EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Batı'nın suçları arttıkça korkuları büyüyor

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BATI DÜNYASI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Sal Nis 22, 2008 11:04 pm    Mesaj konusu: Batı'nın suçları arttıkça korkuları büyüyor Alıntıyla Cevap Gönder

New York'taki bımbalı eylemin şüphelisi vurularak yakalandı
19 Eylül 2016

ABD’nin New York eyaletinde 29 kişinin yaralanmasına neden bombalı eylemin şüphelisi Ahmed Han Rahami’nin vurularakgözaltına alındığı bildirildi.

New York'un Chelsea semtinde hafta sonu meydana gelen patlamada 1'i ağır 29 kişi yaralanmış, bombalı saldırının bir 'terör eylemi' olduğu açıklanmıştı. Saldırıyla bağlantılı olarak 28 yaşındaki Ahmed Han Rahami isimli bir kişinin sorgulanmak üzere arandığı belirtilmişti.

AFGAN KÖKENLİ EYLEMCİ

Saldırı nedeniyle aranan Afganistan kökenli Rahami’nin New Jersey'de gözaltına alındığı bildirildi.

Emniyet yetkilileri, Rahami’nin Linden'da araçlara ateş açmasının ardından yakalandığını ve olayda iki polisin yaralandığını bildirdi.
Haber 93

Brüksel'de alarm seviyesi değişmedi, okullar açılıyor
23.11.2015



Belçika Başbakanı Charles Michel, başkent Brüksel'deki güvenlik alarm seviyesinin bir hafta daha en üst düzeyde kalacağını, ancak okulların ve metronun Çarşamba günü yeniden açılacağını açıkladı.

Paris'te 13 Kasım'da 130 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıların ardından Brüksel'de hafta sonunda alarm seviyesi yükseltilmiş, halka kalabalık yerlerden uzak durmaları çağrısı yapılmıştı.

Metro ve okullar kapatılmış, kültür ve sanat organizasyonları iptal edimişti.
Saldırganların tümünün Brükselli olduğu açıklanmıştı. Saldırıyla bağlantılı olarak aranan Salah Abdeslam'ın yakalanması için operasyonlar düzenleniyor.
Charles Michel düzenlediği basın toplantısında, "Kriz merkezi, alarm seviyesini dörtte tutmaya karar verdi. Bu, en üst seviye ve tehdinin yakın ve ciddi olduğuna işaret ediyor. Tehdit seviyesi gelecek Pazartesi yeniden değerlendirilecek" dedi.

Ülke genelinde, askeri birlikler polise destek olmaya devam edecek.

Paris'tekine benzer bir saldırı olasılığına karşı kalabalıkların katıldığı etkinliklerin sayısı azaltılacak.

Michel, ülkenin diğer bölümünde alarm düzeyinin üçüncü seviyede kalacağını açıkladı.

Üçüncü seviye, saldırı olasılığının varlığına ve önemli bir tehdit olduğuna işaret ediyor.

Bu arada Belçika'da Paris saldırılarıyla bağlantılı olduğu gerekçesiyle bir kişi daha mahkemeye sevk edildi.

Belçika Federal Savcısı'nın açıklamasında, ismi açıklanmayan şüphelinin "bir terörist örgütün terör saldırısında rol almak"la suçlandığı belirtildi.
Pazar günü Belçika polisinin Paris saldırılarıyla ilgili olduğu tahmin edilen adreslere yaptığı baskınlarda, 16 kişi gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınanlardan 15'i serbest bırakıldı.

Paris saldırısını gerçekleştiren ve IŞİD militanı olduğu söylenen zanlıların Brükselli olduğu belirlenmişti.

Belçika'da geçen hafta da 3 kişi Paris saldırılarıyla bağlantılı olarak tutuklanmıştı.
BBCT

Brüksel'de panik sürüyor: Bir medya binası boşaltıldı, askerler bir oteli kuşattı
22.11.2015



Belçika'nın başkenti Brüksel'de bomba ihbarı üzerine bir medya merkezi boşaltıldı. Polis binayı köpeklerle aradı.

Belga Ajansı'nın haberine göre Vilvoorde'de Flaman medya kuruluşu Medialaan'a ait binadaki tüm çalışanlar dışarı çıkarıldı. Bomba ihbarı üzerine boşaltılan binada ve çevresinde polis arama yaptı.

Medya merkezinde Flaman yayın kuruluşu VTM'nin stüdyoları bulunuyor. Stüdyolardan çok sayıda televizyon ve radyo yayını gerçekleştiriliyor.

Askerler bir oteli kuşattı

Brüksel'de Radisson Blu Oteli'de kalanlara polis dışarı çıkmayın uyarısında bulundu. Otel etrafında polis operasyonu olacağı iddia edilirken, turistik merkez Grand Place'ın da boşaltıldığı iddia edildi

Terör operasyonları kapsamında Brüksel merkezde bulunan Radisson Blu Oteli'nde kalan müşterilere dışarı çıkmayın uyarısında bulunuldu. Otel etrafında polis hareketliliği artarken, Brüksel'in en turistik merkezi Grand Place meydanının da boşaltıldığı öğrenildi. Bazı kaynaklardan edinilen bilgilere göre vatandaşlardan cam kenarlarında yaklaşmamaları ve sokağa çıkmamaları yönünde uyarılar yapıldığı aktarıldı.
Kaynak: Sputniknews, Cumhuriyet

Brüksel'de Panik: Olağanüstü hal ilan edildi, asker sokağa indi, metro kapalı, maç iptal
21 Kasım 2015



Cumhuriyet'in haberine göre; Belçika'nın başkenti Brüksel'de "terör tehdidi seviyesi" en yüksek olan 4'e çıkarılırken, metro kapatıldı ve halktan da kalabalık mekanlardan uzak durmaları istendi. Bu arada bu akşam oynanacak bir lig maçı da iptal edildi. ABD Büyükelçiliği Brüksel'deki vatandaşlarını, "her an saldırı olabileceği" gerekçesiyle dışarı çıkmamaları konusunda uyardı.

Terör tehdit seviyesinin Brüksel’de en üst seviyeye çıkarılmasının (4/4) ardından olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi.

Belçika Başbakanı Charles Michel 4 acil önlem planı açıkladı.

Charles Michel, Paris sonrasında Brüksel’de de benzer bir saldırı olma ihtimaline yönelik ciddi sinyaller aldıklarını ve seviyenin bu yüzden en üst seviyeye çıktığını açıkladı. Brüksel’in her köşesini askerler korurken onlarca askeri aracın şehirde görünmesi ise dikkat çekti.

Michel, acil önlem planında hedefte alışveriş merkezlerinin, toplu taşımaların ve büyük organizasyonların olduğunu duyurdu.

Önlemler olarak büyük organizasyonların iptal edildiğini, Brüksel metrosunun Pazartesi akşamına kadar durdurulduğunu, polis ve asker sayısının artırıldığını ve 1771 acil numaralı hattın açıldığını açıkladı.

Uluslararası basının 'terör yuvası' olarak etiketlediği Brüksel’inMüslümanların yaşadığı Molenbeek semtinde ise bugün yapılan polis baskınlarında silahların bulunduğu ortaya çıktı. Belçika İçişleri Bakanı Jan Jambon yaptığı açıklamada vatandaşlarını dikkat etmeleri gerektiğini konusunda uyardı.

Büyük alışveriş merkezleri de güvenlik kontrolleri oluşturarak ciddi önlemler aldı. İKEA gibi mağazalar gelen bütün müşterilerinin çantalarını kontrol edeceğini açıkladı. Brüksel’in merkezinde bulunan BOZAR güzel sanatlar sarayı da güvenlik endişesinden dolayı kapılarını ziyaretçilere kapattığını açıkladı. Yine aynı şekilde Brüksel’in Woluwe semtinde bulunan Woluwe alışveriş merkezi (Shopping Centre) güvenlik tehdidinden dolayı kapılarını kapalı tutuyor.

Bugün TSİ. 22:30’da oynanması beklenen Lokeren ve Anderlecht maçının iptal edildiği açıklandı. Lokeren belediye başkanı, hiçbir risk almak istemediklerini ve bundan dolayı maçın iptal edildiğini açıkladı.

Terör tehdidin en yüksek seviyeye çıkmasının ardından başta Avrupa Parlamentosu olmak üzere tüm bölgesel meclislerde her türlü bir saldırıya karşı önlemini alarak kapılarını kapalı tutuyor. Hafta sonu çalışmayan parlamentonun bazı bölümleri normalde turistlere açık oluyordu. Brüksel Üniversitesi (VUB/ULB) ve yine Brüksel'in simgesi olan Atomium ziyaretçilerine kapılarını kapattı.

Belçika İçişleri Bakanı Jan Jambon Pazartesi günü terör tehdit seviyesi ile tekrar değerlendirilme yapılacağını söyledi.

ABD'nin Brüksel Büyükelçiliği, terör tehdidinin en yüksek seviyede olduğunun açıklanmasından sonra Brüksel'deki vatandaşlarından dışarı çıkmamalarını istedi.

Brüksel'de her an saldırı düzenlenebileceğine dikkat çeken elçilik, "Dışarı çıkmak zorundaysanız kalabalık yerlerden uzak durun" uyarısını yaptı.
Haber 93

ABD 190 ülkeyi 'kara listeye'ye aldı
06.04.2010
Washington yönetimi, Amsterdam-Detroit uçağını havaya uçurmaya çalışan Nijeryalı Ömer Faruk Abdülmuttalib olayından sonra 14 ülkenin vatandaşlarına yönelik başlattığı ‘kara liste’ uygulamasını 190 ülkeye çıkardı.

Geçtiğimiz Aralık ayında Amsterdam’dan ABD’nin Detroit kentine gitmekte olan bir yolcu uçağında 23 yaşındaki bir Nijeryalı bombalı saldırı girişiminde bulundu.

Yemen’de eğitim gördüğü belirtilen Ömer Faruk Abdülmuttalib adlı Nijeryalı militanın bu saldırı girişimi ardından Amerikan yönetimi Küba hariç hepsi müslüman 14 ülkeden gelen yolculara potansiyel suçlu muamelesi yapan yeni bir güvenlik konseptini uygulamaya başladı.

UYGULAMA KÖKTEN DEĞİŞTİRİLDİ

El Kaide tarafından üstlenen Ömer Faruk Abdülmuttalib’in eylem girişimi ardından 14 ülkenin vatandaşlarına yönelik başlatılan "kara liste" uygulamasının içeriği kökten değiştirildi.

Yeni uygulama, 14 değil neredeyse 190'ı aşkın ülkeyi kapsıyor. Yeni güvenlik sisteminde, ülkesine bakılmaksızın ABD vatandaşları da dahil ‘terörist’ tanımına uyan veya haklarında ‘terörle’ bağlantısı olduğu yönünde istihbarat bulunan tüm kişiler ‘çıplak tarama’ dahil ek aramalardan geçirilecek.

Yeni güvenlik sisteminde, ülkeler arasında ‘terörle mücadele’ alanında istihbarat paylaşımının karşılıklı olarak arttırılması da öngörülüyor.

NAPOLİTANO: UYGULAMA TÜM ÜLKELERİ KAPSAYACAK

ABD Başkanı Barack Obama'nın emriyle bu ay uygulanmaya başlanan sistemi, önceki gün İç Güvenlik Bakanı Janet Napolitano kamuoyuna açıkladı.

Neredeyse bütün dünya ‘terörü destekleyen ülkeler’ olarak kodlandığı uygulama hakkında Napolitano, "İstihbarat odaklı yeni sistemle, bir yolcunun saldırı düzenleyeceği bilgisini aldığımızda, o ülkeden gelen tüm yolcuları aramak yerine, yalnızca ilgili tanıma uyan kişileri kontrolden geçireceğiz. Uygulama tüm ülkeleri kapsayacak" diye konuştu

İNSAN HAKLARI ÖRGÜTLERİ TEPKİLİ

İnsan hakları örgütleri, 'güvenlik' aramalarını ırkçı bir uygulama olduğunu gerekçesiyle tepki gösteriyor.

Amerikan-Arap Ayrımcılık Karşıtı Komite üyesi Nawar Shora daha önce “Bu 14 ülkeden her kişi olağan şüpheli ya da terörist. Bu uygulama sadece insan hakları bağlamında değil aynı zamanda güvenlik bağlamında da aptalca. Çünkü bu bizi bazılarının daha güvende olduğunu hissetmesi bizi daha güvenli kılmıyor” ifadelerini kullanarak uygulamaya son verilmesini istemişti.
Tımeturk

12 Şubat 2010
ABD Konsolosluğunda Bomba Paniği
Amerikan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na gönderilen şüpheli bir paket paniğe neden oldu. Haberi Paylaş : Google Yahoo Facebook Digg Del.icio.us Reddit

Amerikan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na gönderilen şüpheli bir paket paniğe neden oldu. Konsolosluk dışına çıkartılarak fünye ile patlatılan paketten saat ve kitap çıktı.

Alınan bilgiye göre, İstinye'de bulunan Amerikan Başkonsolosluğu'na kurye tarafından getirilen bir paket, x-ray cihazından geçerken sinyal vermeye başladı. Bunun üzerine konsoloslukta büyük bir panik yaşanırken, görevliler kutuyu hemen dışarı çıkardı. Olay yerine çağrılan bomba uzman ekibi, paketi fünye ile patlattı. Patlatılan paketten saat ve kitap çıkarken, olay nedeniyle büyük panik yaşandı. Bir görgü tanığı, paketin fünye ile patlatıldığını belirtirken büyük panik yaşandığını söyledi.
aktifhaber

Yemendeki ABD Büyükelçiliği El Kaide tehditleri nedeniyle kapatıldı
03 Ocak 2010 Anadolu Haber

ANF'nin haberine göre büyükelçiliğin internet sayfasında yapılan açıklamada, başkent Sana’daki büyükelçiliğin tehditler nedeniyle bugün kapatıldığı belirtildi. Açıklamada, büyükelçiliğin ne zamana kadar kapalı kalacağı konusunda bir bilgi verilmedi.

Büyükelçilik, geçtiğimiz Çarşamba günü, Yemen’deki ABD vatandaşlarını duyarlı olmaya, güvenlik önlemlerini arttırmaya çağırmıştı.

Bu arada, Amerikan CBS televizyonu, Yemen’de 17-aralık tarihleri arasında El Kaide örgütüne yönelik operasyonların ABD tarafından gerçekleştirildiğini bildirdi.

CBS, Yemenli subayları eğiten özel operasyon uzmanı ABD’li Sebastian Gorka'ya dayanarak, operasyonların Yemen hükümetinin desteğiyle ABD tarafından planlanıp gerçekleştirildiğini belirtti.

ABD Başkanı Barack Obama, dün yaptığı bir açıklamada El Kaide'nin Yemen'deki uzantısının Nijeryalı Ömer Faruk Abdülmuttalib'in ABD'ye giden bir yolcu uçağında saldırı girişiminin arkasında olduğunu ifade ederek, Yemen hükümetiyle işbirliği içinde El Kaide’ye karşı mücadeleyi arttıracaklarını söyledi.

Nijeryalı Abdülmuttalib, Noel günü, Amsterdam'dan Detroit'te giden uçağa iniş sırasında saldırı girişiminde bulunmuştu. Olayın sorumluluğunu Arap yarımadasındaki El Kaide üstlenmişti.

Saldırı girişimi ardından, Yemen ordusu 17-24 Aralıkta El Kaide'ye yönelik düzenlediği hava saldırılarında 60'dan fazla militanı öldürüldüğü açıklanmıştı.

New York Times gazetesi de ABD'nin El Kaide’ye karşı, Irak ve Afganistan ardından Yemen'de sessiz ve gizlice üçüncü bir cephe açtığını yazmıştı.

07 Ocak 2010
ABD'den Müslüman Kadına Veto
ABD'deki eşini ziyaret etmek isteyen Ürdün asıllı Kanada vatandaşı Manna, terörist muamelesi yapılarak ABD'ye girmesine izin verilmediğini anlattı.

ABD'deki eşini ziyaret etmek isteyen Ürdün asıllı Kanada vatandaşı Ayet Manna'nın, ABD'ye girmesine izin verilmedi.

CBC Televizyonu'na konuşan Ayet Manna (25), Halifax Stanfield Uluslararası Havaalanında meydana gelen gelişmeleri şöyle anlattı:

"Havaalanında diğer tüm yolcular gibi sıramı beklerken, yanıma gelen görevli tarafından güvenliğe davet edildim. Çünkü salondaki başörtülü tek bayan bendim. 4 saat boyunca, Amerikan Gümrük ve Sınır Koruma Birimi ajanlarınca sorgulandım. Tüm parmak izlerimi aldılar. Son derece kaba idiler ve hakaret edip bağırdılar. Bana ABD'ye giremeyeceğimi söylediler. Daha sonra iki ajan ve polis eşliğinde, sanki bir teröristmişim gibi, herkesin önünde beni havaalanından dışarı çıkardılar."

Ürdün asıllı olan Ayet Manna, 15 yıldır Halifax'ta yaşadığını, 12 yıldır da Kanada vatandaşı olduğunu ifade etti. Ürdün, ABD'nin ülkeye giriş yasağı koyduğu 11 ülke arasında bulunmuyor.
aktifhaber

ABD'de panik havası Hakim
28 Aralık 2009

ABD uçağında bomba patlatma girişiminin ardından yolculara yönelik güvenlik önlemleri artırıldı. İstanbul'dan ABD'ye uçacak 200 yolcu özellikle son kontrol noktasında didik didik arandı!

Nijerya uyruklu bir kişinin, Amsterdam- Detroit seferini yapan ABD uçağında bomba patlatma girişiminin ardından yolculara yönelik güvenlik önlemleri artırıldı. Türk Hava Yolları da, ABD uçuşlarında normal güvenlik tedbirlerini uygulamayı sürdürüyor.

Atatürk Havalimanı'nda ise alarm seviyesinde herhangi bir değişiklik yapılmadı.

ABD Başkanı Obama'nın talimatıyla genişletilen ek ve kısıtlayıcı tedbirler, ülke içi uçuşlar ile yurtdışından yapılan uçuşlarda öncelikle uygulanmaya başlandı. ABD'den başka ülkelere çıkış yapacak yolcular için havalimanlarındaki kontrollerin eskisi gibi devam ettiği belirtildi.

Delta Havayolları ile Atatürk Havalimanı'ndan bugün saat 18.15'te New York'a gidecek yaklaşık 200 yolcu didik didik arandı. Önlemlerin hassaslaştırıldığına dikkat çeken Delta yetkilileri, aramaların özellikle son kontrol noktasında yoğunlaştığına dikkat çekti.

Yolcular, bilet bagaj işlemlerini yaptırıp, pasaport noktasından geçtikten sonra uçağa binmeden önceki son kontrol noktası önünde toplanıyor. Uçuş kartları ve pasaportlarını kontrol edilen yolcular, ayakkabılarını da çıkarıp, sırayla x-ray cihazından geçiyor. Güvenlik personeli ardından el dedektörü ile aramayı sürdürüyor. Yine x-raydan geçen el bagajları başka görevlilerce açılıp sahibi eşliğinde kontrol ediliyor. Buradan geçen yolcular, oluşturulmuş başka bir kontrol noktasına yönlendiriliyor. Yolcular ve eşyaları masalarda görevli kişilerce yine tek tek ince aramaya tabi tutuluyor.

"ABD'DEN ÇIKIŞLARDA GÜVENLİK TEDBİRLERİ NORMAL"

İstanbul'a gelen Ahmet Uyan isimli vatandaş, New York Havalimanı'nda ekstra güvenlik uygulamasıyla karşılaşmadan rahat şekilde uçağa bindiklerini söyledi. Uyan, ''Bilet bagaj işlemlerimizi sıkıntı yaşamadan yaptırdık. Normal güvenlik kontrollerinden geçip uçağa bindik. Güvenlik uygulamalarında hiçbir değişiklik yoktu. Normal prosedür devam ediyordu. Uçağımız rötarlı gelmesi oradaki elverişsiz hava şartlarından kaynaklandı.'' dedi.

Öte yandan Türk Hava Yolları'nın yaşanan olayın ardından ABD'ye gerçekleştirdiği uçuşlardaki güvenlik tedbirlerini aynen uyguladığı bildirildi.

"ABD UÇUŞLARI RÖTARLI YAPIYOR''

Bugün sabah 09.55'te İstanbul'a inmesi planlanan Delta Havayolları'nın 072 sefer sayılı New York uçağında, ülkedeki elverişsiz hava şartları nedeniyle 6 saat 45 dakika gecikme yaşandı. Yine aynı yerden gelecek THY'nin TK002 sefer sayılı uçağı 3.5 saat rötarla 12.55 sıralarında Atatürk Havalimanı'na indi.

İstanbul'dan 12.15'te New York'a gidecek 073 sefer sayılı Delta uçağında, hem ABD'deki hava şartları hem Atatürk Havalimanı'nda uygulanan güvenlik önlemi nedeniyle planlanandan 6 saat gecikme oldu. THY ile United Havayolları'nın saat 11.30'daki İstanbul-Şikago ortak uçuşu ise aynı gerekçeyle 2 saat 35 dakika gecikmeyle yapılabildi.
habervaktim

Amerika’nın istihbarat faaliyetleri için yaptığı bir yıllık harcama,
dünya üzerindeki 113 ülkenin bütçesinden daha fazla…


ABD’de uzun dönemdir gizli tutulan, hükümetin, askeri istihbarat
faaliyetleri hariç yapılan harcamalarının 1 yıllık maliyeti toplam 75 milyar
dolar olarak açıklandı. Ulusal İstihbarat Başkanı Dennis Blair, istihbarat
harcama miktarını, 200 bin personelli istihbarat topluluğunun 4 yıllık
strateji planı çerçevesinde açıkladı.

Strateji planının artık gizliliği kaldırılan bölümüne göre de Amerikan
istihbarat kuruluşları ”İran’ın nükleer programını, Kuzey Kore’nin
değişiklik gösteren tutumlarını ve militan grupların kışkırttığı isyanları”
tehdit olarak görüyorlar.

El Kaide örgütüne karşı öncesine göre daha güçlendikleri değerlendirmesini
yapan Blair, mücadele alanları arasında Çin’in askeri modernizasyonu,
diplomasinin doğal kaynaklarla yönlendirilmesi ve Rusya gücünün artırma
çabalarını saydı. Blair, ”İlk kez içinde bulunduğumuz dünyayı iyi
anladığımızı düşünüyorum” dedi.

Yetkililer, Blair’in açıkladığı istihbarat harcamalarına ilişkin rakamın, 16
istihbarat kurumuyla Pentagon’un askeri istihbarat faaliyetleri
harcamalarını kapsadığını bildirdi.

ABD son yıllarda kimi gizli istihbarat harcamalarının açıklanması konusunda
adımlar attı ve 16 istihbarat kuruluşunun yalnızca 2008′de 47.5 milyar dolar
harcadığını açıkladı. Ancak bu rakamlar hala askeri istihbarat
faaliyetlerini kapsamıyor.

CIA’nın açıklanan bütçesi, yine CIA tarafından ortaya konan rakamlara göre,
bütçe rakamlarını paylaşan toplam 113 hükümetin bütçesinden daha fazla..

Aralarında Güney Afrika, Macaristan, Venezuela, Kolombiya, Malezya, Nijerya
Vietnam gibi ülkelerin de bulunduğu 113 ülkenin 2008 yılı bütçesi 75 milyar
doların altında kaldı. Çoğunluğunu Afrika ve eski Sovyet ülkelerinin
oluşturduğu 60′tan fazlal ülke ise yıllık iki milyar dolardan az bütçeye
sahip.
Kaynak: Dünya Bülteni

Güney Afrika'da ABD alarmı
22 Eylül 2009
ABD'nin Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki diplomatik temsilciliklerinin güvenlik nedeniyle kapalı olduğu bildirildi.
Pretoria'daki Büyükelçilik sözcüsü Sharon Hudson-Dean, kısa süre önce alınan istihbarat üzerine Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki bütün temsilciliklerin kapalı olduğunu ve yarın da bu önlemin devam ettirileceğini açıkladı.
haber7

EL KAİDE'NİN KABUS SENARYOSU
31 Mayıs 2008
El Kaide yeni saldırı planını dünyaya bu fotoğrafla tanıttı. Fotoğraf Washington’un nükleer bir saldırıdan sonraki halini anlatıyor
Dünyanın 11 Eylül saldırılarıyla tanıdığı El Kaide örgütü, ABD’nin başkenti Washington’a düzenlenecek olası bir nükleer saldırının hayali fotoğraflarını yayınladı. Nükleer saldırıdan sonra kentin nasıl yaşanmaz hale geleceğini gösteren dijital olarak oynanmış fotoğrafların “ABD’nin başkenti bu hale gelecek. Ama ne zaman? Nasıl?” sözleriyle birlikte yayınlanması ise El Kaide’nin yeni saldırısını kitle imha silahı ile yapmak istediği yönündeki iddiaları bir kez daha gündeme getirdi. Zira Amerikan istihbarat servisi FBI, önceki gün El Kaide’nin yeni yayınlayacağı video kasetinde Batı’ya saldırmada biyolojik, kimyasal ya da nükleer silahların kullanılması çağrısında bulunacağını söylemişti. Hatta böyle bir ihtimale karşı uyarı da yayınlamıştı.
haber10

ABD'de Capitol hava sahasına uçak girdi, panik yaşandı
24 Nisan 2009
ABD'nin başkenti Washington'da, yasaklı Capitol hava sahasına giren bir uçak nedeniyle Beyaz Saray, senato ve temsilciler meclisinin kimi bölümleri kısa süreliğine boşaltıldı.
ABD İç Güvenlik Bakanlığı Sözcüsü, olayla ilgili olarak, "Uygun prosedür izlendi. Pilot itaat etti. Sona erdi" derken, Capitol emniyetinin sözcüsü Kimberly Schneider, yetkililerin yasaklı hava sahasına ilerleyen uçağın pilotuyla irtibata geçtiğini, uçağın geri çevrildiğini ve durumun normale döndüğü nü söyledi. netgazete

Danimarka'nın korkusu büyüyor
Danimarka, saldırı endişesiyle Cezayir ve Afganistan'daki büyükelçiliklerini geçici olarak kapattı.
23 Nisan 2008
Danimarka'da yayımlanan Politiken gazetesinin internet sitesindeki haberde, İslam dünyasını rahatsız eden karikatürlerin şubat ayında yeniden yayımlanmasının ardından saldırı endişesi duyulduğu ve bu yüzden Dışişleri Bakanlığı'nın Cezayir ve Afganistan'daki personelini daha güvenli ve gizli tutulan yerlere naklettiği belirtildi.

Haberde, bu ülkelerdeki bazı diplomatların da ikametlerini daha güvenli yerlere taşıdığı, Cezayir'deki büyükelçiliğin birkaç gün önce tahliye edildiği, Kabil'dekinin tahliyesinin de yarın tamamlanacağı kaydedildi.

ABD, diplomatlarına Yemen otellerini yasakladı
ABD Dışişleri Bakanlığı, terörist saldırı tehdidi nedeniyle Yemen'deki tüm diplomatlarına ve diğer hükümet görevlilerine, Batılılara ait otellere gitmelerini yasakladı.12 Aralık 2008
ABD'nin Sana Büyükelçiliği, Dışişleri Bakanlığı'nın talimatı doğrultusunda yaptığı duyuruda, bir süredir alınan terörist saldırı tehdidi bilgisi nedeniyle büyükelçilik çalışanlarına ve ziyaretçilere, Yemen'de Batılılara ait otellere yaklaşmamaları uyarısında bulundu.
Yemen'de 12 Ekim 2000 tarihinde USS Cole adlı Amerikan destroyerine düzenlenen intihar saldırısında 17 Amerikalı asker yaşamını yitirmiş, 38'i yaralanmıştı.
Ülkede son olarak geçen eylül ayında ABD'nin Sana Büyükelçiliği'ne yönelik saldırıda Amerikalı bir kadın dahil olmak üzere 19 kişi ölmüştü.
Haber7

Arap yolcuları görünce paniğe kapılan Amerikalı, THY'nin İstanbul-New York uçağından indi
Amerikalı Daniel Sussman Pincus, THY'nin İstanbul-New York seferini yapan uçağa bindi. Yolcular arasındaki Arapları gören Pincus, uçağın hareketine az bir zaman kala kabin görevlilerini çağırarak, "Bu Arap tipli ve kıyafetli yolcularla birlikte uçmak istemiyorum. Beni uçaktan indirin" dedi. Kabin ekibinin ikna çabaları sonuç vermeyince, pilotun bilgisi dahilinde Amerikalı yolcu uçaktan indirildi. Dış Hatlar Pasaport bölümüne götürülen yolcu, yapılan işlemlerin ardından İstanbul'da kaldı. 19.01.2009 İSTANBUL netgazete

Güvenlik takıntısında son nokta, vücut tarayıcısı!
16 Mart 2009
ABD'nin Uluslararası Salt Lake Havaalanında, geçtiğimiz günlerde garip bir kontrol programının denemesi başlatıldı. Havaalanının "Tüm vücut resmi" adını verdiği sistemde, yolcular vücut tarayıcı makineye giriyor ve elbiselerinin altı ayrıntılı olarak görülebiliyor. Şimdiden yeni bir tartışma başlatan bu sistemle, yetkililer, uçaklara gizli olarak sokulmak istenen silah ve uyuşturucuyu tespit etmeyi amaçlıyor. Makinenin kullanılmasına kesinlikle karşı çıkan Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği ise böylesi bir güvenlik kontrolünün insanları soyarak aramaktan farksız olduğunu düşünüyor.
Salt Lake'de deneme aşamasında olan cihaza giren insanların vücutları, farklı bir odadaki görevlilerin bilgisayarından detaylı şekilde inceleniyor. Şimdiden, özel hayata saldırı olarak nitelense de denemesi başlatılan bu sistemin ileride San Francisco, Las Vegas, Miami ve Albuquerque Havaalanlarında da devreye girmesi ve gelecekte tüm havayolları kontrolünün bu makineyle yapılması hedefleniyor. netgazete

09 Ocak 2010
Sarhoş Yolcu F-16 Kaldırttı
Askeri bir üsten iki F-16 savaş uçağı kaldırıldı.

ABD'de dün Atlanta-San Francisco seferini yapan AirTran Havayolları'na ait yolcu uçağında alkollü bir yolcunun kendisini tuvalete kilitlemesi üzerine yakındaki askeri bir üsten iki F-16 savaş uçağı kaldırıldı.

Bir süre savaş uçakları refakatinde uçan yolcu uçağı, güvenlik nedeniyle rotası değiştirilerek, Colorado Springs Havaalanı'na indirildi.

Şüpheli yolcu gözaltına alınıp, köpeklerle arama yapıldıktan sonra uçak San Francisco'ya gitmek üzere havalandı.

Çarşamba günü Hawai seferini yapan yolcu uçağında “sorun çıkaran” bazı yolcular nedeniyle iki F-15 savaş uçağı kaldırılmış, yolcu uçağı F-15'lerin refakatinde yakındaki bir havaalanına indirilmişti.

LONDRA'DA UÇAKTA ARAMA

Londra Heathrow Havaalanı'nda dün meydana gelen olayda ise Dubai'ye giden Emirates Havayolları'na ait yolcu uçağının havalanmasına, “bir yolcunun sözlü tehditte bulunduğu” gerekçesiyle izin verilmedi.

Sky News'in olayın görgü tanıklarına dayandırarak verdiği habere göre, uçağa giren güvenlik güçleri 3 kişiyi uçaktan indirerek, gözaltına aldı.

Daha sonra yolcuların tamamı indirilerek uçağın arandığı, ancak şüpheli bir durum tespit edilmediği
aktifhaber

16 Ocak 2010
İşte Dünyanın En Küçük Teröristi
Henüz 8 yaşında olan Mikey Hicks adlı bir çocuk, 2 yaşından beri Amerika'nın terörizm izleme listesinde kendisi ile aynı adı taşıyan bir terör şüphelisi olduğu için sürekli “terörist” muamelesi görüyor.

New Jersey'de yaşayan Mikey Hicks, her uçağa binişinde güvenlik görevlileri tarafından titizlikle kontrol edilip üzeri aranıyor ve sorgulanıyor.

Güvenlik güçlerine sevimli görünmesine karşılık Michael W. Hicks “çok tehlikeli biri”. Aslında gerçek şüpheli Michael W. Hicks, bir süre önce Amerika'nın terörizm izleme listesinden çıkarılmış. Ancak ABD polisi ve havaalanlarındaki güvenlik kayıtları güncellenmediği için 8 yaşındaki çocuk, eski terör şüphelisi ile karıştırılarak, her seferinde tepeden tırnağa aranıyor.

Küçük çocuk "Aramalarda kimi noktalara dokunmaları hoşuma gitmiyor" dese de Michael W. Hicks adı terörizm ile ilgili izlenenler listesinde yer aldığı için uçağa her binişinde "terörist izleme listesinde" olanlara uygulanan prosedürlere maruz kalıyor.

Hicks'in annesi Mikey, "Uygulama çok saçma. Çocuğumu bu listeden çıkarın!" diyerek tepki gösterdi. Ailesi sadece 8 yaşında olan çocuğun 16 yaşında çok daha büyük baskıyla karşılaşmasından endişe ettiklerini bildirdi.
aktifhaber

TIME MEYDANINDA ŞÜPHELİ PAKET
7 Mayıs 2010
ABD'nin New York kentindeki Time Square meydanı, şüpheli bir paket yüzünden kısmen boşaltıldı. haber10

6 Mayıs 22010
Bomba İhbarına Savaş Uçaklı Koruma
Kanada savaş uçaklarının, bomba ihbarı üzerine, Hong Kong Cathay Pacific havayollarına ait bir yolcu uçağına Vancouver'a inene kadar eşlik ettiği bildirildi.

Kanada federal polisinin açıklamasında, Hong Kong-Vancouver seferini yapan uçakta daha sonra yapılan aramalarda bomba bulunamadığı, yolcuların tahliye edildiği, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği belirtildi.

"Tüm kontrol prosedürlerinin yerine getirildiğini, uçakta bir tehdit unsurunun bulunmadığını" kaydeden polis, "Uçakta kaygı duyulacak bir durum olmadığını ancak bir bomba ihbarında bulunulduğunda bunu çok ciddiye almak zorunda olduklarını" söyledi.

Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığı (NORAD) sözcüsü de açıklamasında, "Cathay Pacific havayollarına bağlı uçakla ilgili oluşan potansiyel bir tehdit üzerine, NORAD kontrolündeki CF-18 Hornet tipi avcı uçaklarının önlem olarak uçağa Vancouver'e inene kadar eşlik ettiğini" belirtti. aktifhaber

Immanuel Wallerstein
Korkunun anatomisi

Korku, dünyanın büyük kısmında bugün en yaygın kamusal duygu. Bu korku mantıkdışı değil, ancak öngörülen tehlikelerin ele alınmasında akıllıca yollara yol açtığı da söylenemez. Nasıl çalıştığı, yakın geçmişin kayda değer iki olayında açıkça görülebilir. İlki, 6 Mayıs’ta hisse senedi piyasası değerlerindeki keskin düşüştü – herkesin afallamasına yol açan ve sadece birkaç dakika süren bir düşüş. İkincisi ise halihazırda üç ölüme neden olan ve halen süren Atina’daki ayaklanmalardı.

Borsada ne oldu? Görünen o ki o sabah Dow Jones sanayi ortalaması 300 puan kadar düştü. Bu ciddi bir düşüştü (yaklaşık %3) ancak Birleşik Devletler’de birçok cephedeki kötü haberler ile Yunanistan’ın iflastan kurtulabilmesi konusundaki büyüyen belirsizliklerin bileşimine karşı olağandışı bir tepki gibi görünmedi.

Ancak daha sonra, öğleden sonrası saatlerde, Dow inanılmaz bir hızla 700 puan daha düştü. Tarihteki en büyük gün içi düşüştü. Kesinlikle beklenmedikti ve simsarların “kalakalmasına” neden oldu. Bazı büyük hisse senetleri bir peni değerine dek %90 düştü. Ardından, simsarlar “ağızları açık seyrederken” ve neredeyse düşüşün gerçekleştiği hızla, Dow tekrar yükseldi ve piyasa simsarlarını rahatlatarak, gün “yalnızca” 371.80 puanlık kayıpla sona erdi.

Elbette, herkes bir açıklama aradı. Sunulan ilk açıklama “tombul parmaklı” tek bir simsarın, milyon yerine milyar yazarak işlem yapmış olabileceğiydi. Bu açıklamanın sorunu, kimsenin bu kişiyi bulamaması veya var olduğunu ya da “tombul parmak” meselesini gösterememesiydi.

Daha sonra, alternatif bir açıklama dolaşıma sokuldu. N.Y. Borsası işlemlerin çok hızlı olduğu bir anda sistemde bir yavaşlama yaşamıştı. Ancak diğer borsalar aynı mekanizmaya sahip değil. Bu yüzden bazıları, N.Y. Borsasında yavaşlamayla karşılaşan simsarların işlemlerini diğer borsalara kaydırdığını öne sürüyor. Bazıları ise bu açıklamayı daha da karmaşıklaştıran iddialar öne sürüyor: yaşanan olay, böylesi bir geçiş yapmak için önceden programlanmış otomatik işlem mekanizmalarını ilgilendiren algoritmik işlem stratejilerinin suçuydu. Çeşitli borsalar arasındaki koordinasyon eksikliği, iddiaya göre, mevzuattan kaynaklanan bir sorundu ve şimdi de bazıları, tüm borsaların ortak yavaşlama mekanizmasına sahip olması gerektiğini öne sürüyorlar. Başkaları için, düşüşe bir otomatik mekanizma yol açmış olabilir, böylece suçlanan makineler olur, insanlar değil.

Tüm bu açıklamalar geçerli olabilir de olamayabilir de. Ancak birçok açıdan, insan kararlarının müdahil olduğu gerçeğini unutuyorlar – düşüşün başlangıcına verilen tepki, işlemleri yavaşlatma, tekrar alıma başlama ve Dow’un yükselişine imkan sağlama. İşte korku faktörü burada devreye giriyor.

Borsa risk ve belirsizlik demektir. Ancak simsarlar esas olarak dalgalanmaların görece küçük olacağı, öngörülebilir belirli aralıklar dahilinde gerçekleşeceği algısına dayanırlar. Dalgalanmalar keskin olduğunda ki bu kapsamlı ve ani demektir, simsarlar panikler. Ve paniklediklerinde, kaçınılmaz şekilde daha büyük dalgalanmalara yol açarlar. Bu saçma bir döngüdür.

New York’taki simsarlar tam da panikledikleri an, ekranlarında Atina’daki ayaklanmaları gördüler. Bu onları, iki sebeple daha da üzdü. Avrupa Birliği ülkelerinin Yunanistan’a nasıl yardım edeceği (veya edip etmeyeceği) konusunda derin bir belirsizlik içindeydiler. Avrupa’nın Yunanistan’ın sorunları konusunda alacağı (veya almayacağı) önlemlerin ABD, Batı Avrupa ve Japon bankaları üzerindeki etkileri konusunda belirsizlik içindeydiler. Ve Yunanistan’ın olası iflasının dünya piyasalarının küresel çöküşüne yol açıp açmayacağı konusunda belirsizlik içindeydiler.

Ancak hepsinden çok, ayaklanmalardan korkmakta haklıydılar. Ayaklanma Yunan korkularının bir sonucuydu. Birçok Yunanın kaygılandığı mesele, gerçek gelirlerinin önümüzdeki yıllarda radikal şekilde düşmesinin neredeyse kesin bir olasılık oluşu. Bu konuda öfkeliler ve çok korkuyorlar. Ve bunun kendi hataları, bedelini ödemeleri gereken bir hata olduğundan pek de emin değiller.

Ancak Yunan vatandaşlarının korkularının, buz dağının yalnızca görünen yüzü olduğu açık. Dünya çapında hükümet başkanları ve borsa oyuncuları bunun gayet farkında. Yunan hükümetinin sorunu ise son derece basit. Vergi gelirleri çok düşük ve harcama düzeyi mevcut ve öngörülen gelecekteki geliri için çok yüksek. Bu yüzden ya vergileri yükseltecek (tabi onları toplayabilirse) ya da harcamaları kısacak veya her ikisini birden yapacak – ve bunlar çok keskin olacak. Ancak bu, Almanya, Fransa, İngiltere, Birleşik Devletler’in de sorunu, liste uzayıp gider. Bu bulaşıcı durumdan, finansal olarak başlarını suyun üzerinde tutabiliyor görünen az sayıdaki ülke de (Brezilya ve Çin gibi) muaf değil. Yunanlar protestolarda sokakları dolduruyor. Ancak bu yayılacak. Ve eğer yayılırsa, dünya piyasası daha da oynak hale gelecek ve korkular büyüyecek, azalmayacak.

Her yerde ana politika yanıtı borç alınan veya basılan kağıt para ile zaman satın almak oldu. Bir şekilde, kazanılan bu süre zarfında, yenilenen ekonomik büyümenin gerçekleşeceği ve gerçek ve gizli paniği yatıştıracak şekilde tekrar güven tazeleneceği ümit ediliyor. Politikacılar böylesi bir büyümeye dair her sinyale dört elle sarılıyor ve şişiriyorlar. Bunun iyi bir örneği Birleşik Devletler’deki son istihdam artışı. Oysa istihdam artışı aynı periyottaki nüfus artışından daha düşük.

Korku mantıkdışı değil. Dünya sisteminin yapısal krizinin sonucu. Hükümetlerin bugün karşı karşıya kaldığımız ciddi hastalıkları tedavi etmek için kullandığı yara bantlarıyla çözülemez. Dalgalanmalar çok büyük ve hızlı hale geldiğinde, kimse mantıklı plan yapamaz. Bu yüzden insanlar artık görece normal bir dünya ekonomisindeki makul mantıklı aktörler gibi davranamazlar. Ve içinde bulunduğumuz çağın en temel gerçekliği bu yüksek korku düzeyi.

[Binghamton.edu adresindeki İngilizce orijinalinden Açalya Temel tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]

ABD, KONSOLOSLUK KAPATTI
30 Temmuz 2010
Öte yandan Washington yönetimi, ABD-Meksika sınırındaki Ciudad Juarez şehrindeki konsolosluğunu bugünden itibaren süresiz olarak kapatma kararı aldı.

ABD'nin Mexico City Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, uyuşturucu kartellerine bağlı şiddet olaylarının tırmandığı bölgedeki "güvenlik durumunun" gözden geçirilmesi için böyle bir karar alındığı ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, "Amerikan vatandaşlarına konsolosluk binası çevresinde dolaşmamaları" tavsiye edildi.

Geçtiğimiz mart ayında söz konusu konsoloslukta çalışan ABD vatandaşı Lesley Enriquez, ABD'li kocası Arthur Redelfs ve konsolosluk çalışanlarından birinin eşi olan Jorge Alberto Salcido, katıldıkları bir doğum günü partisinden çıktıktan sonra silahlı kişiler tarafından öldürülmüştü.
Hürriyet

AMERİKAN ELÇİLİĞİNE 'ŞÜPHELİ ZARF'
30 Temmuz 2010
Fransa'daki Amerikan Büyükelçiliğine "şüpheli zarf" gönderildiği, postayı alan iki görevliye tıbbi testler yapıldığı bildirildi.
ABD'nin Paris Büyükelçiliği sözcüsü Paul Patin, postanın incelenmesi için Fransız yetkililerin elçiliğe çağrıldığını belirtti. haber10

Her İsveç'te artan tecavüzler kadınları korkutuyor
İsveç'in Örebro kentinde son aylarda artan tecavüz olaylarının failini yakalamak amacıyla polis, bölgede oturan erkekleri DNA testi için kan vermeye çağırdı. Başkent Stockholm'e iki saat uzaklıkta bulunan Örebro kentinde son aylarda çok sayıda tecavüz vakası görülürken kadınlar sokağa yalnız çıkmaya korkar hale geldi. 02.08.2010 haber1001

Fransa'yı terör saldırısı korkusu sardı
Fransa Emniyet Genel Müdürü Frederic Pechenard, terör saldırısı riskinin ciddi olduğunu ve herkesin dikkatli olması gerektiğini söyledi. İçişleri Bakanı Brice Hortefeux, önceki gün yaptığı açıklamada, olası bir terör saldırısına karşı alınan önlemleri artırdıklarını söylemişti. 22.09.2010 PARİS netgazete

ABD'den vatandaşlarına Avrupa uyarısı
ABD yönetimi, El Kaide örgütünün yeni tehditleri nedeniyle Avrupa'daki Amerikan vatandaşlarını halka açık yerlerde daha ihtiyatlı davranmaları konusunda uyardı. Uyarıda, Avrupa'da yaşayan veya Avrupa'ya seyahat eden Amerikan vatandaşlarından, kıtadaki turistik bölgelerde, ulaşım merkezlerinde ve halka açık diğer mekanlarda kişisel güvenlikleriyle ilgili daha fazla önlem almaları istendi. 03.10.2010 WASHINGTON netgazete

Vücudu çıplak gösteren X-ray cihazı, kullanımda
ABD Ulaşım Güvenlik Dairesi (TSA), yüksek teknolojili vücut tarayıcıları, Uluslararası Kennedy Havaalanı'nda kullanmaya başladı. "Geri saçılım" X-ray adı verilen geliştirilmiş görüntüleme teknolojisine sahip tarayıcılar, yolcuların kıyafetlerinin altındaki silahların görünmesini sağlıyor. 24.10.2010 NEW YORK netgazete

İngiltere ile Yemen uçuşları durduruldu

İngiltere İçişleri Bakanı Theresa May, Yemen'den ABD'ye gönderildiği belirtilen şüpheli paket olayının ardından, "Yemen'den İngiltere'ye direkt uçuşların durdurulduğunu" açıkladı.

İçişleri Bakanlığının resmi internet sitesinde yer alan açıklamasında May, "İngiltere için güvenlik bir numaralı önceliğimiz olmaya devam etmektedir. Uluslararası meslektaşlarımızla yakından çalışıyoruz ve çalışacağız da" ifadesini kullandı.

Doğu Midlands havaalanında bir kargo uçağı aranırken şüpheli bir paket bulunduğunu kaydeden May, bu paketin Yemen merkezli olup, ABD'de bir adrese gönderilmek istendiğinin belirlendiğini belirtti. habertaraf

İngiltere ve ABD'de Bomba Paniği
29.10.2010
İngiltere'de ve Amerika Birleşik Devletleri'nin doğusundaki havalimanlarında bomba paniği yaşandı.

Yemen - Chicago seferini yapan bir kargo uçağında, bilgisayar yazıcısı mürekkep kartuşu şeklinde bir bomba bulundu.
İhbar üzerine harekete geçen güvenlik güçleri, uçağı Londra’ya indirtti. Yapılan aramada toner kartuşu görünümündeki bomba ele geçirildi.

Olayı öğrenen Amerikan güvenlik güçleri Newark ve Philedelphia’daki havalimanlarına iniş yapan kargo uçaklarını, taramaya başladı.

New York’ta bir kargo kamyonu da incelemeye alındı.

Öte yandan, İngiltere’nin Birmingham kentinde bir kargo uçağında şüpheli paket bulundu. Yetkililer patlayıcıya rastlamadıklarını açıkladı.

Obama: "ABD’ye Karşı ’İnandırıcı Bir Terörist Tehdit’ Ortaya Çıkarıldı"
ABD Başkanı Barack Obama, Yemen’den ABD’ye gönderilmek istenen şüpheli paketlerle ilgili olarak Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, ABD’ye karşı ’inandırıcı bir terörist tehdidin’ ortaya çıkarıldığını ve şartların gerektirdiği sürece güvenlik önlemlerinin artırılacağını bildirdi.

Olayın arkasında Arap Yarımadası’ndaki El Kaide’nin olduğu şüphelerini dile getiren Obama, grubun karşı saldırılar planlamaya devam ettiğini, Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in, olayla ilgili soruşturmada işbirliği yapma sözü verdiğini kaydetti.

Dubai ve Londra’da bulunan şüpheli paketlerle ilgili yapılan ilk incelemelerin, paketlerin "görünürde patlayıcı madde içerdiğini" belirlediğini ifade eden Obama, Amerikalı yetkililerin, paketlerin kaynağı ve herhangi başka bir saldırı planını ortaya çıkarmak için gereken her türlü çabayı göstereceğini söyledi.

Her iki paketin de, Chicago bölgesindeki Musevilere ait iki dini mekana gönderilmek istendiğini dile getiren Obama, yaşanan olayın, terörizme karşı tetikte olunması ihtiyacının altını çizdiğini de sözlerine ekledi. TRT

ABD İstihbarat Harcamalarını Açıkladı
31 Ekim 2010
Amerika, tarihinde ilk defa bu yıl istihbarat için yaptığı harcamaları resmen açıkladı.
Eylülün sonu itibariyle 16 istihbarat örgütü için ABD, 2010 yılında 80 Milyar Dolar para harcadı.

Nasyonal İstihbarat Müdürlüğü DNI’nin verdiği bilgiye göre 53,1 Milyar Dolar askeri olmayan operasyonlar için harcandı. Bu miktarın bir kısmı CIA’ya verildi. Savunma Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada 2010 yılında 27 Milyar Doların istihbarat operasyonları için harcanacağını bildirmişti. Bu para ‘Defense Intelligence Agency’ kurumuna verildi.

Şimdiye kadar Amerikan devleti, diğer ülkelerin ABD’nin ayırdığı bütçeye göre gizli bilgi alma çalışmalarının boyutları ve etkileri konusunda bilgilenmelerini engellemek amacıyla istihbarat harcamalarını gizli tutuyorlardı.
aktifhaber

Almanya Yemen Uçuşlarını Yasakladı
01 Kasım 2010
Almanya, bu ülkeye Yemen'den doğrudan ve dolaylı yoldan yapılan tüm uçuşlara yasak getirdi.
Almanya Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Yemen'den Almanya'ya gelen ve buradan İngiltere'ye giden bir kargo uçağında bombalı paket bulunmasından sonra, Yemen'den gelen tüm uçaklara Alman havaalanlarına inme ve Almanya hava sahasına girme yasağı getirildiği bildirildi.
aktifhaber

Almanya'da terör tehdidi
17 Kasım 2010
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Almanya’da bu ay içinde yeni terör saldırıları gerçekleşeceğine dair ellerinde kanıtlar olduğunu söyledi.

Berlin’de bir basın toplantısı düzenleyen de Maiziere, “Bugünden itibaren polis güçlerimiz her yerde olacak. bunun ilk olarak vatandaşlarımıza açıklanması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Maiziere, “Kaygılı olmak için sebep var, ama histeriye kapılmak için sebep yok” derken potansiyel bir saldırıyla ilgili kanıtların Almanya’nın “yabancı bir ortağı”ndan geldiğini söyledi.

Alman bakan, “2010’un ortasından bu yana güvenlik birimleri terör örgütü El Kaide’nın ABD, Avrupa ve Almanya’da saldırı planları yaptığını bildiriyor” dedi.

Ellerinde tehlikenin boyutlarıyla ilgili daha fazla detay olduğunu ifade eden Maiziere, “yeni bir güvenlik durumu”yla karşı karşıya olduklarını belirtti.
Hürriyet

Amerika için siber kehanet!
17 Kasm 2010
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, ''ülkesinin gelecekte muazzam bir siber tehditle karşı karşıya olacağını, bu saldırı risklerine karşı şemsiye oluşturmak için sivil-asker işbirliği gerektiğini'' söyledi.

Washington'daki bir toplantıda konuşan Gates, ''Gelecekte muazzam bir tehdit olacağını düşünüyorum. Bugün de, ciddi düzeyde bir tehdit sözkonusudur. Bu, hepimizin karşı karşıya bulunduğu bir gerçek'' dedi. Gates, Amerikan silahlı kuvvetlerinin, kendi bilgisayarlı sistemlerini koruma yolunda önemli ilerlemeler sağladığını, ordunun özel sektördeki partnerlerinin de bu şemsiye altına girmesi için çalışma yapıldığını ifade etti.

ABD Savunma Bakanlığı'nın tahminlerine göre, Amerikan bilgisayar ağlarına sızmak için 100'den fazla yabancı istihbarat servisi çaba gösteriyor. Yetkililerin verdikleri bilgilere göre bilgisayar korsanları, dünyanın en büyük kütüphanesi olan ABD Kongre Kütüphanesi'nde var olan bilgilerin toplamının kat kat fazlasını, bir yıl içinde Amerikan kamu kuruluşları, üniversiteleri ve iş çevrelerinden sızdırmayı başarıyor.
haber101

Danimarka'da terör alarmı verildi
23 Kasım 2010
Danimarka istihbarat servisi (PET), ülke dışından terörist grupların Danimarka'da saldırı düzenlemeye hazırlandığını bildirdi.

PET'den yapılan açıklamada, ülke dışında bulunan terörist grupların, saldırı düzenlemek amacıyla Danimarka'ya terörist göndermeye çalıştıklarına dair yeni bilgiler bulunduğu belirtildi.

İstihbarat servisi, polise Noel'in sonuna kadar "son derece ihtiyatlı olması" çağrısında bulunarak, Danimarka'da ve Avrupa'nın geri kalan kısmındaki tehdit durumundan hareketle ülkedeki tüm polis birimlerinden Aralık ayı sonuna kadar denetleme operasyonlarını artırmasını istedi.

PET, İslam dünyasını rahatsız eden karikatürlerle bağlantılı olarak, kişi ve yerlere yönelik tehditlerin de bulunduğunu vurguladı. haber10

Boston Havaalanında alarm verildi
24 Kasım 2010
ABD'de, Boston havaalanında, Nijerya'dan gelen iki şüpheli çanta yüzünden bir süre alarm durumuna geçildiği, çantalarda bir şey çıkmamasının ardından alarm durumunun kaldırıldığı bildirildi. habertaraf

Alman Meclisi, saldırıya karşı çembere alındı
03:20 - Almanya'nın başkenti Berlin'de bulunan "Reichstag" adı verilen Federal Meclis binasının çevresinde terör tehdidi nedeni ile alınan güvenlik önlemleri arttırıldı. Federal Meclis binasının çevresinde oluşturulan güvenlik çemberi yakla şık 1 kilometre uzaklıkta bulunan Dünya Kültürler Evi'ne kadar genişletildi. 24.11.2010 BERLİN netgazete

Belçika merkezli operasyonda 10 Müslümana gözaltı

23 Kasım 2010 Belçika, Hollanda ve Almanya'da yapılan eşzamanlı baskınlarda saldırı hazırlığında oldukları iddiasıyla 10 Müsküman gözaltına alındı.
Belçika polisi, Çeçen, Faslı, Belçikalı ve Hollandalı zanlıların saldırıya hazırlandıkları şüphesiyle 1 yıldır izlenmekte olduğunu açıkladı. Ensar El Mücahidin internet sayfası üzerinden Kafkas Emirliği adlı Çeçen örgütüne eleman ve finansman sağlamaya çalıştıkları kaydedilen grubun, Anvers merkezli faaliyet gösterdiği belirtildi. Federal savcılık, eşzamanlı baskınlarda Anvers'te 6, Hollanda'da 3 ve Almanya'da 1 kişinin yakalandığını, istihbarat paylaşımı sonucu söz konusu grupla ilgili Suudi Arabistan, Fas ve İspanya'da da bazı tutuklamalar yapıldığını bildirdi. sıradışı

Almanya Müslümanlardan gelecek bir saldırı için alarmda

25 Kasım 2010 Almanya'da Müslümanlardan gelecek bir saldırı için alarmda.. Siyasetçiler yine yeni bir güvenlik paketinin sinyalini veriyor . Her yeni paket ise Müslümanların hayatının biraz daha kararması anlamına geliyor.

Almanya terör tehlikesiyle alarmda. 100 İslamcı teröristin serbest dolaştığı belirtiliyor.

Almanya'da yine yeni terör uyarıları gündemde. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, El Kaide ve yandaşlarının Almanya'da saldırı planladıklarına yönelik somut bilgiler olduğunu söyledi.

Güvenlik görevlileri hemen harekete geçerek alarm düzeyini ve önlemleri arttırdı. Hatta polislerin izinleri kaldırıldı ve tarihi Meclis Binası Reichstag ziyaretçilere kapatıldı. Başbakan Angela Merkel'a gönderilen bombalı paket yüzünden artan korku İçişleri Bakanı‘nın açıklamalarıyla ikiye katlandı. Münih uçağında bulunan şüpheli paket de bu korkuların tuzu biberi oldu.

Sosyal demokrat siyasetçiler bile yeni güvenlik yasalarına ihtiyaç duyulduğunu, Almanya'da yaşayan yabancıların daha fazla dinlenmesi ve takip edilmesi gerektiğini ateşli bir biçimde savunmaya başladılar.

Alman ordusunun da iç güvenlikte kullanılması tartışılıyor. Aslında Almanya'da eski İçişleri Bakanı Sosyal Demokrat Otto Schily'den bu yana, daha doğrusu 11 Eylül saldırılarından bu yana, ne zaman terör uyarıları sıklaşsa bunu mutlaka yeni bir güvenlik paketi izliyor. Tabii her yeni paket de özgürlüklerin kısıtlanması, Almanya‘ya giriş çıkışların sınırlandırılması ve Müslümanların hayatının biraz daha kararması demek oluyor.

Elbette bugüne kadar 11 Eylül saldırganlarının geldiği ülke olan Almanya'da bir saldırı olmaması, olmayacağı anlamına gelmiyor. Ancak her yeni güvenlik paketinin sorunu neredeyse hiç çözmedigi de açık. Çünkü hala Almanya'da yeni terör hücreleri keşfediliyor, yeni terör zanlıları yakalanıp yargı önüne çıkarılıyor. Muhafazakar politikacılar, şu anda Almanya'da en az 100 İslamcı teröristin elini kolunu sallayarak dolaştığını belirttiler. Alman Bilim ve Siyaset Vakfı‘nın araştırmalarına göre, artık dünyada örgütlü, bağımsız ve enternasyonal olmak üzere üç farklı terörist tipi var ve ne zaman ne yapacaklarını hesaplamak giderek zorlaşiyor.

MÜSLÜMAN GENÇLER BATIDA RADİKALLEŞİYOR
11 Eylül saldırılarını yapan Hamburg hücresi üyeleri örgütlülerdendi, örgütün kamplarında eğitim görüp emirleri doğrultusunda hareket ettiler. Örgütlüleri kendi başina hareket edenler yani bağımsızlar takip etti. İstihbarat ağının dışında oldukları için bağımsızların ne yapacaklarını önceden kestirmek, elbette örgütlülerden çok daha zor. Ancak bir örgüte üye olmamaları, eğitim almamaları, yani profesyonel olmamaları anlamına geldiği için genellikle eylemlerinde başarılı olamıyorlar.

Üçüncü sınıf İslamcı teröristlerse bu iki grubun bir sentezi diyebiliriz. Bu gençler önce radikalleşiyor sonra Yemen, Pakistan gibi ülkelerde kendilerine uygun bir örgüt bulup kamplarında sıkı bir eğitim görüyorlar. Kısacası enternasyonal olarak sınıflandirebileceğimiz bu İslamcı gençler örgütlüler kadar profesyonel, bağımsızlar kadar fütursuz, doğal olarak daha tehlikeliler.

Enternasyoneller etnik köken olarak homojen bir yapıya sahipler. Aralarında Araplar, Pakistanlılar, Afrikalılar, Türkler, Kürtler olduğu kadar İslama dönen Avrupalılar da var. Yılbaşında Detroit'teki saldırı girişiminden sonra yakalanan Ömer Faruk Abdulmuttalip enternasyonellere iyi bir örnek teşkil ediyor. Nijerya doğumlu olan Ömer Faruk Abdulmuttalip, Dubai ve Londra'da yaşayıp, Yemen'deki kamplarda eğitim görmüş. Çoğu batıda doğmuş ya da çok küçükken göç etmiş enternasyonellerin hiçbiri cihat için kökenlerinin geldiği memlekete geri dönmüyor.

BAYIYA ENTEGRE VE İYİ EĞİTİMLİLER
Yoksul ve toplumsal olarak dışlanmış bir aileden gelmedikleri gibi, Batıya entegre olmuş ve iyi eğitim almış bu gençler hiç dikkat çekmeden pek çok ülkeye seyahat edebiliyorlar. Bosna, Afganistan, Çeçenistan, Keşmir ya da Irak, nerede çatışma varsa oraya gidiyorlar.

Ortadoğu sorunu hepsi için itici güç, ama aralarında Filistinli, Iraklı ya da Afgan bulmak çok güç. Terörizm uzmanı Guido Steinberg‘in çok güzel özetledigi gibi ‘‘yeni teröristler küresel bir dünyada yaşayıp, bütün Müslümalarla bir ümmet oluşturuyorlar. Onlar modern, küresel, sınırsız ve kültürsüz bir dünyanın ürünleri. Onları savaşa iten Batı değerlerinin egemen olması korkusu değil, İslami değerlere yapılan saldırı." Steinberg, yeni İslamcı teröristlerin çoğunun Müslümanlığı ailelerinin geldiği ülkede değil, Batı‘da ögrendiklerinden yola çıkarak onları cihat ya da Ortadoğu sorunu değil Batı‘nın kendisinin radikalleştirdiğini öne savunuyor.

YENİ GÜVENLİK PAKETİ ÇÖZÜM DEĞİL
Bu savı hesaba katınca, Almanya'daki yeni terör uyarılarının ardından yeni İçişleri Bakanı Thomas de Maziere de selefleri gibi şerif lakabına özenir de yeni bir güvenlik paketi hazırlarsa, pekala bu Almanya‘nın Müslüman gençlerin radikalleşmesi yönünde bir adım daha atması anlamına gelir. Bütün gelişmeler terörle mücadelenin uluslararası düzeyde sürmesi gerektiği kadar, sorunun kökünden çözmenin yegane yolunun İslamı ve Müslümanlığı anlamaktan geçtiğini gösteriyor.

ALMANYA TÜRKLERİ DE YAKINDA İSLAMLAŞIR
Almanya; Fransa, İngiltere ya da İspanya‘dan çok daha şanslı çünkü en büyük göçmen grubunu Türkler oluşturuyor. Ve Türkler Almanların ısrarlı tutumlarına rağmen kendilerini hala Müslüman olarak tanımlamıyorlar. Ancak göç ve uyum tartışmaları son yıllardaki gibi Müslümanlık üzerinden yapılmaya devam ederse Almanya‘nın Türklerinin de 'İslamlaşmaları' yakındır.
ntvmsnbc

Yakında maalesef o da mümkün
Serdar Turgut
29 Kasım 2010

AMERİKA her terör girişiminden sonra böyle bir yöntemin bir daha kullanılmaması için yeni uçak güvenliği sistemi oluşturuyor.
Ayakkabısına bomba monte eden adamdan sonra hepimiz güvenlik aramasında ayakkabılarımızı çıkarmaya başladık.
Bir tanesi çıktı sıvı kullanarak uçakta bomba yapmaya girişti. Artık hiçbirimiz ne suyumuzu, losyonumuzu ne de sıvı ilacımızı uçağa sokabiliyoruz.
-İnşallah delinin bir tanesi ürettiği bombayı poposuna sokarak uçağa binerken filan yakalanmaz.
-Çünkü bu da olursa uçağa binmeden önce hepimize kolonoskopi de uygulayacakları kesindir.
- Haydi o bir şey değil buna bile razı oluruz diyelim, ama bugünlerde Amerika'da yetkililer elle muayeneye takmış durumdalar. Kolonoskopi imkânlarının olmadığı havalimanlarına da o durumda neler olacaktır düşünebiliyor musunuz. İnsanı uçmaktan vazgeçirecek bir gelişme olurdu bu herhalde.
Habertürk

Bulgaristan havaalanında bomba paniği
13 Aralık 2010
Sofya Havaalanı'nda Yunan Olimpic Airlines şirketine ait bir yolcu uçağında bomba bulunduğu yolundaki ihbar panik yarattı.

Sofya Havaalanı İdari Müdürü Nikolay Kabakçiev, Sofya?Atina seferini yapmak üzere hazırlanan uçaktaki bomba ihbarının Olimpik Airlines şirketinden geldiğini belirtti.

Kabakçiev, Bulgar Bgnes haber ajansına açıklamasında akşam saat 19.30'da kalkması öngörülen uçağın güvenlik sahasına çekilerek, yolcuların acilen indirildiğini söyledi.
haber10

İngiltere'de terör şüphelilerinin gözaltı süresi uzatıldı
27 ARALIK 2010
İngiltere'de haklarında Noel öncesi dönemde Londra'nın kalabalık noktalarında bombalı eylem yapacakları şüphesiyle dava açılan 9 kişi bugün mahkemeye çıkarıldı ve tutukluluk süreleri uzatıldı.

Şüphelilere ayrıca patlayıcı maddelerle terörist eylem hazırlığında oldukları suçlaması da getirildi.
Mahkemede, potansiyel hedeflerden birinin Londra Borsası olduğu belirtildi.
Savcılık, polis tarafından yapılan incelemelerin, Noel'e günler kala yapılması planlanan saldırının hedefleri arasında Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği ile siyasi ve dini figürlerin de olduğunu gösterdiğini söyledi.
BBC muhabiri Jon Brain, sanıkların mahkemeye gruplar halinde çıkarıldığını, ayrıca mahkeme sırasında bombalı saldırı planlarının detaylarının da konuşulduğunu söylüyor.
Ancak yasal nedenlerle, bu detaylar kamuya henüz açıklanmayacak.
İngiltere'de yüksek alarm sürüyor
20 Aralık tarihinde çeşitli adreslere yapılan baskınlarda tutuklanan kişiler 19 ve 28 yaşları arasında.
Söz konusu kişiler 1 Ekim 20 Aralık tarihleri arasında bombalı eylemler planlamakla suçlanıyor.
Londra, Cardiff ve Stoke-on-Trent kentinden sanıkların tamamı Müslüman kökenli.
İstihbarat kaynakları Eylül ayında, El Kaide'nin İngiltere, Almanya ve Fransa'da aynı anda saldırılar düzenlemeye yönelik bir planını ortaya çıkardıklarını açıklamıştı.
Batılı istihbarat servislerine göre militanlar iki yıl önce Hindistan'ın Mumbai kentinde düzenlenene benzer saldırılar planlıyordu.
Mumbai'deki saldırılarda silahlı 10 kişi üç gün boyunca kentte dehşet saçıp, 166 kişiyi öldürmüştü.
İngiltere'de ise halen alarm seviyesi en yüksek ikinci düzeyde.
Bu da ülkede bir saldırı düzenlenmesi ihtimalinin oldukça yüksek olduğu anlamına geliyor.
BBC

ABD'de yeni bir 11 Eylül paniği daha
02 Ocak 2011
ABD'nin başkenti Washington'da heyacan dolu dakikalar yaşandı. Bir uçakla bağlantı kesilince 11 Eylül saldırıları akıllara geldi ve savaş uçakları havalandı, kongre ve çevresindeki binalar boşaltıldı.

Amerika Birleşik Devletleri'nin başkenti Washington yakınlarındaki iç hat seferlerine açık havalanına iniş yapan uçaklardan biriyle telsiz bağlantısı geçici olarak kesildi.

Durumun ne olduğunun anlaşılamaması üzerine alarma geçildi. Andrews Hava Üssü'nden 2 adet F-16 uçağı havalandı. Kongre binası da tatil olmasına rağmen alarm verilerek, boşaltıldı.

F-16'lar olay yerine varmadan uçakla tekrar telsiz bağlantısı kuruldu. Uçak havalanına normal inişini gerçekleştirdi.
NTV

Yabancı diplomatlar hesap açacak banka arıyor
14 OCAK 2011

ABD'nin en büyük bankalarından bazılarının bundan böyle diplomatlara hizmet vermeme kararı, ülkede görev yapan binlerce diplomatı, "maaşımız nereye yatacak?" telaşına sürükledi.
Washington yönetiminin bilgi aktarımı talebiyle getirdiği sıkı kısıtlamalar ardından; dünyanın en büyük bankalarından J.P. Morgan Chase, pek çok diplomatik hesabı kapatmaya başladı.
İlgili Konular
Ekonomi, Amerika Birleşik Devletleri, Şirket Haberleri
Banka yetkililerine göre Mart sonundan itibaren, elçiliklere hizmet verilmeyecek.
150 kadar diplomat bu konuda Amerikan dışişleri bakanlığı ve hazine yetkilileri ile görüşmeler yaptı.
Aralarından altısı; tüm aramalarına rağmen, temsil ettikleri dış temsilcilik için uygun bir banka bulamadıklarını söylüyor.
Bankalarının kendilerine tanıdığı mühletin sonuna dek bir alternatif bulamazlarsa, faturalarını ve çalışanlarının maaşlarını ödemekte sıkıntıya düşecekler.
İran büyükelçisi Muhammed Hazai, sorunun sadece elçilikleri değil, kurum olarak Birleşmiş Milletler'i de zorda bırakacağı uyarısında bulunuyor.
Hazai, "Temsilcilikler işlemezse Genel Kurul toplanamaz, Güvenlik Konseyi olmaz; komisyon toplantıları yapılamaz... Bu Birleşmiş Milletler ve Amerika Birleşik Devletleri açısından ciddi bir sorun." diyor.
Maliyetler ağırlaştı
J.P Morgan Chase, diplomatik hesapları kapatan Amerikan bankalarından sadece biri.
Nedenini resmen açıklamış değil, ancak haberlere bakılırsa mesele, hesap işlemlerini takip etmenin maliyetinin çok yükselmesinden kaynaklanıyor.
11 Eylül sonrası para akışlarını daha iyi denetleyip, para aklama, yabancı teröre destek amaçlı para havalesi gibi işlemlerin önüne geçmek için bir dizi yeni kural konmuştu.
Peki bankalar şimdiye dek peşinde konuştukları "diplomatik müşterileri" neden şimdi kapıdan çeviriyor?
Amerikan Bankacılar Birliği Başkan Yardımcısı Robert Howe'a göre sorun hesapların yolsuzluk için kullanılması olasılığının bankalar için taşımak istemedikleri ek külfetler getirmesi.

JP Morgan Chase New York'taki pek çok yabancı misyonun işlemlerini yapıyordu
Elçiliklerin faaliyetlerinin tabiatı dolayısıyla yabancı bir şirket kadar şeffaf olmadığını; yabancı toprak sayıldıklarından belli verilere erişimin zor olduğunu hatırlatıyor.
"Para aklama, ya da son dönemde üzerinde giderek daha çok durulan başka ülkelerdeki yolsuzluğa maşa olma kaygıları; yani yani zimmete geçirme ya da rüşvetten edinilmiş paraların aktarımında kullanılma endişesi nedeniyle bankalar huzursuz. Bu yüzden elçilik hesaplarının takibine hayli çok para ayrılıyor." diyor.
Peki elçilikler ne yapacak? Bundan böyle bütçelerini bir çuvala doldurup mu taşıyacak ülkelerinden?
Howe, "Umarım hayır." diye yanıtlıyor:
"Bu uzmanlaşılmış; niş bir bankacılık alanı haline geldiğinden, daha az banka bu hizmetleri sunacak. Ama bir aşamada bir bankanın bunun üzerinde durmaya değer bir faaliyet olduğuna karar vereceğini sanıyorum."
"Bunun dışında ise mevzuatın, bu hesapları özel koşullara tabi tutacak şekilde değiştirilmesi mümkün. Ama henüz o noktaya varmadık."
Ara çözüm arayan Amerikan dışişlerinden bir yetkili diplomatlara, yeni hesap başvurularında bankalara nasıl yaklaşabilecekleri konusunda tavsiyelerde bulunduklarını bildirdi.
Yaşananlardan "elçiliklerin karanlık işlere karıştığı sonucu çıkarılmasın; bankaların kararı maliyetlere dayanıyor" diyen Patrick Kennedy'ye göre yönetim, kaygılarını bankalara da en üst düzeyden iletmiş olsa da bu, "bankalara ne yapacaklarını söyleme anlamına gelmiyor".BBC

'İslamcı terör tehdidi bir nesil sürecek'
4 ŞUBAT 2011

İngiliz dış istihbarat servisi MI6'in, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nin bir nesil boyu intihar saldırıları tehdidiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunduğu ortaya çıktı.
İngiliz Daily Telegraph gazetesinde yer alan haber, gazeteye Wikileaks tarafından sızdırılan ABD dışişleri belgelerine dayanıyor.

Gazeteye göre, MI6'in üst düzey bir görevlisi, istihbarat örgütlerinin izleme ağında olmayan, İngiltere içindeki radikal gruplardan kaynaklanan bu tehdidin yıllarca ortadan kalkmayacağına inanıyor.
Bu uyarının 2008'de ülkeyi ziyaret eden Amerikalı bir kongre üyesine iletildiği anlaşılıyor.
Ajanın İngiltere'nin intihar eylemleri için eğitim alabilecek yabancı ya da İngilizler nedeniyle emsali görülmemiş bir tehdit altında olduğu sözleri aktarılıyor.
İngiliz ajan, istihbarat kuruluşlarını bu tehditleri belirlemekte güçlük çekeceğinden yakınıyor.
Belgeye göre, İngiliz kaynak ülkesinin terör hareketlerini izleyebilmek için CIA ve diğer Amerikan istihbarat kuruluşlarına "bütünüyle ya da büyük oranda bağımlı" olduğunu da ifade etti.
Bu uyarılar, ülkenin terörle mücadele yasalarında yapılan gözden geçirmenin sonuçlarının açıklandığı bir döneme denk geldi.
İncelemeyi yapan bağımsız yetkili, Avrupa İnsan Hakları Yasaları'nın İngiltere'yi turistler için güvenli bir barınak haline getirdiğini savundu.
Gazete bir başka haberinde de, Amerika'daki 11 Eylül saldırılarında rol oynadıklarından süphelenilen bir gizli hücreyle ilgili Wikileaks belgelerinden sonra FBI'ın terörle mücadele ekiplerinin yeniden soruşturma başlattıklarını duyuruyor.
Gazetenin hafta başında yayımladığı belgelere göre, saldırıların hazırlığına yardım ettikleri öne sürülen üç Katarlı, 10 Eylül'de Los Angeles'tan Washington'a giden bir uçağa bilet almıştı.
Ama otellerinde pilot üniformalarıyla görülen bu kişiler uçağa binmedi.
Aynı uçak ertesi gün kaçırılarak Pentagon binasına çakıldı.
Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı olan bir başka kişi de korsanların Amerika'ya girmesine yardımcı olduğu ve gözcülük yaptığı şüphesiyle aranıyor. BBC

İslam ABD'nin gündeminde
6 Şubat 2011
Washington merkezli PEW Araştırma Merkezi’nin raporuna göre, yirmi yıl sonra her dört dört kişiden biri Müslüman olacak.

Hangi ülkelerde Müslüman nüfus artacak ve bu tahmin hangi temele dayanıyor? Din esas alınarak dünyadaki nüfus artışının mercek altına alındığı ''Küresel Müslüman Nüfusun Geleceği: 2030 Öngörüsü'' adlı rapor çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. 220 sayfalık raporda, önümüzdeki yirmi yıl içinde Müslüman nüfustaki artışın, Müslüman olmayanlardan iki kat daha fazla olacağı belirtiliyor.

Bölgesel farklılıkların etkisi

Ancak diğer yandan Müslüman nüfusun artışında son yirmi yılda yüzde 0,7 oranında gerileme olduğu da kaydediliyor. Rapordan elde edilen sonuçları değerlendiren Pew Araştırma Merkezi Din ve Kamu Hayatı Forumu Direktörü Brian J. Grim, Avrupa'da yaşayan Müslüman nüfusun geleceğine ilişkin şu tahmini yapıyor:

“Avrupa'da 2010 yılında 44 milyon olan Müslüman nüfusun 2030 yılında 58 milyona çıkmasını bekliyoruz. 2010 yılında Avrupa nüfusunun yüzde 6'sını oluşturan Müslümanlar, 2030 yılında yüzde 8'ini oluşturacaktır.”

Avrupa'da da bölgesel farklılıklar olduğuna dikkat çeken Grim, özellikle Belçika'da Müslüman nüfusun artışının yüzde 6'dan yüzde 10,2'ye tırmandığını, Fransa'da da yüzde 7,5'den yüzde 10,3'e çıktığını belirtiyor. Almanya'da yaşayan Müslümanların sayısı günümüzde 4 milyon 100 bin civarında. 2030 yılı için yapılan öngörüye ise Almanya'da yaşayacak Müslüman sayısı 5 milyon 500 bine yükselecek.

Avrupa’da patlama bekleniyor mu?

Kosova, Arnavutluk, Bosna-Hersek ve Rusya gibi Müslümanların uzun süredir yaşadığı ülkelerde artış oranı göçün etkili olduğu Batı, Kuzey ve Güney Avrupa ülkelerindeki kadar yüksek değil. Ancak uzmanlar, Avrupa'daki Müslümanların nüfusunda bir patlama beklemiyor. Aksine nüfus artışı yavaşlayacak. Bunun en önemli sebebi ise göçmenlerin geldiği Türkiye gibi ülkelerde de nüfus artış oranının yüzde 2'lere kadar gerilemiş olması. Raporu kaleme alan merkezin direktörü Biran J. Grim'e göre, ayrıca göçmenler geldikleri ülkelere uyum sağlıyor:

“Göçmenler, geldikleri ülkelerdeki yeni kültüre uyum sağlamaya çalışıyor. Genel eğilim bulundukları ülkelerde karşılaştıkları örnekleri benimsemeleri. Örneğin çocuklarının iyi bir eğitim alıp iyi bir işe sahip olma fırsatını yakalamalarını istiyorlarsa bunu başarabilmek için daha küçük ailelere sahip olmak için çaba harcıyorlar.”

Göçmenlerin uyum sağlamayamaması durumunda ise yapılan öngörülerin ötesinde bir nüfus artışının olması mümkün. Müslümanlardaki nüfus artışının daha yüksek olduğuna işaret eden uzmanlar, gelecekte Avrupa'daki toplam nüfusun yüzde 10'unun Müslümanlardan oluşabileceğini kaydediyor. Brian J. Grim de şu noktaya vurgu yapıyor:

“Avrupa'da daha az bir artış görüyoruz. Ancak ben bu rakamların, Müslümanların Avrupa'da kalıcı bir azınlık olacağını gösterdiğini düşünüyorum.”
Almanyanın Sesi

[/img]
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Çrş Ksm 09, 2011 11:29 pm    Mesaj konusu: New York polisi Müslümanları sıkı takibe almış Alıntıyla Cevap Gönder

CERN bilim adamı mahkum oldu
4 MAYIS 2012
Fransa'da bir mahkeme dünyanın en büyük fizik deneyinin yapıldığı CERN laboratuvarındaki ekiple birlikte çalışırken terör eylemi planladığı suçlamasıyla yargılanan Adlene Hicheur'u beş yıl hapse mahkum etti.

Hicheur 2009 yılında tutuklanmıştı.

Hicheur'ün tutuklanmasına neden olan gelişme, el Kaide üyesi olduğu iddia edilen bir kişiyle e-posta yoluyla temas içinde olmasıydı.

E-postalardaki ifadeler, bilim adamının "aktif bir terör biriminin bir parçası olmak" ve "Fransa'daki hedefleri vurmak istediğine" işaret ediyor.

Savunma avukatları, müvekkillerinin kesinlikle bir terör eylemi hazırlığı içinde olmadığını söylüyor.

Hicheur, tutuklu yargılandığı için son iki buçuk yıldır cezaevinde alıkonuyordu.

Duruşmalar Mart ayı başında başladı. Bilim adamı, söz konusu e-postaları yazdığı dönemde ağır psikolojik sarsıntıdan geçtiğini söyledi ve saldırı hazırlığı yaptığı suçlamasını reddetti.
BBCT

New York'ta Skandal Büyüyor:New York polisi Müslümanları sıkı takibe almış
09 Kasım 2011
Amerika Birleşik Devletleri'nde New York polisinin Müslümanları sıkı takibe aldığının ortaya çıkması ile başlayan skandal büyüyor. Polisin, Brooklyn'de Müslümanlara ait iş yerlerini de gözetlediği ortaya çıktı.

New York polisinin Brooklyn Koleji'ndeki Müslüman öğrencileri sıkı takibe aldığının ortaya çıkması ile başlayan skandal büyüyor.
Polisin, öğrencilerin yanısıra Müslümanlara ait iş yerlerini de gözetlediği ortaya çıktı.

Brooklyn'deki iş yerlerini gözetleyen polisin zaman zaman buralara baskın düzenlediği belirtildi.

Baskınlardan rahatsız olan esnafın şikayetleri üzerine New York polis teşkilatının sözcüsü bir açıklama yaptı.

Sözcü, sivil özgürlüklere karşı çok hassas olduklarını iddia ederek polis ile vatandaşlar arasında her zaman gerginlik olabileceğini söyledi.

Polisin Müslüman öğrencileri takip ederek haklarındaki bilgileri kayıt altına aldığının ortaya çıkması üzerine bir öğrenci grubu hak ihlallerine karşı seminerler düzenlemeye başladı.

"Haklarınızı Bilin" adıyla düzenlenen seminerlerde polis takibine uğrayan ögrencilere yasal olarak ne yapmaları gerektiği konusunda bilgi veriliyor.

TRT

Amerika Birleşik Devletleri'nde Uçakta Panik
17 Kasım 2011
Amerika Birleşik Devletleri'nde bir pilot, yolcu uçağının tuvaletinde kapalı kalınca terör paniğine yol açtı.

Kuzey Carolina'dan New York'a giden yolcu uçağının pilotu, tuvaletin kapısı sıkışınca içeride mahsur kaldı.
Sıkışan kapıyı yumruklayan pilotun imdadına bir yolcu yetişti. Pilottan aldığı kokpite giriş parolasıyla kokpitin kapısına gitti, murettebata olayı haber verdi.
İşte panik de bu sırada başladı.
Yardımcı pilot, kontrol kulesine, kokpitin kapısında ağır aksanlı İngilizce konuşan birinin olduğunu ve kaptan pilotun da ortalıkta olmadığını bildirdi.
Yardımcı pilot söz konusu kişinin kokpite giriş için mürettebatın kullandığı parolayı söylediğini ancak yine de kapıyı açmayı düşünmediğini iletti, havalimanındaki görevlilere.
Bunun üzerine kuledeki görevli, yardımcı pilota acil durum ilan etmesini ve inmesini tavsiye etti. Neyse ki bu panik durumu fazla uzun sürmedi.
Uçağın tuvaletinde mahsur kalan kaptan pilot sıkışan kapıyı açmayı başararak dışarı çıktı ve kokpite döndü.
Kuleyle konuşan kaptan pilot, endişe edecek bir durum olmadığını, yolcunun sadece yardımcı olmaya çalıştığını söyledi ve uçak New York La Guardia Havalimanı'na indi.
Uçak indikten sonra, yolcuyla da konuşan New York polisi bütün yaşananların bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığına ikna oldu.
TRT

'Kuş gribi haberlerinizi sansürleyin'
21 Aralık 2011

ABD hükümetinin, bir silah olarak kullanılmasından çekindiği için, Nature ve Science dergilerinden kuş gribi virüsünün laboratuarda üretilen versiyonu hakkındaki makalelerini sansürmelerini istediği öğrenildi.

ABD Ulusal Bilim Danışmanlık Kurulu, her iki dergiye, H5N1 virüsünün iki araştırma grubu tarafından üretilen versiyonları hakkında haber yayımlamalarını istedi. Böylece, insanlar arasında hızla yayıldığı bilinen virüsün neden olabileceği paniğin önüne geçilmek istendi.

Her iki dergi, ABD’nin talebini geri çevirdi ancak endişeye neden olabilecek bilgilere erişimin kısıtlanabileceğini belirtti. Ulusal Bilim ve Danışmanlık Kurulu, ABD’de 2001’de yaşanan şarbonlu mektup vakalarının ardından kuruldu.
hürriyet

ABD'nin New York kenti polis departmanının, bu ülkenin kuzeydoğusundaki üniversitelerde okuyan Müslüman öğrencileri tek tek fişlediği ortaya çıktı

19 Şubat 2012

Uluslararası haber ajansı AP'nin haberine göre, Pennsylvania ve Yale üniversiteleri dahil, ülkenin kuzeydoğusundaki tüm üniversitelerde okuyan Müslüman öğrencilerle ilgili detaylı reporlar hazırlandı.

Müslüman öğrenciler hakkında hazırlanan raporların New York Emniyet müdürü Raymond Kelly'e rapor halinde sonulduğu da ortaya çıktı.ABD'de yaşayan Müslüman öğrenciler hakkında rapor hazırlayan emniyet yetkilileri, izledikleri öğrencilere tuzak e-postalar yolladığı gibi, okul yönetiminden de bilgi aldı. Örneğin bazı öğrencilerin günde kaç defa namaz kıldığına bile bakıldı.

Polis yetkililerinin ayrıca Müslüman öğrencilere ait internet sitelerine düzenli giriş yaparak, gözetlediği de ortaya çıktı.

Polis sözcüzü Paul Browne, bir dönem ABD'deki Müslüman Ögrenciler Derneği üyesi olan 12 kişinin gözaltına alındığını ya da terör şüphelisi olarak tutuklandığını belirtti.Sözcü Browne, "South Park" çizgi filminin yapımcılarına tehdit e-postaları gönderdiğini itiraf eden Jesse Morton adlı terör zanlısının, Long Island'daki Stony Brook Üniversitesi'ndeki Müslüman öğrencilerle iletişime geçerek propaganda yaptığının tespit edildiğini söyledi.

'FBI'IN KARA LİSTESİNDE OLMAK İSTEMİYORUZ'

New York polisinin Müslüman öğrencileri fişlemesine sert tepki gösteren Syracuse Müslüman Öğrencileri Derneği temsilcisi Tanwer Hak, "Hiç kimse FBI, New York Polis Departmanı ya da başka bir emniyet kuruluşunun listesinde olmak istemez. Müslüman öğrenciler, bu ülkede yaşayan diğer vatandaşlar gibi özellerine karışılmadan yaşamak ve özgürlüklerden yararlanmak istiyor" dedi.

BLOOMBERG: POLİS KANUNİ HAKLARINI KULLANDI

New York Polis Departmanı'nın Müslüman öğrencileri fişleme skandalını New York Belediye Başkanı Michael Bloomber ve emniyet müdürü Raymond Kelly savundu. Bloomberg ve Kelly yaptıkları yazılı açıklamada, polisin hazırladığı raporla yasaların kendisine tanıdığı hakları kullandığını ve suça karşı önlem almaya çalıştığını savundu.

Kaynak : http://www.internethaber.com/new-york-abd-ogrenci-fislemek-gozalti--402223h.htm#ixzz1mrv0fH4S

ABD’ye yolcuların bilgileri verilecek’
20 NİSAN 2012
Daily Telegraph, Avrupa Parlamentosu'nun Avrupa'dan Amerika'ya uçan her yolcunun bilgilerinin ABD'ye bildirilmesiyle ilgili kararının insan hakları gruplarını kaygılandırdığını belirtiyor.
Gazeteye göre, yolcuların, isim, adres, pasaport ve kredi kartı bilgileriyle telefon numaraları hatta rezervasyonu yaptıkları bilgisayarın yerini belirlemeye yarayan IP adresi Amerikan İç Güvenlik Bakanlığı'na bildirilecek. ABD terörle mücadele için ihtiyaç duyduğunu söylediği bu bilgileri 15 yıl süreyle kayıtlarında tutacak.
Bazı insan hakları grupları Amerikalıları kırmamak için milyonlarca yolcunun haklarının feda edildiğini, bu bilgilerin nasıl kullanılacağıyla ilgili kaygıları olduğunu söylüyor.
BBCT

Kamerun'da yedi Fransız turist kaçırıldı
19 ŞUBAT 2013



BBC'nin haberine göre; Kamerun'un kuzeyinde yedi Fransız turistin silahlı kişiler tarafından kaçırıldığı bildirildi.

Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande, aynı aileden turistlerin Nijerya sınırı yakınlarında kaçırıldıklarını ve kaçıran grubun Nijerya'da üslenen "bir grub olduğunu" açıkladı.

Hollande, yedi kişinin kaçırıldıktan sonra sınırın Nijerya tarafına götürülmüş olabileceklerini de söyledi.

Nijerya'daki İslamcı militan grup Boko Haram, son yıllarda ülkenin kuzeyinde bir dizi eylemi düzenlemişti.

Yedi Fransız'ın, Bauchi eyaletinde kaçırıldıkları ve kaçırılma olayının Nijeryalı militan grup Ansaru tarafından üstlenildiği de gelen haberler arasında.

Ansaru örgütü, kuzeydeki Katsina eyaletinde kaçırılan Francis Colump adlı bir Fransız vatandaşını da ellerinde olduğunu açıkladı.
haber1001

Ottava’da aynı anda üç yere silahlı saldırı yapıldı
22.10.2014



Kanada medyasının polise dayandırarak verdiği bilgiye göre, Ottava’da aynı anda üç ayrı yerde ateş açıldı.

CTV News’in Twitter sayfasında “Ottava polisi, aynı anda üç ayrı yerde silahlı saldırı yapıldığını doğruladı” ifadesi yer aldı.
Polisin söylediğine göre, parlamento binasının yanında, Parlamentoya yakın bulunan Ulusal Savaş Anıtı civarında ve Rideau Centre alışveriş merkezinde ateş açıldı. Olaylarla ilgili ayrıntılı bilgi ve zarar görenlerin sayısı açıklanmadı.
Daha önce bildirilmiş olduğu üzere, Ottava merkezinde yer alan Anıt’ta nöbet tutan asker bilinmeyen bir kişi tarafından öldürüldü. Silah atışları parlamento binasında devam etti. Kanada Başbakanı Stephen Harper binadan başarıyla tahliye edildi. Saldırgan parlamento binasında kuşatıldı. Polis birkaç saldırgandan söz edilebileceğini düşünüyor. Birinin öldürüldüğü biliniyor. Diğerinin binanın çatısında bulunduğu tahmin ediliyor. Olay yerinde bir helikopterin gözetim uçuşları yaptığı bildirildi. Polis vatandaşları pencerelere yaklaşmamaları, çatılara çıkmamaları ve parlamento binasının etrafında görünmemeleri konusunda uyardı.
Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/news/2014_10_22/Ottava-uc-yere-silahli-saldiri/

CNN: Ottava eylemcisinin, Kanadalı İslamcılarla ilişkisi araştırılıyor
23 Ekim 2014



CNN televizyonu Ottava eylemcisi Michael Zehaf-Bideau’nun Kanadalı İslamcılarla veya en azından Suriye’ye savaşmaya giden bir kişiyle ilişkisi olabileceğini iddia etti.

İslam’ı kabul edip ismini Michael Zehaf-Bideau olarak değiştiren 32 yaşındaki Michael Joseph Holl, Ulusal Savaş Anıtı önünde nöbet tutan Kanada silahlı güçleri onbaşısı 24 yaşındaki Natan Serillo’yu çift namlulu av tüfeğiyleöldürdü. Daha sonra parlamento binasında da ateş açan saldırgan Parlamento Güvenlik Şefi Kevin Vickers tarafından öldürüldü.
haber93

Londra'da bomba alarmı
16 MAYIS 2011
Londra Emniyet Müdürlüğü, kent merkezi için bir bomba ihbarı yapıldığını açıkladı.
Ancak polis, ihbarda bulunan kişilerin bombanın nereye yerleştirildiği ve ne zaman patlayacağından söz etmediğini bildirdi.

Londra'da sabah saatlerinde Buckingham Sarayı'na çıkan yol ile yine kent merkezindeki bazı caddeler Dışişleri Bakanı William Hague'ın konutunun bulunduğu evin yakınlarında yerinden oynatılan bir rögar kapağının şüphe çekmesi üzerine kapatıldı.

Bölgede özel eğitimli köpeklerle arama yapılıyor.

Ancak bomba tehdidiyle, caddelerin trafiğe kapatılması arasında bir bağlantı olup olmadığı bilinmiyor.BBC

'Gıda zincirine terör saldırısı riski'
5 HAZİRAN 2011

"Gıdaya yönelik terör tehdidi konusunda dükkanlara uyarı."
Sunday Telegraph, manşetten yer verdiği haberinde İngiltere hükümetine bağlı güvenlik danışmanlarının uyarısını aktarıyor.

Ulusal Altyapının Korunması Dairesi'nden gelen uyarı, Almanya'daki ölümcül E.koli salgınına ilişkin son değerlendirmeleri takip ediyor.
Buna göre yetkililer, gıda ve içecek üreticilerini, satıcılarını ve süpermarketleri, tesislerindeki ve depolarındaki güvenliği sıkılaştırmaya, gıda zincirinde güvenlik açığı oluşabilecek noktaları belirlemeye çağırdı.
"Uzmanlar, E.koli salgınının gıda zincirinin ne kadar korunmasız olduğuna ve bakterilerin ne kadar çabuk yayılabildiğine işaret ettiğine dikkat çekmişti.
"Salgın nedeniyle ölenlerin sayısı 18'e ulaşırken 1800'den fazla kişinin ağır hasta olduğu ve ölü sayısının daha da artmasının beklendiği ifade ediliyor.
"Önde gelen bir Alman doktor, dün akşam bakterinin kasten yayılmış olması ihtimaline ilişkin bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulundu.
"Berlin'deki Vivantes hastanesinin hijyen bölümü başhekimi Klaus-Dieter Zastrow, 'Akli dengesi olmayan bir kişi, pekala kalkıp bir kaç kişiyi öldüreceğim ya da 10 bin kişiye ishal bulaştıracağım diye düşünmüş olabilir.' diye konuştu."
Sunday Telegraph, geçmişte kasten gıda zehirlenmesi gibi yöntemlere genellikle herhangi bir kişiye garezi olan bireylerin ya da haraca kesmeye çalışan adi suçluların başvurduğuna ancak güvenlik yetkililerinin artık bu tür eylemler için El Kaide örgütü, hayvan hakları savunucuları gibi gruplardan da endişe ettiklerini, böyle bir tehdidin oluşmakta olduğunu belirtiyor. BBC

ABD'den Türkiye'ye 'Elle Arama' Emri!
25 Haziran 2011
Ana Haber

ABD'ye yapılan uçuşlardan önce Atatürk Havalimanı güvenlik kapılarında yapılan elle aramaların kaldırılması kriz yarattı.ABD Türkiye'ye havalimanlarında elle arama uygulanmasını yeniden başlatması gerektiğine dair adeta emir verdi.

Atatürk Havaalanı Mülki İdare Amiri Ahmet Aydın’ın ABD uçuşları öncesi yolcuların elle aranması uygulamasına son verilmesini isteyen yazısı ABD ile Türkiye arasında krize neden oldu.

Airporthaber internet sitesinin haberine göre, Aydın imzasıyla ABD’ye sefer düzenleyen THY ve Delta Airlines’a birer yazı gönderildi. Yazıda ABD’ye giden yolcuların uçağa binmeden önce ‘gate’ olarak bilinen güvenlik kapısında özel güvenlik personeli tarafından elle üst ve bagaj araması yapılmasının şikayet konusu olduğu ve bütün standart güvenlik kontrollerinden geçen yolcunun yeniden güvenlik taramasından geçirilmesinin yolcu memnuniyetini düşürdüğü vurgulandı. Bu nedenle 20 Haziran’dan itibaren gate bölgesinde elle arama yapılması uygulanmasına son verilmesi istendi.

Fransa'yı Karıştıran İhbar Telefonu
23 Mart 2011
Paris'in simge yapısı Eyfel Kulesi, şüpheli paket alarmı nedeniyle güvenlik güçleri tarafından boşaltıldı..
Fransa'nın başkenti Paris'teki Eyfel Kulesi'nde şüpheli paket bulunduğu, kulenin boşaltıldığı bildirildi.

Eyfel'deki bir yetkili, şüpheli paketin kulenin altındaki alanda bulunduğunu belirtti.

Bir polis memuru, kimliği belirsiz birinden telefonla alınan ihbar üzerine yaklaşık 4 bin turistin tahliye edildiğini söyledi.

İhbarcının, "Kulenin, 18.00'de (TSİ 19.00) havaya uçacağını" söylediği kaydedildi.

BOMBA ALARMININ ARDINDAN ZİYARETE YENİDEN AÇILDI

Fransa'nın başkenti Paris'teki Eyfel Kulesi, bomba alarmının ardından ziyarete yeniden açıldı.

Polis, yapılan aramalarda bomba bulunamadığını, alarm durumunun kaldırıldığını belirtti aktifhaber

Almanya'da el Kaide bağlantısı
30 NİSAN 2011
Almanya'da dün üç kişi terör saldırısı planladıkları iddiasıyla tutklandı
Almanya'da savcılık, dün terör saldırısı planladıkları şüphesiyle, gözaltına alınan 3 kişiden birinin El Kaide'den emir aldığını ileri sürdü.
Savcılığa göre, saldırı emrini geçen yıl, Afganistan-Pakistan sınırından üst düzey bir el Kaide yetkilisi verdi.

Bombalı saldırı hazırlığı içinde oldukları gerekçesiyle, gözaltına alınanların biri Faslı, diğeri Fas kökenli Alman, üçüncüsü de İran kökenli bir Alman.
El Kaide yetkilisi ile irtibata geçen kişinin 29 yaşındaki Faslı Abdüladim K. olduğu ileri sürülüyor.
Savcılığa göre bu üçlü Dusseldorf içi veya çevresindeki kalabalık bir mekanda parça tesirli bomba patlatmayı planlıyordu.
Ancak hedefin henüz belirlenmemiş olduğu söyleniyor.
Aylardır izlenen bu kişilerin bomba yapımında kullanılacak malzeme satın aldıktan sonra tutuklandığı açıklandı.
Açıklama, Karlsruhe kentinde bulunan Federal Başsavcılık tarafından yapıldı. BBC

ABD korku içinde bekliyor
ABD’nin güney eyaletleri, tam 13 yıl süren sükunetin ardından gelecek büyük bir istilaya hazırlanıyor. Bunun nedeni, yıllardan beri toprağın altında uykuda olan ağustos böceklerinin uyanacak olması
12 Mayıs 2011
Dünyanın en gürültücü, bir o kadar da zararsız böceğinin milyonlarcası, birkaç gün içinde çiftleşmek için toprağın altından çıkacak ve ABD’nin güney eyaletlerinde bir toz bulutu gibi dolanacak.

Tennessee, Alabama ve Georgia eyaletleri, çok sayıda ağustosböceğinin uyanarak doğaya karıştığına tanık oluyor. Vatan'ın haberine göre; yetkililer en son 1998’de görülen ve erkek ağustosböceklerinin eş aramak için kavgaya tutuşacağı çiftleşme dönemi öncesinde, ABD’lilere uyarıda bulundu. habertürk

Karikatüristi öldürme girişimine 9 yıl hapis
4 ŞUBAT 2011

Danimarka'da tartışmalı Muhammed Peygamber karikatürlerinin çizerini öldürmek amacıyla evine zor kullanarak giren Somalili Muhammed Geele, dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Aarhus kentindeki mahkeme, cinayete teşebbüs ve terörle suçlanan Muhammed Geele'nin hapis cezasını çektikten sonra sınır dışı edilmesine karar verdi.

29 yaşındaki Somalili, karikatürist Kurt Westergaard'ın evine 2010 yılının ilk gününde baltayla girmişti.
Evine girildiğinin farkına varan Kurt Westergaard, kendisi için özel hazırlanmış 'panik odasına' saklanarak yara almadan kurtulmuştu.
Geele'nin çizere "ölmelisin", "cehenneme gideceksin" diye bağırdığı ve özel önlemlerle güçlendirilmiş olan banyonun kapısını baltayla kırmaya çalıştığı belirtiliyor. BBC
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BATI DÜNYASI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com