EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Irak Millî Kuvvetleri Bağdat'a doğru ilerliyor

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS!
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Prş Mar 13, 2008 1:01 am    Mesaj konusu: Irak Millî Kuvvetleri Bağdat'a doğru ilerliyor Alıntıyla Cevap Gönder

Lavrov: 'Batı basını Musul'daki felaketin boyutunu görmezden geliyor'
28-03-2017



Binlerce insanın Musul'u terk etmesiyle ilgili açıklama yapan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batılı basının Musul'daki insani felaketin boyutunu görmezden gelmeye devam ettiğini belirtti.

Argumentı i Faktı gazetesine konuşan Lavrov, "Hepimiz geçen yıl çoğu Batı kaynaklarında Halep'in doğu mahallelerinin kurtarılmasıyla ilgili körüklenen histeriyi hatırlıyoruz. Buna kıyasla Musul'daki insani felaketin boyutu, Batılı basın kuruluşları tarafından açıkça görmezden geliniyor" şeklinde konuştu.

400 BİN MUSULLU ZOR DURUMDA

Sputnik'te yer alan habere göre ABD öncülüğündeki koalisyonun Musul operasyonunun, sivil kayıp ve altyapı tahribatının boyutu nedeniyle bir 'operasyon' olarak adlandırılamayacağını ifade eden Lavrov, yaklaşık 400 bin Musullu'nun kenti terk ederek zor durumda kaldığını ifade etti.
İlerihaber

Tuncay Mollaveisoğlu: Dikkat ettiniz mi?
29 Mar, 2017

Ateş çemberinin ortasında bir memleket olunca kamuoyu gündem bombardımanı altında sağırlaşıyor. Habere ilgi artarken eş zamanlı bir duyarsızlaşma da beraberinde geliyor.

Türkiye’de dahi yaşanan terör olaylarına karşı beklenen toplumsal refleksi gösteremiyorken, Orta Doğu’da, sınırlarımızda yaşanan katliamlar da bir kulağımızdan girip diğerinden çıkıyor…

Batılılar, ülkemiz dahil Müslüman coğrafyalara “şiddetle, ölümle, savaşla yaşamayı” kader belletmiş!

Dikkat ettiniz mi?

İngiltere’de meydana gelen terör saldırısı, Türk medyası ile birlikte dünyanın bir çok ülkesinde de flaş haber olarak ekranlara yansıtıldı. Teröristler bomba ve silah sokamadıkları İngiltere’de bir arabayı terör eyleminin aracı olarak kullanmışlardı. Aynı dakikalarda ABD uçakları ise Irak’ta çok sayıda sivili katletmişti… İngiltere’deki saldırı “son dakika” bültenleri ile canlı yayında anlatılırken, Irak’ta “zaten beklenen olmuştu!” Yapılan bombardımanlarda dile kolay; en az 200 sivilin hayatını kaybettiği açıklandı!

Ölümün coğrafyasından geçilen kısacık haberler, toplumların kör vicdanında kayboldu… Bombaların patlamadığı, çocukların ölmediği günler normal sayılmıyordu artık!
İlk Kurşun

Saddam Hüseyin heykelini deviren Iraklı: Yeniden dikmek isterdim
6 Temmuz 2016

Irak'ın başkenti Bağdat'ta ABD işgaliyle Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra meydanlarda kutlamalar yapıldı.

Kutlamaya katılanlardan biri olan Iraklı Kadim Şerif Hasan el Jaburi, başkentin simgesi Saddam Hüseyin heykelini eline geçirdiği bir balyozla yıkmaya başladı.

Jaburi, şimdi ise pişman, "Elimde olsa heykeli yeniden dikerdim ama öldürülmekten korkuyorum" diyor.

BBC'ye konşan Jaburi, Saddam sonrası Irak'ın giderek daha kötüleştiğini söylüyor ve Irak savaşı için de "Bush ve Blair yalancı, eğer bir mücrim olsaydım onları kendi ellerimle öldürürdüm" diyor.
BBCT

Irak işgali yasa dışıydı ve Blair bizi kandırdı
İBRAHİM SİRKECİ
07.07. 2016



Ortada bir savaş suçu var, mahvedilmiş bir ülke ve bölge var, sınırsız sayıda işkence var, yüz binlerce ölü var, hesabı yapılamayacak maddi kayıp var ancak suçlu yok.

6 Temmuz Çarşamba günü muhtemelen siyasetin hayal kırıklıklarından biri olarak tarihe geçecek. Irak savaş araştırma Komisyonu’nun başkanı, Sir John Chilcot 7 yıl süren çalışmayı sonuçlandırdı. Chilcot raporu takdim ederken soruşturmadan çıkan sonucun ‘gelecekte benzer büyüklükte askeri müdahalelerin yeterli ve daha dikkatli değerlendirmeler olmaksızın mümkün olmaması’ olarak formüle etti. Rapordan beklenen Irak Savaşı’ndan dersler çıkarılması olduğu için Chilcot’un bu dersi yetersiz. Önemli olan siyasi iradenin bu rapor üzerine ne yapacağı. Savaş karşıtlarının ve muhaliflerin beklentisi Tony Blair’in yargılanması. Rapor bunun önünü açabilecek unsurlar da içeriyor.

7 yıldan sonra bu raporun şaşırtıcı bir yanı olduğunu söylemek zor. Bir tarafta verdiği kararın doğru olduğunu ısrarla savunan Tony Blair, diğer tarafta ise sağdan sola siyasi yelpazenin her tarafından kamuoyunun ve parlamentonun yanıltıldığı ve kanıt olmadan Irak’a savaş ilan edildiği iddiaları vardı.

Üç temel soru

Chilcot raporunun, ya da Irak savaşı soruşturmasının üç temel soruya yanıt vermesi bekleniyordu:

1. Tony Blair, George W. Bush ile gizli bir anlaşma yaptı mı?

2. Blair hükümeti kendilerine sunulan bilgileri doğru bir biçimde yansıttı mı? (Yoksa istediği desteği almak için herkesi yanılttı mı?)

3. Irak’a savaş açmak yasal mıydı? Bu adil bir savaş mıydı?

Bunlarla ilişkili olarak da Irak’a açılan savaşın Birleşik Krallık’a karşı terör tehdidini artırıp artırmadığı sorusu ve tabii ki savaşta ölen askerler ve Iraklıların hesabı var.

Birinci sorunun yanıtını bulmak herhalde herhangi bir komisyon için mümkün olmayacak. Tek olasılık Bush’un bir ihtimal günlük tutmuş olması ve bunları orada yazmış olması.

Kitle imha silahları

İkinci sorunun yanıtı ise yıllar önce verildi. Blair hükümeti hem kamuoyuna hem de parlamentoya Irak’ın kitle imha silahları olduğunu kesin bir biçimde söylemesi savaşa karar verilmesinde kritik öneme sahip. Başlangıçta savaşa karşı çıkan kamuoyu ve milletvekilleri bu “yalanla” ikna edilmişti. Bu kitle imha silahlarının varlığı hiçbir zaman ispatlanmadı. Tam da bu nedenler Blair, Irak savaşı kararını savunurken silahlardan ziyade Saddam Hüseyin’in diktatör oluşuna vurgu yapmayı tercih etti.

Özür dilemişti

Eski Başbakan Tony Blair, Chilcot soruşturmasına karşı savunmasında yeni bir şey söylemedi. Ancak Irak’taki Şii-Sünni ayrımı, El Kaide varlığı gibi konuları gündeme getirerek işgal kararının doğruluğunu vurgulamaya çalıştı. Blair hâlihazırda yanlış istihbarat bilgisinden dolayı özür dilemişti. Ancak rapora yanıtında yine bunu Saddam’ın yalanları ve Birleşmiş Milletleri yanıltması gibi konulara vurgu yaparak, bilgi kirliliği yaratarak örtmeye çalışmış olması dikkate değerdi. Beklendiği üzere Bush ile işgal konusunda gizli anlaşma yaptığını reddediyor ancak rapor Bush’a koşulsuz destek verdiğini kanıtlıyor. Son olarak işgal sonrası için yeterli hazırlığın ve planın yapılmadığını kabul eden Blair, yine de kabaca haklı olduğunu savunmaktaydı ve geçmişte de defalarca ifade ettiği üzere savaş kararının doğruluğunda ısrar ediyordu.

Sonuçta raporun bize söylediği yeni bir şey yok. Ama raporun çok net olarak belirttiği Blair’in Irak’ta rejim değişikliğine işgalden yıllar öncesinde zaten ikna olmuş olması. Bunun işareti de Blair’in Bush’a verdiği söz: ne olursa olsun seninleyiz! Yani Blair, raporlar istihbarat ne derse desin bu savaşa girmeye hazır ve nazır idi.

Suçlama için kanıt var

Chilcot Blair’i açıkça suçlamasa da suçlamak isteyenlere sınırlı da olsa kanıt sunuyor. Bunları üç kalemde özetlemek mümkün:

» Irak İşgali yeterli olmayan kanıt ve sorunlu istihbarata dayalı bir karardı.

» Irak işgali yasadışı bir müdahale idi ve barışçıl çözüm olasılıkları tüketilmeden gerçekleştirilmişti

» Irak’ta kitle imha silahları olduğuna dair kesin istihbarat yoktu.

» İşgal sonrası ne olacağı düşünülmemiş ve bunun için yeterli hazırlık yapılmamıştı.

Chilcot raporu ve olası sonuçları değerlendirildiğinde “dağ fare doğurdu” demek çok yanlış olmaz. Ortada bir savaş suçu var, mahvedilmiş bir ülke ve bölge var, sınırsız sayıda işkence var, yüz binlerce ölü var, hesabı yapılamayacak maddi kayıp var ancak suçlu yok. Irak savaşı üzerine hazırlanan bu üçüncü rapor da düzenin ellerini yıkamasından öteye geçmeyecek gibi görünüyor.

Sorumluluk hükümette

Savaşta hayatını kaybedenlerin ailelerinin de Tony Blair ve hükümetinin yargılanması istemeleri normal. Ancak raporun açıkça sorumluluğun kollektif olarak hükümette ve ona şu veya bu şekilde destek veren kurullar olarak tarif etmesi Blair’i kurtaran bir başka nokta olacak.

Savaş karşıtlarının ve savaş karşıtı hareketin o dönem başında olan bugünkü İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn’in ne yapacağını zaman gösterecek. Milletvekilleri istemeden Blair’in yargılanması pek mümkün görünmüyor. Ancak unutulmaması gereken bir nokta da Birleşik Krallık’ın Irak Savaşı’ndaki göreli küçük rolü. Savaşın mimarları ve sorumluları okyanusun öteki yakasında ve İngiliz parlamentosunun suya sabuna dokunmaya çekinen raporu Washington’a bir şey demekten uzak. Bu tarafta ise güçlü muhafazakar iktidarın gizli muhafazakar Blair’i yargılaması çok güçlü bir ihtimal değil.
Kaynak:

Mukteda Sadr Irak'a Haçlı Koalisyonu'nun müdahalesine karşı olduğunu açıkladı
5 Nis 201



El Cezire'nin haberibe göre; Iraklı Şii din adamı Mukteda Sadr, Meclis Başkanı Selim Cuburi'yle görüşmesinin ardından ABD öncülüğündeki haçlı koalisyonun IŞİD'e karşı askeri müdahalesini reddettiklerini söyledi.

Muktada Sadr, Sünni ve Şiilerden oluşan bir ortak ordu çağrısı yapmıştı.

Irak'ta (IŞ)İD’e yönelik ABD öncülüğündeki operasyonları reddettiklerini ifade eden Şii lider Mukteda Sadr, "Koalisyon güçlerinin katıldığı herhangi bir askeri operasyonda yer almayacağız. Askeri ve hiçbir konuda kendileriyle ortaklık etmeyeceğiz" dedi.

Sadr, Irak Meclis Başkanı Selim Cuburi'yle görüşmeden sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, görüşmede Irak ve Ortadoğu'daki gelişmeleri ele aldıklarını belirtti.

Yemen'de Suudi Arabistan öncülüğündeki ‘Kararlılık Fırtınası’ operasyonuna da değinen Sadr, ‘Çatışmaların tüm bölgeye sıçramasından korkuyoruz. Mezhepçiliğin tırmandırılmasına vesile olacak her gelişmeyi reddederiz’ diye konuştu. Irak’ın Geleceğini tayininde tek söz sahibinin halk olduğuna işaret eden Sadr, ülkedeki operasyonların durdurulmasını istedi.

Irak Meclis Başkanı Cuburi de ‘Halkımız arasında ulusal birliktelik ve ayrım politikalarına karşı duruş politikasından ötürü Sadr'a teşekkür ediyoruz’ diye konuştu.

Ülkenin zor dönemden geçtiğini, birlik ve beraberliği destekleyen görüş ve adımlara ihtiyaç duyduklarını dile getiren Cuburi, Tikrit'teki yağma ve hırsızlık iddialarıyla ilgili soru üzerine ‘Böyle bir girişimde maalesef bulunuldu. Söz konusu olaylar hukuk çerçevesinde ele alınacak’ şeklinde konuştu.

Mukteda Sadr, 18 Şubat’ta "Irak, sadece yoldan sapanlardan değil, yüzsüz milislerden de çekiyor" diyerek kendisine bağlı Barış Tugayları ile Yevm Mevud Tugayları'nın faaliyetlerini süresiz dondurduğunu açıklamıştı.

Savunma Bakanı'yla görüşmüştü

Iraklı Şii lider, 20 Ocak’ta mezhepçilikten uzak bir askeri kurum oluşturulması ve ülkedeki milislerin kontrol altına alınması için Savunma Bakanlığı ile birlikte çalışacaklarını söylemişti.

Necef'te Irak Savunma Bakanı Halid Ubeydi ile basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Sadr, ülkede güvenliğin sağlanması ve teröre karşı savaşma rolünü yalnızca askerin üstlenmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Sadr, ‘Milislerin mezhepçilikten uzak bir askeri kurum oluşturulması kapsamında kontrol altına alınması için Savunma Bakanlığı ile çalışacağız’ ifadelerini kullanmıştı.
Haber 93

Irak Millî Kuvvetleri (IMK), Peşmerge ve işbirlikçi Irak ordusu Bağdat'a 2 saat mesafede çatışıyor
28 Ağustos 2014



Irak Millî Kuvvetleri (IMK) ile işbirlikçi Irak ordusu ve Peşmerge güçleri, Irak’ın Diyala bölgesinde çatışıyor. Çatışmalar Sadiye ve Celavla çevresinde yoğunlaşıyor.

Peşmerge, IMK mevzilerine kuzeyden havan toplu saldırılar düzenlerken, IMK'nın Bağdat’a ilerlemesini engellemeye çalışan işbirlikçi ırak ordusu da güneyden eş zamanlı saldırılar düzenliyor.
Sadiye ve Celavla çevresindeki çatışmalar beş gün önce başladı. Her iki kasaba da Bağdat’a iki saatlik mesafede.

İran sınırına 30 kilometre mesafede bulunan Celavla, stratejik bir bölge.IMK, haftalar süren çatışmalar sonucunda kasabayı 11 Ağustos günü fethetti. Bir gün önce ise IMK’ın bir r bombalı saldırısında 10 peşmerge ölmüştüi.
haber93

Irak Millî Kuvvetleri Irak’ta Bağdat’a 70 km uzaklıktaki bir kasabayı ele geçirdi
13 Temmuz 2014

Irak Millî Kuvvetleri Irak’ta ilerleyişini sürdürüyor. İMK son olarak Bağdat’a 70 km uzaklıktaki bir kasabayı ele geçirdi.

Irak ve Suriye’de birçok kenti ele geçiren Irak Millî Kuvvetleri son olarak Bağdat’a 70 km uzaklıktaki Duluiyye kasabasında resmi binaları kontrolü altına aldı.

Görgü tanıkları ve polis yetkililerinin açıklamalarına göre kasabaya onlarca araçla gelen militanlar belediye başkanının ofisini, belediye meclisi binasını ve emniyet binasını ele geçirdi. Güvenlik güçlerinin yanı sıra yerel milislerin İMK ile çatıştığı, çatışmalarda en az 8 kişinin öldüğü açıklandı.
haber93

Irak Millî Kuvvetleri (İMK), Bağdat'ın savunmasından sorumlu işbirlikçi generali öldürdü
7 TEMMUZ 2014



BBC'nin haberine göre; Irak Başbakanı Nuri el-Maliki'nin ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Tümgeneral Negm Abdullah Ali'nin İMK'nin bombardımanında hayatını kaybettiği belirtildi. Açıklamada, olayla ilgili daha fazla detaya yer verilmedi.

İMK tarafından öldürülen Tümgeneral Abdullah Ali, Bağdat'ın güvenliğinden sorumlu olan birliklerin başındaydı.

AFP haber ajansına konuşan Irak ordusundan Korgeneral Kasım Atta, eylemin Bağdat'ın batısında, Ebu Gureyb bölgesi yakınlarındaki Ibrahim bin Ali'de gerçekleştiğini söyledi.

Irak Millî Kuvvetleri'nin Ocak ayında Fellcue şehrini ele geçirmesinden bu yana Ebu Gureyb bölgesinde aylardır işbirlikçi Irak ordusu ve İMK arasında yoğun çatılmalar yaşanıyor.

Ülkenin kuzeyinde ise, işbirlikçi Irak ordusunun kaybedilen şehirleri İMK'den geri alma çabaları şu ana kadar sonuçsuz kalmış durumda.
Haber93

Irak Millî Kuvvetleri tarafından kurtarılan Musul’da hayat normale döndü
Ertuğrul Horasanlı
21 Haziran 2014



BBC, Irak Millî Kuvvetleri tarafından kurtarılan Musul’a muhabiri Jim Muir’i göndermiş…

Ve belli ki; Batı basınının kendi imalatı olan “vahşî şeriatçı örgüt IŞİD” imajına uygun bol malzeme çıkacağını ummuş… Muhabirini de bu doğrultuda malzeme çıkarması için uyarmış…

Bu zihinsel kurguyla Musul’a giden Jim Muir’in ne kadar büyük bir hayal kırıklığına uğradığını gizleyemiyor:

- Musul’un IŞİD geldiğinde kaçmayan yaklaşık 2 milyon sakini – ve işgalden bu yana geri dönen az sayıda kişi- için hayat, ironik bir şekilde bazı açılardan daha iyi durumda. En azından şimdilik. Musul sakinleri hükümet güçleri kentte iken şehirde dolaşmayı imkansız hale getiren kontrol noktalarının, patlamaya karşı dikilen duvarların ve engellerin kaldırıldığını, etrafta dolaşmanın çok daha kolay hale geldiğini söylüyor.

Buradaki “En azından şimdilik” ibaresine dikkat…

Batı basının ballandıra ballandıra anlattığı kelle koparan, kopardığı kellerle top bile onayan, kadınları evden dışarı çıkmasını yasaklayan, erkekleri günde 5 vakit camiye gitmeye zorlayan, astığı astık, kestiği kestik canavar örgüt IŞİD Musul’u ele geçiriyor ama Musul’daki 2 milyon kişi panik halinde kaçmadığı gibi, daha önce Maliki güçlerinin zulmünden kaçan Musullular da geri dönmeye başlamış… Üstelik de yeni hayatlarından memnuniyetlerini açıkça ifade ediyorlar…

Jim Muir’in kendi ifadeleriyle:

- Ayrıca sık sık yaşanan bombalı saldırılar ve vurulmalar da artık yaşanmıyor… Ana yolda şehrin içine ve dışına doğru akan trafiğe bakılırsa, en azından görünüşte hayat normale dönmüş gibi.

- Musul’a giriş yapan araç sayısı çıkandan daha fazla gibi görünüyor ve çıkış yapan araçlar da çaresiz mültecilerle dolup taşmıyor.

- İçi gülümseyen kadın ve erkeklerle dolu bir aracın direksiyonunda oturan bir adam “Sadece bir aile ziyareti için gidiyoruz” diyor.

- Kadınlar her ne kadar örtünüyorsa da artık örtü takmak zorunda olmadıklarını söylüyor.

- Hepsi IŞİD’in kendilerini rahatsız etmediğini söylüyor.

- Üst düzey bir Kürt yönetici “Irak’ta yerel nüfusa saldıran El Zarkavi dönemindeki eski El Kaide’den farklı olarak bu adamlar Bağdat’taki acımasız Şii rejimine karşı insanların koruyucusu gibi davranıyorlar, Durumu çok daha iyi idare ediyorlar. ” diyor.

İşbirlikçi Hükümetin yok edildiğine dair deenformatif haberlerinin aksine, Nuh Peygamber’in türbesi de sapasağlam yerli yerinde duruyormuş… (*)

Eee?

Ortalıkta Batı Bası’nının anlattığı vahşî IŞID canavarı filan yok…

Ama…

BBC muhabiri bu durumdan pek ikna olmuşa benzemiyor ve “En azından şimdilik” ibaresiyle IŞID isimli canavarın her an maskesini çıkarıp Musulluların üzerine çökebileceği ihtimalini gözardı etmiyor…

Yahu haftalardır orada yaşayan 2 milyon kişi sokaklarda halinden memnun ferah dolaşıp duruyor hayat normal akıyor ama sen gördüklerine inanamıyorsun…

Bu nasıl gazetecilik?..



“IŞİD dikkat çekmekten sakınıyor”muş “ve Musul’u şu anda göreceli olarak daha gevşek bir şekilde yönetiyor”muş….

Niçin?

Adamlar Musul’u ele geçirmişler mi?

Geçirmişler?

Peki niçin kelle koparmaya, zulme işkenceye, vahşete hemen başlamıyorlar?

Böylesi daha etkili ve caydırıcı olmaz mıydı?

Jim Muir bunu şöyle izah etmeye çalışıyor:

- Musul’daki yönetimi bir dizi başka isyancı güçle paylaşıyorlar: muhalif Sünni aşiretler, hayal kırıklığına uğramış eski askerler, Saddam Hüseyin’in Baas partisinin destekçileri ve diğerleri.

Haaa işin püf noktası da bu işte…

Musul’u kurtaran Batı basının iddia ettiği gibi IŞİD değil, Irak Millî Kuvvetleri, yani ABD ile 10 yıl yeraltına çekilerek savaşan ve onu Irak’tan defeden, bu arada muaazzam bir savaş tecrübesi kazanan, Şehid Saddam Hüseyin’in bir anda “buharlaşıveren” ordusu…

Yani Batı’nın ve işbirlikçilerinin en çok korktuğu ihtimal…



Kısaca, şehid Saddam Hüseyin, Batı ve işbirlikçileriye kapanmamış bir hesabı kapatmak için…

Komutanı İzzet İbrahim El Duri suretinde ülkesine geri dönüyor desek de olur…

Şehidler ölmez ya…

Bakın Kumandan Carlos (İlich Ramirez Sanchez), Fransa’da haçlılar tarafından esir tutulduğu tek kişilik hücresinden durumu ne kadar net olarak görüp tarif ediyor:

-Iraklılara gelince, onlar başka türlü insanlardır ve ister Sünnî ister Şiî olsunlar, çok milliyetçidirler. Saddam’ın ordusunda olup da Saddam’dan hoşlanmayan Şiî Iraklılar bile, Irak’ı ve Arab davasını savunmak gibi bir davada, canla başla savaşmışlardır Saddam için. Zamanında buna şâhid olmuş ve çok şaşırmıştım.

- Diyeceğim o ki, Iraklılar için “cihad”, başkaları için ifâde ettiği tarzda bir cihad değildir, daha çok bir “perde”dir o. Cihadçı olmaktan önce, “Arab”tır onlar.

- Bu açıdan baktığımızda, “cihadçı” olarak ortaya çıkanların, aşiret mensubu veya Baasçı olabileceğini söylemek durumundayız. Saddam katledildiğinde direnişin başına geçen İzzet İbrahim el-Durî’yi ise özellikle dikkate almalıyız. Gerçekten iyi bir adam, iyi bir müslümandır bu adam. Saddam rejimi içerisindeki en dindar insandı el-Durî. Ne bir hainliği ne de bir yolsuzluğu vardır.

- Böyle olunca, olan bitenlerde Baasçıların bir rolü olduğunu söylemek de mümkündür. Bölgenin çoğunluğu, sadece ideolojik anlamda değil ama sosyal ve siyasî anlamda Baasçıdır. Orada savaşan Iraklıların büyük çoğunluğunun “cihadçı” olduğundan da kuşkuluyum bu yüzden. Üstelik “cihadçı” olarak görünmek de iyi bir “perde” bence. Milyarlarca doların bölgeye aktığı bir yerde, “Arab sosyalist” olmaktansa “cihadçı” olmak çok daha iyi tabiî. (**)

İşte “müminin feraseti” de böyle bir şey…

Dipnotlar:

* BBCT

**Adımlar Dergisi
Kaynak: http://millibirlikruhu.wordpress.com/2014/06/21/irak-milli-kuvvetleri-tarafindan-kurtarilan-musulda-hayat-normale-dondu/

IŞİD’in iki numaralı lideri Saddam Hüseyin'in’ın istihbarat subayı
12-07-2014



İngiliz Daily Telegraph gazetesinin haberine göre; işbirlikçi Irak güvenlik güçlerinin ele geçirdiği bir belge, IŞİD’in, Irak'ın şehid Develet Başkanı Saddam Hüseyin döneminde Irak ordusunda ve istihbaratında görev yapan komutanların yönetiminde olduğunu gösteriyor.

YDH'nin haberine göre; Örgütün kurucusu Ebu Musab el-Zerkavi’nin merkeziyetçi liderliğinin aksine Ebu Bekir Bağdadi’nin örgütteki yönetim yetkilerini yardımcıları arasında bölüştürdüğü, en önemli yardımcılarının ise Irak'ın şehid Develet Başkanı döneminde Irak ordusunda görev yapan komutanlar olduğu açıklandı.

Irak güvenlik güçlerinin 5 Haziran’da IŞİD liderlerinden Ebu Abdurrahman Bilavi’nin evine yaptığı baskında hilafet ilan eden örgütün teşkilat yapısını gösteren belgeler ele geçirildi.

Ele geçirilen belgeler sayesinde Ebu Bekir Bağdadi’nin gücünün arkasındaki iki kişinin kimliğinin de belirlendiğinin ifade edildiği haberde bu kişilerin Ebu Ali el-Enbari ve Ebu Muslim el-Turkmani olduğu bildirildi.

Ebu Ali el-Enbari’nin, Saddam rejimi döneminde Irak ordusunda görev yapan tuğgeneral rütbesinde bir komutan olduğunun belirtildiği haberde Ebu Muslim Turkmani’nin de Saddam dönemindeki Irak istihbarat servisinde binbaşı rütbesiyle görev yaptığı açıklandı.

IŞİD’in hilafet devletini yönetecek örgütsel yapının bu Enbari ve Turkmani tarafından belirlendiği bildiriliyor.

IŞİD’in hilafet devleti şeması

Musul ve Tıkrit’i aldıktan sonra ismini ‘İslam Devleti’ olarak değiştiren IŞİD’in en tepesindeki isim Ebu Bekir Bağdadi.

Asıl adı İbrahim el-Bedri olan Ebu Bekir Bağdadi, halife sıfatıyla örgütün bir numaralı ismi.

Örgütün ikinci ismi, Ebu Muslim el-Turkmani. Asıl adı Fadıl Hayali olan Turkmani’nin Irak'ın şehid Develet Başkanı dönminde Irak istihbarat servisinde subay olarak görev yaptığı bildirildiyor.
Haber93

İşbirlikçi Irak güvenlik güçlerinin, tanklar, zırhlı araçlar ve hava desteğiyle yürüttükleri operasyonun başarısız oldu
29 HAZİRAN 2014



Irak Millî Kuvvetleri (İMK) savaşçılarının işbirlikçi Irak ordusuna ait bir askerî helikopteri düşürdüğü ve pilotunu alıkoydukları bildirildi.

İMK karşısında tutunamayan işbirlikçi Irak güvenlik güçlerinin Tikrit yakınlarındaki Dicle'den de geri çekildikleri yönünde haberler geliyor. Tikrit'i yeniden ele geçirmeye çalışan işbirlikçi Irak ordusunun Irak Millî Kuvvetleri tarafından püskürtüldüğü haberleri geliyor.
Bölgedeki görgü tanıkları, işbirlikçi Irak güvenlik güçlerinin, tanklar, zırhlı araçlar ve hava desteğiyle yürüttükleri operasyonun başarısız olduğunu ve birliklerin Dicle kentinden çekilmek zorunda kaldıklarını söyledi.
haber93

Irak Millî Kuvvetleri Saddam Hüseyin'i yargılayan işbirlikçi hakimi idam etti
23-06-2014



YDH'nin haberine göre; Irak Millî Kuvvetleri tarafından kaçırılan işbirlikçi Yargıç Rauf Abdurrahman’ın idam edildiği bildirildi.

Daily Mail gazetesinin haberine göre Irak’ın devrik diktatörü Saddam Hüseyin’i yargılayıp hakkında idam kararı veren Hakim Rauf Abdurrahman, IŞİD tarafından kaçırılarak idam edildi.

Gazete, haberinde 16 Haziran’da ele geçirilen Rauf Abdurrahman’ın iki gün sonra öldürüldüğünün tahmin edildiğini belirtti.

Ürdünlü bir parlamenterin bir sosyal paylaşım sitesindeki kişisel hesabı üzerinden yaptığı açıklamada Irak'ın meşru devlet başkanı Saddam Hüseyin’i yargılayan Yargıç Rauf Abdurrahman’ın kaçırılarak öldürüldüğünü belirttiği, Saddam Hüseyin'in yardımcısi ve Irak Millî Kuvvetleri'nin komutanı İzzet İbrahim el Duri adına açılmış bir hesapta da Abdurrahman’ın öldürüldüğünün doğrulandığı bildirildi.

Irak Millî Kuvvetleri, Irak'ın batı sınırıı da ele geçirdi: Hedef Bağdat
23 HAZİRAN 2014



Irak Millî Kuvvetleri, Irak'ın Suriye ve Ürdün sınır kapılarını ele geçirdiği bildiriliyor. Irak hükümetinin, ülkenin batı sınırlarındaki hakimiyetini tamamen kaybettiği görülüyor
.
BBCT'ye göre işbirlikçi Yetkililer, Pazar günü yaptıkları açıklamada, Irak Millî Kuvvetleri'nin, Anbar vilayetinin önemli bölgelerini ele geçirdiğini söylemişlerdi.

Irak Millî Kuvvetleri, bir gün önce de Suriye sınırındaki Kaim kasabasını işgalden kurtarmıştı.

Ayrıca Telafer'daki stratejik öneme sahip havaalanının da Irak Millî Kuvvetleri'nin kontrolüne geçtiği belirtildi.

Musul'un kurtarılması Irak Millî Kuvvetleri'nin, ilerlemesini kolaylaştırdı

Irak Millî Kuvvetleri,, Haziran ayı başlarında Musul'u hakimiyeti altına aldı. Musul kurtarılması, kentin batı ve kuzeyine doğru ilerlemelerini ve önemli zaferler kazanmalarını kolaylaştırdı.

Irak Millî Kuvvetleri, bir süredir Irak'ın çeşitli bölgelerini işgalden kurtararak ederek ilerliyor.

Irak Millî Kuvvetleri, Anbar vilayetine bağlı, Kaim ve Rutba'nın da içinde yer aldığı dört kasabanın kontrolünü, geçtiğimiz iki gün içinde ele geçirdi.
Bunun üzerine işbirlikçi devlet güvenlik güçleri bu bölgeden geri çekildi.

Ardından Suriye sınırındaki El Velid ve Ürdün sınırındaki Turaibil sınır noktalarının hakimiyeti de Irak Millî Kuvvetleri'nin, geçti.

Uzmanlar, son gelişmeler sonucu Irak Millî Kuvvetlerinin, farklı savaş noktalarına lojistik destek götürmesini de kolaylaştırdığını belirtiyor.

Bağdat kurtuluş için gün sayıyor

BBC Orta Doğu muhabiri Jim Muir, son gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

"Bağdat'ın kuzey ve kuzeydoğusundaki 70 kilometrelik alandaki küçük çatışmaların ve kısa bir aranın ardından Sünni militanlar yine harekete geçmiş görünüyor.
Örgütün, ağırlıklı olarak Sünni nüfusun yaşadığı Anbar vilayetine göz diktiği anlaşılıyor. Bağdat'ın batısında kalan bu vilayette, aşiretlerin çok güçlü olduğu biliniyor.
Suriye ve Ürdün sınırlarının örgütün eline geçmesi, Irak hükümetinin batı sınırındaki tüm hakimiyetini kaybettiğini gösteriyor. Anbar vilayetinden bir aşiret lideri, vilayetin yüzde doksanının IŞİD militanlarının kontrolünde olduğunu söyledi.
IŞİD krizi başlamadan önce de, Bağdat'ın 30 kilometre ilerisindeki Felluce kenti ve Anbar vilayetinin başkenti Ramadi'nin neredeyse yarısı, Ocak ayından bu yana IŞİD militanlarının elindeydi.
Pek çok bölgede güvenlik güçlerinin ve polisin, örgütün sağladığı güvenli koridorları kullanarak çatışma alanlarını terk ettiği belirtiliyor. Telafer'deki stratejik öneme sahip havaalanının da IŞİD kontrolüne geçtiği doğrulanırsa, Bağdat hükümeti için tehlike çanları çalabilir. Çünkü örgüt havaalanını, Bağdat'ı ele geçirmek için kullanabilir."

'İran-ABD işbirliği ihtimali zayıf'

İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Irak'a yapılacak her türlü ABD müdahalesine karşı olduğunu söyledi. Hamaney, ABD'yi "Kendi hegemonyası altında bir Irak istemek" ve "ABD maşalarıyla Irak'ı yönetmeye çalışmak" ile suçladı.
Hamaney konuşmasına şöyle devam etti:
"Irak'ta gerçek çatışma ABD yanlısı olanlar ve bağımsız bir Irak isteyenler arasında yaşanıyor" dedi.

Dini lider Hamaney'in yaptığı açıklamayı değerlendiren BBC muhabiri, bir İran-ABD işbirliği ihtimalini zayıflattığını belirtiyor.

Mısır başkenti Kahire'de konuşan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise, Iraklı liderleri "Mezhepler üstü bir yönetim oluşturmaya ve tüm Iraklıların ihtiyaçlarını dinleyecek ve karşılayacak bir şekilde birleşmeye" davet etti.
MBR haber

Irak Millî Kuvvetleri Bağdat'a doğru ilerliyor
17 HAZİRAN 2014



Emperyalist batı medyasının "Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)" olarak nitelediği, Irak Millî Kuvvetleri'nin Bağdat'a doğru ilerlediği haberleri gelirken Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani, BBC'ye verdiği röportajda'Irak'ın bir bütün olarak kalamayabileceğini' söyledi.

BBC'ye konuşan Neçirvan Barzani, ülkenin IŞİD militanlarının geçen hafta kuzey kenti Musul, Tikrit ve Telafer'i ele geçirmeden önceki durumuna dönmesinin çok güç olduğunu belirtti.

Sünni bölgelerin, Şii Irak hükümeti tarafından ihmal edildikleri hissine kapıldıklarını ifade eden Barzani, tek çözümün siyaset aracılığıyla gelebileceği şu sözlerle dile getirdi:

"Askeri bir çözüm olamaz. Siyasi bir çözüme, siyasi bir sürece ihtiyaçları var. Bunu yapmanın en iyi yolu da Sünni aşiretleri veya Sünni toplulukları sürece dâhil etmektir çünkü şimdi ihmal edildikleri hissine kapılıyorlar. Tabi ki IŞİD'in duruma müdahil olduğu gerçeğini yadsıyamayız ama mesele yalnızca IŞİD meselesi değil. Bu, Bağdat'ın Sünni bölgelere yönelik yanlış politikalarının sonucu."

Barzani şöyle devam etti:

"Bunun kararı Sünni bölgelere bırakmalıyız fakat onlar için de en iyi modelin bu olduğunu düşünüyorum. Öncelikle bir karar vermeleri gerekiyor: Tam olarak ne istiyorlar? Bizim görüşümüze göre, Musul'da olanlardan sonra en iyi yol, bizim Kürdistan'da sahip olduğumuz gibi Sünni bir bölge olması."

Fırat Haber Ajansı'na konuşan Murat Karayılan da "Özellikle de Kerkük ve Şengal'de gerilla ile peşmergenin ortak savunma direnişi için olanak açın" çağrısında bulundu.

Diğer yandan, Irak Millî Kuvvetleri'nin başkent Bağdat'a 60 km. mesafedeki Bakuba kentinin bazı bölgelerini ele geçirdiği haberleri geliyor.

BBC'nin Bağdat'tan bildiren muhabiri Richard Galpin, militanların Bakuba'nın kontrolünü ele geçirmesinin örgüt için büyük bir başarı sayılabileceğini ve Bağdat'a açılan karayollarında da hakimiyetlerini güçlendirebileceklerini söylüyor.

Kerkük'te BBC'ye konuşan üst düzey bir polis, Sünni militanların Kerkük'ün 20 km güneyinde, Şii Türkmenlerin yoğun yaşadığı Başir köyünün bazı bölgelerini ele geçirdiklerini söyledi.

Polis memuru, köy yakınlarındaki Şii İmam Rıza türbesi çevresinde de çatışmalar yaşandığını belirtti.

Irak Millî Kuvvetleri bir Helikopter düşürdü

Bağdat'ın batısındaki Anbar bölgesindeki Felluce'de, Irak Millî Kuvvetleri Irak'ın işbirlikçi hava kuvvetlerine ait bir helikopteri düşürdü. Militanlar çatışmalar sırasında birkaç tankı da tahrip ettiklerini ve orduya bağlı birliklerin Ramadi yakınlarındaki üslerini de terk ettiklerin söylüyor.

ABD de, Bağdat Büyükelçiliği ve ülkedeki ABD vatandaşlarının güvenliği için Irak'a 275 askeri personel konuşlandırdı.

İran'ın nükleer programıyla ilgili görüşmek üzere Viyana'da bir araya gelen ABDli ve İranlı yetkililer, kısa bir Irak değerlendirmesi yaptı fakat Amerikalı yetkililer iki ülke arasında askeri bir işbirliği olacağına dair haberleri yalanladı.

ABD Başkanı Barack Obama, Kongre'ye verdiği bilgi mektubunda, ABD vatandaşlarının ve ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği'nin korunması için Irak'a 275 askeri personel gönderildiğini ve güvenlik sağlanana kadar personelin ülkede kalabileceğini belirtti.

ABD donanmasına ait uçak gemisi USS George HW Bush, iki savaş gemisi eşliğinde Körfez'e konuşlandı.
haber93

Irak'ta sıkışanlar İran'dan’dan medet umuyorlar
16 Haziran 2014



Cumhuriyet'in haberine göre;ABD, Irak’ta güvenlik meselesinde çözüm arayışları çerçevesinde İran’la diyaloğa hazırlanırken, Barzani de Tahran’da temaslarda bulundu.

Irak’ta Sünni cihatçılar, Bağdat’a doğru ilerlerken ABD geçen hafta krizle mücadelede işbirliğine açık oldukları mesajı veren tarihi düşmanı Tahran’a kapıyı araladı. Bağdat’ta Şii El Maliki yönetimi başta olmak üzere ülkedeki ana aktörlerden Kürtler’in yanı sıra Batı’dan da çözüme yönelik İran’la diyalog çabaları dikkat çekiyor.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry dün Irak konusunda İran’la görüşmelere açık olduklarını söylerken AP ajansının haberine göre askeri işbirliğini de dışlamadı. “IŞİD’in ilerlemesini durdurmak için İran-ABD askeri işbirliği potansiyelini göz ardı etmediklerini” kaydeden Kerry, ABD’nin insansız hava uçaklarının da iyi bir olasılık olabileceğini belirtti. Kerry “İran, bölgedeki şiddeti sonlandırmaya ve Irak yönetiminde güveni inşa etmeye yardımcı olabilirse, Washington, Tahran ile konuşmaya hazırdır” dedi.

ABD ve İngiliz basınında yer alan haberlerde kimi ABD’li yetkilinin görüşmelerin bu hafta yapılabileceğini söylediklerine işaret edildi. Bu çerçevede iki ülke yetkililerinin, bu hafta İran’ın nükleer programına ilişkin görüşmeler için Viyana’da yürütülen uluslararası müzakereler çerçevesinde bir araya gelecekleri de hatırlatıldı.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, geçen cumartesi günü ABD ile Irak konusunda işbirliğini dışlamayan bir mesaj vermişti.

Ancak dün İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Merziye Afham, ABD’ye sert eleştirilerde bulundu. İRNA’nın haberine göre, ABD’nin Irak’a olası bir askeri müdahalesine kesinlikle karşı olduğunu söyleyen Afham, “Deliller, ABD’nin Irak’taki mevcut durumu istismar etmeye ve seçim sonuçlarını tahrip etmeye çalıştığını gösteriyor. Bu nedenle Irak’taki güven ortamının sabote edilmesinde rolü olan unsurlardan kesinlikle yardım beklenilmemelidir” dedi.

Bu arada Londra’nın da İran’la Irak konusunda görüşmeler yaptığı gelen bilgiler arasında. İngiltere Başbakanı David Cameron’ın sözcüsü, Tahran’la görüşmelerde Ortadoğu bölgesinin cihatçıların ilerlediği Irak’a nasıl bir destek vermesi gerektiğinin ele alındığını söyledi. Bu çerçevede İngiltere ile İran dışişleri bakanlarının geçen hafta sonu Irak ve diğer bölgesel konulara ilişkin konuştukları kaydedildi. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, ülkesinin Irak’a askeri müdahelede bulunmayacağını söyledi.

İran’ın Irak’ın Şii Başbakanı El Maliki’ye IŞİD militanlarına karşı savaşında destek için bu ülkeye askeri birlik gönderdiği yönünde iddialar geçen hafta basına yansımıştı. BBC de 130’dan fazla İran Devrim Muhafızı’nın halihazırda Irak’ta bulunduğu yönünde haberler geldiğini belirtti. Bu arada Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani’nin de Tahran’a giderek temaslarda bulunduğu duyuruldu.

CNN’de yer alan bir haberde ise İran’ın komşusu Irak’ta kayda değer nüfuzunu ileriye götürmesine ABD’nin temkinli yaklaştığı yorumuna yer verilerek Irak Başbakanı El Maliki’nin Şii İran rejiminin bölgedeki en yakın müttefiki olduğu vurgulandı. Haberde ayrıca Washington’ın İran ile çalışmasının, ABD’nin Iraklı Sünnilerin yanı sıra bölgedeki diğer Sünni müttefikleriyle de aralarını açacağı kaygısına değinildi. Kerry’nin önceki gün IŞİD tehdidiyle ilgili Ürdün, BAE, Suudi Arabistan ve Katar dışişleri bakanlarıyla görüştüğü duyuruldu. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkilinin görüşmelerde bakanların Irak liderlerinin farklılıklarını bir kenara koyup ulusal birliğin oluşturulması için etkili bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini ele aldıklarını belirtiliyor.

Sünni monarşilerin hâkim olduğu petrol zengini Körfez ülkelerinin lideri konumundaki Suudi Arabistan’ın yanı sıra Suriye ve Mısır’da İhvan destekli politikaları nedeniyle zaman zaman bu oluşumdan dışlanan Katar’dan da Irak’taki olaylara ilişkin El Maliki yönetimine sert tepki geldi. Riyad ve Doha yönetimi, Maliki’yi mezhepçi politika izlemekle, Sünni Arapları dışlamakla suçladı. Gelinen noktanın bunun sonucu olduğu görüşünü savundu. Katar Dışişleri Bakanı, El Maliki’nin politikalarının Sünni Arap azınlığı marjinalleştirdiğini söylerken Riyad yönetimi de Irak’ta bir an önce ulusal uzlaşma hükümeti kurulması çağrısı yaptı ve yabancı müdahalelere karşı olduklarını duyurdu. Geçen mart ayında Maliki, Suudi Arabistan’la birlikte Katar’ı da terörizme destek vermekle suçlamıştı.

Bu arada Irak’ın Şii lideri Sistani’nin IŞİD’e karşı Şiileri ayaklanmaya çağırmasının ardından Yemen’den de bir grup Şii’nin savaşmak üzere Necef’e gittiği iddia edildi
haber93

Rusya'nın Sesi Radyosu: IŞİD Telafer'e de girdi
15 Haziran 2014



Rusya'nin Sesi Radyosu'nun haberine göre; IŞİD örgütü üyelerinin Türkmenlerin yoğun yaşadığı Musul'un Telafer ilçesine girdiği bildirildi.

IŞİD, Enbar vilayetine bağlı Secr nahiyesinde ise kontrolü tamamen ele geçirdi.

IKBY, peşmerge güçlerinin savunma pozisyonunda olduğunu çatışma istemediğini açıkladı.

Telafer'e gün boyu havan toplarıyla saldıran IŞİD üyeleri, ilçenin Şii Türkmenlerin yaşadığı mahallelerine girdi. Telafer'in yerel polis gücü ve halkı ile örgüt üyeleri arasındaki çatışma sürüyor.
Elektrik ve su verilemeyen ilçe, IŞİD üyelerince abluka altında tutuluyor.

İŞID SECR'DE KONTROLÜ ELE GEÇİRDİ

IŞİD örgütü ve bazı silahlı grupların, Enbar vilayetine bağlı Secr nahiyesinde kontrolü ele geçirdiği, olaylarda 5 kişinin öldüğü 10 kişinin yaralandığı bildirildi.

Aşiret kaynaklarından alınan bilgiye göre, Irak'ın batısında yer alan Enbar vilayetine bağlı Secr nahiyesinde IŞİD örgütü ve bazı silahlı gruplar ile Irak ordusu arasında yaşanan çatışmaların ardından Secr nahiyesinin kontrolü IŞİD'in eline geçti. Ağır silahların da kullanıldığı belirtilen çatışmada, 5 kişi öldü 10 kişi yaralandı. IŞİD'in bölgeyi kolay bir şekilde ele geçirdiği, olayda birçok Irak askerinin ise esir alındığı belirtildi.

Yılbaşından bu yana IŞİD ve silahlı grupların kontrolünde olan Secr nahiyesi, bir ay önce ordunun kontrolüne geçmişti.

MUSUL'DA BAAS MENSUPLARI ETKİN

Musul'daki yabancı milislerin sayısında gözle görülür bir azalma olduğu belirtildi. Kontrol noktalarında ve sokaklarda devriye gezen milislerin daha önce yabancı kişilerden oluştuğu bildirildi.
Musul'dan çıktığı belirtilen kişilerin, devam eden çatışmalara katılmak üzere Salahaddin iline yöneldiği ifade edildi. Kontrol noktalarında bekleyen kişilerin de Irak Baas Partisi'nin, 17-22 yaş aralığında milisleri ve Musul kentinin yerlisi olduğu kaydedildi.

IŞİD örgütü milislerinin yüzleri açık, bölge sakinlerinden olan Baaslıların ise maskelerle dolaştığı belirtildi.

'PEŞMERGE SAVUNMA POZİSYONUNDA'

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani'nin çağrısı üzerine Erbil'de, Başbakan Neçirvan Barzani, bakanlar ve peşmerge güçleri komutanlarının katıldığı bir toplantı yapıldı. Toplantıdan sonra hükümetin resmi sitesinde yer alan açıklamada IKBY, halkın can ve mal güvenliğini sağlamak için peşmergenin Irak ordusunun bıraktığı boşluğu doldurduğunu belirtti. Açıklamada, "Peşmergenin kontrolü altındaki bölgelerde yaşayan halka tam güvence veriyoruz. Bölgelerindeki istikrar, yaşam ve huzur tamamen koruma altındadır. Hiçbir tehlike söz konusu değildir. Peşmege, samimiyet ve cesaretle o bölgeleri koruyacaktır" denildi.

Peşmergenin savunma pozisyonunda olduğu ve çatışma istemediği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: Peşmerge güçleri, savunma pozisyonundadır ve hiçbir şekilde saldırı konumuna geçmemiştir. Peşmerge, karışıklığın çıkmasını ve kendi güvenlik noktalarının çatışma bölgesine dönüşmesini istemiyor. Irak’ın bu kötü koşullardan kurtulması gerçekçi siyasi bir çözümle mümkün olabilir. Askeri yöntemler, asla çözüm değildir. Bu, ittifak anlayışından ve birlikte yaşama ilkesinden uzak bir arayış olur. Kürtler, Şiiler, Sünniler ve Irak’ın diğer unsurlarının ittifakıyla ülkeye istikrar ve kalkınma gelebilir."

IKBY hükümeti, ayrıca bölgesine gelen sığınmacılar için uluslararası kamuoyuna insani yardım çağrısı yaptı.
haber93

Rusya'nın Sesi Radyosu: IŞİD nasıl ortaya çıktı ve hedefi ne?



IŞİD örgütün Nuri El-Maliki hükümetine cephe alan aşiret ve eski Baas mensuplarıyla yaptığı ittifak, Sünni Arap kuşağındaki ilerleyişini hızlandırıyor. Peki Musul'un da aralarında olduğu Irak'ın bazı kentlerinde kontrolü ele geçiren IŞİD nasıl ortaya çıktı ve hedefi ne?

Suriye’de sivillere ve rejim karşıtı muhaliflere saldırılarıyla dikkatleri çeken IŞİD’in, Irak’ta kısa sürede art arda birçok yerleşim bölgesini ele geçirmesinin nedenleri sorgulanıyor.

IŞİD’in kökenleri, Irak’ta Selefi görüşlü hareketlerin 2003’teki ABD işgali sonrasında etkinlik kazanmasına uzanıyor. El Kaide’ye bağlılığını bildiren birçok gruptan biri olan ve 2004’te “Tevhid ve Cihat” adıyla kurulan örgüt, IŞİD’in tohumlarını attı. Kısa süre sonra El Kaide terör örgütüne bağlılığını bildiren grubun ilk lideri Ebu Musa Zerkavi, 2006’da ABD güçlerince öldürüldü. Yerine Ebu Hamza el Muhacir geçti. Bu arada Irak’ta yine El Kaide’ye yakınlığıyla bilinen Ebu Ömer el Bağdadi tarafından “Irak İslam Devleti” örgütü kuruldu. Ancak ABD ve Irak güçleri, 2010’da hem Ebu Ömer el Bağdadi hem de Ebu Hamza el Muhacir’i öldürdü.

Ortaya çıkan boşluğu, El Kaide bağlantılı güçlü bir isim olan Ebu Bekir El Bağdadi, geçen yıl, El Kaide’nin Suriye kolu olarak bilinen Nusra Cephesi ile “Irak-Şam İslam Devleti” adı altında bir araya geldiklerini açıklayarak doldurdu. Ancak Nusra, bir süre sonra IŞİD'le ayrıldı. El Kaide liderliği de Suriye’deki temsilcisinin Nusra Cephesi olduğunu ve IŞİD’i tanımadığını ilan etti. Bunun üzerine IŞİD, Nusra Cephesi ve diğer muhalif gruplar ile sivil halkı hedef almaya başladı.

Hedefini, "Irak, Suriye ve Ürdün’de dine dayalı bir devlet kurmak" şeklinde açıklayan IŞİD terör örgütü, 2012’den itibaren Suriye'de güçlendi. Örgütün sivilleri ve Suriye muhalefetinin ılımlı unsurlarını hedef alması, uluslararası kamuoyunda tepkileri artırdı. Bir süre sonra ABD, AB ve Türkiye IŞİD’i “terör örgütleri listesi”ne aldı.

IŞİD’in Suriye ve Irak’ta binlerce militanı bulunduğu ve bunların önemli bir kısmının yabancılardan oluştuğu kaydediliyor. Kimse gerçek militan sayısını bilmiyor.

IRAK’TA Şİİ VE HÜKÜMET KARŞITLIĞI

Irak’ın siyasi, etnik ve mezhepsel bölünmüşlüğü IŞİD’in işini kolaylaştırıyor. 2003’teki ABD işgalinden sonra yüzbinlerce kişinin hayatına mal olan mezhepsel çatışmaların yaraları sarılmış değil. Yeni Irak’ta siyasal sistemin dışına itilen Sünniler, halen tam anlamıyla yönetime katılamadı.

Sünni Arapların yoğun olarak yaşadığı orta Irak’taki Musul, Selahaddin, Kerkük, Anbar ve Diyala vilayetlerinde Şii grupların hakimiyetindeki merkezi hükümete yönelik huzursuzluklar uzun zamandır sürüyor. Sünni topluluklar, hükümeti "mezhepçi politikalar izlemek, siyasi temsillerini kısıtlamak, yerel yönetimi etkisizleştirmek, kendi bölgelerine yatırım yapmayarak cezalandırmak, artarak devam eden işsizlik ve yoksulluk sorununa duyarsız kalmak, şiddeti durdurmamak ve terörist gruplara karşı güvenlik önlemleri almamak" gibi gerekçelerle suçluyor.

Başbakan Nuri el-Maliki, Şii koalisyonu arkasına alarak iki dönem boyunca ülkeyi katı bir şekilde yönetti. Irak ordusunu ve ABD’nin desteğini iyi kullanarak hem Sünni bölgelerindeki silahlı direnişi hem de bazı Şii milisleri bastırdı. Ancak El-Kaide bağlantılı Selefi görüşlü grupları tamamen ortadan kaldıramadı.

Mezhepsel karşıtlıklarla güçlenmiş hükümet aleyhtarlığı da radikal örgütlerin Sünni bölgelerinde halen çok sayıda taraftar bulmasını kolaylaştırdı.

SÜNNİ ARAPLARIN ÖFKESİNDEN YARARLANDI

Musul ve Anbar’daki IŞİD ilerlemesinin en büyük nedenlerinden biri, ABD’nin 2007’de yanına almayı başardığı Sünni güçlerin,Maliki tarafından dışlanmasıyla ortaya çıkan yeni güç boşluğu oldu. Baas Partisi’nin devrilmesiyle silahlı direnişe geçen Sünni Arapların 2006-2007’de zirve yapan muhalefetleri, ABD planıyla yumuşamıştı.

Aşiretleri ve siyasi temsilcilerini yönetime dahil eden, kendilerine silah ve para desteği sağlayan planla artık Sünni aşiretler, ABD ve Irak ordularının yanına geçerek, El-Kaide ve diğer Selefi görüşlü örgütlere karşı savaşmaya başladılar. Böylece bölgedeki radikal örgütlerin hareket alanı iyice daraldı.
Ancak Başbakan Maliki’nin 2012’de "sıkı merkeziyetçi politikalara ağırlık vermesi, Sünni siyasetçilere yönelik tutuklama ve baskı politikaları", ülkenin mezhepsel fay hatlarını harekete geçirdi. Anbar başta olmak üzere Selahaddin, Musul, Kerkük ve Diyala’da hükümet karşıtı kitlesel gösteriler başladı.

Protestoların sebep olduğu güvenlik boşluğunu IŞİD fırsat bildi. Suriye’de birçok cephede sıkışan IŞİD, ağırlığını Anbar’a verdi. Irak ordusu ise geçen yıl aralık ayında operasyonlara başlayarak nisandaki genel seçim öncesinde kontrolü önemli ölçüde sağladı. Ancak bu hafta başından itibaren IŞİD, Musul’un yanısıra Anbar’ın Ramadi ve Felluce ilçelerini tekrar kontrolüne aldı.

IŞİD’İN MUSUL HAMLESİ

Musul’un geneli ve kent merkezinde Sünni Araplar çoğunlukta. Kuzeydoğusundaki Tilkeyf, Akre, Hamdaniye ve Şeyhan gibi ilçelerde ise Şebek, Yezidi ve Asuri azınlıklar yaşıyor. Doğusundaki Telafer’de özellikle ilçe merkezinde Türkmenler, Sincar’da Kürtler ve Yezidiler çoğunlukta. Musul’un Suriye sınırındaki ilçeleri Baac ve Hadra da yine Sünni Arap nüfusun hakimiyetinde.

Geçen yıl Maliki’nin Sünni siyasetçilere karşı başlattığı tutuklama kampanyası sırasında Sünni bölgelerinde patlak veren protestoların bir ayağı da Musul’daydı. Anbar ve Selahaddin’de olduğu gibi Musul’daki Sünni Arap aşiretleri de Irak Devrimi Askeri Konseyleri adı altında örgütlenmeye başlamışlardı.

Irak’ta Baas rejiminin devrilmesinden sonra kurulan yönetimden kaçan pek çok Baas subayı da halen Musul’da saklanıyor ve direniş örgütlerine öncülük ediyor.

Aşiretlerin yanı sıra, radikal örgütler de 2003’ten bu yana Musul’da oldukça etkili. El-Kaide ve Selefi görüşlüIŞİD benzeri örgütler, Musul’da özellikle Dicle’nin sağ yakası ya da “eski Musul” olarak bilinen yeri kontrol ediyor. Nitekim ABD ordusu işgal döneminde bu bölgede tam hakimiyet sağlayamamıştı. Bu örgütlerden biri olan IŞİD’in de Musul’da yerel destekçileri olduğu biliniyor.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, IŞİD’in Musul hamlesi, merkezi yönetim karşıtı Sünni Arap aşiretlerinin önemli bir bölümünü ve radikal örgütleri de harekete geçirdi. Irak güvenlik güçlerinin Musul’dan çıkarılması konusunda ittifak eden gruplar, kısa sürede kent merkezini ve çevresini tamamen ele geçirdi.

"SADDAM DÖNEMİNDEKİ BAYRAK DALGALANMAYA BAŞLADI"

Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi (IMPR) Başkanı Veysel Ayhan, AA’ya yaptığı açıklamada, aşiretlerin IŞİD operasyondaki rolüne ilişkin şu noktalara dikkati çekti:

“Saddam’ın eski komutanlarından El Duri aktif olarak bu operasyona katılıyor. Musul valisi ilan edilen kişi eski bir Baas komutanı. Gelişmelerden sadece IŞID sorumlu tutulamaz. Sünni güçlerden ve aşiretlerinden oluşan askeri konsey işin içinde ve Sünni Arap bölgelerini ele geçirmeye çalışıyorlar. Sayısal olarak bakıldığında IŞID’in Musul’u ele geçiren silahlı adamlar içindeki oranı yüzde 10 civarında, bunu aşiret temsilcileri söylüyor. Sünni Arap koalisyonu geleneksel direniş hattındaki yerleri alıp eski Irak’ı kurmak istiyor. Musul Rafideyn televizyonunda Saddam dönemindeki şarkılar çalınıyor. Saddam dönemi bayrakları dalgalanmaya başladı. Duleymi ve Tay kabileleri operasyonda ön planda görünüyor.”

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ’NDEN MUSUL KONSOLOSLUĞU'NA

IŞİD'in, aralarında Özgür Suriye Ordusu'nun da olduğu Suriyeli muhalifleri ve sivil halkı hedef alması, Türkiye tarafından başından bu yana tepkiyle karşılandı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, IŞİD hakkında yaptığı değerlendirmede, IŞİD'le rejim güçleri arasındaki ortaklık olduğuna dikkati çekmiş, "Ne zaman Suriye'nin kuzeyinde muhalefet güçlendi, IŞİD o zaman ortaya çıktı" ifadesini kullanmıştı. Davutoğlu sonraki günlerde yaptığı açıklamalarda da Esed rejimi ile IŞİD güçleri arasında dayanışma olduğuna dikkati çekti.

Muhalifler arasında yaşanan çatışmaların Türkiye sınırına kayması sonrasında TSK, IŞİD tarafından Türkiye topraklarına zaman zaman açılan ateşe karşılık verdi. 28 Ocak’ta düzenlenen hava harekatıyla da sınıra yakın bölgede IŞİD'e ait bir konvoyu imha etti.

Örgütün Türkiye'ye yönelttiği en ciddi tehdit, "Halep'teki Süleyman Şah Türbesi’ni 3 gün içerisinde boşaltıp Türk bayrağını indirmeye" yönelikti. Tehdit sonrasında tüm terör ve istihbarat birimleri IŞİD'e karşı teyakkuza geçerken, sınır ötesi operasyonlar dahil çeşitli askeri müdahaleler masaya yatırılmıştı.

Türkiye'ye karşı tacizlerine sonraki günlerde de devam eden örgüt, Süleyman Şah Türbesi’ne giden Türk askeri konvoyunun geçişine ait görüntüleri sosyal medya üzerinden paylaştı.

Son olarak, Suriye'den sonra Irak'ta yeniden güç kazanmaya başlayan örgüt, Musul'u ele geçirmesinin ardından buradaki Türk tır şoförlerini ve akabinde Türk konsolosluğu personelini ve Geyara ilçesindeki elektrik santralinde çalışan Türk vatandaşlarını rehin aldı.

IKBY-MALİKİ İTTİFAKI SAĞLANABİLECEK Mİ?

IŞİD’in Musul bölgesinde kolaylıkla ilerlemesinde, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKYB) ile Bağdat’taki merkezi yönetim arasındaki uyumsuzluk büyük rol oynadı. Kürt yönetimi, "yetki ve bütçe paylaşımı, güvenlik güçlerinin statüsü ve finansmanı, enerji kaynaklarının işletilmesi ve IKBY’nin kontrolündeki ihtilaflı topraklar" konusunda yıllardır merkezi yönetimle sorun yaşıyor.

IŞİD’in Musul’daki ilerlemesi sırasında peşmerge güçlerini kent merkezine ve diğer bölgelerine Irak ordusuna destek olmak amacıyla göndermek isteyen IKBY Başkanlığı, Maliki’den ret yanıtı almıştı.

Maliki’nin bu kararında, “IŞİD’i durdurma başarısı gösterebilecek bir Kürt yönetimi” karşısında itibar kaybetme korkusunun etkili olduğu düşünülüyor.

Maliki, Musul’da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bazı bölgeleri idari sınırlarına katmak isteyen IKBY’nin taleplerine uzun süredir karşı çıkıyor. Böyle bir dönemde, Erbil’den gelen takviye birlikle Kürtlerin Musul’daki askeri varlığını iyice güçlendirmelerini ve vilayetin fiili hakimi durumuna gelmelerini istemiyor.
Telafer’de Aynzava bölgesinde zengin doğalgaz, Şuşan kıracında petrol yatakları bulunuyor. Ancak bunlar işletilmiyor. Ayrıca, Kerkük-Yumurtalık boru hattı, Kerkük’ten çıktıktan sonra ilin güneybatısındaki Dibis bölgesinden geçerek Musul sınırlarına giriyor. Musul’da kent merkezinin batısından geçerek Irak-Türkiye sınırına uzanıyor. IŞİD'in petrol üretimi ve sevkiyatı bakımından stratejik öneme sahip Musul'u ele geçirmesi merkezi yönetimle yerel yönetimler arasında süregelen soruna yeni bir boyut ekledi.

GÖZLER YENİ İSTİKRARSIZLIK DALGASINA ÇEVRİLDİ

Musul’dan çekilen Irak ordusu, dünden itibaren Selahaddin’deki birliklerini de geri çekmeye başlamıştı. Bunun üzerine IŞİD, Tikrit ismiyle de bilinen Selahaddin’in merkezini ele geçirmiş, Kerkük’e giren IŞİD güçleri ise Kürt yönetiminin peşmerge birlikleri tarafından püskürtülüp il sınırı dışına çıkarılmıştı.

Irak ordusu, Kerkük’ün merkezinde bazı birlikler tutarken il merkezi ve sınırlarında peşmerge güçleri kontrolü tamamen devralmış bulunuyor.

Bu arada IŞİD’in ilerleyişi, başta IKBY olmak üzere çeşitli Kürt kesimlerini de ittifak arayışına sürüklemiş görünüyor.

Bölgede 2011’den beri Suriye’deki iç savaşa odaklanan uluslararası toplumun dikkati, Irak’ta IŞİD’in neden olduğu yeni istikrarsızlık dalgasına çevrilirken, uluslararası aktörler ve bölge ülkeleri yeni gelişmeler karşısında strateji belirleme çabasında.
Kaynak: http://www.rsfmradio.com/2014_06_13/ISID-nasil-ortaya-cikti-ve-hedefi-ne/

“IŞİD’in elindeki Sünni hatta yeni dengeler mi devreye giriyor?”
Haber Analiz: Fehim Işık
13 Haziran 2014

Irak Şam İslam Devleti’nin ele geçirdiği Sünni Arap bölgelerinde bir İslam Devleti kurmaya hazırlandığı iddia ediliyor. IŞİD, Musul, Anbar ve Tikrit’i kapsayacak, Suriye’nin Rakka kentine kadar uzanacak İslam Devleti’nin ilk kentine vali olarak eski bir Baas Partisi generalini atadı.
IŞİD tarafından Musul’a vali atanan Haşim El Cemmas’ın, Irak’ın idam edilen lideri Saddam Hüseyin’den sonra Baas Partisi’nin başına geçen general İzzettin El Duri’ye yakın olduğu belirtiliyor.
Irak’ta yaşananları IŞİD’in yanı sıra Baas Partisi’nin başarısı olarak gösteren bir başka isim daha var.
Gelişmeleri anı anına içerden gelen bilgilerle takip ettiğini belirten Saddam Hüseyin’in Ürdün’de sürgünde yaşayan kızı Raghad Hüseyin, Irak’ı Baas Partisi’nin özgürleştirdiğine inanıyor.
El Kudüs El Arabi gazetesine konuşan Raghad Hüseyin, “Devrimci aşiretler maliki hükümetini kovdu. Buna hepimiz seviniyoruz.” dedi.
Raghad Hüseyin’in dikkat çeken bir diğer sözü de, Baas’ın başındaki isim olarak bilinen İzzeddin El Duri ile ilgili söyledikleri.
Saddam’ın kızı gazeteye, “Amcam İzzettin’in başarısından, babamın askerleri ile birlikte Irak’ı özgürleştirmesinden oldukça memnunum” açıklamasını yaptı.
Saddam idam edilince Baas Partisi’nin başına geçen El Duri, “Nakşibendi Tarikatı Erkekler Ordusu” adını verdiği silahlı birlikler kurdu.
Irak’taki Baas yanlısı Sünni aşiretler arasında örgütlenen Saddam Hüseyin’in istihbarattan sorumlu eski generalinin yolu, 2006 yılından sonra radikal İslamcı örgütlerle buluştu.
Hem İzzettin El Duri’nin, hem de IŞİD’in, Irak’ın eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi ile de ilişkilendiği konusunda görüş ileri sürenler var. Tarık Haşimi’nin, IŞİD Musul’a girdikten sonra gelişmeleri devrim olarak değerlendirip selamladığı twiti de, bunu akıllara getiriyor.
Hatırlanacağı gibi, 2005 yılında Irak İslam Partisi adı ile girdiği seçimlerde Irak’ın en büyük Sünni partisi olarak parlamentoya giden Tarık Haşimi, Türkiye’nin cumhurbaşkanı olması için kulis yürüttüğü siyasetçilerin başında geliyordu.
Cumhurbaşkanlığına Kürt ittifakının adayı Celal Talabani seçilince, Haşimi cumhurbaşkanı yardımcısı oldu.
Kısa sürede Şii Maliki ile ilişkileri sertleşen Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi, Irak’taki mezhep endeksli siyasetin ilk kurbanlarından oldu.
Maliki’nin baskılarına direnemeyen Haşimi önce Irak Kürdistanı bölgesine, oradan da Türkiye’ye geçti.
Haşimi’nin Türkiye’ye sığınması, Bağdat hükümeti ile Ankara’nın ilişkilerinin bozulmasına da neden oldu.
IŞİD’in ilan edeceği devlette Sünni Aşiretler Konfederasyonu’nun yanı sıra hem İzzettin El Duri’nin Baas Partisi’ne, hem de Tarık Haşimi’ye biçilen roller olduğuna dönük bilgiler var.
IŞİD’in Musul’a girmesiyle yaşanan tartışmalar, Irak’ta yürütülen Baassızlaştırma politikasına rağmen hala varlığını sürdüren eski Baas Partisi’nin yanı sıra Türkiye ile iyi ilişkilere sahip olan Sünni lider Tarık Haşimi’yi de gündeme getirdi.
Irak eskisi gibi olamayacak, yeni dengeler de katliamlarıyla bilinen IŞİD’in etrafında şekillenen karmaşık ilişkiler yumağından çıkacak gibi duruyor.

http://www.imctv.com.tr/2014/06/13/isidin-elindeki-sunni-hatta-yeni-dengeler-mi-devreye-giriyor/

1. Dünya Savaşı sonrasında İngiltere ve Fransa tarafından çizilen sınırlar ortadan kalktı ve Irak'ın fiilen üçe bölündü
12 HAZİRAN 2014



BBCT'nin haberine göre: Irak İslam Şam Devleti (IŞİD) örgütü militanlarının Irak'ın doğusu ile Suriye'nin batısında denetim sağlaması, İngiltere basınındaki başlıca haber ve yorum konusu.

Telegraph yazarından Türkiye-Pakistan benzetmesi

Telegraph yazarı Peter Oborne, 1980'ler boyunca devam eden Afgan-Rus savaşını örnek vererek, Türkiye'nin bugünkü Pakistan gibi radikal İslamcı militanların hedefi olabileceği öngörüsünde bulunuyor.

Guardian'ın başyazısında, Musul'u ve diğer kentleri geri almak için yapılacak bir seferin, Şii askerler ile Sünni savaşçıları karşı karşıya getireceği uyarısında bulunuyor.

Financial Times ise Türkiye'nin kaçırılan 80 civarındaki vatandaşı için IŞİD ile müzakere yürütmek zorunda olabileceği görüşünü aktarıyor.

Asırlık sınırlar ortadan kalktı

Telegraph yorumcularından Peter Oborne, 1. Dünya Savaşı sonrasında İngiltere ve Fransa tarafından çizilen sınırların fiilen ortadan kalktığını ve Irak'ın fiilen üçe bölündüğünü belirttiği makalesinde, Pakistan ile Türkiye'yi kıyaslayarak şöyle diyor:

"Batılı istihbarat kuruluşlarının Afganların Sovyetlere karşı savaşı sırasında yaptığı korkunç hatalarla yapılan kıyaslamalar ürpertici. El Kaide'yi destekledik ve sonra bize karşı döndüler. Bu politika yüzünden Pakistan şimdi iç savaşın eşiğine kadar giden sürekli bir terörist başkaldırı ile uğraşıyor. Böyle giderse Türkiye'nin de (belki Ürdün ve Suudi Arabistan'ın da) Suriye'deki geri tepme yüzünden aynı sorunla karşılaşması muhtemel. Bu arada cihatçılar Batıya saldırılar düzenleyebilecekleri yeni bir terör üssü bulmuş oldu. Bunların hepsi Suriye savaşı başlarken öngörülebilirdi; hatta (Suriye) Devlet Başkanı Beşar Esad bu uyarıyı yapmıştı."

Bölgede sınırları değişmeyen ülkelerin binlerce yıllık tarihe sahip olan Mısır ve İran olduğunu belirten Oborne, Mısır iç çalkantılarla uğraşırken, İran'ın 11 Eylül saldırılarından beri El Kaide'ye karşı birlikte mücadele teklifinde bulunduğunu hatırlatıyor.

Oborne, ABD Başkanı Obama ve İngiltere Başbakanı David Cameron'a, "Yeni müttefikler seçmeliyiz ve İran bunlardan biri olmalı" diye sesleniyor.
Aynı gazetedeki yorum yazısında Richard Spencer, Batı ülkelerinin "bildiklerinin dışında köktencilerle" karşı karşıya olduğunu ifade ediyor.
Spencer, Batının yeni enerji kaynaklarına yönelerek Orta Doğu'daki gelişmelere sırtını dönemeyeceğini şu ifadelerle dile getiriyor:
"Psikotik Sünni cihatçıların devleti NATO müttefiği Türkiye'nin sınırında kurulurken ve kendisini İsrail ile İran'ın arasına yerleştirirken öylece durmamız zor. Kimse gerçekten de geri dönmeyeceğimize inanıyor mu?"

Maliki'ye eleştiri

Guardian'ın başyazısında, Irak'ın fiilen 3 parçaya bölünmüş olmasının sorumlusu olarak Şii ağırlıklı hükümetin Başbakanı Nuri Maliki gösteriliyor.

"İleriyi göremeyen ve bağnaz" biri olarak tanımlanan Maliki'nin Sünni azınlığı dışlamasının IŞİD'e alan yarattığı vurgulanıyor başyazıda.

Guardian, şimdi de Maliki'nin rüştünü ispatlamak ve koltuğunu korumak için IŞİD'in üzerine büyük bir güçle gidebileceğini belirterek şu uyarıda bulunuyor:

"Kuzeyi geri almak için çıkılacak sefer çoğunluğu Şii olan askerleri Sünni savaşçıların karşısına çıkaracaktır ve sivillerin yaşadığı alanlara hava ve topçu saldırıları düzenlenirse bu, nüfusu daha da yabancılaştırma riski doğurur. Sonuç olarak, Bağdat'ın kazanmasının tek yolu Irak'ın son yıllarda yönetildiği mezhepçi çizgiden çıkmasıdır. Tabi bunu Maliki'nin anlayıp anlayamayacağı ise ayrı bir mesele."

Türk rehineler

Financial Times gazetesinin Irak'taki gelişmelerle ilgili sayfasında, IŞİD militanlarının Musul'daki Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu'daki personeli rehin alması başlığa taşınmış.

Rehin alınanlar arasında konsolos, diplomatlar, özel harekat görevlileri ve 3 çocuk bulunduğu belirtilen haberde, Londra'daki düşünce kuruluşu RUSI uzmanı Aaron Stein'in şu görüşü aktarılıyor:

"Ya Türkler IŞİD ile doğrudan veya dolaylı olarak müzakere edecek ya da bu kişileri kurtarmayı deneyecekler; fakat Salı günü alıkonulan 32 kamyoncuyla birlikte 80'e ulaşan sayı bunu zor kılıyor."
haber93

Musul'u alan IŞİD Tikrit'e de girdi
11 HAZİRAN 2014



BBCT'nin haberine göre; Musul'da kontrolü ele geçiren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının kentteki Türkiye Konsolosluğu'na baskın düzenlediği bildirildi.

Fransız Haber Ajansı (AFP)'ye konuşan Kerkük'ten bir polis yetkilisi, militanların başkonsolos Öztürk Yılmaz ve çalışanları ve korumalarından oluşan 24 kişiyi kaçırdığını söyledi.

Reuters'a konuşan bir Türk hükümeti yetkilisi ise, diplomatik personelin güvenliğinin sağlanması konusunda bazı militan gruplarla temasa geçildiğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı bakanlar ve MİT müsteşarının katılımıyla olağanüstü bir güvenlik zirvesi topladı.

Türkiye basınında yer alan haberlerde rehin alınanların Musul'daki IŞİD merkezine götürüldüğü söyleniyor.

BBC'ye konuşan bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi baskınla ilgili çıkan haberlerin incelendiğini, konsolosluğun tahliye kararının henüz alınmamış olduğunu söyledi.

AFP'ye bilgi veren Kerkük'ten polis yetkilisi diplomatları rehin alan militanlardan biriyle konuştuğunu, militanın rehinelerin "bizimle güvende olduklarını" ve "daha güvenli bir yere" götürüldüklerini söylediğini aktardı

CNNTürk televizyonu, Başbakanlıktan aldığı son bilgilere göre Musul Başkonsolosu dahil konsoloslukta bulunan 14-15 kişinin Irak Şam İslam Devleti militanlarınca kaçırıldığını, bunlardan ikisinin çocuk olma ihtimalinin bulunduğunu duyurdu. Başkonsoloslukta görevli özel harekat birimlerinin de rehin alındığı, toplam sayının 40'ı bulduğu belirtildi.

Musul, Irak'ın en büyük ikinci şehri.

IŞİD'in kentte kontrolü ele almasının ardından yaklaşık 500 bin kişinin evlerini terk ederek şehirden ayrılmaya başladığı açıklanmıştı.

Musul'u ele geçiren IŞİD militanlarının Irak'ın eski lideri Saddam Hüseyin'in doğduğu şehir olan Tikrit'e geldiği belirtiliyor.

BBC'ye bilgi veren güvenlik güçleri IŞİD militanlarının Tikrit'te çatıştığını ve şehrin bazı bölgelerini kontrol altına aldığını söyledi.

BBC muhabirlerine bilgi veren görgü tanıkları ise, silahlı militanların şehre dört farklı noktadan girdiğini ve bir polis karakolunun ateşe verildiğini söylüyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü HRW Acil Durumdan sorumlu yetkilisi Peter Bouckaert, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, IŞİD'in Tikrit'te cezaevlerinin kontrolünü de ele geçirip yüzlerce tutukluyu serbest bıraktığı bilgisinin doğrulandığını söylüyor.

Bouckaert, Kerkük'ün güneyindeki Tuzhumartu'nun da IŞİD kontrolünde olduğunu ekliyor.

IŞİD militanlarının dün kente düzenledikleri saldırıda 28 TIR şoförü de rehin alınmıştı.

Fırat Haber Ajansı (ANF) haber sitesinde yer alan habere göre KCK da IŞİD'in dün Musul'u almasının ardından bugün bir açıklama yaptı. KCK açıklamada, "Kürdistan gerillası, IŞİD çetelerine her şart altında karşılık verecek güçtedir. Gerilla güçlerimiz, halkımızın ve Güney Kürdistan'ın güvenliğini sağlamak için, her türlü desteği vermeye ve peşmerge güçleriyle birlikte aktif bir biçimde savaşmaya hazırdır” dedi.

11 Haziran 2014
IŞİD'in Türkiye Başkonsolosluğu'na baskını ve ardından yaşanan rehin almalar Türk mali piyasalarına da olumsuz yansıdı.

Bölgedeki jeopolitik belirsizliğin artmasıyla Borsa İstanbul 100 endeksi, diğer gelişen ülke borsalarından ayrışarak yüzde 3'ün üzerinde değer kaybetti.

Türk Lirası ise, ABD Doları karşısında geriledi. Güne 2,08'li seviyelerde başlayan Dolar/TL, 2,10 seviyesini aşmış durumda.
haber93

Irak hükümeti IŞİD'e karşı seferberlik ilan etti
10-06-2014



Irak-Şam İslam Deveti (IŞİD) adlı örgütün Musul’u ele geçirmesinden sonra Irak hükümeti ülke çapında seferberlik ilan etti.

YDH-Skaynews’in haberine göre IŞİD’in Neyneva’yı ele geçirip Selahaddin iline doğru ilerlemesi üzerine seferberlik eden Irak hükümeti, meclisten de ülke çapında olağanüstü hal ilan etmesini istedi.

IŞİD militanlarının Neyneva kentindeki askeri birliklerden ele geçirdiği ağır silahlarla Selahaddin iline bağlı Tıkrit kenti yakınlarına ulaştığı, Tıkrit ve Kerkük’e giriş çıkışların yasaklandığı ve buradaki güvenlik güçlerinin alarm durumuna geçirildiği bildirildi.

IŞİD’in Musul kentine yaklaşık 5 bin kişilik bir silahlı güçle saldırdığının belirtildiği haberde kentteki onlarca tankın ve zırhlı aracın imha edildiği ve ele geçirilen askeri helikopterlerin Irak ordusuna karşı kullanılabileceği endişesinin taşındığı bildiriliyor.

Irak Başbakanı Nuri el-Maliki, bugünkü saldırının ardından yaptığı basın toplantısında IŞİD’in saldırısından hiç kimsenin güvende olmayacağını belirterek terörün mağlup edilmesi için herkesi sorumluluk almaya çağırdı.

Maliki, Irak devletinin Neyneva’daki terörü sona erdirmek için tüm imkanlarını kullanacağını belirterek
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pts May 11, 2009 11:50 pm    Mesaj konusu: IŞİD’e Karşı Beklenmedik İttifaklar Alıntıyla Cevap Gönder

Prof. Dr. Yezid Sayigh'e göre, IŞİD'de devlet aklı var
25 Ağu 2014



www.aljazeera.com.tr/ 'den Ayşe Karabat, Suriye ve Irak konusunda uzman isimlerin başında gelen Prof. Dr. Yezid Sayigh(*)'le halen bir muamma gibi duran Eski ismiyle Irak Şam İslâm Devleti (IŞİD) yeni ismiyle İslâm Devleti (İD) ilgili olarak çok ciddi bir röportaj yapmış. Bu röportaj karşılıklı soru ve cevapların yerindeliği ile gazetecilik sınırlarını çok aşan tutaraı ve kapsamlı siyasî bir analiz haline dönüşmüş. Bu güzel röportajı, IŞİD/İD hakkında doğru bir bilgiye ulaşmak kaygısı taşıyanlar ilgigsine sunmsk için aynen iktibas ediyoruz...
(EF)


'IŞİD devlet olmak istiyor'

Suriye ve Irak konusunda uzman isimlerin başında gelen Yezid Sayigh’e göre IŞİD'de devlet aklı var. Bu aklın arkasında ‘örgütlü bir devlette çalışmaya alışmış ve teknik kapasiteleri de hayli gelişmiş' kişiler var.

Ortadoğu’da devlet yapıları, otoriterlik ve ordular üzerine çalışmalar yapan Profesör Yezid Sayigh ile Irak ve Suriye'de alan hakimiyeti kazanan IŞİD 'i konuştuk. IŞID'in yalnızca küçük ve aşırılık yanlısı bir örgüt olarak algılanmasının hata olacağını söyleyen Sayigh’e göre, IŞİD’i farklı kılan devlet iddiası ve kurumsallaşıyor olması. IŞİD, “Biz devletiz, devlet gibi davranıyor ve devlet gibi konuşuyoruz, siz de bizi devlet olarak görmelisiniz” diyor ve şimdilik kimse ciddiye almasa da tanınmak istiyor.

Carnegie Vakfı'nın kıdemli uzmanlarından Sayigh'e göre, sosyal medyada çok güçlü mesajlar veren, kendi imajına yatırım yapan IŞİD, yalnızca ötekileşmiş Arap gençleri arasında değil, heyecan arayan askeri hayata ilgi duyan batılı gençlere de çekici geliyor: "Müslüman kökenli olmasa dahi ‘dünyayı değiştirmek için’ IŞİD’e katılanlar var ve sayıları hiç de az değil. 1930’larda Franco’ya karşı savaşmak için İspanya’ya giden Amerikalılar ve Avrupalılar gibi, şimdi de gençler Suriye ve Irak’a savaşmaya gidiyor."
Sayigh, IŞİD ile etkin mücadele edilebilmesi için Irak’taki Sünnilerin sisteme dâhil edilmesinin yeterli olmadığını, bizzat sistemin reforme edilmesi gerektiği görüşünde. Aksi takdirde IŞİD çok daha uzun süre var olmaya devam edebilir. Dahası “Arap dünyasında kötü olan her şeyi reddetme’ temeli üzerine kurulu IŞİD'in mesajı, dünyadaki benzer örgütlerin de IŞİD’e biat etmesini beraberinde getirmeye başladı bile.
Yezid Sayigh, Al Jazeera’nin IŞİD'e ilişkin sorularını Londra’dan Skype ile yanıtladı.




IŞİD, halifeliğe dayanan İslami bir devlet kurma amacında olduğunu söylüyor. Gerçek amaçları bu mu? Ne yapıyorlar bu amaca ulaşmak için?

Tamamıyla şeriata dayalı politik iktidar kurmak istiyorlar. Tabii kendi anladıkları anlamıyla şeriat. Ele geçirdikleri yerlerdeki duruma baktığımızda çok açık olan bir şey var; hem askeri hedefleri için, hem de kamu hizmetleri sunmak; elektrik, ekmek, yiyecek gibi temel ihtiyaçları karşılamak için gerekli finansal kaynakları sağlamaya çalışıyorlar. Benzer örgütlere göre, insanları devamlı yönetmek için nasıl bir yapı kurulması gerektiğini daha iyi anlıyorlar. Bu açıdan bakarsanız, İran ya da Suudi Arabistan gibiler.

Örgütlüler; askeri açıdan bakıldığında, birkaç yıl önce hapishaneleri birbiri ardına basarak ve oradaki mahkûmları kendi saflarına katarak güçlerini arttırmaya başladılar. Sanki bir kurmay aklıyla hareket ediyor gibiler ama gerçekten öyle mi, yoksa adım adım güçlenmeleri bir dizi tesadüfün sonucu mu?

IŞİD etkin bir örgüt diyebiliriz; tıpkı bir banka, müteahhitlik firması ya da Lübnan Hizbullah’ı gibi. Örneğin, belli bir yerde belli yetenekleri olan insan gücüne ihtiyaç olduğunu saptayıp bunu nereden bulabileceklerini düşünüyorlar. Yapılması gereken iş sivil bir iş ise ve kendileri yapmak istemiyorlarsa, işi görmezden gelmek yerine “mevcut bürokratı ya da teknikeri bu işi yapması için işe alalım” gibi bir çözüm üretiyorlar. Benzer bir biçimde, “deneyimli askeri komutanlara, eski bürokratlara ihtiyacımız var” diye düşündüler, bu personel de Irak’ta hapishanelerdeydi. Hapishaneleri basıp, mahkûmları serbest bıraktılar ve bünyelerine kattılar. Bankalara ve petrol sahalarına saldırdılar. Sorunları önceden görebilmek onların en büyük avantajı. Şu anda yaptıkları şeyi yapmak, yani bir yandan ele geçirdikleri bölgeleri egemenlikleri altında tutmak, savunmaya devam etmek, yönetimlerini güçlendirmek ve bir yandan da genişlemeye çalışmak, petrol bölgelerini ele geçirmek ve petrol satmak gerçekten de zaman, insan gücü ve çaba gerektiriyor.

Tek başlarına mı yapıyorlar bunu?

Şu anda çeşitli Sünni gruplarla özellikle Irak’ta işbirliği yapıyorlarmış gibi görünüyor. Ama öyle bir zaman gelecek ki, gücü sadece kendi ellerine geçirmek için uğraşacaklar. Bunu yapabilecek güçleri var mı? İşte burası henüz belli değil. Aslında planlamada etkinler, taktiksel olarak da akıllılar ama bütün bu sorunlarla baş edip edemeyeceklerini yakın bir zamanda göreceğiz.

Bu sistemin arkasında kim var?

Asıl kişilerin önemli bir çoğunluğu Irak’taki isyanın bir parçası olan kişiler. Birçoğu muhtemelen ordunun, Baas Partisi'nin ya da hükümetin parçasıydı. Bir kısmı başka Sünni gruplardan geliyor ama bu aklın arkasındaki kişiler, örgütlü bir devlette çalışmaya alışmış, teknik kapasiteleri de gelişmiş kişiler. “Bu aklın arkasında kim var” sorusuna yanıt ararken öyle çok uzaklara bakmaya gerek yok bence.

IŞİD’in başka ülkelerin, istihbarat örgütlerinin desteğinde ya da denetiminde olduğuna dair iddialar var. Sizce bunlar doğru mu?

Temel olarak buna yanıtım, hayır. Bazı devletlerin, bazı örgütlerden zaman zaman çıkar sağlaması, onları yönlendirmeye çalışması, bazı kişileri tutuklamaktan kaçınması ile desteklemesi arasında bir fark var. Mesela Türkiye, uzun bir süre yabancı savaşçıların sınırlarını kullanmasına izin verdi. Bilinçli bir biçimde, sınırlarından yapılan geçişlere dikkatlice bakmadı. Suriye’den gelen benzinin Türkiye’de satıldığını otoriteler biliyordu ama ‘kim bundan çıkar sağlıyor’ diye sormadılar. Bu ılımlı muhalifler de olabilirdi, bazen Nusra Cephesi ve evet bazen de IŞİD. Bu davranış ile açıkça desteklemek ya da işbirliği yapmak arasında elbette bir fark var. Suudi Arabistan, İran ve Maliki yönetiminin de IŞİD’i desteklediği iddia edildi ama bunların da IŞİD ile destekleme boyutunda ilişkisi olduğunu sanmam. Sonuçta IŞİD, El Kaide’nin bir parçasıydı ve bütün bu ülkeler El Kaide ile mücadele ettiler.

IŞİD üyelerini kimler arasından seçiyor? Kimler IŞİD’e katılıyor?

Epey bir çeşitlilik var. Temel olarak bugünkü Irak’tan dışlanmış Iraklılar; özellikle Saddam Hüseyin’in yenilmesi, Baas Partisi'nin yok edilmesinden sonra. Aynı zamanda diğer Arap ülkelerinden, siyasal, ekonomik ve sosyal olarak ötekileşmiş olduğunu hisseden insanlar. Mısır, Fas, Cezayir, Tunus ve Ürdün’ün alt sınıflarından gelen, çok fakir, çok fakir olmasa bile, kayıt içi ekonomiyi bırakıp kayıt dışı ekonomide çalışan ya da işgücünü satmak için başta Körfez ülkelerine olmak üzere yüksek oranda göç eden insanlar. Burada milyonlarca insandan söz ediyoruz. Bu insanların bazıları militanlaşıyor ve çeşitli cihatçı gruplara katılıyorlar. Fakir mahallerden, mülteci kamplarından ve varoşlardan geliyorlar.

Yabancı savaşçılar?

Nereden geliyor olursa olsunlar, Çeçenistan ya da Çin ya da Avrupa, bunlar çoğunlukla ikinci ya da üçüncü kuşak göçmenler, yabancılaşmış ve kültürel anlamda dışlanmış kişiler. Fakat bir de azımsanmayacak başka bir kesim var; askeri hayattan hoşlanan, bundan heyecan duyan, aslında ABD ordusu ya da başka bir orduya katılabilecekken IŞİD’e katılanlar. IŞİD sosyal medyada çok güçlü mesajlar veriyor, kendi imajlarına epey yatırım yapıyorlar ve bütün bunlar dünyanın her yerindeki bu tip gençlere farklı geliyor. Hatta bazıları Müslüman kökenli bile değiller, ya da öyle bir arka planları yok. Bazıları meseleye ‘dava’ olarak bakıyor; emperyalizmle, Amerikalılarla, Irak ve Suriye’de yapılmış bütün o korkunç şeylerle savaşmak istiyorlar. 1930’larda Franco’ya karşı savaşmak için İspanya’ya giden binlerce Avrupalı gibi. O zamanlar bu komünizm ya da uluslararası dayanışma adına yapılıyordu. Dünyayı değiştirmek isteyen ve bunun heyecan verici olduğunu düşünen insanlar. Bunun adına şimdi cihat diyoruz ve Franco yerine Amerikalılar, Maliki ya da Esed ile savaşılıyor.

“IŞİD devletleşiyor”

Nasıl bir örgütsel yapısı var IŞİD’in; sıkı bir emir komuta zinciri mi, hücreler biçiminde mi?

Örgütün 2008’den beri var olduğunu ve diğer cihatçı örgütlere benzer, biat etme üzerine kurulu bir yapısının olduğunu biliyoruz. Emirlerin her türlü kaynağı ve üyeyi sıkı bir biçimde kontrol ettiği bir yapı; bir üstteki emir de, diğeri üzerinde aynı otoriteye sahip. Ama IŞİD’i benzer diğer gruplardan ayıran bir şey var: IŞİD, devlet kurmaya çalışan cihatçı bir örgüt ve öyle gözüküyor ki Şura Konseyi de olan bir yapı. Dolayısıyla bu yapıları ve süreci kurumsallaştırmak, rutinleştirmek zorunda. Mesela Bağdadi öldürülür ya da ölürse, ya da kansere yakalanırsa yerine kimin geçeceğini belirleyen bir mekanizma olmalı. Ya da mesela, şeriata uyulmazsa ne olacak? IŞİD bunları düşünmek ve buna göre bir örgütlenme yapısı ortaya çıkarmak zorunda kalacak. Bütçe sorunu ne olacak? Petrol ihracatı ne olacak? Ya dış ilişkiler? Bütün bunlar IŞİD için bir sorun ve şimdiki yapısının bu sorunlara yanıt vermede yeterli olup olmadığı belli değil.

IŞİD ile nasıl mücadele edilebilir?

IŞİD’i gerçekten yenmek için Irak Sünnilerinin hatırı sayılır desteğini almak şart. Farklı gündemlerle hareket eden farklı Sünni gruplar var ve amaçları IŞİD ile aynı değil. Birleşik Irak’ta kalmak isteyen ve 2003’ten sonra olan her şeyi reddeden gruplar bunlar. IŞİD ile müttefik olabilirler ama bir noktada IŞİD’in onları yok edeceğini, ya da kendi liderliğinde birleşmeye zorlayacağını anlayacaklar. Bu kaçınılmaz. Bu grupları Bağdat hükümetinde gerçekten de bir arada yaşama, bütünleşme, yetki paylaşma ve kapsayıcı olma yönünde gerçek bir irade olduğuna ikna etmek gerekiyor, çünkü geçmişte de bunlar konuşuldu, sözler verildi ama değişen bir şey olmadı. Bu ikna kritik, çünkü bu olmadan IŞİD’in elindeki bölgelerde askeri durum değiştirilemez.

IŞİD de kendisini destekleyen bu gruplarla bir gün çatışabileceğinin farkında herhalde?

Kesinlikle farkında. Eninde sonunda diğer Sünni gruplar IŞİD’e meydan okuyacaklar. IŞİD de arkasına yaslanıp bunun olmasını beklemeyecek ve beklemiyor da zaten. Şimdiden kendi içinde güçleniyor ve diğerlerini zayıflatıyor, bunun için de geçmişte Saddam Hüseyin’in kullandığı, şimdi de Suriye rejiminin kullandığı yöntemlere başvuruyor, paralarını kesiyor, köylere, mahallelere el koyuyor.

IŞİD’in kaç savaşçısı, adamı var?

Bunu kimsenin gerçekten bildiğini sanmıyorum. İstihbarat örgütlerinin bile çok genel tahminleri var. Beş-on bin kişiden söz ediliyor. Suriye muhalefeti yalnızca geçen ay 6 bin kişinin IŞİD’e katıldığını duyurdu ki, olabilir. Çünkü diğer gruplardakiler, kendi gruplarını IŞİD’e katılmak için terk ediyor. Ayrıca kontrol ettikleri bölgelerde, para önererek, ki insanların çok ağır bir biçimde ihtiyacı var paraya, ya da zorla, bazen de aşiretlerden transfer ederek savaşçı sayısını arttırıyorlar. Bütün bu yöntemleri geçmişte Saddam Hüseyin uygulamıştı, yakın bir zamanda da Esed.

Ne olacak IŞİD’e? İddia ettiği gibi bir devlet mi olacak, yok olup gidecek mi?

Sanırım bu soruya birçok uzman, basit ve akla ilk gelen yanıtı verirdi: Bu aşırılık yanlısı terörist bir örgüt, o kadar. Ama IŞİD’in farklı olan bir tarafı var. Herkes onları çok ürkütücü, tehlikeli gördüğü ve yok etmeye uğraştığı için bu çok delice gelebilir ama yeni bir devlet kurduklarını söylüyorlar. Ara sıra yayınlarında başka ülkelerde temsilcilik açmaya, dış ilişkiler kurmaya yönelik referanslar görüyorsunuz. Tanınma meselesine çok büyük önem verdikleri görülüyor. Hilafet ilan ettikten sonra yaptıkları ilk iş, tanınmayı istemek oldu. Bağdadi’nin hilafetini tabii ki kimse ciddiye almadı ama onun bu meseleyi ne kadar ciddiye aldığını görüyoruz. Ele geçirdikleri yerlerde kendilerine Da’iş denilmesini yasakladılar. [Arapça’da Irak-Şam İslam Devleti’nin kısaltılmış hali] Bu yasağın tek nedeni, bunun kendilerinden hoşlanmayanların kullandıkları bir kısaltma olması değil. Da’iş, bir devlete değil örgüte işaret ediyor. IŞİD ise “Biz devletiz, devlet gibi davranıyor ve devlet gibi konuşuyoruz, siz de bizi devlet olarak görmelisiniz” diyor.

Ama bu kafa keserek, insanları canlı canlı gömerek mi olacak? Bu devlet gibi hareket etmek mi yani?

Tüm "devletlerde" olduğu gibi, bana göre IŞİD'in ana kaygısı yereldeki gücü ve meşruiyeti, ve IŞİD bu uğurda dışarıyı yabancılaştıran eylemlerden de çekinmeyecektir. Zina yapanları taşlamak, hırsızların ellerini kesmek, Sufi türbeleri yok etmek gibi eylemlerin tümü, gerek IŞİD'in -kendi anladıkları haliyle- şeriat kanununa ne kadar sıkı sıkıya bağlı olduğunu, gerekse cebri gücünü, -ki buna bu denli şiddetli veya doğrudan olmasa da tüm devletler başvurur- ortaya koyarak bu amaca hizmet ediyor. Bir ABD'linin kafasını kesmek büyük ihtimalle daha çok ABD'ye mesaj niteliğinde; IŞİD'in, Bağdat'ı desteklemesi halinde ABD'yi karşısına almaya ne kadar kararlı ve hazır olduğunu gösterme amacı taşıyan ve dolayısıyla caydırıcılığı olacak bir mesaj. Unutulmamalı ki devletler her zaman kusursuz bir iç uyuma sahip olmayabilirler; birbiriyle çelişen farklı politikaları olabilir veya dışarıya çelişkili mesajlar yollayabilirler.

Geleceğe yönelik olarak en kötü ve iyi durum senaryonuz ne? Hem bölge açısından hem de IŞİD’in ele geçirdiği yerler açısından?

IŞİD’e ne olacağı Irak ve Suriye’deki gelişmelere bağlı. Daha önce söylediğim gibi Bağdat hükümeti ve dış destekçilerinin, özellikle ABD ve İran’ın IŞİD’e nasıl davranacağına ve Sünnilerin Irak’taki sisteme yeniden entegre olmasına bağlı. Bu konuda ciddi adımlar atılırsa ve bunlar kalıcı olursa, ancak o zaman askeri ya da diğer yöntemler sonuç almaya başlayabilir. Bağdat hükümeti de kendisini reforme etmeli, çünkü bürokrasisi, ordusu, polis gücü de büyük ölçüde kifayetsiz ve yolsuzluğa batmış durumda. Dolayısıyla Bağdat hükümetinin karşı karşıya olduğu sorun, yalnızca Sünnileri sisteme dâhil etmek için reform yapacağına onları inandırmak değil, kendisini de reforma tabi tutabilmek. Bu başarılırsa IŞİD gücünü kaybetmeye başlayabilir. Bütün bunların olup olamayacağını önümüzdeki aylarda göreceğiz. Bu yönde adım atılırsa da sonuçları bir, iki yıl içinde hissedilmeye başlayacak. Bu da en iyi durumda, en iyi koşullar altında olabilecek şey.
Ama tarif ettiğim gibi olmazsa, IŞİD’in zayıflaması daha fazla zaman alacak. Bana öyle geliyor ki Irak bu sorunla en az 10-15 sene daha baş etmeye çalışacak. Çünkü mesele yalnızca IŞİD değil, 11 yıldır şu ya da bu seviyede devam eden Sünni isyan. Sünni federal bir devlet çözüm olabilir, bu da beraberinde kendi problemlerini getirebilir tabii ama hiç olmazsa belli ölçüde istikrar ve uzlaşma sağlar. Bunun IŞİD ile olacağını sanmam. Alternatif diğer Sünni liderler, ama onların da ya güçleri zayıflatılmış durumda, ya yalnız bırakılmışlar ya da IŞİD ile mücadele etmekle ya da ona destek vermekle meşguller. Bu durumun değişmesi için de en az iki, üç yıla ihtiyaç var. Bunlar olmuyorsa, IŞİD’in sürekli başkalarıyla savaşıyor olsa bile, kimse onu tanımasa bile varlığına devam etmemesi için neden göremiyorum. Geniş toprakları elinde tutmaya ve başkalarını tehdit etmeye devam edecektir.

Bölge açısından bakıldığında?

Birbirleriyle zıt gibi gözüken iki durum var. Bir taraftan IŞİD yerel bir fenomen. Irak’a ve kısmen de Batı Suriye’ye özgü. Yabancı savaşçıları dünyanın değişik yerlerinden gelseler de, IŞİD temel olarak Iraklı bir örgüt, desteğini oradan alıyor. Afganistan’daki Taliban ve El Kaide gibi. El Kaide çok güçlü ama Afganistan’dan atılabilir çünkü yerel değil. Bu noktaya dikkat edilmesi lazım: “IŞİD fikri”, mevcut yönetimi, Arap dünyasında kötü olan her şeyi, yolsuzluğu reddediyor. Bu anlamıyla da IŞİD’in, Irak sınırlarının dışına çıkan, bölgenin de sınırlarının dışına taşan herkese hitap eden bir yanı var. Dolayısıyla soru şu, mevcut ya da yeni yerel gruplar ne yapacak? Mesela Magrep’te El Kaide’ye değil, IŞİD’e bağlı olduğunu söyleyen gruplar ortaya çıktı ama Yemen’de El Kaide’ye bağlılık sürüyor gibi.

*YEZİD SAYİGH KİMDİR?

Profesör Yezid Sayigh, Carnegie Vakfı’nın Beyrut bürosunda Suriye krizi, Arap ordularının siyasetteki rolü ve İsrail-Filistin anlaşmazlığı üzerine çalışıyor.

Filistin kökenli Sayigh, daha önce de King’s College London ve Cambridge üniversitelerinde görev yaptı. İsrail ile FKÖ’nün 1991-1994’teki Gazze ve Eriha müzakerelerinde Filistin heyetinin üyesiydi. 1999’dan beri de nihai statü görüşmelerinde Filistin heyetine danışmanlık yapıyor.

Suriye Muhalefetinde Liderlik Sorunu, Devlet’in de Üzerinde: Subayların Mısır’ı, Hamas’ın Gazze Politikası, Devlet İnşası: Batı Şeria ve Gazze’de Otoriter Dönüşüm adlı kitapları var.

http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/isid-devlet-olmak-istiyor

Gazeteci Mehmet Serim'in saha analizi: Muamma örgüt IŞİD (*)
16-08-2014



IŞİD Suriye’de uzun bir zamandır faaliyette. IŞİD’in Suriye yönetimi ile birlikte çalıştığı öne sürülüyordu.

Tablo tam olarak görülemediği için ortaya atılan bu iddia yönetimin, İran’ın, Rusya’nın IŞİD içine sızmış olmasından kaynaklanabilir. Nitekim Suriye’de bu iddia dile getirildiği zaman bazı insanlar ‘hangi İŞİD’ten bahsediyoruz’ yanıtını verebiliyorlar.

Tablonun görülemeyen kısmı ise şöyle özetlenebilir:

IŞİD’in diğer örgütler gibi –en azından kısa vadede- Şam’a ilerleme gibi bir derdi yok. Bilad-ı Şam elbette nihai hedef ancak kısa ve orta vadede IŞİD’in tek derdi para. Para için de petrol bölgeleri.

IŞİD bu nedenle YPG ile ya da petrol bölgelerine yaklaştığında ordu ile savaşmaktan çekinmiyor. ‘Büyük hedefi’ gerçekleştirebilmek için en önemli kısmını maddi gelirin oluşturduğu altyapıyı hazırlamak IŞİD’in önceliği oldu.

Bu süreçte de mümkün olduğunca bulunduğu yerlerde ordu ile çatışmalara girmekten kaçındı.

Irak’taki 5 Haziran saldırısı sonrası IŞİD’in maddi varlığını işleyen haberleri hatırlayalım. İŞİD bu paranın büyük kısmını Deyr ez-Zor-Haseke hattındaki petrol kuyularından elde etti.

Dolayısıyla İŞİD bulunduğu bölgeye yerleşmeyi ve burada ‘kendi yağıyla kavrulmayı’ hedefleyen bir örgüt. İşte bu nedenle ordu ile çatışmalara girmedi. Çünkü iki tarafın da öncelik verdiği bölgeler birbirinden farklıydı.

Ordunun da nihai hedefi bütün Suriye; ancak Halep, Lazkiye kırsalı, Humus, Hama, Şam kırsalı, Drea gibi yerler öncelikliydi ve IŞİD buralarda mevcut değildi.

Ordunun varlık göstermediği Rakka, Deyr ez-Zor, Elbumel gibi yerler ise IŞİD için önemliydi. Hem petrol için hem de Irak saldırısı ile ortaya çıkan ‘büyük hedef’ için.

Bu nedenle iki taraf da ‘kendi çöplüğünde oynamayı tercih edince’ İŞİD’in yönetim ile işbirliği yaptığı (ya da tersi) öne sürüldü.

Ancak bu durumun yukarıda zikrettiğimiz sızmalar dışında böyle olmadığı yakın zamanda görüldü.

IŞİD Rakka kırsalındaki 17. Birliğe saldırdı ve kimilerine göre 2 bin kişinin bulunduğu birliği ele geçirdi.

17. Birlik’te ne oldu

İŞİD’in ani saldırı ile ele geçirdiği 17 birlik Rakka kırsalındaki ve bölgedeki en önemli Suriye birliklerinden biriydi.

Yaklaşık 2 yıldır muhasara altındaydı ve askerler zaman zaman zor şartlarda hayatta kalmaya çalışıyorlardı. Ordunun karadan ulaşamadığı birliğe havadan gıda ulaştırdığı biliniyor.

17 birliğe yapılan saldırıda birçok asker cephanesi tükendiği için kaçtı. Bu askerlerin kimisi çöle kaçtı. Ancak kaderleri tıpkı üste son ana kadar kalanlarla aynı oldu.

Diğer yandan bazı askerler Rakkalı aileler tarafından himaye altına alındı. Halen Rakka’da bu şekilde saklanan kaç asker olduğu bilinmiyor.

Diğer yandan bazı askerler 93. Birliğe ulaşmayı başardı. Ancak bir süre sonra 93. Birlik de İŞİD’in eline geçti.

17. Birlikteki askerlerin bir kısmı ise diğer şehirlere ve ailelerine ulaşmayı başardı. Ancak bir kısmından halen haber alınamıyor, sağ ya da ölü olup olmadıkları bilinmiyor.

Saklananlar olduğu için Suriye genelkurmayı da bilgi sahibi değil. Diğer yandan sığındıkları Rakkalı ailelerin yanında evlerini aramaya çalışan bazı askerler yerleri tespit edilince ailelerle birlikte infaz edildi.

Bu nedenle kalan askerler yerlerinin tespit edilmesi korkusuyla kendi aileleri ile bile iletişimi kesmiş durumda. Saldırı öncesinde ve sonrasında bölgede GSM hatları kesik olduğu için birçok asker Türkiye GSM hatları üzerinden görüşmeler yapıyordu.

Askerlerin yerlerinin tespit edilip İŞİD’e bildirilmesinde bazı komşu ülkelerin de rol aldığı belirtiliyor.

IŞİD’in ikinci büyük saldırısı Humus kırsalındaki Tell Şaer gaz üretim tesisleri oldu. Bu tesislere varabilmek için IŞİD’in tesisleri koruyan kontrol noktasının komutanına milyonlarca Suriye lirası rüşvet verdiği belirtiliyor. Deralı komutan halen gözaltında bulunuyor.

Tesislerde ise IŞİD tam bir katliam gerçekleştirdi. Öldürülen mühendis, koruma görevlisi ve askerlerin sayısının yaklaşık 300 olduğu tahmin ediliyor.

Bölgede bir yakını bulunan bir Suriyeli ise sayının infiali önlemek için tam olarak yansıtılmadığını ve öldürülenlerin sayısının 500 öldüğünü öne sürdü.

IŞİD in, diğer örgütler out

Irak saldırısı; Batı medyası ve yöneticileri tarafından ısrarla görülmek istenmeyen IŞİD’i bir anda dünyanın en ünlü fenomeni haline getirdi.

IŞİD’in Irak’taki saldırısı Suriye’de ise ‘artık bizimle uğraşmazlar’ umudu doğurdu. Ancak durumun öyle olmadığı kısa süre sonraki saldırılarla görüldü.

IŞİD’in bu saldırılar sonrası artan popülaritesi nedeniyle diğer örgütler bir anda unutuluverdi. Şimdi nereye, hangi çatışmaya baksanız IŞİD’i görüyorsunuz.

Oysa el-Nusra, İslami Cephe, varlığını artık büyük ölçüde diğer örgütlerin varlığına armağan eden ÖSO ve diğer onlarca irili ufaklı örgüt yukarıda zikrettiğimiz bölgeleri başta olmak üzere halen Suriye’nin birçok noktasında savaşıyor.

Ancak sahaya baktığımızda IŞİD’in ünlenmesinin haklı gerekçeleri de yok değil. 17. Birlik ve Tell Şaer saldırıları ve ardından askerlerin ‘güvenli liman olarak gördükleri’ 93. Birlik saldırısı IŞİD’i iyice korkulur hale getirdi.

Esad’ın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi yakalamış olduğu olumlu hava ve yıl sonuna kadar büyük çatışmaların sona ereceği sözleri ile doğan umut bir anda kendisini karamsarlığa bıraktı.

Rakka için büyük iddia

Bu gelişmeler üzerine yönetimin neye mal olursa olsun Rakka’yı IŞİD’ten geri almayı kararlaştırdığı belirtiliyor. Özellikle Esad’ın Rakka’yı kurtaracağız sözünden yola çıkılarak ‘IŞİD çok güçlü Esad öyle deyince hemen cevabını verdi’ sözleri yönetim yanlıları tarafından bile sarf edilmeye başlandı.

Yönetimin işte bu söylentilerin çoğaldığı bu dönemde bir ‘prestij operasyonuna’ hazırlandığı belirtiliyor.

Esad’ın ‘yıl sonuna büyük çatışmalar biter’ sözünün temel adımlarından birinin şehir merkezinden sonra 17. Birliğin de kaybedildiği ve konuşmasında adını andığı Rakka olacak deniliyor.

Bugün kontrol noktasından otomobilimize aldığımız (gazeteci olduğumu bilmeyen) bir asker ‘yakında Rakka’ya gidiyorum’ dedi.

“Orası IŞİD’in elinde ne alaka?” der gibisinde sorum. Rakka taraflarına büyük yığınak yapıldığını ve Rakka’nın alınması için orduya kesin emir verildiğini söyledi. Üstelik operasyonun kısa süre içinde bitirilmesi de istenmiş.

Eğer Suriye ordusu askerin anlattığı operasyonu yapar ve başarılı olursa El-Bukemal – Deyr ez- Zor - Halep hattını kesmiş olacak.

Ancak Deyr ez-Zor, Halep, Lazkiye – İdlib kırsalları, Dera kırsalı ve Kuneytra ile Hama ve Homs kırsalları bekliyor.

Bakalım Esad, söylediği gibi yılsonuna kadar gerçekten büyük çatışmaları bitirebilecek mi?

* YDH Suriye Temsilclsi gazeteci Mehmet Serim'in bu analizinin tamamını okumak için: http://www.ydh.com.tr/HD13131_rakka-icin-buyuk-iddia.html

IŞİD’e Karşı Beklenmedik İttifaklar
Immanuel Wallerstein
17 Ağu 2014

IŞİD'in yükselişi; ABD, İran, Kürtler, İsrail, Türkiye, Suriye rejimi, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya gibi çoğu birbiriyle çıkar çatışması yaşayan güçleri, fiili bir jeopolitik ittifaka gidecek derecede ürküttü. Bu eksen kaymasından kısa vadede kârlı çıkacak olanlar ise IŞİD, Beşşar Esed ve Kürtler.

Ortadoğu'nun sonu gelmez jeopolitik ittifak değişikliklerine baktığımızda, Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından hilafet ilan edilmesi, bölge siyasetine müdahil olan hemen herkesi, korkudan fiili bir jeopolitik müttefiklik içine sokmuş gibi görünüyor. Bir anda İran ve Amerika Birleşik Devletleri'ni, (hem Suriyeli hem de Iraklı) Kürtler ile İsrail'i, Türkiye ve Beşşar Esed liderliğindeki Suriye hükümetini, (İngiltere, Fransa ve Almanya gibi) Batılı ülkeler ile Rusya'yı, hepsini farklı yollardan da olsa aynı hedefin peşinde bulduk: Hilafet devletinin genişleyip yerini sağlamlaştırmasını önlemek.

IŞİD krizi henüz İsrail-Filistin ve Ukrayna gibi başka jeopolitik çatışma bölgeleri üzerinde ciddi bir değişiklik yaratmış değilse bile, buralar üzerinde bir etkisinin olacağı kesin. Elbette tüm bu aktörler, birbirinden son derece farklılık arz eden orta vadeli amaçlar peşinde. Yine de [durumun nerelere varabileceğini kestirmek için] sadece Ağustos 2014'ün ilk yarısında yaşanan gelişmelere bakmak dahi yeterli.

Irak hükümetinde Sünnilere önemli bir rol vermemekte direten Başbakan Nuri Maliki; ABD, İran, Büyü Ayetullah Ali Sistani ve Kürtlerin ortak baskısıyla koltuğundan oldu. İyi ama bu gelişme niçin önemliydi? Çünkü tüm bu oyuncular açısından, hilafet devletini içeriden çökertmenin tek yolu, Maliki'nin gitmesiydi.

Sahada halen devam etmekte olan değerlendirmelerin ardından ABD, Ezidileri ve Iraklı Hristiyanları katledilmekten kurtarmak için bölgeye insansız hava araçları ile yaklaşık 1000 deniz piyadesi ve özel kuvvetten oluşan yeni bir birlik gönderdi ve muhtemelen başka adımlar da attı. Ki Beşşar Esed'in fiili yardımını da gerektiren bu operasyonla – ABD konsolosluğu ve önemli sayıda Amerikan vatandaşına ev sahipliği yapan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) başkenti – Erbil'deki IŞİD ilerlemesini durdurdu.

Operasyon için bitiş tarihi vermeyi reddeden ABD Başkanı Barack Obama, yönetimi döneminde Irak'tan tamamen çekilecekleri yönündeki en önemli vaadini çok büyük ihtimalle yerine getiremeyecek gibi görünüyor.

Öte yandan, Türk hükümeti, önceleri Suriye politikasında önemli yer tutan Esed karşıtı güçlere sınırlarını kapattı. ABD Kongresi'nin şahin isimlerinden ve İsrail politikalarının ateşli bir savunucusu olan Eski Senatör Joseph Lieberman, Obama'yı [IŞİD'e yönelik operasyondan] dolayı alenen överken, İran da bu konuda Amerikan Başkanı'na eleştiri getirmekten uzak durdu. Suriye konusunda ne strateji izleyeceklerine bir türlü karar veremiyor gibi görünen Suudiler ise belli ki en iyi taktiğin sükûneti ve gizemli tavrı korumak olduğuna hükmettiler.

Sürecin kazananları: IŞİD, Esed ve Kürtler

Peki şimdi ne olacak? Ve bu ittifak değişiklikleri kimin işine yarıyor? Kısa vadede durumdan fayda göreceği bariz üç kesim var:

Bunların ilki; bizzat hilafet devletinin kendisi. ABD'nin Irak'taki askeri çatışmaya yeniden müdahil olması, IŞİD'e kendisini "şeytanın vücut bulmuş hali" olarak nitelendirdikleri ABD'ye meydan okuyan en büyük güç olarak resmetme imkânı veriyor. Grup bu sayede, büyük bölümü Batı dünyasından olmak üzere, pek çok yeni üye de kazanacaktır. Ayrıca ABD ve Batı Avrupa'da düşmanca faaliyetler içine girmesi de sürpriz olmaz. Tabii ki, IŞİD'in alacağı olası askeri yenilgiler bu kısa vadeli avantajı yok eder. Lakin bu olacaksa da biraz zaman alacaktır. Zira görünen o ki, hilafet ordusu, halen bölgenin en kararlı ve eğitimli askeri gücü konumunda.
Sürecin ikinci önemli kazananı ise Beşşar Esed. Rejim karşıtı güçlere yönelik dış destek her zaman kararlı olmaktan son derece uzaktı. Ama hilafet devleti ile aynı safta yer alan Suriyeli muhaliflerin sayısı arttıkça, kısa vadede ortada destek namına pek bir şey kalmayacaktır.

Durumdan pay alacak üçüncü kesim de Irak'taki yerini sağlamlaştıran ve Suriyeli soydaşları ile ilişkilerini iyileştiren Kürtler. Şimdi Batı'dan ve belki de başka ülkelerden daha fazla silah desteği alarak orduları olan peşmergeyi kat be kat güçlü bir askeri kuvvete dönüştürecekler.

Sürecin kaybedeni: ABD

Peki, sürecin bariz bir kaybedeni var mı? Sanırım o ABD olacak. Hilafet devleti yakın bir gelecekte parçalanmadığı müddetçe (ki bu çok olası görünmüyor), bu askeri girişim, pek yakında ABD'nin askeri kabiliyetlerinin sınırlarının yanı sıra Irak, Filistin ve Ukrayna konusundaki tutumuna dair tutarsızlıkları da bir kez daha açığa çıkaracak. Ve Obama da, jeopolitik başarı konusundaki en büyük iddiasını kaybetmiş olacaktır. Zira Amerikan kamuoyu, çıkmazları değil, başarıyı destekler.

Diğer taraftan, yakın vadede süreçten kârlı mı yoksa zararlı mı çıkacakları henüz belli olmayan en az üç grup sayabiliriz:

İran; burada ilk sırada. Şayet Washington ve Tahran, hem Irak hem de Afganistan konusunda aynı tarafta olursa, ABD, nükleer enerji meselesinde İran ile uzlaşmaya yanaşmayabilir mi? İran'ın bu müzakereler kapsamındaki pozisyonu en azından pekişmiş oldu.

İkinci grup; Hamas. İsrail, halihazırda Filistin ile ilgili tutumunu yeniden formüle etmesi için yoğun bir uluslararası baskı altında. Hilafet devletinin yarattığı tehlikelere vurgu yapılması, ilave bir baskı sağlar mı?

Muhtemelen evet, ama İsrailliler ellerinden geldiğince zaman kazanmaya çalışacaklardır.

Üçüncü kesim ise Rusya. Bu makaleyi yazdığım esnada, Kiev hükümeti, Rusların iddiasına göre Ukrayna askerlerinin etraflarını kuşatarak teslim olmaları için aç bırakılmaya çalıştıkları Lugansk'ın kapana kısılmış ve zor durumdaki halkına insani yardım taşıyan Rus kamyonlarının bölgeye girmesine karşı çıkıyordu. Bunun Yezidileri sığındıkları dağın tepesinde aç bırakarak teslim olmaya zorlayan IŞİD'den ne farkı var? ABD ve Batı Avrupa, bir bölgede insani yardımdan yana ise başka bir bölgede buna karşı durabilir mi?

Nitekim ilginç zamanlarda yaşıyoruz.

Yale Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi. Otuzdan fazla kitabın yazarıdır. Bunlar arasında'Modern Dünya Sistemi' (The Modern World System) uluslararası ekonomi-politik teorileri arasında bir ekol oluşturmuştur. Prof. Wallerstein’in onlarca yıllık çalışmaları, küresel kapitalizm eleştirileri ve ‘sistem karşıtı hareketleri’ desteklemesi, dünya çapında bir toplumsal analiz uzmanı olarak tanınmasını sağlamıştır.

Twitter’dan takip edin: @iwallerstein.
Kaynak: http://www.aljazeera.com.tr/

IŞİD değil yeni 'Sünni Arap Devleti' projesi..
İbrahim KARAGÜL
13-06-2014



IŞİD konusunda sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da kafası karışık. Ama Türk medyası kadar olaya sığ yaklaşıldığını sanmıyorum.

El Kaide, terör, cinayet ve örgüt kavramlarının ötesine geçemeyen, hiçbir derinliği olmayan, Irak'ın güç yapısından anlamayan, bir ay önce bu ülkede ne olduğunu bile hatırlamayan bir 'uzman terörü' yaşıyoruz.

Öncelikle; Irak'ta bütün örgütlerin eli kanlıdır. Bugün yönetimde olan, meşru seçimlerle gelen siyasi çevreler bile, biraz geçmişine bakınca aynı terör yöntemlerini kullanmış, sivil cinayetlere imza atmış, infazlar gerçekleştirmiş hatta katliamlara katılmış yapılardır. Böyle olunca Irak'ta herkes için bir örgüt ve terör tanımlaması zaten vardır.

Eğer bir şey söyleyeceksek, bunların üstünde bir şey söylememiz gerekir. Önce bugün olanların ne olduğunu anlayıp bundan sonra olabileceklere dair öngörülerde bulunabilmemiz gerekir.

IŞİD bir örgütler koalisyonudur. Görünüşe göre içinde El Kaide'ye yakın olanlar da vardır, El Kaide'ye karşı olanlar da. Arap milliyetçisi olanlar da vardır selefi kültüre yakın olanlar da. Cinayet işleyenler de vardır Irak işgaline karşı direniş yapanlar da.

Ama bu koalisyonun, bu çatı yapılanmanın bugünkü ortak tanımı bir Sünni oluşumdur. Sünni Arap örgütlerin Irak içindeki güç haritasını bozacak şekilde ortaya çıkışıdır.

Bizi asıl bundan sonraki, bu noktadan sonraki gelişmeler daha fazla ilgilendiriyor. Çünkü komşumuz Irak'ın geleceğine dair analizler asıl bu noktadan sonra başlıyor.

IRAK'TA GERÇEKTE ÜÇ AYRI DEVLET VAR

Irak fiilen üç parçaya bölünmüştür. Şii Araplar, Sünni Araplar ve Kürtler arasında birlikte yaşama iradesi yok edilmiştir. Her ne kadar resmi, ulusal ölçekte bir bölünme söz konusu değilse de, kalpler ve zihinler ayrışmıştır.

İşgal sonrası kurulan yeni yapıda Kürtler fiili bir bağımsızlık elde ettiler. Kuzey Irak'ta, kendi bölgelerinde istikrarlı bir yapı kurdular. Merkezi Bağdat hükümeti ile ilişkileri son iki yılda neredeyse kopma noktasına geldi.

Şii Araplar, İran'ın ve ABD'nin tam desteğiyle bir Irak devletinin sahibi oldular. Kürtlere söz geçiremediler ama Sünni Arapları bir anlamda sistemden tasfiye ettiler. Tahran-Bağdat ekseni işgal sonrasının en güçlü dayanışma hattı haline geldi. Şam yönetimine ortak destek de buradan kaynaklanıyor. Çünkü bu dayanışma hattı Suriye üzerinden Lübnan'a kadar uzanıyor ve bu Türkiye'ye yönelik de bir çevreleme hareketidir.

Siyasi partiler, seçimler ve hükümet üzerinden Sünnilere verilen rol göstermelik oldu. Türkiye, Kürtlerle yakınken, Şii Bağdat yönetimiyle iyi ilişkiler içindeyken bile Sünni Arapların Bağdat yönetiminde doğru temsil edilmeleri için azami gayret sarfetti. Hatta seçimleri boykot edenleri ikna etti ve yönetime katılmasını sağladı.

Son birkaç yıldır, Nuri El Maliki yönetiminin Sünni Arapları boşa çıkaran girişimleri başarılı oldu. Bu çevrelerin Irak yönetimindeki etkileri zayıfladı. Üç ana siyasi güce dayanan Bağdat, Kürtlerin uzaklaşması, Sünni Arapların devre dışı bırakılmasıyla tamamen Şii bir yönetim haline geldi.

Petrol, doğalgaz ve enerji koridorları üzerindeki paylaşımda Sünni Araplar tamamen devre dışı bırakıldı. Kürt yönetiminin petrol kaynakları uluslararası pazarlara açıldı. En son Türkiye ile yapılan anlaşmalarla K. Irak-Bağdat ilişkileri kopma noktasına geldi. Başından beri merkezi hükümeti destekleyen Ankara da, Bağdat yönetimi ile Tahran arasındaki dayanışma yüzünden bu desteği çekti.

Kuzey Irak yönetimi yüzünü Bağdat'tan Ankara'ya çevirdi. Bu esaslı bir kırılmadır. Ancak bunlar olurken kimse Sünni Araplarla ilgilenmedi bile. Onların talepleri, çıkarları gözardı edildi.

Bir sabah kalktık, IŞİD adında, Suriye ve Irak'ta faaliyet gösteren, birkaç yıldır Bağdat yönetimiyle savaşan bir örgütün, yıldırım hızıyla Sünni kentleri ele geçirmeye başladığını gördük.

DEVLET VE PETROL İSTİYORLAR

Doğrudan Sünnilere ait kentlere, kasabalara yöneliyorlar, petrol bölgelerine ilerliyorlar, enerji koridorlarını denetim altına alıyorlar, onlar gelmeden Irak ordusu şehirleri terkediyor, çatışma olmuyor...

Sünni aşiretlerin desteğiyle ilerliyorlar. Maliki yönetimi şu ana kadar onlarla hiçbir çatışmaya girmedi. Bu durum; Şiiler'in de Irak'ın bütününden vazgeçtiklerine dair bir karine oluşturabilir.

Irak ordusundaki askerlerden bir kısmının, Sünni aşiretlere mensup olduğunu, aşiretlerin talimatıyla silah bıraktığını hatta bazılarının bu harekete katıldığını düşünebiliriz.

Musul gibi bir Arap ve petrol bölgesini ele geçirdiler. Beyci'deki rafineriyi ele geçirdiler. Saddam'ın şehri Tikrit'i ele geçirdiler. Samarra ve Kerkük'e yöneldiler. Hedef aldıkları her bölge ya Sünni bölgeleri ya da petrol bölgeleri.

Şudur: Sünni Araplar hem devlet istiyorlar hem de Irak'ın zenginliğindeki paylarını almaya çalışıyorlar. Bu; K. Irak bağımsızlığa doğru gidiyorsa, Bağdat Şii karaktere bürünmüşse Sünniler de yeni bir siyasal oluşuma gidiyor demektir. Bir adım sonrası ülkenin parçalanmasıdır. Ve sanırım da öyle olacak.

KAYIP ADAM İZZET İBRAHİM EL DURİ..

Ortada bir koalisyon var. Kürtler ve Şiiler arasında bir Sünni bölge siyasal bir varlık olarak öne çıkıyor. Saddam dönemindeki bazı isimlerin, özellikle bugüne kadar yakalanamayan İzzet İbrahim El Duri'nin bugün ortaya çıkması işin mahiyetini değiştiriyor ve burada anlattığım resmi doğruluyor.

Yıllardır Suriye'de kamufle olan ve çalışmalarını buradan yürüten El Duri, IŞİD'in bazı bölgelerden Beşşar Esad'a destek verdiği söylentisine de anlam katıyor. Ancak bu koalisyonun amacının sadece Irak olmadığını, bir süre sonra Irak ve Suriye'de Sünni Arapların yaşadığı bölgelerde yeni bir devlet arzusu olarak öne çıkacağını bir yere not edin.

Söz konusu hareket, bir uluslararası koalisyonla dağıtılamazsa varacağı nokta şurasıdır: Doğrudan Şiilerle savaşa girecekler. Kürtlerle küçük çaplı anlaşmazlıklar dışında çatışmayacaklar. Türkiye ile çatışmayı göze alamayacaklar. Hesapları ve hedefleri farklı: Sünni bölgeleri tek çatı altında birleştirmek, petrol kaynaklarından paylarını almak, Şiilerle hesaplaşmak.

Sadece Kerkük'te Kürtlerle ciddi bir sürtüşme yaşayabilirler. Güçlenirlerse Bağdat'ı hedef alacaklar ama Şiilerin yaşadığı bölgelere girmeyecekler.

'SÜNNİ ARAP DEVLETİ' PROJESİ

Öyleyse, Türkiye'den bakanların gelişmeleri terör-El Kaide gibi iki kavrama sıkıştırmaları gözlerimizi kör edecektir. El Kaide ya da terör dediğiniz anda olayın üstüne bir çizgi çekilecek, yaşananların anlaşılması zorlaşacaktır. Zaten hep böyle yapıldığı için 'Bu IŞİD de nereden çıktı' demekten başka bir cümle kuramıyoruz.

İçimize sinmese de bölge Şii ve Sünni olarak iki cepheye ayrıldı. İşgallerin ve müdahalelerin bize bıraktığı en acı miras bu oldu. Arapların Doğu Cephesi, İran sınırından Suriye'ye geriledi. Şimdi Sünni Arap dünyası Irak'ta yeni bir mevzi inşa ediliyor. Bu büyük bir proje. Ne kadar başarılı olur, bilmiyorum, bunu zaman gösterecek.

Ama son birkaç günlük gelişmeyi yeni bir 'Sünni Arap Devleti Projesi' olarak niteleyebiliriz. Irak denklemini kökten değiştirebilecek bu gelişmeyi dikkate almazsak, şaşırmaya devam edebiliriz.

Projenin arkasında kimler var? Elbette Sünni Arap devletler ve Körfez. Bölge dışı aktörleri de bu ülkelere bakarak çözebiliriz. 'Şii Hilali'ne karşı Sünni blok' galiba Irak ve Suriye topraklarında inşa edilecek.

Bu arada, Musul'daki Türk Konsolosluğu'na yönelik 'rehine' olayının bu tabloya göre olmaması gerekiyordu. Çünkü Türkiye onlar için öncelikli bir hedef değil. Söz konusu yapı içindeki bazı örgütlerin ya da örgüte destek veren bazı ülkelerin özel hesaplaşması olabilir.

Ancak Türkiye'nin izlediği sessiz kriz yönetimiyle kolayca çözüleceğini düşünüyorum. En azından bunu umuyorum.
Yeni Şafak

Robert Fisk: Ortadoğu haritası yeniden çizilmiştir
25.06.2014



Pulitzer ödüllü gazeteci Robert Fisk, IŞİD’in Irak’ta birçok bölgeyi ele geçirmesinin ardından ülkenin geleceğini Al Jazeera’den Melis Woodham’a değerlendirdi. Irak'taki savaşın Suriye'deki savaşla aynı olduğunu söyleyen Fİsk'e göre, zaten yapay olan bu devletler artık dağılıyor.

Independent gazetesi yazarı ve Ortadoğu uzmanı İngiliz gazeteci Robert Fisk’e göre Irak, Suriye’deki iç savaşa benzer bir süreçten geçiyor. Fisk, Suriye’de olduğu gibi artık Irak’ın da önemli bir bölümünün merkezi hükümetten koptuğunu vurguladı, 'Aradaki tek fark, Batı'nın Beşşar Esed'in devrilmesini, Nuri Maliki'nin ise iktidarda kalmasını istemesidir' dedi. Fisk Irak ve Suriye'nin yapay olarak yaratıldığını, bugünkü sorunlarını temelnde de bunun yattığını söyledi.

Ortadoğu haritası yeniden çizilmiştir

Robert Fisk, Irak'ın ikinci büyük kenti Musul'un işgalinden sonra bölgede Suriye ve Irak sınırının neredeyse yok olduğunu belirtti, 'Ortadoğu haritası yeniden çizilmiştir' dedi.

Fisk Irak’taki krizden Nuri Maliki hükümetini sorumlu tuttu. Irak’ın Sünni bölgelerinde yaşayan yüz binlerce kişinin merkezi hükümet tarafından dışlandığını söyleyen Fisk, "Nuri Maliki hükümeti azınlık olan Sünnileri küçümsüyor. Bu yüzden başka bir güç gelip kapılarına dayandığında Sünnilerin Maliki hükümetini desteklememeleri şaşırtıcı değil" dedi.

Yapay devletler dağılıyor

Irak'ın bölünme ihtimalini de değerlendiren Fisk, ‘Irak içinde Kürdistan zaten ayrı bir devlet gibi. İngiliz ve Amerikan koruması altında Saddam'ın düşüşünden bu yana durum bu. Aslında Ortadoğu'daki ulus devletlerin çoğu biz İngilizler ve Fransızlar tarafından yaratılmıştır. Bunların bazılarının bugün dağılıyor olmasının nedeni de, kendi halklarına saygısı olmayan ve yönetim açısından yapay devletler olarak ortaya çıkmış olmalarıdır.

Tarihteki en büyük askeri hezimet

Pulitzer ödüllü yazar Musul ve diğer Sünni bölgelerde IŞİD’e karşı direnemeyen Irak ordusunun, 3-4 bin kişilik bir grup tarafından yenilgiye uğrayarak tarihteki en büyük askeri hezimeti yaşadığını söyledi. Irak ordusunun doğrudan Amerika’dan para aldığını ve yıllardan beri yolsuzlukların içerisinde olduğu belirten Robert Fisk, ordunun Irak’ın bağımsızlığını koruyamadığını ifade etti.

ABD, Esad'ı devirme hevesini kaybetti

Fisk, Suriye’de ise son 6-7 aydır Suriye ordusunun muhalefete karşı güç kazandığını söyledi. Fisk, Hür Suriye Ordusu'nun parçalandığını ve altenratif olarak islamcı bir hilafetin oluşacağını anlayınca, Washington'un Beşşar Esad'ı devirme hevesini kaybettiğini belirtti.

Robert Fisk, IŞİD'in Musul'da kalıcı olup olmayacağı ile ilgili "Bir ülkeyi yönetmek o ülkeyi ele geçirmekten daha zordur" dedi. Fisk, IŞİD gibi Selefi grupların ele geçirdikleri yerlerde bağlılık temin edebildiklerini ancak yönetmek konusunda başarısız ve tecrübesiz okuduklarını söyledi.
Dünya

Irak Kürtleri: Mezhepçi bir orduyu desteklemeyiz
Güney Yıldız
BBC Newshour
24 HAZİRAN 2014



Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi İngiltere Yüksek Temsilcisi Bayan Sami Abdurrahman, Peşmerge'nin 'mezhepçi anlayışa sahip dağılmış durumdaki bir Irak ordusuna' destek vermeyeceğini söyledi.

Bağdat'ın ardından Erbil'i ziyarette ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, "Birlik içinde bir Irak daha güçlü bir Irak'tır"; "IŞİD'e karşı siyasi çözüm gerekli, askeri seçenek yeterli değil", "Krizi siyasi birliğini sağlayan bir Irak çözebilir" demişti.

Kerry'nin açıklamalarını değerlendiren Bayan Rahman "Irak'taki krizin sonucunun ne olacağını şu an öngöremiyoruz. Ancak Başbakan Nuri el-Maliki yönetimi altındaki sekiz yılda uygulanan politikaların yanlış olduğu ispatlandı. Irak'ın yeni bir siyasi çerçeveye ihtiyacı var" diyor.

BBC'nin Genel Merkezi'nde konuştuğumuz Rahman, ülkedeki krizin yalnızca Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) saldırılarıyla ilgili olmadığını, Irak'taki Sünni Arap toplumun meşru sorunları olduğunu ve bu sorunlara kulak verilmesi gerektiğini de belirtti.

Kerry de dahil olmak üzere ABD'li yetkililer, Iraklı Kürtlerden birleştirici bir merkezi hükümet kurulmasına destek olmalarını beklediklerini söylüyor.
Rahman ise "Kürtler, Irak'ın birliğine destek vermeleri sonucunda ne olacağını bilmek istiyor.

Geçmiş on yılda yaptığımız gibi başarısızlığa uğrayacak bir siyasi projenin parçası olmak istemiyoruz" diyor.

'Irak ordusu dağılıyor, kimi destekleyeceğiz?'

Kürtler, Musul'un Sünni isyancıların elinden alınması konusunda 2005 yılında Irak hükümetine askeri destek vermişlerdi.

Rahman, benzer bir yardımın bu kez de yapılıp yapılmayacağı konusunda ise, "Desteği kime vereceğiz? Irak ordusu düzensizlik içinde. Tek bir mezhebin kontrolü altında olan bir orduya destek vermeyiz. Gerçek bir Irak ordusu olsaydı desteklerdik" dedi.

Rahman ayrıca, "Irak hükümetini IŞİD'in ilerlemesi konusunda geçmiş aylarda defalarca uyarmıştık. Bize 'Siz karışmayın, her şey yolunda.' denmişti. Harekete geçmek için oldukça gecikilmiş şu durumda çatışmaya dahil olmak bizim için oldukça zor" şeklinde konuştu.

'Kendimizi savunacağız ancak IŞİD'e saldırıya geçmeyeceğiz'
Birçok uluslararası gözlemci IŞİD saldırısıyla başlayan sürecin büyük kazananı olarak Irak Kürtlerini görüyor. Sıklıkla sorulan soru ise, Kürt askeri güçlerinin IŞİD'le büyük çatışmalara girip girmeyeceği.

Rahman, "Peşmergenin kısa vadedeki amacı, hangi dini ya da etnik kimliğe sahip olurlarsa olsunlar Kürdistanlıların güvenliğini sağlamak. IŞİD'le bazı çatışmalara girdik ancak biz saldırıya geçmeyeceğiz."

Kerkük başta olmak üzere Kürdistan bölgesinin dışında kalan birçok tartışmalı bölgenin Peşmergenin kontrolüne geçmesi, bağımsızlık yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Rahman'a göre ise sürecin Kürtlere ağır yükleri ve zorlukları da var.
"Musul'dan kaçan yüzbinlerce kişi Kürt bölgesine sığındı. Anbar vilayetinden de çok sayıda kişi Kürt illerine geldi. Bunların dışında tabi ki Suriye'deki çatışmadan kaçarak Irak Kürdistanı'na yerleşenler ve geçmiş on yıl bounca Kürt bölgesine sığınan diğer Iraklılar da var. Bu mülteci akınının altından kalkmakta zorlanıyoruz."
BBCT

Fawaz Gerges: Irak merkezi hükümeti 'çöküntü yaşıyor'
Fawaz A. Gerges
Orta Doğu uzmanı, LSE Üniversitesi (*)
18 HAZİRAN 2014



Irak hükümeti IŞİD militanlarını zayıflatmış olsa da, Bağdat'taki merkezi yönetim moral çöküntü yaşadı.

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının, Sünni Üçgeni olarak bilinen bölgenin büyük bir bölümünü ve yaklaşık 2 milyon nüfuslu Musul'u alması, Saddam Hüseyin sonrası döneminin 'ulus inşası' projesinin tabutuna ölümcül bir çivi daha çaktı.

Kırılgan Irak kurumları, lime lime dağıldı.

Bağdat'ın ülkede güç kullanımında tekel olup olamayacağına veya muhalif Sünni Araplar ve yarı bağımsız Kürdistan'ın üzerinde yetkisini kullanıp merkezi bir kontrol mekanizması yaratıp yaratamayacağı konusunda kuşkular var.

Irak için en iyi senaryo, gücün merkezden, Bağdat'taki Şiilere, Sünni Araplara ve Sünni Kürt topluluklara devredilmesi, en kötü senaryo da ülkenin üç farklı bölgeye bölünmesidir.



IŞİD'ın hızlı ilerlemesi, devletin yapısal ve kurumsal zayıflıklarının yanı sıra toplumdaki derin ideolojik ve mezhepsel çatlağı da ortaya çıkardı.
Başbakan Nuri el Maliki, sekiz yıl boyunca iktidarı tekelleştirdi ve ülkeye ne güvenlik ne uzlaşı ne de refah getirdi.

Yüzbinlerce Irak güvenlik gücü askerleri, sayıları yalnızca birkaç bini bulan hafif silahlarla donatılmış El Kaide bağlantılı savaşçılar karşısında neredeyse darmadağın oldu.

Ordu 'kimliksiz'

Amerikalıların, 10 yıldan uzun bir süre önce Saddam Hüseyin'i iktidardan devirmeleri ve güvenlik güçlerini feshetmelerinin ardından yeniden kurulan ordu, birleşik bir kimliğe ve profesyonelliğe sahip olamadı ve yolsuzluk sarmalına dolandı.

Örneğin Musul. Üst ve orta rütbeli askerlerin silahlarını bırakıp mevzilerini terk ettmeleri ve erlerine de evlerine kaçmaları talimatını vermeleri üzerine IŞİD militanları Musul'da serbestçe dolaşabildi.

Musul'da on binlerce askerden oluşan güvenlik gücü eriyip gitti.

Batan gemiyi kurtarmak adına, Şii lider Büyük Ayetullah Ali Sistani "Irak'ı ve kutsal topraklardaki halkı korumak silah taşıyabilen ve teröristlerle savaşabilecek her vatandaşın görevidir" dedi.

Çoğu Şii, yaklaşık 100 bin gönüllüden oluşan paralel oldu mücadeleye dâhil oldu ve mezhep çatışması riski de tırmandı.

'Silahlanma' çağrısının yanlış yorumlanmasından duyulan endişeyle, ofisinden yapılan açıklamada Sistani destekçilerine 'Irak halkının bütünlüğüne zarar verebilecek tüm mezhepsel veya milliyetçi davranışlardan uzak durmaları' uyarısında bulunuldu.

Çoğu Batı medyasının yaptığı gibi IŞİD'in askeri hünerlerini abartmak yanıltıcı olabilir.

IŞİD gücünü yalnızca Irak devletinin zayıflığından değil aynı zamanda toplumu param parça eden toplumsal ayrımlardan da alıyor. Bu, (aşiret olarak) Sünni Arapların, Maliki'nin mezhepsel gördükleri otoriter tutumuna karşı başkaldırışlarının tezahürüdür.

Irak'taki bu şiddetli mücadelenin kalbinde, ABD'nin 2003'te Irak işgali sonrası kurulan ve iktidar ganimetlerinin yanı sıra toplumsal, etnik, aşiret hatlarının dağılımına dayalı (muhasasa) kırık bir siyasi sistem yatıyor.

Sünniler 'dışlanmış hissetti'

Sünni Araplar, özellikle son dört yılda kendilerini dışlanmış hissetiler ve Maliki'nin mezhep temelli olarak gördükleri siyaseti nedeniyle haklarından mahrum bırakıldıkları hissine kapıldılar.

ABD, 2011 yılında Irak'ı terk ettiğinde, El Kaide zayıflıyordu ve Sünniler arasında destek görmüyordu.

Üç yılın ardından IŞİD, yönetimden hoşnut olmayan, yabancılaşmış Sünni Araplar arasında kendisine bir toplumsal zemin bulup yeniden canlandı.

Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad'a karşı doğan silahlı ayaklanmayı fırsat bilen IŞİD lideri Ebubekir el Bağdadi, faaliyetlerini komşu ülkelere yaydı ve örgüte yeni üyeler alabileceği, değerli mali ve operasyonel varlıklara sahi olabileceği bir güç merkezi kurdu.

IŞİD, Saddam'ın dağılan ordusundaki yetkililer gibi bazı muhalif Sünni gruplarla müttefik oldu ve bu yüzlerce yetenekli savaşçıyı saflarına kattı.

Bu, IŞİD'in hem Irak hem de Suriye'de operasyon planlayıp yürütebilmesi açısından bir dönüm noktası oldu.

Felluce, Musul, Tikrit ve diğer kentlerde Sünniler El Kaide militanlarını 'kurtarıcıları' olarak gördü ve silahlı adamlar ilerleyen birliklere katıldı.

Daha çok endişe yaratan durum ise, üslerinden kaçan Sünni yetkililerin artık Maliki hükümeti için savaşmayacaklarına dair gelen haberler. Bu gelişme, bugünün Irak'ında yaşanan mezhepsel-siyasi çatlağın derinliğine işaret ediyor.

Bu da, Irak güvenlik güçlerinin çöküşünü anlamamıza yardımcı oluyor.
Sünni Üçgeni olarak bilinen bölgenin kaderini, Sünni aşiretler, hoşnutsuz eski ordu mensupları belirledi.

IŞİD yalnızca Sünni Arapları sıkıntıları için güçlü bir araç. Fakat diğer yandan Sünnilerin arzularıyla, Irak devletini de ezebilecek bir araç.

'Yetkiler dağıtılmalı'

IŞİD Musul'da demir yasasını çoktan hazırladı. Dikkatli olunması konusunda tavsiyede bulunan, kendilerine danışılmasını isteyen dinci milliyetçiler ve müttefiki aşiretler de kaygılanmaya başladı.

Irak devleti, IŞİD'in ele geçirdiği kentleri geri alsa bile, karar verici mercilerin yetkilerini dağıtmadan ve merkezi iktidarı yerel seviyeye çekmeden halkı yatıştırması mümkün olmayacak.

Bazı topluluklar kendi kendilerini yönetebilmek için güçlendirilmeli. Irak devleti için ve ülkenin IŞİD ve diğer isyancı gruplardan kurtulması için hayati öneme sahip ulusal projede kendilerine yatırım yapıldığını hissetmeliler.

Eski düzen öldü. Ülkede parçalanmış siyasi ve toplumsal sistemi, yeni vatandaşlık çizgilerinde ve hukuk üstünlüğü temelinde yeniden inşa etmeye acilen ihtiyaç var.

İktidarın merkezi hâkimiyetini dağıtacak ve kaynakların eşit bir şekilde paylaşılmasını sağlayacak yeni bir toplumsal sözleşme olmadan ne uzlaşı olur ne de kurumsal gelişim sağlanır.

Iraklılar arasındaki fay hatlarının genişlediği ve güven kaybının yaşandığı bir ortamda başarıya ulaşılabileceğine dair hiçbir güvence olamaz.
En kazançlı çıkan topluluk olarak Kürtler, son olarak stratejik öneme sahip petrol kenti Kerkük'ü işgal ederek ve Kürdistan sınırlarını sağlamlaştırarak elde ettikleri kazanımlardan vazgeçmekte isteksiz olabilir.

Yine benzer bir şekilde, Sünni Arap liderliği de Saddam sonrası yeni gerçekler konusunda mutabakata varamıyor ve hala ülkeyi idare edebilecekleri yanılgısına kapılıyor.

IŞİD'in amigoları olarak hareket eden aşiret liderleri, pahalıya mal olan bu zaferin sarhoşluğu içinde görünüyor.

Irak'taki başarısızlığın sorumluluğu büyük ölçüde Maliki'de ve Şii liderlikte.
ABD işgalinden ve Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra ülkenin sahibi olan Şii liderliği, Sünni Araplara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptı ve sayıca çoğunlukta olmalarını iktidarı tekelleştirebilecekleri kanısıyla denk tuttu.

Irak'ın geleceği, egemen sosyal sınıfların bu tarihi mücadeleye katılma niyetlerine ve ulusal çıkarları dar, mahalli çıkarlar üzerinde tutmalarına bağlı.

Eğer tarihe bakılırsa, seçkinler bir kez daha, savaşla yerle bir olmuş ülkeyi bir kez daha yüzüstü bırakabilir. Bunun hem bölgesel ve hem de uluslarararası düzeyde etkileri yıkıcı ya da felaket olacaktır.

*Fawaz A. Gerges, London School of Economics ve Siyaset Bilimi Bölümü'nde görevli. Gerges, aralarında 'The New Middle East: Social Protest And Revolution in the Arab World (Yeni Orta Doğu: Toplumsal Protesto ve Arap Dünyası'nda Devrim) adlı çalışmasının da bulunduğu çok sayıda kitap yazdı.
BBCT

Bölgesel güç mücadelesinde sıkışan Irak siyaseti
Nahed Abuzeyd
Bağdat
2 MAYIS 2014



Irak'ta mezhep savaşı son yılların en üst noktasına ulaştı. Ülke, bölgesel güçler arasındaki iktidar mücadelesinde bir nevi hedef tahtasına dönüşüyor.

BBC muhabiri Nahed Ebuzeyd, Bagdat'tan yazıyor.

Ebu Ali ile buluşmam bir arabulucu üzerinden görüşme anını ve mekanını karşılaştırmak için gönderilen karşılıklı mesajlar sonrasında geldi.
Aslında gerçek ismi Ebu Ali değil. O, kimliklerini gizli tutan Irak'taki Hizbullah Tugaylarının bir üyesi.

Siyaset ve güvenlik sahnesinde giderek dikkat çeken diğer bir Şii grup Asaib Ehl El Hak Partisi'nin aksine, Iraklılar Hizbullah Tugayları’nı 'hayali bir örgüt' olarak nitelendiriyor.

Fakat Irak'taki Hizbullah yavaş yavaş dönüşüyor.
Son zamanlarda düzenledikleri gösteri ve etkinliklerle kamuoyunda giderek öne çıkıyor.

Örneğin geçtiğimiz günlerde Bağdat’ta düzenledikleri bir gösteride İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Humeyni’nin karikatürünü yayınlayan Irak'taki El Sabah El Cedid Gazetesi'ni protesto ettiler.

Güvenlik güçlerinin önünde grubun bayrağını sallayan kişi, "Biz Katib'in tugaylarıyız. Suriye'de büyük işler yaptık" diye bağırıyordu.

Çift yönlü suçlama

Suriye'deki iç savaş, etkisini Irak ve Lübnan'da göstermeye başladığından beri Bağdat’ta karşılıklı suçlamalar havada uçuşuyor.

Şii yetkililer açık bir şekilde Suudi Arabistan'ı bölgedeki Sünni grupları finanse etmekle suçluyor.

Öte yandan Irak'taki Sünniler de Şii Başbakan Nuri El-Maliki'yi ağırlığını İran'da yana kullanmakla itham ediyor.

Irak'taki Şii çoğunluk ve büyük Sünni azınlık arasındaki karşılıklı güvensizlik Suudi Arabistan'ın Suriye dosyasından elini çekme kararı ile su yüzüne çıkmıştı.

İstihbarat şefi ve cihatçıların en büyük destekçisi olarak anılan Prens Bender bin Sultan’ın görevi bırakması Suudi Arabistan'ın Suriye krizinde tutum değişikliği olarak yorumlanmıştı.

Bu tip haberler Irak'ta 'Şii İslam'a karşı bölgesel savaşın arkasındaki gücün Suudi Arabistan olduğu yönündeki anlayışı' güçlendiriyor.

Bağdat ve Tahran yönetimi arasındaki milyar dolarlık askeri anlaşma iddiasının basına sızması da Irak'taki Sünni muhalefet ve uluslararası kamuoyunda büyük tartışma yaratmıştı.

Maliki yönetimi bu iddiaları doğrulamasa da hiçbir zaman yalanlamadı.
Merkezi hükümet ile sorunlar yaşayan bazı medya kurumları Irak'ın batısındaki Anbar'daki gerilimi işaret ederek, İran’dan gelecek silahların sadece Sünni isyancılara karşı değil, aynı zamanda Sünni halka karşı kullanabileceğini yazıyor.

Benzer iddialar ABD'nin Irak'a askeri sevkiyatını hızlandırmak için Kasım ayında Washington’a giden Başbakan Maliki'nin ziyareti sırasında da ortaya atılmıştı.

İki güç arasında

Irak'taki Şii Sadr hareketine yakın bir haber sitesi geçtiğimiz aylarda Tahran ve Bağdat yönetiminin Suudi Arabistan'ın Irak'taki etkisini kırmak için ortak hareket etme kararı aldığını açıklamıştı.

Bu iddiaları sorduğum Irak Hizbullah Tugayları’ndan Ebu Ali, bunların doğru olmadığını söyledi.

Bu iddialar kanıtlansa da kanıtlanmasa da, aslında Irak toplumundaki derin mezhepsel ayrılıkları yansıtıyor.

Seçimlerden önce Şii kökenli üst düzey bir ordu mensubu bana "Sünni bir siyasetçiye oy vermeyi hayal bile edemeyeceğini” söylemişti.

Asaib Ehl El Hak Partisi'nin lideri Şeyh Kays Kazali, Batı medyasından ilk kez BBC'ye verdiği mülakatta, "Beğensek de beğenmesek de, iki eksen arasındaki bir savaşın parçasıyız.Bir yanda Irak, İran, Suriye. Diğer yanda ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan” demişti.

Irak'taki Hizbullah ile kıyaslandığında yeni ortaya çıkan bir hareket olsa da Asaib Ehl El Hak 2010 yılında merkezi hükümet ile yaptığını anlaşma sonrasında Irak siyasetinde yükseldi.

İngiliz rehine Peter Moor'a karşılık binlerce Asaib Ehl El Hak üyesi Irak ordusuna kabul edildi.

Daha sonra bunlar doğrudan başbakanlık ofisine bağlı Altın Tugaylar adı ile bilinen Irak ordusu içinde yeni bir birim kurdu.

Altın Tugaylar şu an ülkenin en güçlü askeri yapısı olarak dikkat çekiyor
BBCT

Kuzey Irak'ta iki Kürt partisinin genel merkezlerini hedef alan çifte patlamada en az 21 kişinin öldüğü belirtildi.
9 HAZİRAN 2014



Kuzey Irak'ta iki Kürt partisinin genel merkezlerini hedef alan çifte patlamada en az 21 kişinin öldüğü belirtildi.

Selahattin iline bağlı Tuzhurmatu ilçesindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Kürdistan Komunist Partisi'nin genel merkezlerinin yakınlarındaki kontrol noktasında bir araçın içindeki bomba infilak etti.

Olay yerine insanların toplanması sonrasında bir kamyon içindeki başka bir bomba patladı.

Pazar günü de Celevla kasabasında yer alan KYB bürosu ile emniyet merkezine yapılan çifte saldırıda 17 kişi hayatını kaybetmişti.
Dünkü ve bugünkü saldırıların arkasında Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü olduğu belirtiliyor.

Irak hükümeti İŞİD'i ülkedeki mezhep çatışmasını tırmandırmakla suçluyor.
Üniversite baskını

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Mayıs ayındaki saldırılar sonrasında Irak'ta 603 sivil olmak 800'e yakın kişi hayatını kaybetti.

Cumartesi günü Irak'ın Ramadi kentindeki Anbar Üniversitesi'ne saldıran IŞID militanları onlarca öğrenci ve personeli rehin aldı.

Daha sonra IŞID militanlarının tüm rehineleri serbest bıraktığı belirtiliyordu. Fakat bugün açıklama yapan üniversite yetkilileri 15 güvenlik görevlisinin kayıp olduğunu söyledi.

Irak'ın batısındaki Anbar vilayeti Irak'taki mezhep çatışmalarının odağında bir bölge.

Aralık ayı sonunda Felluce ile Ramadi'nin birçok mahallesi El Kaide bağlantılı Irak-Şam İslam Devleti'nin denetimine geçti.

Ordu güçleri ve müttefik aşiretler de Aralık sonundan beri denetimi yeniden sağlamak için operasyonlar düzenliyor.
BBCT

Irak'ta Millî Kuvvetler'den’den büyük taarruz
10-06-2014



Batı basınının ısrarla Irak-Şam İslam Deveti (IŞİD) dediği Irak Millî Kuvvetleri'nin Musul'u kurtardıktan sonra Selahaddin kentine doğru harekete geçtiği bildirildi.

-Irak basınında yer alan haberlere göre Irak Millî Kuvvetleri'nin Musul valiliği, havaalanı ve kentin doğusundaki çok sayıda mahalleyi ele geçirdiği bildirildi.

İşbirlikçi Musul Valisi Asil Nuceyfi, kentin büyük bölümünün Irak Millî Kuvvetleri'nin kontrolüne geçtiğini açıkladı.

KDP ve KYB büroları tahliye edildi

Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi’nin Neyneva’daki enformasyon yetkilileri, Irak Millî Kuvvetleri'nin Musul’a saldırısından dolayı kendi partileriyle Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği partisinin bürolarının tahliye edildiğini söyledi.

Musul Merkez bankası ele geçirildi

Musul’un büyük bir bölümünü ele geçiren Irak Millî Kuvvetleri'nin kentteki cezaevlerindeki tutuklu ve mahkumuları da salıverdi.

Irak Millî Kuvvetleri'nin Musul kentinin batısındaki Merkez Bankası şubesini de ele geçirdiği gelen haberler arasında.

Irak Millî Kuvvetleri'nin Neyneva Operasyon Komutanlığı karargahını ele geçirdiği bildirildi.

IŞİD militanlarının Musul kentindeki güvenlik güçlerine ait tüm karargahları ateşe verdiği bildiriliyor.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Bağdat’a gidiyor

Öte yandan Irak Press haber sitesi, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf’ın, Dışişleri Bakan Yardımcılarından Brett McGurk’un bugün Bağdat’a gideceğini ve Bağdat-Erbil ilişkileri konusunda görüşmelerde bulunacağını bildirdi.

Irak Millî Kuvvetleri'nin Selahaddin kentine doğru ilerliyor

Irak Millî Kuvvetleri'nin Musul’u ele geçirdikten sonra Selahaddin kentine doğru ilerlediği ve Tıkrit’in doğusundaki eş-Şarkat bölgesini kontrol altına aldığı bildirildi.

İsminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak Irak Millî Kuvvetleri'nin Selahaddin kentine bağlı Şeyh Hamad köyünü ele geçirdikten sonra buraya kendi bayrağını astığını, militanların resmi geçit yaptığını ve halka kendilerine katılma çağrısı yaptığını bildirdi.

Tıkrit’e bağlı 7 köy IŞİD kontrolünde

KYB’nin yayın organı Puk Medya’ya demeç veren Iraklı bir güvenlik yetkilisi, Irak Millî Kuvvetleri'nin Tıkrit’teki yedi köyü ele geçirdiğini belirtti.

Kente giriş ve çıkışların kapatıldığını belirten yetkili Tıkrit’teki devlet dairelerinin de tahliye edildiğini söyledi.

İşbirlikçi Irak güvenlik güçlerinin Beyci’de konuşlandığını belirten yetkili, Tıkrit’in düşmesinin de ihtimal dahilinde olduğunu söyledi.

Askeri helikopterler Irak Millî Kuvvetleri'nin eline geçti

Irak Meclis Başkanı işbirlikçi Usame Nuceyfi, Musul Valisi Kardeşi Asil Nuceyfi ile ortak basın toplantısı yaparak Musul’un düşmesi üzerine olağanüstü bir güvenlik toplantısı yapılacağını söyledi.

Nuceyfi, Irak Millî Kuvvetleri'nin Selahaddin’e bağlı Şarkat bölgesinde çok sayıda askeri helikopterin de bulunduğu askeri havaalanını ele geçirdiğini belirtti.
haber1001

Etiketler:acımasız, örgüt, Batı basını, BBC, bombalı saldırılar, Ertuğrul Horasanlı, hayal kırıklığı, Irak Millî Kuvvetleri, IŞİD, işbirlikçi, Jim Muir, Kürt, Kumandan Carlos, mülteciler, müminin feraseti, Musul, Nuh Peygamber'in türbesi, Saddam Hüseyin, Sünni, vahşi, zihinsel kurgu, Şii rejimi, şeriatçı, İzzet İbrahim El Duri, İşbirlikçi Hükümet
musul

KDP Sözcüsü Muhammed Ali Yasin: “Peşmerge’yi Irak’a kurban etmeyiz”
12-06-2014



YDH'nin haberine göre; Irak Kürdistan Demokrat Partisi Sözcüsü Muhammed Ali Yasin, IŞİD’le savaşta Peşmerge güçlerini Irak için kurban etmeyeceklerini söyledi.

Kurdpress haber ajansına demeç veren KDP Sözcüsü Muhammed Ali Yasin, Irak-Şam-İslam Devleti (IŞİD) adlı örgütün son saldırıları üzerine Peşmerge güçlerinin Kürdistan Bölgesi dışındaki yerlere gönderilip gönderilmeyeceği konusunda açıklamalarda bulundu.

Muhammed Ali Yasin, “Irak merkezi hükümetinin geçen yıllar boyunca Peşmerge güçlerine yapmadığı zulüm kalmadı. Silah ve teçhizat vermedi, maaşlarını ödemedi. Şu an Peşmerge güçleri, şimdi kendilerine düşmanlık edenler için kendisini kurban etmek mecburiyetinde değil” dedi.

Peşmerge güçlerinin Irak ordusu ile IŞİD arasındaki savaşa asla karışmayacağını belirten Muhammed Ali Yasin, Erbil’in destek göndermek için Bağdat’ın Kürdistan Bölgesel Yönetiminden resmi talepte bulunmasını beklediğine dair haberlerle ilgili olarak da “Biz, savaş bölgelerine Peşmerge göndermek için Irak merkezi hükümetinden talep veya emir bekliyor değiliz. Peşmerge güçleri yalnızca bir kişiden yani Sayın Barzani’den emir alır” dedi.
haber93

Irak İslam Devleti (ID) Bir İngiliz rehinenin daha videosunu yayınladı
18 EYLÜL 2014



BBC'nin haberi,ne göre, Irak İslam Devleti (ID)'nin elinde olan yeni bir İngiliz rehinenin görüntüleri yayımlandı.

Videoda konuşan John Cantlie adlı İngiliz, İD'nin elinde sir olduğunu söylüyor.

Üzerinde ABD'nin işkence kampı Guantanamo'daki müslüman esirlere
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Çrş Arl 09, 2009 12:42 am    Mesaj konusu: Bağdat'ta 5 senkronize eylemde 127 ölü, 450 yaralı Alıntıyla Cevap Gönder

Irak sahnesinin yeni okuması
Faris El Hattab
15 Ara 2014



İbadi, Tahran'dan bazı sorunlara ilişkin çözüm yöntemlerine yeşil ışık alarak döndü. Yapılan açıklamalar, İbadi’nin siyaset yapma alanının, selefi Maliki'den daha geniş olduğunu gören yorumcuları rahatlattı.

Başbakan Haydar İbadi, IŞİD örgütünden petrol gelirlerinin paylaşımına kadar çok ciddi sorunlarla karşı karşıya.

Gözlemciler, Irak'taki yeni sahnenin güvenlik ve siyasetten ekonomi ve yargıya uzanan dosyalar üzerinden farklı açılardan yeniden okunması amacıyla, ülkenin yaşadığı son gelişmeleri dikkatlice ele almalılar. O gelişmelerin en önemlileri, Irak Başbakanı Haydar İbadi'nin, Silahlı Kuvvetler Başkomutanı sıfatıyla 26 komutanı görevden alması ve 10 komutanı da emekliliğe sevk etmesi; çok tartışılan bir isim olan İçişleri Bakanı Vekili Adnan Esedi ve beraberindeki subayların görevden alınmaları emrini vermesiydi. Bunların ardından, Başbakanlık tarafından açıklandığına göre, İbadi'nin Irak yargısını, yolsuzluğa bulaşmış bazı yargıçlardan temizleme girişimi geldi.

Irak'taki gelişmelerin içi yüzü, dışarıdan göründüğü gibi, yeterince açık değil. Olaylar, daha ziyade, sistematik ve kökleşmiş iç yöntemlerle ilişkili. Musul ve Salahaddin skandalı, Eski Başbakan Nuri Maliki’nin uluslararası kamuoyu önünde, Irak sokaklarında büyük bir sevinçle karşılanan, gürültülü yenilgisinin akabinde Irak sahasında yaşanan büyük değişimler ve ülkede bu tür değişimlerden bahsetmenin 'terör' değil, 'zaruret' olduğunun anlaşılması sonrası (siyasi kota sistemi, mezhepçilik ve yolsuzluğa dayalı) yönetimin kötü imajını kısmen düzeltecek adımların atılması gerekiyordu.

Bu yüzden İbadi’nin 21 Ekim 2014'teki Tahran ziyareti, İran ajandasının dikte ettiği yeni eğilimin kıstasıdır. İran, Irak'taki nüfuzunu korumasını sağlayabilecek taraftan değneği tutmaya çalışıyor. Oysa Irak'ta böyle bir nüfuzu istenmiyor, hatta ona isyan ediliyor. Ülkenin birçok bölgesini (özellikle de marjinalleştirmeye, güvenlik ve hukuk açısından haksızlıklara maruz kalan alanlarını) kapsayan büyük askeri hareketler, bu isyanın ifadesi.

İbadi, Tahran'dan bazı sorunlara ilişkin çözüm yöntemlerine yeşil ışık alarak döndü. Yapılan açıklamalar, İbadi’nin siyaset yapma alanının, selefi Maliki’nin alanından daha geniş olduğunu gören bazı yorumcuları rahatlattı. Hükümetin, ulusal uzlaşı sağlama ve siyasi işbirliğine karşı çıkan (Irak Baas Partisi güçleri de dahil) başka gruplarla ilişki kurma eğilimi, psikolojik açıdan iyi bir başlangıç oldu. Gerçi sonrasında İbadi’nin yetkilerinin sınırlı olduğu, koşusunun başlangıç çizgisinin ise final çizgisinden pek uzak olmadığı anlaşıldı. İbadi’nin hareketi yerinde saydı, zira uzlaşı ufku Irak içindeki ve dışındaki birçok kesimi içine alamayacak kadar dardı.

İbadi'nin ordu ve yargı üzerindeki hamleleri

İbadi, kendi yönetiminin Maliki'den farklı olduğu görüntüsü vermek için (bizzat Maliki ve İran ile koordinasyon halinde) harekete geçti. Bardağı taşıran son damla yani ülkedeki kötü yönetimin kurbanlık koyunu konumundaki ordunun komuta kademesiyle işe başladı. Bu, beklenen bir hamleydi. Ordunun baştan aşağı yolsuzluğa batmış olmasının yanı sıra kurumdaki üst düzey subayların görevden alınması (emekliye sevk edilmesi), Musul ve Salahaddin gibi kentlerde işlenen büyük bir suçu örtbas etme amaçlıydı. Bu konuda tüm parmaklar, dönemin Başbakanı (ve Silahlı Kuvvetler Komutanı) Nuri Maliki’yi gösteriyor.

Evet, Irak parlamentosundaki bazı siyasi blokların konuya dair kapsamlı soruşturma yapılması yönündeki talepleri, Maliki'yi hesaba çekebilir. Soruşturmadan kasıt ise Maliki’nin komutanları ve danışmanlarının tanıklıklarına başvurulması. Bahsi geçen şahısların artık hizmet vermemeleri ve hatta ülke dışına çıkmaları, görevden alınmaları kararının esasında Maliki lehinde verilmiş bir karar olduğu, bazılarının pohpohladığı gibi Maliki’nin tercihlerine karşı bir darbe olmadığı anlamına geliyor.

İbadi'nin kararı, 67 yargıç ve başsavcının değişik görevlere getirilmesini, birçok yargıç ve başsavcının başka fonksiyonel görevlere, mevcut çalışan mahkemelerden farklı mahkemelere transfer edilmesini de kapsıyordu. Yüksek Yargı Konseyi'nden kaynaklar, kararın kapsadığı yargıç ve başsavcıların davalarda yanlı kararlar vermek veya rüşvet almakla (yolsuzlukla) suçlandıkları üzerinde duruyorlar. Bu adım genel itibarıyla iyi bir adımdır. Çünkü devletin yapısı ve istikrarının dinamik kanadı olan yargıdaki yolsuzluk derecesi çok yüksek.

Iraklılar hayatlarına, ekonomik ve toplumsal güvenliklerine zarar veren her olguya yönelik düşüncelerini gizlemeyip açıkça konuştukları için hükümeti değerlendirme unsurları arasında yargıdaki yolsuzluk önemli yer tutuyor. Burada İbadi’ye düşen, dosyayı örtbas edecek (yamalayacak) bir tutum almasıydı. Bizi 'örtbas etmek' veya 'yamalamak' tabirlerini kullanmaya sevk eden, yolsuzluğun bu kararlarla Irak yargısında ortadan kaldırılamayacağı gerçeği. Bir yargıcın başka bir yere nakli, mahkemeleri bu felaketten temizlemekten çok yolsuzluğun bir mahkemeden ötekine geçmesi anlamına geliyor sadece.

İbadi'nin siyasi şartlara yönelik hamleleri

Siyasi şartların iyileştirilip sürecin ortakları arasındaki çekişme ve husumetin dozunu hafifletilmesi girişimi bağlamında İbadi, Irak Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi gibi Irak siyasetinin önemli şahsiyetlerinin yeniden yargılanması talimatını verebilir. Benzer durum, yurt dışından Bağdat’a dönen Irak Merkez Bankası Eski Müdürü Sinan Şebibi ve İletişim Eski Bakanı Muhammed Allavi için de geçerli.

Şebibi ve Allavi, Maliki döneminde kendilerine yöneltilen suçlamalar karşısında tutuklanmamak için ülkeyi terk etmişlerdi. İran ekonomisini kurtarmak ve para birimi riyalin çöküşünü engelleme bağlamında Tahran'ı destekleme çerçevesinde, parlamento onayı olmaksızın Irak Merkez Bankası'ndan büyük paralar çekilmesi taleplerini reddetmişlerdi. Keza Suriye lirasının değerini arttırmak ve çöküşten kurtarmak için Beşşar Esed rejimine kredi verilmesi talebini de geri çevirmişlerdi. Halihazırdaki Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Irak Vataniye İttifakı Lideri İyad Allavi’nin akrabası olan Muhammed Allavi’ye ayrıca Maliki’ye karşı İyad Allavi’yi desteklemesinin sonucu olarak kamu malını kötüye kullanmak gibi art niyetli suçlamalar yöneltilmişti.

İran’a bağlılığı ve nezihliğiyle ilgili hakkında birçok söylenti yayılan İçişleri Bakanı Vekili Adnan Esedi'nin görevden alınması (başka gelişmelerden bağımsız düşünüldüğü zaman) İbadi’nin attığı cesur bir adım olarak görülebilir. Ancak işin aslı, İçişleri Bakanı Muhammed Gabban ile Esedi arasındaki ilişkilerin kopması. Gabban, görevine geldiği ilk günden itibaren İbadi’den, "İçişleri'nde yolsuzluğun yayılması" sebebiyle Esedi’yi değiştirmesini istiyordu.

Gabban, vekili Esedi hakkında şunları söyledi: "İçişleri Bakanlığı'nda yolsuzluğun başıdır ve yargılanmalıdır. İçişleri Bakanlığı yetkilileri, kamu malını seçim malzemesi olarak kullandılar. Seçimlerde en yüksek oyu almak için polis olmak isteyen gönüllüleri kabul edecek ofisler açtılar. Spyker üssü kurbanları, seçim amacıyla kullanılan gönüllülerdir." diyordu. Bakan ayrıca, "Adnan Esedi geçtiğimiz seçimlerde oylarını almak için Müsenna Eyaleti'nde kaç kişi atadı*" diye soruyordu.

Bu suçlamalara karşın İbadi, Adnan Esedi'yi, Gabban'ın istediği gibi yargıya mı sevk etti yoksa resmi bir kutlamayla görevden alıp İbadi'nin güvenlik danışmanlığına mı getirdi? İnsanlık suçları, yargılanmayan mahkumlar, suçların üzerinin örtülmesi, milislerin ve başka güçlerin faaliyetleriyle ilgili binlerce hikayesi olan bir bakanlıktaki yolsuzluk bu şekilde bertaraf edilebilir mi?

Bir başka konu da ülkenin batısındaki Anbar Eyaleti'nde Sünni aşiretlere kapsamlı yetkiler veren 'Ulusal Muhafızla' teşkilatının kurulmasıyla ilgili. İbadi, Sünnilere yönelik açılımına dair işaretler gönderse de aslında bu konuda hala Maliki ile aynı yerde sayıyor. İbadi henüz Irak halkının temel unsuru olan Sünnilere dair hiçbir reform yapmadı, Sünnilerin taleplerinden hiçbirini hayata geçirmedi.

Maliki'nin ve bloğu Kanun Devleti'nin hâlâ karşı çıktığı "Ulusal Muhafızları" silahlandırma konusu ise Irak'ın batı ve kuzey doğu bölgesinde yaşanacak büyük bir değişim demek. Bu değişim, Irak'taki yönetim dengesi ve İran'ın nüfuz haritasını ters yüz edebilir. Şii gönüllülerden oluşan ve faaliyetlerini Sünni bölgelerde yoğunlaştıran 'Halk Topluluğu' güçlerinin silahlandırılması ve donatılması karşısında Ulusal Muhafızlar teşkilatı deneyiminin başarılı olması şüpheli. Üstelik bu bölgelerdeki Sünni nüfus ve uluslararası insani yardım kuruluşları, Şii milislerin kötü muamelelerini, toplu cinayet ve insanları sürmelerini protesto ediyorlar.

Irak'ta eli güçlü olan Tahran, yüzeysel değişimi birçok sebepten ötürü acil ve önemli görüyor. Bu sebeplerin başında ise Irak halkının devrim ve kaynama noktasına varması, kaybedecek hiçbir şeyinin olmaması ve İran'ın Irak halkıyla zor tarihi deneyimler yaşaması geliyor.

Tahran'ın Irak'ta yüzeysel değişimi acil görmesinin bir diğer sebebi de ülkedeki istikrarsızlığın, ABD'nin Irak'a dönüşünü mümkün kılması. Bilhassa Irak silahlı nizami gücünün dağılması, aşırı güçlerin yayılması ve güçlü yerel destek elde etmeleri yanı sıra ABD'nin bu desteğin sebeplerine anlayış göstermesi ortadayken... İran'ın bölge coğrafyasında (Yemen, Bahreyn, Suriye, Lübnan ve Suudi Arabistan'ın doğusu) nüfuzunu yayması da bunlara eklenebilir. İran'ın Irak’taki kontrolünü kaybetmesi halinde, tüm bu coğrafyadaki nüfuzu dağılabilir.

*Faris El Hattab, Iraklı akademisyen ve iletişimci. 1961 yılında Bağdat'ta dünyaya geldi. Çeşitli Arap gazete ve dergilerinde güncel uluslararası politik gelişmeler üzerine makaleler kaleme alıyor. Irak ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde birçok radyo ve televizyon programı hazırlayan Hattab’ın medya alanında yayınlanmış birçok kitap ve araştırması bulunuyor.

Kaynak: Al Jazeera

Batira işgal üssüne füze saldırısı
14 Şubat 2010
Şakir Bilmez

Batira işgal üssü direnişçi mücahitler tarafından tahrip gücü yüksek füzelerle vuruldu.

Direnişçi mücahitler Misan eyaletine bağlı Ammara şehrinin 15 km güneyinde yer alan ve işgalcilerle işbirlikçi hükümet ordusu tarafından karargah olarak kullanılan el Batira hava üssünü füzelerle vurduğu bildirildi. Hükümet kaynakları olayı doğrularken fırlatılan beş Katyuşa füzesinin isabet etmesi sonucu 10. Tugayın yer aldığı üste iki üst düzey yetkili ile birçok kişinin yaralandığını söyledi.
anadoluhaber

23 Ocak 2010
ABD Irak'tan Sessiz Sedasız Kaçıyor
ABD askerleri, Irak'ı işgal ettikleri gündeki debdebe ve şaşadan çok uzak bir halde, sessiz sedasız çekiliyor ve Afganistan batağına doğru yol alıyor.

Irak'ın Ramadi kentindeki askeri bir üste düzenlenen törenle, Irak'taki görevlerini ABD Kara Kuvvetlerine devreden ABD Deniz Piyadeleri Irak'tan çekildi.

Irak'ın Sünnilerin yoğun olduğu Anbar vilayetinin kontrolünü resmen elinde tutan ABD Deniz Piyadelerinin ayrılmasının ardından, Anbar ve başkent Bağdat'ın batısının güvenliğini ABD Kara Kuvvetlerine bağlı 1. Zırhlı Bölük üstlenecek.

Irak'taki ABD Deniz Piyadelerinin kalan son kısmını geri çekerek, Afganistan'daki savaşa odaklanan ABD'nin, her şeyin planlara uygun gitmesi halinde gelecek aylar içinde on binlerce askerini daha Irak'tan geri çekmesi bekleniyor.

ABD Başkanı Barack Obama'nın, Irak'ta kalacak 50 bin Amerikan askerinin dışında kalan askerlerin 31 Ağustos 2010 tarihe kadar geri çekilmesini öngören emri uyarınca, bu ülkede bulunan Amerikan askerlerinin büyük bölümü, Irak'ta 7 Martta yapılacak parlamento seçiminin ardından geri çekilecek.

Geri kalan askerler ise ABD ile Irak arasında imzalanan güvenlik anlaşması uyarınca 2011 yılının sonuna kadar Irak'tan çekilmiş olacak.

Çoğunluğu Anbar vilayetinde konuşlandırılmış, 25 bin kadar ABD Deniz Piyadesinden birkaç bini, ABD Büyükelçiğinin korunması ve Bağdat'ta danışmanlık görevlerini yerine getirmek için Irak'ta kalmaya devam ederken, geri kalan deniz piyadelerinin haftalar içinde deniz yoluyla Irak'tan ayrılması bekleniyor.
aktifhaber

Bağdat'ta 5 senkronize eylemde 127 ölü, 450 yaralı
Iraklı hastane ve güvenlik kaynakları, Bağdat'ın 5 ayrı bölgesinde bomba yüklü 4 araç ve bir şehadet eylemcisi ile düzenlenen eylemlerde 450 kişinin de yaralandığını açıkladı. Eylemlerin ilkinin İçişleri ile Çalışma Bakanlıklarının yakınında, diğer eylemlerin Mansur bölgesindeki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nun önünde, Kahire semtindeki Nida camiinin önünde, Şorca bölgesindeki Kışla'da meydana geldiği ve bu saldırılarda bomba yüklü 4 aracın kullanıldığı, Dovra semtindeki saldırının ise beline patlayıcı bağlamış bir işehadet eylemcisinin üzerindeki patlayıcıları bir polis devriyesinde patlatması sonucu meydana geldiği belirtildi. 08.12.2009 haber101

Irak'ta albay öldürüldü
Musul'daki silahlı saldırıda hayatını kaybetti
21.01.2010
Irak'ın kuzeyindeki Musul kenti yakınlarında dün akşam düzenlenen silahlı saldırıda Iraklı bir albayın öldürüldüğü bildirildi.

Bölgedeki güvenlik yetkilileri ve albayın ailesi, Salih Ahmed El Ukaydi'nin bir arkadaşını ziyaret için Musul'un 30 kilometre güneyindeki Namrud köyüne doğru yola çıktığı sırada düzenlenen saldırıda öldüğünü açıkladı.

Musul'da yine dün düzenlenen silahlı saldırılarda izinli iki polis memuru hayatını kaybetmişti. habertürk

Irak'ın Divaniye vilayetindeki ABD askeri üssüne füze saldırısında bulunuldu.
02 Ocak 2010 Anadolu Haber

Esvad El Irak haber ajansı, vilayetin batısındaki "Camp Echo" adlı üsse dün geç saatlerde 3 füze isabet ettiğini duyurdu. Ajansa açıklamada bulunan bir kaynak, füzelerin değişik yerlerden atıldığının belirlendiğini, Irak'ta ilk kez bu türden bir saldırı düzenlendiğini söyledi.

"GELECEKTEKİ SALDIRILARI ÖNLEMEK DAHA DA ZOR OLACAK"

Öte yandan Amerikan Ulusal İstihbarat Başkanı Dennis Blair, gelecekteki saldırıları önlemenin çok daha zor olacağını çünkü El Kaide'nin ABD'nin savunma sistemlerini giderek daha iyi öğrendiğini belirtti.

Blair, çalışanlarına hitaben kaleme aldığı bir iç yazışmada, "Beni en çok kaygılandıran şey, sadece geçmişteki saldırılarla benzer saldırıları önlemek değil de bu saldırıları önceden bilmek ve gelecekte düzenlenebilecek kurnazca saldırıları durdurmak" ifadesini kullandı. El Kaide ile ona bağlı diğer örgütlerin Amerikan savunma hattını incelediğini ve buna yönelik yeni saldırılar hazırladığını belirten Blair, "Siz bu mektubu okurken onlar bu hazırlık içinde. Bu saldırıları önceden haber almak ve engellemek çok daha zor olacak" ifadesine yer vererek, teröristlerin bir adım önünde olabilmek için savunma sistemini iyileştirmek gerektiğini kaydetti.
20 Aralık 2009 14:58
Yumurtalık Petrol Boru Hattına Sabotaj
Irak, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına düzenlenen sabotaj nedeniyle, ham petrol sevkiyatı durdu.

Boru hattında ciddi hasar meydana gelirken önemli miktarda ham petrolün dışarı aktığını belirtildi.

Irak, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına düzenlenen sabotaj nedeniyle, ham petrol sevkiyatının durduğunu bildirdi.

Irak Petrol Bakanlığı sözcüsü Asım Cihad, boru hattının 55. kilometresindeki bölümüne düzenlenen sabotajda hasar
aktifhaber

Irak'ta yüzlerce Sünni adaya daha seçim yasağı
15 Ocak 2010
Anadolu Haber

Irak'ta 500 sünni adayın Mart ayındaki parlamento seçimlerine katılması yasaklandı.

Seçim Kurulu yetkilisi Hamdia el-Hüseyni, yasak kararının, adayların Baas Partisi ile bağlarını inceleyen bir parlamento komisyonunun tavsiyesi üzerine alındığını açıkladı.

Listeden adının çıkarılmasına karar verilen kişilerin 3 gün içinde temyize başvurma hakkı bulunuyor ve ayrıca alternatif isimlerin yer aldığı bir liste sunma hakları da var.

Listeden çıkarılan isimler arasında, Ulusal Diyalog Cephesinin Sünni lideri Salih El Mutlak da var. Partisi Mart ayında yapılacağı açıklanan seçimlerde eski başbakanlardan İyad Allavi'nin laik partisi ile ittifak yapmıştı. Allavi, karardan önce yaptığı açıklamada, yasaklama çabalarını "taciz ve tehdit" olarak nitelemiş, "muhaliflerinden kurtulmaya çalıştıkları açıkcası görülüyor" demişti.

ABD işgalinin ardından kurulan 'Baassızlaştırma Komisyonu' binlerce Saddam dönemi üst düzey ismini görevden almış, isimleri şiddete karışmayanlara ise bazı haklar sağlanmıştı. Ancak komisyonun ülkedeki Sünniler'i hedef aldığı görüşü yaygın.

Gözlemciler yasakların ulusal uzlaşma çabalarına darbe indireceğini söylüyor. Yasaklanan isimlerin büyük çoğunluğunun Sünni olması, ülkedeki kırılgan ortamı da iyice tehlikeli bir boyuta getiriyor.

Kerkük'te işbirlikçi Arap aşiret liderleriyle işbirlikçi Kürt yetkililerin toplantı yaptığı restorana şehadet eylemi: 55 ölü
11.12.2008
Polis, kentin merkezine 10 kilometre uzaklıktaki bir restoranda düzenlenen saldırıda 120 kişinin de yaralandığını açıkladı. Toplantıya, işbirlikçi aşiret liderleriyle Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği temsilcilerinin katıldığı, Tarafların, daha sonra, Kerkük'e gelmek üzere yola çıkan Devlet Başkan ı Celal Talabani ile görüşmelerinin planlandığı da kaydedildi.

Irak'ta Bir Amerikan Helikopteri Daha Düşürüldü
15 Kasım 2008
Irak'ta bugün bir Amerikan helikopteri düşürüldü.

Askeri sözcü, helikopterin " Musul yakınlarında düştüğünü bildirdi.

Sözcü, helikopterde ölen olup olmadığını ise belirtmedi.

Irak'ta Eylem Günü: 57 ölü, 300 yaralı

28 Temmuz 2008
Irak'ın başkenti Bağdat ve kuzeydeki Kerkük kentinde bugün düzenlenen şehadet eylemlerinde şu ana kadar 57 kişi ölürken, yaklaşık 300 kişi yaralandı.

Polis, Bağdat'taki 3 kadın şehadet komandosunun, İmam Musa El Kazım'ın ölüm yıl dönümü için yarın yapılacak anma törenlerine gelen Şii hacıların arasında üzerlerindeki bombaları patlatması sonucu 32 kişinin öldüğünü, 102 kişinin yaralandığını belirtti.

Iraklı yetkililer, kuzeydeki Kerkük kentinde parlamentonun geçen hafta kabul ettiği yeni seçim yasasını protesto gösterisinde yine bir kadın şehadet komandosunun düzenlediği eylemde 25 kişinin öldüğünü, 185 kişinin yaralandığını kaydetti.

Kerküklü yetkililer, Kürtlerin yeni seçim yasasını protesto etmek için düzenlediği gösteriyi kana bulayan saldırgandan kalan ceset parçalarının eylemcinin kadın olduğunu gösterdiğini söyledi.
Eylemlerin, son zamanlarda Irak'ta güvenliğin arttığı yönündeki söylem ve iddialara büyük darbe vuracağı belirtilirken, Amerikan ordusundan üst düzey bir yetkili, Bağdat'taki eylemlerden Irak El Kaide'sini sorumlu tuttu.

Bağdat'taki bugünkü eylemlerin, 17 haziranda Hürriyet semtinde 63 kişinin öldüğü bombalı eylemden sonraki en zayiatlı eylemler olduğu ifade ediliyor.

14 Temmuz 2008 Pazartesi
IRAKLI DİRENİŞÇİLER NAKLİYE UÇAĞI DÜŞÜRDÜ



Irak Kurtuluş Savaşı Son Hızla devam ederken direnişçilerin internetten dünyaya ulaştırdıkları haber Amerika için tam bir darbe niteliğinde oldu....

Amerikaya Ait bir savaş uçağı düşürüldü!

Irak'ta Amerikan askerlerini taşıyan bir savaş uçağı ıraklı direnişçiler tarafından düşürüldü. Irak'ta Tikrit yakınlarında Saddam caddesi yakınlarında C-130 tipi bir Amerikan uçağı direnişçiler tarafından düşürüldü.

Uçak'ta 38 Amerikan askerinin bulunduğu bildirilirken Amerikan ordusu kayıpları hakkında bilgi verilmedi. Uçağın resimlerini yayınlayan Iraklı direnişçilerin internet sitesi, hanein.info uçak içindeki askerlerin büyük bir kısmının öldüğünü iddia etti.

Bilindiği kadarıyla c -130 tipi uçaklar Irakta taşımacılıkta kullanılmakta ve Amerikan Askerlerinin sevkiyatında da kullanılan bu uçaklar muhtemelen 38 Coniye mezar oldu....
anadoluhaber.blogspot.com

İşgalci Amerikan Devriyesine Bombalı Saldırı

28 Ocak 2010

Irak Direnişçileri gün geçmiyor ki bir Amerikan İşgal Devriyesine yönelik bombalı eylem gerçekleştirmessinler Bu saldırılardan dolayı Irak'taki İşgalci Amerikan askerlerinin yüzde 95 i psikolojik sorunlar yaşıyor.

Ambar eyaletine bağlı Felluce şehrinin kuzeydoğusunda İşgalci Amerikan Devriyesine yönelik gerçekleştirilen bombalı eylemde, yol kenarına yerleştirilen bombanın devriye araçları geçtiği esnada patlatılması sonucu işgal devriyesinde büyük zarar meydana geldi.

Eylemin sorumluluğunu Cihad ve Değişim cebhesi üstlenirken görgü tanıkları, İşgal Devriyesine yönelik gerçekleştirilen eylemde bir zırhlı aracın içindekilerle beraber imha edildiğini söylediler.

07 MART 2010
Seçime kan sıçradı!

Genel seçimler için oy verme işleminin başladığı Irak'ta, 2 ayrı patlamada 16 kişi hayatını kaybetti.

Başkent Bağdat'ta bir apartmanın ağır hasar gördüğü patlamada, ilk belirlemelere göre 4 kişi öldü, 8 kişi yaralandı. İçişleri Bakanlığından bir kaynak, bir başka binada daha patlamada olduğunu belirtti ancak başka ayrıntı vermedi.

Irak'ta 2003'teki ABD işgalinden sonra ikinci kez yapılan genel seçimlerde sabah oy verme işleminin başlamasından bu yana oy verme merkezleri yakınına isabet eden havan topu mermileri ile yol kenarına yerleştirilen bombaların patlama sesleri duyulduğu haber veriliyor. Irak'ın başkenti Bağdat'ta, genel seçimler yapılırken iki binada meydana gelen patlamalarda, ilk belirlemelere göre 16 kişi öldü.

BİR APARTMANDA DAHA PATLAMA
İçişleri Bakanlığından bir kaynak, bir apartmanda meydana gelen ve en az 4 kişinin öldüğü patlamanın ardından bir başka binada meydana gelen patlamada da ilk belirlemelere göre 12 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Genel seçimler için oy verme işleminin başlamasından bu yana Bağdat'ta havan topu mermileri ve yol kenarına yerleştirilen bombaların yol açtığı patlama sesleri duyulduğu haber veriliyor.
Akşam

İngilize Taliban Tokadı!

08 Mart 2010Anadolu Haber

İngiliz ordusunun en etkili savaş gücü olarak dünyaya tanıttığı SAS komandoları, Afganistan'da Falkland savaşından daha ağır kayba uğradı. Ölenlerin dışında 82 SAS komandosu kayıp durumda.

Special Air Service (SAS), İngiliz ordusunun ünü dünyaca bilinen savaşçı birliği. Her şartta savaşması ve "ölürülemez" olması ile tanıtılan SAS komandoları, Afganistan'da tam bir bataklığa saplanmış durumda.

SAS komandolarının içine düştüğü durumu en iyi şekilde yansıtan ise İngiliz Sunday Times gazetesi oldu. Gazete, SAS komandoları olarak bilinen seçkin özel kuvvetlerin Afganistan savaşının en ağır darbeye maruz kalan birimlerinden olduğunu ortaya koyan bir habere manşetinden yer verdi.

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana verdikleri en ağır kayıplarda Özel Kuvvetler'den 12 kişinin hayatını kaybettiği, 70'ten fazlasının da bir daha görev yapamayacak şekilde yaralandığı bilgisine yer verildi.

Personel sayısındaki en az 82 kişilik kayıp ise, Özel Kuvvetler'in savaşma kapasitesini altıda bir oranında yitirdiği anlamına da geliyor.

SAS komandoları Irak'ta yedi personelini kaybetmiş, 30'dan fazlası da yine çeşitli nedenlerle görev yapamaz hale gelmişti.

Falkland Savaşı sırasında SAS komandolarının kayıpları ise 19 olmuş, bunlardan 18'i bir helikopter kazasında ölmüştü.

Afganistan'ın güneyinde faaliyet gösteren SAS komandolarının şimdi daha çok orta düzeydeki Taliban güçlerini Afgan hükümetiyle işbirliği yapmaya ikna etme çabaları yürüttükleri bildiriliyor.

Bu faaliyetleri içeren operasyonların tutuklamadan Taliban liderlerinin kaçırılmasına ve yine Taliban liderlerinin öldürüldüğü ''saldırı eylemlerini'' içerdikleri de belirtiliyor.
BBC

Kerbela'da iki bombalı araç havaya uçuruldu
29 Mart 2010
Irak'ın Şii kentlerinden Kerbela'da, kent merkezinde resmi binalara 500 metre mesafedeki iki bombalı otomobilin, 15 dakika arayla havaya uçurulmasıyla en az 4 kişi öldü. Yaralı sayısı en az 50 .
Eylemde İmam Hüseyin Türbesine 500 metre mesafede polislerin gittiği lokanta hedef alındı.
haber101

Irak'ta İki Özel Güvenlik Çalışanı Öldürüldü
05 Nisan 2010, 23:21Şakir Bilmez
Bilindiği gibi çeşitli iddialarla Irak'ta faaliyet yürüten özel güvenlik şirketleri yedi yıldan bu yana çok sayıda vahşi cinayetler ve suçlar işlemekle tanınıyor Bunların içinde en meşhur olanı Blackwater adlı şirket.

İsmi geçtiğimiz senelerde değiştirilen bu menfur şirket 2007 yılında batı Bağdat'taki el Nasur meydanında yirmi masum Iraklıyı katletmiş, onlarca sivil aracı da imha etmişti.

Başkent Bağdat'ın batısında gelişmiş patlayıcının hedef aldığı Amerikan işgal güçleriyle operasyon düzenleyen özel güvenlik şirketine mensup iki düşman unsurun imha edildiği bildirildi. Gelişmiş patlayıcının Mansur bölgesindeki toplantı alanı yakınında yerleştirildiği ve olay yerine yakın köprüden geçmekte olan özel güvenlik şirketi konvoyunu hedef aldığı nakledildi. Patlama neticesinde konvoydaki bir araç imha edilirken iki düşman unsur da ortadan kaldırıldı.
anadoluhaber

Yeşil Bölge Havan Toplarıyla Yine Vuruldu
05 Nisan 2010
Bölgenin Irak Direniş güçlerince düzenli olarak hedef alındığı, füzeler ve havan toplarıyla bombalandığı biliniyor

Amerikan ve İngiliz işgal elçilikleriyle kukla hükümete bağlı resmi kurumların yer aldığı sözde Yeşil Bölge'nin havan topu saldırısına maruz kaldığı nakledildi. Muhtelif bölgelerden fırlatılan havan toplarının isabet aldığı bölgede hedeflerin ve zayiatların ne olduğuna dair detaylı bilgi edinilemedi.

Bölgenin Irak Direniş güçlerince düzenli olarak hedef alındığı, füzeler ve havan toplarıyla bombalandığı biliniyor
anadoluhaber

Bağdat'ta kısa aralıklarla meydana gelen 7 şehadet eyleminde en az49 kişi öldü, 160'dan fazla kişi yaralandı.
06.04.2010

Başkent Bağdat’ta ardarda 7 şehadet eylemi düzenlendi
.
5 gün içinde düzenlenen dördüncü büyük şiddet eyleminde 49 kişi öldü, 160’dan fazla kişi yaralandı.

Eylemlerde Şula ve Çakuk bölgelerindeki apartmanlarla Bağdat’ın güneybatısındaki bir pazar yeri hedef alındı.
haber101

Irak'ta 1 ABD Helikopteri Daha Düşürüldü
Irak'ın Tikrit kenti yakınlarında ABD'ye ait bir askeri helikopterin düşürüldüğü bildirildi.
18.04.2010
Amerikalı ve Iraklı yetkililer, helikopterin bugün sabah saatlerinde düştüğünü belirtti, ancak olayda ölen olup olmadığı konusunda henüz bir bilgi verilmedi. haber101

İşgalci Amerika Yine Vuruldu
03 Mayıs 2010
Tamim eyaletine bağlı Hevice bölgesinde devriye gezen işgalci Amerikan konvoyuna Iraklı direnişçiler tarafından el bombalı saldırı gerçekleştirildi.

Bir hükümet kaynağı saldırının Hevice kazasının merkezinde gerçekleştiğini, Amerikan askerielrinin bölgeyi güvenlik kordonuna almaları sebebiyle ölü ve yaralılar hakkında bilgi edinilemediğini bildirdi.

İşgal üssüne havan topu saldırısı

Tamim eyaletine bağlı Kerkükte bulunan bir Amerikan işgal üssü yoğun havan topu saldırısıyla sarsıldı.
görgü tanıklarıisabet alan işgal üssünden duman yükseldiğini ve askeri üste yoğun araç trafiğinin yaşandığını bildirdi.
Yaqen.net

0 Mayıs 2010
Irak'ın değişik şehirlerinde güvenlik güçlerini ve sivilleri hedef alan saldırılarda 80'e yakın kişi öldü, 200'den fazla kişi ağır yaralandı

Irak polisi, Bağdat'ın güneyindeki Hille'de bir tekstil fabrikası önünde mesai çıkışında işçileri hedef alan bomba yüklü iki aracın infilak etmesi sonucu ilk belirlemelere göre 50 kişinin öldüğünü, 140'tan fazla kişinin yaralandığını bildirdi.

Polis kaynakları, saldırıdan sonra ölü ve yaralıların kaldırıldığı sırada bomba yüklü başka bir araçla üçüncü saldırının düzenlendiğini açıkladı.

Babil İl Sağlık Müdürlüğü, bu üçüncü saldırıdan sonra sayıları 170'i bulan yaralıların çoğunun durumunun ağır olduğu, dolayısıyla ölü sayısında artış olabileceğini açıkladı.

Babil iline bağlı Hasva, İskenderiye ve Cbele kasabalarında yola yerleştirilen bombaların patlaması sonucu bir binbaşı ve 13 sivil yaralandı.

Bağdat'ın 50 kilometre güneyindeki Kut iline bağlı El Suveyra kasabasında pazar yerinde düzenlenen iki intihar saldırısında 13 kişi öldü, 40 kişi yaralandı.

Felluce'de polislerin oturduğu 5 eve döşenen bombaların patlatılması sonucu 4 kişi öldü, 11 kişi yaralandı.

Bağdat'ta kontrol noktalarını hedef alan saldırılarda da 9 askerin öldüğü, bu saldırıların çoğunun susturucu takılmış silahlarla düzenlendiği ifade edildi.

Bugün düzenlenen saldırılarda ölü sayısının 80'e yaklaştığı, 250 civarında kişinin yaralandığı Irak'ta, bu yılın en kanlı saldırıları şöyle:

OCAK

14 Ocak: Bağdat'ın güneyindeki kutsal Necef kentinde 3 bombalı saldırıda 15 kişi öldü, 25 kişi yaralandı.

25 Ocak: 3 otele eş zamanlı olarak düzenlenen ve El Kaide'nin Irak kolu tarafından üstlenilen intihar saldırılarında en az 36 kişi öldü.

26 Ocak: Bağdat'taki adli tıp merkezine yönelik intihar saldırısında 18 kişi öldü. Saldırıyı yine El Kaide'nin Irak kolu üstlendi.

ŞUBAT

1 Şubat: Bağdat yakınlarında bir intihar komandosunun saldırısında 41 hacı adayı öldü, 106 kişi yaralandı. Saldırıyı devrik devlet başkanı Saddam Hüseyin yandaşları ile El Kaide'nin düzenlediği düşünüldü.

3 Şubat: Kutsal Kerbela kenti girişinde düzenlenen intihar saldırısında 23 hacı adayı öldü, 147 kişi yaralandı.

5 Şubat: Kerbela'daki saldırıda bu kez 41 kişi öldü.

MART

3 Mart: Bağdat'ın kuzeyinde El Kaide izi taşıyan üçlü intihar saldırısında 33 kişi öldü, 55 kişi yaralandı.

7 Mart: Bağdat ve civarında seçim günü düzenlenen saldırılarda 38 kişi öldü, 110 kişi yaralandı.

26 Mart: Bakuba yakınlarındaki Hales'te bir kafe ve bir lokantaya düzenlenen çifte saldırıda 52 kişi öldü, 73 kişi yaralandı. Saldırılar seçim sonuçlarının açıklanmasına bir saatten az zaman kala düzenlendi.

NİSAN

4 Nisan: Bağdat'ta 3 bomba yüklü araçla İran, Arap ve Avrupalı büyükelçiliklere yönelik olarak düzenlenen saldırılarda en az 30 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı.

6 Nisan: Bağdat'ın çeşitli mahallelerinde düzenlenen 6 saldırıda en az 35 kişi öldü, 140 kişi yaralandı.

23 Nisan: Başkentin çeşitli mahallelerindeki saldırılarda 58 kişi öldü, 200 kadar kişi yaralandı.
aktifhaber

IRAK'TA 1 ABD HELİKOPTERİ DAHA DÜŞÜRÜLDÜ
17 Mayıs 2010
Irak resmi haber ajansı INA'nın bildirdiğine göre, Nasıriye kentinde ABD silahlı kuvvetlerine ait bir helikopterin düştüğü bildirildi.
haber101

21 Mayıs 2010
Bağdat’ta Bombalı Eylem: en az 15 kişi öldü
Irak'ta bomba yüklü araçla düzenlenen eylem sonucu en az 15 kişi öldü.
Eylemin Bağdat'ın 65 km kuzeyindeki Halis pazar yerinde düzenlendiği açıklandı..Ölü sayısının artabileceği kaydedildi. haber1001

Irak'ta 2 ABD askeri daha öldürüldü
22 Mayıs 2010 Amerikan ordusundan bugün yapılan açıklamada, askerlerden birinin dün Musul yakınlarında öldüğü belirtildi.

Öldürülen 2 işgalci Amerikan askeriyle birlikte Irak'ta işgalin başladığı Mart 2003'ten beri öldürülen işgalci Amerikan askerlerinin resmî sayısı 4399 oldu. haber1001

Bağdat'tak şehadet eyleminde ölü sayısı 30'a çıktı

20 Haziran 2010 Irak'ın başkenti Bağdat'ta bomba yüklü iki araçla düzenlenen eylemde ölü sayısının 30'a çıktığı, yaralı sayısının da 60 olduğu bildirildi.
Bağdat Operasyonlar Müdürlüğünden bir kaynak, Dicle Nehri'nin batı yakasında kalan El Mansur semtinin El Memun mahallesindeki Irak Ticaret Bankası şubesine bomba yüklü iki araçla bu sabah düzenlenen eylemdeölenlerin sayısının 30'u bulduğunu ve yaralananların sayısının da 60 olduğunu söyledi. haber1001

HAÇLI İŞGALİ ALTINDAKİ IRAK'TA 6 AYDA 2405 ÖLÜ
1 Temmuz 2010
Irak Anayasal Hak ve Hürriyetleri İzleme Merkezi, 2010'un ilk yarısında meydana gelen olaylar konusunda, güvenlik ve sağlık kaynaklarına dayanarak bir rapor hazırladı.

Irak'ta, bu yılın ilk yarısında meydana gelen olaylarda 2405 kişi öldü, 7163 kişi de yaralandı.

Raporda bu süre zarfında, kitlesel ölümlere neden olan bomba yüklü araçlarla, yol kenarına veya arabaların altına yerleştirilen bombalar ve havan toplarıyla düzenlenen saldırılarda 1131 sivilin öldüğü belirtildi. Bu şiddet olaylarında hayatını kaybeden asker ve polis sayısı da 389 olarak açıklandı.

Suikast sonucu 498 kişinin hayatını kaybettiği kaydedilen raporda, yine yılın ilk yarısında kimliği belirsiz 353 ceset bulunduğu ifade edildi.

Raporda, aynı zaman zarfında Amerikan ve Irak güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu 34 kişinin öldüğü, bu can kayıplarının 19'una Amerikan güçlerinin, 11'ine Irak güçlerinin yol açtığı, 4'ünün de Amerikan ve Irak güçlerinin ortak ateşi sonucu öldürüldüğü belirtildi.

İzleme Merkezinin yayımladığı raporda, Irak genelinde meydana gelen şiddet olaylarında 7163 kişinin de yaralandığı, yaralılardan 6534'ünün bomba yüklü araçlar, yol kenarına yerleştirilen bombalar ya da havan topu saldırılarıyla, 498'inin silahlı saldırıda ve 131'inin de askeri operasyonlarda yaralandığı ifade edildi.

Rapora göre, intikam ya da fidye amaçlı adam kaçırma olaylarının devam ettiği Irak'ta, bu yılın ilk 6 ayında aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu toplam 63 kişi kaçırıldı. Kaçırılanların çoğu öldürülürken, önemli bir kısmından da haber alınamadı. Kaçırma olayları en çok Diyala, Bağdat, Ninova, Kerkük ve El Anbar vilayetlerinde oldu.

Anayasal Hak ve Hürriyetleri İzleme Merkezi'nin raporunda, şiddet olaylarının en çok görüldüğü ve en büyük kayıp veren illerin başında Bağdat geldiği, onu Ninova ve Diyala'nın izlediği belirtildi. Irak'ın güneyindeki El Musenna vilayetiyse, 2010 yılının ilk yarısında şiddet olayı olmadığı ve hiç kayıp verilmediği ifade edildi.

Bu arada, Irak'ta son 6 ayda 6141 kişi tutuklandı. Tutuklamaların daha çok Diyala, Basra, Bağdat, Ninova, Selahaddin, El Anbar ve Kerkük'te yapıldığı belirtildi.

Tutukluların durumuna da yer verilen raporda, Bağdat'ın kuzeyinde yer alan Taci hapishanesinden soruşturulmak üzere Bağdat'taki Rusafe hapishanesine nakledildikleri sırada 7 tutuklunun havasızlıktan öldüğü, 15 tutuklunun da solunum sorunu yaşadığı bildirildi.

El Enbar, Basra ve Diyala vilayetlerinde de 3 tutuklunun öldüğü kaydedilen raporda, bu 3 tutuklunun ölüm sebepleri hakkında herhangi bir açıklama yapılmadığına dikkat çekildi. Hapishanelerde bulunan 74 tutuklu hakkındaysa idam cezası verildiği kaydedildi.

Raporda, ayrıca, 2010 yılının ilk 6 ayında 3023 tutuklunun serbest bırakıldığı, bu tutuklulardan 2943'ünün Irak, 80'inin Amerikan güçlerine bağlı hapishanelerde bulunduğu kaydedildi. haber10

Bağdat'taki şehadet eylemi: En az 43 ölü
18 Temmuz 2010
Haçlı işgali altındaki Irak'ın başkenti Bağdat'ta işbirlikçi hükümetin desteklediği işbirlikçi Sünni milislere karşı düzenlenen şehadet eyleminde ölü sayısının 43'e yükseldiği, yaralı sayısının 40 olduğunu bildirildi. haber1001

İşte Amerika'nın kaçtığı Irak...
06 Ağustos 2010 Anadolu Haber

Bu ay sonundan itibaren Irak'ta muharip Amerikan kuvveti kalmayacak. İşgalden geriye ise parçalanmış ve yoksul bir Irak kalıyor.

ABD başkanı Barack Obama, Irak savaşının, en azından Amerika için, bitiş tarihini açıkladı: 31 Ağustos 2010.

Obama’nın açıklamasına göre, Ağustos sonundan itibaren Irak’ta muharip Amerikan kuvveti kalmayacak, eğitim amaçlı bırakılacak 50 bin kişilik kuvvet de gelecek yıl sonunda çekilecek.

İşgalin faturası ise oldukça ağır... Bush yönetimi 2003 yılında Irak’ı işgal ederken, 11 Eylül saldırılarını bahane olarak kullandı ve Irak’a demokrasi getirme vaadinde bulundu.

İşgal sırasında ne Saddam Hüseyin’in El Kaide ile bir ilişkisi olduğuna dair kanıta, ne de kitle imha silahlarına rastlandı.Emperyalist Güçler Irak'ta kurulu mevcut sistemi alaşağı ederek adına demokrasi dedikleri şartalatan bir sistem inşaa ettiler.

KAN GÖLÜ

Irak savaşı, ülkeye demokrasiden ziyade kan ve etnik bölünme getirdi. Önceleri kurtarıcı olarak karşılanan Amerikan askerlerinin işkence, tecavüz ve katliamları, Iraklının yüzüne tokat gibi indi.

Ebu Gureyb hapishanesindeki katliam ve işkence fotoğrafları, Iraklıların ve dünyanın zihnine kazındı.

İşgalde ülke kan gölüne döndü. Şiddet doruğa çıktı...Bazı kaynaklara göre 700 bin bazı kaynaklara göre de bir buçuk milyon Iraklı hayatını kaybetti.

5 MİLYON YETİM

Araştırmalar Irak’ta 5 milyon çocuğun öksüz veya yetim kaldığını gösteriyor. Şiddet yüzünden 2 milyon kişi ülkesini terketti, 2 buçuk milyon kişi de kendi ülkesinde mülteci konumuna düştü.

Irak’ta her 2 kişiden birinin işsiz olduğu tahmin ediliyor.

Irak’ın pek çok bölgesi, günde en fazla 6 saat elektrik alabiliyor. Su da çoğunlukla kesik oluyor. Savaş, Saddam Hüseyin döneminde ambargolar yüzünden zaten kötü durumda bulunan alt yapıyı büyük ölçüde çökertti.

Irak’ın en büyük gelir kaynağı petrol üretimi de işgal öncesi seviyenin çok altında. Petrol, çoğunlukla Amerikan şirketlerince işletiliyor.

ABD'nin el koyduğu Iraklılar'ın parasının yüzde 96'sının nereye gittiği de bilinmiyor.

KÜLTÜR KATLİAMI

Savaştan arihi ve kültürel değerler de payını aldı. İşgalin ilk günlerinde Irak'ın binlerce yıllık tarihinin sergilendiği müzeler yağmalandı, paha biçilmez eserler yurt dışına kaçırıldı.

Irak’ın 125 milyar dolar dış borcu olduğu tahmin ediliyor.

4 BİN 413 ABD ASKERİ ÖLDÜ

İşgalde Amerikan askeri kayıpları ülkede savaş aleyhtarlığını güçlendirdi. Irak’ta şimdiye kadar 4 bin 413 Amerikan askeri öldü, 32 bini yaralandı.

Irak savaşının Amerikan ekonomisine maliyeti konusunda da çelişkili tahminler yürütülüyor. Bazı kaynaklar 200 milyar dolardan bahsederken, bazı kaynaklar rakamı 2 trilyon dolara kadar çıkarıyor.

Obama’nın açıklamalarına göre gelecek yıl sonunda Amerikan askerlerinin tamamı Irak’tan çekilecek.

Ancak Irak’ta 5 aydır hükümetin kurulamadığına, şiddetin arttığına dikkat çeken uzmanlar, ülkeyi daha karanlık günlerin beklediğinden endişe ediyor. Irak'ta ABD işgalcileri adına demokrasi dedikleri kukla bir sistem inşaa ederek Iraktan çekiliyorlar.Kuzey Irak'ta oluşturulan ve Talabani,Barzani aşiretlerinin yönettiği Kürt bölgesi ve Şii'lere tanınan yüksek makamlarda ki başbakanlık ve benzeri görevlerin tamamen belirsizliğin nedeni olduğu biliniyor.

Bazı uzmanlar Irak'tan işgal güçlerinin çekilmesinin ardından yaşanacakları savaştan daha beter bir durum olarak yorumlarken ,Bazıları da ABD'nin hiç bir şekilde Irak'ta istediği bir planı yürürlüğe koyamadığını dillendiriyorlar.İşgalci güçlerin Irak'tan tamamen çekilmeyeceği ve Askeri Üslerin ABD denetiminde kalacağı ayrıca siyasi otoritenin ABD öncülüğünde gerçekleştirilecek denetimlerle sağlanacağı ve işbirlikçi zümrelerle Irak halkının yönetetileceği ise bilinen bir gerçek olarak önümüze çıkıyor.

Tarık Aziz: "ABD, Irak'ı kurtlara terk etti"

07 Ağustos 2010 Eski Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tarık Aziz, "ABD'nin Irak'ı kurtlara terk ettiğini" ve "ABD Başkanı Barack Obama'nın iki yüzlü" olduğunu belirtti.
Aralık 2006'da idam edilen Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in en etkili devlet adamlarından Aziz, yedi yıl önce tutuklanmasından bu yana ilk mülakatını Bağdat'taki Kazımiye cezaevinde İngiliz Guardian gazetesine verdi.
ABD'yi, askerlerini Irak'tan çekme konusunda uyaran Aziz, Irak'ın şu anda içinde bulunduğu durumun çok kötü olduğunu belirtti.
"Hepimiz ABD ve İngiltere'nin kurbanıyız" ifadesini kullanan Aziz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizi birçok farklı yönden öldürdüler. Hata yaptığınızda o hatayı düzeltmeniz gerekir; Irak'ı öldürerek çekip gitmek değil."
Saddam'ın Irak'ı 30 yılda inşa ettiğini, şimdi ise her şeyin yıkıldığını ifade eden Aziz, "Eskisinden daha çok hasta var, aç var. İnsanlar hizmetten yoksun. Obama seçildiği zaman umutlanmıştım, (eski ABD Başkanı Geroge) Bush'un hatalarını tekrar etmeyeceğini düşünmüştüm. Ama Obama iki yüzlü. Irak'ı kurtlara terk ediyor" ifadesini kullandı. netgazete

İşgalci ABD, Irak’ı Yakıp yıktıktan sonra can derdine düştü: Kaçıyor

Muharip işgalci Amerikan askerlerinin Irak’tan ayrılmasının ardından onlara yardım eden 10 bin asker de ay sonunda ülkeyi terk ediyor. Irak’ta artık yalnızca işbirlikçi yerli asker ve polisleri eğitip yetiştirecek, Irak'taki Amerikalıları koruyacak birlikler kalacak.

Amerikan ordusunun 20 Mart 2003’te 250 bin askerle işgal ettiği Irak’ta dün sembolik bir gün yaşandı. ABD Başkanı Barack Obama’nın kararıyla ay sonuna kadar Irak’tan tamamen çekilecek olan Amerikan ordusunun son muharip askerleri de dün (planlanandan erken) ülkeyi terk etti. Yani Irak’ta muharip işgalci asker kalmadı. Muharipleri destekleyen 10 bin asker ise, ay sonuna kadar ülkeden çıkacak. Eylül 2010 itibariyle Irak’ta yalnızca 50 bin Amerikan askeri kalacak. Bunların görevi 16 ay boyunca işbirlikçi Irak askerlerini eğitmek ve ülkedeki diplomatik temsilciliklerini korumak olacak. Irak’taki son işgalci Amerikan askeri 2011 sonunda ülkeden ayrılacak. Amerikan ordusunun ülkeden kaçışı işbirlikçi Iraklılar tarafından eleştiriliyor.

‘Bizi bırakmayın’

Irak'ın işbirlikçi Genelkurmay Başkanı Babekir Zebari ise, 12 Ağustos’ta yaptığı bir konuşmada, “ABD ordusu, Irak güvenilk güçleri hazır olana kadar, yani 2020 yılına kadar kalmalı” diyerek işgalci Amerikan yönetimine, “gitmeyin” dedi. Ancak Amerikalılar ülkede bundan böyle varlıklarını yalnızca diplomatik ofisleri aracılığıyla devam ettireceklerini söylüyor.
haber1001

Irak'ta 7 kentte Senkronize Eylemler: En az 79 ölü, 286'den fazla yaralı
25 Ağustos 2010
Irakta 7 kentte polise yönelik olarak düzenlenen koordineli saldırılarda en az 41 kişi öldü, en az 200 kişi yaralandı.

Ülkenin değişik noktalarında birkaç saat farkla 8 bombalı araç patladı. Enşiddetli eylemlerin düzenlendiği 2006-2007 dönemini hatırlatan bu eylemler direnişçi grupların halen büyük çapta eylem organize edebileceklerini de gösterdi.

Eylemlerdeen kanlı olan ikisi Bağdat ve 160 km güney doğusundaki Kut kentinde gerçekleşti. Bağdat’ta yerel saatle 08.00’de kuzeydeki El Kahire mahallesinde bir polis noktasına bomba yüklü araçla düzenlenen eylemde 8’i polis en az 15 kişi öldü, 58 kişi yaralandı. Şiddetli patlama sonucu çevredeki evler de ağır hasar gördü.

Diğer bir eylem merkezdeki Muthanna mahallesinde, yine bomba yüklü araçla düzenlendi. Bu eylemde 2 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. Güneydeki El Amel semtinde de silahlı kişilerin 2 polisi öldürdüğü bildirildi.

Karrada mahallesindeki bombalı eylemde 5 kişi yaralandı. Haifa sokağında bir başka patlamada 2 kişi yaralandı.

Kut kentinde bomba yüklü araçla pasaport ve kimlik bürosuna yönelik olarak eylem gerçekleştirildi. Bu eylemde 10’u polis 15 kişi öldü, 35’i polis 45 kişi yaralandı.

Bağdat’ın 90 km kuzey doğusundaki Mukdadiye’de polis aracının geçişi sırasında bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 3 kişi öldü, 5’i polis 18 kişi yaralandı. Askerler olay yerine geldiğinde başka bir bombalı araç infilak etti, 6 asker yaralandı.

Diğer bir saldırının hedefi Bağdat’ın 100 km batısındaki Ramadi kentindeki bir polis kontrol noktası oldu. Bomba yüklü araçla gerçekleşen saldırıda 2’si polis 3 kişi öldü, 4’ü polis 16 kişi yaralandı.

Kerkük merkezinde ise bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda bir kişi öldü, 12 kişi yaralandı.

Basra’da polis noktası yakınında bir parkta bomba yüklü aracın patlaması sonucu 4’ü polis 12 kişi yaralandı.

Başkentin 110 km güneyindeki Kerbela’da polis noktası yakınında bomba yüklü aracın yol açtığı patlamada 16 kişi yaralandı.

2003’ten bu yana Irak’taki direniş eylemlerinde 10 bine yakın polis ve asker öldü. haber1001

IRAK'TA BEBEKLERİ KAÇIRIYORLAR
31 Aralık 2009
Irak'ta kadın doğum hastanelerinde bebek kaçırma eylemleri yaşanıyor. Irak İçişleri Bakanlığının üst düzeydeki bir yetkilisi, son iki-üç ayda 72 bebeğin kaçırıldığını söyledi.
El Cezire televizyonunun internet sitesinde yer alan habere göre, Irak İçişleri Bakanlığının üst düzeydeki bir yetkilisi, son iki-üç ayda 72 bebeğin kaçırıldığını söyledi.

Çocukları kaçırılan ailelerin şikayeti üzerine yapılan soruşturmada bu işi yapan çetelerle karşılaştıklarını belirten yetkili, çetelerin bazı kadın doğum hastanelerinin personeliyle bağlantılı olduklarını için amaçlarına kolayca ulaşabildiklerini ifade etti.

Iraklı yetkili, çetelerin genellikle kız çocukları kaçırarak para karşılığında başkalarına verdiklerini, bazı bebeklerin ise fidye karşılığında ailelerine iade edildiğini kaydetti.
haber10

16.01.2008
Irak'ta DirenişHız Kesmiyor: Irak genelindeki şehadet eylemleri ve çatışmalarda 3'ü Amerikan askeri 15 kişi öldürüldü, onlarca kişi de yaralandı.

Bağdat'ta 6 cesed bulundu.

Bakuba yakınlarındaki bir kasabanın pazar yerinde düzenlenen şehadet eyleminde 8 kişi öldü.

Salman Pak kasabası ile Tikrit kenti yakınlarında yapılan şehadet eylemlerinde iki kişinin yaralandığı bildirildi.

Bağdat'ta meydana gelen bombalı eylemde 4 kişi öldü. Bağdat'ta daha önce öldürülmüş 6 kişinin de cesedi bulundu.

İşgalci Amerikan Ordusu, Salahaddin bölgesindeki çatışmalarda 3 askerin öldüğünü, 2'sinin de yaralandığını açılakdı.

Ülke genelindeki çatışma ve eylemlerde en az 40 kişinin de yaralandığı haber veriliyor.

10.08.2007
Direnişçiler Bir ABD helikopterini daha vurdu

Irak'ta bir Amerikan askeri helikopterinin Bağdat'ın güneyinde zorunlu iniş yaptığı, olayda iki askerin yaralandığı bildirildi.
Amerikan ordusundan yapılan açıklamada, olayın Bağdat'ın 20 kilometre güneyinde, çoğunlukla Sünnilerin yaşadığı Yusufiye kasabasında meydana geldiği belirtildi.

Amerikan ordusu, daha önce de direnişçiler tarafından düşürülenen bazı helikopterler için "zorunlu iniş yaptığı" açıklamasında bulunmuştu.

Irak'ta, 7 işgaşci ABD askeri daha öldürüldü! 4 yıldır süren savaşta Amerika'nın resmî kaybı 3 bin 641'e yükseldi

26 Temmuz 2007
Irak'ta 5'i denizci olmak üzere 7 ABD askerinin daha öldürüldüğü bildirildi.
ABD Ordusu'ndan yapılan açıklamada, 4'ü başkent Bağdat'ın kuzeyindeki Diyala eyaletinde çıkan çatışmada, toplam 7 ABD askerinin hayatını kaybettiği ifade edildi. Başkent Bağdat'tan sonra Irak'ın en tehlikeli bölgesi olarak bilinen Diyala'da 10 bin ABD ve Irak askeri görev yapmakta. Öte yandan dün Bağdat'ın güneyinde 1 ABD askerinin vurularak öldürüldüğü, hafta başında da iki ayrı saldırıda 1'i denizci 2 ABD askerinin öldürüldüğü belirtildi.
Irak'ın işgal edildiği Mart 2003 tarihinden bu yana resn', olarak öldürüldüğü açıklanan ABD askeri sayısı 3 bin 641'e yükseldi.

IRAK'TA BEBEKLERİ KAÇIRIYORLAR

31 Aralık 2009 20:15
Irak'ta kadın doğum hastanelerinde bebek kaçırma eylemleri yaşanıyor. Irak İçişleri Bakanlığının üst düzeydeki bir yetkilisi, son iki-üç ayda 72 bebeğin kaçırıldığını söyledi.
El Cezire televizyonunun internet sitesinde yer alan habere göre, Irak İçişleri Bakanlığının üst düzeydeki bir yetkilisi, son iki-üç ayda 72 bebeğin kaçırıldığını söyledi.

Çocukları kaçırılan ailelerin şikayeti üzerine yapılan soruşturmada bu işi yapan çetelerle karşılaştıklarını belirten yetkili, çetelerin bazı kadın doğum hastanelerinin personeliyle bağlantılı olduklarını için amaçlarına kolayca ulaşabildiklerini ifade etti.

Iraklı yetkili, çetelerin genellikle kız çocukları kaçırarak para karşılığında başkalarına verdiklerini, bazı bebeklerin ise fidye karşılığında ailelerine iade edildiğini kaydetti.
haber10

16.01.2008
Irak'ta DirenişHız Kesmiyor: Irak genelindeki şehadet eylemleri ve çatışmalarda 3'ü Amerikan askeri 15 kişi öldürüldü, onlarca kişi de yaralandı.

Bağdat'ta 6 cesed bulundu.

Bakuba yakınlarındaki bir kasabanın pazar yerinde düzenlenen şehadet eyleminde 8 kişi öldü.

Salman Pak kasabası ile Tikrit kenti yakınlarında yapılan şehadet eylemlerinde iki kişinin yaralandığı bildirildi.

Bağdat'ta meydana gelen bombalı eylemde 4 kişi öldü. Bağdat'ta daha önce öldürülmüş 6 kişinin de cesedi bulundu.

İşgalci Amerikan Ordusu, Salahaddin bölgesindeki çatışmalarda 3 askerin öldüğünü, 2'sinin de yaralandığını açılakdı.

Ülke genelindeki çatışma ve eylemlerde en az 40 kişinin de yaralandığı haber veriliyor.

10.08.2007
Direnişçiler Bir ABD helikopterini daha vurdu

Irak'ta bir Amerikan askeri helikopterinin Bağdat'ın güneyinde zorunlu iniş yaptığı, olayda iki askerin yaralandığı bildirildi.
Amerikan ordusundan yapılan açıklamada, olayın Bağdat'ın 20 kilometre güneyinde, çoğunlukla Sünnilerin yaşadığı Yusufiye kasabasında meydana geldiği belirtildi.

Amerikan ordusu, daha önce de direnişçiler tarafından düşürülenen bazı helikopterler için "zorunlu iniş yaptığı" açıklamasında bulunmuştu.

Irak'ta, 7 işgalci ABD askeri daha öldürüldü! 4 yıldır süren savaşta Amerika'nın resmî kaybı 3 bin 641'e yükseldi

26 Temmuz 2007
Irak'ta 5'i denizci olmak üzere 7 ABD askerinin daha öldürüldüğü bildirildi.
ABD Ordusu'ndan yapılan açıklamada, 4'ü başkent Bağdat'ın kuzeyindeki Diyala eyaletinde çıkan çatışmada, toplam 7 ABD askerinin hayatını kaybettiği ifade edildi. Başkent Bağdat'tan sonra Irak'ın en tehlikeli bölgesi olarak bilinen Diyala'da 10 bin ABD ve Irak askeri görev yapmakta. Öte yandan dün Bağdat'ın güneyinde 1 ABD askerinin vurularak öldürüldüğü, hafta başında da iki ayrı saldırıda 1'i denizci 2 ABD askerinin öldürüldüğü belirtildi.
Irak'ın işgal edildiği Mart 2003 tarihinden bu yana resn', olarak öldürüldüğü açıklanan ABD askeri sayısı 3 bin 641'e yükseldi. haber1001

Irak'ta Bombalı eylemler: En az 17 ölü
12 Aralık 2010 Pazar 21:58
Irak'ın Ramadi kentinde düzenlenen bombalı eylemlerde ilk belirlemelere göre en az 17 kişi öldü, 23 kişi yaralandı. haber1001

Irak'lı Hristiyanlar ülkenin merkezini terk ediyor
17 ARALIK 2010

Bağdat'taki kilise saldırısında 68 kişi hayatını kaybetmişti
Birleşmiş Milletler, yaptığı açıklamada Iraklı Hristiyanların ülkenin merkezindeki şehirlerini terk ettiğini açıkladı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Konseyi - BMMYK tarafından yapılan açıklamaya göre, 68 kişinin öldüğü kilise saldırısından beri Bağdat ve Musul şehirlerinde yaşayan yaklaşık 1000 aile evlerini terk etti.
İlgili Haberler

Birleşmiş Milletler, Hristiyanların ülkenin diğer bölgelerine olan hareketini, "yavaş ancak sürekli bir toplu göç" olarak tanımladı.
Örgüt adına açıklama yapan Melissa Fleming, "Tehdit edildikleri için evlerini terk eden bir sürü insan var. Bazıları yanlarına yalnızca bir kaç eşya alarak gidiyor" dedi.
Avrupa ülkelerine eleştiri
BMMYK, Avrupalı hükümetlerin mültecilik başvurusu red edilen Iraklı Hristiyanları ülkenin güvensiz bölgelerine göndermesini de eleştirdi.
Fleming açıklamasında, "Birleşmiş Milletler, ülkenin en güvensiz yerlerinden gelen Iraklıların geri gönderilmemesi çağrısını yinelemektedir" dedi.
31 Ekim'de Bağdat'taki bir Katolik kilisesine düzenlenen saldırıda yaklaşık 70 kişi ölmüştü.
Irak'taki Birleşmiş Milletler yetkilileri, Hristiyanların Bağdat ve Musul kentlerinden özerk Kürt bölgesi ve Ninova bölgesine göç ettiğini belirtiyor.
Ülkedeki kiliseler ve sivil toplum örgütleri, önümüzdeki haftalarda bu tür göçlerin artabileceği uyarısında bulunuyor. BBC

Irak'ta Hıristiyanlara saldırı
31 ARALIK 2010

Bağdat'taki katedrale yapılan baskında 50'den fazla kişi ölmüştü
Irak'ta polis, Bağdat'taki bir bombalı saldırıda ölen iki kişinin Hıristiyan azınlığa mensup olduklarını açıkladı.
Kentin altı ayrı bölgesinde Hıristiyanların oturdukları evleri hedefleyen saldırılarda 14 kişi de yaralanmıştı.
İlgili Konular
Irak
Ev yapımı bombalarla düzenlendiği anlaşılan saldırıları henüz üstlenen olmadı.
Bağdat'taki BBC muhabiri Jim Muir, bombalamaların Irak ölçülerine göre çok büyük çaplı olmadıklarını ancak verilen mesajın açık olduğunu söylüyor.
El Kaide geçen Ekim ayında, bu tür saldırılar yapacağını açıklamıştı. Militan gruplar saldırıların devam edeceğini de söylüyor.
Hıristiyanlara yönelik saldırıların ardından pek çok ailenin, ya kuzeydeki Kürt bölgesine ya da ülke dışına kaçmakta oldukları bildiriliyor.
Bağdat'ta geçtiğimiz haftalarda bir katedrale düzenlenen saldırıda 50'den fazla kişi ölmüştü.
Pazar ayini sırasında kiliseyi basan silahlı militanlar, hapisteki bazı el Kaide militanlarının serbest bırakılmasını istemişti.
Ülkede geçen aylarda da Hıristiyanların evlerini hedefleyen saldırılar düzenlenmiş en az 6 kişi öldürülmüştü.
Irak polisi, tehdit altındaki Hıristiyan ailelerin evlerini özel korumaya alıyor. BBC

Irak'da, polisliğe müracaat edenlere bomba: En az 50 ölü, 100 yaralı
Irak'ın Tikrit kentinde düzenlenen şehadet eyleminde ölenlerin sayısı 50'ye çıktı. İşbirlikçi bir yetkili, başkent Bağdat'ın kuzeyindeki Tikrit kentinde, polislik başvurusu için sıra bekleyenlerin arasına giren bir şehadet eylemcisinin üzerindeki patlayıcıları infilak ettirmesi sonucu can kaybı sayısının 50'ye yükseldiğini ve 100!den fazla yaralı olduğunu belirtti. 18.01.2011 haber1001

Irak'ta ambulansla şehadet eylemi: En az 12 ölü, 60 yaralı
19 OCAK 2011

Bakuba kentinde polis merkezine ambulansla düzenlenen şehadet eyleminde en az 12 kişinin öldüğü, 60 kişinin de yaralandığı haber veriliyor.

'Enkazın altında birçok kişi var'
Görgü tanıkları saldırıda ölenlerin çoğunun polis olduğunu söylediler. Saldırının iki kişi tarafından düzenlendiği düşünülüyor.
Eylemcilerden birinin ambulansın arka kapısından polis merkezinin kapısındaki nöbetçilere ateş açtığı, ardından da aracın, tesis içinde havaya uçurulduğu belirtiliyor.
Şiddetli patlamada bir bina yıkılırken enkaz altında kalanlar olduğu haber veriliyor. Bu nedenle ölü sayısının artabileceği kaydediliyor.
Bu arada, Bağdat'tan Kerbela'ya yürüyen Şii hacıları hedef alan bir intihar saldırısında da iki kişi öldü, 15 kişi de yaralandı.

Bu, Irak'ta son 48 saat içinde işbirlikçi polisin hedef alındığı ikinci eylem.

Dün de şehid lider Saddam Hüseyin'in memleketi Tikrit'te polis kayıt merkezine düzenlenen şehadet eyleminde yaklaşık 65 kişi ölmüştü. Sıradışı

Irak'ta petrol boru hattına bombaı
9 Mart 2011
Irak'ın en büyük petrol boru hattına bugün düzenlenen bombalı saldırı nedeniyle Türkiye'ye petrol sevkiyatının durdurulduğu bildirildi.

Petrol Bakanlığı Sözcüsü Asım Cihad, silahlı kişilerin bu akşam başkent Bağdat'ın 250 kilometre kuzeybatısındaki Şurkat kasabası yakınlarında Beyci petrol boru hattına yerleştirdikleri bombanın patlaması sonucu sevkiyatının durdurulduğunu söyledi.

Cihad, patlama nedeniyle petrol pompalamanın durdurulduğunu, boru hattının tamir için en az üç gün kapatılacağını ifade etti. haber10

Irak'ta Kanlı Rehine Krizi...

Tikrit kentinde silahlı bir grup hükümet binasını basarak içerideki kişileri rehin aldı. Çatışmada 21 kişi öldü.

29.03.2011

Askeri üniformalar giyen, bellerine bomba bağlayan silahlı kişiler, il meclis binasına girerek, kendilerini Irak askeri olarak tanıttı, ardından, arama isteyen güvenlikçilere ateş açtı.

Eylemciler binanın ikinci katında kontrolü tamamen ele geçirdi.

İşbirlikçi Irak polisi ve istihbarat kaynakları, binada kaç kişinin rehin tutulduğunun henüz bilinmediğini açıkladı. En az 3 yerel meclis üyesinden haber alınamıyor.

Çatışmada en az 60 kişi de yaralandı.

Bu gelişmeler üzerine Tikrit’te sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Öte yandan Bağdat’ta resmi binaların ve elçiliklerin bulunduğu Yeşil Bölge’ye 2 katyuşa roketi fırlatıldı, 1 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. haber1001

Irak'ta Patlamalar: 9 Ölü

Irak'ın başkenti Bağdat, güne patlamalarla uyandı. Güvenlik güçlerinin hedef alındığı bombalı saldırılarda en az kişi 9 öldü, 23 kişi yaralandı.Saldırı sabah saatlerinde, sıkı güvenlik çemberiyle kuşatılan Yeşil Bölge’nin girişindeki güvenlik noktasında meydana geldi.
Bomba yüklü 2 aracın infilak ettirilmesi ağır hasara yol açtı.

Yeşil Bölge, bakanlıklar ve Amerikan karargahına ev sahipliği yapıyor. TRT

Irak'ın Diyala eyaletinde şehadet eylemi: 6 ölü
28 Nisan 2011
Irak'ın Diyala eyaletinde düzenlenen bir şehadet eyleminde 6 kişi öldü, 15 kişi yaralandı. Eylem başkent Bağdat'ın 90 kilometre kuzeydoğusundaki Beled Ruz'da düzenlendi.

Ülkenin kuzeyindeki Havice'de bomba yüklü araçla düzenlenen eykemde ise üsr düzey bir polis ile üç koruması hayatını kaybetti.

Ülkenin güneyinde ise bir Amerikan askerinin öldüğü açıklandı. Böylece Irak'ta bu ay öldürülen Amerikan askerlerinin sayısı 10'a yükseldi.
Haber1001

Irak'ta bir bugünün bilançosu: 14 ölü, 23 yaralı
30 Nisan 2011
Irak'ta bugün düzenlenen eylemlerde toplam 14 kişinin öldüğü ve 23 kişinin yaralandı.

Bağdat'taki El Karh mahkemesinin hakimi Tuma El Timimi'nin evine bu sabah bombalı eylem düzenlendi. Saldırıda, Timimi ile birlikte eşi ve iki çocuğunun öldü. Timimi'nin ailesinden iki kişi de yaralandı.

Bağdat'ın Taci ilçesine bağlı Kadiriye köyünde de bu sabah erken saatlerde işbirlikçi sahva (uyanış) kuvvetleri mensuplarının evleri askeri kıyafet giymiş silahlı bir grup tarafından basıldı; işbirlikçi sahva mensubu iki kişi yaralandı.

İşgalci ABD ordusundan bugün yapılan açıklamada, bir Amerikan askerinin ülkenin güneyinde öldürüldüğü belirtildi.

Musul'da bir pazar yerinin bitişiğindeki askeri kontrol noktasına düzenlenen şehadet eyleminde en az 8 kişi öldü, 19 kişinin de yaralandı.
haber1001

El Kaide Irak'ta 24 polisin öldürüldüğü eylemi üstlendi
9 Mayıs 2011

El Kaide'nin Irak kolu, Bağdat'ın güneyindeki Hille'de perşembe günü bir polis karakoluna düzenlenen ve 24 polis memurunun öldüğü şehadet eylemini üstlendi.

ABD'nin islâmcı internet sitelerini izleyen merkezi SITE'ın bildirdiğine göre, cihatçı forumlardan birinde yayınlanan açıklamada, El Kaide'ye bağlı Irak İslam Devleti'nin Hille kentinde 5 mayısta düzenlenen bombalı şehadet eylemini sorumluluğunu üstlendiği belirtildi.

Bağdat'ın 95 km güneyindeki Hille'de bomba yüklü araçla düzenlenen şehadet eylemininde , 7'si komutan 24 polisin öldüğü, 72'sinin de yaralandığınaçıklanıştı.

Irak'ta mart sonundan beri girişilen bu en kanlı operasyon, El Kaide'nin kurucusu Usame bin Ladin'in Amerikan komandoları tarafından Pakistan'da öldürülüşünden 4 gün sonra meydana geldi.
haber1001

Irak'ta bombalı eylem: en az 16 ölü, 54 yaralı
3 HAZİRAN 2011

Irak'ın kuzeyindeki Tikrit kentinde, namaz çıkışı gerçekleşen bombalı eylemde en az 16 kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı.

Gelen haberlere göre, ölenler arasında yerel hükümet yetkilileri ve polisler de var.

AP haber ajansına açıklama yapan Doktor Raid İbrahim, eylemde 54 kişinin de yaralandığını söyledi.
haber1001

Irak'taki eylemleriel Kaide üstlendi
19 Temmuz 2011

El Kaide'nin Irak kolu, son haftalarda düzenlenen ve en az 37 kişinin ölümüne yol açan eylemleri üstlendi.

El Kaide'nin Irak kolundan yapılan yazılı açıklamada, ''İlk kahraman şehit, üzerine patlayıcı bağlayıp tekerlekli sandalyeyle Tarmiye'de bir toplantı sırasında emniyet binasını hedef aldı. Taci'de ikinci saldırıda da Belediye Meclisi üyeleri ile güvenlik yetkililerinin katıldığı bir toplantı hedef alındı'' denildi. haber1001

Irak'ta Bombalı Araçla Eylem: 20 Ölü, 32 Yaralı
30 Eylül 201
Irak'ta bir taziye evine, bomba yüklü bir araçla düzenlenen eylemde 20 kişinin öldüğü, 32 kişinin yaralandığı bildirildi.

Babil ili El Kifl ilçesinin Nebi Eyyub bölgesinde kurulan taziye meclisi yakınında park halindeki bomba yüklü aracın akşama doğru patladığını ve ilk belirlemelere göre 20 kişinin öldüğünü, 32 kişinin de yaralandığını bildirildi.
yhaber1001

Irak'ın batısında karakola baskın
03 Ekim 2011
Irak'ın batısındaki El Anbar vilayetinin Bağdadi şehrinde, üst katında yerel yönetim bürolarının bulunduğu karakola basarak bazı kişileri rehin alan eylemcilerle polis arasındaki çatışma sona erdi. Çatışmada en az 13 kişinin öldüğünü duyurdu.

Yetkililer daha önce yaptıkları açıklamada silahlı kişiler ve şehadet eylemcilerinin düzenlediği saldırı sırasında 2 polisin öldüğünü 3 polisin yaralandığını belirtmişlerdi.

Açıklamada eylemcilerin, aralarında emniyet müdürüyle kentin belediye başkanının da bulunduğu 15 kişiyi rehin aldıkları kaydedilmişti.
haber1001

Irak'ta Patlamalar
24 Kasım 2011
Irak'ın Basra kentinde meydana gelen patlamalar sonucu en az 11 kişi öldü, 72 kişi yaralandı.

Irak'ın güneyindeki Basra kentinde pazar yerinde 3 patlama oldu. İlk belirlemelere göre en az11 kişi öldü, 72 kişi yaralandı.

Ülkede geçen hafta düzenlenen eylemlerde 33 kişi öldü, 99 kişi yaralandı.

Resmi rakamlara göre, geçen ay ülke genelinde meydana gelen eylemlerde ise en az 258 kişi öldü.
haber1001
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pts Ksm 01, 2010 12:01 am    Mesaj konusu: IRAKLI DİRENİŞÇİLER SAVAŞ UÇAĞI DÜŞÜRDÜ Alıntıyla Cevap Gönder



Irak: Anbar'daki Sünni aileleler Bağdat'ta Şii ailelere sığınıyor
5 ŞUBAT 2014



Irak’ın Anbar bölgesinde militan gruplar ve Iraklı güvenlik güçleri arasındaki çatışmalarda kalan siviller güvenlikleri için bölgeyi terk etmeye başladı.
Çoğu Sünni aile çaresiz, aralarında Iraklı Şii ailelerin de bulunduğu hanelere sığınıp başlarını sokacakları güvenli bir yer arayışındalar.

BBC Arapça Servisi’nden Nahed Abouzeid, Anbar'dan Bağdat'a kaçışı anlatıyor:
Irak’ın en büyük Sünni nüfusuna sahip Anbar hakkında bugünlerde kesin ifadelerle konuşmak oldukça güç. Anbar’dan gelen her türlü bilgi, her iki tarafın da savaş propagandası yaptığı bir dönemde dikkatle ele alınıyor.
Ama kesin olan bir şey var ki, o da Anbar’da yaşanan şiddet olaylarının 2006-2008 yılları arasında Irak’ta yaşanan mezhepsel mücadelenin ardından oluşan en büyük iç göç dalgası.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) raporuna göre ülkesinde yerinden edilmiş kişilerin sayısı 140 bini buldu.
Yaklaşık 65 bin kişi Ocak ayının üçüncü haftasında Irak ordusunun açtığı yaylım ateşinden ve El Kaide bağlantılı militan gruplardan kaçıp evlerini terk etti.
Anbar bölgesinin başkenti Ramadi ve şiddetli çatışmaların yaşandığı Felluce’deki kaynakların aktardığına göre, camilerden kan bağışı çağrısı veya tıp eğitimi alanlarla, kaçan sivillere yardım etmeleri için gönüllülere çağrı yapılmadığı gün yok.
Uluslararası yardım çağrısı
Anbar bölgesel yönetimi lideri Sabah Karhoot’un sığınacak yerleri olmayan ve gıda ihtiyacı olanlar için uluslararası yardım çağrısı yaptığı söyleniyor.
Ordunun haftalarca Anbar’ı kuşatması sonucu ana ikmal yolları da savaş alanlarına dönüşmüş ve gıda, yakıt ve tıbbi malzeme kıtlığı ciddi boyutlara ulaşmış.

UNHCR sözcüsü Peter Kessler, “Çok sayıda sivil, gıda ve yakıt kıtlığı yaşanan çatışma bölgelerinden ayrılamıyor” diyor.
“İnsanların gıda alacak paraları ve yağmurlu hava şartlarına uygun kıyafetleri olmadığı haberleri geliyor. Çocuklar okula gitmiyor ve özellikle kadınlar arasında hijyen koşulları elverişsiz.”
Evlerini terk etmek zorunda kalan binlerce kişi Bağdat’a ve çevre bölgelere kaçtı. Bazıları kuzeyde Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgeye kadar gitti.
Hızla yaklaşan insani krize karşı hükümetin belirgin bir planı yok. Geniş çaplı tek uluslararası yanıt, Irak Kürdistanı’na yakın bir zamanda kurulan kamp.
İdare, yerel veya bölgesel yetkililerin elinde, daha kırsal kesimlerde ise yerinden edilenler diğerleriyle aynı evleri paylaşıyor.
Irak’ın merkezinde Şii nüfusun yoğun yaşadığı Kerbela’yı ziyaret ettiğimde trajedinin etkilerini kendi gözlerimle gördüm.
Anbar ve Kerbela arasındaki geçiş noktasından geçen Sünni aileler ürkmüş, umutsuz haldeydi.
Kentlerinin, köylerinin büyük bir bölümünün ıssızlaştığını yalnızca silahlı grupların kol gezdiğini söylediler.
Sınırdan geçiş
Ne gariptir ki, yerinden edilen kişilerin buluştuğu kontrol noktaları, geçmişteki mezhepler çatışmalarda ülkenin en tehlikeli yerleriydi.
O kontrol noktaları bugün ise, Anbar’dan kaçıp Kerbela’daki Şiiler arasında kendilerine sığınacak bir yer arayan Sünniler için adeta yaşama tutunma yerleri.
Kontrol noktasında karnı burnunda Ümmü Ahmed’e ve ona eşlik eden üç kadın akrabası ve arkadaşıyla karşılaştım.
Şoförleri, askerlerin mesken tuttuğu kontrol noktalarını açmaya çalışırken konuştuğum Ümmü Ahmed, Felluce’den geldiğini söyledi ama sesini duyurmakta güçlük çekiyordu.

Sözü Ümmü’nün yanındaki kadın aldı, “Doğurmak üzere ama onu güvenli bir yere götüremedik. Ümmü’yü ve bebeğini kurtarmak için zamanında Kerbela’da bir hastaneye yetiştirmeyi umuyoruz.”
Normal şartlarda kontrol noktasını yürüyerek geçmeleri, diğer tarafta da taksiye binmelerini söylenirdi ama o gün askerler bir ayrıcalık tanıyıp araçlarıyla geçmelerine izin verdi.
Kerbela’da üst düzey bir Şii din adamı, bölge halkından genellikle kenti ziyaret eden hacılara kapılarını açmalarını istermiş.
Şii bir yetkili, “Iraklı kardeşlerimiz ve Anbarlı bacılarımız ile aileleri ne kadar süre gerekli görürlerse o kadar kalabilirler” dedi.
Kütüphane yardım merkezi oldu
İdari sınırdan arabayla yaklaşık yarım saatlik bir mesafede tarım kenti Eyn el Tamr var. Kısıtlı imkânlara sahip kentteki yerel kütüphane yardım merkezine dönüştürülmüş.
Kütüphanedeki okuma odası, yerlerinden edilen aileler için tahsis edilmiş ve insani yardım dağıtımı için kullanılıyor.

Eyn el Tamr’daki bir aşiret lideri olan Ebu Ali, Felluce’den gelen birkaç aileye kapılarını açmış. Ebu Ali, Anbarlı aileleri kaldıkları evde sık sık ziyaret edip ihtiyaçlarını karşılıyormuş.
Evdeki geniş İran kiliminin üzerine oturan aile, ‘daha iyi günler’ gördüklerini, ‘Sünni-Şii ayrımı bahsinin yalnızca Iraklı siyasetçilerin zihninde olduğunu’ söylüyor.
Mustafa 11 yaşında. Büyüdüğünde doktor veya öğretmek olma hevesi var. ‘Neden okula gitmediğini’ sorduğumuzda hüzünlü, sıkıntılı görünüyordu.
Hiç haber alamadığı okul arkadaşlarını özlüyor.
Eğer yakında evlerine dönemezlerse, Mustafa ve yeni ‘mülteci arkadaşları’ göç ettikleri kentlerdeki okullara kayıt yaptırmalarına ve daha iyi bir gelecek hayali kurmalarına izin verilmesini istiyor.
BBCT

İşbirlikçi Ayetullah Sistani’nin temsilcisi öldürüldü
13.10.2011
İşbirlikçi Ayetullah Sistani’nin temsilcisi öldürüldü Irak’lı Şiilerin en büyük dini otoritesi olarak kabul edilen haçlı işbirlikçisi Ayetullah Sistani’nin bir temsilcisinin Kerbela’da uğradığı suikast sonucu öldüğü bildirildi.
Mehr haber ajansının bildirdiğine göre işbirlikçi Ayetullah Sistani’nin merceiyet bürosu yetkililerinden Şeyh Muhanned el-Mimar, Kerbela kentinde uğradığı kimliği belirsiz kişilerin susturuculu silahlarla düzenlediği suikast sonucu öldürüldü. haber1001

Bağdat'ın kuzeyinde düzenlenen şehadet eyleminde biri Amerikan askeri ve 4 kişi öldü
10 Ağustos 2008
Irak'ın başkenti Bağdat'ın kuzeyinde düzenlenen şehadet eyleminde biri Amerikan askeri ve 4 kişi öldü. Amerikan askeri ve bir tercüman dahil olmak üzere 24 kişinin yaralandığı belirtildi.

ABD ordusunun sözcüsü Yarbay Steve Stover, Termiye'deki intihar saldırısının, Amerikan ve Irak askerlerinin, yol kenarına yerleştirilen bombayla yapılan saldırıya karşılık verdikleri sırada düzenlendiğini söyledi.

Saldırıdan, Irak'taki El Kaide örgütü sorumlu tutuluyor.

Irak'ta 1 işgalci ABD askeri daha öldürüldü
29 09 2008
Irak'ın başkenti Bağdat'ta, bir işgalci Amerikan askerinin daha uğradığı silahlı saldırıda öldüğü bildirildi.

IRAKLI DİRENİŞÇİLER SAVAŞ UÇAĞI DÜŞÜRDÜ
14 Temmuz 2008



Irak Kurtuluş Savaşı Son Hızla devam ederken direnişçilerin internetten dünyaya ulaştırdıkları haber Amerika için tam bir darbe niteliğinde oldu....

Amerikaya Ait bir savaş uçağı düşürüldü!

Irak'ta Amerikan askerlerini taşıyan bir savaş uçağı ıraklı direnişçiler tarafından düşürüldü. Irak'ta Tikrit yakınlarında Saddam caddesi yakınlarında C-130 tipi bir Amerikan uçağı direnişçiler tarafından düşürüldü.

Uçak'ta 38 Amerikan askerinin bulunduğu bildirilirken Amerikan ordusu kayıpları hakkında bilgi verilmedi. Uçağın resimlerini yayınlayan Iraklı direnişçilerin internet sitesi, hanein.info uçak içindeki askerlerin büyük bir kısmının öldüğünü iddia etti.

Bilindiği kadarıyla c -130 tipi uçaklar Irakta taşımacılıkta kullanılmakta ve Amerikan Askerlerinin sevkiyatında da kullanılan bu uçaklar muhtemelen 38 Coniye mezar oldu....
haber101

Musul'da şanlı Pazar
12 Ekim 2008
Irak'ın Musul kentinin batı ve orta kesimlerinde düzenlenen, 2'si şehadet eylemi toplam 3 eylemde, en az 7 kişinin öldüğü bildirildi.
İşgalci ABD ordusundan yapılan açıklamada, bomba yüklü araçla düzenlenen ve işgal güçlerini hedefleyen ilk eylemde 5 kişinin öldüğü, 10 kişinin yaralandığı belirtildi.

Bomba yüklü araçla düzenlenen ve Irak polisini hedef alan diğer bir şehadet eyleminde de en az 25 kişinin yaralandığı kaydedildi.

Musul polisi ise kentteki hapisanenin önünde bir bombanın patlaması sonucu 2 Iraklı'nın öldüğünü, 3 kişinin de yaralandığını açıkladı.

Irak'ta İngiliz üssüne roketli saldırı
Irak'ın güneyinde Basra havaalanındaki işgalci İngiliz üssüne roket saldırısı düzenlendi.10 Mart 2009

İşgalci İngiltere Savunma Bakanlığı sözcüsü, eylemde "yabancı bir sivilin" öldüğünü belirtti.

Bağdat'taki çifte şehadet eylemi: En az 60 Ölü
Irak'ın başkenti Bağdat'ın Kazımiye mahallesinde İmam Musa El Kazım türbesinin kapıları yakınında arka arkaya üzerlerindeki patlayıcıları infilak ettiren 2 şehadet eylemcisinin saldırısında ölü sayısı 60'a yükseldi. Türbede nisan başında bir poşete konulan bombanın infilakı sonucu 7, ocak ayında kadın kılığına girmiş bir erkeğin düzenlediği şehadet eyleminde ise yaklaşık 40 kişi ölmüştü. Dün de biri Bağdat diğeri Diyala'da olmak üzere iki şehadet eylemi düzenlenmiş, bu eylemlerde 89 kişi ölmüştü. 24.04.2009 BAĞDAT

Eş zamanlı şehadet eylemi: 41 ölü
29 Nisan 2009

Irak'ın başkenti Bağdat'tın Sadr Kenti'nde kalabalık bir alışveriş merkezinde eş zamanlı olarak bomba yüklü 2 araçla düzenlenen eylemde 41 kişi öldü.

Polis, Sadr Kenti mahallesinde düzenlenen saldırılarda, bomba yüklü üçüncü bir aracın ortaya çıkarılıp imha edildiğini kaydetti. Olaylarda 68 kişi yaralandı.

Kentte Şiilerinçoğunlukta olduğu bölgede meydana gelen patlamaların, geçen hafta yaklaşık 150 kişinin ölmüştü.

Bağdat'ta Büyük Eylem: En Az 147Ölü, 721 Yaralı

25 Ekim 2009 Direnişçiler Irak'ın başkenti Bağdat'ta bomba yüklü iki araçla seylem düzenledi. Eylemde ölü sayısı 147'ye yükseldi. Bombalı eylemlerde hükümet binaları hedef alındı. Bu saldırıların yılın en kanlı saldırısı olduğu belirtiliyor.

Polis ve sağlık yetkilileri, ölenler arasında adalet bakanlığından en az 35, vilayet binasından en az 25 kişinin bulunduğunu söyledi.

Irak'ta 2 yıl içinde meydana gelen bu en kanlı eylemde yaralananların sayısının da en az 721 olduğu belirtildi.

Irak'ta 14 Ağustos 2007 tarihinde bir Yezidi köyünde 4 bomba yüklü kamyonla düzenlenen eylemde 500'den fazla Yezidi ölmüştü.

IRAK DİRENİŞİ DÜŞMANI PERİŞAN EDİYOR!

Irak'ta bir milyondan fazla kişiyi katleden işgalci ABD ve müttefiklerine karşı Irak Halkı tüm gücü ile direnişlerini sürdürüyor.Felluce,Musul ve Bağdat'ta düşmana karşı sürdürdükleri saldırılarda savaşçılar bir dizi saldırılar ile vatanlarını savunacaklarını belirterek adeta emperyalistlere kaçacak delik bırakmıyorlar.

İşte Irakta direnişçilerin yaptığı saldırılar:

Bir Amerikan Zırhlı Felluce'de İmha Edildi

Irakta mücahidler Amerikan işgal ordusuna yönelik güdümlü füze ile gerçekleştirdikleri operasyon neticesinde bir zırhlı araç mürettebatıyla beraber tamamen imha oldu.

Irakta işgale karşı direnen mücahidler Amerikan işgal ordusuna yönelik güdümlü füze ile gerçekleştirdikleri operasyon neticesinde bir zırhlı araç mürettebatıyla beraber tamamen imha oldu.

Direnişçiler operasyonun başarıyla tamamlandığını, bir zırhlı aracın tamamen imha olduğunu, mürettebattan ölen ve yaralanların bulunduğunu belirttiler.

Öte yandan Kukla hükümet polis kaynaklarının bildirdiğine göre Amerikan işgal güçlerine ait bir uçak Musul'un güneyine düştü. Kaynak uçağın cumartesi sabahı İslam Parti'sinin merkezi olan Gazalani'de düştüğünü belirtti.

Haber kaynağı olayda yaralananların olmadığını söyledi.

Direniş El Bekr Hava Üssünü Vurdu

Amerikan işgal güçlerine ait el Bekr hava üssüne 120mm'lik havan topları ile bir operasyon düzenledi. Havan topları hedefe tam isabet etti.hava üssü kullanılamaz hale geldi.

Irak Direnişi özellikle Ramazan ayında Amerikan işgal güçlerini perişan etmeye devam ediyor.

Irak Direnişi özellikle Ramazan ayında Amerikan işgal güçlerini perişan ettiği bildiriliyor. Irakın cesur savaşçıları Bağdat'ın batısındaki Amerikan işgal üssüne füzelerle saldırıda bulundu. Direniş grubunun işgalcilere yönelik operasyonun video görüntüsüne aşağıdaki linkten ulaşılabilir:
http://kawlfasl.org/up/ktb-20-9-7.rmvb

Bu arada mücahidler Amerikan işgal üssüne 2 füze ile operasyon düzenledi. Füzeler hedefe tam isabet etti.

Aydınlık Şimşek Harekatından Amerikan İşgalcilere Darbe

Cihad ve Değişim Cephesi altında faaliyet gösteren etkin direniş grubu 1920 Devrim Tugayları işgal güçlerine yönelik Aydınlık Şimşek adlı harekat kapsamında gerçekleştirdiği operasyonları özetledi.

Operasyonlar Ramazan ayı içinde başlamış olup sonuçları aşağıdaki gibidir:

2 Hummet tipi zırhlı aracın imha edilmesi.

2 Zeil Tipi taşıma aracının imha edilmesi.

Maden temizleme aracının imha edilmesi.

2 Helikopterden oluşan Amerikan işgal devriyesinin vurulması.

Amerikan işgal üssünün 10 füze ile vurulması.

Amerikan işgal üssünün 5 havan topu ile vurulması.

Operasyonların video görüntüleri:

Amerikan işgalcilerin mayın temizleme aracının hedef alınması:
http://kawlfasl.org/up/ktb-20-9-19-62.rmvb

Kuzey Irak'ta mayın temizleme aracının imha edilmesi:

http://kawlfasl.org/up/ktb-20-9-17-61.rmvb

Amerikan işgal güçleri helikopterlerinin ağır silahlarla hedef alınması:
http://kawlfasl.org/up/ktb-20-9-12-60.rmvb

Amerikan işgal üssünün füzelerle bombalanması:

http://kawlfasl.org/up/ktb-20-9-7.rmvb

Kuzey Irak'taki Amerikan işgal üssünün füzelerle bombalanması:
http://kawlfasl.org/up/ktb-20-9-1.rmvb

Bağdat havalimanındaki Amerikan işgal üssünün füzelerle bombalanması:
http://kawlfasl.org/up/ktb-20-9-5.rmvb

Güney Bağdat'ta Amerikan işgal üssünün füzelerle bombalanması:

http://kawlfasl.org/up/ktb-20-8-31.rmvb

Kuzey Irak'ta Amerikan işgal üssünün havan topları ile bombalanması:
http://kawlfasl.org/up/ktb-20-29-8.rmvb
haber101

BAĞDAT'TA BOMBA PATLADI: 5 ÖLÜ
8 Ekim 2009
Irak'ın başkenti Bağdat'ın güneyinde, bir berberde bomba patlaması sonucu 5 kişi öldü
Irak polis yetkilisi, başkentin 20 kilometre kadar güneyinde bulunan Yusufiye'deki berberde müşterilerin tıraş olduğu sırada meydana gelen patlamada 10 kişinin de yaralandığını belirtti
haber10

Irak'ta işgalciler ağır kayıp veriyor
31 Mart 2009
Irak'ta mücahidler işgalcilerin zırhlılarını imha etmeye, kafirleri öldürmeye, işbirlikçileri cezalandırmaya devam ediyor. İşte gelişmeler

İşte medyanın görmezden geldiği, sınırlı imkanlara rağmen bildirilen operasyonlar;

AMERİKAN ZIRHLISI İMHA EDİLDİ
1- Irak Direniş Güçleri cumartesi sabahı Anbar eyaletine bağlı Kaim bölgesi El Kasım'da düzenledikleri bir saldırıda Amerikan işgal güçlerine ait bir zırhlı aracı imha ettiler. Görgü tanıkları işgal güçlerini taşıyan bir konvoya patlayıcılarla yapılan saldırıda bir zırhlı aracın içindekilerle beraber tamamen imha olduğunu belirttiler.

Görgü tanıkları olay sonrası bir hava ambulasının ölü ve yaralıları taşırken bir başka uçağın ise olayın faillerini bulmak için bölgeyi araştırdığını belirttiler.

Irak'ın batı bölgelerinde işgalcilere yönelik saldırılar yoğunluk kazanmakta olup son bir kaç hafta içinde onlarca zırhlı araç imha edilirken İşgal Yönetimince olaylara ilişkin özellikle kayıplar hususunda herhangi bir açıklama yapılmamaktadır.

AL-ANBAR'DA 1 HUMVEE İMHA EDİLDİ
2- Anbar eyaleti Akaşat bölgesinde Amerikan işgal güçlerine ait bir araç cumartesi günü saldırıya uğradı. Görgü tanıkları yola döşenmiş bir bombanın Amerikan işgal güçlerine ait bir konvoy geçerken patlaması neticesinde bir Hummer içindeki mürettebat ile birlikte imha oldu. Olayda ölü ve yaralılar olduğunu belirten görgü tanıkları yolun saatlerce kapatılarak civar bölgelerde olayın faillerinin arandıklarını belirttiler.

ANBAR'DA ARDIARDINA OPERASYONLAR
3- Anbar eyaleti Kaim şehri Ramana köyünde Amerikan işgal güçlerine bir saldırı düzenlendi. Görgü tanıkları HEYET'e (IMAH) yaptıkları açıklamada işgal güçlerini hedef alan bir bombanın patlaması neticesinde bir zırhlı aracın tamamen imha olurken olayda ölü ve yaralıların bulunduğunu belirttiler.

Son üç gün içinde Irak Direniş Güçlerince imha edilen zırhlı araç sayısı 5'e ulaştı.

MUSUL'DA İŞGALCİ DEVRİYESİNE SALDIRI
4- Musul şehrindeki Amerikan işgal güçlerine ait bir devriyeyi hedef alan bombanın infilak ettiği bildirildi. Pazartesi günü Musul'un güneyindeki Gazalani bölgesinde yola döşenen bombanın infilak etmesi sonucu bölgenin işgal güçlerince hemen kapatıldığını söyleyen kaynaklar kayıplar hakkında bilgiler vermedi.

1920 TUGAYLARI TANKERİ UÇURDU
5-Cihad ve Değişim Cephesine bağlı Irak Direniş gruplarından 1920 DevrimTugayları yaptığı açıklamada Bağdat'ın batısında Amerikan işgalgüçlerini hedef alan operasyonda bir tanker aracının uçurulduğunusöyledi.

Video kaydının da verildiği operasyonla ilgili tugay Bağdat'ınbatısında yolun kenarına direnişçilerce döşenen bombanın işgalgüçlerine ait konvoyun geçtiği esnada patlatıldığını ve bir tankeraracının yok edildiğini söyledi.

Operasyonun video kaydı için:

Http://kawlfasl.org//view.php?file=3b8cbcb4e6

YİNE ANBAR, YİNE BOMBALI OPERASYON

6- Anbar eyaleti Mufarrak Anat yakınlarında bu gece Amerikan işgal güçlerini hedef alan gelişmiş bir bomba infilak etti.

Görgü tanıkları Amerikan işgal güçlerinin oluşturduğu bir devriye geçerken yola döşenmiş bombanın infilak ettiğini, patlama sonucunda bir Humvee'nin tamamen imha edildiğini ve olay yerinde ölü ve yaralıların bulunduğunu söylediler.

Görgü tanıkları patlama sonrasında bölgenin saatlerce emniyete alındığını ve işgalcilerin saldırının faillerini bulmak için bölgede arama başlattıklarını belirttiler.

Hükümet polisi de yaptığı açıklamada saldırıyı doğrulayarak Humvee'nin tamamen imha olduğunu ve saldırı sonucunda bazı askerlerin öldüğünü belirtti. Saldırıda ölenlerin sayısı ve diğer detaylarlar ilgili herhangi bir bilgi verilmedi.

Bilindiği üzere Anbar ve Kaim eyaletleri arasındaki yollarda Irak Direnişinin Amerikan işgal güçlerine yönelik saldırıları gittikçe artıyor.

DİRENİŞÇİLERDEN OPERASYON BİLDİRİSİ
7- Irak Direniş gruplarından SilahlıKuvvetler Komutanlığı ve Ensar el Sünne işgal güçlerini hedef alanoperasyonlarına dair açıklama yayımladı.
İlkini Silahlı Kuvvetler GenelKomutanlığının yaptığı açıklamada 21 Mart 2009 tarihinde Celula ileSaadiye yolu üzerinde Amerikan işgal güçlerini hedef alan saldırıyıüstlendi. Direnişçiler ile düşman kuvvetleri arasında çıkan çatışmadabir işgal askerinin öldürüldüğü bildirildi.

Öte yandan bir diğer direniş grubuEnsar el Sünne ise el Bakarah bölgesindeki Amerikan işgal karargahınıhavan topları ile vurduğunu söyledi. Aynı grup Amerikan işgal güçlerineyönelik bir Hummer aracını imha ederek içindeki işgal askerleriniöldürdüğünü duyurdu.

TELAFER'DE HAİN POLİSE İSTİŞHAD

8-Beline bağladığı bombayı patlatan bir şahsın hedef aldığı polis güçlerinden bir polisin öldüğü beşinin de yaralandığı kaydedildi. Olay Pazartesi günü Telaferde meydana geldi. Kayıpların daha fazla olabileceği bildirildi.
Cihaderi.net

Irak'ta 2 işgakci ABD askeri daha öldürüldü

Üniformalı bir kişinin saldırısı sonucu 3 işgalci asker de yaralandı. 02 Mayıs 2009

Irak'ta Sünni lider tutuklandı, Bağdat karıştı
Irak'ta Sünni lider Adil El Meşhedani'nin tutuklanması sonrasında başşehir Bağdat'ta şiddetli çatışmalar çıktı. Çatışmalarda 4 kişi öldü, 15 kişi yaralandı. 5 askerin de kayıp olduğu bildirildi. Meşhedani'yle birlikte yardımcısının da tutuklandığı ifade edilirken, bunun "terörist faaliyetlerde bulunmak"tan yapıldığı belirtildi fakat ayrıntı verilmedi. Irak ordu sözcüsü Tümgeneral Kasım El Musavi, Meşhedani hakkında hakim kararıyla tutuklama kararı olduğunu ifade etti. 29.03.2009 BAĞDAT netgazete

IRAK'TA SEÇİMİ DİRENİŞ KAZANDI
15 Şubat 2009
Irak direniş gruplarının dini-siyasi şemsiyesi Irak İslam Alimleri Birliği Genel Sekreteri, Dünya Bülteni'ne konuştu
Haris ed Dari ile Irak'taki direnişin kodları

Dünya Bülteni/

"Irak'taki seçimler göstermiştir ki yönetimde olan grupların halk tabanı yoktur. Seçimlere katılım oranları da bu gerçeği gözler önüne sermektedir. Seçimlere katılım oranı çok düşüktü ve yüzde 25 ila yüzde 30'un üzerinde değildi.

Bu seçimlerde büyük listeler beklemedikleri şekilde gerilemişlerdir. Kazananlar ise bazı kimselerin kazanmalarını beklemedikleri, oy alamayacaklarını umdukları listelerdi. Seçimler gösterdi ki Irak İslam Yüksek Konseyi, Fazilet Partisi Sadr Grubu, İslam Partisi gibi büyük listelerin oy oranı, bütün kampanyalara, seçimler için harcadıkları paralara rağmen gerilemiştir.

İslam Partisi'nin gerilemesi zaten bekleniyordu. Bu nedenle sürpriz olmadı. Gelişmeler, izleyenlere göre ne onun için ne de başkaları için beklenmedik bir olay değildi. İslam Partisi'nin önümüzdeki yıllardaki yönetim biçimi bu sonucu hazırlayan başlıca etkendir.

İslam Yüksek Konseyi'nin gerilemesi de kendisi için sürpriz olsa da başkaları için sürpriz olmamıştır. Yine bu gerileme, dışarıdaki müttefikleri için de sürpriz olabilir.

Sonuçta bu gerileme Irak halkının, günün yöneticilerine itirazını, memnuniyetsizliğini yansıtmaktadır. Çünkü bu kimseler sadece kendi şahsi çıkarlarını ve partilerinin çıkarlarını düşündükleri göstermişlerdir.

Irak'taki süreç etnik ve mezhebi ayrım üzerine kurulmuştur. Örneğin Ehl-i Sünnet'in tamamı, bilinen milyonları ile siyasi sürece katılsa sonuçta anayasada belirtildiği üzere yüzde 20'den fazla bir pay alamazlar.

Bazılarının ulusal olarak değerlendirdiği Maliki'nin tavırlarına biz Müslüman Âlimler Heyeti ve siyasi sürece karşı çıkan tüm gruplar ulusal tavırlar demiyoruz. Bunlar yönetimde kalabilmek için atılan adımlardır. Kendisi Irak halkının ulusal duygularına hitap etmektedir. Oysa bu ulusal denilen tavırlar eyleme dönük değil söylemlerden ibarettir.

Bağdat'ta canlı bomba polisi hedef aldı: 28 ölü
11:00 - Irak'ın başkenti Bağdat'ta polis akademisi önünde düzenlenen şahadet eyleminde 28 kişi öldü, 57 kişi yaralandı. Polisin verdiği bilgiye göre saldırıda, akademinin önünde kuyrukta bekleyen polis adayları hedef alındı. Üzerinde patlayıcı taşıyan motosikletli saldırganın, polis adaylarının arasına daldığı belirtildi. Ölenlerin 9'unun polis olduğu belirtildi. 08.03.2009

Bağdat'ta şahadet eylemi: 28 ölü 28 yaralı

Bağdat'ta şahadet eylemi: sonucu meydana gelen patlama sonucu ilk gelen bilgilere göre en az 28 kişi ölürken en az 28 kişi de yaralandı.10 Mart 2009

Tümgeneral Kassım Mussavi yaptığı açıklamada, işahadet eylemcisinin, Ebu Gurayib'te bir pazar yerini dolaşan aşiret liderleri ve güvenlik yetkililerinin arasına sızarak bombalarını patlattığını kaydetti.

IRAK'TA ŞEHADET EYLEMİ: 34 ÖLÜ
20 Mayıs 2009
Irak'ın başkenti Bağdat'ta bomba yüklü araçla düzenlenen şehadetsaldırısında ölenlerin sayısının 34'e yükseldiği bildirildi.

İşbirlikçi Irak İçişleri Bakanlığı ile hastane kaynakları, Şiilerin çoğunlukta yaşadığı mahallede düzenlenen saldırıda 72 kişinin yaralandığını da kaydetti.

Irak'ta, birişgalci ABD askeri daha öldürüldü! 6 yılda hayatını kaybeden işgalci ABD askeri sayısı 4 bin 218'e çıktı

28 Aralık 2008 Irak'ta, bir işgalci Amerikan askerinin öldüğü bildirildi.
İşgalci ABD ordusundan yapılan açıklamada, askerin, Bağdat'ın kuzeyinde bir bombanın infilak etmesi sonucu öldüğü belirtildi ve başka ayrıntı verilmedi.
Bu ölümle, Irak'ta 2003 yılından bu yana ölen işgalci ABD askerlerinin sayısı 4 bin 218'e çıktı.

Musul'da Irak Kürdistan Demokrat Partisi binasının önünde patlama: 3 Iraklı askerin öldü

Irak'ın Musul kentinde Irak Kürdistan Demokrat Partisi binasının önünde bombalı araçla düzenlenen saldırıda, 3 Iraklı askerin öldüğü bildirildi.27 Ocak 2009

Irak'ta bir Şii türbesi yakınında düzenlenen fedaeyleminde: 38 ölü, 55 yaralı
04.01.2009
Eylem, Bağdat'ın Şiilerin yaşadığı Kazımiye bölgesindeki İmam Musa türbesinin dışındaki kontrol noktasında yapıldı.

Irak'ta bugün 9 işgalci, ABD askeri öldü
24 Aralık 2008
Amerikan ordusundan yapılan açıklamaya göre, Irak'ın güneyinde meydana gelen trafik kazasında 3 Amerikan askeri hayatını kaybetti.

Irak'ın Sesi (VOI) ajansının haberine göre, kazayla birlikte Aralık ayında ölen işgalci Amerikan askeri sayısının 9'a yükseldiği açıklandı.

Irak'ta 2 işgalci ABD askeri daha öldü
25 Kasım 2008
İşgalci Amerikan ordusundan yapılan açıklamada, Musul kentinin Baac bölgesinde insani yardım dağıtan Amerikan askerine Irak ordusu üniforması giymiş bir kişinin uzak mesafeden küçük silahlarla ateş açtığı belirtildi.

Irak'ın işgal altındaki başkenti Bağdat'ta bomba yüklü 2 araçla düzenlenen eylemde 16 kişi öldü 45 kişi de yaralandı.
11 Şubat 2009
Araçların Bağdat'ın Şii Bayaa mahallesindeki bir otobüs terminali yakınında infilak ettiği kaydedildi.

Bağdat'ta bombalı eylem: 32 ölü 84 yaralı

Irak'ın başkendi Bağdat'ta düzenlenen bombalı saldırı sonucu 32 kişinin öldüğü, 84 kişinin yaralı olduğu belirtildi.13 Şubat 2009 11:23

Irak'ta Aralık Ayında 316 Kişi Öldü

Irak'ta Aralık ayında meydana gelen şiddet olaylarında sivil, asker ve polis, 316 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Savunma, İçişleri ve Sağlık Bakanlıkları'nın verilerine göre, Irak'taki şiddet eylemlerinde Aralık ayında 240 sivil, 18 asker, 58 polis yaşamını yitirdi. Saldırılarda 609 sivil, 47 asker ve 206 polis de yaralandı. haber1o

Irak'ta patlamalar: 4 ölü, 27 yaralı
25 Aralık 2008
Irak'ın Bağdat ve Musul kentlerinde meydana gelen olaylarda 5 kişi hayatını kaybederken, 27 kişi de yaralandı.

Başkent Bağdat'ta bugün erken saatlerde El Medayif isimli lokantanın yanına park edilen araçta meydana gelen şiddetli patlamada 4 kişi ölmüş, 25 kişi de yaralanmıştı.

Askeri yetkililer, Musul'un doğusunda Irak ordusu karargahı yakınındaki bir araçta meydana gelen patlamada askeri binanın büyük hasar gördüğünü bildirdi.

Öte yandan, Musul yakınlarında bir Amerikan askerinin yanarak öldüğü belirtildi.Son olayla birlikte Aralık ayında ölen Amerikan askeri sayısı 10'a çıktı.

İşgalcilerden Tokat yiyen Irak'lı işbirlikçi askerin intikamı
12 Kasım 2008
ABD işgali altında bulunan Irak'ın kuzeyindeki Musul kentinde, bir Irak askeri gurur meselesi yaptığı olay sonrası Amerikan askerlerinden intikam aldı.
Irak'ın kuzeyindeki Musul kentinde iki Amerikan askerini öldüren Irak askerinin bir Amerikan askerinden tokat yemesi üzerine ateş açtığı bildirildi.

Irak polisi ve bir morg yetkilisinin açıklamalarına göre, Irak ve Amerikan askerlerinin yan yana operasyonlar düzenlediği Ninova vilayetinin Musul kentinde iki Amerikan askeri, bir Irak askerinin açtığı ateşte öldü.

ABD ordusu adına yapılan açıklamada da Ninova'daki bir silahlı çatışmada Amerikan askerlerinin "kayıp verdiği" bildirildi, ancak ölen askerlerin aileleri bilgilendirilinceye kadar ayrıntı verilemeyeceği belirtildi.

Açıklamada, ateş açan askerin kimliğinin hala soruşturulduğu kaydedildi.

Öte yandan, bölgedeki Zencidi kasabasının morguna, Amerikan askerleri tarafından öldürülen bir Irak askerinin cesedinin getirildiği bildirildi.

Bölgedeki çatışmalarla ilgili ayrıntı ve Irak askerinin ateş açma nedeni hakkında henüz bilgi verilmedi. haber7



HAÇLI İŞGALİNİN 5. YILINDA IRAK HALKI DİRENİŞE DEVAM EDİYOR !
12 Mart 2008
http://www.youtube.com/watch?v=p46BFUmSNyo
Irak İşgalinin 5. yılında tüm dünya da ırak işgali protesto edilecek...

20 mart ta başlayan Irak işgali 5 yıldır sürüyor. İşgal Irak’ta 5 yılda 1 milyondan fazla insan kaybına yol açtı. Ülke yağmalandı, Irak petrollerine ABD ve İngiliz petrol şirketleri el koydu ırak’ta 5 yıldır süren işgalde yüz binlerce çocuk öldürüldü.

Emeryalist Haçlı Sürülerine Karşı dün bizim yanımızda aynı cephede Kurtuluş Savaşında ve Çanakkalede omuz omuza savaştığımız Irak Halkı şu an kurtuluş Mücadelesi vermektedir..Ve İslam Dünyası bu gün topyekün işgal altına alınmış durumda...İsrail Filistinde Çocukların üzerine Amerika destekli Bombaları yağdırırken ,Afganistan da devam eden savaş ve Emperyalistlerin kendi çıkarları için öldürdüğü milyonlarca müslüman kanı Tıpkı 1919 da ki Kurtuluş Savaşını hatırlatmaktadır...

20 martta Başlayan bu barbar amerikan saldırısına karşı her yıl olduğu gibi bu yılda büyük eylemler düzenlenecek ve Tüm Dünya da ki savaş karşıtları Emperyalizme karşı bir kez daha seslerini yükseltecekler...Ve 20 Martta Türkiyede de küresel çapta düzenlenen eylemlere destek vermek amacı ile çeşitli gruplarca eylemler düzenlenip Irak İşgali ve Emperyalist Amerika Protesto edilecek....

Bazı sivil toplum örgütlerini açıklaması alttadır....

İŞGALE VE SAVAŞA DUR DİYORUZ!

Kapitalist küreselleşmenin dünya halklarını düşürdüğü duruma bakın: Bir yanda bizim gibi ülkelere entegrasyon için uyum yasaları. Öte yanda Irakta olduğu gibi savaş ve işgal. Evrenin efendisi ABD’nin Irak’ta giriştiği işgalin dördüncü yılında da kargaşa ve çözümsüzlük ortamı tüm ülkede hükmünü sürdürüyor İşgalci güçler ve yerli işbirlikçileri tarafından her gün Irak halkının üzerinde bombalar yağdırılıyor. Gelişigüzel alınan insanlar işkencelerden geçiriliyor. Her gün yüzlerce Iraklının yüreği susturuluyor. Her gün onlarca Iraklı çocuk, Iraklı kadın, Iraklı genç yok ediliyor. Ama Iraklı direniyor. ABD ve işbirlikçileri işgalin şiddetini artırıyor. ABD Irak’ta yenildikçe saldırganlaşıyor. Saldırdıkça yeniliyor. Ama Irak halkını, Irak direnişini teslim alamayacak. Yapacağı tek şey en iyi bildiği şey olacak: Kan dökmek! Tıpkı Felluce'de olduğu gibi, tıpkı Samara'da olduğu gibi, tıpkı Necef’te olduğu gibi, tıpkı Bağdat’ta olduğu gibi. Ama ne Felluce, ne Samara, ne Necef, ne de Bağdat katliamları Irak direnişini söndürmeye yetmedi. Irak’ta ABD emperyalizminin ve yerli işbirlikçilerinin yarattığı ortamı hepimiz biliyoruz. Bu insanlık suçudur! Bu katliamdır! Bu savaş suçudur! Bu hastaneleri bombalamaktır! Bu bebekleri öldürmektir! Bu insanlığa yapılan işkencedir! ABD emperyalizminin Irak'taki en büyük başarısı 650 bin Iraklıyı öldürmektir! 650 bin Iraklı kardeşimiz öldü. Dünyanın bir ucundan gelip Bağdat'ı işgal ederek, günlerce, aylarca bombalayarak bir litre petrol için yaptılar bunu. Emperyalizmin bir başka uygulaması da Irak'ta işgal rejiminin ürünü olarak oluşan derin istikrarsızlıktır. Irak'ta her gün intihar bombacıları, iç çatışma ve şiddet dolu bir hayat sürüyor. Bundan dört yıl önce Irak'a refah, demokrasi ve insan hakları ihraç edeceğini açıklayan ABD emperyalizminin işgalinin yarattığı manzaranın insanlıkla hiçbir ilgisi yoktur. Irak’a özgürlük ve demokrasi götüreceğini söyleyen işgalci güçlerin, bu ülkeye götürdükleri tek şey kan ve gözyaşı olmuştur. Irak’ta bugün ölenlerin çoğu çocuklar ve kadınlardır. Çünkü işgal Irak’ta hukuksuzluğu olağan kılmıştır. Bölgede hukukun gücü değil, gücün hukuku hüküm sürmektedir. Bu durumdan aşağıda imzası olan kurumlar olarak utanç duymakta ve bu vahşete son verilmesi için dünya halklarının sessiz kalmamasını dilemekteyiz. İnsanın insana bu denli hoyrat ve acımasız yaklaşımı, emperyalizmin ve vahşi kapitalizmin son örneğidir.

Öte Yandan Baas Partisi, ABD'nin Irak'ı işgalinin yıldönümünde yaptığı açıklamada, işgalin beşinci yılında, direnişin zaferiyle sona ereceğini belirtti.

Baas Partisi, işgalin dördüncü yıldönümü nedeniyle yayımladığı açıklamada ABD'nin Irak'tan çekilme planlarının direnişin zaferi olduğunu kaydetti. 20 Mart 2007 tarihli açıklamada ABD önderliğindeki işgalcilerin ve İran'ın Irak'ın dört bir yanında katliamlar yaptığı ve ülkeyi harap ettiği vurgulandı. Yürütülen direniş sayesinde işgalcilerin Bağdat şehrindeki "Yeşil Bölgeye" sıkışıp kaldıkları, bu bölge dışında varlık gösteremedikleri belirtildi.Direniş hazırlıklarına işgalden önce başlandığını kaydeden açıklamada, 35 yıl süren Baas Partisi yönetimi sayesinde gelişen yurtsever, milliyetçi ve İslami altyapının direnişi olanaklı kıldığını vurgulandı. Açıklamada "Her Iraklının direniş ile gösterdiği finansal, entelektüel ve politik dayanışmanın antik ve modern çağların en vahşi emperyalist gücüne karşı direnişin kazanacağı zaferin en önemli nedeni olduğu ve olacağı" ifadesine yer verildi.

"Tüm Irak halkı direniyor"
Açıklamada, ABD ve İran'ın tüm kışkırtmalarına, Irak'ı bölme çabalarına rağmen her etnik kökenden ve her dinden Iraklının ülkenin birliği için mücadele ettiği, direnişin kuzeyde olduğu kadar güneyde de aktif olduğu ve Irak'ın sağlam sosyal yapısının ülkenin bölünmesinin önündeki en büyük engel belirtildi. Ülkedeki direnişin 21'inci yüzyılı ABD yüzyılı yapma planlarını boşa çıkardığı, "Irak'tan çekilme" adı verilen planların aslında direnişin zaferi anlamına geldiği vurgulandı. Yağma planlarına karşıAçıklamada ABD'nin yenilgisiyle ABD'nin arka bahçesi olarak bilinen Latin Amerika örneğinde olduğu gibi dünya halklarının kendilerini ABD'den özgürleştirmeye başladıkları belirtildi. ABD ve Batılı müttefiklerinin ölümcül bir tuzağa düştüğü iddia edildi.
ABD'nin Irak'ta zamanının azaldığını ve ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in "onurlu" çekilme planını dile getirdiği belirtildi. Yapılan açıklamada bu "onurlu" çekilme planının üç aşamadan oluştuğu iddia edildi. İlk aşamanın yeni petrol yasası ile 99 yıllığına Irak petrollerinin yüzde 80'nine el koyulması olduğu, ikinci aşamada hızlanan idamlarla Irak'ın simgesi olan yurtsever liderlerin ve komutanların ortadan kaldırılarak Iraklı kimliğinin yok edilmesi ve son aşamada Sünni ve Şii tarafların birbirine karşı kışkırtılarak ülkenin bölünmeye çalışılması olduğu belirtildi. Hem Sünni hem de Şii saflardaki sekter akımların direniş içinde görünüyormuş gibi olmasına rağmen aslında işgalcilere hizmet ettiklerinin vurgulandığı açıklamada sekterliğe düşmeden yurtsever ve İslami direnişte birleşilmesi istendi.Açıklamada, işbirlikçi hükümetin imzaladığı tüm petrol anlaşmalarının geçersiz olduğu ve işgale karşı zaferin kazanılmasından sonra tüm Iraklıların malı olan petrolün gelirlerinin Iraklılar için kullanılacağı ilan edildi.

Rakamlarla işgal altında geçen 5 yıl
12 Mart 2008


ABD'nin Irak'ı işgal etmesinin 5. yılı dolmak üzereyken, ülkede şu ana kadar 1 milyonun üzerinde insan hayatını kaybetti.

Amerika'nın Irak işgali 1 milyonun üzerinde insanın ölümüne yaklaşık 2.5 milyon insanın da yerinden edilmesine neden oldu. İşgalin Irak halkına verdiği zararın boyutlarını resmi rakamlarla tespit etmek şimdiye kadar mümkün olmadığı için rakamların çoğunu araştırma şirketleri tarafından tespit ediliyor.
Son olarak Amerika'nın önde gelen gazetelerinden New York Times, Irak'ta beş yılın sadece şubat aylarında yaşanan ölüm vakaalarını iyimser bir tabloyla ortaya koymaya çalıştı.
New York Times'in verdiği rakamlar hesaplandığında, tarafsız araştırma şirketlerinin verilerinin hesaplarının çok altında abir rakam ortaya çıkıyor.
Sadece geçen yılın Mart ayına ait rakaplar göz önüne alındığında, 4 yılda Irak'ta resmi olmayan verilere göre en az 650 bin sivil öldü.
2 milyon Iraklı kendi toprağını terk etmek zorunda kaldı.
Gazetenin verdiği tablo da işgalin ne tam olarak hangi boyutlara ulaştığını göstermese de yaşananlar hakkında kısa bir bilgi veriyor.
2004'ten 2008'e Şubat ayı kıyaslaması:


haber101

Irak'ta Çatışma: 29 Ölü, 61 Yaralı
21 Nisan 2008
Irak'taki çatışmalarda ve şehadet eylemlerinde 29 kişi öldü, 61 kişi de yaralandı.

İŞgalci ABD güçlerinin, Bağdat'ın doğusunda yer alan Sadr semtinde, Şii lider Mukteda Sadr'a bağlı Mehdi Ordusu'na karşı düzenlediği ''Sıçan Avı'' adlı operasyonda, son 24 saatte 14 milisin öldürüldüğü ve 55 milisin de yaralandığı bildirildi.

Sadr'ın, dün yaptığı açık savaş tehditleri üzerine Sadr semtindeki Şii camilerinin hoparlörlerinden bugün halka ABD güçlerine karşı savaşmaları için çağrı yapıldığı kaydedildi. Bağdat'ta Sünni bölgesi olan Azamiye semtinde işgalci ABD güçlerinin, silahlı kişilerle girdikleri çatışmalarda da 12 kişiyi öldürdükleri açıklandı.

Bu arada Bağdat'ın kuzeydoğusunda bulunan Bakuba kentinde düzenlenen şehadet eyleminde, 3 kişi öldü, 4 kişi de yaralandı. Polis, kadın şehadet eylemcisinin, üzerindeki bombayı El Mafrak mahallesinde, El Kaide ile mücadele eden işbirlikçi yerel bir gruba ait binanın yakınında patlattığını belirtirken, Bağdat'ın güneydoğusunda yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucu ise 2 kişi yaralandı.

Irak'ta, İranlılar hedef alındı: 7 ölü
Irak'ta Şiiler için kutsal bölgeleri ziyarete giden İranlıları hedef alan iki ayrı bombalı saldırıda, 7 kişi öldü, 20'den fazla kişi yaralandı. 04.12.2010 BAĞDAT netgazete

Irak'ta Valilik Binasına Baskın!
14.06.2011
Diyala vilayetinin merkezi Bakuba'da bir grup silahlı kişinin valilik binasına düzenlediği saldırıda en az 8 kişi öldü.



Güvenlik kaynakları silahlı kişilerin binaya girmesinden önce iki patlama meydana geldiğini bildirdi.
Patlamaların ardından binayı ele geçiren grupla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 27 kişinin de yaralandığı kaydedildi.

Yetkililer ölü sayısının artabileceğini bildiriyor. TRt

Tikrit'te bombalı eylem: En az10 ölü
28 TEMMUZ 2011

İşgal altındaki Irak'ın Tikrit kentinde meydana gelen iki ayrı patlamada en az 10 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Sağlık ekipleri, saldırıların kent merkezindeki bir bankanın dışında meydana geldiğini söylüyor.Ölenlerin çoğunluğunun işbirlikçi asker ve polisler olduğu yolunda bilgiler geliyor. haber1001

Irak'ta temmuz ayı bilançosu: 259 ölü
5 Ağustos 2011
Irak'ta temmuz ayında meydana gelen şiddet olaylarında 259 kişinin öldüğü ve 453 kişinin yaralandığı bildirildi.

Irak Savunma, İçişleri ve Sağlık Bakanlıklarının açıkladığı verilere göre, ülkenin genelinde temmuz ayında yaşanan şiddet olaylarında, 159'u sivil, 44'ü asker ve 56'sı polis olmak üzere toplam 259 kişi öldü. Şiddet olaylarında yaralanan 453 kişiden 199'u sivil, 119'u asker ve 135'i polis.

Temmuz ayının 2011 yılı içerisinde en kanlı ikinci ay olarak kayıtlara geçtiği belirtildi. Haziran ayında yaşanan şiddet olaylarında 271 Iraklı hayatını kaybederken 454 Iraklı da yaralanmıştı. haber10

El Sadr'dan ABD'ye tehdit!
7 Ağustos 2011
Irak'ın önde gelen liderlerinden olan Şii din adamı Mukteda El Sadr, ABD güçlerinin 31 Aralık'tan sonra da kalmaya devam etmeleri halinde bu birliklere saldırılar düzenleyeceklerini söyledi.

Belirli sayıda Amerikan askerinin, yıl sonunu izleyen dönemde de Irak 'ta kalması için ABD ile görüşmeler yapılacağının Iraklı yetkililerce açıklanmasının ardından Sadr, kendisine ait internet sitesinde bir açıklama yaptı.

Sadr'ın açıklaması, Irak 'taki önemli bir gücün, ABD askeri varlığının devamından yana olmadığını ortaya koydu. Iraklı yetkililer, belirli sayıda Amerikan askerinin, Irak güçlerinin eğitimi için kalmaya devam etmesini istediklerini açıklamıştı. Amerikalı askeri yetkililer de Iraklılardan gelecek

önerilere açık olduklarını ifade ediyor.

Irak ve ABD arasında yapılan anlaşmaya göre ABD askerlerinin yıl sonu itibariyle Irak 'tan tamamen çekilmeleri gerekiyor. Belirli bir askeri grubun kalması için iki ülke arasında yeni bir anlaşma gerekiyor. cnnturk

İşbirlikçiler Irak'ta dört koldan vuruldu
15 AĞUSTOS 2011

Irak'ın çeşitli kentlerinde düzenlenen bir dizi eylem sonucu en az 59 kişi öldü.
Saldırılar sonucu en az 230 kişinin de yaralandığı, ülke için bu saldırı zincirinin son ayların en büyük eylemi olduğu bildiriliyor.

Eylemlerin en büyüğü Bağdat'ın 160 kilometre güneyinde, çifte bombalı patlamaya hedef olan Kut'taydı.

Kut'un en merkezi meydanında, yerel saatle sabah 8.00'de ardarda patlayan bombalar en az 37 kişinin ölümüne, 64 kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Saldırılarda bomba yüklü bir araçla, yol kenarına yerleştirilen bir bomba kullanıldığı belirtiliyor.

Polis, kent meydanındaki ilk patlamaya müdahale eden güvenlik güçlerinin olay yerine ulaşmasından sonra bomba yüklü bir aracın infilak ettiğini açıkladı.

Irak Sağlık Bakanı Yardımcısı Hamis el Saad Reuters'a yaptığı açıklamada "Hastanelere hala yaralılar ulaşıyor. Ama durum kontrol altında" diye konuştu.

Han Beni Saad kasabasında bir şehadet eylemcisinin düzenlediği bir eylemde en az 10 kişi ölürken, iki şehadet eylemcisi de Tıkrit'te bir terörle mücadele birimine saldırı düzenledi. Bu saldırıda en az iki polis öldü.

Diyala vilayetinde beş ayrı noktadaki bombalı eylem sonucu 10 kişi yaşamını yitirirken AFP, Diyala'nın en büyük kenti Bakuba'da eylemlerardından valilik binasının boşaltıldığını bildirdi.

Ülkenin Bağdat, Kerbela, Necef, Kerkük, Musul, Taci, Balad gibi kentlerinde düzenlenen saldırılarda da ölen ve yaralananlar var.
haber1001

Irak'ta Bombalı Eylemler
31.08.2011
BAĞDAT Irak'ın başkenti Bağdat ile Ramadi ve Bakuba kentlerinde düzenlenen bombalı saldırılarda 1 kişi öldü, 9 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Bağdat'ın 110 kilometre batısında yer alan Ramadi kentinin güneyinde, bir aracın altına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu aracı kullanan sivil hayatını kaybetti. Bağdat'ın güneybatısında gün ortasında bomba yüklü bir aracın patlaması sonucu da 5 kişi yaralandı.

Bağdat'ın 90 kilometre kuzeydoğusunda kalan Bakuba kentinde ise yola yerleştirilen bombanın bir askeri aracın geçişi sırasında patlaması sonucu 1'i subay olmak üzere 4 asker yaralandı.

Bugün akşam saatlerinde Bağdat'ın güneybatısındaki El Cihad semtinde bomba yüklü bir araçla yapılan saldırıda ise 3 kişi ölmüş 20 kişi yaralanmıştı. Böylece gün boyunca meydana gelen saldırılarda toplam 4 kişi öldü, 29 kişi de yaralandı.
haber3

Irak'ta 20 Şii Öldürüldü
13 Eylül 201
Irak'ta silahlı kişilerin 20 Şii hacıyı öldürdüğü bildirildi.
Otobüsle Suriye'ye giden Şiilerin, silahlı kişilerin kurduğu bir kontrol noktasında öldürüldüklerini ifade etti.TRT

Irak'ta bugünkü eylemlerde en az 34 kişi öldü
14 Eylül 2011
Irak'ın birçok kentinde düzenlenen eylemlerde en az 34 kişi öldü, 66 kişi yaralandı.
Bağdat'ın 85 kilometre batısında bulunan Habbaniye askeri üssünde bu sabah askerleri taşıyan bir otobüsün altına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu en az 15 askerin öldüğü, 20 askerin yaralandığı bildirildi.

Başkentin 100 kilometre güneyindeki Hille kenti yakınlarında yer alan El Hamza kasabasında restoran ve kafelerin bulunduğu işlek caddede bir bombanın patladığı ve olayda en az 11 kişinin öldüğü, 41 kişinin yaralandığı belirtildi.

Hille şehrinin kuzeydoğusundaki İmam kasabasında otoyol kenarında başı kesilmiş 3 ceset bulundu. Hille polisi, cesetlerin, 2 gün önce kaçırılan ve sondaj kuyusu açan bir şirkette çalışan 3 kişiye ait olduğunu açıkladı.

Bağdat'ın doğusundaki El Kahire semtinde polise ait bir kontrol noktasına "susturucu" takılmış silahlarla eylem düzenleyen bir grup 3 polisi öldürdü.

Gazaliye semtinde ise bir subayın, evinin önüne yerleştirilen bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirdiği ve ailesinden bir kişinin yaralandığı kaydedildi.

Silahlı kişilerin, Bağdat'ın batısında yer alan Han Beni Saad b ölgesinde bir eve düzenlediği eylemde ordu mensubu bir kişi öldü.

Bu arada, Bağdat'ın 90 kilometre kuzey doğusundaki Diyale kentine bağlı Kenan ilçesinde yola yerleştirilen bombanın polis devriyesinin geçtiği sırada patladığı ve olayda 4 en az polisin yaralandığı bildirildi. haber1001

Kerbela'da 2 patlama: 12 kişi öldü
25 Eylül 2011
Irak'ın Kerbala kentinde patlama oldu. 12 kişi hayatını kaybetti.

Irak'ın Kerbela kentinde meydana gelen iki patlamada 12 kişi öldü.

Polisten yapılan açıklamada, Kerbela'da en az iki ayrı patlama meydana geldiği, 12 kişinin öldüğü 30'dan fazla kişinin yaralandığı bildirildi. haber10

Kerkük'te işbirlikçi Arap aşiret liderleriyle işbirlikçi Kürt yetkililerin toplantı yaptığı restorana şehadet eylemi: 55 ölü
11.12.2008
Polis, kentin merkezine 10 kilometre uzaklıktaki bir restoranda düzenlenen saldırıda 120 kişinin de yaralandığını açıkladı. Toplantıya, işbirlikçi aşiret liderleriyle Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği temsilcilerinin katıldığı, Tarafların, daha sonra, Kerkük'e gelmek üzere yola çıkan Devlet Başkan ı Celal Talabani ile görüşmelerinin planlandığı da kaydedildi.

Irak'ta Bir Amerikan Helikopteri Daha Düşürüldü
15 Kasım 2008
Irak'ta bugün bir Amerikan helikopteri düşürüldü.

Askeri sözcü, helikopterin " Musul yakınlarında düştüğünü bildirdi.

Sözcü, helikopterde ölen olup olmadığını ise belirtmedi.

Irak'ta Eylem Günü: 57 ölü, 300 yaralı
28 Temmuz 2008
Irak'ın başkenti Bağdat ve kuzeydeki Kerkük kentinde bugün düzenlenen feda eylemlerinde şu ana kadar 57 kişi ölürken, yaklaşık 300 kişi yaralandı.

Polis, Bağdat'taki 3 kadın şehadet komandosunun, İmam Musa El Kazım'ın ölüm yıl dönümü için yarın yapılacak anma törenlerine gelen Şii hacıların arasında üzerlerindeki bombaları patlatması sonucu 32 kişinin öldüğünü, 102 kişinin yaralandığını belirtti.

Iraklı yetkililer, kuzeydeki Kerkük kentinde parlamentonun geçen hafta kabul ettiği yeni seçim yasasını protesto gösterisinde yine bir kadın şehadet komandosunun düzenlediği eylemde 25 kişinin öldüğünü, 185 kişinin yaralandığını kaydetti.

Kerküklü yetkililer, Kürtlerin yeni seçim yasasını protesto etmek için düzenlediği gösteriyi kana bulayan saldırgandan kalan ceset parçalarının eylemcinin kadın olduğunu gösterdiğini söyledi.
Eylemlerin, son zamanlarda Irak'ta güvenliğin arttığı yönündeki söylem ve iddialara büyük darbe vuracağı belirtilirken, Amerikan ordusundan üst düzey bir yetkili, Bağdat'taki eylemlerden Irak El Kaide'sini sorumlu tuttu.

Bağdat'taki bugünkü eylemlerin, 17 haziranda Hürriyet semtinde 63 kişinin öldüğü bombalı eylemden sonraki en zayiatlı eylemler olduğu ifade ediliyor.

14 Temmuz 2008
IRAKLI DİRENİŞÇİLER NAKLİYE UÇAĞI DÜŞÜRDÜ

Irak Kurtuluş Savaşı Son Hızla devam ederken direnişçilerin internetten dünyaya ulaştırdıkları haber Amerika için tam bir darbe niteliğinde oldu....

Amerikaya Ait bir savaş uçağı düşürüldü!

Irak'ta Amerikan askerlerini taşıyan bir savaş uçağı ıraklı direnişçiler tarafından düşürüldü. Irak'ta Tikrit yakınlarında Saddam caddesi yakınlarında C-130 tipi bir Amerikan uçağı direnişçiler tarafından düşürüldü.

Uçak'ta 38 Amerikan askerinin bulunduğu bildirilirken Amerikan ordusu kayıpları hakkında bilgi verilmedi. Uçağın resimlerini yayınlayan Iraklı direnişçilerin internet sitesi, hanein.info uçak içindeki askerlerin büyük bir kısmının öldüğünü iddia etti.

Bilindiği kadarıyla c -130 tipi uçaklar Irakta taşımacılıkta kullanılmakta ve Amerikan Askerlerinin sevkiyatında da kullanılan bu uçaklar muhtemelen 38 Coniye mezar oldu....
anadoluhaber

Irak'ta eş zamanlı eylemlerde hedef işbirlikçi polis
12 EKİM 2011
Haçlı ,işgali altındaki Irak'ın başkent Bağdat'ta üç ayrı yerde, eş zamanlı eylemlerde en az 11 polisin öldü, 40'tan fazla polis de yaralandı.

Eylemcilerin hedefinin kentin merkezinde ve kuzeybatısında iki emniyet binasıyla bir karakol olduğu açıklandı.

Bu eşzamanlı eylemler, Bağdat'ta bir buçuk aydır düzenlenenlerin en şiddetlisi olarak değerlendiriliyor. haber1001

Bağdat'ta Eylem: 7 Ölü


18 kişinin de yaralandığı eylemde, ölenlerden 3'ünün, yaralılardan ise 5'inin polis olduğunu açıkladı.

Haçlı işgasli altındaki Irak'ın başkenti Bağdat'ta bomba yüklü araçla düzenlenen eylemde 7 kişi öldü, 18 kişi yaralandı.
Bağdat polisi, Kerrade semtinde düzenlenen saldırıda ölenlerden 3'ünün, yaralılardan ise 5'inin polis olduğunu açıkladı.
Ölü ve yaralı sayısının artabileceği bildiriliyor.
haber1001

Irak'ta kalacak işgalci Amerikalı personele saldırı yemini
05 Aralk 2011
Sünni Müslüman direniş grubu, bu ayın sonunda işgalci Amerikalı askerler Irak'tan çekildikten sonra ülkede kalacak Amerikalı personele saldırılarını sürdüreceğini bildirdi.

Irak'ın idam edilen şehid lideri Saddam Hüseyin'in Baas Partisi ile bağlantılı Sünni Müslüman direniş grubu, bu ayın sonunda işgalci Amerikalı askerler Irak'tan çekildikten sonra ülkede kalacak Amerikalı personele saldırılarını sürdüreceğini bildirdi.

Silahlı grup tarafından El Nakşibendiye internet sitesine gönderilen videoda, askeri üniforma giymiş yüzü kapalı bir adam, işgalci askerleri çekildikten sonra Iraklı güvenlik güçlerini eğitmek ve güvenlik için kalacak Amerikalı personele cihad çağrısında bulundu.

İşgalci Amerikalılar, tam adı Ceyşi El Tarıke El Nakşibendiye olan El Nakşibendiye'nin üyelerinin yeni Baas Partisi'nin militanları olduğunu ve Irak'taki El Kaide ile muhtemel işbirliğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söylüyor.
Haber1001

Irak'ta bir aşiret lideri ile 3 yakını öldürüldü
11 Şubat 2012
Irak'ın batısında bir aşiret lideri, arabasının altına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu öldü.

El Ivayset aşireti lideri Necim Mustafa'nın bu akşam Felluce'nin 15 kilometre güneyindeki Amiriye yolunda, arabasının altına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu olay yerinde öldü. Aynı araçta bulunan Mustafa'nın eşi, çocuğu ve kardeşi de olay yerinde öldü

El Enbar'ın Hit bölgesinde 26 Ocak'ta Büyük Hit Camisi imam ve hatibi Şeyh Kutede El Hiti, arabasının altına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetmişti. Hit Kaymakamı Said Hamdan Gazal da, 11 Ocak'ta akşam namazını kıldıktan sonra cami çıkışında uğradığı silahlı saldırıda ölmüştü.
haber1001

10'dan fazla Irak kenti bombalarla sarsıldı: En az 50 ölü, 200 yaralı
23 ŞUBAT 2012



Irak'ta başta başkenti Bağdat olmak üzere, çeşitli kentlerde bu sabah düzenlenen bir dizi bombalı eylem sonucu en az 50 kişi öldü, en az 200 kişi de yaralandı.

Bağdat'ın Şii mahallelerinde bu sabah dokuz ayrı bombalı eylem düzenlendi. Eylemlerde polis kontrol noktası ve devriyelerinin hedef aldığını belirtiyor

En fazla can kaybına yol açan eylem Kerrada semtinde düzenlendi; polise ait bir kontrol noktasını hedef alan patlamada 9 polis öldü.

Bağdat'ın kuzeyindeki Kazımiye semtinde bir otomobile yerleştirilen bomba 6 kişinin ölümüne yol açtı. Başkentin Serefiye mahallesinde de silahlı kişiler, polise ait bir kontrol noktasında 6 kişiyi öldürdü.

Başkentin Mensur, Dorat Ebu Şir, Saidiye, Medain ve Taci semtlerinde de bombalı ve silahlı eylemler düzenlendi.

Bağdat dışında; Bakuba, Kerkük, Musul, Selahaddin, Hilla ve Diyala'nın da aralarında olduğu 10'dan fazla yerleşim yeri de aynı sıralarda bir ya da bir kaç bombalı eyleme hedef oldu.
Çoğunlukla bomba yüklü araçlarla düzenlenen eeylemlerin hedefleri arasında polisin yanı sıra devlet daireleri, ve polis ve askerlerin uğrak yeri olan restoranlar da vardı.

Toplam 2,5 saatlik bir zaman dilimi içinde düzenlenen ve eşgüdümlü olduğu düşünülen eylemleri üstlenen olmadı.

Geçen hafta da Bağdat'taki Irak Polis Akademisini hedef alan şehadet eylemi sonucu 18 kişi ölmüştü.
haber1001

Irak'ta 26 işbirlikçi polis öldürüldü
5 MART 2012

Irak'ın batısındaki Hadisa kentinde, şafak vakti silahlı kişilerin kontrol noktalarına düzenlediği baskında en az 26 işbirlikçi polis öldürüldü.

Eylemcilerin İçişleri Bakanlığı'na bağlı özel timlerin üniformalarını giydiği, araçlarının da içişleri bakanlığı araçları gibi göründüğü belirtiliyor.

Eylemler sabaha karşı 02.00'de biri emekli iki üst düzey işbirlikçi polisin evlerine düzenlenen baskınlarla başladı.

Ellerinde bu kişiler hakkında tutuklama emri olduğunu söyleyen saldırganlar, korumalarını öldürüp kaçırdıkları polisleri bir kaç sokak ötede öldürdü.

Daha sonra ondan fazla araçtan oluşan bir konvoyla yola devam eden grup, sokaklardaki polis kontrol noktalarına baskınılar düzenlendi. Ardından kentten çıkıp çölde izlerini kaybettirdi.

hedef alınan kontrol noktalarından birine siyah El Kaide bayrağı çekildiğini belirtildi.

Bir saat kadar süren baskınlar sırasında üç polis de yaralandı.

Hadisa kentinin bulunduğu Anbar eyaleti, Irak'ın ABD önderliğindeki haçlı orduları tarafından 2003 yılındaki işgali sırasında Sünni militanların kalesi konumundaydı.

Hadisa'da son büyük eylem bundan bir yıl önce düzenlenmişti.

Ancak Irak genelindeki eylemler Aralık ayında son işgalci Amerikan askerlerinin Irak'tan çekilmesinden bu yana yoğunlaştı.

Irak'ta başta başkent Bağdat olmak üzere, çeşitli kentlerde Şubat ayı sonlarında düzenlenen bir dizi bombalı eylem sonucu en az 50 kişi ölmüş, 200 kadar kişi de yaralanmıştı.
Bağdat'ın çoğunlukla Şiilerin yaşadığı çeşitli mahallelerde dokuz ayrı eylem düzenlenmiş, çoğunda polis kontrol noktası ve devriyeleri hedef alınmıştı.

Bakuba, Kerkük, Musul, Selahaddin, Hilla ve Diyala'nın da aralarında olduğu 10'dan fazla yerleşim yeri de aynı gü sekronize bir şekilde bombalı eylemlere hedef olmuştu.
haber1001

Kerkük ve Kerbela'da patlamalar: 38 ölü
20 MART 2012

Irak'ın farklı kentlerinde bu sabah meydana gelen bir dizi patlamada en az 38 kişi öldü.

Şiilerin yoğunlukta olduğu Kerbela'da bomba yüklü iki araçla düzenlenen eylemlerde en az 13 kişi hayatını kaybetti.

Kuzey'deki Kerkük kentinde de yine bomba yüklü bir araçla, bir polis karakolu yakınlarında düzenlenen eylemde ise yedi kişi öldü.

Başkent Bağdat'taki bir patlamada da iki kişinin öldüğü açıklandı. Hilla ve Latifiye kentlerinde de patlamalar olduğu haber veriliyor.

Eylemler, Bağdat'ta gelecek hafta yapılacak Arap Birliği zirvesi öncesinde düzenlendi.
Zirve öncesinde güvenlik güçleri teyakkuza geçirilmiş durumda.

Eylemler aynı zamanda, Irak'ın ABD öncülüğündeki işgalinin dokuzuncu yıldönümüne rastlıyor.
haber1001

Irak Direnişinin Başkomutanı İzzet İbrahim El Duri'den mesaj var

Haçlı işgali altındaki Irak direnişinin Başkomutanı İzzet İbrahim el Duri’nin internette bir videosu ortaya çıktı. Baas Partisi ile bağlantılı bir internet sitesinde yayımlanan videoda,,İzzet İbrahim el Duri, Şiilerin liderliğindeki Irak hükümetini eleştiriyor. Videoda, El Duri, Başbakan Maliki’nin Dava Partisi’nin, Irak’ı Şii başkenti ilan ettiğini söylüyor.
haber1001

Irak'ta altı kente eşzamanlı saldırı: 35 ölü
19 NİSAN 2012

Irak'ta altı kentte birden düzenlenen bombalı saldırılarda en az 35 kişinin öldüğü, 100'den fazlasının da yaralandığı bildiriliyor.

Yaklaşık 4,5 saat içinde ardı ardına gerçekleşen patlamalar başkent Bağdat, Bakuba, Kerkük, Samarra, Dibis ve Taci'yi sarstı.

Saldırıların başlıca hedefinin güvenlik güçleri olduğu bildiriliyor.

Bağdat'tan gelen haberlere göre Şii mahallelerinde en az beş saldırı oldu; yedi kişi öldü, 20 kadarı yaralandı.

Irak Sağlık Bakanı Mecid Hamad Amin de bir araca yerleştirilen bombadan son anda kurtuldu.

Polis kaynakları Kerkük'te iki araca bırakılan bombaların infilak ettiğini söylüyor.

Bakuba'da da bir intihar bombacısının bir polisi öldürdüğü belirtiliyor.
Samarra'da iki araca bırakılan bombalarla güvenlik güçleri hedef alındı; Dibis'te park edilmiş bir araç yoldan geçenleri öldürdü; Taci'de ise yol kıyısına bırakılan bir düzenek patladı.

'El Kaide izi'

Bağdat'taki askeri sözcü Albay Diya Vekil, saldırıların el Kaide'nin izlerini taşıdığını söyledi.
BBCT

Irak'ta şahadet eylemi: en az16 ölü
Irak'ta düzenlenen şahadet eyleminde en az 16 kişinin öldüğü, 38 kişinin yaralandığı bildirildi. Bir polis yetkilisi,şahadet eylemcisinin, başkent Bağdat'ın 70 kilometre kuzeydoğusundaki Bakuba şehrinin merkezinde bulunan Şefte semtinde kurulan taziye çadırına girerek üzerindeki patlayıcıları infilak ettirdiğini, saldırıda Kara Kuvvetleri Komutanı Ali Ğaydan'ın 3 korumasının da yaralandığını söyledi. haber1001

Irak'ta cezaevi baskını: 90 mahkûm özgürleştirildi
28 EYLÜL 2012



BBC'nin haberine göre;

Bağdat'ın kuzey batısındaki Tikrit kentinde silahlı militanların bir cezaevine düzenlediği baskın sonunda 90 mahkûmun serbest kaldığı bildirildi.

Yetkililerin BBC'ye yaptığı açıklamada, silahlı militanların Tasfirat cezaevini basarak en az 12 görevliyi öldürdüğü ve 90 mahkûmu serbest bıraktıkları belirtildi.

Cezaevi girişinde bomba yüklü aracın şehadet eylemi ile patlatıldığı ve militanlarla güvenlik güçleri arasında çatışma çıktığı açıklandı.

Özgürleştirilen mahkûmlardan bazılarının el Kaide üyesi olduğu belirtiliyor.

Tasfirat cezaevi aralarında idam mahkumlarının da olduğu yüzlerce tutukluyu barındırıyor.

'Dosyalar imha edildi'

Cezaevi Perşembe gecesi silahlı militanların baskınına uğradı.

Cuma günü erken saatlere kadar devam eden eylemde militanlar cezaevinin bütün girişlerinde denetimi ele geçirdi.

Irak meclis güvenlik komitesi üyesi Hakim El Zamili'nin bölge basınına yaptığı açıklamada kaçmayı başaranlar arasında, "önemli" el Kaide militanlarının da bulunduğu vurgulandı.

Zamili, kaçan mahkûmların yetkililere, kendileri hakkında bilgi veren kişilerin isim listesini ele geçirmiş olduklarını ve kendi dosyalarını imha ederek izlerini kaybettirdiklerini söyledi.

Militanların bir polis taşıtıyla bazı silahları da beraberlerinde götürdükleri belirtildi.

BBC muhabiri Rami Ruhayem'in Bağdat'tan bildirdiğine göre, eylem militanlarla mahkûmlar arasındaki eşgüdüm sonucu gerçekleşti.

Militanlar daha önce de Irak cezaevlerine benzer eylemler düzenlemişti.
haber1001

Kerkük'te art arda patlamalar: Çok sayıda ölü ve yaralı
16.12.2012

Irak'ın kuzeyindeki Kerkük şehrinde Şii camilerine yönelik bombalı saldırılar düzenlendiği bildirildi.

Kerkük Emniyet Müdür Yardımcısı Tümgeneral Turhan Abdurrahman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akşam saat 19 sularında bomba yüklü 4 otomobille Şii camilerine eş zamanlı saldırılar düzenlendiğini ifade etti.

Abdurrahman, Kerkük'ün Musalla ve Vasıt bölgelerinde düzenlenen saldırılarda çok sayıda ölü ve yaralının bulunduğunu belirtti.
Sabah

Adalet Bakanlığı’na bomba: En az 25 ölü, 50'den fazla yaralı
14 Mart 2013



Irak’ın başkenti Bağdat’ta Adalet Bakanlığı'na bomba yüklü araçlarla düzenlenen eylemde 4 ayrı patlama oldu; 12'si polis en az 25 kişi hayatını kaybetti.

Polis patlamanın ardından eylemcilerin Adalet Bakanlığı’na yöneldiğini burada güvenlik güçleri ile çatışma çıktığını duyurdu.

Çatışmanın bir saat sürdüğü bildirildi.

Olay sonrası Adalet Bakanlığının ardından, Dışişleri Bakanlığı'nın da tahliye edildi.
haber1001

Irak’taki silahlı gruplar bir askeri üssü ele geçirdi
21-05-2013



Irak’taki silahlı grupların Taremiye bölgesi yakınlarındaki bir askeri üssü ele geçirdiği bildirildi.

YDH-El Alem televizyonunun haberine göre Bağdat’ın kuzeyindeki Taremiye bölgesindeki bir askeri üsse saldıran silahlı gruplar, güvenlik güçleriyle girdikleri yoğun çatışmanın ardından üssü ele geçirdi.

Iraklı bir polis yetkilisi, içlerinde üzerine bomba bağlamış intihar komandolarının da bulunduğu silahlı bir grubun er-Risale bölgesindeki 22. Tümene bağlı bir askeri üsse saldırı düzenlediklerini açıkladı.

Irak’ın Sumeriye haber ajansı da yaşanan çatışma sonrasında henüz iki tarafın kaybı konusunda bir bilgi bulunmadığını belirterek Irak ordusunun bölgeye asker takviyesinde bulunduğunu bildirdi.

Öte yandan bugün Kerkük’te bir Pazar yerine düzenlenen bombalı saldırıda bir kişinin hayatını kaybettiği, 12 kişinin de yaralandığı açıklandı.
http://www.ydh.com.tr/

Bağdat'ta bombalı saldırılar: En az 50 ölü
27 MAYIS 2013



Irak'ın başkenti Bağdat'ta arka arkaya meydana gelen patlamalarda en az 50 kişi hayatını kaybetti.
Polisin açıklamasına göre, 10'dan fazla bombalı araçlarla düzenlenen saldırılarda, Şii semtleri hedef alındı.

Geçen hafta Irak genelinde düzenlenen saldırılarda en az 70 kişi hayatını kaybetmişti.

Ağırlıklı olarak Şii semtlerinin hedef alındığı saldırılarda geçen ay 450'den fazla kişi öldü. Önceki ay da saldırılarda ölenlerin sayısı 400'ü geçmişti.
BBC

Irak'ta ölenlerin sayısı 1000 den fazla
01 Haziran 2013



Birleşmiş Milletler Irak'ta geçen ay ölenlerin sayısının 1000 i aştığını bildirdi. Yaralılar da binlerle ifade ediliyor.

Ölenler arasındapolis ve diğer güvenlik üçleri de bulunuyor.
TRT

Bağdat'ta bombalı saldırılar: 40 ölü
10 AĞUSTOS 2013

[img]http://wscdn.bbc.co.uk/worldservice/assets/images/2013/08/10/130810164051_iraq_304x171_n_nocredit.jpg [/img]

Irak'ın başkenti Bağdat'ta Şii'lerin yoğunlukta olduğu bölgeleri hedef alan bir dizi bombalı saldırıda en az 40 kişi öldü.

Yedi ayrı noktada düzenlenen saldırılarda kafeler, pazar yerleri ve lokantalar hedef alındı.

Ramazan bayramı nedeniyle ülkede güvenlik önlemleri artırılmıştı.

Temmuz ayındaki saldırılarda bin'de fazla kişi hayatını kaybetmişti. Yıllardır hiç bir ayda bu kadar çok kişi ölmemişti.

Bu yıl içinde Sünni militanların Şii bölgelerini h
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Pzr Hzr 15, 2014 10:20 pm tarihinde değiştirildi, toplam 2 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt May 03, 2014 11:30 pm    Mesaj konusu: AB-D'nin Irak'a silah zoruyla getirdiği 'demokrasi' Alıntıyla Cevap Gönder

AB-D'nin Irak'a silah zoruyla getirdiği "demokrasi" böyle bir şey...
17 KASIM 2011



BBC'den Gabriel Gatehouse'nin gözlemleri:

Irak'ta son perde
Gabriel Gatehouse
BBC, Irak

Uzun saçlı, bıyıklı işadamı John, Kalsu Kampı'nın tozlu yollarında, pikap arabasını sürerken, "Altı yıldan uzun süredir burdayım" dedi.

"Her ne gerekiyorsa yapıyorum. Kendine iyi bak. Görüşürüz!" diye de ekledikten sonra, arabasındaki müzik sistemine bağlı iPod'unun sesini sonuna kadar açıp, country müziği eşliğinde uzaklaştı.

John, Irak'tan çıkmaya hazırlanan sivil ve asker binlerce Amerikalıdan biri.

Bağdat'ın 50 kilometre güneyindeki Kalsu kampı, övgüler alan bir askeri kamyon parkı. Bugünlerde de çok hareketli.
Hergün askeri kamyon ve tank konvoyları, güneye, Kuveyt'e doğru giderken bu üsse uğruyor.

Büyük bedel

Irak'ta hala 30 bin ABD askeri var. Aralık ayının sonuna kadar hepsi ülkeyi terk etmek zorunda.

Bu savaş ABD'ye 1 trilyon Dolara mal oldu. Yaklaşık 4500 ABD askeri öldü.

Kampın komutanı Jason Kidder, kendisinin ve adamlarının başardıkları şeyden gurur duyduklarını söylüyor.

"Şimdi, pazarları açık, suyu, elektriği olan mahalleler görüyorum. ABD ordusu ve Irak hükümeti arasındaki işbirliği, buraya gerçekten makul derecede bir uygarlığı getirdi. Ben de bunun bir parçası olmaktan çok gururluyum" dedi.

Ama hemen yakındaki İskenderiye'de bu gurur pek paylaşılmıyor.

Şiilerin kutsal kentlerinden Kerbela'dan gelen taksi şoförü Hüseyin Matar, yol kenarındaki bir restoranda bir yandan kebabını yerken, bir yandan "Hala suyumuz yok, elektriğimiz yok. Yeniden inşa yok. Hiçbir şey yok" diyor.

"Amerikalılar bizi Saddam Hüseyin'den kurtarmak için işgal etti. Ama işler daha da kötüye gitti. Irak cennet olacak dediler. Nerede bu cennet?" diye de ekliyor.

Savaşta Iraklıların ödediği bedel, ABD'nin ödediğinin çok üzerinde.

En iyimser tahminlere göre bile, 2003'ten bu yana ölenlerin sayısı 100 bini geçti.

Daha geçen ay şiddet olaylarında ölenlerin sayısı 258, ki bu da Irak ortalamasına göre hiç de yüksek bir sayı değil.

Iraklılar her gün şiddet kaygısıyla yaşıyor. Ülkenin altyapısı hala vahim durumda.

Kaybolmayan eski alışkanlıklar

Doğru ya da yanlış, Iraklılar tüm bu olanlardan öncelikle ülkeyi terk eden Amerikalıları sorumlu tutuyor. Tabi diğerlerini de.

Mater, "Burada olanlardan herkes çıkar sağladı. Kuveyt, Suudi Arabistan ve hatta İran. Çünkü ABD, Irak ve Afganistan'da meşgulken, İran her istediğini yapabilir. Ülkemiz başkalarının hesaplarını gördüğü bir yere dönüştü" diyor.

Peki, "ABD bizim için ne yaptı ki?" diye soran Iraklılara verilecek yanıt ne?

Demokrasi, ya da ifade özgürlüğü yok.

25 Şubat 2011'den itibaren bir protesto dalgası Arap dünyasını sardı.

Iraklılar da sokaklara çıktı.

Bağdat'taki Tahrir Meydanı'nda, daha iyi kamu hizmetleri ve yolsuzluklara son verilmesini istediler.

Bir yıl önce, seçmenler birbiriyle pek anlaşamayan bir koalisyon hükümeti seçti. Şimdi aynı seçmenler memnuniyetsizliklerini ifade edebiliyor.
(..)
Kameraların alanı terk etmesinden sonra, güvenlik güçleri müdahale etti.

Bağımsız araştırmacı ve gazeteci Daniel Smith, "Birkaç dakika sonra tüm meydan boşaltılmıştı" diyor.

Dünyanın gözleri Orta Doğu'daki başka yerlere çevrilmişken, Smith oradaydı ve her şeye tanık oldu.

Smith, "40 dakika boyunca bizi kovaladılar. Ateş açtılar. İnsanlar yere düştü. Vurulmuş gibiydiler, ama tabi tam olarak görmek zordu. Sonra yakaladılar ve sopalarla dövmeye başladılar. Bunlar güvenilk güçleriydi." diye anlatıyor.
Daniel Smith, o günde sonra neredeyse her cuma günü Tahrir Meydanı'na gitmiş. Tehdit ve yıldırmanın daha az görünür, ama yine de etkili olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor;

"Gösteriden sonra dört gazeteci kentin diğer ucundaki bir kafede gözaltına alındı, tecavüz ve diğer şiddet yöntemleriyle tehdit edildiler. "Tahrir'e geri dönmeyin" dediler. İlerleyen günlerde devlet televizyonunda bir karalama kampanyası başlatıldı. Göstericilerin Baasçı olduğunu, hükümeti devirmeye çalıştıklarını söylediler. "

Bu ayki bir Cuma günü BBC ekibi olarak Tahrir Meydanı'na gittiğimizde, üniformalı güvenlik güçlerinin göstericilerden daha çok sayıda olduğunu gördük.

Hükümet karşıtları ve yanlıları arasında ateşli bir tartışma vardı.

Ama sivil kıyafetli istihbarat görevilleri de görülüyordu. Çok sayıda eylemci geçmişte tutuklandıklarını söyledi. Meydan okuyan, ama kaygılı bir halleri vardı.

Baasçı bir terör komplosunun parçası oldukları gerekçesiyle son haftalarda 800 dolayında kişi tutuklandı.

Irak'ta hala, şiddet ve terör yolunu benimseyenlerin olduğu açık.

Ama, en azından bazı vakalarda "Baasçı", "El Kaideci" yaftalarının, muhalifleri susturmak için kullanıldığı sonucuna varmamak da imkansız.

2003'teki işgalden sonra başlatılan Baasçıları temizleme operasyonu, çoğu Sunni olan yöneticilerin elinden iktidarı alıp, Şii çoğunluğa mensup liderlere verdi.

Saddam Hüseyin'in devrilmesinden kağıt üzerinde en çok çıkar sağlayanlar bu insanlar.
(..)
Haber1001

Haşimi'nin uçağına uçuş izni verilmedi
18.12.2011
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi'nin içinde bulunduğu uçağın uçuşuna izin verilmediği bildirildi. El Haşimi'nin basın bürosundan AA muhabirine yapılan açıklamada, Tarık El Haşimi'nin ve Cumhurbaşkanının Şii yardımcısı Hdayir El Huzai'nin içinde bulunduğu uçağın bu akşam saatlerinde Uluslararası Bağdat Havaalanı'nda uçuşa hazırlandığı sırada havaalanı güvenliği tarafından uçuştan menedildiği belirtildi.

Açıklamada, El Haşimi'nin uçakta bulunan korumalarından bazıları hakkında tutuklama emrinin bulunduğu gerekçesiyle uçağın seferden men edildiği bildirildi.

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin davetlisi olarak Süleymaniye şehrine uçakla gitmeye hazırlanan El Haşimi ve Huzai, Talabani'yle Irak'taki son siyasi durumu ele alacaktı.
haberx

Tarık Haşimi Hakkında Tutuklama Emri
19 Aralık 2011
Irak Devlet Başkan Yardımcısı Tarık Haşimi hakkında terör örgütüyle bağlantısı olmak suçundan tutuklama emri çıkarıldı. TRT

Irak'ta İşbirlikçiler birbirbirine girdi
29 Aralık 2011
TRT'nin haberi:

Irak'ta siyasi gerginlik devletin zirvesine taşınıyor

Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin Başbakan Nuri El-Maliki'ye tepkili olduğu ve istifasını istediği söyleniyor.
Gerginlik, Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi'nin Irak Parlamentosu'na düzenlenen saldırının örgütleyicisi ve sorumlusu olduğu yönündeki iddialarla başladı. Gelişmeler, Bağdat'taki merkezi hükûmeti böldü.
Haşimi, gıyabında çıkarılan tutuklama emri sonrasında, kuzeydeki bölgesel yönetime sığındı. Adil şekilde yargılanacağına inanmayan Haşimi, Bağdat'a dönmüyor.
Tutuklama kararının hemen ardından Bağdat'ta yaşanan intihar saldırıları da gerilimi iyice tırmandırdı. Irak hükümetindeki Sünni bakanlar, saldırılardan Şii Başbakan Nuri El Maliki'yi sorumlu tutuyor.
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani de Maliki'ye tepkili. Süleymani'ye de bulunan Talabani'nin yakın çevresine "Maliki istifa edene kadar Bağdat'a dönmem" dediği söyleniyor.

Irak'ta yine bombalar patladı: 6 ölü
25 Kasım 2010
Irak'ta düzenlenen bombalı saldırı ile tanker patlamasında 6 kişinin öldüğü bildirildi. Haber10

Musul'da Şehadet Eylemi: İşkence merkezi yerle bir oldu
29 ARALIK 2010

Irak'ın kuzeyindeki Musul şehrinde gerçekleşen işehadet eyleminde, daha önceki suikastlerden kurtulan bir ikenceci başı yıkılan işkence merkezinin en kazı altında kalarak öldü. üst düzey bir polis yetkilisi öldü.
Bina altında kalan başka biri olup olmadığı ise henüz bilinmiyor.

Saldırı sırasında, iki işehadet eylemcisinin üzerindeki patlayıcıları ateşlediği, üçüncüsünün ise binaya girmedenişbirlikçi polis tarafından durdurulduğu açıklandı.

Pazartesi günü ülkenin Ramadi kentinde gerçekleşen bie başka eylemde ise en az 14 kişi ölmüştü. Sıradışı

Kerbela'da Şiilere karşı bombalı eylem: En az 45 ölü
20 OCAK 2011

Irak'da Kerbala şehri yakınlarında patlayan bombalarda en az 45 kişini öldüğü, 130 kişininse yaralandığı bildirildi.

Patlamalar şilerin konvoylarının olduğu iki yolda yaşandı.

Bugün yaşanan ölümlerle Irak'ta hafta başından beri düzenlenen eylemlerde ölenlerin toplam sayısı 150'yi aştı. Sıradışı

İşgal altındaki Bağdat, bombalarla sarsıldı
23 Ocak 2011
Haçlı İşgali altındaki Irak'ın başkenti Bağdat, bugün bombalarla sarsıldı.

Kentin farklı mahallelerinde bomba yüklü araçlarla düzenlenen 5 farklı eylemde en az 8 kişi öldü, 30 kişi de yaralandı.

Son günlerde ülkenin farklı bölgelerinde meydana gelen eeylemler, Şiilerin Erbain kutlamaları ile güvenlik düzeyinin artırıldığı başkente de sıçradı.

İlk eylem yerel saatle sabah 07.00 civarında meydana geldi. Eylemlerde hem Şiiler hem de Şii mahalleleri hedef alındı. Eylemlerin ikisinde işbirlikçi polis hedef olurken, bir diğeri ise Erbain törenleri için yürüyen İranlı Şiileri hedef aldı. Diğer iki bombanın hedefi ise kesinleştirilemedi. Geçtiğimiz hafta Salı günü Tikrit kentindeki eylrmde 49 kişi ölmüş, bir gün sonra Bakuba'da gerçekleştirilen eylemde de 5 kişi ölmüştü. Perşembe günü ise Kerbela'da meydana gelen ve Şii törenlerini hedef alan eylemde ise en az 52 kişi öldü. Sıradışı

Irak'ta şiileri hedef alan eylemde en az 38 ölü
12 Şubat 2011
Bir otobüs garında, üzerine patlayıcı bağlayan bir eylemci, Şiilerin yakınında kendisini havaya uçurdu.
Irak'ın Samarra kenti yakınlarında Şiileri hedef alan eylemde sayısının en az 38 Şiinin öldüğü yaralı sayısının ise 74 olduğu bildirildi. Sıradışı

Musul'da 7 işbirlikçi asker öldürüldü
İşgal altındaki Irak'ın Musul kentinde düzenlenen silahlı eylemde 7 işbirlikçi asker öldü. Musul'un dış mahallelerinden Beduş'ta, birliklerinden izin saatlerinde çıkan sivil kıyafetli işbirlikçi askerlerin bulunduğu araca, yanından hızla geçen ve içinde üç silahlı eylemcinin bulunduğu bir araçtan ateş açıldı. 12.03.2011 haber1001

Irak'ta Karakola Şehadet Taarruzu: 5 Ölü, 24 Yaralı
13.06.2011

İşgal altındaki Ülkenin güneyindeki Basra kentinde düzenlenen eylemde bomba yüklü aracı kullanan şehadet eylemcisi, polis karakolunun nizamiyesine birkaç metre kala aracını infilak ettirdi.

Eylemde karakolun 4 polis en az 5 kişi öldü, çoğunluuğu polis 24 kişi de yaralandı. haber1001

İşgal altındaki Irak'ın Başkenti Bağdat'ta Patlamalar: 40 Ölü, 85 Yaralı
23.06.2011
İşgal altındaki Irak'ın Başkenti Bağdat'ın güneyindeki bir Şii mahallesiinin pazar yerinde, dün akşam meydana gelen üç ayrı patlamada 40 kişi öldü, 85 kişi de yaralandı.

85 kişinin de yaralandığı eylemde, bombalardan birinin bir Şii camiini hedef aldığı belirtiliyor.

Öte yandan, başkent Bağdat’ta düzenlenen bir diğer eylemde de, Amerikan Uluslararası Kalkınma Ajansı’nda görevli bir Amerikalı müteahhid öldü.

İşgalci Amerikan Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada, bu eylemde biri Amerikan vatandaşı üç kişinin de yaralandığı bildirildi. haber1001

Taci kentinde düzenlenen bombalı eylemde 35 kişi öldü
05.07.2011

Irak’ın kuzeyindeki Taci’de düzenlenen bombalı saldırıda 35 kişi öldü.
Iraklı yetkililer, Taci kentindeki belediye binasının park alanında iki patlama meydana geldiğini açıkladı.

Park alanının kalabalık olduğu sırada önce bomba yüklü aracın infilak ettiği, ardından ikinci bir patlamanın meydana geldiği belirtildi.

Yetkililer, patlama sonucu 35 kişinin öldüğünü onlarca kişinin de yaralandığını bildirdi. TRT

Irak'ta Bombalı Eylem: 4 İşbirlikçi Öldü
02 Ekim 2011
Haçlı işgali altındaki Irak'ın başkenti Bağdat'ın kuzeyinde düzenlenen iki bombalı saldırıda El Kaide'ye karşı mücadele eden dört işbirlikçi milis öldü.
da iki milisin öldüğünü, üç milisin yaralandığını belirtti.
haber1001

IRAK İSTİKLÂL SAVAŞI

Irak İstiklâl Savaşı İslâm Coğrafyasının ve İnsanlığın Yüzünü Ağartmaya Devam Ediyor

GERÇEK KÜRT, İŞGALCİYE AMAN VERMİYor!
10 Temmuz 2010
Mücahid Direniş gruplarından, gerçek Kürt, Kürt`ün samimisi, Kürt müslümanlarının gerçek temsilcisi Ensar Es-sunne yayınladığı basın açıklamasında iki ayrı yerdeki Amerikan işgal üssünü vurduğunu duyurdu.
Kerkük`te bulunan bir Amerikan işgal üssüne CK5 füzeleriyle yapılan operasyonda üssün tam isabet aldığını duyuran Ensar Es-sunne mücahid direniş güçleri, ayrıca Tikrit`te de bir Amerikan işgal üssünü daha 82 ml. çapında havan toplarıyla vurduğunu duyurdu.
Başka bir operasyonda da, üç kukla hükümet askeri, Bağdat`ın batısında yola döşenmiş bir bombanın infilak etmesi neticesinde yaralandı. Kendilerine polis diyen işbirlikçilerin söylediğine göre Bağdat`ın batısında Nafak el Şurta bölgesinde meydana gelen patlama işbirlikçilerin bir aracı ile civardaki dükkanlara zarar verdi.
Hatırlanacağı üzere, mücahid direniş güçlerinden Ensar Es-sunne`nin kampları, Irak`a yapılan saldırının daha başlangıcında, Kürt`ün haini işbirlikçi Talabani`nin, kampın koordinatlarını işgalci düşman Amerika`ya vermesiyle vurulmuştu. Kampta bulunan çok sayıda kadın ve çocuk, işgalci düşman Amerikan saldırsında şehid oldu. Kampta silahlı direnişçi mücahidlerin olmadığı bilinmeteydi.

11 Temmuz 2010
Irak`lı direnişçilerin TAMİM eyaletine bağlı Kerkük şehrinde bulunana bir Amerikan işgal üssüne yönelik gerçekleştirdikleri operasyonda üsse fırlatılan füzelerin tam isabet ettiği bildirildi.
Görgü tanıkları, işgal üssünden yoğun dumanlar ve siren seslerinin yükseldiğini ayrıca helikopterlerin üssün etrafında uçuştuğunu bildirdi.
İşgal güçleri, her zamanki gibi ölü ve yaralı sayısı hakkında bilgi vermekten kaçmaya devam ediyor.

İşgalci Düşman Amerika Her Zamanki Gibi Kayıplarını Gizlemeye Devam Ediyor
Bir Uzak Batı ülkesi olduğu halde orta Doğu`ya gelerek Irak`ı işgale kalkan işgalci düşman Amerika Savaş Bakanlığı (Pentagon), conilerinden bu ay içerisinde üçüncüsünün öldüğünü kabul etti ve her zaman olduğu gibi ölüm nedenini çatışma dışı bir sebebe bağladı.
Pentagon’un açıklamasında söz konusu askerin nasıl ve Bağdat’ın neresinde öldüğü bildirilmedi.
Böylece, Pentagon’nun verilerine gore, Mart 2003 tarihinden bu güne kadar işgalcilerin ölü sayısı 4412 yükseldi ve bunlardan 42’si bu sene içerisinde öldürüldü. Oysa Amerikan Eski Savaşçılar Derneği’nin verileri, ölü sayısını 33 bin olarak göstermektedir.

Şakir BİLMEZ
http://buyukasya.net/Content.aspx?haberID=258

Obama: Aralık sonunda Irak'tan çekiliyoruz
21 EKİM 2011

ABD Başkanı Barack Obama, Irak'taki Amerikan askerlerinin aralık ayı sonunda ülkeden ayrılacağını açıkladı.

Obama, eski başkan George Bush'un emriyle ülkeyi işgalinden dokuz yıl sonra bütün askerlerin ülkeden çekilmesi emri verdi.
Halihazırda Irak'ta 39 bin Amerikan askeri var.

2008 yılında en yüksek olduğu dönemde ülkedeki Amerikan askeri sayısı 165 bine ulaşmıştı.

Amerikan basınına sızan haberlerde, Irak liderlerinin beş bin askerin Irak ordusunu eğitmek amacıyla ülkede kalmasını talep ettikleri öne sürüldü.

Ancak Bağdat'ın bu ülkede kalacak askerlerin Irak yasalarından muaf olmamaları koşulunun Pentagon tarafından kabul edilmediği bildirildi.

ABD askerleri işgalden bu yana Irak'ta yasal dokunulmazlığa sahip halde hareket ediyor. Iraklı yetkililerin suç işlediğini düşündüğü yabancı askerleri Irak mahkemelerine sevketme hakkı yok.
BBC

ABD Irak'taki en büyük Askeri Üssünü Boşaltıyor
07 Kasım 2011
ABD ordusu, Irak'taki en büyük üssünü gelecek ay Irak yönetimine devretmek üzere boşaltıyor.
Başkent Bağdat'taki uluslararası havaalanının yakınlarında yer alan Victory Üssü, yaklaşık 40 bin asker ve 25 bin görevliye ev sahipliği yapıyordu.

ABD'nin Irak'taki 505 üssünden en büyüğü olan ve şu an 4 bin askerin kaldığı Victory Üssü yetkilileri, üsteki maddi değeri 100 milyon doları aşan binalar, su tankerleri, jeneratörler ve diğer ekipmanların da Irak hükümetine bırakılacağını açıkladı.

Yaklaşık 47 kilometre dikenli telle çevrili olan askeri üs, aynı zamanda i Irak lideri Saddam Hüseyin ile kuzeni ve sağ kolu Kimyasal Ali'ye de evsahipliği yapmıştı.

Saddam Hüseyin, 2004'ten idam edildiği 2006 yılına kadar Victory Üssü'nde inşa edilen 3x7,5 metrelik penceresiz bir hücrede tutuklu kalmıştı.

ABD ordusunun, halihazırda Irak'ta 12 üste 31 bin askeri var. Bu askerlerin de yıl sonuna kadar ülkeden ayrılması öngörülüyor.
aktifhaber

Bağdat'ta 20 ayrı bölgede bombalar patladı,: En az 50 kişi öldü, 100 kişi yaralandı

İşgal altındaki Irak'ın başkenti Bağdat'ın 20 semtini hedef alan bombalı eylemlerde en az 50 kişinin öldüğü, 100'den fazla kişinin yaralandığı bildirildi.

Aralarında Kazımiye, Sadr, Hay El Cihad, Hay El Amil, Bağdat El Cedide, Kemaliye, Rahmaniye, Şaab, Kıriat, Hüseyniye, Ebu Çir'in bulunduğu 20 semtte bomba yüklü araçlarla, yola yerleştirilen bombalarla ve havan toplarıyla düzenlenen eylemlerde en az 50 kişinin öldüğünü, 100'den fazla kişinin yaralandığını belirtilirken.

Ölü sayısının artabileceği ifade ediliyor.

İşgal altındaki Başkent Bağdat'ta geçen pazar akşamı düzenlenen eylemlerde de en az 53 kişi ölmüştü.
Bu eylemlerin işgalcilerle işbirliği yapanları cezalandırmak amacıyla yapıldığı sanılıyor. Sıradışı

Bağdat'taki eylemleri Irak İslam Devleti' üstlendi
5 Kasım 2010
Irak'taki diğer Sünni isyancı örgütleri de bünyesinde barındırdığı kaydedilen ''Irak İslam Devleti'', Bağdat'ta hafta içinde Şii bölgelerini hedef alan en az 91 kişinin öldüğü ve 350'denfazla kişinin yaralandığı senkronize eylemleri üstlendi.

Irak İslam Devleti adıyla bir internet sitesinde yayımlanan açıklamayla Bağdat'ta salı günü Şiilerin gittiği lokanta ve kahvehaneleri hedef alan eeylemlerin sorumluluğu üstlenildi. Açıklamada eylemlerin bütün işbirlikçilere karşı artarak süreceşi belirtildi.
Sıradışı

Bağdat'ta senkronize 13 bombalı eylem : En az 63 ölü, 185 yaralı
22 ARALIK 2011



Irak'ın başkenti Bağdat'ta eş zamanlı olarak düzenlendiği düşünülen bir dizi patlamada en az 63 kişi öldü.

İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada 13 ayrı hedefe saldırı düzenlendiği belirtildi.

Saldırıda en az 185 kişinin yaralandığı açıklandı.

Saldırıların sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı.

Bununla beraber bölge uzmanları bu tür eş zamanlı saldırı kabiliyetinin ancak El Kaide örgütünde olduğu yorumunu yaptı.
haber1001

Diyala vali yardımcısı tutuklandı
20-01-2012



YDH- Irak’ın Diyala ilinin Vali Yardımcısı Gassan el-Hazreci’nin ülkede düzenlenen terör eylemlerine karışmak suçlamasıyla tutuklandığı bildirildi.

Fars haber ajansının Diyala muhabirine dayandırdığı haberine göre Diyala ilinin el-Irakiye üyesi Vali Yardımcısı Gassan el-Hazreci, Irak güvenlik güçleri tarafından terör eylemlerine karışmak suçlamasıyla tutuklandı.

Diyala Vali Yardımcısı Gassan el-Hazreci, Saddam Hüseyin döneminde Eşref Kampı’na yerleştirilen İran rejim karşıtı Halkın Mücahitleri örgütünün en önemli destekçilerinden biri olarak tanınıyordu.

Fars haber ajansına açıklamada bulunan bir görgü tanığı, Gassan Hazreci’nin 6 polis aracıyla gelen güvenlik güçleri tarafından evinden alınarak bilinmeyen bir yere nakledildiğini söyledi.

Diyala Valiliği Sözcüsü Taras el-Azavi, vali yardımcısının tutuklandığı haberini doğrulamakla birlikte Hazreci’nin hangi suçlamayla tutuklandığını bilmediğini açıkladı.

İyad Allavi liderliğindeki el-Irakiye üyesi olan Gassan Hazreci, birkaç ay önce Halkın Mücahitleri Örgütü’nün Diyala’da kalması yönündeki çabalarıyla dikkat çekmişti.
http://www.yakindoguhaber.com/

Irak'ta Şiilere bombaı: En az 50 ölü
14 OCAK 2012

Irak'ın güneyindeki Basra kenti yakınında Şiilere karşı düzenlenen intihar şehadet eyleminde en az 50 kişinin öldüğü bildiriliyor.

Basra'nın Zübeyir şehrinde düzenlenen bombalı eylemin, Erbain törenlerine katılmak üzere toplanan Şiileri hedef aldığını açıkladı.

Ülkede, bu tür eylemlerin yapılması beklendiğinden sıkı güvenlik önlemleri alınmıştı.

Geçen haftalar boyunca çok sayıda Şii'nin de benzer eylemlerde öldüğü bildiriliyor.

Basra'daki hastaneler, saldırılarda yaralanan 91 hastayı tedavi etmekte olduklarını açıkladı.
haber1001

Ramadi'de karakola baskın: En az yedi polis öldü.
15 OCAK 2012
Irak'ın Ramadi kentinde bir polis karakoluna silahlı kişilerce baskın düzenlendi.

Karakolun önünde önce bombalar patladığı, ardından silahlı kişilerin karakola girdiği bildiriliyor.

Bağdat'ın 100 km kadar batısındaki Sünni kentini hedef alan eylem sonucu en az yedi polis öldü çok sayıda polis yaralandı.

Polis saldırıda bomba yüklü dört araç kullanıldığını açıkladı.

Ardından iki şehadet eylemcisi karakolun içinde kendilerini havaya uçurdu.
Onları silahlı eylemciler izledi. Karakoldaki eylemciler ile karokolu kuşatan polisler arasında uzun süren bir çatışma yaşandı.

Polis öğleden sonra geç saatlerde eylemcilerden beşinin öldürüldüğünü açıkladı.
haber1001

Irak’ta bombalı araçlarla düzenlenen eylemlerde11 ölü, 21 yaralı

İlk eylem bu sabah Musul kentinin dışında Şiilerin yoğun olduğu bölgede düzenlendi, eylemde en az 8 kişinin öldüğü, 6 kişinin de yaralandığı bildirildi.

İlk saldırıdan birkaç saat sonra bu kez başkent Bağdad’ın 95 kilometre güneyinde, Şii kasabası Hille’nin sanayi bölgesinde patlayıcı yüklü araçla yapılan eylemde ise en az 3 kişi öldü, 15 kişi de yaralandı.

Yıl başından bu yana bu tür eylemlerde ölenlerin sayısının en az 150 kişi olduğu bildiriliyor Eylemlerin genellikle Şiilere yönelik olduğu ifade ediliyor.
haber1001

Irak'ta bombalı eylemde Batı işbirlikçisi bir milletvekili ile korumaları öldü
15 Ocak 2013



Bağdat'ın 70 km batısında yer alan Felluce ilçesinde Batı işbirlikçisi Milletvekili İfan Sadun El İsavi'nin yanına yaklaşan bir eylemci üzerindeki bombayı patlattı.

Eylemde Irak Milli Meclisi'ndeki Irakiye Bloku üyesi milletvekili İfan es- Sadun el-İsavi ve 4 koruması öldü, 5 kişi yaralandı.

İsavi, daha önce 3 kez suikast girişimine maruz kalmıştı.
haber1001

Irak'ta istihbarat şefi feda eyleminde öldü
16 ŞUBAT 2013
BBC'nin haberine göre; Irak'ın Musul'a bağlı Telafer kentinde meydana gelen feda eyleminde Genel İstihbarat Okulu Başkanı General Ali Avni ve iki korumasının öldüğü bildiriliyor.
General Ali Avni, bu yıl içinde Irak'ta öldürülen en üst rütbeli asker.

Suriye sınırından 150 km uzakta ve Bağdat'ın 420 km kuzeyinde yer alan Telafer'in nüfusu Sünni Araplar ve Türkmenlerden oluşuyor.

Telafer, 2005 yılında Iraklı direnişçiler ve ABD askerleri arasında yoğun çatışmalara sahne olmuştu. Bu zamandan beri kentte aralıklı olarak, kanlı eylemler gerçekleşiyor. haber1001

Irak'ın haçlılar tarafından işgalinin 10'uncu yıldönümü arafesinde Bağdat'ta Bombalı eylemler: En az 50 ölü
19 MART 2013



BBC'nin haberine göre; Irak'ın işgalinin 10'uncu yıldönümü arefesinde başkent Bağdat'taki bir dizi bombalı ve silahlı eylemde en az 50 kişi öldü.

Polis kaynakları BBC'ye yaptığı açıklamada, başkentte Şiilerin çoğunlukta yaşadığı bölgeleri hedef alan eylemlerde en az 100 kişi de yaralandı.
haber1001

Irak'ta bombalı saldırılar
15 Nisan 2013



Bağdat, Kerkük ve Tuzhurmatu kentlerinde düzenlenen saldırılarda 44 kişi öldü.
Ülkede cumartesi yapılacak yerel seçimler öncesinde düzenlenen bombalı saldırılarda 150 kişi de yaralandı.
Bağdat'ta 5, Kerkük'te 6, Tuzhurmatu'da 3 patlamanın meydana geldiği bildirildi. TRT

Irak'ta şahadet eylemi: 25 ölü
29 Ekim 2010
Irak'ın başkenti Bağdat'ın kuzeybatısında düzenlenen şehadet eyleminde ölenlerin sayısının 25'e yükseldi.

Bakuba kentiyle İran sınırı arasında olan Balad Ruz kasabasındaki eyleme hedef olan kafeye, genellikle Şii Kürtlerin gittiğini belirtiliyor. Eylemde 70 kişinin de yaralandığı kaydedildi. haber1001

Bağdat'ta Kiliseye Baskın: En az 24 ölü
31 Ekim 2010 Irak'taki işgalci ABD ordusu, başkent Bağdat'ta bir kilisenin basıldığını ve olayda en az 24 kişinin öldüğünü açıkladıi. Açıklamada baskın sırasında 120 kişinin bulunduğu kilisede en az 30 kişinin de yaralandığı ifade edildi.. haber1001

Basra'da Bombalı Eylem: en az 12 Ölü
08 Kasım 2010 2
İşgal altındaki Irak'ın Basra kentinde bombalı araçla düzenlenen eylemde en az 12 kişinin öldüğü bildirildi.
Basra'nın güneybatısında Şiilerin yoğun olduğu restoran, kafe ve iş yerlerinin bulunduğu Kible semtinde düzenlenen eylemde en az 30 kişinin de yaralandı.

BAĞDAT VE MUSUL'DA DA 7 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ

Öte yandan, Irak'ta meydana gelen diğer şiddet olaylarında 6'sı asker 7 kişi öldü, 5 kişi yaralandı.

Polis yetkilileri, başkent Bağdat'ın 80 kilometre kuzeyindeki Halis'te yola yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucunda 6 askerin öldüğünü bildirdi.

Yetkililer, Musul kentinin doğusunda da yine yola yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 1 kişinin öldüğünü söyledi.

Bağdat'ta da İstatistik Ofisinin Başkanı Mehdi el Alak'ın konvoyunu hedef alan bir bombalı saldırıda, iki özel korumanın ve yoldan geçen iki kişinin yaralandığı belirtildi.

İçişleri Bakanlığından bir yetkili, kentte düzenlenen başka bir bombalı saldırıda da bir kişinin yaralandığını bildirdi.

Dünya Bülteni

Irak'ta Çifte Bombalı Eylem: En az 20 Ölü
26 Temmuz 2010
Irak'ın Kerbela kenti yakınındaki çifte bombalı saldırıda 20 kişinin öldüğü, 54 kişinin yaralandığı bildirildi. haber1001

Irak ve Afganistan Direnişi Amerikan'ın Aklını Kaçırdı.
08 Ağustos 2010
Irak ve Afganistan kahraman silahlı kuvvetlerinin aralıksız taarruzları işgalci düşmanın aklını kaçırmasına sebep oldu. Direnişçi mücahitler, vatan topraklarını kirleten İşgalci Amerikan askerlerini gece gündüz, inlerinde ve dışarda her zemin ve zamanda düzenledikleri operasyonlarıyla büyük bir korku girdabının içerisinde boğmaya devam ediyor.

Amerikan Savunma Bakanlığı pentagon son aylarda İşgal askerleri arasında intahar oranlarındaki artışın faturasını askerlerin sorunlarıyla ilgilenmeyen komutanlara çıkardı. Yaşadıkları şiddetli taaruzlar sonucu akıl sağlığı bozulan askerlere yardım etmek için yüzlerce psikolog görevlendirildirilmesine rağmen intiharların önüne geçilemiyor.

İntihar oranlarında geçen yılların aynı aylarına göre bu yıl artış yaşandığı gibi Irak kahraman direnişinin eylemleri de geçen yılın aynı aylarına nazaran bu yıl istikrarlı bir artış gözleniyor . Irak işgalci haçlı sürüleri için bir mayın tarlası adeta. Gün geçmiyorki bir işgal aracı yola yerleştirilmiş tahrip gücü yüksek bir mayınla havaya uçurulmasın. İşte son üç günün eylem hasılatı:

Bağdat’ın doğusunda vatan topraklarını kirleten bir işgal aracının geçişi esnasında patlatılan bomba neticesinde iki işgal askeri ölürken üç işgalci Amerikan askeri ağır yaralandı.

Diyala eyaletine bağlı Bakuba şehrinin kuzeyindeki İbni firnas isimli bir işgal karargahında konuşlanan haçlı domuz sürülerine kahraman direnişçi mücahitler tarafından dört havan topu atıldığı bildirildi. Görgü tanıkları işgal üssünden yoğun duman yükseldiğini ve helikopterlerin karagahtaki ölü ve yaralıları taşımak için karargatan havalandığını söyledi.

Kerkük eyaletine bağlı tikritin kuzeyinde yol kenarına yerleştirilmiş bir bombanın işgalci haçlı sürülerinin geçişi esnasında patlatılması sonucu bir işgal zırhlısı içerisindeki terörist cânilerle birlikte imha edildi.

Kerbela şehrinde kendilerince devriye gezen Amerikan askerleri direnişçi mücahitlerin yola yerleştirdikleri mayından kurtulamadılar. Eylem mahalli güvenlik kordonuyla kapatılarak maddi ve beşeri zayiatlar gene gizlenmeye çalışılsa da tahrip gücü yüksek bir tank savar mayınına yakalanan bir araçtan kolay kolay sağ çıkılamayacağını bilenler biliyor.

Eylemler sadece işgalci yabancı güçlerle sınırlı kalmıyor; işgale yataklık eden kukla hükümet polisleri ve para karşılığında vatanlarını satan sahve elemanları direnişçi mücahitlerin intikamlarından kaçamıyorlar.

Tikrit şehinde işbirlikçi Sahve örgütü üyesi üç kişi direnişçi mücahitler tarafından makineli tüfeklerle taranarak cezalandırıldı.

Musul şehrinde kukla hükümet ordusunda görev yapan bir bimbaşı ve dört kukla asker bomba yüklü araçlarla düzenlen taarruz neticesi etkisiz hale getirildi. anadoluhaber

Basra'daki patlamada ölü sayısı 43'e çıktı
Irak'ın güneyindeki Basra'da dün akşam meydana gelen patlamada ölenlerin sayısı 43'e çıktı. Basra sağlık müdürlüğü yetkilisi Dr. Salah Abid, ölü sayısını açıklarken, onlarca yaralının da en az 4 hastanede tedaviye alındığını belirtti. Patlamanın nedeni ise hala belirlenemedi. 08.08.2010 BAĞDAT netgazete

Irak’ta feda eylemi

Irak'ın Bakuba kentinde, İranlıları taşıyan bir otobüse düzenlenen Irak’ta şahadet eylemi 4'ü İranlı biri Iraklı toplam 5 kişi öldü.
Bir polis yetkilisi, Bakuba kentinin doğusundaki bir polis kontrol noktasında, İranlı yolcuları taşıyan otobüse düzenlenen intihar saldırısında 14 kişinin de yaralandığını söyledi. Yetkili yaralananların İran vatandaşı olduğunu ifade etti. haber1001

Bağdat'ta düzenlenen şehadet eyleminde en az 51 kişi öldü, 119 kişi yaralandı
Polis , eylemin, askerlik şubesi olarak hizmet veren eski Savunma Bakanlığı binasının önünde, askere alınmak üzere kayıt olmaya gelenlerin küçük gruplar halinde toplandığı sırada düzenlendiğini söyledi haber1001

Iraklı direnişçiler bu yıl susturuculu silah kullanarak 686 kişiyi öldürdü
04 Ekim 2010
Irak'taki direnişçilerin giderek artan bir şekilde, susturucu takılmış silahlarla saldırı düzenleme yolunu seçtikleri belirtildi.

Anayasal Özgürlüğün ve Hakların İzlenmesi adlı sivil toplum kuruluşu, bu yıl, şu ana kadar Irak'ta 686 kişinin susturuculu silahlarla öldürüldüğünü bildirdi.
Bu rakamın 2009'da 473, 2008'de 270 olduğu hatırlatıldı.

Susturuculu silahların genellikle güvenlik kontrol noktalarındaki polis ve askerlere, siyasilere ve hükümet destekli Sahva milislerine karşı kullanıldığı belirtiliyor. netgazete

ABD Şiileri Bombaladı: Sadr semtinde 32 kişi öldü

Bağdat'ta 1 ABD askeri öldürüldü

Bağdat'ta düzenlenen operasyonda 1 Amerikan askeri öldürüldü, 4 asker de yaralandı.

Amerikan ordusunun Bağdat'taki Şii Sadr semtine yönelik hava saldırısında ölenlerin sayısı ise 32'ye yükseldi.

Iraklılar , saldırıda ölenlerin çoğunun direnişçi değil, kadın ve çocuklar olduğunu bildirdi. Saldırı sonrası yüzlerce kişi Irak bayraklarıyla protesto gösterileri düzenledi.

Bu arada, geleneksel Şii anma törenleri nedeniyle Bağdat'ta hafta sonuna kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Tikrit'te bombalı eylemden yaralı kurtulanlara 2. bomba: 17 ölü
3 Haziran 2011
Irak'ın başkenti Bağdat'ın kuzeyindeki Tikrit'te bir camiye saldırıda yaralananların kaldırıldığı hastanede düzenlenen şehadet eyleminde ölenlerin sayısı 17'ye çıktı. Yaralı sayısının ise en az 40 olduğu açıklaandı.
haber1001

Irak'ta eylemler: 9 ölü sayısı oldu
26 Ekim 2011
Bomba yüklü araçla Musul kentindeki El Zuhur mahallesinde askeri devriye geçtiği sırada düzenlenen ilk eylemde en az 3 asker öldü, 3 kişi de yaralandı.

Aynı mahallede, eşzamanlı olarak bomba yüklü araçla düzenlenen başka bir eylemde en az 2 kişinin öldüğü, 16 kişinin yaralandığı bildirildi.

Başkent Bağdat'ın güneyindeki İskenderiye bölgesinde, bir Şii imamın evine bombayla düzenlenen eylemde, imamın eşi ve kızının öldüğü, imam ve oğlunun ağır yaralandığı belirtildi.

Silahlı kişilerin dün akşam düzenlediği saldırıda ise İskenderiye valisi Ali el Mesudi'nin öldüğü açıklandı.

İskenderiye'de askeri konvoya düzenlenen saldırıda da bir Irak askerinin öldüğü, birinin yaralandığı bildirildi. haber1001

Maliki'den Kürt yönetimine: Haşimi'yi teslim edin
21 ARALIK 2011
Irak Başbakanı Nuri El Maliki özerk Kürt bölgesi yönetimini ülkenin Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el-Haşimi'yi ulusal makamlara teslim etmeye çağırdı.
Haşemi hakkında silahlı örgüt kurup suikastlar planlamak suçundan terörle mücadele yasası uyarınca Pazartesi günü tutuklama emri çıkarılmıştı.

Tarık el-Haşimi ise suçlamaları uydurma olarak nitelemişti.
Ülkenin en üst düzey Sünni siyasetçisi olan Haşimi hakkındaki tutuklama emri Amerikan ordusunun Irak'tan ayrılmasından bir gün sonra çıkarılmıştı.
Haşemi şu anda Irak'ın kuzeyinde Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin kontrolündeki bölgede bulunuyor.
ABD Başkan Yardımcısı Joseph Biden da, Irak Başbakanı Nuri el Maliki'ye ülkedeki siyasi krizi aşmak için tüm siyasi partilerle işbirliğine gitme çağrısı yaptı.
Başbakan Maliki televizyondan naklen yayınlanan konuşmasında, meclisi boykot eden Sünni Irakiye grubuna mensup bakanları, boykotun devam etmesi durumunda kabineden atabileceği mesajını da verdi.
Başbakan, tüm siyasi gruplara krizi çözmek için diyalog çağrısında da bulundu.
Şii siyasetçi Maliki, bunun gerçekleşmemesi durumunda ise Irak'ın yolunda çoğunluk hükümeti ile devam edeceğini söyledi.
Başbakan Maliki, Haşemi'nin önceki haftalarda parlamento önünde düzenlenen ve Maliki'yi hedeflediği öne sürülen bombalı suikast saldırısıyla ilgili olduğunu da savunuyor.
Haşemi'nin kendisine karşı suçlamaları Arap Birliği'nin incelemesi yolundaki çağrısına da cevap veren Maliki, konunun bir suç fiiliyle ilgili olduğunu ve Arap Birliği'nin bu konuda bir yetkisi olmadığını söyledi.
Maliki ne Arap Birliği'nin ne de Birleşmiş Milletler'in Irak'taki bir suç fiiliyle ilgili vakaya Q müdahale etmesinin söz konusu olamayacağını da belirtti.
BBC

ABD Askeri 5 asker Arkadaşını Vurdu
12 Mayıs 2009
Pentagon Bağdat'taki Amerikan üssünde bir askerin arkadaşlarını vurduğunu açıkladı.
Irak'ın başkenti Bağdat'ta Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki Amerikan üssü "Camp Liberty"de olayı ABD Savunma Bakanlığı Pentagon duyurdu.
Üste açılan açılan ateşte öldürüldüğü haber verilen 5 askerin bir başka ABD askeri tarafından vurulduğu açıklandı.
Arkadaşlarını vuran asker gözaltına alınırken, üste yaşananlarla ilgili ayrıntılı bilgi verilmedi.

OBAMA ŞOKE OLDU

Askerin arkadaşlarını öldürmesi ABD Başkanı Barack Obama'yı da şoke etti.

Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, Obama'nın konuyu Savunma Bakanı Robert Gates ile değerlendireceğini söyledi.

Bakan Robert Gates de ölümleri şoke edici diye niteleyerek, olay konusunda istihbarat toplama sürecinde bulunduklarını belirtti. Gates, eğer bir asker silahını diğerlerine çevirdiyse bunun büyük bir kaygı nedeni olacağını ve bakanlık tarafından büyük bir dikkatle değerlendirileceğini söyledi.

5 askerin vurulması, Irak'ta 10 Nisandan bu yana tek bir saldırıda en fazla ABD askerinin öldüğü olay oldu.

Kuzeydeki Musul kentinde 10 Nisanda, bir polis merkezi yakınında düzenlenen intihar saldırısında 5 Amerikan askeri ölmüştü.

Mayıs ayı başında Irak'ın kuzeyinde bir askeri eğitim merkezinde de Irak askeri üniforması giymiş bir kişinin 2 ABD askerini öldürdüğü haber verilmişti.

Irak'tan son olayla ilgili gelen ilk haberlerde, 5 Amerikan askerinin üste düzenlenen saldırıyla öldürüldüğü bildirilmişti. aktifhaber

Zeydi, serbest: Ben serbestim ama ülkem hâlâ esir

ABD'nin eski Başkanı George Bush'a, Bağdat'ta basın toplantısı düzenlediği sırada ayakkabılarını fırlatan ve milyonlarca kişinin gözünde kahraman olan Iraklı gazeteci Muntazır El Zeydi, ABD'nin, Saddam Hüseyin'in devrildiği işgalin üzerinden 6,5 yıl geçmiş olmasına rağmen Irak'taki mevcudiyetini korumasına dikkati çekti ve "Ben bugün özgürüm. Ancak ülkem halen esir" diye konuştu. El Zeydi, gözaltına alındığı ilk günlerde dövüldüğünü, elektrik şoku verilerek kendisine işkence edildiğini söyledi. İşkence edenlerin kimliklerini daha sonra ifşa edeceğini kaydeden El Zeydi, Başbakan Nuri El Maliki'den özür dilemesini beklediğini ifade etti. 15.09.2009 BAĞDAT netgazete

Cezaevinde İğne Yapılmış
16 Eylül 2009
Bush'a ayakkabı fırlattığı ve hakaret ettiği için 9 ay hapis yatan Muntazır El-Zeydi, görkemli karşılamadan sonra düzenlenen basın toplantısının ardından rahatsızlandı.
El-Zeydi'ye ilk müdahale Irak'ta yapıldı. Tedavinin yeterli görülmemesi ve zehirlenme kuşkularının ortaya çıkmasından sonra saat 23.00 sıralarında Suriye'nin başkenti Şam'a acilen özel uçakla tedavi için getirilen El-Zeydi'ye ikinci müdahale Şam'da yapıldı. Şiddetli sancılarının bulunduğu öğrenilen El-Zeydi'nin Şam'da yapılan tedavide biraz rahatladığı ancak ayrıntılı tedavi gerekliliğinden ötürü Yunanistan'a götürüldüğü bildirildi.
Muntazır El-Zeydi'nin rahatsızlanarak önce Suriye'nin başkenti Şam'a ve daha sonra da Yunanistan'a götürüldüğü haberini kardeşi Uday El-Zeydi de doğruladı.

IRAK POLİSİNİN ZEHİRLEDİĞİNDEN ŞÜPHE EDİLİYOR

Muhabirimiz Samet Doğan'a konuşan Uday El-Zeydi şunları söyledi:

“Kardeşim dünkü basın toplantısından sonra aniden rahatsızlandı. Kardeşim Muntazır'a ilk müdahaleyi Iraklı sağlık ekipleri yaptı. Rahatsızlığı, gördüğü işkencelerden kaynaklanıyor olabilir. Ama bizim aklımıza zehirlendiği de geliyor. Çünkü Irak güvenlik güçleri, sağlığına faydalı olduğunu iddia ederek çok sayıda iğne yaptılar. Bu iğneler o sıralarda da rahatsızlık veriyordu. Bu bilgiyi Iraklı doktorlara da aktardık. İğnelerin zehirli olmasından veya sağlığını bozmak için yapılmasından kuşkulanarak uçakla Şam'a götürdük. Ben Irak'a geri döndüm, şu anda kardeşim Yunanistan'da ve tedavisi devam ediyor.”

Halen durumunun ağır olduğu öğrenilen Muntazır El-Zeydi'nin sağlık durumuna ilişkin ayrıntılı açıklama yapılması bekleniyor. Habervaktim

Gazetecilik Dersi: “Vatanınız ve Vatanseverliğiniz Yoksa Mesleğiniz de Yoktur”

Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi’nin tahliye olduktan sonra meslektaşlarına verdiği bu mesajı, bizim “ulusal medya” görmezden geldi…
ABD eski Başkan’ı George Bush’a ayakkabılarını fırlaratak işgali protesto eden gazeteci Muntazar El Zeydi’yi Irak halkı bağrına bastı. Cezaevi’nde 9 ay yattıktan sonra önceki gün tahliye olan El Zeydi, kendisini kendisini davul zurnalarla karşılayan acılı Irak halkına tarihe geçecek bir konuşma yaptı.

El Zeydi’nin konuşmasında en önemli mesajlardan birisi, “gazetecilik mesleği” ile ilgiliydi. Bush ile Maliki’nin basın toplantısını izleyen gazetecilere “Soru sormayacaksınız” talimatının verildiğini açıklayan El Zeydi, gazetecilerin de bu talimata uyduğunu söyledi. Zeydi, ülkesinde yabancılar ve işbirlikçileri tarafından yapılanlar sessiz kalan, bazen ortak olan tüm gazetecilere “Vatanınız ve vatanseverliğiniz yoksa mesleğiniz de yoktur” diye seslendi. El Zeydi’nin konuşmasındaki bu bölümün “Türk medyasında” hiç yer almaması dikkat çekti.

Irak halkının ulusal kahramanı El Zeydi, şunları söyledi:

“Hergün kendimle hesaplaşıyordum. Kurbanlara söz verdim, intikam alacağım diye. Ayakkabı atarak savaş suçlusu Bush’a tepkimi göstermek istedim. Katil ülkeme geliyor, ’demokrasi ve özgürlük’ diye... Bizimle dalga geçer gibi. Ülkemdeki katliamlar beni yıktı. Felluce, Ebu Garip. Ben işgali reddetme yolunu seçtim.Amerika Irak’ta ayrımcılık tohumları ekti, bizi birbirimize düşürdül. Ben özgürüm ama ülkem hala esir. Ülkemdeki herkes acı çekti. 10 yıldan fazla süren ABD amborgosunda aç kaldık. Sokaklarımız, mezara döndü.”
Kaynak: Açık İstihbarat

Pazar yerinde bombalı eylem: en az 7 ölü, 21 yaralı
18 09 2009
Irak'ın başkenti Bağdat'ın güneyindeki Mahmudiye kasabasında pazar yerinde düzenlenen bombalı eylemde ilk belirlemelere göre en az7 kişi öldü, 21 kişi yaralandı. haber101

MUSUL'DA İNSANSIZ UÇAK DÜŞÜRÜLDÜ

26 Eylül 2009
Irak'ın kuzeyinde işgalci ABD ordusuna ait bir insansız uçağın düşürüldüğü bildirildi.
İşgalciAmerikan ordusundan yapılan açıklamada, insansız uçağın, ülkenin en büyük sünni partisi olan Irak İslam Partisi'nin Musul ofisine düştüğü kaydedildi. Olayda binanın çatısının hasar gördüğü ve can kaybı olmadığı bildirildi.
İşgalci ABD ordusuna göre Musul, Irak'taki El Kaide'nin son kalesi. haber101

Karakolun önünde şahadet eylemi: En az 7 polis öldü
28 Eylül 2009
Irak'ta bugün düzenlenen şahadet eyleminde en az 7 polis öldü, en az 10 polis de yaralandı. Şehadet komandosu, kullandığı tankeri Ramadi'ye 35 km mesafedeki polis karakolunun önünde havaya uçurdu. haber101

El Anbar'da patlama: 10 ölü

11 Ekim 2009 Irak'ta, El Anbar vilayetinin merkezi Ramadi'de bomba yüklü iki araçla düzenlenen saldırılarda ilk belirlemelere göre 10 kişi öldü. Patlamada çok sayıda kişinin yaralandığı bildirildi.
Yetkililer, ülkenin batısındaki El Anbar'da söz konusu söldırıların İl Konseyi binasının yakınındaki bir otoparkta düzenlendiğini söylediler. haber7

Irak'taki işgalin son 4 yılının faturası: 85 bin ölü
14 Ekim 2009
Irak İnsan Hakları Bakanlığı, 2004-2008 döneminde bombalar, cinayetler ve çatışmalar nedeniyle en az 85 bin kişinin hayatını kaybettiğini, 147 bin 195 kişinin de yaralandığnı ıaçıkladı. Aynı zaman zarfında kimliği belirsiz 15 bin ceset bulunduğu ifade edilen açıklamada, 2003'den beri öldürülen ve ailelerinin teşhis edemediği binlerce Iraklının kimliği belirsiz kişiler mezarlığına gömüldüğü kaydedildi.

İnsan Hakları Bakanlığından bir yetkili, söz konusu raporun yaklaşık 10 bin kişi olduğu farz edilen kayıp sayısını kapsamadığını belirtti

Irak'ta patlayan bomba ABD'nin 'ikmal yolunu kesti'
18 Ekim 2009

Irak'taki bombalı saldırı Amerikan askerlerinin ana güzergahında yer alan bir köprüyü hedef aldı

Irak ile Suriye ve Ürdün'ü birbirine bağlayan otoyoldaki bir köprü bombalı saldırı sonucu havaya uçuruldu.

Dinamit yüklü bir kamyonla düzenlenen intihar saldırısında yıkılan köprü Amerikan ordusunun asker ve malzeme nakliyesinde kullandığı ana güzergahında yer alıyordu.

Iraklı yetkililer, ülkenin komşu iki ülkeyle en önemli bağlantısı olan otoyolun kapatıldığını açıkladı.

Felluce'de 4 Iraklı asker öldü

Öte yandan, Irak'ın Felluce kasabasında Irak askerlerini taşıyan konvoya karşı düzenlenen bir başka saldırıda da dört Irak askeri öldü. 14 askerin ise yaralandığı kaydedildi.

Etiketler: ıarak işgal ABD Saddam Hüseyin esir şkence direniş patlama ölü yaralı El-Zeyd

Bağdat'taki bombalı eylemlerde 39 kişi ölü, 144 yaralı

Haçlı işgali altındaki Irak'ın başkenti Bağdat'ta direnişçilerce düzenlenen bomnalı eylemlerde ölenlerin sayısının 39 olduğu açıklandı.

Eylemlerde yaralananların sayısının da 144 olduğunu bildirdi. haber1001

Irak Süleymaniye'de otelde yangın: 29 ölü
16 Temmuz 2010
Irak'ın kuzeyindeki Süleymaniye kentinde bir otelde dün gece çıkan yangında aralarında kadın, çocuk ve yabancıların bulunduğu 29 kişinin öldüğü, 22 kişinin yaralandığı bildirildi. netgazete

Irak'ta bombalı eylem: En az 10 ölü

Irak'ın kuzeyindeki Diyala vilayetinde bir pazar yerinde bomba yüklü araçla düzenlenen eylemde, ilk belirlemelere göre 10 kişi öldü, 16 kişi de yaralandı.
Patlamanın bir binanın çökmesine sebep olduğu açıklandı. haber1001

Irak'ta 1 ABD helikopteri daha düşürüldü: En az 1 ölü, 12 yaralı
Irak'ta Blackhawk tipi bir Amerikan helikopterinin düşürülmesi sonucu en az bir işgalci Amerikan askeri öldü. İşgalci ABD ordusundan yapılan açıklamada, helikopterin dün gece başkent Bağdat'ın 80 kilometre kuzeyindeki Balad hava üssünde düştüğü, olayda 12 Amerikan askerinin de yaralandığı bildirildi. 20.09.2009 Haber101

Irak'ta askeri araç devrildi, 2 işgalci Amerikan askeri öldü
04 Eylül 2009
Irak'ın kuzeyinde iki işgalciAmerikan askerinin, araçlarının devrilmesi sonucu öldüğü bildirildi. Associated Press ajansına göre, Irak'ta Mart 2003'ten bu yana ölen işgalci Amerikan askerlerinin sayısı 4339'a yükseldi. Haber101

Irak'ta 2 ABD helikopteri daha düşürüldü
26 Ocak 2009
İşgalci ABD ordu sözcüsü Al-Meqdad Jebrael, "Kuzey Irak'ta, yaklaşık 02:15 (TSİ 01:15) Selahaddin'de 2 helikopter düştü. Koalisyon kuvvetlerinin 4 üyesi öldü" dedi.

Helikopterlerin düşüş sebebi açıklanmadı. Olayla ilgili olarak soruşturma başlatıldığı ifade edildi.

Bununla bu ay Irak'ta ölen işgalkci ABD askerlerinin sayısı 15'e yükseldi. 2003'ten bu yana ülkede ölen askerlerin sayısı da 4 bin 236 oldu.

Irak'ta 1 ABD helikopteri daha düşrüldüü: 2 ölü, 2 yaralı

Irak'ta bir Amerikan helikopterinin daha düşürüldüğü, 2 işgalciinin öldüğü, 2'siinin de yaralandığı bildirildi.

18 Temmuz 2009

İşgalci ABD elçiliğinden verilen bilgiye göre, helikopter Bağdat'ın doğusundaki bir ABD askeri eğitim sahasında dün düştü.

Irak'ta 3 işgalci ABD askeri daha öldürüldü
Irak'ın Basra kenti yakınlarındaki bir üsse yapılan taarruzda 3 işgalci Amerikan askerinin öldürüldüğü bildirildi.
haber101

Bağdat'ta bombalı eylem: 2 Şii öldü
17 Temmuz 2009
Irak'ın başkenti Bağdat'ın doğusunda sabaha karşı düzenlenen bombalı eylemde iki Şiinin öldüğü, 12'sinin yaralandığı bildirildi.

Anma törenleri dolayısıyla 100 bin polisin bölgede konuşlandırıldığını, saldırının buna rağmen meydana geldiğini kaydedildi.

Ayrıca, sabah Bağdat'ın güneybatısında bulunan Dura mahallesinde meydana gelen patlamada 7 şiinin yaralandığını açıklandı. haber101

Kerkük’te pazarda patlama: 13 ölü
19 Eyl 2014



Irak’ın Kerkük kentinde, bir pazarda bombalı saldırı düzenlendi. 13 kişi öldü, 20 kişi yaralandı.

Patlama Kürtlerin yoğun olduğu Hazır Pazarı’nda yaşandı.

Nayif Camii yakınlarında bulunan pazardaki patlama saat 11.00 sıralarında oldu. İlk belirlemelere göre en az 13 kişi hayatını kaybetti. Yaralanan 20 kişi ise çevredeki hastanelere kaldırıldı.
Yerel kaynaklar, patlamaya bomba yüklü bir motosikletin sebep olduğunu belirtti.
http://www.aljazeera.com.tr/

Bağdat'ta bombalı saldırılar: 41 ölü
11.10.2014



Irak'ın başkenti Bağdat'ın farklı bölgelerinde düzenlenen bombalı saldırılarda 41 kişinin hayatını kaybettiği, 76 kişinin yaralandığı bildirildi.

Emniyet kaynaklarından aldığı bilgiye göre, Bağdat'ın Kazımiyye semtindeki bir yolda park halindeki bomba yüklü aracın infilak etmesi sonucu 6 kişi öldü, 22 kişi yaralandı.
Başkentin kuzeyinde yer alan eş-Şula mahallesinde bomba yüklü 2 araçla düzenlenen saldırılarda 32 kişinin yaşamını yitirdiği, 43 kişinin yaralandığı belirtildi.
Bağdat'ın batısındaki el-Vişaş mahallesinde ise esnafın dükkanlarını hedef alan bombalı saldırıda 3 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin yaralandığı ifade edildi.
TRTTÜRK

Irak'ta bombalı eylemler: En az 26 ölü
12.10.2014



TRT'nin haberine göre: Irak'ta Diyala vilayeti ile başkent Bağdat'ta düzenlenen eylemlerde ilk belirlemelere göre en az 26 kişi hayatını kaybetti.

Diyala İl Meclisi Güvenlik Komitesi Başkanı Sadık el-Huseyni, yaptığı açıklamada, kentte bomba yüklü araçlarla düzenlenen 2 saldırıda, aralarında güvenlik güçlerinin de olduğu 22 kişinin öldüğünü, 30 kişinin yaralandığını söyledi. Şiddetli patlamalarda çevrede büyük hasar oluştuğunu aktaran Huseyni, bomba yüklü araçlardan birinin hükümet diğerinin ise belediye binasını hedef aldığını ifade etti.

Başkent Bağdat'ta düzenlenen bombalı eylemlerde de en az 4 kişi öldü, 12 kişi yaralandı.

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Başkent'in doğusunda düzenlenen bombalı eylemde 3 kişi öldü, 8 kişi yaralandı, başkentin güneyinde gerçekleşen ikinci bombalı eylemde ise 1 kişi öldü, 4 kişi yaralandı. Yaralılar arasında askerlerin de bulunduğu kaydedildi.
haber93
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Pzr Nis 05, 2015 7:22 pm tarihinde değiştirildi, toplam 2 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pts Hzr 23, 2014 9:12 pm    Mesaj konusu: Irak’ın bölünmesi: ABD projesine Türk müteahhitliği Alıntıyla Cevap Gönder

Haçlı sürülerinin Irak'ı işgali de 8 yıl önce bugün başlamıştı
Oğuz Gürses
20 Mart 2011

ABD komutasındaki haçlı sürülerinin Libya'ya düzenledikleri hava saldırısının tarihi çok dikkat çekici .

Çünkü, ABD komutasındaki aynı haçlı sürüleri 8 yıl önce bugün (20 Mart 2003) Irak işgalini başlatmışlardı.

Libya'da yaşanan olaylar karşısında yapılan en önemli uyarı bu ülkenin de Irak'a dönüşmemesi yönünde.

Ancak, bugün, yani 20 Mart tarihi, her iki ülke açısından da büyük önem taşıyor. Çünkü bugün, yani 19/20 Mart 2011'de ABD komutasındakl haçlı sürüleri Libya'ya havadan ve denizden büyük bir askerî saldırı başlattı.

Şimdi tam 8 yıl geriye gidelim...

2003 yılında bugün (20 Mart 2003), ABD komutasındaki haçlı sürüleri Irak'ı işgale başlamıştı.

Milyonlarca Iraklı Müslüman bu vahşî haçlı sürüleri tarafından katledildi, yaralandı, esir alındı, yurtlarından edildi...

Ama yüzbinlerce haçlı saldırgan, Iraklı direnişçiler tarafından ödürüldü, yaralandı, kalıcı sakatlıklara maruz bırakıldı, kafayı yedi/balataları sıyırdı, korkudan intihar etti...

Ve ABD ekonomisi büyük bir krize girerek çöküşün eşiğine kadar geldi ve halen o eşikte duruyor...

8 yıl sonra aynı gün aynı haçlı sürülerinin Libya halkının üzerine havadan bombalar yağdırmaya başlamasının sonucunun nasıl olacağını Libya halkının ve dünya Müslümanlarının bu saldırı karşısındaki tavırları belirleyecek...

Umarız Irak'taki ve Afganistan'daki şanlı direnişler gibi bir direniş Libya'dan başlayarak dalga dalga bütün dünyaya yayılır da...

Batı emperyalizminin kanlı leşi Akdeniz'in mavi sularına gömülür gider...

Dünya kurtulur...

İnsanlık kurtulur...

Hepimiz kurtuluruz...

Kaynak: http://www.millibirlikruhu.blogspot.com/

İşgalci ABD askerleri Irak'tan Sağ Kurtuldukları İçin Sevinç Çığlıkları Atarak Kaçıyor
0ğuz Gürses
19.08.2010



İşgalden 7 yıl 5 ay sonra son muharip Amerikan tugayı Irak topraklarını terketti. İşgalci Amerikan askerleri Irak sınırından çıktıklarında Iraklı direnişçilerin elinden sağ kurtuldukları için "sevinç çığlıkları" attı. (*)



2003’te Irak’ı "demokrasi getirmek" bahanesiyle işgal eden eli kanlı emperyalist ABD, arkasında katlettiği, yaraladığı, ırzına geçtiği, işkence ettiği milyonlarca Irakllının yanında, yanmış yıkılmış, taş taş üstünde bırakılmamış yeraltı ve yer üstü kaynakları yağmalanmış, binlerce yıldır sapasağlam orada duran tarihi eserleri talan edeilmiş, bankalarının kasaları soyulmuş bir ülke -ama bütün bunlara rağmen düşmanına boyun eğmeyi redden onurlu bir halk- bırakarak kaçıyor



İşgal, Iraklılara yıkım, kan ve gözyaşı getirdi ama onurlu bir halkın direniş iradesini çok orantısız silah, teknoloji ve sayısal üstünlüğe sahip dünyanın en büyük ve en gelişmiş ordularının dahi kıramayacağını da gösterdi.



Irak'ın şehid Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in arslan yürekli askerleri, ABD önderliğnde üzerlerine çullanan "Yedi düvel”in haçlı ordularını geldiklerine pişman ederek püskürtmeyi başardı...

Şimdi sıra işbirlikçilerin cezalarını infaz etmeye geldi...

O işin en kolay tarafı...

Hep birlikte izleyeceğiz...

İşbirlikçilerin sonu nice olurmuş göreceğiz...

İşgalcilerin omuzlarını yıldızlarla donattığı, Kürt asıllı işbirlikçi, çakma Genel Kurmay Başkanı Babekir Zebari, kaçan işgalcilere omuzlarınındaki yıldızlardan ve giydiği üniformadan utanmadan bakın nasıl yalvarıyor:

“Bizi bırakmayın” (**)

Birleşik Haçlı orduları karşısında , yüzyıl önce Çanakkele'de, Kut'ul Ammara'da olduğu gibi büyük bir zafer kazanan Iraklı Mücahid Kuvvetleri’ni, başta Başkomutanları sayın İzzet El Duri olmak üzere tek tek tebrik ediyor...

Ve...

Bu büyük zafer'n başta Afganistan ve Filistin olmak üzere Batı emperyalizminin işgal ve saldırısı altındaki bütün müslüman halklara örnek olmasını diliyoruz..

Şu mübarek Ramazan gecesi "Darısı hepimizn başına" diiyoruz...

Dipnot:

* TRT, "Irak'ı Sevinç Çığlıklarıyla Terkettiler". Haberin tamamını okumak için: http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=d9ffb70a-0469-4713-bcd6-0ba86c13babe

** [‘Bizi bırakmayın’
Irak'ın işbirlikçi Genelkurmay Başkanı Babekir Zebari ise, 12 Ağustos’ta yaptığı bir konuşmada, “ABD ordusu, Irak güvenilk güçleri hazır olana kadar, yani 2020 yılına kadar kalmalı” diyerek işgalci Amerikan yönetimine, “gitmeyin” dedi. Ancak Amerikalılar ülkede bundan böyle varlıklarını yalnızca diplomatik ofisleri aracılığıyla devam ettireceklerini söylüyor. haber1001] http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=339

Kaynak: http://millibirlikruhu.blogspot.com/

ABD, harap ettiği Irak'ı işbirlikçilerine bırakarak kaçtı
Oğuz Gürses
18 ARALIK 2011

İşgalci ABD’nin Irak’taki i son askerleri de dün ülkeyi terketti.

İşgalci ABD’nin alelacele kaçmasından sonra, artık ülke Iraklı Şii ve Kürt işbirlikçilerin eline geçti; ancak onların ülkede kontrolü sağlamaları pek de mümkün görünmüyor.

Irak’taki ABD işgali sırasında bu ülkedeki 500 askerî üste 170 bin işgalci ABD askeri bulunuyordu. Bu askerler ülkeyi harabeye çevirirken milyonlarca Iraklı’yı katlettiler, esir ettiler, işkence ettiler, yaraladılar ve ülkelerini terke zorladılar.

Yaklaşık 9 yıl süren haçlı işgali sırasında resmî rakamlara göre 4.500 Amerikan askeri, öldü. Ancak bağımsız kaynaklar ülkede direnişçiler tarafından öldürülen ve yaralanan işgalci asker sayısını yüzbinden fazla olduğunda hemfikir.

İşgalin ABD’ye maliyeti ise trilyonlarca dolar olarak ifade ediliyor.

ABD’nin içinde bulunduğu ve her yönüyle çöküşe doğru giden krizin ana sebebi olarak Irak ve Afganistan işgallerinin doğurduğu hesapsız harcamalar olduğu belirtiliyor.

Kötülük İmparatorluğu ABD’nin Başkanı Barack Obama Irak’tan dönen askerlere bundan sonraki hayatlarında gerekli iş ve sosyal güvencelerin sağlanacağı sözünü verdi. Ama daha önce Irak işgaline katılıp geri dönmüş askerlerin 300 binden fazlasının ABD’nin sayısı 50 milyonu aşan evsizleriyle beraber sokakta yaşadığı gözönünde dururken, bu vaadin de Obama’nın diğer bir çok vaadi gibi fos çıkacağı anlaşılıyor.

Çünkü halen, son 10 yılda ordudan ayrılan askerlerin işsizlik oranları millî ortalamanın yüzde 2,5 üzerinde seyrediyor.

Cumhuriyetçiler Obama’nın çekilme kararını geride istikrarsız bir Irak bırakıldığını söyleyerek eleştiriyor, ancak Amerikalıların çoğu çekilmeyi destekliyor.

Geçtiğimiz günlerde Irak’ın işbirlikçi Başbakanı Nuri el Maliki, Amerikalı işadamlarını ülkesine yatırım yapmaya çağırdı. Son ABD askerlerinin de Irak’tan çekilmesi öncesinde Washington’u ziyaret eden Maliki, Amerikan şirketleri için ülkede sınırsız fırsatlar bulunduğunu söyledi.

Ancak İşgal sonrası kaotik bir iç savaş yaşanması beklenirken, ABD’li işadamlarının Irak’ta büyük yatırımlar yapması ihtimal hiç yok.

Irak halkı bu işbirlikçilerden gerçekten kurtulduğu gün, şu anda işbirlikçiler eliyle sürdürülmeye çalışılan örtülü haçlı işgali de sona erecek ve o gün Irak’ın gerçek kurtuluş günü olacaktır.

O günün fazla uzakta olmadığını ümit ediyorum.

ABD önderliğindeki haçlı işgalini püskürten kahraman Iraklı direnişçiler…

Bu çapulcu işbirlikçilerin defterini çok kısa zamanda düreceklerdir.

Kaynak: http://millibirlikruhu.wordpress.com/

İngiliz Liderden Tarihi İtiraf: "IRAK'IN İŞGALİ YASA DIŞIYDI"
21 Temmuz 2010

İngiltere Başbakan Yardımcısı Nick Clegg, öyle bir itirafta bulundu ki bu sözler dünya tarihine kara leke olarak geçecek!
İngiltere Başbakan Yardımcısı Nick Clegg, 2003 yılında Irak'ın işgal edilmesini "yasa dışı" olarak nitelendirdi.

ABD'de bulunan Başbakan David Cameron'un görevine vekalet eden Liberal Demokrat Parti Lideri Clegg, parlamentoda yaptığı konuşmada, işgal döneminde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Jack Straw'a atıfta bulunarak, "Onun arkasında bıraktığı karmaşayı çözmeye çalışmak için ulusal çıkarlar içinde çalışan iki partiyi bir araya getiren bu koalisyonda yaptığımız herşey için hesap verebilmekten mutluyum" dedi.

"IRAK'IN İŞGALİ YASA DIŞIYDI"

Clegg, "Belki de bir gün, muhtemelen onun (Straw'un) hatıratı için beklememiz gerekecek. Şimdiye değin verilmiş en feci kararda, Irak'ın yasa dışı işgalindeki rolünün hesabını verebilir" diye konuştu.

Başbakan Cameron'un bir sözcüsü ise konuya ilişkin sorular üzerine, Clegg'in koalisyon hükümetinin değil, kendi görüşünü dile getirdiğini söyledi.aktifhaber

Bağdat'ta ölü sayısı 100'e çıktı, 563 yaralı var
- Irak'ın başkenti Bağdat'ta bu sabah bomba yüklü araçlar ve havan toplarıyla eş zamanlı düzenlenen eylemlerde ölü sayısının 95'e çıktığı, yaralı sayısının ise 563 olduğu belirtildi. İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, saldırıların Bağdat'ın merkezinde bulunan El Salihiye, Hafız El Kadi, Bab El Muazzam, Veziriye, El Beyya, El Amiriye ve Kerrada semtlerinde meydana geldiği belirtilmişti. Saldırılarda, en çok can kaybına yol açanın Dışiş leri Bakanlığını hedef alan bombalı eylemlerolduğu kaydedilmişti.

Irak'ın başkenti Bağdat'ta aralarında maliye ve dışişleri bakanlıkları ile parlamento binasının da bulunduğu hedeflere yapılan saldırılarda en az 100 kişi hayatını kaybetti. Havan topları ve bombalarla yapılan saldırıda 500'ü aşkın insan da yaralandı. Eylemciler direkt iki bakanlığı hedef aldı.

ylemler, Bağdat'ın merkezinde bulunan El Salihiye, Hafız El Kadi, Bab El Muazzam, El Beyya ve Kerrade semtlerinde düzenlendi.

Bir havan topu çok sıkı korunan Yeşil Bölge'deki Maliye Bakanlığı, diğeri Parlamento binası, üçüncüsü ise valilik binasının yakınına düştü. Diğer saldırıda ise patlayıcı yüklü araçla Dışişleri Bakanlığı hedef alındı. Eylemlerde ilk belirlemelere göre en az 100 kişi öldü, 500'den fazla da yaralı var. Yaralıların durumlarının ciddi olmasından dolayı ölü sayısının artması bekleniyor.

Dışişleri Bakanlığına düzenlenen eylemin bomba yüklü bir araçla gerçekleştirildiği, olayda çok sayıda ölü ve yaralının olduğu kaydedildi.

Olayda yaralananların çoğunun Bakanlık çalışanı olduğu belirtildi

19.08.2009 haber101

Felluce Halkı İşgalci ABD Askerlerinin Gidişini Kutladı
14 Aralık 2011

İşgalci ABD ordusu, ay sonunda Irak'tan tamamen çekiliyor.
9 yıl süren işgale tepkili binlerce Iraklı Türkmen kenti Felluce'de buluştu.

Felluce, Irak'ta Amerikan işgaline en çok direnen kentlerden biriydi. İşgalin sona ermesini kutlayan ilk kent oldu.

Son işgalci Amerikan askerinin de ay sonunda ülkeyi terk edecek olması binlerce göstericiyi sokağa döktü.

Kentin en büyük camilerinden birinin önünde toplanan kalabalık, İsrail ve Amerika karşıtı sloganlar attı, İsrail bayrağını ateşe verdi.

2003 yılında Amerikan askerleri şehri işgal etmiş, katliamlar yapmış, kenti yakıp yıkmış ve kentteki bir camiyi karargaha çevirmiş ve duruma tepki gösteren 200 kadar göstericinin üzerine ateş açmıştı.

Bu olaydan sonra Türkmen kenti Felluce, direnişin kalesi oldu. Özellikle 2004 ve 2005 yıllarında direnişçilerle işgalci Amerikan askerleri arasında kanlı çatışmalara sahne oldu.
haber1001

Irak'ta siyasi kriz tırmanıyor
0 ARALIK 2011

Irak Başbakan Yardımcısı Tarık el Haşimi dün hakkında çıkarılan tutuklama kararını sert bir şekilde eleştirdi.

El Haşimi, Erbil'de yaptığı basın toplantısında Irak'a karşı olan herhangi bir faaliyete asla karışmadığını söyledi ve hakkında çıkan iddiaları "uydurma" olarak değerlendirdi.

Dün çıkarılan tutuklama kararı terörle mücadele yasasına dayandırılmış ve Haşimi'ye yöneltilen terör bağlantılı suçlamalarla ilgili olduğu belirtilmişti.

Haşimi bugün yaptığı basın açıklamasında, Şii başbakan Nuri el Maliki'yi suçladı, kendisini küçük düşürmeyi hedefleyen komplonun parçası olmakla itham etti.

"Irak'ın bütünlüğünü sağlamak amacıyla şimdiye kadar yaptığımız herşey boşa gitti" diyen Haşimi tutuklanma kararının arkasında başbakan Maliki'nin bulunduğunu söyledi.

Haşimi'nin tutuklanma kararı, lideri olduğu El Irakiye Partisi'nin, Başbakan Nuri Maliki'yi protesto amacıyla parlamentodan çekilmesinin sonrasında yaşanmıştı.

Hükümet adına BBC'ye konuşan bir yetkili El Haşimi'ye yönelik kararın hukuksal gerekçeleri olduğunu ve siyasi bir tavır olarak algılanmaması gerektiğini belirtti.
"Saddam diktatördü, Maliki de öyle"

BBC'ye konuşan El Irakiye Partisi'nden Salih el Mutlak, gelişmelerin ülkeyi yeni bir mezhep çatışmasına sürükleyebileceğini belirtti.

El Mutlak ülkedeki Sünnilerin Maliki liderliğindeki Şii hükümet tarafından baskıya uğradığını söyledi, "Saddam bir diktatördü, Maliki de öyle" dedi.

Öte yandan AFP haber ajansı, hakkında tutuklama kararı çıkan Tarık el Haşimi'nin Kürdistan Özerk Bölgesi'nde yargılanmayı kabul edeceğini belirtti.

El Haşimi ayrıca kendisine yöneltilen suçlamaları Arap Birliği'nden yetkililerin de incelemesini istedi.

Barzani’den kriz uyarısı

Önceki günlerde Haşimi'nin koruma görevlilerinden bazıları tutuklanmış ve başkan yardımcısına ülkeden çıkış yasağı konulmuştu.

Irak devlet televizyonunda dün yayımlanan görüntülerde Haşimi'nin korumalarının, Haşimi ile terörist örgütler arasında bağlantılı olduğu yönündeki "itirafları" yer aldı.

Dün ülkenin kuzeyindeki Kürt yönetiminin lideri Mesut Barzani "ülkenin bütünlüğünün dağılmasını önlemek amacıyla" acil görüşmelerin başlaması çağrısında bulunmuştu.
Barzani durumun "derin bir krize doğru ilerlemekte olduğuna" dikkat çekmişti.
BBC

Maliki'den Haşimi'yi "Teslim Edin"
21 Aralık 2011
ÇağrısıHaşimi hakkındaki tutuklama kararı Irak'ta çatışma endişesini artırdı. Maliki'den bölgesel yönetime “Haşimi'yi teslim edin” çağrısı geldi.

Amerikan askerlerinin çekildiği Irak'ta durum gergin... Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi'yi tutuklama kararı, ülkede gerilimi tırmandırıyor. Haşimi Başbakan Nuri el Maliki'yi suçlarken Maliki ise bölgesel yönetimden, Haşimi'nin yargıya teslim edilmesini istedi.
Haşimi: "Bu Maliki'nin Komplosu"
Terörist eylem planladığı iddiasıyla hakkında tutuklama kararı çıkartılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi, Erbil'deki açıklamasında Başbakan Maliki'yi eleştirdi. Gelişmeleri, Maliki'nin komplosu olarak niteleyen Haşimi yargılanmaktan kaçmayacağını ifade etti.
Haşimi, "Tek bir şartla yargılanmaya hazırım. Soruşturmanın bölgesel yönetim sınırları içinde yapılmasını istiyorum" dedi.
Maliki: "Haşimi'yi Teslim Edin"
Maliki ise kuzeydeki bölgesel yönetimden Haşimi'nin teslim edilmesini istedi.
Irak'ın Şii Başbakanı, bir yandan da kendisini daha önce Saddam Hüseyin'le kıyaslayan Sünni Yardımcısı Salih El Mutlak'ın görevden alınması için bastırıyor.
Mutlak'ı, kerhen hükümete alan Maliki, meclisin, yardımcısını azletmemesi halinde istifa edeceğini duyurdu.
Maliki bir yandan da ülkedeki tüm tarafları gerilimin daha fazla tırmanması için diyaloğa çağırdı. Başbakan Maliki'nin teklifi Haşimi'nin de üyesi olduğu Sünni Irakıye Cephesi tarafından reddedildi.
Irakiye Cephesi "sorunun temel sebebi olarak gördükleri Maliki'nin çağrısını samimi bulmadığını" ifade etti.
TRT

"Sıra Kürt Liderlere De Gelecek"
26 Aralık 2011



Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Haşimi, kendisinden sonra sıranın Kürt liderlere geleceğini söyledi.

Irak'ta hakkında tutuklama kararı çıkarılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi, Şii Başbakan Nuri el Maliki'yi 'ülkeyi tek parti iktidarıyla yönetmeye çalışmakla' suçladı.
Sünni politikacı, "İleride sıra Kürt liderlerine de gelecek, çünkü Maliki, Irak'ı tek başına yönetmek istiyor." dedi.
Irak'ın kuzeyindeki Süleymaniye kentine bağlı Kala Çolan bölgesinde, kendi ifadesiyle Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin misafiri olarak kalan Haşimi, hakkındaki tutuklama kararının ABD'nin ülkeden ayrılmasının hemen ertesine denk gelmesine dikkat çekti.
Haşimi, Irak'ın üçe bölüneceğine yönelik iddialarla ilgili olarak ise bu söylentileri çıkaranların ülkede mezhep çatışmasını alevlendirmek isteyenler olduğunu söyledi.
Ülkenin çok kötü bir yöne sürüklenmek istendiğini de ifade eden Haşimi, bunun sorumlusunun Başbakan El Maliki olduğunu öne sürdü.
Ülkede durumu düzeltmek istediklerini, niyetlerinin Iraklıların yaşam standardını yükseltmek olduğunu belirten Haşimi, şöyle konuştu: "Ama belli ki Başbakan Nuri el Maliki bütün muhalefeti silmek istiyor. Bunun için de Irakiye listesinden Tarık el Haşimi'den başladı ve son açıklamasında da diğer siyasi şahsiyetleri tehdit etti. Sıranın yakında diğer siyasilere geleceğini düşünüyorum. İleride sıra Kürt liderlerine de gelecek, çünkü Maliki Irak'ı tek başına yönetmek istiyor. Maliki, karşı tarafın düşüncesini bile almak istemiyor ve kesinlikle hiçbir şekilde muhalif partiler ve siyasetçiler istemiyor. Bu da bence ana sorunlardan biri."
TRT

Haşmi meselesinde ABD’ye umut bağlamak faydasız
29-12-2011

Haşmi meselesinde ABD’ye umut bağlamak faydasızYDH- Iraklı parlamenterlerden Abdulhalim er-Rahimi; el-Irakiye liderlerinin Tarık Haşmi meselesinin çözümü için ABD’den müdahale etmesini istemesinin herhangi bir faydasının olmayacağını söyledi.

YDH- Iraklı parlamenterlerden Abdulhalim er-Rahimi; el-Irakiye liderlerinin Tarık Haşmi meselesinin çözümü için ABD’den müdahale etmesini istemesinin herhangi bir faydasının olmayacağını söyledi.

El- Alem televizyonuna demeç veren Başbakan Nuri el-Maliki liderliğindeki Hukuk Devleti İttifakı milletvekillerinden Abdulhalim er-Rahimi, el-Irakiye İttifakı Lideri İyad Allavi’nin, Meclis Başkanı Usame Nuceyfi’nin ve Maliye Bakanı Rafi el-İsavi’nin Beyaz Saray’a mektuplar göndererek Irak’ta yeni bir kabine kurulması için Amerika’nın doğrudan müdahale etmesini istemelerinin faydasız bir girişim olduğunu söyledi.

El-Irakiye liderlerinin Beyaz Saray’a gönderdikleri mektuplarda Maliki hükümetinin Amerikan çıkarlarına aykırı olduğunu belirterek Washington’dan Irak hükümetine müdahale etmesini istediklerini hatırlatan Rahimi, “Haşimi meselesinin bir uluslar arası mesele haline getirilmesi kabul edilemez. Çünkü bu bir iç mesele konusunda yabancılardan yardım istemektir” dedi.

El-Irakiye liderlerinin Beyaz Saray’a mektup göndererek ABD’den müdahale etmesini istemesinin yanlış olduğunu belirten Rahimi, mektubun ABD üzerinde hiçbir etkisinin olmayacağını savunarak “Amerika’nın herhangi bir müdahalesi, Bağdat’la Washington arasında yapılan anlaşmaya aykırı olacaktır. Amerika, Irak’taki birkaç kişinin isteğiyle böylesi bir bedel ödemeyecektir” dedi.

Amerika’nın Irakiye liderlerine sorunu Iraklıların çözmesi gerektiğine ilişkin nasihatte bulunacağını düşündüğünü belirten Rahimi, “Amerikalılar, Iraklı bazı siyasilerin kışkırtıcı sözlerine kulak asmayacak ve Bağdat’la yaptığı anlaşmayı kurban etmeye yanaşmayacaktır” diye konuştu.
TRT

El-Irakiye'deki parçalanma sürüyor, ayrılanların sayısı 42’ye çıktı
03-01-2012

El-Irakiye'deki parçalanma sürüyor, ayrılanların sayısı 42’ye çıktıYDH- Irak’ta yaşanan siyasi bunalım, umulandan farklı bir etki yaptı; İyad Allavi liderliğindeki el-Irakiye’den ayrılanların sayısı 42’ye yükseldi.

YDH- Irak’ta yaşanan siyasi bunalım, umulandan farklı bir etki yaptı; İyad Allavi liderliğindeki el-Irakiye’den ayrılanların sayısı 42’ye yükseldi.

Irak’tan yayın yapan Nehreynnet, el-Irakiye İttifakı’ndan ayrılan üyelerin sayısının 42’ye yükseldiğini belirterek ittifakın çökmenin eşiğine geldiğini bildirdi.

Necef, Zikar, Divaniye kentlerindeki temsilcilerinin ayrılmasından sonra el-Irakiye İttifakı’nın en önemli isimlerinden İskender Vetut’un da ittifak’tan ayrılması, ittifakın tamamen dağılabileceği yorumlarına sebep oldu.

Irak Parlamentosu Savunma ve Güvenlik Komisyonu üyesi de olan İskender Vetut, İyad Allavi’yi ittifakın diğer liderlerini dışlamakla ve yabancıların emirlerini uygulamakla suçladı.

İskender Vetut’la birlikte el-Irakiye’den ayrılan ittifakın üç önemli lideri, el-Irakiye yönetimini taifeci davranmakla ve başta Suudi Arabistan olmak üzere yabancı ülkelerin talimatları doğrultusunda hareket etmekle suçluyorlar.

El-Irakiye ittifakı’nın el-Foratu’l- Evsat bölgesindeki en güçlü ismi olan İskender Vetut’un ayrılmasının el-Irakiye’nin bu bölgede yıkıcı bir darbe alması olarak yorumlanırken; Vetut, “el-Irakiye, taifeci bir renk kazanmaya başladı ve bizim seçim sürecinde hazırladığımız asli programdan uzaklaştı. Ülkenin siyasi gruplar arasındaki mevcut ihtilaflara tahammül edecek gücü kalmadı. Bu ihtilaflara bir son vermekten başka çare yok” dedi.
http://www.yakindoguhaber.com/

Bağdat vali yardımcısı tutuklandı
18-01-2012
YDH- Bağdat vali yardımcısının ülkede gerçekleştirilen terörist eylemlerde rolü olduğu suçlamasıyla tutuklandığı bildirildi.

Fars haber ajansının Bağdat muhabirine dayanarak bildirdiğine göre Irak içişleri bakanlığı yazılı bir açıklama yaparak Bağdat Vali Yardımcısı Riyad Aziz’in terörist eylemlerde rolü olduğu suçlamasıyla tutuklandığını belirtti.

Irak İçişleri Bakanlığından yapılan kısa yazılı açıklamada “Irak güvenlik güçleri bu sabah Bağdat Vali Yardımcısı Riyad Aziz’i terörist eylemlere karışmak ve tekfirci gruplara yardım etmek suçlamasıyla tutukladı” ifadesine yer verdi.

Bağdat Vali Yardımcısı Riyad Aziz’in İyad Allavi liderliğindeki el-Irakiye İttifakı üyesi olduğu bildirilirken, el-Irakiye’den henüz tutuklamayla ilgili bir açıklama yapılmadı.

Öte yandan el-Irakiye İttifakı Sözcüsü Meysun Demluci, Fars haber ajansına verdiği demeçte yaşanan siyasi sorun tam olarak çözülünceye kadar el-Irakiye İttifakının bakanlar kurulunu ve parlamento oturumlarını boykot etmeyi sürdüreceğini söyledi.

El-Irakiye İttifakı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi hakkında tutuklama kararı verilmesinden sonra parlamento oturumlarını ve bakanlar kurulu toplantılarını boykot etme kararı vermişti.
http://www.yakindoguhaber.com/

Irak'ta bir yılda 15 bin kişi öldü
1 Oca 2015


Irak'ta hükümetin açıkladığı rakamlara göre 2014 yılındaki şiddet olaylarında 15 binden fazla insan hayatını kaybetti. 2014, 2007'den bu yana en kanlı yıl oldu.

2014 yılında Irak'ın birçok kentinde IŞİD'in üstlendiği intihar saldırıları gerçekleşti.

Irak hükümetinin açıkladığı rakamlara göre 2014, son yedi yılda en fazla sayıda kişinin öldüğü yıl oldu.

15 binden fazla kişinin çatışmalar, intihar saldırıları ve diğer şiddet olayları sonucu hayatını kaybettiği ülkede ayrıca 22 binden fazla insan da yaralandı.
2014'ün ilk yarısında büyük oranda intihar saldırılarının yaşandığı Irak'ta Haziran ayında ise Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı örgüt Ülkenin en büyük ikinci kenti Musul'u ele geçirdi ve daha sonra güneye doğru ilerleyişini sürdürürek geniş toprakları kontrol etmeye başladı.

IŞİD'in ilerleyişinin ardından ülkede hemen her gün çatışmalar yaşanıyor. Kuzeyde peşmerge güçleri IŞİD'e karşı savaşırken güneydeki Anbar eyaleti ve Samarra'nın kuzeyinde de Irak ordusunun IŞİD'le mücadelesi sürüyor.

Güvenlik sorunu ekonomiyi vuruyor

ABD liderliğindeki koalisyon güçleri 8 Ağustos'tan bu yana havadan IŞİD hedeflerini bombalayarak Irak ordusu ve peşmergeye destek sağlıyor.
Çatışmaların yaşandığı bölgelerde milyonlarca kişi evinden olurken birçok kişi de komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.

Çatışmaların sürdüğü Irak'ta 2014’ü büyük bir kaos ve istikrarsızlık içinde tamamlarken ülkedeki ekonomi de iki büyük sıkıntıyla boğuşmaya çalışıyor.
Bunlardan biri Musul’u ve devamında Irak’ın geniş kesimlerini kontrol altına alan IŞİD’e karşı mücadelenin büyük maliyeti, diğeri ise petrol fiyatlarında yılın ikinci yarısında gerçekleşen dramatik düşüş. Elde ettiği gelirleri büyük oranda petrol ihracatına dayanan Irak'ta hükümetin önceliğinin ülkede güvenliğin ve istikrarın sağlanması için IŞİD'le mücadele olması bekleniyor.
Kaynak: Al Jazeera

Irak’ta göstericilere baskı artıyor
23 Nisan 2011
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Kuzey Irak’taki Bölgesel Yönetim’in barışçıl göstericilere şiddet uyguladığını ve göstericilerin işkence görüp kaybolduğunu belgeledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, 21 Nisan 2011’de yaptığı açıklamada Kürt Özerk Bölgesi yetkililerinin Kuzey Irak’taki barışçıl gösterilere uyguladığı şiddete son vermesi gerektiğini söyledi. İzleme Örgütü, 17 Nisan 2011’de Erbil ve Süleymaniye’deki göstericilere ve gazetecilere ateş açan saldırganlardan hesap sorulmasını istedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Bağdat’taki Iraklı yetkililerden, Alaa Nabil tutuklanışını ve gördüğü işkencenin araştırılmasını istedi. İzleme Örgütü, ayrıca Bağdat’ın eski Mutana Havaalanındaki hapishanede tutulan 2 düzine eylemcinin ya salıverilmesini ya da mahkemeye çıkarılmasını istedi. Merkezi Hükümet ve Kürt Özerk Bölgesi Yönetimi’nden Süleymaniye ve Bağdat’taki gösteri yasağının da kaldırılması talep edildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu Direktörü Joe Stork şunları kaydetti: “Bağdat ve Kürt Bölgesi’ndeki Iraklı yetkililer güvenlik güçlerini kontrol etmeli ve barışçıl göstericilerin haklarını korumalı. Iraklı siyasi yetkililer, düşüncesiz tepkilerine, gösterileri yasaklamayı, göstericileri tutuklamayı ve gazetecileri dövmeye bir an önce son vermeli”.

Kürt Bölgesi’nde Baskı

Kürt Bölgesi Başkenti Erbil’de 18 Nisan öğleden sonra, sivil kıyafetli düzinelerce silahlı adam, bölgenin en büyük üniversitesi Selahaddin’den gösteri düzenlemeye çalışan öğrencilere saldırdı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne konuşan görgü şahitleri, saldırganların gazetecilere ve en az bir meclis üyesini de hedef aldığını söyledi.

Selahaddin Üniversitesi öğrencilerinden biri, İnsan Hakları Örgütü’ne, sivil kıyafetli silahlı kişilerin göstericilere saldırdığını söyledi: “‘Özgürlük’ diye bağırıyordu. Sonra güvenlik güçleri geldi ve gösteriyi dağıttı. İnsanlara bıçaklar ve sopalarla saldırdılar. 23 kişiyi gözaltına aldılar”.

Saldırganlar, Goran (Değişim) Partisi’nden Irak ulusal meclis üyesi muhalif Muhammed Kyani’yi ve korumasını gösteriden uzaklaşırken dövdü. Kyani, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne olayı şöyle anlattı: “Araba doğru giderken Asayiş (Kürt Bölgesi’ndeki resmi güvenlik gücü) beni yere fırlattı ve tekmeleyip dövmeye başladı”. Gözleri moraran ve küçük yaraları bulunan Kyani, “Beni ve benimle olanları korkutup hakaret ettiler. Küfredip bize hain dediler” diye konuştu.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, 18 Nisan gösterilerinde en az 10 gazetecinin saldırıya uğradığını belgeledi. Gazeteciler Örgütü, saldırganlarının sayısız gazeteciyi de gözaltına aldığını söyledi. Bunlar arasında Roznam Gazetesi’nden Avara Hamit, Civil Magazine’den Bahman Ömer, Kürdistan News Network’ten Hacar Enver ile KNN muhabiri Merivan Mala ve iki kameramanı bulunuyor.

Civil Magazine’den Şivan Sıddık, saldırganların elini kırmasından sonra hastaneye kaldırıldı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’e Sıddık şunları söyledi: “Elimi kırdılar, hala acıyor.”.

Kürt Bölgesel Yönetimi Hükümeti’ne ve Kürdistan Demokratik Parti ve Kürdistan Yurtseverler Partisi’ne bağlı güvenlik güçleri, 17 Şubat’ta Irak’ta protestoların başlamasından beri gazetecilere şiddet uyguluyor. Yerel basın özgürlüğü grubu 17 Şubat’tan beri, Kürt gazetecileri yönelik 150’den fazla saldırı ve taciz olduğunu söyledi. Mart ayında, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Kürt Bölgesi’nde 20 gazeteciyle görüştü.

Stork şunları kaydetti: “Tekrar tekrar güvenlik güçleri ve uzantılarının; ölüm tehditleri, keyfi tutuklamalar, dayak, taciz ve ekipmanına zarar verme ve el koyma yoluyla gazetecilerin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini gördük.”

Süleymaniye’de 17 Nisan’dan beri her gün süren gösterilerde 100’den fazla gösterici, gazeteci ve güvenlik birimleri yaralandı. Görgü şahitleri, 17 Nisan’da güvenlik güçlerinin, yolu kapatan göstericileri dağıtırken gerçek mermi kullandığını ve en az 7 göstericinin yaralandığını söyledi.

Bir gösterici, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne olayları anlatırken, “Polis ve güvenlik güçleri, ellerinde ne varsa bize saldırdı. Ateş açtılar, taş attılar, sopalar ve Kaleşnikoflarla bizi engellemeye çalıştılar” ifadesini kullandı.

Gösterileri düzenleyenler, 18 Nisan’da, güvenlik güçlerinin zor kullanarak Süleymaniye’de Sara Meydanı’nı işgal ettiğini ve göstericilerin podyumunu yıktığını anlattı. Güvenlik güçleri şehre yayılarak göstericilerin meydana girişini engellediği bildirildi. Göstericilerin Azadi (Özgürlük) Meydanı adını verdiği bölgeye girmek isteyenlerle 18 ve 19 Nisan’da çatışmalar çıktı.

6 Mart’ta saldırganlar göstericilere saldırarak çadırları ateşe verdi ancak göstericileri meydandan çıkaramadı.

19 Nisan’da gösteri komitesi, güvenlik güçlerinin Süleymaniye çevresinden düzinelerce öğrenciyi gözaltına aldığını söyledi. Öğrenciler ertesi gün salıverildi. Hukuk Fakültesi öğrencisi İnsan Hakları İzleme Örgütüne, güvenlik güçlerinin Süleymaniye’ye giderken ona ve diğer göstericilere Dukan kontrol noktasında saldırdığını anlattı. Kız hukuk öğrencisi şunları anlattı:

“Otobüslerden zorla indirildik. Eğer (gösterilere) gidersek, öldürüleceğimizi söylediler. Bir arkadaşım ateş açmamalarını silahları değil kalemleri olduğunu söyledi. Kalemini kaldırdığında, ateş açıldı ve ağır yaralandı”.

O zamandan beri, tehditler aldığını anlatan gösterici, Süleymaniye’ye dönmemesinin istendiğini söyledi. Öğrencisi olduğu Koya Üniversitesi de güvenlik güçlerince basılarak 2 öğrenci gözaltına alındı. Nerede oldukları ve akıbetleriyle ilgili belirsizlik sürüyor.

Önde gelen Kürt yazar ve aktivisti Rebin Hardi, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne güvenlik güçlerinin Süleymaniye Adliyesi önündeki eyleme katıldığı için 19 Nisan’daki tutuklanması sırasında ve sonrasında dövüldüğünü söyledi. Salıverilmesinin ardından çekilen resimlerde, Hardi’nin gözleri, kolları ve bacaklarının aşırı derecede morardığı görülüyor.

17 Şubat’tan beri güvenlik güçleriyle çatışmalarda en az 7 sivilin öldüğü ve 250’den fazla göstericinin yaralandığı bildirildi. Ancak bölgede KDP ve PUK’un siyasi hâkimiyetine ve yozlaşmış yönetimine karşı binlerce kişinin gösteri yapmayı sürdürdüğü haberleri geliyor.

19 Nisan’da Süleymaniye’deki Güvenlik Komitesi tüm gösterileri yasakladı. Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Aralık’taki düzenlemesi, yetkililere bir gösteriye izin konusunda geniş takdir hakkı veriyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, suiistimal için özellikle belirsiz ve müsait olduğunu söyledi. Yasanın 3’ncü fıkrasında, yetkililer “gösteriler sisteme ya da toplum saygınlığına zarar verecekse” reddedilebileceği yazıyor.

Bağdat’taki gösteriler

Bağdat’taki Irak güvenlik güçleri, temel hizmet eksikliklerini ve büyük sistemsel yozlaşmayı protesto eden gösterilerle ilişkisi bulunan eylemcileri gözaltına alıp taciz ediyor. 8 Nisan’da Ordu’nun 11’nci kısmına bağlı 43’ncü tugayın işaretlerini taşıyan bir araçtaki güvenlik güçleri, Tahrir Meydanı’nda barışçıl bir gösteriden dönen Nabil’i tutukladı. Anında sivil elbiseli güvenlik güçlerine teslim edilen gösterici bir hafta süreyle alıkonuldu.

25 Şubat Gurubu organizatörlerinden Nabil, 15 Nisan’da serbest bırakıldı. Nabil, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, elleri plastik bağlarla bağlıyken defalarca dövüldüğünü ve gözlerinin bağlandığını söyledi. Güvenlik güçlerinin kollarında, sırtında ve göğsüne şok silahları kullandığını anlattı. Nabil, şunları kaydetti:

“Bize şok vermelerini ve boynumuzdan aşağı vurmaları için emir verdiklerini duydum. Bu şekilde iz kalmayacaktı. Bana şok verdiler, kollarıma, sırtıma ve göğsüme vurdular. Kafamda kanayan bir yara vardı. Gardiyanlardan biri buna yapana bağırdı: ‘Neden kanattın. O bir o… çocuğu ve skandal yaratacak. İz bırakmayın. İz kalmayacak yerlere vurun”.

Nabil, cep telefonunun incelendiğini ve kendisine “Tüm bu numaraları biliyoruz, tüm aramaların dinliyoruz” denildiğini de ekledi.

Nabil, son olarak 22 Mart’ta tutuklandı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, gözaltından sonra fiziksel şiddeti kaydetti. İzleme Örgütü, Nabil’in ve diğerlerinin tutuklanmasıyla ilgili başbakana ve güvenlik yetkililerine sorular gönderdiyse de cevap alamadı.

13 Nisan’da, güvenlik güçleri, 25 Şubat Grubu’nun Bağdat’ta toplandığı İşçi Konseyleri ve Sendikaları Federasyonu ve Iraklı Özgür Kadınlar Organizasyonu’nun ofislerini bastı. Polis, grup üyelerinden Tahrir Meydanı’ndaki barışçıl gösterilere katılan Firas Ali’yi tutukladı.

Nisan başında gösterilere katıldığı için tutuklananlardan bir gösterici İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, Ali’yi Bağdat’taki eski havalimanındaki hapishanede gördüğünü söyledi. Görgü tanığı Ali ve 2 düzineden fazla göstericinin orada bulunduğunu anlattı. Bu göstericiler 15 Nisan’daki olaylarda gözaltına alınmıştı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Haydar Şibab Ahmet’in durumuyla ilgili de endişelerini bildirdi. 25 Şubat Grubu üyesi Ahmet, Bağdat’taki Tahrir Meydanı’ndaki gösterilere katılmasının ardından 1 Nisan’dan beri kayıp. Ailesi, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Bağdat’taki hapishanelere başvurmasına rağmen akıbeti hakkında bilgi edinemediler. Resmi bir cevap da alamadılar.

Stork, “Iraklı yetkililer, suçlama olmadan tuttukları her barışçıl göstericiyi salıvermeli ya da suçlayacaklarsa mahkemeye çıkarmalı” dedi.

Iraklı yetkililer, başkentteki gösterileri engellemek için çeşitli adımlar attı. 13 Nisan’da yetkililer, caddelerdeki gösterileri yasaklayarak sadece 3 futbol stadyumuna izin verdi.

Şubat sonunda, Irak polisi düzinelerce saldırganın Bağdat’taki barışçıl göstericileri dövmesine ve bıçaklamasına göz yumdu. 21 Şubat erken saatlerde, düzinelerce adam, ellerinde bıçaklar ve sopalarla, Tahrir Meydanı’ndaki iki çadır kuran 50 göstericiye saldırdı. 25 Şubat’taki ülke genelindeki gösterilerde, güvenlik güçleri en az 12 göstericiyi öldürüp 100’den fazlasını da yaraladı. O gün, İnsan Hakları İzleme Örgütü, güvenlik güçlerinin silahsız gazetecileri ve göstericileri dövdüğüne, kameraları kırıp hafıza kartlarına el koyduğuna şahit oldu.

25 Haziran 2010’da, hükümet hizmetleri eksikliğini protesto eden binlerce Iraklıya karşılık, İçişleri Bakanlığı, Iraklıların barışçıl gösteri yapmasına engel olacak ağır düzenlemeler yayınladı. Düzenlemelere göre, organizatörler ilgili polis birliğine başvurmadan önce, “içişleri bakanlığı ve validen yazılı izin alma zorunluluğu” getirdi.

* İnsan Hakları İzleme Örgütü’nde (hrw.org) yayınlanan açıklama Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.

'Kürdistan Yönetimi medyayı susturuyor'

24 MAYIS 2011
Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü), Kürdistan Özerk Yönetimi'nin, basın özgürlüğünü giderek daha fazla ihlal ettiğini bildirdi.

Kürt gazeteci Zana Ali Gazi, güvenlik güçlerinin kendisini dövüp, ölüm ile tehdit ettiklerini söylüyor
New York merkezli örgütten bugün yapılan açıklamada, hükümet yetkilileri ve güvenlik güçlerinin medyayı susturmaya yönelik faaliyetlerini artırdıkları belirtildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü bölgede gazetecilerin dövüldüğünü, ölümle tehdit edildiklerini ve onlar hakkında tazminat davaları açıldığını vurguladı.
Örgüt, Kürdistan Özerk Yönetimi'nden, gazetecilere yönelik bu uygulamalara son vermesini istedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Ortadoğu Direktörü Sarah Leah Whitson, “Kürdistan bölgesel hükümeti Iraklı Kürtler için yeni bir özgürlük dönemi vadetmişti. Ancak hükümet Kürtlerin ifade özgürlüğüne eski hükümetten daha fazla saygı gösteriyor gibi görünmüyor. Orta Doğu'nun baskıya son verme talepleri ile patladığı bir dönemde,Kürt yetkililer eleştirel gazeteciliği bastırmaya ve yıldırmaya çalışıyor.” dedi.
Livin dergisini susturmaya çalıştılar
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Kürt yetkililerin, Irak Kürdistanı'nın önde gelen bağımsız yayın kuruluşlarından Livin dergisini defalarca susturmaya çalıştığına dikkat çekti.
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Kürdistan Özerk Yönetimi lideri Mesut Barzani, bu ay derginin editörü Ahmed Mire hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Livin dergisi 1 Mayıs'taki sayısında yayımlanan bir haberde, Barzani'nin Irak Kürdistan Demokrat Partisi ile Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin, muhalif liderlerin öldürülmesi yolunda komplo kurduklarını iddia etmişti.
Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nin haber nedeni ile 1 milyar Irak Dinarı (864 bin Amerikan doları) tazminat talep ettiği ve derginin yayın lisansının iptalini istedikleri bildiriliyor.
Kuzey Irak'taki Süleymaniye kentinde 17 Şubat'ta başlayan ve düzenli olarak süren gösterilerde, yolsuzluklar protesto ediliyor, daha fazla sivil ve siyasi hak talep ediliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne konuşan gazeteciler, güvenlik güçlerinin kendilerini tehdit ettiklerini, keyfi şekilde gözaltına aldıklarını, dövdüklerini, taciz ettiklerini ve teçhizatlarına el koyduklarını söyledi.
Kürdistan Özerk Yönetimi, Kürt gazeteci Serdeşt Osman'ın geçen yıl öldürülmesiyle ilgili olarak da hala bağımsız ve şeffaf bir soruşturma açmış değil.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, uluslararası toplumun, Kuzey Irak'ta basına yönelik saldırılar karşısında sessiz kalmaya son vermesini ve bu saldırıları kınamasını istiyor.
BBC

Irak hükümeti IŞİD'e karşı seferberlik ilan etti
10-06-2014



Irak-Şam İslam Deveti (IŞİD) adlı örgütün Musul’u ele geçirmesinden sonra Irak hükümeti ülke çapında seferberlik ilan etti.

YDH-Skaynews’in haberine göre IŞİD’in Neyneva’yı ele geçirip Selahaddin iline doğru ilerlemesi üzerine seferberlik eden Irak hükümeti, meclisten de ülke çapında olağanüstü hal ilan etmesini istedi.

IŞİD militanlarının Neyneva kentindeki askeri birliklerden ele geçirdiği ağır silahlarla Selahaddin iline bağlı Tıkrit kenti yakınlarına ulaştığı, Tıkrit ve Kerkük’e giriş çıkışların yasaklandığı ve buradaki güvenlik güçlerinin alarm durumuna geçirildiği bildirildi.

IŞİD’in Musul kentine yaklaşık 5 bin kişilik bir silahlı güçle saldırdığının belirtildiği haberde kentteki onlarca tankın ve zırhlı aracın imha edildiği ve ele geçirilen askeri helikopterlerin Irak ordusuna karşı kullanılabileceği endişesinin taşındığı bildiriliyor.

Irak Başbakanı Nuri el-Maliki, bugünkü saldırının ardından yaptığı basın toplantısında IŞİD’in saldırısından hiç kimsenin güvende olmayacağını belirterek terörün mağlup edilmesi için herkesi sorumluluk almaya çağırdı.

Maliki, Irak devletinin Neyneva’daki terörü sona erdirmek için tüm imkanlarını kullanacağını belirterek yedi maddelik bir bildiri okudu:

Bildiride ülke genelinde seferberlik ilan edildiği belirtildi, meclisten olağanüstü hal kararı alması aşiretlerden de terörist gruplara karşı güvenlik güçlerinin yanında yer alması istendi.

Bildiride ayrıca BM’den, AB’den ve tüm bölgesel ve uluslar arası örgütlerden Irak’ın terörle savaşını tanıması ve desteklemesi istendi.

http://www.ydh.com.tr/HD12902_irak-hukumeti-seferberlik-ilan-etti.html

Irak'ta 2003 yılı mart ayından bu yana en az4 bin 299 ABD askeri öldürüldü
21 Mayıs 2009
Irak'ta, son 24 saatteki öldürülenlerin sayısı 66'ya çıktı.

Bağdat'ın güneyindeki Dura'da bir pazar yerinde bugün düzenlenen işehadet saldırısında, 12 kişi öldü, 25 kişi de yaralandı. Saldırıyı düzenleyan şehadet komandosunun, bölgede yürüyerek devriye gezen işgajci ABD askerlerini hedef aldığı bildirildi.

İşgalci ABD ordusu da aynı mahallede el yapımı bir bombanın patlaması sonucu 3 ABD askerinin öldüğünü açıkladı. Bu patlamanın pazar yerindeki patlamayla ilgisinin olmadığı belirtildi.

Böylece, Irak'ta bu ay öldürülen işgalci ABD askerlerinin sayısı 17'ye çıktı. Bağımsız "icasualties.org" sitesinden derlenen verilere göre, Irak'ta işgalin başladığı 2003 yılı mart ayından bu yana en az 4 bin 299 işgalci ABD askeri öldürüldü.

Bağdat'ta bugün bir polis karakolunun yakınlarında da patlama meydana geldiği ve patlamada 3 polisin öldüğü, 12 polis ve 8 sivilin yaralandığı bildirildi. Patlamaya, çöp kutusuna bırakılan bir bombanın yol açtığı kaydedildi.

Ülkenin kuzeyindeki Kerkük kentinde de bugün bir işehadet saldırısı düzenlendi ve 8 kişi öldü. Maaşlarını almak için sırada bekleyen milis güçlerinin hedef alındığı saldırıda, 4 kişi de yaralandı.

Bağdat'ta dün akşam saatlerinde meydana gelen patlamada ölenlerin sayısının da 40'a çıktığını açıklandı.

Şiiler'in çoğunlukta olduğu bir mahallede, dün yüksek tahrip gücüne sahip bir bombanın infilak ettiği bildirilmişti. Patlamada 83 kişinin de yaralandığı belirtildi.

Resmi rakamlara göre, Irak'ta 355 kişinin öldürüldüğü geç en ay, 2008'in eylül ayından beri en çok can kaybı meydana gelen ay oldu.

Musul'da 5 polis öldürüldü, 4'ü yaralı
Musul'un El Sussi bölgesinde dün gece saatlerinde meydana gelen ilk eylemde, devriye gezen polis aracı bir bombanın hedefi oldu. Yol kenarına konan bombanın patlaması sonucu 4 polis öldü, 3 polis de yaralandı. Musul'un El Haramat bölgesinde yine gece saatlerinde meydana gelen olayda, kimliiği belirsiz eylemciler bir polis memurunu vurarak öldürdü, bir diğerini de yaraladı. Musul'daki son operasyonlarda polis, yüzlerce şüpheliyi gözaltına almıştı. 23.05.2009

Irak'ta 2 işgalci Amerikan askeri daha öldü
17 Haziran 2009
Irak'ta, yol kenarına yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırıda, 1 işgalci Amerikan askerinin öldüğü bildirildi.

Açıklamada ayrıca, 1 Amerikan askerinin de Ninevah vilayetinde çatışma dışı bir nedenle öldüğü bildirildi, ayrıntı verilmedi.
Irak'ta, savaşın başladığı 2003 yılı mart ayından bu yana ölen işgalci Amerikan askeri sayısı 4 bin 315'e yükseldi.

El-Hafız: Osmanlı'nın torunları! Ecdadınız gibi olun
09 Temmuz 2009


Irak islami direniş cephesi sözcüsü Türkiye'den yardım talebinde bulundu.

Irak İslami direniş cephesi sözcüsü Dr. Abdullah el-Hâfız, direnişlerini sürekli ve yaygın hale getirmek için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti. Hafız Irak'taki direniş için Türkiye'nin yardımın gerekliliğine de vurgu yaptı. Hafız, Irak'taki direnişi 2004'te kurumsallaştırarak, bugüne kadar 600 adet eylem yaptıklarını bunların videolarını da jaami.info adlı internet sitelerinde yayınladıklarını söyledi.

Abdullah Hafız, Milli Gazete'ye verdiği röportajda, 2004 İslami Direniş örgütünü kurduktan sonra Selahaddin-i Eyyubi adıyla örgütün silahlı kanadını oluşturduklarını anlattı. Hafız, Irak'ta kendileri dışında birçok direniş örgütünün olduğunu ise şu sözlerle aktardı: '' En büyük ve bilinenlerden bir kaçını sayacak olursak; Irak Hamas'ı, Selahaddin-i Eyyubi Tugayları, Irak İslam Ordusu, Yirmi Devrim Tugayları, Ceyşü'l Mücahidin, Ensar-ı Sünne Şer'i Heyeti gibi daha bir çok direniş grupları.... Siyasi olarak da Irak Direnişi Siyasi Konseyi, Cihad ve Değişim Cephesi oluşumları...''

SUFİ DİRENİŞ ÖRGÜTLERİ DE FAAL

Irak'taki sufi direniş örgütlerinin de varlığına dikkat çeken Hafız, '… Bugün Felluce'de, Kerkük, Musul ve daha bir çok yerde mutasavvıf direniş hareketlerine rastlamaktayız. Diğer direniş örgütleri içerisinde yer alan önemli oranda mutasavvıf direnişşiler bağımsızlık mücadelesi vermektedir. Özellikle Felluce'de Ceyşü'l Müslimin isimli direniş grubu Felluceli tarikat mensuplarından oluşmuştur. Etkin olan bu grup, Felluce ve civarında saldırılarını sürdürmektedir. Güçlü bir grup olan Nakşibendi Tarikatı Ordusu da, Nakşi geleneklerini sürdüren ve fakat milliyetçi fikirlere sahip bir örgüt. Kuzey Irak'ta da tarikat kökenli direniş hareketleri var. Meşhur Şeyh Osman'ın Rufai Tarikat'i var. Ancak bunlar Kuzey Irak bölgesinde faaliyet göstermektedirler. Onlar Kürt halkın sorunlarını önceleyen ve bizimle iyi ilişkileri olan İslami bir oluşumdur. İşgalcilere karşı direniş gösteren tasavvufi direniş örgütleri genelde Arapların yoğun olduğu orta Irak'ta varlar. Direnişte de en etkin ve seçkin olan tasavvufi tarikat de Nakşibendiye'dir.' dedi.

İslami Direniş Örgütü siyasi hedefleriyle ilgili olarak 'İslami bir medeniyeti tesis etmek, zarar görmüş halkın yaralarını sarmak, yıkılan, hayati önemi haiz binaları yeniden inşa etmek ve onarmak çok zor olacak. Bu zorlu dönemi de şimdi olduğu gibi İslam alemiyle birlikte yürüteceğiz.' Dedi. Türkiye'deki halktan beklentilerinin ayni ve nakdi yardım olduğunu söyleyen Hafız Türkiye'ye şu çağrıda bulundu: "Ey Osmanlı'nın torunları! Ecdadınız gibi olun!"
haber101

Irak'ta 4 kilise bombalandı: 4 ölü
Irak'ın başkenti Bağdat'ta 4 kilisenin önünde bombalı saldırı düzenlendiği, 4 kişinin öldüğü 20'den fazla kişinin yaralandığı bildirildi.
12 Temmuz 2009 haber7

Bağdat'ta 6 bombalı Eylem
22 Temmuz 2009
Irak'ta başkent Bağdat'ın pazar Şii semtlerini hedef alan altı bombalı eylemde 16 kişi öldü, toplam 101 kişi yaralandı.

Irak'ın başkenti Bağdat'ta döviz bürosunu basan silahlı kişiler 5 kişiyi öldürdü.
26 Temmuz 2009
Polis, Bağdat'ın Kerreda bölgesindeki El Nibal döviz bürosuna düzenlenen saldırıda ölenlerden 3'ünün büro çalışanı olduğunu, saldırıda 8'i döviz bürosu çalışanı 12 kişinin de yaralandığını söyledi.

IRAK'TA ŞEHADET EYLEMİ: 7 ÖLÜ
30 Temmuz 2009
Irak'ın Suriye sınırındaki El Anbar bölgesinde düzenlenen eylemde 7 kişinin öldüğü bildirildi.
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, saldırının Kaim'deki bir polis karakoluna yönelik olduğu kaydedildi.

İşgalci İngiltere birlikleri Irak'tan çekildi
31 Temmuz 2009
ABD'nin Irak'ı işgal ettiği 2003 yılında bu ülkede konuşlanan Britanya askerleri Irak'tan tamamen çekildi.

Irak'ın işgal edildiği 2003 yılında 46 bin İngiliz askeri bu ülkeye konuşlanmıştı. Büyük bölümü Basra'da konuşlanan Britanyalı askerlerden 179'u Irak'taki çatışmalarda öldürüldü.

Irak'taki eylemlerde ölenler 41'e çıktı, 156 yaralı

10 Ağustos 2009 - Irak'ın başkenti Bağdat ile Musul kentinde bugün düzenlenen saldırılarda toplam 41 kişi öldü, 156 kişi yaralandı.
Polis yetkilileri, başkent Bağdat'ta 2 araç içine yerleştirilmiş bombalarla düzenlenen saldırıda 16 kişinin öldüğünü, 81 kişinin yaralandığını belirtti.
Gözlemciler, Bağdat'ın çoğunlukla Şiilerin yaşadığı kuzeybatı bölgelerinde düzenlenen saldırının inşaat işçilerini hedef aldığına dikkati çekiyor.
Polis yetkilileri, Musul kenti 20 kilometre kuzeyinde, çoğunlukla Şiilerin yaşadığı Hazne köyünde, 2 kamyon içine yerleştirilmiş bombalarla düzenlenen saldırıda ise 25 kişinin öldüğünü, 75 kişinin yaralandığını, ayrıca 30 evin havaya uçtuğunu söyledi. netgazete

Irak'ın kuzeyinde düzenlenen saldırılarda 4 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
02 Eylül 2009
Irak'ın kuzeyinde düzenlenen saldırılarda 4 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Polis kaynakları, Musul'da bir gencin, evini basan kişilerce öldürüldüğünü, baskında gencin annesinin yaralandığını aktardı.

Kentin kuzeyinde de evinin önünde silahlı kişilerin ateşinde bir başka sivilin öldüğünü belirten kaynaklar, Musul'un doğusundaki bir mahallede kurşunlanarak öldürülmüş bir kişinin cesedinin bulunduğunu aktardı.

Aynı kaynaklar, Kerkük kentinde ise devriye görevindeki askerlerden birinin araçlarına yönelik bombalı saldırıda öldüğünü, 3'ünün yaralandığını açıkladı.
aktifhaber

Telafer'deki tuzaklı saldırılarda ölü sayısı 34'ü buldu
Irak'ın kuzeyindeki Türkmen şehri Telafer'de peş peşe düzenlenen iki intihar saldırısında ölü sayısı 34'e çıktı. Irak polisi, ilk intihar eylemcisinin beline sardığı patlayıcılarla kendisini havaya uçurduğunu, diğer saldırının, bölgedekilerin, zarar görenlere yardım için olay yerinde toplandığı sırada düzenlendiğini söyledi. Saldırıda, 62 kişinin de yaralandığı belirtildi. 09.07.2009 BAĞDAT netgazete

IRAK'TA BOMBA YÜKLÜ SALDIRI: 4 ÖLÜ
11 Temmuz 2009
Irak'ın kuzeyinde bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 4 kişinin öldüğü bildirildi.
Polis yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Musul'un 5 kilometre doğusunda, Şiilerin çoğunlukta olduğu Gugjeli köyündeki saldırıda 38 kişi de yaralandı.

MUSUL'DA ÖLÜ SAYISI 16'YA ÇIKTI
8 Temmuz 2009
Irak'ın kuzeyindeki Musul kentinde, bombalı araçlarla düzenlenen saldırılarda ölü sayısı 16'ya çıktı.
Iraklı yetkililer, kentin dış kesimlerindeki Sedava Baveza köyünde, bir Şii camiinin yakınında park halindeki bir aracın infilak etmesi sonucu 9, Gubba köyünde düzenlenen saldırıda da 7 kişinin öldüğünü söylediler.

Musul'da bombalı araçlarla düzenlenen 2 saldırıda, 9 kişinin öldüğü, 29 kişinin de yaralandığı bildirilmişti.

Reuters'ın haberine göre polis, kentin kuzeyindeki bir yerleşim bölgesinde düzenlenen ilk saldırıda 7 kişinin yaralandığını, bundan 10 dakika kadar sonra yine kentin kuzeyinde bir Şii camiinin yakınındaki saldırıda ise 9 kişinin öldüğünü, 22 kişinin de yaralandığını açıklamıştı. haber10

Irak'ta haziran ayı yılın en kanlı ayı oldu
02 Temmuz 2009
Irak'ta haziran ayının, yılın en kanlı ayı olduğu açıklandı.
Savunma, İçişleri ve Sağlık bakanlıklarından yapılan açıklamada geçen ay 437 kişinin saldırılarda öldüğü belirtildi.
Açıklamada, saldırılarda ölenlerden 372'sinin sivil, 45'inin polis, 20'sinin asker olduğu kaydedildi.
Bakanlıkların verilerine göre 960 sivil, 101 polis, 34 asker yaralandı. netgazete

Kerkük'te bombalı araç patladı, 70 Şii Türkmen öldü
20 Haziran 2009
Irak'ın kuzeyindeki Kerkük kentinin Taze kasabasında bomba yüklü araçla düzenlenen intihar saldırısında ölü sayısının 70'e çıktığı, ölenlerin Şii Türkmenler olduğu bildirildi.
Kerkük Emniyet Müdür Yardımcısı Tümgeneral Turhan Ağa yaptığı açıklamada, Kerkük'ün yaklaşık 10 kilometre güneyindeki Taze kasabasında saldırganın, bir mahalleye girerek, bomba yüklü kamyonunu infilak ettirdiğini söyledi.
Öğlen saatlerinde düzenlenen saldırıda 180 kişinin yaralandığın ı, 80'den fazla evin yıkıldığını belirten Ağa, bazı evlerde tüm hane halkının hayatını kaybettiğini bildirdi.
Turhan Ağa, saldırıda ölenlerin Şii Türkmenler olduğunu ifade etti.

KERKÜK'TE ÖLÜ SAYISI 32'YE ÇIKTI
30 Haziran 2009
Irak'ın kuzeyindeki Kerkük'te, bugün düzenlenen bombalı saldırıda ölü sayısı 32'ye yükseldi.
Irak polisi, Kerkük'ün Şurca bölgesinde akşam saatlerinde halkın alışveriş yaptığı sırada bomba yüklü aracın infilak ettirilmesiyle meydana gelen olayda, yaralı sayısının da 100 civarında olduğunu açıkladı. haber10

Bağdat'ta Şiiler'in yoğun olduğu Sadr semtinde patlama: En az 61 ölü
24 Haziran 2009 .
Irak'ın başkenti Bağdat'ta, bir motorsiklete yerleştirilen bombanın patlaması sonucu ölenlerin sayısı 61'e yükseldi.

Polisin verdiği bilgiye göre, kentin Şiiler'in yoğun olduğu Sadr semtindeki pazar yerinde gerçekleşen saldırıda 104 kişi de yaralandı. Yaralılar çevredeki hastanelere kaldırıldı. Ölü sayısının artabileceği belirtiliyor.

İŞGALCİ CONİLER ÇILDIRIYOR! 5 ÖLÜ
11 Mayıs 2009
Bağdat'taki ABD üslerinden birinde yaşanan olayda ABD'li asker cinnet getirerek, 5 ABD askerini vurdu.

Bağdat'taki Amerikan üssünde beş Amerikan askerinin vurularak öldürüldüğü açıklandı.

5 askerin, öğleden sonra Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki Amerikan üssü "Camp Liberty"ye açılan ateşte öldüğü belirtildi.

Daha önce Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki Amerikan üssü "Camp Liberty"ye açılan ateşte öldürüldüğü haber verilen 5 Amerikan askerinin bir başka Amerikan askeri tarafından vurulduğu, ABD Savunma Bakanlığından (Pentagon) bir yetkili tarafından duyuruldu.

Washington'daki bir başka üst düzey askeri yetkili de sadece bir Amerikan askerinin 5 asker arkadaşını öldürdüğü dışında henüz üste olanlar hakkında ayrıntı bilmediğini söyledi.

Bu arada, Irak'taki bir ABD askeri sözcüsü, bu ülkedeki ana üslerden birinde ateş açarak 5 asker arkadaşını öldürülen Amerikan askerinin gözaltına alındığını bildirdi.

Söz konusu olay, Irak'ta 10 Nisandan bu yana tek bir saldırıda en fazla Amerikan askerinin öldüğü olay oldu.

Kuzeydeki Musul kentinde 10 Nisanda, bir polis merkezi yakınında düzenlenen intihar saldırısında 5 Amerikan askeri ölmüştü.

Öte yandan, bu ay başında Irak'ın kuzeyinde bir askeri eğitim merkezinde de Irak askeri üniforması giymiş bir kişinin 2 Amerikan askerini öldürdüğü haber verilmişti.

Irak'tan son olayla ilgili gelen ilk haberlerde, 5 Amerikan askerinin üste düzenlenen saldırıyla öldürüldüğü bildirilmişti.
haber101
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS! Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com