EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

2016'ya böyle giriyoruz

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt Oca 01, 2011 8:41 pm    Mesaj konusu: 2016'ya böyle giriyoruz Alıntıyla Cevap Gönder

Fatma Barbarosoğlu'ndan Türkiye'nin sosyolojisi hakkında ilginç tespitler: 'Liberallerle muhafazakârların artık tek farkları aylık gelirleri'
5 Şub 2016



'Liberallerle muhafazakârların artık tek farkları aylık gelirleri'
Sosyolog Fatma Barbarosoğlu’na göre, Türkiye çok yoğun bir değişimden geçiyor. Barbarosoğlu “Türkiye’de artık ahlaki değerler bakımından liberallerle muhafazakârlar arasında fark yok. Farkı yaratan, aylık gelirleri. Aylık geliri 5 bin doların üzerinde olanların kullandığı bir dil var, bunun muhafazakârı, sosyalisti, liberali olmuyor” diyor.

Barbarosoğlu'na göre, toplumdaki “Ayrıştık, bölüştük” şikayetleri sadece siyasi olarak okunmamalı, kullandığımız teknoloji de bizi dönüştürüyor.

Fatma Barbarosoğlu, sosyolog, yazar, edebiyatçı. Yıllardır Yeni Şafak’ta köşe yazıyor, son 1 senedir de Nihayet dergisini çıkarıyor. Siyasetten çok günlük ama hayati meselelere kafa yoruyor. Toplumu, sokaktaki sıradan insanları, sorunlarını, nasıl değiştiğimizi irdeliyor. Son kitabı Hayat Teselli Olmaktır’da da gündelik hayattaki küçük yaşanmış hikayeler üzerinden Türkiye toplumuna “insan tükenmez” diyor. Barbarosoğlu ile Güneydoğu’da yaşananlar karşısındaki çaresizlik hissinden muhafazakâr kesimin lüks tüketim sorununa, internet devriminin bizleri nasıl dönüştürdüğünden yanlış 28 Şubat okumalarına kadar pek çok şeyi konuştuk.

Kitaptaki yazılar aslında Türkiye’nin nasıl değiştiğine de ışık tutuyor. Ama “bekçi zihniyetin” her daim egemen olduğundan söz ediyorsunuz. İnternet devrimi yaşanıyor, yasaklar kalkıyor, hayatlarımız özgürleşiyor ama zihinlerimiz özgürleşemiyor sanki. Neden?

Bu biraz Türkiye’nin konumuyla da alakalı. Maalesef etrafımızdaki ateşten dolayı gittikçe bir Ortadoğu ülkesi oluyoruz. Güvensizlik ve korku algıyı değiştiriyor. O korkuyla kendimiz dışındaki her şeyi tehlikeli görmeye başlıyoruz. Halbuki güvensizliği aşmanın birinci adımı, güvenmektir. Etrafımızdaki savaşlar, Libya, Mısır, Suriye derken, hepimizde bir tekinsizlik hali var. Medya gidişatın kodlarını yanlış okuyor. Mesela bir terör olayı oluyor. Bütün gün ve bütün gece ekranlarda, o terör olayını kim, neden yaptı, nasıl yaptı sorularına cevap aranıyor. Halbuki daha önemli olan, hayatımızı güvenlikli bir şekilde nasıl sürdüreceğiz sorusu. Güven damarını ayakta tutmalıyız.

Kitaptaki yazılar neyi anlatıyor?

Duygularımızın gündelik hayattaki yerine dair tarihi bir malzeme bırakmak istedim duyduklarımdan, gördüklerimden ve okuduklarımdan. Doktora tezimi yazarken, bunun büyük eksikliğini hissettim. Osmanlı son döneminin gündelik hayatına dair çok az veri vardı. Otobüsname kitabımda, 2003’e kadar toplu taşıma araçlarındaki gözlemlerimi toparladım. Henüz cep telefonunun, akıllı telefonların bu kadar hayatımıza girmediği zamanlardı. İyi ki o yılların toplu taşıma kaydını tutmuşum diyorum. Şimdi de minibüse biniyorum ama Otobüsname tanıklıklarına pek rastlamıyorum artık. Cep telefonunun ilişkilerimizi nasıl değiştirdiğini görüyorum. Çok değil sadece bir kaç yıl sonra Hayat Teselli Olmaktır kitabının içindeki tanıklıklara bütün onları yaşamış ve kaydetmiş biri olarak bizzat kendimin şaşıracağını tahmin ediyorum.

Mesela düşünce dünyasında, aydınlar cephesinde ne değişti?

İnsanlar ideolojik olarak birbirlerini takdir ediyorlar. İnsani olarak hazzetmedikleri halde ideolojik olarak onu korumaya alıyorlar. Edebiyattan sosyolojiye kadar her alanda ortadaki ürüne bakmıyoruz. Mesela üniversitelerin sayısı arttıkça ilmi çalışmalar sıkıntıya uğruyor. Bir üniversiteyi kurumsal olarak kaliteli yapan hocaları ve kütüphanesidir. Pek çok üniversitenin kütüphanesi yok. Düğün salonundan bozma yerler… Şimdi kiminle konuşursanız konuşun, hemen birkaç adım sonra şu cümle geliyor: Biz ne ara bu kadar bölündük? Bu “ne ara”yla alakalı bir şey değil, kalite ile alakalı. Biz ne zamandan beri kalitesiz işleri seviyoruz? Doğru soru bu aslında.

Sizce şu anda toplumda entelektüel anlamda ciddi, verimli, insanların zihninde çığır açacak fikir tartışmaları yapılıyor mu?

Okuduklarımızdan, seyrettiklerimizden, dinlediklerimizden bakınca bence sıkıntı şu: Sorumuz yok. Sağcı, solcu, liberal diye ayırmıyorum. Çok yoğun bir değişimden geçiyoruz. Sadece siyasi, jeopolitik değil, her türlü sınırların değiştiği bir dünyadayız. Bu değişimin üzerine konuşabilmek için önce tasvir etmemiz gerekiyor. Sorun nedir? Bu sorunu ortaya çıkaran şartlar nelerdir? Bu sorun ile başa çıkma yöntemleri neler olmalıdır? Önümüzde sorun olarak duran şeyin geçmişte bir karşılığı var mıydı? Ama biz ne soruları seviyoruz ne cevap arayanları. Sorunlarımızla başa çıkmak için mesuliyet almak yerine birinin bize ne yapmamız gerektiğini söylemesini bekliyoruz. Aşırı itaatkârlık ile mesuliyet almama konusunda muazzam bir geçişgenlik olduğunu düşünüyorum.

Bu yaklaşıma bir örnek verebilir misiniz?

Mesela Türkiye'de muhafazakâr kesim her türlü yozlaşmayı 28 Şubat üzerinden okuyor. Bu sosyolojik olarak imkansız. Siyasi bir değişimin her şeyi bu kadar alt üst etmesi, bütün kılcal damarlara işlemesi mümkün değil. Oysa biz 28 Şubat ile internet devrimini aynı anda idrak ettik ve muhafazakârların 28 Şubat'a hamlettiği şeylerin önemli bir kısmı aslında internet devriminin neticesi. O kadar derin bir 28 Şubat etkisi olduysa niye romanı yazılamadı? Neden solcular 12 Mart’ın roman olarak kaydını tutabilmiştir de İslamcılar 28 Şubat’ın kaydını tutamamıştır? Mesafe sıkıntısı var. 28 Şubat’a iki adım geriye çekilerek bakmak gerekiyor.

“Kullandığımız teknoloji bizi dönüştürüyor”

28 Şubat ya da yasaklarla mücadele dönemlerinde muhafazakar kesimde ciddi bir okuma, kendini geliştirme çabası vardı. Normalleşmeyle birlikte o dönemki birikimler üretime dönüştü mü?

Acaba internet devrimi olmasaydı, başka türlü olur muydu? 28 Şubat'ta biz, en yoğun kamusallığı ATV'nin Siyaset Meydanı'nda yaşadık. Lise öğrencisi de, ev kadını da gece üçe kadar ekranın başında kendilerine en uzak kişilerin fikirlerini dinledi. Medya üzerinden gerçekleştirdiğimiz en başarılı edebi kamu örneklerinden biridir Siyaset Meydanı. Acaba o dönemde günümüzdeki kadar kanal sayısı ve sosyal medya olsaydı, herkesin elinde bir akıllı telefon olsaydı, Türkiye bir tartışma programı etrafında bütünlenebilir miydi? “Ayrıştık, bölüştük” şikayetlerini sadece siyasi olarak okumamak gerek. Toplumsal değişimleri gözden kaçırdığımızda, “iktidar geldi, kutuplaştık” şikayetinin içine düşeriz. Kullandığımız teknoloji bizi dönüştürüyor. Ama biz bunu kabul etmeyerek suçu başkalarına atıyoruz. Aslında bu olgunlaşmamış toplum tavrı. Suçu başkasına atan küçük bir çocuk gibiyiz. Hep başkaları bir şey yapıyor. Bizim hiçbir sorumluluğumuz yok. O birikimler üretime dönüştü elbet. Ama üretim sürekli olacak mı? Kesintiye uğradı mı? Okumamayı iktidar ile değil teknoloji ile bağlantılı olarak değerlendiriyorum. Gençler gün içinde yüzlerce cümle okuyor. Birbirini sıfırlayan sosyal medya cümleleri. Küresel dünyanın çok satan kitapları peynir ekmek gibi satılıyor? Peki son on yılda edebi kamuya kaç yazar dahil oldu. Sorunuzun cevabı burada gizli.

Sizce bir kutuplaşma var mı Türkiye'de?

Kutuplaşma için bir iddianın olması gerekiyor. Biri bir şey diyecek, diğeri başka bir şey diyecek. Halbuki şu anda kutuplaşıyormuş gibi görünen/resim veren tarafların iddiası, önermesi yok. Şu anda toplum bir münazara seviyesinde bile değil. Mesela hükümetin Türk ailesini korumak için getirmeyi planladığı düzenleme. Bir sosyal bilimci bunu sadece hükümetin dizi filmlere getirdiği eleştiri üzerinden tartışıyor. Sanki Türk dizileri muazzam güzel şeyler sunuyormuş gibi… O dizilerin alt metninin olmaması, dizilerin o kadar uzun sürelere yayılmış olması, set işçilerinin, sanatçıların açmazları onu hiç ilgilendirmiyor. Türkiye insanı diziyi gerçek gibi yaşıyor. Bireyler arası ilişkileri diziler fazlasıyla yönlendiriyor. Siyasi özneler dizileri eleştirince, sosyal bilimciler sırf iktidar ile aynı tarafa düşmemek için hiç benimsemedikleri konularda bile aşırı korumacı bir tavır takınıyor.

Bu ayrışma sokakta var mı?

Toplumdaki kutuplaşmadan ziyade bizim üzerinde durmamız gereken sıkıntı şu: Türk insanının giderek psikolojisi bozuluyor. Herkes kavga etmeye hazır vaziyette, mutsuz.

Neden?

Öfke ve şiddet haberleri ile şarj oluyoruz. Bir günde o kadar çok şiddet haberi alıyoruz ki… Eğer o gün Türkiye'de bir taciz, tecavüz haberi yoksa, Hindistan'daki benzer bir haber de tüm teferruatıyla altı kere verilebiliyor. Evlilik programları ayrı bir alem... İstanbul zaten 7/24 uyanık, her an trafik var. Gündelik hayatımızın bir parçası olan ve siyasetle ilgisiz şeyler siyasi tartışmalardan daha çok etkiliyor.

(..)

Öfke dili, karşılıklı artan tehditler mütedeyyin kimlikle örtüşüyor mu? Bu çelişki yaşanıyor mu sizce?

Sanmıyorum. Çünkü genel anlamda bütün dünyada bir erkeklik krizi var. Ben bunu azalan erkek kimliği olarak kavramlaştırdım 2006’da. Pek alıcısı çıkmadı. Azalan erkek kimliğini merkeze almayınca, bu öfkeyi anlayamıyoruz. Modern zamanlarda erkeklerin kendilerini ifade etme imkanları azalıyor. Mesela ekonomide hizmet sektörünün yeri artıyor ama o sektörde kadınlar daha iyi. İnternet devrimiyle aynı anda pek çok iş yapılıyor, halbuki erkekler bir kaç zamanı birlikte yaşayamıyorlar. Savaşlarda bile erkeklerin becerileriyle kazanılacak kısım azalıyor. İnsansız hava araçlarıyla savaşın dili bile değişti. 21. yüzyıl artık kadınlardan yana bir yüzyıl.

“Erkekler daha zayıf, dayanıksız”

Eğitim anlamında muhafazakâr kızların kendilerini erkeklere göre daha iyi yetiştirdiklerini düşünüyor musunuz?

Şöyle söyleyeyim, daha dayanıklı olduklarını düşünüyorum. Daha mücadeleciler. Dönemin ruhu da bu mücadele konusunda destekliyor kızları. Ama erkekler daha zayıf, daha dayanıksız.

Neden?

2009’da İzmir Havaalanı’nda uçağımı beklerken iki gencin sohbetine kulak misafiri oldum. Askerlikten, üniversite mezunu çocukların şehit haberlerinden söz ediyorlardı. O an anladım ki, biz Türkiye’de genç erkek olmanın neye tekabül ettiğini bilmiyoruz. Hazır kalıplarla konuşuyoruz. Eğitimsizseniz, 18 yaşında askere gitmek durumundasınız. Arkadaşınızın, akrabanızın ölüm haberini ala ala askerlik yaşınızı bekliyorsunuz. Eğitimliyseniz, askere gitmemek için eğitimi uzatmaya çalışıyorsunuz. Bu coğrafyada genç erkek olmak çok zor. Yakınlarda şahit olduğum bir olay beni çok etkiledi. Bir tanıdığımın arkadaşını akıl hastanesine yatırdılar. Sevdiği çocuk bordo bereli ve günlerdir haber alamıyor. Çocuk bordo bereli ama ailesine yüksek lisans yapıyorum, diyormuş. Biz bunları hiç bilmiyoruz.

Ve genelde insanların duyarsızlığından dem vuruluyor.

Evet, insanlar “duyarsız” diyoruz ama bir yandan duyarlı olunca ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Mushaf’ını boynuna asıp evini terk eden o yaşlı adam... Kendimi empati kurarken buluyorum, lakin postmodern zamanlarda empati kör kuyuya düşmek gibi bir şey. Çıkamıyorum o kuyudan. Kendimi suçlu hissediyorum. Her seferinde üzüntüm ve kederim az geliyor. Yeteri kadar üzülmedin diyorum kendime. Yeteri kadar bir şey yapmadın. “Yeteri kadar” nedir? Onu da bilmiyorum. O kadar çok acıya tanık ediliyoruz ki ağlamaktan başka hiçbir şeye gücümüz yetmiyor.

Neye ihtiyacımız var?

Bizi birbirimize yaklaştıracak eserlere, kişilere, olaylara velhasıl toplumsal dayanışmaya ihtiyacımız var. Farklılıklarımızı koruyalım. Farklılıklarımızı korurken sen ile ben, biz ile onlar arasındaki saygı mesafesini de koruyalım. Hani anneler der ya “abisi, kardeşin sana öyle demek istemedi”. İşte bizim de bizi birbirimize yakın eyleyecek “mütercim”lere ihtiyacımız var. Öfke dilini idrak diline, hal diline tercüme edecek insana/insanlara ihtiyacımız var.

Peki, kim bu?

Aydınlara bakıyorum idrak tutulması ve tasvir sıkıntısı ortaya çıkıyor. Halkın kelimeleri yeterli değil. Siyasiler eylem, proje üretememe yetersizliğini öfke ve hakaret dili ile görünmez kılmaya çalışıyor. Umutsuz değilim lakin. Birisi çıkacak muhakkak. Çağlar boyu böyle oldu. Yaşadığımız dönemin de bir Nasrettin’i bir Mevlana’sı, bir Yunus’u, bir Hacı Bektaş’ı, bir Sadreddin Konevi’si var muhakkak.

Çaresizlik hissi neredeyse herkeste hakim. 50 gündür sivillerin evlerini terk etmek zorunda kalışı veya çocuk cesetlerinin kıyılara vurması adeta normalleşiyor.

Maalesef. Nihayet dergisinde Suriyelilerle ilgili “çanta kadar hayat” diye bir yazı yayınlamıştık. Şimdi aynı şey burada, ülkemizde oluyor. Ve biz bu esnada indirimli satışlardan kendimize ayakkabı alıyoruz, yemeğe gidiyoruz, misafir ağırlıyoruz. Ama bunu yaptığımız için de suçluluk duyuyoruz. Başka bir şey de yapamıyoruz. Un, süt, yağ var ama birisi de kalkıp helva karsın. Bunu karacak olan siyaset değil, toplumsal dayanışma. Keşke Türkiye’de bütün kadınlar yardımın dili konusunda bir şey üretebilse… Mesela evlerini bırakmak zorunda kalan insanlara öyle bir şey yapalım ki geldikleri yerde kendilerini iyi hissetsinler. Lüksümüzden vazgeçtiğimizde herkese yetecek kadar paramız olduğunu idrak edeceğiz. Benim ağırıma giden, muhafazakâr kesimde gittikçe artan lüks tüketim.

“Mahremiyet kodları değişti”

AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra muhafazakâr kesim daha görünür oldu, güce ve iktidara daha yakınlaştı. Nasıl tecrübelerden geçti?

Muhafazakâr kesim gittikçe daha çok görünür hale geldi çünkü Türkiye’nin ve dünyanın mahremiyet kodları değişti. Hızlı değişimin arka planında Özal döneminde başlayan tüketim toplumuna geçişin etkilerini, Refah Partisi’nin kitlelere sunduğu “anlattığım hikayenin öznesi sensin” rüyası ve internet devrimini bir arada düşünmek gerekiyor. Küresel dünyada bütün sınırlar ortadan kalkarken, mahremiyeti/gizliliği/görünmeden yaşamayı sürdürmek pek kolay değil. Eskiden insanlar ünlülerin bir fotoğrafını görmek için beklerken, şimdi hepsi sosyal medya hesaplarından yediğini, içtiğini paylaşıyor. Herkes her şeyini göz önünde yaşamaya başladı. Tabii ki bu muhafazakârları da etkiledi. Türkiye’de artık ahlaki değerler bakımından liberallerle muhafazakarlar arasında fark yok. Farkı yaratan, aylık gelirleri. Aylık geliri 5 bin doların üzerinde olanların kullandığı bir dil var, bunun muhafazakarı, sosyalisti, liberali olmuyor. Bir de aylık geliri 800-1000 TL olanlar var. Fakirliğin dili, eşitleyici bir dildir, bunun sağcısı solcusu olmaz. Zenginlik, imkanların sınırsızlığı ile eşitliyor. Bunun da sağcısı, solcusu, muhafazakarı yok. Geriye kalıyor orta sınıf. Sorun şu ki bütün dünyada orta sınıflar eriyor. Oysa yürünen yolun, aşılan dağın resmini verecek olan kesim sadece orta sınıftır.

Mahremiyet algısı nasıl değişti?

20 yıl önce, muhafazakârlar birbirlerinin evlerine gittiğinde, kadınlar ve erkekler ayrı otururdu, şimdi Facebook’tan birbirlerini ekliyorlar ve her şeylerini paylaşıyorlar. Geçtim ideolojik kırılmayı, bireyin kendi içindeki kırılma başlı başına bir sorun. Bir insanı dindar - Müslüman, Hıristiyan vs - yapan husus, mahremiyet kodlarıdır. Dindar bir insan mahremiyete önem verir. Yediğini göstermez özenilmesin diye, vücudunun belli yerlerini sınırlamak zorundadır çünkü mensubu olduğu din bunu şart koşmuştur, başkasının hakkında konuşmaz çünkü kul hakkına girmek büyük günahlardandır. Facebook kullanımı bütün bunları imha ediyor. Siyasi değil ama sosyal kırılma kısmı çok ciddi. Siyasi kırılmalar hallolabilir, bir devrime bakar her şey. Ama sosyal kırılmaları bir devrimle düzeltemezsiniz.

Sizce muhafazakâr kesim bu tespitleri tartışıyor mu?

Gerektiği kadar tartışılmıyor. Çünkü terör olayları iliğimizi, kemiğimizi kurutuyor. Orada bir çocuk intihar etmişken, onlarca asker şehit olmuşken, siz lüks tüketimi yazamıyorsunuz. Otokontrol değil, bazen üzüntü her şeyi engelliyor. “Eskisi kadar tesettüre uygun giyinmiyoruz” diye şikayet eden kadınlara kulak misafiri oluyorum zaman zaman. Aslında mesele tesettüre uygun giyinmek değil, hayatın anlamını bulamama meselesi. Bir şey üretemiyorsanız, hayatın anlamını bulamazsınız. Tükettiğimiz şey, para değil esasında, en çok kendimizden tüketiyoruz. İstediğiniz kadar lüks alın, en vurdumduymaz insanda bile o harcama bir vicdan azabı olarak çöker içine. Türkiye’de kadınların üretme sıkıntısı var. Üretemedikleri için tüketerek var olmaya çalışıyorlar.

(..)
Kaynak ve röportajın tamamını okumak için: http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/liberallerle-muhafazakarlarin-artik-tek-farklari-aylik-gelirleri

Hüseyin Vodinalı: 2016'ya böyle giriyoruz
23.12.2015

2016’ya girmek üzere olduğumuz şu günlerde…

Suriye: BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye kararı önemli. Ve aynı derecede muallak. Esadlı mı, Esadsız mı? Netlik yok. Bir ateşkesten söz ediliyor ama sahada bunun karşılığı yok. Rusya ve Suriye güçleri Lazkiye’den doğuya, Halep’e doğru ilerliyor. Türkiye, düşürülen Rus uçağından sonra ciddi bir risk altında. Putin diş biliyor. Tuva Türkü Savunma Bakanı Sergei Şoygu hala ihanete uğradık diyor.

BMGK’deki kararın önemli bir yönü de ABD ve Rusya’nın Suriye üzerinde asgari bir anlaşmaya varması. Türkiye ise bu anlaşmada yok. HDP’li Selahattin Demirtaş, ABD’den sonra sonra Moskova’ya gidiyor. ABD-Rusya anlaşması sanırız büyük ölçekte Kürtlerle ilgili. Çin de Rusya’nın yanında topa girdi bu arada. Pekin yönetimi, "Rus uçağı Suriye'nin davetine icaben bu ülke sınırları içindeki terör hedeflerini vurduğu sırada düşürülmüştür" açıklamasını yaptı.

Öte yandan, ABD ordu istihbaratı, ünlü araştırmacı gazeteci Seymour Hersh’e AKP’nin Suriye’deki işleri konusunda sızdırmalar yapıyor. Ağustos ayında “bakım” bahanesiyle Türkiye’den çekilen Amerikan ve Hollanda patriotlarına, şimdi K. Maraş’taki Alman patriotları da ekleniyor. NATO ise “ben Ankara’yı takmam orada kendi kararlarımı kendi kafama göre veririm” mealinden bir açıklama yapıyor.

Ünlü araştırmacı yazar William Engdahl ile Huffington Post internet sitesi, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın ortak askeri bir harekatla, Esad’ı devirmek ve Irak, Suriye petrollerini kontrol altına almak için anlaştığını iddia ediyor. Türkiye’nin üs kurmayı planladığı Katar da bu ittifaka dahil. Esad, Putin, Norveç, Pentagon, Irak, İran; Türkiye’nin Suriye’de IŞİD ile petrol ticareti yaptığını ve teröristlere destek verdiğini tonu giderek artan bir sesle tekrarlıyor. Suriye muhalefetinden Heysem Menna, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ‘teröre destek’ suçlamasıyla AİHM’de başlattıkları uluslararası dava kapsamında, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasını ‘kanıt’ olarak olarak mahkemeye sunacaklarını açıklıyor. Türkiye’de ise başkanlık sistemi tartışması var gündemde. PKK ise sahada yeniliyor, masada kazanıyor. Çünkü neredeyse hiç dostu kalmadı Türkiye’nin.

Irak: Türk ordusunun Musul’a gitmesi ve sonra da Obama’nın ikazıyla geri çekilmesi ne anlama geliyor tam bilinmiyor. Bir iddia, Türkiye’nin (elinde kalan tek ticaret ortağı ve müttefiki) Barzani’ye destek verdiği, diğer bir iddia ise Musul’daki Sünni Nuceyfi aşiretini korumayı hedeflediği yönünde.

Sözcü’de yazmaya başlayan deneyimli diplomasi muhabiri Zeynep Gürcanlı ise Ek birlik göndermenin amacının Başika’yı adeta bir “sınır dışında Türk askeri üssü” haline getirip, Türkiye’nin ve Kuzey Irak’taki enerji hattının güvenliğini sağlama almak olduğunu yazdı. Irak merkezi yönetimi ise doğrudan Ankara’yı hedef aldı ve Türkiye’yi toprak bütünlüğüne yönelik bir tehdit olarak niteledi.

Barzani’nin son Ankara ziyaretinde arkasına IKBY flaması konması bu tepkinin temel noktası idi sanırım. Yoksa Türkiye’nin Irak topraklarındaki varlığı 1990’lardan bu yana mevcut. Irak’taki Şii hükümet güçsüz, güçlü gibi görünen Barzani ise belirsizliklerin bir başka ayağını oluşturuyor. Irak’a yönelik bir Sünni ittifakı durumunda, Bağdat’ın yanında mutlaka güçlü bir İran’ın da olacağını düşünmek gerek. Türkiye’nin giderek tek boyutlu ihvancı Sünni ve Selefi dostu bir yapıya evrilmesi tüm dünyada düşmanlıkları da beraberinde getiriyor.

İsrail: Son bir ayda yüzlerce masum Filistinliyi öldüren İsrail ile varılan Zürih anlaşmasının ayrıntılarını Yeniçağ gazetesinde Ahmet Takan yazdı. Rusya ile uçak krizi sonrası “Excuse me one minute” tarzı bir hızlı dönüşle gelinen “İsrail bizim dostumuz” noktası çok trajikomik. İsrail zaten baştan beri onlarla dosttu. Suudi Arabistan’ın en yakın müttefiği İsrail, Suriye’deki köktendincilerin de perde arkasındaki destekçisi. IŞİD ve El Nusra bir kez bile olsun İsrail’e dokunmadı. Ürdün ile işbirliği yapıp Suriye’yi yaktı, yıktı.

Son olarak da Esad’ın en sağlam müttefiklerinden olan Lübnan Hizbullah’ının Şam’daki Komutanı Samir Kantar’ın ÖSO tarafından suikastle (yahut da İsrail savaş uçaklarının hava saldırısıyla) öldürülmesine imza attı. Hizbullah lideri Nasrallah ise mutlaka misilleme yapacaklarını ilan etti. Ahmet Takan, Zürih’teki anlaşmaya göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın pek yakında Gazze’ye giderek, ambargoyu kaldırttıkları görüntüsünü vereceğini yazdı. Yine yapılan anlaşmaya göre İhvancı Hamas Türkiye’de barındırılmayacak. Doğalgazda Mısır, G. Kıbrıs, Yunanistan, İsrail’in Kıbrıs ve Doğu Akdeniz planlarına dahil olunacak.

Ancak bir sorun var, İsrail’in aşırı sağcı Başbakanı Binyamin Netanyahu, Türkiye’ye güvenmiyor. Gazze’nin açılması için Ankara’nın teröre destek vermediğinden emin olmalıyız diyor. Güvensizlik baştan beyan.

Azerbaycan-Ermenistan: Resmen savaş hali var. Ermenistan Savunma Bakanlığı Sözcüsü bunu ilan etti. Azerbaycan da teyit etti. Bu arada Bakü’de istihbaratçı generaller hapse atıldı, bir albay hapishanede şüpheli biçimde intihar etti. Türkiye’ye hınçlı Rusya Ermenistan’a silah ve uçak sevk ediyor. Ermenistan da PKK’ya yeni üsler veriyor. Hem Bakü, hem Erivan’da siyasi belirsizlik had safhada.

Rusya: Kremlin burnundan soluyor. Putin, SU24’ün düşürülmesini ve pilotun vahşi biçimde katledilmesini büyük bir hakaret olarak görüyor. İntikam yeminleri ediliyor. Sadece AKP değil, ABD de bu konuda suçlanıyor. Dış politika, fena halde iç politikaya tahvil ediliyor. En büyük risk faktörü ise Türkiye değil, dibe vuran petrol fiyatları. Zaten Rusya’nın 4 yıl bekleyip, ardından Suriye’ye girmesinde en büyük etken düşük petrol fiyatı. Uzmanlar, petrol varil fiyatının 35 doların altına düşmesinin savaş demek olacağını söylüyor. Ki zaten Rusya Suriye’de bizatihi savaşıyor. ‘SSCB özlemim yok’ diyen Putin, yeni nükleer denizaltıya “İmparator Alexandr 3” ismini vermesi, Rus liderin aslında çarlık özlemi içinde olduğunu dışa vuruyor. Çarlık Rusyası ise SSCB’nin aksine Türkiye’nin en büyük düşmanı idi. Osmanlı özlemi içindekilere duyurulur.

ABD: Seçimler yaklaştıkça ortaya çıkan adayla korkutuyor. İslam ve yabancı düşmanı cumhuriyetçi Donald Trump kadar, belki de daha çok Neo con savaş yanlısı demokrat Hillary Clinton’un savaş vaatleri, diğer tüm adayların “Büyük tehlike içindeyiz, ABD ordusu, istihbarat örgütleri yetersiz, III. dünya savaşı başladı, ABD savaştadır” söylemi 2016 için umut vermiyor. En önemlisi ise mevcut Obama yönetiminde oluşan çatlaklar giderek genişliyor. CIA başka, Obama başka, Pentagon ve şirket lobileri farklı telden çalıyor. Seymour Hersh’ün son yazısında bu açıkça dile getiriliyor. CIA, IŞİD’i desteklerken, Ordu istihbaratı Esad’a bilgi sızdırıyor. Hepsinin ortak kanaati Obama’nın fazlasıyla pasif kaldığı, yani gerekli sertliği göstermediği.

2016’ya işte böyle giriyoruz!

Odatv.com

2011, 2010'u mumla aratacak gibi... -1-
Murad Salih
04.01.2011



Medyanın uydurduğu bir şehir efsanesine göre yeni yıla nasıl girersen öyle olurmuş ya...

Neo liberal çapulcu düzenin medyası tarafından afyonlanmış (1) kitleler...

Medya tarafından afyonlandıkları yetmiyormuş gibi bir de yaş kuru ne varsa üstüne onu içerek/çekerek ve müzik niyetine çalınan o dehşetli gürültünün sersemliği altında mutluluk taklidi yapmaya çalışarak girdiler yeni yıla...

Bir de medyanın malûm sorusu: "Yeni yıldan ne bekliyorsunuz?"

Sanki “yeni yıl” diye bir şey yapma gücü olan bir şey varmış da...

O, insanlar ne isterlerse verebilirmiş de...

Bu zavallı insanlara “Dile benden ne dilersen” hesabı bir cömertlik kapısı açmış da...

"Yeni yıl"ın önünde başı sonu belirsiz bir istekli kuyruğu...

İş isterim.

Aşk isterim.

Para isterim.

Ev isterim.

Mutluluk isterim...

Onu isterim...

Bunu isterim...

Şunu da isterim...

İsteyin bakalım n’olacak?

Neo liberal çapulcu medya tarafından 2011 isimli ne idüğü belirsiz bir “gizemli güç”ün önünde istek kuyruğuna sokularak, "o geliyor herşey güllük gülistanlık olacak" diye isteri krizlerine giren, bu afyonlanmış zavallı kitleler, 2010 yılı girerken de aynı saçmalıkları yaptıklarını unut(turul)muşlardı.

Önce,bu şerefsiz medya yoluyla hergün formatlanıp silinenlerden hafızamızın kıyısında köşesinde kalanlarıyla 2010 yılını kısaca hatırlamaya çalışılalım...

***

''Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım'' kampanyası kapsamında İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın Filistin'e ilaç, tıbbi malzeme, çimento, demir, çocuk bahçeleri gibi insani yardım malzemesi taşıyacak 2 gemiye eşlik edecek ''Mavi Marmara'' adlı yolcu gemisi, İstanbul'dan yola çıktı: 22 Mayıs 2010...

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın 'Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım' kampanyası kapsamında Gazze'ye gidecek olan 'Mavi Marmara' adlı yolcu gemisi, Antalya Limanı'ndan yola çıktı. Aynı gün; İsrail 'gerekirse gemileri vururuz' tehditinde bulunmakla kalmadı, kullanacağı 'özel harp timlerinin' resimlerini basına dağıtarak dünyaya açık tehditte bulundu. İsrail donanmasının Deniz Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Eliezer Merom yönetiminde 'Gök Rüzgârları' adını verdiği bir operasyonla gemileri durduracağı açıklandı. İnsanlık filosundaki 9 geminin Aşdod Limanı'na çekileceği ve içindekilerin gözaltı merkezlerine götürüleceği, yabancı uyrukluların sınırdışı edileceği belirtildi : 28 Mayıs 2010...

Haaretz: Komandolarımız İHH gemisine girecek: 29 Mayıs 2010...

İSRAİL'DEN İNSANLIĞA SALDIRI; İsrail askerleri yardım gemilerine operasyon düzenleyerek yardım gönüllülerine havadan ateş açtı. Helikopterle gemiye komandolar indi. İsrail askerleri yardım konvoyunda bulunan Türk gemisine operasyon düzenledi. 9 Kişi şehit edildi, 50 yaralı olduğu bildirildi. Akdenizin uluslarası sularında içlerinde Türk vatandaşlarının çoğunlukta olduğu sivil gemiler İsrail’in kanlı korsanlığına maruz kalırken Ankara uyuyordu... Ne AKP hükümetinden ne muhalefetten ne de TSK’dan tek bir ses çıkmadı. Ne bir askerî uçak havalandı, ne bir askeri gemi bölgeye doğru hareketlendi, ne bir askeri helikopter havalandı. İsrail uluslarası sularda gaspettiği sivil yardım gemilerini, içlerindeki sivil yardım gönüllüleriyle birlikte rahatça işgal ettiği topraklar üzerinde kurduğu korsan devletin limanlarına götürdü: 31 Mayıs 2010...

***

Haiti'de 150 Binden Fazla Ölü Var: 13 Ocak 2010...

ABD'de bir elektrik santralinde bu gece meydana gelen patlamada ölenlerin sayısının 50'ye yakın olabileceği hastane kaynaklarınca bildirildi. Patlamanın nedeni henüz bilinmiyor.: 07 Şubat 2010...

ABD kar kıyameti yaşıyor. ABD'de başta başkent Washington olmak üzere ülkenin kuzey kesimi karakışa teslim oldu. Kar kalınlığı Washington'da 80 santimetreyi aştı. En son 1922 yılında ABD'nin başkentinde kar kalınlığı 75 santimetre olarak ölçülmüştü: 07 Şubat 2010..

Belçika'nın başkenti Brüksel'de iki Tren Çarpıştı; 20 Ölü: 15 Şubat 2010

DÜNYA SALLANIYOR ; ''Yüzyılın en büyük depremlerinden biri'' olarak nitelenen 8,8 büyüklüğündeki depremin meydana geldiği Şili'de, geçen 4 günde 'büyük' sayılan yaklaşık 150 artçı sarsıntı kaydedildi. Tayvan'da TSİ 02.18'de meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depremden sonra, TSİ 03.59'da Şili 6,1 büyüklüğünde artçı şokla sarsıldı: 4 Mart 2010 .

Elazığ'da Deprem: 51 ölü, 74 yaralı. Elazığ Bugün 84 Kez Sallandı: 8 Mart 2010...

Endonezya'da Şiddetli Deprem; Sumatra Adası 7,8 büyüklüğünde depremle sarsıldı. Şiddetli depremde, 4'ü ağır 12 kişi yaralandı: 07 Nisan 2010...

Afganistan'da dün gece meydana gelen depremde ilk belirlemelere göre 7 kişinin öldüğü bildirildi: 9 Nisan 2010

Alman Turistleri Taşıyan Helikopter Rusya'da Düştü. İçinde turistlerin bulunduğu bir helikopte sabah saatlerinde kaybolduğu ve içindeki 20 kişiden haber alınamadığı bildirildi: 10 Nisan 2010

Çin’in kuzeybatısındaki Çinghay eyaletinde meydana gelen depremde, ölü sayısı 617’ye yükseldi. 6,9 büyüklüğündeki depremde 10 binden fazla kişi de yaralandı. Yerin 10 kilometre altında kaydedilen depremin merkez üssüne yakın kentlerden Jiegu’da büyük hasar meydana geldi. Kentte evlerin yüzde 85’nin yıkıldığı çok sayıda insanın enkaz altında kaldığı bildiriliyor: 15.Nisan.2010...

Kül Bulutu Ekonomiye Darbe Vurdu. İzlanda'daki yanardağ patlaması ile oluşin kül bulutunun özellikle hava yolu şirketlerinde olmak üzere büyük miktarda zarara sebep oldu.: İzlanda’daki yanardağın püskürttüğü kül yüzünden oluşan kül bulutunun havayollarına verdiği zarar 1,7 milyar doları aştı. 22 Nisan 2010 ...

Tayvan'da 6.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi: 26 Nisan 2010

[Meksika Körfezi'nde yüzen petrol
Petrol bağımlısı kapitalist düzen, agresif teknolojisiyle Meksika Körfezi'nin 1.5 km derinliğinde doğaya tosladı.

Doğal kaynakları riskli ve pervasız yöntemlerle ele geçirme yarışındaki tüketici sistem Meksika Körfezi'nde neden olduğu çevresel kirliliği durduramıyor.

19 gün önce Meksika Körfezi'ndeki bir petrol platformun batmasıyla okyanus tabanında açılmış kuyudan, her gün 5 bin litre ham petrol denize karışıyor.

İki haftada 6 milyon litre ham petrol denize yayılırken deniz yüzeyindeki petrol örtüsü de 2O bin kilometre kareye ulaştı.

Denizin 1.5 km derinliğine kuyu açan 'petrol hırsının' güvenlik zafiyetli teknik koşulları yeni yeni sorgulanıyor.

Bilim adamları oluşan aşırı kirliliğin doğal yaşam üzerindeki yıkıcılığının uzun yıllar süreceğini ve 400'den fazla canlı türünün tehdit altında olduğunu bildirdiler..
Petrol'ün denize karışması devam ederken, deniz yüzeyindeki petrol tabakasını temizlemek için yapılan yakma işleminden ortaya çıkan kimyasal gazlar, çevrede başka bir kirliliğin nedeni oluyor.

Denizin derinliklerine çöken petrolün yoğun kısmını çözündürmek amacıyla kullanılan zehirli kimyasalların ise denizdeki eko yaşamı bitireceği konuşuluyor.]
(1)

California'yı kül eden yangın; ABD'nin California eyaletinde 5 gün önce çıkan yangın kontrol altına alındı. Santa Barbara kentinde 80 evin yandığı ve 30 bin kişinin evini terk etmesine neden olan yangında tehlike ise henüz geçmedi: 10 Mayıs 2009

Libya’da uçak düştü; Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Johannesburg kentinden kalkan ve Libya'nın Trablusgarp kentinin havalimanına inişe geçtiği sırada düşen uçakta 105 yolcu öldü: 12 Mayıs 2010

Malatya'da 24 saatte 15 deprem: 22 Mayıs 2010...

Hindistan'da bir yolcu uçağı iniş sırasında pistten çıktı. Ormana giren uçağı alevler sardı. Kazada 158 kişi feci şekilde öldü, 8 kişi ise kurtarıldı: 22.05.2010...

Dipnotlar:
1- Nihal Kemaloğlu , 8 Mayıs 2010, Akşam. Bu konuda daha fazla bilgi için Bkz:
http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=360

(Devam edecek)

Bu yazı dizisinin devamı için: http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?p=4966#4966

ABD'de Kongre üyesine silahlı saldırı: 7 ölü, 12 Yaralı
08.01.2011

ABD'de Demokrat Parti'den bir Kongre üyesi ve birlikte 7 kişi öldürüldüğü bildirildi. Ancak resmi organlar Kongre üyesinin ölmediği ağır yaralı olduğunu açıkladı.

12 kişinin de yaralandığı saldırının neden yapıldığı bilinmiyor.

ABD Temsilciler Meclisi Demokrat Parti Arizona milletvekili Gabrielle Giffords'un, Arizona'nın Tucson kentindeki bir markette katıldığı halka açık bir etkinlik sırasında başından vurularak öldürüldüğü bildirildi. Bu bilgi daha sonra yalanlandı. Obama, Giffords'un ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını açıkladı.

Amerikan televizyonlarının haberlerine göre, 40 yaşındaki milletvekili Tucson, kalabalığa gelişigüzel ateş açan kimliği belirsiz bir saldırgan tarafından vuruldu.
Olayda, aralarında Giffords'ın yardımcılarının da bulunduğu 12 kadar kişinin de yaralandığı belirtiliyor.
ÇELİŞKİLİ İFADELER
ABD'nin Arizona eyaletinde başından vurulan Amerikanı Kongre üyesi Gabrielle Giffords'ın durumuyla ilgili çelişkiler bulunuyor.
Giffords'un, Arizona'nın Tucson kentindeki bir markette katıldığı halka açık bir etkinlik sırasında, gelişigüzel ateş açan kimliği belirsiz bir saldırgan tarafından vurulması sonucunda ölüp ölmediğiyle ilgili Amerikan basınında çelişkili bilgiler yer alıyor.
Giffords'un öldüğünü ilk duyuran Reuters haber ajansı, son olarak Giffords'un, olayın ardından helikopterle hastaneye götürülerek ameliyata alındığını ve halen hayatta olduğunu duyurdu. Tuscon kentindeki Üniversite hastanesinin sözcüsü Darci Slaten, "Giffords, hayatta ama şu an ameliyatta" dedi. Olayda Giffords'un yanısıra başka yaralananlar da olduğu belirtilirken, yaralılara ilişkin Amerikan medyasında farklı rakamlar yer alıyor.
Giffords'un durumu ve ameliyat hakkında henüz daha ayrıntılı bilgi bulunmuyor.
Giffords'un öldüğü flaşını geçen CNN televizyonu da daha sonra ölüp ölmediğinin henüz teyit edilemediğini duyurdu.
Saldırganın hemen yakalanarak gözaltına alındığı ifade edilirken FBI ve yerel polisin olayla ilgili incelemeleri sürüyor.
OBAMA: YARALI
ABD Başkanı Barack Obama, Arizona eyaletinin Tucson kentinde meydana gelen ateş açma olayında hayatını kaybedenler olduğunu, Temsilciler Meclisi Demokrat Parti Milletvekili Gabrielle Giffords'ın da ''ağır yaralandığını'' açıkladı.
Obama, yaptığı yazılı açıklamada, olayı ''tarif edilemez bir trajedi'' olarak niteleyerek, ''Olayla ilgili bilgiler edinmeye devam ederken, bazılarının hayatını kaybettiğini, milletvekili Giffords'ın da ağır yaralandığını biliyoruz'' ifadesini kullandı.
Gazeteport

Ölü kuşlar Kanada ve İtalya'da yağdı
08.01.2011
Dünyanın dört bir yanından toplu kuş ölümü haberleri gelmeye devam ediyor. Son olarak Kanada ve İtalya'da ölü kuş yağmuruna sahne oldu.

Başta ABD olmak üzere çok sayıda ülkede binlerce kuş, milyonlarca balık öldü.

Kanada'nın Quebec eyaletinin başkenti Quebec City'nin batısında küçük bir kasaba olan St. Augustin-de-Desmaures'de 80 adet ölü kuş bulunduğu açıklandı.
Quebec Doğal Kaynaklar Bölümü Sözcüsü Nicolas Begin, kasabadaki çiftliklerden birinden gelen ihbar üzerine gittikleri bölgede, çiftçilerle 80 adet ölü kuş topladıklarını söyledi. Kuş ölümleri ile ilgili çalışma başlattıklarını kaydeden Begin, kuşlar üzerinde laboratuvar testleri ve doğal ortam araştırmaları yapılacağını ifade etti.

İTALYA'DA DA GÖKTEN ÖLÜ KUŞ YAĞDI
ABD, Kanada ve İsveç'in ardından İtalya'da da gökten yüzlerce ölü kuş yağdı.
Ülkedeki Kuşları Koruma Derneğinin yetkilileri, kuzeydeki Faenza kasabasının sokaklarından 1 Ocaktan bu yana 700'den fazla ölü kumrunun toplandığını belirtti. gazeteport

Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün yaklaşık 100 metre uzağında meydana gelen olayda, 2 kişi öldü, 2 kişi yaralandı
08.01.2011
Olay saat 01:00 sıralarında Beyoğlu'nda meydana geldi. Tarlabaşı Bulvarı, Balo Sokak'ta ki bir eğlence mekanında meydana gelen silahlı çatışmada 2 kişi hayatını kaybetti.

Tarlabaşı Bulvarı'nı kan gölüne çeviren olay iddialara göre olay şöyle gelişti; iki ortağı bulunan eğlence mekanının hisseleri, ortaklarından birisinin kendi payını bir başka kişiye devretmesi sonucu, yeni ortakla anlaşmazlığa sebep oldu.

İki ortak arasında günlerce süren ve karşılıklı tehditlere varan kavgalar gece saatlerinde taraflardan Abdülbaki Karakuş'un adamlarıyla söz konusu mekanı basmasıyla silahlı çatışmaya dönüştü. Çatışma esnasında barda bulunan ve saldırıya uğrayan taraflardan Ali Ozman (20), Mehmet Salih Oruç (29) ve Fatih Hocaoğlu silahla vücutlarının çeşitli bölgelerinden yaralandılar.

Olay yerinde bulunan vatandaşların kendi imkanlarıyla Taksim İlk Yardım Hastanesi'ne kaldırdığı yaralılardan Ali Ozman, kalbine ve karın boşluğuna aldığı iki mermi nedeniyle hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
gazeteport

Meksika'da başsız ceset kabusu
08.01.2011
Meksika'nın tatil beldesi Acapulco'da 14 başsız cesetin bulunduğu bildirildi.
Polis yetkilileri, bir alışveriş merkezinin dışında bulunan cesetlerin yanına uyuşturucu kartellerine ait elyazısı ve işaretlerin bırakıldığını belirtti.
Acapulco geçmiş yıllarda, uyuşturucu çeteleri arasında kanlı hesaplaşmalara sahne olmuştu. gazeteport

İRAN'DA YOLCU UÇAĞI DÜŞTÜ: 70 KİŞİ ÖLDÜ
9 Ocak 2011

İran'da düşen uçakta bulunanlardan 70'inin hayatını kaybettiği bildirildi. İran'ın resmi haber ajansı IRNA, Urumiye yakınlarında düşen uçakta bulunanlardan 70'inin hayatını kaybettiğini, 32'sinin de yaralandığını duyurdu. Haberde, uçakta 94'ü yolcu 102 kişi olduğu da kaydedildi. Tahran-Urumiye seferini yapan Boeing 727 tipi yolcu uçağı yerel saat ile 19.45 (TSİ 18.15) civarında Urumiye hava alanına inişe geçmek için alçaldığı sırada düşmüştü.
Haber10

Otomobiliyle Duvara Çarpti Sorumlu Tuttuğu Eşini Öldürdü
09 Ocak 2011
Kahramanmaraş'ta evinin bahçesindeki otomobilini geri viteste caddeye çıkarırken bahçe duvarına çarpan işçi Ayhan Çakır, kendisini yanlış yönlendirmek...
Kahramanmaraş'ta evinin bahçesindeki otomobilini geri viteste caddeye çıkarırken bahçe duvarına çarpan işçi Ayhan Çakır, kendisini yanlış yönlendirmekle suçlayıp, tartıştığı eşi Ayşe Çakır'ı av tüfeğiyle öldürdü, kızı Fatma Çakır'ı yaraladı. aktifhaber

Tunus ve Cezayir'de işsizlerin isyanı büyüyor: 20 ölü

Haftalardır protestolarla çalkalanan Tunus ve Cezayir'de genç işsizlerin öfkesi bir türlü dinmiyor. Her iki ülkede güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu ölenlerin sayısı 20'yi buldu. Güvenlik güçleri resmi kurumları korumaya aldı.

09 Ocak 2011, 20:08
Anadolu Haber

Tunus ve Cezayir'de gençlerin başlattığı isyan sürüyor. Haftalardır sokaklarda olan genç işsizlerin öfkesi bir türlü dinmiyor. İki ülde de güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu ölenlerin sayısı 20'yi buldu. Resmi kurumların koruma altına alındığı açıklandı.

Tunus’ta geçtiğimiz ay üniversite mezunu bir gencin bedenini yakarak ateşlediği işsizlik isyanı sürüyor. Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, dün yaşanan çatışmalarda en az 4 kişi yaşamını yitirirken, 6 kişi de yaralandı. Ölümler, dün gece, Tunus’un Cezayir sınırındaki Tala kentinde meydana geldi.
AFP haber ajansı, yerel kaynaklara dayandırdığı haberinde, ölenlerin 17 ile 30 yaşları arasında olduğunu ve polisin kalabalığın üzerine açtığı ateş sonucu öldüğünü bildirdi. Farklı yerel kaynaklar ve görgü tanıkları da ölümleri doğruladı.

Öte yandan, çatışmalarda çok sayıda yaralı olduğu ve yaralıların kentte bulunan hastanelerde tedavi altına alındığı söyleniyor. Reuters’e konuşan hastane çalışanları ve görgü tanıkları, yaralılardan durumu ağır olan 6 kişinin, bölge başkenti Kasrine’ye nakledildiğini aktardı.

POLİS HALKIN ÜZERİNE ATEŞ AÇTI

Dün geceki çatışmalar, işsizlerin bir hükümet binasını ateşe vermesinin ardından başladı. Kalabalığa önce tazyikli suyla müdahale eden güvenlik güçleri, kitlenin dağılmaması üzerine, halkın üzerine ateş açtı.

Tunuslu yetkililerin henüz doğrulamadığı ölümlerin polisin açtığı ateşle meydana geldiği söyleniyor. Öfkeli kalabalığın ise polisin müdahalesine taşlarla ve molotof kokteylleriyle cevap verdiği ifade ediliyor.

Tala kentinde cuma günü de çatışmalar yaşanmıştı. Göstericiler bir bankayı ve bazı hükümet binalarını ateşe vermişti.

Dün ülkedeki işsizlik protestolarının diğer bir adresi ise Gassrine kentiydi. Kentte göstericilerle güvenlik güçleri arasında dün gece çatışmaların yaşandığı ve çok sayıda yaralının olduğu bildirildi.

ASKERİ ÖNLEMLER ARTTIRILDI

Yetkililer, genç nüfus arasındaki yüksek işsizlik oranının yol açtığı protesto gösterilerine çözümü askeri önlemleri arttırmakta buldu.

İsyan dalgası başladığından bu yana ilk kez dün, bölgeye askerler sevk edildi. Yetkililer tarafından yapılan açıklamada, askerlerin hükümet binalarını korumakla görevlendirildiği ileri sürüldü.

Tunus Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, şiddet içeren protestoların kabul edilemez olduğunu söylemişti. Ben Ali, eylemlerin yatırımcıları ve turistleri ülkeden soğutarak önemli bir gelir kaybına yol açtığını ileri sürmüştü.

UGTT: İŞSİZLERİN TALEPLERİNİN ARKASINDAYIZ

Öte yandan, hükümete yakınlığıyla bilinen ülkenin en büyük sendikası UGTT, gösterilere yapılan sert müdahaleler nedeniyle yetkilileri kınadı.

Başkentte bir araya gelen yüzlerce sendika üyesi, isyan başladığından bu yana çatışmalarda yaşamını yitirenler için bir dakikalık sessiz bir protesto eylemi gerçekleştirdi. Eylemde konuşma yapan sendikanın genel sekreter yardımcısı, "Sidi Bouzid ve iç bölgelerdeki halkın taleplerinin arkasındayız" diye konuştu.

Tunus’ta işsizlik isyanı, genç bir üniversite mezununun bedenini ateşe vermesiyle başlamıştı. Sidi Bouzid kentinde başlayan isyan, kısa süre içerisinde işsizlik oranının yüksek olduğu ülkenin iç kesimlerinde kalan diğer kentlere yayılmıştı.

Cezayir’de isyan fiyatları düşürdü

Cezayir’de en az beş kişinin yaşamını yitirdiği ve günlerdir ülkeyi etkisi altına alan isyan hükümete adım attırdı. Hükümetin isyana çözüm bulmak için dün yaptığı toplantıdan, bazı temel gıda maddelerine uygulanan vergilerde indirime gitme kararı çıktı.
Ülkenin resmi haber ajansı, başkentte yapılan bakanlar kurulu toplantısında, şeker ve yağ fiyatlarının yüzde 41 oranın düşmesini sağlayacak bazı ekonomik önlemler üzerinde anlaşmaya varıldığını duyurdu.

Ticaret Bakanı Mustafa Benbada, halkın üzerindeki ekonomik baskıyı hafifletmek için acil önlemler alınacağını söyledi, "Hafta başından itibaren durum düzelecek" diye konuştu.

Bununla birlikte, yetkililerin aldığı önlemlerin halkın öfkesini dindirip dindiremeyeceği tartışmalı. Yoksulluk ve hayat pahalılığının tetiklediği gösterilerin, genç nüfus arasındaki yüksek işsizlik oranı ve konut yetersizliği nedeniyle duyulan hoşnutsuzluktan da beslendiği ifade ediliyor.

Gösterilerde özellikle genç işsizler öne çıkıyor. Ülkede resmi rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 10. Bağımsız kuruluşlar ise gerçek rakamın yüzde 25’e yakın olduğunu ifade ediyor.

HALK 5 OCAK’TAN BU YANA SOKAKTA

Cezayir’de, geçtiğimiz Çarşamba günü başkentin yoksul bir işçi mahallesinde başlayan isyan ilerleyen günlerde tüm ülkeye yayılmıştı. Yoksul Afrika ülkesi, 5 Ocak’tan bu yana hayat pahalılığı ve işsizlik nedeniyle yapılan protesto gösterilerine sahne olmuştu.

Çarşamba günü başlayan ve Perşembe günü birçok kente yayılan gösteriler, Cuma günü de devam etmişti. Dini yetkililerin sağduyu çağrısına rağmen sokaklara çıkan ve çoğunluğunu öfkeli gençlerin oluşturduğu kalabalık, başkent ve çok sayıda kentte polisle çatışmıştı.

Kabylie bölgesinde bulunan Bejaia ve Tizi Ouzou kentlerinde ise çatışmalar dün de sürdü.

DÖRT GÜNÜN BİLANÇOSU: 5 ÖLÜ, 400 YARALI
Hafta ortasından bu yana düzenlen gösterilerde en az 5 kişi yaşamını yitirirken, yüzlerce kişi de yaralandı.

Ölenlerin arasında polis kurşunuyla yaşamını yitiren 18 yaşındaki bir genç ile yüzüne isabet eden gaz bombası sonucu hayatını kaybeden 32 yaşındaki bir kişinin bulunduğu ifade ediliyor. Resmi kaynaklar ise ölen diğer kişinin ise eylemcilerin ateşe verdiği bir binada can verdiğini iddia ediyor.

Öte yandan, içişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, gösterilerde yaralananların sayısı 400 olarak bildirildi, bunun 300’ünün güvenlik güçleri olduğunu ileri sürüldü.

800 BİN NÜFUSLU KENT HAYALET ŞEHRE DÖNDÜ

Cumartesi günü, tüm gün boyunca eylemler sürdü. Kabylie bölgesindeki Tizi Uzu’nun birçok mahallesi ile bölgedeki bazı ilçelerde gösteriler yaşandı. Bouira kentinde Cumartesi akşamı düzenlenen gösterilerde polisle çatışmalar yaşandı. Başkent Cezayir’in 600 km doğusundaki Annaba kentinde güvenlik güçleri ile gençler arasında yaşanan şiddetli çatışmalar ardından 800 bin nüfuslu kent hayalet şehre döndü. Bu kentte Cuma gününden beri 7’si polis en az 21 kişi yaralandı, 50 gösterici de gözaltına alındı.

SADECE YAĞ VE ŞEKERE VERGİ İNDİRİMİ

Ülke geneline yayılan eylemler karşısında hükümet, saatlerce süren bakanlar toplantısı ardından yaptığı açıklamada geçici olarak yağ ve şeker ithalatçısı ve imalatçılarına dayatılan verginin yüzde 41 oranında düşürüldüğünü bildirdi. Yazılı açıklamada bu “geçici ve istisnai muafiyetin” gümrük hakları, katma değer vergisi ve şirketlerin kazanç vergisini (IBS) ilgilendirdiği belirtilirken, 1 Ocak’tan itibaren 31 Ağustos 2011’e kadar geçerli olacağı kaydedildi. Bu açıklamanın dışında hükümet halkı yatıştıracak herhangi bir açıklamada bulunmadı. Öte yandan yağ üreticileri derneği olan AFAO, Cuma gününden itibaren yağ fiyatlarında artış yapmama kararı aldı.

HALKIN İKTİDARA GÜVENİ KALMADI

Hükümet açıklamasının eylemcilerin yatışması için yeterli olması beklenmiyor. Analistler yolsuzlukta dibe vuran iktidarın halk nezdindeki güvenirliliğinin tamamen yok olduğunu belirtiyor.

Cezayir’de siyasi elitin yolsuzlukları, işsizlik ve tutulmayan sözlere küresel ekonomik kriz de eklenince tepkiler sosyal bir patlamaya dönüştü. Halk, temel gıda ürünlerine sürekli gelen zamlar, artan işsizlik ve konut yetersizliği ile yolsuzlukları protesto ediyor. Ülkede un ve yağın fiyatı son aylarda ikiye katlanarak rekor bir düzeye çıktı. Şekerin kilosu birkaç ay önce 70 dinar iken bugün 150 dinardan satılıyor. Cezayir’deki işsizlik oranı resmi rakamlara göre yüzde 10, bağımsız kaynaklara göre ise yüzde 25 dolayında. Ülkedeki eylemler 1988’de açlığa karşı gerçekleşen isyana da benzetiliyor. Bu protesto eylemleri 1990’lı yıllarda İslamcı isyana yol açmıştı.

Devlet Başkanı Abdulaziz Buteflika, 2003 yılındaki depremden bu yana yetersiz olan konut ihtiyacını gidermek için 2009 yılında bir milyon konut inşa etme sözü vermişti. Ancak başkentte sadece 10 bin konut tamamlanarak teslim edildi. Ülkenin nüfusu da 1962’deki bağımsızlıktan bu yana üçe katlandı (35,6 milyon).

Kaynak: Etha ve Ajanslar

Polatlı'da düşen helikopter: 5 subay şehit oldu
10 Ocak 2011
Ankara'nın Polatlı ilçesinde akşam eğitim uçuşu sırasında irtibat kesilen askeri helikopterin düştüğü 5 kara pilot subayın şehit olduğu öğrenildi. TRT

M.Şevket Eygi
Çok Alametler Belirdi
13 Ocak 2011
Çok yakın bir zaman içinde beş yüz senede bir görülen türden bir ay tutulması oldu... Birkaç gün önce de güneş tutuldu... Bunlar hep "alametlerdir". Zaten birkaç yıldan beri yoğun ahir zaman alametleri içinde yaşıyoruz: Görülmemiş su baskınları... En son (şu anda yaz mevsimini yaşayan) Avustralya'da muazzam bir su baskını oldu. Bir kasabayı zehirli yılanlar basmış. Birkaç hafta önce Kamçatka Yarımadası'nda bir yanardağ patladı. Yerde gökte, karada denizde, buzlarda çöllerde, her yerde alametler belirdi. ABD'de bir yerde gökten yağmur gibi ölü kuş düşüyormuş. Bir yerdeki ırmak yeşil renkte akmaya başlamış. Nice ülkede arılar topluca ölüyor. Dünya üzerinde yeterli miktarda arı kalmazsa tahıl, sebze, meyve kıtlığı başlayabilir.

Bilmem hatırlar mısınız, 17 Ağustos 1999 Büyük zelzelesinden birkaç gün önce ülkemizde tam görülen bir güneş tutulması olmuştu. Hatta dünyanın çeşitli yerlerinden gözlemciler gelip incelemişti. Bendeniz o tutulma esnasında Kastamonu'dan İstanbul'a doğru gelmekteydim. Akşam oldu, karanlık bastı, İstanbul'daki evime doğru ilerlerken gökte hiç görülmemiş parlaklıkta bir cisim gördüm, yanımdakilere de gösterdim. Acaba neydi?..

Dünya genel ve yoğun kötülükler içinde yüzüyor. İnsanlığın büyük bir kısmı sanki çıldırmış. En az bir milyar insan açlık, kıtlık, yokluk içinde acı çekiyor. Zengin ülkelerin halkının bir kısmı, fazla yemekten obez olmuş... Dünyanın çeşitli yerlerinde savaşlar var, milyonlarca insan kan, ateş, gözyaşı içinde. Afganistan bitmiş batmış, Irak yaralarını saramıyor. Şimdi de Mısır iyice karıştı. Sudan parçalanıyor... Filistin, Keşmir, Arakan Müslümanları kan ağlıyor.

Şirk küfür, nifak şikak, zulüm ve teaddi, harp ve darp, kin ve intikam insanlığı sarmış.

Ülkemizin en büyük şehri şu yirmi milyonluk İstanbul, kurbanlık koyun gibi depremini bekliyor. 17 Ağustos depreminden bu yana nice uzun yıllar geçti, gereken tedbirler alınmadı. Şehirde yüz binlerce çürük bina varmış. Bunlar büyük bir sarsıntıda ya yassı kadayıf gibi olacakmış yahut içinde oturulamayacak şekilde çatlayıp yana yatacakmış. Acaba, 7 küsur şiddetinde bir zelzelede İstanbul'da kaç vatandaş can verecek? Bunların katilleri, vazifelerini yapamayan idareciler, sorumlular, ilgililer olacak. Dünya yargısından paçalarını kurtarabilseler bile, Rûz-i Ceza'da, Mahkeme-i Kübra'da hesaba çekilecekler. Millî Gazete

Hindistan'da facia!
14 Ocak 2011
Hindistan'ın en popüler Hindu festivallerinden birinden dönen hacılardan en az 100 kişinin çıkan izdiham nedeniyle öldüğü bildirildi. Son iki yılda benzer olayda 208 kişi ölmüştü..

Polis kaynaklarına göre ülkenin güneyinde bu gece meydana gelen olayda yaklaşık 25 kişi de yaralandı.

Merala eyaletindeki Sabarimala tapınağındaki dinsel festivalden sonra, dağlık bölgede dar bir yolda ilerleyen hacılar arasına, yine hacıları taşıyan bir jipin girdiği ve izdihama yol açtığı bildirildi. Çok dar bir alanda korumasız biçimde çok büyük bir kalabalığın birikmesinden dolayı izdiham çok sayıda kişinin ölümüne yol açtı. haber10

Avustralya'da 43 şehir sular altında
16 Ocak 2011

Avustralya'da seller güneye de yayıldı: 43 şehir sular altında.

Avustralya'da sel felaketi yayılırken, ülkenin güney bölgelerinde bugün etkili olan seller kırsal kesimlerde hasarlara yol açtı. Artık 4 eyalette felakete yol açan seller sonucu can kaybının ise 17'e ulaştığı bildirildi.

Avustralya'nın kuzeyinde selin vurduğu şehir ve kasabalarda yaşayan 10 binlerce kişi ev ve ofislerini temizlemeye çalışırken, şiddetli yağışlar ve seller güneydeki ülkenin en çok nüfusuna sahip Victoria eyaletinde yeni felaketlere sebep oldu.

Victoria'da 4 nehrin taşması sonucu 43 şehir seller altında kalırken, 3 bin 500 kişi ile bin 400 mülkün de su altında kaldığı kaydedildi. Yüzlerce kişinin evlerini terk ettiği aktarılırken, henüz can kaybı yaşanmadığı ifade ediliyor. haber10

16 Ocak 2011
Gizemli kuş ölümlerinin bir aylık kronolojisi
Salih Selçuk Caydı

Son bir aydır medyada, gökten düşen ölü kuşlardan bahsediliyor. Sadece kuşlar değil. Kitle halinde balıklar ve başka deniz hayvanları da öldü. Her bir olaya çeşitli açıklamalar bulunmaya çalışıldıysa da, ölümlerin neden bir aylık aynı zaman diliminde görüldüğü meçhul. Aslında tek tek olayların açıklaması da yetersiz. Bazıları olayları bir Kıyamet işareti saydı, ama hiç kimse olayı yeterince ciddiye almadı.
"Hayat devam ediyor..."
Söylenen budur ve burada devam eden "hayat"tan kasıt, para peşinde koşmak, yani "iş hayatı"dır -ve bu umursamazlığa bakılacak olursa- Kıyamet/mıyamet gibi şeylerden daha önemlidir!..
'Dünyamıza ne oluyor?' diye cidden sormayı gerektiren hayvan ölümlerinin kısa kronolojisi şöyle:

13.12.2010: Avustralya sahillerinde dev bir levrek cinsinden binlerce ölü balık görüldü. ölüm nedenleri belirlenemedi.
15.12.2010: Florida sahiilerinde kumsala binlerce ölü balık vurdu. Soğuk hava nedeniyle öldükleri söylendi.
17.12.2010: ABD'nin Indiana eyaletinde bir gölün sahilinde binlerce ölü balık bulundu. Kışın yaşanan fırtınaların, ölümlere neden olduğu öne sürüldü.
18.12.2010: Filipinler'de, Lapu-Lapu şehri sahillerinde gebe aynı şekilde binlerce ölmüş balığa rastlandı.
22.12.2010: ABD'nin South Carolina eyaletinde yüz ölü pelikana raslandı. Nedeni anlaşılamadı.
23.12.2010: Bu kez North Carolina eyaletinde sahile, çok sayıda ölü deniz hayvanı vurdu. Özellikle deniz yıldızları ölmüştü. Soğuk havanın ölümlere neden olduğu iddia edildi.
Aynı gün Yeni Zelanda'nın Kawau şehri sahillerinde benzeri bir olay farkedildi.
27.12.2010: Haiti sahillerinde çok sayıda ölmüş balık görüldü.
28.12.2010: Amerika'da Arizona eyaletinin Tuscon şehrinde, birlikte ölmüş yetmiş yarasa bulundu.
29.12.2010: Texas eyaletinin San Antonio şehrinde ölü balıklar dikkat çekti.
31.12.2010: Yılbaşı gecesinin en önemli haberleri, ABD'nin Arkansas şehrinde gökten yağan beşbin kadar ölü kuş oldu. Damarlarında kanlarının pıhtılaştığı anlaşılan kuşlara bakarak, kuşların havai fişekler nedeniyle şok geçirerek öldükleri iddiası ortaya atıldı. Gene kesin bir kanıt bulunamadı.
Aynı gün, Arkansas'da Chesapeake Bay'da nehir deltasında onlarca ton ölü balık paniğe neden oldu. Soğuk havanın hayvanları öldürdüğü söylendi. Gene kanıt yoktu.
3.1.2011: Aynı gün Brezilya'nın güneyinde Paraná'da yüz ton kadar ölü balık, dünya medyasında önemli yer tuttu.
4.1.2011: Yüzlerce karatavuk ölüsü, Louisiana otobanına düştü.
Florida sahillerinde ölü deniz ayıları bulundu.
Florida'da Spruce Creek nehri kenarında binlerce ölü balık sahile vurdu.
Kanada'nın Ontorio eyaletinde Spruce Creek nehri sahillerinde yüzlerce ölü balık görüldü.
5.1.2011: Texas'da Ore City yakınlarındaki bir otobanda yüzlerce kuş ölüsü bulundu.
Yeni Zelanda'da sinekkapan türünden balıkların ölüleri sahile vurdu.
İsveç'te Skövde'de yüz kuş ölüsü bulundu.
5.1.2011: Büyük Britanya'nın güney sahillerinde Kent kontluğunun sınırları içinde kırk bin ölü yengeç karaya vurdu.
7.1.2011: Kuzey İtalya'nın Faenza şehrinde bin kadar güvercin ölüsü gökten düştü.
9.1.2011: Bursa Karacabey'de Bursa-İzmir karayolunda onlarca sığırcık kuşu ölüsü bulundu.
10.1.2011: Büyük Britanya'da Peterborough'da, sayısı belirlenemeyen, çok sayıda ölü balık farkedildi.
11.1.2011: Chicago yakınlarında Michigan gölünde yüzen binlerce tirsibalığı (veya mayıs balığı) farkedildi ve sonuç olarak hayvanların neden öldüğü konusunda kesin bir bilg yok.
Bütün bu olaylardan daha garip olanı, kimsenin işi yeterince ciddiye almaması, "soğuktan ölmüşlerdir", veya "havai fişektir" gibi havai laflarla yetinmesi...
Mars'a pahalı oyuncak arabalar gönderip oraları bile araştıran, Mars yüzeyindeki şekillerin nedenini bile merak eden rasyonel bilim adamlarına ne oldu?
Köylüler bile daha çok merak eder hayvanlara ne olduğunu ve daha ciddi teşhis isterler...
Çünkü hayvanların ölümü durdurulmazsa sıranın insanlara gelebileceğini iyi bilirler. Hem de şehirliler gibi "teorikmen" değil, doğrudan "paratikmen."

http://konstantiniye.blogspot.com

ŞOK! Bahçeli Suikaste Uğrayabilir...
17 Ocak 2011

Derin güçler Deniz Baykal'ı seks kasediyle alaşağı etti. Sırada ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye suikast düzenlenmesi var... İşte çarpıcı 2011 planı...
- 2011 planı Deniz Baykal'ın kasetinin servise konulmasıyla başladı...

- Baykal'ın gitmesi sonrası, beklenen finalde şapkadan tavşan çıkartıldı. Aday değilim diyen Kemal Kılıçdaroğlu, 24 saat sonra CHP Genel Başkanlığı'na adaylığını açıkladı.

- Özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik bir suikast yapılmasından endişe ediliyor...

- 2011 seçimlerine yönelik bu kaotik planlarının tamamen engellenmesi durumunda ise on koz olarak bir siyasetçinin sekreteriyle geçmiş döneme ait bir kasedinin sızdırılacağı düşünülüyor.

Taraf Muhaberi Mehmet Baransu gizli kaynağına dayandırarak kaleme aldığı yazısında önümüzdeki 6 aylık süreçte olacakları kaleme aldı..

İşte Baransu'nun 'topyekün savaş' diye nitelendirdiği süreç:

Önümüzdeki altı aylık süreçte kamuoyunu meşgul edecek bir dizi eylem planı sahneye konulmaya çalışılıyor. Hedefte 2011 genel seçimleri ve ardından yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi var.

Plan aslında bilindik. Bu kez, "mutlak mağlubiyet" yaşanmaması için daha radikal eylemler hayata geçirilmek isteniyor. Planlara geçmeden önce, aktörlerinin daha önce düğmeye bastığı "tanıdık" bir olaya bakmak gerekiyor.

İLK ADIM BAYKAL'IN GÖNDERİLMESİYDİ

2011 planıyla ilgili düğmeye Deniz Baykal'ın kasetinin servise konulmasıyla basıldı. Doğan Grubu'na anket yapan bir isim, yaptığı altı anket sonucunda Baykallı CHP'nin seçimlerde şansı olmadığı sonucunu elde etti. Anket bilgileri, CHP içinde Baykal'a yakın görünen "derin CHP'liler" ve "sivil olmayan bazı isimler"le de paylaşılmıştı. Anketlerde Kemal Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkanlığı da vatandaşa sorulmuş, Kılıçdaroğlu'yla CHP- MHP koalisyonu ve referandumda "hayır" çıkabileceği cevabı çıkmıştı.

Anketlerde çıkan bu sonuçlar o günlerde Ankara'nın karargâhlarında masaya yatırıldı. Medya patronları ve bazı işadamları sık sık Ankara'yı ziyaret etti. Sonuçlar üzerinde günlerce tartışıldı, analizler yapıldı. Sonunda da düğmeye basılmasına karar verildi. Kaset servise konuldu.

İKİNCİ ADIM: ADAY DEĞİLİM DİYEN KILIÇDAROĞLU KOLTUĞA OTURUR

Planın bir bölümünü ilk fark eden isim, arkasından hançerlenen Baykal oldu. Genel Başkan, okyanus ötesinin samimiyetine inandığını canlı yayında tüm Türkiye'ye ilan etti. Baykal komployu kimin kurmadığını anlamış ama kimin kurduğunu anlayamamıştı. Yanı başında duran Brütüsleri görememişti. Baykal'ın gitmesi sonrası, beklenen finalde şapkadan tavşan çıkartıldı. Aday değilim diyen Kemal Kılıçdaroğlu, 24 saat sonra CHP Genel Başkanlığı'na adaylığını açıkladı.

Ankara planı devreye sokmuş ancak referandum sonucu istediği gibi olmamıştı. Yaşanan tam bir hayalkırıklığıydı. Ankara uzun süre bu şoku üzerinden atamadı. Ta ki Fenerbahçe'nin emekli sakinleri devreye girene kadar. Yeni bir plan için eldeki tüm kartlar açıldı. Tekrar güven tazelendi.

FENERBAHÇE'NİN EMEKLİ SAKİNLERİ DEVREYE GİRİYOR

"Referandum savaşı" kaybedilmişti ama "mutlak mağlubiyet" yaşanmaması için 2011 seçimlerini kesinlikle kazanmak gerekiyordu. Süreçle ilgili bir dizi bilindik karar alındı.
CHP-MHP koalisyonunun kurulması için bazı stratejik planlamalar yapılacaktı. Yalnız şu vardı, parti tabanları bu koalisyona sıcak bakmadığı için bu plan kamuoyuna deşifre edilmeyecekti. Bu arada beklenmeyen bir şey oldu. Gürsel Tekin planı açık etti. Bu hesaplanmayan durum Fenerbahçe'yi sıkıntıya sokmuştu. Planı açık eden Tekin, kendi partisi dâhil aktörler tarafından tu kaka edildi.

SEÇİM ÖNCESİ ÜRKÜTÜCÜ PLAN

Planın daha ürkütücü kısımları da vardı. Yakın bir zamanda, özellikle mart ayıyla birlikte Hizbullah, radikal İslami gruplar ve 28 Şubat'ın figüran aktörleri sahnedeki yerlerini alacak. Güneydoğu ise hareketli günlere gebe. Dağlıca türü "şike baskınlarla" eylem yapılıp, şehit sayıları hiç de azımsanmayacak boyutta olacak. Cenaze törenlerinde tıpkı daha önce olduğu gibi yüksek yoğunluklu protesto gösterileri düzenlenecek. Böylelikle baraj sınırındaki MHP'nin oyları yukarıya çekilecek. Hizbullah'la çatışmalar yaşanması da olasılıklar arasında. Hükümet katilleri dışarı bırakmakla suçlanacak. Bunun arka planı geçtiğimiz günlerde yaşanan gelişmelerle kuruldu bile.

ÖCALAN ÜZERİNDEN YAPILACAK PROPAGANDA HAZIR

İmralı üzerinden yapılacak propaganda ise şimdiden hazır. Özerklik talebi, federasyon gibi hükümetin kabul etmeyeceği talepler üzerinden bölgedeki tansiyon arttırılacak. Olayların kontrolden çıkması sağlanarak, OHAL ortamı tekrar inşa edilmeye çalışılacak. Tüm bu sürecin ardından, üniversite gençliğinin ve özellikle de MHP tabanının sokaklara inmesi sağlanmaya çalışılacak. Yaşanacak çatışma ortamı, kontrol dışı güçleri devreye sokacak.

"Topyekûn savaş" için medya da bu süreçte aktif rol üstlenecek. Ankara'nın derin kodlarını bilen bir haber kaynağım, manşetlerin şimdiden hazır olduğunu söylüyor. Daha önce vergi borcu nedeniyle medya varlıklarını elden çıkarmaya karar veren Aydın Doğan, bu kararından şimdilik vazgeçti.

BAHÇELİ'YE SUİKAST İDDİASI

Strateji değişikliğine giden Doğan, CHP-MHP koalisyonu için elinden geleni yapacak.Seçim sürecine doğru tansiyonun iyice artacağını söyleyen haber kaynağım, özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik bir suikast yapılmasından endişeli. Bahçeli sonrasının dizayn çalışmalarının dahi yapıldığını söylüyor. Bu süreçte siyasetçilerin, öğretim görevlilerinin ve üst düzey bazı bürokratların da hedef alınması olası.

2011 seçimlerine yönelik bu kaotik planların tamamen engellenmesi durumunda ise son koz olarak bir siyasetçinin sekreteriyle geçmiş döneme ait bir kasetinin sızdırılacağı konuşuluyor. Tıpkı Baykal gibi bu kişinin de siyaset sahnesinden çekilmesi hedefleniyor. Bu oyununun sonunda kimin galip geleceğini bilmesek de yeni bilgi ve belgelerin ortaya saçılacağı tahmininde bulunmak kehanet olmasa gerek.

Kaynak: Taraf

PAKİSTAN'DA 7.4 ŞİDDETİNDE DEPREM
18 Ocak 2011
Güney Batı Pakistan'da 7.4 şiddetinde deprem.

Pakistan'ın Güney Batı sınırında 7.4 şiddetinde deprem meydana geldi. Yerel saat ile gece 01:58 sularında merkez üssü Afganistan İran sınırı yakınlarında meydana gelen deprem Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'den de hissedildi.

Amerikan Jeoolojik Araştırmalar Merkezine göre merkezi Batı Pakistan'daki Dalbandian şehrine 55 kilometre mesafe olan deprem başta Pakistan olmak üzere İran'ın Zahidan şehri ve Hindistan'ın kuzeyinde de şiddetle hissedildi.
habertaraf

"Yurtta sulh, cihanda sulh" tabelası çalındı
18 Ocak 2011
AMSTERDAM'da Atatürk anıtının bulunduğu "yurtta sulh, cihanda sulh" tabelası çalındı.

Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da bulunan Türk işçileri tarafından yıllar önce yapılan ve bir ay onarımı yapılan Atatürk Anıtı'nın içinde bulunan "yurtta sulh cihanda sulh" tabelası çalındı. Konu ile ilgili olarak Belediye Meclis Üyesi Aydın Üre Amsterdam'ın (Noord) Kuzey Semtinde bulunan Atatürk anıtının yeni onarımdan çıktığını ve kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından "yurtta sulh cihanda sulh" tabelasının çalındığını söyledi. Üre Amsterdam Noord Belediyesi tarafından polise hırsızlık bildirisi yapıldığını söyledi. habertaraf
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Cmt Arl 17, 2016 10:43 pm tarihinde değiştirildi, toplam 45 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Sal Oca 04, 2011 7:41 pm    Mesaj konusu: Dünya yeni yıla kan ve gözyaşıyla girdi Alıntıyla Cevap Gönder

Dünya yeni yıla kan ve gözyaşıyla girdi
1 Ocak 2011
ABD donuyor Avrupa ise sellerle boğuşuyor; Pakistan'da Amerikan uçakları ölüm saçarken, Mısır'da kiliseye bombalı saldırı yapıldı

Dünyanın birçok ülkesinde yeni yıla girişler büyük bir coşkuyla kutlanırken, birçok ülkede kan ve gözyaşı akmaya devam etti. Dünyanın bazı ülkelerinde doğal afetler ölüm getirirken, bazı ülkelerinde de işgal ve iç karışıklıklar kan akıttı.

ABD DONUYOR

Kötü hava şartları, yeni yılın ilk saatlerine de damgasını vurdu. ABD'de hortum can alırken, Avustralya ve Avrupa'nın bir kısmı sele teslim oldu. Dünya, 2011’e de doğal afetlerin gölgesinde girdi. Amerika Birleşik Devletleri’nin güney kesiminde etkili olan aşırı sıcak hava, hortuma sebep oldu.

Arkansas, Missouri ve illinois kentlerinde etkili olan hortum, 6 kişinin ölümüne neden oldu. Hortum, bölgedeki binalara ve çevreye de ciddi zarar verdi. Ülkenin kuzeydoğu kesiminde ise kar yağışı etkili olmaya devam ediyor. Kar yağışına sis ve buzlanma eklenince kazalar kaçınılmaz oldu.

AVRUPA ÜLKELERİNDE SEL FELAKETLERİ

Avustralya’nın Queensland eyaleti ise sel suları altında. Yetkililer suyun yüksekliğinin 9 metreye kadar çıkabileceği uyarısında bulundu. Bölgede 22 yerleşim merkezinin dışarı ile bağlantısı kesildi. Fransa ve Almanya’nın toplam yüzölçümünden daha büyük bir alanda etkili olan sel nedeniyle 200 bin kişi evlerinden tahliye edildi. Rockhampton havaalanı da ticari uçuşlara kapatıldı. Suudi Arabistan’ın Cidde Kenti’nde de şiddetli yağış ve sel hayatı felç etti.

HİNDİSTAN'DA SİS

Hindistan ise yeni yıla "sis altında" girdi. Uzmanlar, ülkede etkili olan kış şartlarının batı ülkelerindeki kadar sert olmamasına karşın, halk üzerindeki etkisinin çok daha derin olduğunu ifade ediyor. Öte yandan kar yağışı, çiftçilerin yüzünü güldürdü. İklim değişikliği ve kuraklık sebebiyle ürünlerinden istenen verimi alamayan üreticiler için kar, en güzel yeni yıl hediyesi oldu.

PAKİSTAN'DA ABD ÖLÜM SAÇTI

Amerikan ordusunun Pakistan'ın Afganistan sınırı yakınında hareket eden 2 aracı füzeyle vurması sonucu 14 kişi hayatını kaybetti.

MISIRDA BOMBALAMALAR

İskenderiye kenti yılbaşı akşamı meydana gelen patlamayla sarsıldı; 21 kişi öldü onlarca kişi yaralandı. Mısır İçişleri Bakanlığı, İskenderiye'de meydana gelen patlamada 21 kişinin öldüğünü, 24 kişinin yaralandığını doğruladı. haber10

Mısır'da Hristiyanlara bombalı saldırı
1 OCAK 2011

Mısır’ın önde gelen kentlerinden İskenderiye’deki bir kilisede 1000 kişinin katıldığı yeni yıl ayinine saldırı düzenlendi.
Saldırıda en az 21 kişi öldü, 70'in üzerinde kişi de yaralandı.
Daha önce patlayıcının bir araca yerleştirilmiş olduğunu açıklayan yetkililer, şimdi bunun yurtdışı bağlantılı bir intihar saldırısı olduğu kanısında.

Saldırıdan sonra Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında küçük çaplı çatışmalar çıkarken, polis bölgeyi abluka altına aldı.
Patlamanın ardından kilisedeki ayinde bulunan Hristiyan cemaat önce polisle çatıştı ardından yakındaki bir camiiyi taşladı.

El Kaide geçtiğimiz ay Mısır'daki Hıristiyanları da hedef alacağını belirten bir açıklama yapmıştı.

Ülkedeki Hıristiyan nüfusu hem doğum oranlarındaki hızlı düşüş ve hem de başta ABD ve Kanada olmak üzere Batılı ülkelere göçle birlikte hızla eriyor. BBC

Nijerya'da bombalı yılbaşı: En az 11 ölü
1 Ocak 2011

Nijerya'da yeni yıl kutlamaları sırasında bir bombanın patlaması sonucu 11 kişinin öldüğü bildirildi.

Yerel polis ve hastane yetkilileri, başkent Abuja'da, askeri barakaların yakınlığında meydana gelen patlamada 11 kişinin öldüğünü, 12 kişinin yaralandığını belirtti.
Nijerya yerel televizyonu ise görgü tanıklarına dayandırarak verdiği haberinde, patlama sonucunda 30 kişinin öldüğünü aktarırken, yaralılar konusunda kesin bilgi vermedi.

Nijerya Cumhurbaşkanı Goodluck Jonathan, patlamadan İslami grupları sorumlu tutarak, güvenlik güçlerinin suçluların bulunması için ellerinden geleni yapmasını istedi.

Asker ve sivillerin devamlı olarak gıda ve içki temin ettiği, dükkan ve birahanelerin olduğu bölgede meydana gelen patlamanın sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı.

cnntürk

İngiltere'de hapishane ayaklanması
1 OCAK 2011
[img]http://wscdn.bbc.co.uk/worldservice/assets/images/2011/01/01/110101165021_prison_304x171_reuters_nocredit.jpg [/img]
Ayaklanma çıktığında hapishanede iki gardiyan ve dört yardımcı görev yapıyordu
İngiltere'nin Batı Sussex bölgesindeki bir hapishanede çıkan ayaklanma özel güvenlik birimlerinin müdahelesiyle bastırıldı.
Yarı açık Ford hapishanesinde geceyarısı civarında 40 kadar mahkum pencere camlarını kırarak, yangın çıkardı.
Arundel yakınlarındaki hapishaneye itfaiye ve 140 ekstra güvenlik görevlisi gönderildi.
200 mahkumun bulunduğu hapisanedeki yangın yerel saatle 15 civarında söndürüldü.
Gardiyanlar Derneği'nden yapılan açıklamada, ayaklanmanın bir gardiyanın mahkumlardan birine alkol muayenesi yapmak istemesi üzerine başladığı belirtildi.
Dernekten yapılan açıklamaya göre, ayaklanma başladığı sırada hapishanede iki gardiyan ve dört destek görevlisi görev yapmaktaydı.
Ayaklanmaya katılanların kimliklerini saklı tutmak için kar maskeleri taktığı belirtiliyor.
Ayaklanmada hasar gören birimler arasında postahane, jimnastik salonu ve 10 yeni bilardo masasının yerleştirildiği bilardo odası da var. BBC

Avustralya'da sellerden 200 bin kişi etkilendi
1 OCAK 2011 n

Sellerin ekonomik maliyetinin milyarlarca dolar olması tahmin ediliyor
Avustralya'da üst düzey bir yetkili ülkenin İncil'deki efsanevi felaketleri andırır türden bir selle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Seller binlerce kişiyi evinden ettiği Queensland eyaletinin Maliye'den Sorumlu Yetkilisi Andrew Fraser, seller yüzenden madencilik, tarım ve turizmin büyük darbe aldığını, sellerin ekonomik faturasının çok yüksek olacağını kaydetti.

77 bin kişinin yaşadığı Rockhampton kenti sellerin etkisi altına girmek üzere olan son yerleşim birimi.

Yetkililer bu kentte sel sularının 9 metre kadar yükselebileceğini söylüyor.

Fransa ve Almanya'nın toplam yüzölçümlerinden geniş bir alanı ekisi altına alan seller yüzünden 20 kentin daha dış dünyayla bağlantısı kesilmiş durumda.

Tarihteki en kötü sel felaketlerinden birini yaşayan Avustralya'nın kuzeydoğusunda binlerce kişi daha evlerini terk etmeye hazırlanıyor.

Yetililer felaketin 200 bin kişiyi etkilediğini belirtiyor.

Felaket bölgesini ziyaret eden Avustralya Başbakanı Julia Gillard'ın helikopteri sel suları nedeniyle Emerald kasabasına iniş yapamadı.

Sel sularının kanalizasyon sistemine zarar vermesi nedeniyle, kamu sağlığı kaygıları da arttı.

Yetkililer, seli takip edecek temizlik ve yeniden inşa faaliyetlerinin milyarlarca dolara malolabileceğini söylüyor.
BBC

[size=124]Yolcu uçağında patlama[/size]
1 Ocak 2011
Rusya'nın Sibirya bölgesinde yolcu uçağında çıkan yangın ve sonrasındaki patlamada, 10 kişinin yaralandığı açıklandı.

Olayda 1 kişinin öldüğü daha önce açıklanmıştı. Uçakta yolcu ve mürettebat toplam 128 kişinin bulunduğu, ölen ve yaralanan 11 kişi dışındaki herkesin tahliye edilmesinin başarıldığı kaydedildi.

Patlama uçağı tamamen tahrip ederken, alevler 100 metrekarelik bir alana yayıldı.

Rusya'da 1990'lı yılların popüler müzik gruplarından olan "Na-Na"nın üyelerinin de uçakta olduğu bildirildi. Grup üyelerinden Vladimir Politov, Ria Novosti ajansına telefonla yaptığı açıklamada, "motorlar çalışır çalışmaz bir şeylerin yanlış gittiği hissediliyordu, daha sonra uçağın dışındayangınbaşladı. Acil çıkış kapılarının açılmasıyla ilgili bir sıkıntı yaşandı. İnsanlar paniğe kapıldı, bazıları alevlerin ortasından kaçıyordu" dedi.

Politov, kendisinin ve diğer grup üyelerinin acil çıkış kapısından, kanat üzerinden çıktıklarını ve yaralanmadıklarını kaydetti. haber10

Bir hektarlık alan kül oldu
1 Ocak 2011

Antalya'nın merkez Konyaaltı ilçesinde çıkan "orman yangını" kontrol altına alındı. haber10

Arjantin'de deprem
1 Ocak 2011
Arjantin'de kırsal kesimde ve yer kabuğunun derinlerinde şiddetli bir deprem meydana geldi.

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu'na göre ülkenin kuzey kesiminde meydana gelen depremin büyüklüğü 6,9. Santiago del Estero adlı yerleşim birimine 150 kilometre mesafede bulunan depremin merkezi 563 kilometre derinlikte. haber10

Kargo gemisi battı
1 Ocak 201
Kuzey Kore'ye ait bir kargo gemisinin Sarı denizde batması sonucunda 2 denizcinin öldüğü 15 denizcinin ise kayıp olduğu bildirildi.

Şinhua haber ajansı, Ulaştırma Bakanlığı bünyesindeki arama kurtarma merkezi yetkililerine dayandırarak verdiği haberde, "Kang Bong" adlı geminin yüksek dalga nedeniyle su alması sonucu battığını belirtti. haber10

2011'e zamla girdik
1 Ocak 2011
Nüfus cüzdanı, pasaport ve sürücü belgesi ücretleri, yeni yıl ile birlikte yüzde 6,45 ila yüzde 8,7 arasında yükseldi.

2010 yerini 2011’e devretti. Yeni yılın ilk haberlerinden biri ise fiyat artışı oldu. Değerli kağıtlara zam geldi. Fiyatlar yüzde 6,45 ila 8,7 arasında değişen oranlarda arttı. Buna göre, pasaportların fiyatlarında yüzde 8’lik bir artış yaşandı. 50 lira olan pasaport ücretleri, 54 liraya yükseldi. Sürücü belgeleri için ödenecek bedel ise 62 liradan 67 liraya çıktı.
Nüfus cüzdanlarının fiyatları da 4 liradan 4 lira 60 kuruşa yükseltildi. 2010’da 5 lira olan noter kağıtları için artık 5 lira 40 kuruş, 3 lira 10 kuruş olan banka çeklerinin her bir yaprağı için de 3 lira 30 kuruş ödenecek haber10

NİŞAN TÖRENİ SIRASINDA EV ÇÖKTÜ
1 Ocak 2011
Genç Osman köyünde iki katlı ahşap evin bir bölümü nişan töreni sırasında çöktü. Olayda, 2 çocuk ile 32 kadın yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Bağcılar köyünden Genç Osman köyüne gelen Mıcık ailesi ile Yenitürk aileleri arasında düzenlenen ve sadece kadınların bulunduğu ahşap ev, tören sırasında çöktü.

Bahattin Mıcık ile Tülay Yenitürk'ün nişan töreni sırasında damatla birlikte ailelerin erkeklerinin köy odasında oldukları, evde sadece kadın ve çocukların bulunduğu öğrenildi.

Olayda, 2 çocuk ile 32 kadın yaralandı. Yaralılar, Bayburt Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. habertaraf

Alkollü gençlerin eğlencesi: 2 ölü, 1 yaralı
1 Ocak 2011
Alkollü gençlerin yılbaşı eğlencesi kanlı bitti: 2 ölü, 1 yaralı.

Eskişehir'de yılbaşı eğlencesinden dönen iki alkollü grup arasında çıkan "neden yan baktın" tartışması kanlı bitti. Hamamyolu Caddesinde meydana gelen kavgada, iki kişi öldü, bir kişi yaralandı.

Olay gece saat 02:00 sularında Arifiye Mahallesi Hamamyolu Caddesi'nde meydana geldi. Yeni yıl eğlencesinden dönen ve fabrikada işçi olarak çalışan Cemil Çalıkuşu (22) , gözlükçüde çalışan kardeşi Cem Çalıkuşu (20) ve Mahmut Niyazi Günaydın (21, evlerine dönerken Hamamyolu Caddesi üzerinde, yine kendileri gibi yılbaşı eğlencesinden dönen ve henüz kimliği tespit edilemeyen 4 kişiyle tartışmaya başladı.

Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine devreye bıçaklar girdi. Çıkan kavgada, Mahmut Nizayi Günaydın ile Cemil Çalukuşu ve kardeşi Cem Çalıkuşu aldıkları bıçak darbeleri sonucu ağır yaralandı. Ağır yaralanan Cemil Çalıkuşu, kaldırıldığı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Mahmut Niyazi Günaydın ise kaldırıldığı Devlet Hastanesinde tüm müdahaleye rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Devlet Hastanesine kaldırılan Cem Çalıkuşu'nun tedavisi ise sürüyor. Cem Çalıkuşu'nun durumunun iyi olduğu belirtildi.

Bu arada, olaya karışan 4 kişi'den birisi polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Polis, diğer zanlıların yakalanması için çalışma başlattı.

Eskişehir'deki yeni yıl kutlamalarında çıkan kavgalarda 19 kişi yaralandı. Öte yandan, Eskişehir'de yılbaşı eğlenceleri sırasında çıkan kavgalarda 20 kişi'nin çeşitli yerlerinden yaralandığı belirtildi.
habertaraf

Polis, Önce Eşini Sonra Kendini Öldürdü!
01 Ocak 2011
Hakkari Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Sefer Sakarya,, tartıştığı eşi Esra Sakarya'yı öldürdükten sonra intihar etti.
Sıradışı

Avukat ihmal kurbanı mı?
Hastane tuvaletinde fenalaştı, 10 dakika burada mahsur kaldı ve öldü... AHT
01 Ocak 2011

Mersin'de kalp krizi geçiren bir avukat tedavi olmak için gittiği hastanenin tuvaletinde fenalaştıktan sonra 10 dakika burada mahsur kaldı. Daha sonra müdahale edilen avukat yaşamını yitirdi. Avukatın babası oğlunun ölümünde ihmal olduğunu öne sürdü.

Kalp krizi geçiren 38 yaşındaki avukat İzzet Çiçek, Mersin Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada Koroner Yoğun Bakım Ünitesi'nde tedavi altına alınan genç avukat geceyi hastanede geçirdi. İddiaya göre Çiçek, tuvalet ihtiyacı olunca babası Raif Çiçek tarafından tekerlekli sandalye ile giriş koridorunda bulunan tek kişilik tuvalete götürüldü. Tuvalete giren Çiçek, ihtiyacını gidermek isterken fenalaştı ve yere yığıldı.

Genç avukatın düştüğünü fark eden babası kapıyı açmak istedi. Başaramayınca görevlilerden yardım istedi. Tuvalete gelen görevliler, avukatın klozet ile kapı arasında bulunması nedeniyle kapıyı açamadı. İki görevli, kapının üst camını kırıp buradan içeri girerek Çiçek'i kapının arkasından çekip, dışarı çıkarttı. Yaklaşık 10 dakikalık çaba ardından dışarı çıkartılan Çiçek, götürüldüğü acil müdahale odasında 1 saat süren kalp masajı ve tıbbi müdahaleye karşın kurtarılamadı
habertürk

Avustralya'da yeni kasırga endişesi
2 OCAK 2011

Sellerin ekonomik maliyetinin milyarlarca dolar olması tahmin ediliyor
Avustralya'nın Queensland eyaletinde yetkililer, taşmakta olan Fitzroy nehrinin Rockhampton kentini tahmin edilenden daha hızlı bir şekilde sular altında bıraktığını söylüyor.
Kent sakinleri, teknelerle kurtarılırken, eyalette onbinlerce kişinin evlerini terketmek zorunda kaldıkları bildirildi.
Şu ana kadar bir kişinin hayatını kaybettiği, iki kişinin kayıp olduğu, onbinlerce kişinin de evsiz kaldığı açıklandı.
Öte yandan meteoroloji yetkilileri, yeni bir kasırganın Queensland'de etkili olmasının beklendiğini bildiriyor. BBC

Ukrayna'da yeni yılın ilk gününde 11 kişi öldürüldü
2 Ocak 2011
Ukrayna'da yeni yılın ilk gününde 11 kişi cinayete kurban gitti. Ukrayna İçişleri Bakanlığı yılın ilk gününde Ukrayna genelinde polise toplam 5 bin 913 şikâyet geldiğini açıkladı.

Ukrayna İçişleri; 11 kişinin katilini, 19 kişinin ağır yaralanmasına neden olan olaylara karışan şahısları, 15 soygun ve iki araba çalınması olaylarına karışan hırsızların ise suçüstü yakaladığı bildirildi.

Bununla birlikte yılın ilk gününde emniyet güçleri; bin 905 kişiyi toplum düzenini bozmaktan, dört kişiyi ruhsatsız silah taşımaktan ve bir kişiyi de yarım kilo narkotik madde bulundurmaktan dolayı gözaltına aldı.

Öte yandan trafik polisi ise yılın ilk gününde ülke genelinde 39 trafik kazasının meydana geldiğini bu kazalarda 5 kişinin hayatını kaybettiğini ve 55 kişinin de yaralandığını açıkladı. habertaraf

Kırıkkale'de silahlı kavga: 1 ölü 2 yaralı
2 Ocak 2011
Kırıkkale'de iki amca oğlu arasında çıkan silahlı kavgada 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Yuva Mahallesi'nde oturan T.A. (30) ile amca oğlu B.A. (32) arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu T.A., üzerindeki tabancasını çekerek ateş etmeye başladı. B.A., isabet eden kurşunlarla ağır yaralandı.

Olaya müdahale etmek isteyen B.A.'nın eşi K.A. ile kavgaya neden olduğu iddia edilen amca çocuklarının hala kızları T.A.'ya (28) da kurşun isabet etti.

Göğsünden ağır yaralanan T. A. (28), kaldırıldığı Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Süleyman Demirel Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde müdahalelere kurtarılamadı. Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi'nde tedavi altına alınan K. ve B.A. çiftinin hayati tehlikelerinin sürdüğü öğrenildi. habertaraf

ABD'de Gökten Ölü Kuş Yağdı..!

ABD'de gece gökyüzünden yaklaşık bin ölü kuş düştü. Herkesin şaşkınlıkla karşıladığı olayın sırrı araştırma sonunda ortaya çıktı.
02.01.2011

ABD’nin Arkansas eyaletindeki bir kasabada gece gökyüzünden yaklaşık 1000 ölü kuş düştü.
Yılbaşı gecesi yerel saatle 23.30’dan itibaren yetkililere, gökyüzünden kuş ölüleri düştüğü ihbarlarının gelmeye başladığı kaydedildi.

2 kilometre çapındaki bir bölgeye yayılan "Siyah Kuş"un ölüm sebebi araştırılıyor.

Arkansas Avcılık ve Balıkçılık Komisyonu görevlisi, kuşbilimci Karen Rowe, ölü kuşlarda fiziksel travma belirlendiğini, bunun sebebinin yıldırım veya dolu olabileceğini söyledi.

Rowe, bu türden olaylara geçmişte başka yerlerde de rastlandığını, kuşların zehirlenerek öldüğünü sanmadığını kaydetti.

Neden Havai Fişek mi?
Komisyon tarafından yapılan açıklamada ise yılbaşı gecesinde fırlatılan havai fişeklerin kuşların uçuş rotasından ayrılmalarına, bunun da strese girip ölmelerine yol açmış olabileceği belirtildi.

Toplanan 100’e yakın örnek, incelenmek üzere Wisconsin’deki Ulusal Vahşi Doğa Sağlık Merkezi’ne gönderildi. TRT

Belediye Başkanının Evine Saldırı

İstanbul Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci'nin evine,saat 23:30 sıralarında, bir otomobilden ateş edildi. Olayda ölen yada yaralanan olmadı.

02.01.2011

İstanbul Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci’nin ikamet ettiği evine otomatik av tüfeğiyle ateş edildiği bildirildi.
Alınan bilgiye göre, Firuzköy Mahallesi Firuzağa Sokak’ta bulunan Başkan Değirmenci’nin evine saat 23.30 sıralarında kimliği belirsiz kişi veya kişilerce silahlı saldırı yapıldı. Saldırganlar hızla olay yerinden kaçtı. TRT

Avustralya'da sel felaketi büyüyor
3 OCAK 2011

Kentin diğer bölgelerle bağlantısı kesilmek üzere
Avustralya'nın doğusundaki Queensland eyaletinde diğer bölgelerle bağlantısı kesilmek üzere olan Rockhampton kentinde halka askeri uçaklarla yardım ulaştırılmaya başlandı.
Eyalette Almanya ve Fransa'nın toplamından daha büyük bir alan sular altında. 77 bin nüfuslu Rockhampton'da da su seviyesi giderek yükseliyor.

Kentte yaşayan birçok kişi evlerini terk etti.
Pistin sular altında kalması nedeniyle havaalanı sivil uçuşlara kapatılırken, otoyollar ve demiryollarının bağlantısı kesildi. Enerji hatlarında da sorunlar yaşanıyor.
Kentteki Fitzoy nehrinde su seviyesinin yükselmesi nedeniyle dört bin evin tehdit altında olduğu belirtiliyor.
Yılan tehdidi
Sel nedeniyle, paniğe kapılan halkın benzin istasyonları ve süpermarketlere hücum ettiği haber veriliyor.
Rockhampton Belediye Başkanı Brad Carter, selden kentin yüzde 40'ının etkilendiğini söyledi.
Carter, sel sularına kapılan çok sayıda yılanın büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Belediye Başkanı, "İnsanların ayaklarının arasında yılanlar yüzüyor. Bugün dört yılan öldüren birini biliyorum." dedi.
Sel felaketi, Avustralya'nın kömür ve buğday ihracatına da önemli bir darbe vurdu. Yük gemileri limanlara demirleyemedi.
Avustralya dünyanın dördüncü büyük tahıl ihracatçısı.

Avustralya'da sel felaketi büyüyor
3 OCAK 2011

Kentin diğer bölgelerle bağlantısı kesilmek üzere
Avustralya'nın doğusundaki Queensland eyaletinde diğer bölgelerle bağlantısı kesilmek üzere olan Rockhampton kentinde halka askeri uçaklarla yardım ulaştırılmaya başlandı.
Eyalette Almanya ve Fransa'nın toplamından daha büyük bir alan sular altında. 77 bin nüfuslu Rockhampton'da da su seviyesi giderek yükseliyor.
İlgili Haberler
Avustralya'yı sel aldı
Kentte yaşayan birçok kişi evlerini terk etti.
Pistin sular altında kalması nedeniyle havaalanı sivil uçuşlara kapatılırken, otoyollar ve demiryollarının bağlantısı kesildi. Enerji hatlarında da sorunlar yaşanıyor.
Kentteki Fitzoy nehrinde su seviyesinin yükselmesi nedeniyle dört bin evin tehdit altında olduğu belirtiliyor.
Yılan tehdidi
Sel nedeniyle, paniğe kapılan halkın benzin istasyonları ve süpermarketlere hücum ettiği haber veriliyor.
Rockhampton Belediye Başkanı Brad Carter, selden kentin yüzde 40'ının etkilendiğini söyledi.
Carter, sel sularına kapılan çok sayıda yılanın büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Belediye Başkanı, "İnsanların ayaklarının arasında yılanlar yüzüyor. Bugün dört yılan öldüren birini biliyorum." dedi.
Sel felaketi, Avustralya'nın kömür ve buğday ihracatına da önemli bir darbe vurdu. Yük gemileri limanlara demirleyemedi.
Avustralya dünyanın dördüncü büyük tahıl ihracatçısı. BBC

Yemen açıklarında 80 göçmen boğuldu

Yemen açıklarında Afrikalı kaçak göçmenleri taşıyan 2 geminin batması üzerine 80 göçmenin boğulduğu bildirildi. habertaraf

Altın Yeni Yıla Rekor Fiyatla Başladı
03 Ocak 2011
Yılın ilk işlem gününde altın günü rekor fiyatla kapadı.

İstanbul Kapalıçarşı'da 24 ayar külçe altının satış fiyatı 71,45 lira ile yeni yıla rekorla başladı.

Cumhuriyet Ata Liranın fiyatı da 479 liraya yükseldi. 24 ayar külçe altın bundan önce 29 Aralık 2010 tarihinde 70,90 lira ile rekor kırmıştı. Aynı tarihte Cumhuriyet altının fiyatı da 475 liradan işlem görmüştü. aktifhaber

Heyelan 40 aileyi tahliye ettirdi
Yılbaşı gecesi meydana gelen heyelan nedeniyle 7 binada oturan 40 aile tahliye edildi
05 Ocak 2011

Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde bir inşaattaki hafriyat çalışması sonrası 31 Aralık 2010 tarihinde meydana gelen heyelan sonucu, yıkılma tehlikesi bulunan 7 apartmanda oturan 40 aile tahliye edildi. habertürk

İRAN'DAKİ DEPREMDE 16 KİŞİ YARALANDI
5 Ocak 2011
İran'ın güneyinde meydana gelen 5,3 büyüklüğünde depremde 16 kişinin yaralandığı bildirildi.

İran'ın yarı resmi Mehr haber ajansı, Hamid Takizade adlı yerel yetkilinin açıklamasına dayanarak verdiği haberde, merkez üssü Fars eyaletinin Erdekan kasabası olan depremin 17 köyde hasara yol açtığını duyurdu.

Tahran Üniversitesi Sismoloji Merkezi de internet sitesinde Erdekan depreminin sabah 9.25'te (TSİ 7.55) meydana geldiğini kaydetti. haber10

Avustralya'nın 3. büyük şehrinde ani sellere hazırlık
11 OCAK 2011

Son yılların en şiddetli sel felaketine karşı mücadele veren Avustralya'nın üçüncü büyük kenti Brisbane'de sel baskınına uğrayacağı tahmin edilen 6 bin 500 hane ve işyeri, tahliye ediliyor.

Kent merkezinden ayrılmaya çalışanların otomobilleriyle uzun kuyruklar oluşturdukları belirtiliyor.
Kentin alçak semtleri zaten boşaltılmıştı.
Toowoomba belediye başkanı Peter Taylor, aniden gelen sel baskınlarının kentte yaşayanlara eşyalarını ya da araçlarını kurtarmaları için zaman bırakmadığını söyledi.
Brisbane'de yaşayan bir kişi, BBC'ye yaptığı açıklamada, süpermarketlerin daha şimdiden boşaldığını anlattı.
Ani sel baskınlarında şimdiye kadar en az dokuz kişi öldü, 70 kişi kayıp.
Sel suları New South Wales bölgesine doğru yayılmaya başladı.
Sel sularının hızla yükselmekte olduğu kentte bir görgü tanığı yakınlardaki bir nehrin seviyesinin sadece bir saat içinde 1,5 metre yükseldiğini anlattı.
Kıtanın kuzeydoğusundaki Queensland eyaletinde sellerden etkilenenlerin sayısı 200 bini buluyor.
Sellerin ekonomiye maliyetinin ise milyarlarca doları bulacağı belirtiliyor.
Sel sularının yarın ve Perşembe günü en yüksek seviyeye ulaşacağı tahmin ediliyor.
Bu nedenle iki milyon kişinin yaşadığı kentte evlere kum torbaları dağıtıldı.
Avustralya'da sele neden olan tropik yağmurlar Kasım ayında başladı
BBC

5 Tekvandocu Kazada Öldü

Trabzon'da tekvando sporcusu 5 genç trafik kazasında hayatını kaybetti.

11.01.2011

5 genç tekvando sporcusu Trabzon’da geçirdikleri trafik kazasında hayatını kaybetti.

Trabzon istikametinden Vakfıkebir’e gitmekte olan 06 MEA 78 plakalı otomobilin sürücüsü Uğur Kasım, Kirazlık mahallesinde direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağında bulunan alt geçidin girişine çarptı.

Kazada, Özlem ve Ümitcan Akagündüz olay yerinde hayatını kaybetti.

Fatma Yıldırım Abdul Ziya Bostan ve Fatih Kasımfırtına ise kaldırıldıkları Trabzon Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

Sürücü Uğur Kasım ve Şamil Kurt’un tedavileri ise sürüyor. TRT

Dünyayı Sel Aldı

Avustralya'da sel felaketleri Kasım ayından bu yana etkili oluyor. Yükselen sele ne insanlar, ne araçlar ne de binalar karşı durabiliyor...

10.01.2011

Dünyanın dört bir yanı sert kış koşulları ve aşırı yağışların yol açtığı selle boğuşuyor. Avustralya ve Almanya’da sel, Hindistan, İran ve ABD’de soğuk hava ve kar yağışı yaşamı olumsuz etkiliyor.

Azgın Suların Önünde Hiçbir Şey Duramıyor

Avustralya’da kara ve demiryolu ulaşımı, sel yüzünden felce uğradı. Ulaşım, güçlükle sürdürülüyor. Şiddetli akıntı, önüne kattığı her şeyi sürüklüyor. Öyle ki; selin karşısında ne dev gövdeli ağaçlar, ne beton iskeleler durabiliyor.

Polis ve itfaiye ekipleri, zorlu şartlar altında görevlerini sürdürmeye çalışıyor. Ancak kimi zaman, afetzedelere yardım elini uzatmaya çalışan kurtarma ekipleri de selin gazabına uğruyor.

Almanya’da Eriyen Kar Nehirlerde Su Seviyesini Yükseltti
Almanya’da uzun süren kar yağışının ardından başlayan erime, ülkenin güneybatısında nehirlerin yükselip bentlerini aşmasına sebep oldu.

Nehirde seyreden bir kayıkçı, sele kapılarak hayatını kaybetti.

Hindistan’da Dondurucu Soğuk 40 Can Aldı
Kış, en acı yüzünü, sokaklarında yüzbinlerce evsizi barındıran Hindistan’a gösterdi.

Kışın, en acı yüzünü, sokaklarında yüzbinlerce evsizi barındıran Hindistan’a gösterdi.

İnsanların, üzerlerinde battaniyelerle evlerinden çıktığı ülkede evsizler ise, zorlu şartlar altında yaşamaya çalışıyor.

Dondurucu soğuk, son 1 haftada 40 kişinin canını aldı.

ABD’de Kar Ulaşımı Aksattı, Eğitime Ara Verildi
Amerika Birleşik Devletlerinde ise kar çilesi sürüyor. Otoyollar karla kaplandı, uçak seferler önemli ölçüde aksadı.

Ülkenin Louisiana ve Alabama gibi güney eyaletlerinde okullar tatil edildi.

Teksas’ın doğusunda da kar fırtınası alarmı verildi.
TRT

Sri Lanka'daki seller 1 milyonu aşkın insanı vurdu
13 OCAK 2011

Sri Lankalı yetkililer, ülkenin orta ve doğu kesimlerini vuran sellerden bir milyonu aşkın insanın etkilendiğini bildirdi.

Sellerden etkilenenlerin sayısı bir milyonu geçti

Sadece Batticaloa bölgesinde, yarım milyon insan evlerini terketmek zorunda kaldı.
Yetkililer, şimdiye dek 23 kişinin öldüğünü söylüyor.
Yağışların şimdilik durduğu ancak sel sularının hala yükselmekte olduğu ve bir çok köy ve kasabaya ulaşılamadığı açıklandı.
30 binden fazla asker ve polis, gıda ve diğer ihtiyaç malzemelerini dağıtmak için sellerden etkilenen yerlere konuşlandırıldı.
Bağış fonu oluşturuldu
Sri Lanka hükümeti ve ordusuna destek veren Birleşmiş Milletler'in sözcüsü, BBC'ye yaptığı açıklamada, en büyük güçlüğün temiz su bulmakta yaşandığını anlattı.
Bütün bunların yanında, normalden çok daha düşük sıcaklıklar nedeniyle de çok sayıda battaniyeye ihtiyaç olduğu belirtiliyor, ancak tıbbi malzeme ve sivrisineklerden korunmak için cibinlik ihtiyacına dikkat çekiliyor.
Kalmunai'de kurulan çadır kampta kalanlara ise pişmiş gıda dağıtılabiliyor.
Ancak kasabada tuvalet sıkıntısı yaşandığı, halkın okullar ve diğer kamu binaları önünde kuyruklar oluşturdukları bildirildi.
Sri Lanka hükümeti, nakit yardımları için fon kurdu ve her tür malzeme bağışı için de toplama merkezleri oluşturdu.
Yağışlar, gelecek ay hasadın yapılacağı pirinç tarlalarını vurduğundan çok sayıda çiftçi zor durumda. BBC

Avustralya'da sel 8 can aldı
11 OCAK 2011
Yoğun yağış nedeniyle ikinci bir sel dalgasına hedef olan Queensland eyaletinde 8 kişi öldü, 72 kayıp var.


Selden etkilenen bölgenin uydu görüntüsü

Selin en çok, eyalet başkenti Brisbane'in batısındaki Toowoomba kentini etkilediği belirtiliyor.
Görgü tanıkları son derece hızlı ilerleyen sel sularını karada meydana gelen bir tsunamiye benzetti.
Eyalet Başbakanı Anna Bligh seli, ölenlerden ikisinin çocuk olduıunu ve ölü sayısının artabileceğini söyledi.
Seli küresel ekonomik krizden bu yana gördükleri en büyük felaket olarak tanımlayan Bligh, sel sularının Brisbane'i de tehdit ettiğini açıkladı.
Sel sularının Çarşamba günü ulaşması beklenen Brisbane'de halka kum torbaları dağıtıldı.
Avustralya'da sele neden olan tropik yağmurlar Kasım ayında başladı.
On yıllardır görülmeyen oranda yağmurun neden olduğu seller yaklaşık 200 bin kişiyi evlerini terk etmeye zorladı.
Üstelik yeni yağmur dalgalarıyla sellerin şiddetlenebileceği belirtiliyor. BBC

Brezilya'da selde ölenlerin sayısı 300'ü geçti


13 OCAK 2011

Brezilya'nın güney doğusundaki sel ve toprak kaymaları nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 300'ü aştı.
Rio de Janerio yakınlarındaki gecekondu mahalleleri kayan çamurların altında kaldı.

Mahalle sakinleri, enkazı kaldırmaya çalışan kurtarma görevlilerine yardım ediyor ancak devam eden yağmur ve kapanan yollar nedeniyle çalışmalar yavaş ilerliyor.
Gece boyunca yağan yağmurun ardından dağ kasabası Teresopolis'te gerçekleşen toprak kaymasında 122 kişi hayatını kaybetti.
Bir başka kasaba olan Nova Friburgo'da da 97 kişinin öldüğü, bunlardan üçünün kurtarma çalışmalarına katılan itfaiyeciler olduğu belirlendi.
Yeniden inşa bütçesi
Cumhurbaşkanlığını devraldıktan sonra karşılaştığı en büyük zorluk olan seller karşısında Dilma Roussef, milyonlarca dolarlık yeniden inşa bütçesi ayırdı.
Geçen yıl boyunca aşırı yağış alan ve sellere sahne olan ülkede binlerce insan evsiz kalmıştı.
Geçen hafta da ülkenin en büyük kenti olan Sao Paolo'yu etkisi altına alan selde 13 kişi hayatını kaybetmişti.
Selin vurduğu kasabalarda elektrik ve telefon hatlarının çalışmadığı, içme suyu sıkıntısı yaşandığı haber veriliyor. BBC

Yeni Kaledonya'da şiddetli deprem
13 Ocak 2011
Güney Pasifik'te bulunan Yeni Kaledonya adalarında şiddetli bir deprem meydana geldi.

ABD Jeolojik Araştırma Merkezi, Yeni Kaledonya'ya bağlı Loyalty adalarının 124 kilometre kuzeydoğusunda, okyanusta meydana gelen depremin anlık büyüklüğünü 7.3 olarak açıkladı. haber10

Ankara OSTİM'de Patlama
03 Şubat 2011

Ankara'da meydana gelen patlamada çok sayıda yaralı var...
OSTİM'de bulunan Mega Center'da büyük bir patlama meydana geldi. Gaz sıkışması nedeniyle yaşandığı iddia edilen patlamada 4 katlı binanın 2 katı çöktü enkaz altında kalanlar var. Yaralı sayısı 27 ölü sayısı ise 6 olarak açıklandı.

OSTİM Uzay Çağı Caddesi civarında bulunan Özkanlar adlı şirkete ait yatay delik delme makinesi üreten bir iş yerinde meydana gelen patlamada, belirlemelere göre iki 4 kişi hayatını kaybetti.

Büyük bir gürültünün yaşandığı patlamada iş yerinin camları kırılırken yan tarafında bulunan binada çökme meydana geldi. Patlamanın meydana geldiği iş yeri ve çevresindeki çok sayıda araç da hasar gördü.

Patlama nedeniyle bölgeye çok sayıda ambulans, itfaiye ve sivil savunma ekibi sevk edilirken, yaralılar ambulanslarla çeşitli hastanelere sevk edildi.

Dört kişinin hayatını kaybettiği belirtilen patlamada, sivil savunma ekipleri göçük altında kalan insanların olma ihtimali nedeniyle çalışmalarını sürdürüyor.

Bu arada iş yerinde yakınları bulunanlar patlamanın olduğu yere gelerek yetkililerden bilgi almaya çalıştı. aktifhaber

Ankara'da İkinci Patlama

03 Şubat 2011
Ankara İvedik 24. Cadde'de bir iş yerinde patlama meydana geldi. Meydana gelen patlamada en az 6 kişi hayatını kaybetti. Çok sayıda yaralı var...

Ankara İvedik 24. Cadde’deki otomobillerin boyandığı bir iş yerinde meydana geldiği belirtilen patlamanın nedeni henüz belirlenmedi.

Patlamanın ardından, Büyükşehir Belediyesine bağlı itfaiye ile sağlık ekipleri bölgeye sevk edildi.

ATO Başkanı Sinan Aygün, ikinci patlamada şu an için 6 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Aygün, içeride ise 20-25 kişinin olduğunu açıkladı.

2. patlamada ölü sayısı 9'a yükseldi

OSTİM'deki patlamada ölü sayısının 9'a yükseldiği belirtilirken içerde mahsur kalanlarla ilgili umutlar kesilmeye başladı.

aktifhaber/haber10

Elazığ'da 4.0 Büyüklüğünde Deprem
03 Şubat 2011
Saat 17:27"de, merkez üssü Elazığ'ın Sivrice ilçesi olan 4.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. aktifhaber

Ayşe Doğu
Ortadoğu’da halk devrimi; Umut ve özlem
3 Şubat 2011

İstanbul’la Kahire’nin, iskenderiye’yle Kudüs’ün, Şam’la Medine’nin, Tahran’la Beyrut’un, Semerkend’la Kabil’in, Sudanla Bişkek’in, Kalküta’yla Bosna’nın yine kardeş olduğu bir gelecek istiyoruz

Tunus ve ardından Mısır’da başlayan halk hareketi bütün Ortadoğu halklarını umuda sevketti. Ortadoğu’da demokratik olmayan bütün yönetimleri de bir korkudur aldı. Bütün Arap rejimleri Batı ile işbirliği ile ayakta duran rejimler olarak meşruluklarını emperyalist efendilerinden aldıkları için halklarından çekinirler ve kendi öz değerlerine istihzayla ve sakınımlı olarak yaklaşırlar. Halklar da bu gerçeği bildikleri için tabiri caizse öz devletleri nezdinde şımaramazlar. Sürekli olağanüstü hal şartlarında hayatlarını idame etmek zorunda kalırlar. Ekmeklerine, düğünlerine, çocuk oyunlarına hep kan bulaşmıştır. Bu bizim de yabancısı olmadığımız bir gerçekliktir. Güneydoğu’da 12 Eylül’ün hazırladığı ortamda görünüşte sivil hayata geçmiş gibi yapsak ta binlerce insanımızı kurban verdik. Benim düşüncem odur ki; çocuklar ve gençlere kıyılıyorsa o ülke tasallut ve zulüm altındadır ve insanların kendi hayatını ve insanlık onurunu savunması en meşru haklarıdır. Bu açıdan gerek Tunus gerekse Mısır ve diğer işbirlikçi Arap rejimleri aleyhine yapılan eylemler gayet haklıdır ve bütün müslüman halklar ve dünya halkları tarafından gerek Doğuda gerek Batıda yürekten desteklenmektedir. Batı ve Abd’nin gayri meşru çıkarlarını korumak uğruna yerel kukla yöneticilerle girdiği kirli pazarlıklar ve ikiyüzlü tavrı ve attığı demokrasi nutukları artık dünya halklarını kandırmaya yetmemektedir. Bunu Mısır’da, Mübarek’e karşı yapılan halk eylemleri sırasında verilen mesajlar da teyit etmektedir.

Mısır, Batının ‘böl, parçala, yönet’ mantığıyla yürütülen emperyalist faaliyetleri sonucunda Osmanlıdan ilk ayrılan unsurlardan biri olarak Doğu- İslam birliğini parçalamaya yönelik Batı planlarından biri olarak uzun bir sömürge deneyimine sahiptir. Hoş, batı için dinler, diller ve milliyetler hatta kadın, çocuk, hasta, sakat hiç kimse ve hiçbir haklılık ve meşruiyet bir anlam ifade etmez!

1910’da basılan ‘Jönler’ isimli roman; her ne kadar basit ve acemi bir anlatıma sahip, anlatım hatalarıyla malul olsa da o dönem Mısır’ının kaotik atmosferini çok güze l betimler. Kahire’de bulunan batılı turistlerin nasıl hayatlarından memnun bir şekilde tren garlarında bekleştiğini anlatırken, Mısır’a sığınan muhalif Türklerin orada karşı karşıya kaldıkları tehlikelerden ve kendilerini sürekli takip eden sivil yetkililerle ve o yarı tutuklu psikolojiden, naturalist bir yaklaşımla kendinden bir şey katmadan olduğu gibi yorumsuz bahseder.

Mısır ve diğer İslam ve Arap ülkeleri üzerine oynanan oyunlar ve üretilen ‘gerici, ürkütücü hatta terörist Müslüman- Arap’ imajını güçlendirmek ve bu imajın değişmesine engel olmak için nasıl canhıraş bir çaba harcandığını Mısır’da gelişen halk hareketi sürecinde tespit etmek hiç de zor değil! Burada oynanan oyunu ve Batının asla hak etmediği’ ilerici, medeniyet kurucu’ rolünü doğru bir şekilde okumak elzemdir. Batının bu insanı ve insanlığı tehdit edici ‘saldırgan’ rolünü maskeleme biçimi olarak kendi halklarıyla beraber bütün halkları totaliter ve insanlık dışı yönetimlere mahkum etme gayretini afişe etmek bizim boynumuzun borcudur. Bu noktada Mısır halkının siyasi hayata katılabildiği, dış politikada halkının hassasiyetlerine karşı duyarlı bir dış politika yürütüldüğü ve Mısır halkının diğer Arap ülkeleri ve Türkiye’yle yakın ilişkiler geliştirmesi asla Türkiye’nin ve diğer Müslüman ülkelerin aleyhine değildir. İnsanların canına ve malına, izzeti nefsine aykırı olmayan hiçbir kazanım diğerleri için tehdit ve tehlike teşkil etmez. Varolan adaletsiz yapılara dokunmayan, onursuzluğu ve eşitsizliği adet haline, kanun haline getiren kokuşmuş sosyal ve siyasi örgütlenmelere dokunmayan bu tür ülkeler ve organizasyonlar 21. Yüzyılda yine tarihin çöplüğüne atılacaktır. Mısır gençliği de diğer gençler gibi Batının ve yerli bayilerinin ne varlığını ne de onlarla kirli işbirlikleri sonucu kazanılan geliri değil, ‘adil fırsat eşitliği' ve 'adil bölüşüm’ sayesinde elde edecekleri temiz rızıkları ve mütevazi hayatları doğal olarak arzu etmektedirler. Ekmek ama onurlu bir ekmek ve nesebi sahih bir hayat ve yönetim!

Abd’nin demokrasi yalanını ayakkabısıyla Bush’un yüzüne çarpan Iraklı genç gazeteci nasıl hepimizi heyecanlandırmışsa, Erdoğan’ın ‘one minute’ çıkışı da bütün İslam aleminin içine su serpmiştir. Doğal olarak gençler ve halklar, şahsiyetli liderleri kendilerinin de hak ettiğinin farkındadır. Bu yolda hayatlarını bozuk para gibi harcamaya da gönülden razıdırlar. Ve bu isteklerinde, hem kendileri hem de insanlık dışı muamelelere, işkencelere ve şartlara maruz bırakılan anne ve babaları için sonuna kadar haklıdırlar. Hepimizin duaları onlarla beraberdir.

Mübarek, giderayak nasıl vahşi bir despot ve firavun olduğunun altını kalın harflerle çizmektedir. Silahlı yandaşlarını alanlara sürerek utanma tanımaz bir kişilik ve figür olarak en azından suçunu bilecek kadar bile izan sahibi olmadığını ispat etmektedir. 30 yıllık gayri meşruluğunu çeşitli hilelerle meşruiyete çevirme telaşı içindedir ama onun çapı Mısır halkının taleplerini görmeye, karşılamaya yetmez. Bu yollu beyanatları oyalamadan başka bir şey değildir ve süreç ilerledikçe niyeti daha da netleşecektir.

İstanbul’la Kahire’nin, iskenderiye’yle Kudüs’ün, Şam’la Medine’nin, Tahran’la Beyrut’un, Semerkend’la Kabil’in, Sudanla Bişkek’in, Kalküta’yla Bosna’nın yine kardeş ve yakın olduğu bir gelecek istiyoruz. Tarihi ve kültürel birikimlerimizi paylaşmak istiyoruz. Nil üzerinde seyahat ederken kendimizi Boğaz’da hissetsek ya da tersi onlar burada aynı duyguları hissetse fena mı olur? Bundan çekinecek komplo senaryoları geliştirecek ne var?
Haber10

Özel jet K.Irak'ta düştü
5 Şubat 2011 Cumartesi 19:10
Süleymaniye'den Ankara'ya gitmek için havalanan jette 7 kişi vardı...

Irak’ın Süleymaniye kentinden Ankara’ya gitmek üzere havalanan özel jet kalkıştan hemen sonra düştü. Uçakta bulunan 7 kişi hayatını kaybetti.
Lübnanlı Sky Lounge hava taksi şirketine ait Hawker 850XP tipi özel jet dün saat 10.45’te İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan iki pilot, bir kabin memuru ile JP Morgan Chase Bank Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya, Türkiye CEO’su Murad Megalli, JP Morgan’da başkan yardımcısı Javier Zurita ve Lohoud Abdallah isimli üç üst düzey yönetici, işadamı yolcusunu alıp Irak’a havalandı. Saat 14.30’da Kuzey Irak’taki Süleymaniye kentine inen uçağın yolcuları, Iraklı işadamı Faruk Molla Mustafa’nın sahibi olduğu AsiaCell şirketi ile toplantı yaptı. Toplantı sonrası pilotlar 4’e çıkan yolcularıyla beraber önce Süleymaniye’den İstanbul’a uçuş planladı. Ancak daha sonra uçuş planı değişti ve pilotlar Ankara için rota hazırladı. Uçak saat 17.49’da Ankara’ya gitmek üzere havalandı. Kısa süre sonra da düştü.

Süleymaniye Havalimanı Müdürü Tahir Abdullah Kadir’in verdiği bilgiye göre, havalandıktan kısa süre sonra uçağın motorunda arıza meydana geldi. Havalimanına geri dönmeye çalışan uçak pist yakınlarında düştü. Alevler içinde kalan özel jette bulunan 7 yolcu ve mürettebat yanarak hayatını kaybetti. Olayla ilgili olarak soruşturma başlatılırken ölen yolcu ve mürettebatın kimlikleri açıklanmadı. Uçağın İstanbul’dan aldığı yolcularla mı dönüş yoluna çıktığı bilinmiyor.

Uçakta mıydı?

Murad Megalli uzun yıllardır Türkiye’de bankalarda üst düzey yöneticilik yapıyor. İş dünyası tarafından yakından tanınan Amerikan-Türk Derneği Yönetim Kurulu üyeliği de yapan Megalli’nin uçak Türkiye’ye geri dönerken içinde olup olmadığı henüz açıklanmadı. haber10

Şili'de 5.6 şiddetinde deprem
5 Şubat 2011
Şili'nin orta kesiminde, merkez üssü Conception kentine 92 kilometre mesafede, orta büyüklükte bir deprem meydana geldi. haber10

Kuşadası'nda deprem korkusu devam ediyor
16:30 - Kandilli Rasathanesi, saat 04.37'deki depremin Kuşadası merkezli ve yaklaşık 2 kilometre derinlikte meydana geldiğini, 4,1 büyüklüğünde olduğunu açıkladı. Deprem can ve mal kaybına yol açmazken ilçede yaşayanların korkusu devam ediyor. Kuşadasında 12 Kasım 2010'da 4,9, Aralık 2010'da da 4 büyüklüklerinde iki deprem olmuştu. 05.02.2011 AYDIN netgazete

Ege, beşik gibi! Denizli'de 3,7'lik deprem
10:10 - Kandilli Rasathanesi, Denizli'de saat 09.17'de Denizli merkezli 3,7 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini açıkladı. Başbakanlık, depremin merkez üssünün Denizli'nin Akköy ilçesi olduğunu bildirerek, büyüklüğünü 4,0 olarak açıkladı. Denizli'nin Honaz ilçesinde de saat 04.06'da 2.5 büyüklüğünde bir deprem daha kaydedildi. 05.02.2011 DENİZLİ netgazete

Avustralya'da 35 ev kül oldu
Yangın, bölgedeki diğer evleri de tehdit ediyor
06 Şubat 2011

Avustralya'nın batısında kırsal alanda çıkan yangınlarda, yangın bölgesinin sınırında olan Perth kentinde 35 ev kül oldu.

Bugün kent sınırına ulaşan yangın, bölgedeki diğer evleri de tehdit ediyor. Yangında ölen veya yaralanan olmadığı bildirildi.

Ülkede bir başka kırsal alan yangını da kuzey kesimdeki Swan Valley bölgesinde devam ediyor. habertürk

OSTİM'deki patlamada ölü sayısı 20'ye yükseldi
Ankara Ostim'de meydana gelen ilk patlamada ağır yaralanan Mükremin Atmaca isimli işçi bu sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören Atmaca'nın hayatını kaybetmesiyle her iki patlamada ölen işçi sayısı 20'ye yükseldi. 06.02.2011 ANKARA netgazete

Diyarbakır'da patlama
Bağlar ilçesinde patlama meydana geldi, yaralılar var
08 Şubat 2011

Diyarbakır'ın Bağlar İlçesi Koşuyolu Caddesi üzerinde bulunan bir petrol istasyonunun içerisinde hizmet veren markette henüz belirlenemeyen bir nedenle patlama meydana geldi. Patlamada çok sayıda kişinin yaralandığı öğrenilirken, olay yerine emniyet ve sağlık ekipleri sevk edildi.

Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Bağlar ilçesinde patlamanın akaryakıt istasyonundaki LPG tankındaki gaz sıkışmasından kaynaklandığını belirterek, olayda biri ağır 10 kişinin yaralandığını söyledi. habertürk

Uçak kazasında ölü sayısı artıyor
10 Şubat 2011 Perşembe 16:36
Meydana gelen uçak kazasında ölü sayısı artıyor...

İrlanda'nın Cork Havalimanı'nda bu sabah meydana gelen uçak kazasında can kaybı sayısının 6'ya yükseldiği, 6 kişinin de yaralı olduğu bildirildi.
Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfast'tan havalanan ve İrlanda'nın güney kesiminde yer alan Cork'taki havalimanına 3 başarısız iniş denemesinde bulunan Manx2 Havayolları'na ait küçük yolcu uçağının uçuş pistinde alev alması, 6 kişinin ölümüne neden oldu.

Yetkililer, 10 yolcu ve 2 mürettebatı bulunan uçaktaki diğer 6 kişinin yaralı olarak kurtarıldığını duyurdu. haber10

Şili, 7 büyüklüğünde depremle sarsıldı!
11 Şubat 2011
Şili'nin orta kesiminde 7 büyüklüğünde şiddetli bir deprem meydana geldi.
Başkent Santiago'da da hissedilen depremde ölü ve yaralı veya hasar konusunda gelmiş bir bilgi olmadığı, tsunami alarmı verilmediği kaydedildi. Bir çok yerleşim biriminde halk evlerini terk etti. haber10

Ateş yılı 2011!

NASA, 2011'i volkan yılı olarak ilan etti. Ocaktan bu yana 12 yanardağ patladı, 10'dan fazlasında aktivite var

13 ubat 2011
Anadolu Haber

Amerikan bilim dergisi In Focus ‘un haberine göre araştırmacılar 2011’i volkan yılı ilan etti. Derginin NASA’dan bilim adamlarına dayandırarak verdiği habere göre ocaktan bu yana Rusya, Japonya, Meksika, Endonezya ve İtalya başta olmak üzere 12 farklı bölgede yanardağlar faaliyete geçti, 10’dan volkanda ise yeni aktivite gözlemlendi.

Dergi, bir milyon yıldır bu denli yoğun patlamanın görülmediği bilgisini verirken, volkanik hareketliliğin geçen yıl İzlanda’daki Eyjafjallajokull ve Endonezya’daki Merapi’yle başladığını yazdı. Rekor patlamaların havada kirlilik, uçuş seferlerinde aksama ve yüzbinlerce kişinin tahliyesine yol açacağını iddia eden In Focus, en büyük tehlikenin ABD’nin California eyaletindeki Yellowstone Kalderası olduğunu açıkladı.

Süpervolkanda bir süredir aktivite olduğunu saptayan bilim adamları patlamanın gerçekleşmesi halinde ABD’nin üçte 2’sinin yaşanmaz hale geleceğinin bilgisini verdi.

Uyuşturucu çeteleri çatıştı: 1 günde 30 ölü
Meksika'da uyuşturucu savaşları yüzünden ülkenin kuzeyindeki Chihuahua eyaletine bağlı Monterrey ve Guadalajara'da bir günde 30 kişi hayatını kaybetti. Olaylarda en az 20 kişi yaralandı. 14.02.2011 MONTERREY netgazete

Alpler'de düşen uçaktaki 5 kişi hayatını kaybetti

12 Şubat 2011 İsviçre'deki Alpler'de düşen küçük bir uçakta bulunan beş kişi hayatını kaybetti. Kurtarma ekipleri, uçakta bulunan 4 turist ile pilotun öldüğünü açıkladı netgazete

Honduras'ta uçak kazası: 10 ölü
14 Şubat 2011 Honduras'ta iki motorlu bir uçağın düşmesi sonucu en az 10 kişinin öldüğü bildirildi.

Ülkedeki Kızılhaç yetkilileri, San Pedro Sula kentinden başkent Tegucigalpa'ya giderken başkente yakın bir bölgede bugün düşen uçakta ölenlerin 10'dan fazla olduğunu belirtti. haber7

Ölenlerin sayısı 52'ye yükseldi
14 Şubat 2011
Virüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 52'ye ulaştı.
Yunanistan'da, yıl başından itibaren Domuz Gribi (A/H1N1) virüsü nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 52'ye ulaştığı bildirildi.haber10

Son 4 Yılın En Büyük Patlaması
16 Şubat 2011

Son dört yılın en kuvvetli patlaması meydana geldi. Astronomlar dev alevlerin Dünya'ya doğru yöneldiğini ve haberleşmeyi olumsuz etkileyebileceğini söyledi...
Güneş'te dün son dört yılın en kuvvetli patlaması meydana geldi.

Astronomlar, dün TSİ 03.56'da meydana gelen en kuvvetli tipteki bu patlamanın dev alevlerinin Dünya'ya doğru yöneldiğini ve haberleşmeyi olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

NASA'nın Solar Dynamic Observatory (SDO)uzayaracı, patlamanın meydana geldiği noktadan yayılan yoğun mor ötesi radyasyon dalgasını kaydetti.

İngiliz uzmanlar, jeomanyetik fırtına uyarısında bulunarak, patlamanın yol açtığı ışımanın ülkenin kuzeyinden görülebileceğini belirtti.

NASA, patlamanın meydana geldiği ''1158 noktasının'' faaliyetinin hızla arttığını bildirdi.

Uzmanlar, Güneş'in birkaç yıl süren düşük aktivite döneminin ardından ''uyanışa geçtiğini'' belirtiyor. aktifhaber

Güneş patlamalarının etkilerine hazırlanın

17 ŞUBAT 2011
Bilimadamları, Güneş'te meydana gelen üç ayrı patlamanın etkilerinin bu gece ve Cuma günü Dünya'ya ulaşmasını bekliyor.

"Koronal kütle atımı" denilen bu patlamalar, Dünya'nın manyetik kalkanına şiddetle çarpacak.

Patlamanın yaratacağı elektromanyetik etkiyle enerji ve iletişim sistemlerinin büyük zarar görebileceği söyleniyor.
Kuzey ışıklarının kutupların normalde olduğundan daha güneyinde, İngiltere'nin de kuzey kesimlerinde gözlenebileceği belirtiliyor.

Ancak havanın bulutlu olmasının görüş mesafesinin etkilenebileceğine dikkat çekiliyor.

Çin devlet medyası da kısa dalga radyo iletişiminde sorunlar yaşanmakta olduğunu bildirdi.

'Güneş uykudan uyanıyor'

1972 yılında Güneş'teki patlamalarla oluşan bir jeomanyetik fırtına, ABD'nin Illinois eyaletinde telefon iletişiminin kesilmesine yol açmıştı.
1989 yılında da başka bir fırtına, Kanada'nın Quebec eyaletinde 6 milyon kişinin elektriksiz kalarak karanlığa gömülmesiyle sonuçlanmıştı.
Araştırmacılar, Güneş'in uzun yıllar sessiz kaldıktan sonra yeniden uyanmaya başladığı görüşünde birleşiyor.
Güneşin 11 yıllık bir aktivite döngüsü var. Bu, çok sıcak, manyetik bir plazma olmasından kaynaklanıyor.
Bu manyetik alandaki hareketlilik artınca, enerji yoğunluğu da artıyor.
Güneş'te "dijital patlama" da denen dev ölçekli bir patlamanın ise 2013'te yaşanabileceği düşünülüyor.
Sonuncu büyük patlama 150 yıl önce 1859'da olmuş, telgraf haberleşmesi büyük ölçüde çökmüştü. BBC

Önce Muş Sonra Bitlis Sallandı
Muş'ta 4.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde can ve mal kaybı yaşanmazken, Bulanık ilçesinde okullar 1 günlüğüne tatil edildi
Akşam saat 20.15'te ise Bitlis'te 4,5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, saat 08.36'da meydana gelen 4,1 büyüklüğündeki depremin merkez üssü Muş'un Bulanık ilçesi olarak tespit edildi.

Akşam saat 20.15'te Bitlis'te de 4.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, saat 20.15'te, merkez üssü Ovakışla-Ahlat olan 4.5 büyüklüğünde, orta şiddette deprem kaydedildi.

Muş Valisi Ali Çınar, henüz olumsuz bir durumun söz konusu olmadığını söyledi; "Şu ana kadar bize can ve mal kaybı olduğuna dair bilgi ulaşmadı. Bugün için ilçede çocuklarımızın tedirgin olması nedeniyle okulları tatil ettik. Kandilli Rasathanesi'nden bize gelecek rapora göre hareket edeceğiz. Gerektirdiği takdirde kamu kurum ve kuruluşlarını da tatil edebiliriz" dedi.

Vali Çınar, depremlerin Malazgirt'te de hissedildiğini ancak okulların tatil edilmesine gerek duyulmadığını kaydetti.

Bulanık Kaymakamı Ferit Görükmez de "Örenkent, Karaburun ve Eğrice köylerinde
toplam 15 ev hasar görmüş" dedi.

Bulanık Devlet Hastanesi boşaltıldı

Öte yandan, Bulanık ilçesinde meydana gelen deprem nedeniyle devlet hastanesi boşaltıldı.

Hastane Başhekimi Opr. Dr. Engin Tatlı, depremin etkisiyle hastanenin duvarında çatlaklar oluştuğunu belirterek, yatarak tedavi gören 20 hastayı izinli olarak evlerine gönderdiklerini söyledi.

Kaymakamlığın talimatı doğrultusunda hastanenin tamamen boşaltıldığını ifade eden Tatlı, "Acil ve durumu ağır hastamız yoktu. Yatarak tedavi gören 20 hastamızı izinli olarak evlerine gönderdik. Durumu acil hastaları Kan Alma Merkezi olarak kullanılan prefabrikenin bir bölümünde tedavi ettireceğiz" dedi.

Çok sayıda acil vaka gelirse Muş ve Malazgirt devlet hastanelerine sevk edeceklerini anlatan Tatlı, hasar tespit komisyonu çağırdıklarını ve hastanede gerekli incelemenin yapılacağını vurguladı.

Artçı sarsıntılar!

Depremin ardından en büyüğü 4,5 olan 5 deprem aktivitesi daha kaydedildi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, merkez üssü Muş'un Bulanık ilçesi olan saat 08.36'daki 4,1 büyüklüğündeki depremin ardından, saat 09.47'de 2,8, 10.14'te 3,7,11.08'de 4,4, 11.11'de 4,5 ve saat 11.16'da 4,3 büyüklüğünde deprem kaydedildi. aktifhaber

Yeni Zelanda'da Deprem Faciası

Christchurch kentinde meydana gelen 6,3 şiddetindeki depremde, en az 65 kişi öldü, çok sayıda da yaralı var.

22.02.2011

Yeni Zelanda yönetimi şu ana dek 65 kişinin öldüğünü tespit ettiklerini ve bu rakamın artabileceğini duyurdu. Kurtarma ekipleri, enkaz altında kalanlara ulaşabilmek için zamana karşı yarış veriyor.
Depremin ciddi hasara yol açtığı 350 bin nüfuslu Christchurch’te olağanüstü hal ilan edildi. Çok sayıda yerde yangınlar sürüyor.

Telefon ve elektrik şebekesinin devre dışı kaldığı, boruların patlaması sonucu sokakları su bastığı bildirildi. Lyttleton ve New Brighton banliyölerindeki binaların yaşanamaz halde geldiği kaydediliyor.

Deprem, bölge sakinlerini öğle saatlerinde yakaladı. Çok sayıda kişi işbaşında, öğrenciler de okullarındaydı.

Depremin merkez üssünün Christchurch’e 10 kilometre mesafede ve sadece 5 kilometre derinlikte meydana gelmesi de etkisini artırdı.

Christchurch, geçen Eylül ayında bu kez 7,1 büyüklüğünde bir depremle sarsılmış, ölen olmasa da ciddi maddi hasar yaşanmıştı. TRT

Mali'de Vaaz Faciası
22.02.2011
Bir imamın vaazı için toplanan kalabalıkta izdiham çıkınca en az 36 kişi öldü.

Ölenlerin yanısıra yaklaşık 100 kişinin yaralandığı olay, başkent Bamako’da Modibo Keita stadyumunda yaşandı.
İmam Osman Madani Haydara’nın vaazının sonunda "hayır duasını" almak isteyen kalabalığın akınına uğradığı, çoğu kişinin bekledikleri sırada metal parmaklıklara çarparak ezildiği açıklandı.

25 bin kişi kapasiteli stadyumun tıkabasa dolu olduğu ve ölenlerin çoğu "şifa ve koruma duası" isteyen kadınlar olduğu bildirildi.TRT

Polonya'da aşırı soğuklar: 30 ölü
24 Şubat 2011
Polonya'yı vuran aşırı soğuklarda bu ay 30 kişinin öldüğü, kış boyunca soğuklardan ölenlerin sayısının 200'ü aştığı bildirildi. haber10

Bomba imha merkezinde patlama
24 Şubat 2011
Meydana gelen patlamada ölen askerlerin sayısının 5 olduğu, 3 askerin de yaralandığı açıklandı.

İspanya'nın başkenti Madrid'in Hoyo de Manzares ilçesindeki askeri bir mayın ve bomba imha merkezinde bu sabah meydana gelen patlamada ölen askerlerin sayısının 5 olduğu, 3 askerin de yaralandığı açıklandı. haber10

Yeni Zelanda'da Bilanço Ağırlaşıyor
Yeni Zelanda depreminde ölü sayısı 145'e çıktı. 200'den fazla kişi de kayıp.
26.02.2011

Yetkililer, ChristChurc kentinde meydana gelen 6,3 büyüklüğündeki depremde ölü sayısının artmasından endişe edildiğini açıkladı.

Arama kurtarma çalışmalarının aralıksız sürdüğü, ancak enkaz altındakiler için umutların azaldığı da belirtildi.

Yeni Zelanda Başbakanı John Key de yaşanan felaketi ülkenin en trajik olayı olarak niteledi. TRT

Bolivya'da yağmurlar sel ve toprak kayması getirdi
28 ŞUBAT 2011
Bolivya'nın La Paz şehrinde, yoğun yağışların neden olduğu toprak kayması 300'den fazla eve zarar verdi.
Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre, yüzlerce ev risk hala risk altında.

Kupini Dos adlı yoksul mahalle ise, toprak altında kalmadan boşaltılabildi.
La Paz şehrinde yaşanan toprak kaymasının dört bin kişiyi doğrudan etkilediği düşünülüyor.
Bölge sakinleri, toprağın altında kalan evlerinden eşyalarını kurtarmaya çalışıyor.
Kurtarma ekiplerinin yanı sıra, ordu da boşaltma ve kurtarma operasyonlarında rol alıyor.
Ülke genelinde haftalardır devam eden yoğun yağışlar nedeniyle ise en az 40 kişinin hayatını kaybettiği ve 10 bini aşkın kişinin evsiz kaldığı açıklandı.
Bolivya hükümeti devam eden yağışlar nedeniyle geçtiğimiz hafta acil durum ilan etmişti.
Sellerin özellikle de ülkenin kuzeyindeki Amazon bölgelerini etkilediği, burada yaşayan toplumların taşan nehirler dolayısıyla ülkenin diğer kısımlarına ulaşamadığı belirtiliyor. BBC

Bolivya'yı Sel Vurdu

Ülkenin önemli şehirlerinden La Paz'da, felaket, 5 bin kişiyi evsiz bıraktı.

01.03.2011

Güney Amerika ülkelerinden Bolivya, şiddetli yağışların yol açtığı sel felaketi ve toprak kayması ile mücadele ediyor. Ülkenin önemli şehirlerinden La Paz’da, felaket, 5 bin kişiyi evsiz bıraktı.
400 ev çamur tabakası altında kaldı, yüzlerce ev de yıkılma tehditiyle karşı karşıya... Toprak kaymasının ardından yollarda, mezarlıklarda derin çatlaklar meydana geldi.

Bolivyalılarsa, toprak altında kalan evlerinden eşyalarını kurtarmaya çalışıyor. Boşaltma ve kurtarma operasyonlarına, kurtarma ekiplerinin yanı sıra, ordu da katılıyor.

Başbakan Evo Morales, felaket bölgesini ziyaret ederek, bölge halkına destek verdi. Bolivya’da hükümet, yağışlar nedeniyle geçen hafta acil durum ilan etmişti.

Ülke genelinde sel ve toprak kaymalarında 44 kişi hayatını kaybetmişti. TRT

Rusya'da uçak düştü: 6 ölü
5 Mart 2011
Rusya'nın Belgorod bölgesi Garbuzovo kasabasında eğitim uçuşu yapan Rus Antonov An-148 model uçak düştü. Verilen bilgiye göre uçuş sırasında uçakta bulunan 6 kişiden dördü kaza anında yaşamını yitirdi.

Daha sonra diğer iki kişinin de kaldırıldıkları hastanede öldükleri belirtildi.Uçağın askeri eğitim olduğunu kaydeden yetkililer, kazanın Voronej ve Belgorod bölgesi sınırları içinde düştüğünü yazdı.

Yaşamını yitiren pilot ve ekipten ikisinin Rusya vatandaşı olmadığı da gelen bilgiler arasında haber10

Brezilya'da karnaval kana bulandı: 22 ölü
6 Mart 2011
Brezilya'nın güneyinde meydana gelen trafik kazasında karnaval tatiline çıkan 22 kişi hayatını kaybetti.

Folha de Sao Paulo gazetesinin haberine göre trafik polisi, Santa Catarina eyaletinde Descando kenti yakınlarında bir otobüs ile bir kamyonun çarpışması sonucu 22 kişinin öldüğünü bildirdi.

Otobüsün 47 yolcu taşıdığı belirtildi.
haber10

Kasırga Yıktı Geçti

Amerika Birleşik Devletleri'nin Louisiana eyaletinde kasırga felaketi yaşandı. Binlerce kişi evlerini boşaltmak zorunda kaldı.

Yayına Giriş: 06.03.2011

Louisiana eyaletinin güneybatısı, sadece 15 dakika içinde adeta harabeye döndü.
Özellikle Rayne kasabasını vuran kasırgada, 1 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

100’den fazla ev yerle bir oldu.

Batıya yönelen kasırga, New Orleans’ta da etkili oldu.

Ağaçları yıkan, binaları yerle bir eden felaket, elektrik ve doğalgaz hatlarına da büyük zarar verdi.

Kasırga yüzünden bin 500 kişi evlerini boşaltmak zorunda kaldı.

Bu tür kasırgalar, Amerika Birleşik Devletleri’nde, özellikle ilkbahar ve yaz başlarında etkili oluyor. TRT

İşçi taşıyan otobüs uçuruma düştü: 16 ölü
Çin'in Sincan-Uygur Özerk Bölgesi'nin en batısında, Tibet'in sınırına yakın bölgede meydana gelen trafik kazasında 16 kişi öldü, 24 kişi yaralandı. Çin'in Tibet bölgesine işçi taşıyan otobüs, bir geçitte uçuruma düştü 12.03.2011 PEKİN netgazete

Hindistan'da 9 kişi diri diri yakıldı
03:30 - Hindistan'ın Uttar Pradeş eyaletindeki Maharajganj köyünde meydana gelen olayda, köy muhtarının öldürülmesine öfkelenen destekçilerinin 3 evi ateşe verdiği bildirildi. Saldırıda 9 kişinin yanarak öldüğü, 6 kişinin de yaralandığı belirtildi. 12.03.2011 LUKNOV netgazete

Çin’de grizu patlaması!

Çin’de bir kömür madeninde gerçekleşen grizu patlamasında 19 madenci hayatını kaybetti.
Çin Devlet İş Güvenliği Kurumundan yapılan açıklamada, Guizhou eyaletinin Liupanshui kentindeki madende patlamanın dün gece meydana geldiği belirtildi.
internethavadis.com

Bromo Yanardağı faaliyete geçti

12 Mart 2011

Endonezya'nın Cava Adası'nda bulunan volkanik Bromo Dağı'nın, lavlarını yeniden püskürtmesi adadakileri korkuttu. Bromo'nun 8 Mart tarihinden beri 58 defa lav püskürttüğü açıklandı. Endonezya'da 500'e yakın volkan bulunuyor ve bunlardan 130'u aktif; 68'i de tehlikeli sınıfında bulunuyor. 2004 yılında faaliyete geçen Bromo 2 kişinin ölümüne, 5 kişinin de yaralanmasına yol açmıştı. netgazete

Karangetang yanardağı faaliyete geçti!

11/03/2011
Sulavesi adalar zincirindeki Siau’da bulunan 1784 metre yükseklikteki Karangetang yanardağı lav ve gaz püskürtmeye başladı.
Yetkililerin dağın eteklerinde yaşayan vatandaşları tahliye etmeye çalıştıkları belirtildi.
Endonezya Büyük Okyanus’taki, volkanlar ve fay hatlarının yoğun olduğu “Ateş Çemberi” olarak tabir edilen bölgede bulunuyor. .nternethavadis.com

Azerbaycan'daki Balçık Volkanı Patladı!

Azerbaycan'daki Patlamalar çevrede yaşayanları epey korkuttu.

14.03.2011

Japonya’daki deprem ve tsunaminin ardından Azerbaycan’da balçık volkanı faaliyete geçti. Gobustan’da bulunan volkanın patlama anı kameralara yansıdı.
Önce patlama sesi, ardından göğe yükselen alev topu. Görüntüler, başkent Bakü’ye 50 kilometre mesafede yeralan Gobustan’ın Şıhlar köyü yakınlarındaki volkanik araziden..

Dün meydana gelen olay yöre halkını endişendirdi. Ancak yerleşim yerlerine bir tehdit oluşturmadı. Alev topunun püskürme anında yaydığı ısı 3 kilometreden hissedildi.

Krater etrafında patlama sonrası çatlaklar oluştu. Kraterdeki püskürme tamemen dursa da kraterden volkanik gaz çıkmaya devam ediyor.

Bilim adamları püskürmenin Japonya’daki depremle bir ilgisi olmadığını belirtiyor.

Deniz seviyesinden 639 metre yükseklikte olan balçık volkanı son olarak 2 bin bir yılında püskürmüştü.

Ülkede yaklaşık 300 balçık volkanı bulunuyor bunlardan 30’u aktif durumda. TRT

Japonya hükümeti eleştirileri kabul etti
18 MART 2011

Japonya hükümeti ülkedeki nükleer krize daha erken müdahale etmiş olması gerektiğini kabul etti.
Hükümet adına açıklama yapan Yuki
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Cum Mar 18, 2011 7:59 pm tarihinde değiştirildi, toplam 7 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cum Mar 11, 2011 3:48 pm    Mesaj konusu: Son 140 Yılda Japonya’da Meydana Gelen En Büyük Deprem Alıntıyla Cevap Gönder

Japonya'da Dev Deprem: 8.9

Japonya tarihin en büyük depremlerinden biriyle sallandı. Depremin ardından Japonya kıyılarında tsunami felaketi yaşanıyor.

11.03.2011


Japonya’da inanılması güç büyüklükte bir deprem meydana geldi.

Ülkenin kuzeyindeki kıyı kesiminde yaşanan depremin büyüklüğü 8.9...

Depremin merkez üssü ise Sendai kenti sahilinin yaklaşık 130 kilometre açığında ve okyanus tabanının 24 kilometre altında...

Son 140 Yılda Japonya’da Meydana Gelen En Büyük Deprem

Ülkenin özellikle kuzeydoğu kıyıları yerle bir oldu. Ölü sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Teyid edilen ölü sayısı 100’ü geçti. Ancak sadece Sendai kentinde 300 ceset bulunduğu yolunda haberler alınıyor.

İçinde 100 kişi bulunan gemi, tsunami dalgalarına kapıldı.

Japonya’da can kaybına, depremden ziyade, sarsıntının ertesinde gelen tsunami yol açtı.

10 metreyi bulan "sudan duvar"lar, kent ve köylerin üzerinde adeta patladı. Dev tankerler, dalgalarla kayalara çarparken, metrolar su ile doldu, evler, araçlar, köprüler dalgaların önünde sürüklendi.

Depremin ve tsunaminin en çok vurduğu Sendai kentinde en az 300 ceset olduğu haber veriliyor. Bölgede bir trenden de haber alınamıyor.

Tokyo’da çok sayıda yangın çıktı. Yangınlardan biri de tren istasyonundaydı. Tren seferleri durduruldu, istasyondakiler kurtarıldı.

Japonya’da hızlı tren seferlerine de ara verildi. Santrallerde meydana gelen hasar yüzünden, 4 buçuk milyon kişiye elektrik verilemiyor, telefonlar da kesildi. Ülke ekonomisinin can damarlarından birini oluşturan otomobil fabrikalarında hasar meydana geldi, sağlam olanlarda bile üretime ara verildi.

Ülkede bütün limanlar kapatıldı. 8 savaş uçağı, hasar tespit çalışmalarına katılmak üzere kuzey bölgelere gönderildi.

Japonya Başbakanı Naoto Kan, ülkede büyük bir yıkım yaşandığını belirterek, halka paniğe kapılmamaları çağrısında bulundu.

Bir Çok Ülkede Tsunami Alarmı Verildi

Amerika Birleşik Devletleri’nin batı sahilleriyle, Filipinler, Papua Yeni Gine, Havai, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Amerika ülkelerinin Büyük Okyanus kıyılarında da tsunami alarmı verildi.

Rusya ve Tayvan da tsunami uyarılarının ardından Pasifik adalarındaki binlerce vatandaşını tahliye ediyor.

Japonya’da şimdiye kadarki en büyük deprem 1923 yılında Kanto kentinde meydana gelmiş, 143 bin kişi hayatını kaybetmişti. 1996 Kobe depreminde de 5 binden fazla kişi ölmüştü.

2004 yılında Büyük Okyanus’ta meydana gelen tsunamide de, 11 Asya ülkesinde 226 bin kişi ölmüştü. TRT

Tayvan'a tsunami dalgaları vurdu, halk kaçıyor

Japonya'daki büyük depremin yol açtığı tsunami dalgaları, Çin'in güneyindeki Tayvan'ı vurdu, halk korku ile iç kısımlara doğru kaçıyor. 11.03.2011 TAYVAN netgazete

Japon nükleer santrali Onagawa yanıyor!
Japon nükleer santrali Onagawa'da, 8.9 büyüklüğündeki depremden sonra yangın çıktı. Nükleer santral, saatlerdir yanıyor. Radyasyon serpintisi ihtimâline karşı tedbir alındı. 11.03.2011 ONAGAWA netgazete

Petrol rafinerisinde yangın!

Tokyo yakınlarındaki Chiba bölgesindeki bir petrol rafinerisinde yangın çıktı. Başlayan yangın artarak devam ederken rafineride şiddetli patlamalar yaşanmaya başladı. 11.03.2011 TOKYO netgazete

Tsunami, bir medeniyeti yok ediyor

11 Mart 2011 - Japonya'nın kuzeyini vuran 8.9 büyüklüğündeki şiddetli sarsıntı ve hemen akabinde gelen tsunami, bir medeniyeti yok ediyor. Yüksek teknoloji ülkesi Japonya'da kurulu olan herşeyi yıkıp götüren ve birçok ülkeyi de etkilemesi beklenen tsunaminin verdiği zararın milyarlarca Dolar'a ulaşacağı tahmin ediliyor. netgazete

10 metrelik dalgalar 2 katlı evleri de sürüklüyor

11 Mart 2011 Japonya'da meydana gelen şiddetli depremin ardından gelen tusunaminin 10 metrelik dev dalgaları, 2 katlı evleri, TIR'ları bile sürüklüyor. Önüne kattığı her şeyi alıp götüren dalgaların arasında kalan araçlarda, çok sayıda insanın bulunduğu tahmin ediliyor.

Japonya'da 6,6 büyüklüğünde yeni bir deprem meydana geldi

Meteoroloji ajansının bildirdiğine göre, 6,6 büyüklüğündeki bu deprem, sabah saatlerinde meydana gelen deprem ve tsunaminin yıktığı Pasifik kıyısına aksi yönde, ülkenin kuzeybatısındaki Niigata'da kaydedildi. akşam

Japonya'da nükleer santral alarmı
12 MART 2011
[img]http://wscdn.bbc.co.uk/worldservice/assets/images/2011/03/11/110311134756_japan_304x171_a_nocredit.jpg [/img]
Cuma günü meydana gelen şiddetli deprem ardından, Japonya'daki bir nükleer santralde dev bir patlama oldu.
Başkent Tokyo'ya 250 km uzaklıkta bulunan Fukuşima nükleer elektrik santralinden gelen patlamanın ardından, dev bir duman bulutu yükseldi.

Santralin bir kesiminin duvarları ve çatısının çöktüğü belirtilirken, olası nükleer sızıntıya karşı koruyucu önlemler alınması yönünde çağrılar yapıldı.
Hükümet halka paniğe kapılmam çağrısı yaptı ancak radyasyondan etkilenenlere iyodin dağıtılması için hazırlık yapılıyor.
Yerel medyada üç kişinin radyasyondan etkilendiği için tedavi gördüğü yönünde haberler var.
Japonya açıklarında dün meydana gelen şiddetli depremin ardından, kuzeydoğu kıyılarını tsunaminin vurmasından sonra nükleer tesiste hasar meydana gelmişti.
Fukuşima'da bulunan nükleer santralin 1 numaralı reaktöründe soğutma sorunu bulunduğu ve yedek jeneratörlerde de sıkıntı çekildiği söyleniyordu.
Tesisteki iç ısıyı düşürebilmek için deniz suyu pompalanıyor.
Fukişima nükleer tesisinin 2 numaralı reaktöründe de benzer durum gelişebileceği yönünde açıklamalar var.
Başbakan Naoto Kan iki reaktörde olağanüstü hal ilan etti.

Nükleer ve Endüstri Güvenliği Ajansı, Fukuşima Nükleer Santralinin 1 numaralı reaktörünün kontrol odasındaki radyasyon düzeyinin olağan değerlerin neredeyse bin katına yükseldiğini açıklamıştı.
Ancak yetkililer daha sonra reaktörü çevreleyen çelik bölmenin patlamadan zarar görmediğini ve patlama ardından radyasyon düzeyinin artmadığını açıkladı.

Birinci reaktörün çevresinde önce 10 kilometre yarı çapında bir güvenlik alanı yaratıldı.
Daha sonra yetkililer, Fukuşima santralinin etrafındaki tahliye alanının yarıçapının 20 kilometreye çıkarılmasına karar verdi.
Bu dairenin içinde yaşayan binlerce kişi tahliye ediliyor.
Bölgeye gitmeye çalışan BBC muhabiri Nick Ravenscroft, polisin kendisini 1 nolu reaktöre 60 km mesafede durdurduğunu bildiriyor.
Muhabirimize daha fazla yaklaşmasının tehlikeli olabileceği söylenmiş.
Ölü sayısının artması bekleniyor
Deprem ve neden olduğu tsunami binden fazla kişinin hayatına mal oldu, yüzlerce kişi de kayıp.

Nihai ölü sayısının bu rakamdan oldukça yüksek olacağı tahmin ediliyor.
Yetkililer, tsunaminin verdiği zararı değerlendirmenin çok zor olduğunu söylüyor.
Yüz yolcu taşıdığı düşünülen bir geminin dalgalara kapıldığı biliniyor, ancak geminin konumu tespit edilemiyor.
Sendai şehri ve çevresindeki kırsal araziler su altında, sarsıntılardan sonra başlayan yangın da geniş bir alana yayılmış durumda.
Kurtarma çalışmalarının Japonya ordusu öncülüğünde yapılıtorç
Bu çalışmalara 20 bin asker, 190 uçak ve 25 gemi katılıyor.
Japonya hükümeti, ülkedeki Amerikan birliklerine de kurtarma çalışmalarına yardım etmeleri çağrısı yaptı.
Depremin merkezi Tokyo'ya 400 km uzaklıkta
Deprem yerel saatle 14:46'da (Türkiye saatiyle 07:46) meydana geldi.
Bu depremin Japonya'da şimdiye kadar yaşanan en büyük sarsıntı olduğu belirtiliyor.

Televizyonların canlı yayınlarına katılan bazı depremzedeler, depremin 3-4 dakika sürdüğünü anlattılar.
Amerikan jeoloji yetkilileri depremin merkezinin Tokyo'dan 400 km. uzaklıkta ve denizin yaklaşık 32 km derinliğinde olduğunu açıkladı.
Depremin ardından büyük artçı sarsıntılar yaşandı, metro ve tren ulaşımı durdu, milyonlarca ev elektriksiz kaldı.
Televizyon görüntüleri Onahama City'de büyük dalgaların kıyıyı vurmasını gösterdi.
Miyagi ve Fukushima bölgelerini vuran ilk tsunami, kıyı boyunca çok sayıda yerleşim alanını tahrip etti.
Sendai City'de çok büyük bir dalganın karanın içlerindeki tarım arazilerine doğru ilerlerken önündeki herşeyi birlikte sürüklediği görüldü.
Japon NHK televizyonundan yayınlanan görüntülerde, denizden gelen dalgalarla birlikte gemilerin, otomobillerin, kamyonların, elektrik direklerinin, yoğun çamur tabakasıyla birlikte kıyıdan içlere doğru topluca sürüklenmesi izlendi.

Deprem ardından bölge ülkelerinde tsunami uyarıları yayımlandı.
Halkın en kısa zamanda ve hızla yüksek bölgelere gitmesi istendi.
Canlı televizyon görüntülerinde depremin birçok binada yangına yol açtığı izlendi.
Japonya'nın şehirler arası hızlı tren seferleri durduruldu.
Tokyo yakınlarındaki Narita havaalanıyla, Sendai havaalanı ulaşıma kapatıldı.
Bazı nükleer santrallerdeki faaliyet de, otomatik olarak kapatıldı.
Japonya yetkilieri halka sükunet içinde olunması, asla otomobillere binilmemesi ve güvenlik için yetkililerce yapılan uyarılara kesinlikle uyulması çağrısında bulundu.
Japonya Başbakanı, deprem fekaletzedelerine derin üzüntülerini dile getirdi ve çeşitli âcil yardım merkezleri oluşturulduğunu bildirdi. BBC

Gazeteler depremi böyle gördü !
12/03/2011

Japonya’da meydana gelen 8.9 büyüklüğündeki depremi manşetlerine taşıyan gazeteler, iç sayfalarda da depreme geniş yer ayırdı.

Güneş

Naklen Kıyamet

Bugün

Felâket: 8.9

HABERTÜRK

2012’YE 1 KALA 8.9 DEPREM, TSUNAMİ, RADYASYON
8.9’luk deprem Japonya’yı vurdu. Sarsıntı, 2012 filmindeki gibi dev tsunami dalgaları yarattı. Bir nükleer santralde yangın çıktı. Bini aşkın ölü, 80 bin kayıp var.

HÜRRİYET

BÜYÜK TUFAN
JAPONYA’DA ÖNCE 8.9 DEPREM SONRA TSUNAMİ

MİLLİYET

KIYAMET GÜNÜ
Japonya’nın doğu kıyıları tarihin en büyük depremlerinden biriyle sarsılırken, bütün dünya tsunami görüntülerini dehşet içinde izledi.

VATAN

JAPONYA DÜN 8.9’LUK DEPREMLE KIYAMETİ YAŞADI
GÖLCÜK’ÜN 55 KATI
Dünya tarihinin 5’inci büyük depremi Japonya’yı vurdu… Binden fazla ölü, binlerce kayıp var.

RADİKAL

İKİNCİ HİROŞİMA
Japonya, dün kıyameti yaşadı. 8.9’luk depremin yarattığı tsunami ülkenin yarısını suya gömdü: En az 1000 ölü. Nükleer sızıntı tehlikesi bütün düyayı korkutuyor.

SABAH

KIYAMET GİBİ
Japonya’yı tarihinin en büyük depremi vurdu. Tsunamiyle gelen 10 metrelik dalgalar kentleri yuttu. İlk bilanço: 400 ölü, yüzlerce kayıp.

AKŞAM

JAPONYA 8.9’LA SALLANDI TSUNAMİ YIKTI
TÜRKİYE korku enkazında
Yüzyılın 5’inci büyük depremi

ZAMAN

YER SARSILDI DENİZ YÜRÜDÜ
Pasifik Okyanusu’ndan meydana gelen 8,9 büyüklüğündeki deprem, Japonya’yı beşik gibi salladı.

TAKVİM

BÖYLE YIKTI
Japonya’yı 8.9’luk deprem vurdu. Şiddetli sarsıntı okyanusu taşırdı. Dev tsunami dalgaları 2100 kilometrelik kıyı şeridini yok etti.

TARAF

JAPONYA’YA 600 ATOM BOMBASI
8.9 büyüklüğündeki deprem ve tsunami Japonya’nın kuzeyini yuttu. Yüzlerce ölü var, 88 bin kişiden de haber alınamıyor.

YENİ ŞAFAK
DÜNYANIN KABURGASI KIRILDI

Uzakdoğu’yu 8.9’la sallayan deprem, Pasifik Okyanusu’nun altını üstüne getirdi. Tsunami, Japonya’nın kuzeyini yerle bir etti. ABD, Rusya, Meksika, Kanada, Şili alarma geçti. 800 km hıza ulaşan dev dalgalar, 7 saat sonra Hawaii’yi vurdu.

CUMHURİYET
8.9’luk kıyamet

Japonya’daki büyük deprem sonrası oluşan tsunami ülkeyi cehenneme çevirdi. Binlerce kişi öldü, binlerce kişi kayboldu. Dev dalgalar evleri, araçları, gemileri, uçakları sürükledi.

POSTA

ATOM BOMBASI GİBİ
Japonya’yı dün 8.9’luk deprem vurdu. Depremin ardından gelen tsunami her şeyi yuttu. Binlerce ölü ve kayıp var.

BİRGÜN
Dünya tarihi boyunca kaydedilen en büyük beşinci deprem
Önce deprem, sonra tsunami vurdu

STAR

PASİFİK TUFANI
Japonya, tarihin 5. Büyük depremiyle sarsıldı. Marmara depreminden 35 kat daha büyük sarsıntıyla oluşan tsunami, sahil kasabalarını ve Pasifik’teki birçok adayı yuttu. Ölü sayısı en az 400, kayıp 100’i aşıyor.

Sözcü

Kıyameti Yaşadılar

Türkiye

Dünya Sarsıldı

Kaynak: ntvmsnbc/netgazete/Entellektuel Forum

Japonya'da 400'den fazla uçak seferi iptal edildi
Japonya'da deprem ve tsunaminin etkili olduğu bölgelerde birçok tren ve karayolu ulaşımını halen çalışmadığı belirtildi. Japonya Ulaştırma Bakanlığı ayrıca şimdiye kadar 464 uçak seferinin de iptal edildiğini kaydetti. 12.03.2011 TOKYO netgazete

Tsunaminin vurduğu limandan 400 ceset çıktı
15:40 - Japon ordusunun dünkü şiddetli depremin ardından gelen tsunaminin dev dalgaları yüzünden sular altında kalan Rikuzentakata limanında 300-400 ceset bulduğu bildirildi. 12.03.2011 TOKYO netgazete

9500 kişiden haber alınamıyor!

Kyodo Haber Ajansı, Japonya’nın Minamisanriku kasabasında 9 bin 500 kişiden haber alınamadığını duyurdu.
Kyodo, yerel yönetime dayandırdığı haberinde, Miyagi bölgesindeki Minamisanriku kasabasında deprem ve tsunami sonrası 9 bin 500 kişinin kayıp olduğunu bildirdi. Pasifik kıyılarındaki kasabanın nüfusunun 17 bin civarı olduğu ve kayıp sayısının nüfusunu yaklaşık yarısını oluşturduğu belirtildi. internethavadis.

Ölü Sayısı 10 Bini Aşabilir!

Deprem ve tsunaminin vurduğu Japonya'da bilanço ağırlaşıyor. Başbakan Kan, "2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük dramla karşı karşıyayız" dedi.

13.03.2011

8,9 büyüklüğündeki depremin ardından tsunaminin vurduğu Japonya’da, bilanço ağırlaşıyor. Tsunami kabusundan en fazla etkilenen Miyagi’de ölü sayısının 10 bini aşabileceği açıklandı. Milyonlarca Japon ise açlık ve susuzluk tehlikesi yaşıyor.



Japonya Başbakanı Naoto Kan yaşadıkları felaket için "Japonya, 2’nci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük insanlık dramıyla karşı karşıya" yorumunu yaptı.

Japonya’da Ölüm-Kalım Savaşı

Deprem ve tsunami felaketinde zaman ilerledikçe bilanço ağırlaşıyor. Tsunami kabusunu en ağır şekilde yaşayan Miyagi’de ölü sayısının 10 bini geçebileceği açıklandı.

100 binden fazla asker, arama-kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları için seferber edildi. Ancak sarılması gereken yara çok derin...

Kuzeydoğu kıyı kentlerinde milyonlarca Japon, ölüm kalım savaşı veriyor. İçme suyu, yiyecek ve elektrikten mahrum halk soğukla da mücadele ediyor.

Japonya Felaketi Atlatabilecek mi?

Bu arada ekonomi ve teknoloji devi Japonya, yaşadığı korkunç felaketi atlatabilecek mi? sorusu yanıt arıyor.

"Bütün dünya, bizi Japonlar bu krizin üstesinden gelebilecek mi diye izliyor" diyen Japonya Başbakanı Naoto Kan, dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya’nın başına gelen afetle ilgili herkesin aklındaki soruyu dile getirdi.

"2. Dünya Savaşından Bu Yana En Büyük Dramla Karşı Karşıyayız"
Naoto Kan, halka seslendiği konuşmasında, "Japonya, 2’nci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük insanlık dramıyla karşı karşıya" dedi. TRT

Nükleer Tehdit Büyüyor

Fukuşima Nükleer Santrali'nde yeni bir patlamadan endişe edilirken Owaga'daki santral için de acil durum ilan edildi. Yabancılar ülkeyi terk ediyor.

13.03.2011

8,9 büyüklüğündeki depremin ardından tsunaminin vurduğu Japonya’daki nükleer tehlike büyüyor. Japonya’nın hatta dünyanın üzerine bir kabus gibi çöken nükleer tehdit, deprem ve tsunaminin yol açtığı yıkımın kat kat misliyle korkutuyor.
Hasar gören Fukuşima Nükleer Santrali’nde yeni bir patlamadan endişe ediliyor. Görevliler hummalı bir çalışmayla 2 reaktörü deniz suyuyla soğutmaya çalışıyor.

3 numaralı reaktörde erime ve patlama ihtimalinin "son derece yüksek" olduğu belirtiliyor. Ancak nükleer enerji uzmanları, yaşanacak kısmi erime ve muhtemel patlamanın "felakete" yol açmayacağını söylüyor.

Bu arada Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, Japonya’daki Owaga Nükleer Santrali için de acil durum ilan edildiğini açıkladı.

170 Bin Kişi Tahliye Edildi
Şu ana kadar bölgeden 170 bin kişi tahliye edildi. Yabancıların bir kısmı, nükleer tehdit sebebiyle ülkeyi terk ederken, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa, vatandaşlarına Japonya’ya seyahat etmeme uyarısı yaptı.

Rafineri Hala Yanıyor
Depremin yerle bir ettiği liman kenti Sendai’de bulunan petrol rafinerisindeki yangın hala sürüyor.

Tesisten 30 metre yükseklikte alevler yükseliyor.
TRT


Tsunami uzaydan böyle görüntülendi
13 Mart 2011




ABD’deki Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi, Japanyo depremende yaşanan tsunaminin uzaydan çekilmiş görüntülerini yayımladı...

Tüm Batı Pasifik bölgesini gösteren fotoğrafta, dev dalgaların Japonya kıyılarına ne kadar şiddetli bir biçimde vurduğu görülüyor. Dalgalarının denizdeki hızı saatte 800 kilometreyi bulabiliyor. Japonya kıyılarını vuran dalgalar da, bu hız nedeniyle çok yıkıcı bir etki yarattı. Dalgalar, binlerce kilometre uzaktaki Honolulu’ya dek ulaştı. haber10

Japonya'daki reaktörde erime tehlikesi

4 MART 2011
Japonya'daki deprem ardından son üç gün içinde iki patlamanın meydana geldiği Fukushima Daiichi nükleer santralında şimdi de nükleer yakıt çubuklarının erime tehlikesi boy gösterdi.
Soğutma sistemlerinin çökmesi nedeniyle nükleer tesisin 1 numaralı reaktöründe Cumartesi günü, 3 numaralı reaktöründe de bugün iki ayrı patlama olmuştu.

Şimdi de 2 numaralı reaktörde, soğutma pompasının yakıtının bitmesi nedeniyle durması yüzünden, nükleer yakıt çubuklarının ısınmaya başladığı ve erime tehdidinin yükseldiği bildiriliyor.
Teknisyenlerin reaktörü stabil hale getirmek için çaba harcadıkları ve patlamaların meydana geldiği diğer iki ünitede olduğu gibi, nükleer çubukları deniz suyuyla soğutmaya çalıştıkları belirtiliyor.
3 numaralı reaktörde bugün meydana gelen hidrojen patlamasında 1'i ağır olmak üzere 11 kişi yaralandı. Gökyüzüne büyük bir duman kütlesi yükselirken, patlamanın etkisi 40 kilometre uzaktan hissedildi.
Yetkililer, deniz suyu verilmesinin reaktörün dış koruyucu kabuğundaki basıncı artıracağını bildiklerini, fakat nükleer yakıt çubuklarında topyekün bir erimenin engellenebilmesi için başka seçenekleri olmadığını belirttiler. Bunun sonucunda ise, hidrojenin oksijenle karışması nedeniyle bugünkü ikinci patlama meydana geldi.
Fukushima Daiichi santralını işleten Tokyo Electric Power Co, sağlık riskinin olmadığını ve atmosfere sızan radyasyon miktarının hâlâ yasal sınırlar içinde olduğunu söylüyor.
Uzmanlar da 1980'lerdeki Çernobil ölçeğinde bir nükleer felaket olasılığının düşük olduğunu, çünkü Fukushima santralındaki reaktörlerin daha yüksek bir güvenlik standardına sahip olduğunu söylüyorlar.
Fakat Amerika Birleşik Devletleri, sahilden 160 kilometre uzakta düşük düzeyde radyasyon tespit edilmesi ardından, bölgede bulunan bir uçak gemisini geri çektiğini bildirdi.

Sahilde 2 bin ceset

8,9 büyüklüğündeki deprem ve ardından başlayan tsunami sonucu şimdiye kadar 1597 kişinin öldüğü doğrulandı. Ancak ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.

Kyodo haber ajansı, Miyagi sahillerinde 2000 cesedin bulunduğunu duyurdu. Ancak bu haber henüz doğrulanmış değil.

Ajansa göre, cesetlerden bini Ojika yarımadasında, bini de tsunaminin yerle bir ettiği Minamisanriku kasabasında bulunduğunu belirtti.

BBC muhabiri, bölgede hala Cuma gününden beri ulaşılamayan ve yardım götürülemeyen birçok köy ve kasaba olduğunu söylüyor.

Bu sabah, erken saatlerde, kıyılara büyük dalgaların vurduğu yolundaki haberlerin ardından ordu tarafından yine tsunami alarmı verildi. Ancak daha sonra kagı verici bir durumun olmadığı ortaya çıktı.
BBC


Japonya depremi, nükleer enerji devrinin sonu olabilir mi?
Selçuk Salih Caydı
14 Mart 2011

Japonya’da yaşanan deprem, bir Tsunami ile Fukushima atom reaktörünü vurdu. Ders çıkarmak için, deprem ülkesi Türkiye için önemli. Marmara fayının, Japonya’daki boyutlarda deprem üretmesi beklenmiyor. Ama bu tahmin, “normal zamanlar” için geçerli. Şimdi normal zamanlarda yaşamıyoruz. Japonlar, 9.0 şiddetinde bir deprem beklemiyordu.

Depremin vurmasından iki dakika sonra, otomatiğe bağlanmış sistemler devreye girip, reaktörü kapatmış olsalar da. Fakat reaktörün kapatılmasından sonra da soğutma sisteminin (su) çalışmaya devam etmesi gerekirdi. Depremin şiddetiyle elektrik sistemi çöküp, Tsunami reaktör alanına kadar girince, yedek jeneratörlerin devreye girmesi beklenmiş. Bu jeneratörler dizelle çalışıyormuş. İşte burada birşey daha olmuş ve Tsunami, dizel tanklarını süpürmüş. Bunun anlamı, soğutmanın yeterince devreye girememesidir. Gerçi reaktörün etrafındaki çelik muhafaza, reaktörün içindeki hızlı bozulmayı tutabilir. Fakat burada soğutma devreye giremezse, Çernobil’de olan olur ve reaktörün çekirdeği erimeye başlar. Tanrı’ya şükür henüz böyle bir durum yok, (veya Japon Hükümeti bunu gizli tutuyor) ama şu bir gerçek: Dünyanın en önemli ikinci büyük endüstri ülkesi Japonya, en önemli atom reaktörlerinden birine mukayyet olamadı. Japonya bile…

Japon yetkililer, halka dışarı çıkmamalarını, klimaları açmamalarını ve ıslak bezleri yüzlerine tutup onlarla nefes almayı falan öğütlüyorlar. Bu, tam bir çaresizliğin ifadesidir.

Buradan çıkarılacak ilk sonuç, doğanın gücünün hiçbir teknoloji/meknolojiyle durdurulamayacak kadar büyük olduğu ve olacağıdır. Büyük deprem koşulları gözönünde bulunularak inşa edilmiş ve “çok güvenli” diye övünülen Fukushima reaktörü bile güvenli değildir. Bu dönemde doğal felaketlerin artacağına dair tahminler yapan başka bilim adamları vardı. Güneşteki değişikliklerin, felaketlerin boyutlarını artıracağı söylenmekteydi. Yani benzeri felaketler, başka şekillerde diğer büyük endüstri ülkelerinin başına da gelebilir. Postmodern kapitalist uygarlığın çok kırılgan bir şey olduğu, yeniden hatırlanmak zorunda. Olasılık hesaplarında her zaman, bir bilinmeyen vardır ve o bilinmeyen, Fukushima örneğindeki gibi gelip adamı bulabilir.

Depremden çıkarılacak ikinci sonuç, nerede olursa olsun atom reaktörlerinin artık asla meskün alanlarda ve yakınlarında kurulmaması gerektiğidir. Tabii en iyisi, atom enerjisinden vazgeçilmesidir. Şimdi buna gülenler ve saçma bulanlar, 7.2′lik İstanbul depremi beklerken, 7.8′lik deprem yaşayıp, bu uykudan uyanabilirler. O zaman herşey çok geç olabilir! Dünya, olağanüstü bir dönem yaşıyor ve bu devrin baş özelliği, doğanın şiddetinini hiç beklenmedik ölçülerde artırabileceği ihtimalidir. Bu durumda ‘korunmak’ diye tarif edebileceğimiz asıl durum, en başta atom enerjisi gibi tehlikeli şeylerden uzak durmaktır ve mesela İstanbul için acilen deprem seferberliği ilan etmektir. HES falan gibi saçmalıkları derhal durdurmak, Anadolu’nun su zenginliğine sahip çıkmak ve doğayı radikal ölçülerde koruma altına almak şarttır. Şimdi “O niye ki?!” diyenler, felaketlerden tek kesin kurtuluş yolunun doğaya dönüş olduğunu öğrenemek zorundalar. Beklenenden büyük bir İstanbul depremi, Türk ekonomisini bir anda 1980 öncesine fırlatıp atabilir, neoliberal devrin “kazanımları”nı iki dakikada silebilir.

Türkiye, Akkuyu reaktörünü, hem de fay hattının üzerine inşa etmek istiyor! Türkiye, atom enerjisinden bir türlü vaz geçmiyor. Japonya depremi, atom enerşisinde ısrar edenler için bir ibret vesikası olmalıdır. Türkiye’nin başı, etrafındaki (İran, Ermenistan, vd.) atom reaktörleriyle zaten belada. Şimdi en akıllıcası, atom enerjisini Türkiye’ye asla sokmamak ve bu lanetten uzak durmaktır.

Eğer Japonya bile güvenli atom reaktörü kuramıyorsa ve halen Fukushima reaktöründe çekirdek erimesi tehlikesi sürüyorsa, bunun bir tek sonucu olacaktır, o da atom enerjisi dünyada terkedilmeye başlanacaktır. (Der Spiegel dergisi de bugün çıkan son sayısında bu savı işliyor -ki çevrecilik konusunda Avrupa’nın en duyarlı ülkesi Almanya için doğaldır ve desteklenmesi gereken bir tutumdur) 1980′li yıllarda Orta Avrupa’da ortaya çıkan atom enerjisi karşıtı çevreci hareketler, bu konuda önemli bir duyarlılık oluşturmuşlardı. Fakat neoliberal dönemde sosyo-ekonomiye ve sisteme karşı yürütülen her türlü muhalefet esas olarak sustuğu için ve ekonomi/sistem körü “Kimlik sorunu” gibi “mücadeleler” esas alındığı için, neoliberal ekonomi meydanı boş bulmuştu. Atom enerjisi de, biraz itibar kaybetmekle birlikte, varlığını artıramadı ama devam ettirdi. Fukushima’dan sonra, sistemin merkez ülkeleri, atom enerjisini terketmeye başlayabilirler. Çünkü şimdi, sokakta gösteri yapanlar, sadece yeşiller ve solcular gibi “parasız/pulsuzlar” olmayacaktır; borsa üzerinden veya doğrudan, büyük şirketlerde hisseleri olanlar da atom enerjisini istemeyeceklerdir. İşte bu, atom enerjisinin ipini çekebilir. Japonya depremi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan ve “güvenli” sayıldığı için Japonya gibi atom bombası mağduru bir ülkede bile fazla tepki çekmeyen atom enerjisine önemli bir darbe vurmuştur. Artık güvenli olmadığı kesinlikle tescillenmiştir. Japonya’da bile güvenli olmayan bir enerji türünün Türkiye’de “güvenli” olabileceği düşünülemez.

http://konstantiniye.com/2011/03/14/japonya-depremi-nukleer-enerji-devrinin-sonu-olabilir-mi/

Dünya nükleer felakete sürükleniyor

Uzmanlar Japonyadaki nükleer santrallerin patlamasıyla oluşacak nükleer serpinti, Asya'nın büyük bölümü ile Amerika'da felakete neden olabilir.

15 Mart 2011
Anadolu Haber

8.9 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen tsunami Japonya’nın kuzeydoğusunu yerle bir etti. Her geçen gün bilanço büyürken, depremden zarar gören nükleer santrallerde yaşanabilecek büyük çaplı bir patlama ve ardından gelecek radyoaktif sızıntı felaketi küresel boyuta taşıyabilir.

Son olarak Fukuşima nükleer santralinde bir patlama meydana geldi ve santral çevresindeki güvenlik kuşağı 30 km.’ye yükseltildi. Yangının söndürüldü ve radyoaktif ölçümler başkent Tokyo’ya önce normal seviyelere düştü. Ancak bu tehlikenin geçtiği anlamına gelmiyor.

Uzmanlar nükleer reaktörlerde yaşanacak büyük boyutlu bir patlamayla oluşacak radyoaktif serpintinin küresel ölçekte bir felakete neden olabileceğini vurguluyor.

Kötü senaryoya göre patlama sonrasında oluşacak radyoaktif bulutlar, güçlü rüzgarların da etkisiyle Pasifik Okyanusu’nu geçerek Japonya'dan 8 bim km. uzaktaki ABD’nin batı sahillerine, hatta daha az bir olasılıkla da olsa tüm ABD kıtasına ulaşabilir.

BİR HAFTA'DA ALASKA, 11 GÜNDE LOS ANGELES'TA
Analizler Fukuşima nükleer reaktörünün patlamasıyla oluşacak radyoaktif bulutun bir haftada Alaska’ya onbir günde de Los Angelas’a ulaşacağını gösteriyor.

Japonya'dan ABD'ye doğru esen kuvvetli rüzgarlar olası radyoaktif bulutları Pasifik Okyanusu'nun ötesine taşıyabilir.

Ulaşacak radyoaktif serpintinin ne kadar ölümcül olacağı ise tartışmalı. Pek çok uzman, patlama sonucu oluşacak sızıntının büyük bölümünün kara tarafından soğurulacağı görüşünde. Ancak bu radyoaktif serpintinin hava ile taşınmayacağı anlamına gelmiyor. Şiddetli bir patlama ve uygun hava koşullarıyla radyoaktif serpinti okyanusları aşarak kıtalar ötesinde yaşayan insanların hayatını riske sokabilir.

ASYA DA TEHDİT ALTINDA
Ancak tehdit sadece Amerika kıtası için geçerli değil. Olası bir patlama ile oluşabilecek serpintinin ilk aşamada Çin, Kore ve Rusya’nın doğu bölümüne ulaşması kesin olarak değerlendiriliyor. Asya’nın doğu kesimlerinde milyonlarca kişinin ölümüne neden olabilecek böyle bir felaketin boyutları, en kötü senaryoya göre Asya’nın batsına dek genişleyebilir.

'DÜNYA'NIN YARISI ETKİLENİR'
Çernobil felaketiyle ilgili en geniş araştırmayı yapan Alexey Yablokov, Vassily Nesterenko ve Alexey Nesterenko, 1986’da yaşanan patlamanın etkilerinin tüm Kuzey Yarımküre’de hissedildiğine dikkat çekerek benzer bir felaketin dünyanın yarısını etkileyeceğini söylemenin abartılı olmyacağını vurguladılar.

YA GİZLENİYORSA?
2006’da İsveç’teki Forsmark nükleer santrali, patlama olasılığı nedeniyle kapatılmış, bu haberin ardından yaklaşık bin kilometre yarıçaplı bir alanda alarm verilmişti.

Nükleer serpinti tehlikesinin ne kadar büyük olduğu konusunda çok geç haberimiz olabilir. Sovyet yönetiminin olayı örtbas etmesi nedeniyle dünya Çernobil felaketini günler sonra öğrenebilmişti. Benzer bir durum Japon hükümeti için de geçerli olur mu?

'GERÇEKLER SONRADAN ANLAŞILMIŞTI'
İngiliz Guardian gazetesi, bazı bağımsız nükleer uzmanların Japon yetkililerin açıklamasına şüpheyle yaklaştıklarını belirtt. Greenpeace Örgütü tarafından kazayla ilgili rapor hazırlamakla görevlendirilen John Large adlı bir uzman, radyasyon ölçümlerine ulaşamadıklarını belirterek, "Japon hükümetinin eylemleri, açıklamalarıyla çelişiyor. 180 bin kişiyi tahliye ettiler ama hiç radyasyon yok diyorlar. Radyasyon sızıntısı olabilir. Ama bunu şimdilik bilemiyoruz. Çernobil'de de öyle olmuştu. Önce ilk başta biraz problem var demişlerdi sonra facianın gerçek boyutları ortaya çıktı" dedi.

WIKILEAKS: JAPON HÜKÜMETİ GİZLEMİŞTİ
Guardian, Wikileaks'in sızdırdığı belgelere dayanarak, Japon hükümetinin geçmişte nükleer kazaları gizlemekle suçlandığını da aktardı.

Times gazetesi de, santraldaki patlamaların söylendiğinden daha ciddi olabileceği endişesini manşetine taşıdı. Haberde şu satırlara yer verildi;

KAZA NE KADAR BÜYÜK?
"Japon yetkililer, bunun yedi dereceli uluslararası ölçeğe göre dördüncü derecede bir kaza olduğunda ısrar ediyor. Ama Fransa Nükleer Enerji Kurumu Başkanı bu kazanın Çernobil'dekinin bir derece altında olduğunu söylüyor. Çernobil'in derecesi yediydi."

Nükleer serpinti okyanusa yöneldi
Dünya Meteoroloji Örgütü, Japonya'da rüzgarın, deprem ve tsunamide hasar gören nükleer tesisteki patlamalardan sonra ortaya çıkan radyasyonu Pasifik'e sürüklediğini bildirdi. BM'ye bağlı olan ve merkezi Cenevre'de bulunan örgütten yapılan açıklamada, Japonya ya da bölgedeki diğer ülkelerin şu anda tehlikede olmadığı belirtildi. Açıklamada, radyasyonun etkisinin okyanusa ilerlemesine rağmen, hava koşullarının değişebileceği uyarısında bulunularak, uydu ve diğer verilerin yakından takip edildiği ifade edildi.
Radyasyonlu bölge üzerinde uçuş yasağı
Japonya Sivil Havacılığı ülkesindeki radyasyonlu bölgeyle ilgili bir NOTAM (Havacılara uyarı) yayınladı. NOTAM’da radyasyonunun etki altına aldığı 30 kilometre çapındaki alan olan Bongo adlı bölge hakkında ülkelerine uçan havayolu şirketlerine bilgi vererek uyardı. THY’nin normalde de bu bölgeden uçmadığı belirtildi. Japonya ülkelerine uçan havayolu şirketlerinden rotalarını radyasyonlu bölgeden geçmeyecek şekilde ayarlamalarını istedi.

Uçaklara radyasyon kontrolü

Bu arada Japonya’nın, Fukuşima’daki nükleer santralinden sızan radyasyondan dolayı Alman Lufthansa Havayolları’nın Japonya’dan gelen uçakları radyasyondan taramasından geçerken Türk Hava Yolları’nın Tokyo ve Osaka’dan İstanbul’a gelen uçaklarıyla ilgili şu an için bir radyasyon kontrolü yapılmıyor.
NTV/ajanslar

Nükleer tehdit

Japon yetkililer Fukuşima Reaktöründen alevler yükseldiğini bildirdi
16 Mart 2011 Çarşamba, 00:02:02

Japonya'daki Fukuşima Dai-İçi nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe yeni yangın çıktığı bildirildi.

Hükümete dayandırılan haberlerde, reaktörden alevler yükseldiği belirtildi. habertürk

Dehşet Verici Bilanço

Deprem ve tsunaminin vurduğu Japonya hala şokta... Sadece Miyagi kentinde ölü sayısının 10 bini geçtiği tahmin ediliyor, binlerce kişi de kayıp...

15.03.2011

Japonya’da 9 büyüklüğündeki deprem ve tsunaminin üzerinden 3 gün geçti. Sadece Miyagi vilayetinde ölü sayısının 10 bini geçtiği tahmin ediliyor. Diğer 2 vilayette de binlerce kişinin hayatını kaybetmiş olabileceği bildiriliyor.
Japonya’nın kuzeydoğu kıyılarında haritayı değiştiren depremde, milyonlarca kişi gıda ve içme suyu sıkıntısı çekiyor.

Otsuçi Kentinde 15 bin Kişiden Haber Alınamıyor

Deprem öncesine kadar Otsuçi, okyanus kenarında, sörf ve yüzme meraklılarının gözdesi, 19 bin nüfuslu bir kasabaydı. Tsunamiden sonra ise koca kasabada sadece bir Budist tapınağı ile bir süpermarket ayakta kalabildi.

Otsuçi gibi çok sayıda kent ve kasaba, 10 metreye varan dev dalgalarca haritadan silindi. 15 bin kişiden haber alınamıyor.

Miyagi’de 2 Bin Ceset Bulundu

Miyagi eyalet polisi, 2 sahilde 2 bin ceset daha bulduklarını açıkladı.

Tsunaminin ardından 450 bin kişi evlerinden oldu. 80 bin kişi de nükleer santrallerin bulunduğu bölgelerden tahliye edildi. Sığınma merkezleri ise ağzına kadar dolu.

Milyonlarca Kişi Susuz ve Elektriksiz

Dondurucu soğukların yaşandığı Japonya’nın kuzey bölgelerinde 2 milyon kişiye elektrik, 1 buçuk milyon kişiye de su verilemiyor.

Ülkenin diğer kesimlerinde de santrallerin çalışmaması yüzünden 3 milyon kişi elektriksiz kaldı. Elektrik alamayan yerler arasında büyük fabrikalar da bulunuyor. Afetzedeler, yiyecek ve su alabilmek için saatlerce kuyrukta bekliyor. TRT

Japonya'da endişe ve öfke büyüyor
16 MART 2011



Japonya'da nükleer krizin merkezinde yer alan Fukuşima bölge valisi, radyasyon oranlarının yüksek olduğu bölgede hükümetin halkı tahliye sürecindeki tavrını eleştirdi.
İlgili Konular
Uzak Doğu-Okyanusya
Vali Yuhei Sato, "endişe ve öfke içindeki halkın sabrının taşma noktasına geldiğini" söyledi.
Deprem ve tsunamiyle sarsılan ve dört patlama yaşanan Fukuşima nükleer santralinde bir nükleer felaketin önlenebilmesi için ise mühendisler aralıksız çalışıyor.
Japon hükümeti, santralin 20 kilometreye kadar çevresini tahliye bölgesi ilan etti.
20 ile 30 kilometre arasında yaşayan 140 bin kişi ise evlerinden çıkmamaları söylendi.
Sato evlerinden tahliye edilenler için kurulan merkezlerde sıcak yemek olmadığı ve tıbbi malzeme ve yakıt gibi temel ihtiyaçların dahi karşılanmadığını anlattı.
9.0 büyüklüğündeki depremde binlerce kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
Son rakamlara göre, depremde ölen kişi sayısı 3 bin 500 ancak ülke kıyılarında henüz kimliği belirlenemeyen cesetler var ve bu rakamın artacağı düşünülüyor.
Nadiren halkın önüne çıkan Japonya imparatoru Akihito, televizyonlarda yayımlanan konuşmada ülkesinin karşı karşıya bulunduğu krizden dolayı derin kaygı içinde olduğunu söyledi.
Zarar gören Fukuşima nükleer santralinin fazla ısınan reaktörünü soğutmak için helikopterle su taşıma planlarından radyasyon seviyesi yüksek olduğu için vazgeçilmişti. BBC

RADYASYONDAN ÖLÜMLER BAŞLADI
17.03.2011

Japonya'da Fukujima nükleer santrali yakınındaki bölgede, radyasyon tehlikesi nedeniyle tedavi gördükleri hastanenin dışına nakledilen 14 kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin tamamı yaşlı insanlardan oluşuyor.
Yetkililerden Çuei İnamura, "İyi bakım verebilecek imkanlara sahip değildik" dedi ve 2 yaşlı hastanın hastaneden nakledilirken, diğer 12'sinin ise geçici olarak nakledildikleri bir lisenin spor salonunda hayatlarını kaybettiklerini bildirdi.

Japonya'yı vuran deprem ve tsunamiden sonra en çok zarar gören grubu yaşlılar oluşturuyor. Felaket sırasında veya sonrasında yaşanan olumsuz durumlardan en fazla yaşlılar etkilendi. Felakete uğrayanların birçoğu hayatını kaybederken hayatta kalanlar ise yeterli bakım imkanları bulunamadığı için hastanelerde yaşamaya devam ediyor.

Odatv.com

Tokyo'nun Suyunda Radyasyon!

Ülkenin kuzeyindeki nükleer santralden sızan radyoaktivite kentlerin su şebekesinde tespit edildi.

19.03.2011

Japon hükümeti, başkent Tokyo ve 5 ayrı bölgede, içme suyunda radyoaktif iodine maddesine rastlandığını açıkladı.
Radyoaktif maddenin sağlığa büyük tehdit oluşturacak seviyede olmadığı belirtilse de, bu son açıklama Tokyo başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında nükleer endişeyi daha da arttırdı.

Tsunami ve depremde hasar gören Fukuşima Daiçi nükleer santralinde yaşanan patlamaların ardından atmosfere ve çevreye radyasyon sızıntısı meydana gelmişti. TRT

Japonya'da radyasyonlu ürünler artıyor
20 Mart 2011

Japonya'da 8.9 büyüklüğündeki 11 mart depremi ve tsunamisinden sonra, Fukuşima nükleer santralından yayılan radyasyon, ıspanakla sütten sonra başka bitkilerde de saptandı.

Japon Sağlık Bakanlığı yetkilisi Yoşifumi Kaji, kasımpatı türevi bitkilerde ve biyodizel üretiminde kullanılan kanola bitkisinde radyasyon saptandığını belirtti.

Japınya'da daha önce, 37 çiftlikte üretilen sütlerde ve ıspanakta radyasyon saptanmıştı. TRT

Radyasyon bulutu Türkiye'nin kapısında
25 Mart 2011
Radyasyon bulutu Almanya'ya ulaştı, İtalyanlar ise panik halinde iyot tabletleri satın alıyor. Türkiye’nin de risk altında olduğunu belirten uzmanlar, yetkililere doz miktarının sürekli ölçülmesini öneriyor.

Japonya’nın başkenti Tokyo’da şebeke suyundaki radyasyon oranının, bebekler için kabul edilebilir yasal sınır olan kilogram başına 100 bekerelin altına düşmesinin ardından Tokyo’ya komşu vilayet Saitama’nın Kavaguçi bölgesinde de şebeke suyunun radyasyondan etkilendiği bildirildi.

Japon ürünlerine ithalat yasağı getiren ülkelerin sayısı da her geçen gün artıyor.

Yetkililer, başkentteki Kanamaçi arıtma istasyonunda oranın 79 bekerele düştüğünü açıkladı.

Aynı tesisten geçen salı günü alınan su örneklerinde yüksek oranda radyasyon tespit edilmiş, yetkililer, bebeklere şebeke suyu içirilmemesini, mamaların bu suyla hazırlanmamasını tavsiye etmişlerdi.

RADYOAKTİF İYOT PARÇACIKLARI JAPONYA'DAN ALMANYA'YA ULAŞTI

Japonya'daki nükleer felakette açığa çıkan radyoaktif iyot parçacıkları Almanya'ya ulaştı.

Almanya Çevre Bakanlığının sözcüsü, havada çok düşük miktarda radyoaktif iyot tespit edildiğini belirterek, bu miktarın bir insanın aldığı doğal radyoaktif ışınlardan 1 milyon kez daha düşük olduğunu söyledi.

Bu değerlerin Alman Meteoroloji Dairesi, Radyoaktiviteye Karşı Koruma Dairesi ve Federal Fizik ve Teknik Kurumu'nun çok hassas ölçüm aletleri sayesinde elde edildiği bildirildi.

Almanya Maliye Bakanlığının bir sözcüsü de Japonya'dan gelen tüm paketlerin kontrol edildiğini belirterek, şimdiye kadar deniz yoluyla hiçbir paketin Almanya'ya ulaşmadığını ifade etti.

ŞİŞELENMİŞ SU TÜKENDİ

Japonya’da meydana gelen 9 büyüklüğündeki depremden sonra reaktörleri arızalanan Fukuşima Nükleer Santralı’ndan yayılan radyasyonun Saitama vilayetinin Kavaguçi bölgesindeki su arıtma sistemini de etkilediği öğrenildi. Suda tehlikeli oranda radyasyon tespit edilmesinin ardından Tokyo’daki dükkânların çoğunda şişelenmiş içme suyu tükendi. Singapur, Japonya’dan süt ve et ithalatını askıya alırken, Avustralya hükümeti de Japonya’dan gıda ürünleri ithalatına sınırlamalar getirdiğini, Kanada ise Japonya’dan ithal edilen gıda ürünleri üzerinde güvenlik incelemelerini sıkılaştırdığını duyurdu.

Çin’in Liaoning eyaletine bağlı liman kenti Dalian’a bir hafta önce inen bir Japon uçağında normalin üstünde radyasyon tespit edildiği de açıklandı. ABD ve Hong-Kong daha önce ithalata sınırlama getirmiş, Rusya da Japonya’da radyasyon tehlikesi bulunan bölgelerden gıda ithalatını yasaklamıştı.

BULUTLAR İSVEÇ'TE

Fukuşima santralından sızan radyasyonun İsveç’e kadar ulaştığı bildirildi. İsveç Haber ajansı TT’nin dün sabah verdiği habere göre, başkent Stockholm ile ülkenin kuzeyinde yer alan Kiruna ve Umeo kentlerinde radyasyon oranı yüksek çıktı. Ancak söz konusu kentlerdeki radyasyon oranının insan sağlığına zarar verecek düzeyde olmadığı açıklandı.

İYOT HAPI YOK SATIYOR

Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre, Japonya’daki Fukuşima nükleer santralından yayılan nükleer bulutun Fransa üzerinden İtalya’ya geleceğini öğrenen vatandaşlar eczanelere koşarak iyot içeren haplara yöneldi. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Avrupa’ya ulaşan bulutun tehlikeli düzeyde radyoaktif madde içermediği vurgulansa da resmi açıklamalara güven duymayan İtalyanlar, eczanelere koşarak iyot hapları satın aldı.

Yetkililer, Çizme’ye dün sabah gelen bulutun, bulut olarak nitelenemeyecek bir hava kütlesi olduğuna dikkat çekerek ‘nükleer bulutun’ henüz ne Fransa ne de İtalya’da gözlendiğini vurguladı. Vatandaşlar arasında kaygılara neden olan nükleer bulutun şu aşamada bir tahmin olduğunu açıklayan yetkililer, atmosferde radyoaktif hiçbir maddenin saptanmadığını belirtti.

KUZEY KÜRENİN TÜMÜNE YAYILIR

Nükleer Fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, radyasyon bulutlarının Avrupa kıtasına ulaşması ile birlikte Türkiye’nin de risk altında olduğuna dikkat çekti.

Kılıç, radyasyon bulutlarının Balkanlar ya da Akdeniz üzerindeki hava akımları ile Türkiye’ye girebileceğini belirterek şu uyarılarda bulundu:

“Radyasyon bulutlarının Avrupa’ya İtalya ve Fransa’ya ulaşması durumunda ya Akdeniz üzerindeki hava akımlarından ya da kuzeydeki hava akımlarından Türkiye’ye gelmesi mümkün. Bu durumda yetkililer sürekli radyasyon doz miktarını ölçerek halka bilgi vermelidir. Böyle bir durumda yapılacak çok fazla bir şey yok, özellikle çocuklar çok fazla açık alanlara çıkarılmamalı, tarlalardaki yeni mahsul ürünlerden bir müddet uzak durulmalı.”

YAĞMUR RİSKİ

Kılıç, bulutların ülkemize ulaşmasının rüzgâr ve meteorolojik olaylara bağlı olduğunu, radyasyon bulutlarının da tüm kuzey yarım küreyi etkisi altına alacağını öne sürdü. Kılıç, özetle şunları söyledi:

“Büyük ihtimal doz alçak fakat radyasyonun yağmurlarla ve hava akımlarıyla ortadan kaldırılması imkânsız. Dünya dönüyor ve rüzgâr hareketi var, bulutlar kıtalararası rüzgâr ile her yere dağılıyor. Radyasyon bulutlarının olduğu bölgelere yağmur yağması durumunda hayvan ve besin zinciri büyük bir oranda etkilenecek.” haber10

Japonya'da radyasyon raporu 'hatalı'
27 MART 2011
Japonya'da, deprem ve tsunamiden zarar gören Fukuşima nükleer enerji santralinin yetkilileri daha önce yaptıkları bir "hata" yüzünden özür diledi.

Santralin ikinci reaktöründe radyasyon düzeyi kaygı verici
Yetkililer, santraldeki reaktörlerden birinde, suda normal seviyenin 10 milyon katı radyasyon tespit edildiğini açıklamıştı.

Ancak santrali işleten şirket, bu tespitin hatalı olduğunu, ölçümlerin sonucunun yanlış aktarıldığını duyurdu.
Aynı şirket daha önce de Japon hükümeti tarafından, tesisteki krizin çözümü konusundaki tavrı yüzünden eleştirilmişti.
Yetkililer yapılan hataya karşın, Fukuşima nükleer enerji santralinin ikinci reaktöründe radyasyon düzeyinin hala çok yüksek olduğunu söylüyor.
Öyle ki, reaktörde çalışanlar sadece bir saat içinde, bir yılın dört katı radyasyona maruz kaldı.
Bu nedenle çalışanlar santralin ikinci reaktörünü boşalttı.
Japon yetkililer Fukuşima santralini suyla soğutmaya çalışıyor.
Uzmanlar, santralin dört arızalı reaktör birimindeki büyük sızıntıyı engellemek için var gücüyle çalışıyor.
Ancak son gelişmeler bu yöndeki faaliyetleri de aksatırken, Fukişima kıyılarında denizde de radyasyon seviyesi artmış durumda.
'Krizin çözümü aylar sürebilir'
Öte yandan Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun Japon başkanı Yukia Amano, ülkesindeki çözümünün krizin aylar sürebileceği uyarısında bulundu.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, santrale takviye görevli gönderme kararı aldı.
Japonya'da 11 Mart'ta meydana gelen 9,0 büyüklüğündeki deprem ve tsunami sonrası 10 binden fazla kişi ölmüş, 18 bine yakın kişi de kaybolmuştu.
Yeniden inşa çalışmalarının maliyetinin yaklaşık 310 milyar dolar olacağı sanılıyor. BBC

Yemen'de Patlama: 78 Ölü
28.03.2011
Yemen'de bir mühimmat fabrikasında yağmalama sırasında patlama meydana geldi. Olayda 78 kişinin öldüğü bildirildi.



Yemen’in güneyinde bir mühimmat fabrikasının yağmalanması sırasında meydana gelen patlamada ölenlerin sayısı 78’e yükseldi.
Abyan vilayetindeki fabrikanın dün (27.03.2011) silahlı bir grup tarafından yağmalandığı, aynı fabrikaya sabah saatlerinde, kalan mühimmatı toplamak için bölge sakinlerinin girdiği bildirildi.

Görgü tanıkları fabrikada çok sayıda kişinin bulunduğu sırada patlama meydana geldiğini belirtti.

Patlamanın sebebi ise henüz bilinmiyor.

Fabrikada kalaşnikof ve cephane üretiliyordu.

Öte yandan, Yemen’in başkenti Sana’da ise hem Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih taraftarları hem de aleyhtarları gösteri düzenliyor. TRT

Radyasyon Bulutları Şimdi de Çin'de
27.03.2011
Nükleer sızıntının sürdüğü Fukuşima Daiçi Nükleer Santrali ve çevresinden gelen ölçümler dünyayı korkuturken radyasyon bulutları Çin'e de ulaştı.

Japonya’da 11 Mart depremi ve tsunamisinin beraberinde getirdiği nükleer tehlike artarak devam ediyor.

Fukuşima Daiçi Nükleeer Santrali’ndeki 2 numaralı reaktörde radyasyonun anormal seviyelere yükselmesi üzerine soğutma çalışmaları durduruldu. Havuzdaki yüksek radyasyon üzerine, soğutma çalışmaları yapan ekip reaktörden tahliye edildi.

"Tehlike Aylarca Sürebilir"
Radyasyon oranı reaktörün çevresindeki havada normalin 4 katı, açıklarındaki deniz suyunda ise bin 850 katı olarak ölçüldü.

Birleşmiş Milletler Nükleer Ajansı, tehlikenin aylarca sürebileceği uyarısında bulundu.

Radyasyonlu Bulutlar Çin’de
Bu arada radyoaktif madde içeren bulutlar, Çin’e de ulaştı.

Ülkenin kuzeydoğusundaki Heilongjiang eyaletinde atmosferde normalden fazla radyasyon tespit edildi.

Nükleer serpinti, Avrupa’da İzlanda’dan sonra önce İsveç’e ulaştı. TRT

Radyasyonlu Su Toprağa mı Sızdı?
29.03.2011
Fukuşima Daiçi nükleer santralinden olumsuz haberler gelmeye devam ediyor.

Santral etrafında beş ayrı bölgede plütonyum tespit edilmesi radyosyonlu suyun toprağa sızdığı şüphesini arttırdı.
Beş bölgeden alınan örneklerden en az ikisinin doğrudan santralle ilişkili olduğuna inandıklarını söyleyen yetkililere göre, bulunan plütonyum oranı insan sağlığı için tehlike teşkil etmiyor.

Reaktörlerin altındaki tünellere dolan radyasyonlu suya rağmen, sorunlu 4 reaktördeki soğutma işlemine ise devam ediliyor.

Japonya Başbakanı Naoto Kan ise Dayçi nükleer santrali nedeniyle en yüksek düzeyde alarmda olduklarını açıkladı.

Kan, Fukuşima nükleer santralindeki hasarın ve radyasyon sızıntısının kontrol altına alınması için çabalara daha da hız verileceğini söyledi.

Uzmanlar, santral çevresindeki 20 kilometrelik yasak bölgenin genişletilmesinin kaçınılmaz hale geldiğini savunurken, bölgede evlerinden olan 200 bin Japonun, bir gün evlerine geri dönme umudu tükenmiş durumda.

Öte yandan Japonya’daki Dayçi nükleer reaktöründen havaya karışan radyoaktif maddeler, Çin’de 6 ayrı eyalette tespit edildi.

Çin’den ve Vietnam’dan sonra Filipinler ile Güney Kore de, havada radyoaktif maddeler tespit edildiği belirtildi. TRT

"Durum Çernobil'den de Kötü"
02.04.2011
Rus nükleer enerji uzmanına göre Japonya'da radyasyon saçan Fukuşima nükleer santralinin insanlığa maliyeti Çernobil'den çok daha fazla olacak.



Termodinamik mühendisi olan Natalia Mironova, Fukuşima Daiçi’de süren nükleer felaketin, 1986’da Ukrayna’daki Çernobil faciasını solladığı görüşünde...
Mironova, "Çernobil’deki nükleer sızıntı 7’nci seviyedeydi, sadece bir reaktörde erime meydana gelmişti ve sadece iki hafta sürmüştü. Japonya’da üçüncü hafta geride bırakıldı ve dört reaktörde erime tehlikesi var" dedi.

Rus nükleer uzman, "Çernobil, Ukrayna’da kirli bomba etkisi yaptı. Fukuşima çok daha büyük bir kirli bomba, insani ve ekonomik bakımdan çok pahalıya mal olacaktır" diye konuştu. TRT

Japonya 7.1’lik deprem!
07 Nisan 2011

11 Mart’ta tarihinin en büyük depremini yaşayan Japonya’da yine şiddetli deprem meydana geldi.

Depremin merkez üssünün ise Miyagi bölgesinin 40 kilometre açığında denizin altında olduğu ifade edildi. Yerel saatle 11.39'da gerçekleşen depremin başkent Tokyo'da da hissedildiği ve binaların sallandığı gelen bilgiler arasında.

Büyüklüğü ilk 7.4 olarak açıklanan ve daha sonra 7.1 olarak düzeltilen depremin ardından ülkenin kuzey kıyılarını 1 metre yüksekliğindeki tsunami dalgaları vurdu.

NHK televizyonu, tsunami alarmı verilen bölgede yaşayanlara televizyondan yüksek yerlere çıkmalarının anons edildiği belirtti. Tusnami uyarısı geçtiğimiz ay yaşanan afetin vurduğu bölgelerde yapıldı. Sendai ve Yamagata kentlerinde ise elektrik kesintisi yaşandığı bildirildi. Depremin ardından bazı otobanlar ulaşıma kapatıldı.

Şimdilik radyoaktif bir alarm verilmedi. Depremin olduğu ve tsunami alarmının verildiği bölgede İbaraki nükleer santrali bulunuyor. http://www.haber1.com

MEKSİKA DA SALLANDI
07 Nisan 2011
Meksika'da 6,5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu, depremin merkez üssünün Veracruz eyaletindeki 70 bin nüfuslu Las Choapas kentine 56 kilometre uzaklıkta olduğunu kaydetti.

Meksika'nın başkenti Meksiko'da şiddetli hissedilen depremde can veya mal kaybına ilişkin henüz bir bilgi bulunmuyor.

Meksiko'da sarsıntının etkisiyle binaların birkaç dakika sallandığı belirtildi.
http://www.haber1.com

FLAŞ! Japonya 3. kez sallandı!
11.04.2011
Japonya'nın kuzeydoğusunda 7,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Tsunami uyarısı yapıldı. Sıradışı

Radyasyon Had Safhada
18.04.2011
Sorunlu 2 reaktöre radyasyon ölçümü için ilk defa 2 robot gönderildi.

Japonya’da nükleer krize çözüm bulma çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.
Sorunlu 2 reaktöre radyasyon ölçümü için ilk defa 2 robot gönderildi.

Nükleer santrali işleten şirket ise, 9 aylık bir planla sorunun çözüme kavuşacağını iddia ediyor.

2 robot, 11 Mart’taki tsunaminin ardından ilk defa 1 ve 3 numaralı reaktörlere girmeyi başardı.

Robotlar tarafından yapılan ilk ölçümlerde, içerdeki radyasyon seviyesi, bir insanın çalışamayacağı kadar yüksek bulundu.

Robotlar reaktördeki ısı ve basınç seviyelerini de tesbit etti.

Ancak Fukuşima Dayçi nükleer santralini işleten TEPCO, krizin önlenmesi için 9 ayı kapsayacak çözüm planının öngörülen zamanda uygulanmasının mümkün olduğunu açıkladı.

Plana göre ilk adım reaktörlerin ve kullanılmış nükleer yakıtın üç ayda soğutulması, radyoaktif sızıntının önlenmesi ...Bu işlemin 3 ay içinde tamamlanması planlanıyor.

İkinci adım ise 6 ila 9 ay içinde reaktörlerin soğutularak kapatılması ve tesisin üzerinin örtülmesi...

Ancak tüm planlar zamanında hayata geçirilse bile bölge halkının ne zaman evlerine döneceği belirsiz.

Başbakan Naoto Kan’ın ardından, santrali işleten şirketin başkanının halktan özür dilemesi ortamı yumuşatmaya yetmedi.

Başbakan Kan üzerinde istifa baskıları giderek artıyor.

Muhalefet partileri, Kan’ın liderlik vasfını kaybettiğini bir an önce istifa etmesi gerektiğini dile getiriyor..

Öte yandan bölgeye giden yardım ekiplerinin çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

Felaket sonrası ülkeye giden ve 3 hafta süreyle görev yapan Türk kurtarma ekibinin çalışmaları Japon basınında geniş yer aldı. TRT

Endonezya'da uçak düştü, kurtulan yok
Uçakta 25 kişinin olduğu belirtiliyor.
ntvmsnbc
07 Mayıs. 2011
Endonezya'da bir yolcu uçağının düştüğü bildirildi. Ulaştırma Bakanlığı'ndan bir yetkili 25 kişinin bulunduğu uçağın ülkenin doğusundaki Papua Takım Adaları yakınlarında düştüğünü söyledi. Uçaktan kurtulan olmadığı bildirildi.

Bakanlık yetkilisi Bambang Ervan, AFP'ye yaptığı açıklamada, Merpati Havayolları'na ait MA-60 tipi uçağın iniş pistinden 500 metre kadar uzakta denze çakıldığını söyledi. İki turbo-pervaneli uçakta 21'i yolcu, 6'sı uçuş personeli olmak üzere 25 kişinin bulunduğu, amcak hiçbirinin kurtulmayı başaramadığı belirtildi.

İspanya'da deprem paniği: 10 ölü
12 Mayıs 2011
İspanya'nın güneydoğusundaki Murcia kentinin Lorca ilçesinde bugün meydana gelen ve en az on kişinin ölümüne yol açan deprem panik yarattı.Haberi KaydetArkadaşına Gönder

İspanya Ulusal Jeoloji Enstitüsü kaynaklarına dayanılarak verilen haberlerde, bölgede meydana gelen 5,2 büyüklüğündeki ikinci depremin İspanya'nın güneydoğusunda bu zamana kadar görülen en büyük deprem olduğu kaydedildi.

Bu arada Murcia özerk yönetiminden verilen bilgilerde, depremden dolayı Lorca kentinde beş kişinin öldüğü, yaralılar arasındaki iki kişinin de durumunun çok ağır olduğu belirtildi. Depremden dolayı iki binanın çöktüğü, bazı binaların zarar gördüğü, binalardan düşen sıvaların araçlara zarar verdiği görüldü. Lorca'daki kilisenin çanı da depremden dolayı düştü.
haber7

Hindistan'da fırtına: 42 ölü
22 Mayıs 2011
Hindistan'ın kuzeyindeki Uttar Pradeş eyaletinde etkili olan fırtına 42 kişinin ölümüne, 50 kişinin yaralanmasına neden oldu.

Hindistan'ın kuzeyindeki Uttar Pradeş eyaletinde etkili olan fırtına 42 kişinin ölümüne, 50 kişinin yaralanmasına neden oldu.

Yetkililerin açıklamalarına göre, eyalette kuvvetli rüzgar ve şiddetli yağış Cuma gününden bu yana etkili oluyor.

Bazı bölgelerde ağaçların kökünden söküldüğü, evlerin yıkıldığı ve elektrik direklerinin devrildiği belirtildi. haber10

Hindistan'da Uçak Düştü

Küçük yolcu uçağı, Haryana eyaletinde bir eve düştü. Kazada 10 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

26.05.2011

Hindistan’ın kuzeyindeki Haryana eyaletinde küçük yolcu uçağının bir eve düşmesi sonucu 10 kişinin öldüğü bildirildi.

Patna kentinden başkent Yeni Delhi’ye giden uçağın kötü hava koşulları yüzünden düştüğü sanılıyor.

Uçakta 7, düştüğü evde ise 3 kişinin bulunduğu bildirildi.

Kazanın hemen ardından çıkan büyük yangının halkın müdahalesiyle söndürüldüğü kaydedildi.

Polis, olayda yaralanan 2 kişinin ise tedavi altına alındığını açıkladı. TRT



Sudan'da otobüsler çarpıştı: 28 ölü
17 Haziran 2011
Güney Sudan'da yolcu otobüslerinin çarpışması sonucu ilk belirlemelere göre 28 kişi öldü.

Uganda polisi, otobüslerin, Güney Sudan'da, Uganda sınırına 50 kilometre uzaklıkta çarpıştığını, kazada 17'si Ugandalı, 11'i Sudanlı 28 kişinin öldüğünü açıkladı.

Kazada yaralanan 20'den fazla kişinin sınır yakınındaki bir hastaneye kaldırıldığı belirtildi. haber10

Japonya'da nükleer kriz sürüyor
18 HAZİRAN 2011

Japonya'da Mart ayındaki deprem ve tsunamide ağır hasan gören Fukuşima nükleer santralindeki radyasyonlu suyu temizleme çalışmaları askıya alındı.
Santrali işleten Tokyo Elektrik Şirketi TEPCO, Fukuşima'daki radyasyon seviyesinin arttığını belirtti.
11 Mart'ta meydan agelen deprem ve yol açtığı tsunami nedeniyle reaktörün soğutma sisteminde sorunlar yaşanmış, soğutmaya yönelik operasyonlar nedeniyle de tesiste 110 bin ton su birikmişti.
TEPCO, dün santraldeki radyasyonlu suyun temizlenmesine başlamıştı.
Ancak saatler sonra artan radyasyon seviyesi yüzünden, temizlik çalışmalarına ara verildi.
TEPCO yetkilileri, yüksek radyasyon seviyesi yüzünden, radyoaktif sezyumu emen sistemin bazı parçalarının öngörülenden daha önce değiştirileceğini bildirdi.
Ancak yetkililer, temizlenme işlemine yeniden ne zaman başlanacağını belirtmedi.
Deprem yüzünden soğutma sistemi arızalanan santraldeki üç reaktörü soğutmak için çok büyük miktarlarda su pompalanmıştı.
Havuzlarda biriken bu radyoaktif suyun depolanması sorun yaratmaya başladı.
Suyun bir hafta içinde denize akması riski bulunuyor.
Fukuşima nükleer santralinde 110 bin ton, yani 40 adet olimpik ölçekteki havuzu dolduracak kadar, radyoaktif suyun biriktiği belirtiliyor.
Japonya’da 11 Mart’ta meydana gelen şiddetli deprem ve tsunamide 15 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 8500 kişi de kaybolmuştu.
Fukuşima'da yaşananlar, 1986 yılındaki Çernobil faciasından bu yana dünyanın en büyük nükleer felaketi oldu BBC

Elazığ'da deprem!
23 Haziran 2011
Elazığ'da merkez üssü İçme olan 5.4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Saat 10.34'de meydana gelen deprem, Diyarbakır, Tunceli ve Malatya çevresinde de hissedildi... haber1001

Alaska'da 7,4'lük Deprem
24.06.2011
ABD'nin Alaska eyaleti açıklarında Pasifik Okyanusu'nda, Richter ölçeğine göre 7,4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Tsunami alarmı kaldırıldı.
TRT

Şanlıurfa'da Patlama
27.06.2011
Karaköprü beldesinde bir akaryakıt istasyonunda patlama meydana geldi, 1 kişi öldü, 19 kişi yaralandı. Geniş bir alandaki ev ve iş yerleri boşaltıldı.



Şanlıurfa’da bir akaryakıt istasyonunda patlama meydana geldi. Patlamada ilk belirlemelere göre 1 kişi öldü, 3’ü ağır 19 kişi yaralandı; 18 araç da hasar gördü.
Karaköprü beldesindeki akaryakıt istasyonunda saat 8.15’te gerçekleşen patlamanın duyulmasının ardından olay yerine itfaiye ve sağlık ekipleri yönlendirildi.

Olayda Abdullah Sepürler hayatını kaybetti. 3’ü ağır 19 kişi yaralandı. Yaralılardan 16’sı ilk müdahalenin ardından taburcu edildi.

18 aracın hasar gördüğü patlama çevredeki yapılara da zarar verdi, 200’e yakın konutta hasar oluştu.

Olayla ilgili olarak savcılık soruşturma başlattı. Aralarında akaryakıt istasyonu sahibinin de bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı.

Ev ve İş Yerleri Boşaltıldı
Olay yerinde, yeni bir patlama ve yangın ihtimaline karşı geniş bir alandaki ev ve iş yerleri boşaltıldı.

Sabah saatlerinde yaşanan patlama ve yangının ardından kontrol altına alınan olayda, soğutma çalışmaları devam ederken, yeniden yoğun dumanlar yükselmeye başladı.

Bunun üzerine polis ekipleri güvenlik çemberini genişleterek, olası bir patlama veya yangın ihtimaline karşı çevredeki geniş bir alanda ev ve iş yerlerini boşalttı.

Binalara tek tek girerek, kimsenin kalıp kalmadığını kontrol etmeye çalışan ekipler, basın mensuplarını da bölgeden uzaklaştırdı.

Olay yerindeki ekiplerin, enkaz kaldırma, hasar tespit ve temizleme çalışmaları devam ediyor.

Petrol istasyonunun önünden geçen Şanlıurfa-Diyarbakır karayolu da trafiğe açıldı. TRT



Meksika'da Çete Savaşları
10.07.2011
Son 24 saatteki çatışmalarda 41 kişi öldü.
Meksika’da uyuşturucu çeteleri arasında son 24 saat içindeki çatışmalarda ölenlerin sayısı 41’i buldu.
Monterey kentinde, bir bara düzenlenen silahlı saldırıda 20 kişi öldü.
Mexico City’nin dışında ve Torreon kentlerinde de silahla taranmış toplam 21 ceset bulundu.TRT

Ukrayna'da tek katlı huzurevi yandı: 16 ölü
Ukrayna'da bir huzurevinde çıkan yangın 16 kişinin ölümüne yol açtı. Sabaha karşı çıkan yangında, karbonmonoksitten zehirlenen 11 kişi kurtarıldı. Kurt
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Pzr Tem 10, 2011 9:40 pm tarihinde değiştirildi, toplam 24 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt Mar 19, 2011 6:49 pm    Mesaj konusu: Fransız uçakları Libya'ya saldırdı[ Alıntıyla Cevap Gönder

Fransız uçakları Libya'ya saldırdı
19 MART 2011

Libya ordusunun isyancıların kalesi konumundaki Bingazi'ye girdiği haberleri ardından uluslararası toplum Kaddafi yönetimine yinelik tutumunu sertleştiriyor.
Dünyanın önde gelen liderleri, Libya'ya askeri müdaheleyi tartışmak üzere bugün Paris'te bir araya geldi.

Fransız savaş uçaklarının da Libya semalarında olduğu bildirildi.
Bu uçaklardan bir Libya askeri aracına ateş de açıldığı açıklandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Libya üzerinde uçuş yapan uçaklarının, Kaddafi'ye bağlı birliklerin saldırısını önlemekte olduğunu söyledi.
Sarkozy, Paris'te yaptığı açıklamada, uçakların, Libya ordusuna bağlı zırhlı araçlara müdahale etmeye hazır olduğunu ifade etti.
İtalya da ABD, NATO ve İtalyan güçlerinin bulunduğu beş üssü kullanıma sundu.
Kanada bölgeye savaş uçakları gönderdi.
Kanada Dışişleri Bakanı Lawrence Cannon, ülkesinin Libya konusunda tüm seçeneklere hazır olduğunu söyledi.
Hollanda başbakanı da, İngiltere, Fransa ve Kanada'nın önümüzdeki saatlerde Libya'ya hava saldırısı yapacaklarını açıkladı.
ABD Başkanı Barack Obama ise, ülkesinin ve Libya ile ilgili diğer koalisyon ülkelerinin, bu ülkede sivillere karşı şiddetin durdurulmasına yönelik olarak acilen harekete geçmeye hazır olduklarını söyledi.
Bingazi bilmecesi
BBC için çalışan bir gazeteci, Libya yönetiminin ateşkes ilanına rağmen, Muammer Kaddafi'ye bağlı tankların muhalefetin kalesi olan Bingazi kentine girdiğini bildiriyor.
BBC'den Ian Pannell, BM'nin uçuşa yasak bölge ilanına rağmen, Bingazi kenti üzerinde Kaddafi güçlerine ait bir uçağın da, muhalif güçlerin açtığı ateş sonucu düştüğünü söylüyor.
Bugün erken saatlerde Kaddafi güçlerine ait bir uçağın alevler içinde yere çakıldığı bildiriliyor.
El Cezire televizyonu da, Kaddafi güçlerinin muhaliflerin elindeki Bingazi kentinin batısındaki banliyölere girdiğini bildirdi.
El Cezire, Bingazi'nin batısındaki banliyölere giren Kaddafi güçlerinin kent merkezine yönelik ağır topçu ateşi başlattığını duyurdu.
Diğer taraftan Libya hükümeti, Kaddafi'ye bağlı güçlerin muhaliflerin denetimindeki Bingazi'ye saldırı düzenlediği haberlerini yalanladı.
Libya hükümet sözcüsü Musa İbrahim, ''Bingazi'de hiçbir şekilde saldırı yok. Söylediğimiz gibi ateşkese uyuyoruz ve uluslararası gözlemcilerin gelmesini istiyoruz'' dedi.
İbrahim, köy ve kasabalara saldırılar düzenleyen muhalif güçlerin dışarından yabancı müdahaleyi kışkırtmaya çalıştıklarını öne sürdü.
Daha önce de Libya Dışişleri Bakan Yardımcısı hükümete bağlı güçlerin, ateşkes uyarınca Bingazi'ye girmeyeceklerini söylemişti.

Halit Kaim, gazetecilere yaptığı açıklamada, hükümete bağlı güçlerin Bingazi yakınındaki varlığının ateşkesi ihlal etmediğini belirtti.
Libya'dan BM'ye eleştiri
Libya hükümeti, Albay Kaddafi'ye karşı güçlere yönelik askeri operasyonları derhal durdurma ve ateşkes ilan etme kararı aldıklarını açıklamıştı.
Hükümet adına açıklamayı yapan Libya Dışişleri Bakanı Musa Kusa, her türlü askeri operasyonun durdurulduğunu bildirdi.
Kusa, Trablus'ta düzenlediği basın toplantısında, bu kararın, BM'nin Libya hava sahasında uçuşa yasak bölge ilan etmesinin ardından sivilleri korumak amacıyla alındığını açıkladı.
Libya haber ajansı Jana, Kaddafi'nin ateşkesin uygulanması için Türkiye, Malta ve Yunanistan'dan yardım istediğini söylüyor.
Ajansın haberine göre, Kaddafi bu üç ülkeden ateşkesin uygulanmasını denetlemek için Libya'ya delegasyon göndermelerini istedi, bu istek Türkiye ve Malta başbakanlarına telefonla iletildi.
Musa Kusa, hükümet adına yaptığı açıklamada sivillerin korunmasına büyük önem verdiklerini söyledi, ayrıca ülkedeki tüm yabancıları ve yabancı yatırımlarını koruyacaklarını kaydetti.
Ancak Libyalı bakan, BM Güvenlik Konseyi'nin Libya'ya yönelik askeri saldırıya yetki vererek mantıksız davrandığını belirtti.
Musa Kusa bunun BM sözleşmelerinin ve Libya'nın egemenlik haklarının ihlali olduğunu söyledi.
BBC

Şehre kargo uçağı düştü: 14 ölü
21 Mart 2011
Kongo Cumhuriyeti'nin Point-Noire şehrinde Antonov tipi kargo uçağı düştü.

Kongo Cumhuriyeti'nin Point-Noire şehrinde Antonov tipi kargo uçağı düştü. Anbulansların ölü ve yararlıları hastane ve morga sevk ettiği belirtildi. Fransız RFI radyosu, olayda 14 kişinin jayatını kaybettiğini duyurdu.

Uçağın inmek üzereyken şehirdeki bazı binalara çarparak yere çakıldığı belirtildi.
Haber10

Nükleer Kabus Sürüyor

Fukuşima Daiçi nükleer santralinin kullanılmış yakıt havuzundaki ısı "kaynama" noktasına ulaştı, nükleer tehdit bir türlü bertaraf edilemiyor.

22.03.2011

Japonya’da 11 Mart’taki deprem ve tsunaminin ardından radyasyon sızıntısı yaşanan Fukuşima Daiçi nükleer santralinin reaktörlerinde "erime" riski hala devam ediyor.

Gün içinde büyüklüğü 6,5 civarında 3 deprem kaydedildi.

Dün santralden yükselenen dumanın kullanılmış yakıt havuzundaki aşırı ısıdan kaynaklandığı ortaya çıktı.

Bunun üzerine ara verilen soğutma çalışmaları yeniden başlatıldı.

Havuzdaki yakıtın buharlaşması ve kullanılmış yakıt çubuklarının havayla teması halinde daha fazla radyoaktif sızıntı meydana gelmesinden endişe ediliyor.

Santrale bağlanan enerji kablolarının soğutma sistemini çalıştırmak için yeterli olmadığı da gelen haberler arasında...

Umutlar Tükendi

15 binden fazla insanın öldüğü, 500 binden fazla kişinin evsiz kaldığı felaketin ardından, enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor...

Ülkeyi adeta bir harabeye çeviren felakette kayıplar için umutlar artık tükenmiş durumda.

Yakınlarını kaybedenler gözyaşları içinde mezarlıkları dolduruyor.

Evlerini kaybeden binlerce insan ilk etapta barınak ve hastanelere sığındı.

Kapasitelerinin çok üzerinde doluluğa ulaşan bu sığınma yerlerinde koşullar ağırlaşınca, deprem bölgesindeki insanlar için geçici konutların inşaatına başlandı.

Depremzedeler artık 30 metrekarelik konutlara nakledilecek.

Ülkenin yeniden inşasının ise 5 ila 10 yılı alacağı, maliyetinin de 120 milyar doları geçeceği tahmin ediliyor.

Ülkede elektrik ve yakıt sıkıntısı yaşanıyor...

Bu yüzden halk, aydınlatmada tasarrufa gidiyor. Belli saatlerde de karartma uygulanıyor.

Benzin istasyonlarının önünde ise kilometreleri bulan kuyruklar uzanıyor. TRT

Asya'da Deprem!

Hindiçin yarımadasının batısındaki Myanmar'da 6,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Komşu Tayland'da bir kişi öldü.

24.03.2011

Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar’da 6,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Şimdiye kadar Tayland’dan 1 ölü haberi geldi. Myanmar’dan ise haber alınamıyor.
Amerikan Jeolojik Araştırmalar Merkezi, depremin, Myanmar’ın Taylan ve Laos sınırında meydana geldiğin açıkladı. Depremin büyüklüğü önce 7 olarak açıklandı, ardından 6,8’e düşürüldü.

Depremin ülkenin iç kesimlerinde meydana gelmesi dolayısıyla, tsunami tehlikesi bulunmadığı açıklandı.

Taylandlı yetkililer, sınıra dört kilometre uzaklıktaki bir köyde, üzerine duvar çöken bir kadının hayatını kaybettiğini duyurdu.

Askeri cunta idaresinde bulunan Myanmar’dan ise hâlâ haber alınamadı. TRT

Birmanya depreminde 75 ölü

Son güncelleme: 25 MART 2011

Birmanya'nın kuzeydoğusunda dün meydana gelen Richter ölçeğine göre 6,8 büyüklüğündeki depremde en az 75 kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin yaralandığı bildirildi.
Laos ve Tayland sınırı yakınlarında meydana gelen deprem, Tayland'ın başkenti Bangkok ve Vietnam'ın başkenti Hanoi'de de hissedildi.

Depremden en fazla Taçileik kenti ve çevresindeki yerleşim birimlerinin etkilendiği belirtiliyor.
Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.
Bangkok'ta bulunan BBC muhabiri Rachel Harvey, Birmanya'nın doğal felaketlere hazırlıksız bir ülke olduğuna dikkat çekiyor.
Ülkede haberleşme sistemleri ve altyapı yetersiz. Yönetimi sivil idareye devretmeye hazırlanan ordu da bilgi akışını sınırlıyor.
Muhabirimiz bu yüzden, felaketin gerçek bilançosunun ortaya çıkmasının zaman alabileceğini vurguluyor.
Dağlık Taçileik kentinde yüzlerce binanın yıkıldığı haber veriliyor.
Yerin 10 km altında
Bölge sakinleri, BBC'ye, sadece iki köyde 60'dan fazla kişinin öldüğünü, yollar ve köprüler hasar gördüğü için diğer bölgelerle ulaşmanın güçleştiğini söylüyor.
Amerikan Jeololojik Araştırma Dairesi'ne göre, dün Türkiye saatiyle 15.55'te meydana gelen depremin merkez üssü, Tayland'ın Çiang Rai kentinin 110 kilometre kuzeyi.
Depremin yerin 10 kilometre kadar altında meydana geldiği belirtiliyor.
Depremde Tayland'da bir kişi ölürken, Laos'ta ölen ya da yaralanan olmadığı açıklandı. BBC

İsviçre'de Çığ Felaketi
27.03.2011
Velan Dağı'na tırmanan 11 Fransız dağcıdan 4'ü çığ düşmesi sonucu öldü. 1 dağcı kayıp...



İsviçre’de çığ düşmesi sonucu 4 Fransız dağcı öldü, 5’i yaralandı.

3 bin 730 metre yüksekliğindeki Velan Dağı’na tırmanan 11 Fransız dağcıdan 1’i kayıp...

Çığdan kurtulmayı başaran bir dağcının haber vermesiyle yapılan aramalarda, 4 kişinin cesedine ulaşıldı, 5 dağcı yaralı kurtarıldı. TRT

Fildişi Sahili'nde kanlı iktidar mücadelesi

2 NİSAN 2011
Fildişi Sahili'ndeki iktidar mücadelesinde can kaybı artıyor.
Taraflar arasındaki son çatışmalarda en az 800 kişi öldü.

Ülkede Alassane Uattara'ya bağlı güçler, seçimi kaybettiği ileri sürülen ancak cumhurbaşkanlığını bırakmayı reddeden, Laurent Gbagbo'ya bağlı güçlerle çatışıyor.
Halen ülkenin büyük bölümünü kontrol altına almış olan Uattara yandaşları, Laurant Gbagbo'ya yönelik son saldırıyı Pazartesi günü başlatmışlardı.
Ülkenin en büyük kenti olan Abidjan'da, Uattara yanlısı birlikler, sıkı güvenlik önlemleri altındaki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na saldırı düzenledi.
Uluslararası kamuoyu, Fildişi Sahili'nin Cumhurbaşkanı olarak, geçen yılki seçimin galibi Alassane Uattara'yı tanıyor.
Bölgedeki muhabirlerimiz Gbagbo'nun ülkeden kaçması ya da yakalanmasının an meselesi olduğunu bildiriyor.
Buake kentindeki BBC muhabiri John James, Gbagbo hükümetinin son saatlerini yaşadığına inanıldığını aktarıyor.
Ancak Uattara yönetiminin bir sözcüsü, Gbagbo'nun cumhurbaşkanlığını bırakacağını gösteren bir işaret görülmediğini belirtti.
Uattara, rakibine bağlı güçlere kendisine katılmaları çağrısı yapıyordu.
Fildişi Sahili, kakao üretiminde dünya lideri, ancak tartışmalı seçimlerden sonra üretim de sekteye uğradı.
Batı Afrika ülkesinde seçimler, 2003 yılından beri fiilen bölünmüş olan ülkeyi yeniden bütünleştirmeyi amaçlıyordu.
Geçen yılın Kasım ayında yapılan seçimlerden sonra, Bağımsız Seçim Komisyonu'nun açıkladığı sonuçları kabul etmeyen Cumhurbaşkanı Laurent Gbagbo, görevi bırakmayı reddedince, ülke yönetilemez hale gelmişti.
2002 yılındaki silahlı direnişin ardından ülke ikiye bölünmüş, seçim sürecinin ayrılıkları gidermesi umulmuştu. BBC

Japonya'da Ölü Sayısı 12 Bini Geçti
03 Nisan 2011

Japonya'da 11 Mart'ta meydana gelen deprem ve oluşan tsunami sonucu ölü sayısının 12 bini geçtiği bildirildi.
Japonya Ulusal Polis Ajansı'ndan yapılan açıklamada, afet bölgesinde üç gün devam eden yoğun arama çalışmaları sonucu toplam 77 ceset bulunduğu duyuruldu. Kurum ayrıca yeni bulunan cesetlerle ölü sayısının 12 bin 20'ye ulaştığını belirtti. Ayrıca felaket sonucu 15 bin 512 kişinin de polise gelerek yakınlarının kayıp olduğunu bildirdiği ifade edildi aktifhaber

Kuzey Kutbu'nda ozon tabakasındaki kayıp rekor düzeye ulaştı
5 NİSAN 2011

[img]http://wscdn.bbc.co.uk/worldservice/assets/images/2011/04/05/110405104123_ozone304.jpg [/img]
Endüstriyel kimyasal maddeler, ozon tabakasına zarar veriyor

Dünya Meteoroloji Örgütü, bu kış tabakanın yüzde 40'ının yok olduğunu bildirdi.

Daha önce bu oran kış döneminde en fazla yüzde 30 olmuştu.
Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü'ne göre, ozon tabakasının zarar görmesinin nedeni, endüstriyel kimyasal maddeler.
Bu maddeler, atmosferin üst katmanlarında alışılmışın ötesi soğuk havalarda daha da tahrip edici oluyor.
Tabaka, kalkan görevi görüyor
Ozon tabakası, Güneş'ten gelen ve deri kanserine de yol açan tehlikeli mor ötesi ışınları engelleyip bir nevi kalkan görevi görüyor.
İskandinav ülkelerinde yetkililere, olası sağlık sorunlarına karşı gelişmeleri dikkatli şekilde izlemeleri çağrısı yapılıyor.
Ozon tabakasını tahrip eden endüstriyel kimyasal maddelerinin kullanımını, Birleşmiş Milletler'in girişimiyle 1987 yılında imzalanan Montreal Protokolü ile kademeli olaarak azaltılıyor.
Ancak BBC çevre muhabiri Richard Black, ozon tabakasına verilen zararın tamamen telafi edilmesinin çok uzun süreceğini söylüyor.
Yapılan hesaplara göre zarar en erken 2045 yılında telafi edilebilir.
Bu süreçin 2060 yılına kadar uzaması da mümkün.BBC

Bursa'da Helikopter Düştü
06.04.2011

İstanbul -Yenişehir- Ankara rotasını izlemek üzere Atatürk Havalimanı’ndan yolcusuz havalanan EC155 tipi helikopterle İznik semalarında irtibat kesildi.

3 kişilik uçuş ekibinden pilotlar İsa Işık ve Ahmet Deniz ve teknisyen Hacı Ahmet Akça’nın bulunduğu helikopter, Sölöz Beldesi Bayırköyü yakınlarında düştü.

Kazada, pilot Ahmet Deniz hayatını kaybetti.

Ağır yaralanan diğer pilot İsa Işık, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne götürüldü.

Teknisyen Hacı Ahmet Akça ise bir süre alınmayı bekledi.

Ahmet Akça, "Bir anda gümbürtüyle birlikte takla attığımızı gördüm. Çok bekledik 1 saatten fazla bekledik" diye konuştu.


Kabinde sıkışan emekli pilot binbaşı Ahmet Deniz’in cesedi ise güçlükle çıkarıldı. TRT

Okulda Dehşet!
07.04.2011
Rio de Janeiro kentinde bir okulda çevreye ateş açan saldırgan 12 kişiyi öldürdü, ardından intihar etti.



Brezilya’nın Rio De Janeiro kentinde bir okulda etrafa ateş açan silahlı saldırgan 12 kişiyi öldürdü, ardından da intihar etti.
Okula gelen saldırgan, öğrencilere konuşma yapmak istediğini söyledi. Daha sonra ise, taşıdığı iki silahla öğrencilerin üzerine ateş açtı.

Saldırgan, olay üzerine bölgeye gelen polislerle de çatışmaya girdi.

Çatışmanın ardından intihar eden saldırganın yanında intihar mektubu taşıdığı belirtildi, ancak ayrıntı verilmedi. TRT

Güney Afrika'da tren kazası: 200 yaralı
Güney Afrika'nın ticari başkenti Pretoria'da Metrorail şirketinin trenlerinin çarpışması sonucu, makinist ölürken, yaklaşık 200 yolcu yaralandı. Metrorail'den yapılan açıklamada, "Akasiaboom ile Winternest arasında dün 16:00'da gerçekleşen kazada yaralananlar çevredeki hastanelere kaldırılırken, diğer yolcular için alternatif otobüsler ve trenler devreye sokuldu" denildi. 09.04.2011 JOHANNESBURG netgazete

Sırbistan'ın Çaçak kenti yakınlarında ''Cesna 172'' tipi uçağın düşmesi sonucu 4 kişi öldü
10 Nisan 2011
Edinilen bilgiye göre, kalkışından yaklaşık 25 dakika sonra arızalanan uçak, havada alev almaya başladı. Mrçayevci köyü yakınlarına düşen uçağın içindeki pilot ile yolcu olarak bulunan 3 kişi hayatını kaybetti. habertürk

Belarus'taki saldırının zanlısı tutuklandı
13 Nisan 2011
Dün meydana gelen metro saldırısıyla ilgili tutuklanan zanlılar suçlarını itiraf etti...

Belarus Devlet Başkanı Aleksandır Lukaşenko, başkent Minsk'te metroya düzenlenen bombalı saldırının ardından tutuklanan 2 zanlının suçlarını itiraf ettiğini söyledi.

Lukaşenko, televizyondan yaptığı açıklamada, zanlıların 12 kişinin öldüğü, 200 kişinin yaralandığı bombalı saldırıyı düzenlediklerini itiraf ettiklerini kaydetti. Bununla birlikte saldırı emrini kimin verdiğinin hala bilinmediğini ifade eden Lukaşenko, başsavcının saldırıyla bağlantılı olarak muhalif eylemcileri sorgulamasını istedi ve muhalif eylemcilerin "emri kimin verdiğini bilebileceğini" söyledi. haber10

İzmir'de İmalathanede Yangın: 5 Ölü
17.04.2011
Karabağlar'daki kapı imalathanesinde patlama meydana geldi. Yangında biri itfaiye eri 5 kişi yaşamını yitirdi.

İzmir’de bir kapı imalathanesinde çıkan yangında 1’i itfaiyeci 5 kişi öldü.

İtfaiye ekipleri enkaz altında kaldığı sanılan 2 kişinin cesedine akşam saatlerinde ulaştı.

İzmir’in Karabağlar ilçesi Yeşillik Caddesi üzerindeki 2 katlı bir kapı imalathanesinde Cumartesi günü öğle saatlerinde yangın çıktı.

Boya ve tiner kutularının da alev almasıyla yayılan yangın kısa sürede yandaki parke deposuna sıçradı.

İtfaye ekipleri yangını kontrol altına almak için yoğun çaba harcadı.

Yangın müdahale eden itfaiyecilerden 5’i yaralandı.

Durumu ağır olan itfaiye eri Ozan Avşar kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. TRT

ABD'de Hortum Dehşeti
18.04.2011
Güney eyaletlerini arka arkaya vuran hortumlar, önlerine gelen herşeyi yıktı, felakette ölenlerin sayısı 45'e yükseldi.



ABD’nin Oklahoma eyaletinde başlayan şiddetli fırtına ve arka arkaya meydana gelen hortumlar, Atlantik Okyanusu’na doğru ilerliyor.
3 gün içinde güney eyaletlerinde 240’dan fazla hortum meydana geldi. Kuzey Karolayna eyaleti, hortumların en fazla vurduğu eyaletlerin başında geliyor. Eyalette 62 hortum kaydedildi.

Afeti yaşayanlar, ömürlerinde böyle hortum görmediklerini söylüyor.

Hortumların geçtiği yerlerde ağaçlar köklerinden söküldü, evler yerle bir oldu, arabalar ters döndü.

Kuzey Karolayna’da olağanüstü durum ilan edildi, 250 binden fazla kişi elektriksiz kaldı.

Ölenler arasında, bir karavanda yaşayan bir anne ile 2 çocuğu da bulunuyor. Karavan ev, 90 metre ileriye tepe üstü çakılmış halde bulundu.

Şiddetli fırtına ve hortum, Arkansas, Mississippi, Alabama, Georgia ve Virginia eyaletlerini de vurdu. Bölgede enkaz altında ceset arama çalışmaları sürüyor. TRT

Çin'de Fırtına 18 Can Aldı
18.04.2011
Ülkenin güneyinde şiddetli fırtına yüzünden 18 kişi yaşamını yitirdi. Kuzeyde ise kum fırtınası hayatı felç etti.



Çin’in güneyi şiddetli fırtına ile boğuşurken, kuzeyinde de kum fırtınaları etkili oluyor.

İhracat merkezi Guangzhou vilayetini vuran fırtınada 18 kişi öldü.

Çin’in güneyinde bulunan sanayi kenti Guangzhou’da dolu, yağmur ve şiddetli rüzgar hepsi birarada geldi. Fırtınada 60’a yakın ev yıkılırken, yüzlerce kişi evsiz kaldı.

Pek çok kişi rüzgarın etkisiyle yıkılan duvarlardan ya da düşen nesnelerden dolayı yaralandı. Zararın 14 milyon dolar olduğu belirtiliyor.

Bu arada Çin’in İç Moğolistan vilayetinde de kum fırtınası etkili oldu.

Rusya üzerinden gelen şiddetli rüzgar, İç Moğolistan’daki Honhot şehrini kum ve toz içinde bıraktı. İnsanlar maskeler takarak ve yüzlerini sararak tozdan korunmaya çalıştı.

Uzmanlar fırtınanın bu mevsimde görülenlerin en şiddetlisi olduğunu belirtiyor.

Su sırası bekleyenlere kamyon çarptı: 32 ölü
16:20 - Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğu kesimindeki Goma kenti yakınlarında meydana gelen trafik kazasında çoğu çocuk 32 kişinin öldüğü bildirildi. 19.04.2011 KİNŞASA netgazete

İzmir 4 kez sallandı! Ege Denizi'nde 4'lük deprem
10:00 - Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, gece saat 01.22'de merkez üssü Ege Denizi olan bir deprem kaydedildi. Yerin 5 kilometre derinliğinde meydana geldiği tespit edilen depremin aletsel büyüklüğü ise 4.0 olarak belirlendi. 24.04.2011 İZMİR netgazete

Japonya Kayıplarını Arıyor
25.04.2011
Japonya, kayıpları bulmak için 25 bin kişilik yeni bir ekip kurdu. İktidar partisi ise kan kaybediyor.



Japonya, felaket sonrası yaralarını sarmaya çalışıyor. Kayıpları bulmak için 25 bin kişilik yeni bir ekip kuruldu.
Deprem ve sonrasında tsunaminin vurduğu Japonya, felaketin üzerinden altı haftadan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen hâlâ kayıp olan binlerce kişiyi bulmak için kuzeydoğu kıyılarında 25 bin güvenlik görevlisinin katıldığı büyük çapta bir arama faaliyeti başlattı.

Daha önceki çalışmalarda 438 cesedin bulunmasının ardından kurulan bu yeni ekipte; polis, sahil güvenlik ekipleri ve Amerika’dan gelen ekipler görev alıyor.

9 büyüklüğündeki deprem ve sonrasında gelen tsunamide toplam 14 bin 340 kişi öldü, 11 bin 889 kişi ise hâlâ kayıp. Kayıpların okyanusa sürüklenmiş olmalarından endişe ediliyor.

Japonya’nın ikinci dünya savaşından beri yaşadığı en kötü felaketin ardından toparlanma çabaları sürerken, başkent Tokyo ile tsunamiden etkilenen Sendai şehri arasındaki Şinkansen hızlı treni de seferlerine başladı. TRT

Hortum ve Kasırga Akıncıları ABD'yi Altüst Etti: En Az 220 Ölü, 400 yaralı

28 NİSAN 2011

Amerika Birleşik Devletleri'nin güney eyaletlerini etkileyen güçlü kasırganın bilançosu giderek ağırlaşıyor.

Kasırga, sadece Alabama eyaletinde dün 130'dan fazla kişinin ölümüne neden oldu.



Alabama'nın Tuscaloosa kentini etkisi altına alan hortum, en az 15 kişinin yaşamına mal oldu; yaklaşık 400 kişi yaralandı.
Tuscaloosa Belediye Başkanı Walter Maddox kentte çok büyük tahribat meydana geldiğini bildirdi.
83 bin nüfuslu kentte, daha önce yaşanan kasırgaların üstüne gelen hortumun, ağaçları kökünden söküp sürüklediği, çevreyi çamur tabakalarının kapladığı belirtiliyor.
Alabama Elektrik Şirketi, bölgede en az 335 bin müşteriye elektrik hizmeti veremediklerini açıkladı.
Şirket yetkilisi, kesintilerin Katrina Kasırgası sırasında yaşandığı kadar uzun süreli olabileceğine dikkat çekti.
ABD'nin güney eyaletleri geçen Cuma gününden bu yana kasırgaların etkisi altında.
ABD Ulusal Hava Dairesi, fırtınanın Cuma günü başlamasından bu yana çeşitli bölgelerde 300 kadar kasırga meydana geldiğini duyurdu.
Georgia'dan Tennessee ve Mississippi'ye dek etkili olan kasırgalar, son bir kaç günde, en az 220 kişinin ölümüyle sonuçlandı.

Alabama ile Arkansas, Kentucky, Mississippi, Missouri, Tennessee ve Oklahoma eyaletlerinde olağanüstü hal ilan edilirken, Alabama eyaletine federal mali yardım yapıldı.
Bir meteoroloji uzmanı, Tuscaloosa'da dev yıkıma yol açan hortumu "Alabama tarihinde görülenlerin en kötüsü" diye niteledi.
Alabama'da üç nükleer santralin çalışması durduruldu.
Amerikan medyası, dün gece başkent Washington'un hemen dışındaki Maryland'de bulunan Andrews Hava Kuvvetler Üssü yakınlarında bir hortum oluştuğunu haber verdi.
Mevcut fırtınanın Kuzey ve Güney Carolina'yı etkileyeceği, ardından kuzeydoğuya doğru ilerleyeceği tahmin ediliyor. BBC/haber1001

Marakeş'in ortasında büyük patlama: En az 15 ölü
28 NİSAN 2011

Fas'ın Marakeş kentinin ana meydanı Cema el-Fna'da meydana gelen şiddetli patlamada en az 15 kişi öldü.
Bazı haberlerde meydandaki kalabalık bir cafeyi havaya uçuran patlamanın bir tüpgaz yüzünden meydana geldiği belirtildi.

Patlamanın meydana geldiği sırada, Cema el-Fna meydanında çok sayıda insan bulunuyordu.
Cema el-Fna, turistik Marakeş kentinin merkezindeki en hareketli noktalardan biri.
Tüm bölgeyi kapsayan halk ayaklanmalarının yanısıra, Fas'ta da, son iki aydır Kral 6. Muhammed'in elindeki bazı yetkilerden vazgeçmesi için protesto gösterileri düzenleniyordu.
Fas Haber Ajansı MAP, patlamanın Argana adlı cafede meydana geldiğini bildirdi. Bir yetkili, Reuters ajansına yaptığı açıklamada, ölenler arasında cafede bulunan müşterilerin ve personelin bulunduğunu belirtti.
Olayın görgü tanıkları meydana gelen büyük patlaka sırasında enkaz parçalarının çok yükseklere dek fırladığını anlatıyorlar.
Reuters Haber Ajansı, enkazdan cesetler çıkarıldığını belirtiyor. BBC

Mısır vapuru alabora oldu: 17 ölü
29 NİSAN 2011

Mısır'ın güneyinde Nil nehrinde bir feribotta bulunan minibüsün seyahat sırasında nehre düşmesi sonucu en az 17 kişi öldü.
Yolculardan 10'unun kurtarıldığı, ancak 5'inin kayıp olduğu açıklandı.BBC

Libyalı göçmen gemisi battı: yüzlerce kişi kayıp
9 MAYIS 2011

BM, Akdeniz'deki gemiler mülteci gemilerine yardım etmeli diyor
Avrupa'ya gitmek isteyen 600 Libyalı göçmeni taşıyan bir geminin batmasının ardından yüzlerce kişinin boğulduğundan endişe ediliyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, ikisi bebek olmak üzere 16 cesedin bulunduğunu bildirdi.

BMMYK Akdeniz'deki tüm gemilerden, çok kötü koşullarda yolculuk eden göçmen gemilerine yardım etmeye hazır olmalarını istedi.
NATO, deniz kuvvetlerinin, mahsur kalan bir başka göçmen gemisindekilerin ölmelerine göz yumdukları iddialarını reddetti.
NATO yetkilileri mürettebatın akıntıya kapılan geminin durumundan haberdar olmadıklarını savundu.
Guardian gazetesi askeri helikopterlerin gemiyi farketmelerine rağmen 72 kişiden 61'inin açlık ve susuzluktan öldüklerini yazdı.
BMMYK, İtalya'nın Lampedusa adasına gelen göçmenlerin, yaklaşık 600 kişiyi taşıyan geminin Trablus kıyılarından ayrıldıktan kısa bir süre battığını gördüklerini söylüyor.
Bir Birleşmiş Milletler Sözcüsüne göre görgü tanıkları, geminin libya sahillerine yakın bir noktada parçalanarak battığını ve birçok kişinin öldüğü söyledi.
BM mülteci örgütü, son kazanın Kuzey Afrika'dan Avrupa'ya göçmen taşıyan gemilerin yaşadığı kazalar arasında en kötüsü olduğunu belirtiyor.
BBC

Almanya'da kuraklık, yangınlar başladı
10 Mayıs 2011
Almanya'da havanın bir süredir kuru ve sıcak olması nedeniyle bazı eyaletlerde orman yangınları çıktı.

Bild gazetesinin haberinde, Aşağı Saksonya, Schleswig-Holstein, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) ve Hessen eyaletlerinde, yüzlerce itfaiyecinin aşırı kuraklıktan dolayı ortaya çıkan orman yangınlarına karşı mücadele ettiği belirtildi.

Almanya'nın özellikle kuzeyinde birkaç günden bu yana bazı ormanların ve yeşil alanların yandığı ifade edilen haberde, KRV eyaletinde dün Senne askeri eğitim alanında 20 bin metre karelik bir bölümün yandığı ve yaklaşık 300 itfaiyecinin yangını söndürmeye çalıştığı kaydedildi.

Haberde, Aşağı Saksonya eyaletinde de Hollanda sınırındaki bölgedeki ormanlık alanın kundaklandığının tahmin edildiği ve 20 bin metre karelik bir ormanlık ve çimenlik alanın yok olduğu, Schleswig-Holstein'da bataklık bir alanda çıkan yangın nedeni ile Neumünster ile Bordesholm kentleri arasında tren seferlerinin birkaç saat süre ile aksadığı, bu eyalette Havetoft kenti yakınlarında çıkan yangında 2,5 hektar bataklık alanın yandığı bildirildi.

Hessen kentinde de 20 yerde orman yangınının çıktığı belirtildi.

Kuraklıktan dolayı sadece orman yangını çıkma tehlikesinin olmadığı, çiftçiler için yağmur yağmamasının da bir felaket olduğu, çiftçilerin yüzde 30 oranında hasat kaybı beklediği kaydedildi.

Ren Nehri'nde de su seviyesinin 1,25 metreye düştüğü, bunun 5 Mayıs 1921 tarihinde kaydedilen en düşük su seviyesinin 9 santimetre daha altında olduğu, bu nedenle yük gemilerinin sefer yapamadığı belirtildi.
haber10

Dolu 14 Bin Dekar Alana Zarar Verdi
12 Mayıs 2011
Mersin'in Silifke ilçesinde ceviz büyüklüğünde yağan dolu sebze ve meyve bahçelerine zarar verdi. Çaltıbozkır köyünde ise 6 hayvan telef oldu.
Mersin'in Silifke ilçesinde ceviz büyüklüğünde yağan dolu sebze ve meyve bahçelerine zarar verdi. Çaltıbozkır köyünde ise 6 hayvan telef oldu. Açık ve sera alanlarındaki zeytin, limon, elma, karpuz, nar, domates, çilek gibi ürünlerde yaklaşık yüzde 80’nin üzerinde zarar meydana geldi. aktifhaber

Marmara ve çevresinde panik!
Merkez üstü Kütahya Simav olan deprem 5.9 büyüklügünde
20 Mayıs 2011

Kütahya´da saat 23.15´te 5.9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem Marmara, İç Anadolu ve Ege´de de hissedilirken, Kütahya merkezde herhangi bir maddi hasar meydana gelmediği belirtildi. Depremin merkez üssü Simav´dan ise bazı evlerin yıkıldığı iddia ediliyor.

Kandilli Rasathanesi´nin merkez üssünü Simav olarak duyurduğu deprem İstanbul, Ankara, Çanakkale, Bursa, Balıkesir, Yalova, Afyonkarahisar, Eskişehir, Uşak, İzmir, Manisa ve Edirne´de de hissedildi.

Yerin 4 km derinliğinde meydana geldiği belirtilen depremin 10 dakika sonrası da 4.6´lık bir artçı yaşanırken, depremin hissedildiği il ve ilçelerde vatandaşların evlerini terk ederek sokağa çıktıkları bilgileri geliyor.

Uluslararası ajansların son dakika olarak geçtiği depremi, ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu da, "Türkiye´nin batı kesiminde meydana gelen depremin merkez üssü, Kütahya´ya 77, Bursa´ya 121 ve Balıkesir´e 123 kilometre mesafede, büyüklüğü 6" şeklinde duyurdu.

"MARMARA´YLA ALAKASI YOK"
Deprem Uzmanı Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu, yaptığı açıklamada, bölgede bir etkinlik olduğunun bilindiğini ve depremin sürpriz olmadığını söyledi.

Daha önce yakın bölgelerde büyük deprelmlerin meydana geldiğinin belirten Gündoğdu, "Bu, orada olacağı anlamına gelmiyor" dedi. "Orası bir derem bölgesi" şeklinde konuşan Gündoğdu, "Büyük bir hasar beklenmemesi gerekir. Dikey bir depremdi ve Marmaray´la alakası yok. Marmara´da olması beklenen 7´nin üzerindeki deprem yatay hareketlerle gerçekleşecek" ifadelerini kullandı.

YIKILMIŞ BİNALAR VAR İDDİASI
Simav´da yaşananları NTV´ye anlatan bir vatandaş, merkezde herhangi bir evin yıkılmadığını; ancak merkeze yakın bir mahallede yıkık binaların bulunduğu yönünde bir bilginin kendilerine ulaştığını anlattı.

İZMİR SOKAKLARA DÖKÜLDÜ
Simav merkezli deprem İzmir´de de hissedildi. Yaklaşık 10-15 saniye hissedilen deprem sonrası sokaklarda korku dolu dakikalar yaşadığı belirtiliyor.

KÜTAHYA´DA İKİNCİ DEPREM
İlk depremin ardından Kütahya merkezli ikinci bir depremin meydana geldiği kaydedildi. Depdemin büyüklüğünün 4,6 olduğu kaydedildi.

DEPREM RİSKLİ EVLERE GİRMEYİN
Uzmanlar, Simav´daki depremin ana deprem olabileceği ancak artçıların devam edebileceği konusunda uyarıyor. Bölgedeki yapıların depreme dayanıklı olmadığını vurgulayan uzmanlar, uygun yapıda olmayan binalara girilmemesi ve geceyi emniyetli bölgelerde geçirmelerini istedi.

SİMAV MERKEZ´DE YIKILAN BİNA YOK
Alınan bilgiye göre Simav´da deprem sonrası herhangi bir hasara neden olmadığı belirtiliyor. Merkeze bağlı köylerde durumun ne olduğu konusunda ise henüz ulaşmış bir haber bulunmuyor

baskentsonhavadis

TÜRKIYE'DE TARIHI FIRTINA VE DENIZ TUTAN BALIKLAR MESELESI...
SALIH SELÇUK
30 MAYIS 2011

Türkiye bir seçime doğru pupa yelken -değil, fırtına öncesi çalkantılarında yol alıyor. Türkiye'nin açıldığı denizde fırtına kopmak üzere ve konumuz, deniz tutması...

Kimi deniz tutar?!..

Mesela "bu gemi sağlam, böyle sallanmaması lazım" lafına kesin inanmış ve sallanmamasına alışmış tipler, gemi fena halde sallanmaya başlayınca kusuyor!..

Pornodan aşüfteye, seks kasedinden iftiraya kadar uzanan bu kusma olayına "Deniz Tutması" diyoruz...

Fırtınanın ilk çalkantıları başladı. Bu kez ibre, tam bir dönüşüme işaret ediyor ve bu dönüşümün radikal kısmı, gelecek yılın sonbaharına kadar devam edecek...

1980 darbesiyle başlayan otuz yıllık bir devir sona eriyor, yepyeni bir devir başlıyor...

1980, Solu ve kaliteyi ezip, meydanı yeşil kuşak islamcılarına ve vasatizme bırakmıştı. Şimdi bu 1980 rejimi ve onun ürünlerinin devri sona eriyor...

(..)

1980 rejimi, bütün müzmin yasaklarıyla, yüzde on barajlarıyla, yök'üyle, aptal yetiştiren eğitim sistemiyle ve "engin" vasatizmiyle birlikte tarihin çöplüğüne gömülecek...

Bu çok önemli olayın aktif başlangıcı, seçimlerin ardından Kasım ayı falan gibi görülüyor...

Yepyeni bir devrin ilk adımları atılırken, kuşkusuz eski laflarla konuşanlar olacak, ama kimse onlara kulak asmayacak...

En geç beş yıl içinde Türkiye'de dil dahil birçok parametre tamamen değişmiş olacak...

Fırtına çok şiddetli olacak arkadaşlar!..

Bu iş, denizdeki balıkları bile vurabilir!..

Malum Mao Zedung amcamız, gerillanın suyun içinde balık gibi olmasını öğütlemişti...

"Denizin içindeki balığı deniz tutar mıymış birader?!.." diye sorun, söyleyeyim:

Okyanusbilimci Gerd Wegner, insandaki deniz tutması olayının aynısının, çok çalkantılı denizlerdeki balıklarda da rastlandığını söylüyor...
(Bkz. Mare Dergisi Nisan/Mayıs sayısı, Nr.85)

Hatta balıkların kustuğunu bile gözlemlediklerini anlatıyor!.. Konunun biyolojik nedenlerini de açıklıyor. Balıkların vücutlarının suyun içinde istem dışı yer değiştirmesi sonucu, içkulak taşı denen denge merkezi de yer değiştirip duruyormuş ve sonuçta tıpkı insanlar gibi deniz tutuyormuş balıkları!..

Bu fırtınada sadece istavritleri değil, sazanları bile deniz tutabilir!..

http://konstantiniye.blogspot.com/

Ankara Polatlı'da Sel
30.05.2011
Ankara'nın Polatlı ilçesinin Müslim köyünde 4 tarım işçisi sele kapıldı, 1 kişi öldü, biri çocuk, 2 kişi ise kayıp...

Ankara’nın Polatlı İlçesi’nde, biri çocuk, 4 mevsimlik işçi sele kapıldı.

İşçilerden biri kendi çabasıyla kurtulurken, bir işçi öldü, biri çocuk, iki işçi ise kayboldu.

Olay Şöyle Gerçekleşti...
Polatlı İlçesi Müslim Köyü’nde çapa yapan mevsimlik işçiler, Ankara Çayı üzerindeki asma köprüden geçmek istedi.

Bu sırada, aşırı yağışların etkisiyle asma köprü yıkıldı.

Köprünün yıkılması sonucu, biri çocuk, 4 işçi suya kapıldı.

İşçilerden Adil Karaçay, yaklaşık 300 metre sürüklendikten sonra kendi çabasıyla sudan çıkmayı başardı.

Yaklaşık bir buçuk kilometre sonra ise, işçilerden Nedime İnançsız’ın cesedine ulaşıldı.

Suda kaybolan Derya Çelik adlı çocuk ile Mehmet Karaçay ise aranıyor. TRT

Tunus açıklarında 200 göçmen 'kayıp'
2 HAZİRAN 2011

Libya'dan çıkış yapan göçmenleri İtalya'ya taşıyan tekne Tunus açıklarında bozulması sonrasında, 200'ü aşkın göçmenin boğulduğundan endişe ediliyor.

Tunus'tan gelen haberlere göre, kurtarma çalışmaları çarşamba günü başladı.

Tekneden 500'ü aşkın kişi kurtarıldı ancak 200 göçmene ulaşılamadı.
Tunus haber ajansına göre, göçmenlerin boğulduğundan endişeleniliyor.
Tunus haber ajansı, kurtarma çalışmaları sırasında ulaşılan iki kişinin ölü olduğunu teyit etti.
Ajans, yaralı kurtarılanların hastaneye sevkedildiğini, 2 hamile kadının da doğum ünitesinde olduğunu aktardı.
Tekneden sağ kurtarılan 193 kişi, Tunus'un Libya sınırındaki Şuşa kampına gönderildi.
Tunus haber ajansı, kalan 385 kişinin de aynı kampa transfer edileceğini duyurdu. BBC

Giresun'da Feci Kaza: 9 Ölü
08.06.2011
Giresun'un Görele ilçesinde yön tabelasına çarpan otobüs devrildikten sonra yandı. 9 kişi yanarak can verirken çok sayıda kişi de yaralandı.



İstanbul’dan Trabzon’a giden yolcu otobüsü, Giresun’un Görele ilçesi Soğuksu Mahallesi’nde trafik uyarı levhasına çarptı.

Çarpmanın etkisiyle devrilen otobüste çıkan yangın kısa sürede büyüdü.

Alevler içerisinde kalan 6 kişi, olay yerinde yanarak can verdi.

Ağır yaralanan 3 kişi ise hastanede öldü.

Feci kazada hayatını kaybedenlerden, otobüs şoförü Aliş Yılmaz ile yolcular Mehmet Usta, Kadir Tütüncü, Erhan Yıldız, Hatice Yavuz, Kıymet Yavuz ve Abidin Peker’in kimliği tespit edilebildi.

Kazada 31 kişi de yaralandı.

Yaralılar çevredeki hastanelerde tedavi altına alındı.

Yolcu otobüsünde 4’ü personel, 43 kişi bulunuyordu. TRT

Kütahya Sallanmaya Devam Ediyor
08.06.2011
Kütahya'nın Pazarlar ilçesinde gece 3.6 şiddetinde, geceyarısı ise Simav'da 3.9 şiddetinde bir deprem kaydedildi. Simav sabaha dek sallandı...

Kütahya’nın Pazarlar ilçesinde, 3.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre saat 22:36’da kaydedilen depremin merkez üssü Pazarlar ilçesi. Deprem yerin yaklaşık 3.8 kilometre altında meydana geldi.

Deprem Emet, Hisarcık, Simav ve Gediz ilçelerinde de hissedildi. Deprem, özellikle Pazarlar ve 5.9 şiddetindeki depremi yaşayan Simav’daki vatandaşları tedirgin etti. Deprem sonrası çadırlarda kalan vatandaşlar çadır önüne sağlam binalarda oturanlar ise sokaklara çıktı. İlk belirlemelere göre bu depremin herhangi bir hasara yol açmadığı bildirildi.

Depremden 3 dakika sonra da Kütahya’nın Şaphane ilçesinde saat 22:39 da 3.1 şiddetinde bir deprem daha oldu.

Simav Sabaha Kadar Sallandı...
Kütahya’nın Simav ilçesinde ise 19 Mayıs’ta yaşanan 5,9 büyüklüğündeki depremin artçı sarsıntıları devam ederken, saat 01.52’de meydana gelen 3,9 büyüklüğündeki deprem, vatandaşları tedirgin etti.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, saat 01.52’de, merkez üssü Simav ilçesi olan 3,9 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Daha sonra saat 05.23’e kadar 2,7 ile 3,0 arasındaki büyüklüklerde 4 sarsıntı daha oluştu.

3,4 ile 5,0 kilometre arasındaki derinliklerde oluştuğu belirlenen depremler, Simav’da, özellikle sağlam binalara girmeye başlayan ve çadır kentlerde yaşayan vatandaşları tedirgin etti. Bazı vatandaşlar ev ve çadırlarından çıkarak bir süre sokakta bekledi.

25 bin nüfuslu Simav’da vatandaşların yaklaşık 10 bini çadır kentlerde, 15 bini ise evlerinin bulunduğu mahalle ve sokak aralarına kurdukları çadırlarda yaşıyor. TRT

Kül Bulutları Latin Amerika'yı Esir Aldı
15.06.2011
Şili'de faaliyete geçen Puyehue yanardağından yükselen kül bulutları çok sayıda ülkenin hava trafiğini olumsuz etkiliyor.



Yanardağda meydana gelen patlamalar sonucunda oluşan kül bulutları, kilometrelerce yüksekliğe ulaşıyor.
Rüzgarlar vasıtasıyla hareket eden kül bulutlarından, başta Arjantin olmak üzere Güney Amerika ülkelerinden pek çoğu nasibini aldı.

Şili, Arjantin, Uruguay ve Brezilya’da hava trafiği aksamış durumda.

Kül bulutları, okyanus ötesini de etkiliyor.

Tonlarca kül taşıyan bulutlar nedeniyle, Avustralya ve Yeni Zelanda’ya uçuşlar karşılıklı olarak bir süreliğine iptal edildi.

Binlerce yolcu havaalanlarında mahsur kalırken, volkanın en az bir hafta daha faal olacağı bildiriliyor. TRT

Sel Çin'i Esir Aldı
14.06.2011
105 kişinin öldüğü sel felaketinde, 70'den fazla kişi kayıp... Binlerce insan evsiz kalmış durumda...



Aylardır kuraklıkla boğuşan Çin’de, iç ve güney kesimlerinde günlerdir etkili olan aşırı yağış, sel felaketine yol açtı.
13 eyalette devam eden yağış ve seller, 8 buçuk 5 milyon kişiyi etkilemiş durumda.

Önüne kattığı evleri, arabaları adeta yutan sel suları yüzünden binlerce kişi evlerinden tahliye edildi.

Yollara ve köprülere zarar veren sel ve aşırı yağış, ekili-dikili tarım arazilerini de vurdu.

Felaketin ekonomik maliyetinin büyük olacağı bildiriliyor.

Yetkililer ise yağışların, dolayısıyla sel tehlikesinin süreceğini belirterek halkı uyarıyor.

105 kişinin öldüğü sel felaketinde, 70’den fazla kişi kayıp... Ölü sayısının artmasından endişe ediliyor. TRT

Başkentti Adeta Tsunami Vurdu
16.06.2011
Önce dolu, ardından ise yağmur Ankara'da tsunami benzeri görüntülere yol açtı. Alt geçitleri su bastı, yollar nehre döndü, korku dolu anlar yaşandı.



Ankara adeta Nuh Tufanını yaşadı. Önce dolu, ardından ise yağmur Başkentte tsunami benzeri görüntülere yol açtı. Alt geçitleri su bastı, yollar nehre döndü. Balgat’ta ortaya çıkan bir manzara ise yürekleri ağızlara getirdi.
Ankara’da Korkulu Anlar
Dolunun ardından gelen yağmur Ankara’ya korkulu anlar yaşattı. Yağış o kadar şiddetliydi ki bir anda yollar nehre döndü.

Alt Geçit Bir Anda Suyla Doldu
Yolları takip eden yamur suyu alt geçitlerde birikti. Yüreklerin ağızlara geldiği nokta ise Balgat’taki 70 gün alt geçidiydi.

Dolu ve sağanağın ardından alt geçit bir anda ağzına kadar suyla doldu. Üstelik alt geçidin içinde 3 aracın olduğu bilgisi de vardı.Hemen bütün ekipler bu noktaya yönlendirildi. Suyun altında birilerinin olabileceği ihtimali çalışmaları daha da hızlandırdı.

Balık Adamlar Devreye Girdi
Devreye balık adamlar girdi. Yapılan keşif sonucunda suyun altında kimsenin olmadığının anlaşılması yüreklere su serpti.

Ekipler suyun altındaki aracı kurtarmak için uzun süre mücadele etti. Kopan halat, ekiplerin işini güçleştirdi. Ancak ısrarlı çalışma sonuç verdi, LPG yüklü kamyonet ile otomobil sudan çıkarıldı.

Yağış birçok ev ve iş yerini de etkiledi. Yağışın devam etmesinden korkan vatandaş, tedbirini kendi kendine aldı. Selin işyerlerini vurmasından korkan esnaf, eline ne geçirdiyse, suyun önüne set yapmaya çalıştı.

Dikmen ve Konya Yolu da yağıştan nasibini alan yerler arasındaydı. TRT

YUNANISTAN'DAN KÖTÜ SINYALLER VE IKLIMLER...
SALIH SELÇUK
21 HAZIRAN 20011

Yunanistan'da her an herşey olabilir...

Ekonomi ve maliye tükenmiş durumda...

Şu anda benim tanıdığım herkes, Yunanistan'ın kurtarılması için Almanya'nın ikna edilmesiyle meşgul!

Bu arada ikinci bir sinyal daha geldi...

Birkaç yıdır şu haberleri okuyoruz:

"Asrın kasırgası Bilmemne, Amerika'yı vurdu..."

"Japonya'da yüzyılın felaketi..."

"Çin, tarihinde ilk kez..."

Falan gibi haberler...

Şaka bir yana, felaketlerin boyutları artıyor. Ama bir saniyede değil de birkaç ayda bir arttığı için, para peşinde koşan hızlı insan modeli tarafından pek algılanmıyor nedense...

Felaketler artıyor...

Son sinyal, iklim değişikliği konusunda...

Ne zamandır bahsetmiyoruz diye kendiliğinden kaybolmadı...

En son kritik eşikte kalmıştık!..

Şimdi o eşik aşıldı...

Ama bundan sonra ne olacağı, Tayyip Erdoğan'ın bir iklim açılımı yapıp bu soruna da el atmasına bağlı!.. Akkoyunlular şimdiden duaya çıkmalı ki Padişah duysun, zınk diye sorunu çözsün!..

Bilinen şey, on yıldan daha kısa bir zaman dilimi içinde, iklimlerde -bilinen malum değişikliklerden- çok daha radikal değişikliklerin olabileceği...

Bugün ilk kez, Güneş'deki değişikliklere bakarak önce kısa bir buz devri olabileceğinin konuşulduğuna da tanık oldum. Kısadan kasıt on yıl mıdır beş midir yirmi midir kimse bilmiyor. Tahminler iyimser değil...

http://konstantiniye.blogspot.com/

Dünya Sellere Teslim
22.06.2011
Çin ve Hindistan'da aşırı yağış ve sel etkili olurken, Beatriz kasırgası Meksika'da turizmi vurdu.



Çin’in güneyi ile doğusu günlerdir sele teslim. Son yılların en şiddetli yağışlarının neden olduğu sel felaketi bir hafta içinde 175 can aldı.
Onlarca kişi ise kayıp..

Selden etkilenenlerin sayısı ise 40 milyon civarında.. Yüzbinlerce kişi evini terketmek zorunda kaldı.

Selin ekonomik bilançosu da yaklaşık 5 milyar dolar...

Asya kıtasında aşırı yağışların etkili olduğu bir başka ülke de Hindistan..

Günlerdir yağan yağmur nedeniyle Batı Bengal eyaletinde, onlarca köy ile ev su altında..

Tropik kasırga Beatriz ise Meksika sahillerindeki etkisini sürdürüyor.

Büyük Okyanus kıyısındaki turistik bölgeler, hızı zaman zaman 140 kilometreye ulaşan rüzgar, yağış ve dev dalgalarla mücadele ediyor. TRT

Kül bulutu uçuşları engelledi
25.06.2011
Şili'deki Cordon Caulle yanardağının yol açtığı kül bulutu nedeniyle Arjantin'in başkenti Buenos Aires'in iki ana havalimanı trafiğe kapatıldı.

Arjantin meteoroloji kurumunun uyarısı üzerine, yerel uçuşlarda kullanılan Jorge Newbery Havalimanında kalkışlar dün durdurulurken, bunu, uluslararası uçuşların yapıldığı Ezeiza Havalimanının kapatılması izledi.

Patlamaların 4 Haziran'da başladığı volkanın külleri Güney Amerika'nın güney kesimleriyle, Avustralya ve Yeni Zelanda'yı etkiledi.

Volkanik küller, uçakların hız ve irtifa sensörleri gibi donanımlarını olumsuz yönde etkiliyor, jet motorlarını uçuş sırasında durdurabiliyor.
Sabah

Sudan açıklarında 197 göçmen boğuldu
6 TEMMUZ 2011
Sudan medyasına göre, Suudi Arabistan'a göçmen taşıyan bir teknenin Sudan açıklarında batması sonucu 197 kişi boğularak öldü.
Resmi yayın organı Sudan Medya Merkezi, tekneden sadece 3 kişinin kurtulduğunu belirtti.

Ajansa göre, Suudi Arabistan'a giden kaçak göçmenleri taşıyan teknede yangın çıktı.
Komşu ülkelerden göçmenleri taşıyan tekninin Sudan'ın Kızıldeniz eyaletinden yola çıktığı bildiriliyor.
Habere göre, teknedekilerin çoğu Çad, Nijerya, Somali ve Eritre'den.
Olayda sağ kalan olup olmadığını belirlemek için çalişmaların sürdüğü belirtiliyor. BBC

Kara listedeki şirketin uçağı düştü, enaz 50 ölü
http://wscdn.bbc.co.uk/worldservice/assets/images/2011/06/21/110621095222_crash_304x171_bbc_nocredit.jpg
8 TEMMUZ 2011

Kongo'nun Kisangani havaalanında yaşanan kazada 112 yolcusu bulunan uçak iniş sırasında yere çakıldı.
40'a yakın kişi enkazdan canlı olarak kurtarılırken, 50 kadar kişinin ise hayatını kaybettiği bildiriliyor.
Hewa Bora havayollarına bağlı uçağın kötü hava koşulları sebebiyle inişte sorun yaşadığı tahmin ediliyor.
Havayolu şirketinden Stavros Papaioannou Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada kazanın kesin sebebinin henüz bilinmediğini belirtti.
Şirket kara listede
Hewa Bora isimli özel hava yolları şiketi Kongo'nun başkenti Kinşasa'dan ülkenin farklı şehirlerine uçuşlar yapıyor.
Şirket Avrupa Birliği'nin uçuş güvenliği açısından yetersiz bulduğu ve AB toprakları üzerinde uçuşuna izin vermediği havayollarını kaydettiği kara listede yer alıyor.
Kongo tarafından uçuş sertifikası verilen şirketlerin tümü bu kara listede yer alıyor.
Uçuş Güvenliği Ağı'nın (Aviation Safety Network) internet sayfasında yer alan bilgiye göre şirkete ait olan bir DC-9 uçağı 2008'de kalkış sırasında düştü.
Kazada 40'tan fazla insan hayatını kaybetti.
BBC

Rusya'da Gemi Faciası
10.07.2011
Gemi kazasıyla ilgili çelişkili haberler geliyor. Son gelen açıklamada batan gemide bulunan 173 kişiden 84'ünün kurtarıldığı bildirildi.



Rusya’da meydana gelen gemi kazasıyla ilgili çelişkili haberler geliyor. Son gelen açıklamada batan gemide bulunan 173 kişiden 84’ünün kurtarıldığı bildirildi. TRT


Hindistan'da tren kazasında ölü sayısı 35'e çıktı
Hindistan'ın Uttar Pradeş eyaletinin Lucknow kentine 150 kilometre mesafede bir yolcu treninin raydan çıkması sonucu 35 kişi öldü, 100 kişi yaralandı. Hint demiryolları ve bölge sağlık makamları, devrilen 15 vagonun içinde hâlâ kurtarılmayı bekleyenler olduğunu, ölü sayısının artmasından korkulduğunu kaydettiler. 10.07.2011 LUCKNOW netgazete

Araç, kanala düştü, 40 öğrenci öldü
Bangladeş'in güneyinde, bir futbol turnuvasından dönen öğrencilerin bulunduğu araç yol kenarındaki kanala düştü, en az 40 öğrenci hayatını kaybetti. 11.07.2011 DAKKA netgazete

Yurdun çeşitli yerlerinde meydana gelen trafik kazalarında 16 kişi öldü
17.07.2011

İstanbul Tuzla’da aşırı hız nedeniyle refüje çarpan araç taklalar atarak yola savruldu. Kazada Sinan-Döndü Beşoluk çifti ile kızları Merve Beşoluk hayatını kaybetti.
Antalya’nın Alanya ilçesinde meydana gelen kazada ise kontrolden çıkan araç iki yüz metrelik uçuruma yuvarlandı.

Kaza sırasında araçtan fırlayan Kerim Gökdağ, eşi Naciye Gökdağ ile Hüseyin Taşer hayatını kaybetti.

Konya’nın Kulu ilçesinde ise yola çıkan eşeğe çarpan araç direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yönden gelen otomobille kafa kafaya çarpıştı.

Kazada araç sürücülerinden Ahmet Özdil hayatını kaybederken 8 kişi de yaralandı.

Bir diğer kaza haberi de Zonguldak’tan.

Diyarbakır’ın Silvan ilçesi kırsalında hain saldırıda şehit olan Jandarma Komando Piyade Çavuş Noyan Aydın’ın Ereğli’nin dedeler köyünde ikamet eden ailesine taziyeye gidenlerin bulunduğu tarım aracı, köy yakınlarında kanala devrildi. Kazada 11 kişi yaralandı.

Afyonkarahisar’da ise bir minübüsün tekerinin patlaması sonucu bariyerlere çarptı. Kazada sürücünün de içinde bulunduğu 11 kişi yaralandı.

Bolu’nun Mengen ilçesinde ise traktörün devrilmesi sonucu 2 kişi öldü.

Adıyaman’ın Besni ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 14 yaşındaki Mustafa Küçük öldü, 5 kişi yaralandı.

Isparta’nın Yalvaç ilçesindeki trafik kazasında ise 1 kişi öldü, 4’ü çocuk 7 kişi yaralandı.

Yalova’daki trafik kazasında da 2 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.

Faciadan Dönüldü
Tekirdağ’ın Şarköy ilçesinde şehit cenazesine giden yolcuları taşıyan minibüsün motor bölümü aniden yanmaya başladı.

Davut Çaylar’ın kullandığı minibüs, yanmaya başlayınca aracı durduran şoför, kapıları açarak içeride bulunan 14 yolcuyu hemen indirdi.

Kimsenin yaralanmadığı olayda şoförün dikkati muhtemel bir faciayı önledi.

Otomobil Dereye Uçtu
Kars’ta meydana gelen trafik kazasında da İran uyruklu 3 kişi hayatını kaybetti.

Hopa’dan Van’a giden İran plakalı bir otomobil Ardahan-Kars karayolu Ermişler köyü mevkiinde takla attı.

Dereye uçan otomobilde bulunan ve kimlikleri tespit edilemeyen 3 İranlı hayatını kaybetti. TRT

Özbekistan'da Deprem: 13 Ölü
6,2 büyüklüğündeki depremde 13 kişi hayatını kaybetti.
Özbekistan'ın Fergana Vadisi bölgesinde 6,2 şiddetinde deprem meydana geldi.
Depremde ilk belirlemelere göre 13 kişi öldü, 86 kişi yaralandı.
Deprem sebebiyle bölgedeki bazı evlerin de hasar gördüğü bildirildi.

Norveç halkı kabusu yaşıyor
23 Temmuz 2011
Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg yaşanan kanlı saldırıları "ulusal bir trajedi" sözleriyle değerlendirdi. Norveç polisi saldırılarla ilgili soru işaretlerini çözüme kavuşturmaya çalışıyor.

Norveç'teki ilk saldırı dün Başbakanlık binasının bulunduğu bölgede öğle saatlerinde meydana gelmişti. Norveçli yetkililerin verdiği bilgilere göre şiddetli patlamada en az 7 kişi hayatını kaybetti.

Norveç polisi patlamadan kısa bir süre sonraysa Oslo yakınlarındaki Utöya Adası'na gelen polis üniforması giymiş bir şahısın, buradaki İşçi Partisi'nin düzenlediği gençlik kampında etrafa ateş açtığını bildirdi. Bu saldırıdaysa en az 85 kişi öldü. Çok sayıdaki ağır yaralı nedeniyle ölü sayısının artmasından endişe ediliyor.

Norveç'teki ilk saldırı Başbakanlık binasının bulunduğu bölgede meydana gelmişti.Bildunterschrift: Norveç'teki ilk saldırı Başbakanlık binasının bulunduğu bölgede meydana gelmişti.Norveç Başbakanı Jens Stoltenberg yaptığı basın açıklamasında gençler için adeta bir cennet olan Utöya Adası'ndaki İşçi Partisi'nin gençlik kampının saldırının ardından cehenneme döndüğünü belirtti. Başbakan, Oslo’daki saldırıların İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük felaket olduğuna işaret etti. Hayatını kaybedenlerin çoğunu kişisel olarak tanıdığını kaydeden Stoltenberg, 1974'ten bu yana her yıl Utöya'yı ziyaret ettiğini, bu nedenle acısının büyük olduğunu söyledi. Saldırıların ardından Norveç'te bayraklar yarıya indirildi.

"Rutin kontrol için geldim"

Görgü tanıklarının ifadelerine göre saldırgan gençlik kampına metalik gri bir kamyonetle geldi. Üzerinde polis üniforması ve kurşungeçirmez bir yelek olan saldırgan, bölgeye Oslo'daki patlamanın ardından rutin kontrol için geldiğini söyledi. Gençlik kampına ait bir botla kampın bulunduğu Utöya Adası'na getirilen saldırgan, görgü tanıklarının ifadelerine göre gençlerin bir noktada toplanmasını istedi, ardından da üzerlerine ateş açtı. Birçok genç yüzerek veya saklanarak kurtulmaya çalıştı. Kampta yaklaşık 560 kişi bulunuyordu.

Norveç polisi saldırıdan sorumlu olduğundan şüphelenilen 32 yaşındaki bir kişiyi gözaltına aldı. Şüphelinin aşırı sağcı, İslam ve yabancı karşıtı görüşe sahip olduğu bildirildi. Öte yandan görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda bugün ikinci bir şüpheli daha gözaltına alındı. Polis Oslo'daki patlama ve gençlik kampına düzenlenen saldırı arasında bağlantı bulunduğundan şüpheleniyor. haber10

Çin'de Hızlı Tren Faciası
23 Temmuz 2011

Ölü sayısında sürekli rakam yükseliyor: 22 ölü, 100 yaralı.
Şinhua ajansının haberine göre, Cıciang eyaletinin başkenti Hangcou'dan güneydoğuda bulunan Fucou şehrine giden D3115 sefer sayılı treni Vıncou şehrinin Şuangyü kasabası yakınında raydan çıktı.

Haberde, Hangcou televizyonuna konuşan bir yetkilinin de trene yıldırım düşmesi sonucu kontrolü kaybettiği ve arkadan gelen bir trenin çarpması nedeniyle meydana geldiği sözlerine yer verildi.

Çin Demiryolları Bakanlığı yerel saatle 21.00 sularında D301 sefer sayılı Pekin-Fucou treninin D3115 sefer sayılı trene arkadan çarptığını, D301'in ilk 4 vagonunun, D3115'in ise 15 ve 16. vagonlarının raydan çıktığını doğruladı.

Bir görgü tanığı da 20-30 metre yükseklikteki köprüden uçan vagonlardan birinin asılı kaldığını, diğerinin ise dik olarak düştüğünü kaydetti.

Öte yandan trendeki yolculardan bazılarının Çin'in Twitter'ı olarak da bilinen "weibo.com" da yazdıkları mikrobloglarda D3115'te sıkıştıklarını anlattıkları belirtildi.

Bazı görgü tanıkları kazanın ciddi olduğunu ve bölgede yüzlerce ambulans olduğunu aktardı.

ÇİN'DEKİ HIZLI TREN KAZASI: ÖLÜ SAYISI 22'YE YÜKSELDİ

Çin'in doğusundaki Cıciang eyaletinde hızlı trenin iki vagonunun raydan çıkarak köprüden uçması sonucu ölü sayısının 22'ye yükseldiği, yaralılarının 100'den fazla olduğu bildirildi.

Şinhua ajansı, diğer altı kişinin hastanede hayatını kaybettiğini duyurdu.

Yaralılardan Cou soyadlı bir kadın, trenin yerel saatle 20:00 sularında Yongcia istasyonunda bir dakika civarında durması gerektiğini, ancak 25 dakika bekleme yaptığını kaydetti.

Başka bir yolcu da yıldırımın çok şiddetli olduğunu ve trenin çok uzun süre durduğunu belirtti. Trenin tekrar hareket etmesinin ardından tüm ışıkların birden kapandığını ve elektrik şokundan sonra şiddetli bir sesle çarpışma olduğunu ifade etti.

Kazadan kurtulanların camları kırarak trenden çıktığı belirtilirken, yaralı yolcuları trenden çıkardıkları bildirildi.

Cıciang radyosu hastanelerde kan verme işlemi için Vıncou halkına çağrıda bulunurken, Vıncou kan merkezi önünde yüzlerce gencin kan vermek için kuyruğa girdiği kaydedildi.
bildirilmişti. aktifhaber


İstanbul'da yaşanan trafik kazalarının bilançosu: 6 Ayda 93 Ölü, 9342 Yaralı
24 Temmuz 2011
Dikkatsizlik, uykusuzluk, hatalı sollama ve ehliyetsiz araç kullanma gibi değişen sebeplerden kaynaklanan trafik kazalarının en sık yaşandığı şehirlerin başında İstanbul var.
Hergün binlerce aracın trafiğe çıktığı kentte Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü verilerine göre, son 6 ayda tam 6102 kaza meydana geldi.
Bilanço önceki yıla göre azalmış olsa da, rakamlar azımsanmayacak türden.
Meydana gelen kazalarda araç sürücülerinden 89'unun ehliyetinin olmadığı ortaya çıktı.
TRT

Fas'ta askeri uçak düştü: 78 ölü

26 TEMMUZ 2011
Fas ordusu, ülkenin güneyindeki dağlık arazide düşen askeri nakliye uçağındaki 78 kişinin öldüğünü, üç kişinin ağır yaralı olduğunu açıkladı.

Herkül C- 130 tipi uçağın tartışmalı Batı Sahra bölgesinin kuzeyinde iniş yapmak üzereyken düştüğü açıklandı.
Uçakta dokuz kişilik mürettebat, 60 asker ve 12 sivil bulunuyordu.
Polislerin 42 kişinin cesedine ulaştıkları arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği bildirildi.
Ordu kaynakları, kazadan kötü hava şartlarını sorumlu tutuyor.
Kazanın sebebi henüz bilinmiyor, ancak sisli havanın etkili olduğu düşünülüyor.
Büyük bölümü çöl olan Kuzeybatı Afrika'daki eski İspanyol sömürgelerinden Batı Sahra bölgesi uzun zamandır Fas ile Cezayir'in desteklediği Polisario Cephesi'nin arasında anlaşmazlık sebebi.
Polisario cephesi, fosfat zengini ve denizde petrol yataklarının olduğu tahmin edilen bölgede hak iddia ediyor.
Bölgenin büyük bölümü 1976'dan bu yana Fas'ın kontrolünde bulunuyor.
Polisario Cephesi, 1991'den bu yana ateşkesin hakim olduğu bölgenin bağımsızlığını istiyor, Fas ise sadece bir tür özerkliği tartışmaya açık görünüyor.
Geçen Kasım ayında Laayune'de Fas güvenlik güçleriyle protestocular arasındaki çatışmalarda ölenler olmuştu.
Çatışmalar, New York'ta Batı Sahra'nın geleceğine ilişkin BM önderliğindeki müzakereler öncesinde patlak vermişti. BBC

Hapishanede silahlı kavga: 17 ölü
26 Temmuz 2011
Meksika'nın en tehlikeli kentlerinden Ciudad Juarez'de bir hapishanede çıkan silahlı kavgada 17 tutuklu öldü.
Ciudad Juarez Belediyesi sözcüsü, rakip gruplar arasında çıkan ve silahların da kullanıldığı çatışmada biri kadın, 16'sı erkek 17 kişinin öldüğünü bildirdi. haber10

Kongo'da kolera 279 can aldı
27 Temmuz 2011
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF), Kongo'daki kolera salgınından 4 ay içinde 279 kişinin hayatını kaybettiğini, 4 binden fazla kişiye de hastalığın bulaştığını açıkladı.

Dr. İbrahim Cisse, kuzeydoğudaki Orientale eyaletinin salgından en fazla etkilenen şehir olduğunu ve bin 400 fazla vakanın bildirildiğini, 102 kişinin de öldüğünü kaydetti.

Dr Cisse, başkent Kinşasa'da Haziran ayı ortalarından bu yana 124 vakanın görüldüğünü ve 14 kişinin hayatını kaybettiğini de sözlerine ekledi.

Kongo hükümeti 4 ilde salgın olduğunu açıkladı. haber10

2 gemi çarpıştı, 100'den fazla ölü var
28 Temmuz 2011
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin kuzeybatısında, iki geminin çarpıştığı kazada 100'den fazla kişinin öldüğü sanılıyor.

Equateur eyaleti sözcüsü Rebecca Ebale Nguma, Tshuapa Nehri'nde iki geminin çarpıştığını, gemilerden birinde 220 kişi bulunduğunu belirtti.

105 kişinin kıyıya çıkmayı başardığı, ancak diğerlerinin kayıp olduğu bildirildi. haber10


Uzakdoğu'yu Yağış ve Fırtına Vurdu
30 Temmuz 201
Dünyanın bir kısmı sıcaktan kavrulurken, Uzakdoğu ülkeleri ise yağmur ve fırtınanın etkisinde... Çin tropik fırtına ile boğuşuyor, Kore yarımadası ise aşırı yağışlarla mücadele ediyor. Vietnam'da da fırtına alarmı verildi.



Tropik fırtına Nock-ten Çin'i vurdu. Filipinlerde büyük hasara ve can kaybına yolaçtıktan sonra Çin'e yönelen fırtına, ülkenin güney eyaletlerinden Hainan'da etkili oluyor.
Yerleşim yerlerine büyük zarar veren fırtına yüzünden kara ve deniz ulaşımında da aksamalar yaşanıyor.

Vietnam'da Fırtına Alarmı!

Batıya doğru hareket eden fırtınanın Vietnam'da da etkili olması bekleniyor. Yaklaşan tehlike yüzünden, Vietnam'da riskli bölgelerde yaşayan yaklaşık 300 bin kişi, iç kesimlere tahliye ediliyor.

Kore Yarımadası Aşırı Yağışlara Teslim

Kore yarımadası ise aşırı yağışlara teslim oldu. Kuzey Kore'de etkili olan yağışlar yüzünden ulaşım güçlükle sağlanıyor.
Yerleşim yerlerini esir alan yağışlar ekili dikili tarım alanlarına da büyük zarar verdi. Güney Kore de aşırı yağışlar yüzünden adeta bir balçık gölüne dönmüş durumda.
11 bin Güney Koreliyi evsiz bırakan afet, 1000 hektara yakın tarım alanına da zarar vermiş durumda. Japonya'nın kuzeyinde etkili olan aşırı yağış da sele yol açtı.
Nigata bölgesinde karayolları göle döndü. Yerleşim bölgeleri arasındaki yollardan bazıları trafiğe kapandı.
Yüzlerce kişinin evlerinden tahliye edildiği sel felaketinde 1 kişi öldü 5 kişininse kayıp olduğu haber veriliyor.
TRT

Ukrayna'da Meydana Gelen İki Maden Kazasında 25 Ölü
30 Temmuz 2011
Ukrayna'da meydana gelen iki maden kazasında ölenlerin sayısı 25'e çıktı.

Ukrayna'nın Makiyivka kenti yakınlarındaki bir kömür madeninde meydana gelen kazanın ardından madenden 7 işçinin cesedi çıkarıldı.

Ağır makine parçasının düşmesiyle meydana gelen kazada 4 işçinin de kayıp olduğu bildiriliyor.
Luhansk bölgesinde bir madendeki grizu patlamasında ölenlerin sayısının ise 18'e çıktığı açıklandı.
TRT

Fukişima yine alarm veriyor
2 Ağustos 2011
Japonya'da 11 Mart'ta meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve tsunaminin ardından nükleer felaketin yaşandığı Fukuşima 1 santralinde depremden bu yana en yüksek düzeyde radyasyon ölçüldü.

Jiji Press ajansı, santrali işleten Tokyo Elektrik Şirketinin (Tepco), birinci ve ikinci reaktörler arasında bulunan bir tahliye borusunun altında saatte 10 sievertin üstünde radyasyon ölçtüğünü bildirdi.

Bir Tepco yetkilisi, sızıntının kaynağının araştırıldığını söyledi.

Sievert, radyasyonun insanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerinde yarattığı biyolojik etkiyi gösteriyor.

İnsanlar, nerede ve nasıl yaşadıklarına bağlı olarak, güneşten gelen kozmik ışınlar veya toprakta bulunan radyoaktif elementler nedeniyle yılda yaklaşık 1 milisievert doğal çevre radyasyonuna maruz kalıyor. Bu miktar insan sağlığı açısından zararsız kabul ediliyor. Ayrıca yapı malzemeleri, yiyecekler, teknolojik cihazlar, tıpta kullanılan bazı görüntüleme yöntemleri gibi birçok değişik kaynaktan radyasyon yayılıyor.

Yılda 1000 milisievert (1 sievert) radyasyona maruz kalmak, kanser riskini yüzde 10 artırıyor.

100 milisievert radyasyon birçok insanda mide bulantısı ve kusma gibi rahatsızlıklara neden oluyor.

Japonya, Fukuşima nükleer felaketinin ardından santral personeli için maruz kalabileceği radyasyon oranının 100 milisievert olan üst sınırını 250 milisieverte çıkarmıştı.

Mart'ta meydana gelen deprem ve tsunamide yaklaşık 23 bin kişi hayatını kaybetti veya halen kayıp. Deprem ve tsunami Fukuşima santralinde Çernobil'den 25 yıl sonra, en büyük nükleer felakete sebep oldu. haber10

Göçmen Teknesinde Facia
04 Ağustos 2011
Libya'dan kaçan mültecileri taşıyan küçük bir teknede 100 kadar kişinin açlık ve susuzluktan öldüğü bildirildi.

İtalyan Ansa ajansının haberine göre, İtalya'nın Laümpedusa adasına gelen teknedeki trajediden kurtulan Faslı bir kadın göçmen, küçücük tekneye 300 kişi bindiklerini, ancak çoğu kadın yüz kadarının hayatta kalmayı başaramadığını ve erkeklerin cesetleri denize atmak zorunda kaldıklarını anlattı.
İtalyan medyasında çıkan haberlere göre, Liby
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pts Ağu 08, 2011 9:09 pm    Mesaj konusu: Adalarda vapur faciası: 50 ölü Alıntıyla Cevap Gönder

Teksas'ta Binlerce Ev Kül Oldu
07 Eylül 2011
ABD'nin Teksas eyaletinde hafta sonundan bu yana devam eden yangınlar, 1000'i aşkın evin kül olmasına yol açtı.



Günlerdir fırtına şiddetindeki rüzgarın hız kesmeye başlamasıyla, alevlerle savaşan itfaiyeciler biraz olsun nefes aldı.

Ancak eyaletin çeşitli noktalarında 50'den fazla yangın devam ediyor.

Bunlardan en büyüğü eyalet başkenti Austin'in güneydoğusundaki Bastrop bölgesinde sürüyor. Çapı 26 kilometreyi aşan yangın hala kontrol altına alınamadı. Bu bölgede beş bin kişi evlerinden tahliye edildi. İşyerleri, okullar kapatıldı.

Sadece Pazar günü, 63 yeni noktada yangın çıktı, iki kişi yanarak öldü.

ABD'nin ikinci büyük eyaleti Teksas, son 60 yılın en kurak yazını geçirdiği için pek çok çalılık alan, alev almaya hazır durumdaydı.

Alevlerin yayılmasına ise tropik Lee fırtınasının yarattığı şiddetli rüzgarlar yol açtı.

Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı olmak için yarışan Teksas Valisi Perry, kriz dolayısıyla seçim kampanyasına ara verip eyalete döndü.

Perry, düzenlediği basın toplantısında şimdiye dek 40 bin hektarı aşkın alanın yandığını söyledi.
Geçen Kasım'dan bu yana yangınların etkili olduğu alanların toplamı 1,5 milyon hektarı (16 bin km2) buluyor.

Perry, bu alanın Connecticut gibi küçük bir eyaletin tüm yüzölçümüne tekabül ettiğini vurguladı.
Bir başka deyişle yanan alan Malta, Lüksemburg, Karadağ, Lübnan ya da Katar gibi ülkelerden büyük.
Önümüzdeki 48-72 saatin yangının seyri açısından önemli olduğunu söyleyen Vali Perry, ayrıca halktan tahliye emirlerine uymalarını, elektrikleri kesildiyse evlerinde kalmamalarını istedi.
BBC


Dünya Doğal Afetlerle Boğuşuyor
07 Eylül 2011
Amerika Birleşik Devletleri, Pakistan ve Japonya'nın başı doğal afetlerle dertte...



Pakistan

Geçtiğimiz yıl 18 milyon Pakistanlının ölümüne yol açan sel, bu yıl da felaketzede ülkenin yakasını bırakmıyor.
Muson yağmurlarının tetiklediği şiddetli sel, ülkenin geçen yıl felaketten en çok zarar gören Sindh bölgesini vurdu.
Binlerce kilometrekarelik alanı vuran sel, geride bir insanlık dramı bıraktı.
Sel sebebi ile yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini açıklayan yetkililer, ölümlerin birçoğunun göçük altında kalma ya da elektrik çarpması sonucu meydana geldiğini ifade etti.
Geride kalanlar ise yoksulluğun acı yüzü ile karşı karşıya...
Evsiz kalan yüzbinlerce kişi, yükselen suların etkisi ile ada haline gelen toprak parçalarında yaşamlarını sürdürmeye çabalıyor.
Çadırlarda ve derme çatma barakalarda yaşayan felaketzede aileler açlık ile yüz yüze...
Afetzedelerin en büyük şikayeti ise, kendilerine neredeyse hiçbir yardım elinin uzanmayışı...

Meksika

Sel sebebi ile Venedik'ten farksız hale gelen Meksika sokaklarında ise polisler, kurtarma botları ile devriye geziyor.
Ordu, sel sebebi ile evlerinde mahsur kalanları ve eşyalarını kurtarmak için seferber oldu.
Sağlık ekipleri ise, su yolu ile yayılan hastalıklara karşı bölge sakinlerini aşılıyor.
Yer yer 2 metreyi bulan suların önümüzdeki günlerde de çekilmeyeceği tahmin ediliyor.

Japonya

Japonya ise son 20 yılın en şiddetli kasırgası ile mücadele ediyor.
Ölü ve kayıpların sayısının 100'ü geçtiği ülkede birçok bölgede elektrik, su ve telefon hizmeti sağlanamıyor.

ABD

Amerika Birleşik Devletleri'nin Teksas Eyaleti'nde bir haftadan uzun süredir devam eden orman yangını ise şiddetini koruyor.
Tropikal fırtınanın tetiklediği yangın, 100 kilometrekarelik alanda etkili oluyor.
Yangına ülkenin değişik yerlerinden yaklaşık bin 200 itfaiyeci havadan ve karadan müdahale ediyor.
TRT

Adalarda vapur faciası: 50 ölü

10 Ağustos 2011
Hint Okyanusu'nda bulunan Komor adalarında bir yolcu vapurunun alabora olmasıyla ilk belirlemelere göre 50 kişi boğuldu.
Başkent Moroni'den Anjuan Adası'na yolcu taşıyan, içinde 100'den fazla kişinin bulunduğu vapur, motorlarının durmasıyla ana adanın 3 kilometre açığında kayalara çarparak battı. Şimdiye kadar denizden 50 cesedin çıkarıldığı, ancak hala batık gemide bulunanların olduğu, bunların denizin sakinleşmesiyle çıkarılabileceği belirtildi.
Akşam

ABD'de Çifte Felaket
01 Eylül 2011
Bir yanda kasırga, diğer yanda orman yangını... Amerika Birleşik Devletleri çifte felaketle mücadele ediyor.



Amerika Birleşik Devletleri'nin Teksas eyaletinde salı günü başlayan orman yangınını söndürme çalışmaları sürüyor.
30 kilometrekarelik alanda etkili olan yangında 40 ev enkaz yığınına döndü. Yangını söndürmek için itfaiye ekipleri havadan ve karadan çalışmalarını sürdürüyor.
Ülkenin kuzeydoğusundaki ise, Irene kasırgasının ardından yaralar sarılmaya çalışılıyor.
Sivil savunma ekipleri, dünya ile bağlantısı kesilen yerleşim yerlerine su, gıda ve battaniye taşıyor.
Afet bölgesi ilan edilen Kuzey Carolina ve New York'ta yaklaşık 2 buçuk milyon kişiye hala elektrik verilemiyor.
Nehirlerde su seviyesi düşmeye başladı ancak halen birçok yerleşim yeri su altında...
Japonya'da Tayfun Alarmı
Japonya'da da tayfun alarmı var.
Yetkililer, şiddetli bir tropikal tayfunun, ülkenin Büyük Okyanus kıyılarına yaklaşmakta olduğunu haber verdi.
Şiddetli rüzgar ve sağanak yağmuru beraberinde getirmesi beklenen Talas tayfununun cuma ya da cumartesi günü Japonya'ya ulaşması bekleniyor.
TRT

Son 10 günde 42 kişi boğularak öldü
Gürkan ATA / TRABZON
09 Ağustos 2011
Sıcakların artması ile serinlemek isteyenler denizlere akın ederken, bu durum beraberinde boğulma vakalarının da artmasına neden oldu. Son 10 günde deniz, göl ve göletlerde boğulanların sayısı 42’ye ulaştı. Uzmanlar, boğulmaların genellikle ya panikten, ya da uzun sahillerde olan Rip Akıntısı’ndan kaynaklandığını hatırlattı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi(KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz, “Bu konudaki en büyük tedbir, sadece iyi yüzücü olmak değil, bilinmedik bölgelerde yüzmemektir. Örneğin Batı Karadeniz sahilleri sığlık olmayan bir yapıdadır, su birden bire derinleşir. Kişi yüzerken bu derinliği fark edince panikliyor, kolayca çıkabileceği bu bölgeden panik yüzünden kurtulamıyor. Yüzme konusunda kendine aşırı güven veya az bilmek, beraberinde boğulma vakalarını getiren yanlış hareketleri getirebilir” dedi.

Ülkenin uzun plaja sahip bölgelerinde Rip Akıntısı riski yaşandığına dikkat çeken Erüz, “Rip Akıntısı, kıyıdan denize doğru olan bir akıntı çeşidi. Bu akıntı, kıyıya ulaşan çarpan veya kıyıda çatlayan dalgaların etkisine tepki nedeniyle oluşuyor. Bu akıntıya yakalananlar kıyıya yüzmek yerine sağa-sola, yani kıyıya paralel yöne gitmeyi denemeliler. Aksi takdirde akıntı onları kıyıdan yüzlerce metre uzağa taşıyabilir. Rip Akıntısı, sanıldığı gibi kıyadan çok uzakta gerçekleşmeyebilir, bu çok önemli ayrıntıdır” diye konuştu.
Akşam

Huzurevinde yangın: 9 ölü
8 Ağustos 2011
Şili'de bir huzur evinde çıkan yangında 9 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Şilili müfettişler, ülkenin güneyindeki Caneta kasabasında bulunan huzurevi yangınının çıkış nedeninin henüz belirlenemediğini kaydetti.

Doktor David Contreras, polis ve komşuların yardımıyla kurtarılan kişilerde sadece küçük yanıklar olduğunu söyledi.

İtfaiye görevlileri de yangında ölenlerin 70 ile 90 yaşında, yataklarından kalkamayan kişiler olduğunu belirttiler.
haber10

Karaçi'de cinayet kurbanlarının sayısı 31'e tırmandı
18 AĞUSTOS 2011

Pakistan'ın Karaçi kentinde son 24 saat içindeki şiddet olaylarında en az 31 kişi hayatını kaybetti.
Şiddet olayları iktidardaki PPP partisinin üst düzey liderlerinden eski milletvekili Waja Karim Dad'ın suikaste kurban gitmesiyle tırmandı.

Çarşamba günü Waja Karim Dad dahil 13 kişinin cesedi bulunmuştu. Polis bunu daha sonra kentin çeşitli yerlerinde çuvallara konmuş halde bulunan başka cesetlerin izlediğini söylüyor.

İşkence izi

Cesetlerin üzerindeki darp izleri ve bazılarının gözlerinin oyulmuş oluşu, öldürülenlerin önce kaçırılıp işkenceden geçtiğine işaret ediyor.
Gözlemciler Karaçi'nin ana siyasi partisi MQM'in koalisyon hükümetine yeniden katılma kararı ile cinayetler arasında bağ kuruyor.
MQM partisi, PPP önderliğindeki koalisyondan şiddet olayları karşısında yetersiz kalındığını gerekçe göstererek çekilmişti.
Polis, Karaçi'de sadece Temmuz ayında bu tip saldırılara kurban gidenlerin sayısının 315 kişi olduğunu söylüyor.
Karaçi'de bulunan BBC muhabiri Shoaib Hasan, ilk başta siyasi amaçlı olduğu düşünülen öldürme olaylarında artık sıradan insanların da ayırt etmeksizin hedef alınmaya başladığını bildiriyor.

Tutuklanan yok

Silahla vurularak öldürülenler arasında kadınlar, çocuklar ve okul çağında futbolcu gençler de var.
Muhabirimiz, Karaçi'nin artık hiçbir mahallesinin güvenlikli olmadığını belirtiyor.
Şimdiye değin cinayetlerle ilgili tek bir kişi dahi tutuklanmadı. Rakip siyasi taraflar arasında uzlaşma sağlama çabalarına karşın şiddetin sürmesi kaygıları artırıyor.
Bazı güvenlik yetkilileri, katillerin üst düzey siyasetçilerin koruması altında olduğunu söyledi.
BBC

Ordu'da Sel Felaketi: 1 Kişi Öldü, 1 Kişi Kayıp
20 Ağustos 2011
Son 50 yılın en büyük seline teslim olan Ordu'da heyelan tehlikesi, bazı yerlerde devam ediyor. Perşembe Yeniköy'de kaybolan yaşlı çiftten Nazım Kontaş'ın cansız bedeni evinin 4 kilometre uzağında bulundu.

Aniden başlayan sağanak yağışla harabeye dönen Ordu'da yaralar sarılmaya başladı. Kızılay, selden zarar gören fındık işçilerine yardım malzemesi gönderdi.
Bölgede yağış kesilmesine rağmen bazı köylerde heyelan tehlikesi devam ediyor.
Yeniköy'de toprak kayması sonucu kaybolan yaşlı çiftten Nazım Kontaş'ın cansız bedeni evinin 4 kilometre uzağında bulundu.
Nezaket Kontaş'ı ise arama çalışmaları devam ediyor.
TRT

ABD'de 5,9 büyüklüğünde deprem
24 AĞUSTOS 2011

Amerika Birleşik Devletleri'nin Virginia eyaletinde meydana gelen, 5,9 büyüklüğündeki deprem büyük paniğe yol açtı.
New York ve Washington'da da hissedilen deprem nedeniyle Savunma Bakanlığı ve Kongre binası boşaltıldı.

Aralarında Washington Katedrali ve Ekvador Büyükelçiliği'nin de bulunduğu bazı binalar hasar gördü ancak ölen ya da yaralanan olmadığı haber veriliyor.
Nükleer reaktörler kapatıldı
Depremin merkez üssü yakınlarındaki iki nükleer reaktör kapatıldı. Reaktörlerin hasar görmediği belirtiliyor.

Merkez üssü Virginia'nın Mineral kentinden 15 kilometre uzaklıkta olan depremin yerin altı kilometre altında meydana geldiği açıklandı.

Bu depremin, doğu kıyılarında 1897'den bu yana meydana gelen en büyük yer sarsıntısı olduğu kaydedildi.

30 saniye süren deprem, Washington'da birçok binayı salladı.

Birkaç dakika içinde sokaklar binalardan tahliye edilen çalışanlarla doldu. Polis resmi binaları kordon altına aldı.

11 Eylül önlemleri
Trafik kilitlenirken birçok kişi evlerine yürüyerek gitmek zorunda kaldı.

Sarsıntı kuzeyde Boston'dan güneyde Kuzey ve Güney Carolina ve batıda Indianapolis ve Detroit'e kadar hissedildi.

New York John F. Kennedy ve Newark havaalanlarındaki uçuşlar, hasar olup olmadığı belirlemek için yapılan kontroller nedeniyle bir süre aksadı.

AFP ajansına göre New York'ta depremden hemen sonra 11 Eylül 2011'deki saldırılardan sonra uygulanan proesedürler devreye sokuldu.
Polis halkı yüksek binalardan uzaklaştırıp, parklara yönlendirdi.
BBC

ABD'de 5,9 büyüklüğünde deprem
4 AĞUSTOS 2011

Amerika Birleşik Devletleri'nin Virginia eyaletinde meydana gelen, 5,9 büyüklüğündeki deprem büyük paniğe yol açtı.
New York ve Washington'da da hissedilen deprem nedeniyle Savunma Bakanlığı ve Kongre binası boşaltıldı.

Aralarında Washington Katedrali ve Ekvador Büyükelçiliği'nin de bulunduğu bazı binalar hasar gördü ancak ölen ya da yaralanan olmadığı haber veriliyor.

Nükleer reaktörler kapatıldı

Depremin merkez üssü yakınlarındaki iki nükleer reaktör kapatıldı. Reaktörlerin hasar görmediği belirtiliyor.

Merkez üssü Virginia'nın Mineral kentinden 15 kilometre uzaklıkta olan depremin yerin altı kilometre altında meydana geldiği açıklandı.

Bu depremin, doğu kıyılarında 1897'den bu yana meydana gelen en büyük yer sarsıntısı olduğu kaydedildi.

30 saniye süren deprem, Washington'da birçok binayı salladı.

Birkaç dakika içinde sokaklar binalardan tahliye edilen çalışanlarla doldu. Polis resmi binaları kordon altına aldı.

11 Eylül önlemleri

Trafik kilitlenirken birçok kişi evlerine yürüyerek gitmek zorunda kaldı.

Sarsıntı kuzeyde Boston'dan güneyde Kuzey ve Güney Carolina ve batıda Indianapolis ve Detroit'e kadar hissedildi.

New York John F. Kennedy ve Newark havaalanlarındaki uçuşlar, hasar olup olmadığı belirlemek için yapılan kontroller nedeniyle bir süre aksadı.

AFP ajansına göre New York'ta depremden hemen sonra 11 Eylül 2011'deki saldırılardan sonra uygulanan proesedürler devreye sokuldu.
Polis halkı yüksek binalardan uzaklaştırıp, parklara yönlendirdi.
BBC

Pakistan'da sel felaketi: 16 ölü
25 Ağustos 2011
Pakistan'ın kuzeybatısındaki Hayber Paktunhiva vilayetinin ücra Kundian Vadisi'nde şiddetli muson yağışlarının yol açtığı sellerde ölenlerin sayısının 16 olduğu bildirildi.

Afet İdaresi yetkilileri, sellerde birkaç kişinin de kaybolduğunu belirtti.Seller yüzünden bazı evlerin yıkıldığı ve alt yapının hasar gördüğü kaydedildi.

Arama ve kurtarma çalışmalarının geçen yılki sel felaketinde hasar gören ve henüz onarılmayan köprü ve yollar yüzünden güçlükle yürütüldüğü bildirildi.

Şiddetli yağışın bölgede 24 saat daha süreceği tahmin ediliyor. haber10

Irene vurmaya başladı
27.08.2011
Miami'deki Ulusal Kasırga Merkezi, Irene'nin rüzgar hızının dünden hız kaybederek bu sabah saatte 137 kilometreye düştüğünü bildirdi, ancak bu gece orta Atlantik kıyısına ve yarın New England'a ulaştığında hızının artabileceği uyarısında bulundu.

ABD'nin 7 eyaletinde olağanüstü durum ilan edilmesine yol açan kasırga yüzünden 2 milyondan fazla kişiden evlerini terk etmeleri istendi. Sadece New York kentinde, alçak bölgelerde yaşayan 350 binden fazla kişinin zorunlu olarak tahliye edilmesi talimatı verildi.

Kasırganın ilk olarak Kuzey Carolina'nın Jacksonville kentine ulaştığı, eyaletin kıyı kesiminde 91 binden fazla kişinin elektriksiz kaldığı kaydedildi.

New Jersey'den kaçış

ABD'nin New Jersey eyaletinin kıyı kasabalarında yaşayan yüz binlerce kişi Irene kasırgasından kaçıyor.

Kasırganın New Jersey kıyılarını vurmasına bir kaç saat kala, aralarında popüler sahil beldeleri Atlantic City, Cape May ve Long Beach Island'ın da bulunduğu kıyı şeridinin yüz binlerce sakini zorunlu tahliye çerçevesinde evlerini terk ediyor.

1. kategoride bulunan Irene'nin bölgeyi bugün geç saatlerde ya da yarın erken saatlerde saatteki rüzgar hızı 89 ila 121 kilometreyle vuracağı sanılıyor.

Atlantic City'deki oteller ve kumarhanelerin Vali Chris Christie'nın kapatılma emrinin ardından boşaldığı belirtildi.

Cape May ilçesinde de 800 bin dolayındaki kişiden sadece 10 bin kadarının ilçede kaldığı kaydedildi.

New Jersey eyaletinde önceki günden bu yana olağanüstü hal ilan edilmiş durumda.

Kasırgaya hazırlık listesi

ABD'de yetkililer, kasırga sırasında herkesin "kendi başının çaresine bakmak" zorunda kalacağı, acil durumda bile ekiplerin gelmesinin mümkün olamayacağından hareketle, Amerikalılara tüm gerekli önlemleri acilen almaları çağrısında bulunuyor.

Bu noktada özellikle yeterli gıda, su ile ilaç stoğu önem taşıyor. Bunun yanında, kasırganın ağır vurması beklenen yerlerde yaşayanlardan pencerelerini kasırgadan korumak için kapatmaları, tüm bahçe eşyalarını kaldırmaları, ağaçlarını budamaları, tüm ihtiyaçları önceden alıp hazırlamaları isteniyor.

Irene kasırgasının "en kötü" vuracağı yerler arasında olmayacağı öngörülmesine rağmen Washington'da da tüm hazırlıklar başladı.

Kasırga dolayısıyla, hayatı felç edebilecek şiddetli yağış beklendiğinden hafta sonu başkentte marketler dahil hemen her yerin kapalı olması bekleniyor.

Başkentliler de bu nedenle, dün iş çıkışından itibaren neredeyse marketlere "hücum" etti. Özellikle ekmek, su, temizlik malzemeleri ve hazır gıda rafları erkenden boşaldı.

Başkentte, birçok apartman yönetimi de apartman sakinlerine kasırgaya karşı hazırlık listeleri ve bilgi notları gönderiyor.

Listelerin içeriğine bakıldığında, kasırganın ne kadar ciddiye alındığı görülebiliyor.

Bilgi notlarında, şiddetli yağmur nedeniyle elektrik ve su kesintilerinin olabileceği ve bunların birkaç gün sürebileceğine dikkat çekilerek, vatandaşlardan özellikle bu konulara hazırlıklı olmaları isteniyor.

Bu nedenle listenin başında pişirilebilecek yemekler yerine, hemen bozulmayacak hazır gıda veya atıştırmalıkların depolanması öneriliyor. cnntürk

İrene fırtınası New York'u dövüyor
28 AĞUSTOS 2011

ABD'nin doğu kıyılarını etkisi altına alan en şiddetli fırtına olan İrene, New York'u ciddi sel tehdidiyle karşı karşıya bıraktı.
Kentin sele maruz kalan kesimleri tuzlu su altında.

Tarihte benzeri olmayan bir tahliye kararı alan New York valisi kentin alçak bölgelerinde yaşayan 370 bin kişiye yüksek kesimlere gitme emri verdi.

Sağnak yağmur kenti döverken 2,4 metreye yükselen suların Manhattan adasının sel savunma hattını aşmasından korkuluyor.

Kentin ünlü finans merkezi sel tehdidiyle karşı karşıya.
Kategori 1 şiddetinde olan kasırga şu anda, hala düşük şiddette bir kategori olan, torpik fırtınaya dönüşmüş durumda.

Ancak, özellikle olası seller nedeniyle, geniş çaplı hasara yol açması bekleniyor.

800 km genişliğindeki fırtına ABD'nin doğu kıyılarını etkisi altına alırken, yaklaşık 3 milyon kişi elektriksiz kaldı.
Farklı kesimlerde 11 kişi fırtına nedeniyle hayatını kaybetti.

Rüzgarın hızı saatte 100 kilometre geriledi ancak Kuzey Carolina ve Virginia eyaletlerinde binalar fırtına nedeniyle yıkıldı.

İrene'nin bu gece de Kanada'nın doğu kıyılarını etkisi altına alması bekleniyor.

Irene nedeniyle New York'ta 5 havaalanı da yolcu uçaklarına kapatıldı.

Havacılık yetkilileri, kapatma kararının, John F. Kennedy, Newark Liberty, LaGuardia, Stewart ve Teterboro havalanlarında geçerli olacağını, gelen tüm iç ve dış hat yolcu uçaklarına uygulanacağını söylediler.

Kentin toplu ulaşım sistemi kapatılırken, belediye başkanı artık kenti terketmek için zaman kalmadığını bildirdi.
Başkan Micheal Bloomberg henüz kenti terketmemiş olanlardan evlerinden çıkmamalarını istedi.

ABD'nin doğu kıyılarında 2 milyonu aşkın kişiye tahliye etmeleri çağrısı yapılmıştı.

New York Valisi Andrew Cuomo, "Bu olağanüstü durumda, Irene kasırgasının yol açabileceği her türlü hal için her düzeyde devlet kurumunu harekete geçiriyorum." dedi.
İrene'in çok tehlikeli olduğunu söyleyen Başkan Barack Obama, federal kurumları teyakkuz durumuna geçirdi.

Bazı yerlerde zorunlu olmak üzere kıyı kentleri tahliye edildi, yüz binlerce turist evlerine geri döndü.

Amerika’nın Atlas Okyanusu filosunu bulunduğu Norfolk’da, savaş gemileri, kasırgaya limanda yakalanmamak için denize açıldı.
BBC

Nanmadol tayfunu Filipinler'i yıktı: 8 ölü 6 kayıp
Filipinler'i etkisi altına alan Nanmadol tayfunu nedeniyle en az 8 kişi öldü, 6 kişi de kayboldu. Sivil Savunma Bürosu, ölenlerin, tayfunun etkisiyle başlayan seller ve toprak kaymaları sonucu boğulduğunu ya da toprak altında kaldığını belirtti. 28.08.2011 NANMADOL netgazete

27 Ağustos 2011
52 kişiyi diri diri yaktılar
Meksika’nın kuzeyindeki Monterrey kentinde bir kumarhaneye düzenlenen saldırıda 52 kişi öldü, onlarca kişi de yaralandı.

Görgü tanıkları, kumarhaneye giren silahlı bir grubun önce kumarhaneyi soymaya çalıştığını, sonra da beraberinde getirdikleri benzin bidonlarını boşaltıp, binayı ateşe verdiklerini söyledi. Bazı görgü tanıkları da, kumarhanenin acil çıkış kapılarının kilitli olduğunu ve bu nedenle ölü sayısının artığını söylediler. Ülkede üç günlük yas ilan edilirken, saldırganların uyuşturucu mafyası ile bağlantılı olabeleceği iddia edildi.
olay.com.tr

Alaska Açıklarında 7,1 Büyüklüğünde Deprem
02 Eylül 2011
7,1 büyüklüğündeki depremin Alaska'nın Atka bölgesinin güneydoğusunda meydana geldiği bildirildi.

Alaska açıklarındaki Aleut Adaları'nda 7.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Depremin merkez üssünün Alaska'nın Atka bölgesinin güneydoğusu olduğu açıklandı.
ABD'nin Jeolojik Araştırmalar Merkezi, Aleut Adaları için tsunami uyarısı yaptı. TRT

Nijerya'da sel: 102 ölü
2 Eylül 2011
Batı Afrika ülkesi Nijerya, aşırı yağışların yol açtığı sel felaketi ile mücadele ediyor. Felakette en az 102 kişi öldü.

Aşırı yağışların yaşandığı Nijerya’da sel özellikle ülkenin güneybatısını vurdu.

İbadan kentinde yaklaşık 2 bin kişi evini terk etmek zorunda kaldı.

Nijerya’nın ticari başkenti sayılan Lagos’ta da büyük maddi hasar var.

Yükselen sular, barajlara ve yollara zarar verdi, yüzlerce bina sular altında kaldı.

Yağışlar en çok altyapının yetersiz olduğu bölgeleri etkiliyor.

Nijerya’da şiddetli yağışların sürdüğü Haziran-Eylül dönemini, bölge halkı "ıslak mevsim" olarak adlandırıyor.

Şiddetli yağışlar nedeniyle Nijerya’da geçen yıl da 500 bin kişi evini terk etmek zorunda kalmıştı.

trt.net

Talas Fırtınası Japonya'yı Vurdu
03 Eylül 2011
Japonya'nın batısını etkisi altına alan Talas tropik fırtınası nedeniyle 2 kişinin öldüğü, 5 kişinin kaybolduğu, 40 kadar kişinin yaralandığı bildirildi.
Haberi Paylaş

Japonya'nın batısını etkisi altına alan Talas tropik fırtınası nedeniyle 2 kişinin öldüğü, 5 kişinin kaybolduğu, 40 kadar kişinin yaralandığı bildirildi.
Japon yetkililer, ayrıca fırtınanın getirdiği yağışlar nedeniyle meydana
gelen seller sonucu evlerde hasar meydana geldiğini ve trafikte aksamalar
yaşandığını belirtti.
Japon Meteoroloji Ajansı'ndan yapılan açıklamada, Japonya'nın batısındaki
Şikoku adasında etkili olmaya başlayan fırtınanın yavaş bir hızla kuzeye doğru ilerlediği kaydedildi.
TRT

Rusya'da uçak kazası: 43 ölü
7 EYLÜL 2011

Rusya'da bir yolcu uçağının düşmesi sonucu kırk üç kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Başkent Moskova'nın doğusunda yer alan Yaroslavl hava alanında kalkan uçağın kalkıştan kısa bir süre sonra alev alarak düştüğü belirtildi.
İlgili Konular
Rusya
Uçakta, Beyaz Rusya'ya gitmekte olan Rusya birinci liginde mücadele eden Lokomotiv Yaroslavl buz hokey takımı bulunmaktaydı.
Rusya Ligi'nin önemli takımlarından olan Lokomotiv Yaroslavl, Rus oyuncuların yanı sıra Alman ve İsveçli sporcuların da bulunduğu belirtildi.
Yak-42 model, 100 kişi kapasiteli yolcu uçağında kaza anında kırk beş yolcunun bulunduğu, bu kişilerden ikisinin kazadan sağ kurtulduğu bildirildi.
Kazada Lokomotiv takımının kaç oyuncusunun hayatını kaybettiği yöünde bir açıklama yapılmadı.
Bu arada Rusya buz hokey liginin son şampiyonu Ufa takımının, kaza sırasında oynanmakta olan lig maçı haberin salona ulaşmasıyla yarıda bırakıldı.
Stadda bulunan on bin kadar taraftarın, uçak kazasında hayatını kaybeden Lokomotiv Yaroslavllı oyuncular için saygı duruşunda bulundukları belirtildi.
Düşen uçağın kalıntıları Volga nehrinde bulundu.

BBC

Zanzibar açıklarında feribot kazası: En az 187 kişinin öldü
10 EYLÜL 2011

Tanzanya'nın Zanzibar adası açıklarında bir feribotun batması ardından en az 187 kişinin öldüğü bildirildi.
Aşırı yüklü feribotta en az 800 kişinin olduğu söyleniyor.
Yetkililer Hint Okyanusu'ndaki kazada 620 kişinin kurtarıldığını bildirdiler.
Feribotun motorunun durması ardından alabora olduğu düşünülüyor.
Olayın gece olması nedeniyle kurtarma çalışmaları zorlukla yürütülebildi.
Yetkililer kazanın boyutu nedeniyle zorlandıklarını söylüyor.
Kurtarma çalışmaları için bir merkez kuran yetkililer askeri birimleri de harekete geçirdi.
Arama-kurtarma çalışmalarında Güney Afrika ve Kenya'dan yardım istendi. BBC

Petrol Tankeri Patladı, 100'den Fazla Ölü
12 Eylül 2011
Kenya'nın başkenti Nairobi'nin banliyösünde petrol sızan tanker, alev aldı ve patladı. Patlamada 100'den fazla kişi hayatını kaybetti.

Kalabalık, bir tankerden sızan petrolü almak için toplandığı sırada, tanker önce alev aldı. Ardından da büyük bir gürültüyle patladı.
Olay sırasında bölgede toplanan yüzlerce kişi yanarak can verdi. TRT

Pakistan'daki selde, 200 kişi hayatını kaybetti

17 Eylül 2011 Pakistan'da muson yağmurlarının sebep olduğu sel ve su baskınlarında bu sene ölenlerin sayısı 200'e yükseldi. En fazla Sindh eyaletini vuran sellerden dolayı 200 bin kişi evsiz kaldı. 5 milyon kişiyi etkileyen sellerde çok verimli 2 milyon hektar pamuk tarlası su altında kaldı. Halkın ana gelir kaynağını oluşturan pamuk üretiminin zarar görmesi geçen yılki sellerden ağır darbe yiyen yerel ekonomiyi daha da zora soktu. netgazete

Meksika'da yol ortasında 35 ceset
21 EYLÜL 2011

Meksika'nın Veracruz eyaletinde silahlı kişiler, 35 ceset bulunan iki kamyonu güpegündüz yol ortasına terk edip, kayıplara karıştı.

Cinayetlerin uyuşturucu kartelleri arasındaki savaş nedeniyle işlendiğine inanılıyor
Mikroblog sitesi Twitter'da mesajlar yayımlayan görgü tanıkları, cesetlerle dolu kamyonların Boca del Rio'deki bir alt geçite bırakıldığını yazdı.
Bazı kurbanların ellerinin bağlı olduğu ve işkence izleri bulunduğu kaydedildi.
Dün öğleden sonra meydana gelen olayla ilgili Twitter mesajlarında, askeri üniformalar giyen bazı silahlı kişilerin yolu kestiği, cesetleri terk ettiği belirtildi.
Mesajlarda, 'Polis ya da askere benzemiyorlar. O bölgeye gitmeyin, tehlike var' denildi.
Eyaletin Başsavcısı Reynaldo Escobar, iki araçta 12 kadın ve 23 erkek cesedi bulunduğunu açıkladı.
Escobar, kimliği tespit edilen yedi kişinin organize suç örgütü üyeliğinden sabıkalı olduklarını kaydetti.
Geçen Pazartesi günü Veracruz hapishanesinden 32 mahkum firar etmişti.
Kartellerin savaşı
Escobar, firarilerin öldürülenler arasında yer aldığını gösteren bir işaret bulunmadığını vurguladı.
Veracruz'da, Meksika'nın diğer bölgelerinde yaşanan uyuşturucu bağlantılı şiddet pek görülmüyordu.
Ancak son aylarda bölgedeki şiddet olaylarında artış oldu.
Şiddet olaylarının, Zeta ve Körfez Karteli adlı iki grubun uyuşturucu kaçırma güzergâhı nedeniyle giriştikleri savaş nedeniyle arttığına inanılıyor.
Meksika'da Cumhurbaşkanı Felipe Calderon'un uyuşturucu kartellerine savaş açtığı 2006'dan bu yana 40 binden fazla kişi öldü.
BBC

Nepal'de düşen uçakta 19 kişi öldü
25 EYLÜL 2011

Nepal'de yetkililer, düşen küşük bir uçakta bulunan 19 kişinin öldüğü açıkladı.

Buddha Havayolları'na ait uçağın turistleri Everest Dağı üzerinde uçurduktan sonra Nepal'in başkenti Katmandu'ya dönerken düştüğü açıklandı.

Uçaktan 18 cesedin çıkarıldığı, 1 kişinin ise yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı ancak aldığı yaralar yüzünden hayatını kaybettiği belirtildi.

Uçakta 16 turist ve 3 kişilik mürettebat bulunuyordu.
Yolculardan 10'unun Hindistan, 2'sinin ABD, 1'inin Japonya, 6'sının da Nepal vatandaşı oldukları açıklandı.
BBC

Tayland - Kamboçya sele teslim: 219 ölü
Güneydoğu Asya ülkelerinde etkili olan şiddetli yağışlar, Tayland ve Kamboçya'da sel felaketine sebep oldu. Temmuz ayı ortasından itibaren etkili olan yağışlar; Tayland'da 158, Kamboçya'da 61 kişinin ölmesine, yaklaşık 1 milyon hektarlık alanın da sular altında kalmasına yol açtı. 26.09.2011 CAKARTA netgazete

Hindistan'da sellerden 31 kişi öldü
Hindistan'ı etkileyen muson yağmurları nedeniyle oluşan seller sonucu Uttar Pradeş eyaletinin doğusunda hafta sonu içinde 31 kişinin öldüğü bildirildi. Kurtarma Çalışmaları Komiseri K.K. Sinha, Mirzapur ilçesinde 13 kişinin kerpiçten yapılma evlerinin çatısının seller nedeniyle çökmesi sonucu öldüğünü söyledi. 26.09.2011 LUCKNOW netgazete

Çin'de metro kazası: 200 yaralı
27 EYLÜL 2011

Şanghay’da iki metro treninin çarpışması sonucunda en az iki yüz kişinin yaralandığı bildirildi.
Şanghay’ın merkezindeki Yu Yuan istasyonunda yaşanan olayda, bir tren durmakta olan bir başka trene arkadan çarptı.

Çin resmi haber ajansı Xinhua, kazaya sinyalizasyon sisteminde yaşanan bir hatanın sebep olduğunu bildirdi.
Yeraltı trenlerini işleten şirketten yapılan açıklamaya göre kazada onuncu hat üzerindeki iki tren çarpıştı.
Reuters haber ajansı, kaza anında trenlerin otomatik idare sisteminde arıza olduğunu, bu sebeple sürücüler tarafından idare edildiğini bildirdi.
Bir görgü tanığı, durmakta olan trene çarpan trenin ilk vagonunda her tarafın kan içinde olduğunu söyledi.

Filipinler'deki Tayfunda 58 Ölü, 28 Kayıp
03 Ekim 2011

Filipinler'de ardarda gelen Nesat ve Nalgae tayfunları ülkede hayatı felç etti. Cezayir'de ise ülkenin güneyini etkisi altına alan aşırı yağış ve sel sebebiyle 8 kişi öldü.

Geçen hafta Nesat tayfununun vurduğu Filipinler, hafta sonunda da Nalgae tayfununa teslim oldu.
5 gün arayla gelen iki tayfun sebebiyle 58 kişi öldü, 400 bine yakın kişi evsiz kaldı, kaybolan 28 kişiyi arama çalışmaları sürüyor.
Mali olarak zor durumdaki Filipinler hükümeti derme çatma çadırlarda yaşayan felaketzedelerin yardım ihtiyacını karşılamakta güçlük çekiyor.
Nesat tayfununun etkilediği Çin'in Hainan bölgesinde ise sel sularınının sürüklediği araçta mahsur kalan üç kişi ekiplerin saatler süren zorlu bir operasyonuyla kurtarıldı.
Cezayir'de 8 Kişi Öldü
Cezayir'de ise ülkenin güneyinde Cuma gününden beri devam eden aşırı yağışlar yüzünden dere yatakları taştı, bazı kasabalarda su baskınları meydana geldi.
Su baskınları üçü çocuk 8 kişinin ölümüne yol açtı.
TRT

Dang Hummasından Ölen Sayısı 180'e Ulaştı
07 Ekim 2011
Pakistan'da, sivri sinek ısırması sonucu bulaşan virüsün neden olduğu dang hummasından (dengue fever) ölenlerin sayısı 180'e yükseldi.

Pakistan Ulusal Sağlık Kurumu (NHD), doğudaki Lahor kentinde hayatını kaybeden 10 kişiyle birlikte ülke genelinde bugüne kadar 180 kişinin dang hummasına kurban gittiğini açıkladı.
NHD, yüksek ateş ve şiddetli kas ağrısından şikayetçi olanların acilen hastanelere başvurması ve sivri sineklerden korunması çağrısı yaptı.
Kurum, hafta başında yayımladığı bildiride, ülkede durumu ağır 160 kişinin tedavi altında olduğunu, 13 binden fazla kişin de dang virüsü taşıdığını açıklamıştı.
TRT

Orta Amerika'da ölü sayısı 61'e yükseldi
17 Ekim 2011
Orta Amerika'da 6 gündür süren şiddetli yağışların yol açtığı sel ve toprak kaymalarında ölenlerin sayısı 61'e yükseldi.

El Salvador sivil savunma dairesi başkanı Jorge Melendez, aşırı yağışların yol açtığı toprak kaymalarında 24 kişinin öldüğünü, 1982 yılında toprak kaymalarında yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği San Salvador yanardağının eteklerinde yaşayanların bölgeden tahliye edildiğini söyledi.

Guatemala Devlet Başkanı, sellerde 23 kişinin hayatını kaybettiği ülkede acil durum ilan ederken, Honduras'da 9 kişinin yaşamını yitirdiği, binden fazla kişinin tahliye edildiği belirtildi.

Yağışların şiddetini azaltmaya başladığı Nikaragua'da da 5 kişinin öldüğü kaydedildi.
haber10

Haiti'de Kolera Kabusu: 500 Bin Hasta
21 Ekim 2011
Depremin ardından kolerayla boğuşan Haiti'de, 7 bine yakın kişi koleradan hayatını kaybederken, kolera vakalarının sayısı 500 bine tırmanıyor.



Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) yapılan açıklamada, ülkedeki kolera vakalarının sayısının 2011'in sonuna kadar yarım milyona ulaşmasının beklendiğini açıkladı.
Açıklamada, bugüne dek 470 bin vakanın tespit edildiği ve 6 bin 600 kişinin hastalık nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi. DSÖ kolera uzmanı Claire-Lise Chaignat gazetecilere yaptığı açıklamada, Haiti'de hastalığın salgına dönüştüğünün sanıldığını kaydetti.
Chaignat, DSÖ'nün Haiti'de geniş kapsamlı bir aşı kampanyası yapılmasını değerlendirdiğini aktardı.
Ocak 2010'da 7 büyüklüğündeki depremin yaklaşık 220 bin kişinin ölümüne neden olduğu ülkede tam anlamıyla işleyen bir hükümetin bulunmaması sağlık sistemini de olumsuz etkiliyor.
TRT

Tam 800.000 Ev Yıkıldı
21 Ekim 2011
Son 50 yılın en büyük sel felaketini yaşayan Tayland'da ortaya çıkan rakamlar felaketin korkunç bilançosunu gözler önüne serdi.



Ülkedeki kentlerin üçte biri sel suları altında kaldı.
Aşırı yağışlar devam ederse, dünyanın en kalabalık kentlerinden biri olan başkent Bangkok'un da
sel tehdidi altında olduğu belirtiliyor.
Selden Tayland'ın 77 kentinin 27'si etkilendi. 1,6 milyon hektarlık arazi, yani kabaca Kuveyt ya da Svaziland kadar veya Porto Riko'nun iki katı kadar bir alan, su altında kaldı.
Şu ana kadar ölenlerin sayısı 342 ve selden etkilenen insan sayısı 2,4 milyon. Sel sularının yıktığı ev sayısı 800 bin ve selden etkilenen işletme sayısı yaklaşık 11 bin. Sel nedeniyle çalışamayan işçi sayısı 640 bin, selin üretim sektöründe yol açtığı mali kayıp yaklaşık 3,3 milyar dolar.
Ülkenin pirinç üretiminin, 7 milyon tonluk sel kaybı nedeniyle, bu yıl 18 milyon tona düşmesi bekleniyor. Bu yıl ayrıca 1,8 milyon adet otomobil üretmeyi hedefleyen Güneydoğu Asya'nın en büyük otomobil üreticisinin ülkede günlük üretim kaybı 6 bin adet.
Tayland ekonomisinin yaklaşık yüzde 40'ını başkent Bangkok oluşturuyor ve hükümet başkenti korumak için büyük çaba harcıyor.
TRT

Hindistan'da Köprü Faciası
23 Ekim 2011
Hindistan'ın kuzeydoğusundaki Darjiiling bölgesinde, bir nehrin üzerindeki ahşap köprünün çökmesi sonucu 13 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi ise kayıp...

Yetkililer, köprünün, köylülerin bir toplantı için üzerinde toplandığı sırada çöktüğünü belirtti.
Yardım görevlilerinin 21 metreden nehre düşenleri kurtarmak için hemen harekete geçtiği, 50'den fazla kişiyi yaralı olarak kurtardığı, ancak onlarca kişinin halen kayıp olduğu kaydedildi.
Bir polis yetkilisi, yerel yönetim liderlerinin konuşmalarını dinlemek için köprünün üzerinde yaklaşık 150 kişinin toplandığını söyledi.
Arama ve kurtarma çalışmalarının devam ettiği bildirildi.
TRT

Seller Dünyada Can Alıyor
22 Ekim 2011


Dünya elverişsiz hava şartlarının etkisinde...

Tayland'da selin bilançosu ağırlaşıyor. iki buçuk aydır devam eden muson yağmurlarının yol açtığı sel felaketinde ölü sayısı 356'ya yükseldi. İspanya'da sel 2 İngiliz turistin, İtalya'da da 1 kişinin ölümüne yol açtı. Çin'i ise soğuk ve sis vurdu.
Tayland'ın 3'te 2'si Su Altında

Son 50 yılın en büyük sel felaketini yaşayan Tayland'ın üçte ikisi su altında... Selin bilançosu giderek ağırlaşıyor..
Felaket sonucu şimdiye kadar 356 kişi ölürken, 110 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Temmuz ayının sonlarından bu yana etkili olan muson yağmurları milyarlarca dolar zarara yol açtı. Sel sonucu yaklaşık 700 bin kişi işsiz kaldı.

Sel, son haftalarda başkent Bangkok'a doğru taşmaya başladı. Görevli ve gönüllüler, kenti daha fazla su altında kalmaktan korumak için yoğun çaba harcıyor. Şiddetli yağışların 4 ila 6 hafta daha devam etmesi bekleniyor.

DSÖ'den Salgın Uyarısı

Dünya Sağlık Örgütü, Tayland'da salgın riski uyarısında bulundu. Ülkede ishal, solunum yolları, deri hastalıkları, konjonktiv iltihabı ve deng humması riskinin arttığını bildiriliyor.

Seller İspanya'da 2 İtalya'da 1 Can Aldı

Avrupa da elverişsiz hava şartlarının etkisi altında...
İspanya'nın Costa Blanca bölgesinde aniden bastıran yağış ve ardından gelen sel felaketinde 2 İngiliz turist öldü, 2 kişi yaralandı.

Sel, ev ve işyerlerinde de hasara yol açtı

İtalya'nın başkenti Roma'da da aşırı yağış hayatı olumsuz etkiledi. Bir kişi hayatını kaybetti. Sel, trafikte aksamalara yol açtı.

Çin Soğuk ve Sisle Boğuşuyor

Çin'de ise aniden düşen hava sıcaklığı buzlanma ve sise yol açtı. Özellikle ülkenin kuzeybatısında etkili olan soğuk ve sisli hava hayatı olumsuz etkiliyor.
TRT

461 ölü, 1352 yaralı
26 Ekim 2011

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) saat 09.00 itibariyle Richter ölçeğine göre 7.2 büyüklüğündeki Van depreminde 461 kişinin öldüğünü, 1352 kişinin yaralandığını açıkladı. Başbakan Erdoğan da, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda Van'da meydana gelen depremde kayıpların 63'ünün öğretmenler olduğunu açıkladı.
http://www.hurriyet.com.tr

ABD Kar Şokunda: 3 Ölü
Ekim 2011
ABD'nin kuzeydoğusunu kar erken vurdu; 3 kişi öldü, 2,7 milyon kişi elektriksiz kaldı.

ABD'nin kuzeydoğusunu erken vuran kar 3 kişinin ölümüne yol açtı.
Mevsim normallerine göre şubat ayında görülmesi beklenen yoğun kar bölgeyi ekim ayında vurunca kar yüzünden 2,7 milyon kişi elektriksiz kaldı, kar hava ve kara trafiğinde karışıklıklara neden oldu.
Yetkililer, elektriklerin geri gelmesinin birkaç gün sürebileceğini bildirdi.
Kötü hava koşulları yüzünden en az 3 kişinin öldüğü, New Jersey, Connecticut, Massachusetts ve New York'un bir kısmında olağanüstü hal ilan edildi.
Erken gelen kar bazıları içinse nimet oldu. Vermont'taki iki kayak merkezi sezonu erken açtı.
TRT


İtalya'da Sel 6 Can Aldı
04 Kasım 2011
İtalya'nın kuzeybatısındaki fırtına ve sellerde 6 kişi hayatını kaybetti.



İtalyan yetkililer, ölenlerden bazılarının çocuk olduğunu açıkladı.
Özellikle ülkenin kuzeybatı kıyısındaki Cenova'yı etkileyen yağış nedeniyle kentin büyük kısmı sular altında kaldı.
Yetkililer, durumun çok ciddi olduğunu belirterek, halkı dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Cenova Belediyesinden yapılan açıklamada, kent halkına seslenilerek, ''Evlerinizden çıkmayın, giriş katlarda yaşıyorsanız üst katlara çıkın, mağazaları kapatın ve arabalarınızı kullanmayın'' denildi.
Bölgeyi geçen hafta da fırtına ve seller vurmuş, Liguria ve Tuscany'de 10 kişi ölmüştü.
TRT

Kolombiya'da Toprak Kayması: 14 Ölü, 60 kayıp
06 Kasım 2011

Kolombiya'da aşırı yağışların yol açtığı toprak kayması can aldı. Manizales kentinde evler toprak altında kaldı, 14 kişi öldü, yaklaşık 60 kişiden ise haber alınamıyor.

Başkent Bogota'nın 165 kilometre kuzeybatısındaki Manizales'te, dağın bir kısmı yerleşim yerinin üzerine çöktü.
Çamur deryasına dönen bölgede 14 evin toprak altında kaldığı bildirildi.
Ekipler arama kurtarma çalışmalarına devam ediyor.
Yetkililer, çok sayıda kişinin kayıp olduğunu, ölü sayısının artabileceğini kaydetti.
Kolombiya'da Eylül ayında başlayan yağmur mevsiminde şimdiye kadar 57 kişi hayatını kaybetti.

TRT

Atlantik okyanusunda çevre felaketi
19 Kasım 2011

Brezilya'da petrol şirketi Chevron'a bağlı bir petrol sondaj kuyusundan sızıntı yaşandığını ancak şirketin bununla başa çıkmaya hazır olmadığı belirtiliyor.

Yetkili Fabio Scliar, Chevron'a bağlı kuyuda görevli personelin araştırmacılara, bu gibi acil durumlara tamamen hazırlıksız olduklarını söylediklerini belirtti.

Scliar, Chevron yetkililerinin Brezilya'da devlet tarafından işletilen Petrobras petrol şirketini bölgedeki sızıntı konusunda uyardığını da kaydetti.

Brezilya Çevre Koruma Örgütü, yaklaşık 110 bin galon petrolün Atlantik Okyanusu'na sızmış olabileceğini bildirdi.

Chevron yetkilileri ise sızıntının daha az olduğunu ve temizlik çalışmaları yapmak üzere bölgeye gemi gönderildiğini kaydetti. haber10

Sızıntının Sorumlusuna 28 Milyon Dolar Ceza
22 Kasım 2011
Brezilya açıklarındaki petrol sızıntısının sorumlusu olan Amerikan petrol firmasına 28 milyon dolarlık para cezası verildi.

Brezilya açıklarında iki haftadır devam eden petrol sızıntısının sorumlusu olan Amerikan petrol firmasına yaklaşık 28 milyon dolarlık para cezası verildi.

Açıklanan bu rakamla Brezilya çevre ajansı, petrol firmasını yasaların elverdiği en ağır para cezasına çarptırmaya hazırlanırken, yapılan inceleme sonucunda cezanın beş-altı katına çıkması ihtimali de gündemde...

Brezilya'nın Rio De Janerio kenti açıklarında, Amerikan petrol firmasının bir kuyuda çalışma yaptığı sırada başlayan petrol sızıntısı, iki haftadır devam ediyor.

Tahminler, okyanus tabanına 416 bin litreden fazla ham petrolün yayıılmış olabileceği yönünde...

Brezilya çevre ajansı, sızıntının sorumluluğunu kabul eden Amerikan petrol firmasını, yasaların elverdiği en ağır para cezasına çarptırmaya hazırlanıyor.

Yapılan inceleme sonucunda firmanın ihmalinin ortaya çıkması halinde, cezanın beş-altı katına çıkabileceği belirtiliyor.

Bazı Brezilyalı yetkililer, kazanın önlenebilir nitelikte olduğu, kazayla ilgili bilginin saklandığı ve bu durumla mücadele için geç harekete geçildiği suçlamalarında da bulundu. Ancak firma bu suçlamaları reddediyor.

Bu arada söz konusu sızıntının, Brezilya için bir sınav niteliğinde olduğu görüşü de gündeme geldi.

Çünkü son dönemde, Brezilya açıklarında zengin petrol yataklarının bulunduğu açıklandı. Tahminler, bu ülkenin en az 50 milyon varil petrole sahip olabileceği yönünde...
TRT

SIKLAŞIP ARTACAK DEPREMLERİN CİDDİYE ALINMAMASI KONUSUNDA DÜNYADAN DA İLGİNÇLİKLER...
23 KASIM 2011



Depremin fazla ciddiye alınmaması ve hazırlıkların da onca zaman sonra laf modunda başlaması, Van'daki durumun her türlü lafın ötesinde 'Cinayet' dolaylarında seyrettiği düşünülecek olursa, doğal felaketlerin cidden görmezden gelindiği anlaşılıyor...

Peki Neden?!..

Daha yaz aylarında Azeri bir profesörün, dünya liderlerine mektuplar göndererek, sıklaşacak doğal felaketler konusunda önemli politikacıları uyardığını okumuştuk...

Üstelik o yalnız da değildi...

Ondan önce ve sonra da birçok bilim adamı benzeri uyarılarda bulundu...

Baş gerekçesi, Güneş'teki izah edilemeyen faaliyetlerdir. Bu faaliyetlerin, dünyadaki elektromanyetik alanı etkildiği, büyük deprem aktiviteleri tipinden olayların da bu akımla yakından ilgili olduğu söylendi...

Ama burada, daha da vahim bir şeyden bahsedeceğiz:

Bilim adamları susturulmak isteniyor...

Deprem konusunda sürekli bağıran bilim adamları nerde?

TÜBA'dan atıldılar, "Kemalist" diye aşağılandılar vs. Bu insanların konuşması istenmiyor...

Sadece Türkiye'de mi?!..

Hayır!..

Japonya'nın dünyaca ünlü deprem uzmanı Katsuhiko Ishibashi, iki yıl önce, Kobe depremini beş az öncesinden tahmin etti. 2011 başında yaşanan 9 şiddetindeki depremin gelişini ve nükleer felaketi de önceden haber vermişti. Daha önceki tahminlerinde hep dalga geçilen bu adam sadece şimdi saygı görüyor. Onun pratiğinden çıkan sonuç, politikacılar ve özellikle ekonomi, "deprem istemiyor", yani lafı bile edilmeyecek, milyarlık beton projeleri aynen devam edecek!..

Bu temel anlayış, Türkiye'ye de hakim. Şimdi söylenen, çürük beton binaların yıkılıp, saülam beton binaların yapılmasından ibaret...

Yani sonuçta inşaat sektörü çalışacak -ekonomi dönecek!..
(-de dönebilecek mi?!..)

Ve ille de beton olacak...
(Niye?!.. Betona mı doğdunuz?!..)

Petrol sanayiinin bir yan ürünü olan beton, asfalt ve zifti sorgulayan yok. Sanki petrol sonsuza dek akmaya devam edecek, her yıl yol yaparak ziftlenen "Müslümanlar"ın istifledikleri paralarının ucu da Arş-ı Alaya erecek!..

Hiç beklenmeyen başka bir depremi de bir İtalyan bilim adamı önceden bildirdi...

O da ciddiye alınmadı, ama Abruzzen'de 5.8 şiddetinde deprem oldu, panikten insanlar öldü...

Şimdi giderek varılacak nokta şudur:

Nato kafa nato mermer rantiyeci "dindar" politika "geleneği", kendi duvarına toslamanın eşiğinde...

Daha şimdiden -medyatik balık aklına rağmen- halk; dere yataklarına yapılıp yıkılan ve "bu otellere girilebilir" denip ölünen felaket olaylarına bakarak, para için dünyanın tamamını betonla kaplamaktan başka aklı olmayan bir zararlı salaklarla karşı karşıya geleceğini anlamaya başladı...

Bir tarafta, dünya yıkılsa umurunda olmayan, sadece parasına bakan bir muktedirler sürüsü var, bir de depremde/salgında/selde ölen ve ölecek olan halk...

Şimdi farkına varılan, insanları susturmanın ve "işine" bakmanın da bir sınırı olduğudur...
(Bkz. Tahrir Meydanı)

O sınır aşılırsa, betoncu/rantiyeci siyasiler tayfası, halk tarafından yeryüzünden silinir...

Yani o sınır aşılmazsa iyi olur!..

http://konstantiniye.blogspot.com/

2011 felaketin habercisi olabilir
30 Kasım 2011
BM tarafından hazırlanan bir rapor, 2011’in, en sıcak 10’uncu yıl olduğunu ortaya koydu

Güney Afrika’nın Durban kentinde düzenlenen BM İklim Değişikliği Konferansı’nda açıklanan raporda, atmosferin soğumasına neden olan "La Nina" okyanus ve hava akımlarına rağmen, 2011’in en sıcak yıllardan biri olarak kayda geçtiği belirtilirken, sera gazlarının atmosferde yayılması engellenemezse, dünyanın geri dönüşü olmayan iklim değişiklikleriyle karşı karşıya kalabileceği uyarısı yapıldı.

Rapor hakkında Cenevre’de açıklama yapan Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Genel Sekreteri Michel Jarraud, Kuzey Kutbu’ndaki sularda buzul artışının bugüne kadar tespit edilen en düşük ikinci seviyede gerçekleştiğine de dikkat çekti. Dahası, Kuzey Kutbu’ndaki buzul seviyesinin en düşük seviyeye indiğini vurguladı.

Raporda dikkat çeken bir diğer önemli bilgi, kayıtlara geçen en sıcak 13 yılın, 1997’den sonra yaşanmış olması. En sıcak 10 yıllık dönem ise 2002-2011 olarak belirtildi.

SERA GAZLARI TEHDİDİ SÜRÜYOR

Uluslararası örgütler, iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarını engellemek için ortalama sıcaklıktaki küresel artışın 2 santigrat dereceyi geçmemesi gerektiğini şart koşmuştu. BM raporu ise atmosferde birikmeye devam eden sera gazlarının, bu limitin aşılmasına neden olabileceğini belirtti. Bu durumun, biyosfer ve okyanuslarda geri dönüşü olmayan olumsuz etkileri olabileceği uyarısı yapıldı.

Jarraud, atmosferdeki sera gazlarının artmaya devam ettiğini ve küresel ortalama sıcaklığı 2-2.4 santigrat artırabileceğini belirtti.

WMO, 2011 yılına ait küresel iklim verilerine ait en son güncellemeleri önümüzdeki Mart ayında yayımlayacak.
vatan

Hindistan'da hastane yangını: 88 ölü
Hindistan'ın batısındaki Kolkata şehrinde bugün sabah saatlerinde bir hastanede çıkan yangın sonucu 88 kişinin öldüğü bildirildi. Ölenlerden çoğunun hastalar olduğu belirtildi. Yetkililer, hastane görevlilerini yangın çıkınca hastaları binada bırakarak dışarıya kaçmakla suçluyor. Eyaleti Başbakanı Mamata Banerjee, bunun çok ciddi suçlamalar olduğunu ve konu ile ilgili gerekli adımların atılacağını kaydetti. 09.12.2011 MUMBAİ netgazete

380 Göçmeni Taşıyan Gemi Battı
17.12.2011
Endonezya'nın Java adası açıklarında, Ortadoğu'dan gelen 380 göçmeni taşıyan gemi battı, gemide Türkler de vardı.

Endonezya'nın Java adası açıklarında batan ve Ortadoğu'dan gelen göçmenleri taşıyan gemide 380 kişinin olduğu bildirildi.

Üst düzey bir acil durum yetkilisi, gemide bulunan 380 göçmenden 76'sının kurtarıldığını, yüzlerce kişinin ise hala kayıp olduğunu söyledi.

Aralarında Afgan, Türk, İranlı ve Suudi Arabistanlı göçmenlerin bulunduğu gemi Java adasının doğusundaki Prigi kıyısı yakınlarında batmıştı

Yerel hükümet yetkilisi Agus Sudarto'nun, balıkçılar tarafından kurtarılan yaralıların hastanede tedavi altına alındığı ancak durumlarının kritik olduğu sözlerine de yer verildi.

Antara, balıkçılara göre geminin kıyıdan 32 kilometre açıkta battığını ve kurtarılan yolcuların Afgan, Türk, İranlı ve Suudi Arabistan vatandaşı olduklarını bildirdi.
http://www.haberler.com/

Washi Fırtınası Filipinler'i Yıktı Geçti
19 Aralık 2011

Etkisini yiteren fırtına geride 684 ölü 800'den fazla da kayıp bıraktı. Afetten 143 bin kişi etkilendi...

Washi fırtınası Filipinler'in güneyini yıktı geçti.

Fırtına etkisini kaybetti, geride 684 ölü, 800'den fazla kayıp bıraktı.

Washi fırtınası, Filipinler'in güneyindeki Mindanao Adası'nı uykuda yakaladı, pekçok kent sel ile beraberinde getirdiği çamurun altında kaldı.

Evler nehirlere ve denize sürüklendi.

Bilanço çok ağır... Ölü sayısı artıyor, yüzlerce kayıp için arama çalışması sürüyor.
Maocu gerillalar da, felaketzedelere yardım için ateşkes ilan etti.
Filipinler bir yandan da hızla cesetleri toplayıp gömmek için zamanla yarışıyor, zira salgın hastalık tehlikesi giderek artıyor.
Afetten 143 bin kişi etkilendi.
45 bin kişinin sığınma merkezlerinde barındığı, binlerce kişinin de yakınlarının yanında kaldığı bildiriliyor.
TRT

Hindistan'da 26 Kişi Donarak Öldü
19 Aralık 2011
Hindistan devlet kanalı Door Darshan'ın haberine göre, ülkenin kuzey eyaletlerinden Uttar Pradeş'te soğuk havadan dolayı 26 evsizin yaşamını yitirdiği bildirildi. TRT

Katliam gibi trafik kazası: 25 ölü
21 Aralık 2011
Diyarbakır-Batman karayolunda bir TIR'la otobüs çarpıştı. Son gelen bilgilere göre trafik kazasında hayatını kaybedenlerin sayısı 25'e oldu. Feci kazada 16 kişi de yaralandı.
Kazada midibüste can veren yolcular arasında Siirt Üniversitesi öğrencileri ve bir de çocuk bulunuyor.
haber7

Filipinler'de 1000'den fazla insan kayıp
23 ARALIK 2011

Filipinler hükümeti büyük felakete yolaçan Washi tayfunu ardından 1079 kişinin hala kayıp olduğunu bildirdi.

Geçen Cumartesi günü Mindanao adasını etkisi altına alan tayfunda şimdiye dek 1000'den fazla insan öldüğü belirlendi.

Cagayan de Oro ve Iligan kentlerinde birçok mahalle, olduğu gibi sellerde sürüklendi. Daha önce verilen tahmini kayıp sayısı 51'di ancak yetkililer yeni açıklanan sayıya, daha önce kayıp oldukları farkedilmeyen ve kentlerde çalışan köy kökenli göçmen işçilerin de dahil edildiği belirtildi.

BBC'nin Manila'daki muhabiri Kate McGeown, bu son kayıp sayısının da kesin olmayabileceğini belirtiyor.

Bölgede henüz öldükleri haber alınmamış olan aileler bulunduğu, kayıplardan bazılarının da kimlikleri belirlenemeyen ölüler arasında olabileceği kaydediliyor.

BBC Muhabiri, Filipinler'in yaşadığı felaketin boyutlarının yetkililerin ilk tahmininden çok daha büyük olduğunu kaydediyor.

Washi tayfunundan 338 bin kişi etkilendi ve 10 bini aşkın ev hasar gördü. On binlerce kişi, halen tahliye edildikleri merkezlerde barınıyor.

Ölümlerin çoğu, tayfun yüzünden ırmakların taşarak toprak kaymalarına yolaçması sırasında insanların uykuda olmasından kaynaklandı.

Yardım örgütleri yerel halka destek çağrısında bulunuyor. BM örgütü felaketzedelere su ve temiz koşullar sağlanabilmesi için 28,6 milyon dolarlık fon talebinde bulundu.

BM İnsancıl yardımlar koordinatörü Soe Nyunt-U, dün Manila'da gazetecilere yaptığı açıklamada "İnsanlar çektikleri açlık ve verdikleri kayıplar yüzünden zaten çok güç durumda. Bir de salgın hastalık çıkmasını önlemek içinburadaki yaşam koşullarını en kısa zamanda iyileştirmemiz gerekiyor." dedi.

BBC

Umut Yolculuğu Faciayla Bitti!
25 Aralık 2011
Atlas Okyanusu'nda, Küba'nın doğusunda, Haitili göçmenleri taşıyan tekne battı. Kazada 38 kişi öldü.

Kübalı yetkililer, kazanın, Amerika Birleşik Devletleri'nin terör zanlılarını hapsettiği Guantanamo üssü açıklarında meydana geldiğini duyurdu.

Başkent Havana'nın bin kilometre açığında yaşanan kazada, 38 kişinin boğularak öldüğü açıklandı. 4'ü çocuk 87 kişinin ise kurtarıldığı bildiriliyor.

9 milyon nüfuslu Haiti dünyanın en yoksul ülkelerinden biri.
Zaten kötü olan ülke ekonomisi, geçen yıl meydana gelen ve 200 binden fazla insanın öldüğü depremle iyice bozulmuş durumda.
Her yıl binlerce kaçak Haitili göçmen, Amerika Birleşik Devletleri'ne ulaşıp daha iyi bir hayat yaşamak amacıyla tehlikeli yolculuklara çıkıyor.
TRT

İzmir Açıklarında Türk Gemisi battı
27 Aralık 2011
İzmir Valisi Cahit Kıraç, bu sabah acil yardım çağrısı yapan ve mürettebatı tahliye edilen ''Doğu Haşlama'' adlı kuru yük gemisinin, uluslararası sularda battığını bildirdi.

Kıraç, Ukrayna'dan aldığı bin 700 ton amonyum nitratı İsrail'e götürmekte olan ''Doğu Haşlaman'' isimli Türk bandıralı kuru yük gemisinin, 10.30 civarında su alma sonucu acil yardım çağrısında bulunduğunu hatırlatarak, Sahil Güvenliğe bağlı ekiplerin ve bir helikopterin ivedilikle çağrı yapılan bölgeye yönlendirildiğini hatırlattı.

İki yaralının helikopterle Yeşilyurt Hastanesine intikal ettiğini ancak burada yapılan müdahaleye rağmen hayatlarını kaybettiklerini ifade eden Kıraç, 11 kişilik mürettebattan kalan 9 kişinin ise Sahil Güvenlik ekiplerinde Çeşme'ye intikal ettiklerini bildirdi.
haber1001

Hava saldırısında ölen 35 kişi toprağa verildi
30 ARALIK 2011



Önceki gün Türkiye Irak sınırına düzenlenen hava saldırısında yaşamını yitiren 35 kişi için bugün Şırnak'ta cenaze törenleri düzenlendi.

Otopsilerin tamamlanması ardından cenazeler bu sabah ailelerce alınıp Uludere yakınındaki Gülyazı Köyü'ne götürüldü.



Büyük bir kalabalığın katıldığı törende, cenazeler omuzlarda bir kortej halinde mezarlığa taşındı.

Ölenlerin yakınları ağıtlar yakarken, bazı kadınlar fenalık geçirdi.

Cenaze törenine ölenlerin yakınlarının yanı sıra BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin
Tanrıkulu da katıldı.

Demirtaş, cenazelerin toprağa verilmesi ardından yaptığı konuşmada, yetkililer ve medyaya eleştirilerini sürdürdü, konunun ülke gündeminden gizlendiğini savundu.

Ölenlerin sivil olduğunun ortaya çıkması ardından Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğam bugün ilk kez açıklama yaparak, olaydan üzüntü duyduklarını ifade etti.

Tepkisini sürdüren BDP kaçmaya çalışanların yolunun kesildiğini öne sürerken, CHP özür talebinde bulundu.

Hükümet adına ilk açıklama olaydan neredeyse bir gün sonra, dün akşam saatlerinde yapılmış, bu kişilerin muhtemelen sınırdan kaçakçılık yapan sivil gençler olduğu kabul edilmiş, ancak hükümet üyelerinden bölgeye gidip inceleme yapan olmamıştı.

Bu noktaya dikkat çeken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin ayrıca hayatını kaybedenlerin ailelerinden özür dilemesi gerektiğini belirtti.

"Hükümetin derhal özür dilemesi lazım. Hükümetin derhal o bölgeye bakan göndermesi lazım. Hükümetin o yurttaşların ailelerinden özür dilemesi lazım. Sessizlik sorumluluğu ortadan kaldırmaz ki." dedi.
Operasyonun istihbarat üzerine yapıldığı açıklamasına da vurgu yapan Kılıçdaroğlu, bunu eleştirerek "Kendi ülkesinde istihbaratı kaos yaşayan bir ülke nasıl olur da Orta Doğu'da güçlü bir ülke olabilir. Bu soru herhalde sadece bizim aklımıza gelmiyor." dedi.

BDP: Önleri kesildi

Haftanin bölgesindeki operasyona en sert tepki ise BDP'den geliyor.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Şırnak'ın Uludere ilçesinde PKK'lı zannedilerek öldürüldükleri belirtilen sivillerin önlerinin bölgedeki askerler tarafından kesilerek yönlerinin değiştirildiğini ardından da uçaklarla bombalandığını ileri sürdü.

BDP Eş Başkanı Demirtaş, ANKA haber ajansına yaptığı açıklamada, "Yaklaşık 50 kişiden oluşan bir grup köylü köylerine ulaşmak üzereyken karakol görevlileriyle karşılaşmış. Görevliler 'buradan geçmeyin' diyerek başka bir yol göstermiş. Köylüler o yola girdikten bir süre sonra uçakların bombalı saldırısına uğramışlar" dedi.

TSK bugün yaptığı açıklamada ise "28 Aralık 2011 gecesi sınır ötesinde meydana gelen olayda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, aile yakınlarına sabır ve başsağlığı dileriz." dedi.

Encü: Karakol Irak'a gidip geldiğimizi biliyordu

Ölümlerin ardından bölgeye giderek ön izleme raporu hazırlayan İnsan Hakları Derneği ve Mazlum-Der heyetleri de bombardımandan sağ kurtulan Hacı Encü adlı kişinin ifadelerine yer veren bir rapor hazırladı.

Raporda Encü'nün "40-50 kişilik bir grupla birlikte mazot ve gıda maddesi getirmek üzere, yine bu sayıda katırla beraber sınırın Irak tarafına geçtik. Karakola özellikle bir bilgilendirme yapmadık ancak gidip geldiğimizi zaten biliyorlardı" dediği aktarılıyor.

Rapora göre, insansız hava aracının sesini duyduklarını da belirten Encü, "Ancak sürekli gidip geldiğimiz için yolumuza devam ettik." diyor ve tam sınırda olan köyün yaylasına vardıklarında yaylanın askerler tarafından tutulduğunu gördüklerini, sınırı geçemedikleri için sıkıştıklarını ve bu sırada uçaklar tarafından bombalandıklarını söylüyor.
Ölenlerin çoğunluğunun, Ortasu köyündeki gönüllü köy korucularının çocukları olduğu belirtiliyor.

BDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın olaya tepki gösterilmesi için eylemler düzenlenmesi çağrısı ardından dün İstanbul, Diyarbakır, Muş, Hakkari ve Mersin'de gösteriler düzenlenmiş, İstanbul'daki gösteride polisle çatışmalar yaşanmıştı.

Bugün de Van, Muş, Hakkari, Elazığ, İstanbul, Sivas, Adıyaman, Batman ve Şırnak'ta protesto gösterileri düzenlendi.

Van'ın ve Batman'daki gösterilerde polisle çatışmalar çıkarken 20'den fazla kişi gözaltına alındı.

BBC

Büyük deprem: Tunus düştü, Mısır sarsılıyor!
27 Ocak 2011

ABD'nin arka bahçesi alev alev yanıyor.

"Dost ve müttefik rejimler" sarsılıyor. Onlarca yıl nefesleri kesilen kitleler sokaklara iniyor, yolsuz ve kirli yönetimleri sorguluyor, diktatörler yolcu ediyor. ABD endişeli, İsrail endişeli, Fransa endişeli, bölgedeki rejimleri korku sarmış. Şiddetli bir deprem bütün bölgeyi sarsıyor, ardı ardına şok dalgaları vuruyor.

"Tunus düştü, Lübnan düştü, Mısır test ediliyor" diyenler var. Bu dalga, bildiğimiz, rejim değişikliği projelerini içeren "kadife devrimlerden mi yoksa bölgenin kendi dinamikleri mi harekete geçti" şeklinde sorgulayanlar var. Moritanya'da, Yemen'de, Ürdün'de, Cezayir'de ve en şiddetlisi Mısır'da kitleleri sokağa döken coşku ve cesaretin hangi noktada duracağı bilinmiyor.

Bölgede rejimlerin ardı ardına yara almasının sadece Ortadoğu'nun değil, dünyanın güç dengesini altüst edeceğini herkes biliyor. Bu yüzden de, "sorun" sadece bölge ülkelerinin değil, bütün dünyanın "sorunu" olarak algılanıyor.

Tunus'ta günlerce devam eden isyana dikkat kesilmeyenler, gelişmelerin ne tür değişikliklere yol açabileceğini sorgulamayanlar, siyasi boyutuna asla değinmeyenler, "küçük bir huzursuzluk ve güvenlik birimleri nasılsa kontrol edecektir" basitliğine düşenler veya "tehlikeyi" özenli dünyanın gündeminden uzak tutanlar yine sessizlik içinde.

Başkentlerde, güvenlik merkezlerinde ne tür planlar yapıldığını, sessizliğin arkasından ne geleceğini kimse bilmiyor. Arkalarına dünyanın askeri ve siyasi gücünü alan, karşılığında kaynak sunan rejimlerle bu ortakları varolan statükonun sarsılmaması için ne tür sürprizlere hazırlanıyorlar, bilinmiyor. Batı medyası, Ortadoğu medyası, Türk medyası gelişmelerin vahametini, muhtemel sarsıcı etkilerini neden sorgulamaz, tartışmaz anlamak mümkün değil.

Oysa şu anki süreç dünyayı şok edecek boyutlara ulaşabilir. Olabilirlik konusunda yeterli işaretler henüz yok ama bu dalganın nasıl şekil alacağını kestirmek de zor görünüyor.

Tunus'ta bir rejim değişimi henüz söz konusu değil. İktidar elitleri, Zeynelabidin bin Ali ekibi hâlâ iktidarda ve sokaklar, muhalefet iktidar üzerinde söz sahibi değil. Üstelik bundan sonraki krizde ordunun ülke yönetimi üzerine sıkı denetim kurması "askeri yönetim"in bazı ülkelerle ilişkileri ile birlikte farklı bir soruna dönüşebilir. Geçici bazı demokratik iyileştirmeler yanıltıcı olabilir.

Tam bu dönemde Filistin yönetimiyle ilgili kamuoyunu ve Müslüman dünyayı şok edecek gizli bilgilerin servis edilmesi, benzer bir sürecin Filistin'de yaşanmasına sebep olabilir ve El Fetih iktidarının sonunu getirebilir. Ürdün'de, Cezayir'de, Yemen'de benzer hareketlenmeler söz konusu. Ancak en önemli haberler Mısır'dan geliyor.

Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek sonrasının belirsizliği birkaç yıldır en önemli tartışma ve istikrarsızlık sebebiydi. Tunus'tan sonra Mısır'da protestolar bu belirsizlikle daha da güç kazandı. Mısır Tunus değil, Cezayir değil, Ürdün değil. Mısır'da bir dönüşüm bütün Ortadoğu'yu, Kuzey Afrika'yı dalga dalga etkileyecektir. Sudan'dan Suriye'ye kadar uzanan bölgede en güçlü muhalefet Müslüman Kardeşler'in o ülkelerdeki uzantılarıdır. Mısır'da Müslüman Kardeşler'in etkin olacağı bir yönetim şeklinin aynı bölgede derin değişimleri davet edeceğini söylemek abartı olmayacaktır. Bir tür Müslüman Kardeşler Kuşağı, bugünkü dünyada nasıl etki uyandırır?

Birinci Dünya Savaşı sonrası bölgenin yeniden kuruluşu anlamına gelir bu. Dolayısıyla Mısır'ı dikkatle takip etmek gerekiyor. Gösterilerin yayılması, kanlı müdahalelere yol açabilir. Mübarek'ten sonra iktidara gelip gelmeyeceği tartışılan oğul Cemal Mübarek'in eşi ve çocuğuyla Londra'ya gitmesi, bazılarına göre ülkeyi terk etmesi bir tür "Tunus sendromu"nun Kahire'de etkili olduğu izlenimi veriyor. Ölümler artıyor, protestolar şiddetleniyor. Gösteriler yasaklanıyor, on binlerce kişi sokaklara dökülüyor.

Peki bu dalganın ardında ne var? Görünüşe göre, kitlelerin öfkesini büyüten bütün gerekçeler mevcut. Baskı, yolsuzluk, demokrasi ve özgürlük sorunları, ülkelerin
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Prş Arl 24, 2015 1:07 am    Mesaj konusu: Büyük deprem: Tunus düştü, Mısır sarsılıyor! Alıntıyla Cevap Gönder

Büyük deprem: Tunus düştü, Mısır sarsılıyor!
27 Ocak 2011

ABD'nin arka bahçesi alev alev yanıyor.

"Dost ve müttefik rejimler" sarsılıyor. Onlarca yıl nefesleri kesilen kitleler sokaklara iniyor, yolsuz ve kirli yönetimleri sorguluyor, diktatörler yolcu ediyor. ABD endişeli, İsrail endişeli, Fransa endişeli, bölgedeki rejimleri korku sarmış. Şiddetli bir deprem bütün bölgeyi sarsıyor, ardı ardına şok dalgaları vuruyor.

"Tunus düştü, Lübnan düştü, Mısır test ediliyor" diyenler var. Bu dalga, bildiğimiz, rejim değişikliği projelerini içeren "kadife devrimlerden mi yoksa bölgenin kendi dinamikleri mi harekete geçti" şeklinde sorgulayanlar var. Moritanya'da, Yemen'de, Ürdün'de, Cezayir'de ve en şiddetlisi Mısır'da kitleleri sokağa döken coşku ve cesaretin hangi noktada duracağı bilinmiyor.

Bölgede rejimlerin ardı ardına yara almasının sadece Ortadoğu'nun değil, dünyanın güç dengesini altüst edeceğini herkes biliyor. Bu yüzden de, "sorun" sadece bölge ülkelerinin değil, bütün dünyanın "sorunu" olarak algılanıyor.

Tunus'ta günlerce devam eden isyana dikkat kesilmeyenler, gelişmelerin ne tür değişikliklere yol açabileceğini sorgulamayanlar, siyasi boyutuna asla değinmeyenler, "küçük bir huzursuzluk ve güvenlik birimleri nasılsa kontrol edecektir" basitliğine düşenler veya "tehlikeyi" özenli dünyanın gündeminden uzak tutanlar yine sessizlik içinde.

Başkentlerde, güvenlik merkezlerinde ne tür planlar yapıldığını, sessizliğin arkasından ne geleceğini kimse bilmiyor. Arkalarına dünyanın askeri ve siyasi gücünü alan, karşılığında kaynak sunan rejimlerle bu ortakları varolan statükonun sarsılmaması için ne tür sürprizlere hazırlanıyorlar, bilinmiyor. Batı medyası, Ortadoğu medyası, Türk medyası gelişmelerin vahametini, muhtemel sarsıcı etkilerini neden sorgulamaz, tartışmaz anlamak mümkün değil.

Oysa şu anki süreç dünyayı şok edecek boyutlara ulaşabilir. Olabilirlik konusunda yeterli işaretler henüz yok ama bu dalganın nasıl şekil alacağını kestirmek de zor görünüyor.

Tunus'ta bir rejim değişimi henüz söz konusu değil. İktidar elitleri, Zeynelabidin bin Ali ekibi hâlâ iktidarda ve sokaklar, muhalefet iktidar üzerinde söz sahibi değil. Üstelik bundan sonraki krizde ordunun ülke yönetimi üzerine sıkı denetim kurması "askeri yönetim"in bazı ülkelerle ilişkileri ile birlikte farklı bir soruna dönüşebilir. Geçici bazı demokratik iyileştirmeler yanıltıcı olabilir.

Tam bu dönemde Filistin yönetimiyle ilgili kamuoyunu ve Müslüman dünyayı şok edecek gizli bilgilerin servis edilmesi, benzer bir sürecin Filistin'de yaşanmasına sebep olabilir ve El Fetih iktidarının sonunu getirebilir. Ürdün'de, Cezayir'de, Yemen'de benzer hareketlenmeler söz konusu. Ancak en önemli haberler Mısır'dan geliyor.

Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek sonrasının belirsizliği birkaç yıldır en önemli tartışma ve istikrarsızlık sebebiydi. Tunus'tan sonra Mısır'da protestolar bu belirsizlikle daha da güç kazandı. Mısır Tunus değil, Cezayir değil, Ürdün değil. Mısır'da bir dönüşüm bütün Ortadoğu'yu, Kuzey Afrika'yı dalga dalga etkileyecektir. Sudan'dan Suriye'ye kadar uzanan bölgede en güçlü muhalefet Müslüman Kardeşler'in o ülkelerdeki uzantılarıdır. Mısır'da Müslüman Kardeşler'in etkin olacağı bir yönetim şeklinin aynı bölgede derin değişimleri davet edeceğini söylemek abartı olmayacaktır. Bir tür Müslüman Kardeşler Kuşağı, bugünkü dünyada nasıl etki uyandırır?

Birinci Dünya Savaşı sonrası bölgenin yeniden kuruluşu anlamına gelir bu. Dolayısıyla Mısır'ı dikkatle takip etmek gerekiyor. Gösterilerin yayılması, kanlı müdahalelere yol açabilir. Mübarek'ten sonra iktidara gelip gelmeyeceği tartışılan oğul Cemal Mübarek'in eşi ve çocuğuyla Londra'ya gitmesi, bazılarına göre ülkeyi terk etmesi bir tür "Tunus sendromu"nun Kahire'de etkili olduğu izlenimi veriyor. Ölümler artıyor, protestolar şiddetleniyor. Gösteriler yasaklanıyor, on binlerce kişi sokaklara dökülüyor.

Peki bu dalganın ardında ne var? Görünüşe göre, kitlelerin öfkesini büyüten bütün gerekçeler mevcut. Baskı, yolsuzluk, demokrasi ve özgürlük sorunları, ülkelerin kaynaklarının peşkeş çekilmesi, başkentlerin dışa bağımlılığı ve kitleleri umursamaması.

Ama birileri bu öfke üzerinden hesap yapmış olabilir mi? Bu her zaman mümkün. Tunus'ta da tartışılan bu... Gerçekten ülke dinamikleriyle sınırlı kitlesel bir tepki mi yoksa el altından yürütülen gizli bir operasyon mu? Henüz netleşmiş değil. Daha önceki Kadife devrimler gibi bir organizasyon açıktan kendini hissettirmiyor. Bazıları, Bin Ali'nin son yıllarda İsrail karşıtı politikalara girişmesinin bedelini ödediğini iddia ediyor. Bazıları ise Tunus'ta olanlardan en büyük zararı İsrail ve ABD'nin gördüğünü...

Her ne olursa olsun, bölge ülkelerinde demokrasinin güçlenmesi, özgürlük alanlarının genişlemesi, 20. yüz yıl boyunca devam eden sömürge politikalarını derinden etkileyecek, bazı güçlerin işlerini zorlaştıracak. Daha şimdiden gelinen sürecin ABD'nin Ortadoğu politikalarında bir "U" dönüşünü zorunlu kılacağı söyleniyor. Tartışmaları devam ettirmek, sorgulamak, gelişmeleri analiz edebilmek şu an için son derece öncelikli hatta zorunlu. Bölge ülkeleri için de, ABD ve Avrupa için de, Türkiye için de durum böyle.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, "ABD'nin sarsılmaz dostu olan Mısır hükümetinin istikrarını koruduğunu" açıkladı. ABD için öncelik "istikrar" görünüyor. Ama bu açıklama, istikrarın "korunamaması"nın da pek muhtemel ve yakın olduğu korkusunu ele veriyor.

Mısır'a dikkat. Mısır değişirse bütün bölge değişecek. Bölgenin değişmesi dünyanın değişmesi demektir.

Neler oluyor? ABD'nin arka bahçesi alevler içinde... Dost ve müttefik rejimler sarsılıyor? Fay hatları hareketlendi ve bu sefer depremin şiddeti çok yüksek olacak gibi....
Yenisafak

Bodrum'da çok sayıda araç sele kapıldı
28 Ocak 2011 Muğla Bodrum'da sabah saatlerinde başlayan ve akşam da etkisini sürdüren şiddetli yağış nedeniyle,çok sayıda ev eve işyeri sular altında kalırken yaklaşık 10 araç da sel sularına kapıldı.haber7

Amerika'da 4 bin 400 uçuş iptal edildi
1 Şubat 2011

ABD'de fırtına ve kar yağışı nedeniyle 4 bin 400 kadar uçuş iptal edildi.

Hava trafiğine ilişkin haberler veren FligtAware sitesindeki haberde, hava yolu şirketlerinin önlem olarak birçok seferi iptal ettiği belirtildi.

Kötü hava koşullarından en çok etkilenen yerin Chicago'daki havaalanı olduğu ve burada 800 kadar uçuşun iptal edildiği belirtiliyor. haber10

Pakistan’daki 6.2’lik depremi tahmin eden merkezin başkanı: "2011-2015 yılları arasında İstanbul ve İzmir’de 6.5’ten büyük deprem olma olasılığı çok yüksek"
31 Ocak 2011

Hazırladığı “yerkürede oluşacak olağanüstü değişimler” konulu raporu 80’den fazla ülkenin devlet başkanına sunmakla tanınan merkezi Londra’da bulunan Uluslararası Deprem Tespiti Ağı (GNFE) ve IC-Geochange Uluslararası Küresel Değişim Kurulu Başkanı, Azeri bilim adamı Prof. Dr. Elçin Halilov (Elchin Khalilov), Milliyet’in sorularını yanıtladı. Halilov, 2011 ve 2015 yılları arasında başta İstanbul ve İzmir olmak üzere büyüklüğü 6.5 ve daha üzeri deprem olma olasılığının çok yüksek olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“En yüksek risk 2013 ve 2014 yıllarında. Bu yıllar içinde Türkiye’de Kuzey Anadolu Fayı üzerinde 4, Ege’de 1 ve Doğu Anadolu Fayı üzerinde bir olmak üzere büyüklüğü 6.5 ve üzerinde deprem olma olasılığı çok yüksek. Bilim adamları deprem olma olasılıklarını 30-40 yıl gibi uzun yıllara yayarak sorumluluktan kaçıyorlar. Dünyanın çekirdeğinde çok yüksek enerji birikimi var. Bu enerjinin dışarı çıkışı 2015 yılına kadar devam edecek. 1998’de başlayan ve 2015 yılına kadar sürecek olan bu periyot afet periyodu olacak. Yerkürede belirli zaman aralıklarıyla böyle yoğun afetlerin görüldüğü dönemler olmuştur. Ancak bu seferki daha yoğun gerçekleşecek.” habertürk

FAO: Dünya çapında gıda fiyatları yükseliyor

3 ŞUBAT 2011

Bir alışveriş sepetindeki temel gıda maddelerinin toptan fiyatını esas alan FAO Gıda Fiyatları Endeksi, Aralık'a göre yüzde 3,4 artış kaydererek ortalama 231 puana çıktı.

Gıda Fiyatları Endeksi 7 aydır sürekli yükseliyor.

FAO'da görevli ekonomist Abdülrıza Abbasyan, önümüzdeki aylarda da gıda fiyatlarındaki artışın sürmesinin beklendiğini kaydetti.
Gıda Fiyatları Endeksi, FAO'nun ölçümlere başladığı 1990 yılından bu yanaki en yüksek düzeye çıkmış durumda. Endeks, Kamerun, Haiti ve Mısır gibi ülkelerde, artan gıda fiyatları yüzünden şiddetli gösterilerin yaşandığı 2008 Haziran'ına kıyasla da, daha yüksek.
Ocak ayında Gıda Fiyatları Endeksi, et dışındaki her gıda maddesinde, artış kaydetti.
Önemli bir buğday üreticisi olan Avustralya'daki seller, buğday ve diğer tahılların fiyatlarını tırmandırırken, süt ve süt ürünlerinde özellikle yüksek bir artış gözlendi. Bunda, arz düşüşü ile Çin ve Hindistan gibi yükselen ekonomilere sahip ülkelerden gelen talebin artması rol oynadı.
Pirinç fiyatlarıysa, birçok ülkede hasat dönemi olması yüzünden, bir miktar düştü.
Avrupa'da büyük miktarlarda hayvan yeminde zehirlenme olduğu saptanması ardından fiyatların düşmesine rağmen, Et Fiyatları Endeksi 166 puanda seyretmeye devam etti. Bunun ardında, Brezilya ve ABD'de et fiyatlarının biraz artması yatıyor.
Şeker fiyatları da, arzdaki kısıtlılık yüzünden yüksek seyretmeye devam etti.
Siyasi huzursuzluklar
Cezayir ve Tunus'ta başlayarak Mısır ve Ürdün'e sıçrayan hükümet aleyhtarı gösterilerin ardındaki nedenlerden biri, yükselen gıda fiyatları.
Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, dünya liderlerin, gıda fiyatlarındaki gelişmelere öncelik vermeye çağırdı ve inip çıkan fiyatların yarattığı soruna çare üretilmesini istedi.
Zoellick, "yiyecek fiyatları dahil, her alanda ve geniş çaplı olarak fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalacağız." dedi. BBC

Hindistan'daki tren kazası: 19 ölü
2 Şubat 2011
YENİ DELHİ- Hindistan'daki tren kazasında ölenlerin sayısı 19'a yükseldi.

Hindistan'ın kuzeyinde aşırı kalabalık bir yolcu treninin üzerinde seyahat eden sınır polisi olmaya aday 18 genç, Şahcihanpur şehri yakınlarında alçak bir köprüye çarparak öldü. Yetkililer, Uttar Pradeş eyaletinde Hindistan'ın Tibet sınırında görevlendirilmek üzere paramilis gücüne alınacak 461 kişi arasında yer almak için iş görüşmesine giden ancak alımın ertelenmesi nedeniyle evlerine dönen 18 gencin, trenin üzerinde seyahat ederken, alçak bir köprüye çarparak öldüğünü bildirdi.

Kazada, 9 kişinin de yaralandığı belirtildi. habertaraf

OSTİM'de İkinci Patlama


Sellerin Bilançosu Ağır

Brezilya'da sel yüzünden ölenlerin sayısı 655'e yükselirken, Avustralya'da ise selin açtığı zarar 10 milyar dolardan fazla...



17.01.2011

Brezilya’da sel ve toprak kaymalarında ölenlerin sayısı 655’e yükseldi.
Yüzlerce can alan sel sularından geriye, sular altında kalmış eşyalarını kurtarmaya çalışan selzedeler, sığınacak bir yer arayan binlerce kişi kaldı.

15 bin kişi çadır kentlere yerleştirildi. Hala yardım ulaştırılamayan köyler bulunuyor.

Teresopis bölgesinde çamur ve enkazın altından günlerdir sürekli cesetler çıkarılırken mucize bir kurtuluş yaşandı.

16 saattir çamur ve yıkılan binaların enkazının altında kalan 42 yaşındaki Marcelo Fonseca, kurtarma ekiplerinin saatler süren çabalarının ardından sağ salim çıkarıldı.

Çamur tabakasının dört metre altında kalan Foncesa’nın boğulmasını başının üzerine yıkılan bir duvar parçası engelledi.

Bir metre kalınlığındaki duvar parçası, bütün bedeni çamura gömülen Meksikalının nefes alarak hayatta kalmasını sağladı.

Kurtarma ekiplerinin titizlikle yürüttüğü çabalar sonucunda ölümün eşiğinden dönen Foncesa, sevinç çığlıkları ve alkışlar eşliğinde çamurdan çıkarıldı.

Hastaneye kaldırılan Meksikalı afetzedenin sağlık durumunun iyiye gittiği bildiriliyor.

Avustralya’da Zarar 10 Milyar Doları Geçti
Sele teslim olan Avustralya’da ise felaketin izleri silinmeye çalışılıyor.

Queensland eyaletinde selin vurduğu şehir ve kasabalarda yaşayan onbinlerce kişi ev ve işyerlerini temizlemeye çalışırken, ülkenin güney eyaletlerinden de yeni sel haberleri geliyor.

Yetkililer, sadece Oueesland’daki maddi zararın 10 milyar dolar olduğu açıklandı.

Sri Lanka’da 40 kişi Ölürken Yüzbinlerce Kişi Evsiz ve Aç
Sellerin 40 kişinin ölümüne yol açtığı Sri Lanka’da da yüzbinlerce kişi evsiz ve aç...

Yardımların halka ulaştırılmaması, sel mağdurlarını isyan ettirdi. Bin kişi, bir köyde hükümet binasını ve depoyu bastı, çıkan çatışmada bir görevli yaralandı.

ABD’de İki Eyalet Sular Altında...
Şiddetli yağışlar Amerika Birleşik Devletleri’nin batı kıyısında da etkisini gösteriyor.

Oregon ve Washington eyaletinde birçok yerleşim yeri sular altında kaldı. Sel nedeniyle birçok kişi evlerinde mahsur kaldı, yollar kapandı.

Filipinler’de 48 Kişi Öldü
Filipinler’in güneyindeki Mindanao adasında ise sel felaketi ve toprak kaymasında 48 kişi hayatını kaybetti.

22 gündür devam eden yağışlarda 35 milyon dolarlık hasarın oluştuğu bildirildi.
TRT

Suudi Arabistan'a kar yağdı
19 Ocak 2011

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da aşırı yağmur nedeniyle okulların tatil edildiği bildirildi.

Saatler süren yağmurun ardından Riyad'ın yanısıra doğu eyaleti, Tebük, Asir ve Baha bölgelerinde insanlar evlerinden çıkamadı.

Medyada yer alan haberlere göre kuzey bölgesi Tebük'e kar yağdı ve Tebük yakınlarındaki Aluz ve Talfaha tepeleri karla kaplandı. Meteoroloji ve Çevre Başkanlığı, Tebük'te sıcaklığın sıfırın altına indiğini kaydetti.

Aşırı yağmur ve sis nedeniyle ülkenin birçok yerinde trafik kazaları meydana geldi. Trafiğin durma noktasına gelmesi neticesinde sürücüler saatlerce yolda bekledi. Bazı bölgelerde elektrik kesintisi yaşanırken yetkililer, ölümcül hadiselerin yaşanmaması için elektriğin bilerek kesildiğin açıkladı. Haber10

'Küresel ısınma yaşandığından şüphe yok'
20 OCAK 2011

Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Meteroloji Örgütü yaptığı açıklamada 2010 yılı dünya sıcaklık ortalamasının, 1850'den bu yana kayıt altına alınan yıllar arasında en yüksek üç yıldan biri olduğunu açıkladı.
Örgütün raporunda 2010 yılının, küresel sıcaklık ölçümlerinde taban olarak kabul edilen 1961-1990 periyounduna göre yaklaşık yarım derece daha sıcak geçtiği belirtildi.

Açıklanan bir diğer çarpıcı veri ise son on yılın, şimdiye dek tecrübe edilen sıcak on yıl olduğu.
Örgütün açıklamaları, küresel ısınmanın etkilerinin, en üst seviyede, resmi olarak onaylanması anlamına geliyor.
"Artık şüphe yok"
Dünya Meteroloji Örgütü güncel veriler ışığında küresel ısınma yaşanmakta olduğu konusunda herhangi bir şüphe kalmadığını belirtti.
Örgüt ayrıca, eğilimin bu şekilde devam etmesi durumunda olağanüstü iklim felaketlerinin yaşanmaya devam edeceğini belirtti.
Geçtiğimiz yıl yaşanan iklim felaketlerinden başlıcaları, Pakistan'ı sular altında bırakan aşırı yağışlar, Rusya'da yaşanan olağanüstü sıcak yaz ve yangınlar ile Kutup buzullarında gözlemlenen aşırı erime olmuştu.
2011 yılı ise dünyanın dört bir yanında yaşanan aşırı yağışlar ve sel felaketleriyle başladı.
Avustralya, Sri Lanka, Brezilya ve Almanya'da yaşanan seller farklı boyutlarda hasarlara yol açmış ve can kayıplarına sebep olmuşlardı. BBC

Öcalan: ‘Kalan cezamı evde çekersem, tüm sorunu çözerim. Yoksa Mart ayında aradan çekilirim’
21 Ocak 2011

Kürt sorununun çözümü konusunda İmralı’da sürdürülen görüşmelerin, Abdullah Öcalan’ın cezasının bundan sonraki kısmını “ev hapsinde” sürdürmesi ısrarına kilitlendiği öğrenildi. Fiziksel koşullarının ve buna bağlı olarak sağlık durumunun kötüleştiğini söyleyen Öcalan, kalıcı ateşkes için “ev hapsi” konusunda ısrarcı bir tutum sergiliyor. Öcalan, uzlaşma sağlanamadığı takdirde Mart ayında devreden çıkmayı planlıyor.

‘Nefes alamıyorum’

Vatan'dan Hale Gönültaş'ın haberine göre; edindiği bilgilere göre Abdullah Öcalan ile devlet heyeti arasındaki görüşmeler zaman zaman 15 günde bir, zaman zaman da daha uzun zaman aralığına yayılarak sürdürülüyor. Devlet heyeti, Öcalan ile “ateşkesin kalıcı hale gelmesi”, “silahların kesin olarak bırakılması”, “ana dil serbestisi” ve “PKK’lılara af” taleplerini tartışıyor. Öcalan ile devlet heyeti arasında sürdürülen görüşmelerde şu ana kadar çözüme yönelik bir aşamaya gelinmedi. Öcalan görüşmelerde sık sık “cezaevindeki fiziksel koşullarının yetersizliğine” dikkat çekerek buna bağlı olarak “sağlık koşullarına” işaret ediyor. Nefes alıp vermekte zorlandığını, sağlık kontrollerinin yeterince yapılmadığını ve rutubetten kaynaklı olarak ciddi vücut ağrıları çektiğini anlatıyor.

‘Onlar yeterli değil’

Barış ve Demokrasi Partisi ile Başkanlığını Ahmet Türk’ün yaptığı Demokratik Toplum Kongresi’ni de Kürtlerin hak ve taleplerini dile getirme konusunda yeterli olamadıkları konusunda eleştiren Öcalan, devlet heyetine, sorunun “PKK’nın tasfiyesi” yolu ile çözüme gidecekleri yönünde endişe taşıdığını da ifade ediyor. Devlet heyetinin kendisinden talep ettiği çözümlerin gerçekleşmesi ve sorunun ülkede Türk-Kürt çatışması doğmadan çözümü için kendisinin “ev hapsine alınması” gerektiğini dile getiriyor.

Mart’ta ateşkes bitiyor

Öcalan, cezasını devletin belirleyeceği “güvenlikli bir yerde” çekmesi durumunda, PKK’nın ilk aşamada “kalıcı ateşkes” ilan edeceğini, ancak bu aşamadan sonra “silahların bıkarılmasına yönelik görüşmelere” başlanabileceğini de söylüyor. Geçen hafta avukatlarıyla yaptığı görüşmede “Bazı güven verici pratik adımlar atılmazsa”, PKK’nın geçen hafta ateşkesi bitireceğini açıkladığı Mart ayında “devreden çıkacağını” söyledi, “Güven kaybı ve ortamın gerginleşmesi ile birlikte seçim sürecine de sancılı bir şekilde de girilebilir” dedi.

BDP de istemişti

Öcalan’a ev hapsi formülü, BDP’liler tarafından son iki yıldır yoğun şekilde dile getiriliyor. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da, 16 Şubat 2010’da TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada bu formülü şu sözlerle ifade etmişti: “11 yıldır İmralı’da hapsedilen aynı zamanda Türkiye’nin kendisi, aydınlık demokratik geleceği, ülke çıkarları olmuştur. 11 yıldır Türkiye İmralı’da kendini hapsetmiştir. İmralı sistemi Türkiye’nin çıkarlarına hizmet etmiyor, bu nedenle İmralı sistemine son verilmeli ve ev hapsi dahil, çözümde Türkiye’nin işini kolaylaştıracak formüller bulunmalıdır.”

Daha önce de ‘çekilirim’ demişti

İmralı’yla görüşmeler, PKK’nın metropollerde saldırıları artırmasının ardından başladı. Uzun bir aradan sonra ilk görüşme ise geçen Haziran ayının son günlerinde gerçekleşti. PKK’nın eylemsizlik ilan etmesi için devlet heyeti Öcalan ile 2 görüşme daha yaptı. Bu görüşmeler çerçevesinde Ağustos’un ilk günlerinde Öcalan, Kürt sorunun çözümü için tekrar devreye girdiğini açıkladı.

İLK ATEŞKES: PKK da 13 Ağustos ve 20 Eylül arasında eylemsizlik ilan etti. Öcalan’ın devreye girdiğini açıklamasından sonra ise İmralı’ya ziyaretler sıklaştı. Bu tarihler arasında da Öcalan ile bu kez “PKK’nın eylemsizlik kararını uzun soluklu uzatması” ve “silahların bırakılması ortamının yaratılmasına” yönelik görüşmeler yapıldı.

ATEŞKES UZADI: 27 Eylül’de DTK eş Başkanı Aysel Tuğluk İmralı’ya gitti. Bu görüşmenin ardından örgüt, eylemsizlik kararını bir ay süre ile yani 1 Kasım tarihine kadar uzattığını açıkladı. 27 Eylül’den sonra devlet heyeti ile Öcalan arasında sadece bir kez görüşme gerçekleştirildi.

‘DEVREDEN ÇIKACAĞIM’ DEDİ: Ekim ayında avukatları ile yaptığı görüşmede “Çözüm için adım atılmazsa, 31 Ekim’de devreden çıkacağım” açıklaması üzerine, Ekim ayının son haftasında görüşmeler tekrar başladı. İmralı’ya giden bir heyet, Öcalan’a devrede kalması yönünde mesajlar verdi. Bu noktada eylemsizlik süreci Haziran’a kadar uzadı, ancak geçen hafta süre Mart ayına çekildi. aktifhaber

Gıda fiyatları zirve yaptı, dünya sancılı
13 OCAK 2011

Birleşmiş Milletler'in yayımladığı yeni veriler, gıda fiyatlarının tüm zamanların en yüksek düzeyinde olduğunu ortaya koydu.
Şeker, hububat, yağ ve et ürünlerinden oluşan bir sepeti yansıtan gıda endeksi Aralık ayında 214,7 puana yükselerek yeni bir rekor kırdı.

Fiyatlar, 2008 yılında pek çok ülkede gösteriler düzenlendiği günlerde bile bu kadar yükselmemişti.
O tarihte endeks, 213,5 puanı gördü.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünyanın bir diğer gıda krizinin ortasında olmadığını belirtiyor.
Ancak Cezayir ve Tunus'ta son günlerde yaşanan gösterilerde de gıda fiyatlarına tepki gösterilmesi, yetkililerin dikkatlerini bu alana çekiyor.
Dahası, petrol fiyatları da son iki yılın en yüksek seviyesinde. BBC

Pakistan'da katliam gibi kaza: 32 ölü
23 Ocak 2011
Pakistan'ın güneyindeki Nuriabad yakınlarında bir yolcu otobüsüyle petrol tankerinin çarpışması sonucu 32 kişi yanarak öldüğü bildirildi. haber10

Moskova havaalanında intihar saldırısı
24 OCAK 2011

Rusya Fedarasyonu'nun başkenti Moskova'daki Domodedovo havaalanında meydana gelen bir patlamada en az 31 kişinin öldüğü açıklandı.
Sağlık Bakanlığı'na göre patlamada 130'dan fazla kişi de yaralandı.
Rus yetkililer, yolcuların bagajlarını aldığı bölümde bir intihar saldırısının düzenlendiğini söylüyor.
Saldırıdan sonra Cumhurbaşkanı Medvedev, başkentte güvenlik önlemlerini artırdı ve yüksek düzey yetkililerle acil durum toplantısı yapacağını açıkladı.
Davos'ta yapılacak Dünya Ekonomik Forumu için ülkeden ayrılacak olan Medvedev, seyahatini ertelediğini de söyledi.
BBC'nin güvenlik muhabiri Gordon Corera, böyle bir saldırıda yetkililerin öncelikli olarak Kafkas bölgesindeki militanlardan şüpheleneceğini belirtiyor.
Ülkenin en işlek havaalanı
Kent merkezinden 40 kilometre uzaklıkta bulunan Domodedovo ülkenin en işlek havaalanı. Patlamadan sonra bölgeye çok sayıda ambulansın sevk edildiği belirtiliyor.
Görgü tanıkları patlama sonrasında havaalanının üzerinde kalın bir duman tabakasının oluştuğunu söyledi.
Uçağı patlama öncesinde havaalanına inen Mark Green isimli yolcu, BBC'ye yaptığı açıklamada, patlama gerçekleştiği sırada bagajların alındığı bölümde ve pasaport kuyruğunda çok sayıda kişi olduğunu söyledi.
Green, patlama anını "gelen yolcu salonundan çıkmış, arabaya doğru yürüyorduk ve büyük bir patlama duyduk. Arkadaşımla birbirimize baktık ve arabaya yerleştirilmiş bir bombanın patladığını düşündük" diye anlattı.
Moskova daha önce de bu tür saldırılara hedef olmuştu.
Moskova metrosunda geçen yıl Mart ayında düzenlenen intihar saldırısında 40 kişi ölmüştü. BBC

Obama'nın konvoyu karda mahsur kaldı
27 OCAK 2011

Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeydoğusunu etkisi altına alan kar fırtısı hayatı felce uğrattı.
New York'ta kar kalınlığının 30 santimetreyi geçmesi beklenirken, Başkan Barack Obama kötü hava yüzünden Wisconsin'den Beyaz Saray'a dönüşünde zorlandı.
İlgili Haberler
ABD'de 'devasa' kar fırtınası
Washington yakınlarındaki Andrews Hava Üssü'nden helikopter yerine makam aracıyla dönmeye karar veren Obama'nın konvoyu iş saatinde trafiğe takıldı.
Obama normalde 20 dakika süren yolculuğu bir saatte tamamlayabildi.
Okullar tatil
Kar yağışı nedeniyle Washington DC ve Pennsylvania'da okullar tatil edildi, onlarca uçak seferi ertelendi.
Washington'da federal hükümetin bugünü tatil ilan etmesini bekleyen memurlar, düş kırıklığına uğradı.
New York'ta olağanüstü hal
New York'ta Belediye Başkanı Micdael Bloomberg, olağanüstü hal ilan etti ve New Yorklulardan trafiğe çıkmamalarını istedi.
Kentte araç park kuralları askıya alındı, çöplerin bir süre toplanmayacağı açıklandı.
Kötü hava Kanada'da da hayatı durdurdu. Yetkililer, ülkenin bazı bölgelerinde kar kalınlığının 30 santimetreye ulaşabileceğini söylüyor. BBC
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com