EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Ege ve Akdeniz'i Yunanlılar Gasp Etmiş, AKP seyretmiş

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> AKTUALİTE
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Prş Hzr 02, 2011 11:35 pm    Mesaj konusu: Ege ve Akdeniz'i Yunanlılar Gasp Etmiş, AKP seyretmiş Alıntıyla Cevap Gönder

Yunanistan Savunma Bakanı işgal ettikleri Türk adaları için posta koydu: "Molon lave /Gel de al"
19 Aralık 2017



T24'ün haberine göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan ziyaretini eleştirerek “İşgal altındaki 18 ada neden sorulmadı” diyen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na cevap verdi.

Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos’tan geldi. Kılıçdaroğlu’nun en iyi ihtimalle uluslararası hukuk ve anlaşmalardan habersiz olduğunu, en kötü durumda ise Yunanistan’ın topraklarını istediğini söyleyen Kammenos, “Gel de al” yorumunda bulundu.

Hürriyet’ten Yorgo Kırbaki’nin haberine göre, Erdoğan’ın ziyareti sırasında hiçbir yerde görülmemesi sebebiyle Yunan medyasının da dikkatini çeken Kammenos, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun geçen 11 Aralık’da TBMM’de yaptığı konuşmasına değindi.

Selanik’te konuşan Kammenos, “Ana muhalefet lideri yine 18 adanın Yunanistan tarafından işgal edildiğini söyledi. En iyi durumda, uluslararası hukukun ve anlaşmaların hükümlerinden haberi yok. En kötü durumda ise Yunanistan’ın egemenliğinden şüphe ediyor, topraklarımızı talep ediyor” dedi.

Sparta Kralı Leonidas’in MÖ 480 yılında Thermopile geçidinde teslim olup silahlarını bırakmasını isteyen Pers komutan Serhas’a söylediği “Molon lave” (Gel de al) sözünü tekrarlayan Yunan Bakan, “Cevabımız 'gel de al’dır. Yunanlar öyle öğrendik. Tarihimiz bunu öğretiyor” diye konuştu.

CHP’den Kılıçdaroğlu’na “Gel de al” diyen Kammenos’a: Geldikleri gibi giderler



Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos’un 18 adayla ilgili olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak dile getirdiği “Gel de al” sözlerine yanıt, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’dan geldi. Türkiye’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul’un işgali sırasındaki sözlerine referans veren Altay, “Geldikleri gibi giderler, sözüyle kendisine karşılık veriyoruz” dedi.

TBMM’de Yunan bakanın ifadeleriyle ilgili bir açıklama yapan Altay, Kammenos'un, Ege denizindeki 18 ada ve adacığın Yunanistan'ın işgalinde olduğunu itiraf ettiğini savunarak şöyle konuştu:

"Coğrafi aidiyeti belirsiz formasyonları, egemenliği belirsiz ada ve adacıklarla ilgili olarak bütün uluslararası anlaşmaları hiçe sayarak 18 adanın Yunanistan'a ait olduğunu söyledi. Bize 'gel de al' meydan okumasında bulunmuştur. Panos Kammenos bilmelidir ki, Büyük Atatürk'ün İstanbul işgalinde söylediği, 'Geldikleri gibi giderler' sözüyle kendisine karşılık veriyoruz.”

“Milli Savunma Bakanı karşılık vermeli"

"Yunanistan cüreti, hadsizliği, cesareti AK Parti hükümetlerinin tutarsızlığından, cesaretsizliğinden, acizliğinden bulmaktadır” diyen Altay, Kammenos’un yaptığı açıklamanın kabul edilemez olduğunu ifade etti. CHP Grup Başkanvekili, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:

"Bu sorunla ilgili olarak hiç şüphesiz Yunanistan ile Türkiye arasında devam eden istikşafi görüşmelerin devam etmesinin sakınca görmemekle birlikte, Milli Savunma Bakanı tarafından Yunan Savunma Bakanı'na aynı şekilde mukabil edilmelidir.

"Adaların Yunanistan tarafından işgali, Türkiye'nin güçsüzlüğünün işaretidir"

Bütün dünya bilmektedir ki 18 ada ve adacık egemenliğin kime ait olduğu henüz netleşmemiş, bir uluslararası anlaşmayla belirlenmemiş adacıklar. Bu aidiyeti belirsiz ada ve adacıkların keyfi bir tutumla Yunanistan tarafından işgal edilmesi Türkiye'nin bölgede aczini, güçsüzlüğünün işaretidir. Ayrıca Ege Denizi'nde aidiyeti belli olmayanlar değil, kıta sahanlığı, hava sahası sorunlarımız sürmektedir. Başta Bulamaç, Eşek, Koyun adası olmak üzere 18 ada ve adacığa Yunan işgaline karşı hükümeti bir milli duruş sergilemeye, yerlilik ve milliliği burada ispat etmeye çağırıyoruz. Bu konuda, buna benzer konularda hükümetle her zaman bir işbirliği, güç birliği ve hükümetin atacağı adımların tümünün, tamamının arkasında olduğumuzu kamuoyuna beyan ve taahhüt ederiz."
Ana Haber
ETİKETLER
yunanistan türkiye 18 ada panos kammenos savunma bakanı chp kılıçdaroğlu

size=24]İlber Ortaylı: Kıbrıs'tan vazgeçmek olmaz[/size]
09 Temmuz 2017



"Doğu Akdeniz'i başı boş bırakamayız"

Tarihçi Prof. İlber Ortaylı, İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında on gün boyunca süren Kıbrıs müzakerelerinden herhangi bir sonuç çıkmamasıyla ilgili "Kıbrıs'tan vazgeçmek olmaz. Kıbrıs’ta biz kendi komşularımızla, komşu kültürlerimizle bir arada yaşamanın yolunu aramalıyız" yorumunda bulundu.

Ortaylı, "Kıbrıs, Türkiye’nin güneyinde yer alan ve kıyılarımıza son derece yakın bir ada. Stratejik konumu, ulaşım noktası ve zenginlikleri açısından Akdeniz’in en önemli dört adasından biridir. Hatta bunların içerisinde üsler bakımından, Girit ve Kıbrıs önem arz etmektedir. Sicilya’nın yeriniyse çok küçük bir ada olan Malta almıştır. Malta Şövalyelerinin de bir zamanlar hâkim olduğu bu küçük ada halen bir üstünlük gösteriyor.Kıbrıs’ın öncelikle bu bakımından vazgeçilmez bir yönü vardır. " diye yazdı.

Ortaylı'nın Hürriyet gazetesinin bugünkü ( 9 Temmuz 2017) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:

Kıbrıs, Türkiye’nin güneyinde yer alan ve kıyılarımıza son derece yakın bir ada. Stratejik konumu, ulaşım noktası ve zenginlikleri açısından Akdeniz’in en önemli dört adasından biridir. Hatta bunların içerisinde üsler bakımından, Girit ve Kıbrıs önem arz etmektedir. Sicilya’nın yeriniyse çok küçük bir ada olan Malta almıştır. Malta Şövalyelerinin de bir zamanlar hâkim olduğu bu küçük ada halen bir üstünlük gösteriyor.

Kıbrıs’ın öncelikle bu bakımından vazgeçilmez bir yönü vardır. Birtakım yazarlar “Nükleer silahlar çağında bu gibi stratejik bölgelerin ne önemi var” demektedirler. Ama nükleer silahların ve gücün kullanılması hem çevre bakımından hem ekonomik bakımından pahalıya mal olmaktadır. Nüfusun mahvolması, coğrafi yapının yok olması; daha çok bedel sayabilirsiniz.



Rusya'nın Libya ve Suriye planları

Kıbrıs 19’uncu yüzyılda olduğu gibi bugün de önemlidir. O yüzden de Britanya oradan çekilirken önemli üsler elde etti. Bu üslerin orada bulunması sadece İngiltere için mühim değil. Bugün Güney Kıbrıs da buna önem veriyor; konu bizim için de önemlidir.

Kıbrıs’taki bu stratejik konuşlanmanın esası, Esad’ın Suriye’sinin birkaç yıldır adamakıllı Rusya’ya açılmasıdır. Rusya, Suriye’de üsler elde etmektedir. Rusya belki tarihte denizci bir devlet değildir ama nükleer deniz gücü, donanması olan bir ülkedir.

19’uncu yüzyıldan hatta daha evvelinden beri Baltık ve Vladivostok’un, yani Rus eski donanma merkezlerinin Rusya’nın denizciliği için fazla imkân vermediği çok açıktır. Herhalde Sivastopol limanına dayanarak Rusya’nın denizcilik yapabileceğini pek düşünmüyoruz. İstesek de istemesek de, hoşumuza gitse de gitmese de Rusya’nın Akdeniz’e yerleşmesi bir gerçektir.

Nitekim Suriye’nin dışında Libya’da da bir ağ, bir donanma kurmaya çalışmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri donanması zaten Akdeniz’dedir.

Böyle bir ortamda bizim Kıbrıs adasını boşaltıp alanı tamamen başkalarına bırakmamızın hiçbir anlamı olmayacağı açıktır ve de büyük bir tehlike arz eder. Bu tehlike sadece askeri bakımdan değildir. İleride ne gibi problemlerin ortaya çıkacağını bilmiyoruz. Şayet Kıbrıs, petrol ve ulaşım merkezi haline dönüşürse güneyimiz her şeyden evvel bir kirlenme sorunuyla da karşı karşıya kalacaktır. Binaenaleyh bizim Kıbrıs’ta bulunmamız gerekiyor.



Doğu Akdeniz'i başı boş bırakamayız

İkinci önemli durumsa İsrail’in, büyük devletlerin dışında önemli bir askeri güce sahip küçük bir devlet ve hiç şüphe yok ki bütün bölgemizin teknolojik açıdan en önde gelen unsuru olarak Kıbrıs civarındaki tabii zenginliklerle ilgilenmesidir. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Böyle bir ortamda bizim gözlemcilikle yetinmemiz dahi yerleşmeyi gerektiriyor.

Üçüncüsü, Suriye gibi çatışma alanlarını başıboş bırakmamız mümkün değil. Bu işler karadan müdahale ile olmaz, zira savaşın içine girersiniz. Ancak denizde savunmanızı sulh içinde kurarsınız. Akdeniz ticari trafiğini kontrol edip yararlanmak için buna mecburuz.

Verdiğimiz 'Evet'i normal görmüyorum

Bugüne kadar devam eden münakaşaya gelirsek... Annan Planı’na biz ‘Evet’ reyi verdik. Bu rey verişi pek normal görmüyorum. Bu sonuçta sadece yerlilerin değil yerleşenlerin de payı var. İkincisi, Rum nüfus, uzlaşma konusunda asgari müşterekleri bile kabul edemiyor; bütün istedikleri adanın askeri güçten temizlenmesi. Oysa bu bölgeyi, göçmen sayısını ve kompozisyonunu değiştirsek bile, hiçbir şekilde askeri kontrolün dışında tutmamız mümkün değil. Kimse buna razı olmuyor. Orayı boşaltan eski kolonyalist kuvvet bile razı olmamış ki o üsleri almış. Bizim bir şekilde orada tarif edilmiş üslerimiz olmalı.

Ne olacağını bilmiyoruz. Tutunuz ki adanın iki topluluğu birleşti, biz çekildik ve yerli Türklerle güneylileri yan yana bıraktık. Doğacak manzara üzerinde senediniz var mı? Dolayısıyla bunlar ancak zamanla ve gözlemle tespit edilebilecek şeylerdir. Türkiye kamuoyunda bir kısım insanların çok erken konuşma, talepte bulunma ve olur olmaz fikirleri erkence desteklemeleri anlaşılabilir bir şey değil.

Kıbrıs'ın kaderinin Germenya ile ne ilgisi var?

Kıbrıs’ın kozmopolit bir ada ve ulaşım yeri olarak yaşaması çok önemli. Buna kimse karşı değil. Doğu Akdeniz kültürü renkli bir kültür ve o kültürü sadece Kıbrıs’ın Helen unsuru meydana getirmiyor, başkaları da var. Bunların hepsinin korunması lazım. Niçin adanın sadece Helenizasyonunu ve Avrupalılaşmasını kabul edelim. Kıbrıs’ın kültürü üzerinde Küçük Asya’da, Suriye’de, Mısır’da yaşayanların değil de ta uzakta Germanya’da yaşayan Germenlerin mi payı var? Böyle bir şeyi bir Romalıya söyleseniz gülerdi. Çünkü Kıbrıs adasında hiçbir Germen lejyonu yoktu. Bu çok açık bir şey. Bu adanın kaderini ne için Avrupa tayin edecek? İngiltere gitti; yerine Batı Avrupa’yı mı koyacağız? Bu gibi girişimlerin önünü almak lazım.

Kıbrıs’ta biz kendi komşularımızla, komşu kültürlerimizle bir arada yaşamanın yolunu aramalıyız. O da eski statünün devamıyla mümkündür. Tabii ki 1974 sonrasında bazı uygulamaların belirli ölçüde düzeltilmesine gidilebilir. Zannediyorum ki Kıbrıs için daha iyi kurulmuş bir yapı ve kontrolün getirilmesi ve o yapılaşmanın zaman zaman gözden geçirilmesi lazım. Ama ben bugünkü Türkiye’nin, Londra ve Zürih antlaşmalarından, ki onları birtakım değerli hariciyecilerimiz bir antlaşmadan çok bir mütareke gibi niteliyorlar, geri adım atmasının, Kıbrıs’ı o mütareke temeli dışında tamamıyla terk etmesi ve bırakmasının hiçbir anlamı olduğunu düşünmüyorum.



Adadaki nüfus dengesi sağlanmalı

Kıbrıs’ta Türk unsur var. O Türk unsurun, oraya sonradan yerleştirilen nüfus dolayısıyla Türkiye’ye antipati duyduğu söyleniyor. Bu söylentiler abartılabiliyor. Abartılmasa bile alınacak tedbir açıktır. Burada huzuru önce kendi içimizde sağlamalıyız. Adaya yerleştirilen nüfusun dengesini başkalarından evvel biz sağlamalıyız. Bunların dışında Kıbrıs’a gelen 15 bin kadar muhacir Bulgaristan Türk’ü var. Kuzey Kıbrıs’ın kalkınması ve refahı için çok büyük faydaları vardır. Kültür ve yaşam tarzı bakımından da yerli Türk nüfusla çok iyi uyum sağlamaktadırlar. Dolayısıyla Kıbrıs’taki politikalarımızın ayarlanmasının gerektiği açıktır.

ETİKETLER
İlber ortaylı kıbrıs kıbrıstan vazgeçmek olmaz
T24

Yunanistan'ın işgal ettiği adamıza turist yağıyor...
18 Mayıs 2017



Yunanistan, işgal ettiği Bodrum’un hemen karşısındaki Keçi Adası’nda turizm başlattı. Ada turist kaynıyor. Yunanlar, Türkiye’nin sırtından para kazanıyor!

Yunanistan, işgal ettiği Bodrum'un hemen karşısındaki Keçi Adası'nda turizm başlattı. Ada turist kaynıyor. Yunanlar, Türkiye'nin sırtından para kazanıyor!
Ülkemizde turizm sektörü can çekişirken Yunanistan işgal ettiği Türk adalarında turizm sezonunu açtı. Turizmin merkezi sayılan Bodrum'un hemen karşısında bulunan ve Yunanlar tarafından işgal edilen Muğla'ya bağlı Keçi Adası'nda (Pserimos) ilk turist kafilesi için tören düzenlendi.

Yunanistan'dan işgal ettiği adamızda tatbikat

Yunanlar, Türk Adası'nda Türkiye'nin sırtından para kazanıyor. Ayrıca Ege'de işgal altındaki Muğla Koçbaba ve Ardıççık adalarına da güneş ve enerj santralleri kuruldu.

Yunan polisi yaz sezonunda işgal edilen adalarda görev yapacak, pasaport işlemlerini yürütecek, plaj bölgesinde turistlerin güvenliğini sağlayacak.

‘BAKAN TURİST GİBİ İZLİYOR'

Adalarımızın işgaliyle ilgili gelişmeleri belgeleriyle ortaya koyan Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, yaptığı açıklamada duruma tepki gösterdi. Yalım şöyle dedi: “Yunanistan işgal edilen bütün Türk adalarında turizm yapıyor. Yunanistan, Türkiye'nin sırtından para kazanıp kasasını doldururken, Turizm Bakanı Nabi Avcı olanı biteni turist gibi izliyor.”

ADAYA TEKNELERLE TURİST TAŞIYORLAR

Yunanistan, başta Keçi Adası olmak üzere işgal ettiği adalarımıza tekneyle turist taşıyor. Keçi Adası, 2004'den beri tam 13 yıldır her yaz sezonunda turist kaynıyor.
Saygı Öztürk/Sözcü

Ahmet Takan: “Eyy Fransa” diyebilecek misiniz?..
29 Mar, 2017



Ege’de Yunanistan’ın Türkiye’ye karşı artırdığı küstahça tehdit ve meydan okumalara Fransa da askeri destek verdi. 6 Mart’ta bir Fransız savaş gemisi gayri askeri statüdeki Rodos Limanı’na demirledi. Aynı gün orada bulunan Yunan savaş gemisi komutanı da Fransa’nın savaş gemisine çıkarak muhatabına plaket verdi. Bu ziyaret ve plaket pozları Yunan Deniz Kuvvetlerinin resmi internet sitesinden de tüm dünyaya ilan edildi. Avrupa ile referandum için meydan mitinglerine izin ve yer kavgaları yapan iktidar bu olup bitene göz yumdu, sessiz kaldı.

Yunan Cumhurbaşkanı da oradaydı
Fransa’nın savaş gemisinin Rodos adasında ziyaret gerçekleştirdiği tarihte Yunan Cumhurbaşkanının da adada bulunması dikkat çekici diğer bir unsurdu. Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Ege’de ortaya çıkan yeni uluslararası skandalın belgelerini YENİÇAĞ ile paylaştı. Yalım şunları söyledi:
“Yunanistan, Mart ayının başında 12 Adanın Yunanistan’a katılışını resmi törenlerle kutladı. 1947 Paris Antlaşması ile Yunanistan’a katılan 12 Ada arasında Rodos Adası da var. Yunan Cumhurbaşkanı, Prokopis Pavlopoulos, Rodos Adası’nda 6 Mart 2017’de icra edilen, 12 Adanın Yunanistan’a katılmasının yıldönümü törenlerine katıldı. 1947 Paris Antlaşması’nın 14. madde 1. fıkrasına göre 12 Adanın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a devredildi. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre de Yunanistan’a devredilen 12 Adanın silahsızlandırılacağı ve silahsız olarak kalacağı, antlaşmaya taraf olan devletler tarafından kabul edildi.
Ancak Yunanistan 60’lı yılların başından itibaren 12 Adayı silahlandırdı. Rodos Adası’nda hâlihazırda bir Yunan Mekanize Tümeni görev yapıyor. Yunan Cumhurbaşkanı, Rodos Adası’nı ziyaret ederken aynı gün bir Fransız savaş gemisi de Rodos limanını ziyaret etti.

D 642 Borda Numaralı MONTCALM Fransız Savaş Gemisi (Fırkateyn), 6 Mart 2017’de gayri askeri statüdeki Rodos Adası’na liman ziyareti yaptı.
P 72 Borda Numaralı VOTSIS Yunan Deniz Karakol Gemisi de aynı gün gayri askeri statüdeki Rodos Adası’ndaki limanda görevli olarak bulunuyordu.
VOTSIS Yunan Deniz Karakol Gemisi’nin Komutanı, MONTCALM Fransız Savaş Gemisini ziyaret etti. Ziyaret sırasında her iki gemi komutanı karşılıklı olarak birbirlerine plaket sundular.

1947 Paris Antlaşması’na göre gayri askeri statüdeki adalara savaş gemileri ile ziyaret yapılamaz. Adalarda, sahil güvenlik botları dışındaki askeri gemiler görev yapamaz. 1947 Paris Antlaşması’na taraf ülkeler arasında hem Yunanistan hem de Fransa var. Ancak her iki ülke de Paris Antlaşması’nı açık bir şekilde ihlal ediyor.
Yunanistan ve Fransa, gayri askeri statüdeki Rodos Adası’na savaş gemilerini göndererek, Paris Antlaşmasını açık bir şekilde ihlal ederken, Başkomutan olduğunu iddia eden Erdoğan ile Başbakan Yıldırım ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun sesi soluğu çıkmadı. Yunanistan ve Fransa’ya müzik notası bile vermediler, veremediler.“
***
İhale iptal edildi
***
Cumartesi günü “Askeri sırlar internete döküldü” yazımız büyük ses getirdi. Diyarbakır/Ergani’de yapılması planlanan 20 cephanelik için 6 Nisan’daki ihale Savunma Bakanlığı tarafından “teknik şartnameye uygun olmadığı” gerekçesiyle (!) iptal edildi. İptal duyurusu EKAP’a konuldu. Askeri sırların internete döküldüğü bu ortamda tabii ki bu gerekçe tatmin edici değil. Bu ihalenin iptalinin ardından adli ve idari soruşturma başlatıldı mı?.. Yerleri açık hale getirilen halihazırdaki 54 cephaneliğimiz için tedbirler düşünüldü mü?.. Skandalın üstü, ihale iptali ile örtülemez. Kritik sorular hâlâ cevapsız!..
yeniçağ

“Yunan işgali altında referanduma gidiyoruz!”
17 Mar, 2017

Katıldığı bir canlı yayın programında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, “Yunan işgali altında referanduma gidiyoruz” dedi.

Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, katıldığı bir canlı yayın programında referandum sürecine dair değerlendirmelerde bulundu. İşgal altındaki Ege adalarına dikkat çeken Yalım, “Yunan işgali altında referanduma gidiyoruz” dedi.
“2004 yılında başlayan işgal 10 yıla yayılarak devam etti. Ege’de 18 ada, Kıbrıs büyüklüğünde bir toprak kaybettik.” diyen Yalım sözlerine şöyle devam etti:
“Vatan toprağını Yunana kaptırdık. Kanuni Sultan Süleyman zamanında fethedilen ve Lozan Anlaşması ile korunan ve batı haritaları ve anlaşmalarınca tasdik edilmiş olan 18 adada şu anda Yunan bayrağı dalgalanıyor… Türkiye’ye dönük silahlarla techiz ediliyor. Yunan genelkurmayı düzenli olarak adayı ziyaret ediyor. Hollanda Savunma Bakanı ve diğer batılılar Türk toprağı çiğniyor ve kimsenin sesi çıkmıyor!
Bu bir Bizans projesidir! Ve hükümet bilgisi dahilinde işgal hatta ‘ilhak’ edilmiştir! Ege’de kendi karasularımızda balıkçılar öldürülmekte, tekneciler tutuklanıp Yunanistan’a götürülmekte ve yargılanmaktadırlar! Kimsede ses yok! Egede can ve mal güvenliğimiz yoktur.
Buna karşı çıkmayanlar terör suçu işlemektedirler! Vatan toprağımız işgal altındadır!”
İlk Kurşun

Doğu Perinçek: Yunanistan, Ege'de işgale son vermeli
21.04.2015



Sputnik Haber Ajansı'na demeç veren Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Atina yönetimine yönelik eleştirilerde bulundu.
Sputnik'in sorularını yanıtlayan Doğu Perinçek, Yunanistan’ı Ege Denizi’ndeki adaları işgal etmekle suçladı. Perinçek, şöyle konuştu:

"Yunanistan, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait 150’den fazla ada-adacık ve kayalığı işgal etmek suretiyle, 1923 Lozan Antlaşması’nı ve 1947 Paris Antlaşması’nı açık olarak ihlal etmiştir. Ayrıca, Helsinki Nihai Senedi’nin, 'Sınırların ihlal edilmezliği' ve 'Devletlerin toprak bütünlüğüne saygı' ilkeleri, Yunanistan tarafından ihlal edilmiştir.

Söz konusu ada-adacıkların işgali ile topraklarımızın haksız–hukuksuz kullanımı yanında karasuları, kıta sahanlığı ve hava sahamızın kullanımında da sorunlar doğmaktadır. İşgal ile Ege Denizi’nde kıyılarımıza sıkışmamız, deniz altı zenginliklerimizden ve uluslararası açık deniz olanaklarından yararlanamamamız amaçlanmaktadır. Yunanistan bu alanlarda da haksız kazanç sağlamaya çalışmaktadır.

KKTC seçimlerinde belirleyici faktör: Kıbrıs sorunu
'VATANA İHANET SUÇU'

Vatan Partisi, vatan topraklarının bir karışının terkedilmesini, işgali ve milli çıkarların zarar görmesini kabul etmeyecektir. Topraklarımızın işgaline, deniz hak ve çıkarlarımızın kaybedilmesine göz yumulması vatana ihanet suçunu oluşturur. Türk Ceza Kanunu’nun 302. Maddesi’ne göre, devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına vermek, ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılır.

KKTC'de cumhurbaşkanı seçimi
© AA/ BİNNUR EGE GÜRÜN
Çetin: Oy oranları KKTC siyasetinde yeni oluşumlara işaret ediyor
Yunanistan, işgal ettiği Türk topraklarındaki Yunan bayrağını indirmeli, askerlerini ve vatandaşlarını derhal geri çekmelidir. Ege Denizi’nin; uluslararası hukuk kuralları, hakkaniyet ve iyi komşuluk ilkeleri ile sınırlara ve toprak bütünlüğüne saygı çerçevesinde bir dostluk denizi olmasını temenni etmekteyiz. Türk ve Yunan halklarının dostça ve huzur içinde yaşaması ve ilişkilerin geliştirilmesi, iki ülkenin de çıkarınadır. Yunanistan ve bütün komşularımızla, sorunlarımızı barışçı yöntemlerle ve dostane şekilde çözmek karalılığındayız. Yunanistan Hükümeti’nin bu dostane çağrıya uygun davranacağını umuyoruz."

http://tr.sputniknews.com/columnists/20150421/1015109023.html#ixzz3XzxRMLfd

Suriye’de toprak kaybetmedik peki Ege’de
Ümit ÖZDAĞ
27.02.2015



AKP Hükümeti, Orta Doğu’dan ricat anlamına gelen Türk Mezarı resmi adı ile Süleyman Şah Saygı Karakolu’nun üzerinde olduğu toprağı IŞİD terör örgütüne terk ederek, Türkiye sınırına 180 metre uzaklıkta bir bölgeyi yeni mezar yeri olarak ilan etmenin toprak kaybetmek anlamına gelmediğini söylüyor. İlk bakışta öyle. Ne kadar toprak bıraktı isek o kadar aldık. Oysa mesele öyle değil. Bıraktığımız topraklar devletler hukuku tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları. Aldığımızı ileri sürdüğümüz topraklar ise fiilen işgalci konumda olduğumuz topraklar. Hiçbir uluslararası anlaşmaya dayanmadığı gibi Suriye Hükümetinin itiraz ettiği bir yer değiştirme söz konusu. Ancak bir an için AKP Hükümetinin gerekçesini doğru ve haklı kabul edelim. Bıraktığımız kadar toprak aldık. Tehlike geçince geri gideceğiz. (Tabii bu husus vatan topraklarının tehlike anında terk ve taşınabilirliğini kabul etmektedir.)

Peki, Suriye’de vatan topraklarını bırakıp yerine yenisini aldık Ege’de bıraktığımız adaların ve kayalığın yerine ne aldık? Konuyu bilmeyen okuyucu, kendi kendisine bu da nereden çıktı diyebilir. Yunanistan; 2004 ve sonrasında Ege’de Kanuni ve IV. Mehmet döneminde fethedilen, Atatürk’ün Lozan’da vermediği ve 1936 yılında Şükrü Kaya’nın T.C. envanterine kaydettiği, İngiliz ve Amerikan haritalarında Türk Adası olarak gösterilen 16 ada ve bir kayalığı AKP döneminde Ekim-Kasım 2004’ten başlayarak işgal ve fethetmiştir.

31 Aralık 2008’de Yunan helikopterinin, Bulamaç Adasında Türk hava sahasını ihlali üzerine Genelkurmay Başkanlığı ihlali sitesine koymuştur. Türk Dışişleri Bakanlığı ihlal haberinin siteden çıkarılmasını Genelkurmay Başkanlığı’ndan istemiştir. Bunu üzerine Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı’ndan toplantı istemiştir. Bu toplantıda Dışişleri Bakanlığı’ndan katılan diplomatlar işgali kabul ederek, işgalin sonlandırılması için siyasi karara ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir. Toplantı arasında “Türk” diplomatlar Türk subaylarına “işgalin hükümetin bilgisi dahilinde” yapıldığını açıklamışlardır. Yapılan araştırmada Yunanistan’ın Lozan Anlaşması’nda (12. ve 15. Maddeler) verilmeyen 11 ada 1 kayalık ile 17-30 Mayıs 1913 Londra Anlaşması’nda verilmeyen 5 ada olmak üzere 16 ada ve 1 kayalığı işgal ve ilhak ettiği ortaya çıkmıştır. AKP Hükümeti bu işgale AB tam üyeliği sürecini rahatsız etmesin diyerek göz yummuştur. İşgal altındaki adalar şunlardır: Ege Denizi’nde; Koyun, Hurşit, Fornoz, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba ve Ardacık adaları ile İzmir ilimizin sınırları içinde olan Venedik Kayalıkları... Akdeniz’de, Girit Adası etrafındaki Yunan işgali altında olan Türk adaları; Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi ve Koufonisi adaları... Adaların bazılarını işgalden sonra Yunan Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı ziyaret etmişlerdir.

Bazıları Aydın il sınırları içinde kabul edilen ve resmen sit alanı olan Yunan işgali altında olan adalara, hızlı bir biçimde kilise inşa edilmiştir. Anılan kiliseler Fener Rum Patriği Bartholomeos’un doğrudan yetkisi altında, ruhani/dini otorite alanı içindedir. Yani, Patrik Bartholomeos, Türk adalarındaki Yunan işgaline ortak olmuş ve kendi nüfuz alanını genişleterek adalarımızı kendi ruhani otorite alanına katmıştır.

TRT, 26 Aralık 2012 tarihinde “16 Ada Yunanistan’a geçti” haberini vermiştir.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na, işgal edilen adalar ile ilgili olarak MHP ve CHP milletvekilleri tarafından soru önergesi verilmiştir. Davutoğlu, bazıları Büyükada’dan daha büyük adalar için “adacık” demiş, Dışişleri Bakanlığı TBMM’ye verdiği cevapta “Görüşmeler devam ediyor” diyerek TBMM’yi yanıltmıştır. Çünkü Yunan Dışişleri Bakanlığı iki gün sonra bu cevaba atıfta bulunarak; “Herhangi bir görüşme yok. Adalar, Yunan adasıdır” cevabını vermiştir. MGK üyesi Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a, CHP Milletvekili Nurettin Demir tarafından soru önergesi veriliyor. Önerge’deki 4 sorudan birinci soru, işgal edilen adalar ile ilgili. Yılmaz, 24 Eylül 2012 tarihinde verdiği yazılı cevapta, birinci soruyu pas geçip diğer üç soruya cevap veriyor. Ne de olsa işin ucunda TCK 302’den, ‘Vatana İhanet’ suçundan yargılanmak var.
Bu konuyu Türkiye’nin gündemine taşıyan ve mücadelesini en ön safta yapan kişi ise emekli Kurmay Albay Ümit Yalım. Ümit Yalım, 2008’den itibaren işin içinde toplantılara katılan heyetin bir üyesi. Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri.

Şimdi Davutoğlu’nun cevaplaması gereken soru, Ege’de Yunanistan’a teslim ettiğiniz adalar karşılığında hangi toprakları aldınız?

Yeni Çağ

Orgeneral Öztürk’e havada Yunan tacizi
27.02.2015



Orgeneral Öztürk’e havada Yunan taciziEmekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Ege’de Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Akın Öztürk komutasında gerçekleştirilen eğitim uçuşu sırasında, Türk uçaklarına tam 16 kez önleme yapıldığını söyledi

Haber: Hanife Açıkalın

Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, 17 Şubat’ta “Ege Eğitim Uçuşu” sırasında Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün, Yunan uçakları tarafından taciz edildiğini ileri sürdü. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın resmi internet sitesinden 18 Şubat’ta verilen bilgiye göre; Orgeneral Akın Öztürk, Türkiye’nin Ege Denizi’ndeki milli hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla “Ege Eğitim Uçuşu” gerçekleştirdi. Orgeneral Öztürk, 17 Şubat’ta, Ege Denizi’nin uluslararası suları üzerinde yapılan deniz üzeri eğitim uçuş görevlerinden birini havadan denetledi.

Yunan’dan “it dalaşı”

“Yunan uçaklarının yaptığı önlemeler ve hava sahası ihlalleri Genelkurmay internet sitesinde yayımlanmıyor. Türk uçaklarına yapılan önlemeler sadece Yunan Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımlanıyor” diyen Ümit Yalım şöyle konuştu: “Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Öztürk’ün komutasında yapılan uçuşta da aynı durum söz konusu. Gerek Genelkurmay’ın gerekse Hava Kuvvetleri’nin internet sitesinde, Türk uçaklarına yapılan önlemeden bahsedilmiyor. Ancak, Yunan Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesine göre, 17 Şubat 2015 tarihinde, Ege Denizi üzerinde uçuş yapan Türk uçaklarına tam 16 kez önleme (it dalaşı) yapılmış. Haber bir haftadır Yunan Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde yayımlanmasına rağmen Orgeneral Necdet Özel ve karargahı bu haberi yalanlamadı. Böylece, Orgeneral Öztürk’ün komutasında uçan uçaklara, Yunan uçaklarının tam 16 kez ‘it dalaşı’ yaptığı ortaya çıktı”.

Kevgire dönmüş!
Ümit Yalım iddialarını şöyle sürdürdü: “Orgeneral Öztürk, Türk hava sahasını korumaktan sorumlu ancak hava sahasını ihlal eden Yunan helikopterlerine angajman kurallarını uygulamıyor. Türk hava sahası kevgire dönmüş. Görevi gereği ve haklı olarak, Türk hava sahasını ihlal eden Suriye helikopterine aslan kesilen Öztürk, hava sahamızı ihlal eden Yunan uçak ve helikopterlerine karşı sus pus olmuş. Necdet Özel ve Yaşar Güler ikilisi de Yunan helikopterlerinin yaptığı hava sahası ihlallerini internet sitesinde yayımlamıyor”. TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesine göre, “Silahlı Kuvvetler’in vazifesi, yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmaktır” hatırlatması yapan Ümit Yalım, “Ege Denizi ve Akdeniz’de, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait 16 ada ve 1 kayalık işgal altında olmasına rağmen, komuta kademesi vatan topraklarını savunmak için en ufak bir girişimde bulunmuyor” dedi.

Yeni Çağ

Ege ve Akdeniz'i Gasp Ettiler
Müyesser YILDIZ
15 Ekim 2012

Sırtını AB’ye dayayan Yunanistan Ege’deki adalara birer birer el koydu, iktidarın umurunda olmadı. Peşinden Rum kesimi aynı yöntemle Akdeniz’i kendi egemenlik alanı ilân etti. AB de bu gaspları -"ortak denizcilik politikası" diyerek- 1 hafta önce onayladı.

Türkiye suni Suriye 'krizi' ile meşgûl edilirken AB-Yunanistan-Rum kesimi şeytan üçgeninde Ege ve Akdeniz’in paylaşımı yapılıyor.

Sözümona dönem başkanlığını Rum kesimi yürüttüğü için AB ile ilişkilerimizi askıya aldık ya, 9 Ekim Salı günü AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barosso ile AB’nin Denizcilik ve Balıkçılıktan Sorumlu Komiseri Marya Damanaki de dahil, AB üyesi ülkelerin bakanları Lefkoşa ve Limasol’da denizcilikle ilgili bir toplantı yaptı. Toplantıda AB’nin Birleşik Denizcilik Politikası belirlendi ve bu kapsamda Limasol Deklarasyonu yayınlandı.

AB’nin 2020 denizcilik vizyonunu çizen uzun ve detaylı deklarasyonu kısaca özetleyelim:

Okyanuslarda ve denizlerde, BM Deniz Hukuku Anlaşması ve diğer ilgili uluslararası anlaşmalar esas alınacak...

AB çıkarlarını korumak için birleşik deniz gözetimi desteklenecek...

Üye ülkeler ve onların sınır ötesi bölgelerinde, birleşik kıyı bölge yönetimi planları geliştirilecek...

Bu teknik ifadelerin Türkiye açısından anlamı şu:

"Yunanistan’ın Ege’de karasularını 12 mile çıkarması, Rum kesiminin Doğu Akdeniz’i egemenlik alanı sayıp, deniz altındaki doğal zenginlikleri kendi malı ilân etmesi BM Deniz Sözleşmesi’nin gereğidir ve doğrudur. Türkiye’nin BM Deniz Sözleşmesi’ni tanımamasını tanımıyoruz..."

AB’nin bu gaspı, Limasol Deklarasyonu’yla sınırlı kalmadı. Geçtiğimiz hafta açıklanan Türkiye İlerleme Raporu ve Genişleme Strateji Belgesi’yle Türkiye’ye de resmen tebliğ edildi. İşte o satırlar:

"AB, AB üyesi devletlerin, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi dâhil, uluslararası hukuka ve AB müktesebatına uygun olarak ikili anlaşmalar yapma ve doğal kaynaklar arama ve bunlardan yararlanmayı da kapsayan tüm egemenlik haklarının altını çizmektedir..."

-O TABLONUN ÖNÜNDE-

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu o deklarasyonun yayınlanmasından birgün sonra Suriye işlerini bırakıp, Atina’ya gitti.

Davutoğlu’nun ziyaretinden kısa bir süre önce Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos’un Meclis Dış İlişkiler Komisyonu’nda şunları söylüyordu:

"Yunanistan, Ege’de hiçbir gri bölge tanımıyor. Bize göre gri bölge yok. Bu konular kesinlikle açıktır. Tartışmaya ve yanlış yorumlamaya açık değillerdir... Münhasır Ekonomik Bölge’nin belirlenmesi ile ilgili olarak da Türkiye’ye net mesajlar verdik, siyasi ve hukuki olarak hazırlandık."

Davutoğlu - Avramopulos buluşmasında ilk dikkat çeken önünde oturdukları tabloydu. Hürriyet Gazetesi Atina Muhabiri Yorgo Kırbaki’nin bildirdiğine göre, 1912 Türk-Yunan Deniz Savaşı’nı konu alan "50 geminin deniz savaşı" isimli bu tablo, 13 yıl önce Yorgo Papandreu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde İsmail Cem’e jest olsun diye kaldırılmıştı. Avramopulos’ın göreve gelmesinden sonra yaptığı ilk iş ise bu tabloyu yeniden astırmak oldu.

Davutoğlu’nun ziyaretinden önce Avramopulos’ın yaptığı açıklama ortada, o tablo da. Buna rağmen görüşmeler "sıcak" geçti. Davutoğlu, "Farklılıklar olabilir, ama vizyonumuz ortak. Türkiye ile Yunanistan’ın elele yürüyebilecekleri ortak bir vizyonları var. İki ülkenin de tüm imkânlarını bir potada birleştirmek istiyoruz. Yunanistan, Türkiye’nin AB üyeliğinin önemini biliyor ve bizi destekliyor" gibi bir tablo çizdi.

Ege’deki anlaşmazlıkların çözümü için iki ülke dışişleri heyetleri arasındaki diyalogun (istikşafi görüşmeler) yeniden başlaması da kararlaştırıldı.

Ancak Davutoğlu’nun Atina’da Yunanlı gazetecilerle sohbetinde söyledikleri çok daha ilginç. İki ülkenin karasuları ve kıta sahanlığı meselelerini halletmesi gerektiğini, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlarının sonra belirlenebileceğini vurgulayan Davutoğlu, "MEB ilânı için niye bu kadar acele ettiğinizi anlayamıyorum" demiş.

Atı alan Üsküdar’ı geçmiş, bakanımız anlamıyor!..

Suriye’yi bırakıp, Ege ve Akdeniz’de neler olduğuna bakacak, bunları Türk Milleti’ne anlatacak birileri yok mu acaba?

Silivri, Hasdal, Hadımöy ve Maltepe’ye kucak dolusu sevgiler...

Kaynak: http://www.facebook.com/notes/m%C3%BCyesser-y%C4%B1ld%C4%B1z/ege-ve-akdenizi-gasp-ettiler/479951298712546

Yunan İşgal Etti, AKP'den Hiç Bir Tepki Gelmiyor
Salim Yavaşoğlu
Yeniçağ Gazetesi
01.06.2011

Ege Denizi’nde 1549 yılından beri Türk egemenliğinde olan, Lozan Antlaşması ile de Türkiye Cumhuriyeti’nde olduğu tescillenen Aydın il sınırlarındaki Eşek ve Bulamaç adaları Yunanistan tarafından işgal edildi. Yunan, adaların üzerine kilise, AVM, tesis ve konut yaptı, bayrak dikti. Oldubittiye çıt çıkarmayan AKP, sade suya tirit bir resmi açıklamayla yetindi.

AKP Yunan işgaline suskun

462 yıldır Türk egemenliğinde olan Ege Denizi’ndeki Eşek ve Bulamaç adalarının Yunanistan tarafından işgaline iktidar sesini çıkarmıyor.

AKP iktidarı, Ege Denizi’nde Aydın ili Didim ilçesi açıklarında bulunan ve 1549 yılından beri Türk egemenliğinde olan, Lozan Antlaşması ile de Türkiye Cumhuriyetine verilen Eşek ve Bulamaç adalarının Yunanistan tarafından işgal edilmesine ses çıkarmıyor.

Didim’e 5.9 mil uzaklıktaki Bulamaç ile 9 mil uzaklıktaki Eşek adalarının 2004 yılından beri işgal altında olduğu ortaya çıktı. 1999 yılında Eşek Adası’na Yunan bayrağı dikme girişiminde bulunan Yunanistan, dönemin hükümeti ve askeri yetkililerin uyarısı üzerine geri adım atmıştı.

Yeterli açıklama gelmedi

Eşek ve Bulamaç adalarındaki Yunan işgaline göz yuman AKP, suskunluğunu koruyor. Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Daire Başkanlığı’ndan verilen yazılı açıklamada ise

“Ege’deki tüm sorunların iki tarafın da mutabık kalacağı, ortak çıkarlara dayalı, barışçı yöntemlerle kapsamlı ve kalıcı şekilde çözümlenmesi için gerekli siyasi irade ve kararlılığı muhafaza ediyoruz. Her iki tarafın da bölgede barış ve istikrara menfi etkide bulunacak ve iki ülke arasında güçlendirilerek sürdürülen olumlu atmosfere zarar verecek tek yanlı girişimlerden kaçınması önem taşımaktadır”

denilerek tatmin edici bir birgi vermedi.

Özkaya: Lozan’ı çiğnettiler

Tapu Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı ve Aydın bağımsız milletvekili adayı Orhan Özkaya, Lozan ile İkinci Dünya Savaşı sonrası Paris Antlaşması’na göre bu adaların Türkiye’ye ait olduğunu ifade ederek,

“Lozan Antlaşması’na göre işgal görmeyen ve milletlerarası antlaşmalarda adı belirtilerek Yunanistan’a devredilmemiş ada, adacık ve kayacıklar Türkiye’ye aittir”

dedi.

Kiliseler yaptılar

Adaların, Yunanistan tarafından işgal edilerek üzerine limanlar, kiliseler, AVM’ler ve konutlarla çeşitli tesisler yapılmış ve Türklerin girişine kapatılmış durumda olduğunu kaydeden Özkaya şöyle dedi:

“Adaya gidişler pasaportla yapılmaktadır. İktidarın herhangi bir açıklaması bugüne kadar olmadığı gibi, yetkisiz kişiler tarafından yapılan açıklamalar da kamuoyunun tepkisini yatıştırmak içindir.”

Sesini çıkarmadı

Özkaya, Yunanistan’ın karasularını fiili olarak 12 mile çıkartıp, Türkiye’nin de buna ses çıkarmadığını iddia ederek şöyle devam etti:

“Ege Denizi’nde, ulusal karasu sınırının Yunanistan tarafından 6 milden 12 mile çıkartılması, kıyılara taraf ülkeler olan Türkiye ve Yunanistan arasındaki görüşmelerde, görüşlerin birleştirilmesi olanaklı olmaması anlaşmazlığın sürmesine neden olmaktaydı. Bugüne kadar, iki ülke arasında ulusal yaklaşımlar sert açıklamalarla dile getirilmekteydi.

16 Kasım 1994 tarihinde Birleşmiş Milletler 3. Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesiyle Yunanistan, karasularını 12 mile çıkarma kararı almış ve gerektiğinde bu hakkını kullanacağını açıklamıştı. Türkiye de bu konudaki kararlı tutumunu çok sık olarak dile getirmişti. Yunanistan Parlamentosu 31 Mayıs 1995 tarihinde bu Sözleşmeyi onaylamıştır. ”

Bulamaç ve Eşek Adası, Yunanistan tarafından işgal mi edildi ?…
Mayıs 26th, 2011

Adı Gibi Türk olan bu Adaların Yunanlılar tarafından işgal edildiği belirtiliyor…

Didim açıklarındaki bu adalara Yunanlılar 2004 tarihinden itibaren kilise ve konutlar yapıp, Yunan Bayrağı çekmiş durumdalar…

Demokrat Partililer bu konuyu aylardır gündeme getiriyorlar… Dışişleri Bakanlığından henüz bu konuda tatmin edici bir açıklama yapılamamıştır…

Bulamaç Adası Didim’e 5,9 deniz mili, Eşek Adası ise 9 deniz mili uzaklıktadır…

Didimli balıkçılar bu adalara ancak 3 deniz mili kadar yaklaşabiliyorlar…

Adaların Lozan ve diğer Uluslar arası antlaşmalara göre bize ait olduğu ve tüm haritaların da öyle gösterdiği biliniyor…

Demokrat Partili bir grup, bu adalara çıkmak istediler… Demokrat Partililer ve beraberindekileri taşıyan teknenin adaya yanaşmasına Yunanlı askerler izin vermedi..

Yaklaşık 500 yıldır Türk egemenliğinde olan bu adaların 2004 yılından itibaren oldu bittiyle Yunanlılara geçmiş gibi görünmesine tepkiler başta Didim olmak üzere tüm ülkemizde dalga dalga yayılıyor…

AKP, hükümetinin bu konuda kamuoyunu tatmin edici açıklamayı acilen yapması gerekmektedir…

Başbakan Tansu Çiller Dönemindeki Kardak krizini hepimiz hatırlıyoruz… Dönemin hükümeti ve askerlerimiz çok duyarlı davranarak “Kardak Adasındaki Yunan işgalini sona erdirmişti…

Yunanistan Hükümeti bunun üzerine Genelkurmay Başkanını görevden almıştı…

Bu iki adaya, Wikileaks belgelerinden de anlaşılacağı gibi, Dışişlerimiz tarafından kime ait olduğu belli olmayan gri bölge” tanımı yapılmış…

Ülkemizin sınırını, topraklarını korumak her şeyden önce bir onur meselesidir… Bir Amerikalı, “Türkler başlarına geçirilen çuvalı asırlar boyunca unutamazlar” demesi içimizi acıtıyor… Bize ait iki adayı da Yunanlıların işgal etmesi de içimizi acıtmıştır… Tüm bunlar ülkemizin çıkarlarını, onurunu koruyamayan AKP iktidarı döneminde olmuştur…

Bu konuda acilen bir açıklama beklemek vatandaş olarak hepimizin hakkıdır…

Ne, nedir, nasıldır, neler olmuştur bilmek istiyoruz…

www.didimozgurses.

DP'li Zeybek'ten Eşek Adası mitingi!

Eşek Adası'nın Yunanlılar tarafından işgal edildiğini savunan DP Lideri Zeybek "Adalara Sahip Çık" mitingi yapacak. ...

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, 25 Mayıs 2011 Çarşamba günü saat 13.00'de, Didim'de düzenlenecek “Adalara Sahip Çık” mitingine katılmak ve bir konuşma yapmak üzere Aydın'ın Didim ilçesine gidiyor.

Konuyla ilgili olarak DP'den yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi:

"Yaklaşık 2 hafta önce Eşek ve Bulamaç adalarının Yunanistan tarafından iskana açıldığını, Kilise yapıldığını belge ve bilgileriyle ortaya koyan Namık Kemal Zeybek'e başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Hükümete mensup bakanlardan ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan bir cevap verilemedi.

DP Lideri Zeybek'in katılacağı miting için tüm hazırlıkların tamamlandığını söyleyen DP Didim İlçe Başkanı Günay Tıkın, Yunanistan'ın işgal ettiği “Eşek” ve “Bulamaç” adalarıyla ilgili olarak, Yunanistan'ın tezini, Yunanistan Hükümet Sözcüsü gibi savunan AKP'lilere verdiği cevapta, Adalarla ilgili gelişmeleri “Milli bir Mesele” olarak ele aldıklarını söyledi.

DP Didim İlçe Başkanı Günay Tıkın, şunları söyledi:

Adaya pasaportla çıktık

“Adalar konusunu bizler milli bir mesele olarak görüyoruz. Siyasi kimliğimiz ile konunun savunulması kaçınılmaz bir sonuçtur. Bu adaları ısrarla ‘Yunan Adası' yapma iddia ve gayreti hayretle karşılanmaktadır. Zira ibraz edilen muhtelif haritalarda bu adalar hep Türk toprağı olarak görülmektedir. Bahse konu adalara çıkılmış, gerekli görüntüler alınmış ve hiçbir şüpheye mahal kalmayacak şekilde meskûn hale getirildikleri tespit edilmiştir. Bu adalara maalesef pasaportla çıkmak zorunda kaldık. Yaptığımız iş hiçbir şekilde yasadışı bir eylem gibi lanse edilemez.

Adalara kafileyi taşıyan kaptan, çok kişinin cesaret edemediği bir yolculuğu gerçekleştirdi. Kendisine tekrar teşekkür ediyoruz. Biz olaya AKP aleyhtarlığı olarak değil ülke meselesi olarak bakıyoruz.”
toplumsalhafiza.com/

Didim açıklarındaki Bulamaç ve Eşek adaları

Aydın'ın Didim İlçesi'nde bu sabah erken saatlerde bir araya gelen DP İstanbul 1'inci Bölge adayı emekli albay 52 yaşındaki Ümit Yalım ile DP İlçe Başkanı Günay Tikkin, kaptan Mustafa Şentürk ile Fener Burnu'ndan bindikleri 'Poseidon' adlı 10 metrelik tekneyle saat 07.30'da açıldı.
DP'liler Didim'e 5.9 mil uzaklıktaki Bulamaç (Farmakonisi) ile 9 mil uzaklıktaki Eşek (Agossini) adalarına hareket ettiler. Şentürk yönetimindeki tekne ilk olarak Eşek adasına doğru yol aldı.

Fener Burnu'ndan ayrılmadan önce DHA muhabirine açıklamada bulunan Ümit Yalım, DP lideri Zeybek'in İzmir ve Bayburt mitinglerinde gündeme getirdiği Bulamaç ve Eşek adalarının Türkiye'ye ait olduğunu göstermek amacıyla adalara çıkmak üzere denize açıldıklarını söyledi.
Yalım, şöyle konuştu:

"Bu adalar yaklaşık 500 yıldır Türk hakimiyetinde olan adalar. 1549 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Türk egemenliğine giren adaların, 1939 ve 1943 tarihli İngiliz haritalarında Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olduğu görülebilir. Birçok uluslararası haritada Türkiye'ye ait gösterildiği ve 6 mil olarak kabul ettiğimiz karasuları sınırı içinde olduğu halde adalar Yunanlıların askeri işgali altında bulunuyor. 2004 yılından bu yana bu iki adada Yunan askerinin, vatandaşlarının işgali ve yapılaşmaların olduğunu öğrendik. Yunan askeri birliklerinin de bulunduğu bu iki adaya bugün giderek pasaportsuz çıkacağız. Eğer başaramazsak pasaportlarımızla çıkıp adada inceleme yapmak istiyoruz. Amacımız bu iki adadaki Yunan askeri birliklerinin, vatandaşlarının bir an önce adayı terk etmesini sağlamak."
Ümit Yalım, Gnel Başkan Namık Kemal Zeybek'in sözlerinden sonra Dışişleri Bakanlığı'nın internet sayfasında 2 saat yayınlandıktan sonra kaldırılan yazıda, bu iki adaya "adacık" denilmesinin büyük üzüntü verdiğini belirterek, "Bulamaç adası İstanbul'daki Büyük ada, Eşek adası ise ondan iki misli büyüktür. Adacık denilerek adaların durumunun küçük gösterilmeye çalışılması üzücüdür" diye konuştu.

3 milden fazla yaklaşılamıyor

DP İlçe Başkanı Günay Tikkin de Didim'e çok yakın mesafede bulunan Bulamaç ve Eşek adalarına Türk balıkçıların yaklaşamadığını, turistik olarak da bölgede faaliyet göstermenin mümkün olmadığını söyledi.

Tikkin, "Bizim olduğunu bildiğimiz bu iki adaya Bodrumlu ve Didimli balıkçılar özellikle balık mevsiminde 3 milden fazla yaklaşamıyor, yaklaşınca Yunan botları müdahale ediyor. Resmi belgelere göre bizim olduğuna inandığımız adalara gidip incelemede bulunacağız" dedi.

"Balıkçılar yıllarca acı çekti"

Bölgede 22 yıldan bu yana kaptanlık yaptığını belirten Mustafa Şentürk de iki hafta öncesine kadar bu iki adayı Yunan adası olarak bildiklerini söyledi.

Üzerindeki ve etrafındaki askeri birlikler, binalar ve Yunan bayraklarının bu düşünceyi pekiştirdiğini kaydeden Şentürk, "Bugüne kadar neden sahip çıkmadığımızı anlayabilmiş değilim. Adaların bizim olduğunu öğrenince ben de gönüllü olarak gidip karaya çıkmaya karar verdim. Çünkü bu iki ada ile Didim arasında Bodrumlu ve Didimli balıkçılar yıllarca büyük acı çekti, Yunan botları tarafından taciz edildi, binlerce liralık ağları denizin dibine gitti" diye konuştu.

Bu arada Bulamaç adası üzerine Yunanlılar tarafından yapılan kilise, yere çizilmiş büyük bir Yunan bayrağı, elektrik üretmek için kurulan rüzgar enerji santralı ve askeri birliklerin binaları Didim sahilinden de görülüyor. 'Poseidon' isimli teknede kaptan ve iki DP'linin dışında iki de gazeteci bulunuyor.

Adaya çıkamadılar

DP'liler Eşek adasına beş metre kadar yaklaştıkları sırada, karadaki Yunan askerleri tarafından uyarıldı. Adaya çıkmak isteyen DP'lilere Yunan askerleri Samos adasından giriş yapabileceklerini, ondan sonra adayı ziyaret edebileceklerini söyledi.

Yunan askerleri teknenin adaya bağlanmasına da izin vermedi. DP'lileri taşıyan teknenin Bulamaç adasına geçeceği belirtildi.
http://www.balikcilar.net/
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Sal Arl 19, 2017 10:52 pm tarihinde değiştirildi, toplam 7 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Sal Arl 27, 2016 6:34 pm    Mesaj konusu: Türkiye’nin madenlerini böyle götürüyorlar Alıntıyla Cevap Gönder

Ege Denizi'nde Türk gemisine Yunan ateşi: Tam 36 mermi isabet etti
3 Temmuz 2017



İskenderun'dan İzmit Körfezi'ne giden Yunan Sahil Güvenlik botları ACT isimli yük gemisine silahlı saldırı düzenledi.

İskenderun'dan yüklediği yük ile İzmit Körfezine doğru seyreden 4300 DWT taşıma kapasitesine sahip M/V ACT isimli Türk bayraklı kuru yük gemisine, Yunan SGK botları tarafından Rodos Adası açıklarında ateş edildi. Geminin güvertesine 36 merminin isabet ettiği öğrenildi.
"Yunanistan'a bağlı askeri botlardan Ege Denizi'nde seyir halindeki Türk ticari gemisine taciz ateşi açıldığı" iddiası üzerine Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı iki bot ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığından bir hücumbot olay yerine sevk edildi.
"Ege Denizi'nin uluslararası sularında seyir halindeki Türk bayraklı kuru yük gemisine Rodos açıklarında Yunanistan'ın sahil güvenliğine bağlı botlarca taciz ateşi açıldığı" iddia edildi.
İçişleri Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Ege Denizi'nin uluslararası sularında seyir halindeki Türk bayraklı "ACT" isimli kuru yük gemisine Rodos açıklarında Yunanistan'ın sahil güvenliğine bağlı botlarca ateş açıldığı iddiası üzerine Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı iki bot olay yerine sevk edildi.
Mermi izleri olan gemide kimse yaralanmadı
Sahil Güvenlik Marmaris Grup Komutanlığı ekiplerince iki bot eşliğinde Türk karasularına getirilen geminin mürettebatının ifadesinin alınacağı öğrenildi. Mermi izleri olan gemide kimsenin yaralanmadığı belirtildi.
Diplomatik kaynaklar, ilgili kurumlarla temas halinde olduklarını kaydetti.
İddianın ardından bölgeye hareket eden Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı iki bota ilaveten Deniz Kuvvetleri Komutanlığından bir hücumbotun da derhal bölgeye sevk edildiği öğrenildi.
Dışişleri Bakanlığından kınama
Bu arada, Dışişleri Bakanlığı, Türk bayraklı kuru yük gemisine ateş açılmasıyla ilgili, "Yunan makamlarının en temel hak olan insan yaşamını hiçe sayan ölçüsüz hareketini kuvvetle kınıyor ve benzeri bir olayın bir daha tekrarlanmaması beklentimizi uluslararası kamuoyuyla paylaşmayı gerekli buluyoruz." açıklamasında bulundu.
Türk bandıralı ticari gemi Marmaris Limanı'na yanaştı
Öte yandan, Yunanistan'a bağlı askeri botlardan ateş açıldığı iddia edilen Türk bandıralı ticari gemi, Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı 3 bot ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığından 1 hücumbot eşliğinde Marmaris Limanı'na yanaştı.
Gemiyi, Marmaris Kaymakamı Celalettin Yüksel ve diğer yetkililer karşıladı.
Geminin açığa demirlemesinin ardından sahil güvenlik botlarına alınan gemi mürettebatının ifadelerine başvurulmak üzere Sahil Güvenlik Marmaris Grup Komutanlığına getirileceği belirtildi.
Geminin, ifade işlemlerinin ve gerekli incelemelerin tamamlanmasının ardından yola devam edeceği kaydedildi.
Geminin isabet aldığı ancak batma tehlikesinin bulunmadığı bildirildi.
patronlar dünyyası

Türkiye’nin madenlerini böyle götürüyorlar
2 Nis, 2017



Ümit Yalım, Yunanistan’ın Türk madenlerini çaldığını öne sürdü.
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, Ege’deki adalara ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Milli Güvenlik Kurulu’nun iki gün önceki “Ege Denizi’nde oldubittilere kesinlikle izin verilmeyeceği” şeklinde açıklamayı “hiçbir ifade etmiyor” diyerek eleştiren Ümit Yalım, Yunanistan’ın Türk madenlerini çaldığını öne sürdü.

“Muğla İl sınırları içinde bulunan Sakarcılar Adası’ndaki ulusal madenlerimiz Yunanistan tarafından alenen çalınıyor.” diyen Ümit Yalım, şöyle devam ediyor:
“Muğla Sakarcılar Adası, işgal altında olan 18 ada arasında bulunuyor. Datça Yarımadasının tam karşısında bulunan Sakarcılar Adası, 1923 Lozan Antlaşması ile İtalya’ya verilmedi, 1947 Paris Antlaşması ile Yunanistan’a devredilmedi. Sakarcılar Adası, İstanköy Adası’na 5 mil, İncirli Adası’na 2,5 mil mesafede olup anılan adalara bağlı ya da bitişik adacık değildir. 5 Km. uzunluğundaki Muğla Sakarcılar Adası, 2004 Yılından beri tam 13 yıldır Yunan işgali altında.

Muğla Sakarcılar Adası’nda perlit ve ponza madeni var. İnşaat sektöründe ve tarımda kullanılan madenler tam 13 yıldır Yunanistan tarafından çalınıyor. Hem de Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetlerinin gözünün önünde. Yunanistan, adanın kuzeydoğusuna ve güneyine açtığı iki adet maden ocağını harıl harıl işletiyor.


Madenler, adaya getirilen iş makinaları ve taşıyıcı bantlar ile adanın iskele bölgesine taşınıyor. Adadaki iskelelerden gemilere yüklenen perlit ve ponza madeni Yunanistan’a götürülerek pazarlanıyor. Yunanistan, maden hırsızlığı yaparak sırtımızdan para kazanıyor. Türkiye’nin kasasına girmesi gereken para Yunanistan’ın kasasına giriyor.”

Odatv.com
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> AKTUALİTE Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com