EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

PARAMIZLA HASTA OLUYORUZ

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> TIBBÎ DÜŞÜNCELER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cum Nis 27, 2012 10:52 pm    Mesaj konusu: PARAMIZLA HASTA OLUYORUZ Alıntıyla Cevap Gönder

PARAMIZLA HASTA OLUYORUZ
Doç. Dr.
Kemal Yeşilçimen
10 Aralık 2011

‘Paramla rezil oldum’ deyimi yalnız Türkçe’mizde var ve yalnız ülkemiz için geçerli. Çünkü parayla rezil olunmaz, vezir gibi yaşanır. Şimdi yeni bir deyim daha ekleyelim; ‘Paramla hasta oldum’. Çünkü paramızla hasta oluyoruz.

www.aciamagercek.com


‘Paramla rezil oldum’ deyimi yalnız Türkçe’mizde var ve yalnız ülkemiz için geçerli. Çünkü dünyada parayla rezil olunmaz, vezir gibi yaşanır. Şimdi yeni bir deyim daha ekleyelim; ‘Paramla hasta oldum’. Çünkü paramızla hasta oluyoruz.

Türkiye’de yapılan ‘Vasküler Risk’ araştırmasına göre, son 5 yılda stent ve baypas ameliyatı için hastaneye yatış oranı % 90 artarken, kalp krizi ve inmeye bağlı ölümler % 270 artmış bulunuyor. Birazcık aklı ve mantığı olan herkes şu soruyu sormaz mı? Milyarlarca dolara mal olan bu tedavilerin amacı kalp krizi ve inmeye bağlı ölümleri azaltmaksa, bu astronomik artışın nedeni nedir? Burada bir çelişki yok mu? Tedaviler artarken ölümler ve hastalıklar azalmıyor tam tersine inanılmaz derecede artıyor.

Çünkü, yüksek risk taşıyan kalp damar hastalarında tedavi, önleme ve koruma yetersiz durumda. Çünkü hastalıkları önleyen koruyucu tedavi; performans sistemi, medyayı saran bilim dışı öneriler, otlarla tedavi ve kafa karışıklığı yüzünden engelleniyor. Hastalar kendilerine verilen tedavileri terkediyor ve yan etkisi olmayan sihirli çözümler arıyor. Ilaç harcamaları artıyor ama zehirler, öldürür diye reklam edilen ilaçlar çöpe gidiyor. Siz olsanız alır mısınız? Bu yüzden ölen binlerce insana, bunca emek ve masrafa yazık değil mi?

Hastalar ise cep telefonlarına gelen mesajlarla ellerinde filmler, tahliller, dosyalar, ilaç torbaları ile bedava çekap modasına uymuş, dev hastaneleri tavaf ediyor. Tekrar tekrar anjiyo olanlar, baypas olanlar, damarlarına pırlanta yüzük taktırmış gibi stentten bahsedenler… Herkes mucize peşinde koşuyor, koruyucu ve önleyici tedaviler zoruna gidiyor.

2008 yılında muayene olan hasta sayısı 6 yıl öncesine göre % 500 artarak 500 milyon hastaya ulaşmış. Bu dönemde İlaç tüketimi % 300 artarken hasta sayısı azalacağına % 500 artmış. Sağlığa harcadığımız para ise Sosyal Güvenlik Kurumu 2011 verilerine göre, son 9 yılda 8 kat artmış. Burada bir çelişki yok mu?

Peki bunca ilaca, tedaviye, astronomik sağlık harcamalarına rağmen tedavide başarılı olabiliyor muyuz? Ne yazık ki akıntıya kürek çekiyoruz. Hipertansiyon tedavisinde başarı oranımız maalesef çok düşük. En modern tansiyon ilaçlarını kullanmamıza rağmen tedavide başarı oranımız maalesef % 14. Büyük çoğunluk olan % 86 hasta ise çaresiz. Aynı durum kolesterol ilaçları içinde geçerli. Hedef değerlere ulaşmada başarı oranı çok düşük. Hipertansiyon tedavisi ile kalp yetersizliği gelişiminin % 50 azalması, kalp krizi geçirmiş hastalarda ise %80 azalması gerekirdi. Halbuki azalması gereken Kalp yetmezliği oranı HAPPY isimli araştırmaya göre, dünya ortalamasının 3 katına çıkmış, yani dünya ve olimpiyat şampiyonu olmuşuz haberimiz yok.

ABD’de 30 yıl önce günümüze göre % 400 fazla olan kalpten ölümler ve kalp damar hastalıkları, son 30 yılda yapılan önleyici sağlık çalışmalarıyla azalırken, ülkemizin kötü kaderi bunca para, hastane, doktor ve ilaca rağmen neden azalmıyor ve neden artıyor? Acaba ithal edilen kopya ilaçlar etki etmiyor mu? Yoksa bu ilaçlar, söylendiği gibi bizi hasta mı ediyor? Hastalar ilaç kutularından legomu yapıyorlar? veya ilaçları çöpe mi atıyorlar? Bu mutlaka araştırılması gereken çok ciddi sağlık sorunu. Son derece ciddi konulardan bahsediyoruz ama kimsenin umurunda değil. Başka ülkelerde olsa yer yerinden oynar. 30 yıldır ülkemizde pisipisine ölen milyonlarca insanın hesabını kim verecek? Aylarca Münevver cinayetiyle gündemi belirleyen medya, neden bu konuda duyarsız? Bu katliamı ve çözüm yollarını kimin araştırması gerekiyor? Kolesterol ilaçlarına gösterilen hassasiyet neden bu konuya gösterilmiyor? Üniversiteleri kim harekete geçirecek? Finansmanı kim sağlayacak? İlaç firmaları mı?

Eldeki kanıtlar, performans sisteminin uygulandığı dönemde hastalıkların patlama yaptığını ve sağlığımızın tehlikeye girdiğini çok net olarak gösteriyor. Bunun nedeni, performans sisteminde sağlığı koruyan, hastalıkları önleyen işlemlerin para etmeyişi yüzünden hastalıklarda görülen patlamadır. Hastalıkları patlatan bir diğer neden de hastalık borsasında hastalıklara verilen maxipuanlar. Neden bu konuları medyada sabahlara kadar tartışmıyoruz? Çok mu önemsiz? Toplumu imhaya dönüşen bu felaket karşışında söyleyecek sözümüz yok mudur? Uzaylı yaratıklarla, UFO’larla, hurilerle, tarihi masallarla toplumu uyutma daha ne kadar sürecek?

Fazla para harcama sağlık anlamına gelmiyor

Sigara, alkol, şişmanlık ve bunların yol açtığı sorunlara ödediğimiz 50 milyar dolar, sağlığa harcadığımız parayı çoktan geçiyor. Yani kendimizi hasta etmek için harcadığımız para, tedavi için harcadığımızdan daha fazla. Sağlığa harcadığımız para ise Sosyal Güvenlik Kurumu 2011 verilerine göre, son 9 yılda 8 kat artmış. Bu artış % 800 sağlık anlamına gelmiyor, harcadığımız para sağlık olarak geri dönmüyor. Adeta paramızla hasta oluyor ve hastalık satın alıyoruz. Burada bir çelişki, bir kısır döngü yok mu? SGK’nın devr-i daim makinası sürekli çalışıyor. Bu kadar hastaya ne ilaç, ne doktor ne de para dayanır.

Peki bu astronomik sağlık harcamalarını neden yapıyoruz? Hastalıklar salgına dönüşsün diye mi? Obesiteden hipertansiyona, diyabetten kalp yetmezliğine yeterince salgına dönüşmedi mi? Son yıllarda hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, diyabet ve şişmanlık adeta salgına dönüşmüş durumda. 17 milyon kişi hipertansiyon hastası, çoğunun bundan haberi bile yok. Şeker hastası sayısı hızla artıyor, şimdi 10 milyon oldu. Bu sistem hepimizi hasta ediyor. Başına geçirilen hastalık çuvalını sorgulamayan başka bir ülke var mı? Sağlık ve hayatımızın kilitlendiği karakutunun şifrelerini kim çözecek? Bu felaketi sorgulayan bir Allah’ın kulu yok mu?

Bunca bilimsel ve teknolojik ilerlemeye rağmen hasta sayısı azalacağına artıyor. Ne bilimsel ve teknolojik ilerlemeler, ne mahalle aralarına kadar yayılan dev hastaneler ve ne de giydiğimiz kırmızılar kötü kaderimizi değiştiremiyor. Neden acaba? Nerede hata yapıyoruz? Eksik olan nedir? Başarısızlığın nedenleri ve çarelerinden habersiz, önce hasta oluyor sonra tedavi oluyoruz. Boyun eğdiğimiz bu kaderi sorgulayacak kimse yok mu? Hasta eden yaşam tarzı yüzünden, sağlık ve hayatımız tükeniyor. Bilim dünyamız ve aydınlarımız bu kötü kader için ne diyor acaba?

Hasta sayısı artmış, muayene sayısı rekor kırmış herkes bununla övünüyor. Sanki hasta olmak imtiyaz, tedavi olmak bir lütuf ! Ne biçim bir moda, nasıl bir anlayış? Sağlıklı yaşamanın toplumsal formüllerini uygulamak neden kimsenin aklına gelmiyor? Sivrisinek kurbanlarıyla uğraşmak çözüm mü? Hastalık üreten bataklığı kurutmak kimin görevi?

Dünya Ekonomik Forumu'nun Harvard Halk Sağlığı Fakültesi ile yürüttüğü araştırmaya göre, 5 kronik hastalık olan kanser, şeker, ruhsal bozukluklar, kalp ve solunum rahatsızlıklarının gelecek 20 yıl içinde küresel ekonomiye getireceği yükün 47 trilyon ABD dolarını bulması bekleniyor. Dünya Sağlık Örgütü ise kişi başına yılda 1,2 $ (2 TL) harcanarak bu hastalıkların önemli oranda önlenebileceğini açıkladı. Örgüt, özellikle fakir ülkelerin küçük miktarlarda yapacağı sağlık harcamaları sayesinde, sağlık sistemlerinin iflas etmesinin de önüne geçilebileceğini bildirdi.

En zengin ülkeler bile hastalıkların önlenmesi konusunda ciddi araştırmalar yaparken biz ne yapıyoruz? Artan hasta sayısına yetişmek için ya doktor ithal etmek için çırpınıyor, ya da kıt kaynaklarımızı, hastalıklar peşinden koşarak çarçur ediyoruz. Bunca yıldır yapılan, hastalık sektörünü beslemek. Peki bu ülkede sağlıklı yaşamak mümkün değil mi? Önce hasta olmak ve sonra da dev zincir hastanelerde tedavi olmak zorunda mıyız? Yıllardır çarçur ettiğimiz milyarlarca doları, hastalıkları önlemek ve sağlığı korumak için harcasaydık, hiç değilse bugün sağlıklı bir toplum olur, doktor ithali peşinden koşmazdık.

Sağlık otoritelerinin görevi, hastalıkları önlemektir yoksa onların peşinden koşmak değildir. Hastalık üreten bataklığı kurutmak yerine, bu bataklığın ürettiği hasta bir toplumla uğraşıyoruz. Her yer hastane dolarken yenilerini açmaktan gurur duyuyoruz. Hastalıkları önleme ve sağlığı koruma ise kimsenin aklına gelmiyor. Geliyorsa hastalıklar neden artıyor?
Kaynaklar :


1. http://www.medimagazin.com.tr/medimagazin/tr-kalp-damar-hastaliklarinin-tedavisi-ve-korunmasi-yetersiz-kaliyor-olum-vakalari-artiyor
2. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/dis-haberler/tr-hastalklarn-maliyeti-47-trilyon-dolar-bulacak
3. http://www.medimagazin.com.tr/ilac-sanayi/genel/tr-ilk-9-ayda-ilaca-195-milyar-euro-harcandi

4. http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-ilacin-devlete-faturasi-artiyor
5. Yeşilay alkol raporu - 2009. http://www.yesilay.org.tr/Raporlar/2009_Alkol_Raporu.pdf

6. Sigaraya yılda 15 milyar dolar harcıyoruz. http://www.ntvmsnbc.com/id/25101255/

7. Türk Kardiyoloji Derneği Ulusal kalp sağlığı raporu – 2007 http://www.tkd.org.tr/pages.asp?pg=432

8. Arici M, Turgan, C, Altun B, et al. J Hypertension 2010; 28(2): 240-44.

9. TURDEP-1 ve TURDEP-2 (2010) HEM BEL HEM KALÇA BÜYÜYOR. http://kongresunumgazetesi.com/archives/933

10. Türkiye'de şişmanlık ve diyabet alarmı ! PURE – 2010. http://www.sagliktagundem.com/haber/turkiye_de_sismanlik_ve_diyabet_alarmi

11. Yeşilçimen K: Hastalık Üreten Yaşam Tarzımız Nasıl Değişir. Hayy kitap 8. Baskı, 2008

Çikolata devinde ölümcül bakteri
10 Haziran 2017



ABD'li çikolata üreticisi Mars, İngiltere ve İrlanda'da bazı ürünlerini geri çağırınca ürünlerinde ölümcül salmonella bakterisi riski olduğu ileri sürüldü

İngiliz medyasının son dakika geçtiği bilgiye göre; kararın bu ürünlerde ölümcül Salmonella bakterisi taşıma riski nedeniyle alındığı öğrenildi.
Mars, bu ürünleri elinde bulunduran herkesi yememesi konusunda uyardı. Bunun yanı sıra şirket, "Tüketiciler, ürünleri muhafaza etmeli ve tüketici memnuniyeti ekibiyle iletişime geçmeli" açıklamasında bulundu.

SALMONELLA BAKTERİSİ NEDİR?

Salmonella, gıda zehirlenmelerinin en yaygın nedenlerinden biri olan bir grup bakterinin adıdır. Salmonella bakterisinin neden olduğu enfeksiyon ileri seviyede ishal, ateş, titreme, abdominal rahatsızlık ve kusmaya neden olur. Enfeksiyon, önlem alınmaması durumunda çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf insanlar için ölümcül sonuçlar doğurabilir.

Kaynak:Patronlar Dünyası
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> TIBBÎ DÜŞÜNCELER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com