EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

AYM KARARLARI

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> MAHKEME KARARLARI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Çrş Arl 22, 2010 9:18 pm    Mesaj konusu: AYM KARARLARI Alıntıyla Cevap Gönder

Emekliler içinAYM'den 'emsal niteliğinde' tarihi karar
08 Ağustos 2017



2 Ağustos 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi (AYM)'nin 'Emekli ikramiyesinin geç ödenmesinde faiz, emeklilik hakkının doğduğu tarih itibariyle hesaplanmalıdır' kararı tartışma yarattı.

Resmi Gazete’de Anayasa Mahkemesinin 25 Ağustos 2017 tarihli ve 2014/7621 başvuru numaralı kararı ile sadece emeklileri değil birçok kesimi ilgilendiren emsal niteliğinde bir karar yayımladı. Anayasa Mahkemesi (AYM)'nin 'Emekli ikramiyesinin geç ödenmesinde faiz, emeklilik hakkının doğduğu tarih itibariyle hesaplanmalıdır' şeklindeki bu kararını değerlendiren Mazars Denge İstanbul Vergi Ortağı Dr. Numan Emre Ergin, "Karar emsal niteliğindedir" dedi.

Emeklilik yaşı, emeklilik hesaplaması, emeklilikte yaşa takılanlar derken şimdi de emeklilikte faiz hesaplaması gündeme geldi. Emekliler bayram ikramiyesi beklerken bir haber de AYM'den geldi.
Konu ile ilgili Dr. Ergin yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"2 Ağustos 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 25 Ağustos 2017 tarihli ve 2014/7621 başvuru numaralı kararı ile sadece emeklileri değil birçok kesimi ilgilendiren emsal niteliğinde bir karar yayımladı. Söz konusu kararı iyi analiz etmek gerekir. Öncelikle karara konu olayda başvuru sahibi, 1968-1982 yılları arasında Emekli Sandığı’na tabi memur iken görevden ayrılmış ve 1986-1988 yılları arasında SSK’ya tabi olarak çalışmaya başlamış ve 1988 yılında emekli olarak kendisine emekli aylığı bağlanmış. Başvuru sahibi Emekli Sandığına tabi olduğu döneme ilişkin emekli ikramiyesi ödenmesine yönelik talebi reddedilince konuyu mahkemeye taşımış ve ödeme tarihi itibariyle yürürlükte olan katsayılar üzerinden emeklilik ikramiyesinin hesaplanmasını istemiştir. Mahkeme ise ikramiyenin emekli aylığının bağlandığı tarihte yürürlükte olan katsayıları dikkate alınarak başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle SGK tarafından ödenmesine karar vermiştir. SGK ise idareye başvuru tarihini esas alarak yasal faizi hesaplamış ve ödemiş. Konunun Anayasa Mahkemesi önüne gelmesinin nedeni ise idarenin yaptığı faiz hesaplamasının mülkiyet hakkını ihlal edip etmemesidir.

Öncelikle emekli aylıklarının ve ikramiyelerinin hesaplanması konusu oldukça karmaşık bir konudur. Hatırlanacağı üzere, 2006 yılında yapılan sosyal güvenlik reformu ile SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı tek çatı altında toplandı. 2829 sayılı Kanun sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmetlerin birleştirilmesi konusunda düzenlemeler içermektedir. Söz konusu Kanunun emekli ikramiyesine ilişkin hükmü 2009 yılında AYM tarafından iptal edilmiş ve daha sonra yeni düzenleme yapılmıştı. 5434 sayılı Kanunda da konuya ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.

2 Ağustos 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan AYM kararı, emekli ikramiyesinin ödeme tarihindeki katsayılar üzerinden hesaplanmasını öngören bir yasal düzenleme olmadığı yönündeki mahkeme kararlarını tasdik ettikten sonra, SGK’nın faiz hesaplamasını emekli olunan tarihten değil de başvuru tarihinden itibaren başlatmasını alacağı enflasyon karşısında eriyen başvuru alacaklısının mülkiyet hakkını ihlal ettiği yönünde karar vererek SGK’yı maddi tazminata hükmetmiştir.

Bu kararın iki sonucu bulunmaktadır. Birincisi, özel olarak emekli ikramiyelerinin emekli olunan tarihteki katsayılar dikkate alınarak hesaplanması ve sonradan yapılan bir başvuru olması halinde faizin başvuru tarihi değil de ödemenin hak kazanıldığı tarih dikkate alınarak hesaplanmasıdır. İkincisi genel olarak bir tazminat veya faiz talebinde, hesaplamanın başvuru tarihi değil olayın vuku bulduğu tarih dikkate alınarak yapılmasıdır. Başvuru tarihinin esas alınması mülkiyet hakkının ihlalidir."

insan Haber

ANAYASA MAHKEMESİ: MİT DOKUNULMAZLIĞI HAK İHLALİ...
17 Ocak 2015

Anayasa Mahkemesi, Taraf Gazetesi yazarlarını yabancı ve kod isimlerle dinleyen MİT mensuplarının yargılanmalarına izin verilmemesini hak ihlali saydı. MİT mensupları için yargılama yolu açılmış oldu.

MİT, Taraf yazarları Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Mehmet Baransu, Prof. Dr. Mehmet Altan'ın 2008-2009'da yasa dışı şekilde dinlenmişti. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT yetkililerinin soruşturulmasına izin vermeyince gazeteciler, AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. AYM, MİT mensupları için yargılama izni verilmemesini hak ihlali saydı.

CAŞİT VE ELİZABETH...

Taraf Gazetesi, Şubat 2012’de MİT’in Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, Taraf Yayın Koordinatörü ve yazarı Markar Esayan, Taraf yazarları Amberin Zaman ile dönemin Star gazetesi başyazarı Prof. Dr. Mehmet Altan’ı yabancı ve sahte isimlerle dinlediğini ortaya koyan mahkeme kararlarını yayınlamıştı. Belgelere göre, MİT İstanbul Bölge Başkanlığı 2008-2009 yıllarında terör ve ülke aleyhine yürütülen casusluk faaliyetlerinin önlenmesi gerekçeleriyle İstanbul 11. ve 14. Ağır Ceza mahkemelerinden dinleme talep etti.

Mahkemeler de söz konusu dinleme kararlarını verdi. Dinleme kararlarında Ahmet Altan için “Caşit”, Yasemin Çongar için “Elizabeth”, Amberin Zaman için “Demi”, Mehmet Altan için “Pastör” gibi sahte isimler kullanıldı.

ERDOĞAN İZİN VERMEDİ

Dinleme skandalının ortaya çıkmasının ardından hedefteki gazeteciler İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Başsavcılık, MİT mensupları hakkında soruşturma başlattı. Ancak MİT Yasası’na göre MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken görevin niteliğinden doğan veya görevi ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı haklarında soruşturma yapılması Başbakan'ın iznine bağlı olduğu için dosya dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'a gitti.

İstanbul Başsavcılığı, MİT mensupları hakkında ‘resmi belgede sahtecilik, haberleşmenin gizliliğini ihlal ve görevi kötüye kullanma’ suçlarından soruşturma yürütmek için izin istemişti. Ancak Erdoğan, MİT mensupları hakkında soruşturma izni vermedi.

İDARE MAHKEMESİ İPTAL ETTİ

Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi. Karara yapılan itirazı Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi reddetti. Karar kesinleşti. Soruşturma süreci devam ederken Mehmet Altan’ın avukatının açtığı dava üzerine Ankara 12. İdare Mahkemesi, Başbakan Erdoğan’ın MİT mensupları hakkında soruşturma izni vermemesine ilişkin kararı iptal etti. Başbakanlık’ın Danıştay’a yaptığı yürütmeyi durdurma talebi ise reddedildi.

AYM HAK İHLALİ DEDİ

Taraf Gazetesi avukatları ile Mehmet Altan’ın avukatı Ergin Cinmen, kapatılan soruşturmayla ilgili Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuruda, ismi geçen gazetecilerin Anayasa’daki özel hayatın gizliliği, haberleşme ve hak arama hürriyetleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre özel hayat ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini savundu. AYM, geçtiğimiz hafta yaptığı toplantıda ihlal kararı verdi. Gerekçeli kararın tamamlanmasının ardından dosya gereğinin yerine getirilmesi için ilgili mahkemeye gönderilecek.

Metin ARSLAN- BUGÜN GAZETESİ

AYM ballı ihale, internet sansürü ve memurlar üzerinde siyasi vesayet yasalarını iptal etti
2 Ekim 2014



Hürriyet'in haberine göre; Anayasa Mahkemesi bugün internetten, özelleştirmeye Türkiye'de büyük ses getirecek çok önemli kararlar aldı.

İşte AYM kararlarının ayrıntıları;

TİB BAŞKANI'NIN SİTE KAPATMA YETKİSİ İPTAL

Anayasa Mahkemesi aldığı kararlarla, hükümetin torba yasayla, Başbakanlık Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na (TİB) verilen "4 saat içinde internet sitesi kapatma" yetkisini iptal etti. İnternet sitesi kapatmak ya da erişimi engellemek için ancak mahkeme kararı geçerli olabilecek. Cumhurbaşkanlığı seçimlerininin hemen ardından TBMM'den geçen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da ilk onayladığı yasa olan torba yasada yer alan düzenlemede, TİB Başkanı'na "Milli güvenlik", “kamu düzeninin korunması” ve “suç işlenmesinin önlenmesi” gibi nedenlerle ve “gecikmesinde sakıncalı bulunan hallerde” bir internet sitesini 4 saat içinde kapatma yetkisini verilmişti.
AYM kararı sayesinde, artık internet siteleri idare tarafından değil, ancak bir yargı kararı olursa kapatılabilecek.

TİB TRAFİK BİLGİLERİNİ TOPLAYAMAYACAK

Yine AYM kararı uyarınca, torba yasayla TİB'e verilen internete trafik bilgilerini toplama yetkisi de kaldırıldı.

ÖZELLEŞTİRME İPTAL KARARLARI UYGULANACAK

Anayasa Mahkemesi, özelleştirmeler konusunda da çok önemli bir karara imza attı.
Daha önce Çeşme Limanı, Kuşadası Limanı, ETİ alimünyum gibi büyük özelleştirmeler yapılmış, ancak mahkemeler uzun bir inceleme süresinin ardından bu özelleştirmelerin kimisi hakkında, çeşitli nedenlerle iptal kararı vermişti.
Hükümet de bunun üzerine, özelleştirmelerin üzerinden beş yıl geçtikten sonra mahkemelerin vereceği "iptal" kararlarının uygulanmayacağı yolunda bir Bakanlar kurulu kararı almıştı.
Danıştay da bu bakanlar kurulu kararını iptal etmişti.
Danıştay'ın bu kararı üzerine, hükümet konuyu yasalara taşıyarak, özelleştirmelerin üzerinden 5 yıldan fazla geçmesinin ardından mahkemelerin vereceği iptal kararlarının uygulanmayacağına ilişkin bir yasa çıkarmıştı.
Anayasa Mahkemesi 2012'de bu yasayı iptal etmişti. Ancak torba yasaya konulan yeni bir hükümle, bu konu yeniden yasalaştırılmak istendi.
Anayasa Mahkemesi bugün aldığı kararla, ikinci kez bunu iptal etmiş oldu.

DEVLET MEMURLARI, MAHKEME KARARIYLA ESKİ GÖREVLERİNE "HEMEN" DÖNECEK

Anayasa Mahkemesi'nin bugün verdiği kararlardan bir tanesi ise, 17 ve 25 Aralık soruşturmalarının ardından başta Emniyet olmak üzere, devlet kadrolarındaki görevden almaları yakından ilgilendiriyor.
Çıkarılan torba kanunlara koyulan hükümlerle, görevden alınan Daire Başkanı ve üzerindeki kadrolar ile Emniyet personeli hakkında mahkemelerin vereceği "iptal" ve "göreve iade" kararlarının "2 yıl içinde uygulanabilmesinin" önünü açmıştı.
oysa eski düzenlemelerde, mahkemelerin vereceği göreve iade kararlarının en geç bir ay içinde uygulanması öngörülüyordu.
Anayasa Mahkemesi, "göreve iade kararları iki yıl içinde uygulanır" hükmünü iptal etti.
Böylece, görevden alınan kamu görevlilerinin mahkemeye gidip, "göreve iade" kararı almaları halinde, en geç bir ay içinde eski görevlerine atanmalarının yolu yeniden açılmış oldu.

GÖREVE İADE ETMEYEN AMİR CEZA GÖREBİLECEK

Yine görevden almalar konusunda Anayasa Mahkemesi bir başka önemli karara daha imza attı.
Hükümet torba yasa ile, görevden alınan kamu personelini, aksi yöndeki mahkeme kararlarına rağmen eski görevlerine iade etmeyen amirler hakkında "ceza soruşturması açılmayacağını" yasalaştırmıştı.
Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti. Böylece, görevden alınıp, mahkeme kararıyla göreve iade edilen memurları, eski görevlerine atamayan amirler hakkında ceza soruşturması açılabilecek.
haber93

"Hukuka aykırı delil"
24.04.2013

Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan olarak yaptığı yargılamada gerekçeli kararını açıkladı. Yüce Divan, 183 sayfalı gerekçeli kararında, Balyoz, Ergenekon gibi büyük davalara emsal olabilecek değerlendirmelerde bulundu: “Deliller hukuka aykırı elde edildi. Özel hayatın gizliliğine, iletişim özgürlüğüne müdahale basit bir usul hatası değil. Adalet Müfettişi yetkisinin dışına çıktı. Kimi zaman dinleme yapıldı; daha sonra Mahkeme’den karar alındı. Tanık olarak dinlenen polislerin beyanı da hukuka aykırı delil kapsamındadır.”

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi eski Başkanı Hasan Erdoğan, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı İlhan Parseker 16 sanıklı davada yargılanan isimler arasındaydı.

İstanbul Dış Ticaret Merkezi (İDTM) ile CNR Uluslararası Fuarcılık A.Ş. arasında süren davaların birinde, İDTM lehine karar çıkması için dönemin Yargıtay 6. Hukuk Dairesi eski Başkanı Hasan Erdoğan’a rüşvet verildiği iddia edilmişti.

Yürütülen soruşturma sonrası, aralarında İTO Başkanı Yalçıntaş’ın da bulunduğu 16 sanıklı dosyada 9 sanık bir süre tutuklu kalmıştı. Yüce Divan yargılamasında, karar geçtiğimiz 19 Aralık’ta açıklanmış, tüm sanıkların beraatına karar verilmişti. Yüce Divan, Ankara Gaziosmanpaşa’da bulunan Koza Sokak’ta 10 Kasım 2008 akşamı verildiği iddia edilen rüşvet ile ilgili verdiği beraat kararının gerekçelerini ise 183 sayfada açıkladı.

DELİLLER HUKUKA AYKIRI

Gerekçeli kararda, soruşturma için Adalet Başmüfettişi Halit Kıvrıl’ın görevlendirildiği, Başmüfettiş İ. Tufan Ataman’ın da 1 Eylül 2009’da soruşturmaya dâhil edildiği belirtildi. Kararda, adalet müfettişlerinin, hâkim-savcılar ile bu kişilerin suçlarına katılan kişiler hakkında, dinleme kararı verme, teknik takip yaptırma yetkisinin bulunmadığı vurgulandı. Kararda, böyle bir yetkinin yönetmelikle verilmesinin ise anayasal olarak mümkün olmadığı kaydedildi. Kararda “Yetkisiz olarak resen verilen kararların sonradan hâkim tarafından onaylanmış olması, yapılan işlemleri hukuka uygun hâle getirmez. Hukuka aykırı olarak uygulanan iletişimin denetlenmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirleri sonucu elde edilen delillerin hükme esas alınması mümkün değildir” denildi.

BASİT BİR USUL HATASI DEĞİL

Başmüfettiş Kıvrıl’ın yetkisi olmadan dinleme ve teknik takip kararı verdiği anlatılan kararda “Adalet Başmüfettişi’nin, yetkisi olmadan, çeşitli mahkemelerdenaldığı kararlara dayanılarak iletişimin denetlenmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirlerine başvurularak delil toplanması basit bir usul hatası olarak kabul edilemez. Çünkü yetkisiz olarak bir işlemin yapılması, onun geçerliliğine etki eder. Yetkisiz olarak başvurulan söz konusu tedbirler ile kişilerin özel hayatlarının gizliliğine ve haberleşme özgürlüklerine müdahale edilmiş olması da, hukuka aykırılığın basit bir usul hatası olarak kabul edilmesine engeldir” denildi.

TANIKLIKLARI GEÇERLİ DEĞİL

Yüce Divan, 10 Kasım akşamı Koza Sokak’ta verildiği iddia edilen rüşvet ile ilgili teknik takip yapan polis memurlarının tanıklıkları ile ilgili de çarpıcı bir değerlendirme yaptı: “İlgili emniyet görevlileri de tanık olarak dinlenmiş iseler de, bu kabulün sonucu olarak, bunların beyanlarının da hukuka aykırı delil kapsamında değerlendirilmesi gerekir.” Gerekçeli kararda, sokak ortasında bir karton poşet içinde gazete kâğıtlarına sarılı biçimde verildiği iddia edilen rüşvet parası için suçüstü işleminin de yapılmadığı hatırlatıldı.

MÜFETTİŞİN YETKİSİ YOKTU

Gerekçeli kararda, başmüfettişin yetkisi ile ilgili de şu değerlendirme yer aldı: “Rüşvet verileceği iddia edilen kişinin sanık Hasan Erdoğan olduğunun anlaşılmasından sonra, anılan sanığın Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı sıfatını taşıması ve buna bağlı olarak özel soruşturma usulüne tabi olduğundan, Adalet Başmüfettişinin kişi yönünden yetkisinin bulunmadığı açıktır.”

ÖNCE DİNLEME SONRA KARAR

Gerekçeli karara göre, Başmüfettiş Kıvrıl, dinleme ve teknik takibe ilişkin mahkemeden karar çıkarttığı gibi, kimi durumlarda önce kendiliğinden karar verdidinleme yapıldı; daha sonda mahkemeden karar çıkarıldı. Örneğin sanıklar Resul Dalkıran, Murat Akbaş, Baki Bedir ve İlhan Balcı’nın 10 Kasım 2008’de İstanbul’da Ankara’ya, ‘rüşvet’ vermek için gelecekleri öğrenildi. Bu sürecin takibi için Fatih 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nden karar alındı. Yapılan takip sonrası söz konusu kişilerin Ankara’da bulunan avukat Necdet Okçu’nun bürosuna gittikleri ve içinde para olduğu iddia edilen bir poşet bırakıldığı gerekçesi ile Okçu’nun telefonlarının da dinlenmesine karar verildi. Ancak anılan işlem için mahkemece verilen bir karar yoktu. Karar uygulandı dinleme yapıldı; 11 Kasım günü ise yine Fatih 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nden ‘dinleme’ kararı alındı.

HESAPLAR MERCEK ALTINDA

Gerekçeli kararda, hukuka aykırı elde edilen delillere itibar edilmeyerek, dosyadaki başka delillerle karar verilmesi gerektiği belirtildi ve özetle şu bilgilere yer verildi: ‘Rüşvet’ kapsamında değerlendirilebilecek 3 ayrı para hareketi söz konusu. İlki 10 Kasım 2008 günü, sanık avukatlar Süleyman Balcı ve Abdullah Pehlivan’ın hesabına İDTM A.Ş. tarafında yatırılan 100’er bin TL. Balcı, hesabına yatan parayı aynı gün çekti. Pehlivan ise hesabındaki parayı aynı tarihte çekmedi. Pehlivan’ın hesabına yatan paranın rüşvet parası olduğuna yönelik dosyada somut bir delil yok. İkinci para hareketi de yine 10 Kasım günü. İDTM’nin bir kamu bankasındaki 1.250.144 TL parası çekilip, daha fazla faiz veren özel bir bankaya yatırıldı. Bu paranın rüşvet suçu ile bir ilgisi yok.
(hurrıyet.com.tr)

"Suçu Bildirmeme" Cezasına İptal
04.07.2011
Anayasa Mahkemesi, TCK'nın 278. maddesini Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti.

Anayasa Mahkemesi, suçu bildirmeyenlere hapis cezası verilmesini öngören Türk Ceza Kanunu’nun 278’inci maddesini iptal etti.
İptal hükmü, kararın resmi gazetede yayınlanmasından itibaren 6 ay sonra yürürlüğe girecek. TRT

Anayasa Mahkemesi'nin Siyasi Partiler Kanunu'nun 108'inci maddesini iptal etti
22 Aralık 2010
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş kapatılma davası açılan partilerle ilgili ilginç açıklamalar yaptı. Söz konusu maddenin iptal edilmesiyle birlikte, kapatma davası açılan bir parti kendisini feshetmesi durumunda, açılan dava düşebilecek. Söz konusu karar hukukçular arasında da tartışma yarattı.

Hukukçular kararın gerekçesinin çok önemli olduğunu ve farklı sonuçlar doğurabileceğini savunuyor. Anayasa Mahkemesi, geçtiğimiz hafta önemli bir karara imza attı. 2002 yılında, DEHAP’ın "örgütlenmesini tamamlamadan seçimlere katıldığı" gerekçesiyle hakkında kapatma davası açılmıştı.

Bunun üzerine DEHAP’ın 2005 yılındaki Olağanüstü Kongresi’nde partinin feshedilmesi kararı alınmıştı. Partiye ilişkin açılan kapatma davası sürerken, Siyasi Partiler Kanunu’nun 108’inci maddesinin iptali istendi.

Söz konusu madde de "Bir siyasi partinin kapatılması için dava açıldıktan sonra o partinin yetkili organı tarafından verilen kapanma kararı, Anayasa Mahkemesinde açılmış bulunan kapatma davasının yürütülmesine ve kapatma kararı verilmesi halinde doğacak hukuki sonuçlara hükmedilmesine engel değildir" hükmü yer alıyor.

Anayasa Mahkemesi, geçen haftaki toplantısında söz konusu iptal istemini görüştü ve oyçokluğuyla maddeyi iptal etti. Karar 5’e karşı 10 oyla alındı. Böylece hakkında kapatma davası açılan bir parti, kendisini feshetmesi durumunda kapatma davası düşecek. Yüksek Mahkeme, gerekçeli kararını ise önümüzdeki günlerde açıklayacak. SAVAŞ:

FESHEDERLERSE MİLLETVEKİLLERİ DÜŞMEZ

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, "Anayasamızın değişiklikten önceki 84’üncü maddesine göre kapatılan bir partiye mensup milletvekilliernin milletvekillikleri de düşüyordu. Şimdi farz edin bölücü ya da şeraitçi bir partinin kapatılması kararı verildiği taktirde, kendisini feshedebilir ve kimsenin milletvekillikleri düşmez. Tabii bu kanaate varmak için de mahkemenin gerekçeli kararını incelemek lazım. Ayrıca değişiklikten sonra partisi kapatılan milletvekillerinin milletvekillikleri düşmüyor ama Anayasamızın 69’uncu maddesine göre başka bir partide yönetici olamıyorlar, denetçi olamıyorlar. Ayrıca, bence artık hiçbir partiye kapatma davası açılmaması gerekiyor" dedi.

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk ise mahkemenin gerekçeli kararının beklenmesi gerektiğini ifade ederek, Siyasi Partiler Kanunun tümüne "karşı" olduğunu ifade etti. Selçuk, söz konusu kanunun tümünün kaldırılması gerektiğini savundu. aktifhaber

Anayasa Mahkemesi üniversiteden çıkarılma cezası verilen öğrencilerin bir daha herhangi kuruma alınamazlar hükmünü iptal etti
01 Mayıs 2011

Anayasa Mahkemesi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun ''Yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilen öğrencilerin bir daha herhangi başka bir yükseköğretim kurumuna alınamazlar'' hükmünü iptal etti.

Ankara 9. İdare Mahkemesi, baktığı bir davada, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 54. maddesinin (g) fıkrasının ''Yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilen öğrenciler bir daha herhangi başka bir yükseköğretim kurumuna alınamazlar'' olan ikinci cümlesinin anayasaya aykırı olduğu kanısına vararak, iptal edilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.

Başvuruyu esastan inceleyen Anayasa Mahkemesi heyeti, düzenlemeyi anayasaya aykırı olduğuna karar vererek iptal etti.
aktifhaber
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> MAHKEME KARARLARI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com