EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Tarihin en ciddi gıda krizi patlamak üzere

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İKTİSADÎ HABERLER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pts Ağu 09, 2010 9:27 pm    Mesaj konusu: Tarihin en ciddi gıda krizi patlamak üzere Alıntıyla Cevap Gönder

Dünyanın bir yılda üretebildiği gıda 2 Ağustos’ta tükenecek
29/07/2017



Dünya’da bir senede üretilebilen gıda ve su kaynakları, önceki yıllarda ekim aylarında tükenirken, bu yıl 2 Ağustos itibarıyla tükenmiş olacak.

Dünya’da bir senede üretilebilen kaynaklar 1970’li yıllardan beri her sene daha da erken tükeniyor.

Kaynak tüketimini her yıl inceleyen Global Footprint Network sivil toplum kuruluşu, bu yıl insanların, dünyanın verebileceği doğal kaynakların 1.7 katını tüketeceğini belirterek, bu şekilde devam edildiği takdirde 2050 senesinde kullanılacak yaşam kaynakları için ikinci bir dünyanın gerektiğini ifade etti.

Dünyanın bir yılda verebildiği doğal kaynaklar 1970’te 23 Aralık tarihinde tüketilirken, günümüze gelindiğinde bu tarih giderek daha da öne geldi. Bu yıl kaynaklar 2 Ağustos itibarıyla tükenmiş olacak.
Diken

Tarihin en ciddi gıda krizi patlamak üzere
20 Temmuz 2012

Hürriyet'in haberi:

Dünya yeni bir gıda krizine hazırlanıyor

ABD'de son 50 yılda görülen en şiddetli kuraklık mısır ve soya fasulyesi fiyatlarının tavan yapmasına neden olurken, tarihin en ciddi gıda krizinin yaklaştığı ifade edildi.

Mısır ve soya fasulyesinin fiyatları 2007-2008 krizinde 30’dan fazla ülkede son yılların en yüksek rakamlarına çıkmıştı. Bu emtiaların fiyatlarına o zamandan sonra yeni bir rekor görünmese de her iki ürünün de satış fiyatları son 5 haftada yüzde 50’nin üzerinde arttı.

Rakamlara bakıldığında Rusya’nın 2010’da hububat ihracatını yasaklamasından sonra görülen yüksek rakamların geçildiği görüldü.

Rusya’da 2010 yazında son yıllarda gördüğü en şiddetli kuraklıktan dolayı çıkan yangınlardan tarım alanları yanmış ve dünyanın en büyük buğday ihracatçısı olan ülke, bu emtianın ihracatını yasaklamıştı.
Buğday fiyatları o tarihte rekor kırmıştı.

FİYATLAR İKİ KATINDAN FAZLASINA ÇIKTI

Dünyanın mısır , soya fasulyesi ve buğday ihracatının yüzde 50’sinden fazlasının yapıldığı ABD ’deki kuraklığın kendi sınırlarını aşması ve Çin ve Mısır ’a kadar da ulaşması bekleniyor.

Borsada tarım ürünlerine yönelik yatırımlara danışmanlık yapan bir üst düzey bir uzman, “30 yılı aşkın bir süredir bu işin içindeyim ama bu kuraklık ve arz ve talep sorunu bu zamana kadar gördüğüm en ciddi problemlerden biri. 2007-2008 krizinde bile gıda kanalında bu kadar ciddi bir sıkıntı görmemiştim” diye konuştu.

Rabobank’ın küresel stratejistlerinden David Nelson, “Bugün ABD ’deki hububat sorunu gerçek bir felaket. 2008’deki fiyat artışları bir ölçüde spekülatif söylemlerin etkisinde de kalmıştı” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Organizasyonu Genel Sekreteri José Graziano da Silva, Financial Times gazetesine yaptığı açıklamada, “Gıda fiyatlarında son zamanlarda görülen yükselişten tedirginim. Bu durumun gelirinin yüzde 75’inden fazlasını gıdaya harcayan fakir kesimine etkisi beni korkutuyor” dedi.

AYAKLANMALAR ÇIKMIŞTI

2007-2008 yılındaki ekonomik kriz nedeniyle baş gösteren gıda fiyatları yükselişi, Bangladeş ve Haiti gibi Uzakdoğu ülkelerinde ayaklanmaların yaşanmasına neden olmuştu.
O tarihte açlık sınırının altındaki insan sayısı tüm dünyada 1 milyarı geçmişti.
Kaynak Hürriyet

Küresel gıda fiyatlarında ani yükseliş
9 AĞUSTOS 2012



Küresel gıda fiyatları Temmuz ayında kötü hava koşulları nedeniyle keskin şekilde yükseldi.
Fiyat artışı, 2007-2008 yıllarında görülen ve yoksul ülkeleri vuran gıda krizinin tekrarlanabileceği kaygılarını artırdı.

Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Tarım ve Gıda Örgütü'ne (FAO) göre Brezilya'daki zamansız yağışlar ve ABD'deki kuraklıkla Rusya'da üretimde yaşanan sıkıntılar gıda fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

Örgüte göre gıda fiyatları üç ay art arda düştükten sonra Temmuz'da yüzde altı oranında arttı.

Örgütün gıda fiyatları endeksine temel olan sepetinde kahvaltılık gevrek, yağlı tohumlar, süt ürünleri et ve şeker gibi ürünler bulunuyor.

Yükselişe rağmen endeks, Şubat 2011'deki zirve değerinin hala çok altında.

Merkezi Roma'da bulunan örgüt, normalde bu rakamları yayımlamıyor.

Ancak FAO ani hava değişimlerinden etkilenen olağanüstü piyasa koşulları nedeniyle bu rakamları yayımlama kararı aldığını açıkladı.

Temmuz'da kahvaltılık gevrek fiyatları bir önceki aydakine kıyasla yüzde 17, şeker fiyatları da yüzde 12 oranında arttı.
Aşırı yağışlar dünyanın en büyük şeker kamışı üreticisi Brezilya'da hasadı olumsuz etkiledi.

Hindistan'da muson yağmurlarının gecikmesi ve Avustralya'da yağışların yetersiz olması da fiyatların yükselmesinde etkili oldu.

Amerika Birleşik Devletleri'nde görülen kuraklık da Temmuz'da mısır fiyatlarının yüzde 33 artmasına yol açtı.
BBCT

Dünya buğday fiyatları artıyor

Uluslararası Hububat konseyi (IGC) Fiyat İndeksi'ne göre, dünya buğday fiyatları son bir ayda yüzde 16,2 ve bir yılda ise yüzde 6,9 arttı.AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, küresel hububat ve yağlı tohumlar piyasalarındaki son yıllarda artan düzensizlikler nedeniyle IGC, daha zamanlı ve güncel bilgi ihtiyacını karşılamak amacıyla 2011 Kasım ayında günlük Hububat ve Yağlı Tohumlar İndeksi'ni (IGC GOI) başlattı. 29.07.2012 BALIKESİR netgazete

'Milyonlarca insan aç kalacak'
24 OCAK 2011

Dünya gıda üretimi üzerine yapılan en kapsamlı araştırma, radikal değişiklikler olmazsa önümüzdeki on yıllarda aç insanlara milyonlarca kişinin daha katılacağını ortaya koydu.

İngiltere hükümetinin yaptırdığı Gıda Üretiminin Geleceği Raporu bugün Londra'da dünya kamuoyuna açıklanacak.
35 ülkeden 400 bilim adamının iki yıllık emeğinin ürünü olan rapor şimdiye kadar bu alanda yapılan çalışmaların en kapsamlısı.
Rapor dünya gıda üretimindeki mevcut sistemin başarısız olduğunu savunuyor.
Bunun temel sebebi, dünya nüfusu hızla artarken gıda üretiminin düşmesi.
Radikal değişiklikler yapılmazsa, aç insanlara milyonlarca kişinin daha katılacağı belirtiliyor.
Rapora göre artan nüfusu besleyebilmek için gıda üretiminin önümüzdeki 40 yılda ikiye katlanması gerekiyor.
Bilim adamları bu 40 yıllık dönemde, sadece nüfus artışının değil, iklim değişikliği, su, toprak ve enerji açığının da gıda üretimi üzerinde baskı oluşturacağına dikkat çekiyor.
Raporun gıda üretiminin arttırılması yolundaki uluslararası çabalara hız vermesi umuluyor. BBC

Küresel Savaş Çıkaracak Gıdalar
04 Eylül 2010

Bu gıdalar küresel savaş çıkarır! Küresel ısınma gıdayı etkili bir koz haline getirdi. Tarımsal üretimi güçlü olan ülkelerin küçük bir hareketi bütün ülkeleri etkiliyor. Bazı ülkelerde gıda isyanları başladı
Gıda tüm dünyada bir silaha dönüşüyor. Temel gıdaların üretiminde söz sahibi olan ülkelerin en küçük bir hareketi, tüm dünyayı etkiliyor. Bu güç giderek tehlikeli bir boyuta erişince Dünya Gıda Örgütü (FAO) de harekete geçti ve buğday, pirinç gibi temel gıdaları üreten ülkelere acltoplantı çağrısı yaptı. Ekonomistler ise giderek daha sıklaşan bir biçimde 2007-2008 yıllarına gönderme yaparak bir ‘gıda krizi’ olasılığına dikkat çekiyor. Gıda zengini ülkeler de ellerindeki ürün üzerinden, aldıkları kararla sıkıntının daha uzun vadeli olacağı endişeleri yaratıyor.

Gıda ürünleri ülkeler için ‘varlıkta da yoklukta da’ adeta bir silah gibi kullanılıyor. Rusya ‘elinde bulunmayan’ buğday ile tüm dünya emtia piyasasını son üç aydır yönetirken, en büyük tüketici Çin alım yapmama tehditleri savuruyor, Avrupa Birliği korumacı önlemleri tartışıyor, Asya ve Ortadoğu ülkeleri gelişen orta sınıfının ihtiyaçlarına paralel olarak et talebini giderek arttırıyor, Mozambik’te binlerce insan zamlara karşı ayaklanıyor.

Günden güne artan gıda sıkıntıları zincirinin son halkası yine Moskova’dan gelen haber ile tetiklendi. Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Rusya’nın tahıl ürünleri ihracatına yönelik getirdiği yasağı, gelecek yıl hasadın yapılacağı döneme kadar uzattı. Putin, Rus televizyonlarından yayımlanan açıklamasında, tahıl ürünleri ihracatına yönelik yasağın, sadece 2011 yılındaki ekinlerin toplanmasıyla ortaya çıkacak sonuca göre kalkabileceğini söyledi.

Rusya’da haziran ayının ortalarından ağustos ayının ortasına kadar devam eden sıcak hava dalgası yüzünden çıkan yangın ve meydana gelen kuraklık yüzünden, buğday üretiminde ciddi bir düşüş yaşanmıştı. 90-95 milyon ton civarında mahsul bekleyen Rusya’nın, bu yıl ancak 60-65 milyon ton ürün elde edeceği tahmin edilirken, Putin önlem olarak tahıl ürünleri ihracatını geçici olarak, 15 Ağustos’tan itibaren yasaklamıştı.

FAO ‘acil’ toplanacak

Putin’in buğday fiyatlarını yeniden zıplatan açıklaması Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü’nü (FAO) harekete geçmeye zorladı. Örgüt genel olarak gıdada özel olarak ise buğday piyasasındaki sıkıntıları konuşmak için ‘acil’ toplantı çağrısı yaptığını duyurdu. FAO’nun Roma’daki temsilcilerinden Abdulrıza Abbassian, “Bu oldukça ciddi bir durum. Rusya’nın iki yıl boyunca ihracat yapmayacak olması, rahatsızlık yaratabilir” dedi.
Uzmanlara göre gıda alanındaki sıkıntıların önemli bir diğer nedeni ise finansallaşma. Son 10 yılda artan bir biçimde piyasa oyuncularının insafına bırakılan tarımsal emtia ürünleri, pek çok zaman fiziki nedenlerden bağımsız olarak fiyat artışlarının kurbanı oldu.

Ayaklanmalardan korkuluyor
Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü eski yöneticisi Joachim von Braun Financial Times gazetesine yazdığı makalesinde gıdanın finansallaşması ile ilgili sıkıntıların acilen kontrol altına alınması gerektiğini söyleyerek şu uyarıda bulunuyordu: “Bu nedenle şimdi ulusal hükümetlerin önlem alması ve bunun uluslararası bir düzeyde sonuçlara bağlanması için gerekli önlemlerin farkına varmalıyız. Gıda fiyatlarındaki oynaklığa çözüm ancak bunun global anlamda düşünülmesi ile mümkün olabilir. Pazarın kurumsal ihtiyaçlarını düzenleyecek şekilde saydam ve uygulanabilir bir açık ticaretin teminatını sağlamak bu durumda bir elzem. Gıda emtia ürünlerinde aşırı spekülasyon mutlaka frenlenmeli.”

Tüm bu gelişmelerin 2007-2008 gıda krizi ile benzerlikler taşıması ekonomistleri korkutuyor. Özellikle Mozambik’te yaşananlar bu kaygıları giderek güçlendiriyor. Hükümetin ekmek fiyatlarını yüzde 30 arttırma kararı almasından sonra, Mozambik’in başkenti Mabuto’da bir ayaklanma başlamış ve 280 kişi yaralanmıştı. Fiyat artışını protesto etmek amacıyla toplanan ve lastik yakıp, gıda depolarını yağmalayan binlerce kişiye polis ateş açmıştı. 2007-2008 döneminde, gıda sektöründe son 30 yılda görülen en ağır kıtlık yaşanmıştı.

Küresel politikalar ile aşılabilir

Dünya gündemine ‘ülkelerin gıda savaşı’ gibi yansıyan bu duruma karşı ise yapılacakları yine Braun şöyle özetliyor: “Sonuç olarak, tarım ve gıda için, küresel bir politikanın omurgasının kurulması için harekete geçmek bir zorunluluktur. Şu andaki sistem sorumluluklar, etkililik ve inovasyon boyutlarında eksik kalmıştır. Yaklaşan G-20 zirvesi ve Birleşmiş Milletler Konferansı’nın milenyum hedefleri içinde gıda ve beslenme güvenliği konusu belirgin bir şekilde işlenmelidir. İki yapı G-8’in bitmemiş olarak bıraktığı bu konunun takipçisi olmalıdır.” aktifhaber

Tahıl Krizi Büyüyor
09 Ağustos 2010
Rusya'daki durum beklenenden daha kötü, bu durumun dünyayı nasıl etkileyeceği belirsiz
Rusya Başbakanı Vladimir Putin, daha önce 90 milyon ton olarak açıklanan 2010 yılı tahıl üretiminin 60-65 milyon ton civarında olacağını söyledi.

Putin, bazı bakanlarla yaptığı toplantıda, Tarım Bakanlığı'nın tahminlerine göre tahıl üretiminin bu yıl 60-65 milyon ton civarında olacağını belirterek, ''iyimser senaryolara'' göre 60 milyon ton tahılın tüm iç ihtiyacı karşılayacak miktarda olduğunu söyledi.

Putin, Tarım Müdahale Fonu'nda 9,5 milyon ton ve geçen yıldan da 21 milyon ton tahılın bulduğunu kaydetti.

Yılda yaklaşık 90 milyon ton tahıl üreten Rusya, bunun yaklaşık 20 milyon tonunu ihraç ediyordu. Ancak aşırı sıcak geçen havaların yol açtığı kuraklık yüzünden Rusya 15 Ağustos-31 Aralık tarihleri arasında tahıl ve tahıl ürünleri ihracatını geçici olarak iptal etmişti.

Rusya'nın önde gelen tarım analiz şirketinden yapılan açıklamada, hükümetin tahıl ve tahıl ürünlerine yönelik yasağı uzatabileceği belirtilerek, Rusya'nın gelecek yılki buğday ihracatını 10-11 milyon tondan 3 milyon tona kadar indirebileceği kaydedildi.

Açıklamada, geçen yıl 61,7 milyon ton olan Rus beyaz buğdayı üretiminin bu yıl 43 milyon tona kadar inebileceği ifade edildi.
aktifhaber

Sıcaklar Rusya'da buğday fiyatını % 70 artırdı

Yılda 60-70 milyon ton buğday üretimi ile dünyanın en büyük 4. buğday üreticisi olan Rusya'daki aşırı sıcaklar nedeniyle her yıl yapılan 15 milyon ton buğday ihracatının yasaklamasının ardından, dünya piyasalarında 1 tonu 180 dolar olan buğdayın fiyatının 310 dolara çıkarak yüzde 70 arttığı, Türkiye'de de kilogramı 48 kuruş olan buğdayın 70 kuruşa kadar çıktığı bildirildi. 11.08.2010 ADANA netgazete

Ukrayna'da Sıcaklar Tahıl İhracatını Vurdu
14 Ağustos 2010
Dünyanın bir numaralı arpa ve altıncı büyük buğday ihracatçısı Ukrayna'yı aşırı sıcakların neden olduğu kuraklık vurdu.
Dünyanın bir numaralı arpa ve altıncı büyük buğday ihracatçısı Ukrayna'yı aşırı sıcakların neden olduğu kuraklık vurdu. Ukrayna Ziraat Odaları Genel Müdür Yardımcısı Aleksandr Jemoyda, bu yıl yaklaşık 45 milyon ton buğday hasat etmeyi bekleyen ülkenin kuraklık nedeniyle 5 milyon tonluk kayıpla karşı karşıya kalabileceğini savundu.
Jemoyda konuyla ilgili açıklamasında, doğa olaylarını tahmin etmenin güçlüğüne işaret ederken Ukrayna'nın birkaç yıldır doğa hadislerinin tesiri altında kaldığını vurguladı. Ukrayna'nın hâlihazırda kıtlığı ve bolluğu yönetemediğini öne süren Aleksandr Jemoyda; "Kuraklık olduğunda da sorun var fazla ürün aldığımızda da sorun var." dedi.

Uzmanlar bu yıl buğdayda yaşanan rekolte düşüşü nedeniyle iç piyasada ekmek fiyatlarının artabileceğini piyasada yeni buğday fiyatların belirlenmesi için zaman gerekeceğini ifade etti.

Kuraklık nedeniyle buğday rekoltesi düşen ülkenin önümüzdeki günlerde buğday ihracatına kota koyması bekleniyor. Ukrayna'nın bu yıl hububat hasadının 40-42 milyon tonu bulabileceği belirtiliyor. Bu miktar geçen yıla göre yüzde 13 daha az. Ukrayna'nın ihtiyacı ise 26 milyon tonu buluyor.
aktifhaber

Rusya'da tahıl üretiminde % 38 düşüş olabilir
24 Ağustos 2010
Rusya'nın bu yılki tahıl ürünleri üretiminde yüzde 38 oranında bir düşüş olabileceği ancak ülkenin rezervlerinin bu açığı kapatmak için yeterli olduğu bildirildi.
Rusya Tarım Bakan Yardımcısı Aleksandır Petrikov yaptığı açıklamada, Rusya'nın 19 Ağustos'a kadar 40,3 milyon ton hasat gerçekleştiğini belirterek, bu miktarın ekili alanların yüzde 48'ini oluşturan 19,3 milyon hektarlık alandan elde edildiğini söyledi.
Petrikov, Rusya'nın ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli tahı lı olduğunu belirterek, "Rusya'nın iç ihtiyacının 77 milyon ton olduğunu belirtmeliyim. İç stoklarda yaklaşık 32,5 milyon ton ürün var ve bu yıl elde edilecek ürünle de iç ihtiyacımızdan fazlasına bile sahip olacağız" dedi.
Tarım Bakanlığı'nın bu yıl elde edilecek ürün tahminine de değinen Petrikov, bakanlığın bu yıl için iyimser tahıl üretimi tahmininin 65-67 milyon ton olduğunu kötümser senaryosunun da 60 milyon ton olduğunu kaydetti.
Rusya'nın gelecek yıl kış ayında ekim için 11-12 milyon ton tahıl ayırması gerekirken, analistler, yetkililerin açıklamasının aksine dünyanın en büyük ihracatçılarından olan Rusya'nın bu yıl Kazakistan ve Ukrayna'dan tahıl ürünleri ithal edebileceğini ileri sürdüler.
Tataristan Cumhuriyeti Belarus'tan 500 bin ton tahıl ürünü ithalatı talebinde bulunurken, Belarus'un Tataristan'ın bu talebine temkinli yaklaştığı bildirildi.
Belarus Tarım Bakanı Mihail Rusi gazetecilere yaptığı açıklamada, geçen yıla kıyasla bu yıl daha düşük ürün beklediklerini belirterek, "Bu tip talepler varsa inceleriz. Tohumluk olarak 100 bin veya 200 bin ton verebiliriz" dedi. netgazete

Küresel sermaye artık silahtan gıdaya kayıyor
20 Eylül 2010
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, küresel sermayenin artık silahtan gıdaya kaymaya başladığını söyledi.

Dünyada sektörel durum takip edildiğinde gıdanın önemli ve öncelikli bir sektör olduğunu belirten TZOB Genel Başkanı Bayraktar, küresel sermayenin yatırımı gıdaya yaptığını ve spekülasyonların fazlalaştığını bildirdi.

Dünyada buğday fiyatları yüksek ve üretim yeterli olmayınca küresel sermayenin buğdaya oynadığını belirten Bayraktar, "Küresel sermaye buğdayı stokluyor ve piyasayı yükseltiyor. Gıda güvencesini sağlayamayan birçok ülkede bundan sonra iktidarların işi çok zor olacak. Anlamayanlar bunu yaşayacak. Geçenlerde buğday birçok ülkeyi karıştırdı. Sosyal hadiselere sebebiyet veriyor. O zaman dünyada gıda sektörü önemli olduğuna göre Türkiye bunu ya ıskalayacak ya da fırsata çevirecek." dedi.

Afyonkarahisar Ziraat Odalarının İkbal Termal Otel'de düzenlenen 9. İl Koordinasyon Kurulu toplantısının basına açık olan bölümünde konuşan Bayraktar, dünyanın tarım sektörü açısından farklı bir notaya doğru gitmeye başladığını söyledi.

Türkiye'nin bunu çok iyi izlemesi gerektiğinin altını çizen Bayraktar, "Türkiye bu gidişata kayıtsız kalamaz veya bu gidişatı es geçmesi mümkün değil. Dünyada tarım önemle sektör haline geldi ama şimdi dünyadaki gelişmelerin ve uluslararası kuruluşların aldığı birçok karar bizi çok yakından ilgilendiriyor. Bunlar, Dünya Ticaret Örgütü'nün kararları ve Avrupa Birliği (AB) süreci. 15 sene sonra bu ülkede gümrükler kalkacak. Türkiye'de şimdi kimse bunları konuşmuyor. 10 sene sonrası hesap edilmeli. 10 sene sonra bu çiftçinin hali ne olacak? Verimliği yakalamayan ülkelerin et üretmesi, süt üretmesi, buğday üretmesi, mısır üretmesi mümkün olmayacaktır." diye konuştu.

Ziraat Odası olarak Tarım Bakanlığı'nın yaptığı bir çok şeyi almak zorunda olduklarına değinen Bayraktar, "Çiftçi eğitimi, yayıncılık, enformasyon hatta çiftçi kayıt sistemine talibiz. Bunları almamız lazım. Bunları biz yapacağız. Gelişen ülkelerde meslek kuruluşları fevkalade güçlü ve meslek kuruluşları bu hizmeti veriyor. Ama biz meslek kuruluşlarını Türkiye'de güçlü hala getirmediğimiz için her şeyi tarım teşkilatına bırakmışız, tarım teşkilatının da tek başına bu işlerin altından kalkması mümkün değil. Biz bunlara da talibiz. Ama çiftçinin burada anahtar kelimesi 'verimlilik' olduğuna göre çiftçinin verimliliği yakalaması konusunda ziraat odaları artık çiftçinin önüne projelerle çıkacak." dedi.

Laboratuarların bunun bir ayağı olduğunu dile getiren Bayraktar, "Türkiye'de laboratuar kuruyoruz, 'Ya arkadaş, benim buğdayım para etmiyor, gitmiş ziraat odası laboratuar kuruyor' diyor. Anlamıyor. Anlamaması gayet normaldir. Siz izah edeceksiniz. Türkiye'de yetersiz ve yanlış gübre kullanmaktan 10 milyar dolar ekonomik kaybımız var. Biz bunu ekonomiye kazandırmaya çalışıyoruz. Bu çiftçinin cebine para girmesi demektir. Şimdi bakın bunları yapacağız. Çiftçi eğitimine önem vereceğiz. Halen çiftçimizin eğitim noktasında problemi var. Ziraat odaları olarak bizim görevimiz bu. Başkasından beklemeyelim bunu. Tarım Bakanlığı ile araştırma enstitülerini çiftçi eğitim merkezi haline getirdik. Çiftçilerimizi oraya taşıyoruz. Uzmanlar eğitim veriyorlar. Sertifikaları da gidiyoruz Tarım Bakanlığı ile beraber veriyoruz. Bunu Türkiye'nin her tarafında yaygınlaştırmaya başladk." şeklinde konuştu.
habertaraf

Etten sonra buğday krizi kapıda
25 Aralık 2010
Türkiye Tarım Federasyonu başkanı Ziraat Mühendisi Halil Polat Türkiye’de öngörüye göre plan yapılmadığını dile getirerek “ 2013 yılında buğday krizi kapıda. Buğday’ın fiyatı çok yükselecek.” diye konuştu.

Şanlıurfa’da basın mensupları ile bir araya gelen Halil Polat, Türkiye’nin henüz tarım politikasının olmadığını iddia etti.

Çiftçilere destek projelerinin anlatılmadığını vurgulayan Halil Polat “Tarım projelerinden çiftçiler yeterince yararlanamıyor. Bu projeler 7 ilde uygulanıyor. Pilot bölge seçilen Şanlıurfa’da, hayvan gübresi, yeşil gübre, organik gübre veya kompos gübre tarlalara uygulanırsa tarla sahibine dekar başına 135 lira destek veriliyor. Geçen sene bu uygulama yapılmadığı için bu 7 ile ayırılan 3 milyon TL para geri gitmiş.” diyerek sözlerini sürdürdü.

Tarımsal Danışmanlık Projesi kapsamında; kuruda 150-sulu 50 dekar toprağı olan çiftçiye, 10 dekar bahçesi olana ya da 50 küçükbaş ile 20 büyükbaş hayvanı olan hayvancıya yıllık danışmanlık ücreti veriliyor. Bu danışmanlığı kursa giderek danışmanlık sertifikası almış olan Ziraat mühendisleri, ziraat teknikerleri veya veterinerler verebilir. Geçen sene bu ücret 250 liraydı. Bu sene 500 lira ve seneye 660 lira olacak. Ama Türkiye de bundan istifade eden kişi sayısı toplamın %2’si kadarıdır. Şanlıurfa’da bu fırsattan toplamda ancak 100 kişi istifade etmiş. Bu işin başında olan kişi yani proje mimarı Şanlıurfalı olan Habib Çadırcı olmasına rağmen Şanlıurfalılar bu projeden istifade edemedi. Bu tür projeler çiftçiye anlatılamıyor ve geri dönüyor. Bizim amacımız AB, KOSGEB ve KÖYDES gibi destekli projeleri çiftçiye anlatarak yararlanmasını sağlamaktır.” dedi.

ET FİYATLARININ ARTACAĞINI 2005 YILINDA BELLİYDİ BUĞDAY KRİZİ KAPIDA

Türkiye’nin Ortadoğu, Asya ve Avrupa’nın birleştiği bir toprak olarak çok şanslı olduğunu vurgulayan TADEF başkanı Polat “Ülkemizde 500 milyon insana yetebilecek kadar tarım arazisi var. Ama bu ülke yanlış uygulamalar ile pirinç, mercimek, et ve domates gibi gıdalarda kriz yaşadı. 2005 yılında Tarım Bakanlığına bir rapor sunarak 2008 yılında ülkede bir et sıkıntısı yaşanabileceğini belirtmiştim. Yıllar içindeki hayvan azalmalarına rağmen tedbir alınmadı. Hayvancılığı bu noktaya getiren terör dolayısı ile yaylaların kapatılması ile köylerdeki meraların yetmemesi, yeme maddi gücün yetmemesi ve yanlış sulama yapılması ile hayvancılıktan uzaklaşılarak tarıma yönelmeleridir. Türkiye de nüfus artarken hayvan sayısı azalmaktadır.” diye konuştu.

PAMUK FİYATLARI YÜKSELMEYE DEVAM EDECEK

Türkiye’de bürokratik engellerden dolayı verilere göre plan yapılmadığını belirten Polat “Verilere göre 2013 yılında buğday krizi yaşanacak. Çünkü nüfus artarken buğday rezervi aynı kalmakta buna bağlı olarak kişi başına düşen buğday miktarı 1990 yılında 354 kilo iken 2001 yılında 309, 2009 yılında ise 283 kilo olmuştur. Yani her sene azalmaktadır. Tedbir alınmazsa 2013 yılında büyük bir buğday krizi yaşanacaktır. Pamuk fiyatlarının da önümüzdeki sene yükseleceği öngörüsündeyiz. Pamukta Çin, Hindistan ve Pakistan önemli 3 pamuk kullanıcısı ülkedir. Çin kotayı iki katına çıkarınca dünya piyasasındaki pamuğu çekecektir. Bu yüzden pamuk fiyatlarıda yükselecektir. Hiç kimsenin dikkatini çekmeyen Avustralya’daki çekirge popülâsyonu buğdayda krize yol açacak ve buğday fiyatıda yükselecektir.

Bizim kriterlerimize göre Türkiye de sulanabilir arazi 27 milyon hektar civarındadır. DSİ’nin çıkarmış olduğu 8.5 milyon hektarla sınırlı değildir. Biz Eskişehir’de “Birinci Ulusal Toprak ve Su Kaynakları Kongresi”’ni düzenledik. Burada 12 adet profesöre sorduk. DSİ’nin belirlediği bu rakam neye dayanıyor dedik. Onlar yağmurlama sulama tekniğinin hesaba katılmadığını belirttiler. Oysaki yağmurlama sulama ile eğimli arazilerde rahatlıkla sulanabilir. Bu durumda ülkedeki sulanabilir arazi alanının revize edilmesi gerekmektedir. Biz bunu Devlet Su İşleri’ne bildirdik ve onlarda bu rakamı 25 milyon hektara çıkardılar. Eğer Türkiye’de öngörülere bağlı olarak çalışmalar yapılırsa 500 milyon insana yetecek kadar potansiyel vardır. Dışarıdan mercimek ya da buğday ithal etmemize gerek yoktur. Patates ve soğan gibi sebzelerdede bir sene tavan bir sene taban olmaktadır. Türkiye’dede birçok ülkede olduğu gibi Tarım politikası hükümet politikası olmaktan çıkarılıp devlet politikası haline getirilmelidir. Böylece he hükümet bunu kendi lehine çekemez. Oysaki bizim tarım potansiyelimiz dışarıya karşı bir politik baskı olarak kullanılabilecekken biz dışarıdan ithal tarım ürünleri getiriyoruz.

Pamuk tüketimimiz yıllarca 1.5 milyon ton olarak seyretmiştir. Ama tekstil sanayimiz geliştikçe pamuk ihtiyacımız artmıştır. Pamuk ekim alanın yıllar itibarı ile düşmüştür. Buda tedbir alınmadığın takdirde pamukta bir sıkıntı yaşanabileceğini göstermektedir." dedi. haber10

Gıda fiyatları zirve yaptı, dünya sancılı
13 OCAK 2011

Birleşmiş Milletler'in yayımladığı yeni veriler, gıda fiyatlarının tüm zamanların en yüksek düzeyinde olduğunu ortaya koydu.
Şeker, hububat, yağ ve et ürünlerinden oluşan bir sepeti yansıtan gıda endeksi Aralık ayında 214,7 puana yükselerek yeni bir rekor kırdı.

Fiyatlar, 2008 yılında pek çok ülkede gösteriler düzenlendiği günlerde bile bu kadar yükselmemişti.
O tarihte endeks, 213,5 puanı gördü.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), dünyanın bir diğer gıda krizinin ortasında olmadığını belirtiyor.
Ancak Cezayir ve Tunus'ta son günlerde yaşanan gösterilerde de gıda fiyatlarına tepki gösterilmesi, yetkililerin dikkatlerini bu alana çekiyor.
Dahası, petrol fiyatları da son iki yılın en yüksek seviyesinde. BBC

FAO: Dünya çapında gıda fiyatları yükseliyor

3 ŞUBAT 2011

Bir alışveriş sepetindeki temel gıda maddelerinin toptan fiyatını esas alan FAO Gıda Fiyatları Endeksi, Aralık'a göre yüzde 3,4 artış kaydererek ortalama 231 puana çıktı.

Gıda Fiyatları Endeksi 7 aydır sürekli yükseliyor.

FAO'da görevli ekonomist Abdülrıza Abbasyan, önümüzdeki aylarda da gıda fiyatlarındaki artışın sürmesinin beklendiğini kaydetti.
Gıda Fiyatları Endeksi, FAO'nun ölçümlere başladığı 1990 yılından bu yanaki en yüksek düzeye çıkmış durumda. Endeks, Kamerun, Haiti ve Mısır gibi ülkelerde, artan gıda fiyatları yüzünden şiddetli gösterilerin yaşandığı 2008 Haziran'ına kıyasla da, daha yüksek.
Ocak ayında Gıda Fiyatları Endeksi, et dışındaki her gıda maddesinde, artış kaydetti.
Önemli bir buğday üreticisi olan Avustralya'daki seller, buğday ve diğer tahılların fiyatlarını tırmandırırken, süt ve süt ürünlerinde özellikle yüksek bir artış gözlendi. Bunda, arz düşüşü ile Çin ve Hindistan gibi yükselen ekonomilere sahip ülkelerden gelen talebin artması rol oynadı.
Pirinç fiyatlarıysa, birçok ülkede hasat dönemi olması yüzünden, bir miktar düştü.
Avrupa'da büyük miktarlarda hayvan yeminde zehirlenme olduğu saptanması ardından fiyatların düşmesine rağmen, Et Fiyatları Endeksi 166 puanda seyretmeye devam etti. Bunun ardında, Brezilya ve ABD'de et fiyatlarının biraz artması yatıyor.
Şeker fiyatları da, arzdaki kısıtlılık yüzünden yüksek seyretmeye devam etti.
Siyasi huzursuzluklar
Cezayir ve Tunus'ta başlayarak Mısır ve Ürdün'e sıçrayan hükümet aleyhtarı gösterilerin ardındaki nedenlerden biri, yükselen gıda fiyatları.
Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, dünya liderlerin, gıda fiyatlarındaki gelişmelere öncelik vermeye çağırdı ve inip çıkan fiyatların yarattığı soruna çare üretilmesini istedi.
Zoellick, "yiyecek fiyatları dahil, her alanda ve geniş çaplı olarak fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalacağız." dedi. BBC

Rusya'yı vurdu sıra Çin'de!
12 Şubat 2011

Geçen yıl Eylül ayında Rusya'nın tahıl ürünleri ihracat yasağını uzatmasının ardından bu kez de Çin'in tahıl ambarı Şandong eyaletindeki kuraklık, buğday üretimini tehdit ediyor.

Geçen yıl haziran ayının ortalarından ağustos ayının ortasına kadar devam eden sıcak hava dalgası yüzünden çıkan yangın ve meydana gelen kuraklık sonucu buğday üretiminde ciddi düşüş yaşayan Rusya, tahıl ürünleri ihracatına yönelik getirdiği yasağı 2011'e uzatma kararı almış, ve bu karar dünya buğday üretimini ve fiyatlarını olumsuz etkilemişti.

Rusya'dan sonra bu kez de Çin'in doğusunda bulunan, ülkenin en büyük tahıl üreticilerinden Şandong eyaletinde etkili olan son 200 yılın en sert kuraklığı buğdayda sıkıntıları yeniden artırdı.

Çin'de kuraklığın etkisini en aza indirgemek için sıkı önlemler getirilirken, Çin Tarım Bakanlığı, ülkede özellikle sekiz bölge ve eyalette etkili olan kuraklığın bahar aylarında da sürebileceği uyarısında bulundu.

Konya Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Uğur Kaleli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çin'in yüzde 17'lik payla dünyanın en çok buğday tüketen ülkesi olduğunu söyledi.

''DÜNYA ŞİMDİYE KADAR BÖYLE BİR DURUMLA KARŞILAŞMADI''

Çin'de yaşanan kuraklığın dünya buğday üretimini ve fiyatlarını doğrudan etkileyeceğini ifade eden Kaleli, kuraklığın devam etmesi ihtimali ve Çin'in buğday ithalatını artırma kararı alma olasılığının bile buğday fiyatlarını yükselttiğini belirtti.

Buğday fiyatlarının son 6 ayda küresel ısınmanın yol açtığı kuraklık ve aşırı yağış gibi nedenlerle neredeyse iki kat arttığına dikkati çeken Kaleli, ''Dünya şimdiye kadar böyle bir durumla hiç karşılaşmadı. Nitekim Çin'de yaşanan kuraklıkla birlikte bu ülkede buğdayın tonu 463 doları buldu.

Dünya piyasalarında ise 400 dolar civarında. Çin'in ithalatını artırma kararı alması durumunda bu fiyatların daha da artacağı beklenmektedir. Bu ilerisi için ciddi bir alarmdır'' dedi.

TÜRKİYE'DE DURUM

TMO'nun verilerine göre Türkiye'nin 2010/11 buğday üretiminin 19,5 milyon ton olarak öngörüldüğünü anlatan Kaleli, 2 milyon ton stokla birlikte toplam 21,5 milyon ton buğdayın 18 milyon ton olan tüketimimizi rahatlıkla karşılayacak düzeyde olduğunu vurguladı.

Kaleli, TMO'nun yerinde müdahaleleri ile de dünyadaki buğday fiyatlarında yaşanan sert yükselişlerden Türkiye'nin çok etkilenmediğini ancak fiyatlar üzerinde global krizin baskısını arttırdığını bildirdi.

Türkiye'nin üretim ve stok olarak zor durumda olmadığını dile getiren KTB Başkanı Kaleli, şunları kaydetti:

''Ancak bu durum fiyat yükselişini bir noktaya kadar tutabilir. Kriz bizi etkilemez iyimserliği yerine üreticilerimizin ve tüketicilerimizin zarar görmemesi için acil olarak harekete geçilmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede TMO'nun spekülatif hareketleri önleyecek tedbirlerine devam ederek, piyasayı regüle edebilecek düzeyde elinde kaliteli buğday bulundurması büyük önem taşımaktadır.

Tarım alanlarının amaç dışı kullanılmasının önüne geçilmeli, arazi toplulaştırmasına hız verilmelidir. Mevcut kaynaklarımızın en etkin şekilde kullanılarak, buğday verimliliği ve kalitesinin arttırılması, sulama ve Ar-Ge yatırımlarının hızla tamamlanması gerekmektedir.'' ekotrent

Günde 5 milyon ekmek çöpe gidiyor!
Türkiye Fırıncılar Federasyonu yaptığı açıklamada ekmek zammına ilişkin soruları da yanıtladı
15 Haziran 2011

Türkiye Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanı Halil İbrahim Balcı, "Şu anda gündemimizde ekmeğin fiyatı yok" dedi.

GÜNDE 5 MİLYON EKMEK ÇÖPE GİDİYOR
Ekmek israfına da değinen Balcı, bir süre önce ''Ekmek İsrafını Önlemede Limitsizsiniz'' projesini başlattıklarını hatırlatarak, projenin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, TESK, TOBB ve bazı özel kuruluşlarca da desteklendiğini söyledi.

Balcı, şöyle devam etti: ''Ekmek israfına ilişkin yurt genelinde çeşitli araştırmalar yaptık. Türkiye'de günde 5 milyon ekmek çöpe gidiyor. Elde ettiğimiz sonuçlarda, tüketici olan halkın yaptığı israf kadar da fırınlarda israf ediliyor. Yani bu 5 milyonun yüzde 50'si de fırınlarda gerçekleşen israftır. Bunun da ana sebebi fırın enflasyonundan kaynaklanıyor. Üretici olan esnafımız, belli bir sayıda ekmek üretmek zorunda kalıyor, satılamayınca ekmek israf olarak kalıyor ve atılıyor. Bir kısmı hayvanlara yem olarak verilse de besiciler de ekmeği hayvanlara vermeyi doğru bulmuyor. Ekmeğin yağlanma yaptığından dolayı yem vermeyi tercih ediyorlar. Federasyonumuz bu konuyu işlemeye devam edecektir. Bizim için gerilemeyi veya durdurulmasını sağlarsak, bunu da bir başarı olarak kabul ediyoruz.''
habertürk
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İKTİSADÎ HABERLER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com