EntellektuelForum

Ekim · Kayıt: 21 Arl 2007 Mesajlar: 2634 Konum: Kanada

Hz. Peygamberin vakfiyesi

15 Kasım 2009, 17:48 Anadolu Haber

Hz. Peygamber henüz Kudüs fethedilmeden önce Kudüste bir vakfiye kurmuş ve bu vakfiye...

Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan, 980/1572 tarihli ve 522 no’lu Tapu Tahrir Defterinde mevcut olan bir vakıf tapu belgesine göre, Hazreti Peygamber, henüz Kudüs fethedilmeden önce Kudüs’te bir vakfiye kurmuş ve bu vakfiye, Osmanlı kayıtlarına; “Hazreti Peygamber’in vakfı” olarak geçmiş.

Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün verdiği bilgilere göre, bugün üzerinde 30 küsur devletin bulunduğu Osmanlı hakimiyetindeki bütün toprakların ayrıntılı tapuları, asırlarca Kuyûd-ı Hâkâniye adı altında muhafaza edildi. Şimdi Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki bin küsur Tapu Tahrir Defterlerinde ise Hazreti Peygamber’in vakfiyesi gibi birçok muhteşem belge bulunuyor.

KUDÜS FETHEDİLMEDEN, HZ. PEYGAMBER SAHABEYE VERDİ

Hazreti Peygamber’in vakfının hikâyesi ise çok ilginç. Temîm-i Dârî isimli bir sahabe, Hz. Peygamber'e gelir ve henüz fethedilmediği halde Filistin arazisinden muayyen bir kısım arazinin kendisine tahsis edilmesini arzu eder. Gelecekte bu toprakların Müslümanların eline geçeceğini gözle görmüş gibi bilen Hz. Peygamber, Temîm-i Dârî'nin bu arzusuna müsbet cevap verir ve bu tahsisin yazılı bir senet şeklinde Temîm-i Dârî'ye verilmesi için şöyle bir emirnâme yazdırır: “Bu yazılı belgede Allahın Peygamberi Muhammed'in Temîm-i Dârî ailesine, Allah fethini nasib ettiği zaman bağışladığı ve tahsis ettiği arazi yazılıdır. Bunlar, Beyt-i Aynun, Habrûn ve Beyt-i İbrahim'dir. Ebediyyen kendilerine verilmiştir. Şahitler: Abbas, Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali. Kudüs, Hazreti Ömer zamanında fethedildiğinde, bu belge ile bu araziler varislere teslim edildi. Daha sonra Filistin toprakları 1517 yılında Osmanlı Devleti’nin eline geçtiğinde, Filistin'deki şehirler de birer Liva olarak Şam vilayetine bağlanmıştı.

OSMANLI KAYITLARINDAKİ HAZRETİ PEYGAMBER VAKFI

Osmanlı, Filistin arazisinin tapu-tahriri yapılırken; Hz. Peygamber'in Temim Dâri ailesine yaptığı vakıf arazisine de özel önem vermişti. Hz. Peygamber’in deri üzerine yazdırdığı senet ve ilgili kayıtlar esas alınarak, Osmanlı Tapu Tahrir defterlerine bu arazi Hz. Peygamber'in vakfı olarak kayda geçirildi. Kanunî zamanında yazılan bir 980/1572 tarihli ve 522 no’lu Tapu Tahrir Defterinde mevcut olan ve bugün Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan bu kayıt, aynen şöyle; “Bütün Peygamberlerin seyyidi; Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın (c.c.) habibi; Arap ve Acemin efendisi; Mekke ve Harem'in imamı olan Hâşim oğlu Abd-i Menaf oğlu Abdülmuttalip oğlu Abdullah oğlu Muhammed'in (üzerine salât-ü selâm olsun) Ensâr'dan Temim Dâri, evladı, evladının evladı, zürriyetleri ve bütün nesil ve neseplerine yapılan vakfın, Hz. Peygamberin yazılı emri ve Ali Beg Evkâfı kayıtları gereğince kaydedilen suretidir.

Halilü-Rahman'a Tâbi Beyt-i Aynun Köyü Tamamen

Habrun ve Sarra Diye Bilinen Halilür-Rahman Şehrine ait Arazi Tamamen

Halilür-Rahman'a Tâbi Mertun Mezreası Tamamen

Halilür-Rahman Şehrinde 65 adet Temim Vakfı Diye Bilinen Dükkânlar.”

TEMÎM-İ DÂRÎ KİMDİR?

Eshâb-ı kirâmın meşhûrlarındandı. İsmi Temîm bin Evs, künyesi Ebû Rukayye’dir. Doğum ve vefât târihi bilinmemektedir. Lahm kabîlesinin bir boyu olan Benü’d-dârâ mensup olduğu için Dârî diye tanınmıştır. Önce Nasrâni (Hıristiyan) âlimlerindendi. Hicretin dokuzuncu senesinde Müslüman oldu. Temîm-i Dârî (r.a), Hazreti Ömer’in halîfeliği sırasında da Medîne-i münevverede ikâmet etti. Halîfe’nin emri üzerine Ramazân-ı şerîf ayında Mescid-i Nebî’de terâvih namazı kıldırdı. Geceleri çok namaz kılardı. Bir rekat namazda Kur’ân-ı kerîmin hepsini hatmetmek, yalnız dört kişiye nasip olmuştur. Bunlardan biri Temîm-i Dârî hazretleridir. Diğerleri Hazreti Osman, Saîd bin Cübeyr ve İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe’dir