EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

'Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa'

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İKTİSADÎ HABERLER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Çrş Şub 27, 2008 12:52 am    Mesaj konusu: 'Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa' Alıntıyla Cevap Gönder

Devasa uçurum: En zengin yüzde 1’lik kesim küresel servetin yüzde 82’sine sahip
22/01/2018



Britanyalı yardım kuruluşu Oxfam’ın raporuna göre dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesimi küresel servetin yüzde 82’lik bölümüne sahip.

BBC Türkçe’nin haberine göre, rapora göre, dünyanın fakir yüzde 50’lik kesimindeyse herhangi bir servet artışı gözlenmedi.


Oxfam’a göre çıkan sonuçlar küresel ekonomik sistemin başarısızlığına işaret ediyor.

Kuruma göre, ‘vergiden kaçınma’, ‘şirketlerin siyaset üzerinde artan etkisi’, ‘işçi haklarının uğradığı erozyon’ ve ‘kemer sıkma politikaları’, gelir adaletsizliğindeki uçurumun derinleşmesinde başlıca nedenler.

Oxfam 2017 yılının başında açıkladığı raporda, dünya nüfusunun yarısının servetinin 8 kişinin elinde olduğunu açıklamıştı.

Kurum bu yıl bu sayının 42 olduğunu ifade etti, geçen yılın sayısını ise 8’den 61’e revize etti. Revizyona gerekçe olarak elde edilen güncel verilerle yapılan yeni hesaplamalar gösterildi.

Oxfam Direktörü Mark Goldring, “Tabloya neresinden bakarsanız bakın kabul edilemez bir durum” dedi. Kurum, ekonomik işleyişlerin gözden geçirilmesi ve şirketlerin hissedarların kârını maksimize etmek üzere çalışmasının sosyal etkilerinin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.

Dünyada toplam dolar milyarderi sayısının 2 bin 43 olduğunu ifade eden Oxfam, her 10 milyarderden dokuzunun da erkek olduğunu vurgularken, kadın-erkek gelir adaletsizliğine de dikkat çekti.

Oxfam’ın önerileri arasında, dünyanın en zengin yüzde 10’luk kesiminin toplam servetinin en fakir yüzde 40’lık kesimin gelirini aşmaması için hükümetlerin aktif olarak çaba göstermesi var.

Diken

8 milyarderin serveti dünyanın yarısına eşit
16 Oca, 2017



En zengin 8 milyarder, dünya nüfusunun yarısının varlığına eşit bir serveti kontrol ediyor.

Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, 8 milyarderin servetinin, dünya nüfusunun yaklaşık yarısının varlığına eşit olduğunu açıkladı.

Merkezi İngiltere’de bulunan kuruluşun, internet sitesinde yayınladığı rapora göre, Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in başı çektiği en zengin milyarderlerin sahip olduğu 426 milyar dolarlık servet, dünya genelinde 3,6 milyar kişinin varlığına denk geliyor.

Amerikan ekonomi dergisi Forbes’ın yayınladığı “en zenginler” listesi ve İsviçre’nin önemli bankalarından Credit Suisse’ten derlenen verilerle hazırlanan raporda, dünyadaki fakirlerin yarısının yüzde 70’inin düşük gelirli ülkelerde yaşadığı aktarıldı.

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) Davos toplantıları öncesinde yayınlanan raporda, eşitsizlik trendini tersine çevirecek yeni bir ekonomik model gelişmesinin, İngiltere’nin AB’den çıkma (Brexit) kararını ve ABD’de kasım ayında düzenlenen başkanlık seçimlerinden Donald Trump’ın galibiyetle çıkmasının nedeninin anlaşılmasına yardımcı olduğu belirtildi.

Oxfam, gelir eşitsizliğinin giderek artmasında vergi kaçakçılığı, üreticilerin büyük şirketler tarafından sömürülmesi, patronlar ve üst düzey yöneticileri daha da zenginleştirmeye yönelik çabaların büyük rol oynadığına dikkati çekti.
Gelecek 20 yılda 500 kişinin 2,1 trilyonluk servete sahip olması öngörülüyor
Raporda, en zenginlerin yüzde birinin 2015’ten bu yana dünyanın geri kalanından daha zengin olduğu belirtilerek, gelecek 20 yılda 500 kişinin 2,1 trilyonluk servete sahip olmasının öngörüldüğü kaydedildi.

Dünya çapındaki yoksul kişilerin yüzde 10’unun gelirinin 1988 ve 2011 yıllarında 3 dolardan daha az artarken, en zenginlerin yüzde birinin gelirinin 11 bin 800 dolar artış kaydettiği bildirildi.
İlk Kurşun

AKP şimdi de atık toplayıcısı garibanların rızklarına mı göz dikti
27 Ocak 2016



EnellektuelForum: :AKP'li Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ankara’da Ocak ayı içinde atık toplayıcılardan kâğıt alan 27 firmaya 140 bin TL ceza kesti. Firmalar da atık toplayıcılarından kağıt almayı durdurdu.
Bunun sonucunda atık toplayıcıları işsizlik riskiyle karşı karşıya kaldı. Uygulamanın bütün Türkiye'ye yaygınlaştırılacağı söyleniyor.
Geçimlerini bu yolla sağlayan sayıları yüzbinlerle ifade edilen atık toplayıcıları tedirgin. Hepsi evlerine helalinden rızk götürmek derdinde ama gel de bunu, helal haram duygularını çoktan kaybetmiş AKP elitlerine anlat. Onların derdi garibanların rızkını Belediyelerin çöp ayıklama işlerini alan yandaş şirketlere aktarmaktan ibaret gibi görünüyor.

BBC Türkçe'den Rengin Arslan güzel bir haber analizle meseleyi çok yönlü ele almış:


Kağıt toplayıcıları: Bundan sonra ne olacak?
Rengin Arslan

Sadece kağıt toplamak için icat edilmiş kocaman bir çuvalı yağmur, kış, yokuş demeden arkalarında sürüklüyorlar. Bir el arabası üzerine yerleşmiş bu büyük cüsseli çuvalın içi bazen 200 kiloluk kağıt bile alabiliyor.
Onlar, kentlerin düzensiz büyümesinin, öngörülemeyen göçün ve plansız geri dönüşüm telaşının Türkiye’de yarattığı bir mesleğin mensupları: kağıt toplayıcıları.

30 yıldır bu işi yapan Hamdi Balcıoğlu’na göre aynı zamanda insanları “suçtan, beladan” uzaklaştıran, sokakta yaşamak zorunda olan insanı, sokağın tekinsizliğinden bir nebze de olsa koruyan, kurtaran bir iş.

“Benim yanımda Samsunlu bir arkadaşım vardı. İki sefer hastaneye kaldırdım, ameliyat oldu ama üçüncüsünde öldü. 35 sene yanımda kaldı. Bu adam gayrimeşru adamdı. Yani madaracı, paketçi. 35 sene önce ona bıraktırdım bu işleri ve kağıt işine getirdim ve bu işte öldü. Demek istediğim hükümet böyle insanlara sahip çıksın, iş versin. Kimse kötü yolları gitmesin" sözleriyle yardım çağrısı yapıyor Hamdi Balcıoğlu.

Ancak bugün hem o, hem de onun gibi pek çok kişi işlerini kaybetme riskiyle karşı karşıyalar.

Bu sayede gündeme geldiler. Peki şimdi ne yapıyorlar, bundan sonra ne olacak?

İşleri karmaşık değil ama zahmetli. Her türlü dönüştürülebilir atığı toplayıp satıyorlar. Örneğin kağıdın kilosu 35 kuruş. İyi bir günde 60-70 lira kazanabiliyorlar. Ama örneğin benim Hamdi beyle görüştüğüm karlı yağmurlu İstanbul gününde 20 liradan fazlasını kazanmak zor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise Ankara’da Ocak ayı içinde 27 firmaya 140 bin TL ceza kesti. Firmalar atık toplayıcılarından kağıt almayı durdurdu. Bunun sonucunda atık toplayıcıları işsizlik riskiyle karşı karşıya kaldı.

Bakanlık ile toplantı 'verimli' geçti

Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Dinçer Mendillioğlu’nun söylediğine göre Türkiye genelinde yaklaşık yarım milyon atık toplayıcısı var. Bunların en az üç kişilik bir aileye baktıkları düşünülürse, onların gelirsiz kalması 2 milyon insanı etkileyebilir.

Mendillioğlu aynı zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşmeler yaptı. 2011 yılındaki mevzuata dayalı olarak kesilen cezaların sonuçlarını ve taleplerini bakanlığa iletti.

Bakanlık ile görüşmesini “oldukça verimli geçti” diye değerlendiren Mendillioğlu, “Biz bakanlık nezdinde bu planlamanın bir karşılığı olduğunu gördük. Pozitif geçtiğini söyleyebiliriz. Gerçekten ilgililerdi” diyor. Ancak kısa vadede bu sorunun çözülmesini beklemediğini söylüyor.

Zira kanun ancak lisanslı firmaların topladığı kağıt ve geri dönüştürülebilir malzemenin alınmasına izin veriyor.

Deneyimli toplayıcı Hamdi Bey’e göre bu cezalan uygulanır, atık işçileri işsiz kalırsa “Millet aç kalır”. Sonrasını şöyle tamamlıyor: “Sen aç kalırsan ne yaparsın? Onu çalacaksın, bunu soyacaksın. Bunun yapılmasını ben tavsiye etmiyorum. Ceza kesmesinler, kendilerine bağlasınlar” diyor. Kendisine bağlasınlar dediği ise belediyeler.

Ancak bununla ilgili cezai yaptırım henüz sadece Ankara’da uygulanmış durumda. İstanbul’da 40’tan fazla şirket atıkları satın alıyor. Hamdi Bey, “Burada uygulamayı hemen başlatmaları mümkün değil. Büyük firmalar nereden atık kağıt alacak o zaman” diye soruyor.

'İşsizlik sorununa çare bulunmalı'

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Başkanı Baran Bozoğlu ise hem atık işçilerinin çalıştığı sağlıksız ortamın giderilmesi gerektiğini hem de bu işçilerin işsiz bırakılmadan bir çözüm bulunması gerektiğine dikkat çekiyor.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Başkanı Baran Bozoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kağıt toplayıcıların sorunlarına çözüm geliştirmesi gerektiğini söylüyor.

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bozoğlu, “Atık toplayıcılığı Türkiye’de çok sağlıksız bir şekilde gerçekleştiriliyor. Sokaklarda insanlar iş güvencesinden yoksun, kötü koşullarda, kaza riskiyle karşı karşıya ve zaman zaman da çöp kutularını karıştırarak atık topluyorlar. Bu başlı başına doğru bir yaklaşım değil. Bu geri kalmışlığın da bir yansıması” diyor.

Hemen arkasından ise “ancak” diyerek ekliyor:

“Bu sorunu çözerken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı buradaki insanların ekmek kapılarını kapatarak ve onlara yeni bir alan açmadan, işsizlik sorunlarına bir çözüm bulmadan bunu gerçekleştirmesi doğru bir yaklaşım değil.”

Ne yapılmalı?

Bozoğlu, “Bu kağıt toplayıcılarının mutlaka sisteme entegre edilmesi gerekiyor. Bunun yöntemleri içinde de firmalarda bunların istihdamının sağlanması gibi konular gündeme gelebilir” diyor.

Galatasaray civarında hava sıcaklığının 1 derece olduğu bir günde çay içip ısınarak sohbeti sürdürmeye çalıştığımız Hamdi bey de bin 600 lira maaşın makul olacağını ve böylece kazanç kaybı yaşamayacaklarını söylüyor.
Peki diyorum, sağlığın? 62 yaşındaki Hamdi bey “bizim vücudumuz bağışıklık kazanmış” diyor. Ekmeğini kazandığı sürece çalışma koşullarından şikayet etmek aklına gelmeyecek türden bir insan. Ancak sohbet arasında söylüyor.

Dizleri ve sırtı ağrıyor şu sıralar.

Bir süre sonra arabasının olduğu köşeye gidiyoruz. Esnafın civara bıraktığı kartonları topluyor. Henüz arabası dolmuş değil. Ancak evdeki, en küçüğü 2 yaşındaki çocuklarına ekmek götürmenin tek yolu bu havada bile çalışmak.
Sokakta kağıt ve atık toplayanların çalışma koşulları olması gerekenin çok gerisinde ancak hem onları işsiz bırakmadan koşullarını iyileştirecek bir modelin bulunması herkesin ortak temennisi.
Konuyla ilgili görüşlerini almak için aradığımız Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise haber yayınlandığı saate kadar bir yanıt vermedi.

Forbes dergisinin dolar milyarderleri listesinde 32 Türk...
02 Mart 2015



Forbes zenginler listesini açıkladı. Dünyanın en zengini Bill Gates, Türkiye'nin en zengini Murat Ülker oldu.

Forbes dergisinin dünyanın en zenginleri listesinde Bill Gates, 79,2 milyar dolarlık servetiyle yine birinci sırada yer alırken, bu yıl Türkiye'den listeye 32 kişi girdi. Murat Ülker 2015'te 4.4 milyar dolarlık servetiyle Türkiye'nin en zengini oldu.

Forbes dergisinin dünyanın en zenginleri listesinde yazılım devi Microsoft'un kurucusu Bill Gates, 79,2 milyar dolarlık servetiyle yine birinci sırada yer aldı. Meksikalı işadamı Carlos Slim Helu, 77,1 dolarlık servetiyle ikinci, Amerikalı yatırımcı Warren Buffet da 72,7 milyar dolarlık varlığıyla üçüncü sırada yer aldı.

Listeye bu yıl Türkiye'den 32 kişi girdi.

Zenginler listesinde Murat Ülker 369'uncu (4,4 milyar dolar), Hüsnü Özyeğin 690'ıncı (2,7 milyar dolar) Semahat Sevim Arsel 714'üncü (2,6 milyar dolar) oldu. Türkiye'den iş dünyasından yer alan isimler şöyle:

TÜRKİYE'NİN ZENGİNLERİ

369 Murat Ülker (4,4 milyar dolar)
690 Hüsnü Özyeğin (2,7 milyar dolar)
714 Semahat Sevim Arsel (2,6 milyar dolar)
737 Mustafa Rahmi Koç (2.5 milyar dolar)
737 Ferit Faik Şahenk (2.5 milyar dolar)
782 Şarık Tara (2.4 milyar dolar)
847 Erman Ilıcak (2.2 milyar dolar)
847 Suna Kıraç (2.2 milyar dolar)
847 Filiz Şahenk (2.2 milyar dolar)
1105 Ali İbrahim Ağaoğlu (1.8 milyar dolar)
1118 Ahsen Özokur (1.7 milyar dolar)
1312 Bülent Eczacıbaşı (1.5 milyar dolar)
1324 Ahmet Çalık (1.4 milyar dolar)
1324 Faruk Eczacıbaşı (1.4 milyar dolar)
1324 Ahmet Nazif Zorlu (1.4 milyar dolar)
1386 Mustafa Latif Topbas (1.4 milyar dolar)
1386 Hamdi Ulukaya (1.4 milyar dolar)
1415 Mehmet Aydinlar (1.3 milyar dolar)
1415 Mubariz Gurbanoglu (1.3 milyar dolar)
1500 Turgay Ciner (1.3 milyar dolar)
1500 Deniz Şahenk (1.3 milyar dolar)
1533 Mehmet Rüştü Başaran (1.2 milyar dolar)
1533 Mehmet Nazif Günal (1.2 milyar dolar)
1533 Mehmet Sinan Tara (1.2 milyar dolar)
1605 Mehmet Emin Karamehmet (1.2 milyar dolar)
1712 Mustafa Vehbi Koç (1.1 milyar dolar)
1712 Sevket Sabancı (1.1 milyar dolar)
1741 Aydın Doğan (1 milyar dolar)
1741 Suzan Sabancı Dinçer (1 milyar dolar)
1741 Serra Sabancı (1 milyar dolar)
1741 Murat Vargı (1 milyar dolar)
1741 Fatma Yazıcı (1 milyar dolar)

Kaynak: Cumhuriyet

"Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa": Bir yılda 10 bin yenİ milyoner nasıl türedi?
02.02.2015



Bir yılda 10 bin yenİ milyoner nasıl türedi?TÜRKİYE, AKP iktidarında borca battı ama banka hesaplarında 1 milyon lira ve üzeri parası bulunan yurt içi gerçek ve tüzel kişi sayısı geçen yıl bir önceki yıla göre10 bin 364 artarak 77 bin 210’a ulaştı. Milyoner hesaplarındaki artış da yüzde 14’ü buldu.
Türkiye, AKP yönetiminde yaşadığı geçtiğimiz 12 yılda borca battı, ama, sadece 2014 yılında 10 bini aşkın yeni milyonere, eski tabirle trilyonere daha sahip oldu. Geçim derdindeki sade vatandaş, şimdi, bunun nasıl olduğunu merak ediyor. Çizilen ‘Pembe hayallerin’ bir bir iflas ettiği, emekli, işçi ve dar gelirli milyonlarca vatandaşın geçinebilmek için büyük mücadele verdiği 2014 yılında, banka hesaplarında 1 milyon lira ve üzerinde parası bulunan yurtiçi yerleşik gerçek ve tüzel kişi sayısı, 2014 yılında bir önceki yıla göre 10 bin 364 artarak 77 bin 210’a ulaştı.

BDDK’nın rakamları

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlenen bilgilere göre, 2014 yılını 24 milyar 665 milyon lira kârla kapatan bankacılık sektöründe toplam mevduat 1 trilyon 53 milyar liraya ulaştı. Bu tutarın yaklaşık yüzde 62’sine karşılık gelen 650,4 milyar liralık bölümü Türk Lirası cinsinden mevduattan oluştu.

Yüzde 11 arttı

Geçen yıl sonu itibarı ile 1 milyon ve üzerinde Türk Lirası tutulan mevduat, toplam Türk Lirası mevduatların yüzde 46’sını oluşturdu. 1 milyon lira ve üzerindeki mevduat; bir önceki yıla oranla yüzde 11 artış göstererek, 298 milyar liraya çıktı. Bu tutarı 142 milyar lira ile 50 bin-250 bin lira arasında para tutulan mevduat, 104 milyar lira ile 250 bin-1 milyon lira arasında tutulan mevduat, 74 milyar lira ile 10 bin-50 bin lira arasında para tutulan mevduat ve 32 milyar lira ile 10 bin liraya kadar para tutulan mevduat izledi.

Mevduat tutarı: 88.5 mİlyar TL

Mudi sayısı açısından değerlendirildiğinde, toplam yurtiçi yerleşik mudilerin sayısı bir yılda % 2 arttı ve 59 milyon 238 bin 929’a ulaştı. Toplam mudilerin içinde, hesabında 10 bin liraya kadar mevduat bulunan kişi ve kuruluş sayısı 56 milyon 288 bin 177 oldu. 1 milyon lira ve üzerinde paraya sahip yurt içi yerleşik mevduat sahibi sayısı ise 2013-2014 döneminde yaklaşık yüzde 15,5 artarak 77 bin 210’a çıktı. Böylece bir yılda milyoner sayısına 10 bin 364 kişi ve kurum daha eklendi. Bu dönemde gerçek kişilerin milyoner hesabındaki mevduat tutarı da % 14 artarak 77,4 milyar liradan 88,5 milyar liraya yükseldi.
Kayanak Yeni Çağ

Türkiye'nin milyonerlerine 1 yılda 9 bin 755 milyoner daha eklendi
11.12.2011

Milyonerlerin hesaplarında tuttukları mevduat 50.4 milyar lira artış gösterdi. Türk bankacılık sisteminde ekim ayı itibarıyla 675.3 milyarı aşan mevduatın yüzde 47'sinin milyoner hesaplarında tutulduğu belirlendi.

SON 1 YILDA 50.4 MİLYAR LİRA

Son bir yılda milyonerlerin hesabında tutulan mevduat 50.4 milyar lira arttı. Milyoner mudi sayısı da 9 bin 755 kişiye ulaştı. Yurtiçi ve yurtdışı yerleşiklerden oluşan 43 bin 11 milyoner mudi hesabında, toplam 317.6 milyar bulunurken, 51.1 milyon mudinin 10 bin liraya kadar olan hesaplarda tuttuğu mevduat tutarı 31.9 milyarla sınırlı kaldı. Türkiye'de toplam mevduatın 649.2 milyarı yurtiçi yerleşiklerde, 26 milyarı ise yurtdışı yerleşiklerde bulunuyor.

YÜZDE 23 ORANINDA ARTIŞ

Ekim itibarıyla, yurtiçi yerleşiklere ait mevduat hesaplarının yüzde 46.6'sını 1 milyon liranın üzerindeki hesaplar oluşturdu. Yurtiçinde yerleşiklerin bu mevduat hesaplarında tuttuğu para geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 oranında artışla 302.6 milyar lira olurken, 1 milyon lira üzeri hesaba sahip olan mudi sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28.5 artışla 41 bin 540 oldu. Yurtiçinde bulunan milyoner sayısı son bir yıl içinde 9 bin 222 kişi arttı. Yurtiçinde yerleşik milyonerlerin hesaplarında tuttuğu mevduat 2010 yılı sonuna göre yüzde 7.4 oranında, 20 milyar 971 milyon TL tutarında artış gösterdi. Mudi sayısının yüzde 23 oranında artış gösterdiği 10 aylık dönemde, milyonerler arasına 7 bin 783 kişi daha eklendi.

TÜRKİYE'DEKİ MİLYONERLER SAYISINDA BÜYÜK ARTIŞ VAR
Yurtdışında yerleşik bin 471 milyonerin sahip olduğu mevduat toplamı 14.9 milyar 981 lira düzeyinde gerçekleşti. Geçen yıl aynı dönemde yurtdışında yerleşik 938 kişinin Türk bankacılık sisteminde milyoner hesaplarında tuttukları mevduat 10.7 milyar düzeyindeydi. Ekim 2011 itibariyle yurtdışı yerleşiklere ait 1 milyon TL üzerindeki mevduat hesapları, yabancılara ait toplam mevduatın yüzde 57.5'ini oluşturdu.

Böylece Ekim itibariyle yurtiçi ve yurtdışı milyonerlerin sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29.3 artışla 43 bin 11 oldu. Son bir yılda milyoner mudilerin sayısı yaklaşık 9 bin 755 kişi, mevduatları ise 50 milyar 440.5 milyon lira artış gösterdi.
Kaynak: http://medyaline.com/

Mevduatın yarısı, 32 bin milyonerin kasasında

Türkiye'nin yurtiçi ve yurtdışı milyoner sayısı Eylül ayı itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre 3 bin 102 kişi artarken, yurtiçi ve yurtdışı yerleşiklerden oluşan milyonerlerin bankalarda tuttukları mevduat ise 48 milyar 683 milyon TL'lik artış gösterdi. Son 9 aylık dönemde milyonerler kulübündeki mudiler arasına bin 350 kişi eklenirken, milyonerlerin bankalarda tuttukları mevduatta 35 milyar 269 milyon TL'lik artış yaşandı. 17.11.2010 ANKARA netgazete

3 Bin Aile: 19 Bin Milyoner

Türkiye'de sayıları 19 bine ulaşan milyonerler, bankalarda tuttukları paranın üçte ikisini döviz hesaplarında değerlendiriyor. Milyonerlerin kişi başına tasarrufu ise 3,4 milyon YTL'yi buluyor.
17.01.2008

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yaptığı tespitlere göre, Türkiye'de yaşayan 19 bin kişinin bankalarda 1 milyon YTL ve üzerinde kişisel hesabı bulunuyor. 69 milyon 497 bin vatandaşın kişi başına ortalama tasarrufu ise sadece 347 YTL. BDDK verileri, yabancıların satın aldığı Türk bankalarındaki mevduatın büyük bölümünün milyonerlere ait olduğunu gösteriyor.

DÜŞÜK GELİRLİ YTL DİYOR

BDDK'nın bankacılık sektöründeki gelişmeleri değerlendirdiği aylık bültenin Ocak sayısı yayınlandı. BDDK verilerine göre, Türkiye'de faaliyet gösteren tüm bankalarla katılım bankalarında 71 milyon 43 bin hesap sahibinin 342 milyar 289 milyon YTL tutarında tasarrufu değerlendiriliyor. BDDK verilerine göre; Türkiye'de yaşayan 69 milyon 497 bin kişinin bankadaki tasarrufu hesap başına 10 bin YTL'nin altında. Bu kesimin bankadaki parası sadece 24 milyar 126 milyon YTL düzeyinde. Dolayısıyla kişi başına ortalama mevduat 347 YTL'de kalıyor. Düşük tasarrufa sahip olan bu kesim, birikimini ağırlıklı olarak Türk Parası cinsinden tutup mevduat faizi alıyor. Bu geniş kitlenin bankalarda tuttuğu altın ve benzeri kıymetli maden tasarrufunun toplam tutarı da sadece 4 milyon YTL.

ZENGİN DÖVİZDE

69 milyonu aşkın vatandaşın bankadaki 24 milyarlık servetine karşılık, sayıları 19 bin olan milyonerlerin sadece YTL ve döviz tevdiat hesabından oluşan birikimi ise tam 64 milyar 529 milyon YTL. Bu da kişi başına ortalama tasarrufun 3 milyon 396 bin YTL olduğunu gösteriyor. Diğer kesimlerin aksine milyonerler tasarruflarının yaklaşık üçte ikisini döviz hesaplarında tutarak servetlerini riskten korumaya çalışıyorlar. Veriler, Türkiye'de yaklaşık 3 milyon kişinin bankada 10 bin ila 250 bin YTL arasında tasarruf tuttuğunu da gösteriyor.

3.7 MİLYON KİŞİ YABANCI BANKADA

Yabancı yatırımcıların yönetimine geçen bankalardaki mevduat tutarı da 41 milyar 367 milyon YTL'ye ulaştı. 3 milyon 749 bin vatandaşımız mevduatını Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı bankalarda değerlendiriyor. Toplam mevduatın yaklaşık yüzde 12,4'ü, mudilerin de yüzde 5,3'ü yabancı bankaların elinde. Yabancı bankalardaki müşteri portföyünün ağırlığını ise 1 milyon YTL'nin üzerinde tasarrufu olan vatandaşlar oluşturuyor. Mevduatın da ağırlığı yine yabancı parada toplanıyor
haber10

Taha Kıvanç
Yeni Şafak
Şişman kedilerin peşindeyim
23 Haziran 2009

Ben de Ak Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli gibi “IMF'siz de olur” diye düşünenlerdenim. Hafta sonu, “Biz direndik” demiş Canikli ve eklemiş: “Haklı olduğumuz ortaya çıktı; böylece bir tabuyu yıkmış olduk. IMF'siz de olabileceğini ispat edip IMF'ye bağımlılığı aştık...”

Hükümet son bir yıldır TÜSİAD'ın kollarını açarak beklediği tedbirlerin tam tersini yapıyor. Kamu harcamalarını yerel yönetimlere kaynak aktararak artırdı. Vergileri düşürerek tüketimi teşvik etti; vatandaşın eline para geçsin diye de bir dizi alışılmışın dışında tedbir alındı: Sigorta primleri düşürüldü, vergi barışı ile borçlu iş sahipleri rahatlatıldı.

Krizden henüz çıkılmadı belki, ama 'tünelin sonunda ışık' muhabeti yapılabilir hale geldi. IMF'siz yürünen yoldan gerçekleşti bu.

Bütün krize muhatap ülkelerde iktidardaki partiler sandıkta devrildiler, bir tek Türkiye'de Ak Parti oyunu yüzde 40 çizgisinde koruyabildi. Büyük işadamlarını sinirlendiren de bu durum olabilir...

IMF'yle olunca bu hükümetten daha kolay kurtulabileceklerini düşünüyorlardı; hâlâ umutları o...

'Vergi özerkliği' istiyormuş IMF ha; düzden “Duyûn-u umumiye istiyorum” deseydi bari!

Dünya Bankası ve IMF yıllık toplantılarını önümüzdeki sonbaharda İstanbul'da yapacaklar. TÜSİAD'ın beklentisi, o toplantıya kadar IMF'yle anlaşma yapılması; benim umudum ise, Türkiye adına konuşacak bakanın kürsüde “Bakın, biz sizsiz de başarılı olduk” diye övünmesi...

Türkiye bir yılı aşkın bir süredir ekonomisini IMF olmaksızın yönetiyor. İyi de yapıyor. Özellikle dünyanın derinden hissettiği ekonomik krizi biz kendi ölçeğimizde yaşamayı becerdik. İstihdamı artırıcı, üretimi kırbaçlamayı amaçlayan tedbirler bu sayede alınabiliyor. “IMF'siz olmaz” diye yeri göğü inletenler karşısında IMF yöneticileri bile daha insaflı...

IMF'nin 1. Başkan Yardımcısı John Lipsky Türkiye'yi iyi tanıyor, ekonomimizin yıllara yayılan performansını biliyor. Geçen hafta Türkiye'deydi Lipsky, Bodrum'da TÜSİAD'çılarla takıldı. Onların yanında ne desin? 'Mali açık' ve 'düşen kredi kalitesi'ne dikkat çekmekle birlikte, 'istikrar bulan döviz kuru', 'yeniden yükselmeye başlayan tüketici güveni' ve 'artan özel sektör kredileri' gerçeğinden hareketle Türkiye ekonomisinde yaşanan 'toparlanmayı' övdü.

Amerikalı Lipsky'nin değerlendirmelerini gazetelere yansıyan TÜSİAD cemaatinin öndegelenlerinin “İlle de IMF olsun” takıntılarıyla birlikte okurken şaşırdım doğrusu...

Ülkemizin en büyük sanayi grubunun patronu Rahmi Koç'un bu tür bir mesaj vermek için Koç Üniversitesi mezuniyet törenini seçmesini yadırgadım. Yeni mezun gençlerin karşısında söylediği şu: “IMF'den alacağımız birkaç milyar dolar değil, onun vereceği yeşil ışıktır mühim olan; bu, Türkiye'ye gelecek doğrudan yatırımları teşvik edecektir...”

Taraf gazetesi yazarı Süleyman Yaşar'a hak vermemek elde değil: “Rahmi Bey IMF'nin web sitesine girip son dokuz ay içinde destek kredisi anlaşması yaptığı, Ermenistan, Belarus, Kosta Rika, El Salvador, Gabon, Gürcistan, Guatemala, Macaristan, İzlanda, Letonya, Moğolistan, Pakistan, Romanya, Sırbistan, Şeyşeller ve Ukrayna'dan oluşan 16 ülkenin halini görse herhalde böyle konuşmazdı. / Bu ülkelerin yanında yer almak piyasalara yeşil ışık yakmaz; tam tersine kırmızı ışık yakar. Bu ülkeler arasında sayılmak, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına teminat olmaz.”

Rahmi Koç ülkemizdeki 300 kadar aileyi temsil eden TÜSİAD'ın da görüşlerini yansıtıyor. IMF'nin en önemli ismi bile kriz içinde geçen son bir yılın performansına saygısını ifade ederken, TÜSİAD çelik korse peşinde niye koşar?

Bu sorunun cevabını hiç beklemediğim bir köşeden aldım. Milliyet'te yazan Hurşit Güneş dünkü yazısını ('TÜSİAD neden IMF'yi istiyor?') bütünüyle bu konuya ayırmıştı. Yazının özeti şu: TÜSİAD Türk ekonomisinin dümenine IMF'nin geçmesini vergi idaresi özelleşeceği, bütçeyi disiplin altına alacağı, yerel yönetimlere giden kaynakları sınırlandıracağı, uzun vadeli ve ucuz kaynak sağlayacağı ve güven vereceği için istiyormuş...

“TÜSİAD üye profilinin ekonomik çıkarları IMF programıyla örtüşür” diye yazmış Milliyet yazarı. Vergi idaresi 'özerk' olursa 'üzerlerinde siyasal baskı gören işadamları rahatlayacak' imiş... Yerel yönetimlere para akışının kesilmesi, ilgi alanları yerelliğin ötesinde olduğu için, TÜSİAD'ı oluşturan sermayenin umurunda değil doğal olarak...

“TÜSİAD bu hükümetten çok IMF'ye güveniyor” da diyor Hurşit Güneş ve ekliyor: “2001 krizinde de işadamları IMF'ye biat etmişti (Hatırlayınız, Derviş'i başbakanlığa bile soyundurmaya kalktılar)...”

Allah için açık sözlü tespitler bunlar...

İşte En Zengin 100 Türk...
02 Mart 2009

Ünlü Forbes dergisi, en zengin 100 Türkü açıkladı. En zengin 100 Türk listesindeki isimler, servetleri ve şirketleri şöyle:

Forbes'ın listesine göre, bu yıl Türkiye'nin en zengin kişisi, geçen yılın üçüncüsü Hüsnü Özyeğin olurken, geçen yılın birincisi Mehmet Emin Karamehmet ikinciliğe geriledi.

En zengin 100 Türk'ün toplam serveti, geçen yıla oranla ortalama yüzde 49,1 oranında azalarak 56 milyar 165 milyon dolar olarak gerçekleşti. Listedeki ilk on beş kişinin toplam serveti ise 20 milyar 150 milyon dolar oldu.

Listede 46 kişinin sıralamadaki yeri yükselirken, 41 kişinin sıralamadaki yeri geriledi. Listede 6. sırada yer alan Ferit Şahenk yerini korudu. Listeye yeni girenlerin sayısı ise 12 kişi oldu.

Sabancı Holdingden 12 kişi toplam 4 milyar 710 milyon dolar, Koç Holdingden 6 kişi toplam 2 milyar 795 milyon dolar, Doğan Holdingden toplam 6 kişi 1 milyar 680 milyon dolar, Enka İnşaattan toplam 5 kişi 3 milyar 275 milyon dolar, Doğuş Holdingden 3 kişi 2 milyar 700 milyon dolar, Eczacıbaşı Holdingden 2 kişi 1 milyar 600 milyon dolar, Zorlu Holdingden de 3 kişi 2 milyar 350 milyon dolar servet ile listede yer aldı.

En zengin 100 Türk listesindeki isimler, servetleri ve şirketleri şöyle sıralandı:

İŞTE EN ZENGİN TÜRKLER
Sıra Adı milyon $ Şirketi
1 Hüsnü Özyeğin 2.900 Fiba Şirketler Grubu
2 M.Emin Karamehmet 2.800 Çukurova Holding
3 Şarık Tara 1.600 Enka İnşaat
4 Ali İbrahim Ağaoğlu 1.500 Ağaoğlu Şirketler Grubu
5 Ahmet Zorlu 1.300 Zorlu Holding
6 Ferit Şahenk 1.100 Doğuş Holding
7 Mubariz Gurbanoğlu 1.100 Palmali Grubu
8 Murat Ülker 1.100 Yıldız Holding
9 Murat Vargı 1.100 MV Holding
10 Ahmet Çalık 1.000 Çalık Holding
11 Filiz Şahenk 1.000 Doğuş Holding
12 Kamil Yazıcı 1.000 Yazıcılar Holding
13 Tuncay Özilhan 1.000 Anadolu Grubu
14 Turgay Ciner 850 Ciner Grubu
15 Bülent Eczacıbaşı 800 Eczacıbaşı Holding
16 Erman Ilıcak 800 Rönesans İnşaat
17 Faruk Eczacıbaşı 800 Eczacıbaşı Holding
18 Olgun Zorlu 800 Zorlu Holding
19 Yalçın Sabancı 800 Ya-Sa Holding
20 Aydın Doğan 750 Doğan Grubu
21 Semahat Arsel 750 Koç Topluluğu
22 Sinan Tara 750 Enka İnşaat
23 Mehmet Rüştü Başaran 700 Habaş
24 Rahmi Koç 700 Koç Topluluğu
25 Recep Sami Yazıcı 700 Diler Holding
26 Suat Günsel 700 Yakındoğu Üniversitesi
27 Ethem Sancak 690 Hedef Alliance Holding
28 Ahsen Özokur 650 Yıldız Holding
29 Deniz Şahenk 600 Doğuş Holding
30 Ömer Dinçkök 600 Akkök Grubu
31 Suna Kıraç 600 Koç Topluluğu
32 Şevket Sabancı 600 Sabancı Holding
33 Serra Sabancı 550 Sabancı Holding
34 Suzan Sabancı Dinçer 540 Sabancı Holding
35 Ahmet Keleşoğlu 530 Selçuk Ecza Holding
36 Çiğdem Sabancı Bilen 510 Sabancı Holding
37 İbrahim Bodur 510 Kale Grubu
38 Hamdi Akın 500 Akfen Holding
39 Kağan Gürsel 500 Kiska Holding
40 Mehmet Hattat 500 Hema Holding
41 Mehmet Torun 500 Torunlar Şirketler Grubu
42 Mustafa Latif Topbaş 500 Bim Birleşik Mağazalar
43 Ünal Aysal 500 Unit Group
44 Ali Dinçkök 450 Akkök Grubu
45 Erdal Aksoy 450 Turcas Petrol
46 Erkut Soyak 450 Soyak Holding
47 Mehmet Cengiz 450 Cengiz Holding
48 Dilek Sabancı 430 Sabancı Holding
49 Sevil Sabancı 430 Sabancı Holding
50 A.Nuri Çolakoğlu V. 425 Çolakoğlu Metalurji
51 Hasan Çolakoğlu 425 Çolakoğlu Metalurji
52 İbrahim Çeçen 400 IC Holding
53 Mehmet Nazif Günal 400 MNG Holding
54 Nihat Özdemir 400 Limak Şirketler Grubu
55 Nilüfer Çiftçi 400 Akkök Grubu
56 Sezai Bacaksız 400 Limak Şirketler Grubu
57 Vildan Gülçelik 375 Enka İnşaat
58 Erol Üçer 370 Gama İnşaat
59 Uğurhan Tunçata 370 Gama İnşaat
60 Yüksel Erimtan 370 Gama İnşaat
61 Bayram Yusuf Aslan 350 İçdaş
62 B.Doğanay Samuray 350 Palmet Enerji
63 Erdoğan Demirören 350 Demirören Grubu
64 İshak Alaton 350 Alarko Holding
65 Lucien Arkas 350 Arkas Holding
66 Arzuhan Doğan Yalçındağ 340 Doğan Grubu
67 Begümhan D. Faralyalı 340 Doğan Grubu
68 Hanzade Doğan Boyner 340 Doğan Grubu
69 Vuslat Doğan Sabancı 340 Doğan Grubu
70 Sema Işıl Doğan 320 Doğan Grubu
71 Sevda Gülçelik 315 Enka İnşaat
72 Ali Nihat Gökyiğit 300 Tekfen Holding
73 Demir Sabancı 300 Sabancı Holding
74 Erol Sabancı 300 Sabancı Holding
75 Feyyaz Berker 300 Tekfen Holding
76 Necati Akçağlılar 300 Tekfen Holding
77 Nuri Özaltın 300 Özaltın İnşaat
78 Ömer Sabancı 300 Sabancı Holding
79 Nurettin Çarmıklı 285 Nurol Holding
80 Ali Rıza Yıldırım 275 Yıldırım Holding
81 Erol Çarmıklı 275 Nurol Holding
82 İnan Kıraç 275 Kıraça Şirketler Top.
83 Mehmet Oğuz Çarmıklı 275 Nurol Holding
84 Yüksel Yıldırım 275 Yıldırım Holding
85 Mustafa Koç 260 Koç Topluluğu
86 Ali İsmail Sabancı 250 Sabancı Holding
87 Ali Koç 250 Koç Topluluğu
88 Demet Çetindoğan Sabancı 250 Sabancı Holding
89 Emine Sabancı Kamışlı 250 Sabancı Holding
90 Emrullah Turanlı 250 Taşyapı İnşaat
91 Nafi Güral 250 Güral Porselen
92 Zafer Kurşun 250 Orjin Grup
93 Zafer Yıldırım 250 Orjin Grup
94 Zeki Zorlu 250 Zorlu Holding
95 Ali Gülçelik 235 Enka İnşaat
96 Ömer Koç 235 Koç Topluluğu
97 Saffet Ulusoy 230 Ulusoy Holding
98 Yılmaz Ulusoy 230 Ulusoy Holding
99 Nezih Barut 225 Abdi İbrahim
100 Feyman Yaşar 220 Yaşar Holding
aktifhaber

Patronlar IMF'ye Çok Üzülmüş
02 Mart 2009
Patronlar Kulübü TÜSİAD, pürüzlü noktalar olmasına rağmen IMF ile bir an önce anlaşma istiyor. Yalçındağ bu konudaki üzüntüsünü dile getirdi..

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile iki hafta önce yaptıkları görüşmede, IMF ile anlaşılamayan noktaları öğrendiklerinde umutlandıklarını ifade ederek, "Bu anlamda çok umutluyduk. Geldiğimiz noktada Meclis kapandı. Galiba seçimlerden sonraya kalıyor, bu da çok üzücü" dedi.

Beraberindeki heyetle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret eden Yalçındağ, ziyaretin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yalçındağ, IMF ile anlaşma konusundaki bir soru üzerine, Başbakan Erdoğan ile iki hafta önce yaptıkları görüşmede IMF ile sorun olan konuların "vergi denetiminin bağımsızlaştırılması" ve "vergi ile kazancın çapraz olarak eşleştirilmesi" konuları olduğunu öğrendiklerini söyledi. "O gün yaptığımız toplantıda IMF ile anlaşılamayan iki konunun bu olduğunu duymak bizi umutlandırmıştı" diyen Yalçındağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"IMF demek ki maliye politikasında daha fazla sıkıştırma istemiyor, vergilerin artırılmasını istemiyor, faiz dışı fazla daha fazla artsın demiyor veya kamu harcamaları merkez bütçesinden belediye bütçesinde bir artırımın geri alınmasını istemiyor. Bu konularda içinde bulunduğumuz ekonomik konjonktürü çok da ilgilendiren konuların dışında. İki tane daha önce de tartışılmış ve bize göre de müzakeresi çok daha kolay iki konu öne getiriliyor. Bunu görünce ümitlendik ve dedik ki; ’bu iki konu bugünkü ekonomik konjonktürü, işsizliği, ekonomik daralmayı çok da etkileyen konular değil, kabul edilebilir, bunlar müzakere edilebilir’. O anlamda çok umutluyduk, ancak geldiğimiz noktada Meclis kapandı. Galiba seçimlerden sonraya kalıyor. Bu da çok üzücü. Müzakerelerde anlaşılamayan bu iki konu ise bunlar halledilebilir. Bunlar doğrudan ekonomiyi, istihdamı ve büyümeyi ilgilendiren konular değil."
aktifhaber

Milyarder Türk sayısı 35'den 13'e indi! Rahmi Koç, Aydın Doğan listede yok, en zengin Hüsnü Özyeğin

12 Mart 2009 Amerikan finans çevrelerinin dergisi "Forbes Magazine," dünya dolar milyarderler listesinin 23'üncüsünü, düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı.
Forbes editörlerine göre Türkiye de, bu yıl 22 milyarderini kaybederek listeye girdiği Orta Doğu bölgesinde "en büyük düşüş yaşayan ülke" oldu.
Steve Forbes, geçen yıl Türkiye'den 35 milyarderin listede yer aldığını bu yıl ise bu sayının 13'e inerek büyük düşüş gösterdiğini belirtti.
Basın toplantısında konuşan Forbes dergisinin kıdemli editörlerinden Luisa Kroll "Orta Doğu bölgesinde en büyük düşüş Türkiye'de yaşandı " diye konuştu.
Kroll Türkiye'nin bu yılki listeden bu derece büyük sayıda milyarder kaybetmesindeki ana nedenin ise, Türkiye'de doların Türk Lirası karşısında yüzde 30 oranında yükselmesi olduğunu vurguladı. Listeye göre Türkiye Orta Doğu bölgesinde yeralıyor.
Listeye göre bu yıl Türkiye'nin en zengin kişisi Hüsnü Ö zyeğin olurken, onu geçen yılın en zengini Mehmet Emin Karamehmet izledi.
Forbes dergisindeki sıralamaya göre ise Hüznü Özyeğin 2,9 milyar dolarla genel listede 221. sırada yer alırken, Mehmet Emin Karamehmet ise 2,8 milyar dolarlık servetiyle 224. sırada yer aldı.
Listeye göre Türkiye'de servetinden en çok kaybeden iş adamı ise Şarık Tara oldu. Geçen yıl 4.1 milyar dolarlık servetiyle 256. sırada yeralan Tara, bu yıl 1,6 milyar dolarlık servetiyle 450. sırada yeralabildi. Listede servetinde artış olan tek isim ise Ali İbrahim Ağaoğlu oldu.
Gazetecilere bugün dağıtılan Forbes dergisi, Türkiye'nin bu yıl 22 milyarderini ve bu milyarderlerin de toplam 42 milyar dolarını kaybettiklerini belirterek, "Türkiye'nin Orta Doğu bölgesinde en çok kaybeden ülke" olduğunu yazdı. Dergide ayrıca Türk Lirasının da yüzde 25.4 değer kaybettiği kaydedildi.

Listede Türkiye'den yeralan 13 isim ve genel listedeki sıraları şöyle:

221- Hüsnü Özyeğin (2,9 milyar-Fiba Şirketler Grubu)
224- Mehmet Emin Karamehmet (2,8 milyar-Çukurova Holding)
450- Şarık Tara (1,6 milyar-Enka İnşaat)
468- Ali İbrahim Ağaoğlu (1,5 milyar-Ağaoğlu Şirketler Grubu)
559- Ahmet Zorlu (1,3 milyar- Zorlu Holding)
647- Mübariz Gurbanoğlu (1,1 milyar-Palmali Grubu)
647- Ferit Şahenk (1,1 milyar-Doğuş Holding)
647- Murat Ülker (1,1 milyar- Yıldız Holding)
647- Murat Vargı (1,1 milyar-MV Holding)
701- Ahmet Çalık (1,0 milyar-Çalık Holding)
701- Tuncay Özilhan (1,0 milyar-Anadolu Grubu)
701- Filiz Şahenk (1,0 milyar-Doğuş Holding)
701- Kamil Yazıcı (1,0 milyar-Yazıcılar Holding)

Listede geçen yıl bulunan Semahat Arsel, Rahmi Koç, Aydın Doğan, Suna Kıraç, Mehmet Sinan Tara, Faruk Yalçın, Erman Ilıcak, Bülent Eczacıbaşı, Faruk Eczacıbaşı, Olgun Zorlu, Hasan Çolakoğlu, Ahsen Özokur, Şevket Sabancı, Turgay Ciner, Serra Sabancı, Hanzade Doğan Boyner, Begümhan Doğan Faralyalı, Vuslat Doğan Sabancı, Sema Işıl Doğan, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Yalçın Sabancı ve Deniz Şahenk ise bu yıl Türkiye'den milyarderler listesine giremedi.
Geçen yıl listeye KKTC'den giren Lefkoşa'daki Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel de bu yıl Forbes listesine giremeyen bir diğer Türk isim oldu.
Listeye girebilmek için kişisel servetin en az 1 milyar dolar olması gerekiyor
netgazete

60 Milyar Dolarlık Şok
25 Ağustos 2009
Amerika ile yapılan anlaşma sonrası UBS’nin gizli hesapları deşifre etmesinden korkan Türkler paralarını çekmek istedi. Ancak...

ABD ile İsviçre arasında imzalanan UBS’deki gizli hesapların açıklanmasına ilişkin anlaşmanın, ‘zulacılar’ arasında paniğe neden olduğu ortaya çıktı. Söz konusu bankada, 60 milyar dolarlık hesabı bulunan Türk patronların da anlaşmanın ardından bu bankadaki hesaplarını çekmek istedikleri ancak yoğun talep nedeniyle altı ay sonraya randevu verildiği belirlendi.

Bu durum karşısında paniğe kapılan zulacı patronların, ekonomi birimlerine, “Bizim arkadaşın başına böyle bir olay gelmiş, yardımcı olur musunuz” diyerek başvurdukları bildirildi.

PARAYI ÇEKMEK İÇİN KOŞTULAR

ABD ile İsviçre arasında imzalanan anlaşmanın ardından zulada yaşananlar şöyle: Star’ın ekonomi kaynaklarından edindiği bilgiye göre, ABD ile İsviçre arasında UBS’deki hesapların açıklanması konusunda imzalanan anlaşmanın ardından, bu ülkede parası olan zulacıların paniğe kapılarak paralarını çekmek için bankalara koştuğu ortaya çıktı.

Sırdaş hesapları ile ünlü UBS’nin ise, yoğun nakit çekimi talebi nedeniyle zor durumda kaldığı, talepleri karşılayamadığı bildirildi. Zulacıların paniğe kapılarak, UBS’den paralarını çekmek istemesine ilişkin bilgiler, ilginç bir gelişme sonucunda ortaya çıktı.

‘BİR ARKADAŞIN PARASI VARMIŞ!’

ABD ile İsviçre arasında imzalanan anlaşmanın ardından, Hazine Müsteşarlığı’na, Maliye Bakanlığı’na ve BDDK’ya zulalarla ilgili ilginç yardım talepleri gelmeye başladı. Bazı patronlar, ekonomi bürokratlarına, “Bizim bir arkadaşın UBS’de parası varmış. Parayı Varlık Barışı Projesi kapsamında Türkiye’ye getirmek istiyor.

Ancak banka, üç ay altı ay sonraya gün veriyormuş. Parasını çekemiyormuş. Sizin bir girişiminiz olabilir mi?” şeklinde yardım talebinde bulundular. Bu durumdan şüphelenen ekonomi bürokratları, konuyla ilgili olarak dolaylı yollardan bilgi topladılar.

Yapılan araştırmada, ABD ve İsviçre arasında UBS’deki hesapların açıklanmasına ilişkin anlaşma yapılmasının ardından bu bankada parası olan Türk patronların paralarını çekmek için harekete geçtiği tespit edildi. Ancak bankanın, zulaların çekilmesi konusunda gelen yoğun talepleri karşılamadığı için, müşterilerine üç ay hatta altı ay sonraya randevu verdiği belirlendi.

Yine bu araştırma sırasında, Türkler’in bu bankadaki hesaplarının büyük kısmının, ‘altın hesabı’, ABD tahvili olduğu belirlendi. Yine bu bankada birçok ünlü ismin kiralık kasasının da bulunduğu tespit edildi.

KİRALIK KASAYA BİLE VİZE YOK

Bankanın, ABD ile anlaşmanın ardından, kiralık kasaların açılması için gelen talepleri bile geri çevirdiği, kiralık kasaların açılması konusunda da ileri bir tarihe randevu verdiği belirtildi. Bu durum, UBS’de ve İsviçre’nin diğer bankalarında hesabı bulunan Türk patronlarında ‘paramız gider mi’ endişesinin doğmasına neden olduğu kaydedildi.

Kimse ‘param var’ diye ortaya çıkmıyor

Üst düzey ekonomi yetkilisi, aslında bir çok iş adamının panik halinde olduğuna ilişkin duyumlar aldıklarını belirterek, ancak bu paraların gizli yollardan yurt dışına çıkarıldığı için hiçbir iş adamının “Benim İsviçre’de param var” diyemediğini söyledi.

Üst düzey yetkili, yurt dışında parası bulunan kişilerin yapacakları en iyi işin, Varlık Barışı’ndan yararlanarak paralarını yurda getirmeleri olacağını bildirdi.
aktifhaber

18 Ekim 2009
Türkiye'nin En Zengin 100 Ailesi
Ekonomist dergisinin 'En Zenginler' Listesi'nin zirvesinde yer alan Türkiye'nin en zenginlerinin şirket alışverişleri ve tercihleri.....

Ekonomist dergisinin ‘En Zengin 100’ listesinin zirvesinde sıralama bu yıl da değişmedi. Listenin zirvesinde yine 6 milyar doların üzerinde kabul edilen servetleri ile Koç ve Sabancı Aileleri yer alıyor. Onları 5-6 milyar arasında değişen servetleriyle Şahenk ve Ülker Aileleri, 4-5 milyar dolarlık servetleriyle de Doğan ve Tara Aileleri izliyor. Listenin alt ve orta sıralarında ciddi bir hareketlilik göze çarparken, listeden çıkan ve listenin yeni konuğu altı isim ve aile var.
Beş yıldır gerçekleştirilen araştırmanın bu yılki sonuçları krizin en zenginleri de etkilediğini gösteriyor. Bankacılar, servet erimesinin en somut vurgusunu geçen yılki ‘zenginlik skalası’na getirdikleri yorumla ortaya koydular ve bu da zenginlerin servetlerinin yüzde 20 civarında eridiği anlamına geliyordu.

En zengin ilk yüz sıralama listesi için tıklayınız

Kimler geldi, kimler geçti?
Bankacı ve yatırım uzmanlarıyla görüşülerek, şirket hisseleri halka açık olanların hisse değerlerini, geçmiş birikim, yurt dışı yatırımları, gayrimenkul portföyleri dikkate alınarak düzenlenen listeye bu yıl yeni giren isimler var. Listeden çıkanlar var ve listede ciddi yer değişiklikleri söz konusu.
Finansbank’ı sattıktan sonra nakit zengini olan Hüsnü Özyeğin, Rusya başta olmak üzere, Romanya, Ukrayna, İsviçre, Hollanda’daki finans yatırımlarının global krizden kaynaklanan etkileri nedeniyle geçen yıla göre beş basamak geriledi. Bir diğer örnek gerçek gücünü perakendeden alan Boyner Grubu’nun bu yıl kriz nedeniyle etkilendiği ve geçen yıl 43’üncü olan sırasının 50’ye gerilediği görülüyor. Yine bölünme sonrasında güç kaybeden Ulusoy Ailesi’nin de 50 ve 60’ıncı sırada olan yerlerini bu yıl 66, 67 ve 68’inci sıralara bıraktığı görüldü. Bölünmeden dolayı, listeye bu yıl aileden Alican Ulusoy da girdi.
Sıralamada yer ve kademe kaybeden isimlerden biri de Ali Ağaoğlu oldu. Geçen yıl listede 31’inci sırada ve 1.5-2 milyar TL servetliler skalasında olan Ağaoğlu, krizin konut satışlarına etkisinden dolayı bu yıl 48’inci sıraya geriledi. Yine özel hastane yatırımının yanı sıra yazılı ve görsel basında ortak olmak zorunda kalan Ethem Sancak bu yıl 47’inci sıradan 56’ıncı sıraya gerileyerek dikkat çeken isimlerden biri oldu.

Hızlı yükseldiler
Listede inenler kadar, son yıllardaki performanslarıyla çıkanların da olduğunu vurgulamak gerekiyor. Örneğin Acıbadem Grubu’nun kurucusu Mehmet Ali Aydınlar, geçen yıl 56’ncılıktan bu yıl 1-1.5 milyar TL servetliler grubuna girerek 43’üncü sırada yer aldı.
Ekonomi küçüldü ama ilaç sektöründeki büyüme yüzde 15’i aştı. İlaç sektörünün en büyük kuruluşu Abdi İbrahim’in yönetim kurulu başkanı Nezih Barut, yükselenler sınıfında yer alıyor. Barut, 57’incilikten 41’inci sıraya yükseldi.
Listeye yeni giren ve çıkan isim ve aileler de oldu bu yıl. Dünyanın en büyük ikinci makine halısı üreticisi ve dört yıl önce girdiği mobilya pazarında da hızla büyüyen Gaziantepli Erdemoğlu ailesi, bu yıl listeye 88’inci sıradan ve en alt kademe olan 300-500 milyon dolar skalasından giren aile oldu. Son beş yılın en dikkat çekici projelere imza atan ve nakit zengini Sinpaş Holding’in sahibi Avni Çelik de bu yıl sıralama yer buldu. Üstelik Çelik, en alttan ikinci kademe olan 500-750 kademesini ve 57’inci sırayı aldı. Yine inşaatçı Süleyman Varlıbaş, Four Seasons Otelleri’nin sahibi tekstilci Mesut Toprak, Anadolu 250 araştırmasının lideri Kroman Çelik’in sahipleri Yolbulan ailesi, Aşçıoğlu Ailesi, listenin yeni konukları oldu. Bu yıl En Zengin 100’e veda edenler de var. Hey Group’un sahibi Bektaş Ailesi, Cüneyt Zapsu, İbrahim Polat, Nevzat Kalkavan, Aşçı ve Uran Aileleri listede yer bulamadı.

Kimi sattı, kimi aldı
Zenginlerin krizde servetlerinin nispeten erimiş olması nedeniyle tüketimde daha sorumlu ve mantıklı bir tavır izlemeleri, yaşam standartlarında bir değişiklik anlamına gelmiyor. Türkiye’nin en zenginleri hala şehrin en güzel yerlerindeki yalı, villa ve residance olarak nitelendirilen lüks konutlarda yaşıyor.
Yeniköy, Etiler, Bebek, Tarabya, Kuruçeşme, Çengelköy gibi semtler, boğaz manzarası nedeniyle ilk tercih edilen muhitler. Boğaz manzaralı yalıların fiyatları 3 milyon dolardan başlıyor ve 40 milyon dolara kadar çıkıyor. Yalı sahibi zenginler listesine son eklenen isim Abdi İbrahim’in başkanı Nezih Barut oldu. Bir de kır yaşamı sürmek isteyenler var. Onların tercihleri de Acarkent, Kemerburgaz, Polonezköy gibi semtler. Genç zenginlerin şehir yaşamına yakın olmak için tercihleri ise rezidanslardan yana oluyor. Levent Loft, Belevu, Kanyon, Selenyum Twins, Astoria, Terrace Fulya, Taksim Rezidans, Akmerkez ilk akla gelen adresler. Bu dairelerin fiyatları ise 300 bin dolar ile 3 milyon dolar arasında değişiyor.

Otomobil tercihi değişmedi
Türkiye’de en zengin 100 aile arasında yer alan kişilerin bir kısmının özel uçağı bulunuyor. Bu süreçte krizde girdiği darboğaz nedeniyle özel uçağını satmak zorunda kalan ya da daha önce verdiği uçak siparinini iptal eden olmadı. Özel uçak sahibi zenginlerin listesinin son adı Boydak’lar oldu. İşadamları tarafından tercih edilen 8-10-12 kişilik jetlerin fiyatları, 10 ile 35 milyon dolar arasında değişiyor.
Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) verilerıne göre krize rağmen üst lüks sınıftaki satışlar geçen yıla göre arttı. Örneğin geçen yılın temmuz ayında sadece bir Ferrari satılırken, bu yıl temmuzda 7 kişi Ferrari aldı. Böylece yılın başından bu yana 14 kişi Ferrari sahibi oldu. Ferrari yedi aylık performansıyla geçen yıl 17 olan satış rakamına bu yılın ilk yedi ayında oldukça yaklaştı.
Bir diğer İtalyan lüks otomobil markası Maserati de geçen yılın rakamlarına yedi ayda yaklaştı. 2008 Temmuz ayında sadece bir adet Maserati satılırken, bu yıl aynı ayda beş adet Maserati satıldı. Yılın yedi aylık döneminde toplam 11 adet Maserati satışı gerçekleştirildi. Geçen yılın toplamında ise 17 adet Maserati satılmıştı. Geçen ay br adet Bentley satılırken, yılın başından bu yana yedi kişi Bentley sahibi oldu. Yılın yedi aylık döneminde Audi 3 bin 119 adet, BMW 3 bin 312 adet, Chrysler 128 adet, Jaguar 159 adet, Mercedes-Benz 4 bin 851 adet Porsche 131 adet, Saab 41 adet otomobil sattı.

Yaz ve kış tatillerinden vazgeçmediler
Krizde en yoğun stresi yaşayan kesimlerin başında gelen işadamları ve aileleri, zor psikolojik koşullar altında alışveriş yerine farklı deneyimler yaşamayı tercih ettiler. Satın alma güdüsünün yerini alan deneyimlerin başında ise kişilerin hobilerine ve hayallerine göre hazırlanan özel programlı seyahat turlarına ilgi arttı. Golf, yatçılık, binicilik, uçuş deneyimi, tarihi önemi olan bir bölgenin ziyaret edilmesi, spor müsabakalarının takibi gibi hobi ve farklı deneyimlerin yaşandığı seyahatlerin yanı sıra zaman sıkıntısı yaşayan iş insanlarının iş ve tatili bir arada yürütmeye çalıştıkları da görüldü. Bu süreçte en fazla azaldığı görülen seyahatler ise genellikle alışveriş amaçlı yapılan geziler oldu.

Göcek yine ilk sırada
Vazgeçilemeyen seyahatler ise her yıl mutlaka gerçekleştirilen yaz ve kış tatilleri. Bu anlamda tatil destinasyonlarında henüz bir değişiklik yok. Yurt içinde Bodrum ve Göcek ilk tercih edilen mekanlar arasında iken, yaz tatili için dünya zenginlerinin de ilk tercihi olan Cannes, Nice, Sardunya, St. Tropez ve Capri gibi mekanlar yine gözdeydi. Kış tatilleri için ise yine hobileri ile ilgili olarak gitmeyi tercih ettikleri tatil destinasyonlarının başında Aspen, St Moritz geliyor. Bunun dışındaki gözde tatil mekanları şöyle: Seychelles, Mauritius, Vail, Bali, Puket, Maldivler, Courchevel ve Whistler.
Kaynak:Radikal

06 Kasım 2009
Türkiye'de 30 Bin Milyoner Var
BDDK tarafından hazırlanan Eylül verilerine göre, Türkiye'de 30 bin milyoner var..
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından hazırlanan Eylül ayına ilişkin ve 3 Kasım 2009 tarihiyle güncelleştirilen Türk Bankacılık Sektörü aylık bültenine göre, söz konusu mevduat sayısının 70 milyon 155 bini yurtiçi yerleşik mudilere, 414'ü de yurtdışı yerleşik mudilere ait bulunuyor.

Türkiye'de bankacılık sektöründe 3 Kasım tarihi itibarıyla bulunan toplam 488 milyar 945 milyon lira olan mevduatın 474 milyar 262 milyon lirası yurt içi yerleşik mudilere, 14 milyar 683 milyon lirası da yurt dışı yerleşik mudilere ait.

Türkiye'de bankacılık sektöründe 1 milyon lira ve üzerinde hesabı bulunanların sayısı 29 bini yurtiçi yerleşiklere, bini de yurtdışı yerleşiklere ait olmak üzere toplam 30 bin mudi olarak belirlendi.

Türkiye'de bankacılık sektöründe 1 milyon lira ve üzerinde hesabı olan 30 bin mudi sayısı, toplam 488 milyar 945 milyon lira olan mevduatın 208 milyar 234 milyon lirasını (yüzde 42,6) elinde bulunduruyor.

Toplam mevduatın 31,4 milyar lirası 10 bin liraya kadar, 70,7 milyar lirası 10 -50 bin lira arası, 105,3 milyar lirası 50-250 bin lira arası, 73,3 milyar lirası da 250 bin - 1 milyon lira arası olarak belirlendi.
aktifhaber

Doğan'ın kızları da milyarlık sınıfta

Doğan Medya'yı aralarında paylaşarak yöneten Aydın Doğan'ın 4 kızı Forbes'in listesine girecek serveti nasıl yaptı? Holding'te kim hangi görevi üstleniyor? İsim isim Doğan'ın 4 kızı:
26 Şubat 2008
Bilal TURHAL'ın haberi

Forbes Türkiye’nin açıkladığı milyarlık Türkler listesinde bu yıl 36 Türk yer aldı. Bol sayıda Sabancı ve koç soyadlı ismin haricinde dikkat çeken en önemli soyad tabii ki Doğan’dı.

Aydın Doğan’ın eşi Sema Işıl Doğan ile kızları TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Begümhan Doğan Faralyalı, Hanzade Doğan Boyner ve Vuslat Doğan Sabancı 1’er milyar dolarlık servetleriyle dünya milyarderler ligine girdiler.

Aile boyu artık milyarlık sınıfta yer almanın gururunu yaşayan Aydın Doğan 2 milyar dolarlık kişisel servetiyle 106 kişilik zenginler klubünün 7’inci sırasında yer aldı. Aydın Doğan sadece kendi kişisel servetini artırmakla kalmadı bunun yanı sıra Doğan Yayın Holding’i kızları arasında paylaştırarak onlara da servet yapma şansı verdi.

Bu şansı Doğan’ın tüm kızlarının iyi değerlendirdiği Forbes’in listesiyle ortaya çıkmış oldu. Ancak Doğan Medya’nın paylaşımı sırasında kızlar arasında zaman zaman küçük sürtüşmelerin olduğu da aşikar.

DOĞAN CENTER’DA ODA KAVGASI

Son olarak Milliyet’i zarar ettirdiği gerekçesiyle görevi değiştirilen Hanzade Doğan Boyner’in Petrol Ofisi CEO’luğunu alamayınca çıkarttığı oda kavgası basına yansımıştı. İsteklerini babasına kabul ettiremeyen Hanzade Doğan Boyner , görevini yeni CEO Faik Açıkalın’a bırakmak zorunda kalınca Medya Center’ı birbirine kattı.

CEO’LUK ALAMADI AMA ODAYA EL KOYDU

Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın eşi Mehmet Ali Yalçındağ'ın arasıra kullandığı odasını izin almadan boşalttıran Hanzade eniştesiyle karşı karşıya kaldı. Doğan Holding’in İcra Kurulu Başkanlığı’nı yürüten Yalçındağ ise bir oda yüzünden baldızıyla kavga etmek istemedi. Bunun üzerine Hanzade’yi kızkardeşine havale etti. Alınan bilgilere göre oda kavgasında Hanzade’nin dediği oldu.

Milyarlık sınıfa girmenin zorluğunu aktaran bu anekdottan sonra Türk medyasının yarısından fazlasına sahip olan Aydın Doğan’ın Doğan Medya’yı kızları arasında nasıl paylaştırdığına bakabiliriz.

Vuslat Doğan Sabancı: Hürriyet Gazetecilik İcra Kurulu Başkanı ve Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Vuslat Doğan Sabancı, Hürriyet Gazetesi'nde stratejik planlama ve iş geliştirmenin yanı sıra gazetenin idari faaliyetlerinden sorumlu. Vuslat Doğan Sabancı, Sabancı Holding'den ayrılıp kız kardeşi Emine Kamışlı ile Esas Holding'i kuran Ali Sabancı ile evli. Sosyal çalışmalarıyla tanınıyor.

Hanzade Doğan Boyner: Kardeşler arasında en hırslı isimlerden biri olarak tanınan Hanzade Doğan, 1996 yılında aile şirketinde çalışmaya başladı. Doğan Holding'de yönetim kurulu üyesi, DYH'in başkan yardımcısı olan Hanzade Doğan düne kadar Milliyet, Radikal, Posta ve Fanatik'i kapsayan Doğan Gazetecilik'in İcra Kurulu Başkanı’ydı. Doğan, Dünya Gazeteciler Birliği ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun da üyesi. Hanzade Doğan Aydın Doğan’ın son bekar kızıyken geçtiğimiz yıl Boyner’lere gelin giderek o da soyadına ünlü bir soyad daha eklemiş oldu.

Begümhan Doğan Faralyalı: Ailenin en sakin ve iddiasız üyesi portresi çiziyor. İş hayatına 1998 yılında New York'ta Arthur Andersen şirketinde danışman olarak başlayan Begümhan Doğan Faralyalı, 2005'ten bu yana DYH Yurtdışı Yatırımlar ve İş Geliştirme projelerinden sorumlu Başkan Yardımcısı görevinde. Begümhan Doğan, eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersin Faralyalı'nın oğlu Ahmet Faralyalı ile evli.

Arzuhan Doğan Yalçındağ: Profesyonel iş hayatına 1990 yılında Milpa bünyesinde, Alman Quelle firması ile birlikte Mail Order şirketini kurarak başladı ve 1992 yılına kadar bu şirkette yöneticilik yaptı. 1993-1995 yılları arasında Alternatif Bank'ın kuruluş çalışmalarına katıldı ve bankanın faaliyete geçmesiyle beraber Yönetim Kurulunda yer aldı.

1995-1996 yılları arasında, Milliyet Dergi Grubunun yönetiminde görev alan Arzuhan Doğan Yalçındağ, Finans Bölümünün sorumluluğunu üstlendi ve 1996 yılında Kanal D'de çalışmaya başladı. Halen Doğan TV ve Radyolarda CEO ve Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini sürdüren Arzuhan Doğan Yalçındağ, 1999 yılında CNN International ile Doğan Yayın Holding arasında haber kanalı kurulması yönündeki çalışmaları başlattı ve proje Amerikalı Time Warner Grubu ile ortak olarak 2000 yılında CNN TÜRK adıyla yayın hayatına başladı.
Yalçındağ, Aydın Doğan Vakfı'nın kurucularından olup, Yönetim Kurulu Üyeliği görevine halen devam ediyor.
www.rotahaber.com

Türkiye'de 32 bin 385 milyoner var
Türkiye'nin yurtiçi ve yurtdışı milyoner sayısı 2010 yılı Ekim ayı itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre 4 bin kişi artarken, yurtiçi ve yurtdışı yerleşiklerden oluşan milyonerlerin bankalarda tuttukları mevduat ise 60 milyar 378 milyon TL'lik artış gösterdi. Bu dönemde Türkiye'de yaşayan milyoner sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28.8 artışla 32 bin 385'e ulaştı. 12.12.2010 ANKARA netgazete

Boğaz'da 50 Yalı Satılık!
09 Ocak 2011

İstanbul Boğazı'nın iki yakasını süsleyen yalılardan 50'si yeni sahiplerini bekliyor. Fiyatları ise...
İstanbul Boğazı'nın iki yakasını süsleyen yalılardan 50'si yeni sahiplerini bekliyor. Fiyatları 3 milyon dolardan başlayıp 100 milyon euroya kadar çıkan bu yalılar, 10 katına kadar para kazandırınca en kârlı yatırım aracı oldu


Boğaziçi'nde sıra sıra dizilen yalılar, İstanbul'un binlerce yıllık zenginliğini, ihtişamını yansıtıyor. Paha biçilmez değerleriyle zenginlerin ilgisini çeken yalılar, son dönemde en iyi yatırım araçlarından birisi haline geldi. Daha önce pek alınıp satılmayan yalılar, sık el değiştirmeye başladı. Fiyatı satışta 5 ila 10 katına kadar çıkan yalılar, iyi bir kazanç kapısı da oldu. Para dergisinin haberine göre; Boğaz'da şu anda satılık 50 yalı var. Yalıların fiyatı 3 milyon dolardan başlıyor, 100 milyon euroya kadar çıkıyor. İşte, bu yalılardan bazıları...

YENİKÖY: Avrupa Yakası'nda bulunan Yeniköy'de satılık 6 yalı bulunuyor. Buradaki yalıların fiyatları ise 12 milyon dolar ile 100 milyon euro arasında.

BEYKOZ: Anadolu Yakası'nda bulunan Beykoz'da satılık 6 yalı var. En bilineni Hamlacıbaşı Yalısı. Şeref Yıldız'a ait yalı 10 milyon dolar. Bölgedeki en ucuz yalı Dr. Ali Akkök'e ait. Bu kagir yalı için 3 milyon dolar isteniyor.

ÇUBUKLU: 8 yalıdan 2'si satılık. İsimlerini gizleyen sahipleri, birine 2.5 milyon, diğerine ise 7.5 milyon dolar istiyor.

KANLICA: Satılık 8 yalı var. Bunlardan en bilineni Abdullah Acar'ın sahibi olduğu yalı. Acar'ın bu yalı için 14 milyon dolar istediği söyleniyor. Diğerlerinin fiyatı 6 milyon ile 45 milyon dolar arasında.

ANADOLUHİSARI: 8 satılık yalı bulunuyor. En bilineni Demet Sabancı'nın sahibi olduğu Zarif Mustafa Paşa Yalısı. Ancak, yalının haremlik kısmının arsası satılıyor. Arsa Orhan Aslıtürk'e ait. Fiyatı 10 milyon euro olarak belirlenmiş.

KANDİLLİ: Satılık 7 yalı bulunuyor. En bilineni Abut Efendi Yalısı. Salat Yağları'nın sahibi İsmail Özdoyuran vefat edince varisleri yalıyı satışa çıkardı. Fiyatı 45 milyon dolar. Yalı birçok TV dizisinde de kullanıldı.

VANİKÖY: 2 yalının gizli sahipleri 40'ar milyon dolar istiyor.

ÇENGELKÖY: Satılık 6 yalı var. En bilineni Baha Bey Yalısı. Hatapkapulu ailesinin fertleri yalı için 5.6 milyon dolar istiyor.

BEYLERBEYİ: 2 yalı satılık. Sahipleri isimlerini gizliyor. Yalıların birine 20 milyon, diğerine ise 40 milyon dolar isteniyor.

KUZGUNCUK: Satılık 3 yalı var. İsimlerinin açıklanmasını istemeyen sahipleri, yalılara 5 milyon ile 25 milyon dolar arasında fiyat biçmiş.

PATRONLAR VAZGEÇMİYOR
Rahmi Koç: 100 milyon dolar değerinde Kont Ostrorog Yalısı'nda yaşıyor.
Yalçın Sabancı: 5 yalısı bulunuyor.
Suzan Sabancı Dinçer: Yeniköy'deki Tahsin Bey ve A. Afif Paşa yalılarının sahibi.
Mustafa Koç: Beykoz Kanlıca'daki Nuri Paşa Yalısı'nda oturuyor.
Şarık Tara: Yeniköy Yol Yalısı'nın sahibi.
Ali Ağaoğlu: Vaniköy'deki yalısında oturuyor.
Ali Kibar: Kuzguncuk'taki Madam Ağavni Muratyan Yalısı ile Rumelihisarı'ndaki Ferhan Baras Yalısı'nın sahibi.
Erdoğan Demirören: Marki Ahmet Necip Bey Yalısı'nda oturuyor.
Halis Komili: Kıbrıslı Yalısı, eşi Alev Komili'nin üzerine kayıtlı.
Cem-Ümit Boyner: Kanlıca'daki yalılarında yaşıyorlar.
Mustafa Taviloğlu: Anadoluhisarı'nda kendi adını taşıyan yalıda oturuyor.
Mehmet Emin Hitay: Teknoloji Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hitay, Bebek'teki Sadıkoğlu Yalısı'nın sahibi.

TOPLAM 424 TANE
Semt .... Yalı sayısıBeykoz ...................... 20
Paşabahçe ..................19
Çubuklu ........................8
Kanlıca ...................... 46
Anadoluhisarı............ 56
Göksu Deresi ..............10
Kandilli ........................30
Vaniköy...................... 32
Çengelköy ..................33
Beylerbeyi ..................31
Kuzguncuk ................41
Yeniköy ......................71
Bebek ..........................22

100 MİLYON EUROLUK SARAY YAVRUSUYeniköy'de, Müfit Erbilgin'e ait Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı, 100 milyon eurodan satılıyor. Daha önce 100 milyon dolar isteyen Müfit Erbilgin, fiyatı geçen yılın sonlarına doğru 100 milyon euroya çıkardı.

İÇİNDE KÖŞK VAR Dolmabahçe'den sonra Boğaz'daki en büyük yalılardan olan ahşap karkaslı Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı, bodrumla birlikte 4 katlı inşa edilmiş. Yalının deniz cephesinin 2 yanında 2'nci katlardan dışarı taşan çıkıntılı cumbalar bulunuyor. II. Abdülhamid'in oğlu tarafından 1911'de satın alınan ve şehzadenin adını taşıyan 64 odalı yalı, Boğaz'ın en büyük sahilhanelerinden biri. Arka bahçesinde büyük bir köşk bulunuyor. Türk asıllı Mısırlı Ahmet İhsan Bey yalıyı satın alınca, halk arasında Mısırlılar Yalısı olarak da tanınmaya başlamış. Yalının duvarlarında, yapıldığı dönemden günümüze ulaşan Rokoko üslubu işlemeler var. 3 bin metrekare alana sahip yalının kendi yüzölçümü 600 metrekare kadar. Ayrıca bir yüzme havuzu ve bir Türk hamamı da var.
aktifhaber

10 ücretli, 1 şirketten daha fazla vergi ödüyor
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın raporuna göre sayıları 5 milyona yaklaşan asgarî ücretliler, Türkiye'nin en büyük 90 dev firması kadar vergi öderken, 6 milyon 750 bin civarındaki ücretlilerin ödediği vergi ise Türkiye'deki 652 bin şirketin ödediği vergiyi geçti. 18.09.2011 İSTANBUL netgazete

43 bin kişinin hesabında milyon var!
30 Mart 2012
Türk bankacılık sisteminde TL mevduatın yarıya yakınını 1 milyon lira ve üzerindeki mevduatlar oluşturuyor

Türk bankacılık sisteminde TL mevduatın yarıya yakınını 1 milyon lira ve üzerindeki mevduatlar oluştururken, bu, Türkiye'de üst gelir grubundaki kişilerin ağırlıklı olarak mevduat enstrümanını tercih ettiğini de gösteriyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, Ocak 2012 itibarıyla sektördeki toplam 445 milyar lira civarındaki yurtiçi yerleşik TL mevduatın yüzde 44'üne tekabül eden 195 milyar liralık bölümünü 1 milyon lira ve üzerindeki mevduatlar oluşturdu.

250 bin-1 milyon lira arası ile 1 milyon lira ve üstündeki toplam 264 milyar liralık mevduatın, toplam TL mevduat içinde aldığı pay yüzde 60 civarında.

Toplam 195 milyar liralık döviz tevdiat hesaplarında ise 1 milyon lira ve üzerindeki büyüklük bunun yüzde 56'sını oluşturan 109 milyar lira düzeyinde bulunuyor.

445 milyar liralık TL mevduatta gerçek kişilerin payı 281 milyar lira olurken, 1 milyon lira ve üzerindeki yaklaşık 63 milyar liralık gerçek kişi varlığı, buradaki mevduat dilimleri arasında en yüksek ikinci dilimi oluşturuyor.

250 bin lira ile 1 milyon lira arasında 56 milyar lira civarında varlığa sahip gerçek kişilerin toplam TL gerçek kişi mevduatındaki payı yüzde 20 olurken, 1 milyon lira ve üzerindeki yaklaşık 63 milyar liralık mevduat dikkate alındığında 250 bin lira ve üstündeki 118 milyar lira düzeyindeki gerçek kişilere ait mevduatın bu grup içindeki payı yüzde 42'yi buluyor.

Bu arada, mevduat türlerinde çoğunluğu altın hesaplarından oluşan yurtiçi yerleşik kıymetli maden depo hesapları varlık toplamı yaklaşık 14 milyar liraya ulaşırken, burada en büyük dilimi 4,5 milyar lira ile 50 bin ila 250 bin lira arasındaki kıymetli maden depo hesapları oluşturdu.

Bunu 10 bin ila 50 bin lira arasındaki 4,2 milyar liralık hesap takip ederken, 250 bin ila 1 milyon lira arasındaki kıymetli maden depo hesapları varlık tutarı 2 milyar lira, 1 milyon lira ve üzeri varlık tutarı ise 1,7 milyar lira olarak gerçekleşti. Böylelikle, 250 bin lira ve üzerindeki kıymetli maden depo hesapları varlık tutarı 3,7 milyar lira düzeyine ulaşmış oluyor.

Mudi sayısına bakıldığında ise 51 milyonun üzerindeki mudi içinde en büyük payı, 49 milyon civarındaki mudi ile 10 bin liraya kadar mevduat hesabı bulunanlar aldı. Bunu sırasıyla 10 bin ila 50 bin lira arası, 50 bin ila 250 bin lira arasındaki mudi izlerken, 250 bin ila 1 milyon lira arasında mevduat sahiplerinin sayısı yaklaşık 205 bin, 1 milyon lira ve üzerinde hesabı bulunanların sayısı ise yaklaşık 43 bin düzeyinde bulunuyor.

-Akbank-

Akbank Özel Bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1 milyon lira üstü mevduatlarda ciddi oranda artış olduğunu, mudi (hesap) sayısındaki artışın da bunu desteklediğini söyledi.

2011 sonunda 2010 yılına göre 1 milyon lira üstü hesap adedinde yüzde 27 civarında artış görüldüğünü belirten Galatalı, ''Burada bir varlık artışı var. Bunun kaynağı nedir söylemek zor. Ama bunu destekleyen bir veri seti mevcut. Bu da şunu gösteriyor; Türkiye'de belli montan üzerindeki varlıklarda 2011 yılında ciddi bir artış oldu. Bu, her sene yüzde 30 devam edemez tabii ki... Çünkü çok yüksek bir artıştan bahsediyoruz. Hatta bazı seneler tersine de dönebilir. Bu yıl da beklentilerin aksine daha olumlu bir yıl olarak başladı'' şeklinde yorum yaptı.

Galatalı, Akbank'ta 2011 yılında özel bankacılığa giren 500 bin lira ve üstünde müşteri adedinde yüzde 20 civarında büyüme gerçekleştirdiklerini, 2011 sonu itibarıyla özel bankacılık alanında 5 bin 200 bireysel varlığa sahip müşterileri bulunduğunu ve 3 milyon lira civarında da ortalama bir rakamın söz konusu olduğunu ifade etti.

BDDK verilerine bakıldığında, toplam varlıklar içinde mevduatın payının yüzde 70-75 arasında olduğunun altını çizen Galatalı, ''Biz hala mevduat ağırlıklı bir toplumuz. Mevduattan dışarı diğer varlıklara kayış pek fazla olamadı. Eskiden belki yüzde 100'dü. Ama buralarda da kaldı. Faiz ne kadar düşerse düşsün, faizler çok düştüğünde bile yatırımcılarda hala yüzde 70 mevduat ağırlıklı olduğunu gördük. Onun için Türkiye finansal piyasalarının daha gelişecek yolu var diye konuştu.

-''Kur yükselse de katı bir yaklaşım var''-

Mevduatta hiçbir risk olmadığına işaret eden Galatalı, şöyle konuştu:

''Yüksek montanlı varlıklara doğru gittikçe mevduat rakamı bir miktar azalıyor. Ama orada bile hala dominant olan ürün mevduat. Mevduattan sonra ana para korumalı fonlar büyük. Altın fonları da miktar olarak var. Piyasada altın üzerine olan yatırımların büyük kısmı, altın mevduatı üzerinden geçiyor. Akbank olarak da altın mevduatına başladık. Hem fonumuz, hem mevduatımız var. Bankacılık sektöründe altın mevdu
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Sal Oca 17, 2017 9:22 pm    Mesaj konusu: Banka ve borsa balonu patladı Alıntıyla Cevap Gönder

Banka ve borsa balonu patladı
Bayram Coşkun
15 Haziran 2013

“Dünyada finans sektörü ağır kriz yaşarken, ABD’de ve Avrupa’da bankalar batarken Türkiye’de hiçbir banka batmadı.”
Başbakan Erdoğan Nisan 2010’da Paris’te yaptığı bir konuşmada böyle söylüyordu.
Aslında bu ne ilk ne de sondu.
O ve ekibi Türkiye’deki bankaların yüksek oranda kâr etmesini “ekonomi iyi gidiyor” iddialarına bir delil olarak gösteriyordu.
“Bankalar kazanıyorsa (ki Türkiye’deki bankaların yarıdan fazlası yabancı) halk soyuluyor demektir” diyenlere ise tahkir edici bir tavırla karşılık veriyorlardı.
Bunu söyleyenlerin ne Ergenekonculukluları kalıyordu ne darbecilikleri.
Mesela Sayın Erdoğan Şubat 2009’da şöyle konuşuyordu; “Amerika ve Avrupa’da bankalar batarken ya da çok ucuza satılırken niye bankalarımıza bir şey olmadı? Çünkü eşeği sağlam kazığa bağladık da ondan.”
***
Evet...
Durum şu ana kadar böyleydi.
Ama Gezi Parkı protestoları hükümet kanadının yıllardır savundukları tezi çöpe atmalarına neden oldu.
Olayların arkasında faiz lobisi olduğunu iddia eden Başbakan Erdoğan aynen şu ifadeleri kullanıyor; “Faiz lobisi yıllarca benim milletimin alın terini sömürdü. Bundan sonra sömüremeyeceksin.”
***
Bu noktada bir veri aktarmak istiyorum.
“Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartları ile yapılan borçlanma 2002–2012 döneminde tam 38 kat büyüdü. Kredi kartlarındaki borç bakiyesi 2002–2012 arasında 4.1 milyar TL’den 68.8 milyar TL’ye yükseldi.”
Bu örneklerden sadece biri, diğer kalemleri de eklediğinizde tablo daha da vahim bir hal alıyor.
Yani halk borç batağına, faiz batağına saplandı, faiz lobisinin ağına düşürüldü.
***
Şimdi Erdoğan’ın son açıklaması ne anlama geliyor?
1– Bu, “bankalar kazanıyorsa halk soyuluyor” tezimizin başbakan seviyesinde kabulüdür.
2– Bu, “Batı’da bankalar batarken bizdekilerin ayakta kalması ekonominin iyi olduğunu gösteriyor” iddiasının koca bir yalan olduğunun itirafıdır.
Banka demek faiz demek!
Erdoğan’ın sözlerini tekrarlayalım; “Faiz lobisi yıllarca benim milletimin alın terini sömürdü.”
Demek ki Sayın Erdoğan 10 yıldır milletin sömürülmesine müsaade etti.
Peki, bundan sonra ne yapacak da buna engel olacak?
Cevap, koca bir hiç.
***
Gelelim işin borsa boyutuna.
Yine borsanın yükselmesi iktidarın övünç kaynaklarındandı.
Erdoğan her fırsatta “borsayı 11 binden aldık, 90 binlere getirdik” diyordu.
Biz de yıllardır, “% 70’i yabancı olan borsanın yükselmesinin vatandaşa bir faydası yok” diyoruz.
Bunu her söyleyişimizde cahillikle suçlandık, alay konusu edildik.
Peki, şimdi Erdoğan ne diyor ona bakalım.
Protestoları desteklemekle suçladığı faiz lobisine seslenen Erdoğan “Utanmadan, sıkılmadan, borsayı çökertme gayretleri içerisine girenler, borsada Tayyip Erdoğan’ın parası yok, çökersen sen çökeceksin” diyor.
Şimdi borsada bu ülkenin başbakanının bile parası yoksa vatandaşının olur mu?
***
Erdoğan’ın açıklamaları bize şunu gösteriyor.
İktidarın “ekonomi iyi gidiyor” iddiasını dayandırdığı temeller, sanalmış.
Meğer her şey koca bir balonmuş!

http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel%2C12006166%2Fbanka-ve-borsa-balonu-patladi%2Fbayram-coskun

43 bin kişinin hesabında milyon var!
30 Mart 2012
Türk bankacılık sisteminde TL mevduatın yarıya yakınını 1 milyon lira ve üzerindeki mevduatlar oluşturuyor

Türk bankacılık sisteminde TL mevduatın yarıya yakınını 1 milyon lira ve üzerindeki mevduatlar oluştururken, bu, Türkiye'de üst gelir grubundaki kişilerin ağırlıklı olarak mevduat enstrümanını tercih ettiğini de gösteriyor.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, Ocak 2012 itibarıyla sektördeki toplam 445 milyar lira civarındaki yurtiçi yerleşik TL mevduatın yüzde 44'üne tekabül eden 195 milyar liralık bölümünü 1 milyon lira ve üzerindeki mevduatlar oluşturdu.

250 bin-1 milyon lira arası ile 1 milyon lira ve üstündeki toplam 264 milyar liralık mevduatın, toplam TL mevduat içinde aldığı pay yüzde 60 civarında.

Toplam 195 milyar liralık döviz tevdiat hesaplarında ise 1 milyon lira ve üzerindeki büyüklük bunun yüzde 56'sını oluşturan 109 milyar lira düzeyinde bulunuyor.

445 milyar liralık TL mevduatta gerçek kişilerin payı 281 milyar lira olurken, 1 milyon lira ve üzerindeki yaklaşık 63 milyar liralık gerçek kişi varlığı, buradaki mevduat dilimleri arasında en yüksek ikinci dilimi oluşturuyor.

250 bin lira ile 1 milyon lira arasında 56 milyar lira civarında varlığa sahip gerçek kişilerin toplam TL gerçek kişi mevduatındaki payı yüzde 20 olurken, 1 milyon lira ve üzerindeki yaklaşık 63 milyar liralık mevduat dikkate alındığında 250 bin lira ve üstündeki 118 milyar lira düzeyindeki gerçek kişilere ait mevduatın bu grup içindeki payı yüzde 42'yi buluyor.

Bu arada, mevduat türlerinde çoğunluğu altın hesaplarından oluşan yurtiçi yerleşik kıymetli maden depo hesapları varlık toplamı yaklaşık 14 milyar liraya ulaşırken, burada en büyük dilimi 4,5 milyar lira ile 50 bin ila 250 bin lira arasındaki kıymetli maden depo hesapları oluşturdu.

Bunu 10 bin ila 50 bin lira arasındaki 4,2 milyar liralık hesap takip ederken, 250 bin ila 1 milyon lira arasındaki kıymetli maden depo hesapları varlık tutarı 2 milyar lira, 1 milyon lira ve üzeri varlık tutarı ise 1,7 milyar lira olarak gerçekleşti. Böylelikle, 250 bin lira ve üzerindeki kıymetli maden depo hesapları varlık tutarı 3,7 milyar lira düzeyine ulaşmış oluyor.

Mudi sayısına bakıldığında ise 51 milyonun üzerindeki mudi içinde en büyük payı, 49 milyon civarındaki mudi ile 10 bin liraya kadar mevduat hesabı bulunanlar aldı. Bunu sırasıyla 10 bin ila 50 bin lira arası, 50 bin ila 250 bin lira arasındaki mudi izlerken, 250 bin ila 1 milyon lira arasında mevduat sahiplerinin sayısı yaklaşık 205 bin, 1 milyon lira ve üzerinde hesabı bulunanların sayısı ise yaklaşık 43 bin düzeyinde bulunuyor.

-Akbank-

Akbank Özel Bankacılıktan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1 milyon lira üstü mevduatlarda ciddi oranda artış olduğunu, mudi (hesap) sayısındaki artışın da bunu desteklediğini söyledi.

2011 sonunda 2010 yılına göre 1 milyon lira üstü hesap adedinde yüzde 27 civarında artış görüldüğünü belirten Galatalı, ''Burada bir varlık artışı var. Bunun kaynağı nedir söylemek zor. Ama bunu destekleyen bir veri seti mevcut. Bu da şunu gösteriyor; Türkiye'de belli montan üzerindeki varlıklarda 2011 yılında ciddi bir artış oldu. Bu, her sene yüzde 30 devam edemez tabii ki... Çünkü çok yüksek bir artıştan bahsediyoruz. Hatta bazı seneler tersine de dönebilir. Bu yıl da beklentilerin aksine daha olumlu bir yıl olarak başladı'' şeklinde yorum yaptı.

Galatalı, Akbank'ta 2011 yılında özel bankacılığa giren 500 bin lira ve üstünde müşteri adedinde yüzde 20 civarında büyüme gerçekleştirdiklerini, 2011 sonu itibarıyla özel bankacılık alanında 5 bin 200 bireysel varlığa sahip müşterileri bulunduğunu ve 3 milyon lira civarında da ortalama bir rakamın söz konusu olduğunu ifade etti.

BDDK verilerine bakıldığında, toplam varlıklar içinde mevduatın payının yüzde 70-75 arasında olduğunun altını çizen Galatalı, ''Biz hala mevduat ağırlıklı bir toplumuz. Mevduattan dışarı diğer varlıklara kayış pek fazla olamadı. Eskiden belki yüzde 100'dü. Ama buralarda da kaldı. Faiz ne kadar düşerse düşsün, faizler çok düştüğünde bile yatırımcılarda hala yüzde 70 mevduat ağırlıklı olduğunu gördük. Onun için Türkiye finansal piyasalarının daha gelişecek yolu var diye konuştu.

-''Kur yükselse de katı bir yaklaşım var''-

Mevduatta hiçbir risk olmadığına işaret eden Galatalı, şöyle konuştu:

''Yüksek montanlı varlıklara doğru gittikçe mevduat rakamı bir miktar azalıyor. Ama orada bile hala dominant olan ürün mevduat. Mevduattan sonra ana para korumalı fonlar büyük. Altın fonları da miktar olarak var. Piyasada altın üzerine olan yatırımların büyük kısmı, altın mevduatı üzerinden geçiyor. Akbank olarak da altın mevduatına başladık. Hem fonumuz, hem mevduatımız var. Bankacılık sektöründe altın mevduatında (kıymetli maden) 13 milyar liranın üzerinde çok yüksek tutar var. Toplam varlıklar içinde altının yüzde 10-15'lik payı yok, ama yüzde 3-4'ler civarında bir pay söz konusu. Bu da mevduat diye geçiyor. Bunu da dışarda bırakırsak, ana para korumalı fonlar mevduattan sonra yüksek montanlı enstrümanı oluşturuyor. Burada da üst gelir grubundaki insanlar yine ana parada risk almıyor, getiride risk alıyor.''
haber10
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İKTİSADÎ HABERLER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com