EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Biri Yer Biri Bakar....

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İKTİSADÎ HABERLER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Pts Oca 28, 2008 10:19 pm    Mesaj konusu: Biri Yer Biri Bakar.... Alıntıyla Cevap Gönder

Doğalgaz faturaları cebimizden ne kadar çaldı
10 Ağustos 2017



İsmini açıklamak istemeyen 2016 vergi rekortmenin BOTAŞ olduğu ortaya çıktı.

İsmini açıklamak istemeyen 2016 vergi rekortmenin BOTAŞ olduğu ortaya çıktı. Kendi internet sitesindeki 2016 bilançosu incelendiğinde şirketin 8.9 milyar liralık net dönem kârı ve buna karşılık 1.9 milyar liralık vergi ve diğer yasal yükümlülük karşılığı ayırdığı görüldü.

Vatandaşa doğalgaz kazığı! Halkı soydu şampiyon oldu

BOTAŞ’ın 2016 yılının vergi rekortmeni olduğunun ortaya çıkmasının ardından CHP’nin ekonomiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, yazılı açıklama yaparak “BOTAŞ'ın kurumlar vergisi şampiyonu olmasına neden olan fahiş kârı her evin doğalgaz faturasına 460 TL yük olarak yansımıştır” dedi.

Açıklamada “Geçtiğimiz yıl doğalgaz tüketiminin % 36’sı(16,7 Milyar m3) elektrik üretiminde kullanılmıştır. Ayrıca 2016 yılında tüketilen doğalgazın % 30,4’ü de sanayide, % 25’i ise konutlarda kullanılmıştır. Bu haliyle doğalgaz maliyeti Türkiye’de ekonomiyi de, yaşamı da doğrudan etkilemektedir” denildi.

İşte o tablo:

“Maliyet kalemlerindeki olumlu gelişmeleri fiyatına yansıtmayan BOTAŞ üretene de, tüketene de eziyet etmektedir” denilen açıklamada şunlara dikkat çekildi:

“BOTAŞ’ı doğalgaz fiyatını olması gerekenden çok daha az indirmesi nedeniyle Ekim 2016’dan bugüne kadar konutlarda doğalgaz faturası toplamda 460 TL daha pahalıya gelmiştir.
Türkiye’de elektriğin % 36’sının doğalgazla çalışan santrallerde üretildiği, sanayinin elektrik tüketimindeki payının % 50’ye yakın olduğu ve bu iki sektörün toplam doğalgaz tüketiminin % 73’ünü temsil ettiği gerçeği de göz önünde tutulacak olursa BOTAŞ’ın doğalgaz fiyatlarını yeteri kadar düşürmemesinin Türkiye ekonomisine verdiği zarar daha da vahim bir boyuta ulaşmaktadır.”
Patronlar Dünyası

size=24]Türkiye gelir dağılımı en adaletsiz ikinci ülke[/size]
9 Aralık 2014

OECD tarafından hazırlanan gelir eşitsizliği raporu, Türkiye'nin 34 OECD ülkesi içinde Meksika'nın ardından gelirin en adaletsiz dağıtıldığı ikinci ülke olduğunu gösterdi. Raporda Gini Katsayısı kullanılıyor.

Gini Katsayısı, ülkelerin gelirlerinin nüfusa ne değerde paylaştırıldığını gösteriyor. 0 ile 1 arasında değişen oranlarda sıfıra en yakın değer gelir dağılımındaki adaleti, 1'e en yakın değerler ise adaletsizliği gösteriyor. Türkiye ise OECD raporuna göre 0,41 ile Meksika'nın ardından en yüksek -yani en kötü- ikinci orana sahip ülke.

Raporda, OECD ülkelerinin 1985'ten bugüne kadarki verileri ele alınıyor.

Birgün

“BOŞLUKTAKİ İBRAHİM”LERE MEKTUP
Oğuz Gürses

Sevgili kardeşim “boşluktaki İbrahim”...

Yıl 1982...

Devrimci şairlerden Hasan Hüseyin Korkmazgil (*), o zaman da bu halkın derin bir yarası olan işşsiziğin, alın teriyle rızkını kazanmak isteyen bir insan için ne demek olduğunu aşağıdaki şiirinde çok başarı bir şekilde anlatıyor:

[BOŞLUKTA BİR İBRAHİM (**)

işsizim kardeşlerim
adım ibrahim

o ibrahim değil hayır
bu beriki ibrahim

tarihten önce vardım
tarihten sonra varım

işsizlikten kardeşlerim
ağrıyor kasıklarım
al şu taşı şurdan da koy şuraya diyen yok
gel de boya şu duvarı
şu bahçeyi çapala
şu kömürü kır da taşı
al da gezdir şu köpeği
diyen yok

şu kapının önünde dur
şu büroyu sil süpür
gelene güle güle
gidene buyur
şunu al da ekmek götür evine
a ibrahim diyen yok

elim elim üstünde
elim şeyim üstünde
bütün gün işte böyle

soran yok suratımın neden çarpıldığını
kamburumun nedenini bilen yok
milyon basıp milyonerler üretiyorlar
milyonerler milyonlarca işsiz üretiyorlar
nereden gelip nereye gidiyor bu arabalar
kimler yapar bu evleri kimler oturur
bu bankerler kimden alır bu parayı kime satarlar
bunu bana diyen yok

güvercinler konuyor damına valiliğin
bense durmuş kaldırımda bu güzel günde
yontudaki demir atın kuyruğunu denetliyorum
yapan da güzel yapmış eline sağlık
kuyruğunu da dik yapmış
elbetteki dik durmalı yontusal atların yontusal kuyrukları

çok işsizim kardeşlerim
adım ibrahim]

***

Yıl 2009...

“Boşluktaki ibrahim”lerin sayısının her geçen yıl çığ gibi katlanarak büyüdüğünü yukarıdaki grafik kabak gibi gösteriyor mu İbrahim?

AKP yönetimindeki TC, işsizlikte ( Güney Afrika İspanya, Letonya’dan sonra) dünya beşincisi...

“Kriz bizi hamdolsun teğet geçti”, “Krizi en az hasarla atlatıyoruz” mavralarında “boşluktaki ibrahim”lerin ne adı ne de yeri var mı?..

Onlar,“bolluktaki İbrahimler”den bahsediyor, sen sakın üzerine alınma İbrahim...

Çünkü sen, onların çok önem verdikleri ve adına “makro ekonomi” dedikleri rakamlardan oluşan sanal bir varlık değillsin..

Çünkü (karnı acıkan, üşüyen hastalanan, ailesini geçindirmek ve kimseye muhtaç olmadan hayatını alın teriyle idame ettirmek zorunda olan ve bunun için, bütün bunlara yetecek kadar gelir sağlayacak bir işe ihtiyacı olan) sen , onlar için, “mikro ekonomi” adı altında ele alınan, ama istatistiklerin yalancı dünyasında mikrobik varlıklar gibi göze görülmez birisin...

Sevgili kardeşim İbrahim, onların “Enflasyon şöyle oldu, cari açık böyle oldu, ihracat şöyle, ithalat böyle, faizler orada, borsa burada” diye lâf üreten günü birlik iktisadî dilleri içinde sen, ancak (her zaman olduğundan çok daha eksik gösterilen) “işşizlik rakamları” açıklandığında şöyle bir değinilip geçiliveren değersiz, namsız, nişansız biri değil misin?

Yoksa, nasıl “boşluktaki ibrahim”lerin sayısı 86 yıldır istikrarlı bir seyir takip ederek sürekli artarken, Hasan Hüseyin’in dediği gibi, onlar “milyon basıp milyonerler üretiyorlar/ milyonerler milyonlarca işsiz üretiyor” olabilirlerdi ki?

Diktatör Kenan Evren ve çetesinin yaptığı 82 Anayasası’nda başka bir şekilde formüle edilerek “güvence” altına alınan “cumhuriyetin kazanımları/temel esasları” dedikleri “şifre”nin çözülmüş hali şöyle olsa gerek İbrahim: “ Boşluktaki (çok sayıdaki)ibrahimlerin sayıları ile bolluktaki (az sayıdaki) İbrahimlerinse (sayıları değil sadece) servetleri, her daim artacaktır! Bu ‘kazanım/esas’lar asla ‘değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.’ Bir tehlike anında Yargı (bütün hukuk normlarını altüst etmek suretiyle de olsa), olaya müdahale eder... Yargı’nın gücü yetmezse TSK (gerekirse yetki sınırlarını da aşarak) bu ‘kazanım/ temel esaslar’ı ne yapıp edip korur...”

86 yıldır bu düzen değişmediğine ve bu düzenin değişmesini isteyenlerin başına (yargı, polis ve TSK eliyle) gelenler/getirilenler; pişmiş tavuğun başına gelmediğine göre...

“Boşluktaki ibrahim” lerle “bolluktaki ibrahim”lerin statüsünü belirleyen (ve merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek’e “Bu taksimi kurt yapmaz/kuzulara şah olsa” dedirten) bu “düzen/statüko” bütün “temel esas/kazanım”larıyla birlikte tarihe
gömülmedikçe... “Boşluktaki ibrahim”lerin herhangi bir şansı olabilir mi benim canım kardeşim?...

Bunu “bolluktaki İbrahim”lerin hepsi gayet iyi biliyor da...

Bir sen öğrenemedin gitti be, “Boşluktaki ibrahim”!

* 1927'de Sivas'ın Gürün ilçesinde doğan Hasan Hüseyin, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nü 1950'de bitirdi. Öğretmenliği Göksun'da başladı. Siyasi eylemleri gerekçesiyle öğretmenlikten atıldı, tutuklandı, hüküm giydi. 1955-1960 yılları arasında Gürün ve Sivas'ta arzuhalcilik, tabela ve portre ressamlığı, inşaat işçiliği yaptı. 1960'da İstanbul'a, sonra Ankara'ya yerleşti. Akis dergisinde çalıştı. Bir süre de Forum dergisinin sanat sayfalarını yönetti (1968-1970). Şair 1983'te beyin kanaması geçirdikten sonra bir yıl bitkisel hayatta yaşadı. 26 Şubat 1984'te vefat etti. Basılmış çok sayıda şiir ve hik+aye kitapları vardır..
(**) Hasan Hüseyin Korkmazgil, Işıklarla Oynamayın - bütün şiirleri -11, Bilgi yayınevi, 1982, İstanbul


Baran

Türkiye'nin En Zengin 100 Ailesi
18 Ekim 2009
Ekonomist dergisinin 'En Zenginler' Listesi'nin zirvesinde yer alan Türkiye'nin en zenginlerinin şirket alışverişleri ve tercihleri.....
Ekonomist dergisinin ‘En Zengin 100’ listesinin zirvesinde sıralama bu yıl da değişmedi. Listenin zirvesinde yine 6 milyar doların üzerinde kabul edilen servetleri ile Koç ve Sabancı Aileleri yer alıyor. Onları 5-6 milyar arasında değişen servetleriyle Şahenk ve Ülker Aileleri, 4-5 milyar dolarlık servetleriyle de Doğan ve Tara Aileleri izliyor. Listenin alt ve orta sıralarında ciddi bir hareketlilik göze çarparken, listeden çıkan ve listenin yeni konuğu altı isim ve aile var.
Beş yıldır gerçekleştirilen araştırmanın bu yılki sonuçları krizin en zenginleri de etkilediğini gösteriyor. Bankacılar, servet erimesinin en somut vurgusunu geçen yılki ‘zenginlik skalası’na getirdikleri yorumla ortaya koydular ve bu da zenginlerin servetlerinin yüzde 20 civarında eridiği anlamına geliyordu.

En zengin ilk yüz sıralama listesi için tıklayınız

Kimler geldi, kimler geçti?
Bankacı ve yatırım uzmanlarıyla görüşülerek, şirket hisseleri halka açık olanların hisse değerlerini, geçmiş birikim, yurt dışı yatırımları, gayrimenkul portföyleri dikkate alınarak düzenlenen listeye bu yıl yeni giren isimler var. Listeden çıkanlar var ve listede ciddi yer değişiklikleri söz konusu.
Finansbank’ı sattıktan sonra nakit zengini olan Hüsnü Özyeğin, Rusya başta olmak üzere, Romanya, Ukrayna, İsviçre, Hollanda’daki finans yatırımlarının global krizden kaynaklanan etkileri nedeniyle geçen yıla göre beş basamak geriledi. Bir diğer örnek gerçek gücünü perakendeden alan Boyner Grubu’nun bu yıl kriz nedeniyle etkilendiği ve geçen yıl 43’üncü olan sırasının 50’ye gerilediği görülüyor. Yine bölünme sonrasında güç kaybeden Ulusoy Ailesi’nin de 50 ve 60’ıncı sırada olan yerlerini bu yıl 66, 67 ve 68’inci sıralara bıraktığı görüldü. Bölünmeden dolayı, listeye bu yıl aileden Alican Ulusoy da girdi.
Sıralamada yer ve kademe kaybeden isimlerden biri de Ali Ağaoğlu oldu. Geçen yıl listede 31’inci sırada ve 1.5-2 milyar TL servetliler skalasında olan Ağaoğlu, krizin konut satışlarına etkisinden dolayı bu yıl 48’inci sıraya geriledi. Yine özel hastane yatırımının yanı sıra yazılı ve görsel basında ortak olmak zorunda kalan Ethem Sancak bu yıl 47’inci sıradan 56’ıncı sıraya gerileyerek dikkat çeken isimlerden biri oldu.

Hızlı yükseldiler
Listede inenler kadar, son yıllardaki performanslarıyla çıkanların da olduğunu vurgulamak gerekiyor. Örneğin Acıbadem Grubu’nun kurucusu Mehmet Ali Aydınlar, geçen yıl 56’ncılıktan bu yıl 1-1.5 milyar TL servetliler grubuna girerek 43’üncü sırada yer aldı.
Ekonomi küçüldü ama ilaç sektöründeki büyüme yüzde 15’i aştı. İlaç sektörünün en büyük kuruluşu Abdi İbrahim’in yönetim kurulu başkanı Nezih Barut, yükselenler sınıfında yer alıyor. Barut, 57’incilikten 41’inci sıraya yükseldi.
Listeye yeni giren ve çıkan isim ve aileler de oldu bu yıl. Dünyanın en büyük ikinci makine halısı üreticisi ve dört yıl önce girdiği mobilya pazarında da hızla büyüyen Gaziantepli Erdemoğlu ailesi, bu yıl listeye 88’inci sıradan ve en alt kademe olan 300-500 milyon dolar skalasından giren aile oldu. Son beş yılın en dikkat çekici projelere imza atan ve nakit zengini Sinpaş Holding’in sahibi Avni Çelik de bu yıl sıralama yer buldu. Üstelik Çelik, en alttan ikinci kademe olan 500-750 kademesini ve 57’inci sırayı aldı. Yine inşaatçı Süleyman Varlıbaş, Four Seasons Otelleri’nin sahibi tekstilci Mesut Toprak, Anadolu 250 araştırmasının lideri Kroman Çelik’in sahipleri Yolbulan ailesi, Aşçıoğlu Ailesi, listenin yeni konukları oldu. Bu yıl En Zengin 100’e veda edenler de var. Hey Group’un sahibi Bektaş Ailesi, Cüneyt Zapsu, İbrahim Polat, Nevzat Kalkavan, Aşçı ve Uran Aileleri listede yer bulamadı.

Kimi sattı, kimi aldı
Zenginlerin krizde servetlerinin nispeten erimiş olması nedeniyle tüketimde daha sorumlu ve mantıklı bir tavır izlemeleri, yaşam standartlarında bir değişiklik anlamına gelmiyor. Türkiye’nin en zenginleri hala şehrin en güzel yerlerindeki yalı, villa ve residance olarak nitelendirilen lüks konutlarda yaşıyor.
Yeniköy, Etiler, Bebek, Tarabya, Kuruçeşme, Çengelköy gibi semtler, boğaz manzarası nedeniyle ilk tercih edilen muhitler. Boğaz manzaralı yalıların fiyatları 3 milyon dolardan başlıyor ve 40 milyon dolara kadar çıkıyor. Yalı sahibi zenginler listesine son eklenen isim Abdi İbrahim’in başkanı Nezih Barut oldu. Bir de kır yaşamı sürmek isteyenler var. Onların tercihleri de Acarkent, Kemerburgaz, Polonezköy gibi semtler. Genç zenginlerin şehir yaşamına yakın olmak için tercihleri ise rezidanslardan yana oluyor. Levent Loft, Belevu, Kanyon, Selenyum Twins, Astoria, Terrace Fulya, Taksim Rezidans, Akmerkez ilk akla gelen adresler. Bu dairelerin fiyatları ise 300 bin dolar ile 3 milyon dolar arasında değişiyor.

Otomobil tercihi değişmedi
Türkiye’de en zengin 100 aile arasında yer alan kişilerin bir kısmının özel uçağı bulunuyor. Bu süreçte krizde girdiği darboğaz nedeniyle özel uçağını satmak zorunda kalan ya da daha önce verdiği uçak siparinini iptal eden olmadı. Özel uçak sahibi zenginlerin listesinin son adı Boydak’lar oldu. İşadamları tarafından tercih edilen 8-10-12 kişilik jetlerin fiyatları, 10 ile 35 milyon dolar arasında değişiyor.
Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) verilerıne göre krize rağmen üst lüks sınıftaki satışlar geçen yıla göre arttı. Örneğin geçen yılın temmuz ayında sadece bir Ferrari satılırken, bu yıl temmuzda 7 kişi Ferrari aldı. Böylece yılın başından bu yana 14 kişi Ferrari sahibi oldu. Ferrari yedi aylık performansıyla geçen yıl 17 olan satış rakamına bu yılın ilk yedi ayında oldukça yaklaştı.
Bir diğer İtalyan lüks otomobil markası Maserati de geçen yılın rakamlarına yedi ayda yaklaştı. 2008 Temmuz ayında sadece bir adet Maserati satılırken, bu yıl aynı ayda beş adet Maserati satıldı. Yılın yedi aylık döneminde toplam 11 adet Maserati satışı gerçekleştirildi. Geçen yılın toplamında ise 17 adet Maserati satılmıştı. Geçen ay br adet Bentley satılırken, yılın başından bu yana yedi kişi Bentley sahibi oldu. Yılın yedi aylık döneminde Audi 3 bin 119 adet, BMW 3 bin 312 adet, Chrysler 128 adet, Jaguar 159 adet, Mercedes-Benz 4 bin 851 adet Porsche 131 adet, Saab 41 adet otomobil sattı.

Yaz ve kış tatillerinden vazgeçmediler
Krizde en yoğun stresi yaşayan kesimlerin başında gelen işadamları ve aileleri, zor psikolojik koşullar altında alışveriş yerine farklı deneyimler yaşamayı tercih ettiler. Satın alma güdüsünün yerini alan deneyimlerin başında ise kişilerin hobilerine ve hayallerine göre hazırlanan özel programlı seyahat turlarına ilgi arttı. Golf, yatçılık, binicilik, uçuş deneyimi, tarihi önemi olan bir bölgenin ziyaret edilmesi, spor müsabakalarının takibi gibi hobi ve farklı deneyimlerin yaşandığı seyahatlerin yanı sıra zaman sıkıntısı yaşayan iş insanlarının iş ve tatili bir arada yürütmeye çalıştıkları da görüldü. Bu süreçte en fazla azaldığı görülen seyahatler ise genellikle alışveriş amaçlı yapılan geziler oldu.

Göcek yine ilk sırada
Vazgeçilemeyen seyahatler ise her yıl mutlaka gerçekleştirilen yaz ve kış tatilleri. Bu anlamda tatil destinasyonlarında henüz bir değişiklik yok. Yurt içinde Bodrum ve Göcek ilk tercih edilen mekanlar arasında iken, yaz tatili için dünya zenginlerinin de ilk tercihi olan Cannes, Nice, Sardunya, St. Tropez ve Capri gibi mekanlar yine gözdeydi. Kış tatilleri için ise yine hobileri ile ilgili olarak gitmeyi tercih ettikleri tatil destinasyonlarının başında Aspen, St Moritz geliyor. Bunun dışındaki gözde tatil mekanları şöyle: Seychelles, Mauritius, Vail, Bali, Puket, Maldivler, Courchevel ve Whistler.
Kaynak:Radikal

Damada 350 Bin TL, Geline 10 Kilo Altın
Van'ın Başkale ilçesinde yapılan düğünde geline 10 kilogram altın, damada ise 350 bin TL takıldı.
12 Ekim 2009
Van'ın Başkale ilçesinde eski Belediye Başkanı Ejder Yağızer'in oğlunun üç gün üç gece süren düğününe yaklaşık 3 bin kişi katılırken, düğünde geline 10 kilogram altın,
damada ise 350 bin TL takıldı.

Eski Başkale Belediye Başkanı Yağızer'in oğlu Ferhan Yağızer ile Türkan Irtak'ın Hafiziye Mahallesi'ndeki düğün törenine, Başkale Kaymakamı Yunus Kalaycı, İlçe Emniyet Müdürü Taner Aydın, eski Van Milletvekili Mustafa Bayram ve yaklaşık 3 bin davetli katıldı.

Davetlilere verilen yemek için, 30'u küçükbaş olmak üzere 40 hayvan kesildi, 600 kilogram pirinç, 300 kilogram yoğurt ve 5 bin adet ekmek tüketildiği öğrenildi.

Damadın evinin önündeki boş arazide üç gün üç gece süren düğünde, davetlilerce geline 10 kilogram altın, damada ise 350 bin TL takıldı.
aktifhaber

Türkiye'de 30 Bin Milyoner Var
06 Kasım 2009
BDDK tarafından hazırlanan Eylül verilerine göre, Türkiye'de 30 bin milyoner var..
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından hazırlanan Eylül ayına ilişkin ve 3 Kasım 2009 tarihiyle güncelleştirilen Türk Bankacılık Sektörü aylık bültenine göre, söz konusu mevduat sayısının 70 milyon 155 bini yurtiçi yerleşik mudilere, 414'ü de yurtdışı yerleşik mudilere ait bulunuyor.

Türkiye'de bankacılık sektöründe 3 Kasım tarihi itibarıyla bulunan toplam 488 milyar 945 milyon lira olan mevduatın 474 milyar 262 milyon lirası yurt içi yerleşik mudilere, 14 milyar 683 milyon lirası da yurt dışı yerleşik mudilere ait.

Türkiye'de bankacılık sektöründe 1 milyon lira ve üzerinde hesabı bulunanların sayısı 29 bini yurtiçi yerleşiklere, bini de yurtdışı yerleşiklere ait olmak üzere toplam 30 bin mudi olarak belirlendi.

Türkiye'de bankacılık sektöründe 1 milyon lira ve üzerinde hesabı olan 30 bin mudi sayısı, toplam 488 milyar 945 milyon lira olan mevduatın 208 milyar 234 milyon lirasını (yüzde 42,6) elinde bulunduruyor.

Toplam mevduatın 31,4 milyar lirası 10 bin liraya kadar, 70,7 milyar lirası 10 -50 bin lira arası, 105,3 milyar lirası 50-250 bin lira arası, 73,3 milyar lirası da 250 bin - 1 milyon lira arası olarak belirlendi. aktifhaber

Boğdu, kesti tören yaptı!
27 KASIM 2009
İZMİR Karşıyaka'da psikolojik tedavi gören koca, 5'inci kattaki evlerinde tüyler ürperten bir vahşete imza attı.

Dün, Polis İmdat'ı arayan bir kişi, eşini öldürdüğünü, ev anahtarının posta kutusunda olduğunu söyledi. Telefondaki kişinin verdiği adrese giren ekipler, Hatice Faike T.'nin boğulmuş ve boğazı kesilmiş cesedi ile karşılaştı.

ÇAY OCAĞINDA YAKALANDI
Eşi M.A.T., yakınlardaki bir çay ocağında yakalandı. Tefecilere borçlanan M.A.T.'nin, cesedi yatağa yatırıp üzerini çarşafla örttüğü, çiçeklerle süslediği ve 3 gün cenaze töreni yaptığı ortaya çıktı. Bazı firmalara ekonomi danışmanlığı yaptıktan sonra işsiz kalan zanlı, 5 ayrı mektup bırakmış. İlkinde yetkililere seslenen M.A.T., 'Eşimin benden başka kimsesi yok' diyor. 2 ve 3. mektuplarda komşuları ve kapıcısına teşekkür eden zanlı, 4. mektupta kardeşlerinden borcunu ödemesini istiyor. Son mektupta savcıdan, cenazesinin aldığı mezarlığa gömülmesini talep ediyor.
Akşam

Sosyete Coştu Bir Kere
HT Magazin
23.11.2009

Kayra Şarapları, koleksiyon serisi Kayra Vintage’ı, Blackk’de düzenlediği “Future Vintage Party” ile tanıttı. İstanbul cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin akın ettiği partide Ozan Doğulu Project sahne aldı. Gecenin sürpriz davetlisi ise Kenan Doğulu idi.

Özellikle moda tutkunlarının gerçek Vintage peşinde koştuğu şu günlerde, Kayra Şarapları, Kayra Vintage Koleksiyon Serisi’ni “Future Vintage” konsepti altında özel bir parti ile tanıttı. Gecede ayrıca Aslı Ekşioğlu, Mehmet Günyeli, Feryal Gülman, Tuba Peksayar, Emre Ergani, Tuvana Büyükçınar, Eda Taşpınar, Ceyla Gölcüklü, Eren Yorulmazer, Gökçe Atuk gibi cemiyet hayatının ünlü isimlerinin seçtikleri “vintage” ikonları da sergilendi.

Ozan Doğulu'nun sahne aldığı gecede Kenan Doğulu'da eşlik ederek 3 şarkı seslendirdi. Sabahın ilk ışıklarına kadar devam eden Kayra Vintage partisi sonunda alkollü araç kullanmak istemeyen konuklar özel limuzin ile evlerine bırakıldı!..

Gültaş Group'un kurucu başkanı Kemal Gülman ve eşi Feryal Gülman, oğlulları Aslan Kemal Gülman’ın 13. yaşgünü (Bar Mitzvah) özel bir geceyle kutladı.

Musevilikte erkekliğe ilk adım olarak adlandırılan bu özel kutlama, Four Seasons Bosphorus’ta yapıldı. Yaklaşık 650 davetlinin katıldığı gecenin hazırlığına, Feryal Gülman yaklaşık bir sene önce başlamış. Davetli listelerinin yapılmasından ses ve ışık düzenine kadar tüm detaylarla yakından ilgilenen Gülman, gecenin organizasyonunu Vakko Espace by Sky’a, ses ve ışık sistemini ise Mix Music’e emanet etmiş.

Kokteylin ardından balo salonundaki masalarına geçen davetlilere Aslan Kemal’in ve Museviler için önemli olan kutsal yerlerin görüntülerinden derlenen bir barkovizyon gösterimi yapıldı.

Aslan Kemal Gülman’ın bu özel gecede giydiği smokin John Mendel imzası taşıyordu. Gülmanlar’ın bu özel gecesi için yurtdışından da yaklaşık 150 konuk geldi. Bu konuklar, davetin yapıldığı otelde ve başka otellerde misafir edildi. Gecede, farklı yaş gruplarından davetliler birlikte eğlendi.

Pastasını alkışlar eşliğinde kesen Aslan Kemal Gülman, erkekliğe ilk adım atışını ve 13. yaşgününü aile büyükleri ve davetlilerle birlikte kutladı. Bu çok özel kutlamanın toplam bedeli 300 bin doları buldu. Gülman ailesi, dün sabah da yurtdışından gelen misafirleri için bir pazar brunch’ı düzenledi.

POLİSE DİRENENLER İŞÇİ Mİ GÖSTERİCİ Mİ?


17.12.2009

Polis Tekel işçilerini püskürttü.

21 ilden gelen yaklaşık 4 bin işçi, üç gündür Ankara'da hak arıyor.

Bir kısmı Abdi İpekçi Parkı’nda, küçük bir grup ise AKP binası önündeydi.

İstekleri belli; özelleştirmeyle birlikte yasadaki 4-c statüsüne alınacaklar. Kadrolarını, sendikalarını kaybedecekler. Ücretleri de yarı yarıya düşürülecek.

****

Gece ayazında yattılar. Polis “üşümeyin” deyip, önce Atatürk Spor Salonu’nda topladı. Sonra kapıyı üstlerinden kilitledi. O kapıları da aştılar.

Çıldırmış gibi üstlerini başlarını yırttılar. Buz gibi havada parkın süs havuzuna girip, su içinde slogan attılar.

Polis suyla, copla, biber gazıyla saldırdı. İşçiler elleriyle, bulabildilerse taşla direnmeye çalıştı.

Pek çoğu gözaltına alındı. Sokak aralarında arbede yaşandı.

****

Haber kanalları canlı yayınlarda bu haberi şöyle veriyor: “Göstericiler dağıtıldı.”, “Eylemciler direnmeye çalışıyor.”

İşçilere atılan gaz muhabirleri de felç etti.

Muhabirler halkın ve vicdan sahiplerinin arkasında durur. Ama bunun için once dilimizi eğitmemiz gerekiyor.

Onlar “gösterici” değil işçidir.

Odatv muhabirdir.

Bu yazı da, hiç bir şekilde namusundan şüphe edemeyeceğimiz muhabirler için yazıldı. Odatv.com

1.5 Lira Olmadığı İçin Öldüler
Karne günü kaybolduktan sonra cesetleri bulunan Asliye ve Zeynep'in ölüm nedenleri yürek burkuyor.
27 Ocak 2010
Bingöl'de geçen cuma günü karnelerini aldıktan sonra evden kitap almak için ayrılan iki kızdan dün 8 yaşındaki Asliye Ayaz'ın cesedinin bulunmasının ardından, bugün de 13 yaşındaki Zeynep Varış'ın cesedi aynı derede bulundu.

Kaybolan iki kızın öldürüldüğü şüpheleri artmıştı fakat cansız bedenlerinin dere kenarında bulunmasının ardından insanı kahreden bir gelişme yaşandı.

İddiaya göre, akraba olan Asliye ve Zeynep, kitap aldıktan sonra eve dönüş için 1.5 lira minibüs paraları kalmadığı için, debisinin yükseldiğini bilmedikleri dereden geçmeye çalışırken boğuldu. aktifhaber

Çöp toplayan çocuklar, devlet yardımı bekliyor

Yaşamlarını çöp toplayarak sağlayanlar verdikleri hayat mücadelesi ile dikkatleri çekiyorlar. Çöplüklerde atıkları ayıklayarak ayakta kalma mücadelesi veren ve yürek burkan öykülere sahip çöp toplayıcıları devlet şefkatine muhtaç olduklar ını belirterek, sağlıklı ve temiz bir yaşama istiyor. 29.01.2010 ADANA netgazete

Türkiye'nin En Zengin 100 İsmi
Forbes Türkiye, ''En Zengin 100 Türk'' listesini açıkladı. İşte Forbes'e göre Türkiye'nin en zenginleri...
26 Şubat 2010
Hüsnü Özyeğin, 3 milyar dolarlık servetiyle ''en zengin Türk'' unvanını korurken, listede ikinci sırada Mehmet Emin Karamehmet 2,9 milyar dolarlık, üçüncü sırada Şarık Tara 2,6 milyar dolarlık servetiyle yer aldı.

Forbes Türkiye'nin, ''En Zengin 100 Türk'' listesinde Hüsnü Özyeğin, 3 milyar dolarlık servetiyle ''en zengin Türk'' unvanını korurken, listede ikinci sırada Mehmet Emin Karamehmet 2,9 milyar dolarlık, üçüncü sırada Şarık Tara 2,6 milyar dolarlık servetiyle yer aldı.

Forbes Türkiye'nin, ''En Zengin 100 Türk'' listesini açıkladığı toplantıda verilen bilgiye göre, Hüsnü Özyeğin 3 milyar dolarlık servetiyle ''En Zengin Türk'' unvanını koruyor. İkinci sırada Mehmet Emin Karamehmet 2,9 milyar dolarlık servetiyle yer alırken, Şarık Tara, 4,1 milyar dolarlık 2008 yılı servetinin uzağında olsa da 2,6 milyar dolar ile üçüncü sırada bulunuyor.

Hüsnü Özyeğin, Türkiye'nin en zengini olma sıfatını bugüne kadar en fazla alan isim olurken, listenin başındaki yerini son 2 yıldır koruyor. Mehmet Emin Karamehmet ise Çukurova Holding ve Turkcell'deki hisseleri ile Türkiye'nin ikinci en zengin kişisi konumunda bulunuyor.

Şarık Tara, 2009'da kaybettiği 2,5 milyar doların 1 milyar dolarını yerine koyarak, listede üçüncü sırada yer aldı.

''En Zengin 100 Türk''ün toplam serveti bu yıl 87 milyar dolar oldu. Bu rakam, geçen bir yılda servetlere 31 milyar dolar eklendiğini ve toplam servetin önceki yıla göre yüzde 55 arttığını gösteriyor.

Geçen yıl ''En Zengin 100 Türk''ün toplam serveti 2008'e göre neredeyse yarı yarıya eriyerek, 111 milyar dolardan 56 milyar dolara gerilemiş, 36 adet dolar milyarderinden geriye 13 kişi kalmıştı ve bunların arasında Koç veya Sabancı soyadını taşıyan kimse yoktu.

Bu yıl Koç ailesinin üç ferdi Semahat Arsel, Rahmi Koç ve Suna Kıraç'ın ''milyarderler ligi''ndeki yerlerine geri döndü. Şevket Sabancı, Ahsen Özokur, Aydın Doğan, Deniz Şahenk, Erman Ilıcak, Faruk Eczacıbaşı ve Turgay Ciner ''milyarderler ligi''nde yer aldı.

SUZAN SABANCI DİNÇER LİSTEYE İLK KEZ MİLYARDER OLARAK GİRDİ

Bu yıl 28 adet milyarder içinde Koç soyadını taşıyan 3, Sabancı soyadını taşıyan 2 kişi bulunuyor. Sabancı ailesinin 13 ferdinin toplam serveti 10,3 milyar dolar iken, Koç ailesinin 8 üyesinin toplam serveti 7,1 milyar dolar.

Geçen yıl ''milyarderler ligi''ne veda eden 12 kişinin yanı sıra bu yıl listeye Mustafa Latif Topbaş, Mehmet Rüştü Başaran ve Suzan Sabancı'nın eklenmesiyle Türkiye'nin dolar milyarderi sayısı 28'e ulaştı. Suzan Sabancı Dinçer, listeye ilk kez milyarder olarak girdi ve 26. sırada yer alıyor.

Forbes 100'de bu yıl ilk kez ''milyarder'' unvanını alan iki isim, Habaş Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Rüştü Başaran ve BİM Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Latif Topbaş oldu.

Bu yıl ''En Zengin 100 Türk'' arasına 12 yeni isim katılırken, 4 kişi listeye geri döndü. Listenin yenileri arasında Tuba Yazıcı, Kazım Türker, Mehmet Avni Kiğılı yer alıyor.

SABANCI AİLESİ, TÜRKİYE'NİN EN ZENGİN AİLESİ

Türkiye'nin en zengin 25 ailesinin hemen hepsinin serveti bu yıl neredeyse 2 kat artarken, toplam serveti 1 milyar doları geçen 17 aile var. Türkiye'nin en zengin ailesi, 10 milyar dolarlık servetleriyle Sabancı ailesi oldu.

Forbes 100'ün ortalama serveti 798 milyar dolar iken, aynı rakam geçen yıl 554 milyar dolar idi. Geçen yıl listede hiç kadın milyarder yer almazken, bu yıl 24 adet kadın bulunuyor.

Listenin ilk 10'unun toplam serveti 22 milyar dolarla, bir önceki yıla göre 6,5 milyar dolar artış gösterdi. İlk 50 kişi 60 milyar dolarlık servete sahip bulunuyor. Geçen yıl bu rakam 40,7 milyar dolardı.

Listenin en genç ferdi ile en yaşlısı arasındaki yaş farkı 59. İman Çolakoğlu 27, Necati Akçağlılar 86 yaşında.

İstanbul doğumlu zenginlerin sayısı 38 iken, listede 11 adet Ankaralı isim buluyor. İstanbul ve Ankara'dan sonra en çok zengin çıkaran 2 il Adana ve Artvin olarak sıralandı.

Listede yer alan 75 kişinin enerji sektöründe yatırımları var.

81 KİŞİ SERVETİNİ ARTIRDI

Geçen yıla göre Forbes 100'deki değişime bakıldığında, 2009'da servetini sadece 1 kişi, bu yıl ise 81 kişi artırdı. Listeye 2009 yılında 14 yeni kişi, bu yıl 17 kişi girdi. Geçen yıl serveti değişmeyen kimse yoktu ancak, bu yıl 6 kişinin servetinde değişim olmadı.

25 aile toplamda 60 milyar dolarlık bir serveti yönetirken, listede toplam serveti milyar dolar sınırını aşan 17 aile ver.

Forbes 100'deki isimlere ait vakıfların en varlıklısı Vehbi Koç Vakfı iken, Koç Holding ve şirketlerindeki hisselerinin toplam değeri 657 milyon dolar düzeyinde bulunuyor.

2009 yılında kurulan Ahmet Nezahat Keleşoğlu Vakfının, Selçuk Ecza Holding ve Selçuk Ecza'daki hisselerinin değeri 500 milyon dolar. Hacı Ömer Sabancı Vakfının, Akbank ve Sabancı Holdingteki hisselerinin toplam değeri ise 436 milyon dolar.

Forbes Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Burçak Güven, bu yıl beşinci kez hazırlanan listede yer alan aşağı yukarı herkesin itiraz edip, yer almak istemediğini bildirdiğini söyledi.

Güven, listeye bakıldığında, geçen yıla göre ''oldukça ciddi toparlanma'' görüldüğünü belirtti.

Güven, listenin hesaplanması için kapanış tarihinin 12 Şubat olduğu ancak bu tarihten sonra borsada ciddi dalgalanmalar ve önemli durumlar olduğunda bunların listede güncellendiğini bildirdi.

Aydın Doğan'ın da milyarder liginde yer aldığını kaydeden Güven, vergi cezalarını süreç devam ettiği için servetten düşmediklerini ancak cezaların doğal olarak servet kaybına neden olduğunu söyledi ve davanın kazanılmasının ardından servette yükselme olduğunu dile getirdi.

Güven, bir soru üzerine, aşağı yukarı listede yer alan herkesin listeye itiraz ettiğini ve burada yer almak istemediklerini anlattı.

Hazırladıkları listeye ''dolar milyarderi'' olarak giren herkesin, küresel listeye gireceğini ifade eden Güven, geçen yıl 13 olan bu sayının bu yıl 28 olacağını açıkladı.

Verilen bilgiye göre Ali Ağaoğlu, 2008 yılındaki rakama itiraz etti. Ancak sonraki yıllarda daha fazla bilgi paylaşımında bulundu.

En zengin 100 Türk listesinde yer alan ilk 10 ismin 2010-2009 servetleri (milyon dolar) ve şirketleri şöyle sıralandı:

2010 SERVETİ 2009 SERVETİ

01 Hüsnü Özyeğin Fiba Holding 3 milyar 2.900,00

02 Mehmet Emin Karamehmet Çukurova Holding 2.900,00 2.800,00

03 Şarık Tara Enka İnşaat 2.600,00 1.600,00

04 Ferit Şahenk Doğuş Holding 2.100,00 1.100,00

05 Murat Ülker Yıldız Holding 2.100,00 1.100,00

06 Ali Ağaoğlu Ağaoğlu İnşaat 2.000,00 1.500,00

07 Erman Ilıcak Rönesans İnşaat 2.000,00 800,00

08 Filiz Şahenk Doğuş Holding 2.000,00 1.000,00

09 Semahat Arsel Koç Holding 1.700,00 750,00

10 Rahmi Koç Koç Holding 1.600,00 700,00

11 Ahmet Nazif Zorlu Zorlu Holding 1.500,00 1.300,00

12 Kamil Yazıcı Yazıcı Holding 1.400,00 1.000,00

13 Suna Kıraç Koç Holding 1.400,00 600,00

14 Bülent Eczacıbaşı Eczacıbaşı Holding 1.300,00 800,00

15 Mehmet Rüştü Başaran Habaş 1.300,00 700,00

16 Tuncay Özilhan Anadolu Endüstri Holding 1.300,00 1.000,00

17 Faruk Eczacıbaşı Eczacıbaşı Holding 1.200,00 800,00

18 Sinan Tara Enka İnşaat 1.200,00 750,00

19 Ahsen Özokur Yıldız Holding 1.100,00 650,00

20 Murat Vargı MV Holding 1.100,00 1.100,00

21 Mübariz Gurbanoğlu Palmali Denizcilik 1.100,00 1.100,00

22 Ahmet Çalık Çalık Holding 1.000,00 1.000,00

23 Aydın Doğan Doğan Holding 1.000,00 750,00

24 Deniz Şahenk Doğuş Holding 1.000,00 600,00

25 Mustafa Latif Topbaş Bim 1.000,00 500,00

26 Suzan Sabancı Dinçer Sabancı Holding 1.000,00 540,00

27 Şevket Sabancı Sabancı Holding 1.000,00 600,00

28 Turgay Ciner Park Holding 1.000,00 850,00

29 Çiğdem Sabancı Bilen Sabancı Holding 960,00 510,00

30 Hasan Çolakoğlu Çolakoğlu Metalurji 950,00 425,00

31 Serra Sabancı Sabancı Holding 950,00 550,00

32 Dilek Sabancı Sabancı Holding 820,00 430,00

33 Sevil Sabancı Sabancı Holding 820,00 430,00

34 Hamdi Akın Akfen Holding 800,00 500,00

35 Tuba Yazıcı Diler Holding 800,00

36 Yalçın Sabancı Yasa Holding 800,00 800,00

37 Erkut Soyak Soyak Holding 760,00 450,00

38 Ahmet Keleşoğlu Selçuk Ecza Holding 750,00 530,00

39 Ünal Aysal Unit Investment 750,00 500,00

40 Demet Sabancı Çetindoğan Sabancı Holding 730,00 250,00

41 Demir Sabancı Sabancı Holding 720,00 300,00

42 Ömer Sabancı Sabancı Holding 720,00 300,00

43 Ethem Sancak Hedef Alliance Holding 700,00 690,00

44 Mehmet Avni Kiğılı Hayat Holding 700,00

45 Mehmet Hattat Hema Endüstri 700,00 500,00

46 Suat Günsel Yakındoğu Üniversitesi 700,00 700,00

47 Olgun Zorlu Zorlu Holding 690,00 800,00

48 Ali İsmail Sabancı Sabancı Holding 650,00 250,00

49 Emine Sabancı Kamışlı Sabancı Holding 650,00 250,00

50 Kağan Gürsel Kiska İnşaat 650,00 500,00

51 Kazım Türker Türkerler Grubu 650,00

52 Nuri Özaltın Özaltın Holding 650,00 300,00

53 Ömer Dinçkök Akkök Sanayi Yatırım 650,00 600,00

54 Vildan Gülçelik Enka İnşaat 650,00 375,00

55 Ali Koç Koç Holding 620,00 250,00

56 Mustafa Koç Koç Holding 615,00 260,00

57 Ali Rıza Yıldırım Yıldırım Holding 600,00 275,00

58 Erol Üçer Gama Holding 600,00 370,00

59 Yüksel Yıldırım Yıldırım Holding 600,00 275,00

60 İbrahim Bodur İ.Bodur Holding 575,00 510,00

61 Ömer Koç Koç Holding 570,00 235,00

62 İbrahim Çeçen IC Holding 550,00 400,00

63 İman Çolakoğlu Çolakoğlu Metalurji 550,00

64 Mehmet Çolakoğlu Çolakoğlu Metalurji 550,00

65 Müşfik Yamantürk Güriş Holding 550,00

66 Sevda Gülçelik Enka İnşaat 550,00 315,00

67 Tevfik Yamantürk Güriş Holding 550,00

68 Yüksel Erimtan Gama Holding 550,00 370,00

69 Erol Çarmıklı Nurol Holding 540,00 275,00

70 Mehmet Oğuz Çarmıklı Nurol Holding 540,00 275,00

71 Nurettin Çarmıklı Nurol Holding 540,00 285,00

72 Ali Raif Dinçkök Akkök Sanayi Yatırım 500,00 450,00

73 Erol Sabancı Sabancı Holding 500,00 300,00

74 Nihat Özdemir Limak İnşaat 500,00 400,00

75 Sezai Bacaksız Limak İnşaat 500,00 400,00

76 Yaşar Kaptan Çebi Kaptan Şirketler 480,00 220,00

77 Erdal Aksoy Turcas Petrol 475,00 450,00

78 Selçuk Yaşar Yaşar Holding 475,00

79 Arzuhan Doğan Yalçındağ Doğan Holding 450,00 340,00

80 Begümhan Doğan Faralyalı Doğan Holding 450,00 340,00

81 Hanzade Doğan Boyner Doğan Holding 450,00 340,00

82 Işıl Doğan Doğan Holding 450,00 320,00

83 Mehemt Nazif Günal MNG Holding 450,00 400,00

84 Nilüfer Çiftçi Akkök Sanayi Yatırım 450,00 400,00

85 Vuslat Doğan Sabancı Doğan Holding 450,00 340,00

86 Ayşe Verda Gülçelik Enka İnşaat 410,00

87 Aziz Torun Torunlar Gıda 400,00

88 Erdoğan Demirören Demirören 400,00 350,00

89 İshak Alaton Alarko Holding 400,00 350,00

90 Lucien Arkas Arkas Holding 400,00 350,00

91 Mehmet Torun Torunlar Gıda 400,00 500,00

92 Ali Gülçelik Enka İnşaat 390,00 235,00

93 Zeki Zorlu Zorlu Holding 380,00 250,00

94 Bayram Yusuf Aslan İçdaş Demir Çelik 375,00 350,00

95 Necati Aslan İçdaş Demir Çelik 375,00

96 Taceettin Aslan İçdaş Demir Çelik 375,00

97 Bilgi Gülçelik Enka İnşaat 360,00

98 Ahmet Afif Topbaş BIM 350,00

99 Ahmet Cengiz Cengiz Holding 350,00

100 Ali Nihat Gökyiğit Tekfen Holding 350,00 300,00
aktifhaber

Her ay 1300 Türk milyoner oluyor
Türkiye'deki mevduatın yarısı, yurtiçi ve yurtdışındaki yerleşiklerin “milyoner” hesaplarında bulunuyor. 2010 yılı Haziran ayı itibariyle 564 milyar 508.3 milyon TL'ye ulaşan bankacılık sektöründeki mevduatın yüzde 47'sini oluşturan 262 milyar 923.2 milyon TL'si 1 milyon TL'nin üzerindeki 34 bin 770 mevduat hesabında bekliyor. 15.08.2010 ANKARAnetgazete

İnşaatten Düşen Genç 2 Gün Aç Kalmış

30 lira yevmiyeyle çalıştığı inşaattan düşerek ölen üniversiteli Ömer, dün toprağa verildi

Ömer'in ağlamaktan göz pınarlarında yaş kalmamış 83 yaşındaki Cevriye Ninesi bir telefon konuşmasını aktarıyor bana: “Biz onu ne yoklukla büyüttük kızım. Okuyup kurtulsun, aç kalmasın diye... Anası tarlaya giderdi, arkasından ağlardı Ömerim. Verecek bir şey olmazdı bazen, kuru mememi verirdim sussun diye... Üniversiteye başladı... Bir gün telefonla aradım. Nasılsın Ömerim dedim. İki gündür açım, param yok nine' dedi... Yoklukla büyüttük, yoklukla öldü...”

Cenazeden önce varıyoruz Ağrı'nın Tutak İlçesi'ne bağlı Daldalık Köyü'ne... Öyle küçük bir köy ki, yol üstünde köyü gösteren bir levha bile yok... Sorup soruşturup bir yoldan sapıyoruz. Göz alabildiğine ağaçsız tepeler arasında önce bir minare, sonra da birkaç taş ev görüyoruz... Buğday ekinleri yeni biçilmiş, her yer sapsarı... Daha ilk gördüğümüz köylü sormadan anlıyor geliş sebebimizi... Bize eşlik ediyor...

Küçücük bir evde, tertemiz bir göz odaya buyur ediyorlar önce... Kenardaki bir çekyatta, bir kadın kendinden geçmiş yatıyor... Öğreniyorum ki, anne Herdem'i yeni getirmişler hastaneden... Başında bekleyen kızlarının ise ağzını bıçak açmıyor, ağlamaktan gözleri şişmiş. Herkes suskun... Ne yapacağımı bilemiyorum. Acı daha çok taze... Ömer toprağa bile verilmemiş. Ne soracağım, nasıl bir çocuk muydu diyeceğim? Onlar ne diyecekler? Yoklukla büyüttük, yoklukla öldü mü diyecekler? Bu düşüncelerle öylece odanın ortasında dikilirken omuzuma bir el dokunuyor, “Sizi yan odaya alalım” diye... Giriyorum bir başka temiz odaya... İçerisi kadın ve çocuk dolu... Bir dede ile ninenin yanlarına çöküveriyorum. “Başınız sağ olsun” diyorum, ellerini öpüyorum. Sanki bu sözü söylememi bekler gibi sıkıca sarılıyor Ömer'in babaannesi... Ağlıyor, ağlıyoruz... Ağıtları yüreğimi yakıyor... “Ah balam, ah yavrum... Kendi ellerimle yola vurdum Ömerimi... Gittim para buldum, getirdim... 'Al yolluk yap, madem istiyorsun git İstanbul'da çalış' dedim. Bilseydim der miydim, der miydim kızım?”

Peki nasıl bulmuş parayı Cevriye Nine? Soruyorum utana sıkıla... O da utanmış parayı isterken: “Amcam kızı vardı, ondan aldım. Diğer kızlarımdan aldım. 50 ondan, 50 diğerinden... Çok zor oldu. İnsan utanıyor istemeye... 200 lira bulabildim, Ömer'e verdim. 80 lirasını yol parası etti... ”

Üç ayda 250 lira yaşlılık parası alıyormuş Cevriye Nine... Hani elinden gelse hepsini verecek torununa ama... Herkes onun eline bakıyor Daldalık'taki iki göz odada... “Yurtta kalıyordu Ömer. Geçen yıldan borcu vardı. 'Borcumu ödeyemezsem bu yıl okuyamam. Bin lira yurda veririm, geri kalanı da bana yeter' demişti. Benim yavrum aç kaldı okullarda. Off of, çok zor!”

Gerçekten aç mı kaldı Ömer diye düşünüyorum, ama soramıyorum 83'ündeki Cevriye Nine'ye... O sırada akrabadan bir hanım alıyor sözü: “Kızım bak, aslını söylersen, bu çocuğun malı yok, tarlası yok, işi yok, evi yok. Hiçbir şeyi yok. İki kızkardeş, bir anne, bir kör nine, işte bu damda tek kalmışlar. Bu dam da onların değil. Aydın'a göç eden Kemal Arslan'ın evi. Allah rızası için bırakmış onlara... İdareten, 5 senedir burada kalıyorlar. Dededen kalma bir şey yok! Baba desen sağlıklı değil, bir gözü iyi görmüyor, beli sakat... Cigara içe içe iki kat olmuş, bir küreği kaldıracak hali yok. Borcu da çok... Bu çocuk da gelmiş, burada tutacak iş yok, tarlada çalışsa günde 10-15 lira alacak. Sabah ezanla gidiliyor, akşam ezanla dönülüyor... Demiş ki, gidip İstanbul'da çalışayım daha çok kazanayım. Elde avuçta yok. İnşaatta kıvrılıp yatıyor. Beş on kuruş koyayım kenara diye... O iskeleye çıkıyor. Zaten içi gaile dolu... Yoksulluk dolu, hasret dolu... Nasıl olmasın? Baba da gitmiş başka diyara çalışmaya, anası, ninesi evde bekliyor. Artık nasıl olduysa yavrunun eceli gelmiş, her şey bitmiş!..”

Öyle bir özetliyor ki Ömer'in kısa hayatını, içim ürperiyor... Bu kez Ömer'in teyzesi alıyor sözü, “Babasının biraz borcu vardı” diyor. “Neden?” diye soruyorum... 'Böyle de soru olur mu?' der gibi bakıyor yüzüme: “Alıyor yazdırıyor, alıyor yazdırıyor... Çoluk çocuk ne yiyecek? Borç büyüdükçe büyüyor... Gün bulduğunu gün yiyorlar!..”
Hava dağılsın diye ortadan soruyorum. Nasıl bir gençti? Kadınlar tek tek anlatıyorlar:

“Sessiz, iyi biriydi...”
“Uzun boylu, hoş, esmer, siyah saçlıydı...”
“Ama çok da canlı değil idi...”
“İnce bir çocuktu. 21 yaşındaki bir çocuk nasıl olurdu canım!..”
“Öyle yaşıtları gibi alıngan değil idi, ama çok utangaç, çekingen idi...”
“Hayalleri olan biri idi... Edebiyat öğretmeni olacağım, memleketime geleceğim der idi...”
Hayaller deyince herkes susuyor yine... Kim bilir, kimin aklına hangi hali geliyor Ömer'in... Benim gözlerimin önünde kızkardeşi Leyla'nın yastığın altında sakladığı tek kare vesikalık fotoğrafı... Gözleri kara kara, hüzünlü bakıyor. Sanki sonunu biliyormuş gibi...

Kapı açılıyor, içeriye Ömer'in yaşlarında bir genç giriyor. Öğreniyorum ki Ömer'in amcasının oğlu Müslüm Çetin'miş... Hani, Ömer'e okuması için yardım eden Kütahya Dumlupınar Kaymakamı Mehmet Nuri Çetin'in kardeşi...”Ağabeyim hem beni okutuyordu hem onu... Biz engel olmaya çalıştık 'Gitme' diye, dinlemedi. En son bir hafta önce İstanbul'a gittiğimde gördüm. Gezdik, tozduk, konuştuk. 'Köye gel' dedim yine, 'Biraz daha çalışayım' dedi.” Devletten yardım almıyor muydu Ömer diye soruyorum Müslüm'e. “Ayda 200 lira burs alıyordu, biraz da ağabeyim yolluyordu” diye anlatırken, Cevriye Nine kızgın sözünü kesiyor: “Hükümetten bu para gelseydi, beni arayıp, “Nine ben iki gündür açım!” der miydi?”

Ah nineciğim, Muğla gibi turistik bir yerde okuyan bir öğrenci için 200 lira ne ki! Bunun kitabı var, çayı var, simidi var... Daldalık gibi değil ki Muğla... Bahçeden topladığınla, kümesten aldığın yumurtayla karnını doyurasın, geçinip gidesin! Ben bunları söylerken Müslüm devam ediyor: “Bir kendi olsa kolaydı. Ama evin tek oğluydu. Annesine, babasına yardımı olsun diye çırpınır dururdu... Böyle olmasa kazandığını eve gönderir miydi? Üniversiteyi kazandığına ne çok sevinmişti. 'Annemi babamı kurtaracağım' demişti. Kız kardeşi doğum yaptığında, 300 lira para yollamıştı, gidin beşik alın diye... 200 lira da eve yollamıştı... “

Biz böyle konuşurken ninenin aklına ne geldiyse, “Vallah billah yemek yemiyordu kızım... Pişirirdik, (küçücük avucunu gösteriyor), işte bu kadarcık yerdi” diyor. “Peki ne severdi nineciğim?” diye soruyorum. “Et ufalardı şehriye çorbasına anası, onu çok severdi... Bir de pirinç pilavı ile patates kızartmasını... İki bardak da çay içerdi hep!”
Sonra tam da benim utanıp da soramadığım yere geliyor Cevriye Nine: “Ah kızım o azıcık yiyen çocuk aç kalmış okulda... Bir gün aradım... 'Balam, Ömerim nasılsın?' dedim. 'Nine' dedi 'Ben iki gündür açım, param yok...' Kurban olam sana, üzülme, bulur yollarım hemen dedim. Kaymakam Nuri'nin yanına vardım. O da üzüldü, 'Ben nasıl bilememişim' dedi. Hemen para yolladı. Hep yolluyordu ama yetmiyordu. Balam, yoksulluktan gitti kızım! Yoksulluktan gitti çıktı o inşaatın tepesine, keyfinden mi çıktı?”
Araya teyze kızı giriyor bu kez: “Babaannesini başka severdi. Kimseye söyleyemediğini bir ninesine söylerdi. Bak yine ona açmış içini, dayanamamış arayınca” diyor...
Cevriye Nine gözü yaşlı devam ediyor: “Anası tarlaya giderdi, ağlardı. Verecek bir şey olmazdı bazen, kuru mememi verirdim sussun diye... Onu o kadar severdim. Biz onu ne yoklukla büyüttük, üniversitelere yolladık, kurtulsun diye... Yoklukla büyüttük, ama yoklukla öldü... Yoksulluk ateşten bir gömlektir kızım. Çok zordur, yaşamayan bilmez. Bilmez...”
Sesi gittikçe kısılıyor... Onun sesi kısıldıkça benim içimdeki acı büyüyor...
MİNE ŞENOCAKLI-VATAN

Kızına Doğum Gününde Ada Aldı
24 Kasım 2007
Türk işadamları da artık yapancılar gibi uçuk kaçık hediye vermeye başladılar. Kızına doğum gününde "ada" alan işadamımız kim dersiniz?
Enka Yönetim Kurulu Başkanı Şarık Tara, kızı Leyla Tara Suyabatmaz'a Bodrum'da Küçük Orak Adası'nı satın aldı.

Türkİye'deki işadamları ve ünlü simaların ada merakına Tara Ailesi de eklendi. Enka'nın patronu Şarık Tara, kızı Leyla Tara Suyabatmaz'a doğumgünü hediyesi olarak Bodrum'da ada satın aldı. Tara, Kargıcık bükündeki Küçük Orak Adası için 4 milyon dolar ödedi. 68 dönüm yani 9 futbol sahası büyüklüğündeki ada, Ege Denizi'nde eşsiz sualtı zenginliğiyle ünlü. Dalgıçların uğrak noktalarından birisi olan Küçük Orak'ın komşusu sahile 600 metre mesafedeki Aydın Doğan'a ait ada. Küçük Orak Adası'nda 350 zeytin ağacı, 3 iskele ve su sarnıcı bulunuyor. Küçük Orak'ın imarı ise sadece büyük bir malikane yapmaya uygun.

Bodrum'daki Küçük Orak Adası'yla Şarık Tara'nın yanı sıra başkaları da ilgileniyordu. Adanın eski sahibi ünlü diş hekimi Doğan Arı, 3 yıl önce vefat edince, mirasçcıları adayı satışa çıkarmıştı. Küçük Orak'la en ciddi olarak Tarkan ilgilenmiş ancak son anda adayı almaktan vazgeçmişti.

Türkiye'de kimin adası var?
DENİZ tutkunu olan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç'un Tuzla karşısında Koç Adası olarak tanınan adası bulunuyor. İşadamı Ömer Dinçkök ise Bodrum Gündoğan Koyu'nun karşısındaki Apostrol Adası'nın sahibi. Simavi Ailesi de Türkiye'de ada sahibi ünlüler arasında. Haldun Simavi, Göcek'teki 12 adadan biri olan Domuz Adası'nı eşi Belma Simavi'ye hediye etmişti. Domuz Adası, evsahipliği yaptığı partilerle ünlü. Son olarak Zorlu Holding'in patronu Ahmet Nazif Zorlu, Zeytin Adası'nı TMSF'den 15.2 milyon YTL'ye almıştı.
aktifhaber

Hande Demir oğluna 2500 euroluk köpek aldı

04 Kasım 2010 Erdinç Acar'dan yaklaşık dört ay kadar önce boşanan Hande Demir, oğlu Aslan Acar'a Şeker Bayramı hediyesi olarak Akmerkez'deki pet shop'tan bir yavru köpek aldı. Anaokuluna başlayacak olan Aslan için korumalarla birlikte Akmerkez'e gelen Hande Demir, pet shop'ta gördüğü ve oğlunun çok beğendiği Maltese cinsi Malta köpeğini satın aldı. Oğlunun bir dediğini iki etmeyen Hande Hanım ve oğlu Aslan, mağazadan çıkmadan erkek köpeklerine Çapkın adını koydular. 2500 Euro'ya aldıkları köpeklerinin ihtiyacı olan tüm aksesuvar, yiyecek, vitamin ve oyuncakları da aynı mağazadan alan Hande Hanım, çıkışta oğlu Aslan'a "Bakalım baban eve geldiğinde ne yapacak? Çok merak ediyorum" demiş. netgazete

Çöplerin altında kalan çocuk hayatını kaybetti

Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesindeki çöp toplama alanına naylon, karton ve teneke toplamak için giren 13 yaşındaki Hüseyin S. iş makinasıyla çöplerin çukura dökülmesi üzerine çöplerin altında kaldı. Olayı farkeden abisi abisi Sedat (17) S, iş makinasını durdurarak durumu ailesine bildirdi. Vatandaşlarca, yapılan 2 saatlik arama çalışmasının ardından Hüseyin'in cesedine ulaşıldı. 06.11.2010 ŞANLIURFA netgazete

Tanesi 40 liradan satılan 6 kutu mama çaldılar
12 Kasım 2010
İstanbul, Esenler'de bulunan bir süpermarkete giren şahıslar, sadece 6 kutu bebek maması çaldı. Daha önce de farklı marketlerde benzer şekilde mama hırsızlığı yaşanırken, son olay güvenlik kameralarına yansıdı. netgazete

Aşiret düğününde bavullarla Dolar saçıldı
Geline, 3 kilogram ağırlığında altın takıldı

28 Ocak 2008
Şanlıurfa işadamı ve Pijan aşiretinin lideri Emin Kaya'nın kardeşinin düğününde, gelin ve damadın üzerinden bavullar dolusu dolar saçıldı.
Şanlıurfalı işadamı ve Pijan aşireti lideri Emin Kaya'nın kardeşi Metin ile Haltan aşiretinden Behiye Günbeyli, muhteşem bir törenle dünya evine girdi. Dolarların yağmur gibi yağdığı törende, görevliler paraları toplamakta zorlandı.
Şanlıurfalı işadamı ve Pijan aşireti lideri Emin Kaya'nın Dubai'de bilgisayar mühendisliğini okuyan kardeşi Metin Kaya ile Haltan aşiretinden Behiye Günbeyli'nin düğün törenine AK Parti Şanlıurfa milletvekili Zülfikâr İzol, Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan, birçok aşiret lideri, işadamları ve bürokratlar katıldı. Kol kola salona giren çiftin düğününde Bedri Ayseli ile "Halkın Yıldızları" yarışmasında üçüncü olan İshak sahne aldı.
Pijan ve Haltan aşiretinin düğünleri Şanlıurfa'da üç gün, üç gece sürdü. Düğünün ilk gecesi gelinin köyünde yapılırken, ikinci gece beş yıldızlı El Ruha Oteli'nde yapıldı. Burada yapılan kına gecesinde davetliler gelin ve damadın yanı sıra halay çekenlerin başından bavul ile para saçtı. Düğününün üçüncü günü ise beş yıldızlı Dedeman Oteli'nde yapıldı. Gelin ve damat Kürtçe müzik eşliğinde dans ederken, dolarlar havaya saçıldı. Düğünün ilerleyen saatlerinde AK Parti Şanlıurfa milletvekili Zülfikâr İzol
piste çıkarak davetlilerle halay çekti. Milletvekili Zülfikâr İzol'un halay çekmesi sırasında davetliler ellerindeki tomar tomar dolarları havaya saçtı. Yerdeki kahverengi halı bir anda dolarlarla dolup taşarak yeşile döndü.
Gecenin ilerleyen saatlerinde halk müziği sanatçısı Bedri Ayseli sahne aldı. Bedri Ayseli'nin "Fincanın Etrafı Yeşil" türküsüne AK Partili Zülfikâr İzol da eşlik etti. İzol ve Ayseli türkü söylerken davetliler de ikilinin başından dolarlar saçtı. Milletvekilinin oturduğu masa adeta dolarlarla dolup taştı. Yemeklerin içerisine kadar düşen dolarları görevliler topladı.
Haltan aşiretinin kızlarından olan Behiye'nin üzerinde altın kemer, altın kordon, beşi bir yerde altın, akıtma, fıstıklı akıtma, gerdanlık gibi yaklaşık 3 kilo altın olduğu gözlendi.
AK Parti Şanlıurfa milletvekili Zülfikar İzol, bu kez kurşun yerine dolarların atıldığını belirterek, "Düğünlerde örf ve adetten dolayı silahlar sıkılıyor. Geçmişte benim katıldığım bir düğünde silahlar sıkıldı. Ben bunu tasvip etmedim. İnşallah bundan sonra da silah sıkılmaz. Türkiye'nin hiçbir yerinde silahlar patlamasın" dedi.
Damat Metin Kaya, gelin Behiye Günbeyli'ye 200 bin YTL değerinde altın aldığını söyledi.
Bu arada; iki aşiretin düğününde Emin Kaya'nın yeğenleri Haşim ile Fatih de sünnet ettirildi.
Öte yandan, 10 Temmuz 2006 tarihinde Şanlıurfa'nın Suruç ilçesine bağlı Tavşan köyünde Pijan aşireti lideri Emin Kaya'nın kardeşini evlendirip oğlunu sünnet ettirdiği düğüne AK Parti Şanlıurfa milletvekili Zülfikar İzol da katılmıştı. İzol'un katıldığı düğünde silah sıkılmaması için talimat vermesine rağmen onlarca tabancayla çocuklar dahil olmak üzere davetliler havaya ateş açmıştı.
Pijan aşireti lideri Emin Kaya, önceki düğünde olduğu gibi silahların sıkılmaması için bu kez temkinli davrandı. Kardeşi Metin'in düğününü açık hava yerine 5 yıldızlı otelde yaptırdı.
nethaber

Köpeğin doğum gününe 43 bin dolar!
30 Aralk 2010
Ürdün'de bir kadının, köpeğinin doğum günü için 43 bin dolar (yaklaşık 67 bin TL) harcaması günün konusu oldu.

Arab online internet sitesinde yer alan bir haberde, Ürdün'de bir kadının, köpeğinin doğum günü dolayısıyla düzenlediği partiye 43 bin dolar (yaklaşık 67 bin TL) harcadığı bildirildi. Haberde kadının, yaklaşık 250 arkadaşını köpekleriyle birlikte doğum günü partisine davet ettiği belirtildi.

Köpeğin doğum günü için yapılan harcamanın medyada yer alması tepkilere yol açtı.

Eski bir milletvekili, günde 1 dinara muhtaç insanların olduğu ülkede, binlerce doların köpeğin doğum günü için harcamasına anlam veremediğini söyledi.

Halkın yarısı, geliriyle geçinemiyor
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, halkın yüzde 46,2'si geliriyle ihtiyacını karşılamakta zorlanıyor. Ülke genelinde hanehalklarının yüzde 13,1'i geliriyle hanehalkı ihtiyaçlarını "çok zor", yüzde 33,1'i de "zor" karşıladığını belirtti. 12.03.2011 ANKARA netgazete

Felçli genç, eşi ve çocuğunu rehin alıp evi yaktı
Adana'da 1,5 yıl önce geçirdiği rahatsızlıktan dolayı kısmî felç olan ve işini kaybeden bir kişi hastaneden engelli raporu verilmediği, bu yüzden emekli olamadığını ileri sürerek eşiyle birlikte 2 çocuğunu rehin alıp evini yaktı. Felçli genç, eşi ve 2 çocuğunu polis ve itfaiye erleri yanmaktan son anda kurtardı. 12.03.2011 ADANA netgazete

Antalya'da 5 milyon dolarlık düğün
10 Temmuz 2011
Kız tarafı erkek tarafına astronomik bir başlık parası da verdi. İşte evlenen isimler...

Hindistan'ın önde gelen demir çelik üreticisi bir ailenin kızı ile ülkenin en büyük tekstil firması sahibinin oğlu için Antalya'da 5 gün süren düğün organizasyonu 5 milyon dolara mal oldu. Organizasyonda son olarak görkemli bir düğün töreni yapıldı. Düğünün tüm masraflarını kız tarafı üstlenirken, Hint geleneklerine göre kız evinin erkek tarafına 15 milyoneurobaşlık parası verdiği öğrenildi.
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pzr Ksm 14, 2010 11:15 pm    Mesaj konusu: Açlık ve yoksulluk iktisadi kategori mi? Alıntıyla Cevap Gönder

Nihal Kemaloğlu
nihal.kemaloglu@aksam.com.tr
Açlık ve yoksulluk iktisadi kategori mi?

İnsanın sonsuz ihtiyaçlarına karşı kıt kaynaklarla' cevap verme iddiasında olan kapitalist iktisadın, 'etik' kaygısı yoktu.
İnsan ihtiyaçlarını dehşetengiz biçimde 'sonsuz' olarak niteleyen bu iktisadi ön kabul, hiçbir koşulda masum değildi.
Sonsuz ihtiyaçlardan hareketle kendini kuran 'tüketim ideolojisi', doğanın geriye dönüşsüz yok edilmesi ve insanlığın tahribatıyla bedellendi.
Son yirmi yılda oluşan büyük tüketim topluluğu, her gün geçici tatmin verecek ama içindeki 'tüketim arzusunu canlı tutacak mallara' boğuldu.
Bu malların üretim sürecinde ise dünyanın doğal kaynakları ve insan varlığının üçte ikisi yutuldu.
Başkalarının kaynaklarını, emeğini, temel haklarını ele geçirip kullanarak şişkinleşen küresel sermaye virüsü dünya tarihinin en derin insan ve çevre tahribatını yapacaktı.
Kar maksimizasyonuna kilitlenmiş kan emici sistem 'bizi rahat bırakın', 'biz piyasayız', 'bizi denetlemeyin' diye bas bas bağırarak, dünyayı 'piyasanın kazananları ve kaybedenleri olarak' belirledi.
'Piyasanın cenneti' bu tüketim mallarını süratle tüketip atık haline getirirken 'piyasanın cehennemindeki' yoksullar ve açlar günlük bir dolara bile erişemedi...
Tüketime katılamayanların adı yoksullar ile açlardır ve iktisadi bir kategori olarak sunulur.
Dünyada 4 milyar insan yoksul ve BM raporuna göre de 1 milyar 20 milyon aç yaşıyor.
Ne üretici ne de tüketici olabilen bu insanlar, iktisadi veri olarak raporlarda yer alırlar...
Uluslararası kurumların yıllık raporlarının sormadığı soru ise neden aç ve yoksul olduklarıdır. Bu kadar aç ve yoksul üreten vampir sistem, siyasal ve sosyal olarak sorgulanmaz...
İktisadın diline çevrilen açlık ve yoksulluk sayılarının arka planında ekolojik dengesi bozulmuş suyu, havası, toprağı, tohumu ve hayvanı zehirlenmiş, yaşamsal kaynaklarını kaybetmiş bir dünya vardır.
Küresel insan emeğinden insan bilgisine kadar üretim alanlarının özel mülkiyetini ele geçirmiş patent tekelleri vardır.
Gıdanın üretimden tüketime tüm aşamalarını denetleyen, ülkelerin kendini besleyecek yerel tarımını bile engelleyen küresel şirketler vardır.
Ahlaki kaygı gözetmeyen hegemonik sistemin zenginlikten tecrit ettiği açlık ve yoksulluk bir 'faydasız fazlalıktır.'
Gıda, sağlık, eğitim ve barınmadan mahrum, tüketici rolüne de geçirilemeyen 'işe yaramaz fazlalıktır'...
Sınıf dışı, toplum dışı, tüketim dışı kalmış piyasaya katılamayan 'açlık ve yoksulluk' için DB ve IMF'in daha da yoksullaştırıcı reformları yıllardır uygulanır.
Yoksulluğun fotoğrafları artık yalnız Sudan ve Somali'den gelmiyor, küreselliğin pik yaptığı ABD dahil refah ülkelerinden de geliyor.
Kapitalist rüyanın hesap etmediği bir nüfus büyüyor.
Gittikçe kirlenen, kaynakları kuruyan, sefaletin yaygın, gıdanın pahalılaştığı dünya için bu nüfus, fazla külfetli ve totaliter rejimleri zorunlu kılıyor.
Açlığı ve yoksulluğu kurtulunması gereken bir hastalık gibi gören modern kapitalist zihniyet çalışırsa, epey iç savaş ve çatışmayı bir arada göreceğimiz muhakkak.
Muhtemelen gelişmiş ülkelerde de yeni hapishaneler ve suç gettoları kurulacak.
Zaten IMF Başkanı da bu kehaneti iktisaden buyurmuştu.
Akşam gazetesi


16 Eylül 2009 Çarşamba
İşsiz sayısı bir yılda 972 bin arttı

Ekonomik krizin en önemli göstergesi işsizlik oranı Türkiye’de yüksek seviyesini korumaya devam ediyor. İşsizlik yüzde 16’lık rekor seviyesinden dönse de haziran döneminde yüzde 13’lük oran Türkiye’yi dünya beşincisi yapmaya yetiyor.

İşsizlik bir yıllık dönemde 3.6 puan artarken, mayıs döneminde gerçekleşen yüzde 13.6 seviyesinin 0.6 puan altında gerçekleşti. İşsiz sayısı bir yıllık dönemde 972 bin kişi artarken, dönemlik bazda 113 bin kişi azaldı. İşsizlikte yıllık bazda 3.6 puanlık artış olması haziran döneminde de işsiz kalanların sayısının 406 bin kişi olması kriz etkisiyle işten çıkarmaların sürdüğünü gösterdi. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 23.7 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mayıs-haziran-temmuz aylarını kapsayan Hanehalkı İşgücü Araştırması 2009 Haziran Dönemi sonuçlarını açıkladı.

Geriye dönüş hızı yavaşladı

Bu rakamlarla istihdam oranı haziran döneminde geçen dönemin istihdam oranı olan yüzde 43.6’dan yüzde 42.5’e inerken, işsizlik oranı mayıs dönemine göre 0.6 puan gerileyerek yüzde 13.6’dan 13’e indi.

Şubat döneminde işsizlik oranı yüzde 16.1’le tarihi rekor kırmıştı. Bu dönemde işsiz sayısı 3 milyon 802 bin olmuştu.
Mart döneminde ise şubata göre işsizlik oranı 0.3 puan, işsiz sayısı 26 bin kişi azalmıştı. Böylece, mart ayında dönemlik bazda cüzi bir toparlanma işareti görülmüştü.
Nisan ayında da bu toparlanmanın devam ettiği gözlendi.

Ancak nisan döneminde işsiz kalanların toplam işsizlere oranının yüzde 9.8’ini oluşturması ve bu dönemde işsiz kalan sayısının geçen döneme göre yaklaşık 9 bin kişilik artış göstermesi, kriz nedeniyle işsiz kalanların sayısının arttığını gösterdi. Haziran ayında işsizlik oranı yüzde 13.6, işsiz sayısı ise 3 milyon 382 bin kişi olmuştu. Her ne kadar şubat ayından bu yana işsizlik oranlarındaki düşüş devam etse de, düşüş hızında yaşanan azalma dikkat çekiyor. Bu da temmuz ayında kötümser tahminler yapmak için gerekçe oluyor. Birçok uzman temmuz ayında işsizlikte moral bozucu rakamların çıkacağını öngörüyor.

Genç işsizlerin oranı yüzde 23.7

Haziran döneminde istihdam oranı geçen yılın aynı dönemine göre 1.1 puan gerileyerek yüzde 42.5 oldu.

Haziran 2009 döneminde istihdam edilenlerin yüzde 26.4’ü tarım, yüzde 18.4’ü sanayi, yüzde 6.3’ü inşaat, yüzde 48.9’u ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payının 1.3 puan, hizmetler sektörünün payının 0.7 puan arttığı, buna karşılık sanayi sektörünün payının 2 puan azaldığı, inşaat sektörünün payının ise değişmediği görüldü. İşsizlik oranı ise bu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre 3.6 puan artarak yüzde 13 oldu. Aynı dönemler itibarıyla tarım dışı işsizlik oranı yüzde 11.9’dan yüzde 16.4’e, genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 18’den yüzde 23.7’ye çıktı.

Kentte işsizlik oranı 4.4 puan artışla yüzde 16’ya, kırsalda işsizlik oranı 1.9 puanlık artışla yüzde 7’ye ulaştı.

Tarım dışı işsizlik arttı

Türkiye’de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 4.5 puanlık artışla yüzde 16.4 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 4.5 puanlık artışla yüzde 15, kadınlarda ise 4.1 puanlık artışla yüzde 21.3 oldu.

Bu dönemdeki işsizlerin yüzde 71.2’sini erkek nüfus, yüzde 59.1’ini lise altı eğitimliler, yüzde 27.2’sini bir yıl ve daha uzun süredir iş aramakta olanlar oluşturdu.

İşsizlerin yüzde 30.7’si ‘eş-dost’ vasıtasıyla iş ararken, yüzde 89.2’sinin (2 milyon 915 bin kişi) daha önce bir işte çalıştığı görüldü. Daha önce bir işte çalışmış olan işsizlerin yüzde 48.1’i ‘hizmetler’, yüzde 26.1’i ‘sanayi’, yüzde 16.5’i ‘inşaat’, yüzde 6.8’i ‘tarım’ sektöründe çalışmış olup, yüzde 2.5’i ise 8 yıldan önce işinden ayrıldı.

İşsizlerin yüzde 23.4’ünün çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler, yüzde 25.6’sını işten çıkarılanlar, yüzde 15.5’ini kendi isteğiyle işten ayrılanlar, yüzde 9.5’ini işyerini kapatan veya iflas edenler, yüzde 6.6’sını ev işleriyle meşgul olanlar, yüzde 9.8’ini öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, yüzde 9.6’sını diğer nedenler oluşturdu.

İstihdamda erkekler önde

Haziran döneminde istihdam edilen nüfusun yüzde 71.5’ini erkekler oluşturdu. İstihdam edilenler arasında yüzde 59.8’la lise altı eğitimliler en yüksek payı alırken, istihdamın yüzde 59.3’ünü ücretli, maaşlı ve yevmiyeli, yüzde 25.9’unu kendi hesabına ve işveren, yüzde 14.8’ini ise ücretsiz aile işçisi meydana getirdi.

İstihdam edilenlerin yüzde 61.2’sinin ‘1-9 kişi arası’ çalışanı olan işyerlerinde çalıştığı haziran döneminde, istihdam edenlerden yüzde 2.9’unun ek iş yaptığı görüldü. İstihdam edenlerden yüzde 3.2’si mevcut işini değiştirmek veya mevcut işine ek olarak bir iş ararken, ücretli olarak çalışanların yüzde 87.7’si sürekli bir işte çalıştı.

Türkiye’de yaptığı işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, önceki yılın aynı dönemine göre 0.8 puanlık azalışla yüzde 45.7 olarak gerçekleşti.

Bu dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 88.5’ten yüzde 86.7’e düşerken, tarım dışı sektörlerde yüzde 30.3’ten yüzde 31’e yükseldi.

Kayıt dışılık yüzde 45.7

Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, önceki yılın aynı dönemine göre 0.8 puan artışla yüzde 45.7 oldu. Bu dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 88.5’den yüzde 86.7’ye düşerken, tarım dışı sektörlerde yüzde 30.3’ten yüzde 31’e çıktı.

Haziran döneminde, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 0.7 puanlık artışla yüzde 48.8 olarak gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 71.1, kadınlarda ise 1.5 puanlık artışla yüzde 27.4 oldu.

Kentsel yerlerde işgücüne katılma oranı 0.4 puan artışla yüzde 46, kırsal yerlerde ise 1.5 puan artışla yüzde 55.5 gerçekleşti. İşgücünün eğitim ve yaş dağılımları ise; toplam işgücünün yüzde 18’ini 15-24 yaş grubundakiler oluşturdu. Lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı yüzde 47 iken, yükseköğretim mezunlarında bu oran yüzde 82.9 oldu.

Lise altı eğitimlilerde erkeklerin işgücüne katılma oranı yüzde 69.7 iken, kadınlarda yüzde 23.6. Lise ve dengi okul mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 75 iken, kadınlarda yüzde 23.6.

Haziran 2009’da istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 164 bin kişi azalarak, 21 milyon 947 bin kişiye düştü. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 253 bin kişi artarken, tarım dışı çalışan sayısı 417 bin kişi azaldı.

Kadınlar iş bile aramıyor

Bu arada Dünya Bankası (DB) ve Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT), ortaklaşa hazırladığı rapora göre, kadınların işgücü piyasasına katılım oranı çok düşük. OECD ülkelerinde bu oran ortalama yüzde 62 ve benzer ekonomilere sahip ülkelerde bu oran yüzde 33 olurken, Türkiye’de 2008 itibarıyla yüzde 22’nin altında. DB yetkilileri, ortaya çıkan bu sonuca göre, Türkiye’de yaşayan her dört kadından 3’ünün ne çalıştığına, ne de iş aradığına dikkat çekti.

Türkiye’de artış hızı dünyanın beş katı

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu TİSK’in derlediği verilere göre, haziranda işsizlik oranı ve istihdam azalışı geçmiş aylara göre daha düşük olmakla birlikte, mevsimlik çalışmaların etkisini taşıyor. Yıllık bazda, işsizlik oranındaki artış ve istihdam düzeyindeki azalış süreci devam ediyor. Verilerden hareketle başlıca şu tespitler öne çıkıyor:

İşsizlik oranı bir yıl önceye göre 3.6 puan artarak yüzde 13’e; işsiz sayısı ise 972 bin artarak 3 milyon 269 kişiye çıktı;

ILO verilerine göre işsizlik oranındaki yıllık artış eğilimi dünya ortalamasının (0.7 puan), gelişmekte olan ülkelerin (0.3 puan) ve gelişmiş ülkelerin (2.5 puan) üzerinde. Türkiye’de işsizlik oranının artış hızı dünya ortalamasının beş katı. The Economist’in verilerine göre Haziran 2009 itibarıyla Türkiye, işsizlik oranının yüksekliği açısından dünya beşincisi. İlk sırada yüzde 23.6 ile Güney Afrika, son sırada yüzde 3 ile Norveç bulunuyor. Avrupa ortalaması yüzde 9.4.

Haziran 2009’da bir yıl önceye göre sanayi istihdamı 473 bin kişi azaldı. İşsizlerin 330 bini sanayiden kaynaklandı.
Diğer sektörlerin aksine, imalat sanayi istihdamındaki yıllık azalışın marttan itibaren yükseldiği ve herhangi bir azalma göstermeden yüzde 10 düzeyinde kaldığı anlaşılıyor. Haziran 2009’da işgücü 809 bin kişi artarken, istihdam 164 bin kişi azaldı. 424 bin kişilik erkek istihdamı azalışını, 260 bin kişilik kadın istihdamı artışı telafi etmeye çalıştı.

* Kentlerde istihdam 427 bin kişi azaldı. Genç istihdamındaki azalış 206 bin kişi oldu

* Genç işsizlik oranı yüzde 18’den 5.7 puan artarak yüzde 23.7’ye çıktı. Kentlerde bu oran yüzde 20.8’den 7. puan artışla yüzde 28.1’e yükseldi

* İşgücüne katılma oranı yüzde 48.1’den yüzde 48.8’e yükselirken mevsimlik çalışan 104 bin kişi ve ev kadını 166 bin kişi çalışma talebi ile işgücüne dahil oldu

* İş bulma umudu olmayan ve iş aramadığı halde çalışmaya hazır kişi sayısı 222 bin kişi arttı

* Tarım dışı sektörlerde işsizlik oranı yüzde 11.9’dan 4.5 puan artışla yüzde 16.4’e yükseldi

* Kayıt dışı istihdam oranı yüzde 44.9’dan yüzde 45.7’ye çıktı. (99 bin kişi arttı)

* Ücretli ve yevmiyeli sayısı 296 bin kişi azaldı

* En geniş alternatif tanımlı işsiz sayısı 5 milyon 735 bin kişi oldu

Tarım dışı istihdam düşüşü sona erdi

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi Betam’da Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve araştırma görevlisi Arda Aktaş tarafından hazırlanan işsizlik araştırmasına göre, tarım dışı istihdamdaki düşüş sona erdi. Araştırma notu şöyle: “Haziranda, mayısa kıyasla tarım dışı işgücü yaklaşık olarak 4 bin kişi düşmüş; tarım dışı istihdam ise 113 bin kişi artmıştır. Ancak bu rakamlardaki hareketler büyük ölçüde mevsimsel etkilerden kaynaklanıyor. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre haziran ayında tarım dışı işgücü 17 bin kişi azaldığı; tarım dışı istihdamın ise sadece 4 bin kişi arttığı tahmin ediliyor. Tarım dışı işgücündeki bu azalmayı, ek çalışan etkisinin kaybolmaya başladığı şeklinde yorumlamak mümkün. Bunların sonucunda tarım dışı işsizlik oranı yüzde 18’den (mayıs) yüzde 17.4 (haziran) seviyesine gerilemiştir. İşsizlik oranındaki bu gerileme kriz başlangıcından bu yana ilk kez gerçekleşiyor.”

Umutsuz sayısı artıyor

‘Umutsuzlar’ olarak bilinen, iş aramayıp, çalışmaya hazır olanların sayısı geçen yılın aynı dönemine göre haziran ayında 222 bin kişi artarak 1 milyon 848 bin kişiye çıktı. Geçen yıl bu rakam 1 milyon 626 bin kişiydi. Umutsuzların 778 bini erkek, 1 milyon 70 bini kadınlardan oluştu. Umutsuzlar içinde yer alan, iş bulma ümidi olmayanların sayısı geçen yıla göre 186 bin kişi artarak 683 bine yükseldi. Haziran döneminde çalışma çağındaki nüfus geçen yılın aynı dönemine göre 875 bin kişi arttı. Bu dönemde Türkiye’de kurumsal olmayan nüfus bir önceki yılın aynı dönemine göre 819 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 368 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 875 bin kişi artarak 51 milyon 507 bin kişiye ulaştı.
Bir çarpıcı sonuçta lise ve dengi okul mezunlarında görülüyor: Ekeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 75 iken, kadınlarda yüzde 23.6.

Kaynak: Radikal

Etiketler: Genelkurmay Karargahı Genelkurmay Başkanı TBMM protesto etti darbe muhsin yazıcıoğlu cia pentagon abd Cumhurbaşkanı GKB Mağdur yargısız infaz akp ak parti maden madencilik yağma talan peşkeş zam kriz türkiye teğet İşsiz genç öldürdü intihar çatı işşizlik

Bebeğine mama alamadı, canına kıymak istedi
13:45 - İstanbul Eyüp'te, epilepsi hastası 33 yaşındaki T.A., işsiz kalınca bunalıma girip kendisini odaya kilitledi, ardından, elindeki ekmek bıçağı ile cama çıktı. İtfaiye ve polis ekiplerinin 2 saat süren çalışmaları T.A'yı ikna için yeterli olmayınca polis ekipleri biber gazı kullandı. Bu da işe yaramayınca çilingir yardımıyla kapıyı açılarak eve girildi. Polis "Çocuğuma mama alamıyorum" deyince aç olduğu öğrenilen T.A'ya, önce ekmek daha sonra da sigara verdi. Bir türlü ikna edilemeyen T.A'nın bir anlık dalgınlığından yararlanan polis, camda yakalayarak evin içine aldı. 27.01.2009 İSTANBUL netgazete

Esra Erol'un Maaşı Ne Kadar?
29 Mayıs 2009 09:53

Flash TV'den Star'a transfer olan daha sonra da giderek ünlenen İzdivaç programının sunucusu Esra Erol kaç para maaş alıyor dersiniz?

Ali Eyüboğlu/Milliyet

Alice’yi takip edenler bilirler... Star TV’de yayınlanan “İzdivaç”ın sunucusu Esra Erol’daki “yıldız ışığı”nı taa Flash TV’de “Desti İzdivaç”ı yaptığı ilk günlerde fark edip, yazanlardanım...

Erol, “Desti İzdivaç”ı sunarken Flash TV’de ayda 9 bin lira alıyordu.

Erol, Star TV’ye transfer olmakla sadece seyirci ve hayran sayısını genişletmedi, sunuculuktan kazandığı parayı da katladı. Star TV’nin, 40 bin lira aylık vererek transfer ettiği Erol, “İzdivaç”la kanala iyi reyting getirince kazancı da arttı.

“İzdivaç”ın yapım şirketi Artı Film, Star TV’de program yapmaya başladıktan beş ay sonra Esra Erol’un maaşını 120 bin liraya çıkardı.
Kredi borcunu ödemek için arkadaşını öldürdü

24 Eylül 2008 Sakarya'nın Karapürçek ilçesinde evinde başına sert bir cisimle vurulduktan sonra boğularak öldürülen bir çocuk annesi Hülya Durmuş'un katil zanlısı yakalandı. Hülya Durmuş'u bayan arkadaşı S.A.'nın otomobil kredisi borcunu ödeyebilmek için öldürdüğü ortaya çıktı.
Olay, Karapürçek ilçesi Cumhuriyet Mahallesi Sakarya Caddesi üzerinde bir evde meydana geldi. Evinde üç gün önce oğlu Emre Durmuş (17) tarafından boğularak öldürülmüş olarak bulunan ve kolundaki bileziklerle çantasındaki 5 bin YTL'nin çalındığı tespit edilen Hülya Durmuş'un (34) katil zanlısının bayan arkadaşı S.A. olduğu belirlendi. Cinayetin ardından soruşturma başlatan Sakarya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Masası ekipleri, S.A.'yı eşi Selçuk A. ile birlikte gözaltına aldı. Emniyetteki
sorgusunda 21 yaşındaki S.A. cinayeti kendisinin işlediğini itiraf etti. İki yaşında bir çocuk annesi genç kadın sorgusunda şunları söyledi: "Bir süre önce banka kredisiyle otomobil aldık. Ancak taksitlerini ödeyemiyorduk. Para gerekiyordu. Borçlular da sıkıştırıyordu. Çaresiz kalmıştım. Son çare olarak Hülya ile uzun zamandan beri arkadaş olduğumuzdan dolayı ve sürekli bilezikleri kolunda dolaştığı için ondan borç para istemeye gittim. Ona paraya ihtiyacımız olduğunu söyleyerek borç istediğimde 'sen bu parayı nasıl ödeyeceksin' diyerek vermek istemedi. Bunun üzerine ben de başına sert cisimle vurdum. Yere düştü. Banyoya sürükledim. Kolundaki bilezikleri ve paraları alıp evden kaçtım."
netgazete

Kredi kartı borcunu ödeyemeyen ev kadını, kapkaççı oldu
09:55 - Başkent'te, kredi kartı borcunu ödeyemeyince çareyi kapkaç yapmakta bulan evli ve bir çocuk annesi Özlem O. adlı kadın, kız kardeşiyle birlikte yakalandı. İrfan Baştuğ Caddesi üzerinde durdurulan bir araçta yakalanan zanlılardan Özlem O. Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği'ne teslim edilirken, kız kardeşi R.Ö. ise Çocuk Şube Müdürlüğü'ne gönderildi. Özlem O.; bir bankadan kredi kartı ile 2300 YTL borç aldığını, her ay 100 YTL ödediğini ama bir süredir ödeyemeyince mahkemelik olduğunu söyledi. Zanlı, 25 YTL borcu kaldığını, bu borcu ödedikten sonra kapkaçı bırakacağını söyledi. 22.10.2008 ANKARA -
netgazete

100 YTL'lık Alacak Davasında 3 Kişi Öldü

07 Eylül 2008
Gaziantep'in Nizip ilçesinde fıstık bahçesinde bekçilik parası nedeniyle çıkan kavgada 3 kişi öldü 1 kişi yaralandı.

Günaltı köyünde akrabalarının fıstık bahçesinde bekçilik yapan Ahmet Kılıç, 100 YTL'lik alacağı için, fıstık bahçesi sahibi Ali Kılıç'la tartıştı. Çıkan tartışmada tarla sahibi, bekçiyi döverek tarladan kovdu. Bunun üzerine köye giderek yakınlarını yanına alıp tarlaya gelen bekçi Kılıç, alacaklı olduğu tarla sahibi Ali Kılıç ve yakınlarını kurşun yağmuruna tuttu. Olayda Hüseyin Demir (23), Ali Kılıç (44 ) ve Sedat Turgut (22) hayatını kaybetti. Yaralanan Hasan Demir(22) yapılan ilk müdahalenin ardından Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.

Hayatını kaybeden Hüseyin Demir ve Sedat Turgut'un yeni nişanlı oldukları ve çeyiz parası biriktirmek için tarlalarda amelelik yaptıkları öğrenildi.

Hastane önünde toplanan ölenlerin yakınları sinir krizleri geçirirken, Ali Kılıç'ın Nizip 1 Nolu Sağlık Ocağı'nda memur olduğu ve kardeşinin de bir ay önce trafik kazasında hayatı kaybettiği belirtildi.
haber7

Üniversiteli genç kız, ''Size daha fazla yük olmak istemiyorum' yazılı not bırakıp intihar etti
14:20 - Edirne'nin Keşan ilçesinde ikamet eden Salih ve Hatice S. çiftinin küçük kızları N.S. (18) Uludağ Üniversitesi Gıda Teknolojileri bölümünü kazanınca ablası Ayşe S. ve ağabeyi Hakan S. ile birlikte Bursa'ya taşındı. Merkez Yıldırım ilçesi Mehmet Akif Ersoy Mahallesi Bilgiç Sokak'ta akşam saatlerinde meydana gelen olayda, 1 senedir fabrikada işçi olarak çalışan abla ve ağabeyine yük olduğunu düşünüp bunalıma giren 1. sınıf öğrencisi N.S., "Sizlere daha fazla yük olmak istemiyorum" . 21.10.2008 BURSA
netgazete
Org. Eruygur'a 15 Bin $ Maaş
17 Eylül 2008 08:56

Bir Kolej, Emekli Orgeneral Şener Eruygur'a aylık 15 bin dolar maaş neden verir? İşte Atek Koleji'nin Eruygur'a ödediği fahiş maaşın sırrı.

Ergenekon terör örgütü davası kapsamında tutuklu bulunan eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur'un, Ankara İncek'teki ATEK Koleji'nde danışmanlık yaptığı ortaya çıktı. Eruygur'un, Alpay Tarhan'a ait kolejde 2007-2008 eğitim öğretim dönemi için aylık 15 bin dolar maaş aldığı öğrenildi. Eruygur'un cezaevine gönderilmesinin ardından kolejdeki görevi de sona erdi. Ayda 2 defa koleje giden Eruygur, müdür odasında Alpay Tarhan ile özel görüşmeler yapıyordu.

Eruygur'un danışmanlık görevine başladıktan sonra okul yöneticilerinden eğitim öğretimle ilgisi olmayan bilgileri talep ettiği belirlendi. Eruygur'un kolej yöneticilerinden, temizlikçiler dahil okulda görev yapan tüm personelin şahsi bilgilerini içeren dosyaları istediği de öne sürüldü.

Eruygur'un tüm personelin eğitim durumları, aile bilgileri, çocukları ve ev adreslerine kadar detaylı bilgileri istemesi okul personeli tarafından endişeyle karşılanırken, bu duruma itiraz eden bazı öğretmenlerin de sözleşmesinin sona erdiği öğrenildi. Bedelsiz arsa planı ATEK Koleji'nin sahibi ve genel müdürü Alpay Tarhan'ın yakın dostlarına, "Eruygur'u belediye ve askeriyeyle olan ilişkilerimi halletmesi için aldım" dediği öne sürüldü. İddiaya göre, kolejin hemen yanında bulunan 20 bin 301 metrekarelik park alanının koleje tahsis edilmesi için Eruygur devreye girdi.

CHP'li Çankaya Belediyesi ile görüşen Eruygur sayesinde kolej yönetimi, bu yılın başında belediyeyle yaptığı protokolle park alanına 10 yıllığına bedelsiz olarak sahip oldu.

ERUYGUR CAN DOSTUMUZ

Alpay Tarhan, Şener Eruygur'un danışmanlık yaptığı iddialarının doğru olmadığını belirterek, "Şener Eruygur, bizim can dostumuz. Okulumuza arada sırada ziyarete gelirdi. Kendisi saydığımız sevdiğimiz birisi" dedi. Tarhan, Eruygur'un Atatürkçü mantıkla, Atatürkçü gençliğin yetişmesi konusunda koleje 3-4 defa ziyarette bulunduğunu aktardı. Personelin özel bilgilerinin talep edilmesiyle ilgili olarak da Tarhan, "Okulumuzda geçen sene 40 personel vardı. Bunların özel bilgilerini neden istesin. Tamamen iyi niyetlerle kurulmuş bir eğitim kurumuyuz" ifadelerini kullandı.

Tarhan, Türkiye'de iyi şeyler yapmaya çalışanların engellendiğini savunarak, "Yanımızda harabe bir arazi vardı. Belediye başkanına burası için teklif götürdük. Bizim basketbol sahasına ihtiyacımız var. Koşu pisti, kamelyalar, açık fitness center yapıyoruz ama bunlar bizim işimize yaramıyor. Burası halka açık olacak. Geçen sene zarar ettik, bu yıl da zarardayız. Ağrı'da bir devlet okulu yaptırıp Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışlamayı düşünüyoruz" dedi.

Haber: İrfan Dumlu/Bugün


Dalaman'da toplu intihar dehşeti

20/06/2008
Çocuklarıyla birlikte tarım ilacı içerek toplu intihar girişiminde bulunan Özdin Ailesi'nden baba 32 yaşındaki Laver Özdin ile 6 yaşındaki oğlu Müslim Özdin öldü, üç kızı hastanede ecelle pençeleşiyor

Ercan KAYLI

DALAMAN - Muğla'nın Dalaman İlçesi'nde, çocuklarıyla birlikte tarım ilacı karıştırılmış meyve suyu içerek toplu intihar girişiminde bulunan Özdin Ailesi'nden baba 32 yaşındaki Laver Özdin ile 6 yaşındaki oğlu Müslim Özdin öldü, kızlar 11 yaşındaki Selda, 10 yaşındaki Nurcan ve 4 yaşındaki Tülin Özdin ise kaldırıldıkları hastanelerde ecelle pençeleşiyor.

Olay ilçenin Söğütlüyurt Mahallesi, Cengizhan Sokak, 10 numarada oturan Özdin Ailesi'nin evinde bugün öğlen saatlerinde meydana geldi. İşsiz olduğu ve bir yıl önce eşinin evi terketmesi üzerine bunalıma giren Laver Özdin, saat 14.00 sıralarında çocukları Müslim, Nurcan, Selda ve Tülin Özdin tarım ilacı karıştırılmış meyve suyu içirdi. Ardından kendisi de aynı meyvesuyundan içen Laver Özdin, kanepeye uzanıp ölümü beklemeye başladı.



Babannenin ziyareti kurtardı



Oğlu Laver ve çocuklarının toplu intihar girişiminden habersiz olan Cemile Özdin, saat 14.30 sıralarında onları ziyaret için eve geldi. Cemile Özdin, kanepede uzanan oğlu Laver'in ağzından köpük geldiğini ve gözlerinin kaydığını görünce, hastalandığını düşünerek, komşulardan yardım istedi. Peşpeşe çocuklar da fenalaşıp yere yığılınca Cemile Özdin ve komşular, onları hemen bir komşunun otomobiliyle Dalaman Devlet Hastanesi'ne yetiştirdi.

Tarım ilacı karıştırılan meyve suyu ile zehirlendikleri saptanan Laver Özdin ile 4 çocuğuna müdahale etti. Ancak doktorların tüm çabalara karşın Laver Özdin ile minik Müslim yaşamını yitirdi. Diğer 3 kız ise yapılan ilk müdahaleden sonra daha donanımlı olan Fethiye'deki hastanelere sevk edildi.

Nurcan ve Tülin Özdin kardeşler Fethiye Esnaf Hastanesi'ne, Selda ise Özel Leton Hastanesi'ne götürüldü. Leton Hastanesi'ndeki doktorlar Selda'nın getirildiğinde duran kalbinin çalıştırılarak yeniden yaşama döndürüldüğünü söyledi. İki hastanedeki 3 kardeşin durumlarının ciddi olduğunu ve yoğun bakımda tedavilerinin sürdüğü belirtildi.



Televizyon programına çıkmış



Polis ekipleri toplu intihar girişiminde bulundukları ileri sürülen Özdin Ailesi'nin evinde inceleme yaparken, savcılık olayla ilgili çok yönlü soruşturma başlattı. Özdin Ailesi'nin komşuları, hamallık yaparak 4 çocuğunun geçimini temin etmeye çalışan Laver Özdin'in, geçen yıl eşinin evi terketmesinden sonra bunalıma girdiğini söyledi. Lavir Özdin'in, eşinin kaybolduğuna ilişkin savcılığa başvurduğunu ve bazı televizyon programlarına çıkıp eşinin bulunmasını istediğini söyleyen komşuları, “Çocuk kötü koşullarda yaşıyorlardı. Kaymakamlığın ve bizim yaptığımız yardımlarla geçiniyorlardı” dedi.

Sögütlüyurt Mahallesi Muhtarı Mehmet İhtiyaroğlu, “Laver Özdin'in, ailevi sorunları vardı. Hamallık yaparak kazandığı parayla dört çocuğunun geçimini sağlıyordu. Son iki üç gündür çok durgundu. Böyle bir şey yapacağını hiç düşünmemiştik. Olayı duyunca çok üzüldük” dedi. Muhtar İhtiyaroğlu, Laver Özdin'in eşinin geçen yıl Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nca verilen 50 YTL'lik yardımı almak için çıktığı evine bir dönmediğini söyledi.
Radikal

İşten atılan 63 işçi patronu döverek öldürdü


23 Eylül 2008 - Hindistan'da bir İtalyan şirketinin işten atılmış 63 işçisi, şirketin üst yöneticisini (CEO) döverek öldürmekten tutuklandı.
Polis, Graziano Transmissioni India şirketinin 47 yaşındaki başkanı Lalit Kişore Çoudhari'nin, Yeni Delhi'nin dış kesimlerindeki fabrikada dün işçiler tarafından demir çubuklar ve tahta sopalarla dövüldüğünü bildirdi.
İşçilerin, geçen aylarda 125 kadar kişinin işten atılmasına yol açan meselenin görüşülmesi için fabrikaya çağrıldıkları, ancak işçilerin kendileriyle konuşmaya çalışan Çoudhari'ye saldırdıkları belirtildi.
63 işçi cinayetle suçlanırken polisin 73 işçiyi de sükuneti bozmaktan gözaltına aldığını bildirdi.

netgazete

Müslüm Gürses, kadın vücudunda suşi yiyen müşteriler için sahneye çıkacak

18 Kasım 2009 Arabesk Müziğin 'baba'sı Müslüm Gürses, hayatının en ilginç gecelerinden birini yaşamak üzere. Gürses, kadın vücudunda şusi yiyen müşteriler için sahneye çıkacak. Haberin ayrıntısını Gazete Habertürk yazarı Esin Övet, yazdı...

"İki hafta önce Japonların çıplak kadın vücudundan yemek servis etme sanatı olan Nyotaimori usulüyle suşi yiyerek bu farklı deneyimi yaşadığımı söylemiştim. Sizde 350 dolar öderseniz yaşayabilirsiniz. Ancak yarın akşam 200 liradan başlayan fiyatları ile üstelik Müslüm Gürses eşliğinde, suşi yiyebilirsiniz. Şimdi nereden çıktı bu demeyin. Evet, yanlış okumuyorsunuz, yarın akşam Garden 74'te Müslüm Gürses sahneye çıkıyor. Kadın üzerinden suşi yiyenler, bir yandan Müslüm Gürses'i de dinleyecekler. Tabii bu farklı deneyimi Müslüm Gürses de yaşayacak. Çünkü Müslüm Baba'ya konser öncesinde suşi ikram edilecekmiş. Afiyet olsun Müslüm Baba. Bu arada aldığım bilgelere göre suşi sevmeyen insanlar da mekâna gidip sipariş veriyorlarmış. Sonra da bir suşi yiyip bırakıyorlarmış. Olacak iş değil. Suşi, sevilmeden, zorla yenecek bir şey değil ki arkadaşlar. Bir de chopstick'i (Çin işi yemek çubuğu) kullanamayanlar da çatal istiyorlarmış... Aman tanrım düşünemiyorum. Tabak niyetine yatan kızın vay haline. O çatal kıza batarsa, Allah yardımcısı olsun; ses de çıkartamaz. Olay tam bir kamera şakası tadında. Bakalım yarın akşam neler olacak."

netgazete

Sosyetik güzel Süreyya Yalçın, 25 bin dolara gece kulüpü kapattı

16 Aralık 2009 Süreyya Yalçın, cuma gecesi 26 yaşına basacak. Süreyya, doğum günü partisinde rahat eğlenebilmek için Kuruçeşme'deki Blackk Restaurant'ın üst katını kapatmış. Posta gazetesinin haberine göre; 150 kişilik parti için tam 25 bin dolar ödemiş. Süreyya Yalçın'a arkadaşları “Bu paraya yazık değil mi?” diye sormuşlar. Cevabı şu olmuş: “İnsan bu yaşlara bir daha gelir mi? O gecenin en güzel kadını olmak ve sabahlara kadar çılgınca eğlenmek istiyorum”.
netgazete

29 bin kişinin, 1 milyon TL'nin üstünde hesabı var
15:44 - Türkiye'de Ocak 2010 tarihi itibarıyla mevduat bankalarında 67 milyon 750 bin hesapta, toplam 485 milyar 437 milyon liralık mevduat bulunuyor. Toplam mevduatın 204 milyar 227 milyon lirası yüksek montanlı (1 milyon lira ve üzeri) mevduattan oluştu. 09.03.2010 ANKARA netgazete

10 Mart 2010 18:05
Servetleri Baş Döndüren Krallar
Amerika'da yayınlanan Forbes dergisi dünyanın en zengin on kralının listesini açıkadı. Liste yer alan kralların servetleri dudak uçuklatıyor..

Amerikan Forbes dergisi dünyanın en zengin on kralının listesini açıkadı. Listenin tek kadını Kraliçe Elizabeth 11’inci sıraya gerilemiş durumda ve 600 milyon dolarlık servetiyle klasmanın liderinden 36 kat daha küçük bir servete sahip.

Güneydoğu Asya’da Borneo adasında yer alan ve tek komşusu Malezya olan Bruney’in sultanı Hassanal Bolkiah 22 milyar doları aşan bir servete sahip.

Birleşik Arap Emirlikleri şeyhi Halife Bin Zayed El Nahyan listede ikinci sırada yer alıyor. Petrol gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını elinde tutan kral 21 milyar dolarlık bir servete sahip.

Üvey kardeşi Fahd’ın ölümünün arkasından tahta yerleşen Abdullah Bin Abdül Aziz, Suudi Arabistan kralı. Serveti ise 19 milyar dolar.

Dubai şeyhi Raşid el Maktum 16 milyar dolarlık serevti ile dördüncü sırada bulunuyor.

Tayland kralı Bhumibol Adulyadej Rama, hanedanı adına 1946’dan beri tahtta bulunuyor. Bu aynı zamanda en uzun tahtta kalma süresi. Bhumibol Adulyadej 5 milyar dolarlık bir servete sahip.
aktifhaber

'3 GÜNDÜR AÇIZ SAYIN BAKANIM'

26 Mart 2010 18:09
Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir'in yanına gelen 5 çocuk annesi, 3 gündür aç susuz yaşadıklarını belirterek, eşine iş istedi.

SAMSUN- Hem kendilerinin hem de çocuklarının mağdur durumda olduğunu anlatan Şerife Akbulut, Bakan Demir'den yardım beklediklerini söyledi.

Halk günü toplantısını Cuma namazının yaklaşması nedeniyle sonlandırmaya hazırlanan Mustafa Demir, bir köşede bekleyen Şerife Akbulut isimli kadına ''Ne istemiştiniz" diye sordu. Bunun üzerine ayağa kalkıp sıkıla sıkıla bakanın yanına gelerek kısık sesle derdini anlatmaya çalışan Akbulut, maddi bakımdan zor durumda olduklarını ve 3 gündür yiyecek ekmek bulamadıklarını ve askerde olan çocuğuna harçlık gönderemediğini söyledi.
Haber10

‘Allah’ın on pulunu bekleyedursun on kul’
Reha RUHAVİOĞLU
reha.ruhavi@gmail.com

Muğla’da 18 yaşındaki Soner’in “dershane borcunu ödeyememeleri sebebiyle annesinin cezaevine girmesi üzerine intiharı” hepimizi dünyadaki müthiş(!) ekonomik dengeye yeniden bakmak zorunda bıraktı. 11 Nisan 2010 tarihli Açık Görüş’te bir makale kaleme alan Tarık Tufan Soner’in intiharı için her harfine katıldığım şu tespiti yapıyor:

“Soner’i bu devletin eğitim anlayışı öldürüp, sonra da olaya intihar süsü vermiştir. Soner’in ölümü bir intihar değil, cinayettir. Fakat bu cinayetin sistem içi müsebbipleri her türlü akli muvazeneyi kullanarak, kendilerini aklamaya çalışıyorlar.”

Dershaneye gidemeyen öğrencilere herhangi bir üniversiteye yerleşme fırsatı tanımayan bir eğitim sistemi inşa etmekle Soner’in ölümüne sebep olanlar olan olduktan sonra dört koldan harekete geçtiler; Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kaymakamlık borcu ödeme taahhüdünde bulundu, dershane davayı geri çekti ve Soner’in annesi serbest kaldı. Soner gittiği yerden döndü, hayat normale döndü, YGS’ye giren Soner şimdi LYS’ye hazırlanıyor. Aile mutlu mesut bir hayat yaşıyor, yaşasın!

* * *

Birkaç gündür masamın üzerinde duran, aynı gün aynı gazetede yer almış iki haber ve konu ile ilgili bir başka makale…

İlk haber; “Mardin’de, babaları geçen yıl kanserden ölen ailenin geride kalan 4 çocuğu böbrek hastası. 13 yaşındaki Mustafa'nın acilen ameliyat olması gerekiyor. 14 yaşındaki Yakup, her iki böbreğinin iflas etmesi sonucu yatakta adeta ölümü solumaya başladı. Çaresiz kalan anne Sevim Adak, 3 çocuğunun tedavisi için 7 yaşındaki oğlu Halil'i satılığa çıkardı.” Ah be Sevim Abla kim alsın senin böbrek hastası çocuğunu? Yüzlerce sağlam çocuk bile yurtlarda ailesizken…

İkinci haber; “Müzik dünyasının ünlü isimlerinden -ismi mahfuz- biri, fiziğini korumak için günde tam 2300 dolar harcıyor. Her gün spor yapan şarkıcı özel antrenörüne günlük 1500 dolar ödüyor. Ayrıca kendisine baharatlı ve tamamen diyet menüsüne uygun yemekler yapan özel aşçısı için de günde 800 dolar masraf yapıyor.”

Ve bir makale; “Bilim kurgu yazarlarını bile hayrete düşürecek bilimsel, tıbbi ve teknolojik bir gelişmenin ortasında, insanlığın bir kısmı daha bir yaşına basmadan ölüyor, çaresi bilinen hastalıklardan ölüyor, temiz su bulamadığı için ölüyor, soğuktan ölüyor, sıcaktan ölüyor, sel veya deprem geldiğinde uyduruk binalarda yaşadığı için ölüyor.

Bir gezegen ve altı milyar insan. Gezegenin kaynakları ve insanların bilgi düzeyi ve toplam üretim altı milyarı beslemeye bol bol yetiyor; altı milyarın hepsi için elektrikli, sulu, sağlam ve ferah konutlar inşa etmeye bol bol yetiyor; altı milyarın hepsinin eğitimini ve sağlığını sağlamaya bol bol yetiyor. Ama bu altı milyarın önemli kısmı aç, konutsuz, eğitimsiz, sağlıksız. Altı değil altmış milyar insanı bile besleyebilecek bir dünyada, milyonların açlıktan ölmesi nasıl normal olabilir?” (Roni Margulies, 03.02.2010, Taraf)

Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 10 bin dolar olacakmış, olsun! Soner’in ve böbrek hastası yavruların annesinin durumunda bir değişiklik olacak mı? Kişi başı geliri milyar dolar olanların geliri katlanınca Soner ve böbrek hastası yavruların ekonomik durumu iyileşiyormuş, tablo üzerinde…

Gerçekte; altı değil altmış milyar insanı bile besleyebilecek bir dünyada, milyonlar açlıkta ölüyor, hastalıktan, ölüyor, ilaçsızlıktan ölüyor, dershaneye ödeyecek parası olmadığından ölüyor...

Ve Necip Fazıl bamteline on ikiden vuruyor;

Allah’ın on pulunu bekleyedursun on kul;

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa;

Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!

17 Nisan 2010
habertaraf

Milyonerler Kulübü'ne 1.8 milyon yeni üye eklendi. Milyoner sayısının en çok arttığı ülke ise Singapur oldu
10 Haziran 2010

HABERTURK.COM
EKONOMİ SERVİSİ

Global Milyonerler Klübü'nün üye sayısı 2009 yılında yüzde 14 arttı. En çok milyoner artıyı Singapur'da oldu.

Denetim çemberindeki para Uzakdoğu'ya kaçtı

The Boston Consulting Group'un araştırmasına göre, dünyadaki toplam milyoner sayısı 11.2 milyona çıktı. Singapur'da milyoner sayısı 2008'e göre yüzde 35 arttı. Onu Malezya, Slovakya ve Çin izledi. 2008'de milyoner sayısı yüzde 14 düşüşle 9.8 milyona inmişti.

Boston Consulting Group New York Ofisi Kıdemli Ortağı Bruce Holley, Bloomberg'e yaptığı açıklamada, "Global servetin bu kadar hızlı şekilde geri dönmesi, beni çok şuşırttı" dedi.

Servet, rekor seviyeye dayandı

2008 yılında yüzde 10 düşüş gösteren global servet de 2009'da yüzde 11.5 arttı ve 111.5 trilyon dolara yükseldi. Boston Consulting Group'un verilerine göre global servette rekor, 2007 yılında yakalanan 111.6 trilyon dolar seviyesiydi. Yani global servette rekor seviyeye ulaşılmasına sadece 100 milyar dolar kaldı. Servet artışında listenin ilk sırasında Kuzey Amerika ve Kanada yer aldı. Bu iki ülkede servet 4.6 trilyon dolardan 35.1 trilyon dolara çıktı.

En çok milyoner ABD'de, fakat en servetli Avrupa

ABD aynı zamanda dünyada en çok milyonerin yaşadığı coğrafya olarak kayıtlara geçti. ABD'de 4.72 milyon adet milyoner bulunuyor. Buna karşılık dünyanın en servetli bölgesi 37.1 trilyon dolarlık servet büyüklüğüyle Avrupa oldu.

Dünyanın yeni vergi cenneti Asya-Pasifik

İlginç verilerden biri de off-shore yani vergi cennetlerinde tutulan servetlerle ilgili. 2008 yılında İsviçre'nin bankacılık sırlarını kısmen paylaşmasının ardından 6.8 trilyon dolara kadar düşen vergisiz bölgelerdeki sınır ötesi servetler, 2009 yılında 7.4 trilyon dolara çıktı. İsviçre yine 2 trilyon dolarlık servetle dünyanın en büyük off-shore merkezi olmayı sürdürdü.

Global servetin 2009-2014 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 6 büyüyeceği tahmin ediliyor. Bu süreçte Asya-Pasifik bölgesindeki servetin global artış oranı ortalamasından yaklaşık olarak iki kat daha hızlı artması bekleniyor.
habertürk

Kaşar peyniri 'yağmalayan' karı-kocaya hapis
11:50 - Adana'da bir marketten 5 kilogram kaşar peyniri yağmaladığı iddiasıyla yargılanan sanık 5 yıl 10 ay, eşi 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanık Nayime Dinkçier maddi durumları iyi olmadığı için, ilköğretim okuluna giden çocuğuna tost yapmak için kaşar peyniri alamadığını söyledi. 10.06.2010 ADANA netgazete

Her iki kişiden biri, parasızlıktan tatile çıkamıyor
14:55 - GFK Türkiye'nin seyahat araştırması, Türklerin tatil alışkanlıklarını değerlendirirken, Türkiye'de her iki kişiden birinin (yüzde 51), tatil planlamadığını ortaya koydu. 16 ülkenin ortalamasına bakıldığında tatil yapmayı planlamayanların oranı yüzde 39 olarak gerçekleşirken Avrupa ortalaması yüzde 42. Tatile ayrılan bütçe açısından Türkiye'de her 3 kişiden biri 0-1.000TL arasında harcamayı planlıyor. 20.06.2010 ANKARA
netgazete

6 aylık bebeğini para karşılığı evlatlık verdi
17:59 | 10 Temmuz 2010
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde 6 aylık bebeğini para karşılığında başka bir aileye evlatlık verdiği öne sürülen anne Filiz D, "Bebeğimi 6 aylıkken evlat verdim. Bakacak durumumuz yok" dedi.

Kazımpaşa Mahallesi’nde Kadir K. ile birlikte yaşayan anne Filiz D, gazetecilere yaptığı açıklamada, maddi durumlarının iyi olmadığını ve 4 çocuğa bakmakta güçlük çektiklerini söyledi.

Filiz D, 6 aylık bebeklerini, bakamadıkları için başka bir aileye evlatlık verdiklerini belirterek, "1,5 yaşında Cennet, 6 yaşında Recep ve 7 yaşında Ceyhun yanımızda kalıyor. Oturduğumuz eve 220 lira kira veriyoruz. Ancak 4 aylık kiramızı ödeyemedik. Sosyal Yardımlaşma Vakfı ara sıra iaşe yardımı veriyor. Ama bizim işe ihtiyacımız var. Bebeğimi 6 aylıkken evlat verdim. Bakacak durumumuz yok. İstemiyorum" dedi.

-OLAY- İlçede birlikte yaşan Filiz D. ve Kadir K’nın 6 aylık kız bebeklerini bin TL karşılığında Cemil K. ve eşine evlatlık verdikleri ihbarını alan güvenlik güçleri, olayla ilgili soruşturma başlatmış, soruşturma çerçevesinde Filiz D. ve Kadir K. ile "Edanur" adı verilen bebeği para karşılığı alarak, nüfuslarına geçirdikleri öne sürülen Cemil K. ve eşi ifadelerine başvurulmak üzere gözaltına alınmıştı.

Her iki çift, ifadelerinin alınmasının ardından Cumhuriyet Savcısı tarafından serbest bırakılmıştı.

Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Milliyet

12 TEMMUZ 2010
Türkler servete servet kattı, milyoner sayısı son bir yılda 6 bin arttı

BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) mayıs ayı İnteraktif Aylık Bülten verilerine göre, bankacılık sektörü genelindeki toplam mevduat 541.2 milyar TL oldu.
Mayıs itibarıyla, yurtiçi yerleşiklere ait mevduat hesaplarının yüzde 44.5'ini
1 milyon TL'nin üzerindeki hesaplar oluşturdu. Mayıs itibarıyla yurtiçi yerleşiklerin
1 milyon TL'nin üzerindeki mevduat hesaplarında tutulan para 232 milyar 628.6 milyon TL olurken, 1 milyon TL üzeri hesaba sahip olan mudi sayısı ise 31 bin 30'a ulaştı.
Yurtiçindeki milyoner sayısı son bir yıl içinde 6 bin 470 kişi artarken, sahip oldukları mevduat toplamı ise 47 milyar 718 milyon TL artışla 232 milyar 628 milyon TL'ye ulaştı. Türkiye'nin milyoner mudi sayısında son bir ayda 470 kişilik artış yaşanırken, mudilerin hesaplarında tuttukları para ise 11 milyar 486 milyon TL arttı. Yurtdışında yerleşik 910 milyonerin sahip olduğu mevduat toplamı ise mayıs ayı itibarıyla 11 milyar 107.1 milyon TL oldu.
Yurtdışı yerleşiklere ait mevduat hesaplarından yüzde 61'ini 1 milyon TL üzeri hesabı olanlar oluşturdu. Böylece yurtiçi ve yurtdışı milyonerlerin sayısı 31 bin 940'a ulaştı. Söz konusu mevduat hesaplarındaki para ise 243 milyar 735.7 milyon TL oldu.
Akşam

Zahid Akman'a 5 yılda 43 bin liralık harcırah

13 Temmuz 2010 adyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Üst Kurul üyesi Zahid Akman'a 5 yıl içinde ödenen harcırah miktarının 74 bin 980 değil, 43 bin 248 lira olduğunu bildirdi. RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamada, bazı basın ve yayın kuruluşlarında yer alan, Afyon Milletvekili Halil Ünlütepe'nin soru önergesine verilen cevaba dayandırılan "RTÜK üyesi Zahid Akman'a 5 yıllık görev süresi içinde, yurt içi ve yurt dışı görevi karşılığı olarak 74 bin 980 lira harcırah ödendiğine" ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
Soru önergesine RTÜK tarafından verilen cevapta, "Üst Kurul üyesi Akman'a ödenen yurt içi ve yurt dışı harcırah miktarının yanlışlıkla 74 bin 980 lira olarak bildirildiği" ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Ancak doğru miktar 5 yıllık görev süresi için 43 bin 248 liradır. Bu düzeltme ilgililere iletilmek üzere Başbakanlığa da yazıyla bildirilmiştir. Kamunun doğru bilgilendirilmesi ve yanlış anlamalara meydan verilmemesi için bu konuda açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur." netgazete

Urfa'nın kavurucu sıcağında Şartlı Nakit izdihamı

16:30 - Şanlıurfa'nın Siverek ve Viranşehir ilçelerinde, sıcak havaya rağmen devletten Şartlı Nakit Transferi (ŞNT) yardımını almak için PTT şubeleri önünde toplanan yoksul kadınlar, zaman zaman zor anlar yaşadı. Şube önündeki izdihamdan, kadınlar fenalık geçirenler, arkadaşları tarafından gölgeliklere götürülerek su verildi. 28.07.2010 ŞANLIURFA netgazete

Türkiye'de 7 ayda 14 adet Maserati satıldı

18:10 - İtalyan lüks otomobil üreticisi Maserati'nin Türkiye'deki temsilcisi FerMas, temmuz ayı sonu itibariyle 14 adetlik satışa ulaştı. Geçtiğimiz yıl Ocak-Temmuz döneminde sadece 5 adet 266 bin avrodan başlayan anahtar teslim satış fiyatına sahip Maserati satılmıştı. 03.08.2010 İSTANBUL netgazete

Evde Yemek Bulamayınca Kendisini Astı
18 Ağustos 2010
Eşine ne yemek yaptığını sorduğunda, "Yemek yapacak bir şey yoktu, yemek yok" yanıtını alınca kendini asarak canına kıydı
El arabası ile sebze satan Hacı Oruç, iftar için evine döndü... Eşine ne yemek yaptığını sorduğunda, "Yemek yapacak bir şey yoktu, yemek yok" yanıtını alınca kendini asarak canına kıydı...

Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde seyyar satıcılık yapan evli ve 4 çocuk babası 40 yaşındaki Hacı Oruç, iftar açmak için geldiği evinde eşinin, "Yemek yapacak bir şey yoktu, yemek yok" demesi üzerine bunalıma girip, evin bir odasında kendini asarak canına kıydı.

Silvan'de geçimini el arabasıyla sebze ve meyve satarak sağlayan ve 2 odalı tek katlı evde ailesiyle yaşayan Hacı Oruç, 3 gün önce iftar vakti evine geldi. Eşi Edibe Oruç'a ne yemek yaptığını soran Oruç, "Yemek yapacak birşey yoktu. Yemek yok" yanıtını alınca üzülerek, evin bir odasına çekilip, kendisini tavana astı.

Şüphelenip odaya giren Edibe Oruç, eşini ipte asılı tavanda sallandığını görünce hemen müdahale etit ve ipi keserek onu indirdi. Hacı Oruç, yakınları tarafından kaldırıldığı Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanesi'nde yoğun bakımda tedaviye alındı ancak yapılan tüm müdahaleye rağmen dün akşam yaşamını yitirdi.

ÖNCE ÇOCUKLARINA SARILIP AĞLAMIŞ

Eşinin intihar etmesinin ardından 4 çocuğuyla ortada kalan 37 yaşındaki Edibe Oruç, büyük üzüntü yaşadı. Kürtçe konuşan Edibe Oruç, eşinin son günlerde para kazanamadığı için eve yiyecek alamadığını söyledi.

Eşinin 3 gün önce iftar saatinde eve geldiğini ağlayarak anlatan Edibe Oruç şöyle dedi:

"İftar saatinde eşim eve geldi. Yemek yapacak hiç bir şey yoktu evde. Aç aç bekliyorduk. Eşim ne yemek yaptığımı sordu. Ben de 'yemek yapacak bir şey yoktu, yemek yok' dedim. Bunun üzerine çocuklara sarılıp bir süre ağladı. Çok üzüldüğünü anlamıştım. Sonra da arka odaya geçti. Ben de fazla üzmemek için yanına gitmedim. Ama odadan ses gelmeyince merak edip gidip baktım. Eşim kendini iple tavana asmıştı.".
aktifhaber

Tarım işçisi ailenin buruk gururu

23 Ağustos 2010 Şanlıurfa'da zor şartlarda üniversiteye hazırlanarak, İstanbul Üniversitesi "Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık" bölümünü kazanan tarım işçisi ailenin oğlu Bakır Ay (18), hayalini kurduğu üniversiteye maddi imkansızlıklar nedeniyle kayıt yaptıramayacağını bildirdi.
Konuklu beldesinde oturan ve yaz aylarında tarım işçiliği yapan 5 çocuklu ailenin en büyük oğlu olan Bakır Ay, lise eğitimi süresince her gün yaklaşık 8 kilometre uzaktaki Kısas beldesine gidip gelerek, okulunu birincilikle bitirdi.
Okulun son sınıfında girdiği bir sınavda gösterdiği başarı sonucu "yarı burslu" olarak dershaneye gitme hakkı kazanan Ay, dershanenin kalan ücretini de lisedeki öğretmenlerinin karşılaması sonucu üniversiteye hazırlanma imkanı buldu. Ay, Lisans Yerleştirme Sınavı'na (LYS) girdiği ilk yılda TM alanından 497 puan aldı.
Ailesiyle birlikte sınavı kazanmanın mutluluğunu yaşayan Bakır Ay, yaptığı tercih sonucunda İÜ "Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık" bölümüne kayıt yaptırmaya hak kazandı.
Ancak şu anda ailesiyle birlikte tarlalarda işçi olarak çalışan Ay, maddi durumlarının iyi olmaması nedeniyle kazandığı okula kayıt yaptırıp yaptırmamakta kararsız kalırken, hayırseverlerden yardım bekliyor.
Yaz aylarında anne ve babasına yardım eden Bakır Ay, öğretmenlerinin yönlendirmesi ve ailesinin desteğiyle başarılı bir performans yakaladığını, bunun sonucunda da sınava girdiği ilk yılda iyi bir puan alarak üniversiteyi kazandığını belirtti.
Ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle hayalini kurduğu üniversiteye kayıt yaptırma imkanının olmadığını vurgulayan Ay, şunları kaydetti:
"Kısas Lisesini birinci olarak bitirdim. Girdiğim LYS sınavından TM puanından 497 aldım. Çevrem ve öğretmenlerim daha çok hukuk fakültesini tercih etmemi istiyordu. Ben ise iş bulma imkanı daha kolay olan 'rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümünü' tercih ettim. Okulu hemen bitirip, benden küçü k 4 kardeşimin okumasına yardımcı olmak için bu bölümünü seç tim ve kazandım. 31 Ağ ustos'ta kayıtlar başlıyor, fakat ailemin maddi imkanları iyi olmadığı için nasıl gidip kayıt yapacağımı bilemiyorum. Hayırseverlerin yardımını bekliyorum."
Baba Müslüm Ay da ailesinin geçimini sebze ekili tarlada "kürekçilik" (gelirin yüzde 30'una karşılık tarlayı sulayıp bakımını üstlenmek) yaparak sağlamaya çalıştığını anlattı.
Oğlunu okutabilmek için şimdiye kadar elinden gelen her şeyi yapmaya gayret ettiğini ifade eden baba Ay, "Ben ilkokul mezunuyum, çok okumak istedim fakat maddi imkansızlıktan dolayı okuyamadım. Şimdi çocuklarımın okuması nı çok istiyorum. İnşallah bir hayırsever çıkar da bizim bu feryadımıza kulak verir, çocuğumu üniversiteye kaydetmemize yardımcı olur" dedi. netgazete

Türkiye'de tam iki milyon Aile en dipte!
26 Ağustos 2010, 00:08Anadolu Haber
Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, yardımlardan yararlananları araştırdı.

Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nün bu çalışmasıyla yardımlardan yararlananların fotoğrafı ilk kez bu kadar net çekiliyor.

Araştırma, Türkiye genelinde SYDV ile belediyeler tarafından dağıtılan yardımlardan en az iki yıldır yararlanan aileleri kapsıyor. Bu da yaklaşık 2 milyon aile anlamına geliyor.

2032 denek ile yüz yüze yapılan anket yoksullarla ilgili çarpıcı gerçekler ortaya koyuyor. Yüzde 85’i Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından (SYDV), yüzde 35’i ise belediyelerden yardım alıyor. Yüzde 43’ü 3 ila 4 yıldır yardım alırken; yüzde 23’ü 7 yıl ve daha uzun süredir yardım alıyor. 2 yıldan beri yardım alanların oranı ise yüzde 23.

MESLEK YOK, İŞ YOK!

- Yardım alanların Yüzde 90’ının mesleği yok.

- Yüzde 89’u gelir getiren bir işte çalışmıyor.

- Yüzde 57’si hayatı boyunca hiç çalışmamış. Yüzde 8’i ise 11 yıldan daha uzun süredir işsiz.

- Yardım alan her üç kişiden ikisi, yani yüzde 75’i iş aramıyor.

- İş aramamalarının en büyük nedeni ise yüzde 41 ile ‘sağlık’ sorunları.

KAPICI, HURDACI YARDIM ALMIYOR

- Çalışmasına rağmen yardım alanların yüzde 26’sı özel sektörde işçi, yüzde 20’si mevsimlik işçi, yüzde 20’si ise kendi adına çalışıyor. Kapıcı, hurdacı, ayakkabı boyacıları yardımlardan en az yararlanan grubu oluşturuyor. Yardım alanlar içinde bu grubun oranı sadece yüzde 1.

AYLIK GELİR 300 LİRA ALTI!

- Yardım alan ailelerin yüzde 71’inin aylık geliri 300 liranın altında bulunuyor. Yüzde 24’ünün geliri 300 ila 600 lira arası iken; aylık geliri 900 liranın üzerinde olan aile sayısı ise sadece yüzde 3.5.

ŞEHİRDE OTURUYORLAR AMA…

- Yardım alanlarda dikkat çeken bir diğer husus ise yüzde 60’ının şehir merkezlerinde oturuyor olmaları. Yüzde 21’i ilçe merkezlerinde otururken, köylerde oturup da yardım alanların oranı ise yüzde 15.

- Yüzde 57’sini 15 yıl veya daha önce şehir merkezlerine göç edenler oluşturuyor.

İŞ BULMAK İÇİN GELDİLER

- Yüzde 38’i ‘iş bulmak’ için göç ettiğini söylüyor. Yüzde 15’i evlilik nedeniyle, yüzde 10’u rahat bir yaşam sürmek için göç etmiş. Daha iyi eğitim almak için geldiğini söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 3.

- Yüzde 23’ünün ailesinde özürlü birey bulunuyor. Bunların yüzde 46’sını bedensel, yüzde 26’sını ise zihinsel özürlüler oluşturuyor. Yüzde 61’inin özrü ise doğumdan sonra oluşmuş.

Atanamayanların Acı Hikayesi

27 Ağustos 2010
Onlar öğrencisiz öğretmenler... Kimi hamallık, kimi çaycılık yapan 'atanamayanlar'ın hayatı, kitaplaşıyor. Gerçek yaşam öyküleri hayli dramatik

Atanamayan öğretmenlerin mücadelesi sürüyor. Türkiye'de eğitim fakültelerinden yılda 50 bine yakın mezun çıkarken milli eğitim her yıl ortalama 20 bin yeni öğretmen atıyor. Sendikalara göre 300 bin, MEB'e göre 100 bin öğretmen açığı var. Sendika verilerine göre atama beklerken yaşamına son veren öğretmenlerin sayısı 18'i buldu. İnşaat işçiliği, hamallık yapan öğretmenlerin sayısı artıyor. Son olarak Çorlu'da ücretli öğretmenlik yapan din kültürü öğretmeni Ahmet Fazlı, yazları ücret alamadığı için çalıştığı okulda hamallık yaparken kalbine yenildi. Kanser hastası öğretmen Şafak Bay'ın öncülüğünde kurulan 'Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu' ise 327 bin kişinin sesini duyuruyor. Yaşam öyküleri platformun sitesinden yayınlanıyor. Eğitim-Sen uzmanları Deniz Yıldırım, İlker Akçasoy ile Ankara Tabip Odası uzmanı Kansu Yıldırım ise atanamayanların öyküsünü kitaplaştırıyor. İşte kitapta yer alacak o yaşamlar:

ÖĞRENCİLERİN YIKAN SORUSU
Ataması yapılmayan bir sosyal bilgiler öğretmeni (Diyarbakır): 5 yıldır KPSS'ye hazırlanıyorum. Üniversiteyi bitirdikten sonraki hayal kırıklığım, atamamın yapılamamasının da ötesinde oldu. Çevredeki bakışlar bunaltıyor. 'Yine mi giremedin?' bakışları bunlar. Ücretli öğretmen olarak çalışırken müdür 'Yerine atama yapıldı, işine son verildi' dedi. Öğrencilerim 'Öğretmenim, siz öğretmen değil miydiniz?' diye sordu bana.

AKLIMDA BÖYLE BİR HAYAT YOKTU
ASlI (Ankara): 3 yıldır ataması yapılmayan bir İngilizce öğretmeniyim. KPSS bizi ölçen bir sınav değil. Orada bir tane bile İngilizce soru sorulmuyor. Branşımla hiç ilgisi yok. Annem temizlik şirketinde taşeron işçi, asgari ücretle çalışıyor. 4 kardeşiz, en büyükleri benim. Şu anda sekreterlik yapıyorum. Üniversiteye girerken aklımda böyle bir hayat yoktu.

KPSS YUVAMI YIKTI
MEFTUN (Çorum): 2000'den beri KPSS'ye giriyorum. KPSS yüzünden eşimden ayrılmak zorunda kaldım. Atamam olmayınca kredi çekip internet kafe açmıştım. 2002 krizi her şeyimi aldı. Evliliğim sadece 7 ay sürdü. 1 puan farkla atamam yapılmadı. İnşaatlarında tesisatçılık öğrendim. 35 yaşıma geldim. Hiçbir şeyim yok. Evlenememişim, baba olamamışım özgüvenim bitti.

YEŞİL KART ALIRKEN ÇOK UTANDIM
AYDIN (Iğdır): 11 aylık çocuğum var, gelirim yok. Çocuğum için yeşil karta başvurdum. Muhtar yüzüme baktı ve utancımdan yerin dibine girdim. 2003'ten bu yana her yıl KPSS'ye girdim F tipi hayat yaşıyorum. Mutfakla odam arasında mekik dokuyorum. 2009'a kadar evlenmemek için direndim. Yanıma org ve bağlama alarak düğünlere çıktım. Ücretli öğretmenlik yaparken yerime kadrolu geldi.
Eşime söyleyemedim. Evden takım elbisemi giyer çıkardım, çarşıda müsait bir yerde oturur KPSS'ye çalışırdım. Akşam da okuldan dönüyor gibi eve dönerdim.

İNŞATTA İŞÇİ OLARAK ÇALIŞIYORUM
SELHAN (Van): Bitlisliyim, Van'da yaşıyorum. İnşaat işçiliği yapıyorum. Bu adaletsizliği kabullenemiyorum. Benim tek isteğim var, bu ülkenin bir yere gelmesi, ilerlemesi. Dünya kadar borcum var. Bir ışık yakmak için Ankara'ya geldim. Atatürk öğretmenleri Kurtuluş Savaşı'na göndermedi, eğitim aksamasın diye. Şimdi geldiğimiz yere bakın. Cahil bir toplum işlerine geliyor. Ben üretken, sorgulayıcı beyinler yetiştireceğim, onun için atanmak istiyorum.

HAYALİ BİLE ARTIK UZAK
DENİZ (Mersin): Ataması yapılmayan, kanser hastası Şafak Bay'ın abisiyim. 8 yıldır atama bekliyorum. Çorap satarak, garsonluk yaparak geçimimi sağladım. Gece bekçiliği, boyacılık yaptım. Önceden öğretmenlikle ilgili hayal kurabiliyordum, artık hayali bile uzak Gidiyorsun dershaneye, 200 TL teklif ediliyor. Bu kadar mı değersiziz? Güvencemiz yok, paramız yok... Kardeşim Şafak'ın mücadelesini bütün Türkiye gördü.

YAZIN AMELE KIŞIN ÖĞRETMEN
ALİ (Ankara): KPSS'ye 5'inci girişim. Annem ev hanımı. Babam inşaat ustası. 7 kardeşiz. kardeşlerimin 2'si halen üniversitede okuyor. Yazları inşaatta çalışıyorum. Kışın da ücretli öğretmenlik yapıyorum. Sürekli KPPS'de ne yaptın sorularına cevap vermek istemiyorum. Yeğenlerim üniversiteye girdi, mezun oldu, birlikte sınava giriyoruz.

SEN NİYE ATANAMIYORSUN DİYORLAR
ZUHAL (Mersin): Garsonluk yaptım, dershanede çalıştım. Ben doğulu bir ailenin kızıyım, ister istemez bir baskı yaşıyorsun. Kendini kanıtlayabilmen için ekonomik özgürlüğünün olması gerekiyor. Öğretmen olman veya dört yıllık bir üniversite mezunu olman hiçbir şeyi değiştirmiyor. Paranı kazandığın anda ailendeki bireylerin sana verdiği değer değişiyor. 'Öğretmensin niye yapmıyorsun bu işi?', 'Her defasında 20 bin öğretmen atanıyor, sen niye atanamıyorsun?' İnsanlar zekanı bile sorgulamaya başlıyor. İntihar eden arkadaşlardan bir tanesi bir çay ocağında çalışıyor ve sanırım patronu bardağı kırdığı için fırça atıyor ve o kişi gidip kendini asıyor.

kıvanç el-akşam

YAŞAMAK İSTEMİYORUM,HAYAT SIKIYORDOĞAN ÇAĞLAR
BEN 6 ÇOCUKLU BİR AİLENİN ENBÜYÜĞÜM.EVLİYİM.BABAM İNŞAAT USTASI.3 KARDEŞİM ÜNİVERSİTE OKUYOR,İKİSİDE İLKÖĞRETİMDE OKUYOR.ANNEM BEL FITIĞI VE MİGREN HASTASI.BABAM BÖBREK HASATASI,YEŞİL KARTIMIZ BİLE YOK.ÜNİVERSİTEDEN 2007 YILINDA MEZUN OLDUM.BİR ÇOCUĞUM VAR.BABAM HALA İNŞAATLARDA ÇALIŞIYOR.52 YAŞINDA.İŞ OLMAYINCA EVDE TAM BİR SEFİLLİK YAŞANIYOR.BEN İŞSİZİM.ÇOCUĞUMA MAMA ALACAK PARAM YOK.OĞLUM 14 AYLIK.EVİM KİRA.BABAM GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ERİYOR,ANNEM ERİYOR,DOKTORA GÖTÜREMİYORUZ.KİM DUYACAK SESİMİ KİM
27 Ağustos 2010 Cuma 22:23 aktifhaber

Bebeğine mama çalan baba
14:10 - İstanbul, Küçükçekmece'de, cebindeki son parası bebeğine mama almak için yetmeyince çaresiz kalan bir baba, müşteri gibi geldiği marketten ikinci kez bebek maması çalarken güvenlik kameralarına yakalandı. Görüntüleri izleyen market sahibi Teoman Demir, ''Biz bu hırsızdan bıktık. Artık yakalanmasını istiyoruz" dedi. 31.08.2010 İSTANBUL netgazete

Ölen 4 kardeşin oyuncakları bile tahtadandı

31 Ağustos 2010 Konya'nın Kulu ilçesine bağlı Tavşançalı beldesinde, boş bir binada kullanılmayan derin dondurucuda yaşları 4 ile 11 arasında değişen 4 kardeşin cesedinin bulunmasının ardından bir aile dramı ortaya çıktı.
Dört çocuğun ölü bulunmasının ardından Üçer ailesinin evinde gözyaşları ve ağıtlar dinmiyor. Yaşları 4 ile 11 arasında değişen 4 çocuğunu kaybeden baba Mehmet Üçer (31) yaptığı açıklamada, yaklaşık 12 yıl önce e şi Nazmiye ile imam nikahıyla birlikte yaşamaya başladığını söyledi.
Resmi nikahı imkanı olmadığı için yaptıramadığını, Saime (4), Aynur (7), Ozan (10) ve Ebru (11) adlarında dört çocukları olduğunu belirten Üçer, "Çocuklarımız bizim her şeyimizdi. Çünkü onlar adeta bizlerin dünyasını renklendirmişti" dedi.
Her baba gibi çocukları için seve seve canını verebileceğini ifade eden Üçer, şunları söyledi:
"Bizim dünyamız dün başımıza yıkıldı. Çocuklarımı o dolabın içinde öyle birbirlerine yapışmış şekilde görünce ne yapacağımı şaşırdım. Onların cesetlerini kendi elimle çıkarttım. Yavrularımın kendi elleriyle yaptıkları tahta oyuncaklarını görünce daha çok üzüldüm. Çünkü onların oyuncağı bile tahtadandı."
Eşiyle birbirlerini teselli etmeye çalıştıklarını anlatan Üç er, ancak evlat acısını dindirmeye hiçbir gücün yetmediğini ifade etti.
Çocuklarının okuyup hayatlarını kurtarmasını istediğini ancak ölümleriyle hayallerinin de yarım kaldığını dile getiren Üçer, şunları söyledi:
"Ben geçimimi çobanlık yaparak sağlayan bir insanım. Eşimi ve çocuklarımı da alarak doğup büyüdüğüm köyümden ayrıldım. Kulu'daki bir yaylada bulunan besi çiftliğine yerleştim. Çocuklarım çok sıkıldığı için hep birbirleriyle oynamak zorunda kalıyordu. Çünkü çevrede çok fazla ev bulunmadığı için çocuk da yoktu. Bugüne kadar başıma ne geldiyse hep maddi imkansızlıklardan geldi. Ben çocuklarımın iyi şartlarda büyümesi ve okuyabilmesi için 8 yıldır ayağıma ayakkabı bile almadım. Cebimde 1 lira varsa onu harcamaz çocuklarıma verirdim. Ben ve eşim ilkokulu bile bitirememiştik. O yüzden çocuklarımın okuyup hayatlarını kurtarmasını istiyordum. Küçük kızım nedense son üç gündür sabah çok erken saatlerde dahil sürekli yanımıza gelip beni ve eşimi öpüyordu. O zaman bir anlam veremiyorduk. Ancak şimdi çok iyi anlıyoruz"
Baba Üçer, bu yıl yeni okula yazdırdığı 7 yaşındaki kı zı Aynur'un okula başlama hazırlığında olduğunu da sözlerine ekledi.
Tavşançalı beldesi Uzunkuyu Mahallesi Ali Ağa Yaylası'nda, dün, Saime (4), Aynur (7), Ozan (10) ve Ebru Üçer (11) kardeşlerin cesetleri, boş bir binadaki kullanılmayan derin dondurucu özelliği olan bir buzdolabının içinde bulunmuştu.
netgazete

YGS Birincisi Kapkaçta Yakalandı
Konya'da, ilçesinde YGS birincisi olan bir genç, alışverişten dönen bir kadının çantasını kapkaç yöntemiyle çaldığı gerekçesiyle gözaltına alındı.
Konya'da, ilçesinde YGS birincisi olan bu yıl İzmir 9 Eylül Üniversitesini kazandığı belirtilen bir genç, alışverişten dönen bir kadının çantasını kapkaç yöntemiyle çaldığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Şüphelinin cebinden 3, çantadan ise 5 TL çıktığı öğrenildi.
Alper K'nın ilk ifadesinde, "Param bitmişti. Paraya ihtiyacım vardı" dediği öğrenildi.
aktifhaber

Lüks otomobil satışları % 55 arttı
00:10 - Bu yılı Ocak-Ağustos döneminde lüks otomobil satışları, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 55 oranında arttı. Türkiye Otomotiv pazarında 2010 yılı Ocak-Agustos dönemi binek ve hafif ticari araç pazarı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18 oranında artarak 401 bin 364 adet olarak gerçekleşti. 10.09.2010 İSTANBUL netgazete

Ev borcu için intihar etti !
10 Eylül 2010
Gaziantep'te, ev almak için tefeciden borç para alan ancak bunu ödeyemeyince bunalıma giren 33 yaşındaki evli ve iki çocuk babasıMahmut Kılıçparlar, kendini iple tavana asarak intihar etti. haber1001

ABD'nin En Pahalı Evini Bir Türk Aldı!
09 Ekim 2010
ABD'li emlak devi, Los Angeles'ta bir yıldır alıcı bekleyen dev malikanesini Türk işadamına sattı
ABD'nin en pahalı evini bir Türk aldı!ABD'li emlak devi Muhammed Hadid, Los Angeles'ta bir yıldır alıcı bekleyen dev malikanesini Türk işadamı Sarp Turanlıgil'e sattı. Evi şirketi adına satın aldığı ve 4.500 metrekarelik 11 yatak odalı malikaneye en az 50 milyon dolar ödediği iddia edilen Turanlıgil, 'ABD'de bu yıl yapılan en pahalı emlak satışına' da imza atmış oldu.

BU MALİKANEYE 50 MİLYON DOLAR VERDİ

ABD'de emlak piyasalarının bu yıl en çok konuştuğu satışın arkasından bir Türk çıktı. Ritz Carlton otellerinin eski sahibi, emlak yatırımcısı Muhammed Hadid'in Los Angeles'taki dev malikanesini satın alan kişinin Elegan Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Sarp Turanlıgil olduğu açıklandı. 4 Haziran'da gerçekleşen satış için Turanlıgil'in Hadid'e ne kadar ödediği açıklanmadı. Ancak Wall Street Journal gazetesi en az 50 milyon dolar, Los Angeles Times gazetesi ise 72 milyon dolara yakın bir fiyatla satışın gerçekleştiğini öne sürdü. Her iki miktarda da ABD emlak piyasasının bu yıl yaptığı en yüksek satış rekoru kırıldı. Yani, malikane ABD'de 2010 yılının en pahalı evi oldu. Daha önceki rekor Bootjack Çiftliği'ne 46.5 milyon dolar ödeyen Teksaslı enerji kralı Kelcy Warren'a aitti. "Le Belvedere" adıyla bilinen malikane 2006 yılında Hadid tarafından kişisel kullanım için tasarlanmış ve yapılmıştı. Sadece yapım masrafları 59 milyon dolar olan malikanenin Los Angeles'taki konumu da göz kamaştırıyor. Daha önce Hollywood yıldızı Elizabeth Taylor, eski ABD Başkanı Ronald Reagan ve efsane şarkıcı Frank Sinatra'ya da ev sahipliği yapan bölgede yer alan Le Belvedere'nin çevresindeki iki malikane iki yıl önce 125 milyon dolar ve 150 milyon dolara alıcı bulmuştu.

'Kudüs taşı'ndan yapılmış

'Kudüs taşı' olarak da bilinen özel beyaz kum taşından yapılan malikane, "Artık hayatımı küçültmek istiyorum" diyen Hadid tarafından 2009 yılında 85 milyon dolar fiyatla satışa çıkarılmıştı. Ancak bu fiyata alıcı bulunamayınca Hadid istediği miktarı bu yıl başında 72 milyon dolara düşürdü. ABD emlak piyasasının gözü bir süredir bu malikanenin satışındaydı. Hatta nisan ayında Hadid'in malikaneyi yüksek miktarda borçlandığı Endonezyalı bir işadamına 50 milyon dolar karşılığında satacağı iddiaları ortaya atılmıştı. ABD basınına konuşan Turanlıgil'in bir yardımcısı, malikanenin Turanlıgil tarafından bir şirket adına satın alındığını söyledi. ABD'deki lüks emlak piyasasının da bu satışla birlikte büyük moral bulduğu ve hareketlenme yaşayabileceği belirtildi.

11 yatak odası, 14 tuvaleti var

İşte Le Belvedere adıyla bili
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Prş Oca 20, 2011 12:15 am    Mesaj konusu: BİR ÜLKEDE BİR BEBEK AÇLIKTAN ÖLÜYORSA ORADA HER ŞEY YALAN Alıntıyla Cevap Gönder

"İktidar milleti limon gibi sıktı; devleti, parasız kalınca kanepenin altında 1 lira arayan adama çevirdiler!"
20 Kasım 2017



Sözcü yazarı Murat Muratoğlu, Meclis'te görüşülen torba yasaya meyve suyu ve gazlı içeceklerin de dahil edilerek getirilen Özel Tüketim Vergi zammını eleştirdi. Muratoğlu, "Çoluk çocuğun tükettiği içeceklerden medet uman bir ekonomi yönetimi olur mu? Parasız kalınca kanepenin altına yuvarlanan 1 lirayı arayan adama çevirdiler devleti. Tadı kaçtı, iş tamamen çığırından çıktı. İktidar milleti limon gibi sıktı!" diyerek tepki gösterdi.

Murat Muratoğlu'nun "Limon gibi sıktılar milleti" başlığıyla (20 Kasım 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Çoluk çocuğun tükettiği içeceklerden medet uman bir ekonomi yönetimi olur mu? Vergileri artırmak kendilerinin en büyük saadeti… Parasız kalınca kanepenin altına yuvarlanan 1 lirayı arayan adama çevirdiler devleti… Tadı kaçtı, iş tamamen çığırından çıktı. İktidar milleti limon gibi sıktı! Hem fakirin neyine yiyip içmek? Ölsün daha iyi… Arkadaş limonataya, meyve suyuna, sodaya lüks denir mi?

* * *

Nasıl bir açık varsa bütçede, meyve suyu torba yasaya dâhil edilir mi? Özel Tüketim Vergisi getirilir mi? Ekonomimiz hakikaten çok iyi! Yahu minarelli sudan ne istediniz bre vicdansızlar! Bir de verginin de vergisini alacaklar. İçecek bedelinin üzerine önce yüzde 10 ÖTV, sonrasında yüzde 10 ÖTV'li bedele yüzde 18 KDV koyacaklar. Vergiyi tabana yayacaklar. Altta kalanın canını çıkaracaklar!

* * *

Yeri gelmişken bir ihbarda bulunmak istiyorum. Yakından tanıdığım biri limonatayı evde yapıyor, domatesten salça üretiyor, turşu falan kuruyor. Vergisini ödemeyip devletin itibarından tasarruf ediyor, ülkenin şaşaasından ödün veriyor. Belli ki kendisi iflah olmaz bir vergi kaçakçısı… Şahsen örgüt bağlantısından şüpheleniyorum. Yetkilileri uyarıyorum! Yesin bir üç- beş yıl aklı başına gelsin diyorum.

* * *

Yalan yere araba yaptık, uçak yaptık haberleriyle oy toplayıp ülke yönetirsen geleceğin nokta burasıdır… İktidarın ülke ekonomisini nasıl içler acısı durumuna soktuğunu göstermesi açısından manidardır. Yat, tekne alınca ÖTV sıfır… Sen git sodanın içine vergiyi sığdır. Oysa devletin görevi adil bir şekilde vergi toplamaktır.

* * *

Öyle zenginlerin borçlarını silip, silinen borçları halktan tahsil etmek değildir… AKP aşığı Devlet Bahçeli'nin deyişiyle; limonataya ÖTV getiren bu hükümet ne yapmak bununla nereye varmak istemektedir? Bizden toplanan vergileri yandaşa ihale olarak zimmetliyorlar. Kendi lüks harcamalarını kısmayıp, daha fazla gelire ihtiyacımız var diyorlar. Akıllarına gelen her şeye vergiyi bindiriyorlar!

* * *

Özetle nefes almak hariç, yaşamak bile lüks bu memlekette… Büyük oyun, dış mihraklar derken devamlı zam yapıyorlar. Batıyı kıskançlıktan çatlatıyorlar! Haksız da sayılmazlar! Bulmuşun böyle milleti, geçireceksin vergiyi… İktidara saygılarımı sunuyorum. Yolun açık olsun Reis diyorum. Önemli not: Limon sıkacağımı alan komşumdan acil geri dönüş bekliyorum.

T24
ETİKETLER
akp iktidar iktidar devleti limon gibi sıktı parasız kalınca kanepenin altında 1 lira arayan adama çevirdiler haber ötv meyve suyu torba yasa haber

İşte Türkiye'nin en zengin 100 ailesi!
22.10.12



Ekonomist dergisi geleneksel olarak duyurduğu ‘En Zengin 100 Türk’ araştırmasının 2012 sonuçlarını açıkladı.

Bu yılki listenin zirvesinde sürpriz bir değişiklik yok

Ekonomist dergisi ‘En Zengin 100 Türk’ araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

Ekonomist Dergisi’nin her sene düzenlediği “En zengin 100 Türk” araştırmasına göre, Koç Ailesi 8 milyar doların üzerindeki servetiyle bu yıl da ilk sırada yer aldı. 7-8 milyar dolarlık servetleriyle ikinci sırada Şahenk Ailesi, 3. sırada Ülker Ailesi var.

TOPLAM SERVETTE YÜZDE 25 ARTIŞ

“En zengin 100 Türk”ün toplam serveti geçen seneye oranla bu yıl yüzde 25 arttı. Listede aşağıdan yukarıya çıkanların, yukarıda irtifa kaybedenlerin ve daha da önemlisi listeden düşenlerin sayısı, bu yıl bir hayli fazla. Bu yıl dokuz kişi/ailenin veda ettiği zenginler listesini, yenileri doldurdu. En zengin 12 Türk ve ailesinin servetlerinin toplam değeri en yüksek tahminden hesaplandığında ise ortaya çıkan rakam 70 milyar dolar.

Bu rakam Meksika ‘da telekom işi ile uğraşan Juan Carlos Slim ve ailesinin servetine eşit.

ÜLKER 6. SIRADAN 3. SIRAYA ÇIKTI

‘En Zengin 100 Türk’ araştırmasında bu yıl da önceki yıl olduğu gibi Koç Ailesi 7-8 milyar dolar arası olduğu tahmin edilen kişisel serveti ile ilk sırayı kaptı. Koç Ailesi’ni 6-7 milyar dolarlık kişisel servetleri olduğu tahmin edilen Şahenk ve Ülker aileleri izledi. Geçen yıl 6. sıradan kendine yer bulan Ülker Ailesi bu yıl 3. sıraya yükseldi. Servetleri 3′e bölünmüş Sabancı Ailesi’nin bireyleri ise ikinci 3′te kendilerine yer buldu. Aileden Erol, Türkan ve Şevket Sabancı’nın aileleri ile birlikte 5-6 milyar dolar arası bir servete sahip oldukları tahmin ediliyor.

2012 Türkiye’nin en zengin aileleri 2011

1 Koç Ailesi Koç Holding 1
2 Şahenk Ailesi Doğuş Holding 2
3 Ülker Ailesi Yıldız Holding 6
4 Erol Sabancı ve Ailesi Sabancı Holding 3
5 Türkan Sabancı ve Ailesi S. Sabancı Holding 4
6 Şevket Sabancı ve Ailesi Esas Holding 5
7 Şarık Tara Enka Holding 7
8 Eczacıbaşı Ailesi Eczacıbaşı Holding 8
9 Doğan Ailesi Doğan Holding 9
10 Yazıcı Ailesi Anadolu Grubu 10
11 Özilhan Ailesi Anadolu Grubu 12
12 Mehmet Başaran Habaş Grubu 13
13 Hüsnü Özyeğin Fiba Holding 14
14 Çolakoğlu Ailesi Çolakoğlu Grubu 16
15 Zorlu Ailesi Zorlu Holding 15
16 M. Emin Karamehmet Çukurova Holding 10
17 Dinçkök Ailesi Akkök Grubu 17
18 Boydak Ailesi Boydak Grubu 18
19 Konukoğlu Ailesi Sanko Holding 19
20 Kocabıyık Ailesi Borusan Holding 20
21 Gülçelik Ailesi Enka Holding 22
22 İpek Ailesi İpek Grubu 23
23 Sevda-Serra Sabancı Sabancı Holding 25
24 Ali Ağaoğlu Ağaoğlu Grubu 24
25 Necati Kurmel Saray Halı 28
26 Kibar Ailesi Kibar Holding 29
27 Turgay Ciner Ciner Grubu 30
28 Ömer Sabancı Densa Denizcilik 32
29 Demir Sabancı Sedes Grubu 33
30 Demet Sabancı Çetindoğan Demsa Group 34
31 Lucien Arkas Arkas Holding 35
32 Topbaş Ailesi BİM 37
33 Feyyaz Berker Tekfen Holding 26
34 Nihat Gökyiğit Tekfen Holding 27
35 Akçağlılar Ailesi Tekfen Holding 28
36 İdris Yamantürk Güriş Holding 38
37 İnan Kıraç Kıraça Holding 39
38 Gürsel Ailesi Kiska Holding 40
39 Hamdi Akın Akfen Grubu 41
40 Ahmet Çalık Çalık Grubu 42
41 Çarmıklı Ailesi Nurol Holding 43
42 Eren Ailesi Eren Grubu 53
43 Aziz Torun Torunlar Gıda 44
44 Zafer Yıldırım Orjin Grubu 45
45 Zafer Kurşun Orjin Grubu 46
46 Mehmet Ali Aydınlar Acıbadem Grubu 47
47 İshak Alaton Alarko Holding 48
48 Garih Ailesi Alarko Holding 49
49 Erdoğan Demirören Demirören Holding 50
50 Altınbaş Ailesi Altınbaş Holding 51
51 Kazancı Ailesi Aksa Enerji 52
52 Lodrik Ailesi Enboy Tekstil 54
53 Nezih Barut Abdi İbrahim İlaç 56
54 Esirtgen Ailesi Abdi İbrahim İlaç 57
55 Erdemoğlu Ailesi Erdemoğlu Holding 71
56 Doğramacı Ailesi Bilkent Holding 55
57 Boyner Ailesi Boyner Holding 58
58 Bodur Ailesi Kale Grubu 60
59 Nuri Özaltın Özaltın Grubu 61
60 Cevahir Ailesi Cevahir Grubu 62
61 Gürel Ailesi Sunel Tütüncülük 63
62 Yaşar Ailesi Yaşar Holding 64
63 Ahmet Keleşoğlu Selçuk Ecza 65
64 Ethem Sancak Hedef Grubu 66
65 İsfendiyar Zülfikari Zülfikarlar Grubu 67
66 Bayram Aslan İçdaş 68
67 Avni Çelik Sinpaş Holding 69
68 Kanatlı Ailesi Eti Grubu 70
69 Nihat Özdemir Limak İnşaat 72
70 Sezai Bacaksız Limak İnşaat 73
71 Karamancı Ailesi Orta Anadolu Tekstil 59
72 M. Nazif Günal MNG Holding 75
73 Ünal Aysal Unimar 77
74 Çiftçi Ailesi Çiftçiler Holding 78
75 Erdal Aksoy Turcas Grubu 79
76 Yazıcı Ailesi Diler Grubu 83
77 Öztürk Ailesi Opet 84
78 Hüseyin Özdilek Özdilek Grubu 85
79 Yahya Kiğılı Hayat Holding 86
80 Küçük Ailesi LC Waikiki Grubu 97
81 Fettah Tamince Rixos Grubu 88
82 Ertuğrul Kurdoğlu Ata Holding 89
83 Rona Yırcalı Best Grubu 90
84 Yolbulan Ailesi Kroman Çelik 92
85 İbrahim Çeçen IC Holding 94
86 İhsan Kalkavan Kalkavan Denizcilik 76
87 Yılmaz Ulusoy Yılmaz Ulusoy Holding 80
88 Haluk Ulusoy Ulusoy Holding 81
89 Alican Ulusoy Ulusoy Yatırım Holding 82
90 Karaağaç Ailesi Bilim İlaç -
91 Toksöz Ailesi Sanovel -
92 Erikoğlu Ailesi Erbakır -
93 Abalıoğlu Ailesi Erbakır -
94 Yılmaz Ailesi Sütaş -
95 Pak Ailesi Pakmaya -
96 Murat Vargı MV Holding 91
97 Nakiboğlu Ailesi Naksan Grubu -
98 Hasan Aslan Ortadoğu Rulman 95
99 Yıldırım Ailesi Yıldırım Holding -
100 Erman Ilıcak Rönesans Grubu -

Kaynak: http://www.medyafaresi.com/

TÜİK'e göre, nüfusun yüzde 16,9'u yoksulluk sınırının altında yaşıyor
19 ARALIK 2011
BBC'nin haberi

Türkiye'nin gelir dağılımı tablosu

Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK, Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması, 2010 verilerini açıkladı.

TÜİK araştırmasına göre, nüfusun yüzde 16,9'u yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Sürekli yoksulluk riski altında bulunanların oranı da yüzde 18.
Türkiye'de, en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı ise 2010'da 8 kata geriledi.

2009 yılında bu fark, 8,5 kattı.

Ortalama yıllık hanehalkı kullanılabilir geliri de 22 bin 63 lira oldu..

En yüksek gelire sahip yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46,4.

En düşük gelire sahip yüzde 20'nin toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 5,8i.

Buna göre, en zengin yüzde 20'nin, en yoksul grubla arasındaki gelir farkı 8 kat.

Bu gösterge kentsel yerler için 7,3, kırsal yerler için ise 7,1.

Türkiye'de hanehalkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir 22 bin 63 lira iken, ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir ise 9 bin 735 lira oldu.

İstanbul Bölgesi 13 bin 382 lira ile ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge durumunda.
Bunu, 11 bin 116 lira ortalama gelir ile Batı Anadolu Bölgesi izledi.

En düşük ortalamaya sahip bölge ise 5 bin 144 lira ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.

Maaş-ücret gelirleri yüzde 43,7'lik oranla toplam gelir içerisinde en fazla paya sahip oldu.

Bunu yüzde 20,5 ile sosyal transferler ve yüzde 20,2 ile müteşebbis gelirleri izledi.

Sosyal transferlerin yüzde 91,1'ini emekli ve dul-yetim aylıkları oluşturdu.

Emekli ve dul-yetim aylıkları toplam gelir içinde yüzde 18,6'lık paya sahip iken, diğer sosyal transferlerin payı yüzde 1,8 oldu.

Müteşebbis gelirlerinin ise yüzde 68,5'i tarım-dışı sektörden oluştu.


Türkiye'nin en zengin 100 ailesi

Borsa ve kurlar eritti, ‘En Zengin 100'ün serveti 216 milyar dolara indi..

Ekonomist dergisinin 2004 yılından bu yana düzenlediği 'En Zengin 100 Araştırması'na göre Türkiye'nin en zengin aileleri ve kişilerinin servetlerinin toplamı 161.9 milyar dolar ile 216.7 milyar dolar aralığına indi.

ZİRVEDE KOÇ AİLESİ VAR

2008 ve 2009 yılında global krizin etkileri nedeniyle servetlerinde erime olan zenginler, geçtiğimiz yıl krizden güçlü çıkarak servetlerini 176.4-227 milyar dolar arasına oturtmuşlardı. Ancak, bu yıl borsadaki düşüş, artan döviz kurları TL bazlı servetlerin biraz erimesine ve pek çok ismin yer değiştirmesine yol açtı. Listede ilk 3 de değişmedi. Zirveyi 8 milyar dolar üstü servete sahip olan Koç Ailesi bırakmazken, Koç Ailesi'nin ardından Doğuş Grubu'nun sahibi Ferit Şahenk 6-8 milyar dolar aralığındaki servetiyle 2'nci sırada geldi. Şahenk ailesini yine 6-8 milyar dolarlık servetiyle Erol Sabancı ve Ailesi izledi.

İMKB ERİDİ, KUR ARTTI

Ekonomist'in servet yönetim uzmanları, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) verileri ve özel bankacılık hizmeti veren yetkililerden aldığı bilgilere dayanarak derlediği rakamlara göre, bu yılki İMKB verileri incelendiğinde 'en zenginlerin' servetleri değer kaybetti. Ancak bunda İMKB Ulusal 100 Endeksi'nin geçen yıla göre yüzde 18 geride olması ve dolar kurlarının yüzde 20'nin üzerinde artması etkili oldu. Bu nedenle listede geçen yıl 10 milyar dolar ve üstü olan 'En Zengin 100'ün üst basamağı, bu yıl 8 milyar dolara indi.

LİSTEYE İLK KEZ GİRENLER

Koç Ailesi'nin 7 yıldır birinci sırada olduğu listede, ikinci sırada 6-8 milyar dolar servetiyle Şahenk ailesi, Erol Türkan ve Şevket Sabancı Aileleri ve Ülker Ailesi yer aldı. Onları 5-6 milyar dolarlık servetle Şarık Tara ve Eczacıbaşı Ailesi izledi. Bu yıl listeye ilk defa giren aileler ve kişiler de oldu. Fettah Temince, Yalçın Sabancı, Küçük Ailesi, Mehmet Sepil, Süleyman Varlıbaş ve Güral Ailesi. Abdi İbrahim'in diğer ortağı Esitgen Ailesi ile Limak Holding'in diğer ortağı Sezai Bacaksız da listede yer aldı. Türkiye'nin en zenginleri bu 100 kişi ve aileden oluşmuyor. 'En zengin'i temsil eden nüfus ise 9 bin civarında.

YALI ALANLARDA ARTIŞ GÖRÜLÜYOR

Türkiye'nin en zengin 100 ismi arasında yer alan pek çok kişi ve aile, ağırlıklı Bebek, Tarabya, Yeniköy, Vaniköy, Kanlıca gibi semtlerde yer alan yalı ve köşklerde oturuyor. 2010'in ikinci yarısından itibaren yalı satın alan işadamlarının sayısındaki artış da dikkati çekiyor.
Türkiye'nin en zengin isimleri gerek yurtiçi gerekse yurtdışı seyahatlerinde bir havayolu şirketine bağlı kalmadan kendi uçaklarıyla seyahati tercih ediyor.
habervaktim

Günde 5 milyon ekmek çöpe gidiyor!
Türkiye Fırıncılar Federasyonu yaptığı açıklamada ekmek zammına ilişkin soruları da yanıtladı
15 Haziran 2011

Türkiye Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanı Halil İbrahim Balcı, "Şu anda gündemimizde ekmeğin fiyatı yok" dedi.

GÜNDE 5 MİLYON EKMEK ÇÖPE GİDİYOR
Ekmek israfına da değinen Balcı, bir süre önce ''Ekmek İsrafını Önlemede Limitsizsiniz'' projesini başlattıklarını hatırlatarak, projenin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, TESK, TOBB ve bazı özel kuruluşlarca da desteklendiğini söyledi.

Balcı, şöyle devam etti: ''Ekmek israfına ilişkin yurt genelinde çeşitli araştırmalar yaptık. Türkiye'de günde 5 milyon ekmek çöpe gidiyor. Elde ettiğimiz sonuçlarda, tüketici olan halkın yaptığı israf kadar da fırınlarda israf ediliyor. Yani bu 5 milyonun yüzde 50'si de fırınlarda gerçekleşen israftır. Bunun da ana sebebi fırın enflasyonundan kaynaklanıyor. Üretici olan esnafımız, belli bir sayıda ekmek üretmek zorunda kalıyor, satılamayınca ekmek israf olarak kalıyor ve atılıyor. Bir kısmı hayvanlara yem olarak verilse de besiciler de ekmeği hayvanlara vermeyi doğru bulmuyor. Ekmeğin yağlanma yaptığından dolayı yem vermeyi tercih ediyorlar. Federasyonumuz bu konuyu işlemeye devam edecektir. Bizim için gerilemeyi veya durdurulmasını sağlarsak, bunu da bir başarı olarak kabul ediyoruz.''
habertürk

ODA'CIĞIM BİR ÜLKEDE BİR BEBEK AÇLIKTAN ÖLÜYORSA ORADA HER ŞEY YALANDIR! ORADA HER ŞEY YALANDIR! ORADA HER ŞEY YALANDIR! ORADA HER ŞEY YALANDIR!


.
Bu ülkede Manisalı Berivan'dan sonra Samsunlu Kübra da açlıktan öldü...
.
Rektörleri AKP değil, CHP atasa ne olur, Balyoz yalan Kafes traş olsa ne olur, tüm seçimleri seninkiler alsa, tüm kurumları sizinkiler kapsa ne olur... % 42 değil, % 142 çaksan ne olur! Iksırıncaya, tıksırıncaya kadar reklâm alsan ne olur!

Bırak iskindirik bir protestodan Aslan postu çıkarıp taraftar kamçılamayı, Tunus'tan tribün rüzgarı estirmeyi...

Yelleneceksen bari bunun için yellen de belki bir işe yarar...

Zira Kübra, öyle olmasa da "halkçı, cumhur, sınıfsız, zümresiz, imtiyazsız" olabilen bir rejimin öyle yapmasa da "komşusu açken tok yatan bizden değildir"e inanabilen sadaretin idaresindeki bir devletin vatandaşı olarak öylece açlıktan öldü!

Yıl 2011...
.
Bu, kahr-ı ayn, kahr-ı kifaye tanımaz bilesin, bildiresin!

http://odatvninatladigihaberler.blogspot.com/

K. Kore'de halk açlıktan ot yemeye başladı
24 ŞUBAT 2011

Kuzey Kore'yi yakın zaman içinde ziyaret eden yardım görevlileri, yetersiz beslenme ve gıda kıtlığının alarm verici boyutta olduğunu söylüyor.
Beş ayrı hayır kurumunun temsilcilerinden oluşan grup, açlıktan yerden topladığı otlarla beslenmeye çalışan kişiler gördüklerini anlattı.

Yardım görevlileri ülkenin kuzey batısını ziyaret ediyordu.
Kuzey Kore hükümetini alıntılayan kaynaklar, soğuk hava nedeniyle buğday ve arpa mahsülünün en az yarısının kaybedildiğini söylüyor.
Kuzey Koreli diplomatların dış ülkelerden yardım istediği bildiriliyor.
Fakat Batılı ülkeler son zamanlarda Kuzey Kore'ye gıda yardımı göndermeye isteksiz duruyor. BBC

Villa'da Soba Faciası
2 Mart 2011
Hamit Cemiloğlu’nun villasında bekçilik yapan ve kendilerine tahsis edilen 2 odalı bölümde sobadan sızan gazdan zehirlenerek hayatını kaybeden aynı aileden 3 kişinin cenazesi Adli Tıp Morgu’na kaldırıldı.
Sobadan sızan gazdan zehirlenen ailenin yakınları olayın ardından villaya akın etti. Tekin’in oğlu Ekrem Tekin, evde bulunmadığı için zehirlenmekten kurtuldu. Ailesinin ölüm haberini alan oğul Tekin, gözyaşlarına boğuldu. Tekin’i komşuları sakinleştirmeye çalıştı. Ailenin bir kızı da olay yerinde baygınlık geçirdi. Genç kıza sağlık ekipleri hemen müdahale etti. Genç kız daha sonra yakınları tarafından bölgeden uzaklaştırıldı. Jandarma Olay Yeri İnceleme ekipleri yaptıkları çalışmanın neticesinde ailenin sobadan zehirlendiğini belirledi. Tekin ailesinin naaşları savcının yaptığı incelemenin ardından Adli Tıp Morguna kaldırıldı. Öte yandan Ekrem Tekin’in 6 çocuk babası olduğu öğrenildi. aktifhaber

Milyoner sayısı artıyor
12 Mayıs 2011
Türkiye'deki milyoner sayısı 55 bine ulaştı...
Akbank Özel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fikret Önder, Türkiye'deki milyoner sayısının bir yılda 5 bin artarak 55 bine ulaştığını tahmin ettiklerini söyledi. haber10

Aşiret düğününde, geline 20 kilo altın takıldı

Hakkâri'de; Oramar aşiretinden Taner Uçak ile Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde bulunan Jirki aşiretinin lideri Tahir Adıyaman'ın kızı Benazir Adıyaman, iki gün iki gece süren görkemli bir düğünle dünya evine girdi. Çevre il ve ilçelerden çok sayıda davetlinin katıldığı düğünde, gelinin Beytüşşebap'tan getirilişi sırasında uzun bir araç konvoyu oluştu. 8.09.2011 HAKKÂRİ netgazete

Bir milyar insan aç, bir milyar obez
22 EYLÜL 2011

Küresel beslenme verilerini ortaya koyan bir rapor, dünya üzerinde bir milyar insanın yetersiz beslendiğini, bu sayıdan fazla kişinin ise aşırı kilolu olduğunu ortaya koydu.
Uluslararası Kızıl Haç ve Kızıl Aylar Federasyonu örgütü tarafından yayımlanan raporda dünya nüfusunun yaklaşık yüzde on beşinin açlıkla karşı karşıya oldukları belirtildi.

Dünya Felaketler Raporu isimli çalışmada bu durumu oluşturan sebeplerin yükselen gıda fiyatları, israf ve dağıtım problemleri olduğu belirtildi.

Raporda dünya üzerinde tüketilen besinlerin yarısını üreten köylülerin ciddi kısmının da açlık çekmekte olduklarının altı çizildi.

Açlık ve obezite

Örgütün raporunda dikkat çekilen bir diğer nokta ise dünya nüfusunun karşı karşıya olduğu obezite tehlikesinin boyutları.
Özellikle hızla gelişmekte olan Çin ve Hindistan gibi ülkelerde hızla artan aşırı kilolu nüfusun, yaşanmakta olan beslenme yetersizliğiyle birlikte ülkeler için büyük yük oluşturduğu belirtildi.
Obezite pek çok gelişmiş ülke için de sağlık sistemleri üzerinde ciddi bir yük yaratıyor.
İngiltere'de yetişkinlerin dörtte biri, çocukların onda biri obez.
Araştırmalar her şey şu anki gibi devam etmesi halinde 2030'da Amerikalıların yaklaşık yarısının, İngilizlerinse %40'ının obez olacağını ortaya koyuyor.
BBC



TÜSİAD, vekil maaşlarındaki artışa karşı çıktı: Şık olmadı.
24 Aralık 2011

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, ''2012, ekonomik açıdan zorlu bir yıl olacak derken milletvekili maaş artış oranı pek şık olmadı'' dedi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (Sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki mesajında, TÜSİAD başkanlığına bir yıllığına tekrar aday olacağı için iyi dileklerini gönderenlere teşekkür eden Boyner, bir sonraki mesajında, ''2012 ekonomik açıdan zorlu bir yıl olacak derken milletvekili maaş artış oranı pek şık olmadı. Bari gerekçesini bilseydik'' yazdı.
haber10

Tinerciler, 9 ilköğretim öğrencisine 4 saat boyunca dehşet anları yaşattı

Ankara'da 2 tinerci çocuk, okul bahçesinde oynayan 9 ilköğretim öğrencisini 4 saat alıkoydu. Tinerciler, bıçak tehdidiyle öğrencilerin paralarını gasp etti.

Olay, Altındağ Karapürçek semtinde dün öğle saatlerinde gerçekleşti. Tinerci E.Y. ile C.E., Beşikkaya İlköğretim Okulu bahçesine geldi. Tinerciler 8.sınıf öğrencilerinden birkaç tanesini zor kullanarak ileride bulunan bir alana götürdü. Daha sonra tinerci çocuklardan biri tekrar okula geri dönerek yine birkaç çocuğu bıçak zoruyla aynı alana getirdi. Toplam 9 öğrenciyi alana getiren tinerci çocuklar, burada bıçak tehdidi ve zor kullanarak, çocukların ceplerindeki paraları aldı. Tinerciler, öğrencileri saat 16.00 sıralarına kadar bu alanda tuttu. Bu sırada çakmak gazı çeken tinerci, bir öğrenciyi çakmak gazı alması için bakkala gönderdi. Bakkala giden öğrenci durumu hemen okul müdürüne bildirdi. Polis ekipleri, tinerci çocukları kıskıvrak yakaladı ve öğrencileri onların ellerinden kurtardı.
Milliyet

Devletten kısa zamanda 17 milyar liralık iş alan müteahhit kim?
24 Ağustos 2017



Kısa zamanda 17 milyar liralık iş aldığı iddia edilen Bayburt Group kimin?

Çok marifetli bu grubun sahibi kim?

Soner Yalçın'ın yazısından alıntı...

Beni merak sardı; kim bu "kör"

Son dönemde ne zaman ihaleler konusu açılsa bir kişiden bahsediliyor: Nam-ı diğer, “Kör”… “Kör şunu da aldı!” “Kör bunu da aldı!” Beni merak sardı; “kim bu kör?”

AKP lideri/Cumhurbaşkanı Erdoğan dedi ki:

“Denizin üzerine havalimanı yapıyoruz, bunlar ‘istemezük' diyorlar. Kim bunlar, komünistler. Artvin ve Rize'yi kucaklayacak bu havalimanı. Bunlar ‘istemezük' diyor. Bu sol zihniyet, bu komünistler, bunlar hiçbir zaman vatansever değildir, milliyetperver değildir. Bunlar bu tür hizmetleri verdiğin zaman çılgına dönüyorlar.”

Solcuların, komünistlerin neye, “istemezük” dediğini yazayım:

Rize Havalimanı ihalesi 8 Eylül 2016 tarihinde yapılacaktı. “Teknik nedenle” iptal edildi.

12 Ocak 2017'de ihale yapıldı. Cengiz İnşaat-Aga Enerji ortaklığı (1 milyar 78 milyon 434 bin 462 lira teklifle) ihaleyi kazandı.

Projenin 750 milyon liraya mal olacağı açıklanmıştı. Fark nereden doğdu?
Denizin 100 milyon ton üzerinde doldurulacağı açıklanmıştı. İhalede eksilmeyle 88.5 milyon ton oldu. Fark nereden oldu?

İhaleye 11 teklif geldi. Beş şirket davet edildi:

Cengiz İnşaat-Aga Enerji, Yapı Merkez-Mön İnşaat, IC İçtaş Astaldi-Astur, Şenbay Madencilik-Limak, TAV Tepe Akfen-Özaltın.

Burada “ince” bir “iş” vardı:

İhaleye davet edilen Şenbay Madencilik ile Aga Enerji aynı holdinge/Bayburt Group'a ait değil mi?

Şenbay ile ikinci en düşük teklif olan, 1 milyar 101 milyon 502 bin TL vermişti! İlginç…

(Aga Enerji; İstanbul'da Bakırköy-Kirazlı, Ataköy-İkitelli metro hatlarını, Ankara-İzmir hızlı tren ve çeşitli karayolları yapıyor.)
Bakınız…

Türkiye'de “havuz” denince “Cengiz”, “Limak”, “Kolin”, “Kalyon” ve diğerlerini sıralıyorsunuz!

Adı pek bilinmeyen Bayburt Group neyin nesi?

DAVETLİ İHALELER

Hepsi büyük ihaleler…

Çoğu yakın tarihlerde…

Tarih: 2 Aralık 2016.

3'üncü havalimanı metro hattı ihalesi sonuçlandı. İhaleyi 999 milyon 769 bin euro bedel ile Kolin-Şenbay İnşaat aldı!
Bu ihaleden üç gün sonra Kamu İhale Kanunu değiştirildi: İhaleler döviz üzerinden yapılmayacaktı!

(Şenbay İnşaat; Kartal-Kaynarca metro hattı, Kars-Tiflis Demiryolu, Kop Dağı Tüneli Geçişi, Çankırı-Ankara yolu gibi ihaleleri de kazandı.)
Bitmedi…

Tarih: 1 Temmuz 2016.

Zonguldak Filyos Liman ihalesini (537 milyon 888 bin lira teklifle) Şenbay Madencilik ve Özgün Yapı ortaklığı kazandı!

Ne “ortaklığı”! Bu iki şirket aynı gruba ait; Bayburt İnşaat, Şenbay Madencilik, Özgün Yapı'nın Ankara Tandoğan'daki adresleri aynı!
Tarih: 8 Ağustos 2017.

Hızlı tren kapsamında Doğançay (T-1) tünelleri ihalesi yapıldı.
Özgün Yapı, Yedigöze İnşaat-Onur Taahhüt, Aga Enerji-Ederay, Mapa İnşaat-Günal İnşaat, Gence Korpu Tikinti-Kolin, Doğuş İnşaat.

Kazananın (1.998.999.223 lira teklifle) Özgün Yapı olduğu belirtiliyor.
Zaten ihaleye giren, Özgün, Aga ve Gence aynı gruba ait değil mi?
Davet usulüyle yapılan ihalelerde neler oluyor?

Sahi…

Kısa zamanda 17 milyar liralık iş aldığı iddia edilen Bayburt Group kimin? Şirketin -yasa gereği zorunlu olan- sitesi aylardır “tamir” ediliyor!
Tespit edebildiğim grup bünyesinde ayrıca şu şirketler var:

Agrobay, Öz Ada İnşaat, Ankabay, Türkeli, Emiroğlu İnşaat, Süt Kardeşler, Marbay, Elitbay vs.

Çok marifetli bu grubun sahibi kim?

BELGE GERÇEK Mİ

Son dönemde ne zaman ihaleler konusu açılsa bir kişiden bahsediliyor:

Nam-ı diğer, “Kör”

“Kör şunu da aldı!”

“Kör bunu da aldı!”

Beni merak sardı; “kim bu kör?”

Soy ağaçlara meraklıyımdır…

Bayburt Adabaşı Köyü'nden Velibey ile Nazlı Şentürk'ün dokuz çocuğu oldu.
1937 doğumlu Kıyasi Şentürk 18 yaşında Adişah ile evlenip İstanbul'un yolunu tuttu. İnşaatlarda çalıştı. 1970 yılında Almanya'ya gitti. Beş yıl sonra döndü.

Kardeşleri Bayram ve Süleyman ile 1987'de Bayburt İnşaat'ı kurdu. Köy Hizmetleri, Devlet Su İşleri, Karayolları gibi çeşitli kurumların projelerini yüklenici firma/taşeron olarak aldı.

Kiyasi Şentürk'ün beş çocuğu oldu. Bu çocuklardan Abdurrahman Şentürk son dönemde işleri hayli büyüttü.

Yiğit namı ile anılır; Abdurrahman Şentürk iş dünyasında “Kör” adıyla biliniyor! Fotoğrafına baktım gözlerinde sorun yok; herhalde kıskanıldığından böyle hitap ediliyor! Çünkü… Ticarette “kör” olmadığı aldığı son dönemdeki büyük ihalelerden belli. Abdurrahman Bey, kardeşleri Güngör ve Ahmet ile Bayburt Gorup'u kısa zamanda dünyanın en büyük 42'nci inşaat firması yaptı! Helal olsun! Yalnız…

Büyük meblağlı ihalelere girmeniz için “yeterliliğinizin” olması gerekiyor. İddiaya göre Şentürkler, Kamu İhalesi Kurumu'na “Azerbaycan'da 1 milyar dolarlık iş bitirdik” belgesi sundu. Belge gerçek mi? Milyar dolarlık banka hareketleri mevcut mu? Bilinmiyor!

Yani…

Solcular havaalanı yapılmasına karşı değildir, vatanperverdir!

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ: http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/soner-yalcin/kor-1986706/
Sözcü

Her 100 Liralık ihalenin 36'sı bu iş adamına verilmiş: Tam 7.9 Milyar..
17 Ekim 2017



Bu iş adamının 2017 içerisinde T.C. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı'ndan aldığı ihalelerin toplam tutarı ise 7,9 milyar TL. İktidara yakın bu müteahhitin 2017 içerisinde aldığı her 100 liralık ihalenin neredeyse 36 lirası, İhale Kanunu istismar edilerek verilmiş.

Karayolları ihalelerinde neler oluyor? CHP’den çok vahim iddialar

TBMM'de Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan hakkında gensoru verildi. Oylamada gensorunun gündeme alınması reddedilirken bakanlık hakkında vahim iddialar ortaya atıldı.

Parti grubu adına konuşan CHP'nin ekonomi kurmaylarında Faik Öztrak, Karayollarının pazarlık usulüyle açtığı 63 ihalenin 56’sı “doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi” istisnasıyla gerçekleştiğine dikkat çekti. Bu istisnaya göre açılan ihalelerin toplam tutarı 12 milyar 599 milyon 319 bin 428 lira, 77 kuruş olduğunu söyleyen Öztrak, "Türkiye’de bu yıl içinde herhangi büyük bir doğal afet mi oldu? Yoksa bu yıl ABD ’yi harap eden Harvey ve İrma kasırgaları bizim sahillere uğradı da biz mi bilmiyoruz?" diye sordu. Öztrak, 2017'de her 100 liralık ihalenin 36 lirasının iktidara yakın bir işadamına verildiğini kaydetti.

CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök ve Özgür Özel imzasıyla “Kamu ihaleleri ile ilgili kanuni sorumluluğun yerine getirilmediği” ve “Kamunun zarara uğratılmasına sebebiyet verdiği” iddiasıyla Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan hakkında gensoru verdi. Gensoru, yapılan oylamada gündeme alınmadı. Ancak ortaya önemli iddialar atıldı.

CHP Grubu adına konuşan Tekirdağ Milletvekili iktisatçı Faik Öztrak, ihalelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Öztrak’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

AKP KANUNU KENDİSİNE UYDURDU

AKP iktidarı 2003'ten bu yana 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nu 42 kez değiştirdi. Adalet ve Kalkınma Partisi her dört ayda bir ihale kanununu değiştirerek, kanuna uymak yerine, kanunu kendisine uydurdu.
İhale Kanunu'nun 18. Maddesine göre üç ihale yöntemi var:
a.Açık ihale usulü,
b.Belli istekliler arasında ihale usulü,
c.Pazarlık usulü
İhale Kanunun 5. Maddesinde ise kamunun yapacağı ihalelerde uygulanması gereken temel yöntemlerin “açık ihale” ve “belli istekliler arasında ihale” olduğu açıkça belirtiliyor.
5-ihale
Kanun koyucu kamu kaynağı kullanan idare, ihaleleri mümkün olduğunca herkese açık yapsın, rekabet koşullarını sağlasın, tüyü bitmemiş yetimin kör kuruşu heba olmasın, kamu kaynakları etkin ve verimli kullanılsın diyerek bu iki yöntemi zorluyor.
Devletten kısa zamanda 17 milyar liralık iş alan müteahhit kim?

PAZARLIK USULÜ ÇOK ÖZEL KOŞULLARDA UYGULANIYOR

Pazarlık usulü ile ihale ise çok özel koşullarda uygulanabilecek istisnai bir yöntem. İdare ancak bu özel koşullarda pazarlık usulü ile ihale açabiliyor.
7-ihale

SUİSTİMAL EDİLDİĞİ GÖRÜLÜYOR

Kanun koyucunun vatandaşın can ve mal güvenliğini düşünerek verdiği özel iznin, son dönemde, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı tarafından suistimal edildiği görülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kim ''kör'' ediyor

PAZARLIK USULÜ İHALE PATLADI

Kamunun bu yöntemle yaptığı ihalelerin tutarı 2016'da yüzde 86 artarken; bu yılın ilk altı ayında pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin tutarı, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 175 artarak 16,8 milyar TL'ye sıçramış.
9-ihale
Yılın ilk altı ayında pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin yüzde 81'i Kanunun 21. Maddesinin (b) fıkrasına dayanılarak yapılmış.
10-ihale
Peki kanunun tanıdığı bu özel istisna neden istismar ediliyor? Cevap yine 21. Madde de. İdare ilana çıkma zorunluluğu olmadan en az üç firmayla pazarlığa oturabiliyor. İktidara yakın “sen, ben bizim oğlan firmalara” ihaleyi verebiliyor.
11-ihale

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu işi görmezden gelemez

BU YÖNTEM EN ÇOK ULAŞTIRMA BAKANLIĞI KURUMLARINDA

Son dönemde bu istismarın en çok yapıldığı kurum ve kuruluşların, T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı olduğu dikkati çekiyor.

9 AYDA KARAYOLLARI PAZARLIK USULÜYLE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ YAPIM İHALESİNİN TUTARI 13 MİLYAR TL

Bu yılın ilk dokuz ayında sadece Kara Yollarının “pazarlık usulüyle” gerçekleştirdiği yapım ihalelerinin tutarı; 13 milyar 577 milyon 486 bin 731 lira ve 83 kuruş. Yani eski parayla yaklaşık 14 katrilyon TL.

“DOĞAL AFET, SALGIN, CAN VE MAL KAYBI TEHLİKESİ” İSTİSNASIYLA…

Karayollarının pazarlık usulüyle açtığı 63 ihalenin 56'sı “doğal afetler, salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi” istisnasına dayanarak gerçekleştirilmiş.

İHALELERİN TOPLAM TUTARI 12,5 MİLYAR TL

Bu istisnaya göre açılan ihalelerin toplam tutarı 12 milyar 599 milyon 319 bin 428 lira, 77 kuruş. Bir diğer ifadeyle pazarlık usulüyle yapılan ihale tutarının yüzde 93'ü 21. Maddenin “doğal afet, salgın hastalık” fıkrası kapsamında gerçekleşmiş.

HARVEY VE IRMA TÜRİYE SAHİLLERİNE Mİ UĞRADI?

Türkiye'de bu yıl içinde herhangi büyük bir doğal afet mi oldu? Yoksa bu yıl ABD 'yi harap eden Harvey ve İrma kasırgaları bizim sahillere uğradı da biz mi bilmiyoruz?
İKTİDARA YAKIN MÜTEAHHİTLER ÖN SIRALARDA
Bakanlığa bağlı kurumların açtığı bu ihaleleri kimlerin aldığına baktığımızda ise iktidar partisine yakınlığıyla bilinen müteahhitlerin ön sıralarda olduğunu görüyoruz. Karayollarının yıl içerisinde pazarlık usulüyle verdiği 13,6 milyar TL'lik ihalenin yüzde 61'i, yani en az 8,3 milyar TL 'lik kısmı, kamuoyunda hükümete yakın veya havuz müteahhitleri olarak bilinen firmalara dağıtılmış. Milletimizin iffetli analarına ettiği edepten yoksun lafla meşhur bir iş adamına, sadece bu yıl, Karayollarının pazarlık usulüyle verdiği iş miktarı 1,1 milyar TL.

HER 100 LİRALIK İHALENİN 36 LİRASI BU İŞADAMINA VERİLMİŞ

Yine Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları aynı iş adamına yıl içerisinde pazarlık usulüyle 1,7 milyar TL tutarında iş vermiş. Söz konusu iş adamına, sadece bu yıl, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bakanlığına bağlı iki kurumun pazarlık usulüyle verdiği ihale tutarı toplam 2,8 milyar TL'yi buluyor. Bu iş adamının 2017 içerisinde T.C. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı'ndan aldığı ihalelerin toplam tutarı ise 7,9 milyar TL. İktidara yakın bu müteahhitin 2017 içerisinde aldığı her 100 liralık ihalenin neredeyse 36 lirası, İhale Kanunu istismar edilerek verilmiş.

DEVLET SIRRI MUAMELESİ

Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığının her nedense açtığı ihalelere devlet sırrı muamelesi yapma gibi bir alışkanlığı var. İhaleler konusunda bilgi edinmek amacıyla sorulan sorulara cevap verilmiyor. Milletin parasını kullanan iktidar bunun hesabını vermeyecek de neyin hesabını verecek. Milli iradenin temsilcisi Meclisimiz, milletin kör kuruşu heba olmasın, tüyü bitmedik yetimin hakkı yenmesin diye bu kanunlarını çıkarıyor. Eğer birileri TBMM'nin çıkardığı bir kanuna uymuyorsa kanuna karşı hile yapıyorsa bunu yapanların hesap vermesi lazım.”

ULAŞTIRMA BAKANI:1 KİLOMETREDE BİR SONDAJ YAPIYORUZ

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, “Kamu İhale Kanunu dahil olmak üzere bütün mevzuatlar çerçevesinde özellikle saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliliği ve kamuoyu denetim ilkelerini en önemlisi de kamu yararını gözeterek iş yapıyoruz” dedi.
Ulaştırma Bakanı Arslan ise iddialara şu karşılığı verdi:

Heyelanlar, seller, yeraltı suları, göçükler, ölçülenden daha zayıf zeminler önceden öngörülemeyebilir çünkü 500 metrede, 1 kilometrede bir sondaj yapıyorsunuz, işe girdiğiniz zaman görüyorsunuz ki her 1 metresinde zeminin yapısı değişebiliyor. İşte böyle olunca da ihale ettiğiniz, başladığınız bir işte öngörmediğiniz şeyler çıkınca onları bir an önce bitirmek için istisnai yollara başvurmanız gerekir.

Burada özellikle söylendi ‘Bu bir usul oldu, bu bir yol oldu' diye. Usul olmadığını, yol olmadığını size birkaç rakamla ifade edeyim. Son iki yılda yaptığımız ihale toplamı 4.440. Belki de birilerinin seksen yılda yaptığı ve bu 4.440 ihaleden sadece 139’u bu yöntemle yapılmıştır. 21’inci madde kapsamında 139 ihale yapmışız, 139 ihaleye 362 farklı firma davet etmişiz, 362… Ve bunların 109 tanesi bu ihaleleri kazanmış.”
Sözcü

Paradise Papers'tan Binali Yıldırım ve oğulları çıktı
06.11.2017



Malta’da Binali Yıldırım’ın oğullarının 5, dayısının 2, yeğeninin yöneticisi olduğu 4 şirket bulunuyor. Yıldırım’ın oğulları Bülent ve Erkam’ın Malta’daki şirketleri: Hawke Bay Marine Co Ltd., Black Eagle Marine Co Ltd., South Seas Shipping N.V., Dertel Shipping Limited ve Nova Warrior Limited.
TWEET PAYLAŞ +
Paradise Papers'tan Binali Yıldırım ve oğulları çıktı
Kendi ülkelerindeki vergilerden kaçınmak isteyenlere kapılarını açan Malta’da, kimi faaliyetleri tartışmalı olan off-shore şirketlerin kayıtları arasından Başbakan’ın ailesinin şirketleri de çıktı.

Dünyanın dört bir yanından çok sayıda politikacı ve iş insanının, off-shore hizmet sağlayıcıları Appleby ve Asiaciti ile gizlilik politikası uygulayan 19 farklı yargı yetkisi alanındaki hesaplarını ifşa eden Paradise Papers’a göre, Malta’da Başbakan Binali Yıldırım’ın oğulları, dayısı ve yeğeniyle bağlantılı olan toplam sekiz şirket bulunuyor.

Cumhuriyet'ten Pelin Ünker'in haberine göre bu şirketlerden ikisine ise Ulaştırma Bakanlığı’ndan aldığı ihalelerle bilinen Salih Zeki Çakır ortak. Her fırsatta yerli ve milli vurgusu yapan, yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çağıran hükümetin önde gelen isminin akrabaları şirket kurmak için Malta’yı tercih ederken, söz konusu şirketler üzerinden kamu ihalesi alınıp alınmadığı bilinmiyor.

Beş şirketi var

Paradise Papers’a göre Binali Yıldırım’ın oğulları Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım beş şirketle Malta kayıtlarında yer alıyor. Süddeutsche Zeitung’un, Cumhuriyet’in de medya ortağı olduğu Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) ile paylaştığı belgeler, Black Eagle Marine Co Ltd ve Hawke Bay Marine Co Ltd adlı şirketlerin varlığını ilk kez ortaya koydu. Erkam Yıldırım’ın söz konusu şirketlerde yönetici olması ana hissedar olduğuna dair işaretler barındırıyor. Diğer yandan belgelerde daha önce European Investigative Collaborations’ın (EIC) Binali Yıldırım’ın oğullarıyla bağlantılı olduğunu ortaya çıkardığı üç şirket de yer alıyor. Bu şirketlerin isimleri ise South Seas Shipping N.V. ile South Seas Shipping üzerinden Nova Warrior Limited ve Dertel Shipping Limited.

Paradise Papers’a göre Black Eagle Marine Co Ltd 7 Ocak 2007’de kurulmuş. Malta, Valletta merkezli şirketin faaliyet konusu gemi, yat, bot ve her türlü deniz taşıtının alım satımı ve yönetimini gerçekleştirmek veya bu işlemler için üçüncü şahıslara kredi temin etmek olarak kaydedilmiş.

Hawke Bay Marine Co Ltd’nin kuruluş tarihi ise kayıtlarda 1 Nisan 2004 olarak geçiyor. Faaliyet konusu diğeriyle aynı olan Valletta merkezli şirketin Nisan 2007’ye kadar aktif olduğunu gösteren belgeler var.

Diğer yandan, incelenen belgelere göre South Seas Shipping adlı şirkette de imza yetkilisi Erkam Yıldırım olarak görünüyor. Bu şirket, Nova Warrior Limited ve Dertel Shipping Limited adlı şirketlerin de hissedarı. Bu da Erkam Yıldırım’ın Black Eagle Marine Co Ltd ve Hawke Bay Marine Co Ltd dışında üç şirketle daha ilişkisi olduğunu gösteriyor.

Adres Oras Denizcilik

Erkam Yıldırım’ın hissedarı olduğu Nova Warrior Limited adlı şirketin adresi International Maritime Organization (IMO) kayıtlarında, İstanbul merkezli Oras Denizcilik ve Ticaret Ltd Şti olarak görünüyor. Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre Oras Denizcilik’in hissedarları Temmuz 2006’ya kadar Binali Yıldırım’ın yakın arkadaşı Salih Zeki Çakır ve Ahmet Said Atasoy iken şu anda Çağrı Cihan Çakır ve Nihan Nur Çakır olarak görünüyor. Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanı olmadan önceki iş ortağı Salih Zeki Çakır’dı. Salih Zeki Çakır, Ulaştırma Bakanlığı’ndan aldığı ihalelerle daha önce gündeme gelmişti.

Resmi kayıtlara göre Oras Denizcilik ile Erkam ve Bülent Yıldırım’ın bir bağlantısı bulunmazken, Malta kayıtları Oras Denizcilik ile Erkam Yıldırım’ın ortak çalıştığını gösteriyor. IMO kayıtlarına göre halen aktif görünen Nova Warrior Limited’e kayıtlı bir gemi bulunuyor. Veriler Hawke Bay Marine’nin de gemi sahibi ya da yöneticisi olduğunu gösteriyor.

Nova Warrior Limited’in direktörü ise Başbakan Binali Yıldırım’ın yeğeni Süleyman Varol.

Süleyman Varol’un direktör olarak göründüğü üç şirket daha var. Bu şirketlerin isimleri Nova Ponza Limited, Rory Malta Limited ve Dertel Shipping Limited.

Rory Malta Limited’in imza yetkilisi kayıtlara göre Başbakan Yıldırım’ın dayısı Yılmaz Erence. International Maritime Organization kayıtlarına göre Rory Malta Limited üzerinde kayıtlı bir gemi de bulunuyor.

Dayısının ortağı

Binali Yıldırım’ın dayısı Yılmaz Erence’nin Salih Zeki Çakır ile ortak olduğu bir offshore şirket de bulunuyor. Böylece aileyle ilişkili Malta merkezli şirket sayısı sekize çıkıyor. Tulip Maritime Limited isimli şirketin diğer ortağı ise eski hâkim Abbas Gökçe. 1994’te İDO Genel Müdürü olan Binali Yıldırım, dayısı Yılmaz Erence’ye İDO büfelerinin işletmeciliğini vermiş, bu da tartışmalara neden olmuştu.

TEK ADRES, ÇOK SAYIDA ŞİRKET

Binali Yıldırım’ın oğulları ve kızı Büşra Yıldırım’ın Türkiye’de ortak olduğu iki şirket var. Bunlar Derin Denizcilik ve Gaye İnşaat. Bu şirketlerin İTO’ya göre eski yönetim kurulu üyeleri olan Çetin Seven ve Ziya Alp Gülan’ın ismi de Malta kayıtlarında geçiyor. Seven ve Gülan’ın bağlantılı olduğu off-shore şirketlerde Salih Zeki Çakır’ın da yer alması dikkat çekiyor.

Hep aynı isimler

Derin Denizcilik’in eski yönetim kurulu üyesi Çetin Seven’in Malta kayıtlarında iki şirketi bulunuyor. Bu şirketler Belcont Shipping Co Ltd ve Berden Shipping and Trading Co. Berden Shipping and Trading Co şirketinin ortakları arasında Gaye İnşaat’ın eski yönetim kurulu üyesi Ziya Alp Gülan, Çağrı Cihan Çakır ve Nur Denizcilik Sanayi yer alıyor. Salih Zeki Çakır da şirket yetkilisi olarak görünüyor. İTO’ya göre Nur Denizcilik Ahmet Said Atasoy ve Bayram Ali Çakır’a ait. Belcont Shipping Co Ltd de Çetin Seven, Salih Zeki Çakır ve Hasan Oktay ortaklığında kurulmuş.

Salih Zeki Çakır’ın bu iki şirket dışında bağlantılı olduğu beş Malta şirketi daha bulunuyor. Bu şirketler, Harmony Navigation, Fast Maritime, Mega Navigation, Bulk Atlantic Shipping ve Kolmar Marine Investment olarak sıralanıyor.

İşin ilginç yanı kayıtlarda Çetin Seven, Çağrı Cihan Çakır, Salih Zeki Çakır ve Nur Denizcilik’in adresi aynı: Altunizade Sitesi A Blok Daire 19. Bu durum, söz konusu adresin çok sayıda off-shore şirketle bağlantılı olduğunu gösteriyor. Aynı adresin Binali Yıldırım’ın kurucularından olduğu Piri Reis Denizcilik Vakfı’nın da adresi olması dikkat çekici. Salih Zeki Çakır ve Binali Yıldırım Piri Reis Denizcilik Vakfı’nı birlikte kurdular.

Söz konusu adrese gittiğimizde ise OrionAsya Shipping Trading adlı şirket ve Emin Travel isimli helal turizm firmasının tabelasını görüyoruz.

Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre OrionAsya Denizcilik Yatırım Yatırım Holding AŞ aynı adreste bulunurken sahipleri Salih Zeki Çakır, Bayram Ali Çakır ve Ahmet Said Atasoy. Yine aynı adreste yer alan Emin Travel’ın sahibi ise Abdurrahman Emin Üstün.
(Cumhuriyet / Pelin Ünker)

malta Binali Yıldırım Başbakan Cumhuriyet inşaat Türkiye reis kredi İstanbul yargı tercih medya turizm

Türk milyarderlerin serveti yüzde 10 arttı
4 Kasım 2017



UBS Group AG ve PwC tarafından bu yıl üçüncüsü yayımlanan yıllık Milyarderler Raporu, dünya genelinde milyarderlerin toplam servetinin 2016'ya göre yüzde 17 artarak 6 trilyon dolara ulaştığını ortaya koydu.
Asyalı milyarderin sayısının ABD'li milyarder sayısını ilk defa geçmesi de raporda dikkat çeken konular arasında yer alırken, milyarderlerin iş yerlerinde İngiltere'nin toplam iş gücüne eşit sayıda çalışan istihdam edildiği gözlemlendi.

Türk milyarderler servetlerini arttırdı

Ayrıca raporda Türkiye'deki milyarderlerin ortalama servetlerini yüzde 10 arttırdığı da kaydedildi.

Türkiye'deki milyarder sayısının bir kişi azalarak 29 olduğunun belirtildiği raporda, Asyalı milyarderlerin toplam servetinin dört yıl içinde ABD'li milyarderleri geçeceği belirtiliyor.

Dikkat çeken bir başka nokta ise önemli kaynaklara erişebilmek ve yeni anlaşmalar sağlamak için sermaye piyasalarının dışında sosyal ağların rolünün giderek önem kazanması oldu. Elit hayırseverlik ve etki yatırımcılığı ağları da milyarderler arasındaki yeni trendlerden.

Rakamlarla milyarderlerin servetleri

Milyarderlerin toplam servetleri 2015'teki 5,1 trilyon dolardan yüzde 17 artışla 2016'da 6 trilyon dolara ulaştı. Bu artışa, Asya'da yükselen milyarder sınıfı ve sanayi, finans, teknoloji gibi sektörlerdeki büyüme öncülük etti. Ortalama olarak, Asya'da her iki günde bir yeni bir milyarder ortaya çıkarken, Asyalı milyarderlerin sayısı neredeyse dörtte bir oranında artarak 637'ye ulaştı. ABD'de ise milyarder sayısı 563 oldu.

Asyalı milyarderlerin toplam serveti neredeyse üçte bir oranında artarak 1,5 trilyon dolardan 2 trilyon dolara yükseldi. Ancak bu rakam, milyarderlerin servetleri açısından en yüksek yoğunluğu halen elinde bulunduran ABD'nin yine de gerisinde kaldı. 2016 yılında, ABD'deki milyarderlerin toplam serveti teknolojik inovasyon, finansal hizmetler ve ham madde sektörlerinin itici gücüyle 2,4 trilyon dolardan 2,8 trilyon dolara yükseldi. Rapora göre, eğer mevcut trend devam ederse Asyalı milyarderlerin toplam servetinin dört yıl içinde ABD'li milyarderleri geçeceği tahmin ediliyor.

2016 yılında Avrupa'daki durum büyük ölçüde servetin korunması oldu. Avrupa'da yıl sonu itibariyle 342 milyarder bulunmakla beraber servetlerinin büyüme hızı sabit kaldı.Toplam servet yüzde 5'lik mütevazı bir artışla 1,3 trilyon doların hemen üstüne çıkarken, 24 yeni milyardere karşılık üçte biri ölüm nedeniyle olmak üzere 21 milyarder listeden silindi. Bu durum, Avrupa'nın nesillere yayılan milyarderler açısından en yüksek rakama sahip olduğu bulgusunu destekliyor.

Türkiye'de servetin nesilden nesile geçtiği milyarderler ile servetini kendi yapan milyarderler arasında eşit bir dağılım var. Toplam servetin yarısı birden çok nesle yayılan milyarder ailelerinin elindeyken, diğer yarısı ise servetini kendi yapan milyarderlerin elinde bulunuyor. Türkiye'de her iki grubun serveti 2016 yılında ortalama yüzde 10 oranında artış kaydetti.

Patronlar Dünyası
Etiketler:
Türkiye milyarder
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İKTİSADÎ HABERLER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com