EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

AB-D emperyalizminin son çaresi: Cihada karşı pezevenklik...

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Çrş Arl 08, 2010 11:52 pm    Mesaj konusu: AB-D emperyalizminin son çaresi: Cihada karşı pezevenklik... Alıntıyla Cevap Gönder

AB-D emperyalizminin son çaresi: Cihada karşı pezevenklik...
Oğuz Gürses
09.12.2010

AB-D müslümanlardaki cihad şuurunu bulandırmak, şehidlik arzunu söndürmek için her yıl milyarlarca dolar harcıyor...

Bunun için...

Ferdî/kişiye özel veya içtimaî/toplu olarak zihinleri kontrol altına almaya çalışıyor...

Bu konuda hergün yeni teknik ve taktikler üretip insanlar üzerinde deniyor ve anketler ve gözlemler vasıtasıyla da bunların etkili olup olmadıklarına kontrol ediyor...

Müslümanları Allah Resûlü'nün gösterdiği doğru Yol/Ehl-i Sünnet’ten saptırmak, onun tamamladığı "güzel ahlâk"tan uzaklaştırmak için...

İçki, kumar, fuhuş, uyuşturucu, futbol taraftarlığı, uyuşturan müzikler, her türden boş lâf ve boş işler(magazin/dedikodu) gibi ne kadar şeytanî tuzak varsa hepsini birden kuruyor/kullanıyor..

Maksat Müslümanları hedonizm bataklığında boğarak İslâm'dan uzaklaştırmak...

Bu olmazsa...

Müslümanları Doğru yol/Ehl-i Sünnet anlayışından koparıp abuk sabuk anlayış/mezhep/tarikatlara yönlelendirmek için emrindeki binlerce teolog, psikolog, sosylog, şarlatan hoca, sahte şeyh, dandik müridlere oluk oluk para akıtıyor...

Ama ne yapsa olmuyor...

Emperyalizmin küresel saldırısına karşı küresel cihad İslâm’ın adalet kılıcı olarak, her gün yeni mevziler ve zaferler kazanarak büyüyor...

"Güneş yenilenmez göz yenilenir" (*) düsturuna uygun olarak...

Doğru Yol/Ehl-i Sünnet’in yer yer hasarlanmış/pörsümüş anlayışı Büyük Doğu-İbda ismiyle tecdid olunarak/yenilenerek, bir güneş gibi yeniden doğuyor....

Hedefi açık...

Küresel Adalet, küresel barış, küresel kardeşlik, küresel güvenlik, küresel refah için:

Küresel iktidar...

Şeytan'ın çöken “Yeni Dünya Düzeni”ne karşı; İslâm'ın "Yeni Dünya Düzeni"...

***

Zamanı gelmiş bir fikrin iktidarını hiçbir gücün engeleyemeyceği çok kişi tarafından bilinen bir gerçekse de...

Huylunun huyundan vazgeçmeyeceği de bir başka gerçek...

AB-D emperyalizmi gücünün en son sınırına vardığı için hızlı bir çöküş sürecine girmiş olsa da...

Umutsuzca çırpınmaya devam ediyor...

İşte bunun son örneği şu haber:

[Cihada Karşı "Umutsuz Ev Kadınları"

Wikileaks'ten sızan belgelere göre Amerikan dizileri ve şovları Suudi gençleri cihattan soğutma konusunda ABD propagandasından daha başarılı oluyor.

Guardian gazetesinde yayımlanan belgelere göre, Suudi Arabistan’daki Amerikan kaynakları, Cidde’deki Amerikan elçiliğine, "Umutsuz Ev Kadınları ve David Letterman ile Geceyarısı Şovu gibi programlar, gençlerin cihadı reddetmelerinde, yüzmilyonlarca dolarlık Amerikan propagandasından daha etkili oluyor" doğrultusunda rapor gönderdi.
Suudi Arabistan’ın MBC 4 kanalında sansürsüz ve Arapça alt yazılı yayınlanan bu tür programların, krallığın radikal unsurlara karşı "fikir savaşı"nın bir parçası olarak yayınlandığı belirtiliyor.

"David Letterman: Etki Ajanı" başlıklı gizli bir yazıda, bu programların Washington’ın ana propaganda cihazı olan, ABD tarafından finanse edilen El Hurra haber kanalından daha etkili olduğuna işaret ediliyor.

Belgelerde diplomatlar, Eva Longoria, Jennifer Aniston ve David Schwimmer gibi ünlülerin cazibesinin, bu programları yayınlayan ticari televizyonun etkisinin El Hurra’dan daha çok olacağını gösterdiğini ifade ediyorlar.

2009 tarihli bir yazıda "Suudiler artık dış dünyayla çok ilgileniyorlar ve herkes becerebilirse ABD’de eğitim görmek istiyor. ABD kültüründen daha önce hiç olmadığı kadar etkileniyorlar" deniliyor. ]
(TRT, 08.12.2010)

Bu haberin özeti şu: AB-D emperyalizmi'nin son çaresi: Cihada karşı pezevenklik...

Namusa karşı fuhuş...

Ahlâka karşı ahlâksızlık...

İnsan onuruna karşı kirli para...

İnsanca yaşamaya karşı lüks, şatafat ve sefehat/hedonizm...

Böyle bir savaşı sizce hangi taraf kazanır?..

Dipnot:

*[ - İslâm yenilenmez. Anlayışı yenilemek gerekir.
- Anlayış mı?.. Nurun aynadaki aksi… Aynayı yenilemek…
- Güneş yenilenemez, Göz yenilenir.
- İslâm, başı ve sonu olmayan ebedî yeninin ismi… Ona her ân biraz daha nüfuz etmektir ki, yenilik…
- “Bir günü bir gününe eş geçen aldanmıştır” hadisindeki sonsuz hikmettir ki, yeninin ve yeniliğin sırrını getirmiştir.
(..)
- Emevî ve Abbasî devrelerini takip ederek Türk’ün eline geçen İslâmî devlet livası, 600 küsur yıllık gerçek devlet hayatının ancak 250 senesinde böyle bir nesle yataklık etmiş, ondan sonra 300 yıl korkunç bir aşk ve üstün anlayıştan yoksunluk çığrına girmiş, 100 küsur senedir de, aynı ham yobaz ve kaba softa idrakinin tersine dönük şekliyle bütün cehdini İslâm’a karşı çıkmakta bulmuştur.
- O gün bugündür ki, nesillere kahraman diye tanıtılanlar, İslâm’dan tiksinmenin fikrî ve fiilî icracıları olmuştur.
- İslâmı, zatından zerre feda etmeden olanca saffet ve asliyetiyle kucaklayabilecek ve nefslerinde yenileyecek nesillerin böylece köküne kibrit suyu dökülmeye başlanınca din ihtiyacından büsbütün kurtulamayan muvâzaacı mizaçlar her tarafta işi reformculuğa dökmüş; ve olduğu gibi bir İslâm yerine, oldurulmak istenildiği tarzda bir İslâm’a kapı açmaya bakılmıştır.
- Reformcu, İslâm’ı şu veya bu görüş ve mezhep lokomotifine bağlamak, onu zatına ve aslına göre değil, kendi şahsî nefsine ve idrakine iliştirmeye kalkmak, böylece çürük gördüğü bir binayı kendince payandalamaya yeltenmek bakımından, İslâma cepheden zıt olanlardan daha tehlikelidir; ve İslâmı kalb ve göz yenilenmesi yoluyla koruyacak olan nesil, cemiyet dairesi içinde kendisine üç düşman tanıyacaktır; aşksız ham yobaz, duygusuz kâfir, nasipsiz reformcu… Yani ruhu, kör nefsinde kabuklaştıran, büsbütün inkâr eden ve ikisi arasında arabuluculuğuna kalkışan…
- İslâm, 500 yıl kılıcını elinde tutan Türkiye’de bozuldu ve her yerde altüst oldu. Bu, ancak Türkiye’de düzelirse her yerde sağlığa kuvuşabileceğine ait İlâhî bir ihtar…
- İslâmı yenileyecek olan nesil, bu ruh ve madde felâketleri Türkiye’sinde son ve som, hepçi ve bütüncü tepki hâlinde zuhur etmekle mükellef…
- Bunca zevalin ardından ancak kemâl çığırı açılabilir…] Bkz: Necip Fazıl Kısakürek, Akıncı Güç kadrosuna ithaf: İSLAMI YENİLEMEK, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul.

Kaynak: http://millibirlikruhu.blogspot.com/

“Baykuş İmparatorluğu”nun ‘Cici Kız’ları
Dr. Hayati Bice
29 Haziran 2011

Afganistan’dan, Libya’dan Hatay’a her ‘üretilmiş kriz’ bölgesinde ‘bir halkla ilişkiler kahramanı’ olarak boy gösteren Angelina Jolie’nin gezileri “bir iyi niyet meleği”nin naif uçuşları değildir

-Angelina Bize Niye Geldi?-

Geçtiğimiz günlerde Hatay’a gelerek Suriye’den iltica eden insanlar için teşkil edilen çadırkentleri ziyaret eden ünlü Holywood yıldızı Angelina Jolie bütün dünyada ve tabii ki Türkiye’de ilgi ile izlendi. Angelina Jolie’nin bu birkaç saatlik ziyareti anahaber bültenlerinin flaş haberi olarak verilip, taşıdığı “markalı” çanta için kaç bin dolar reklam bedeli aldığı bile konuşulurken bu davetsiz ziyaretçinin misyonu ve ziyaret ile hedeflenen sonuç gözden kaçtı. Bu ziyaretin ABD emperyalizminin siyasi propagandasının bir parçası olarak, bir PR (=halkla ilişkiler) çalışması nesnesi olarak Holywood yıldızlarını kullanma şeklindeki alışıldık yönteminin bir parçası olarak anlaşılması ve hedefinin bu şekilde değerlendirilmesi gerekir. (1)

“Baykuş İmparatorluğu” ‘Cici Kız’ları Hep Sever!

Cathy O’Brien’ın anıları olarak "Bir CIA Zihin Kontrolü Kölesinin Gerçek Yaşam Öyküsü" alt başlığı ile yayınlanan “Baykuş İmparatorluğu” kitabında Holywood yıldızları ile Amerikan yönetimin en üst düzeyden yetkilileri arasındaki ilişkiye dair pek çok ipucu yer almaktadır. (2) Dünyanın egemen gücü olarak dünyanın her ülkesine müdahale etmeyi kendilerinin bir hakkı olarak gören ABD elitlerinin sapkın tercihlerini konu alan bu kitabı, dünyada olan biteni anlamak isteyen herkes okumalıdır. Kendisi de bir seks kölesi olarak programlanan yazarın, küçük kızının da daha çocuk yaşta seks kölesi haline getirilme sürecine sokulduğunu anlayan bir annenin, annelik fıtratının koruma içgüdüsü ile harekete geçerek ABD’yi yöneten elitin mahrem hayatının pisliklerini ortaya seren bu itirafları bir yönüyle tiksindirici unsurlar içerse de hayra hizmet açısından takdir edilmelidir.

“Trance-Formation of America” adı ile ABD’de 1995’te yayınlanan ve 2002 yılında da Türkiye’de çevirisi basılan Cathy O’Brien’ın anılar kitabında isminden sözedilen ABD elitlerinden -Hillary Clinton dışında- bugün aktif görevde olan pek kimse kalmamış ise de ABD yönetim erkinin zihniyet yapısını anlamak için bu kitap eşsiz bir kaynak olarak önemini koruyor. Bu anıları psikanalitik bir okumaya tabi tutarsak ABD’nin dünyaya yön vermek iddiasındaki isimlerinin; George W. Bush’dan Dick Cheney’e, Madeleine Albright’tan Hillary Clinton’a pedofiliden homoseksüelliğe nasıl rezilane tablolar sergiledikleri görülür. (4)

İslâm Ülkeleri Liderlerine Cinsel Tuzaklar

Cathy O’Brien’ın kitabında yer alan bir bölüm var ki, özellikle dikkat çekmek isterim. Bu bölümde Suudî Arabistan’ın ABD büyükelçisi olan Suud Kraliyet Ailesi’nden bir prensin (Bender bin Sultan bin Abdulaziz) cinsel ihtiyaçlarının resmi yönetimin bilgisi altında, bazı görevliler tarafından karşılanması hakkındaki bilgiler, sadece bir kişi ile olsa değinmek bile gerekmeyebilirdi. Ancak İslâm ülkeleri yöneticilerinin cinsel içerikli şantajlara muhatap kalmasında, haklarında oluşturulan bu cinsel eğilim dosyalarının -ve muhtemel ki görüntü arşivlerinin- bir yeri olduğu kesindir.

Kitabın başlıbaşına bir bölümünün yakınlarda vefat eden Suud Kralı Fahd bin Abdulaziz’e verilen cinsel hizmete ayrılmış olması bile bu konunun önemini göstermeğe yeter. (5) Aynı sayfalarda Suudi Arabistan’ın en yetkili ismi olan ve ülkesinde burnundan kıl aldırmayan Kral’ın Bush’un elindeki bir “kukla” olduğunu bir ABD Başkanlık Görevlisi olarak kullanılan ‘zavallı bir fahişe’den okumak İslâm dünyasının hal-i pürmelâli açısından ne acıdır!

(Derkenar: Son seçim sürecinde MHP’nin maruz kaldığı şantaja, hattâ CHP Genel Başkanlığı görevini zelîl bir şekilde terk etmek zorunda bırakılan Deniz Baykal’ın başına gelenlere bu açıdan bakılırsa ne demek istediğim daha net anlaşılabilecektir.)

Marilyn Monroe’dan Angelina Jolie’ye…

“Baykuş İmparatorluğu” kitabında O’Brien, Marilyn Monroe’yu Zihin Kontrolü operasyonuna tabi tutularak ABD başkanları için hizmete sunulmuş ‘seks kölelerinin ilk örneği’ olarak takdim etmektedir. Gerçekten de ölüm sebebi resmi evraklarda aşırı dozda yatıştırıcı ilaç alımı sonucu intihar olarak kayıtlara geçen Marilyn Monroe’nun ölümündeki sır hâlâ gizemini korumaktadır. Zamanın ABD bakanı John F. Kennedy ve başkanın erkek kardeşi Bobby Kennedy ile sürdürdüğü eş zamanlı ilişkinin yol açtığı psikolojik ve siyasi sorunların CIA’yi harekete geçirerek Marilyn Monroe’nun 5 Ağustos 1962 tarihinde henüz 36 yaşında ölümü ile sonuçlanan sürecin düğmesine basıldığı yaygın bir kanaattir. (6)

Kendisi de ABD elitlerinin ‘hayvanî’ zevklerinin tatmini için kullanılan Cathy O’Brien’ın anıları; Marilyn Monroe’dan sonra da devam ettiği anlaşılan ‘seks kölesi üretimi’ yanı sıra pek çok Holywood ve müzik sektörü yıldızının CIA operasyonlarında kullanıldığını göstermektedir. Bazı müzik yıldızlarının ülke içi turnelerinin eroin ve kokain sevkiyatı için önemli bir kanal haline getirildiği anlaşılmaktadır. (7)

Daha sonra ABD başkanı olacak Bill Clinton’un daha Arkansas eyaleti valiliği sırasında bir kokain bağımlısı olduğunu dile getiren satırların arka planında CIA’nin ABD içerisinde kokain trafiğinin tam ortasında olduğu da ima edilmektedir. Cathy O’Brien’ın Bill Clinton ile ilgili anılarını içeren bölümde halen ABD Dışişleri Bakanı olan Hillary Clinton’un özel cinsel tercihleri ile ilgili satırlar da okunabilir. (8)

Angelina Jolie’nin bir süredir ABD’nin operasyon bölgelerinde aktif olarak “faaliyet” göstermesi konusuna bu itiraflar ışığında bakıldığında konunun ABD yönetimine uzanan ayaklarını görebiliriz. Afganistan’dan Etyopya’ya, Libya’dan Hatay’a her ‘üretilmiş kriz’ bölgesinde ‘bir halkla ilişkiler kahramanı’ olarak boy gösterip fotoğraf veren Angelina Jolie’nin bu çalışmalarını “bir iyi niyet meleği”nin naif çabaları olarak görmek için oldukça saf olmak gerek. Cinsel yöneliminin biseksüel olduğunu itiraf eden Jolie’nin aktif olarak sürdürdüğü bu faaliyetlerinden bir hayır ummak imkânsızdır.

Kim önce yazacak acaba: Hillary mi Angelina mı ?

Bugünlerin tarihine ışık tutacak olan gizemli ayrıntılar da sanırım birkaç yıl içerisinde açığa çıkacaktır. Ülkemizdeki tarikatların durumunu merak ettiği belgelenen Hillary’nin Amerikan tarihindeki yerini ve Amerikan stratejilerinde ülkemizin yerini merak etmemek mümkün mü? “Hillary’nin Anıları” diye bir kitab çıkarsa birgün, ilk okurlarından birisi olmak isterim bu yüzden.(9) Ya da “Angelina Jolie’nin Günlüğü” başlıklı bir kitabın içerisinde Afganistan, Türkiye kelimelerinin geçtiği birçok sayfaya rastlayacağımız kesindir. Bakalım, bugünlerde ABD politikasında aktif olan bu iki kadından hangisinin itiraflarını daha önce okuyacağız? (Kimbilir belki, Hillary ve Angelina’nın birbirleri hakkında anlatacakları çok özel anıları da vardır. Ama bu özel anıları kendilerine kalsın!)

Konuya magazin olarak bakanlar “Angelina Jolie’nin Günlüğü”nü okumayı, üç biyolojik üç de edinilmiş altı çocuk sahibi bir kadının anılarını herhalde daha çok merak edecektir; ama benim aklım hâlâ şurada: Daha birkaç gün önce Hillary Clinton “Türkiye-Suriye savaşı çıkabilir” (10)

şeklindeki üstü kapalı bir tehdidi içeren açıklamayı niçin yaptı acaba? Bu açıklamanın arkasından gelecek gelişmeler vara vara nereye çıkar? Bu açıklamada R. Tayyip Erdoğan ne yana düşer; Beşşar Esed ne yana?.. vb… Ne çok soru var bu açıklamanın ardından insanın beynine kıymık gibi saplanan…

Hillary’nin Nakşiliğe merakının nedeninden daha fazla, asıl bu açıklamasının arkaplanını öğrenmek isterim doğrusu…

---------------------------------------------------------

İletişim : atahayati@gmail.com

(1) Angelina Jolie Hatay'da, CNNTURK, 17 Haziran 2011 Cuma, http://www.cnnturk.com/2011/turkiye/06/17/angelina.jolie.hatayda/620426.0/

(2) Baykuş İmparatorluğu, (Bir CIA Zihin Kontrolü Kölesinin Gerçek Yaşam Öyküsü), Cathy O'Brien-Mark Philips, (Çev. Uğur Alkapar), Aykırı Yayınevi, İstanbul-2002

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=63842

(3) Cathy O'Brien’ın “Trance-Formation of America” kitabının tam metninin İngilizce aslını aşağıdaki linkte görebilirsiniz:

http://www.scribd.com/doc/2448066/Cathy-OBrien-Mark-Philips-Trance-Formation-of-America2

(4) George W. Bush’un iki dönemlik başkanlığı döneminde “gerçek başkan” olduğu kabul edilen Dick Cheney’in azgın bir pedofil olduğu kaydedilmiştir. Baykuş İmparatorluğu, Bölüm: 10, s.170.

(5) “Kral ve Ben” , Baykuş İmparatorluğu, Bölüm: 31, s.315.

(6)Marilyn Monroe’nun ölümü hakkındaki spekülasyonlar için bkz.:

http://www.trutv.com/library/crime/notorious_murders/celebrity/marilyn_monroe/9.html

(7) “Clinton’un Kokain Şeritleri”, Baykuş İmparatorluğu, Bölüm: 14, s.207.

(8) Cathy O’Brien’ın ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un özel cinsel tercihi hakkındaki şu sözleri ibret vericidir: Hillary Clinton is the only female to become sexually aroused at the sight of my mutilated vagina. Bkz. Baykuş İmparatorluğu, Bölüm: 14, s.215.

(9) Hillary Clinton’un ülkemizdeki tarikatlar ve Gülen Cemaati ile ilgili sorularını içeren resmi evraka işaret eden yazıma gelen yorumlara hayret ettim doğrusu. Söz konusu olan “hidayete susamış Hillary”nin ruhunu “nirvana”ya erdirmek için bir yöntem olarak tasavvufu merak etmesi değil… Araştırılan konu, ABD birgün bu ülke üzerinde bir ‘ameliyat’ yapacak ise tasavvufî gruplar arasından bir direnç odağı ortaya çıkar mı? sorusunun yanıtını bulabilmek. Henüz bu niyeti anlayamayan Türkiye Nakşbendi cemaatlerinden korkmanın âlemi yok herhalde ama, varsın korksunlar! İlgili yazım ve yapılan yorumlar için bkz:

“Hillary Nakşîlere Merak Salmış!” http://www.haber10.com/makale/24450/

(10) Sınırda çatışma tehlikesi; Hillary Clinton sınıra dayanan Suriye ordusunun hareketliliğinden kaygı duyduklarını açıkladı. 24 Haziran 2011, http://haber.gazetevatan.com/sinirda-catisma-tehlikesi/385421/30/Dunya
Kaynak: haber10
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com