açıklanan bu nakit miktarları, küresel ekonominin en büyük ekonomisindeki çarpıcı tabloyu göstermesi açısından da önem arz ediyor.

ABD yönetimin açıkladığı rakamlar, Washington’un borç tavanı limiti tartışmaları öncesinde ne kadar büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya kaldığını gösterirken, Apple’ın nakit miktarı California merkezli şirketin bilançosundaki nakit stokunun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

Financial Post gazetesi, haberi ABD'nin efsanevi Sam Amca pozuna gönderme yapar şekilde, Steve Jobs'ın benzer bir fotoğrafını yayımlayarak verdi.
TRT

ABD Kongresi'nde borç tavanı çatlağı
30 TEMMUZ 2011

ABD Kongresi federal borç tavanı konusunda siyasi bölünme içinde.
Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğa sahip olan Cumhuriyetçi Parti'nin kabul ettiği bir tasarı, Senato'daki çoğunluğa sahip olan Demokratlar tarafından reddedildi.

Beyaz Saray 14,3 trilyon dolar olan borçlanma limitini sonuna dek kullanmış durumda ve ek kaynağa ihtiyacı var.
Senato Başkanı olan Demokrat Partili Harry Reid alternatif bir tasarıyı oylamaya sunmaya hazırlanıyor.
Reid, çözümün kısa vadeli planlarda aranamayacağını savundu.
Harry Reid'in önergesi 2,7 trilyon dolarlık artışa karşı, 10 yılda bütçe açığının 2,2 trilyon dolar azaltılmasını vadediyor.
Reid, Temsilciler Meclisi borçlanma tavanının yükseltilmesi için adım atar atmaz, kendilerinin de oylamaya geçeceğini söyledi.
Ancak bu tutarı içeren bir önergenin Cumhuriyetçiler denetimindeki Kongre'nin alt kanadından geçmesi imkansız görünüyor.
Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi'nin 433 sandalyesinden 240'ını kontrol ediyor. Tasarının geçmesi için 217 oy gerekiyor.
Senatoda ise Demokratların 51, Cumhuriyetçilerin 47 üyesi var; iki üye de bağımsız.
Partilerin haftalardır yürüttüğü müzakereler, orta noktada buluşulmasını sağlamadı.
Piyasalarda ABD'nin borcunu ödeyemez duruma düşmesi senaryoları konuşulurken, taraflar birbirlerini sorumsuzlukla ve çözümü engellemekle suçluyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nin borç tavanını vaktinde artıramaması kaygıları Wall Street'te borsanın son iki ayın en kötü gününü yaşamasına neden oldu.
BBC

ABD'de Kriz Artarak Sürüyor
Cumhuriyetçi43 senatör, borç tavanı yükseltme planına oy vermeyecek.
30 Temmuz 2011
Amerika Birleşik Devletleri'nde, cumhuriyetçilerle demokratlar arasındaki borç tavanı yükseltme anlaşmazlığı artarak sürüyor.

Senatodaki 43 cumhuriyetçi milletvekili, yazıkları bir mektupla demokratların borç tavanı planına oy vermeyeceklerini açıkladı.

Amerikan Senatosu'nda demokratlarca hazırlanan borç tavanı yükseltme planının oylanması için hazırlıklar sürerken, cumhuriyetçilerden yeni bir engelleme işareti geldi.

43 Cumhuriyetçi senatör, imzaladıkları bir mektupla, Demokratların hazırladığı borç tavanı yükseltme planının kabul edilemez olduğunu bildirdi.

Senatodaki Cumhuriyetçi azınlık lideri Mitch McConnel, Başkan Obama'ya görüşmelere yeniden dahil olması çağrısında bulundu.

Demokratların planı Senato'da bir gecikme ya da engellemeyle karşılaşmadan geçirebilmeleri için 60 oya ihtiyaçları bulunuyor.

Demokrat Parti'nin Senato'daki sandalye sayısı ise 57...
TRT

Putin:'ABD dünya ekonomisinin asalağı'
1 Ağustos 2011
Rusya Başbakanı Vladimir Putin, ''ABD'nin, borçları nedeniyle dünya ekonomisinin asalağı olduğunu'' söyledi.

Başbakan Putin iktidar partisinin gençlik kolları üyeleriyle görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, ABD'nin imkanlarının ötesinde krediyle yaşayan bir ülke olduğunu ve borcunun bir kısmını dünya ekonomisinde dinlendirdiğini belirterek, ABD'nin doların monopol durumunu kullanarak, dünya ekonomisinde asalak gibi yaşadığını savundu.

Putin, ABD'nin borç tavanının yükseltilmesi konusunda dün varılan ancak Kongre tarafından henüz oylanmayan uzlaşmanın, sorunun kökten çözümü için karar alınmasını ertelemekten başka bir işe yaramayacağını söyledi. haber1001

Bugünleri de gördük: Standard & Poor's, ABD'nin kredi notunu düşürdü!
06 Austos 2011

Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's, ABD'nin kredi notuna yönelik sessizliğini bozdu ve ülkenin AAA olan notunu düşürdü.

ABD tarihinde ilk kez gerçekleşen bu olayda, S&P ABD’nin kredi notunu en yüksek not olan AAA’dan AA+ ya düşürdü. Kurum son dönemde borç limitinin yükseltilmesine yönelik süreçte yaşanan istikrarsızlık ve yetkililerin rekor yüksekliklere çıkan bütçe açığını azaltmak için kamu harcamalarında yeterli kesintiye gidememesini neden olarak gösterdi.

Kredi not görünümünü negatifte tutan S&P, harcama kesintilerinin beklenenden daha düşük olması, faizlerin yükselmesi ya da devlet borcunu artıracak yeni “mali baskıların” baş göstermesi durumunda iki yıl içinde kredi notunun AA seviyesine indirilebileceğini belirtti.
haber1001

FED'den beklenen açıklama: Amerika büyüyemiyor
09 Ağustos 2011

ABD Merkez Bankası (Fed), yüzde 0 ve yüzde 0,25 aralığındaki gösterge faiz oranını muhtemelen gelecek iki yıl daha bu seviyede bırakacağını bildirdi.

Fed Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) faiz toplantısından sonra yaptığı açıklamaya göre, FOMC'nin Haziran ayında toplandıktan bu yana elde ettiği verilerin ekonomideki büyümenin bu yıl şimdiye kadar ''Komitenin beklediğinden epeyce yavaş'' olduğuna işaret edildi.

Devam eden ekonomik toparlanmayı desteklemek ve enflasyon hedefinin tutmasına katkı sağlamak için Komitenin gösterge faiz oranını yüzde 0 ve yüzde 0,25 aralığında tutmaya karar verdiği belirtilen açıklamada, Komitenin, ekonomik koşulların muhtemelen gösterge faiz oranının en az 2013 yılı ortasına kadar mevcut düzeyde kalmasını sağlayacağını tahmin ettiği ifade edildi.

Fed daha önceki açıklamalarında gösterge faiz oranının ''uzun bir süre'' mevcut seviyede kalacağını belirtiyordu.

Yüksek enerji fiyatları ve Japonya'da 11 Mart'ta meydana gelen deprem ve tsunamiden sonra tedarik zincirindeki aksama gibi geçici unsurların ekonomideki faaliyette ''son zamanlardaki bazı zayıflıklara'' açıklama getirdiği belirtilen açıklamada, ekonominin görünümünde aşağı yönlü risklerin arttığı, yılın ikinci yarısında ekonomideki toparlanmanın yavaş bir hızda seyretmesinin beklendiği kaydedildi.

Son aylarda istihdam piyasalarındaki koşulların kötüleştiğine ve işsizlik oranının arttığına işaret edilen açıklamada, hanehalkı harcamalarının yatay seyir izlediği ve konut sektöründe durgunluğun devam ettiği, ancak işletmelerin teçhizat ve yazılım yatırımının genişlemeyi sürdürdüğü ifade edildi.
habertürk

AMERİKA'NIN ÖNLENEMEZ BAŞAŞAĞI ÇAKILIŞI - 1
16.08.2011

ASKERİ VE SİYASİ DÜŞÜŞ

İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerika'nın yükselişi, aslında çöküşe giden yolda bir başlangıçtı.

Saldırdığı her yerde tokat yedi. Başarılı olduğu yerlerde bile sonradan kaybetti.

Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu önleyemedi. İşbirlikçi Çan Kay Şek, Tayvan'a kaçarak canını zor kurtardı.

Küba'dan da tokatı yedi. Kenedi'nin planladığı Domuzlar Körfezi Çıkartması, Küba ordusu tarafından püskürtüldü.

Amerika, Fidel Kastro'yu düşürmeyi beceremedi.

Küba rüzgarının da etkisiyle bugün Latin Amerika Salvador'dan Arjantin'e kadar Amerika karşıtı cephede birleşiyor.

Kore'de Türk askeri sayesinde canını zor kurtardı.

Vietnam'da bozguna uğradı.

Laos'tan zor kaçtı.

Kamboçya'da yenildi.

Şili'de Allende'ye karşı darbe yaparak geçici bir başarı kazandı, şimdi Şili ulusalcıların kontrolünde.

Salvador'da devrimcilerin üzerine işbirlikçi katilleri sürdü, Ortega şimdi Salvador'u yönetiyor.

Arjantin'de darbe yaptırdı, devrimcileri uçaklardan okyanusa attılar, Arjantin şimdi solcuların yönetiminde.

Venezuela'da kaybetti. Çavez'e karşı başlattığı darbe ordu tarafından önlendi.

Bolivya'da Çe'yi öldürdüler. Ülkeyi şimdi Çavez ve Kastro'nun kankası Morales yönetiyor.

Latin Amerika'nın en büyük ülkesi Brezilya'yı da kaybetti.

Amerikancı faşist generaller Victor Jara'nın parmaklarını stadyumda kırdılar, gitar çalamasın diye, şimdi o şarkılar tüm Latin Amerika'da yankılanıyor.

Nepal Komünist Partisi'nin mücadelesini durduramadı.
2 yıl önce Nepal'de krallık yıkıldı.

Azerbaycan'da Çiller'in planladığı Amerikancı darbe, Demirel'in uyarısı ile önlendi.

Özbekistan'da Fethullahçıların Kerimov'a düzenlediği suikast başarılı olmadı.

Ukrayna'daki Amerikancı turuncu devrimi yapan bayan şimdi hapiste, seçimi de Rusya ile işbirliğini savunanlar kazandı.

Kırgızistan'da Amerikancı turuncu devrimin başı ülkeden zor kaçtı.

Amerika, Gürcistan'daki adamı Saakaşvili'nin Rusya'dan tokat yemesini önleyemedi.

Abhazya ve Güney Osetya, Rusya'nın yardıma koşması ile, özerkliklerine kasteden Gürcistan yönetiminden kurtuldular, bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Amerika, Kafkaslardaki bir numaralı işbirlikçisine yardım edemedi.

Bu olay, Amerika'nın çöküşünün "başaşağı çakılış" haline dönüştüğü dönüm noktası oldu.

Rusya Devlet Başkanı Medvedev, geçen gün, “Gürcistan toprakları Rusya’nın işgali altındadır” diye bir karar çıkaran Amerikalı senatörlerin girişimi hakkında, “Bir avuç moruğun inisiyatifiyle alınan karar bizi bağlamaz” dedi. Çöküş bir kere daha tescillendi. Dünya kabadayısı, hakareti sineye çekmek zorunda kaldı.

Afganistan'da batağa saplandı. Taliban'a karşı başarılı olamadı.

Taliban orada üsleniyor bahanesiyle Pakistan'ın kuzeyindeki Svat Vadisi'ni bombalamaya başladı. Usame operasyonu yaptı.

Bu yüzden Pakistan, İngiliz ve Amerikalı eğitmenleri ülkeden çıkardı.

Pakistan, Amerika'ya, ülkedeki üssünü boşaltmasını istedi. Amerika çıkmamakta direniyor.

Darbe yaptırarak Pakistan'ın nükleer silahlarına el koymak istedi.

Pakistan, Çin ile "Ebedi Kardeşlik Anlaşması" imzalayarak komploya karşı koydu.

Bunun üzerine Amerika, Pakistan'ı "Taliban'a destek veriyor" suçlamasıyla mahkemeye verdi, 4 dava açtı, tazminat istiyor.

Mısır'da, Tunus'ta Amerikancı yönetimler devrildi.

Bahreyn'de Amerikancı yönetim sallanıyor. Suudi ordusunun müdahalesi isyana engel olamadı.

Amerika, Bahreyn'deki deniz üssünü kapatmayı planlıyor.

Irak'ta başarı kazandı gibi göründü. Ülkeyi görünürde parçalamayı başardı.

Bölücübaşı Talabani'yi Cumhurbaşkanı ve Barzanici Zebari'yi Dışişleri Bakanı yapmasına rağmen, Kuzey Irak'ın "Kürdistan" adı altında bağımsızlığını ilan etmesini kabul edecek bir işbirlikçi hükümet kurmayı beceremedi.

Amerika Türkiye'ye "Biz çekildikten sonra Kuzey Irak'ta asayişin korunmasına katkı yapın" diyerek, Bağdat hükümetine karşı Barzani bölgesinin savunmasını Türkiye'ye ihale etmeye çalışıyor.

Binbir emekle kurduğu Barzani kukla devleti Amerikan desteği kesilirse varlığını sürdüremez.

Sadr, "Aralık'tan sonra Irak'ta kalacak Amerikan askeri ölür" dedi.

Amerika, işbirlikçi Irak hükümetine Amerikan askerinin Irak'ta kalma süresini uzatacak bir formülü kabul ettiremedi.

Irak, Amerikan ekseninden kayıp İran'a yaklaşma sinyalleri vermeye başladı.

Amerika böylece Irak'ta da çarşafa dolaştı.

Irak hükümeti, 20 milyar dolarlık petrolünün kayıp olduğunu açıklayarak Amerika'yı tüm dünyanın gözleri önünde hırsızlıkla suçlamış oldu.

Amerika Libya'da da çarşafa dolaştı.

NATO'cu teröristler, kendi askeri komutanlarını ve iki albaylarını öldürdüler.

İsyancıların sözde "Geçici Ulusal Konsey"i kendini feshetti, sözde yeni yönetim oluşturacaklarmış.

Kaddafi yönetimi aşiretleri silahlandırdı, isyancılar merkezleri olan Bingazi'de kontrolü kaybettiler.

Sarkozi, isyancıların başına "Afrika Birliği ile anlaşmaya çalış" talimatı verdi.

Amerika, Birleşmiş Milletler'den Suriye için Libya kararı benzeri bir kınama kararı çıkaramadı.

Suriye'ye Türkiye'den terörist göndererek 120 asker ve polisin öldürülmesi provokasyonu tutmadı.

Suriye ordusu sınıra yaklaşmadı, hır çıkarıp NATO'yu Türkiye'nin yardımına çağırma planı işlemedi.

Bir milyon sığınmacı bekleniyordu, anca 15,000 kişi geldi, "Katil Beşar" safsatasının doğru olmadığı anlaşıldı, geri dönmeye başladılar, geride 5,000 sığınmacı kaldı.

Tayyip Bey orduyu Suriye'ye saldırmaya ikna edemezse Amerika Beşar Esad karşısında çaresiz kalacak.

Esas darbe İran'dan geldi.

"Amerika İran'a saldıracak" beklentisinin tam orta yerinde, İran Amerika'ya saldırdı.

İran'ın Kandil'e saldırması, Amerika'ya saldırması demektir.
Çünkü Irak Amerikan işgali ve denetimi altındadır. Irak toprağına yapılan saldırı, Amerikan denetimi altındaki bir bölgeye yapılmış bir saldırıdır.

İran, Amerikan ordusunun koruması altındaki bir örgüte Amerika'nın denetimi altındaki bir bölgede saldırı yapmıştır.
Amerika çaresiz kaldı. Saldırıyı durduramadı.

Amerika'nın Irak'taki askeri sorumlusu General Bucharan: "Eğer İran, Irak tarafından bir tehdit görüyorsa Irak hükümeti ile görüşmeli" diyebildi.

Bu cılız tepki, Amerika'nın başaşağı çakılışını tescilledi.

Amerika, Türkiye'ye verdiği "Kandil'den uzak dur" emrini İran'a verememişti.

Şubat 2008'de Türk ordusu Kuzey Irak'a girip Kandil'e yaklaştığında Buşoğlu Buş "Artık yeter, harekatı bitirin" talimatı vermiş, bunun üzerine AKP hükümeti, Zap, Avaşin ve Hakurk kamplarını geçerek Kandil'e yaklaşmış olan ordumuzu geri döndürmüştü.

İran örneğinde görüyoruz ki, bağımsız bir ülke, vatanı korumak söz konusu olduğunda, gereken tedbirleri korkmadan alabilir.

"Amerika izin vermez" yakınmaları bu anlamda doğru değildir, Org. Başbuğ'un "Kandil varken terör bitmez. Kandil'e harekat için Amerika engel değil" sözleri bu anlamda doğrudur.

Milli bir hükümet, Kandil'i denetim altına alarak terörü bitirebilir. Amerika bir şey yapamaz. İran'a bir şey yapabildi mi?

Kendi ordusunu yenmek için Amerika'ya muhtaç olan bir hükümet, Amerika'nın "Kandil'den uzak dur" talimatını doğal olarak yerine getirecektir.

Çin, Rusya, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Şanghay İşbirliği Örgütü'nde birleştiler.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika BRICS (Brasil Russia India China SouthAfrica) örgütünde birleştiler.

Beyaz Rusya, Rusya ve Kazakistan Gümrük Birliği kurdu.
Latin Amerika ülkeleri kendi aralarında çeşitli birlikler kurarak Amerika'ya direniyorlar.

Amerika sessizce kuşatılıyor.

Amerikan emperyalizminin çöküşü, dünya çapında kapitalizmin sonu demektir.

Gelecek günler aydınlıktır.
Ali Serdar BOLAT

AMERİKA'NIN ÖNLENEMEZ BAŞAŞAĞI ÇAKILIŞI - 2
Ali Serdar BOLAT
16.08.2011

EKONOMİK ÇÖKÜŞ

Mehmet Ali Güller, 8 Ağustos günlü Aydınlık köşe yazısında Amerika'nın borçlarından dolayı yediği fırçaları listeledi.

Açılışı Çin yaptı. Çin'in Dagon adlı finans kuruluşu, Amerika'nın kredi notunu düşürdü.

Bunu, Çin hükümetinin resmi açıklaması takip etti:

"ABD'nin borç alışkanlığı dünya ekonomisini tehdit ediyor. ABD acilen borçlarını yapılandırmalı"

Hemen arkasından Çin resmi haber ajansı Sinhua uyardı:
"ABD, savunma ve sosyal yardım harcamalarında kesinti yapmalı"

Bugüne kadar ABD'nin hakim olduğu IMF diğer ülkelerden borç yapılandırması isterdi.

Rusya Başbakanı Putin, ABD'yi "asalak" ilan etti:

"ABD, borçları nedeniyle dünya ekonomisinin asalağı.
İmkanlarının ötesinde kredi ile yaşayan bir ülke."

Sıra Hindistan'a gelmişti.

Başbakanılık Ekonomik Danışma Konseyi Başkanı Rangajaran:

"ABD'nin güvenilir bir borç yapılandırması planına sahip olduğunu göstermesi gerekir"

Bütün bunlardan sonra bir Amerikan kuruluşu olan Standard&Poor's, ABD'nin kredi notunu AAA'dan AA'ya düşürdü.

Ekonomik çöküş böylece belgelenmiş oldu.

Dolar 1944'te altına bağlanmıştı. Yani Amerika, kasasındaki altının değeri kadar dolar basıyordu. Amerikan Merkez Bankası, dolar getirene karşılığı kadar altın ödemeyi taahhüt ediyordu.

ABD, 1972'de bu kuralı bozdu. Altın karşılığı olmaksızın, ihtiyacı olduğu kadar dolar basmaya başladı.

Karşılığı olmayan kağıt parçalarını "dolar" diye vererek diğer
ülkelerden başta petrol olmak üzere her çeşit malı almaya başladı.

Bu sistemle Amerika 39 yıldır dünyayı haraca bağlamış durumda.

Ama, her güzel şey gibi bunun da sonu geldi.
Elinde dolar biriken ülkeler:

"Her çeşit malımızı Amerika'ya gönderip karşılığında dolar denen bu kağıt parçalarını alıyoruz. Bunlar ne işimize yarayacak?" diye sormaya başladılar.

İşte, Amerika'nın kredi notunun düşmesi bu soru ile bağlantılı.

Doğu Perinçek, 12 Ağustos günlü Aydınlık köşe yazısında Amerika'nın haraç sistemini açıkladı.

ABD'nin dış borcu 14,3 trilyon dolar.

Bu borcun 4,5 trilyon dolarının alacaklıları, elinde ABD hazine
bonoları olan ülkeler.

Çin en büyük alacaklı, elinde 1,2 trilyon dolarlık bono var. Ayrıca 2 trilyon dolarlık döviz yığınağı da var.

Amerika bu borçlarının üzerine yatmış durumda.

Çin ve diğer ülkeler, bu alacaklarının üzerine bir bardak soğuk su içmek zorunda kalacaklar.

İşçi Partisi MKK Üyesi Bülent Esinoğlu, 12 Ağustos günlü
"Ödemeyecekler" başlıklı yazısında açıkladı:

"Amerika 14,3 trilyon dolarlık, İngiltere ise 14,5 trilyon dolarlık borçlarını ödemeyecekler"

Doğu Perinçek diyor ki:

Ekonomi, her zaman ekonomi ile açıklanmıyor. "Ekonomist"lerin çıkmazı burada.

Çin niçin bir sürü mal üretip dolar denen kağıt parçaları karşılığında Amerika'ya yolluyor?

Amerikalılar hiç çalışmadan sadece dolar basıp Çin'den aldıkları malları badavadan giyip, yiyip, kullanıp yan gelip yatıyorlar?

Ekonomi bilimi içinde cevabı olmayan soru budur.

Ekonomi âlimleri, bu manzara içinde Çin'in haline bakıp "vah vah" diyorlar.

Peki, Çin bilmiyor mu ki Amerika bu borçların üzerine yatacak?

Neden hala Amerikan hazine bonoları almakta devam ediyor?

İşte ekonomi dışı büyük gerçek:

Emperyalizm sadece sermaye ihracı değildir.

Aynı zamanda, büyük silahlı güçlerine dayanarak üstünlük savaşı yürütür. Amerika, uçak gemilerine, nükleer silahlarına dayanarak dünyanın haracını topluyor.

Borç batağına saplanmış ve ekonomisi çökmüş olan Amerika,
silah göstererek barışçı (!) yollarla haraç toplayamazsa, halkını beslemek ve giydirmek için kaba kuvvete başvurmak zorumda kalabilir.

Libya benzeri küçük ülkelere sataşması, aslında asıl hasmı olan Çin gibi ülkelere gözdağı vermek içindir.

"Libya dolar yerine başka para birimleri ile petrol satmak istedi, vurdum.

Dolarımın egemenliğine taş koyarsanız sizi de vururum" demektedir.

İran ile olan hırlaşması da aynı nedenledir.

Eğer İran yarın "Tamam, bugünden itibaren petrolümü sadece dolarla satacağım, Çin'e verdiğim petrolü de kısacağım, sen benden al Çin'e sat" derse, İran o gün "Nümunelik demokratik" bir ülke oluverir.

Doğu Perinçek, 14 Ağustos tarihli Aydınlık köşe yazısında, Libyasaldırısının ikinci nedenini de açıkladı:

Çin'in elindeki bu kâğıtlar (2 trilyon dolar ve 1,2 trilyon dolarlık bono) aynı zamanda bir silahtır.

Ani Di Franco'nun "Doğru tutulduğunda her şey bir silahtır" sözü bu kâğıt parçaları için de geçerlidir.

Mao, ABD emperyalizmine "Kâğıttan kaplan" demişti. Şimdi Çin'in elinde kâğıttan silahlar bulunuyor.

Çin, deposundaki bu kağıtları çıkarıp kullanmaya başladığında, ABD ekonomisi çöker.

Nitekim, Çin bu dolar deposunun çok çok az bir kısmı ile
Libya ve diğer Afrika ülkelerine yatırımlar yapmaya başlayınca,
NATO Libya'yı bombalamaya başladı.

Libya'ya Haçlı seferinin bir anlamı da budur.

Amerika, Çin'e:

"Bana verdiğin haraçlar, haraç olarak kalmalıdır. Haraç, geri ödemesi olmayan bir ödeme biçimidir." demektedir.

Yani Çin, deposunda tuttuğu bu dolarları harcamamalıdır.
Çin, haraç olarak Amerika'ya her türlü malı göndermeli, ancak
karşılığında aldığı dolarları çekmecesinde tutmalıdır.

Peki, Çin haraç vermeyi niçin kabul ediyor?

Veya, bu haraç sistemi daha ne kadar devam edecek?

ordu millet

ABD'nin en büyük bankasının hisseleri çöktü
24 Ağustos 2011

ABD'nin en büyük bankası Bank of America'nın hisseleri, yüksek tutarda sermaye artırımına gitmesi gerekeceği yolundaki artan endişelerle iki buçuk yılın en düşük seviyesine geriledi.

ABD borsalarında yüzde 3'lük yükselişe karşılık Bank of America hisseleri dün yüzde 1.9 değer kaybederek S&P 500 endeksinde en kötü performans gösteren hisse oldu.

Hisselerin yılbaşından bu yana yüzde 53'e yakın değer kaybetmesi piyasa değerinde 70 milyar doları aşkın düşüşe neden oldu. Bankanın borçlarını iflasa karşı sigortalamanın maliyeti ise bir aşamada rekor düzeye yükseldi.

Bankayı takip eden analistler, son birkaç hafta içinde yaptıkları açıklamalarda yeni sermaye standartlarının karşılanması için 50 milyar dolar kadar sermaye artırımı gerekebileceğini, buna ek olarak bankanın sorun yaşayan konut kredileri (mortgage) biriminin davalar nedeniyle büyük maliyetlerle karşılaşabileceğini belirttiler.

Fakat eski Merrill Lynch analisti Henry Blodget tarafından yayımlanan bir blogda bankanın analistlerin tahminlerinden daha yüksek tutarda sermaye artırması gerektiğini gösteren bir yazı yer aldı. Dün yayımlanan yazıda bankanın bilançosuyla ilgili sorunlar nedeniyle 100 ile 200 milyar dolar arasında aktif silmek zorunda kalabileceği ve en az bu tutarda yeni sermaye artırımına gitmesi gerekeceği ifade edildi.

Bankanın, ana faaliyet alanları dışında satılabilecek büyük varlıkları kalmadığı göz önüne alındığında bu kadar yüksek tutarda sermaye sağlanmasının zor olduğu görülüyor. Yeni hisse ihracı yoluyla yapılacak bir sermaye artırımı ise Bank of America hisselerindeki yoğun değer kaybı düşünüldüğünde, getireceği yüksek maliyet nedeniyle çekici değil.
haber10

Bernanke yatırımcıları hayal kırıklığına uğrattı
26 AĞUSTOS 2011

Bernanke'nin konuşması yatırımcıları hayal kırıklığına uğrattı.
ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke büyüme oranlarını artırmak için acil bir adım atmayacaklarının sinyalini verdi.
Bernanke, piyasaların yeni bir ekonomiyi canlandırma planına dair işaretler görmek için yakından izlediği konuşmasında yalnızca, merkez bankasının "ekonominin canlandırılması için mali önlemler alabileceği bir dizi mekanizmaya sahip olduğunu" söylemekle yetindi.

Yatırımcıları hayal kırıklığına uğratan konuşmanın ardından dünya borsalarında düşüşler yaşandı.
Bu arada, Amerikan Ticaret Bakanlığı tarafından sunulan yeni veriler, ülkenin yılın ilk çeyreğindeki büyüme oranının 1,3 olması beklenirken, yüzde 1'de kaldığını ortaya koydu.
Bernanke, Wyoming eyaletindeki Jackson Hole'da, her yıl dünyanın dört bir yanından gelen merkez bankası başkanlarını bir araya getiren geleneksel konuşmasında geçen yıl 600 milyar dolarlık bir canlandırma paketi açıklamıştı.
Bu yıl da, ABD ekonomisindeki yavaşlama nedeniyle, piyasalar yeni bir canlandırma paketinin yakın olduğunu düşünüyor.
Geçen hafta canlandırma paketi beklentisiyle piyasalar yükselmişti.
Aybaşındaysa, ABD ve Avrupa'daki büyüme rakamları nedeniyle borsalarda büyük kayıplar yaşandı.
Altın da geçen Salı günü yeni bir rekor kırdı.
Yatırımcılar, ekonomik belirsizlik dönemlerinde altını güvenli liman olarak görüyor.
Piyasaya yeni para enjektesiyle doların değerinin daha da düşmesi ve altının daha da çekici bir yatırım aracı olması bekleniyor.
Ancak çok sayıda uzman, piyasaya para pompalanmasının işe yarayıp yaramayacağı konusunda da şüpheli.
Uzmanlar ABD'nin, Merkez Bankası ne yaparsa yapsın, kimsenin para harcamak istemediği bir 'likidite tuzağına' düşmesinden kaygılı.
Çok fazla borçlanan hanelerin, önümüzdeki yıllarda harcamalarını dondurması bekleniyor.
Bu durumda da bankalar, yeni üretim yatırımlarına para aktarmak yerine, faiz geliri kazanamasalar da parayı ellerinde tutuyor. BBC

ABD'de 1945'ten beri ilk kez bir ayda istihdam aynı seviyede kalıyor
2 EYLÜL 2011

Amerikan hükümeti, Ağustos ayında tarım dışı ekonomide yeni net istihdam yaratılamadığını açıkladı.
İşsizlik oranı da değişmedi ve %9,1'de kaldı.

Amerika Birleşik Devletleri, Küresel Mali Kriz, Ekonomi
Çalışma Bakanlığı'nın açıkladığı tarım dışı istihdam verileri beklentilerin epey altında kaldı. Tahminler Ağustos'ta 70 bin kişiye iş imkanı yaratıldığı yönündeydi.
Açıklama ardından dünya piyasaları yeniden düşüşe geçti.
ABD'de 1945'ten beri ilk kez bir ayda istihdam aynı seviyede
kalıyor.

Pensilvanya merkezli risk analiz kuruluşu Moody's Analytics'den Ryan Sweet "Ağustos ayı ekonomi için oldukça zor bir ay oldu" diyor.
"Finans piyasalarında işlem hacmi daraldı. Sanırım şirketler de bu yüzden işçi almayı durdurdu."
Currency Solutions'dan Max Johnson da durumu "Amerikan şirketlerinin Amerikan ekonomisine ve siyasi liderlere güveni yok. Dolayısıyla da istihdam yaratılmamasına şaşmamak lazım." sözleriyle özetledi.
ABD Çalışma Bakanlığı ayrıca Temmuz ayı rakamlarını da değiştirdi ve daha önce açıklandığı gibi 117 bin kişiye değil, 85 bin kişiye istihdam yaratıldığını açıklandı.
Daha önce 46 bin olarak açıklanan Haziran ayındaki tarım dışı istihdam da 20 bine indirildi.
Bu değişikliklerin sebebinin "kamu sektöründe sanılandan daha az kişinin işe alınması" olduğu açıklandı.
BBC

[size=24]ABD'nin notu ye
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Çrş Eyl 17, 2014 9:06 pm tarihinde değiştirildi, toplam 2 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt Eyl 03, 2011 7:50 pm    Mesaj konusu: ABD'li dev 30 bin kişiyi işten çıkartacak Alıntıyla Cevap Gönder

Amerikan Kâbusu: 50 Milyon Yoksul
17 Aralık 2011

Dünya Bülteni'inin haberi:

ABD giderek yoksullaşıyor

ABD'de yoksuluk sınırı altında yaşayan ve evsiz vatandaşların sayısı her geçen gün artarak 50 milyona dayandı

50 milyon Amerikan vatandaşı yoksulluk içinde ya da evsiz sokakta yaşıyor.

ABD Belediye Başkanları Birliği, Amerika'da yoksulluk ve evsizliğin büyük artış gösterdiğini bildirdi. Birliğin hazırladığı raporun medyaya sunumunda Kansas City belediye başkanı Sly James, dünyanın en zengin ülkesinde insanların yaşamak için yer bulamadıklarını söyledi. Rapora göre 2010'da Amerika'da yaşayan yoksul sayısı 46,2 milyonu buldu.

Bir önceki yılla karşılaştırıldığında yoksulların toplam nüfusa oranı yüzde 14,3'ten yüzde 15,1'e yükseldi.

GIDA YARDIMI ALANLARIN SAYISI HIZLA ARTIYOR

Nüfusu 30 binden fazla olup araştırma yapılan 29 şehirden 25'inde gıda yardımı alanların sayısında büyük bir artış görüldü. Missouri eyaletine bağlı Kansas City şehrindeki yoksulluk oranı yüzde 40 ile büyük dikkat çekiyor. Aynı şekilde Boston ve Salt Lake City'deki durumun da çok kötü olduğu bildirildi.

Amerika'daki evsizlerin sayısı da bir yılda yüzde 6 oranında arttı. Özellikle Güney Carolina eyaletine bağlı Charleston ile Ohio eyaletine bağlı Cleveland'da evsizlerin sayısında büyük artış görüldü. Evsiz kalanların dörtte biri psikolojik olarak ağır hasta bir durumda yaşıyor.

Amerika Nüfus Dairesi'nin açıkladığı son rakamlar, Amerika'da yoksulluk sınırında yaşayanların sayısının 49 milyonu geçtiğini gösteriyor. Bu rakam, 2010'dakinin üstünde bir orana işaret ediyor.

Yoksulluk sınırında yaşayan yaklaşık 50 milyon Amerikalı, nüfusun yüzde 16'sının fakir olduğu anlamına geliyor. 2010'da 46 milyon 200 bin olarak açıklanan yoksulluk sayısında yapılan düzeltmelerin ardından, artan hayat masraflarının da hesaplama yöntemine dahil edilmesiyle bu son rakam elde edildi.

LATİN KÖKENLİLER ARTIK SİYAHÎLERDEN DAHA YOKSUL

Amerika'da yaşayan Latin kökenli nüfusun yoksulluk düzeyinin yüzde 28,2'ye yükseldiği belirtiliyor. Yaklaşık 14 milyon kişi anlamına gelen bu oran, ilk kez Latin kökenlilerin siyah nüfustan daha yüksek oranda fakirlik düzeyine ulaştığını da gösteriyor. Yoksulluk sınırında yaşayan siyahların oranı yüzde 25 civarında. Asya kökenlilerde fakirlik sınırında yaşayanların oranı yüzde 16,7 iken Latin kökenli olmayan beyaz nüfusta ise bu oran yüzde 11,1.

ÖZEL SAĞLIK SİGORTASI HAYAL OLDU

Amerika'da özel sağlık sigortasından mahrum nüfusun çokluğu da hesaplamalar sırasında dikkate alınan noktalardan biri. Özel sigorta yaptırma gücüne sahip Amerikalılar arasında yoksulluk sınırında

yaşayanların oranının sadece yüzde 7,5 olduğu açıklandı. Ancak sağlık sigortasına erişemeyen Amerikalılar'ın, diğer alanlarda da maddi yoksunluk yaşadıkları ve bu nüfus içinde fakirlik oranının yüzde 30'ları aştığı belirtildi.

ABD giderek yoksullaşıyor
13 EYLÜL 2011



Amerika Birleşik Devletleri'nde açıklanan yeni veriler ortalama hane gelirinin azaldığını ve yoksulluk sınırı altına düşen Amerikalıların sayısının son 18 yılın en yüksek düzeyine geldiğini gösteriyor.

Amerikan Nüfus Sayım İdaresi 2010 yılında tipik bir hanenin gelirinin yüzde 2'den fazla düştüğünü açıkladı.

Amerika Birleşik Devletleri, Küresel Mali Kriz, Ekonomi
2008'deki mali kriz öncesine bakıldığında ise gelirlerdeki gerileme yüzde 6'nın üzerine çıkıyor.

İstatistikler "yoksulluk" içinde yaşayan Amerikalıların sayısının da 46 milyon doları aştığını gösteriyor. Bu, 1993 yılından bu yana görülen en yüksek rakam.

Yani dünyanın en büyük ekonomisinde, her altı Amerikalıdan biri 'yoksul'.

ABD, yoksulluğu dört kişilik bir aile için yılda 22.314 dolar altındaki gelir olarak tanımlıyor.

Tek bir bireyin geçimi içinse çıta yılda 11.139 dolar (19.820 TL) olarak kabul ediliyor.

BBC ekonomi muhabiri Andrew Walker bu rakamları değerlendirirken tüketici harcamalarının Amerikan ekonomisinin yüzde 70'ini sağladığını göz önünde tutmak gerektiğini söylüyor.

Yani gelirin azalması, ekonominin toparlanması için olanakları da kısıtlıyor.

Resesyon öncesinde, geliri kısıtlı olanlar harcamalarını borçlanarak artırabiliyordu.

Pek çoğunun teminatı yükselen emlak fiyatları dolayısıyla, evleriydi.

Ancak krizin ilk önce emlak piyasasını ardından bankaları vurmasıyla, tüketicilerin borçlanma kapıları da büyük oranda kapandı.

Gelir düzeyinin sabit kalması ya da gerilemesi, ABD başka ülkelerin malları için en büyük pazar olduğundan dünya ekonomisine de etki ediyor.
BBC

ABD'li dev 30 bin kişiyi işten çıkartacak
3 Eylül 2011
ABD'nin en büyük bankası Bank of America (BofA), 25 bin ila 30 bin arasında çalışanını işten çıkarmayı planlıyor.

Charlotte Observer gazetesinin internet sitesinde yer alan ve konuya yakın kaynaklara dayandırılan haberine göre, BofA, yeniden yapılandırma çerçevesinde birkaç yıl içinde bankanın toplam çalışanlarının yaklaşık yüzde 10'una denk gelen 25 bin ila 30 bin arasında çalışanını işten çıkarmayı değerlendiriyor.

Bank of America Ağustos ayında bu çeyrekte 3 bin 500 çalışanını işten çıkaracağını ve Eylül ayına kadar tamamlanması öngörülen işten çıkarmaların, bankanın faaliyetlerinin bulunduğu tüm ülkeleri kapsayacağını açıklamıştı.
haber10

ABD 17 büyük bankaya dava açtı
03.09.2011
ABD'de, riskli mortgage kredileriyle ilgili olarak ülkenin en büyük bankalarının da aralarında bulunduğu 17 kuruluşa dava açıldı.

İpotekli konut kredisi olarak bilinen mortgage piyasasında faaliyet gösteren devlet destekli Fannie Mae ve Freddie Mac'i denetleyen Federal Konut Finansman Kurumu (FHFA), aralarında Bank of America, Citigroup, JP morgan Chase ve Goldman Sachs gibi büyük bankaların bulunduğu 12 banka ve diğer mali kuruluş ve yöneticilerine dava açtı.

FHFA'nın açtığı davalarda, mortgageları yatırımcılara satan bankalar, menkul kıymetler yasasına uygun olarak gereken titizliği göstermemekle ve borçluların gelirlerinin olduğundan yüksek gösterildiği ya da sahte beyanda bulunulduğuna ilişkin kanıtları gözden kaçırmakla itham ediliyor.

ABD'de borçlular aldıkları morgage kredilerine ödeyemez hale geldiklerinde, mortgage destekli menkul kıymetler hızla değer kaybetmişti.

Fannie Mae ve Freddie Mac, mortgage anlaşmaları yüzünden 30 milyar dolardan fazla kaybetmiş ve bu borç yükü vergi mükelleflerinin üzerine kalmıştı.

ABD'de mortgage dayalı menkul kıymetlerin taşıdığı risklerin yatırımcıya tam olarak anlatılmadığı suçlamasıyla daha önce de davalar açıldı. Temmuz ayında İsviçreli UBS bankasına benzer suçlamalarla 900 milyon dolar tutarında dava açılmıştı.
cnntürk

Küresel Bankalar Kendilerini Kurtarmak İçin 85.000 Personelini Kapının Önüne koyuyor
09 Eylül 2011



Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, BofA, yeniden yapılandırma çerçevesinde birkaç yıl içinde bankanın yaklaşık 40 bin çalışanını işten çıkarmayı değerlendiriyor.

Bankanın işten çıkarmaların sayısını artırabileceği belirtiliyor.
BofA'nın yöneticilerinin dün bankanın merkezi Charlotte'ta toplandığı, toplantıların bugün de nihai kararı vermek üzere devam edeceği ifade ediliyor.

Charlotte Observer gazetesi bu ayın başında yayımladığı haberde, BofA'nın, yeniden yapılandırma çerçevesinde birkaç yıl içinde toplam çalışanlarının yaklaşık yüzde 10'una denk gelen 25 bin ila 30 bin arasında çalışanını işten çıkarmayı değerlendirdiğini yazmıştı.

Bank of America, Ağustos ayında bu çeyrekte 3 bin 500 çalışanını işten çıkaracağını ve Eylül ayına kadar tamamlanması öngörülen işten çıkarmaların, bankanın faaliyetlerinin bulunduğu tüm ülkeleri kapsayacağını açıklamıştı.

''Yeni Bank of America Projesi'' olarak adlandırılan yeniden yapılanma kapsamında bankanın yaklaşık 10 bin çalışanını daha üç yıl içinde işten çıkarmayı değerlendirdiği belirtilmişti.

Küresel bazda bazı bankalar, bir kaç haftadır çalışanlarını işten çıkarmayı planladığını açıklıyor. İngiliz bankası HSBC, Ağustos ayında dünya genelinde 30 bin çalışanını, İngiliz Lloyds Bank ise 15 bin çalışanını işten çıkarmayı değerlendirdiğini kaydetmişti.
haber1001/TRT

Bernanke Cleveland: "ABD gelişmekte olan ülkeleri örnek alsın"
29 Eylül 2011
ABD Merkez Bankası Başkanı, ülkesinin gelişmekte olan ülkelerin başarısından bir şeyler öğrenmesinin iyi olacağını belirtti



Bernanke Cleveland Fed tarafından düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada, Çin, Hindistan ve diğer gelişmekte olan ülkelerin yakaladıkları yüksek büyüme oranlarında, disiplinli mali politikalar, açık ticaretin faydaları ve özel sektör sermaye yatırımının cesaretlendirilmesinin etkili olduğuna dikkat çekerek, ABD gibi gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerin deneyimlerinden dersler çıkarmasının iyi olabileceğini vurguladı.

Konuşmasında ABD ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bernanke, enflasyonun ya da enflasyon beklentilerinin çok fazla düşmesi halinde Fed'in para politikasını daha da gevşetmesi gerekebileceğine işaret ederek, enflasyonun, çok dikkatli bir şekilde izledikleri bir konu olduğunu söyledi.

Bernanke, ''Eğer enflasyon veya enflasyon beklentileri ciddi bir şekilde düşerse, bu yanıt vermemiz gereken birşey olur, çünkü deflasyon istemiyoruz'' dedi.
Fed Başkanı ayrıca, uzun vadeli işsizlik, mali disiplin ve konut politikalarının Kongrenin önündeki en önemli sorunlar olduğunu da ifade etti.
habertürk

ABD'nin bütçe açığı, GSYH'sinin yüzde 8,6'sına ulaştı
08 Ekim 2011

ABD'nin bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı, 2010-2011 mali yılı sonunda yüzde 8,6'ya ulaştı.
ABD Kongresi Bütçe Ofisi'nin ilk tahminlerine göre, ülkenin bütçe açığı, 30 Eylül'de sona eren 2010-2011 mali yılında bir önceki mali yıla göre 4 milyar dolar artarak 1 trilyon 298 milyar dolara yükseldi ve GSYH'sinin yüzde 8,6'sı düzeyine ulaştı.
Kongre Bütçe Ofisi Ağustos ayı sonunda yaptığı açıklamada, 2010-2011 mali yılının sonunda ülkenin bütçe açığının 1 trilyon 284 milyar dolarla GSYH'nin yüzde 8,5'i düzeyinde olacağını tahmin ediyordu.
Bütçe Ofisi'nin tahminleri ABD Hazine Bakanlığı'nca doğrulanırsa, ülkenin bütçe açığının GSYH'ye oranı, 1945 yılından bu yana üçüncü büyük oran olacak.
Ülkenin bütçe açığı, 2009 ve 2010'da GSYH'nin yüzde 10'u düzeyinde bulunuyordu.Hazine Bakanlığının 2010-2011 mali yılına ilişkin resmi rakamları bu ayın ortalarında açıklaması bekleniyor.
TRT

Pentagon Tasarruf Kararı Aldı
10 Ağustos 2010
Pentagon tasarruf etmek amacıyla Müşterek Kuvvet Komutanlığı'nı kapatma ve bütçesinin kısıtlamaya gitti...
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tasarruf etmek amacıyla Müşterek Kuvvet Komutanlığı'nı kapatma ve bütçesinin taşeronlara ayrılan kısmından yüzde 10'luk kısıtlamaya gitme kararı aldı.

Savunma Bakanı Robert Gates, düzenlediği basın toplantısında, merkezi Virginia'da bulunan ve farklı kuvvet komutanlıklarından gelerek birlikte savaşa gitmeleri istenen askerlerin eğitilip konuşlandırıldığı Joint Forces Command'ı kapatmayı düşündüğünü, çünkü bu birimin yıllık bütçesinin 240 milyon dolar olduğunu kaydetti.

Amerikan yönetiminin kararlaştırdığı harcama kısıtlamasına rağmen Pentagon 2011 bütçesi hafif bir artışla 700 milyar doları buldu. Pentagon'un 2001'den beri iki kattan fazla artan bütçesi, Amerikan hükümetinin bütçeden pay alma sırasında birinci sırada yeri alıyor. Dünyadaki savunma harcamalarının tamamının ise yüzde 40'ından fazlasını temsil ediyor. aktifhaber

"ABD'li yetkililer toparlanmayı abartıyor"
28 Ağustos 2010
Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Prof. Paul Krugman, ABD'li yetkililerin ekonomideki toparlanmayı "olduğundan daha iyi gösterdiğini" öne sürdü.
Krugman, New York Times gazetesindeki köşesinde yazdığı makalede, "ABD'li yetkililer ekonomideki görünümü olduğundan daha iyi gösteriyor" diyerek, Merkez Bankasına (Fed) ve Başkan Barack Obama yönetimine, daha fazla teşvik programını uygulamaya koyması önerisinde bulundu.
Princeton Üniversitesi'nde görevli Krugman, "Bir bakıma bu toparlanma değil ve karar vericiler bu gerçeği değiştirebilmek için herşeyi yapmalılar. İşsizlik oranının yükselmemesi için büyümenin yaklaşık yüzde 2,5 olmasına ve işsizliği önemli oranda aşağı çekmek için daha hızlı bü yümeye ihtiyacımız var. Şu anda büyüme yüzde 1 ve 2 arasında biryerlerde seyrediyor ve gelecek aylarda daha fazla düşecek" dedi.
Fed'in daha fazla uzun vadeli ve özel borç satın almaya başlaması gerektiğini belirten Krugman, Obama yönetimine, ev sahiplerine desteği yinelemesi ve Çin'in döviz kuru politikasına yönelik eleştirilerini artırması çağ rısında da bulundu. netgazete

Toparlanma acı verici derecede yavaş
ABD Başkanı Barack Obama, ekonomide istedikleri aşamaya gelemediklerini, resesyondan çıkılmasına rağmen büyümenin acı verici derecede yavaş olduğunu söyledi
11 Eylül 2010
ABD Başkanı Barack Obama, ABD ekonomisinin derin bir resesyondan çıkarak tekrar büyümeye başlamasına rağmen, ilerlemenin acı verici derecede yavaş olduğunu söyledi. Obama, Beyaz Saray'daki basın toplantısında ekonomide henüz istenilen aşamaya varamadıklarını, ekonomiye yaptığı takviyelerin işe yaradığı konusunda halkı ikna edememenin sıkıntısını yaşadığını da anlattı.
Cumhuriyetçilerin müdahaleleri nedeniyle daha güçlü bir toparlanma sağlayacak önlemleri hayata geçiremediğini diye getiren Obama, "Eski ABD Başkanı George Bush yönetiminde Cumhuriyetçiler'in politikaları finansal krize ve bugün halen içinden çıkmaya çalıştığımız korkunç resesyona yol açtı. Yapmaya çalıştığımız herşeyi, büyümeyi desteklemek ve ekonomide ek iş yaratmak için planladığımıza şüphe yok. Bizim bütün gündemimiz bu" dedi.

'Kriz deliği çok büyük'
Obama, Cumhuriyetçileri orta sınıfı rehin tutmakla, milyonerler ve milyarderlere vergi indirimi sağlamak için orta sınıfı cezalandırmak ve toparlanmayı geciktirmekle de suçladı. Obama, "Ekonomi yeniden büyümeye başlamasına ve bu yıl özel sektörde 750 binden fazla kişiye iş olanağı sağlamamıza rağmen, resesyonun yol açtığı delik çok büyük ve ilerleme acı verici biçimde yavaş" dedi.
Cumhuriyetçilerin, Bush döneminde bütün Amerikalılara uygulanan vergi kesintilerinin iki yıl uzatılması önerisini reddeden Obama, Bush dönemindeki vergi indirimlerinin yılda 200 bin dolardan az kazanan bireyler için veya 250 bin dolardan az kazanan aileler için bir kez daha uzatılması gerektiğini, ancak zengin Amerikalılar için vergi indiriminin kötü bir fikir olduğunu dile getirdi.

Ekonomiye yeni başkan
Kongre’nin orta sınıfa vergi kesintilerini uzatma konusunu daha fazla geciktirmemesi gerektiğini söyleyen Obama, "Niçin orta sınıfı rehin tutuyorlar?" dedi. Bush döneminde uygulanan vergi indirimleri yıl sonunda sona eriyor. Yılda 250 bin dolardan fazla kazanan ailelere vergi oranlarını düşük tutmanın maliyetinin 10 yılda 700 milyar doları bulabileceği tahmin ediliyor. Öte yandan Başkan Obama, uzun süredir ekonomi danışmanlığını yapan Austan Goolsbee’yi Beyaz Saray Ekonomi Danışmanları Konseyi’nin yeni başkanı olarak görevlendirdi. milliyet

Bankalar 1,2 milyon konuta el koyacak
13 Ekim 2010
ABD yönetimi, konut piyasasında zaten yavaş olan toparlanmaya zarar verebileceği gerekçesiyle, konut kredilerinden kaynaklanın icra işlemlerinin ertelenmesi yönündeki talepleri reddetti.
haber1001

ABD'nin notu yeniden kırılabilir
24 Ekim 2011

Merrill Lynch'ın yeni çalışmasına göre, ABD bu yılın sonuna kadar diğer kredi derecelendirme kuruluşlarından da not darbesi alabilir

Dünya Bülteni/Haber Merkezi

Bank of America, ABD'nin bütçe açığı sorunu nedeniyle, Moody's ve Fitch'in de Ağustos ayında ülkenin AAA olan notunu tarihinde ilk kez kıran Standard & Poor's'u takip edebileceğini söyledi.

Banka aynı zamanda ABD Kongresi'nin uzun vadede sürdürülebilir bir plan oluşturmamasının not indirimini tetikleyeceğine de dikkat çekti. Bank of America, ükenin ikinci bir kurumdan AAA notunu kaybetmesi, halihazırda durgun olan ekonomiyi daha da aşağı çekeceğini ifade etti.

KASIM YA DA ARALIK

Bankanın raporunda, "Kongre'den bütçe açığını azaltacak bir plan çıkmadığı takdirde, AAA olan notların kaybı kaçınılmaz gibi görünüyor" ifadesi kullanıldı.
Bununla birlikte, banka analistleri Kongre'den beklenen planların çıkmaması durumunda en geç Kasım ya da Aralık gibi ülkenin AAA olan notunun kırılmasını beklediklerini belirtti.
http://www.dunyabulteni.net/

Whirlpool 5 Bin İşçi Çıkaracak
28 Ekim 2011
Amerikalı beyaz eşya üreticisi 5 bin kişiyi işten çıkarmayı planlıyor.

Dünyanın en büyük beyaz eşya ve ev ürünleri üreticisi Whirlpool yaptığı açıklamada, yüksek malzeme fiyatları ve gelişmekte olan ülkelerde talebin düşmesi nedeniyle Kuzey Amerika ve Avrupa'daki çalışma gücünün yüzde 10'una denk düşen 5 bin kadar kişiyi işten çıkarmayı planladığını bildirdi.

Almanya'nın Neunkirchen bölgesindeki bulaşık makinesi üretimini Ocak 2012'de Polonya'ya taşıyacağını belirten şirket, istihdamı azaltarak 2013 yılı sonuna kadar 400 milyon dolar tasarruf edeceğini tahmin ediyor.

Şirket açıklamasında ayrıca bu yıl üçüncü çeyrekte 177 milyon dolar kâr ettiğini de kaydetti. Geçen yıl üçüncü çeyrekte şirketin kârı 79 milyon dolar olmuştu.

Amerikalı şirket küresel çapta 66 fabrika ve araştırma tesisinde 71 bin kişiye istihdam sağlıyor.
TRT

ABD'de Bir Yerel Yönetim Daha İflas Etti
11 Kasım 2011

Gelir dağılımının adil paylaşımı için sokakların protestolarla sarsıldığı ülkede, Alabama Eyaleti'ndeki Jefferson yerel yönetimi 3 buçuk milyar doları aşan borçları nedeniyle iflâsını açıkladı. Bu ülke tarihinde en büyük yerel yönetim iflâsı oluyor.

Amerika Birkeşik Devletleri'nde etkileri süren ekonomik krizle birlikte iflâs eden yerel yönetimlere bir yenisi eklendi.
İflâsa, kanalizasyon sisteminin yenilenmesi projesi için borçlanılması yol açtı.
Eyaletin en büyük kenti Birmingham'ın da bulunduğu yerel yönetimin borçları 3 buçuk milyar doları aştı.
Ülke tarihinin en büyük yerel yönetim iflası sonrasında, cezaevlerindeki görevli sayısının azaltılmasından bir çok belediye hizmetlerinin verilememesine bir çok alanda kısıtlamalara gidiliyor.
Geçen ay da Pensilvanya eyaletinin Harrisburg kenti, bir çöp yakma programı yüzünden girdiği borçlarını ödeyemeyerek iflas etmişti.
Pensilvanya eyaleti, bir yasa çıkararak kentin mali işlerini üstlenmişti.
Amerika Birleşik Devletleri'nde son dönemde, borçları yüzünden iflâs tehlikesiyle karşı karşıya kalan yerel yönetim sayısındaki artış, ülkedeki ekonomik krizin süreceği endişelerini beraberinde getiriyor.
Ülkedeki pek çok eyalette, ekonomik krizin bedelinin sadece halka ödetildiğini vurgulayan protestocular da aylardır gösteriler düzenliyor.
TRT

ABD Posta İdaresinin Zararı Bu Yıl 5 Milyar $
16 Kasım 2011

SelimAtalayNY Selim Atalay
Yunstan, İtalya'dan sonra bir batık daha: ABD Posta İdaresi. Zarar "ülke" zararı kadar. Bu yıl 5 milyar $. İdare bu hafta iflas edebilir.

SelimAtalayNY Selim Atalay
NY'ta güvenlik kötüye gidiyor: Metroda suç %25 arttı. En çok görülen: Kapkaç. Suçun %40'ı Manhattan'da işleniyor. En çok kapılan: ifon, ipad.

SelimAtalayNY Selim Atalay
Kriz Böyle birşey: Texas'ta F1 pisti yapımı durdu. Eyalet para verecekti de vermedi.... deniyor. F1 düzenlemenin maliyeti yüksek.

SelimAtalayNY Selim Atalay
NY suç dosyası: Metroda sarhoş ya da şaşkın dolaşanların da giysileri kesiiyor ve cüzdan vs alınıyor.
twitter.com/

ABD'de bütçe komisyonu çıkmazda
21 KASIM 2011

BBC'ye ulaşan haberlere göre, ABD'de federal bütçe açığını azaltmaya yönelik olarak, Washington'da yapılan görüşmeler çöküşün eşiğinde.

Bütçe açığını 1,2 trilyon dolar azaltmanın yollarını bulmakla görevlendirilen Kongre komisyonunun Çarşamba gününe kadar planını sonuçlandırması gerekiyor.

Ancak BBC Kuzey Amerika muhabiri Mark Mardell, Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki görüşmelerin 'başarısızlıkla sonuçlanmak üzere' olduğunu bildiriyor.

ABD'nin yoplam borcu 15 trilyon doları aşmış durumda.
Ülkenin borçlarını ödeyememesi ihtimalini savuşturmak ve ülkenin borçlanma tavanını yükseltmek için ,Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında son dakikada varılan anlaşmayla Ağustos ayında bir komisyon kurulmuştu.

Demokratlar, bütçe açığının azaltılması için vergilerin artırılması gerektiğini savunuyor.

Cumhuriyetçiler ise kamu aracılığıyla yürütülen ve yaşlıları kapsayan Medicare ile yoksulları kapsayan Medicaid gibi sağlık destek programlarında, sosyal güvenlik programlarında kesintilere gidilmesini istiyor.

ABD'de Demokratlar, işsizlik maaşının artırılması ve sigorta priminin düşürülmesi gibi kısa vadeli ekonomiyi teşvik önlemlerini destekliyorlar.

Üyelerinin 6'sı Cumhuriyetçi, 6'sı da Demokrat olan komisyonun bugün Kongre Bütçe Bürosu'na bütçe açığının gerçek etkilerini değerlendirmesi için bir plan sunması gerekiyor.
Reuters haber ajansına göre, 12 üyeli komisyonun görüşmelerin başarısız olduğuna ilişkin bugün bir açıklama yapması bekleniyor.
Komisyon , 10 yılda federal bütçe açığını en az 1,2 trilyon dolar azaltmanın yollarını bulmakla görevlendirilmişti.
Komisyon, başarısız olursa bütçe açığını aynı miktarda düşürmek için savunma harcamalarında ve diğer harcamalarda kesintilere gidilecek.
BBC

Dünya Devi İflas Etti
30 Kasım 2011



Dünyanın 4’üncü büyük havayolu şirketi American Airlines’ın sahibi AMR ve bağlı iştiraki American Eagle, iflasa sürüklendi.

Borç ve maliyetleri azaltarak şirketin havacılık sektöründe rekabet gücünü geri kazanmasını sağlamak üzere iflas koruma başvurusunda bulunulduğunu belirttildi.
Şirket, American Airlines ve American Eagle’ın uçuşlara devam etmesinin beklendiğini açıkladı.
New York mahkemesine başvuran AMR, iflas koruma başvurusunun şirket ve hissedarları için en iyi sonuç olduğunu açıkladı.
Şirketin 24.7 milyar dolar varlığı ve 4.1 milyar dolar nakdi var. American Airlines, Fortune 500’de 120’nci sırada yer alıyor.
TRT

ABD ekonomisi beklentinin altında büyüdü
27 Ocak 2012

Tüketicilerin harcamalarını azaltması ve devlet kurumlarının kesintiye gitmesi sonucunda ABD ekonomi 4. çeyrekte beklenenden yavaş büyüdü.

ABD ekonomisi dördüncü çeyrekte tüketicicilerin harcamalarını azaltması ve devlet kurumlarının kesintiye gitmesiyle beklentinin altında büyüme kaydetti ve Fed'in daha uzun süre faizleri düşük tutma kararını doğruladı.

Dünyanın en büyük ekonomisi ABD'nin GSYH'sı bir önceki çeyrekte yüzde 1.8 büyümesinin ardından, dördüncü çeyrekte yüzde 2.8 büyüme kaydetti. Bloomberg anketine katılan 79 ekonomistin medyan tahmini, GSYH'nın yüzde 3 hızlanacağı yönündeydi.

Stoklardaki sıçrama hariç ABD ekonomisi yüzde 0.8 büyüdü.

Bu haftaki toplantılarında ekonominin resesyonun 2 yıl sonrasında hâlâ daha yeterince hız kazanamamış olduğuna dikkat çeken Fed yetkilileri, rekor düşük seviyede seyreden faizleri 2013'ün ortasına kadar değil 2014'ün sonuna kadar değiştirmeyeceklerinin sinyalini verdi.

Diğer yandan istihdam piyasasındaki ilerlemeler de henüz hanehalkı harcamalarını destekleyecek seviyede ücret artışlarına yansımadı.

Yaratılacak gelir bakımından istihdam büyümesinin hâlâ yeterli seviyede olmadığını, bu sebeple tüketici harcamalarının düşük seyrettiğini belirten New York'taki Maria Fiorini Ramirez Inc.'in baş ABD ekonomisti Joshua Shapiro, ABD ekonomisinin hâlâ sıkıntıda olduğunu ve Fed'den desteklerle ayakta durduğunu söyledi.
http://www.bloomberght.com/

35 bin kişi daha işsiz kalacak
27.02.2012
Amerika Birleşik Devletleri tarihi kadar eski olan posta dağıtım merkezi ciddi biçimde küçülme kararı aldı

USPS ilk etapta 35 binden fazla çalışanını işten çıkartacak ve posta işleme merkezlerinin sayısında en az yüzde 50 oranında küçülmeye gidecek.

Federal hükümet bünyesinde yeralan ancak bağımsız bir kurum olarak faaliyet gösteren Amerikan Posta Servisi USPS uzun zamandan beri bütçe açığı veriyor ve çeşitli tedbirlerle federal hükümete olan borçlarını ötelemeye çalışıyordu.

Ancak ekonomideki olumsuz gidişata paralel olarak kurumun mevcut yapısıyla varlığını sürdürmesinin imkansız olduğu kararına varıldı. USPS Direktörü Patrick Donahoe, USPS'in kurum olarak 2015 yılına kadar maaş ödemeleri de dahil olmak üzere yıllık giderlerinde 20 milyar dolarlık tasarruf yapmak zorunda olduğunu açıkladı.

USPS geçtiğimiz yıl içinde de zararını telafi etmek amacıyla bir personel tasarrufu daha yapmış ve 28 bin çalışanın işine son vermişti. Kurumun 574 binden fazla çalışanı ve kayıtlı 218 bin posta taşıma aracı bulunuyor. Bu son açıklamayla birlikte kurum toplam iki yıl içinde 63 bin kişiyi işten çıkartmış oluyor.

Kuruluş tarihi 1775'lere uzanan USPS, 1792'de Posta İşleri Bakanlığı kurulmasıyla birilikte tamamen federal hükümet bünyesinde faaliyet göstermeye başladı.

Etiketler
usps , işsiz , fedral , amerikan posta servisi
http://www.yazete.com/35-bin-kisi-daha-issiz-kalacak/438275/

Sam amca ayağına kurşun sıktı
25/03/2012

Geçtiğimiz hafta ABD, İran’dan petrol almaya devam ettiği için yaptırım uygulayabileceği ülkelerin listesini açıkladı. 12 ülkenin bulunduğu listede Türkiye de yer alıyor, ancak sıralamadaki yerinin hemen belli olmayacağı da belirtiliyor. İran’dan en çok petrol alan ülkeler listesinde en başta BRIC üyesi en büyük iki ülke yer alıyor Çin ve Hindistan.. Sıradaki değer ülke Güney Kore . Listedeki sıralaması henüz belli olmayan ülkeler ise Endonezya, Malezya, Pakistan, Filipinler, Singapur, Güney Afrika, Sri Lanka, Tayvan ve Türkiye. Liste açığa çıktı ama, belli ki henüz resmiyete dönüşmedi.

Enerji Bakanı Taner Yıldız, yaptığı açıklamada, “ABD’nin yayınladığı 12 ülkeyi kapsayan ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu iddia edilen yaptırımlarla ilgili henüz resmi bir liste yoktur” demişti. Yıldız, “Bizim tarafımıza böyle bir liste ulaşmamıştır” diye eklemişti. Amerikalı üst düzey bir yetkili, “bunlar ABD’de çıkarılmış bir yasa uyarınca alınacak önlemler. Yasa olduğu için uygulamak zorundayız” dedi. BRIC ülkelerinin ABD’nin bu yaptırımına karşı dolar silahını kullanarak “yeni para birimi” arayışları, ’doların daha da değer kaybedeceği’ korkusuyla para spekülatörlerini iyice paniğe itecek..
Yeni Çağ

Microsoft ilk kez zarar etti
20 TEMMUZ 2012
Bilgisayar yazılım devi Microsoft, tarihinde ilk kez zarar ettiğini açıkladı.
26 yıl önce halka açılan ve ürünleri dünya genelinde milyonlarca gereçte kullanılan Microsoft, 2012'nin ikinci üç ayında 492 milyon dolar zarar ettiğini duyurdu.

Bilim ve Teknoloji, Amerika Birleşik Devletleri, Şirket Haberleri
Şirket geçen yıl aynı dönemde ise yaklaşık 6 milyar dolar kâr etmişti.
Microsoft, zararın 2007'de satın aldığı internette reklam hizmetleri veren aQuantive şirketinden kaynaklandığını, yapılan anlaşmanın öngörülen düzeyde gelir getirmediğini kaydetti.
BBCT

ABD ekonomisinin başı yine dertte
ABD'de şimdi de otomatik kesintiler gündemde...
16 Şubat 2013
Ekonomik sorunlar Amerika Birleşik Devletleri’nin belini büküyor.

16 trilyon doları aşan borç ve 1 trilyon 200 milyar dolarlık bütçe açığı.

Göreve geldiğinden beri ekonomiyi rayına oturtmaya çalışan Obama yönetiminin gündeminde 1 Martta devreye girecek otomatik kesintiler var.

Hükümet harcamalarını kısıtlayan düzenleme için siyasiler fikir birliğine varamaz ise başta savunma giderlerinde olmak üzere 85 milyar dolarlık kesinti hayata geçecek.

Otomatik kesintilere karşı Kongre’yi harekete geçmeye çağıran Beyaz Saray’a ilk cevap Senato’dan geldi.

Demokrat senatörlerin hazırladığı pakete göre 110 milyar dolarlık tasarruf öngörülüyor.

Bunun 55 milyar dolarlık kısmının hükümet harcamalarının kısılmasıyla; kalan kısmının ise vergi artışı ile sağlanması planlanıyor.

Bu aşamada savunma harcamalarında 27 milyar dolarlık kademeli kesinti öneriliyor.

Aksi durumda hükümet kanadı açığı kapatmak için çalışanların işten çıkarılacağı uyarısı yapıyor.

Otomatik kesintileri kaçınılmaz gören, Cumhuriyetçiler vergi artışına karşı çıkıyor.

Beyaz Saray ile Kongre arasındaki çıkmazda mutabakata varılamaması durumunda otomatik kesintiler devreye girecek.
TRT

ABD ekonomisi yüzde 2,9 küçüldü
25 HAZİRAN 2014



BBCT^nin haberine göre; ABD, 2014’ün ilk çeyreğinde, son beş yılın en düşük ekonomik performansını sergiledi.

Amerika Ticaret Bakanlığı, gayri safi yurtiçi hasılanın bu yılın ilk üç ayında %2,9 küçüldüğünü açıkladı.

Amerikan ekonomisindeki bu daralma, uzmanların öngörülerinin ötesinde.

Harcamada düşüş

Ekonomistler, 2014’ün başında Amerika’da mevsim normalleri altında seyreden hava sıcaklığı ve sert iklim koşullarının, tüketim oranını olumsuz etkilediğini vurguluyor.

Bu dönemde %3,1 artması beklenen tüketim, sadece %1’lik bir atış gösterdi.

ABD Merkez Bankası da kötü hava koşulları nedeniyle 2014 büyüme tahminini düşürmüştü.

Ticaret oranları da ülke ekonomisinin daralmasında rol oynadı.

İhracatta %6’lık bir düşüş olacağı tahmin edilirken, %8,9’luk bir düşüş yaşandı.
haber93

Microsoft 18 bin kişinin işine son verecek
17 TEMMUZ 2014



Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden Microsoft, gelecek bir yıl içerisinde 18 bin kişiyi işten çıkaracağını açıkladı. Yeni tasarruf önlemleriyle, şirketin 39 yıllık tarihinin en kapsamlı işten çıkarma planı devreye hayata geçirilecek.

Perşembe günü tüm Microsoft çalışanlarına bir mail atan şirketin CEO'su Satya Nadella, "İlk etapta 13 bin çalışanımızın işine son vereceğiz. İşten çıkarılacakların büyük kısmına en az 6 ay önceden haber vermeye çalışacağız" dedi.

İşten çıkarmaların daha çok Nisan ayında satın alınan cep telefonu üreticisi Nokia'da gerçekleşeceği belirtildi.

Microsoft yönetimi hissedarlarına Nokia'nın satın aldınmaını takip eden t18 ay içerisinde yılda 600 milyon dolar tasarruf yapma taahhüdünde bulunmuştu.

5 Haziran itibariyle Microsoft'un çalışan sayısı 127 bin olarak açıklanmıştı. 18 bin kişinin işten çıkarılacak olması, şirkette iş gücünün yüzde 14 oranında azalacağı anlamına geliyor.

Nadella'nın açıklamasında "Bu kararları almak çok güç ancak bir o kadar da gerekli" deniyor.

Açıklamada işten çıkarmaların gerekçesi ise, "Çalışma sistemini basitleştirmek, hesap verebilir durumda olmak ve daha hızlı hareket edip çevik olmak için" sözleriyle ifade ediliyor.

Microsoft yönetiminin işten çıkarmaların ardından Google ve Apple gibi rakiplerle daha rahat rekabet etmeyi amaçladığı belirtiliyor.
Şirketin daha önceki büyük işten çıkarma operasyonu 2009 yılında, bir önceki CEO Steve Ballmer döneminde gerçekleşmiş ve Microsoft 5 bin 900 çalışanıyla yollarını ayırmıştı.

BBCT

Bütçe kesintisi ABD'deki kütüphaneleri vurdu
08 Ağustos 2010
New Jersey'nin en fakir şehirlerinden Camden'de 1904 yılından beri faaliyet gösteren 3 kütüphane, hükümetin bütçe kesintisi sebebiyle kapanacak. Birçok ailenin bilgisayarının olmadığı Camden'deki kütüphanelere, her sene 150 bin ziyaretçi geliyor. netgazete

Obama Krizden Bush'u Sorumlu Tuttu
15 Eylül 2008
ABD'de geçen yıl konut piyasasında başlayan ve küresel etkileri olan mali krizin yarattığı sarsıntının son kurbanları, Wall Street'in iki büyük firması Lehman Brothers ve Merrill Lynch olurken, "kara pazartesi" olarak adlandırılan gelişmeleri ABD başkan adayları farklı yorumladı.

Demokrat Parti'nin başkan adayı Barack Obama, bu gelişmenin sorumluluğunu, ABD Başkanı George W. Bush yönetiminin yanlış finansal politikalarına bağladı.

ABD'nin en köklü finansal kuruluşlarından biri olan 158 yıllık Lehman Brothers iflas başvurusunda bulunurken, ABD'nin iki numaralı bankası Bank of America, dünya kredi krizi nedeniyle yaklaşık 46 milyar dolar zarar eden dünyanın en büyük aracı kurumu Merrill Lynch'i 50 milyar dolara satın alacağını duyurdu.

Obama, bu haberlerin ardından, ABD'de 1929'daki ekonomik krize gönderme yaparak, mevcut finansal krizin, "Büyük Bunalım'dan beri en ciddi kriz" olduğu yorumunu yaptı.

Obama, gelişmelerin ardından, "bu ülke, aynı başarısız felsefelerin dört yıl daha devamını kaldıramaz" dedi. Barack Obama, orta sınıf Amerikalılar'ın düştüğü durumun göz ardı edildiğini savundu. Demokrat Parti'nin başkan adayı, "bu problemlerden Senatör McCain'i sorumlu tutmuyorum elbette. Ancak McCain'in desteklediği ekonomi felsefelerini bu krizden sorumlu tutuyorum" diye konuştu.
aktifhaber
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İKTİSADÎ HABERLER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com