EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Müziğin insan için önemi. Müzik insanı nasıl etkiliyor?

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> MÜZİK
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Çrş Ksm 17, 2010 8:12 pm    Mesaj konusu: Müziğin insan için önemi. Müzik insanı nasıl etkiliyor? Alıntıyla Cevap Gönder

2012 sonrası yeni düşünce biçimlerine açılırken, müziğin rolü hakkında
Selçuk Salih Caydi
17 EKIM 2011



Bilinen en eski müzik aleti, 35.000 yıllık kemikten bir flüt. İnsanların neden müzik yaptıkları bilinmiyor. Ama müzik, insanı insan yapan en önemli özelliklerden. Hatta düşünmekten bile daha önemli, çünkü bugün "düşünmek" deyince akla rasyonel düşünce geliyor ve daha farklı tarzlarda düşünmek anlayışı neredeyse kaybolmuş/unutulmuş durumda. Müzik, insanın duygu/düşünce dünyasının dünü ve bugününü birbirine bağlayan, unutulmuş olanı da içinde taşıyan bir ortak payda/havzadır. Ve elbette duygusal bir yana sahiptir.
Düşünce tarzının oldukça değişeceği önümüzdeki dönemde, bu geçişin sağlıklı bir sonuca ulaşması için en önemli güvence, müzik olacaktır.

Müziğe düşman olan, müzikle sorunlu olan ve müziği yasaklamış olan bütün (din kisveli) "anlayışlar", bu değişim sürecinde bir tür ruhsal bozulma yaşayabilirler. (tırlatabilir!)
Müzik, bütün iyi duyguları, ruhsal özgürlüğü ve en önemlisi sevgi duygusunu geliştiren, yeniden üreten bir yana sahiptir.
Tarihte (mesela günümüzdeki gibi her beşbin yılda bir) yaşanan fundamental değişimlerde, bir ruh halinden diğerine geçişler, her zaman müzik sayesinde doğru çerçeve içinde kalıp sonra da doğru mecraına oturmuştur.
Müzik, mesela Anadolu/Türk/Selçuklu/Osmanlı kültürü içinde çok önemli dinamik bir yer tutmuştur ve Türk İslamı da bu bilinçle müziğe çok önem vermiştir. Canlı ve dinamik Anadolu halk müziği (ve klasik Türk müziği) bu manzarada çok önemli bir yer tutar.
Müziği günah saymak kadar insanlık düşmanı bir şey olamaz.
Hele şimdi...
http://konstantiniye.blogspot.com/

Müziğin insan için önemi. Müzik insanı nasıl etkiliyor?
SELÇUK SALIH CAYDI
17.11.10

Bilimin de nihayet anladığı ve kanıtladığı gibi müzik, insanın ruhsal, vicdani ve düşünsel gelişimi için tayin edici önemde. Doğrudan beyne etki edebilen ve duygular uyandırma özelliğine sahip müzik, aynı zamanda bir uygarlık ifadesi. Müzikle ilgili bir 'Hace Nasreddin hikayesi' yazmaya hazırlanırken, geçen ay müzik hakkında birkaç kitap okudum. İçlerinden birinden bahsetmeliyim.

Okuduğum kitaplar arasında en ilginci, Arjantinli ünlü Yahudi piyanist ve orkestra şefi Daniel Barenboim'in "Klang ist Leben" adlı kitabıydı. Geçenlerde Elif Şafak'ın da söyleştiği ünlü müzisyen, Berlin ve Ramallah'ta kurduğu, "Çocuklar için müzik kreşleri" ile de dikkat çekmişti.

Müzik, doğrudan bilince etkiyebilen birşey.

Türkiye'den birçok siyasi akım gelip geçti. bunların tamamına yakını ideolojik akımlar olduğundan belli bir kısıtlılık -zaten ideoloji oluşlarında vardı. Ama bunlar içinde müziği olmayan tek akım, İslamcı akımdır.

Bu çok önemli ve garip durumu bazı yabancı dostlarla da tartıştım. Özellikle de, müzik ve ritm hakkında dünyada çok ciddiye alınan bir kitap yazmış olan Eske Bockelmann'la bunu konuştuk.

Ben kendi hesabıma, İslamcıların bu kadar bozuk bir güruh haline gelmelerini ve ruhlarını paraya bu kadar kolay satabilmelerini ve vicdan-özürlü olmalarını ve temel insani değerlere ters (yani İslamcıların deyimiyle "sapık") birçok garip yana sahip olmalarını ve bunları birşeymiş gibi bir de savunmalarını, müziksiz olmalarıyla da ilişkilendiriyorum. Ve bu konuda yalnız da değilim.

Müziğin insan üzerinde, insani değerleri sağlamlaştıran bir etkisi var (tabii burada müziğin türünü de tartışmak zorundayız). Ve bu müzikal etki, sağlam bir ruhsal fundament kurmak konusunda son derece önemli.

http://konstantiniye.blogspot.com/2010/11/konularda-gene-ksa-bir-bayram-gezintisi.html

Naylon Milliyetçilere
Serdar Akinan
18 Temmuz 2011

Türkiye bir akıl tutulması yaşıyor. 13 askerin şehit düşmesi, bu vahim olaydaki muğlaklık, kirli siyasi hesaplar ortalığı toz duman etti. Hemen her yerde çeştili tepkiler konuyor. Bu tepkileri ihtiramla karşılamak gerek. Ancak bu vahim tablo süregiderken tek bir olay, bir kesimi görmek ve göstermek açısından önemlidir. Aynur'un Jazz konseri sırasında Türkçe söylememesini protesto eden 'Beyaz Türk'lerden bahsediyorum. Bunun adı naylon milliyetçiliktir.
Ve bu naylon milliyetçilik histerisini teşhir etmek gerekiyor.
Olup bitenlerden duyduğu acıyla ya da ajitasyonla caddelere sürüklenenleri anlıyorum. Hatta Ogün Samast lehine sloganlar atan lümpen güruhu bile anlayabilirim...
Lümpence de olsa onlar inanıyorlar. İnançları bir samimiyet barındırıyor. Samimiyet yani hakikat... Ama bu naylon milliyetçiler ne saygı ne nefret hiçbir şeyi hak etmiyor. Çocuklarınıza İngilizce öğrensin diye yılda binlerce dolar döküp, kıçı kırık 'Jingle bells' nakaratları öğretmek değil mi muradınız? Eve gelen konu komşuya hava atmak için, 'Hadi yavrum İngilizce konuş' demenin ötesine geçemeyen bir sığlıktasınız.
Kürtçe de söylense Türkçe de, Boşnakça da söylense Lazca da bu nağmeler bu milletin sinesinden kopan nağmelerdir.
Bu sesler, bu tonlamalar, bu yakarışlar en az bin yıllık harmanın kutlu mahsulüdür. İyi dinleyin onda Hafız Burhan'ı da, Süleyman Çelebi'nin Mevlidi Şerif'ini de, Karacoğlan'ı da, Pir Sultan'ı da, Aşık Veysel'i de duyarsınız.
Ama bu naylon milliyetçilerde o kulak yok. Çünkü kulakla yürek arasında bir bağlantı yok. Aynur o sahnede öylesi acılı bir günde Kürtçe söylese de sen Türkçe duyabilirdin. Mesele bu...
Senin yüreğin kapalı. Yüreğin kapalı olduğu için kulağın kapalı. İşitmeyi bilmiyorsun. Zira kulağınla işitir kalbinle duyarsın. Duyabilseydin kadim ve evrensel anlam içinde kaybolacaktın. O sahnedeki ses annenin söylediği ninni gibi gelecekti.
Annenin söylediği ninni gibi gelen şey sana nasıl bu kadar yabancı hiç düşünüyor musun? Aklediyor musun?
Sen aslında tek tipleştirici, türdeşleştirici, tüketim dininin kulu olmuşsun çoktan. Sen jazz da dinlemiyorsun ki. Modern ve Batılı kültürün, 'upper class' ürünü olduğu için senin derdin orada bulunmak ve görünmek. Orada olmaktan ötürü kendini kapitalist modern bir dinin tapınağında kabul görmüş hissetmek. Bütün mesele bu kadar basit aslında. Naylon milliyetçiliğin histerisinde avazı çıktığı kadar bağırıp küfretmekten ibaret bir anlam haritan var. Şunu görmeniz gerek.
***
Ben eminim ki Aynur bu toprağın birçok eserini Türkçe okumaktan tarifsiz bir mutluluk duyuyordur. Ama bir sanatçıya, 'Bunu yap...' baskısı gelince o onun gönlüyle yaptığı bir şey olmaktan çıkar.
Baskı karşısında yenilmeyi kabul etmek teslimiyetin ifadesi haline gelir... O koşullarda onun Türkçe okumayı reddetmesi, insan onuru ve sanatçı duruşu adına, saygı ve övgüyle karşılanacak bir tutumdur.
Naylon milliyetçilerin bu histerisi ise ne saygı ne övgüyle karşılanmaz. İşte ancak böyle teşhir ve telin edilir.

http://www.aksam.com.tr/naylon-milliyetcilere-3103y.html

Depresyona müzikle tedavi
3 AĞUSTOS 2011

Finlandiya'da araştırmacılar, müzik terapisinin en azından kısa vadede depresyon tedavisinde yararlı olacağını belirledi.

Sözlü olmayan iletişim yöntemi, hastaların duygularını ifade etmelerinde kullanılıyor.
Britanya Psikiyatri Dergisi'nde yayınlanan ve 79 kişi üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları bu yöntemle tedavi edilen hastaların durumunda standart tedavi yöntemleri uygulanan hastalardan daha büyük bir ilerleme kaydedildiğini ortaya koydu.
Müzik tedavisi, İngiltere'de özellikle iletişim sorunları olan çocuklara yardımcı olmak amacıyla kullanılıyor.
Müzik eğitimi olan bir uzmanla birlikte çalgı çalmak ve şarkı söylemek çocukların kendilerini ifade etmelerine olanak sağlıyor.
Finlandiya'daki çalışmada, araştırmaya katılan depresyon hastalarının tamamına normal terapinin gerektirdiği psikolojik yardım ve gerekli ilaçlarla tedavi uygulandı.
Hastaların 33'ünün tedavisinde ise müzik terapistinin de katılımıyla aralarında davul çalmanın da bulunduğu müzik tedavisi kullanıldı.
Üç aylık tedavi sonunda da hastaların ansiyete ve depresyon tedavisinde diğerleriyle karşılaştırıldığından daha kayda değer bir ilerleme kaydedildi.
Imperial College'dan Dr. Mike Crawford, dergide yayınlanan başyazısında, ''Sonuçlar, bu tedavi yönteminin depresyondaki insanların ruh halini ve genel havalarını geliştirebileceğini ortaya koyuyor. Müzik, sosyalleştiren, keyif verici ve anlamlı bir uğraş. Müzikle uğraşmanın, insanları sözcüklerin yapamadığı ölçüde biraraya getirdiği söylenegelmiştir zaten'' dedi.
BBC
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> MÜZİK Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com