EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Efendiler! Heykellere de mukayyet olmak lâzım

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> KAFANA GÖRE TAKIL
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Prş Ağu 12, 2010 2:14 am    Mesaj konusu: Efendiler! Heykellere de mukayyet olmak lâzım Alıntıyla Cevap Gönder

Abdülmecid Köşkü'ndeki müstehcen heykele eski BBP yöneticisinden elle müdahale: "Heykeli kaldırıp fırlattım!"
23 Ekim 2017



BBP'li yöneticinin Anadolu adliyesine götürüldüğü, ardından da serbest bırakıldığı öğrenildi

İKSV tarafından Koç Grubu ana sponsorluğunda düzenlenen 15. İstanbul Bienali ile eşzamanlı olarak Üsküdar Bağlarbaşı'ndaki Abdülmecid Efendi Köşkü'nde sergilenen Ömer Koç koleksiyonundaki müstehcen heykele elliyle müdahale eden kişinin eski Büyük Birlik Partisi (BBP) yöneticisi Mahmut Alan olduğu ortaya çıktı. Alan, “Heykeli kaldırıp birkaç metre öteye fırlattım” dedi.

Facebook hesabından bir video paylaşan Alan’ın saldırı sonrası gözaltına alındığı, Anadolu adliyesine götürüldüğü, ardından da serbest bırakıldığı öğrenildi.

Diken'de yer alan habere göre Alan, ‘Hırka altındaki adam’ heykelinin evde ayetlerin de bulunduğu mihraba yerleştirildiğini ve heykelin penisinin görüldüğünü söyledi.

Eski BBP başkanı şöyle devam etti: “Bunu gördüğümde inanamamıştım. Bolu’dan İstanbul’a gelerek buradaki arkadaşlarımı, ağabeylerimi aradım. Ama kendilerine kesinlikle eylem yapacağımı belirtmedim. Daha sonra beni müzenin oraya getirdiler. Ben kendime tek başıma giderek heykeli gördüğümde, bunun kabul edilemeyeceğini söyleyip kaldırılması gerektiğini izah ettim ama oradakiler kaldırılmayacağını söyleyince Hz. İbrahim’in yangınına su taşıyan karınca misali safımızı belli etmek gerekiyordu… Çıplak heykeli aldım ve birkaç metre öteye fırlattım.”
Ana Haber

Ahmet Hakan: Abdülmecid Köşkü’ndeki eserler kusturucu, mide bulandırıcı, amaçsız
24/10/2017

Halife Abdülmecid Köşkü’nde modern sanat eserleri sergilenmiş.

Eserlere baktığımda aklıma gelen tek cümle şu: Üryanlığın yalın ve müstekreh vurgusu!

Hop!

Üryanlık deyip geçmeyelim hemen. Öyle böyle üryanlık değil.

Sevimsiz. İrrite edici. Rahatsız edici. Kusturucu. Mide bulandırıcı. Bağlamsız. Anlamsız. Amaçsız.

Bir gazete köşesinde yayınlanamayacak kadar berbat şeyler.

“Amaçsız” dedim ama kim bilir belki de bu eserleri yapanların amaçları, benim gibiler üzerinde işte tam da böylesi bir etki uyandırmaktır.

Ahmet Hakan’ın yazısının devamı için: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/senin-abdulmecid-efendin-nu-tablolar-yapardi-yavrum-40620440

Kars'ta yine heykel krizi
25/12/2011
Kars'ta Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı bahçesindeki 'Dört Mevsim Heykeli'nin 'yaz'ı temsil eden kısmı yıkıldı.

Kars’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ’ucube’ dediği ’İnsanlık Anıtı’nın yıktırılmasından sonda bu kez de İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ait Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılan tarihi Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı bahçesindeki ’Dört Mevsim Heykeli’ krizi çıktı.

Konağın bahçesinde bulunan süs havuzunun dört kenarına konulan ve her biri bir mevsimi canlandıran kadın heykellerinden, yaz mevsimini temsil eden heykel, 22 Aralık gecesi henüz bilinmeyen bir nedenle yıkıldı.

Kültür ve Turizm İl Müdürü Hakan Doğanay, kendilerinin Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullandıkları konağın bahçesinin Kars Belediyesi’ne ait olduğunu belirterek, ’Dört Mevsim Heykeli’nden de Kars Belediyesi’nin sorumlu olduğunu söyledi.

"HEYKELLERE SOYKIRIM YAPIYORLAR"
Eski Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu, görevde olduğu 2003 yılında Belçika’dan getirip süs havuzunun dört bir tarafına koydurduğu heykellerden birinin yıkıldığını öğrenince çok üzüldüğünü söyledi.

Kendi döneminde yapılan İnsanlık Anıtı’nın yıkıldığını, Haydar Aliyev Parkı’ndaki çok sayıda kadın ve kaz heykelin depolara kaldırıldığını söyleyen Alibeyoğlu, "Heykellere soykırım yapıyorlar" dedi.

OZANIN HEYKELİNE SALDIRI
Bu arada Naif Alibeyoğlu tarafından kentin İnönü Caddesi üzerine yaptırılan halk ozanlarının heykelleri de saldırıya uğradı. Kimliği belirsiz kişilerin 23 Aralık gecesi yaptıkları saldırıda, halk ozanı Şeref Taşlıova’nın sazının sapı kırdı.
Radikal

Atatürk heykeline poşu bağlayan kişi yakalandı
1 Mayıs kutlamalarında Atatürk heykeline poşu bağlayan şahıs gözaltına alındı.
03 Mayıs 2011

Taksim Meydanı'ndaki 1 Mayıs kutlamalarında, alınan önlemlere rağmen Cumhuriyet Anıtı'na tırmanarak Atatürk heykeline poşu bağlayan şahıslardan biri yakalandı. Veliefendi Hipodromu'nda seyis olduğu öğrenilen Burkan G. gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi.
habertürk

Atatürk büstüne Öcalan posteri bağladılar
19 Nisan 2011

Diyarbakır'da KCK davası nedeniyle toplanan kalabalık gruba polisin müdahalesi sonrası Dağkapı meydanına gelen grup, Atatürk büstünün yüz kısmına Öcalan'ın posterini bağladılar.

ATATÜRK BÜSTÜNE PKK AFİŞİ VE ÖCALAN POSTERİ

Diyarbakır'da sabah saatlerinde başlayan KCK davası nedeniyle yer yer gerginlikler sürerken, Belediye önünde polise molotof ve havai fişek atan gruba poliste sert müdahale etti. Kalabalık grup polisin kovalamacası sonucu Dağkapı Meydanına gelirken, meydanda bulunan Atatürk büstüne sarı, kırmızı, yeşil renklerde afiş ve Atatürk büstünün yüz kısmına da İmralı Cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan'ın posteri asıldı.
http://www.sonkale.org/

Suriye'de isyan: Esad'ın heykeli yıkıldı
Suriye'nin Dera kentinde göstericiler Hafiz Esad'ın heykelini yakıyor. Kentte yoğun silah sesleri duyulduğu ve çatışmalarn sürdüğü haberleri geliyor.

26 Mart 2011
Anadolu Haber

Orta Doğu'da isyan dalgası Suriye'ye sıçradı. Kentte son günlerdeki gösterilerde yüzlerce kişi öldü. İktidar reform vaadinde bulundu.

Esad, 48 yıllık sıkı yönetimi kaldırma vaadinde de bulunmasına rağmen ülkenin Dera kentinde muhalifler gösteri düzenliyor. Kentte silah sesleri gelirken, Esad'ın heykelinin yakıldığı ve askerlerin göstericiler üzerine ateş açtığı haberleri geliyor...
El cezire televizyonun haberine göre Dera yakınlarındaki Sanameyn'de askerin göstericiler üzerine ateş açması sonrası en az 20 ölü var. El Arabia televizyonu ise en az 30 ölünün olduğunu duyuruyor..

'Ucube'nin yıkımında engel kalmadı
17 Mart 2011

Başbakan Erdoğan'ın 'ucube' diye nitelendirdiği Kars'ta bulunan Insanlık Anıtı'nın Heykeltıraşı Mehmet Aksoy'un avukatları aracılığı ile açtığı İnsanlık Anıtı'nın yıkılmasını durdurma kararı bozuldu.

Kars Belediyesi tarafından geçtiğimiz günlerde anıtın yıkım ihalesi yapılmış ancak Heykeltıraş Mehmet Aksoy'un avukatı Aslı Kazan'ın Erzurum 1. Bölge İdare Mahkemesi'ne dava açması ile yıkım kararına karşı durdurma kararı alınmıştı.

Kars Belediye Başkanlığı'nın itirazı üzerine bu karar bozuldu. Erzurum 1. Bölge İdare Mahkemesi Kars Belediyesi'nin itirazını değerlendirerek anıtın yıkılmasını durdurma kararını bozdu. haber7

Atatürk büstüne afiş asanlara ceza

11 Kasım 2010 Samsun'da bir okulun bahçesindeki Atatürk büstünün üzerine 'Vajina Monologları' adlı tiyatro oyununun afişini astıkları gerekçesiyle daha önce yargılanan ve beraat eden 2 genç, Yargıtay'ın ceza almaları için kararı bozması üzerine yeniden yargılanınca 1 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırıldı ve cezaları ertelendi. Yargıtay, kararı yeniden bozdu ve gençler yeniden yargılanınca bu kez kendilerine verilen cezai hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verildi.
'Vajina Monologları' adlı tiyatro oyununun 5 Ekim 2003 tarihinde Samsun gösterimi sırasında sokağa asılan bir afişi sökerek, Samsun Merkez Anadolu Teknik-Anadolu Meslek Lisesi bahçesinde bulunan Atatürk büstünün üzerine astığı iddiasıyla haklarında dava açılan ve suç tarihinde üniversite öğrencisi oldukları öğrenilen B.A. (26) ve E.Ü. (26), yaklaşık 6 yıl önce yargılandıkları Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Atatürk büstüne tiyatro afişini astıkları sabit görüldü; ancak olayda kasıtlarının ve kötü
bir niyetlerinin olmadığı kanaatine vararak bu suçtan beraatlerine karar verildi. Yargıtay Ceza Dairesi, beraat kararını bozdu ve B.A. ile E.Ü.'nün hapis cezasına çarptırılması için yeniden yargılanmasını istedi. Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yaklaşık 3 yıl önce yeniden yargılanan B.A. ve E.Ü. bu kez 1 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırıldılar. Hapis cezasına çarptırılan gençlerin daha önce sabıkasız olmaları nedeniyle söz konusu cezaları tecil edildi. Ancak, Yargıtay kararı yeniden bozdu ve verilecek
cezanın ardından Hükmün Açıklanmasına Yer Olmadığı'na karar verilmesini talep etti. Bugün yeniden yargılanmaları devam edilen B.A. ve E.Ü., duruşmaya katılmazken, avukatları Mustafa Remzi Toprak, duruşmada hazır bulundu. Avukat Toprak, Yargıtay'ın talebine uyulmasını istedi. Mahkeme heyeti ceza hükmünün açıklanmasına yer olmadığına karar verdi. B.A. ve E.Ü.'nün, 5 yıl içinde suç işlememeleri halinde aldıkları cezanın sabıkalarına işlenmeyeceği öğrenildi. netgazete

Yapıldıktan Sonra Vinçle Yerine Oturtulan Dev Heykeli Üç Hırsız Sırtlayıp Götürdü

24 Eylül 2010
Ankara'da 2 metre 20 santim uzunluğunda 140 kilo ağırlığındaki dev heykel, üç kişi tarafından çalındı. Yerinden heykeli sökerek çalan hırsızlar, güvenlik kamerasına takıldı. Heykeli bronz olduğu için çalan hırsızlar, eseri sırtlayıp götürdü.
Çankaya Turan Güneş Bulvarı'ndaki Grup Sanat Galerisi bahçesinde sergilenen Hemera heykeli, sabaha karşı çalındı. Sanat galerisine gelen Çiğdem Buçak Telli, Cem Sağbil'in yaptığı Hemera heykelinin yerinde olmadığını gördü. Önce heykelin akıbetini komşularına soran galeri sahibi Telli, güvenlik kamerası kayıtlarını izledikten sonra heykelin çalındığını belirterek polise başvurdu.

Telli, 140 kilo ağırlığındaki heykelin yerinden sökülerek çalınabileceğinin hiç aklına getirmediğini söyledi. Heykeli yapan Cem Sağbil'e de durum hakkında bilgi veren Telli, Hemera heykeli hakkında şu bilgileri verdi: ''Mermer kaide üzerinde duran 65 bin lira değerinde, 2 metre 20 santim boyunda ve 140 kilo ağırlığında bir heykeldi. aktifhaber

Heykelden Atatürk'ün imzasını çaldılar

Havuzbaşı'ndaki Atatürk anıtına ait duvarda bulunan Atatürk imzası, ortadan kayboldu. Üzerinde "Ya İstiklal Ya Ölüm" yazılı bulunan anıta ait duvardaki Atatürk imzasının, bakır ve mis karışımı olduğu için çalındığı iddia edildi. K harfinin bulunduğu parça, sağlam biçimde yerinde duruyor. Fakat Atatürk yazılı ikinci parça kayıp. 11.08.2010 ERZURUM netgazete

Devlet tarafından söktürülen Atatürk heykeli!

Dolmabahçe Sarayı’nın arşivinde yeni bulunan bir belge, Atatürk’ün saraydaki bir heykelinin devlet tarafından 1938′in 18 Kasım günü 25 lira 80 kuruş harcanarak palangalarla söktürüldüğünü ve hamallara taşıtılarak bilinmeyen bir yere gönderildiğini ortaya çıkardı. İşin tuhaf ve acı olan tarafı ise, bu işin İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra ama Atatürk’ün cenazesi daha kaldırılmadan, sarayın muayede salonunda katafalkta durduğu ve yüz binlerce vatandaş tarafından gözyaşlarıyla ziyaret edildiği sırada yapılmış olmasıydı.

(http://www.sabah.com.tr, 2007)

Atatürk heykelini kullananlar

E-5 Karayolu’nun Tuzla kesiminde Atatürk büstü, heykel ve mask üreten fabrikanın sahibi heykeltraş Necati İnce, 1980′den yana iki binden fazla büst, beş binden fazla mask, iki yüzün üzende de heykel ve büyük anıt yapmıştı, İnce’ye göre, askeri darbeler dışında işlerin yolunda olduğu dönemler milli bayramlardı.

Piyasadaki talebin büyük bir kısmını karşılayan Necati İnce, güzel Sanatlar Akademisi giriş sınavlarından sıfır almıştı ama aslıda bunu söylemesine bile gerek yoktu. Çevreye şöyle bir bakmak yeterliydi.

Atatürk heykellerinin sağladığı avantajlar bunlarla bitmiyordu bette. Sözgelişi Necati İnce fabrikasının arsasını işgal etmişti ama kimse sesini çıkaramıyor ve üstat yılda yüz milyonu götürüyordu. Benzer bir durum da Levent’te yaşanmıştı. Belediyeye ait yeşil alan üzerine kurulan Migros mağazası, alanın bir kısmını götürmüş, geri kalanına da bir başka mağaza kurulmak istenince çarşı esnafı harekete geçmişti. Bir seyyar çiçekçinin önerisi üzerine buraya bir Atatürk büstü dikiliyor ve yeni mağaza yapımı önleniyordu…

(Temellerin Duruşması, Ahmet Kabaklı)

STALİN'İN GORİ'DEKİ HEYKELİ KALDIRILDI

25 Haziran 2010
Eski Sovyet lideri Yosip Stalin'in doğum yeri olan Gürcistan'ın Gori kentindeki heykeli kaldırıldı.
Kent meydanında bulunan 6 metre yüksekliğindeki heykelin, kentteki Stalin müzesine kaldırıldığı, heykelin yerine, 2008'deki Rusya-Gürcistan savaşının kurbanlarının adına anıt dikileceği belirtildi.
Gori, Rusya'nın 2008 Ağustosunda saldırı düzenlediği ayrılıkçı Güney Osetya'nın birkaç kilometre uzağında bulunuyor. 5 gün süren savaşta ağır topçu ateşi ve hava saldırılarına maruz kalan Gori, Rus birlikleri tarafından kısa süre işgal de edilmişti. haber10

Ukrayna'da Stalin heykeli bombalandı
1 Ocak 2011

Ukrayna'nın Zaporojye kentinde Ukrayna Komünist Partisi Bölge Teşkilatı binası önündeki Sovyet lideri Stalin'in heykeline yeni yıla dakikalar kala el yapımı bomba ile saldırı gerçekleştirildi.

Başkent Kiev'in 750 kilometre güneydoğusunda bulunan kentte meydana gelen patlama sonucunda Stalin heykeli tamamen yıkıldı. habertaraf

"Kaldırılması teklif dahi edilemeyen" heykeller

Gülay GÖKTÜRK
gokturkgulay@yahoo.com
12 Ocak 2011
Bugün

Başbakan'ın Kars'taki İnsanlık Abidesi'ne ucube demesi ve daha da vahimi "tez yıkıla" fermanı vermesi üzerine söylenmesi gerekenler söylendi sanırım.
Bunlara ilave edecek bir şey pek kalmadı.(..)

Ne var ki konunun aslı bu değil...

Konunun aslı, kamusal alanda neyin güzel neyin çirkin olduğuna nasıl karar verileceği... Bir şehir halkının neyi sevdiğini neyi sevmediğini nasıl ortaya koyabileceği... Belediye meclisleri mi karar verecek halk adına; yoksa seçkin jüriler mi? Yoksa kamusal alana dikilen her anıt için referandum mu yapılacak?

Evet; şehir ve demokrasi tartışmalarının en çetrefil konularından birine girmiş bulunuyoruz. Ve bu çetrefil konuyu, sanat eserlerini dokunulmaz ilan ederek, heykelleri ya da anıtları "kaldırılması teklif dahi edilemez" kutsal yapılara dönüştürerek geçiştiremeyiz. Ne var ki, Mehmet Aksoy'un İnsanlık Abidesi'yle ilgili olarak yazılan çizilenlerde yine böyle bir kolaycılık, böyle bir kutsal yaratma anlayışı görüyoruz. Birçok kişi ağız birliği etmişçesine aynı şeyi yazıyor: Sanat eserlerine dokunmak kimsenin haddi değildir.

Eğer söz konusu alan kamusal bir alansa, ben bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Hepimize ait olan bir alana dikilecek bir anıt ortak beğeniyi yansıtmalı, en azından çoğunluğun itirazını almamalıdır.

İçinizden ne kadarı hatırlar bilmiyorum ama 27 Mayıs'tan sonra darbeciler getirip Taksim Meydanı'nın tam ortasına bir süngü heykeli dikmişlerdi. Defne yapraklarıyla sarılmış bir haldeki bu süngü heykeli sadece siyasi mesajı açısından değil, bence estetik olarak da korkunçtu. O heykel 1980 yılına kadar Taksim'in ortasında öylece durdu ve ne kadar ironiktir ki ancak 1980 yılında 12 Eylül darbecileri tarafından kaldırıldı. Bir darbenin simgesi olan o korkunç şeyi oradan kaldırmaya halkın gücü yetmemiş, ancak bir sonraki darbenin gücü yetmişti.

Bu, böyle mi olmalıydı?

Denilebilir ki, biz burada, sanatçılığı kendinden menkul, adı sanı bilinmeyen bir kişiden değil, uluslararası bir heykel sanatçısının eserinden söz ediyoruz. O zaman bir örnek daha: Türk heykel sanatının usta isimlerinden Şadi Çalık'ın İzmir'de yaptığı "27 Mayıs Devrim Anıtı" da aynı tarihlerde kaldırıldı. Ve hiç kimse ağzını açıp da "sanat eserlerine dokunulamaz" demedi.

İki örnekte de öne çıkan unsurun siyasi tutum olduğu doğrudur. Ama siyasi ya da ideolojik bir mesaj içermeyen sanat eseri bulmak da zordur doğrusu. Nitekim, Mehmet Aksoy'un anıtının verdiği ideolojik mesajın da kimileri tarafından Ermeniler'den özür dilenmesi olarak algılandığını ve bu mesajın Ermeni çetecilerin mezaliminin en yoğun yaşandığı Kars gibi kentte tepki yarattığını duyuyor, okuyoruz.

Öyleyse çare nedir?

Ben henüz bir çare, bir yol yordam bulabildiğimiz kanaatinde değilim. Henüz ne "ortak beğeni", "ortak duygu" denen şeyin nasıl, hangi mekanizmalarla tespit edileceğini ne de ortak beğeninin karşısına dikilen bireysel beğeniyi nasıl kollayıp gözeteceğimizi biliyoruz.

Ama en azından şunu söyleyebiliriz sanırım:

Sanat eseri de diğer ürünler gibi bir üründür. Tüketicisi eğer bireylerse, doğrudan kamu alanı yani kalabalıklar değilse çözüm basit: Piyasa kuralları işler ve eserin talibi çıkmayınca ürün yani eser sanatçının elinde kalır, unutulur gider ama eser kamu alanına sunulmuşsa tüketici olan halkın değerlendirmesine sunulmuş demektir ve kalabalıklar öyle kişiler gibi çabucacık ortak karara varamazlar. Üstelik toplumun beğenisi zaman içinde değişir. Referandum gibi o anki ortak beğeni ile yetinemeyiz. Karar vermek zaman alır, uzunca bir süre gerekir, eser bu zaman sürecini başarıyla atlatmışsa ne ala, değilse öyle dokunulmazlık zırhının ardına gizlenip yıkılmaktan, çöpe atılmaktan ya da beğenenlerin müzayedesi sonucu bir kişinin malı olmaktan kurtulamaz.

Böylece bireysel yaratım hakkı da halkın beğeni ve kanaatleri de adil bir cevap bulmuş olur. Sanat eseri de dokunulmazlık ayıbından arınıp gökyüzünden aramıza yeryüzünü inmiş olur.

Ucube heykeller üzerine
Deniz Ülke ARIBOĞAN
deniz.ulke@aksam.com.tr
12 Ocak 2011

Sanat eserleri konusunda belirli bir felsefenin savunucusu olmak yerine kendi zevklerinin koruyucusu olan bir millet olmamızdan dolayı, beğenmediğimiz eserlere 'tükürürüm ben böyle sanata', 'ben daha iyisini yaparım', 'ucube bunlar' gibi tepkiler göstermemiz son derece sıradan bir durum. Üstelik konu heykel olunca aklımıza sadece Atatürk büstleri ve heykelleri geldiği için alternatif temalara karşı da bir alerjimiz var. Konu barış, sevgi, aşk, özgürlük gibi konular oldu mu, işi rayından çıkartmak çok daha kolay.

Konu özgürlükse 'nasıl yani anarşist falan mısın?'; konu barış ise 'toplumu askerlikten soğutmak mı istiyorsun'; aşk ise 'vay namussuz, çocuklarımıza kötü örnek oluyor' türünden ittirmeler kaçınılmaz. Ne yaparsanız yapın, bir kötücül ilhamlar denizinde yüzerken, eliniz ister istemez Atatürk heykelinden başka bir şey yapamaz hale geliyor. Onda da yeterince yakışıklı yapmamışsın, boyu kısa olmuş, bakışları sert kaçmış, basitleştirmişsin gibi tepkiler kapıda bekliyor. Kısaca zor zanaat Türkiye'de heykeltıraş olmak.

Kars Belediyesi'nce 2006 yılında başlatılan 'İnsanlık Anıtı' da benzer tepkilerden henüz tamamlanmaya fırsat bulamadan nasibini aldı. Başbakanımızın 'ucube' olarak nitelendirdiği rivayeti dolaşan (bu ifade reddedildi) heykelin başına neler geleceğini hep birlikte göreceğiz. Hem Erivan hem de Iğdır'daki soykırım anıtlarına bir alternatif olarak yapılması planlanan heykelin, kendi anısına bir heykel dikilmesi daha mümkün görünüyor şu sıralar.

Söylenmediği halde söylendiği söylenen ucube lafı yüzünden heykelin gündeme gelmesi heykelin akıbetini hızlandıracak gibi. Eserin mimarı Mehmet Aksoy yapmak istediğini 'karşı karşıya savaş hazırlığı içinde askere benzeyen iki adam tahayyül ettim. Üstlerinde ölüm kokusu, aralarındaki boşlukta mezar çağrışımı var. Gözyaşı ve suyu hayatın devamlılığını anlatmak için kullanıyorum' (Radikal gazetesinden) diyor.
Gelen tepkiler ise 'heykeldeki adamlardan Ermeni daha heybetli kendini kasmış görünüyor, Türk olan ise ezik, sinik halde tasvir edilmiş' yönünde. Kimileri eserin estetik olmadığına inanıyor, kimileri de yörenin tarihi ve otantik özelliklerine uyumlu bir biçimde yapılmadığına. Üstelik bir SİT alanına ruhsatsız olarak yapılmış olması da cabası.

Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay'a göre tartışma daha çok eserin niteliğine değil, konumlandığı yere ilişkin. Bir garnizon tabya kalıntısının üzerinde yapılmış olan heykelin başlangıcından beri tartışmalı olduğunu ve belediyenin kendisine ait olmayan bir yere bu eseri yapma iznini verdiğini söylüyor. Yoksa temanın da temanın işleniş biçiminin de değerli olduğu konusunda hemfikir.

Aslında heykel daha bitmeden kendi markasını yaratmış ve bir turizm potansiyeli oluşturmuş durumda. Heykelin bir adı da var artık, 'ucube'. Siyaseten, sanatsal açıdan ve tematik bakımdan öngörülemeyecek şöhrete kavuşmuş bir eserden söz ediyoruz. Bana kalırsa tamamlanmadan eksik bırakılıp, çevresinin temizlenmesi ve şu an oluşmuş hikayesi içerisinde 'eksik ucube' olarak varlığını sürdürmesi çok şık olabilir.

Heykeltıraş Mehmet Aksoy ise zaten çok kıymetli bir sanatkar olmasının yanı sıra içine tükürülmeye çalışılan (Melih Gökçek tarafından) ve henüz bitmeden spekülasyonlara konu olan heykelleri ile bir süredir sanat dünyasındaki konumunu farklı bir perspektiften de güçlendiriyor. Kendisinden daha da ucubik eserler bekliyoruz.
Bana gelince, ben 'Ucube heykeli' samimiyetle çok beğendim, bitmemiş haliyle bile. Zevkleri tartışmak güçtür bilirim ve üstelik sanatta da bu tür bir uzmanlığım yok, sadece iyi bir izleyiciyim. Sanatsal değerlerini kabul etmekle birlikte beğenmediğim ilk üç yapıtı sayıp eleştiri ve tepkilerinizi şimdiden saygıyla kabul ettiğimi belirtmek isterim. Benim ucubelerim: 1 numarada Beşiktaş merkezdeki Atatürk Cumhuriyet ve Demokrasi Anıtı, 2 numarada Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi, 3 numarada da (düzeltilmeye çalışılsa bile) İstanbul Belediye Sarayı'nı sayıyorum.

Ucube
Ahmet KEKEÇ
akekec@stargazete.com
12 Ocak 2011

Hadi bugün de “yandaşlık” görevimizi yerine getirelim de, “Tayyip abi” ekmeğimizi suyumuzu kesmesin...

Böyle diyordu, hayatını “Tayyip abi”, “Necmettin hoca”, “Önder Humeyni” muhabbetiyle geçirmiş ve medyadaki varoluşunu birtakım “abi”lere borçlu kifayetsiz muhteris...

Şu “ucube” meselesi...

Hemen söyleyeyim:

Heykel sanatından hoşlanmam.

Hem hoşlanmam, hem anlamam.

Başıma bir şey gelmeyecekse, “opera”yı da sevmem... Müzikli sahne oyunlarını kayda değer bulurum ama “opera” ve “bale” dendiğinde tüylerim diken diken olur. Artık tiyatroyu da aramıyorum. Olsa da olur, olmasa da olur... Tekst okumaya bayılırım ama...

Söylemesi ayıptır, Bütün Çehov’ları okudum... Öküz değilim yani... Beckett’leri neredeyse hıfzettim... “Deneysel”in babası sayılabilecek bütün kazık metinlerin (örneğin Ionesco’ların) altından girip üstünden çıktım da, iki adım ötede gişeye koşup bir tiyatro bileti almadım.

Üşendim...

İçimden gelmedi...

Bununla birlikte, Ferhan Şensoy’a çok para kaptırmışlığım vardır... Çaptan düştükten sonra da kapısını çalmadım. En son, Ses Tiyatrosu’nda, güldürme çabasıyla helak olduğunu görmüş, üzülmüştüm.

Ferhan’ı metinlerini okurum ama.

İyi bir yazardır... “Oteller Kitabı”nı kaç kez devirdiğimi hatırlamıyorum bile... Hele bir “Karagöz ile Boşverin Beni” var ki, okumaya doyamazsınız. Komik ama nasıl hüzünlü, nasıl içe işleyen bir öyküdür...

Ferhan’ın yayımlanmış oyun tekstlerini de okudum.

Tekst okumanın iyi tarafı şu: Dekoru kendiniz kuruyorsunuz, oyuncuları sahnede kendiniz devindiriyorsunuz, diyalogları kendi vurgularınızla (işinize geldiği gibi) okuyorsunuz ve dolayısıyla muhayyilenizi devreye sokarak bir anlamda “yaratım”a katkıda bulunmuş oluyorsunuz. Metni yeniden üretiyorsunuz. Daha zengin bir okuma
biçimi bu...

Haa, seramik sanatından da hoşlanmam. Bir adam, pardon bir kadın niçin seramik yapar, anlamam. Bu cümleden olarak, kimi el sanatlarını da kendime uzak bulurum.

Mürteci miyim acaba?

Bu kadar çok hoşlanmadığı sanatı bünyesinde barındıran bir kişi nedir?

Gelişmemiş, incelmemiş, yontulmamış, “güzelduyu”dan ve çağdaş sanatlardan nasibini almamış, sadece “tekstle idare eden” bir müptedi mi?

Mürteciyim... Biraz da müptediyim galiba.

Konu şu:

Başbakan, bir sanat eserine “ucube” diyebilir mi?

Ben Başbakan olsaydım, demezdim.

Hadi dedim diyelim; o eserin oradan kaldırılmasını istemezdim.

Başbakan, Mehmet Aksoy’un bir eserine “ucube” dedi diye, kaç gündür kıyametleri koparıyorlar. Ne gericiliğini bıraktılar adamın, ne faşistliğini, ne tiranlığını, ne yontulmamışlığını, ne çağdışılığını, ne de kabasabalığını...

Mehmet Aksoy değerli bir adamdır, amenna.

Fakat, “heykel” sanatı konusundaki bu aşırı hassasiyeti de anlamıyorum.

Sanki bir dokunulmaza dokunuldu...

Sanki bir “kutsal”a saldırıda bulunuldu...

Bu ülkede, başka sanatçıların başına bir sürü şey gelir (Sabahattin Ali’nin kafasını odunla parçaladılar mesela; Nazım Hikmet’i, Kemal Tahir’i, Necip Fazıl’ı yıllarca hapiste tuttular), kimselerin kılı kıpırdamaz, ama sözkonusu heykel sanatı olunca sağcısından solcusuna, liberalinden Kemalist’ine, nerdeyse herkes “sanat ve sanatçı muhibbi” kesilir.

Hele, bunlar arasında, “öteki”ni terbiye etmeyi misyon edinmiş azgın bir koro var ki, artık ne deseniz, kendinizi nasıl savunsanız, boş.

Boynunuza asılmış “tiran” yaftasıyla yaşamaya mahkûmsunuz.

Erdoğan: "Dolandırmayalım o heykel ucubedir"
13 Ocak 2011
Sağa sola çekmeye gerek yok. “Ucube’ tanımını heykel için kullandım. Heykelin içeriği ile ilgilenmiyorum. Heykel ile ilgili takdir yetkisi kullanmak için illa güzel sanatlar mezunu olmak şart değil. O heykelin bulunduğu yerde Seyyit Hassan el Harkani türbesi ve camii ortaya çıkarıldı. Tarihi eseri gölgeleyecek bir inşaata izin veremezsiniz. O heykel yapılmaya başlandığında Belediye Başkanı’nı uyardım. Nitekim Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu “yıkılsın” kararı verdi. Hedef saptırmaya hiç gerek yok. 4 buçuk yıl İstanbul Belediye Başkanlığı ve 7 buçuk yıl da Başbakanlık süremde bir tane ne heykel yıktım. Ayrıca kendileri de söylüyorlar. Binlerce Atatürk heykeli var. Sanat değeri olan 5’i 10’u geçmez.” Sıradışı

MHP'den Erdoğan'a 'UCUBE' Desteği

MHP Kars İl Başkanı Oktay Aktaş'tan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son günlerde ülkenin gündemini oluşturan 'ucube heykel, yıkılmalı' sözlerine destek geldi

14 Ocak 2011
Anadolu Haber

MHP Kars İl Başkanı Oktay Aktaş'tan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son günlerde ülkenin gündemini oluşturan 'ucube heykel, yıkılmalı' sözlerine destek geldi. Aktaş, İnsanlık Anıtı'nın bir an önce yıkılması gerektiğini söyledi.

MHP Kars İl Başkanı Oktay Aktaş, Hükümetin Kültür Bakanlarının bugüne kadar desteklediği anıtı Başbakan Erdoğan'ın 'yıkılacak' sözlerini desteklediğini belirtti. Aktaş, "Şimdi Cumhuriyet Meydanı'nda Sayın Başbakan 'burada bir ucube anıt var ve bu yıkılmalıdır' dedi. Biz de Sayın Başbakan'ın bu söylemini destekliyoruz. Tabi ki yıkılmalıdır. Geç kalmış bir karardır. Çünkü orası sit alanıdır orası yapılaşma olamayacağı bir yerdir. Sayın Mehmet Aksoy heykeltıraş'ın söylemi ile biz oranın 1579 tarihinde Timur Paşa tabiyesi ve kulesi olarak anılmaktadır. Bunu tescil ettirdik.

Dolayısıyla Sayın Aksoy bunu söylüyor. Diyor ki, 1946 yılında yapılmış, kesinlikle doğru değil. Ya Sayın Aksoy yanlış bilgi veriyor. Ya da kamuoyunu yanıltıyor. 1579'dan beri orası Timur Paşa Tabyasıdır. Kars bir tabyalar şehridir. 48 tane tabyanın içerisinde en önemli tabyanın olduğu yerdir bugün anıtın yapıldığı yer. Biz orada yapılaşmanın olamayacağına karşı tavır koyduk karar çıkarttık. Ve bu kararında sonuç itibariyle tekrar ediyorum Sayın Başbakanın Kars meydanında verdiği sözü tutmasını bekliyoruz" dedi.

5 yıldır hukuk mücadelesi verdiklerini ifade eden Oktay Aktaş, şunları söyledi:
"5 yıldır bunun hukuk mücadelesini veriyoruz. 19 Eylül 2006 tarihinde Kars Valiliği aracılığıyla Anıtlar Yüksek Kurulu'na o bölgeyi sit alanı olarak tescil ettirdim. 2863'e göre yani sit alanı bölgesinde hiçbir şekilde yapılaşma olamayacağı karar verdi. Netice itibari ile 19 Eylül 2006'da başlayan hukuk mücadelemiz 10 Eylül 2008 yılında kesinlikle yıkılmalıdır diye hem Diyarbakır Anıtlar Yüksek Kurulu'nun hem Erzurum Anıtlar Yüksek Kurulu'nun ortak kararı vardır. O tarihten bu tarihe kadar

Sayın Başbakan'ın ve hükümetinin Kültür Bakanlarının destek vermesi neticesinde bu noktaya kadar geldi. 5 sene sonra Sayın Başbakan kendi Kültür Bakanlarını dışlayarak bu kararı vermişse Başbakan'a buradan teşekkür etmek düşüyor."

"Yurtta sulh, cihanda sulh" tabelası çalındı
18 Ocak 2011
AMSTERDAM'da Atatürk anıtının bulunduğu "yurtta sulh, cihanda sulh" tabelası çalındı.

Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da bulunan Türk işçileri tarafından yıllar önce yapılan ve bir ay onarımı yapılan Atatürk Anıtı'nın içinde bulunan "yurtta sulh cihanda sulh" tabelası çalındı. Konu ile ilgili olarak Belediye Meclis Üyesi Aydın Üre Amsterdam'ın (Noord) Kuzey Semtinde bulunan Atatürk anıtının yeni onarımdan çıktığını ve kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından "yurtta sulh cihanda sulh" tabelasının çalındığını söyledi. Üre Amsterdam Noord Belediyesi tarafından polise hırsızlık bildirisi yapıldığını söyledi. habertaraf

"O" Anıt Yıkılıyor

19 Şubat 2011
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kars ziyaretinde "ucube" olarak değerlendirdiği İnsanlık Anıtı'nın yıkılması işinin ihalesi, 7 Mart 2011 tarihinde yapılacak.
Kars Belediye Başkanlığı tarafından hazırlanan ihale ilan metninde; "Üçler Mahallesi'nde, mülkiyeti Maliye hazinesine ait parsel üzerinde bulunan yaklaşık 24.5 metre yüksekliğindeki 2 betonarme bloktan oluşan 'İnsanlık Anıtı' heykelinin kaldırılması için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 19. maddesine göre ihale yapılacak" denildi.

ERDĞAN UCUBE DEMİŞTİ

İlan metninde, "Açık usul ile yapılacak ihale, 7 Mart 2011 Pazartesi günü saat 14.00'te Kars Belediyesi'nde gerçekleştirilecek. İhaleyi alan firmaya, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 gün içinde yer teslimi yapılarak, işe başlanılacak. Yer tesliminden itibaren 60 gün içerisinde de iş tamamlanacak.
aktifhaber

Kars'taki Heykele Yürütmeyi Durdurma Kararı
[img]http://rsm.haber365.com/H/1294581495_32_ucube_anit.jpg [/img]
07.03.2011
Kars'taki tartışmalı heykelin yıkımına karşı heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından açılan dava sonuçlandı. Erzurum 1. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Kars'taki tartışmalı heykelin yıkımına karşı heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından açılan davada, yürütmeyi durdurma kararı verildiği bildirildi. http://www.haber365.com/

Çıplak kadın heykelinin başını kırdılar
16:55 - Bir süre önce İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne tahsis edilen Milas ilçe merkezindeki 1943 yılında yapılan TEKEL binasının önündeki havuzda oturur konumdaki çı plak kadın heykelinin başı ve ayakları, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce kırıldı. 12.03.2011 MUĞLA netgazete

Uzaydan görülen Rogers'ın heykelleri yıkıldı
Eserleri "Google Earth"ten görülebilen Avustralyalı ünlü heykeltıraş Andrew Rogers'ın, Kapadokya'da oluşturduğu "Zaman ve Mekan" adlı Heykel Parkındaki onlarca heykelden ikisi yıkıldı. 2010 yılında tamamladığı, "Dünyada Bir Gün" ve "Zaman ve Mekan" adlarını verdiği, Heykel Parkta bulunan onlarca heykelden ikisi, henüz belirlenemeyen bir nedenle çöktü. Kapadokya'da bulunan ve yükseklikleri 10 metreye ulaşan heykeller, Rogers'ın en son yaptığı eserler olarak biliniyor. 05.04.2011 NEVŞEHİR netgazete

Kars'daki tartışmalı anıta boya
Kars'ta İnsanlık Anıtı tartışmaları devam ederken, anıt kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından boyandı. Bazı vatandaşlar yıkılmasını protesto etmek için böyle bir şey yapıldığını ifade ederken, bazıları da dikkat çeksin diye boyandığı öne sürdü. IŞIK ÇAPANOĞLU 06.04.2011 KARS netgazete

'Ucube' anıtın yıkımına başlandı
16 Nisan 2011
Başbakan Erdoğan'ın 'ucube'ye benzettiği 'insanlık anıtı'nı yıkmak için ihaleyi alan firma iskele kurmaya başladı. Heykelin 60 günde parça parça yıkılması bekleniyor.

Dönemin Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu tarafından Sukapı Mahallesi Üçler Mevkii'ndeki 790'ıncı parselde heykeltıraş Mehmet Aksoy'la 'İnsanlık Anıtı' yaptırmak için anlaştı. Şimdiki Belediye Başkanı AK Parti'li Nevzat Bozkuş'a göre kafeterya, çevre düzenlemesi ile 1.6 milyon liraya çıkan İnsanlık Anıtı'na, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu önce onay verdi. Ancak daha sonra SİT alanı içinde bulunduğu, Timurpaşa Taybası üzerine kurulduğu gerekçesiyle heykelin yapılmasını uygun bulunmadı.

İnşaatı yarım kalan ve karşılıklı 2 kişiyi tasvir eden İnsanlık Anıtı'nı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 8 Ocak 2011 günü Kars'ta yaptığı mitingde 'ucube' diye nitelendirdi. Başbakan Erdoğan'ın kaldırılmasını istediği heykelle ilgili olarak Heykeltıraş Mehmet Aksoy'un avukatı Turgut Kazan, İnsanlık Anıtı için verilen yıkım/kaldırma kararına karşı Erzurum 1'inci İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkemenin 7 Mart'ta yürütmeyi durdurma kararı vermesi üzerine Kars Belediyesi, Erzurum Bölge İdare Mahkemesine başvurdu. Mahkeme, 17 Mart'ta İdare Mahkemesinin verdiği kararı bozdu.

60 GÜNDE PARÇA PARÇA YIKILACAK

Kars Belediye Başkanlığı da anıtı kaldırmak için 8 Mart'ta ihale süreci başlattı. Parça parça sökülerek kaldırılacak heykelin yıkımı için yapılan ihaleyi 272 bin liraya Afşin İnşaat Şirketi aldı. Mülkiyeti hazineye ait parsel üzerinde bulunan yaklaşık 24.5 metre yüksekliğindeki 2 betonarme bloktan oluşan 'İnsanlık Anıtı' heykelininin kaldırılması için 60 gün süre verilen Afşin İnşaat, İstanbul'dan taşeron olarak Yamankont firmasını Kars'a gönderdi. Sukapı Mahallesindeki anıta iskele kurmak üzere bugün bölgeye gelen firma çalışanları mahalle sakinleri ve çocukların tepkisiyle karşılandı. Firma çalışanlarına bir süre taş atan çocuklar, 'Anıtımızı yıktırmayacağız' diye bağırdı. Çağrılan polis, mahalle sakinleriyle görüşerek çocukları anıt çevresinden uzaklaştırdı. Polisin güvenlik tedbiri alması üzerine malzemeleri anıt önüne indiren işçiler çalışmaya başladı.

Yamankont firmasının temsilcisi Ertuğrul Yaman, "Bugün anıtın iskelesini kurmak için geldik. Polis ekiplerinin gelmesiyle birlikte malzemeleri indirdik. İncelemelerin ardından anıta iskeleyi kurarak çalışmaya başlayacağız" diye konuştu. İşçilerin çalışmalarını izleyen mahalle sakinleri, anıtın yıkılmasına karşı olduklarını belirterek, yıkımın durdurulmasını istedi.
NTV

Heykele çıkan özürlü tinerciyi itfaiye indirdi

Ankara Ulus'ta bir asker heykelinin üstüne çıkan şahıs, itfaiye ve sağlık ekiplerini harekete geçirdi. Heykele merdiven dayayan bir itfaiye görevlisi, İsminin Aydın olduğu öğrenilen ve iki bacağı diz altından olmayan tinerci şahsın yanına çıktı. Görevli, ayakları olmadığı için inemeyen şahsı kucaklayarak aşağı indirdi. 17.07.2011 ANKARA netgazete

Maltepe'de Atatürk büstüne molotof
11 09 2009
Maltape'de yasadışı gösteri düzenleyen bir grup Atatürk büstüne molotof kokteyli ile saldırdı.

Maltepe'de Gülsuyu Mahallesi'nde yasadışı gösteri düzenlemek isteyen bir gruba polis müdahale etti. Polisin olay yerine geç gelişini fırsat bilen grup, önce mahalle meydanındaki Atatürk büstüne molotof kokteyli attı ardından büstü yerinden sökerek götürmeye çalıştı.
Göstericiler ayrıca bir market ile bir otobüse de zarar verdi. Saldırının ardından markette ufak çapta yangın çıktı. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri göstericilerin tepkisi nedeniyle bir süre yanan markete müdahale edemedi. İtfaiye ekipleri olay yerine gelen polisin desteği ile yangına müdahale edebildi.

Daha sonra olay yeri inceleme ekipleri Atatürk büstü üzerinde parmak izi tespit çalışması yaptı. haber7


Kültür-Sanat Festivali'ndeki heykeller tahrip edildi

Büyükçekmece'de Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali kapsamında dünyaca ünlü heykeltıraşlara yaptırılan bazı heykellerin kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce tahrip edildiği bildirildi. Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, yaptığı yazılı açıklamada, heykellere ve heykellerin sergilendiği alanlardaki mermerlere sürekli zarar verenlere karşı katı önlemler alınacağını, kültüre ve emeğe saygısızlık göstererek zarar verenlere karşı kayıtsız kalamayacaklarını belirtti. 27.08.2009 İSTANBUL
netgazete

''Akaydın'ın Romalı heykel merakı Batı karşısında yenilgiyi kabul etmenin bir tezahürüdür''
27 Ocak 2012



HAS Parti Antalya İl Başkanı Ali Aktaş, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Atatürk Caddesi'ne yerleştirilen Romalı heykellere, CHP logosu bulunan ''fahri üye'' yazılı kart astı.

Romalı heykellerin yerine Selçuklu, Osmanlı ya da Yörük figürünü yansıtan heykellerin konulması gerektiğini söyleyen Aktaş, ''Antalya'nın çeşitli zenginliklerine saygı duyuyoruz. Ancak olaya şehrin kimliği açısından bakıyorum. Antalya'nın İslam şehri kimliğinin korunması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Akaydın'ın Romalı heykel merakı Batı karşısında yenilgiyi kabul etmenin bir tezahürüdür'' dedi.
http://www.gundemantalya.com/

Haydar Aliyev'in heykelini kaldırdılar!
26 Ocak 2013
Mexico'da tartışmalara neden olan heykelin başka bir yere konulacağı belirtildi.



Meksika'nın başkenti Mexico City'de tartışmalara neden olan eski Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in heykelinin yeri değiştirilmek üzere kaldırıldığı bildirildi.

Mexico City Belediyesi yetkilileri, şehrin en ünlü caddelerinden Paseo de la Reforma'daki bir parktan sökülen heykelin, nereye dikileceği konusunda Azerbaycan'ın Meksika Büyükelçiliği'yle görüşüldüğünü belirtti.

Azerbaycan Hükümeti tarafından 5 milyon dolara mal edilen, Meksika-Azerbaycan Dostluk Parkı'ndaki Haydar Aliyev'in bacak bacak üstüne atmış şekilde karşıya bakan bronz heykeli, ülkede birçok gösteriye neden olmuştu.
TRT
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> KAFANA GÖRE TAKIL Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com