Ekim
Kayıt: 21 Arl 2007 Mesajlar: 2634 Konum: Kanada
|
Tarih: Çrş Ekm 30, 2013 12:11 am Mesaj konusu: Tarihi, iddia sahibi aktörler yapar; palyaçolarsa takla atar |
|
|
Tarihi, iddia sahibi aktörler yapar; palyaçolarsa takla atar
Yusuf Kaplan
28.10.2013
Tarih ufkumuz sıfır.
Yaşadığımız büyük medeniyet buhranı, ardından Osmanlı'nın durdurulması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması, bizi Anadolu coğrafyasına hapsetti. Medeniyet ufkumuzu yok etti.
TARİHTEN SÜRGÜN EDİLMEK: PALYAÇOLAŞMA SERÜVENİ
Şunu görelim: Cumhuriyet, bizim insanlığın önünü açmamıza yol açacak uzun ve esaslı bir yolculuğun başlangıcı değildi.
Batı'dan gelen meydan okuma karşısında önce bir direnme, sonra da bu topraklarda bitkisel hayata mahkûm olmayı kabul ederek, ruhen olmasa bile bedenen varlığımızı idame ettirme mücadelesiydi.
Yokolmama, tarihten büsbütün silinmeme pahasına varoluşsal bir bedel ödedik cumhuriyetle birlikte: Bizi tarihten silmek isteyen Batılı emperyalistlere, tarih kurucu medeniyet iddialarımızdan vazgeçtiğimizi ilan ettik.
Medeniyet iddialarımızdan vazgeçmemiz, tarihten sürgün edilmemiz demekti. O yüzden büyük tarihçi Fernand Braudel, bizi, 'tarihin kayıp çocukları' olarak tarif etmişti.
Tarihten sürgün edilen, medeniyet iddialarını önce terkeden, sonra da büsbütün yitiren bir toplumun, tarih ufkuna sahip olmasını beklemek, olmayacak duaya âmin demekti: Çünkü tarihten sürgün edilen bir toplum, başkalarının yaptığı tarihte yalnızca figüran rolü oynayabilirdi: Sonuçta, modernleşme tarihimiz, palyaçolaşma serüveni olarak tarihe geçti.
Tarih sürgünü yiyen, yalnızca figüran rolüyle, palyaçolaşma serüveniyle yetinmeye mahkûm edilen bir toplumun, tarihin akışını şekillendirebilecek özgün, imajinatif ve önaçıcı görme, duyma, işitme ve düşünme yetilerine sahip olabilmesi elbette ki, imkânsızdı.
TARİHİ, AKTÖRLER YAPAR; PALYAÇOLARSA TAKLA ATAR
Tarihi, aktörler yapar, palyaçolarsa aktörlerin yaptığı tarihte rol kapmaya bakar; bunun için de kırk takla atar.
Tarih, palyaçoların eseri değildir. Aksine, palyaçolar, başkalarının yaptıkları tarihin eseri ve esiridir.
Tarihiniz varsa, ufkunuz da vardır; tarih ufkunuz varsa, tarih de yapabilirsiniz, demektir.
Hafızası sıfırlanan bir toplumun tarih ufku da sıfırlanacak, sıfır olacaktı elbette.
Tanzimat'la başlayan modernleşme tarihimiz, tastamam bir palyaçolaşma tarihidir: Tarihten sürgün edilme, sürgün yeme tarihi.
İKİ YENİ FİGÜR/AN: SALAKLAR VE ASALAKLAR
Palyaçolaşma serüveni, Cumhuriyet'le birlikte bize iki yeni figür/an kazandırdı: Salaklar ve asalaklar.
Salaklar, yaşananları normalmiş gibi kabul ettiler. Bu kez sadece tarihten değil, hayattan da sürgün edildiğimizi bile göremediler.
Asalaklarsa, Batı'yı mabed bellediler: Her şeyi Batı'dan beklediler: Batılılar üretti, bizse Batılıların ürettiklerini kutsayarak tepe tepe tükettik burada. Sonuçta kendimizi tüketmekten başka bir şey yapamadık.
Ancak tarih yapmış bir toplumun çocuklarının sonsuza dek tarihten sürgün edilmeleri olmayacak bir şeydi: Cumhuriyet'in ikinci yarısı, önce tarihi rotamızı bulma, yönümüze kavuşma, sonra da yeniden tarihe çıkma temrinleri tarihi oldu bizim için.
Geldiğimiz noktada Türkiye'de iki tür yönelim belirginleşti belli belirsiz: Palyaçolaşmakta ısrar edenlerle palyaçolaşmayı alaşağı etmek isteyenlerin mücadelesi.
Palyaçolar, Türkiye'nin küresel sisteme kurban edilmesi için mücadele ediyorlar. Palyaçolaşmaya direnenlerse, küresel sisteme direnmenin bedelini ödüyorlar.
Ama şunu unutmamak gerekiyor: Tarihi, medeniyet çapında iddia sahibi, geçmişten geleceğe yürüyen gerçek aktörler yapar. Palyaçolar, sadece takla atar; küresel sistemin lordlarına temenna çakar ve 'ayaklarının altındaki halı' kaymaya başladığında panik yapar.
Ama takla atarak, panik yaparak, efendilere temenna çakarak tarih yapan insanlara tanık olmamıştır tarih.
O yüzden palyaçolaşmanın da, salaklaşmanın ve asalaklaşmanın da alemi yok. Geleceğe yürümeye bakalım.
Son zamanlarda, son yıllarda, hatta son yüzyılda yaşadığımız hikayenin özeti bu.
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/tarihi-iddia-sahibi-aktorler-yapar-palyacolarsa-takla-atar/40270 |
|