EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Tek bir kişi, ortadoğuya geliyor öyle bir fitne atıyor ki

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> YAKIN TARİH
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pts Tem 29, 2013 1:05 am    Mesaj konusu: Tek bir kişi, ortadoğuya geliyor öyle bir fitne atıyor ki Alıntıyla Cevap Gönder

Tek bir kişi, ortadoğuya geliyor öyle bir fitne atıyor ki



Ne kadar garip dimi... Tek bir kişi, ortadoğuya geliyor öyle bir fitne atıyor ki, hepimiz yutuyoruz...

Sonuç: Türklere öğretildi; "Araplar haindir", Araplara telkin edilen; "Türkler (Osmanlı) Arapları sömürüyordu" (Malum padişah-ı penah hazretlerinin mersedesi vardı ve her gün petrol gerekiyordu...)

Ve şimdi, diyoruz ki "bize ne Şam'dan, gönlüm çıkmaz Edirne'yle Kars'tan" ... Ya da daha önce Arapların "tahte'ş şuur", ingilizlerin "subliminal", bizimse henüz ekseriyetle varlığından haberdar olmadığımız ama psikolojik harp teknikleri ve kazandırılmış başarısızlık sendromu gibi etkileriyle maruz kaldığımız bilinçaltı telkin zaiyatlarımız var... "Ne Şam'ın şekeri, ne Arab'ın yüzü" deyimini Türkçemize kazandırarak 401 yıl 1 valiyle yönettiğimiz Şam'ı coğrafi siyasi sınır olarak değil kalben de kaybetmemize neden olan ince nüanslardır bunlar... Ayrıntılarda çok şey gizli, hani ayette diyor ya, "Ne kadar az düşünüyorsunuz?..."

Büyük bir devletin bakiyesi olarak yine büyük bir devlet olmak dileyen bizler,, bu ingiliz hafiyesinin çizdiği sınırlardan razı olabilir miyiz? O zaman "bize ne" diyemeyiz... Bu gün Türkiye!de, Şam için Kahire için Kırım için Doğu Türkistan için Balkanlar için "bize ne be" diyenler yarın kendi yaşadıkları şehre gelinceye kadar "boğazına" gelince kadar "bize ne" diyecekler...

Mesela Cumhuriyetimizin ilk yılları sırasında Şam halkının binlerce imza ve dilekçe toplayarak Ankara hükümetine katılmayı kendi başlarındaki yöneticilerine dayattıklarını, o yöneticinin de Ankara ile görüşmesi ardından Ankara'nın olumlu bir cevap vermediğini söylesek, çoğumuz ilk defa duymuş oluruz... Birileri diyor ki, Osmanlıyı arkadan vuran "Araplardır", hayır, Arap tebası içindeki başı bozukların İngilizlerle işbirliği yapması o halkları topyekün hain yapmaz, biz asıl Osmanlı'yı kökünden silen kendi icraatlarımıza bakalım... Sahip çıkmadığımız tarihi camilerimize, yitirdiğimiz dilimize, unuttuğumuz dedelerimize, tasfiye ettiğimiz o hoşgörü medeniyetine... O zaman asıl ihaneti kendimizin yapmış olduğumuzu göreceksiniz...

Fatih Sultan Muhammed Han, yine imdadımıza koşuyor;

"İstanbul gibi bir şehrin savunma hattı, Tuna nehridir..."

Evet, haçlı seferleri devam ediyor, savunma hattımızı oluşturmazsak, milli tarihi şuura sahip olamazsak, 100 yıl önce ortadoğuya (yani Osmanlı'ya) yaklaşık 55 cepheden savaş açarak Halifeyi tasfiye edenler nasıl Şerif Hüseyin gibilerle yapay Arap devletleri kurdurarak küçük lokmalar halinde, kullanılabilir, manipüle edilebilir, kontrol edilebilir düzen ve iktidarlarla kendilerine iktisadi-siyasi sömürüye açık güvenli bir koridor inşaa ettilerse, bu gün Osmanlı'nın tasfiyesinden sonra izleyici konumundan başka bir otorite sağlayamayan devletimiz hala "bize ne"cilerle devam ederse 100 yıl önceki ekip bu önümüzdeki yüzyıl ve onun dinamikleri ile ilgili planlarını bizleri daha küçük parçalara otonom bölgelere ayırarak (bunu sadece siyasi sınırlar olarak algılamayın, kalben alakasız kalmışsanız bu bölünmeden daha kötüsü yoktur!..) daha güçsüz zararsız çürükçül bir devlet inşaa etmek isteyeceklerdir...

Yol ayrımına geldik, ya "Edirne ile Kars" arasına sıkışmış basiretimizle "amaaan boşver" diyeceğiz, ya da Çanakkale şehitliğinde mezar taşı üzerinde "Gazze" yazan anıt mezara bakmak yerine onu görmeyi deneyeceğiz... Zannediyorum o zaman bize bir şeyler söyleyecektir...

Uluslararası İlişkiler - Harun Davut Eyyüboğlu - Osmanlı Hanedan Vakfı — Abdûlhamîd Kayihan Osmanoglu, Harun Davut Eyyüboğlu, Halil Güngör Dokuzlar, Yavuzhan Topaloğlu, Elif Hilal Osmanoğlu, Orhan Osmanoğlu ve Sinem Yücel ile birlikte.
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> YAKIN TARİH Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com