EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Mahmut Ustaosmanoğlu ve cemaati

 
Bu forum kilitlendi: mesaj gönderemez, cevap yazamaz ya da başlıkları değiştiremezsiniz   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> TASAVVUF
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cum Şub 19, 2010 12:20 am    Mesaj konusu: Mahmut Ustaosmanoğlu ve cemaati Alıntıyla Cevap Gönder

İsmailağa'da davanın kazananı belli oldu! Masum Bayraktar artık İsmailağa ismi kullanamayacak
22 Ocak 2018



İsmailağa cemaati, yıllardır cemaatin adını kullanarak televizyon ve dernekler kuran Masum Bayraktar’dan mahkeme kararı ile ismini geri aldı. Bayraktar, artık hiçbir mecrada İsmailağa ismini kullanamayacak. İsmailağa cemaatinin manevi önderlerinden Mahmut Ustaosmanoğlu'nun daha önce Masum Bayraktar ve Fatih Medreseleri ile ilgili açıklamaları bulunuyordu.

İsmailağa cemaati, yıllardır cemaatin adını kullanarak televizyon ve dernekler kuran Masum Bayraktar’dan mahkeme kararı ile ismini geri aldı.

İstanbul 1. Sınai ve Fikri Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17 Ocak tarihli kararında, özetle şunlar kaydedildi:

MASUM BAYRAKTAR 5 BİN LİRA TAZMİNAT ÖDEYECEK
“Davalının davacıya ait markayı izinsiz olarak ve markasal olarak kullandığı subut bulunduğundan davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, davacı şirkete ait ticari unvanın ticaret unvanından İsmailağa ibaresinin kaldırılmasına, unvan terkini yönündeki karar kesinleştiğinde ticaret sicil müdürlüğüne bildirimde bulunulmasına, somut olaya uygun görülen 5 bin lira manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, site içeriğinde keza TV yayını içeriğinde İsmailağa ibaresinin markasal olarak kullanıldığı subut bulmakla içeriklerin çıkartılmasına, mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesine karar verildi.”

USTAOSMANOĞLU AÇIKLAMA YAPMIŞTI
İsmailağa Cemaati'nin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu daha önce avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, Masum Bayraktar ile 'Fatih Medreseleri‘nin kendileri ile herhangi bir bağının olmadığını duyurmuştu.

Avukatının noter aracılığıyla Masum Bayraktar ve Fatih Medreseleri‘ne noter aracılığıyla gönderdiği ihtarnamede, "Müvekkilinin rızası dışında, isim ve namını kullanarak tüccar ve esnaftan para toplama, öğrenci kazandırma çalışmalarınıza son verin" denilmişti.

Açıklamada şu ifadelere yer verilmişti;

"Müvekkilim , şahsınızdan ve çalışmalarınızdan razı olmadığını daha önce çeşitli vesilelerle çevresine ve kamuoyuna bildirdiği gibi Fatih Medreseleri ismiyle yapılan iş ve işlemlerden de razı olmadığını çevresine ve kamuoyuna bildirmiştir"
Millî Gazete

İsmailağa’dan Hürriyet’e yalanlama: O televizyon bize bağlı değil
16 Ocak 2018-



İsmailağa Vakfı, Hürriyet’in “İsmailağa Cemaati Tv’sinde Atatürk’e Hakaret” başlıklı haberini yalanlayarak, bahsi geçen televizyon kanalı ile bir bağlantılarının olmadığını duyurdu.

Hürriyet’in internet sitesi, İsmailağa Vakfı’nın daha önce kendileri adına kamuoyu oluşturdukları ve bir takım ticari işler yaptıkları için ihtarname çektiği Masum Bayraktar’a bağlı Fatih Medreselerinin televizyon kanalına RTÜK tarafından verilen uyarı cezasını "İsmailağa Cemaati’ni televizyon kanalı" olarak haberleştirdi. Haber üzerine bir açıklama yayınlayan İsmailağa Vakfı, Atatürk’e hakaret edildiği gerekçesi ile uyarı cezası verilen FM TV’nin kendilerine ait olmadığını duyurdu.

İsmailağa Vakfı’nın internet sitesinden yapılan açıklama şöyle:

"Daha önce ihtarname çekildi"
"Haberde adı geçen FM Tv, câmiamıza ait değildir ve câmiamızın herhangi bir televizyon kanalı da bulunmamaktadır. İlgili televizyon kanalının bağlı bulunduğu İsmailağa Medya A.Ş. ve Fatih Medreseleri, Efendi Eğitim Kurumları gibi kuruluşların başında bulunan Masum Bayraktar, birtakım yanlış işleri sebebiyle üstadımız Mahmud Efendi Hazretleri tarafından vaktiyle câmiamızdan uzaklaştırılmış ve Mahmud Efendi Hazretleri’nin avukatları tarafından ihtarname çekilmiş bir kimsedir.

"Hukuki süreç devam ediyor"

Mahmud Efendi Hazretleri’nin ve İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı’nın, camiamızın adını daha evvel izinsiz bir şekilde defalarca kullanmış olmaları sebebiyle ilgili kuruluşlarla hukuki mercilere taşınmış olan yasal sürecinin halen devam etmekte olduğu bilgisi kamuoyuna önemle duyurulur."
Millî Gazete

İsmailağa cemaatinde neler oluyor
Aydın Tonga
07.07.2017

Sorun şu ki “yoldaşlardan” her biri, karşıtını menfaat peşinde koşmakla itham ediyor ve onu suçluyor...

Liderliğini Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yaptığı Nakşibendi tarikatına bağlı Cemaatlerden İsmailağa Cemaati’nde devam eden iç kavgalar en sonunda suç duyurularına ve basın açıklamalarına kadar uzandı ve nihai olarak “İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı” geçtiğimiz günlerde bir basın açıklaması yaparak Masum Bayraktar önderliğindeki “Fatih Medreseleri” adlı gruba şu sözlerle seslendi: “İsmailağa Dayanışma ve Yardım Derneği, Fatih Medreseleri vb. isimler üzerinden tezvirat yapanlar, hizmet maksadıyla değil, fitne-fesat ve rant niyetiyle kurdukları onlarca dernek ve marifetlerini ifsad faaliyetlerinin aracı haline getirenler, medya üzerinden bu fitne ve fesat faaliyetlerini yürütmektedirler.”

Oldukça ağır suçlamaların yer aldığı bu açıklamaya göre, Masum Bayraktar önderliğindeki bu yapının amacı İsmailağa Cemaati’ni bitirmekti. Dahası bu amaç gerçekleştirilirken pek çok açıdan da suç işleniyordu. Bakın bu durum söz konusu açıklamada nasıl dile getirilmiş: “Maalesef bütün cehâletleri, hikmetsiz, ruhsuz dilleri ve ithamlarıyla manevi bir terbiye ve ihtiram hissiyatına sahip olmadıkları apaçık görülen bu gürûhun istismar etmeyecekleri hiçbir şeyin olmadığı açıktır. Bu gerçeğin en vahim tablosu, kendilerine emanet edilen henüz rüşdüne ermemiş çocukları fitne ve fesat faaliyetlerinin aracı olarak kullandıkları FM TV ekranlarının önüne çıkararak, apaçık, ahlaki, manevi ve hukuki suç işlemekten kaçınmadıkları ortadadır.Sonuç olarak bütün bunlar, hiç şüphesiz Mahmud Efendi Hazretlerinin hizmetinde bir faaliyeti değil, onun hayatı boyunca yürüttüğü hizmet ve birikimlerinin, olağanüstü gayret, mücadele ve çilelerle büyüttüğü cemaatinin, tek kelimeyle İsmailağa’nın tasfiyesini amaçlamaktadır.”

PEKİ, MASUM BAYRAKTAR GURUBU NE DİYOR

Peki, Masum Bayraktar gurubu bu iddialar karşısında ne diyor, muhataplarının suçlamalarına nasıl cevap veriyordu? Bu açıklamalara birazdan değineceğiz. Lakin ona geçmeden önce, geçen yıl “İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı” nın yaptığı bir suç duyurusundan bahsetmek istiyoruz. Bahse konu suç duyurusu o günlerde gazetelere şöyle yansımıştı: Birlikte okuyalım: “Savcılığa sunulan suç duyurusu dilekçesinde, şebekenin başındaki kişinin daha önce cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu tarafından 'kovulan' Masum Bayraktar olduğu belirtildi. Bayraktar'ın, sadece İstanbul'da 35 binden fazla esnafın işyerlerine kumbara bırakıp günlük binlerce lira para topladığı ve lüks içinde bir hayat sürdüğü belirtildi. Bayraktar'ın etrafına topladığı kişilerle "Fatih Medreseleri" adlı bir oluşum kurduğu ve "İsmailağa İlim, Hizmet ve Yaşatma Derneği" adında bir dernek kurduğu anlatıldı. Bayraktar'ın yanı sıra Murat Bayaral ve Hikmet Kahrıman ile "Fatih Medreseleri Vakfı", "İsmailağa İlim, Hizmet ve Yaşatma Derneği", "Hafızları Yaşatma Derneği"nin yöneticileri hakkında "organize suç örgütü oluşturma" ve "dolandırıcılık"tan soruşturma açılması talep edildi.” Çok yoruma gerek var mı bilmiyoruz; aynı cemaat içerisinde bir gurup diğer gurubu “organize suç örgütü” olarak görüyor ve “din adına” haksız kazanç elde etmekle suçluyor..

Şimdi gelelim yukarıdaki suçlamalara muhatap olan Masum Bayraktar grubunun bu suçlamalar karşısında verdikleri cevaba. Bakın adı geçen gurup bu suçlamalar için neler söylüyor: “Ölmeden Sultanımızı beyinlerinde öldüren bu feraset ve basiret fakiri adamlar hastanede yatan Efendi Hazretlerimizden şeyhlik isteyecek kadar ileri giderek neyin peşinde olduklarını açık açık göstermişlerdir..

Vazifesi başındaki birçok vekilimizin maaşını keserek onları dünyacı olmaya iten yine İsmailağa Vakfıdır. Mekke’de Vakıf Hocalarımıza saldıran zalimlerin yanında yer alarak zalime çanak tutan, böylece onlarla ortak olan yine İsmailağa Vakfı’dır. Yaptıkları bu kadar hatanın içinde hala utanmadan sıkılmadan Fatih Medreseleri Vakfı hakkında fitne çıkaran ve bunu da Efendi Hazretlerimizin ve camiamızın ismini kullanarak yapan yine İsmailağa Vakfı’dır. İçinde bulunmuş oldukları bu itici ve fitneci tavırları yüzünden şu an camiamızda ne birlik ne dirlik ne de beraberlik kalmamıştır. Bir de bunun üzerine tuz biber serper gibi Cübbeli gibi şöhret tutkunu, her zaman kendi menfaati doğrultusunda adım atan, cemaat olma fikriyatından uzak bir medyatik hocayı da kendilerine sözcü tayin ederek cemaatimizi daha büyük bir tehlikenin içine sürüklemişlerdir..O yüzden halkımızdan ve cemaatimizden bu hata yumağı haline gelmiş legal görünümlü illegal yapının yaptıkları, yayınladıkları şeyleri camiamızla ve Efendi Hazretlerimizle bağdaştırmamalarını rica ediyoruz.”

(..)

Odatv.com

Mahmud efendi ve Cemaatine baskılar sürüyor: 'Cami inşaatını durdurun yoksa yıkarız'
08.03.2017



Kamuoyunda Efendi olarak bilinen Nakşî şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu adına Beykoz'da yaptırılan Mahmud Efendi Camii inşaatı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beykoz Belediyesi yetkilileri tarafından durdurulduğu açıklandı.

İMüceddid Mahmud Efendi Vakfı'na bağlı kuruluş olan Marifet Derneği, inşaatını yaptıkları Mahmud Efendi Camii'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Beykoz Belediyesi tarafından "ya çalışmayı durdurursunuz ya da caminin girişini yıkarız" dendiğini söyleyerek caminin inşaatını durdurduklarını açıkladı.

Marifet Derneği'nden yapılan açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi:

"KAMUOYUNA DUYURU!

İslam’a, Müslümanlara, vatanına ve devletine sayısız hizmetleri olan Mahmud Efendi Hazretlerini görmek için Çavuşbaşı’ndaki ikametgâhına her gün yüzlerce, binlerce insanın akın ettiği herkesin malumudur.

Mahmud Efendi Hazretleri’nin hizmetkârları olarak ziyaretçilerin rahat etmesi ve ibadetlerini eda etmeleri için Mahmud Efendi Camii Şerifini inşa ediyorduk. Lambaların takılması, halıların serilmesi, gibi bazı ince işlerin tamamlanmasıyla tahminen bir buçuk ay içerisinde Camii Şerifi ibadete açmayı planlıyorduk.

Lakin gerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi, gerekse Beykoz Belediyesi tarafından gelen baskılar, ‘Ya çalışmayı durdurursunuz ya da caminin girişini yıkarız.’ denmesi ve geceli-gündüzlü zabıta nöbetleri neticesinde bütün çalışmaları durdurmak zorunda kaldık.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun hizmetkarı, Müceddid Mahmud Efendi Vakfı Başkanı Muhammed Keskin de yaptığı yazılı açıklama ile belediyenin tutumuna tepki gösterdi. Keskin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Malumunuz üzere uzun zamandır inşası devam eden Mahmud Efendi Camii Şerifi ve müştemilatı, sizlerin hayır ve duaları ile bitme aşamasına gelmiştir.

Lakin, bizleri üzen ve endişeye sevk eden durumalar da yok değildir. Bunca ihvan ve sevenlerin hayırları ile yapılan bu güzide yapının, Beykoz ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri tarafından sektelere uğratılması, özellikle Beykoz Belediyesinin talimatı ile zabıtalar tarafından tehditlere maruz kalması, ileride ise bu yapıların başka kurum ve kuruluşlara teslim edilebilme durumları, gerçekten de akıl alacak gibi değildir... Bunun da ötesinde, Beykoz'da binlerce yasak yapı varken, Allah adamları yetişecek olan kız-erkek kursları ve hizmet binalarının bir gecede yerlebir edilmesi, akıl almaz bir durumdu... Ayrıca, Mahmud Efendi Hazretlerinin hizmetkârları tarafından tüm zor şartlara rağmen yapılan kayda değer bu hizmetin, yine kendisi adına kurulan Müceddid Mahmud Efendi Vakfı'na tahsis edilmesi gerekirken heder edilmesi emekleri zayi etmek, daha da doğrusu zulüm değil midir?

Bu vatana ve millete, saygısı, sevgisi olan bu hizmetkârların, bunca hizmetini yıkmak ve daha sonra engel olarak başkalarına teslim etmek, asla vicdanlı bir tutum değildir... Böyle bir yıkıma ülkemizde uzun zamandan beri şahit olmamışken, Ehl-i sünnet yoluna hizmet edecek olan bu yapıların böyle bir muameleye maruz kalması, maalesef Efendi Hazretlerimizin "Ayıp şey ettiler..." demesine de sebep oldu... Elde kalan yapılar; kız kursu, kütüphane, çoklu abdesthaneler ve bayanlar mescidi başta olmak üzere, ziyarete gelen binlerce Müslümanın sıkıntısını gidermek için inşaallah geniş çaplı bir hizmet verecektir... Halbuki olması gereken; devlet büyüklerimizin bu sorunu çözmesi değil miydi?

Kaldı ki şimdiye kadar onlardan bu kapıya maddi hizmet amaçlı hiç bir isteğimiz olmamıştı. Temennimiz; en azından müsaade edilmesi idi. Fakat maalesef o da olmadı. Elimizde sadece cami ve müştemilatı kaldı. Bu olay, bizlere şu atasözünü çağrıştırdı doğrusu: "Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş..."

İslam'a ve vatana bunca hizmeti olan bu güzide cemaate ufak bir hizmet alanını çok görmek, hangi vicdana sığmaktadır??? Kardeşlerim! Amacımız; kimseye iftira veya suç isnat etmek değil, bilakis doğruya sevketmek ve hakların hak sahibine iade edilmesidir. Velhasıl; şu an itibarı ile de aynı sıkıntı içinde olduğumuzu hatırlatıyor, Rabbimizden tez zamanda bu rahatsız edici durumlardan halâs olmayı temenni ediyoruz... Müceddid Mahmud Efendi Vakfı Başkanı Muhammed Keskin"

İsmailağa Cemaatinin daha öncede Beykoz yer alan eğitim külliyesinin bir kısmı yıkılarak binlerce öğrencinin yetişmesine engel olunmuştu.

www.milligazete.com.tr

Marifet Derneği Yönetim kurulu üyesi Şefik Kocaman, Fatih Çarşamba’da bıçaklı saldırıya uğradı
09.12.2016



Odatv'nin haberine göre Nakşi şeyhii Mahmud Ustaosmanoğlu’nun yakınındaki isim ve Marifet Derneği Yönetim kurulu üyesi Şefik Kocaman'ın Fatih Çarşamba’da bıçaklı saldırıya uğradı..

Saldırıyı Marifet FDerneği yayın organı duyurdu.

Odatv'ye konuşan İsmailağa Cemaati'nde Marifet Grubu'na karşı kaynaklar ise Cuma namazının ardından tartışma çıktığını ancak Marifet Grubu'nun iddia ettiği gibi bıçak kullanılmadığını söyledi. Karagümrüklü Sait Hoca olarak bilinen ismin takipçilerinden birinin Cübbeli'ye yönelik sözleri nedeniyle Şefik Kocaman'la Cuma namazının ardından sözler sarfettiği gerilimin bundan sonra başladığını iddia etti. 

Marifet grubu yayın organı ise, Şefik Kocaman’ın Umre gitmek için Fatih Çarşamba’da ailesiyle birlikte alış verişe çıktığı belirtilerek şöyle yazdı:

“Alışveriş esnasında ailesinin yanında Şefik Kocaman Hocaefendiye hakarette bulunan saldırgan daha sonrasında ‘Cübbeli Hoca'yla uğraşmayın' diyerek Hocaefendi'nin üzerine yürüdü. Çıkan arbedede yere düşen şahıs üzerinde bulunan bıçağı çıkartarak Hocaefendi’ye saldırdı. Çevre sakinlerinin de araya girmesiyle bıçaklı saldırgan etkisiz hale getirildi. Saldırgan daha sonra kalabalığın arasından sıyrılarak olay yerinden uzaklaştı. Çevredekilerin iddiasına göre saldırgan C.H.T'nin, Fatih'deki bir vakıfta daha önce güvenlik görevlisi olarak çalıştığı belirtildi. Saldırıya uğrayan Şefik Kocaman Hocaefendi önce polis merkezine, daha sonra da Çağlayan Adliyesi’ne giderek saldırgan hakkında şikayette bulundu.”

MARİFET'TEN CÜBBELİ AHMET HOCA GÖNDERMESİ

Marifet’in yayın organı açıklamasının devamında, daha önce “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün Şefik Kocaman ve Marifet grubunu hedef gösterdiğini yazdı.  “Cübbeli Ahmet Hoca, Şefik Kocaman Hocaefendi'yi ve hizmet ekibini, ‘Haset, ajan, haşhaşi, tetikçi, IŞİD'den beter olmak, dış mihrakların projelerine maşalık yapmak, patrikhanenin ekümenikliğine hizmet etmek’ gibi birçok suçlamalarda bulunarak hedef göstermişti.” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, “Cübbeli Ahmet Hoca dün yapmış olduğu 8 Aralık tarihli sohbetinde ‘Bazı sıkıntılar ortaya çıkıyor, kangren olduğu zaman ayak kesiliyor. Çünkü vücudu kullanmak meselesidir. Efendi Hazretlerinin cemaatini kurtarmak icab ediyorsa, bir kaç kişinin teşhir edilmesi icab ediyorsa ne yapalım’ ifadelerini kullanmıştı.” denilerek Cübbeli Ahmet Hoca’nın dünkü konuşmasından kısa bir bölümün video paylaşıldı.

SALDIRGANIN CÜBBELİ AHMET HOCA'YA YAKIN OLDUĞU İMA EDİLDİ

Marifet’in yayın organı açıklamasının devamında, saldırganın Cübbeli Ahmet Hoca’ya yakın KIYAMDER’ın üyesi olduğunu iddia ederek şöyle dedi:

“Kıyamder, Marifet hizmete ekibinin Cübbeli Ahmet Hoca ile olan hadis tartışmasında hizmet ekibini hedef alan ses tapeleri ve paylaşımlar yapmıştı. Edindiğimiz bilgilere göre saldırgan C.H.T'nin Kıyamder Karagümrük şubesinin müdavimlerinden olduğu öğrenildi.”

Haber 93

İsmailağa kavgasına İBDA’cılar da girdi
28 Ekim 2016



İBDA hareketine yakınlığıyla bilinen Adımlar dergisinden bir grup, İsmailağa içindeki hükümet karşıtı kanat olarak bilinen Marifet Derneği’ni ziyaret etti.

İsmailağa cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ve Marifet Derneği’nin önde gelen isimleriyle görüşen grup, dernek yetkililerinden övgüyle söz etti.

Cemaat’in lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun Marifet Derneği’nde kalmasıyla ilgili tartışmalara da üstü kapalı değinen İBDA’cılar, “kendi aramızda yaptığımız değerlendirmede bu Külliye’nin ve Çavuşbaşı’na geçme kararının bizzat Mahmut Efendi tarafından alınmış ve takdir edilmiş stratejik bir HAMLE olduğu kanaatine vardık” dedi.

CÜBBELİ “BENİ GÖRÜŞTÜRMEDİLER” DEMİŞTİ

Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Marifet Derneği’ne gidip Ustaosmanoğlu’nu ziyaret etmek istediğini, ancak kendisinr izin verilmediğini iddia etmişti.

Marifet Derneğini, İsmailağa cemaatini bölmekle ve cemaatin lideri olan Mahmut Ustaosmanoğlu’nu cemaatten uzaklaştırmakla suçlayan Cübbeli Bizim içimizdeki Haşhaşiler IŞİD’den de beter.” demişti.

İBDA HAREKETİ DE MARİFET DERNEĞİ’NİN YANINDA YER ALDI

İsmailağa cemaati içindeki kavga tüm sertliği ile devam ederken, İBDA hareketinin Marifet Derneği’ni ziyaret etmesi ve dernekten övgüyle söz etmesi dikkat çekti.

Adımlar Fikir-Kültür-Siyaset Paltformu Genel Başkanı Ali Osman Zor, Platform Sözcüsü Cem Türkbiner, Adımlar yazarlarından Aydın Alkan ve Cüneyt Karan’dan oluşan heyet, ziyaret ile ilgili izlenimlerini Adımlar dergisinin internet sitesinde anlattı.

Adimlardergisi.com sitesinde şu ifadelere yer verildi:

“Külliye çevresinden başlayarak, gerek ana giriş kapısı civarında, gerekse ziyaretimiz boyunca Külliye içerisinde dikkatimizi çeken ilk şey Efendi Hazretleri’nin hizmetlerini ve ziyaret organizasyonlarını düzenleyen Marifet Derneği mensuplarının son derece nizam ve kendilerine has disiplinleri içerisinde görevlerini yerine getirmeleriydi; yani protokol olması gerektiği gibiydi. Mahmud Efendi Hazretleri’nin çevresinde oluşturulan bu ciddiyet ve vakarO’nu sevenler adına bizi ziyadesiyle memnun etti ve rahatlattı.”

Daha sonra Marifet Derneği’nin önde gelen isimlerinden Muhammed Keskin ve Şefik Kocaman Hocalarla görüştüklerini belirten heyet, Muhammed Keskin’in kendilerini Ustaosmanoğlu’na “Salih Mirzabeyoğlu’nun bağlıları, Adımlar Dergisi’nden arkadaşlar sizi ziyarete geldiler. Duâlarınızı almaya geldiler.” şeklinde takdim ettiğini belirtti.

Ustaosmanoğlu’nun da “Salih Mirzabeyoğlu” ismini duyunca sevinçle tebessüm ettiği belirtildi.

Derneği ziyaret eden heyet, Marigfet Derneği tarafından yaptırılan ve bir süre önce bir kısmı belediye tarafından yıkılan “Mahmud Efendi Külliyesi”ni de gezdi.

Külliyenin yıkılmasını “yasadışı bir saldırı” olarak yorumlayan heyet, “Muhammed Keskin ve Şefik Kocaman Hocaefendiler başta olmak üzere, bizleri mahcub edecek kadar büyük bir teveccühle karşılayan ve 4 saat boyunca ağırlayan Marifet Derneği güdücüleriyle gerçekleştirdiğimiz kayıtdışı konuşmalarımız dışında, kamuoyunu ilgilendiren görüşme kayıtlarını gerek yazı dizisi ve gerekse videolar hâlinde yayınlayacağız.” dedi.

“BİZZAT MAHMUT EFENDİ TARAFINDAN ALINMIŞ BİR KARAR OLDUĞU KANAATİNE VARDIK”

Adımlar dergisinin aktardığı izlenimlerde dikkat çeken bir detay da, heyetin Mahmut Ustaosmanoğlu’nun Marifet Derneği’nin himayesinde kalmasıyla ilgili yaptığı yorum oldu.

Hatırlanacağı gibi İsmailağa cemaati içinde hükümete yakın kanat, Ustaosmanoğlu’nun cemaatten uzaklaştırıldığını,hatta iradesi dışında orada tutulduğunu iddia etmişti.

İBDA heyeti ise, izlenimlerini aktarırken “kendi aramızda yaptığımız değerlendirmede bu Külliye’nin ve Çavuşbaşı’na geçme kararının bizzat Mahmut Efendi tarafından alınmış ve takdir edilmiş stratejik bir HAMLE olduğu kanaatine vardık” dedi.

Heyet görüşlerini şöyle aktardı:

“Çavuşbaşı’nda bulunan Külliyede dikkatimizi çeken en önemli husus hem külliyede ve hem de Mahmut Efendinin etrafında yer alanların tamamının, geçmiş dönemlerin aksine genç, dinamik, bir nizam içinde ve güler yüzle vazifelerini ifâ etme gayretleri oldu. Bu görüntü karşısında kendi aramızda yaptığımız değerlendirmede bu Külliye’nin ve Çavuşbaşı’na geçme kararının bizzat Mahmut Efendi tarafından alınmış ve takdir edilmiş stratejik bir HAMLE olduğu kanaatine vardık

kaynak: Odatv

Mahmud Efendi Cemaati içinde hükümete yakın kanatla hükümet muhalifleri arasındaki kavga sürüyor
10.10.2016



İsmailağa Cemaati içinde hükümete yakın kanatla hükümet muhalifleri arasındaki kavga, sızdırılan tapelerle yeni bir boyut kazandı.

Cübbeli Ahmet Hoca'nın Facebook hesabından paylaşılan bir telefon kaydında, İsmailağa cemaati içindeki muhalif kanat olarak bilinen Marifet Derneği üyesi bir ismin, Cübbeli'nin katibi ile yaptığı görüşmede, Cübbeli'nin kitaplarında uydurma hadisler olduğunu, bunları açıklayacağını söylüyor.

Tapenin ortaya çıkması, Cemaat içindeki kavganın dinleme yapmaya kadar vardığını gösteriyor.

İsmailağa içindeki bölünme sonrası, Cemaat'in lideri olan Mahmut Ustaosmanoğlu, hükümete muhalif olarak bilinen Marifet Derneği'nin yanında kaldı. Bu durum, Ustaosmanoğlu'nu ziyaret etmek isteyen hükümet yandaşı cemaat üyeleri için de sorun olmaya başladı.

Son zamanlarda hükümete yakınlığıyla bilinen, kamuoyunda Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Mahmut Ustaosmanoğlu'nu ziyaret etmesine izin verilmediğini belirterek "ziyarete gittiğimde kapıyı suratıma kapatıp içeri dahi almadılar. Bu zamana kadar böyle bir şeyi size söyledim mi? Yine söylemezdim, ama hakiki yüzleri ortaya çıktı" dedi.

Ustaosmanoğlu'nun bacanağı olan Marifet Derneği Başkanı Muhammed Keskin'le bağlantısını kestiğini söyleyen Cübbeli, Marifet Derneği hakkında daha önce yaptığı methiyelerden de geri döndüğünü açıklamıştı.

"NE DEĞİŞTİ HOCAM"

Cübbeli Ahmet Hoca'ya Facebook hesabından yanıt veren Marifet Derneği iddiaları kabul etmedi.

Ancak devamında ise, Marifet Derneği, Cübbeli'yi yine onun daha önce söylediği sözleriyle vurdu.

Derneğin paylaştığı videoda Cübbeli'nin, şeylerini ziyarete giderken oradaki görevlilerden izin alması gerektiğini, izin verilmemesi durumunda ise asla itiraz edilmemesi gerektiğini söylediği görülüyor. Marifet Cübbeli'nin "ziyaret" ile ilgili sözleri şöyle:

"Mürşitlerini ziyaret etmek için gelenler, şeylerinin yanında olanlardan izin niyaz etmeliler. Eğer izin verilirse, hizmetçiler buyur gir derlerse girerler. İzin verilmediği takdirde ise dönüp gitmelidirler. Ama dönüp giderken ya bunlar ne biçim hizmetçi bizi görüştürmediler diye hizmetçilere hakaret etmemelidirler. Ben o kapıya gidiyorum. Bana diyorla ki iki dakika bekletiyoruz seni, kusura bakma. Sabaha kadar da beklerim. İsterseniz kapıdan da geri döndürebilirsiniz diyorum."

MUHAMMED KESKİN'DEN DİKKAT ÇEKEN PAYLAŞIM

Cübbeli Ahmet Hoca ile Muhammed Keskin arasındaki kavga Cemaat içinde gündemi çalkalamaya devam ederken Marifet Derneği Başkanı Muhammed Keskin'in ilginç bir videosu sosyal medyada dolaşmaya başladı.

Dernek üyeleri tarafından paylaşılan görüntülerde, Muhammed Keskin'in eliyle taş kırarak gösteri yaptığı görülüyor. Bu görüntüler, Cübbeli'ye bir "gözdağı" olarak yorumlandı.

VE KAVGAYA TAPELER KARIŞTI.

İsmailağa cemaati içindeki kavgaya son olarak paylaşılan tapeler damga vurdu. Cübbeli Ahmet Hoca'ya ait sosyal medya hesaplarından paylaşılan telefon görüşmesinin, 17 Eylül 2016'da Marifet Derneği üyesi İrfan Gürses'le, Cübbeli Ahmet Hoca'nın katibi Murat Demir arasında geçtiği iddia ediliyor.

İrfan Gürses, Marifet Derneği'nin yayın organı Marifet Dergisi'nde "Abdülfettah Kevseri" müstear ismiyle Cübbeli'yi eleştiren ytazılar kaleme almıştı.

Söz konusu görüşmede de Gürses, Cübbeli'nin kitaplarında birçok uydurma hadis olduğunu, bunları açıklayacağını söylüyor. Hatta Gürses, Cübbeli Ahmet Hoca'nın katkıda bulunduğu ve Cemaat'in lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun kaleme aldığı "Ruhu'l-Furkan" adlı Kur'an tefsirinde de hatalar olduğunu iddia etti.

"ESEFLE KINIYORUZ"

Cübbeli'nin sosyal medya hesaplarından "Esefle kınıyoruz" başlığıyla paylaşılan tape için şu açıklama yapıldı:

"Rûhu'l-furkân tefsiri basıyoruz diyen Marifet Derneğinin Efendi Hazretleri'nin tefsirinin adını kötüye çıkartmaya çalışan bir şahsın yazılarını yayınlamasını ve o şahsa sahip çıkmasını ESEFLE KINIYORUZ.! Rûhu'l-Furkan'a reddiye yapılacağı meselesi kesinlikle söz konusu değildir ve kesinlikle doğru değildir. Bu ifade doğru değildir. Eğer hoca efendi yok öyledir diyorsa buyursun ses kayıtlarını çıkartsın." diyen Şefik kocaman'ın bu İrfan'a ne kadar sahip çıktığını dinlediğinizde, bütün planın Efendi'nin birikimlerini yok etmek olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Efendinin yolunu ve eserlerini muhafaza için HERKESE ULAŞTIRALIM." (NOT: Yayın politikamız gereği ses kaydını yayınlamıyoruz)

KÜLLİYE YIKILMIŞTI

İsmailağa Cemaati'nin Lideri Mahmut Ustaosmanoğlu adına Marifet Derneği tarafından yaptırılan külliye, belediye ekipleri tarafından yıkılmış, yıkıma hükümet yanlısı grubun destek vermesi de kavgayı görüklemişti.

Anlaşılan İsmailağa cemaati içindeki kavga gittikçe sertleşeceğe benziyor.

Odatv.com

Mahmut Efendi'nin Pakistanlı Misafirleri
14.03.2012

Bir konferans münasebetiyle İstanbul’a gelen, Pakistanlı ilmi bir heyet Mahmut Efendi Hazretlerini ziyaret ettiler. İlmi heyette; Hayrul Medaris Medreseleri’nin Genel Müdürü Muhammed Hanif El Carûdi, Müftü Muhammed İbrahim El Kâdiri, Şeyh Muhammed Yasin, Pakistan İslam Medreseleri Genel Sekreteri Şeyh Atûrrahman, Said Ahter, Gazeteci Hurşid Ahmed Nedim ve beraberindeki cemaat Efendi Hazretlerini Hane-i Saadetlerinde ziyaret edip duasını aldılar.

Hayrul Medaris Medreseleri’nin Genel Müdürü Muhammed Hanif El Carûdi ve Müftü Muhammed İbrahim El Kâdiri Asrımızın Müceddidi Mahmut Efendi (Kuddise Sirruhu) Hazretleri’nden, Delail-ul Hayrat ve Hizb-ul Bahr’dan icâzet aldılar.
haber1001

Yeni Şafak’tan İkinci İftira
04 Ocak 2012



Bugün Yeni Şafak Gazetesi’nin “İsmailağa Hocaefendiyi Özlüyor” başlığı ile verdiği haberde; İsmailağa Cemaati’nin 5 yıldır Çavuşbaşı’nda yaşayan hoca efendinin Çarşamba’ya dönmesini istediğini ve hoca efendinin Çarşamba’ya uğratılmamasına üzüldükleri iddia edildi.

Daha önce de hoca efendi için düzenlenen 42 ülkeden 400 alimin katıldığı, katılım itibariyle İslam Âlemi’nin en büyük ve en kapsamlı islamî toplantısını "provokasyon" başlığı ile sabote etmeye çalışan Yeni Şafak Gazetesi bu haberinin ardından bizzat Mahmud Ustaosmanoğlu’nun sesinden “Yeni Şafak Gazetesi’nin yaptığı iftiradır” cevabıyla sus pus olmuştu ama gazeteyi kendine kalkan edenler amacına ulaşmıştı, çünkü suyu bulandırıp toplantının yapılacağı kapalı spor salonu iznini iptal ettirip bir küçük otel salonuna mahkum etmişlerdi.

Bugün ikinci bir iftiraya daha imza atan Yeni Şafak Gazetesi’nin bugünkü haberinin asıl amacı henüz anlaşılmamıştır. Söz konusu gazetenin yaptığı her iki haberde de kullandığı “yakın akraba ve yakın çevresi” cümleleri ile gazetenin kimler tarafından kullanıldığı hakkında akıllarda soru işaretleri oluşmasına sebep oldu.

Yeni Şafak Gazetesi’nin attığı her iki iftirayla asıl niyetinin ne olduğu elbet bir gün açığa çıkacaktır.

Mahmut EfendiYeni Şafak gazetesine ihtarname gönderdi...



Yeni Şafak gazetesinin bugün sürmanşetten verdiği 'İsmailağa Hocaefendi'yi özlüyor' başlıklı haber için Mahmut Efendi'nin avukatı ve vekili Av.Dr Ramazan Arıtürk ve Av. Cihat Gökdemir bir ihtarname yayınladı. Haberin Mahmut Efendi'nin Çavuşbaşın'da sanki zorla tutuluyormuş gibi bir algı oluşturduğu fakat bunun asılsız olduğu dile getirildi.

İşte o ihtarname:

"Gazetenizin 04.01.2012 tarihli nüshasında müvekkil
Mahmut Ustaosmanoğlu Hocaefendinin fotoğrafıyla birlikte "İsmailağa Hocaefendiyi Özlüyor" başlıklı haberin sürmanşetten verildiğini üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız.

Gazetenizin haberi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, müvekkilin
"kendi iradesi dışında' Çavuşbaşı'nda bulunan aile konutunda cebren tutulduğu,
iradesini kullanamaz durumda olduğu, daha önce görev yaptığı İsmailağa Camii'ne
gidişine dahi izin verilmediği gibi kamuoyunu ve sevenleri yanıltıcı, üzüntü verici
bir izlenim uyandırmıştır. Müvekkilimiz, kendisinin den yakından takip ettiği
gazetenizde, kaynağı belirtilmeden çıkan bu asılsız haberden üzüntü duymuştur.
Ayrıca kendisi hakkında gazetenizde çıkacak haberlerin masa başında vehimlerle
hazırlanmamasını talep etmektedir.

Müvekkilimiz, 'ilerleyen yaşı sebebi ile doğal olarak birtakım sağlık sorunları oluştuğunu, şu anda ikamet ettiği aile konutunun yerinin sağlığına iyi geleceğinin doktorları tarafından tavsiye edildiğini ve bu tavsiyeler çerçevesinde kendi iradesi ile burada yaşamaya başladığını' beyan etmiştir.

Müvekkilimiz, sağlığının elverdiği ölçüde sevenleri ile birlikte olmuş, akraba ve dostlarının davetlerine katılmıştır. Bundan sonra da sevenleriyle birlikte olacağını kamuoyuna saygı ile duyururuz.

Müvekkilimizin beyanları doğrultusunda haberinizin düzeltilmesini müvekkilimiz adına ihtaren talep ederiz."



Kaynak: www.marifethaber.com

17 Mart 2010 13:51
Mahmut Ustaosmanoğlu İzdihamı

İsmailağa cemaatinin lideri Mahmut Ustaoğlu'nu görmek isteyen yüzlerce kişi sosyete pazarına akın etti.

Sakarya’nın Sapanca İlçesi’nde bir dağ evinde kalan İsmailağa Cemaati Lideri Mahmut Ustaosmanoğlu dün İstanbul'a dönerken Serdivan İlçesi'nde sevenleriyle buluştu.

Pazaryerinde harem- selamlık olarak yapılan buluşmaya yaklaşık 4 bin kişi katıldı. Sakarya’da ilk kez açık bir alanda yapılan buluşma dün Serdivan İlçesi’nde bulunan ve Sosyete Pazarı olarak bilinen pazaryerinde gerçekleşti. Saatler öncesinde toplanan vatandaşlar için çevik kuvvet ekipleri de hazır bekletildi.

Buluşma öncesinde pişirilen kazanlar dolusu pilav dağıtıldı. Ustaoğlunu görmek isteyenlerin de kendi aralarında telsizlerle ve Mahmut Ustaosmanoğlu için serilen kırmızı halı etrafında güvenlik şeridi oluşturduğu görüldü.

Alana lüks cipiyle gelen İsmailağa Cemaati Lideri dualar arasında tekerlekli sandalyeye konularak platforma çıkarıldı. Burada yaklaşık 4 bin kişiye kısa bir konuşma yaptı,
aktifhaber

18 Şubat 2010
Mahmud Hoca "Ustaosmanoğlu olan soyadımızı kullanarak, menfaat temin etmeye çalışanları her şeyden evvel Allah'a havale ediyorum" dedi.

Mahmut Ustaosmanoğlu, Cübbeli Hoca'nın sitesinden açıklama yaptı......

İŞTE HOCA'NIN SİTESİNDEN YAPILAN O AÇIKLAMA..

Cübbeli Ahmed Hoca'nın kendi sitesinde kamuoyunda "Mahmud Efendi" olarak bilinen Mahmut Ustaosmanoğlu'nun açıklaması yayınlandı. "Efendi hazretlerinden son dakika" başlığıyla yapılan açıklama şöyle:

MENFAAT PEŞİNDE KOŞANLARI ALLAH'A HAVALE EDİYORUM

"Son zamanlarda bazı gazete ve dergilerin adımızı ve soyadımızı izinsiz kullanarak rant sağlamaya çalıştıklarını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım.

Bu gazete ve dergilerde yayınlanan haberlerden, yazılanlardan, makalelerden haberimiz olmadığı gibi, iznimiz de yoktur. Ustaosmanoğlu olan soyadımızı kullanarak, hatta akrabalıklar ihdas ederek menfaat temin etmeye çalışanları her şeyden evvel Allah'a havale ediyorum.

Bugüne kadar Allah ve Resulünün buyurduklarını anlatma ve yayma dışında, legal veya illegal hiçbir kuruluşla ve özellikle de siyasetle alakamız olmamıştır. Bizim bazı kuruluşlara icazetimiz varmış gibi yapılan yakıştırmaları da kınıyorum. Bundan böyle bizim iznimiz alınmadan yapmış olduğumuz sohbetlerimizi dergilerinde, gazetelerinde kullananlar hakkında hukuki işlemlere tevessül edeceğimizi ilan eder, efkar-ı umumiyeye sağlık, sıhhat ve afiyetler dilerim."
Kaynak: aktifhaber

Bu açıklamanın niçin yapıldığını anlamak için şu linki tılayın:

http://millibirlikruhu.blogspot.com/2010/02/ismailagada-sicak-savas-basladi-bars.html

Bu gazete ve dergilerde yayınlanan haberlerden, yazılanlardan, makalelerden haberimiz olmadığı gibi, iznimiz de yoktur. Ustaosmanoğlu olan soyadımızı kullanarak, hatta akrabalıklar ihdas ederek menfaat temin etmeye çalışanları her şeyden evvel Allah'a havale ediyorum.

Bugüne kadar Allah ve Resulünün buyurduklarını anlatma ve yayma dışında, legal veya illegal hiçbir kuruluşla ve özellikle de siyasetle alakamız olmamıştır. Bizim bazı kuruluşlara icazetimiz varmış gibi yapılan yakıştırmaları da kınıyorum. Bundan böyle bizim iznimiz alınmadan yapmış olduğumuz sohbetlerimizi dergilerinde, gazetelerinde kullananlar hakkında hukuki işlemlere tevessül edeceğimizi ilan eder, efkar-ı umumiyeye sağlık, sıhhat ve afiyetler dilerim."

MAHMUD HOCA’NIN SON AÇIKLAMASININ SİYASÎ ANLAMI ÜZERİNE
Ethem S. Çalıkoğlu

AB-D Emperyalizmi’nin uzun yıllar önce ele geçirmek üzere harekete geçtiği Nakşî kalesi İsmailağa -verdiği şehidlere rağmen ve o şehidlerin akan kanlarının boşa akmadığını gösterircesine- direnişini azimle, inançla ve kararlılıkla sürdürüyor...

Düşünün: Elinde tesbih, dilinde zikir ve kalbinde imanından başka silâhı olmayan bir cemaatin en sevdiği hocaları cami içinde ve cemaate göstere göstere niçin vurulur?

Bunun emperyalist siyasî dilde tek bir anlamı var: “Ya bize kuzu kuzu teslim olursunuz, ya da hepinizin kafalarına camilerinizin ortasında işte böyle tek tek sıkarız...”

İsmailağa cemaati bu resti görmüştür: “Allah yolunda ölmek aslında ölümü yenmek, ölümsüzlüğe kavuşmaktır. Kurşunlarınız bize vız gelir...” demiştir.

Bu tehdidi sökmeyen “düşman”, bu defa daha sinsi bir yöntem geliştirmiştir: Cemaat içinden “ikna edilecek zaaflar”la malûl olanları ayartıp, ayarlayarak... Cemaati içten çökertmek...

Mahmud Hoca’nın açıklamasından da anlaşılacağı üzere bu zayıf karakterli kişiler bulunmuş ve “cemaat içinde fitne çıkarma operasyonu” için düğmeye basılmıştır...

Bu zayıf karakterli kişilere, AB-D yandaşı medyanın bütün ekran-sayfa-internet siteleri cömertçe açılmış ve “fitne tohumlarını" buralardan da atmalarına imkân ve fırsat verilmiştir...

Hedefe de cemamatin en sevilen isimlerinden Cübbeli Ahmet Hoca oturtulmuş; onun hakkında iğrenç dedikodular ve iftiralar sanki Mahmud Hoca tarafından dile getirimiş gibi piyasaya sürülmüştür...

Ancak bugüne kadar bin türlü düşman saldırısını Allah’ın izniyle püskürtmüş olan cemaat; Mahmud Efendinin son açıklamasıyla bunu da püskürtmüş Ehl-i Sünnet Vel Cemaat yolunda Her türlü Allah düşmanlarına düşman ve Allah dostlarına dost bir çizgide kararlı yürüyüşünü sürdüreceğini dosta düşmana bir kere daha ilân etmiştir.

Ben bu açıklamanın "Ustaosmanoğlu olan soyadımızı kullanarak, menfaat temin etmeye çalışanları her şeyden evvel Allah'a havale ediyorum" (*) diyen kısmıyla ilgili değilim...

Çünkü bir “Allah Dostu”nun bu kadar ağır bedduasına muhatap olan kişilerin böyle bir vebalin akıbetinden endişe edecek bir vicdanları olup olmadığını bilmiyorum...

Varsa tövbekâr olup aman dilemeye koşarlar...

Yoksa akıbetlerini ömrü olan görür...

İşin orası Allah’la Allah Dostu arasındaki bir sırdır ki, kurcalamak benim boyumu aşar...

Ama bu açıklamanın antiemperyalist bir duruşu açıkça ilânı var ki; bu, bu ülkenin bütün vatanseverlerini çok yakından ilgilendirir...

İsmailağa, bu açıklama ile Küresel emperyalist saldırı karşısında “Millî Kuvvetler”in yanında yer aldığını hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde deklare etmektedir.

Ne demek istediğimi biraz daha açmak için Cemaat içinden sıhhatli haberler alan bir gazeteci olan Ahmet Takan’ın şu satırlarını dikkatlerinize sunuyorum:

İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu cemaate, “TSK ile ilgili sözlerinize bundan sonra daha dikkat edin. Dolduruşa gelip sakın TSK aleyhinde konuşmalar da bulunmayın.TSK bizim için geçmişte de ‘dinsiz ordu değil peygamber ocağıdır’ bundan sonra da hep öyle olacaktır.Bunu her fırsatta her yerde vurgulayın.Fethullah Gülen cemaatinden gelen sızma, tahrik ve provokasyonlara karşı çok dikkatli olun .TSK ile cemaatimizi karşı karşıya getirecek her türlü oyundan uzak durun” talimatlarını verdi. (2)

Dipnotlar:
1- Açıklamanın tamamı şu linkten okunabilir:
http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=2417
2- Ahmet Takan, “İsmailağa ile Gülen cemaatleri köprüleri attı….”, Avaztürk: http://www.avazturk.com/ismailaga-ile-gulen-cemaatleri-kopruleri-atti___haberi_912.html


Kaynak: Sıradışı

İsmailağa ile Gülen cemaatleri köprüleri attı….
Ahmet Takan
24 Şubat 2010

Erzincan’da yapılan ve 3’ncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’e kadar uzanan operasyonun ardından İsmailağa ile Fethullah Gülen cemaati arasında köprüler atıldı.

Erzincan Savcısı İlhan Cihaner’in, Fettulah Gülen cemaati ile başlayan ve İsmailağa’ya da sıçrayan soruşturması TSK ve Yargı krizine de yol açmıştı.3’ncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk Paşa’ya kadar uzanan kriz Ergenekon savcılarının “yetkisizlik “kararıyla uykuya alınmış gibi gözükse de çok daha derin bir çarpışmanın su üstüne çıkmasına yol açtı.

Bugüne kadar TSK ile herhangi bir sürtüşmesi olmayan ve asker ile ilişkilerde son derece hassas olan İsmailağa cemaati geniş çaplı bir durum değerlendirmesi yaptı.Kendileri üzerinden çıkan son krizi “Fethullah Gülen “ operasyonu olarak değerlendiren İsmailağa cemaati, Gülen cemaatine karşı bundan sonra nasıl bir strateji izleneceğine karşı net kararlar aldı.

İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu cemaate, “TSK ile ilgili sözlerinize bundan sonra daha dikkat edin. Dolduruşa gelip sakın TSK aleyhinde konuşmalar da bulunmayın.TSK bizim için geçmişte de ‘dinsiz ordu değil peygamber ocağıdır’ bundan sonra da hep öyle olacaktır.Bunu her fırsatta her yerde vurgulayın.Fethullah Gülen cemaatinden gelen sızma, tahrik ve provokasyonlara karşı çok dikkatli olun .TSK ile cemaatimizi karşı karşıya getirecek her türlü oyundan uzak durun” talimatlarını verdi.

Edindiğim bilgilere göre, cemaat içinde yapılan toplantılarda çok hassas bir konunun daha üzerinde duruldu. Cemaate gelen duyumlara göre, Erzincan soruşturmasının ardından İsmailağa cemaatine karşı yapılacak eylemler ve hatta “Ergenekoncu kimliğinde düzenlenmesi muhtemel suikast girişimleri” Daha önce cemaatin ileri gelenlerine düzenlenen suikastlarda dikkate alınarak cemaat büyüklerinin koruma önlemleri arttırıldı.

Bu kısa haberin ardından bazı soruları da gündeme getirmek lazım. Ama öncelikle buraya bir not düşmem gerekir. Bugüne kadar hiçbir cemaate biat etmedim ve bundan sonrada etmeyi hiç düşünmem.

Türkiye’de yaşayan biri olarak şunu çok net bilirim, İstanbul’un en hassas yerinde konuşlanan veya konuşlandırılan İsmailağa cemaatinin bugüne kadar devlet ve TSK aleyhine hiçbir teşebbüsü olmamıştır.TSK’nın ihtiyacı olduğu bazı konularda nasıl hizmete koştuklarının bazılarına ben gazeteci olarak yakın şahidim. Bazı cemaatlerde olduğu gibi hiçbir zaman ticari bir örgütlenme içinde olmamıştır. Tek faaliyetleri Allah Kelamını ve İslam’ı yaymaktır. Belki de tek suçları küçük yaşta çocuklara Kur’an öğretmektir!

Gelelim sorulara:

--İsmailağa Cemaati, 3’ncü ordu komutanı Saldıray Berk aleyhine nasıl ve neden ilişkilendirildi?

--İsmailağa cemaatinin en önemli isimlerinden olan Cüppeli Ahmet Hoca’nın kamuoyunda büyük sempati toplayan açıklamalarının ardından Gülen cemaatinde nasıl bir rahatsızlık ortaya çıktı?

--Cüppeli Hoca üstünden yapılan spekülasyonlarla İsmailağa cemaati içinde liderlik kavgası görüntüsü neden kızıştırılıyor?

--İsmailağa cemaatine neden silahlı örgüt imajı yüklenmeye çalışılıyor?

--İsmailağa cemaatinde bazı isimlerin Saadet Partisi ve MHP ile diyaloga geçmesi kimleri niye kızdırdı?
avazturk

MAHMUT HOCA ODATV'Yİ DOĞRULADI


Tarafçı yeğenine karşı çıktı

18.02.2010

İsmailağa Cemaati içinde yaşanan kavgaya son noktayı Mahmut Hoca olarak bilinen cemaatin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu koydu. Mahmut Ustaosmanoğlu, yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu'nu yaşanan kavganın sorumlusu olarak eleştirdi.

Cemaat içinde Saadet Partisi'ni destekleyen ve hükümete karşı açıklamaları ile tanınan Cüppeli Ahmet Hoca'ya karşı son dönemde başını Mahmut Ustaosmanoğlu'nun yeğeni Saadettin Ustaosmanoğlu'nun çektiği bir kampanya düzenleniyordu. Saadettin Ustaosmanoğlu, Taraf Gazetesi'ne çıkarak Cüppeli'ye ağır ithamlarda bulunmuştu.

Gazetelere konuşmayan Mahmut Ustaosmanoğlu, ilk kez Milli Gazete'ye yaptığı kısa açıklamada yeğenini ve çıkardığı dergi Furkan'ı isim vermeden eleştirdi. Ustaosmanoğlu açıklamasında şunları söyledi: "Son zamanlarda bazı gazete ve dergilerin adımızı ve soyadımızı izinsiz kullanarak rant sağlamaya çalıştıklarını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım.

Bu gazete ve dergilerde yayınlanan haberlerden, yazılanlardan, makalelerden haberimiz olmadığı gibi, iznimiz de yoktur. Ustaosmanoğlu olan soyadımızı kullanarak, hatta akrabalıklar ihdas ederek menfaat temin etmeye çalışanları her şeyden evvel Allah'a havale ediyorum.

Bugüne kadar Allah ve Resulünün buyurduklarını anlatma ve yayma dışında, legal veya illegal hiçbir kuruluşla ve özellikle de siyasetle alakamız olmamıştır. Bizim bazı kuruluşlara icazetimiz varmış gibi yapılan yakıştırmaları da kınıyorum. Bundan böyle bizim iznimiz alınmadan yapmış olduğumuz sohbetlerimizi dergilerinde, gazetelerinde kullananlar hakkında hukuki işlemlere tevessül edeceğimizi ilan eder, efkar-ı umumiyeye sağlık, sıhhat ve afiyetler dilerim."

Odatv.com
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Bu forum kilitlendi: mesaj gönderemez, cevap yazamaz ya da başlıkları değiştiremezsiniz   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> TASAVVUF Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com