EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle...

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> CEMİYET YANGIN YERİ
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Pzr Arl 09, 2007 9:10 pm    Mesaj konusu: Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle... Alıntıyla Cevap Gönder

Muhasebe
Necip Fazıl Kısakürek

Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri!
Sadece beyni zonk zonk sızlayanlardan biri!

Bakmayın tozduğuma meşhur Babıalide!
Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide.

Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası!
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?

Evet, kafam çatlıyor, güya ulvi hastalık;
Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık.

Büyük meydana düştüm, uçtu fildişi kulem;
Milyonlarca ayağın altında kaldı kellem.

Üstün çile, dev gibi gelip çattı birden! Tos!!
Sen cüce sanatkarlık, sana büsbütün paydos!

Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle

Çok var ki, bu hınç bende fikirdir, fikirse hınç
Genç adam, al silahı; iman tılsımlı kılınç!

İşte bütün meselem, her meselenin başı,
Ben bir genç arıyorum, gençlikte köprübaşı!

Tırnağı en yırtıcı hayvanın pençesinden,
Daha keskin eliyle, başını ensesinden,

Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
Yerleştirse başını, iki diz kapağına;

Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi!

Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
İçimde homurtular, inanma diye gülen

İnanmıyorum, bana öğretilen tarihe!
Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?

Üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem!
Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem,

Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve aşıkları,
Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları;

Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!

Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!
Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş

Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!
Mukaddes emanetin dönmez davacısıyım!

Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.

Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde!

Yeter senden çektiğim, ey tersi dömüş ahmak!
Bir saman kağıdından, bütün iş kopya almak;

Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.
Mavalları bastırdı devrim isimli masal.

Yeni çirkine mahkum, eskisi güzellerin;
Allah kuluna hakim, kulları heykellerin!

Buluştururlar bizi, elbet bir gün hesapta;
Lafını çok dinledik, şimdi iş inkılapta!

Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!

Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak!
Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak

Çile'den

“Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle...”
Oğuz Gürses

Olan bitene Siyasî, İktisadî ve hukukî hadiseleri öne alarak bakmak hepimizde alışkanlık haline geldi...

Bu hadiselerdeki olağanüstü değişim ve dönüşümler, olan bitenin tahlilini bırakın takibini bile zorlaştıracak şekilde hızlandı... Bu hızlı değişim ve dönüşüm içtimaî alanda, yani işin ferd ve cemiyet tarafında neler olduğunu gözden kaçırıyor, adeta perdeliyor... Bir ferd olarak her an içinde yaşadığımız içtimaî alandaki olup bitenler tuhaf bir kanıksanmışlıkla pek de umurumuzda olmuyor...

Halbuki bu alanda olan bitenler de siyasî, iktisadî ve hukukî alanda olup bitenler kadar önemli ve onlar kadar hepimizi etkiliyor...

İçtimaî alanda öyle şeyler oluyor ki, cemiyet “ben çatır çatır çöküyorum” diye bas bas bağırıyor ama duyan yok...

***
Bakın şu hadiseler bu ülkedesadece bir kaç gün içinde olup biten vahim olayların çok küçük bir kısmının (okadar küçük bir kısmı ki; bin ton’a nispetle bir miligram gibi) özeti:



Şanlıurfa’nın bir köyünden bir garibi kolundan tutup askere götürüyorlar. Geride kapısız bacasız bir viranede karısı ve minik yavruları ne yapar, ne eder, ne yer ne içer, nasıl ısınır, kışa, soğuğa yağmura açlığa, yoıksulluğa nasıl dayanır diye düşğünmüyorlar... Gariban vatanı bekleyedursun, yavrusu soğuktan donarak ölüyor... Buna mukabil İstanbulda, zengin iyi eğitimli, kendi çapında şöhrete sahip bir sapık genç, uyuşturucunun dozunu kaçırınca dalıyor bir lüks özel hastahaneye önüne gelen kadına sarkıyor... Yoğun bakımda yatan yaşlı bir kadını bile taciz ediyor. Yaşlı kadının erkek kardeşi hadiseyi duyunca öfkeden kalp krizi geçirip ölüyor. zengin sapığı güç bela karakola götürüyorlar... Sonra? Mahkeme tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıyor... Savcı müşteki avukatına “aman” diyor “bu kamera kayıtlarını iyi muhafaza edin Youtube'a filan düşmesin” ... Savcının titizlendiği şeye bakar mısınız? Sanık bir gariban olsaydı aynı titizlik ve tutuksuz yargılama karararı söz konusu olur muydu TC adliyesinde? Bir başka tecavüzden sabıkalı bir sapık Bursa’da 68 yaşındaki bir kadını tecavüz ederken öldürmüş... Aynı gün Bolu’da Üniversite öğrencisi bir kız tecavüzcü bir başka sapığın elinden “kalp hastası olduğunu” söyleyerek kurtulmuş... Kuduz köpeğin sokakta ısırdığı küçük kız ölmüş... Kızlı erkekli bir grup bir kız arkadaşlarını boğup çalıkların arasına atmışlar... Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, "Şu anda tahliye edilme hakkı doğduğu halde dosyası Yargıtay'da beklemekte olduğu için 327 vatandaşımız cezaevinde boşu boşuna yatmaya devam ediyor. Bu beni çok üzdü" demiş... Savcı; Genelkurmay’a bir soru sormuş GKB 5 aydır cevap vermediği için Ümraniye çetesi ile ilgili dava kilitlenmiş... Yakında GKB’ye soru sormak cüretini gösteren nbu savcıyı Şemdinli Davası Savcısı’nın akıbetine uğramış görürseniz şaşırmayın...Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı inşaatında ihaleye fesat karıştırdıkları iddiasıyla askerî mahkemede yargılanan tüm sanıklar beraat etmiş, daha ömce bu davada tutuklu yargılanan sanıklara tazminat ödenecekmiş.... Televizyonda canlı yayına telefonla bağlanan bir kadının, ''Berna Arıcı telekızdır. İlişki başına 500 dolar alır'' sözüne üzülen şarkıcı intihara kalkışmış... Berna telekız mı değil mi bilemeyiz ama haysiyetli bir kızmış... Dur ihtarına uymadığı iddiasıyla polisin açtığı ateşle öldürülen Arnavutoğlu soruşturmasında savcı 'kasıt yok' demiş... Zonguldak Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir sapık polis memuru 36 yaşındaki A.K. internetten tanıştığı ve evine çağırıp cinsel ilişki teklif ettiği ve silah çektiği 5 genç tarafından tabancasının alındığını ileri sürmüş. Daha önce Tuvalette unuttuğu tabancasının kaybolduğu ihbarında bulunan A.K., polisin sorgusu sırasında olayı itiraf etti. Gözaltına alınan U.O, Y.K, G.C, C.C. ve T.O. gasptan, A.K. ise yalan beyandan tutuklanarak cezaevine konulmuş. Almanya'da yaşayan ve oğlu U.O.'nun tutaklandığı haberi üzerine Zonguldak'a gelen A.A. ise, oğlunun gözaltı süresinde işkence gördüğünü iddia etmişi. Cezaevinde görüştüğü oğlunun vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar olduğunu iddia eden anne A.A., polisten şikayetçi olduğunu söylemiş... POLİS MÜDAHALESİYLE 2 YILDA 34 KİŞİ ÖLMÜŞ... Baran Tursun'un vurulmasıyla polisin aşırı şiddet kullanması yeniden gündemde. SABAH'ın araştırmasına göre; geçtiğimiz 2 yıl içinde 34 kişi polis müdahalesiyle ölmüş.. Ölenlerden 8'i polis takibinde, 16'sı polis cinneti ya da polisle çıkan tartışmada, 3'ü polisin yaptığı suçüstünde, 2'si suçlu takip eden polisin kurşununun hedef şaşırmasında, 2'si maganda polisin kurşununda, 3'ü de gözaltında hayatını kaybetmiş... Aybnı hafta Fransa’da polisin takip ettiği 2 genç motoksikletiyle kaza yaparak ölünce paris halkı ayaklandı yaktı yıktı... Bu ülkede tık myok... Yalnızca ocağına ateşi düşen aillelerin ümitsiz ve cılız feryatları işitiliyor... İçişleri Bakanlığı'nın 2007 yılının başında yaptığı araştırmaya göre de son 5 yılda 122 polis intihar ederken, 40 polis ise çatışmada ölmüş. 869 polis memuru psikolojik tedavi görmüş. Çeşitli suçlara karışan bin 294 emniyet mensubu meslekten ihraç edilirken, 328 polis istifa etmiş... AKP’nin Alevî Milletrvekili Reha Çamuroğlu Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu senelerce kaynakları boşa harcamıştır. Alevilik konusunda acınacak haldedirler. Bir tane araştırma metni ortaya koyamazlar. Problemin sürmesini ister onlar. Rant elde ediyorlar çünkü. Biz şimdi oyuncaklarını alıyoruz ellerinden, ondan telaş ediyorlar" demiş... Vali Yardımcısı devletten yardım isteyen Rus uyruklu kadını taciz etmiş. Antalya'da vali yardımcısı olarak görev yapan ve geçen eylüldeki kararnameyle Çorum'a gönderilen Vali Yardımcısı Bekir Sıtkı Hanlıoğlu'nun, devletten yardım isteyen Rus uyruklu bir kadını taciz ettiği gerekçesiyle soruşturmadan geçirildiği ve ceza aldığı ortaya çıkmış.İddiaların doğru olduğunu ve Hanlıoğlu'nun suç işlediğini tespit eden müfettişler, Hanlıoğlu hakkında 'maaş kesim cezası' verilmesini uygun gördü. İçişleri Bakanlığı Disiplin Kurulu da Hanlıoğlu disiplin cezası vermiş. Hanlıoğlu, geçen eylülde kararnameyle Çorum'a tayin edilmiş, cezanın ağırlığını ve caydırıcılığını görünce insanın “yaşasın adalet” diye bağırası geliyor; sanki çorumda kadın yok.... Gaziosmanpaşa'da 3 kişi silahlı saldırı sonucu öldürülmüş; Van'da kız kaçırma meselesi yüzünden çıkan silahlı kavgada 1 kişi hayatını kaybederken, 1 kişi de ağır yaralanmış; Konya'nın Kulu ilçesinde iş adamı Hasan Görgülü'den (48), arazide ayağından iple bağlandıktan sonra çok sayıda bıçak darbesiyle öldürülmüş olarak bulunmuş; Kız arkadaşlarını öldürüp çalılıklara atmışlar:İl Jandarma Komutanlığı'ndan verilen bilgiye göre, Balıkesir' Akçakaya köyü (Kesirven) yakınlarındaki Işıklı mevkiinde çalılıklar arasında öldürülmüş olarak bulunan 21 yaşındaki Derya Aktaş'ın cinayete kurban gittiği belirlenmiş. Bursa Adli Tıp Kurumu'nun ölümün boğularak gerçekleştiğini tespit etmesi üzerine yapılan operasyonlarda, F.T. (18), Dilek S. (21), H.T. (18) ve Arif Ç. (35) isimli 4 kişi Derya Aktaş'ı kasten öldürmek suçundan gözaltına alınmış; lâfını etmeye bile değmez; aynı gün bu ülkede kimbilir kaç kişi silahlı veya silahsız saldırı sonucu öldürülmüştür... Erzurum il merkezine bağlı Uzunyayla köyünde Kuduz köpeğin sokakta ısırdığı küçük kız ölmüş...

***

Başlıktaki Mısra’ya dönelim “Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle” diyor merhum Üstad Necip Fazıl... yukarıdaki bir tutam facia özeti bu cemiyetin 80 yıl önce yok edilen ruhununun karşılığını gözler önüne seriyor... Tekmarifet(!)leri ve övünç kaynakları bu ruhu yok etmekten ibaret malûm “güruh” halâ “çağdaşlık, laiklik, cumhuriyetin kazanımlarından asla taviz vermiyeceez, ilke ve inkılâplarını sonsuza kadar koruyacaaaz” falan filan gibi absürd nutuklar atmaya devam ediyor...

Hödüklüğün bu kadarına pes yahu...

Başımıza gelen ne kadar ferdî,içtimai, siyasî, iktisadî ve hukuki felâket varsa hepsinin sebebi bu “güruhun”koruyup kollamaya ahdettikleri ve her fırsatta bunu inanılmaz bir kibir ve küstahlıkla açıklamaktan utanmadıklarıı aslı astarı olmayan mavallar yüzünden...

Merhum Üstad Necip Fazıl Muhasebe isimli şiirinde “Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;/Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle” mısralarıyla bunu tespit ve teşhis ediyor: Bu cemiyetin başına ne geldiyse ruhunun yokedilmesi sebebiyle gelmiştir; bunun sorumluları da bu ruhu yokeden o malûm “güruh”tur...
O ruh bu çürüyen ve çöken cemiyete geri dönmeden bu cemiyetin yokoluştan kurtuluş şansı yoktur... O ruhu yokeden ve geri dönmemes için elinden geleni yapan bu malûm “güruh” etkisizleştirilip, sasfdışı edilmeden de o ruhun bu cemiyete dönmesi mümkün görünmüyor...

Bu kısırdöngüden tek çıkışın topyekûn millî bir hamle ile cemiyete ruhunu, ferde insanlığını, evlere şenliği, insan ilişkilerine hürmet, muhabbet, şefkat vefa ve nezaketi, vatana kurtuluşu, devlete itibarı, idareye adaleti, iktisata bereketi, ahlâka ilahî kaynağı, hukuka ahlakî dayanağı, kanuna hukuka uygunluğu, adliyeye vicdanı, siyasete feraseti,orduya şehitlik ve gazilik özlemini, memura hizmet şuurunu, işçiye ve çiftçiye alınteriyle kazanmanın huzurunu, cadde ve sokaklara emniyet ve temizliği, hastahane ve eczanelere şifayı, sanata asıl gayesini, felsefeye hikemiyatı, esnafa derviş sabır ve gayretini, tüccara insafı, ilim adamına derinlik ve inceliği, kısaca nerede ne eksikse oraya onu geri getirecek, nerede ne fazla veya lüzumsuzsa onu tesviye ve tasfiye edecek bir inkılaptan başka yol kaldı mı?...

Bütün Yollar tükendi: Ya inkılâp ya helâk tercihinin tam önündeyiz...
Baran

Maltepe minibüsünde bir sistematik münferit
Nuray SANCAR
19 ŞUBAT 2017

Nuray Sancar Evrensel Pazar'a yazdı: Başörtüsü yüzünden bir genç kızın saldırıya uğrayabileceği toplumsal iklimi o genç kız yaratmadı.

Maltepe’de 16 yaşındaki, başörtülü bir genç kızın minibüsteki başka bir kadın tarafından tartaklanmasından, günlerce kaldığı kuyudan kurtarılan köpek hadisesinde olduğu gibi ortak bir duyguyla söz edilemiyor. Algıda seçicilik yapan vicdan, şimdilerde sadece köpek, ağaç veya çocuk gibi masumiyet alanlarında kendi bütünlüğünü kurabiliyor. Çünkü başörtüsü uzun zamandır haddinden fazla politik yük aldığı için, benzeri durumlarda ortaya çıkan refleksin “sizinkiler de şunu yaptı” veya karşılığında “siz başörtülülere 90 yıldır aynı şeyi yapıyorsunuz, 28 Şubat’ta ikna odaları…” düellosu biçiminde sürmemesi neredeyse imkânsız. Köpeğin kurtarılması sırasında oluşan duygudaşlık insanın kendi türü söz konusu olduğunda iki parçaya bölünüyor. Maltepe olayı da bunun en son örneklerinden.

KABATAŞ YALANINDAN BU YANA

Toplumsal adabın yazılı olmayan sözleşmesi en belirgin haliyle Gezi direnişi sırasında ortaya atılan Kabataş yalanı sayesinde çiğnenmişti. O yalan sayesinde bütün insani, ortak değerler yara aldı. Daha sonra; gebe kadınların sokağa çıkması, kızlı erkekli yurtlar ve kadın kahkahaları hakkında ahkam kesen devlet yöneticileri ile, topa girmekte duraklamayan ana muhalefet partisi bu siz-biz mücahitliğine kendi yandaşlarını delege ederek derinleştirdiler. Ayrışma bir devlet politikası olmakla sınırlı kalmayarak giderek duyguların, değerlerin ve tavırların yukarıdan aşağı örgütlendiği, lütuf bezirganlarının ise ortamdan fazlasıyla yararlandığı toplumsal bir yaşam biçimi haline geldi.

Yılbaşında gerçekleşen Ortaköy saldırısının ardından “Saldırgan o gece orada değil de ertesi gün mesela bir pazaryerinde aynı eylemi yapsa yine benzer tavırlar sergilenecek miydi acaba? Buradaki amacın Ortaköy’de ölenlerin hakkını korumak değil, bir çatlak oluşturup toplumu kutuplaştırmak olduğu çok açıktır. Ortaköy’de yapılan saldırı ile Gaziantep’teki saldırı arasında fark var mı? Ortaköyle ilgili bu kadar feveran edenler… O da büyük bir katliam değil miydi, orada niye sustunuz? “ diye konuşan Cumhurbaşkanı “kimsenin yaşam tarzına karışmadık” sözünü eklese de o kutuplaşma gerçekleşmiş, bir “yaşam tarzı” minderi kurulmuştu artık. Kutuplaştırmanın her verili durumda tekrar tekrar üretilen bir toplumsal ilişki/ilişkisizlik biçimi olduğu ise gayet iyi anlaşılıyordu.

Maltepe minibüsü hadisesi hakkında “cumaya videoyu servis ederler artık”, “böyle haberleri servis ettiklerine göre evet oylarının sayısı endişe yaratıyor olmalı” yorumlarını yazarak, muhafazakar kesimin olası dağılma durumlarında iktidarın başvurduğu manüplasyon taktiklerini hatırlayanlar, sokaktaki bu hadise karşısında bile siyasi iktidarla polemik yapmayı tercih ederken mesnetsiz değillerdi aslında. Yakın ve uzak zamanın olaylarını çağırarak bir tarafı tuş etmek, şimdi şu an yaşanan olayın üzerine tarihsel bağlamlar inşa ederek durumu hafifleştirmek ya da daha da ağırlaştırmak, bir tartışma yöntemi olarak sadece “devlet büyükleri” tarafından değil toplumun geniş kesimi tarafından da içselleştirilmiştir.

HÜKÜMET SÖYLEMİNİN TOPLUMSAL KARŞILIĞI

Devlet kürsülerinden edilmiş bir dizi lafın bir talimat olarak algılandığı, devlet adamlarının duyarlılıklarından lütuf devşirenlerin arttığı koşulların gölgesi altında gidilen referandum sürecinde Anayasadaki maddelere hayır diyenlerin terörist olarak yaftalanmasının, propaganda için sahaya çıkanların şiddete maruz kalmasının elbette toplumsal bir karşılığı da olacaktı. Aynı gün çıkan üç habere konu olan olaylar örnektir: “evet” vermeye karar vermiş bir aile hayır propagandası için kapılarını çalan 2 CHP’liye saldırmıştı. Bir diğerinde İzmir Karabağlar’da altı kadını taciz edenler “onları FETÖ’cü sanmıştık” diyerek masumiyetlerini tescil etmeye çalışıyorlardı. AKP Manisa İl Başkan Yardımcısı “evet oyu çıkmazsa iç savaş çıkar” diye aba altından sopa göstermişti. İl başkan yardımcısı görevden alınsa da CHP Esenyurt Belediye Meclisi Grup Sözcüsü Yavuz İren’in iddiasına göre Esenyurt Belediyesi’nin 6 Şubat’ta yaptığı meclis toplantısından zabıta personelinin silahlandırılması kararı alınmış ve silahların, belediyede çalışan eski özel timciler, jandarma ve askeri personele dağıtılacağı söylenmişti. Demek ki iç savaş lakırdısı pek münferit bir işgüzarlık değildi.

Televizyondaki yorumcuların toplumsal alanda cereyan eden hadiseleri münferitten sistematiğe bağlamamak için bin dereden su getirdikleri, hadiselere ve edilen laflara yokmuş muamelesi çektikleri bir akıl tutulması döneminde yaşıyoruz. Adam iç savaş mı demiş, görevden alındı ya! Hayır propagandası yapanlara saldırı mı olmuş, Başbakan referandum sürecinde “evet diyen de hayır diyen de kardeşimizdir” dedi ya! Kutuplaştırma mı… kim yapmış, yok öyle bir şey… Tek tek masaya gelen her olgunun ise ya bir karşıtı ya bir tarihi var. En sıkışık zamanlarda ortaya sürülecek “siz de şunu yaptınız” kozu var. Böylece bu tavşana kaç, tazıya tut modelinde üst akıl hep firarda, elle tutulamaz gözle görülemez bir mesafede kalabilir.

KİM MAĞDUR, KİM DEĞİL?

Şimdi Maltepe minibüsündeki kim mağdur, kim değili bu bölünmüş zihinle tartışalım bakalım. Bu bağlamda tartışılamaz. Şortlu kıza otobüste tekme atınca bir tutuklanıp bir bırakılan, sonra tekrar tutuklanan meczuba yapıldığından farklı olarak, türban saldırganı kadına 6 suçtan dava açılarak iş bu sefer “kararlı” hukukun alanına bırakılır. Ama bitmez; sonra ya bir şortlu ya da bir türbanlı daha münferit saldırıya konu olur; her seferinde konunun sistematik olmadığına karar verilir. Yorumcu aynı teraneyi tekrarlar: kim demiş, nerde demiş, yok öyle bir sistematik!

Bağlamdan çıkarak söyleyelim: Başörtüsü yüzünden bir genç kızın saldırıya uğrayabileceği toplumsal iklimi o genç kız yaratmadı. Ama başörtüsü görünce tüyleri diken diken olan kadın da “bir bebekten bir canavar yaratan” düzenin imalatıdır. İnsanların insanlıktan çıktığına şahit olduğumuz her münferit, aynı zamanda o üst akılın kurduğu bir sistematikle ilişkilidir ve bu sistem örtülüyü de örtüsüzü de yaralar.

Ve dönelim tekrar okuyalım: “Türkiye’de kimsenin hayat biçimi sistematik bir tehdit altında değildir.”

Değil midir?
Evrensel

Adana'da pompalı tüfekle okul baskını
15 Aralık 2015



Adana'da dayak yiyen kardeşi için pompalı tüfekle okulu basan ağabey Hamit K.(21) ve iki yakını ile öğrenciler arasındaki arbedede 4 öğrenci bıçakla yaralandı.

Olay, merkez Yüreğir ilçesi Atakent Mahallesi'ndeki İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Anadolu Teknik Meslek Lisesi'nde yaşandı. İddialara göre, 12. sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Bulut K., aynı sınıfta okuyan arkadaşlarıyla kavga etti. Dayak yiyince telefonla ailesini arayıp yardım istedi. Kardeşinin zor durumda olduğunu öğrenen ağabey Hamit K., babası Duran K. ve kardeşi Mustafa K.'yı kamyonete bindirip, okula baskına geldi. Elinde pompalı tüfekle okula gelen Hamit K. öğrencilere saldırdı.

Bu sırada okul yöneticileri ve öğrenciler, Hamit K.'ya müdahale ederek tüfeği elinden aldı. Yaşanan arbedede öğrenciler Birdal H. (17) baldırından, Turan K. (18) bacağından, Ömer G. ile Abdullah T. de çeşitli yerlerinden bıçakla yaralandı. Yaralı öğrenciler, ambulanslarla Numune Eğitim ve Araştırma ile Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.

Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, saldırgan Hamit K. ile akrabalarını gözaltına aldı.
Cumhuriyet

Serdar Akinan
Katil aramızda

Köyün adı Bilge... Katledilenler Çelebi... Silahlar ölüm kusmaya başladığında insanlar namazda... Allah'ın huzurunda...
Kurşunlarla bombalarla delik deşik edilen kadın ve çocuk cesetleri bize ne anlatıyor?
Aşk ile ölüm arasındaki en kısa yolu biz kimden, ne zaman ve nasıl öğrendik?
Mardinli Murathan Mungan'ın aşk şiirlerinde öğrendik. O ipek gibi yumuşak kelimelerini; Mardin'in taşına bakarak kanaviçe gibi ördü.
O şiiri okumayan çocuklar Mardin'li olabilir mi?
Katil olur. Hem de insanlık öldürür, insan değil...
Bir toprak, bu toprak; binlerce yıldır, buram buram, renk renk kutlu ruhları bizlere cömertçe sunarken ne oldu da bu caniler birer piç gibi aradan çıkıveriyor.
Mardin'i bilir misiniz? O Mardin ki ben bir sabah kızıllığında tanıştım onunla; heybetiyle, deruniliğiyle aklımı başımdan almıştır.
Taş insana sarılır mı? Sarıldı bana Mardin... Bir sabah Suriye'ye uzanan o uçsuz bucaksız ovaya bakarak çayımı, yapayalnız, yudumladığımda beni anlayan Mardinli güvercinlerdi...
İnanamıyorum o topraktan böylesi bir vahşetin çıktığına... Bu çocuklar Mem-u Zin'i okumadılar. Okutmadılar...
Kelimelere bir kez daha bakın. Anlam kelimede vücut bulur. Şu kelimeler sizde nasıl yankılanıyor? Bilge, aşk, nişan, namaz, çelebi, kadın, çocuk, masum, kutsal, mahrem...
Bu kelimelerin anlamı nedir zihninizde? Temiz ve iyidir... Derindir.
Bu kelimelerin anlamı nedir başka dillerde? Tıpkıdır. Güzelliğin, huzurun, mutluluğun, aşkın, namazın Kürtçesi, Türkçesi olur mu?
Bu anlamlı bütünü bir araya getiren mekandır Mardin. Binlerce yıldır bu muhteşem kelimeler nerelerde yankılanır? Bu taşlar bir arada yaşamanın, uzlaşmanın, anlayışın ve kardeşliğin çizik çizik ama dimdik sembolüdür. Ne güneşler, ne fırtınalar, ne rüzgarlar ne soğuklar görmüş...
47 insan aynı aileden 8 kişi tarafından kurşuna dizildi.
Bu cümlenin geçtiği yer Mardin olabilir mi? Bu cümleyi sıradan bir katliam, bir cinnet, bir töre cinayeti, bir terör saldırısı olarak kategorize edemezsiniz. Sakın etmeyin.
Olan bitenin ağırlığı altında insanlığımız ezildi. Paramparçayız...
Bu kelimeler yan yana gelemez. Geldi...
İnsanlığımıza, vicdanlarımıza, milletimize, toprağımıza, değerlerimize derin bir leke çalınmıştır.
Mardin’de insanlar katledilmedi. Mardin'de insanlık katledildi.
Katil aramızda.
Bu facianın ne anlama geldiğiniz hissetmeye çalışın. Bu katliamı ifade eden kelimelerin, bugün, Mardin gibi bir coğrafyada bu şiddette cümleler oluşturuyor olması bir insanlık kırılmasıdır.
Bu vahşeti oluşturan kelimeler nasıl yan yana geldi? Zihinlerimiz bu hali izah edecek anlamlı kelime dizinlerini oluşturamıyor. Zira kifayetsiz kalıyor. Korku dolu gözlerle olan biteni bize sunan ekranlara bakıyoruz... Sesler ve görüntüler dehşetin akılalmaz boyutunu aynı kelimelerle ifade etmeye çabalarken algımıza sığamayan rahatsız edici bir anlam kütlesi bizi eziyor.
Bu cinnet halini anlayamadığımız müddetçe bu katliamı paylaşıyoruz demektir.
Bu bir cinnetin açık fotoğrafıdır.
Bu bir kırılmadır.
Türkiye bir insanlık kırılması yaşadı. Bunun telafisi yoktur.
Akşam

Zülfü Livaneli
Vatan Toplum alarm veriyor
05 Mayıs 2009

Ağaçlardan ormanı göremediğimiz günler yaşıyoruz. “Şok” ya da “flaş” diye duyurulan haberlerin bombardımanıyla bütün ülke haber yorgunu oldu.

Normal bir ülkede insanları ayağa kaldıracak gelişmeler, burada yarı kapalı göz kapaklarıyla, bezgin bir halde izleniyor.

Hiçbir şey şaşırtmıyor artık insanları, heyecanlandırmıyor.

Oysa şaşırmak, sorgulamak, nereye gittiğimizi düşünmek gerekir.

Bu, en azından bir yurttaşlık görevi.

Sözlerimle sadece siyaseti ve hükümet-muhalefet cephesinin maceralarını kastetmiyorum.

Onlar buzdağının su kesimi üstünde kalan küçücük bir parçası.

Her şey toplumun derinliklerinde olup bitiyor. Geleceğimize dair işaretler o derinliklerde oluşuyor.

Siz hiç ülkede bu kadar çok kafa kesmeye şahit olmuş muydunuz?

Doğrusunu söyleyeyim, ben olmamıştım.

Biz öyle bir Türkiye’de yetiştik ki Ayla adlı küçük bir kızın ortadan kaybolması Türk basınının ve kamuoyunu bir yıl uğraştırmıştı.

Ama şimdi bakıyoruz ki kafa kesen kesene. Öldürmek de yetmiyor, ille kafa kesilecek.

Annesinin kafasını kesen genç kızlara bile rastlanan bu ülkede, yılbaşından bu yana on beş kafa kesme olayını “rastlantı” olarak geçiştirmek mümkün mü?

Benim samimi olarak düşündüğüm şey şu:

Toplum alarm veriyor ama biz bu mesajı alamıyoruz.

TBMM’de olduğum yıllarda, “Gençlik ve Artan Şiddet” konulu bir meclis araştırması önergesi vermiştim. Daha sonra bu konuyu araştıran, inceleyen bir komisyon kuruldu ve yararlı çalışmalar da yaptı.

Ama yetmiyor.

Artan şiddet bir türlü önlenemiyor.

***

Toplumun alarm verdiğini gösteren bir başka önemli olay da aynı gün 9 kişinin intihar etmesiydi.

Düşünün, bir ülkenin dokuz yurttaşı aynı gün canına kıyıyor.

Aralarında değerli bir tiyatro oyuncusu da var.

İntiharın en yüksek olduğu Macaristan ve İsveç’te bile görülmez böyle bir trajedi.

***

Şiddet artışını ve intiharları, sadece ekonomik krize bağlamak da yanlış bence.

Bunun etkisi mutlaka var ama toplumdaki değer yargılarının yok oluşu; aile, eş, dostluk bağlarının gevşemesi, insani değerlerin her gün ayaklar altına alındığı bir düzende yaşıyor olmamız da önemli.

Kısacası toplum alarm veriyor vermesine de biz bir türlü külahı onümüze koyup düşünemiyor, yine günü kurtarmaya çalışıyoruz.

Zülfü Livaneli - Vatan

Zülfü Livaneli
Vatan Toplum alarm veriyor (2)
06 Mayıs 2009

Daha birinci yazının mürekkebi kurumadan Türkiye’de büyük bir katliam yapıldı. Mardin’de köy korucuları, düğün evindeki 44 kişiyi öldürdü.

Dünya basını bu haberle çalkalanıyor.

Bir aile anlaşmazlığı nedeniyle çoluk çocuk 44 kişinin öldürülmesi basın için elbette büyük bir haber. Ama haberin ötesinde, buzdağının görünmeyen yüzünü de araştırmak gerekiyor.

Bu olayın bir boyutu katliam, vahşet, töre faciası ise öteki boyutu da öldürme becerisi.

44 kişiyi öldürmek kolay bir şey değil.

Bunu ancak son derece profesyonel, öldürme eğitimi almış ve bu konuda yıllarca deneyim kazanmış katiller başarabilir.

Bazen Ortadoğu’da bir otobüsün içinde kendini patlatan canlı bombaların bile ancak 7-8 cana kıyabildiğini okuyoruz.

Bir düğün evine girip silahları çekerek 44 kişiyi katletmek, herkesin harcı değil.

Bu da bizi koruculuk sistemine ve onun toplumda yarattığı tahribata getiriyor.

Devlet adına adam öldürme yetkisi olan, her türlü silahı serbestçe taşıyan ve öldürme eylemi için devletten maaş alan 72 bin korucu yaşıyor bu topraklarda. Ve Mardin örneğinde görüldüğü gibi bazen bu “becerileri”ni kendi akrabaları, köylüleri üzerinde deniyorlar.

Eğer töre ve düşmanlık nedeniyle düğün evini basanlar normal kişiler olsalardı, ancak birkaç kişiyi öldürebilirlerdi. Ama olaydan anlıyoruz ki bu son derece profesyonel katiller, evdeki silahsız çoluk çocuğun üstüne ağır silahlarla ve bombalarla saldırmışlar.

Yazık, çok yazık.

***

Bir başka gariplik de pazartesi akşamı olayın duyuluşunda yaşandı.

Haberi ilk kez bir televizyon kanalında geçen alt yazıda okudum. 21 kişinin öldürüldüğünü bildiriyordu. Daha sonra yayına bağlanan Vali Yardımcısı ölü sayısını 41 olarak açıkladı.

Bu kadar büyük bir haberin ayrıntılarını almak için haber kanallarını taramaya başladım. Ve gördüm ki birçok kanal bu haberi önemsemiyor ve vermiyor. Ankara’daki herhangi bir siyasinin en sıradan lafını “Son Dakika” ve kırmızı “flaş- flaş-flaş” diye duyuran kanallar, bu konuda büyük bir rehavete gömülmüş.

Bir mankenle şarkıcının yediği akşam yemeğini en önemli olay olarak duyuran kanallar, 40’tan fazla kişinin öldüğü bir katliamın haber değerini kavrayamamışlar.

Ben kimseyi habercilik açısından eleştirmiyorum; sadece bunun bir refleks bozulması olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

Kimsenin gözü toplumda olmadığı için ve önemsiz şeyleri önemli kılmaya şartlandığımız için artık doğruyu eğriden, gerçeği yalandan, hakikati dedikodudan ayıramıyoruz.

***

Bu yazıyı yazarken yeni gelişmeler var mı diye internete baktım ve şu haberi gördüm.

Ereğli’de bir yolcu otobüsünde seyahat eden genç adam, ön koltukta oturan 82 yaşındaki tanımadığı bir başka yolcunun boğazını kesmiş.

Arkadan uzanan ve bıçakla tanımadığı yaşlı adamın boğazını kesen, bir üniversite öğrencisi.

Korku filmi gibi. Artık lütfen “çanlar kimin için çalıyor” diye sormayalım, çanlar bizim için çalıyor. Hem de bangır bangır.
Vatan

Salih Tuna

Sevgilisiymiş!

Bazı şeylerin muhafazakarı-liberali, laiki- antilaiki olmaz. Sizin mahalle, bizim mahalle ayrımı olmaz bazı şeylerde.

Mahallelerimiz ne kadar karışmasa da birbirine; Güngören'den Bebek'e, Ümraniye'den Nişantaşı'na bir "yol" vardır her zaman.

Vaktiyle âşıkların kalbinden girilirdi bu yola.

Yazık ki yazık, zengin kız fakir oğlan aşkı eski filmlerde kaldı.

Çünkü "yeni kültür" bu yolu da tahrip etti.

Zaten bütün güzel yolları berhava eden "yolsuzluğun" adıdır "yeni kültür".

Bu öyle bir "yolsuzluktur" ki, çalıp çırpma anlamındaki maddi yolsuzluk bunun içinde küçük bir cüzden ibaret kalır.

Şimdi de bir yol var mahalleleri birbirine bağlayan ama sapkın yol bu!..

Muhammet Fırtına adlı 6 yaşındaki bir çocuk, annesi ve suç ortakları tarafından katledilip Çorlu'da buğday tarlasına atılıyor; Münevver Karabulut adlı genç bir kızın kesik başı Etiler'de çöp konteynerine.

Hepimiz aynı kirliliğin, aynı çürümüşlüğün mahkûmlarıyız artık…

Biz çağdaşız; tiyatro, opera, arya biliriz, bizde böyle rezillikler olmaz denilemeyeceği gibi, biz dindarız; bizim kapımızı böyle ahlaksızlıklar çalmaz da denilemez.

"Bu dünya fanidir, ebedî olan öte dünyadır" inancına sahip olduğunu iddia ettiği halde, "onu da götüreyim, bunu da" yollu doymak bilmez bir iştiyakla "dünyaya baki, ahirete fani" muamelesi çeken "ahlaksız dindarlarla", ebedi telakki ettiği dünyaya ahiret muamelesi çeken "dinsiz dindarlar" arasındaki farkın "yeni kültür" nezdinde hiçbir kıymeti yoktur.

"Yeni kültür" mahreçli "kokuşmuşluk" ayrım yapmaksızın her mahalle sakinini katar önüne…

Çamur deryasındaki ellerimizi tutup felaha kavuşturacak "imkânlar" da hoyratça tüketiliyor.

Mesela, Kenan Doğulu, "Onuncu Yıl Marşı"na yaptığına benzer bir şekilde, Hazreti Mevlana'yı popülerleştirmek istediğini falan söylemişti, Saba Tümer'in programında.

Elif Şafak çok şükür böyle söylemiyor, ama, yalan yanlış bilgilerle Hazreti Pir'i romanına "meze" yapmaktan da öteye geçmiyor.

Sayın Tuğrul İnançer'in Gerçek Hayat Dergisi'nden Gülcan Tezcan'a verdiği mülakatta belirttiği üzre, 1243'ün Bağdat'ında bir derviş patlıcan soyamaz; çünkü patlıcan da, domates ve biber gibi Amerika'dan gelmiştir.

Tamam, romanındaki buna benzer maddi hataları Elif Şafak'ın yüzüne vurmayalım; ya "Mevlana'nın eşi Kerra"ya söylettiklerini ne yapalım?

"Müslümanlığa geçerken" Meryem'i terk etmek zorunda kalan mühtedi kadın imajını Elif Şafak'ımız nerden öğrendi acaba?

Ortaçağ romanslarından mı?

Burada keselim; maksadımız "Yeni kültür"ün nasıl bir heyula olduğuna örnek vermekti sadece.

"Piç" bir kültür bu: Helali harama, günahı sevaba, hakkı batıla katıp karıştıran; el attığı her kutsalın içini boşaltan…

Çürüten bir kültür bu: Her kelime (aşk, sevgili ne varsa) kirleniyor ağızlarımızda…

Kamuoyunun Müge Anlı'nın programından tanıdığı evli bir kadın, evli bir adamla, evli ve çocuklu başka bir adamın evinde fuhuş yaparken 6 yaşındaki oğlu tarafından görülünce, düşüp kalktığı adamlarla işbirliği yaparak özbeöz çocuğunu öldürüyor!

Hürriyet gibi gazeteler de bu vahşeti, "İki sevgili yatakta olduğu sırada minik Muhammet eve gelerek ilişkiye tanık oldu. Panikleyen sevgililer…" ifadeleriyle verebiliyor.

Ne "sevgilisi" ulan?

Bu müstekreh "ilişki"nin arasında "sevgili" kavramının işi ne?

Siz bu kafayla, 6 yaşındaki oğlunu öldürüp kemikleri kalıncaya kadar kuşa böceğe yem yapan o annenin fuhşuna da "aşk" dersiniz mutlaka!

Fahişeleri "Aşk yaparken yakalandılar…" şeklinde sunmadınız mı yıllarca?

Fuhuşa aşk diyen bu dilleri nerden öğrendiniz?

"Yeni kültür"ün nakliye araçları, rating şampiyonu dizilerinizdeki "aşk üçgenleri"nden mi?

YENİ ŞAFAK

Türkiye Tımarhanesi-Müyesser Yıldız

Uzun yıllar Almanya’da yaşamış olan, halen de sık sık bu ülkeye giden bir dostum, “Türkiye’de bir günde meydana gelen hadiseler Almanya’da yaşansa, bu ülke 1 seneye dayanamaz, çöker” demişti.

Hakikaten uzun süredir her sabah bir kabusa uyanıyor, öğlen olmadan ikincisi, akşama üçüncüsü, dördüncüsüyle yumruk üstüne yumruk yiyoruz. Toplum, bir ağacın içten çürümesi gibi ayakta ölüyor, alarm zilleri çalıyor, ama içerde-dışarda yaşanan “egemenlik-rövanş” savaşına gömülmüş sorumluların, “aydın” geçinenlerin umuru duymuyor. (..)

Mardin’de toplu katliam yaşandı, Siirt’te töre cinayeti işlendi…AB, “töre cinayetleri dursun” buyurdu. Fermanla, kanunla kültür nasıl değişecekse?..Çaresi eğitimdir, refahtır beyler!..Eğitim ne alemde? Çocuklar, gençler sınavdan sınava koşturulurken, göz göre göre bir neslimizi kaybediyoruz…Ya refah? Yoksulluk ve zenginlik arasındaki makas hiç bu kadar açılmış mıydı?

Adana’da annesini öldüren 7. sınıf öğrencisi, 11 yaşındaki R.A.’nın, “Ceza almayacağımı televizyondan öğrendim” dediğini hatırlıyor musunuz? (..), R.A.’nın söyledikleri, tepeden inme, ithal düzenleme ve uygulamaların, bir toplumun sosyal, siyasi, kültürel yaşamını nasıl allak-bullak edebildiğinin en çarpıcı örneği değil midir?

Pazar günü gazetelerde bir haber vardı. Cumhuriyet tarihinin “yeni bir rekoruna” imza atmışız. O rekor ne derseniz; Her 700 kişiden biri içerdeymiş. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı son 8 ayda yaklaşık yüzde 10 artarak, 111 bin 294’e yükselmiş. Bu hızla giderse yılsonunda 120 bini, 2014’te 140 bini bulacakmış. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, “Dolduk, taştık. Durum çok anormal, izah edemiyorum. Yurtdışından gelen heyetlerin ülkemizi ziyaret ettiklerinde ilk sordukları şey bu. Neden bu hale geldi? Savunmasını yapmakta zorlanıyorum” demiş. Çözüm için de bula bula, infaz sisteminin değiştirilip, 32 bin kişinin dışarı çıkartılması bulunmuş. Yani gizli af. (..)

Beylerin sorunun daha derinlerde olduğunu görmesi için acaba başımıza daha nelerin gelmesi gerekiyor? Derinlerde neler mi var? Eğitim dedik, refah dedik. Bir üçüncüsünü de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun 2000 yılındaki tespitinden aktaralım:

“Mevzuata dair formel hukuk çerçevesi ile ilgili düzenlemelerden önce, bu düzenlemelerin Türk siyasetinin ve devlet yapısı ve anlayışının temel parametreleri içindeki yerinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir…Aksi takdirde AB’ye intibak süreci için tepeden gelen düzenlemeler bir müddet sonra toplumsal meşruiyet alanını kaybedebilir ya da bu süreçteki olumsuz gelişmelere bağlı olarak tamamiyle iptal edilebilirler. Türkiye siyasal kültürü, psikolojiyi, kurumları ve sistemi yeniden inşa etme ihtiyacı ile karşı karşıyadır. Bu inşa faaliyeti olmaksızın yapılacak hukuki düzenlemeler yeterli toplumsal meşruiyetten ve motivasyondan yoksun kalacaktır…”

Davutoğlu’nun “stratejik derinlikli” yaklaşımını, yaklaşık 150 yıl öncesinden, bir İngiliz milletvekilinin ağzından açalım. 1837 doğumlu İskoçyalı asil bir aileye mensup, Oxford mezunu, 1862-1878 yılları arasında Avam Kamarası’nda Conterbury milletvekili olarak bulunan Munro Butler Johnstone’dan söz ediyorum. Milletvekilliği süresince sürekli Osmanlı Devleti’ni savunan, Batı’nın Osmanlı’nın içişlerine müdahalesini Haçlı seferlerinin devamı olarak nitelendiren Johnstone, şunları söyler:

“Gerçek şu ki, Türkiye anarşizmin yukarıdan kaynaklandığı dünyadaki tek ülkedir. Sistemin kendisi saygıdeğer ve saat gibi çalışacak bir sistemdir, halkı barışçı ve itaatkar, hatta oldukça çalışkandır. Ne var ki, memurlar yolsuz ve üst seviyedeki yöneticiler hem yolsuz, hem de beceriksizdirler.”

Türklerin Avrupa’nın sunduğu reform planlarını kabul etmemesini isteyen Johnstone, 1876 başlarında Sultan Abdülaziz’e vermek üzere hazırladığı mektupta da, “Batı’ya güvenilmemesi, dış borçların terk edilmesi, dış müdahalelere izin verilmemesi” gibi tavsiyelerde bulunur. Ancak bu mektubu Sultan Abdülaziz’e sunamaz. Neden mi? Aracılık yapmasını istediği dönemin Türkiye’deki İngiliz Büyükelçisi Elliot’un, “İngiltere Büyükelçisi olarak, İngiltere’nin Türkiye’ye yönelik bütün geçmiş dış politikasını şaibe altına sokan ve Sultan’a Paris Antlaşması’ndan çekilmesini telkin eden bir hitabenin arz edilmesine nasıl aracı olabilirim?” diyerek, o mektubu Johnstone iade ettiği için.

İngiliz Milletvekili ilgili asıl ilginç bilgiye geliyorum. Johnston, görüş ve çabalarını, “Türkler Karakterleri, Terbiyeleri ve Müesseseleri” adlı bir kitapta toplamıştır. Bu kitap, henüz geçtiğimiz aylarda Cedit Neşriyat tarafından Türkçe’ye çevrilip, yayınlandı. Çeviriyi yapan kim biliyor musunuz? Eğer isim benzerliği yoksa 1.5 ay öncesine kadar Milli Eğitim Bakanımız olan, bakanlık döneminde de, bugün de Batı reformlarının yılmaz savunucusu Doç. Dr. Hüseyin Çelik. Ve bakın Çelik, “Çevirenin Takdimi”nde neler söylüyor:

“Lale Devri’nden itibaren Batı medeniyetinin eşiğinde bocalayan Türk toplumu, kendi hastalıklarını teşhis ve tedavi etme işini de Batılılara bıraktı. Avrupa, tırtıl simasını değil, daima kelebek çehresini gösterdi. Hastalıklarımız için verdikleri, tatlı ancak zehirli ilaçlar, çok geçmeden türlü sancılara sebep oldu. Artık hastalık kronikleşmişti ve devletin adı ‘Hasta Adam’dı. Hasta adamın önüne her fırsatta ‘Şark Meselesi’ni temcit pilavı gibi getirdiler. Şark meselesi, yerine göre Bulgar meselesi, yerine göre Ermeni meselesi, yerine göre Hıristiyanlara imtiyazlar meselesi vs. kılıklara giriyordu. Maksat değişmiyordu: Asırlardan beri devam eden Haçlı seferlerinin gayesi ne ise aktüel hedef de o oluyordu. ‘Hasta Adam’a çoğu zaman eskisi gibi topla, tüfekle, ordularla saldırmıyorlardı. Bunların yerini diplomatik entrikalar, iktisadi politikalar, borçlandırma, tek taraflı ticari imtiyazlar ve sonu gelmez reform talepleri almıştı.”

Tırtıl simasını değil, kelebek çehresini gösteren, hastalıklarımız için verdiği tatlı ancak zehirli ilaçlarla Osmanlı’yı “hasta adam” yapan ve “Şark meselesi”ndeki maksatları asırlardır değişmeyen Batılıların, “sonu gelmez reform talepleri”, Türkiye’yi de süratle “tımarhaneye” çevirmiş olamaz mı? Ne dersiniz?
Kaynak: www.haberte.com

AVNİ ÖZGÜREL
Acınası haller!..
08/07/2009
Türkiye pek çok bakımdan önemli bir kavşakta... Askeri-sivil adli yargı meselesi, günün perakende tartışma konusu olan belge bir yana, demokratik rejimin kilit taşı konusu. Aynı şekilde geçtiğimiz günlerde açıklanan büyüme rakamlarının ortaya koyduğu tablo da. Türkiye’nin içinde yaklaşık 50 bin nüfuslu bir İsviçre; yanında nüfusu milyonlarla ifade edilebilecek çok sayıda Bangladeş mevcut.
Hal böyleyken en tirajlı en itibarlı en yüksek reytingli basın yayın organlarını izleyin, en saygın kalemleri okuyun;
büyük çoğunluğuna boşvermişlik duygusunun ya da ‘Vur patlasın çal oynasın’ havasının hâkim olduğunu göreceksiniz.
Ulusal bir televizyon kanalında açıkça çocuk istismarına dayalı bir programın pervasızca yayımlanabiliyor oluşundan başlayıp, büyük bir gazetenin sevilen bir kadın yazarının soyunarak kamera karşısına geçmekte beis görmemesinden çıkabiliriz. Ve bu tabloya gerek stüdyoda gerek gazete köşelerinde alkış tutan ‘kanaat önderi’ simalardan. Bir araştırma şirketinin yaptığı anket gidiş yönünün işaretlerini veriyor aslında. Önemli oranda ebeveyn çocuklarının geleceğini ‘sanat dünyasında’ gördüklerini söylemişler!.. Adi suçlarda artış ne oranda bilmiyorum ama meydana gelen hadiselerde vahşet boyu yükseliyor, yanı sıra suçluların yaş ortalaması ürkütücü şekilde düşüyor...
Çözülme dediğimiz şey tam olarak bu aslında.
Değer atfettiğimiz, anlam yüklediğimiz ne varsa hepsinin içinin boşalıp kabuktan ibaret kalması, koflaşması demek çözülme. İnanç, milliyet, vatan, insan hakları, özgürlük, demokrasi, adalet, ahlak, aile, sevgi, dürüstlük ve daha aklınıza ne gelirse. Her yazıya, her sohbete kattığımız, hepimizin olabildiğince sık kullandığı ama ifade ettikleri manayla günlük hayatın dışında tuttuğumuz sözcükler bunlar..
Riya, fitne, gıybet, haset, tamah, nefret, yalanla çevrilmişlik içinde iltimas, rüşvet, suiistimal, yolsuzluk havasını solumaya alıştık..
‘Mesnevi’de bir hikâye var... Adamın biri kolonyacılar çarşısından geçerken düşmüş bayılmış. Esnaf ayıltmak için burnuna kolonya, güzel kokular tuttukça daha kötü olurmuş. Orada geçen bir derviş durumu görüp gelmiş. Etraftakilere ‘Ne iş yapar bu, tanıyan var mı’ diye sorup ‘ Falancanın çiftliğinde hayvan bakıcısı’ cevabını alınca çökmüş yanına.. ‘ Bana biraz at pisliği getirin’ demiş... Sebebini anlamamışlar ama çaresizlikten koşmuş getirmişler. Derviş pisliği burnuna tutmuş adamın... Bir iki nefes derken gözü açılmış adamın. Etrafta kendisini merakla izleyenlere dönmüş derviş. ‘Şaşılacak bir şey yok. Pislik kokusuna alışmış bu...
Güzel koku dokunur’ demiş..
Nereye götürür bu alışkanlık dersiniz?
Asker, sivil, hukukçu, tüccar, memur, müstahdem, köylü, kentli fark etmiyor.
Umumi arzu kısa yoldan emeksiz servet sahibi olmak. Diller aksini söylese de, makam ve mevki sunduğu
maddi imkân ve ayrıcalık oranında itibar görüyor. Aynı şekilde çıplak gerçek tek ve mutlak olmayıp, şahıslara, mensubiyetlere ve maddi güce bağlı olarak muhayyer (=seçmeli). Bundan dolayı adalet derken her durumda kişisel arzunun yerine getirilmesi kastediliyor; demokrasi derken tek bir kişi ya da zümrenin hırs tasdiki anlaşılıyor.
Mevcut tabloya bakıp buranın yüz bin camisinde her gün beş vakit ‘Ben güzel ahlakı tamamlamak için geldim’ diyen peygamberin tebliğine uyduğunu söyleyen; günahtan ve haramdan sakınma taahhüdüyle secdeye varan insanların yaşadığı yer olduğuna inanmak zor. Yazının başlığına ‘Acınası Haller’ yazdım ama siz kara mizah diye okuyun.

Radikal

9 aylık hamile kadını darp ettiler

Adana'da eşi ile 2 kişinin kavgasını ayırmak isteyen 9 aylık hamile kadın, darbedildi. Hastaneye kaldırılan kadın ile kocasının hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.
31 Mayıs 2009
Alınan bilgiye göre, Hurmalı Mahallesi 34005 Sokak'ta, Metin Y. (33) ile Ahmet B. (45) ve Fuat B. (36) arasında henüz belirlenemeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Metin Y'nin eşi 9 aylık hamile Aliye Y. (32) de olaya müdahale etmek istedi.

Bıçak ve sopaların kullanıldığı kavgada Metin Y. bıçakla kolundan, Aliye Y. ise vücudunun çeşitli yerlerinden aldığı darbeler sonucu yaralandı.
haber7

Aklî dengesi bozuk olan kızını'sözümü dinlemiyor' diye boğazını keserek öldürdü, canına kıymak istedi
Tarsus'ta Yakup T. (küçük fotoğraf altta-50) şehir mezarlığına birlikte geldiği ve akli dengesi bozuk olduğu bildirilen kızı Ayşegül T'yi (küçük fotoğraf üstte-22) bıçakla boğazını keserek öldürdü. Zanlı baba, daha sonra kendi bileklerini de keserek, cesedin başında bekledi. İhbar üzerine olay yerine gelen güvenlik güçleri, zanlı babayı, bileklerini kesmiş halde, cesedin başında yakaladı. Yakup T'nin cinayeti neden işlediği henüz kesinlik kazanmazken, cesedin Adli Tıp Kurumu'na gönderileceği, soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi. 01.06.2009 TARSUS netgazete

Samsun'da 7 kişi intihara kalkıştı
28 Eylül 2009
Samsun'da bunalıma giren 7 ayrı kişi ilaç içerek intihara kalkıştı.
Edinilen bilgiye göre, İlkadım ilçesinin Kadıköy Mahallesi'nde M.K.(45), Çay Mahallesi'nde T.Ç.(40), Reşadiye Mahallesi'nde E.B.(30), Zeytinlik Mahallesi'nde F.T.(42), Cedit Mahallesi'nde S.A.(30) ve Bahçelievler Mahallesi'nde E.P.(28) ilaç içerek intihara teşebbüs etti.

Zehirlenen 6 ayrı kişi aileleri tarafından Samsun Mehmet Aydın Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Gazi Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Bafra ilçesinin Bahçeler Mahallesi'nde ise bunalıma giren E.P.(28), ilaç içerek intihara kalkıştı. Hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenilen E.Z., Bafra Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Meydana gelen 7 ayrı intihara teşebbüs olayıyla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
haber7

İşçileri üzerinde 'Rus ruleti' oynayan patrona 26 yıl!
Samsun'da, yan yana dizdiği personeline 'Rus ruleti' yaparak birinin ağır yaralanmasına sebep olduğu iddiasıyla tutuklanan genç patron, toplam 25 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. netgazete

Nihal Kemaloğlu
nihal.kemaloglu@aksam.com.tr
İşvereni 'Ölüm' olan amele pazarları

Modern toplum, ne kadar yüceltilen bir anlatı olsa da içerdiği ahlaki kayıtsızlık ve ahlakdışılıktan asla arınamaz.
Modern toplumun 'acımasız' diğer yüzünün açığa çıktığı yerlerden biri amele pazarlarıdır.
Ham maddenin 'insan' ve son ürünün 'ölüm' olacağı bir zihniyetin mekanlarıdır.
İnsan emeğinin 'insani' vasfından sökülerek günübirlik satışa çıktığı yerlerdir.
Hayatlarındaki seçim yapma iradeleri ellerinden alınmışların 'seçildiği' adreslerdir
İşletmeler, patronlar, taşeronlar burada en ucuz iş gücünü mal alır gibi evire çevire seçerler.
Gündelik, çabuk tüketilecek emek için amele pazarlarında soluklanırlar.
Uygarlığın bu alacakaranlık alanlarında, toplum hayatından dışlananların beden güçleri pazarlanır.
Emek piyasasının kurulduğu, insanlık dışı, ahlak dışı ve alçaltıcı mahallerdir.
Sabahın erken saatlerinde toplanan 'güvencesizlik' ve 'umutsuzluk', kimi zaman bütün bir gün kendini kiralayacak bir işvereni boşuna bekler.
Amele pazarları gelişmişliğin aklanamayacak kirlilikteki 'insan pazarlarıdır'.
Günde 15-25 TL yevmiye için bir işe talip olacak yüzlerce insan sokakta bir günlük rızkını bekler.
Eğer siz amele pazarında iş bekleyen biriyseniz gün olur 'sizi cesedine benzetebileceğini' düşünen bir cani tarafından da kiralanabilirsiniz.
Zaten yaşamayan birisinizdir, ne sosyal bir kaydınız ne de toplumsal bir varlığınız vardır.

İflas eden işadamı İlhan Y. hayat sigortası yaptırdığı dört şirketten dört milyon TL alabilmek için fiziki olarak kendisine benzeyen işçi Beşir Acar'ı amele pazarından kiraladıktan sonra boğarak öldürdü.
Cesedi yakarak yanına kimliğini bırakan katil işadamı yakalandı.
Katil, daha önce anlaştığı ama kendisinin şüpheli davranışlarından kuşkulanarak işi bırakan başka bir kiralık işçinin ihbarı üzerine yakalandı.
Bu korkunç cinayeti işleten mantığın, nasıl da modern hayatın güvence sistemi 'özel hayat sigortası' üzerinden kurulduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor.
Düzenin keskin ikiye ayrışmışlığını, bu vahşice planlanmış cinayet sergiliyordu.
Hayat sigortasındaki teminatı kullanabilmek için ömrü boyunca güvencesiz, sigortasız çalışmış, amele pazarındaki gündelik işçinin hayatına ödünleyen 'akıl' hepimizi ürkütmeliydi .

Ölümün kiraladığı işçilerin bir kısmı ise Tuzla'da çalışıyor.
22 Eylül günü ise Tuzla tersanelerinde çalışan 128. işçi hayatını kaybetti.
Tuzla tersaneleri bir işçi kıyım makinesi gibi çalışıyor.
Çünkü Tuzla'da işçi ihtiyacı çoğunlukla 'amele pazarlarından' karşılanıyor.
Tuzla tersanelerine 300 metre uzaklıkta amele pazarları kuruluyor.
İşgüvenliği eğitiminden geçirilmiş kalifiye işçi yerine tersanelerdeki taşeron firmalar ve yan sanayi en ucuz gündeliğe razı iş gücünü tercih ediyor.
Tehlikeli iş kollarından biri olan tersane işçiliği, tedbirsiz kaza mahallerinin öteki adı.

Ölümle burun buruna çalışmaya aday çaresiz işçiler, Tuzla'daki amele pazarlarında 'ölüm' tarafından işe seçilmeyi bekliyor!
Halbuki dev Ro-Ro gemilerinin inşa edildiği Alman tersanelerinde 40 yıldır ölümlü işçi kazası olmuyor.
Çünkü ölümlü bir kaza olduğunda tersane müdürü ve sorumlular ağır hapis cezası alıyor.

Biz ise tersanecilikte son yıllarda geldiğimiz nokta ile övünüyoruz, üretim kapasitesini dört kat artırmaya 128 can yitirerek ulaştığımızı umursamadan.
Öte yandan da esnek istihdam yasalarıyla ucuzlaşan insan emeği, 'mal' olurken canı da solup gidiyor.
Modern amele pazarları olan özel istihdam büroları da bu canlardan besleniyor..

Her sabah amele pazarları kuruluken, oradan toplanan işçiler kamyonlara doldurulup geçerken, başkalarının hayatına verdiğimiz değerden daha değerli bir hayatımızın olamayacağını er ya da geç anlayacağız.
Akşam

Serdar Akinan
İnsandan geriye ne kalır?

Başka bir hayatı seçmemin öyküsünü bu köşede çıtlatmıştım size.
İşaret fişeğini 'Organik' yazısıyla atmıştım.
Bu kişisel yolculuk, kimi dostlarım tarafından, 'modern' tanımıyla 'sabbatical' olarak nitelendi.
Yani: 'Kariyere bir yıllığına ara vermek. Yaşam muhasebesi yapmak. Sonrasında ise aynı izden veya bambaşka bir noktadan yepyeni bir enerji ile devam etmek.'
Oysa, o fasit dairenin insanı kendinde eksilten döngüsüne tekrar teslim olmak gibi sersemce bir hedefim yok.
Geleceğe dair kurgumu henüz bilmediğim cümlelere hapsedemem. Kaldı ki uyguladığım kararın yaşamıma 'ne kattığı ne söktüğü' gibi çok boyutlu bir muhasebe için de oldukça erken.
Ancak.
Bir sürecin taze filizler verdiği bu evrede, insana dair, ne denli derin bir hayal kırıklığı yaşadığımı paylaşmalıyım.
'Ben neden buradayım?' sorusu çok anlamlıdır.
Varlığı, andaki tercihiyle anlamlandırır. 'Ben neden buradayım?' sorusuna verilecek içten yanıt, yaşamda kalan anlarına dair varlığa seçenekler sunar.
Bir süre önce, fark ettim ki, tercihlerim 'Ben neden buradayım?' sorusuna samimi ve anlamlı yanıtlar vermekten acizdi. O an gelecek kurgumu değiştirdim. Bu kararı almama neden olan temelde insanlar ve ilişki biçimleriydi. Kurgu buydu.
Modern bir cangılda kurallar vardı. Bu kuralların oluşuma katkıda bulunmak ise onların, benim, bizim hayat tercihimizdi...
Ahlaki olmayan, insanı bozan zehirli lezzetler vardı bu kurguda.
Bu kurguyu kendimce reddettim. Yeni kurgunun yapısı da elbette insana dayanıyor. Ama umulur ki bu kurguda zehirli bir şey olmasın daha saf bir şey olsun. Geçen kısacık sürede insanlar tanıdım.
Pastoral arka planın yorgun zihnimde yarattığı tatlı keyif bu yeni dünyanın kural ve insanlarını tanımamı bir süre engelledi. Oysa kurallar farklı olmakla birlikte insan maalesef beter durumda.
Çirkin bir açgözlülük ve ikiyüzlülük.
İlkokul kitaplarından köye dair aklımda kalan 'imece' kelimesidir. 'İmece' koca bir köyün ırzına geçtiği kavram olmuş. Yoksulluk ile sefalet arasındaki ilahi farkı kavrayamayan insan çökmüş.
Anlamaya çalışıyorum. Anlayamıyorum. Kaçıp geldiğim coğrafyada bize dayatılan sistemin kuralları gereği belli işkenceleri çekmeye tabiydik. Çıldırtıcı trafiğin stresine her gün iki kez katlanmak.
Ait olmadığın bir ulu varlık: 'Marka' için ömrünü adamak.
Sadakatle şirkete bağlanmak... Bu uğurda omurganı her sabah danışmada çıkarıp teslim etmek, akşam ise, utanmadan, tekrar alıp takmak...
Peki, evi, tarlası, küçük olsa da bir dükkanı, külüstür olsa da bir traktörü olan bu insanlarda eksik olan ne?
Acaba köksüzlük mü? Yoksa televizyon mu? Hayır bu insanlar yaşam tarzları itibarıyla son derece muhafazakar/mütevazı gözüküyor. Namaza giden, ağzından Allah'ı eksik etmeyen, aileleri örtülü insanlar...
Muhtemelen ebeveynleri sahici insanlardı, kendileri ise birer müsvette...
Güvende olmasına karşın, başta kendisi çevresindeki herkese kötü gözle bakan; tertemiz ve doğurgan bir tabiata kudurmuş halde saldıran; kirleten, tahrip eden; çalışıp üretmek yerine elde olanı satıp tüketmeye odaklı insana ne denir?
Ama asıl ürkütücü olan bir sonraki nesil.
Bu insandan ne çıkar? Komşusunun gözünü oyan, yan tarlaya hasetle bakan, üç kuruş haram lokma daha kazanmak için, ekmek yediği insanları utanmadan kazıklayan bu insan müsvettelerinden elbette bir şey çıkmaz ama ya tüm bu faciayı görerek büyüyen çocuklar?
Bu çocuklar ne yapacak? O kadar büyük bir hayal kırıklığıdır ki...
İnsandan geriye ne kalacak?
Umudu yitirmiyorum. Allah elbette bir kuytuya temiz bir insan saklamıştır.
O maya da geleceğe yeter.
Akşam

Borca karşılık kızını istediler intihar etti
21 Şubat 2010
Çok sıkışınca soluğu tefecilerin yanında aldı.. Ödeme vakti geldiğinde borcunu veremedi.. Buna karşılık tefeciler 13 yaşındaki kızını istedi.. Küçük diye vermek istemedi. Tefecilerin ısrarı devam edince de canına kıydı..
İddiaya göre, Cudi Mahallesi'nde oturan ve şoförlük yaptığı belirtilen 33 yaşındaki Musa B'den, ''borç aldığı tefeciler alacaklarına karşılık 13 yaşındaki kızını'' istedi.

Ailenin kızlarının küçük olduğunu ve böyle bir şeyi kabul etmeyeceklerini söylemelerine rağmen, tefecilerin ısrarlarını sürdürdükleri öne sürüldü. Bir süredir bunalımda olduğu belirtilen Musa B, gece ailesiyle birlikteyken, diğer odaya geçti. Eşinin bulunduğu yerden gelen sesten şüphelenen Remziye B, çocuklarıyla girmeye çalıştığı odanın kapısını açamayınca yakınlarından yardım istedi. Aile, odanın penceresinden bakınca Musa B'nin iple tavana asarak yaşamına son verdiğini gördü.
haber7

Yusuf Kaplan
İnsanlığın insanlığını yitirmemesi, İslâmlığı yitirmemesine bağlı

Adalet'le hakikat arasında kopmaz ilişkiler var: O yüzden adalet, hakikatin teminatı; hakikat ise adaletin kaynağıdır.

Hakikat, bir şeyin ne ise o olarak kabul edilmesi; bir şeyin özü, mahiyeti, kendisi; dolayısıyla her şeye hakettiği yeri, değeri, önemi vermek demek... Adalet ise, hakikatin tecellî etmesi, gerçeğin ortaya çıkması hâli...

Kitabımızdaki adalet tarifi, özlü ve enfestir: "Her şeyin yerli yerine oturtulması" olarak tarif eder Kitabımız adaleti... Toplumumuzda, adalet tecellî ettiği zaman, "hak yerini buldu", "hakikat tecellî etti"... deriz, bu nedenle.

Hakikatle adalet, bizim medeniyetimizde, hayat dünyamızda etle tırnak gibi iç içe geçmiştir. Biri olmadan öteki de olmaz, varolamaz.

"Hakikat" sözcüğünün anlam kümesine ait olan Hak, hukuk, tahkikat gibi sözcüklerin doğrudan adalete ait kavramlar olması bu yüzden şaşırtıcı değildir. Eşyanın tabiatı icabı böyledir bu...

O yüzden, Hakk'ın hakikatinin tanınmadığı, kabul edilmediği, inkâr edildiği bir yerde, hakikatin de, adaletin de gerçek anlamda tecellî etmesi mümkün değildir. Çünkü her şeyi vareden, her şeyin niçin varedildiğini bilen, vaz'eden ve bize bildiren O'dur.

Varlığın Varedicisi tanınmadığı zaman, insanın, aynı zamanda azman bir yaratık olarak varlığa müdahale etmesi, varlığı, hakikati, varlığın tabiatını ve hakikatini keyfine göre tahrif etmesi, tahrip etmesi önlenemez.

İnsanlık tarihi bu gerçeğin ürpertici örnekleriyle doludur. Sözgelişi, bugün çağımızda tabiatın tahrip edilmesinin birincil nedeni, tabiatın Varedicisi'nin varlığının inkâr edilmesi, insanın tabiat üzerinde her tür tasarruf hakkını kendinde görme aymazlığına soyunmaktan çekinmemesidir.

Bu gerçeği Batı'daki büyük düşünürler de sarsıcı bir dille ifade ederler. Örneğin, Heidegger, insanlığın karşı karşıya kaldığı felâketin nedeninin varlığa, dolayısıyla hakikate varoluşsal bir saldırının gerçekleştirilmesi olduğu gerçeğini haykırır...

Buradan gelmek istediğim nokta şu: İnsanın insanlığını yitirmemesi için, iki anlamıyla da hakikati yitirmemesi gerekiyor... Hakk'ın inkârı ve hakikatin, çıplak gerçeğin ya da varlığın yok edilmesi, tahrif ve tahrip edilmesi, insanın ayağını bastığı zemini bizzat kendi eliyle yok etmesiyle sonuçlanacaktır... Bugün yaşadığımız metafizik felâketin kaynağı burada gizlidir...

Varlığa, hakikate, çıplak gerçeğe hakkını verebilecek tek dinin İslâm olduğu artık bütün çıplaklığıyla gün ışığına çıkmıştır. Hakk'ı, Yaratıcı'yı yoksayan, hayattan uzaklaştıran seküler Batı uygarlığı tabiatı yokolmanın eşiğine getirmiştir... İnsanın iç dünyasını delik deşik ederek, insanı, yalnızca kendini, egosunu, geçici hazlarını, sığ çıkarlarını düşünen insanaltı, azman bir yaratığa dönüştürmüştür... En önemlisi de, Tanrı fikrini yok etmiştir...

Tanrı fikrini yok eden, tabiat üzerinde her türlü vahşî, bencilce tasarrufu doğal hakkı olarak görmekte bir sakınca görmeyen bir uygarlığın, hakikatin, adaletin değil, gücün ve çıkarın peşinde koşturması, gücü ve çıkarı putlaştırması ve dolayısıyla gücün, çıkarın ve ayartıcı hazlarının kurbanı, kölesi olması, böylelikle vicdan fikrini ve gerçeğini yitirmesi ve bütün bunların tabiî sonucu olarak da kendisi dışındaki medeniyetlere, kültürlere, dinlere hayat hakkı tanımaması kaçınılmazlaşacaktı elbette ki...

Oysa insana insanlığını; hakikate, varlığa hakettiği hakîkî yeri hatırlatacak; başka inançlara, felsefelere, dinlere, kültürlere ve medeniyetlere hayat ve varoluş zeminleri oluşturacak yegâne kaynağın, tarihe yakından bakıldığında yalnızca İslâm olduğu, yarın da insanlığın insanlığını yitirmemesinin yegâne kaynağının İslâm olduğu bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır...

Gerçek gün gibi ortadayken, toplumun İslâm'dan uzaklaştırılması, hızla sığ, vulger, ilkel, bön ve berbat seküler kültür formlarının medyalar ve çarpık, yönsüz, ruhsuz eğitim sistemi yoluyla topluma dayatılması, toplumda inanılmaz cinayetlerin, sapkınlık biçimlerinin mantar gibi bitmesine yol açıyor...

Çağımızın en cins düşünürlerinden Jean Baudrillard, Batı uygarlığının insanlığı yeni bir barbarlık biçiminin eşiğine sürüklediğini, insanlığın önündeki tek seçeneği terörle özdeşleştirerek yok ettiğimizi haykırarak bu dünyadan göçüp gitmişti.

Özetle... insanlığın insanlığını yitirmemesinin tek garantisinin, insanlığın İslâmlığı yitirmemesine bağlı olduğunu dünya âlem gördü ama biz hâlâ "laikçilik" diye diye bu toplumu lime lime çözmeye, ruhsuzlaştırmaya, azman, canavar yaratıklardan oluşan ruhsuz, kimliksiz, kişiliksiz, bencil yığınlara dönüştürmeye devam etmekte bir sakınca bile görmüyoruz...

Olacak iş değil gerçekten...

Yenişafak

Liseli genç kızı sokak ortasında üzerine benzin dökerek yaktı

04 Mayıs 2010 Çorum'da liseli genç kızı sokak ortasında üzerine benzin dökerek yakan zanlı adliyeye sevk edildi.
Edinilen bilgiye göre, Garantivevler 20. Sokak'ta bugün sabah saatlerinde meydana gelen olayda O.K. (24) adlı genç, sevgisine karşılık görmediği lise öğrencisi N.E.'yi sokak ortasında üzerine benzin dökerek yaktı. N.E. adlı genç kızın saçları ile yüz ve göğüs bölgesinde yanıklar meydana geldi. Vücudunda yüzde 35 oranında yanık olduğu belirlenen genç kız, Çorum Devlet Hastanesi'nde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Samsun'a sevk edildi. Olaydan sonra kaçan O.K. ise polisler tarafından kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Zanlı O.K., emniyetteki sorgusunun ardından adli makamlara sevk edildi. Zanlının adliyeye sevki sırasında rahat tavırları dikkat çekti. netgazete

Annesinin boğazını kesti
29 Mayıs 2010 - Kayseri'de henüz askerden yeni gelen 22 yaşındaki bir genç, boğazını keserek annesini öldürdü. netgazete

20 kuruş için canından oldu!
Ücret tarifesi yüzünden çıkan kavgada emekli bir polis, minibüs şoförünü silahıyla vurarak öldürdü
28 Haziran 2010
Bağcılar’da, ücret tarifesi yüzünden çıkan kavgada emekli bir polis, minibüs şoförünü silahıyla vurarak öldürdü. Emekli polis, kavgayı ayırmaya çalışan başka bir minibüs şoförünü de kolundan yaraladı.

Olay, Güneşli Mahallesi Demirkapı Caddesi'nde meydana geldi. İkitelli-Topkapı hattında çalışan Ferdi Açıkgöz (26) isimli minibüs şoförü, aracında bulunan emekli polis memuru Muammer Zeki Güven ile para konusunda tartıştı. İddiaya göre Güven, 20 kuruş fazla istediği gerekçesiyle Ferdi Açıkgöz ile tartışmaya başladı.

Yol ücretinin 1 lira 40 kuruş olduğunu söyleyen Açıkgöz’e itiraz eden emekli polis, ücretin 1 lira 20 kuruş olması gerektiğini söyledi. Olayın büyümesi üzerine küfürleşen taraflar daha sonra araçtan inerek kavga etmeye başladı. Daha sonra araçtan inen emekli polis ve minibüs şoförü kavga etmeye başladı.

Olayın büyümesi üzerine emekli polis Güven, yanında taşıdığı beylik tabancasıyla Ferdi Açıkgöz’e ateş etmeye başladı. Minibüs şoförü Açıkgöz’ün üzerine ateş eden emekli polis Güven, daha sonra olayı görerek ayırmaya gelen Yusuf Topçu isimli başka bir minibüs şoförünü de kolundan vurarak yaraladı. Minibüs şoförü Ferdi Açıkgöz, kasığından aldığı kurşunla yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Aşırı kan kaybeden Açıkgöz, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Yaralanan Yusuf Topçu ise tedavi altına alındı. Emekli polis Muammer Zeki Güven, minibüs içinde bulanan ailesini bırakarak kaçtı. Güven, daha sonra silahıyla birlikte polis merkezine teslim oldu. habertürk

Cani Anne Kızını Hunharca Öldürdü!
06 Temmuz 2010
Eskişehir'de psikolojik tedavi gördüğü öğrenilen genç bir kadın, 6 yaşındaki kızını iple boğarak öldürdükten sonra başına keserle vurdu. Genç anne polise verdiği ifadede cinayeti itiraf etti..
Olay, Batıkent Mahallesi Sımav Sokağı'nda 20 numaralı evde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Şermin C. (28), kızı Fatma C.'nin (6) şımarıklık yapması üzerine cinnet geçirdi. Genç kadın, küçük kızının boğazına sarılıp uzun süre sıktı.

Daha sonra iple kızını boğarak öldüren anne, başına da keserle vurdu. Vahşetin ardından polise gidip, "Çocuk öldü" diyen Şermin C. teslim oldu. Olay yerine giden polis ekipleri korkunç manzarayla karşılaştı. Psikolojik tedavi gören ve 2 ay önce eşine "Beni doktora götür" dediği öğrenilen genç kadın, polise verdiği ifadede, "Kızım şımarıklık yapıyordu. Bir anda sinir geldi. Bunun üzerine olayı gerçekleştirdim" dedi. aktifhaber

Yılda 15 bin "cinsel suç" davası açılıyor

10 Temmuz 2010 Türkiye'de, her yıl yaklaşık 20 bin erkek ve bin kadın "cinsel suçlarla" ilgili davaların sanığı oluyor.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, BDP Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır'ın soru önergesini, adli istitistiki bilgiler vererek yanıtladı.
Buna göre, yeni Türk Ceza Kanunu'nda tanımlanan 'cinsel saldırı", "çocukların cinsel istismarı", "reşit olmayanla cinsel ilişki" ve "cinsel taciz" suçlamasıyla 2006 yılında bin 4, 2007 yılında 971, 2008 yılında ise bin 118 kadın sanık sandalyesine oturdu.
Aynı içerikli suçlamalarla 2006 yılında 18 bin 625, 2007 yılında 18 bin 191, 2008 yılında ise 22 bin 243 erkek hakkında dava açıldı.
Söz konusu suçlamalarla açılan toplam dava sayısı ise 2006 yılında 14 bin 311, 2007 yılında 14 bin 347, 2008 yılında 17 bin 151 oldu.
Hakkında dava açılan kadın sanıkların büyük ço ğunluğunu 18 yaş üzeri grup oluştururken, 12-15 yaş aralığında da kadın sanık var. 2006 yılında 12, 2007 yılında 19, 2008 yılında ise 58 kişi söz konusu suçlamaların sanığı oldu.
Aynı yaş grubunda olan erkeklerin sayısı ise daha yüksek. 2006 yı lında 499, 2007 yılında 531, bin 52 kişi aynı suçlamalarla sanık sandalyesine oturdu.
Bakan Ergin'in cevabında eski Türk Ceza Kanunu'nun yürürlükte olduğu yıllara ilişkin istatistiki verilere de yer verildi.
Söz konusu kanunda "mefruz cebirle ırza geçme", "ırz ve namusa tasaddi", "zorla ırza geçme ve tasaddi', "evlenme vaadi ile kızlık zarı bozma" olarak tanımlanan suçlamalardan hakim karşısına çıkan kadın sayısı da oldukça fazla oldu. 2002 yılında bin 205, 2003 yılında bin 441, 2004 yılında bin 503, 2005 yılında ise bin 527 kadın hakkında dava açıldı.
İstatistiklere göre, söz konusu yıllarda bu tür suçlamalar nedeniyle şikayetçi olarak davalık olan erkek sayısı ise kadınların sayısın ın yarısından fazla. 2002 yılında 5 bin 705, 2003 yılında 5 bin 990, 2004 yılında 4 bin 538, 2005 yılında 6 bin 152 erkek bu tür suçların mağduru oldukları gerekçesiyle şikayetçi oldu.
Verilere göre, 2002 yılında 8 bin 322, 2003 yılında 8 bin 476, 2004 yılında 8 bin 040, 2005 yılında ise 9 bin 569 kadın "mağdur olduğu" gerekçesiyle dava açtı.
netgazete

Bunalıma giren genç kız evi ateşe verdi!

Uşak'da psikolojik sorunları olduğu iddia edilen bir genç önce baltayla annesini öldürmek istedi daha sonra da oturduğu evi ateşe verdi. Ulaş Ç. adlı genci köylüler güçlükle sakinleştirdi. 14.07.2010 UŞAK netgazete

Eski kocadan merdivenli dehşet
Bursa'nın İnegöl ilçesinde bir yıl önce boşandığı eşinin evine merdiven dayayarak çıkıp, kızını ve bir çocuğu yaralayan şahıs, daha sonra evinde silahla kendisini vurarak intiha
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pts Mar 31, 2008 9:04 pm    Mesaj konusu: KarsIlIksIz ask cinayeti Alıntıyla Cevap Gönder

Serdar Akinan
Hakan Yavuz'un gözünden bir Türkiye fotoğrafı

Geçtiğimiz günlerde Prof. Hakan Yavuz'la bir söyleşi yaptım...
Hakan Yavuz, birçok açıdan önemli bir sosyolog. Daha önce yaptığım söyleşilerdeki tespitleri oldukça ses getirdi.
Hanefi Avcı'nın kitabından sonra ve referandum öncesi yapılması itibarıyla ayrıca önemli... Prof. Yavuz'un önemli gördüğüm belli tespitlerini kısaca köşeme taşımaya
çalışacağım...
- Türkiye'de bir toplumun oluşması için gerekli olan asgari müşterekler erimiş. Daha ciddi anlamda benim görebildiğim kadarıyla Türkiye'de kimlik ve kişilik krizi çok ciddi bir şekilde derinleşmiş toplumun ortak bir zemini kalmamış...
- Türkiye'de postmodern feodal bir yapı var.
- AK PARTİ, siyaseti belediyecilik olarak algılayan yapıda. Özellikle tek bir kişiye, Başbakan'a dayanan bir yapıyla ideoloji ve bir kimlik üretmek mümkün değil.
- Cemaat bir anlamda Tanrı'nın mezar kazıcılığı rolüne büründü. Said-i Nursi'den gelen bir karakter inşa etme yerine Türkiye'yi ve kurumları nasıl kontrol edebiliriz düşüncesine girdiği için cemaat şu an korkulan bir şey haline geldi ve kaybetti.
- Bugün Türkiye'de bir koalisyon hükümeti var. Biri AKP diğeri cemaat.
- AK Parti'nin bürokrasisi ve eğitilmiş insan gücü olmadığı için cemaate dayandı. Cemaatin bürokratları hükümetin gücünden yararlanıp üst noktalara geldiği zaman biat noktaları Fethullah Hoca'dan Tayyip Erdoğan'a yöneldi. Burada kazanan Başbakan'ın kendisi oldu.
- Cemaat ve AKP arasında birinci fay hattı İran konusu, ikinci fay hattı Kürt sorunu, üçüncüsü de asker konusudur.
- BDP ve PKK çok keskin şekilde taleplerini sununca AKP, geri adım attı ve Kürt açılımı adeta bir kadavraya dönüştü. Cemaat orada yardımlarla ve eğitimle ilgilenerek bu konuda AK Parti'den daha başarılı oldu.
- Referandumun siyasi ve sosyolojik hatları Kılıçdaroğlu'nun liderliğini sınayacak. İkinci konu BDP'nin bölgeye ne kadar hakim olduğunu ortaya çıkaracak.
- Hanefi Avcı'nın sağ kökenli, muhafazakar ve Türkiye'de polis istihbaratının oluşmasının mimarlarından biri... Böyle bir kitap yazıyorsa bu cemaati deşifre ediyor ve cemaat için sonun başlangıcı haline geliyor. Birçok kişi için bir silkinme ve soğuk duş etkisi yarattı. Türkiye'de okundukça daha büyük tartışmalara sebep olacak. Cemaat deşifre oldu.
Prof. Hakan Yavuz'la yaptığım söyleşinin ana hatları kabaca böyle... Bu söyleşinin tamamını www.mizikacilar.com adresinden izleyebilirsiniz.

http://www.aksam.com.tr/2010/09/06/yazar/18675/serdar_akinan/hakan_yavuz_un_gozunden_bir_turkiye_fotografi.html

Mardin'de korucu katliamı: ölü sayısı 44'e yükseldi

01:05 - Mazıdağı'na bağlı Bilge köyünde düğün törenine aynı aileden korucular tarafından düzenlenen silahlı saldırıda 44 kişinin öldüğü kaydedildi. Saldırıda 3 kişinin de ağır yaralı olduğu belirtildi. Saldırının eski köy muhtarı Cemil Çelebi'nin kızın ın düğün töreni sırasında gerçekleştiği öğrenildi. Silahlı saldırı olayının iki aile arasındaki husumetten kaynaklandığı öne sürüldü. 05.05.2009

Kastamonu'nun Devrekani ilçesinde yengesi ve yengesinin annesini öldüren şahıs, abisi ve yengesinin kardeşini de yaraladı.

06 Mayıs 2009 23:06

İddiaya göre, 27 yaşındaki İzzet B, Devrekani ilçesine bağlı Balabanlar köyünde, henüz belirlenemeyen bir nedenle yengesi Selma B. ve yengesinin annesi Mahiye Tavil'i av tüfeğiyle vurarak öldürdü.

İzzet B, daha sonra Seydiler ilçesine giderek, yengesinin kardeşi Yunus Tavil'i yaraladı. Olayda araya girmek isteyen ağabeyi Mahir B. de hafif yaralandı
haber7


Akıllara durgunluk veren vahşet!

İzmir'de dün gece akıllara durgunluk veren bir kardeş vahşeti yaşandı. M.Ş. (adlı) kişinin, öz ablasını ve yeğenini öldürürken yaptıkları;'bunu yapan insan olamaz' dedirtti.16 Aralık 2008 17:24

İzmir'de dün gece yaşanan olayda M.Ş. (26) adlı kişi, ablasını parçalara ayırıp yeğenini de boğazını keserek öldürdü. Zanlı, olaydan sonra üstünü değiştererek karakola teslim oldu.

Zanlı, olaydan sonra üstünü değiştererek karakola teslim oldu. Girdiği şokun etkisiyle polislere ne olduğunu söyleyemeyen zanlı, kendisine verilen kağıda evin adresini yazarak olayı anlatmaya çalıştı.

Olay, dün gece saat 23.30 sularında, Balçova ilçesi Sakarya Caddesi, Timurlenk Sokak 37 numarada meydana geldi. Erzincan'da berber dükkanı bulunan M.Ş., Kurban Bayramı öncesi işyerini kapatarak İzmir'deki ablalarının yanına geldi. Yanında bin YTL bulunan M.Ş., ablası Naime Akagündüz (40), onun oğulları Abdullah Akagündüz (13) ve Burak Akagündüz (18), diğer ablası Sebile S., onun eşi ve çocuğunun bulunduğu evde kalmaya başladı. İddiaya göre M.Ş., evde kaldığı süre boyunca cebinden para eksildiğini iddia ederek, ablası Naime Akagündüz'ün oğlu, Vali Kutlu Aktaş İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi Abdullah'ın almış olabileceği şüphesine kapılarak tartakladı. Bunun üzerine 7 Aralık tarihinde Abdullah'ın kahvehanede çalışan ağabeyi Burak Akagündüz, bir arkadaşını da yanına alarak öz dayısı olan M.Ş.'yi evin girişinde yakaladı. Kardeşini neden dövdüğünü soran Akagündüz, arkadaşıyla birlikte dayısını tartakladı. Bunun üzerine olay yerine polis geldi ve tarafları karakola götürdü. Zanlı M.Ş., polise verdiği ifadede yeğeni Abdullah'ın, cebinden para aldığından şüphelendiğini ve o yüzden kızdığını, diğer yeğeni Burak'ın bir arkadaşıyla kendisini tartakladığını iddia etti.

Taraflar arasındaki gerginlik, Naime Akagündüz'ün aynı evde oturan diğer kızkardeşi Sebile Süren ve aile bireylerinin araya girmesiyle tatlıya bağlandı ve zanlı M.Ş., yeniden ablalarıyla kalmaya devam etti.
Vahşet ise 15 Aralık saat 23.00 sularında yaşandı. Ablası Naime ve yeğeni Abdullah'ın evde bulunduğu sırada M.Ş. ile iki kişi arasında tartışma çıktı. Tartışma sonrası M.Ş.'nin cinnet geçirerek ablasını bıçakla öldürdükten sonra parçalara ayırdığı, yeğenini de boğazını keserek öldürdüğü ileri sürüldü. Polis, banyoda Naime Akagündüz'ün parçalanmış cesedini buldu. Abdullah'ın cesedini inceleyen polis, boğazının kesilerek öldürüldüğünü belirledi.

Olay sonrası şoka girdiği ileri sürülen zanlı M.Ş.'nin önce kanlı elbiselerini değiştirdiği, sonra Balçova Merkez Polis Karakolu'na gittiği öğrenildi. Karakolda konuşamadığı, görevli polislerin dilsiz zannederek kalem ve kağıt verdiği ortaya çıktı. M.Ş.'nin, kağıda sadece evin adresini yazdığı, polislerin, "Burada ne var? Ölü mü var?" şeklindeki sorularını da başını "Evet" anlamında sallayarak cevapladığı belirtildi. Bunun üzerine polis ekipleri, zanlı M.Ş. ile birlikte eve giderek korkunç manzarayla karşılaştı.

Gözaltına alındıktan sonra Cinayet Büro Amirliği ekiplerine teslim edilen zanlı M.Ş., doktor raporu için İzmir Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Buradaki görevli doktorlar, M.Ş.'yi psikiyatri uzmanına sevk etti. Olay sonrası tek kelime konuşmayan zanlı, psikiyatri uzmanları tarafından Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. M.Ş.'nin, savcılığın talimatıyla tutuklu olarak hastaneye götürüleceği belirtildi.

Cinayet masası dedektifleri, yaptıkları araştırmada olay sırasında evde M.Ş. ile birlikte öldürülen abla Naime ve yeğen Abdullah'ın olduğunu, diğer ablası Sebile S. ve eşininse bulunmadığını belirledi. Öldürülen Naime Akagündüz'ün büyük oğlu Burak'ın da çalıştığı kahvehanede olduğu ortaya çıktı. Kardeşi tarafından öldürülen Akagündüz'ün bir simitçide çalıştığı, kızkardeşi Sebile ve kocası Ercan'la aynı evi paylaştığı, eşi Hüseyin Akagündüz'ün ise eve fazla uğramadığı öğrenildi. Olay sonrası cesetler, incelenmek üzere adli tıbba kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Mahkemece Tutuklandı

İzmir'in Balçova ilçesinde ablasını ve yeğenini öldürdüğü iddiasıyla adliyeye sevk edilen zanlı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

haber7

Karnındaki bebeğe kurşun sıktı

Bursa'da maddi sıkıntı içinde olan sara hastası bir kadın, karnındaki bebeğini bakamayacağı endişesiyle tabancayla vurarak öldürdü.15 Aralık 2008 16:18

Olay, Millet Mahallesi Muğla Sokak'ta meydana geldi. 10 aylık bir bebeği olan Zülbiye P., 6 ay önce yeniden hamile kaldı. Sara hastası olan ve iddiaya göre ikinci çocuğuna bakamayacağı endişesiyle bunalıma giren kadın, tabancayı karnına dayayıp bir el ateş etti.

Kanlar içinde kalan Zülbiye P., yakınları tarafından Şevket Yılmaz Hastanesi'ne kaldırıldı. Hemen ameliyata alınan genç kadının karnındaki bebek çıkarıldı. Kurşunun karnına isabet ettiği belirtilen 6 aylık kız bebek kurtarılamazken, ağır yaralı anne yoğun bakımda tedavi altına alındı.

haber7

Hamile kadına biber gazlı gasp

Bursa'da 6 aylık hamile kadının evine zorla giren 2 kişi, bayanı darp ederek yüzüğünü çaldı.15 Aralık 2008 22:36

Hamile kadına biber gazı da sıkan şahıslar kaçmayı başarırken, yaralanan kadın ve olaydan etkilenen 2 çocuğu hastaneye kaldırıldı.
haber7

Yol kesip 80 bin YTL gaspettiler

Çorum'da yol kesen kimliği belirsiz kişiler, durdurdukları araçtan silah zoruyla 80 bin YTL'yi gasp ederek kayıplara karıştı.15 Aralık 2008 18:45


Alınan bilgiye göre, Çorum'da bir yem fabrikasında pazarlamacı olarak çalışan F.İ., Uğurludağ ilçesindeki başka bir yem fabrikasına şirketi adına para tahsilatı yapmaya gitti. Fabrikadan 80 bin YTL alan pazarlamacı, kendi kullandığı özel araç ile saat 16.00 sıralarında Çorum'a dönmek için yola çıktı.

Uğurludağ-Çorum karayolunun 20'nci kilometresinde Kumçeltiği köyü yakınlarına geldiğinde plakası alınamayan krem renkli Renault marka ile araç ile yolu kesildi. Araçta bulunan 4 kişi, F.İ.'nin otomobilinin ön camını kırarak durdurdu. Kimliği belirsiz şahıslar silah zoruyla pazarlamacının tahsilattan aldığı 80 bin YTL'yi ve cep telefonunu gasp ederek kayıplara karıştı.
haber7

Baba ve kızı ölü bulundu

Adana'da baba ve kızı evlerinde ölü bulundu. İlk incelemede, baba ve kızının iple boğularak öldürüldükleri belirlendi.
15 Aralık 2008 15:36
Emek Mahallesi'nde bir apartmanda oturan Mısto Köroğlu (80) ile kızı emekli öğretmen Hatice Köroğlu'ndan (60) haber alamayan komşuları, durumu polise bildirdi.

İhbar üzerine olay yerine gelen güvenlik güçleri, evin kapısını çilingir yardımıyla açtı. Ekipler, baba ve kızın ayrı odalardaki cesetleriyle karşılaştı.

İlk incelemede, baba ve kızının iple boğularak öldürüldükleri belirlendi
haber7

Muğla'da iki çocuk alkol komasında

Muğla Fethiye'de alkol komasına giren 11 ve 15 yalarındaki iki kardeş hastaneye kaldırıldı. Çocuklar yapılan muayenelerinde 500 promil alkollü çıktı.12 Aralık 2008 00:12


Edinilen bilgiye göre İ.A.Ş. (15) ve B.Ş.(11) isimli iki kardeş, sabah saatlerinde arkadaşlarının evine giderek alkol almaya başladı. Ailelerinden habersiz arkadaşlarının evinde giden çocuklar, 3 büyük şişe alkolü bitirdikten sonra evlerine geri döndü. Eve gelir gelmez rahatsızlanan çocuklar 112 Acil Servis ambulansıyla Fethiye Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Alkol komasına girdikleri belirlenen çocukların mideleri yıkandıktan sonra serum takılarak yoğun bakıma alındı. Çocukların ikisinin de hayati tehlikelerinin devam ettiği bildirildi. Kardeşin her birinin 500 promil alkollü olduğu açıklandı.

Uzmanlar, 500 promil alkol alındığı zaman nefesin durmasına neden olacağını belirtirken, iki kardeşin alkol seviyesinin en üst sınırına çıktıklarını, buna yetişkin bir insanın dahi dayanamayacağına dikkat çektiler.
haber7

El Öpmeye Gittiler Tecavüz Ettiler
12 Aralık 2008 18:22

Aksaray'da bayram ziyaretine gelmiş gibi kapıyı çaldılar. İçeri dalıp kadına döve döve tecavüz ettiler ve parasını gasp ettiler... Hem de bunları 3 çocuk yaptı...

Aksaray'da 14 ve 15 yaşlarındaki 3 çocuk, Kurban Bayramı'nda el öpme bahanesiyle kapısını çaldıkları 46 yaşındaki A.K.'yi, önce dövdü, sonra tecavüz edip, bin YTL'sini gasp etti. Şüpheliler kaçtıkları Ankara'da polis tarafından yakalandı.

İddiaya göre, 3 genç el öpme bahanesiye A.K.'nin evine gitti. A.K., üç çocuğa kapıyı açmadı. Evden ayrılan üç kafadar kısa bir süre sonra tekrar A.K.'nin evine gitti. Yeniden zile basan zanlılar, kadının kapıyı aralaması üzerine zorla içeri girdi.



DÖVE DÖVE TECAVÜZ

Vatan'a göre; Talihsiz kadını döven 3 arkadaş, A.K.'ye sırayla tecavüz etti. A.K.'yi yeniden döven zanlılar çantasındaki bin YTL'yi ve evde bulunan av tüfeğini aldıktan sonra evden ayrıldı. Bir kaç saat sonra kendine gelen A.K., komşusundan yardım isteyerek, durumu polise bildirdi. A.K., Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.

SUÇLAMALARI KABUL ETTİLER

Asayiş Şubesi Cinayet ve Gasp Bürosu polisi, yaptığı incelemenin ardından 3 şüphelinin otobüsle Ankara'ya gittiklerini belirledi. 3 çocuk Ankara polisinin çalışması sonucu dün yakalanarak Aksaray'a getirildi. Gözaltına alınan A.U., E.U. ve İ.B., sorgularında tüm suçlamaları kabul ettiklerini belirterek, olayı ayrıntılarıyla anlattı. Adliyeye sevk edilen A.U., E.U. ve İ.B., nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak Aksaray E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konuldu.

KOMŞU KORKUDAN YARDIM ETMEDİ

A.K.'nin komşusu, olayı duyduğunu ancak korkusundan dışarı çıkamadığını belirterek, "A.K., 4 yıldır mahallemizdeki tek katlı evde oturuyordu. Çocuğu olmamış. Kocasından 4 yıl önce ayrılmış ve mahallemize taşınmıştı. Gece, A.K.'nin evinden çığlıklar geldi. Korktuğum için dışarı çıkamadım. Sonra sesler kesildi. Saat 02.00 sıralarında kapım çaldı. A.K., çırılçıplak karşımdaydı. Hemen içeri aldım. Vücudu mosmordu. Her yerine vurmuşlardı. Isırık izleri vardı. Islaktı. Tecavüze uğradığını söyledi. Polisi aradık" dedi.

YALNIZ YAŞADIĞINI BİLİYORLARMIŞ

Polis yetkilileri, A.U., E.U. ve İ.B.'nin öğrenci olmadıklarını, A.U ve E.U.'nun babasının seyyar kokoreçcilik yaptığını, İ.B.'nin babasının çalışmadığını, 3 arkadaşın A.K.'nin yalnız yaşadığını önceden bildiklerini söyledi.
aktifhaber

Eşi istedi diye babasını ölüme terketti

Karabük'ün Eskipazar ilçesinde bir kişi, yaşlı babasını idrarını altına kaçırdığı iddiası ile ormanlık alana bıraktı. Torunun dedesini merakı bir aile faciasını ortaya çıkardı.06 Aralık 2008 22:20


Karabük'ün Eskipazar ilçesinde, ormana bırakarak yaşlı babasının ölümüne neden olduğu iddia edilen kişi tutuklandı.

İddiaya göre, 3 gün önce eşinin kendilerinde kalan babası Ali Uğur'un (80) idrarını kaçırdığını belirtmesi üzerine Metin Uğur, yaşlı adamı Yalakkuz mevkindeki ormanlık alana bıraktı.

Torunu Mustafa Uğur'un evlerine telefon ederek dedesi ile görüşmek istemesi üzerine Metin Uğur, oğluna dedesinin dışarıda olduğunu belirtti. Mahalle muhtarına giderek babasını ormanlık alana bıraktığını ve pişman olduğunu anlatan Metin Uğur, Ali Uğur'u bıraktığı yerden almaya gitmeyi teklif etti.

Muhtar ve mahalle sakinlerinin aramalarına rağmen Ali Uğur bulunamadı. Daha sonra, aynı alanda aramayı sürdüren Ali Uğur'un yakınları yaşlı adamın cesedini buldu.

Durumun jandarmaya bildirilmesi üzerine gözaltına alınan Metin Uğur, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Yaşlı adamın cesedi, otopsi için Adli Tıp Kurumuna gönderildi.
haber7

Tecavüz edilip öldürülen kadının katilleri ele geçti! Tüyler ürperten cinayet, lastik izlerinden çözüldü


10 Aralık 2008 Bursa'da, arife gecesi cinsel ilişkiye girdikleri 51 yaşındaki kadını, para ve cep telefonunu gasp ettikten sonra 33 yerinden bıçaklayarak öldürdükleri iddia edilen 3 kişi, olay yerindeki otomobilin lastik izlerinden yola çıkan polis tarafından yakalandı. Yaşlı kadını, en son ilişkiye giren komşusunun ereksiyon olamayınca sinirlenip bıçaklamaya başladığı, diğer 2 arkadaşının da ona yardım ettiği iddia edildi.
Emniyet Müdürlüğü'nden yayınlanan açıklamaya göre, B.E. (28), R.A. (29) ve H.E. (29), arife gecesi, T.K'yi (51) Yavuzselim Mahallesi'ndeki evinden gezme bahanesiyle araçlarına bindirip, Orhaneli yolunda Misi köyü arkasındaki çamlığa götürdü. Sırayla ilişkiye girdikleri kadını daha sonra 33 yerinden bıçaklayan alkollü 3 kişi, boynunu kestikleri cesedi ormana atıp sırra kadem bastı.

netgazete

Öz kızını öldürmekten tutuklandı
Büyükçekmece'deki evinde kızını boğarak öldürdüğü iddiasıyla adliyeye sevk edilen anne tutuklandı.25 Kasım 2008 22:44


Gürpınar Adnan Kahveci Mahallesi Emincan Sitesi'ndeki dairede 18 Kasım'da, 11 yaşındaki kızı Beste U'yu boğarak öldürdüğü öne sürülen Belgin U, bugün çıkarıldığı Büyükçekmece Adliyesinde Cumhuriyet savcısınca sorgulandı.

Belgin U, sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
haber7

Olay Kız Başak İlk Kez Konuştu
27 Mayıs 2008 15:53

Annesi, Prof. Dr. Ayşe Olcay Tiryaki'nin boğazını keserek öldüren Başak Aydıntuğ ilk duruşmasına çıktı. Onun ve tanıkların anlattıkları çok ama çok ilginçti..

Aydıntuğ'un yargılanmasına Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde başlandı. Duruşmaya, tutuklu sanık Aydıntuğ, avukatları Mehmet Bülent Akçamete ve Gözde Çağlayan ile Tiryaki'nin annesi Naciye Lütfiye Kalabay'ın avukatı İsmail Aydos katıldı.

Mahkemenin başında sakin gözüken Aydıntuğ, annesinin ölüm gecesini anlattığı sırada heyecanlandı ve titremeye başladı. Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Berber'in izni üzerine genç kız, ayakta vermeye başladığı ifadesini oturarak sürdürdü.

Aydıntuğ sözlerine, daha önce verdiği ifadeleri değiştirmek istediğini bildirerek başladı. Olayın ardından vücudunda bulunan kesikler nedeniyle babasının kendisine ağrı kesici ilaç verdiğini bildiren Aydıntuğ, bu nedenle psikolojisinin o sırada ifade vermeye uygun olmadığını kaydetti.

Aydıntuğ'un mahkemede verdiği ifade şöyle:

''Lise 2. sınıftayken depresyondaydım. Lustral (antidepresan) kullanıyordum. O dönemlerde koşu için Anıttepe'ye gidiyordum. Orada adını bilmediğim biriyle karşılaştım. Bana, 'Adım önemli değil' diyordu. Beni, içinde bulunduğum ruhsal durumdan kurtarmak için geldiğini söylüyor ve telkinlerde bulunuyordu. Bugüne kadar da yanıma gelmeye devam eden şahıs, koşunun, hayatın bir provası, hayatın ise acı çekmek olduğunu anlatıyordu. Ben koşunun, vücudu güzelleştirdiğini de düşündüğüm için kalçalarımı tırmalayarak beni cezalandırdı. Annem, kalçamdaki kesikleri gördüğü zaman, ona bu kişiden bahsettim.''

-OLAY GECESİ-

Olay gecesi çalışmaya gideceğini söylediği annesinin kendisine inanmayarak ''Sürtük, Arnavut o...'' dediğini anlatan Aydıntuğ, ''Arnavut o.. sözüne çok sinirlendim. Çünkü annem ve anneannem ben daha lisede gözlüklü bir kızken bana, 'Şimdi hiçbir şey yapmıyorsun. Ama sen de baban gibi, babaannen gibi olacaksın' diyorlardı. Olay günü de aynı şekilde sözler söyledi'' diye konuştu.

Annesinin olay gecesindeki bu sözlerine karşılık vermediği için kendisini ''kutladığını'' anlatan Aydıntuğ, daha sonra kitaplarını almak üzere aşağı indiğini ve sonrasını hatırlamadığını kaydetti. Kendisini daha sonra merdiven başında otururken bulduğunu ifade eden genç kız, koşarken tanıştığı şahsı da ''annesinin yanında gördüğünü'' söyledi.

''Kendisini gören şahısla bir süre boğuştuklarını, boğazı dışında vücudunda bulunan yaraların da bu sırada olduğunu'' anlatan Aydıntuğ, ancak ''şahsın, kendisine zarar vermek istemediğini'' kaydetti.

Aydıntuğ, ''gördüklerinin ardından yaşayamayacağını ve ölmek istediğini dile getirmesi üzerine bu şahsın kendisine 'Rahatlamak için ne istiyorsan yap' dediğini ve intihar etmesi için bıçak verdiğini'' ifade ederek, ''Bıçakla boğazımı kesmeye çalıştım, ama derine batıramadım. Kan görünce, yapamayacağımı anladım'' dedi.

Ardından banyoya giderek dua etmeye başladığını kaydeden Aydıntuğ, ''(Şahıs)Bugüne kadar beni 4 kez cezalandırdı. Sonuncusunu da annemi öldürerek yaptı'' ifadesini kullandı.

-''KIZCAĞIZ ŞEFKATE SUSAMIŞTI''-

Mahkemede dinlenen tanıklardan Satı Döker, Başak'ın, ilk kez olaydan 6-7 ay önce çalıştırdığı kafeye geldiğini, ardından gelişlerini sıklaştırdığını anlattı. Başak'ın, kendisine ''Keşke sen benim annem olsan'', ''Evlenmek, çocuk sahibi olmak istiyorum. Ama babam nüfus cüzdanımı saklıyor'' şeklinde sözler söylediğini bildiren Döker, kızın anne ve babasının boşanmasından duyduğu üzüntüyü de kendisine anlattığını ifade etti. ''Kızcağız şefkate susamıştı. Bana 'Hala' diye hitap ediyordu'' diyen Döker, olaydan birkaç gün önce Başak'ın yanında yattığını belirtti.

Sözlerinin ardından kürsüden inen Satı Döker, Aydıntuğ'a, ''Canım seni çok seviyorum'' dedi.

-''KAZAYLA ÖLSEM DE KIZIM ANNE KATİLİ OLMASA''-

Tanık Şerife Gül Öz ise Ayşe Olcay Tiryaki ile sırdaş olduklarını ifade etti. Aydıntuğ'un, anne ve babasının boşanmasının sorumlusu olarak annesini gördüğünü anlatan Öz, kızın, boşanmanın ardından sık sık babaannesinde kalmaya başladığını belirtti.

Tiryaki'nin, Başak tarafından öldürülmekten duyduğu endişeyi kendisine açtığını bildiren Öz, ''Bir gün bana Başak'ın boğazını sıktığını, kızının çok güçlü olduğunu söyledi. Bu olaydan sonra odasının kapısını kilitlemeye başlamıştı. 'Başıma bir kaza gelip ölsem de kızım anne katili olmasa' diyordu'' şeklinde konuştu.

Kendisinin de kızları bulunduğunu bildiren Öz, Başak'ın, kızlarıyla küçükken arkadaş olduğunu, ancak büyüdükçe kızlarını fazla ''evcil'' gördüğü için onlardan uzaklaştığını anlattı.

-''BAŞAK'TAN 2-3 YILDIR ŞİKAYET EDİYORDU''-

Komşuları Ali Kaya Köymen ise Olcay Tiryaki'nin, son 2-3 yıldır kızından şikayet etmeye başladığını belirtti. Tiryaki'nin, Başak'ın ders çalışmadığından ve okula gitmediğinden yakındığını dile getiren Köymen, Tiryaki'nin ''Benim ölümüm normal olmayacak'' dediğini söyledi.

Köymen, Başak'ın, annesine, ''Seni öldüreceğim. Sonra da deli raporuyla, mirasını alacağım'' dediğini, annesinin ise bu sözlere, ''Yarın notere gidip bütün mirasımı Kızılay'a bağışlayacağım'' karşılığını verdiğini anlattı.

Tanık Asiye Lafçı ise uzun yıllardır Tiryaki'nin evine temizliğe gittiğini belirterek, bir keresinde Başak'ın, annesinin üstüne çıkarak, boğazını sıktığına şahit olduğunu kaydetti.

-BABA SEMİH AYDINTUĞ-

Duruşmada, Aydıntuğ'un babası Semih Aydıntuğ da dinlendi. Mahkeme Başkanı Berber'in, sanığın babası olması dolayısıyla tanıklık yapmaya ve yemin etmeye mecbur olmadığını hatırlattığı Semih Aydıntuğ, tanıklık yapacağını söyledi.

Eski eşinin agresif bir kişi olduğunu, kendisiyle sık sık tartıştığını anlatan Semih Aydıntuğ, Tiryaki'nin bir gün, tıp fakültesinin dekanlık koridorunda kendisine saldırdığını ifade etti.

Tiryaki'nin para vermediği Başak'a kendisinin para vermesine de kızdığını söyleyen Semih Aydıntuğ, ''Birçok kez kızıma, 'O...', 'Gene hangi erkeğin koynundan çıktın' gibi sözlerle hakaret ettiğini duydum'' diye konuştu.

Semih Aydıntuğ, kızının geçmişte birçok kez psikolojik tedavi gördüğünü de sözlerine ekledi.

Baba ve kızın, duruşma salonunda göz göze geldiklerinde birbirlerine tebessüm ettikleri görüldü.

Başka tanıkların da dinlendiği duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Berber, akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için genç kızın Numune Hastanesine sevk edilmesine, ayrıca geçmişte gördüğü psikolojik tedavilere ilişkin raporların istenmesine karar verildiğini açıkladı.

Duruşma, dosyadaki eksikliklerin tamamlanması için ertelendi.

İddianamede, Başak Aydıntuğ'un ''öz annesini kasten öldürmek'' suçundan, Türk Ceza Kanununun 82/1 (d) maddesi uyarınca ''ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına'' çarptırılması isteniyor.
aktifhaber

İzmir'de çöp bidonunda bebek cesedi

İzmir'in Buca ilçesinde bir çöp bidonunda bebek cesedi bulundu.
27 Mayıs 2008 21:56

Şirinyer semtinde saat 20.00 sıralarında, 331. Sokak girişindeki çöp bidonundaki naylon poşetin içerisindeki kazağın içine sarılmış bir bebek cesedi gören çöpçüler durumu polise bildirdi.

Olay yerine gelen polis ekiplerinin yaptığı incelemenin ardından, 1 günlük olduğu belirlenen ve göbek bağı düşmemiş kız bebeğin cesedi Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
haber7

Karşılıksız aşk cinayetine Tıbbiye'de acı tören
31 Mart 2008 Pazartesi

Şanlıurfa'da arkadaşlık teklifini kabul etmediği öğrenci tarafından öldürülen üniversite öğrencisi kız için okulunda anma töreni düzenlendi.
Harran Üniversitesi (HRÜ) Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu, Yenişehir Yerleşkesi morfoloji binasında yapılan törende, sözün bittiği yerde bulunduklarını belirtti.

Şanlıurfa'da 28 Mart Cuma günü, HRÜ Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Hüseyin Z, arkadaşlık teklifini kabul etmeyen, aynı okulun 3. sınıfında öğrenim gören Çağla Arin'i evindeki tartışma sırasında boğazından bıçaklayarak öldürmüştü. Araya giren genç kızın arkadaşı Seda Tunca'yı yaralayan Hüseyin Z, daha sonra intihara kalkışmıştı.
netgazete

Başkentte yol vermeme kavgası: 6 yaralı

Ankara'da 'yol vermeme' meselesi yüzünden iki grup arasında çıkan kavgada 6 kişi yaralandı.24 Kasım 2008 01:10

Edinilen bilgiye göre, Yenimahalle ilçesi Yakacık Mahallesi'nde trafikte 'yol vermeme' nedeniyle 2 otomobildeki grup arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine taraflar birbirlerine yanlarındaki sopalarla saldırdı. Kavgada yaralanan İsmail T., Alaaddin A., Mehmet T., Akın T., Soner S. ve Yener S., Dr. Abdurrahman Yurtarslan Ontoloji ve Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

57 yaşında toruna tacizden tutuklandı

İzmir'in Bornova ilçesinde, 2 torununa tacizde bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan 57 yaşındaki kişi, sevk edildiği adliyede tutuklandı.25 Kasım 2008 21:24

Alınan bilgiye göre, Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilen H.K, savcılık ifadesinden sonra tutuklanması talebiyle nöbetçi mahkemeye gönderildi. H.K, nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Bornova'da polise başvuran S.G, babası H.K'nın, 12 ve 13 yaşlarındaki çocuklarına cinsel tacizde bulunduğunu iddia etmişti.

Kızlarının yan binalarındaki dedeleri H.K'yı ziyarette gittiğini söyleyen S.G, gecikmeleri üzerine kontrole gittiğinde, çocuklarından birini dedesiyle birlikte yarı çıplak halde yatakta bulduğunu ileri sürmüştü.
haber7

''Aldatıldım'' diyerek, karısını ve kızını bıçakladı
16:50 - Konya'daki olay; saat 15.30 sıralarında merkez Meram ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, Erol K. (43) evdeyken eşi Lalezar K.'nın (35) telefonu çaldı. Lalezar K., telefonunun kimden geldiğini eşi Erol K.'ya söylemediği için tartışma çıktı. Çıkan tartışmanın ardından Erol K., "Sen ve kızın beni aldatıyorsunuz" diyerek ekmek bıçağıyla saldırdı. İlk önce eşini, daha sonra ise kızı Gülcan K.'yı (15) bıçaklayan Erol K., evden kaçtı. Yaralı anne ve kızı komşuları tarafından çağırılan ambulansla Konya Numune Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. 10.12.2008 KONYA
netgazete

Şişli'de barda kadın yüzünden kavga çıktı: 2 ölü

14 Aralık 2008 Pazar Şişli'de bir barda çıkan bıçaklı kavgada 2 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.
Alınan bilgiye göre, Elmadağ Cumhuriyet Caddesi üzerindeki Code-s barda, iki grup arasında tartışma çıktı. Büyüyerek barın dışına taşan ve bıçaklı kavgaya dönüşen olayda, Nur Göktaş ile Murat Çınar'ın öldüğü, İsmet Çınar, Cemal Sargın, Bekir Aksu ve Ayhan Aktaş'ın da yaralandığı Bbçak darbeleriyle ağır şekilde yaralanan Onur Göktaş hastaneye kaldırılmak istenirken, Murat Çınar (32) ise kaldırıldığı hastanede hayatların ı kaybettiler netgazete

2 tekne ve bir arabayı, macera olsun diye yaktılar
11:45 - Manavgat'ın Aşağı ve Yukarı Pazarcı mahallelerinde 5 ayrı noktada yangın çıktı. Bayram Uyar'a ait evin yan duvarında bulunan odun ve lastiklerin yakılması suretiyle başlayan yangın; evin içerisine sıçramadan söndürüldü. Aynı mahallede Ramazan Öz'e ait Ford kamyon, sahibinin yangını erken farketmesi üzerine sadece kasa üzerinde bulunan brandanın yanmasıyla kurtuldu. Yukarı Pazarcı Mahallesi'ndeki üçüncü olayda Ali Karacan'a ait otomobil, garajının içerisinde yakıldı. Otomobilin motor kısmı ve lastikleri yanarak kullanılamaz hale geldi. Yakalanan zanlıların, yangını çıkarttıklarını itiraf ettikleri 'Macera olsun diye yaktık' şeklinde konuştukları belirtildi. 14.12.2008 ANTALYA netgazete

Kızı Yaşındaki Öğrencisiyle Yakalandı
24 Haziran 2010
Adapazarı'nda Fen ve Teknoloji Dersi öğretmeni 37 yaşındaki Şuayip Aydın, 14 yaşındaki kız öğrencisi ile birlikte Sapanca Gölü'nde otomobil içerisinde yakalandı
Sapanca Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekip, 7 Haziran 2010 tarihinde göl kıyısında park halinde bulunan otomobilden şüphelenince kimlik kontrolü yaptı.

Kontrolde öğretmen 2 çocuk babası Şuayip Aydın’ın yanındaki kızın, aynı okulun 8'inci sınıfında öğrenim gören öğrencisi olduğu anlaşıldı. Çelişkili ifadeler verince, olay yeri jandarma bölgesi olduğu için öğretmen ve kız öğrenci jandarmaya teslim edildi. Jandarmaya getirilen kızın ailesi şikayetçi olunca öğretmen gözaltına alındı. Uzman pedagog tarafından ifadesi alınan küçük kızın, öğretmeni ile cep telefonu ile mesajlaştıklarını belirterek “Beni sevdiğini söylüyordu” dediği kaydedildi.

Jandarmadaki ifadesinde öğrencisi ile aralarında duygusal ilişki olduğunu söyleyen öğretmen Şuayip Aydın çıkartıldığı mahkemece ‘Çocuğun cinsel istismarı’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sakarya Milli Eğitim Müdürlüğü de olay üzerine ögretmen Şuayip Aydın'ı açığa aldı. aktifhaber

Tartıştığı adamı yol ortasında ateşe verdi!

27 Ağustos 2010 Mersin'in Tarsus ilçesinde bir kişi, cadde ortasında üzerine benzin dökülerek ateşe verildi. Alevler içinde kalan şahıs, sığındığı bir işyerinde vatandaşlar tarafından tamamen yanmaktan kurtarıldı.
Olay kentin en işlek Caddesi olan Atatürk Caddesi'nde meydana geldi. Alacak-verecek meselesi yüzünden Osman Güloğlu(55) ile Osman Ali T.(45) cadde ortasında tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle şahıslar birbirilerini yumruklamaya başladılar. Osman Ali T. üzerinde bulundurduğu benzin dolu pet şişeyi çıkarıp, Osman Güloğlu'nun üstüne dökerek, çakmağı çaktı. Alevler içinde kalan Güloğlu kalabalığın içinde koşup, kendini bir iş yerinin içine attı. İşyeri sahibi ve çevredeki vatandaşların müdahalesi ile Güloğlu tamamen yanmaktan kurtarıldı.netgazete

Çok parası vardır sandıkları dedeyi öldürmüşler
15:00 - Mersin'de yalnız yaşayan (77), bir hafta önce Adana'dan Çamlıyayla'ya gelirken aynı minibüste yanına oturan ve kız arkadaşını görmek için Çamlıyayla'ya gittiğini öğrendiği Ü.A. (18) ile sohbet etti. Ü.A, yaşlı adamla ilçede bulunduğu süre içinde görüşmesini sürdürdü. Rahmalaroğlu'nun evinde bir gün Ü.A. arkadaşı O.Y'yi çağırdı. Aralarında kavga çıkması üzerine yaşlı adamı bıçakla yaralayan zanlılar kaçtı. 06.09.2010 ÇAMLIYAYLA netgazete

Evde doğurup balkondan atmış

İstanbul'un göbeğinde kaldırımda doğup ölüme terk edildiği sanılan bebeği, annesinin balkondan attığı ortaya çıktı
15 Eylül 2010

Kağıthane'de, park halindeki kamyonetin altında yeni doğmuş bir bebeğin cesedi bulundu. Kaldırımdaki kan izleri ve bazı parçaları inceleyen polis, kız olduğu belirlenen bebeğin kaldırımda doğduktan sonra kamyonetin altına bırakıldığı ihtimali üzerinde duruyordu. Soruşturmayı genişleten polis bebeğin annesi olduğunu belirlediği F.U'yu gözaltına alırken, genç kadının doğurduğu bebeği balkondan attığı ortaya çıktı.Anne Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine götürdü.

İfadesinde, bekar olduğunu ve aylarca hamileliğini ailesinden gizlediğini ve sabaha karşı doğum yapınca panik yaparak bebeği balkondan attığını itiraf etti. F.U, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı. F.U'nun sevgilisi olduğu öne sürülen oto tamircisi Y.K'nın da ifadesine başvurulacağı öğrenildi. habertürk

Toplum fırıldak!
Yrd.Doç.Dr. İbrahim BAYKAN
17 Ekim 2010

Sakın; ülkemin doğru insanları yazının başlığına bakıp da bana alınmasınlar; bu başlık aşağıdaki olayların kahramanlarına aittir.
Unutmayalım ki; gördüğümüz ve duyduğumuz tüm bu yamuk işleri ne uzaylılar ne hayvanlar ne de bir başka ülkenin insanları gelip yapmadılar.

Alın size gördüğüm ve duyduğum yamukluklar:

*Aynı sitede oturan yüz on daireden üç sözde uyanık dairelerindeki yakıt peteklerini büyültüp daha konfor bir ısınma sağlıyorlar. Yani; ortak kullanımda komşularıyla aynı aidatı ödeyip farklı ısınıyorlar. Bu kişiler bana göre; bu davranışları ile her ay komşularının cebinden para çalmaktadırlar,

*Ülkemizin saygın bir üniversitesinde, öğretim üyesi bir profesörün yayınlarında yaptığı usulsüzlük; üniversitesine yazılı bildirildiğinde alınan yanıt hayli ilginç.”Adı geçen öğretim üyesi yanlış geleneklerin tekrarını yapmış olması nedeniyle hakkında soruşturma açmaya gerek görülmemiştir.” Alın size kurum korumasına ve dokunulmazlığa ait kötü bir örnek,

*Sahte doktora tezleri ile bu ülkede doktor, hatta profesör bile olunuyor. Tespit edildiğinde ya emekli olmaya zorlanıyor ya da başka bir üniversiteye atanması sağlanıyor,

*Üniversite bölüm başkanı bir profesöre; döner sermaye hesaplarında yaptığı yasa dışı işlerle ilgili soruşturma açılıyor; soruşturma sonucunda suçu sabit görülüyor ve maaşından para kesme cezası veriliyor. Sanki O kişi bunları hiç yapmamış gibi başka bir üniversiteye dekan atanarak, adeta ödüllendiriliyor,

*Bir üniversite profesörü tam dokuz dalda sanki uzmanmış gibi asistan destekli yüzlerce sayıda ve yalan rüzgârını aratmayan nitelikte makaleye adını yazıyor; Üniversitesi de bunu bir matahmış gibi akademik faaliyet listesine alıyor. O üniversite de yayın çokluğu ile öğünüyor, Biz de yazdığımız kitapta kaynakça gösterdiğimiz halde ürküttüğümüz fincancı katırlarının sahiplerince; intihal ile suçlanıp ihraç cezaları alıyoruz ve bunun için hukuk mücadelesi veriyoruz.

*Ülkemde trafik kazası oluyor; kurtulan yardım yerine yaralının cebini karıştırıyor,

*Askere gitmemek için bin bir türlü hile ile çürük raporu alınıyor; Hipokrat yemini yapan doktor da maalesef bunlara rapor veriyor,

*Ülkemde sel felaketi yaşanıyor bir kısım uyanık ganimet avına çıkıyor,

*Karı koca vatandaş; yakın ve uzak olmak üzere sağlık kurumuna dört adet gözlük yazdırıyor; bunun karşılığında gözlükçü ile anlaşıp kaliteli bir güneş gözlüğü alıyor,

*Kadın ölmüş babasının maaşını alabilmek için kocası ile anlaşarak boşanıyor ve yine aynı evi paylaşıp eskisinden daha mutlu yaşamaya devam ediyor,

*Huzur evlerine bırakılan birinci dereceden akrabalar; ekonomik krizin etkisiyle maaşları için oralardan tekrar yanlarına alınıyor. Kriz sonrası durumlarının ne olacağı belli değil,

*Seçim öncesi; herkes mevcut siyasi iktidardan şikâyet ediyor; sonuca bakıyorsunuz yine gelmiş. Sanırım bu; bir poşet erzakın kudreti,

*Şehirlerinden; bin bir umutlarla parlamentoya yollanan milletvekilleri; bir bakıyorsunuz milletin yerine liderinin vekili olmuş,

*Muhalefette iken birçok yanlışları düzelteceğini söyleyen siyasi partiler; iktidar olunca bunları düzeltmedikleri gibi; daha da yeni yanlışlar yaratarak bunlardan nemalanıyorlar. Muhalefet ise müşteri dağılmasın diye en ufak bir fırsatta erken seçim diye tutturuyor,
*Bazı seçimler tek adaylı oluyor; sıkıysa ikincisi çıksın. Bunun adına da utanmadan seçim deniyor. Seçilen de utanmadan seçildiğini zannediyor.

Tüm bunlara rağmen ülkemde doğru insanlar da var ve doğru işler de oluyor, oluyor da; maalesef üç yanlış da bir doğruyu götürüyor.

Habertaraf

Elazığ'da üniversite öğrencisi bir kişi, kontör yüzünden tartıştığı babasını çekiçle öldürdü
21 Ekim 2010
Doğukent Mahallesi 90. sokak 50 numarada yaşanan olayda; müstakil bir evde ailesiyle beraber yaşayan Ali Emrah Zelal (29), babasından cep telefonunu istedi. Baba Abdulkadir Zelal'in (67) kontörünün olmadığını söylemesi üzerine tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine odadan çıkan Ali Emrah Zelal, bu defa televizyon izlemek için odaya geri döndü. Yeniden ailesiyle tartışan Emrah Zelal, bir süre sonra odaya girerek uyuyan babasının kafasına çekiçle vurdu. Baba Zelal olay yerinde hayatını kaybetti. Zanlı olay yerinden kaçarak uzaklaştı. Polis ekipleri kaçan zanlıyı yakalamaya çalışıyor. habertaraf

Ailesi Sevdiği Kızı İstemeyince Evini Yaktı
25 Ekim 2010
Osmaniye'de bir genç, sevdiği kızın ailesi tarafından istenmemesi üzerine evlerini ateşe vererek kaçtı. Karaçay Mahallesi 8011 sokak 6 No'lu evden dün gece dumanların yükseldiğini gören mahalle sakinleri itfaiye ve polise haber verdi.
Olay yerine gelen ekipler, kısa sürede alevlerin sardığı ahşap evi söndürmek için çalışma başlattı. Yangın çevrede bulunan diğer evlere sıçramadan söndürüldü. Evin kundaklama sonucu yakıldığını belirleyen polis ekipleri çalışma başlattı.

Bu gün öğle saatlerinde İstiklal Mahallesi 50 sokak üzerinde yakalanan 17 yaşındaki Murat E., sevdiği kızla evlenmesine ailesinin karşı çıktığını belirterek, evlerini bu yüzden yaktığını söyledi. aktifhaber

Çocukların Bisiklet Kavgası: 1 Ölü 1 Yaralı
07 Aralık 2010
Adana'da çocuklar arasında çıkan bisiklet kavgasında, bir çocuk bıçaklanarak öldürüldü, kardeşi yaralandı.
Alınan bilgiye göre, Akkapı Mahallesi Akkapı Parkı'nda G.G (13), kardeşi Ş.G (12) ile M.C (14) ve A.Y (15) arasında bisiklet yüzünden tartışma çıktı. Tartışmanın kısa sürede kavgaya dönüşmesi üzerine G.G ile kardeşi Ş.G bıçakla yaralandı.

Adana Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan G.G, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kardeşi ise tedavi altına alındı. aktifhaber

Otomobiliyle Duvara Çarpti Sorumlu Tuttuğu Eşini Öldürdü
09 Ocak 2011
Kahramanmaraş'ta evinin bahçesindeki otomobilini geri viteste caddeye çıkarırken bahçe duvarına çarpan işçi Ayhan Çakır, kendisini yanlış yönlendirmek...
Kahramanmaraş'ta evinin bahçesindeki otomobilini geri viteste caddeye çıkarırken bahçe duvarına çarpan işçi Ayhan Çakır, kendisini yanlış yönlendirmekle suçlayıp, tartıştığı eşi Ayşe Çakır'ı av tüfeğiyle öldürdü, kızı Fatma Çakır'ı yaraladı. aktifhaber

Mersin’de Lise 2 Öğrencisi Ölü Bulundu
Mersin’de lise öğrencisi 17 yaşındaki bir erkek ile 16 yaşındaki kız portakal bahçesinde başlarından vurularak öldürülmüş halde bulundu.
Alınan bilgiye göre, merkez Yenişehir İlçesi Menteş Mahallesi Okan Merzeci Bulvarı üzerindeki bahçeye giren bir kişi portakal ağaçları altında iki ceset görerek polise haber verdi. Olay yerine gelen polisler güvenlik çemberine aldı. Olay yerine vatandaşların girmesini engelleyen polislerin yaptığı araştırma sonucu başlarından vurularak öldürülen cesetlerden birinin dün polis memuru olan babasına ait beylik silahını alarak ortadan kaybolan Şevket Pozcu Lisesi 2'nci sınıf öğrencisi Tuğba Gül Ateş (16), diğerinin ise Denizcilik Lisesi 3'ncü sınıf öğrencisi Hüseyin Akdoğan (17) olduğu belirlendi. aktithaber

'Eğlence olsun' diye 7 kurşun, 3 yaralı
31/07/2011

Eskişehir'de, eğlence olsun diye, yoldan geçen 3 kişiyi, apartmanın 7. katından dürbünlü havalı tüfekle ateş ederek yaraladığı iddia edilen 3 zanlıdan 2'si, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Hayriye Mahallesi Sakarya 1. Caddesi’nde yolda yürüyen Aylin Y. (32), Senem A, (58) ile Zeki Y’yi (31), havalı tüfekle vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandıkları iddia edilen şüpheliler, Kadir K. (23), Ali Deniz A. (22) ile üniversite öğrencisi Meltem Ş. (21) emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. Radikal

Şüphelilerden, Kadir K. ile Ali Deniz A, çıkarıldıkları mahkemece "kasten dürbünlü havalı tüfekle hedef gözeterek adam öldürmeye tam teşebbüs ve uyuşturucu bulundurma" suçunu işledikleri iddiasıyla tutuklandı.


En son Ekim tarafından Çrş May 06, 2009 11:12 pm tarihinde değiştirildi, toplam 3 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Sal Arl 16, 2008 10:36 pm    Mesaj konusu: Küçükçekmece'de cinayet Alıntıyla Cevap Gönder

Ankara'da 7 üniversite öğrencisi yılbaşı partisinde öldü

Ankara'nın Çankaya ilçesi Birlik Mahallesi'nde, 7 üniversite öğrencisi, karbonmonoksit zehirlenmesinden hayatını kaybetti.
01 Ocak 2009

Çankaya ilçesi Birlik Mahallesi'nde yeni yıl kutlamasına katılan 7 üniversite öğrencisi, karbonmonoksit gazından zehirlenerek, yaşamını yitirdi.

Birlik Mahallesi 409'uncu Sokak'ta oturan Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Özgür Turan Atila (18), evinde, aynı üniversiteden 6 arkadaşına yeni yıl partisi verdi.

Evin kombisinden çıkan ve bacadaki tıkanma nedeniyle geri tepen karbonmonoksit gazından zehirlenen 7 öğrenci, yaşamını yitirdi.

Özgür Turan Atila'nın halası Gonca Arıkök, Atila'nın telefonuna cevap vermemesi nedeniyle durumdan şüphelenerek, eve geldi. Kapısı, polisler eşliğinde çilingire açtırılarak girilen evin salon ve odalarında öğrencilerin cesetleri bulundu.

Yaşamını yitiren öğrencilerden kimliği belirlenenlerin Büşra Bek, Elif Koyuncuoğlu, Oğuzhan Tozburun ve Tarık Şükrü Yılmaz olduğu anlaşıldı. İki öğrencinin kimliği ise henüz belirlenemedi.

Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü ekipleri evde çalışma başlattı.

Özgür Turan Atila'nın babasının İzmir'de yerel bir gazetede çalıştığı, Özgür Atila ile kalan annesinin de yılbaşı nedeniyle İzmir'e gittiği öğrenildi.

Bu arada, öğrencilerin kaldığı apartmanın en üst katında kalan bir ailenin gece saatlerinde karbonmonoksit gazından zehirlendiklerini farkederek, İbni Sina Hastanesi'nde tedavi altına alındıkları öğrenildi.
haber7

Miras için ailesinden 8 kişiyi öldürdü, 80 yıl yatacak
11:45 - Afyonkarahisar'ın Şuhut ilçesine bağlı Karacaören beldesinde, miras yüzünden meydana gelen olayda, geçen yıl 8 yakınını pompalı tüfekle öldüren Ömer Taşçı, 80 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Babaları hayatta olan ancak dedelerinden kalan iki evin paylaşılmasında anlaşmazlığa düşen Ömer Taşçı (49) Ömer Taşçı, pompalı tüfekle kardeşinin kayınvalidesi Ayşe Ertan (65), oğlu Kemal Ertan (45), gelini Hatice Ertan (38) ile torunu Ayşe Ertan'ı (12) traktör üzerinde öldürdü. Daha sonra 300 metre ilerideki kardeşinin bahçesine giden Ömer Taşçı, bu sefer kardeşi Ahmet Taşçı (45) ile eşi Hesna Taşçı (42), yeğenleri Handan (19) ve Mahmut Taşçı'yı (7) pompalı tüfeğiyle öldürmüştü. 05.01.2009 AFYONKARAHİSAR - netgazete


Kısa yoldan zengin olmak için iki arkadaşının adına çıkarttığı sahte kimliklerle bankalardan 100 bin YTL kredi çeken genç, durumu fark eden arkadaşını öldürüp cesedini parçalara ayırdı. Cinayete yardım eden alacaklısını ise 4 kurşunla susturdu


ADANA
Adana'da, Jeoloji Mühendisliği eğitimi alan Mehmet Ali Ö, kardeşinin kimliğiyle Kuzey Irak'taki ABD üslerinde çalıştıktan sonra kısadan zengin olma hayaline kapılarak Türkiye'ye döndü. Amacına ulaşmak için 'bankalardan kredi kartı dolandırıcılığını' kendine yöntem olarak seçen Mehmet Ali Ö, liseden arkadaşları Mustafa Kılınç ile Fatih Hızlısoy'un şahsi bilgilerini kullanarak adlarına sahte nüfus cüzdanları çıkarttı. Bankalara giderek kredi kartı almak isteyen zanlı, limitler düşük çıkıp emeline ulaşamayınca bu kez üniversiteden bir arkadaşının kasap olan ağabeyi Cem Altunbaş'tan yüksek faizle toplam 80 bin YTL borç aldı. Paraları sahte kimlikteki iki hesaba yatıran zanlı, bu yolla 4 bankadan 100 bin TL kredi çekti, ardından hesaplardaki para ve kredi kartlarının limitlerini kullandı.
Kısa bir süre sonra Kılınç durumu fark edip kendisini 'polise gitmek'le tehdit etti. Arkadaşına ara ara sus payı vermeye başlayan zanlı, durumu suç ortağı Altunbaş'a anlattı. Kılınç'ı arkadaşının çiftliğine çağıran zanlı, genci kafasına vurduğu tüfeğin dipçiğiyle öldürdü. Cesedini de Altunbaş ile 3 parçaya ayıran zanlı, maktulü bir çuvala koyarak çiftliğin bahçesine gömdü. Kılınç'ın ortadan kaybolması üzerine polisin olayı çözmesinden korkuya kapılan zanlı, cinayetin tek görgü tanığı Altunbaş'ı da çiftlik evinde uyurken 4 el ateş ederek öldürdü. 14 Nisan'da yakalanan Mehmet Ali Ö. sorgusunda, cesetlerin gömüldüğü bahçedeki 3 ayrı yeri gösterdi. Özel eğitimli köpeklerin bulduğu bir çuvaldan ise tanınmayacak haldeki Kılınç'ın cesedi bulundu. Savcı, sanık hakkında açtığı davada 1. cinayetten ağırlaştırılmış, 2.'sinden ömür boyu hapis , banka dolandırıcılığından da toplam 56 yıl hapis cezası istedi.


06.01.2009
Yeni Şafak
Üniversiteli anne bebeğini ormana attı
04.01.2009 - 18:03

AMASYA - İzmir'de tecavüz sonucu dünyaya getirdiği bebeğini ormana terk ederek ölümüne neden olduğu öne sürülen üniversite öğrencisi kadın, Amasya'da gözaltına alındı.

Edinilen bilgiye göre, 25 Ağustosta İzmir'in Buca ilçesi Belenbaşı köyündeki ormanlık alanda 2 günlük erkek bebeğin cesedinin bulunmasıyla ilgili soruşturma kapsamında, bebeği üniversite öğrencisi 27 yaşındaki S.Ç'nin terk ettiği belirlendi.
gazeteport

DOKTORUN SIR ÖLÜMÜ
3 Ocak 2009 08:01
Ünlü kadın hastalıkları uzmanı Dr. Reyhan Neslihanoğlu, Ümraniye'deki evinde ölü bulundu. Polis, evde bulunan 3 sigara izmariti ve deprasyon haplarını incelemeye aldı
Ümraniye Medicana Hastanesi'nde kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olarak çalışan 35 yaşındaki Reyhan Neslihanoğlu'ndan haber alamayan yakınları, 1 Ocak gecesi, Antrium Residance sitesi 2. blok 7. kattaki evine gitti. Güvenlik görevlilerinin kapısını açtığı dairenin girişinde ünlü doktorun sırt üstü yatan cesedi ile karşılaştı.

EVDE BOĞUŞMA İZİ YOK

Olay yerine gelen polis , evdeki iki cep telefonu, yarısına kadar dolu şarap kadehi ve kül tablasındaki üç sigara izmariti ile mutfak tezgahında bulunan bir kutu antidepresan ilacı incelenmek üzere el koydu. Evde herhangi bir boğuşma izine rastlamayan polis, cesedin ağzından gelen kırmızı renkli maddeden örnekler aldı. Kadın doktorun vücudunda darp ve yara izine rastlanmadı. Savcılık doktorun ölüm nedenini belirlenmesi için cesedi Adli Tıp'a gönderdi. Bir yıl önce Ankara'da muayenesini kapatarak İstanbul'a yerleştiği öğrenilen Neslihanoğlu'nun, 4 yıl önce eşinden boşandığı ancak neşeli ve sorunsuz bir hayat yaşadığı öğrenildi

yenişafak

Sokak ortasında oğlunu öldürdü

ORDU'da, 65 yaşındaki Şahin Atasever, sokak ortasında tartıştığı oğlu 36 yaşındaki Bülent Atasever'i ruhsatsız tabancasıyla öldürdü. Evlat katili olan Atasever, daha sonra polise giderek teslim oldu.
Olay, bugün saat 17.00 sıralarında, Zübeyde Hanım Caddesi, Köprübaşı Mevkii'nde meydana geldi. Şahin Atasever, henüz bilinmeyen bir nedenle oğlu Bülent Atasever ile sokak ortasında tartışmaya başladı. Birbirlerine bağırıp hakaretler eden baba- oğlun tartışması sırasında sinirlenen Şahin Atasever, üzerinde taşıdığı ruhsatsız tabancasını çekerek ateş etmeye başladı. Ayağına isabet eden mermi nedeniyle yaralanıp yere düşen oğlunun yanına gelen Şahin Atasever, oğlunun vücuduna 5 kez daha ateş etti. Bülent Atasever olay yerinde hayatını kaybetti. Cinayette kullandığı silahla kaçan Şahin Atasever, kısa süre sonra polise giderek teslim oldu
milliyet

Evi terk eden eşine kurşun yağdırdı...
27.12.2008 18:11:06

Iğdır Belediyesi'nde işçi olarak çalışan Ali Sakinci, iki gün önce tartıştığı eşinin evi terk etmesi üzerine dehşet saçtı. Geri dönmesini istediği eşi Nevin Sakinci ile kayın validesinin evinde kavga eden Ali Sakinci, ruhsatsız tabacasıyla 11 yıllık eşi Nevin Sakinci ve kayınvalidesi Ülkü Çırağ'ı öldürdü. Baldızını da yaralayan Sakinci, daha sonra kendini vurarak yaşamına son verdi.

KanalD

Barışmaya yanaşmayan eşini öldürdü

Aydın'ın Söke ilçesinde bir kişi, ayrı yaşadığı karısını bıçaklayarak öldürdü.27 Aralık 2008 19:10

Edinilen bilgiye göre, Söke'nin Yenidoğan beldesindeki TOKİ evlerine gelen B.B. (25), arkadaşının annesi Emel Yöntem (46) ile birlikte bulduğu Sema B'ye (22), yeniden bir araya gelmeyi önerdi. Bu sırada başlayan tartışmanın kısa sürede kavgaya dönüşmesi üzerine B.B, karısını bıçakladı.
haber7

İnternette tanıştı tecavüze uğradı

Bursa'da, 14 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz ettikleri öne sürülen 3 kişi nöbetçi mahkemece tutuklandı.27 Aralık 2008 01:26


İlköğretim okulu 8. sınıf öğrencisi A.G, bir süre önce babasından ayrılan annesi Şebnem G'ye giderek, bir internet kafede tanıştığı S.S'nin kendisine Cumalıkızık Mahallesi'ndeki ormanlık alanda tecavüz ettiğini söyledi.

Şebnem G'nin durumu boşandığı eşi Gökhan G'ye bildirmesinin ardından, bu kişi kızıyla Bursa Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğüne başvurdu.

Küçük kız polise verdiği ifadesinde, S.S'nin dışında yine internette tanıştığı S.S. ve onun arkadaşı S.C'nin de kendisine tecavüz ettiklerini, olayı kimseye söylememesi için bu kişilerce tehdit edildiğini bildirdi.

A.G'nin ifadesi doğrultusunda harekete geçen güvenlik güçleri, S.S, S.C. ve S.S'yi gözaltına aldı.

haber7

Cenazede gözyaşı döktü, katil çıktı

Bursa'da boğularak öldürülen yaşlı kadının katili olarak genç akrabası tutuklandı. Gencin, öldürdüğü kadının cenazesinde gözyaşı döktüğü öğrenildi.28 Aralık 2008 19:23


Bursa'da geçtiğimiz ay boğularak öldürülen ve ziynet eşyaları çalınan yaşlı kadının katil zanlısı oldukları gerekçesiyle 2 kişi yakalandı. Alınan bilgiye göre, Yıldırım ilçesi Millet mahallesi, Aras sokak üzerinde oturan 81 yaşındaki Fatma Aktaş isimli yaşlı kadının akrabası Dursun İ. (28), arkadaşı Baran D.'ye (30) akrabasını ziyaret etmek istediğini söyledi. Yaşlı kadının evine giren Dursun İ., Fatma Aktaş ile bir süre sohbet etti. Bu sırada Aktaş, ziyaretine gelen Dursun İ.'ye çay demledi. Demlenen çay ve meyveleri ikram eden Aktaş, oturma odasına geldiğinde Dursun İ.'nin dolapları karıştırdığını gördü. Yaşanan tartışmanın ardından Dursun İ., yaşlı kadını önce boğarak öldürdü. Dursun İ., daha sonra evde bulunan 4 adet altını alarak kapıda bekleyen Baran D. ile kayıplara karıştı.
haber7
Antalya'da iki gün önce kaybolan 11 yaşındaki çocuğun cesedi, bir akrabasının Duacı köyünde kiraladığı evdeki sobada bulundu.
26 Aralık 2008


Antalya'daki evinden iki gün önce ayrılan ve kaybolduğu bildirilen Ural Çelikcan'ın (11) cesedi, Antalya yakınlarındaki Duacı köyünde yaşayan B.A.H'nin (27) evindeki bir sobanın içerisinde bulundu.

Kesici aletle parçalandığı belirtilen çocuğun cesedi, otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. Jandarma, olayla ilgili olarak, evi kiraladığı ve öldürülen çocuğun babasının halasının oğlu olduğu belirtilen B.A.H'yı gözaltına aldı.

Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan, olayın aile içi husumetten kaynaklandığının düşünüldüğünü kaydetti.

CİNAYET ZANLISININ YERİ, CEP TELEFONUNUN SİNYALLERİ İZLENEREK BELİRLENDİ

Antalya'da kaybolduktan iki gün sonra, bir akrabasının evinde ölü bulunan çocuğun cesedinin yakılmak istendiği öğrenildi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Ural Çelikcan önceki gün okul dönüşünde, servisten indikten sonra kayboldu. Ailesinin başvurusu üzerine polis, Ural Çelikcan'ın (11) babası Yusuf Ziya Çelikcan'ın akrabalarından B.A.H'nin cep telefonu sinyallerini takibe aldı..

B.A.H'nin kiraladığı evin tespit edilmesinden sonra jandarmanın eve yaptığı baskında, çocuğun kesici bir aletle parçala ayrılan cesedinin bazı bölümlerinin, yakılmak üzere sobaya konulduğu belirlendi. B.A.H'nin jandarma tarafından suç üstü yakalandığı kaydedildi.

İSTANBUL'DA YANMIŞ KADIN CESEDİ

Küçükçekmece'de yanmış kadın cesedi bulundu. Söğütlüçeşme Mahallesi Atatürk Caddesi Meşe Çıkmazı Sokaktaki boş arsada yanmış bir ceset gören vatandaşlar durumu polise bildirdi. Polisler tarafından yapılan incelemede, büyük kısmı yanmış cesedin, yaklaşık 20 yaşındaki bir kadın olduğu belirlendi.
haber7

80'lik kadını, boğazından bıçaklayarak öldürdüler
15:00 - Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı Karaoğlan köyünde boğazından bıçaklanan yaşlı bir kadın hayatını kaybetti. Kimliği henüz bilinmeyen kişi ya da kişilerce boğazından 2 bıçak darbesi alan 78 yaşındaki Sebia Kılıç, olay yerinde hayatını kaybetti. Yaşlı kadının cesedi savcılık tarafından Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderilirken, soruşturma başlatan jandarma ekipleri, aynı köyde ikamet eden ve yaşlı kadının akrabası olduğu öğrenilen Ş.A. (50) ile oğlu M.A.'yı (24) şüphe üzerine gözaltına aldı. Çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından Ş.A. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, oğlu M.A. tutuklandı. 21.12.2008 BURSA netgazete

2 kişi işkence edilerek öldürüldü

Nevşehir'de 2 kişi kimliği belirsiz kişi veya kişilerce işkence edilerek öldürüldü. Cesetleri bulan Ender Korkmaz, durumu jandarmaya bildirdi.19 Aralık 2008
haber7

Çılgın âşık, eski sevgilisini ağır yaraladı, canına kıydı
15:20 - İzmir'in Ödemiş ilçesinde saat 08.00 sıralarında arkadaşı S.G. (15) ile birlikte yürüyen T.P.'nin yanına gelen Hüseyin B. (26), elindeki silahla T.P.'ye ateş etti. Hastaneye kaldırılan T.P.'nin sağlık durumunun ağır olduğu belirtildi. Olaydan sonra Mimar Sinan Mahallesi Karcı Sokağı'na giden Hüseyin B.'nin burada silahla intihar ettiği bildirildi. 25.12.2008 İZMİR
netgazete

Küçükçekmece'de cinayet

Küçükçekmece'de, tartıştığı eşini tabancayla öldüren bir kişi, kızını da yaraladıktan sonra polise teslim oldu.16 Aralık 2008 23:53


Altınşehir Bayramtepe Mahallesi Osmanlı Caddesi Bulut Sokak'taki bir apartmanda oturan Cumali S. (50) ile eşi Çiseli S. (45) arasında, lise öğrencisi kızları Elmas S'nin de evde bulunduğu sırada henüz belirlenemeyen nedenle tartışma çıktı.

Tartışmanın büyümesi üzerine tabancayla eşini vuran Cumali S, kaçmaya çalışan kızına da tabanca tutukluk yapınca av tüfeğiyle ateş etti.

Çiseli S. olay yerinde ölürken bacağından yaralanan ve Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Elmas S'nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

haber7

Emekli öğretmenin katili yeğeni çıktı

Adana'da, babasıyla birlikte öldürülen emekli öğretmen Hatice Köroğlu'nun (60), yeğeni tarafından öldürüldüğü belirlendi.16 Aralık 2008 01:08


AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Emek mahallesindeki evlerinde babası Mısto Köroğlu (80) ile iple boğularak öldürülmüş bulunan emekli öğretmen Hatice Köroğlu'nu, bir süre önce satın aldığı ve çalındığı belirlenen 01 EG 107 plakalı otomobilde akşam saatlerinde gözaltına alınan 4 kişiden adını Soner diye açıklayan, ancak yapılan incelemede Selahattin D. (21) olduğu anlaşılan kişinin öldürdüğü belirlenirken, Selahattin D., cinayeti işlediğini kabul etti.

Emekli öğretmenin yeğeni olduğu belirtilen Selahattin D.'nin, askerlik yaptığı ve izinde olduğu, askerliğinin bitmesine ise 20 gün kaldığı kaydedildi. Cinayeti, uyuşturucu hap aldıktan sonra işlediği belirlenen Selahattin D,'nin, ilk olarak teyzesini iple boğduğu, dedesini ise cinayeti görmesi üzerine öldürdüğü anlaşıldı.

haber7

Tesbih sallama yüzünden meydan kavgası: 8 yaralı

12:35 - Sakarya'nın Pamukova ilçesindeki olayda, iddiaya göre, Mehmet Akif Caddesi'nde bir kafeteryada oturan K.S ile akrabaları M.S, S.S, Ü.S, ve B.S aynı kafeteryada bulunan Sakarya Üniversitesi Pamukova Meslek Yüksekokulu öğrencisi oldukları belirlenen B.Ç. R.Ö. İ.G. ile Ç.S'nin masada tespih sallamasından rahatsız oldular. Önce tartışan gençler, daha sonra kafeterya önünde bıçak ve sopalarla birbirlerine saldırdı. 21.12.2008 SAKARYA netgazete

Osmaniye'de çeşitli tarihlerde bisikletle cinsel saldırı ve tacizde bulunan bir kişi, Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalandı.
26 Aralık 2008 00:01


Edinilen bilgiye göre, Alibeyli Mahallesi Bahçeli Camii çevresi ve Karaboyunlu Mahallesi'nde toplam 6 kez cinsel saldırı ve taciz olayının ihbar edilmesi üzerine polis harekete geçti.

Saldırıya maruz kalan kişilerin ifadeleri doğrultusunda çalışmalarına başlayan polis ekipleri, 20 yaşlarında, bisikletli, beyaz gömlek ve beyaz pantolon giyen, saldırının ardından bisikletle hızla olay yerinden uzaklaşan kişinin peşine düştü.

Emniyet Müdürlüğü ekipleri verilen eşkâl doğrultusunda yaptıkları çalışmalarda taciz olayını gerçekleştiren şahsı yakaladı.

Kızından boşanan internet kafeciyi sokakta öldürdü


02 Ocak 2009 Mersin'de bir internet kafe işletmecisi, eski kayınbabası tarafından sokak ortasında kurşunlanarak öldürüldü. Şüpheli şahıs olayın ardından taksi ile kaçarken, ölen şahsın yakınları ise sinir krizleri geçirdi.
Edinilen bilgiye göre, Turgut Türkalp Mahallesi 79033 Sokak üzerinde bulunan Güneş İnternet Kafe önünde meydana geldi. Eşi Funda Güneş'ten 7 ay önce boşanan internet kafe işletmecisi Muhammet Güneş (25), gece iş yerine gelen eski kayınbabası N.Ö. tarafından cep telefonu ile aranarak dışarıya çıkması istendi. Yanına tabancasını alarak sokağa çıkan Güneş, aralarında daha önce de husumet bulunan eski kayınbabası ile tartışmaya başladı. Çıkan tartışma sırasında üzerindeki tabancayı çıkaran kayın baba N.Ö., Muhammet Güneş'e rast gele ateş etti. Aldığı kurşun yaralarıyla kanlar içinde yere yığılan Güneş, olay yerinde hayatını kaybederken, şüpheli şahıs, taksi ile kaçtı.
Polis ekipleri, olay yerinde 7 adet boş kovan ile ölen şahsa ait olduğu sanılan bir de tabanca buldu. Cinayetin duyulmasıyla birlikte olay yerine gelen Güneş'in yakınları sinir krizleri geçirdi. Polis, cesede ulaşmaya çalışan yakınlarını zaptetmekte bir hayli zorlandı. Acıyla kendini yerlere atan kadınlar, polis tarafından güçlükle güvenlik şeridinin dışına çıkarıldı. Taşkınlıklar devam edince, bölgeye çevik kuvvet ekipleri sevk edilerek önlem alındı. Muhammet Güneş'in eniştesi Murat Naz, cinayet şüphelisi N.Ö.'nün, 1 yıl önce yine evlerine saldırdığını, o zaman da ölen şahsın kız kardeşi Selma Güneş'i tabanca ile yaraladığını söyledi. Naz, buna rağmen şüpheli N.Ö.'nün çok kısa süre ceza evinde kaldıktan sonra salıverilmesine tepki gösterdi.
Cinayetin, belediyeden emekli N.Ö.'nün, kızı Funda Güneş ile Muhammet Güneş'in evliliklerine razı olmamasına rağmen, çiftin kaçarak evlenmesi nedeniyle aralarında devam eden husumetten kaynaklandığı ileri sürüldü. Yaklaşık 1 yıl önce damadının evini basarak, kız kardeşini tabanca ile yaraladığı iddia edilen zanlının

netgazete

Küçük kıza tecavüze 4 tutuklama

Muğla'nın Bodrum ilçesinde, 14 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ettiği iddia edilen 5 kişiden 4'ü tutuklandı.03 Ocak 2009 18:17


Alınan bilgiye göre, Antalya'daki evinden kaçarak Bodrum'a gelen kız çocuğuna tecavüz ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan 5 kişi, emniyetteki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeye getirilen zanlılardan Y.E.S, E.A, M.A.K. ve E.A. tutuklandı. E.S. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

haber7

Bilezikleri için boğarak öldürdüler

Ankara'nın Çubuk ilçesinde evinde boğularak öldürülen yaşlı kadının bilezikleri çalındı.
03 Ocak 2009 00:01

Cumhuriyet Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi Çeri Sokak No:3/6 da yalnız yaşayan Hatice Togay'ın (66) cesedi, komşularının şüphelenerek polisi haberdar etmesiyle bulundu.

İple boğularak öldürüldüğü ve kolundaki bileziklerinin alındığı belirlenen kadının cesedi, Adli Tıp Kurumuna gönderildi.
haber7

Kemer'de 30 yaşındaki esnaf; karısına, sevgilisi ile kocasına ve çok sayıda kadına AIDS bulaştırdı
20:00 - Kemer'de esnaflık yapan evli ve iki çocuk babası S.K.'yı, daha önce Antalya'da birlikte olduğu bir kadın telefonla arayarak kendisinde HIV virüsü bulunduğunu söyledi. Adı açıklanmayan kadın, S.K.'nın da HIV testi yaptırması gerektiğini belirtti. Durumu yakın arkadaşlarına söyleyen S.K.'nın yapılan testinde kanında HIV virüsüne rastlandı. S.K.'nın bu süre içerisinde çok sayıda kadınla birlikte olduğu öne sürüldü. S.K.'nın biri 1.5 diğeri 4 yaşında iki çocuğu bulunurken, yapılan Eliza testinde çocuklarında HIV'e rastlanmadı. S.K.'nın eşinde ise virüs tespit edildi.S.K.'nın ilişkiye girdiği ve evli olduğu öğrenilen bir kadın ile onun eşinde de virüs bulundu. 04.01.2009 ANTALYA netgazete

Baba-oğul ev soydu, kovalamaca sonucu elegeçti
14:15 - İzmir'de, Yasin Çoban'a ait eve, önceki gün akşam saatlerinde hırsız girdi. Polis ekipleri, görgü tanıklarının ifadelerine göre; olaya karıştığı iddia edilen 4 kişinin otomobile binip olay yerinden kaçtıklarını tespit etti. Bunun üzerine sözkonusu otomobil takibe alındı. Otomobili bulan ekipler, araç içinde bulunan Ö.K.(45) ve oğlu E.K. (20) ile arkadaşları M.A., yakalanarak gözaltına alındı. Zanlılardan M.A., ev sahibinin eşi tarafından teşhis edildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevkedilen zanlılardan Ö.K., oğlu E.K. ve yanlarındaki M.A. tutuklandı. 05.01.2009 İZMİR
netgazete

Genç kadın tartıştığı şahsı öldürdü

Giresun'un Tirebolu ilçesinde bir kadın, tartıştığı şahsı silahla vurarak öldürdü.07 Ocak 2009 20:32

Edinilen bilgiye göre, Cintaşı Mahallesi'nde bulunan Tirebolu İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde akşam saatlerinde A.Ç. (27) isimli kadın ile Orhan Gökçe (47) arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı.

Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine A.Ç., Gökçe'yi tabancayla vurarak öldürdü.
haber7

Yüksekova'da vahşet!

Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Büyükçiftlik beldesinde, ellerine ve boynuna bağlama teli geçirilerek öldürülmüş bir 15 yaşındaki bir öğrencinin cesedi bulundu.07 Ocak 2009 15:59


5 Ocak Pazartesi günü öğle yemeğinin ardından evden çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Büyükçiftlik Beldesi İlköğretim Okulu 8'inci sınıf öğrencisi olan K.B.'nin (15) cesedi, bu sabah saatlerinde arkadaşları tarafından köyde inşaat halindeki anaokulu binasında bulundu. Boynu ve elleri bağlama teli ile bağlanan öğrencinin kafasına taşla vurularak öldürüldüğü belirtildi. Olayın bildirilmesi ile bölgeye çok sayıda jandarma ekibi sevk edildi. Cumhuriyet savcısı da olay yerine gelerek inceleme başlattı. Öğrencinin öldürüldüğü yerde bulunan kardaki ayakkabı izi dikkati çekerken, inşaattan alınan ceset otopsi yapılmak üzere Büyükçiftlik Sağlık Ocağı'na kaldırıldı.
haber7

8 aydır kayıp kızın cesedi bulundu

Manisa'nın Turgutlu ilçesinde 8 aydır kayıp olan ve kaçırıldığı ileri sürülen 16 yaşındaki kızın cesedi bulundu.07 Ocak 2009 00:57


Sevda Çakır (16), çalıştığı İzmir-Turgutlu kara yolu üzerinde bulunan meyve işletme tesislerinden 8 ay önce kaybolmuş, ailesi, aynı işyerinde çalışan M.Ö. (29) tarafından kızlarının kaçırıldığını öne sürmüştü.

Emniyet güçlerinin araştırmaları sonrasında aranan Sevda Çakır'ın dün Spil Dağı eteklerinde cesedi bulundu.

haber7

Yaşlı kadını oğlu sopa ile öldürdü

Burdur'un Bucak ilçesinde bir kadının, oğlu tarafından başına sopa vurularak öldürüldüğü iddia edildi.05 Şubat 2009 18:35

Alınan bilgiye göre, Bucak'ta Cami Mahallesi'nde yaşayan 69 yaşındaki Fatma K'nin oğlu Osman K. (37) 112 Acil Servisi arayarak, eve geldiğinde annesinin bazı kişiler tarafından darbedilmiş olduğunu gördüğünü ve annesinin ağır yaralı olduğunu bildirdi.

Eve gelen sağlık ekiplerinin kadının öldüğünü belirlemesi üzerine olay yerine Bucak Emniyet Müdürlüğü ekipleri çağrıldı.

Bucak Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yaşlı kadının başına sert bir cisim vurularak öldürüldüğünü tespit etti. Yapılan incelemeler sonucunda Osman K. gözaltına alındı.

Osman K'nin, polisteki sorgulamasında suçunu itiraf ettiği bildirildi. Olayda kullanılan sopa ailenin oturduğu apartmanın yanındaki bir evin tavan arasında, Osman K'nin olay sırasında üzerinde bulunan kıyafeti ve ayakkabıları da Menderes İlköğretim Okulu yanındaki çöp bidonunda bulundu.

Evlendikten sonra eşiyle birlikte annesinin yanına yerleşen Osman K'nin bir süre önce annesiyle aralarında yaşanan sorun nedeniyle, bir üst kata yerleştiği belirtildi.

Osman K'nin borçları nedeniyle annesinden evini satmasını istediği, 1 Şubatta da borçlarından dolayı evine haciz gelince eşinin Osman K'yi terk ederek ailesinin yanına taşındığı öğrenildi.

haber7

KARISINI VE HAMİLE KIZINI BOĞDU

1 Ağustos 2010
İSTANBUL - Ümraniye'de bir kişi, karısını ve hamile kızını boğarak öldürdükten sonra çıktığı sokakta kendisini şüphe üzerine durduran polise cinayeti itiraf etti.
Dudullu Birlik Mahallesi Atatürk Caddesi Kevser Sokak'ta oturan Sebahattin Alkan (47), saat 03.00 sıralarında yanında uyuyan karısı Ruzkat Alkan (48) ve misafirliğe gelen evli kızı Sevgi Arslan'ı (22) boğarak öldürdü. 3 yaşında bir erkek çocuk annesi Sevgi Arslan'ın 2 aylık hamile olduğu bildirildi.

Alkan'ın, daha sonra, üst kattaki evde kalan ağabeyine cinayet işlediğini söylediği, ardından evden ayrıldığı belirtildi.

Sebahattin Alkan'ın sokakta yürürken devriye görevi yapan polislerce şüphe üzerine durdurulduğu, polislerin kimliğini sorması üzerine cinayeti itiraf ettiği bildirildi. haber10

Namaza giden adamı, 'vurabilir miyiz' diye öldürdüler
13:15 - İstanbul, Ümraniye'de sabah namazına giderken başından vurulan 28 yaşındaki Tamer Koç hayatını kaybederken, olayla ilgili 2 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan zanlıların, "Acaba vurabilir miyiz" deyip, Tamer Koç'a ateş ettikleri öne sürüldü. 29.11.2010 İSTANBUL netgazete

Kaldırımda doğuran kız, adliyeye sevk edildi
Bağcılar'da, kaldırım üzerinde doğurduğu çocuğu bırakıp giden kız ile annesi ve babası emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Bağcılar Devlet Hastanesi'nde tedavi altında olan bebeğin ise aile istemediği için Çocuk Esirgeme Kurumu'na verileceği belirtildi. 07.06.2012 İSTANBUL netgazete

İstanbul'da '600 Kişilik' Kavga
31 Temmuz 2012



Kızlara laf atma iddiasıyla mahalle sakinleri ile işçiler arasında kavga çıktı.

Şişli Ayazağa'da dün akşam saatlerinde yaşanan olay şöyle gelişti:

İddiaya göre, işçiler cadde üzerinde mahallenin kadınlarına ve kızlarına laf attı.

Laf attığı iddia edilen işçi grupla mahalle gençleri arasında tartışma çıktı.

Tartışmanın ardından olay yerinden ayrılan şantiye çalışanları, kısa süre sonra yaklaşık 200 kişilik bir grupla olay yerine geri geldi.

Bu durum üzerine yaklaşık 400 mahalle sakini olay yerinde toplanarak işçilerin üzerine yürüdü.

Kısa süreli laf atışmalarının ardından mahalleli ile şantiye çalışanları arasında taşlı sopalı kavga çıktı.

İhbar üzerine olay yerine gelen Şişli ve Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yetersiz kalması sonrası olay yerine çok sayıda Çevik Kuvvet ekibiyle Özel harekat Polisi sevk edildi.

Polis grupları güçlükle ayırırken, yaşanan arbede atılan taş ve sopalar nedeniyle bazı vatandaşlarla birlikte bir de gazeteci yaralandı.
TRT


En son Ekim tarafından Prş Şub 05, 2009 11:57 pm tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Prş Oca 08, 2009 12:25 am    Mesaj konusu: Önce i$kence sonra tecavüz Alıntıyla Cevap Gönder

Ağrı Patnos'ta evlat vahşeti

Ağrı'nın Patnos ilçesinde ailesiyle tartışan genç, tabancayla babasını öldürdü, annesini de ağır yaraladı.
01 Şubat 2009

Alınan bilgiye göre, Cumhuriyet Mahallesi'nde yaşayan Kutbettin Ş, akşam saatlerinde henüz belirlenemeyen bir nedenle annesi Mecbure Ş. ve babası Mehmet Ş'yle tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu cinnet geçiren Kutbettin Ş, ruhsatsız tabancayla babası Mehmet Ş'yi öldürdü, annesi Mecbure Ş'yi de ağır yaraladı.
haber7

3 yaşındaki kayıp kızın cesedi, komşu kadında çıktı
12:25 - Van'ın Özalp ilçesinde 23 gün önce kaybolan 3 yaşındaki Zehra Çeliker, aynı zamanda akrabaları olan komşularının evindeki sandıkta ölü bulundu. Zanlı Derya T'un, küçük kızı, babası kendisini taciz ettiği için öldürdüğünü öne sürdüğü belirtildi. netgazete

Genç kız, jiletle annesinin boğazını kesti

11 Şubat 2009 İzmir'in Buca ilçesinde bir genç kız, arkadaşının evlerinde kalmasına izin vermediği için jiletle annesinin boğazını kesti.
Alınan bilgilere göre, Buca Göksu Mahallesi'nde yaşanan olayda, dün öğle saatlerinde kız arkadaşının evlerinde kalacağını söyleyen H.D. annesiyle tartıştı. Anne A.D, akli dengesi yerinde olmadığı öne sürülen 16 yaşındaki G.'nin evlerinde kalmasını istemedi. H.D. annesine G.'nin evde kalması konusunda ısrar edince, genç kız geceyi D. ailesinin evinde geçirdi. Akşam 21.30 sıralarında baba N.D, eşi A.D ile oturma odasında, kızları H.D. ile kız arkadaşı G. yatak odasında uyudu. İddialara göre, bir süre sonra korktuğunu söyleyen H.D., annesini yatak odasına çağırarak yanında uyumasını istedi. Işıkları kapatan anne kızı H.D. ile birlikte yatakta uykuya daldı. Bu sırada 16 yaşındaki misafir G., evlerinde kaldığı kız arkadaşı H.D.'nin annesinin yüzünü yastıkla kapattı. Öz kızı H.D. ise iddialara göre annesinin boğazını jiletle kesti ve daha sonra babasının yattığı odaya giderek annesinin boğazından kanlar geldiğini söyledi. Boğazı kanlar içinde kalan anne A.D Buca Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılırken, iki kız, Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Boğazına 17 dikiş atılan A.D. Buca Merkez Karakolu'na verdiği ifadenin ardından dinlenmek için evine götürüldü. Aile, kızlarından ve evlerinde kalan arkadaşından şikayetçi olacaklarını söyledi. Polis olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü bildirdi
netgazete

Kardeşlerin kavgası ölümle noktalandı
Kahramanmaraş'ta 16 ile 17 yaşlarındaki iki kardeş arasında çıkan kavgada kardeşlerden biri hayatını kaybetti.14 Şubat 2009
haber7

Babasını doğradı, cesedin başında ağladı

Konya'nın Karapınar ilçesinde bir kişi babasını 7 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Babasının cesedi başında ''Ben ne yaptım'' diye ağlarken bulunan kişi, gözaltına alındı.09 Şubat 2009
haber7

Öz kızını elleriyle boğarak öldürdü

Adana'da, polise intihar ettiği bildirilen 18 yaşındaki kızın, erkeklerle ilişkisi olduğu ve cep telefonuyla mesajlaştığı gerekçesiyle öz annesi tarafından yastık ve elle boğularak öldürüldüğü belirlendi.03 Şubat 2009 15:13
Denizli Mahallesi'nde yaşayan İrep D. (42), sabah saatlerinde polisi arayıp, kızı Melek D'nin ilaç içerek intihar ettiğini söyledi. Olay yerine gelen ekiplerin genç kızın 3-4 saat önce öldüğünü belirleyip, ölümü de şüpheli bulması üzerine, ceset otopsi için Adana Adli Tıp Kurumuna getirildi.

Adli Tıp Kurumunun incelemesinde, genç kızın boğazında parmak izleri bulunduğu ve boğularak öldürüldüğü belirlendi. Adli Tıp Kurumunun raporu üzerine Melek D'nin annesi İrep D, babası Necdet D. ve 4 kardeşi, ifadeleri alınmak üzere İl Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

Kızının boğazında parmak izleri tespit edilen anne İrep D'nin, sorgulamasında suçunu itiraf ederek, şöyle dediği belirtildi:

''Kızım cep telefonuyla mesajlaşıyordu, erkeklerle de ilişkisi vardı. Geçen yıl da birine kaçmış, güçlükle bulup eve getirmiştik. Buna rağmen birçok erkekle ilişkisi vardı. Kocam kalp hastası, onun duymasından korkuyordum. Mahalleye rezil olmamak, namusumuzu kurtarmak için öldürdüm.''
haber7

Gurbetçi baba, oğluna verdiği evde katil oldu!
Evlât dayağından kaçarken, elini kana buladı

10:15 - Balıkesir'de, Belçika'dan emekli anne ve babasını dövmeye kalkan 25 yaşındaki Yücel Kayacan (sağda küçük fotoğraf) ile baba Üzeyir Kayacan (solda-48) arasında boğuşma yaşandı. Birbirine giren baba oğuldan baba Üzeyir Kaya, mutfaktan aldığı ekmek bıçağını oğluna sapladı. Göğsüne isabet eden 3 bıçak darbesiyle yere yığılan Yücel Kayacan olay yerinde hayatını kaybetti. Şizofren rahatsızlığı bulunduğu belirtilen çocuklarının, anne ve babasıyla kavga ettiği, hatta dayak attığı ileri sürüldü. Komşular, bu kavgalara hemen her gün tanık olduklarını ifade ettiler, ölen gencin, eşi tarafından bir arkadaşıyla aldatıldığını, bu yüzden de eşinden boşandığını anlattılar. 12.01.2009 BALIKESİR
netgazete

15 yaşındaki kız, evli olduğunu öğrendiği sevgilisini ağabeyine öldürttü, cinayeti uzaktan seyretti

19 Ocak 2009 - Bolu Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde yaşanan namus cinayetinin sır perdesi aralanırken, 15 yaşındaki genç kızın aşk yaşadığı sevgilisini abisine öldürttüğü ortaya çıktı. netgazete

"flaş flaş" ibareli intihar

Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde,av tüfeği ile başından yaralanan ve hastanede yaşamını yitiren genç kızın intihar ettiği ileri sürüldü.
20 Ocak 2009

İshakpaşa Mahallesi'ndeki evde 3 gün önce yaşanan olayda, 15 yaşındaki M.D'nin henüz belirlenemeyen bir nedenle, av tüfeğini çenesinin altına dayayarak başına ateş ettiği ifade edildi. Ailesi tarafından Doğubayazıt Devlet Hastanesine kaldırılan M.D, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Güvenlik güçlerinin, M.D'nin odasında yaptığı incelemede bulunan bir defterde, ''flaş flaş, bugün ölmek bedava'' ibaresinin yazılı olduğu bildirildi. Defterin Cumhuriyet Savcılığına teslim edildiği, M.D'nin cenazesinin otopsiden sonra toprağa verildiği bildirildi.
haber7

Hatay'da Arazi Anlaşmazlığı: 3 Ölü
16 Ocak 2009

Hatay'ın Kırıkhan İlçesi'nde kardeşler arasında arazi anlaşmazlığı yüzünden çıkan tartışma, silahlı çatışmaya dönüştü.

Mehmet Kızıltaş, kardeşi Sait Kızıltaş ile yeğenleri Ejder Kızıltaş ve Sait Kızıltaş'ı öldürdü, 2 kardeşini de yaraladı.

İlçeye bağlı Çamızkışlası Köyü'nde Kızıltaş Ailesi fertleri arasında uzun süredir arazi anlaşmazlığı yüzünden yaşanan anlaşmazlık, bugün köy meydanında kavgaya dönüştü. Taş ve sopalarla birbirlerine giren Kızıltaş kardeşlerden Mehmet Kızıltaş, üzerinde taşıdığı tabancayı çekerek rastgele ateş açtı.

Kurşunlara hedef olan yeğenleri Ejder ve Sait Kızıltaş olay yerinde, kardeşi Sait Kızıltaş ise götürüldüğü Antakya Devlet Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Mehmet Kızıltaş'ın diğer kardeşleri İbrahim Kızıltaş ile Fikret Kızıltaş ise yaralandı. Mehmet ve İbrahim Kızıltaş kardeşler götürüldüğü Antakya Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı.

Köye gelen jandarmanın müdahalesiyle olay daha fazla büyümeden önlenirken, katil zanlısı Mehmet Kızıltaş ise kaçıp ortadan kayboldu
aktifhaber

Liseli genç ablası ve nişanlısını öldürdü

Malatya'da bir lise öğrencisi, ablası ile nişanlısını öldürdü
10 Ocak 2009

Malatya'da bir lise öğrencisi, henüz belirlenemeyen nedenle ablası ile nişanlısını öldürdü.
Edinilen bilgiye göre, polisi arayan A.A.'nın (17) cinayet işlediğini ve teslim olacağını söylemesi üzerine Tecde Mahallesi 24. Sokak'ta bulunan bir eve giden polis Alper Ö. (18) ve Dilek A'nın (18) cesetleriyle karşılaştı.

Olayın yaşandığı evin çevresini güvenlik kordonuna alan polis, inceleme başlattı. Ölen 2 gencin İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 2. sınıf öğrencisi olduğu belirlendi.

Cumhuriyet savcısının da olay yerinde yaptığı incelemenin ardından cesetler otopsi için Malatya Adli Tıp Morgu'na kaldırıldı.

Bu arada, olay yerinde polise ifade veren bir kişi, A.A.'nın amcası olduğunu, kendisinin de evde bulunduğu bir sırada ne olduğunu anlamadan A.A.'nın ablası ve nişanlısına ateş açtığını ve silahı kendisine de doğrulttuktan sonra evden ayrıldığını söyledi
haber7

Sakarya Akyazı'da cinayet

Sakarya'nın Akyazı ilçesinde meydana gelen silahlı saldırıda bir kişi hayatını kaybetti.
10 Ocak 2009

Edinilen bilgiye göre, Akyazı Hastane Mahallesi'nde yaşayan İlyas Yazıcı'nın otomobiline ( 25), gece saat 02.00 sıralarında ilçe merkezinde silahla ateş açıldı. Açılan ateş sonucu İlyaz Yazıcı hayatını kaybetti. İlyas Yazıcı'nın, Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı'nın amcasının oğlu olduğu bildirildi.
haber7

Cemaatin önünde 7 kurşunla infaz

Denizli'de, cuma namazını kılmaya hazırlanan 60 yaşındaki şahıs şadırvan başında tabancayla öldürüldü.
10 Ocak 2009

Olay, bugün öğle saatlerinde İstiklal Caddesi Allı Camii'nde meydana geldi. 60 yaşındaki Mehmet Ç., cuma namazını kılmak için camiye girmeye hazırlanırken akrabası olduğu ileri sürülen 22 yaşındaki F.Ç. isimli şahsın silahlı saldırısına uğradı.

Cami avlusunda abdest alanlar ve camiye gelenlerin gözleri önünde meydana gelen olayda, F.Ç. tabancayla 7 el ateş ederek Mehmet Ç.'yi vurdu. Olaydan sonra kanlar içerisinde kalan Mehmet Ç. ambulansla Denizli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı ancak kurtarılamadı.

Olayın ardından F.Ç. isimli şahıs 100 metre ileride bulunan On Nisan Polis Karakolu'na giderken polis tarafından gözaltına alındı. Cinayetin ardından şadırvanın yanı kan gölüne dönerken, polis olay yerini güvenlik şeridi içerisine aldı. Polis çalışmalarını sürdürürken, bazı vatandaşlar abdest almayı sürdürdü, bazıları namaz kılmaya başladı. Olay yerinde yedi mermi kovanı bulundu.

Olayı gören bir vatandaş, "Namaza girmeye hazırlanıyorduk. Müezzinle oturduğumuz sırada genç ve iri yarı bir kişi gelip üst üste ateş etti. Biz korkumuzdan tuvalete kaçtık" dedi. İddiaya göre, zanlı F.Ç.'nin altı ay önce Esentepe Mahallesi'nde meydana gelen olayda babası Şerafettin Ç.'nin öldüğü, cinayetin bu olayla ilgisi olduğu ileri sürüldü.
haber7

Yalnız yaşayan adamı bıçakla öldürdü

Kocaeli'nin Kandıra ilçesinde tek başına yaşayan yaşlı adam bıçaklanarak öldürüldü.
09 Ocak 2009

Alınan bilgiye göre, Kandıra Emniyet Müdürlüğüne giden C.A. (25), Orhan Mahallesi'nde tek başına yaşayan Mehmet Emin Tekoğlu'nu (70) bıçakladığını bildirdi.

C.A'nın belirttiği adrese giden polis ekipleri, Tekoğlu'nun iki bıçak darbesiyle hayatını kaybettiğini belirledi.

Tekoğlu'nun cesedi, otopsi için Kandıra Devlet Hastanesine kaldırıldı.

Gözaltına alınan C.A'nın yılbaşından önce arkadaşları K.A. ve A.O. ile kendilerini belediyeden gelen görevliler olarak tanıtıp girdikleri Tekoğlu'nun evinden para aldıkları, bir süre sonra parasının çalındığını fark eden Tekoğlu'nun C.A'yı tanıdığı, haklarında şikayetçi olacağını söylediği iddia edildi.

Sabah saatlerinde C.A'nın olayı konuşmak için gittiği evinde Mehmet Emin Tekoğlu'nu bıçakladığı belirtildi.
haber7

08 Ocak 2009
Bağcılar'da 1 kişi pompalı tüfekle aynı aileden baba ile 2 kızını öldürdü; 2'si kız 4 çocuğu da yaraladı

Zanlı, olay yerinden kaçtı. Saldırganın kimliğini tespit eden polis, yakalamak için çevrede geniş çaplı operasyon başlattı.

Edinilen bilgiye göre, olay, saat 18.45 sıralarında Güneşli Evren Mahallesi Gülbahar Caddesi 7. Sokak 48 numaralı apartmanın giriş katında meydana geldi.

İddialara göre, pompalı tüfekle baldızının evine gelen bir şahıs, baldızının eşi Ahmet Çelik ile henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine elindeki pompalı tüfeği ateşleyen şahıs, dehşet saçtı.

Şahsın açtığı ateş sonucu aynı aileden baba Ahmet Çelik (45) ile kızları Bervan Çelik (16) ve Fatma Çelik'i (11) olay yerinde hayatını kaybetti. Diğer kardeşlere de ateş eden şahıs, kardeşlerden Birgül Çelik (13), Muhammet Çelik (7), Hülya Çelik (13) ve Süleyman Çelik'i (12) de yaraladı.
aktifhaber

Önce işkence sonra tecavüz
8 Ocak 2009
Manisa’da 18 yaşındaki P.U. bir yıl önce tanıştığı Ayhan K.’yle (24) nikahsız birlikte yaşamaya başladı. Ayhan K., askere giderken P.U’yu ailesine teslim etti.

İddiaya göre, P.U. ile Ayhan K.’nin ailesi arasında anlaşmazlıklar çıkmaya başladı. Baba Hasan K., dört ay önce eşinin ve kızı Gülcan K.’nın da yardımıyla P.U.’yu ellerinden tavandaki bir kancaya bağlayarak kerpetenle dişlerini söküp tecavüz etti. P.U., yaşadıklarının ardından evden kaçarak İzmir’deki akrabalarının yanına sığındı ve polisi aradı. Şikayet üzerine Hasan K.’nin evine giden polis, ailenin bir süre önce İstanbul’a taşındığını öğrendi. İstihbarat çalışmaları neticesinde, dün Manisa’ya gezmeye gelen Hasan K. ile kızı Gülcan C. polis tarafından yakalandı. Baba-kız, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken polis, Hasan K.’nin eşini arıyor
Hürriyet

Üniversiteli kıza silah zoruyla tecavüz

Denizli'de, bir üniversite öğrencisine tecavüz edilmesi olayıyla ilgili yakalanan 2 kişi tutuklandı.09 Ocak 2009 00:11

Denizli merkez Kınıklar beldesi Siteler mahallesinde evine gitmek için minibüse binen 21 yaşındaki Pamukkale Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi Ç.A., Bursa Caddesi'nde minibüsten indi.

Bu sırada bir otomobildeki M.Y. (20) ve Ö.Y. (25), adres sorma bahanesiyle Ç.A.'ya yaklaştılar. Tabanca zoruyla otomobile bindirdikleri Ç.A.'yı Çardak ilçesindeki ormanlık alana götüren şüphelilerden Ö.Y., genç kıza tecavüz etti.

Saldırganlar tarafından 5 saat sonra Çınar Alanı'na bırakılan Ç.A., Kınıklı Polis Merkezi'ne giderek şikayetçi oldu.

Ç.A.'nın verdiği eşkal doğrultusunda bölgede arama başlatan polis, 2 zanlıyı Oto Santral Garajı'nda yakaladı.

Zanlıların otomobilinde 2 ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Gözaltına alınan ve sorgulanmak üzere Denizli Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen şüpheliler, burada Ç.A. tarafından teşhis edildi.

haber7

ARKADAŞININ ÖZÜRLÜ KIZINA TECAVÜZ ETTİ

12 Ocak 2009 09:10
Bursa’da sağır ve dilsiz arkadaşının, zihinsel engelli olan 16 yaşındaki kızını para ile kandırıp işyerinin bodrumunda 2 yıldır tecavüz ettiği öne sürülen İbrahim B. (36) yakalandı. Sorgusunda genç kızın ellerini bağlayıp, yüzünü kapattığını da itiraf eden zanlı, cezaevine gönderildi.
haber10

Çorum'da 3 küçük kıza cinsel taciz

Çorum’da yaşları 13 ve 14 olan üç kız çocuğuna cinsel istismarda bulundukları iddia edilen 11 kişi Çomurm Emniyeti tarafından gözaltına alındı.13 Ocak 2009 20:30

Yusuf Çınar'ın haberi

Şüpheliler, geniş güvenlik önlemleri altında akşam saatlerinde adli makamlara sevk edildi.

Yaşları 13 ve 14 olan ilköğretim öğrencisi üç kız çocuğuna cinsel istismarda bulundukları ileri sürülen 11 kişi Ahlak Büro Amirliği’nin titiz çalışmaları sonucu yakalandı.

Emniyet Müdürlüğü’nde ifadeleri alınan zanlılar, akşam saat 18.30 sıralarında adli makamlara sevk edildiler. Çorum Emniyet Müdürlüğü yetkilileri konu ile ilgili her hangi bir açıklama yapmazken, 11 kişinin üç kız çocuğuna cinsel istismar ve tecavüz olaylarını gerçekleştirdikleri iddia edildi.
Haber 7. com

Babası hapse giren kızın acı sonu! Kontör ve para ile kandırılıp, tecavüze uğradı, 9 sapık tutuklandı
12:00 - Bir ihbarı değerlendiren polis, Çorum'da 8'inci sınıfta okuyan F.Ş'yi (13) para karşılığında erkeklere pazarladığı ve cinsel ilişkiye girdiği iddia edilen Erol A'yı yakaladı. Erol A'nın, F.Ş. ile birlikte arkadaşları E.Ç. (12) ve G.K'yi (17) para karşılığında erkeklere pazarladığı tespit edildi. Yapılan araştırmada küçük yaştaki kızlarla cinsel ilişkiye girdikleri iddia edilen 10 kişi daha gözaltına alındı. Gözaltındaki zanlılar, emniyetteki sorgularının ardından geniş güvenlik tedbiri altında adliyeye sevk edildi. Zanlılardan Vahdet A. ile Adil A. adli makamlarca serbest bırakılırken, diğer 9 zanlı tutuklandı.
netgazete

Eltisini kabloyla boğarak öldürdü

Kayseri'de eltisini kabloyla boğarak öldüren kadın gözaltına alındı.15 Ocak 2009 18:51

Edinilen bilgiye göre olay, akşam saatlerinde Kocasinan ilçesi Yunus Emre Mahallesi Erenköy Sokak'taki bir apartmanda meydana geldi.

Apartmanda oturan ve elti oldukları öğrenilen A.K. (42) ile D.G. (33) arasında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine D.G., anten kablosuyla dini nikahlı yaşadığı öğrenilen eltisi A.K.'yi evinde boğarak öldürdü. Polis tarafından D.G. gözaltına alınırken, A.K.'nin cesedi Erciyes Üniversitesi Gevher Nesibe Tıp Fakültesi morguna kaldırıldı.
haber7

Liseli kızları uyuşturcu satıcısı yaptılar

Antalya'da, uyuşturucu bağımlısı haline getirilen 3 kızın fuhuşa ve uyuşturucu madde zorlandığı olayla ilgili 8 kişi tutuklandı.
17 Ocak 2009 00:39

Antalya Emniyet Müdürlüğü, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Narkotik Büro Amirliği ekiplerinin operasyonunda gözaltına alınan 24 kişiden Sami Ş, Şafak K, Özlem Y, Birol S, Eyüp Ş, Akın Ş, Sebat T. ve Hasan T. savcılığa sevk edildi.

Savcılıktaki ifadelerinin ardından mahkemeye çıkarılan söz konusu kişiler tutuklandı.

Polis, gizli kamera yerleştirdiği eve ''İzbe'' adı verilen operasyon düzenlemiş, uyuşturucu madde satıldığı ve kullanıldığı belirlenen evde alıkonulan ve uyuşturucu madde bağımlısı haline getirilen 3 kızın bulunduğunu tespit etmişti.
haber7

Malatya'da 1 günde 3 genç kız kayboldu
17:30 - Malatya'da polise başvuran A.T. (43) adlı kadın C.K. (17) adlı kızı ile sokakta tartışmaları nedeniyle kızının eve gelmeyerek, kaybolduğunu belirterek, bulunmasını istedi. Polise giden Ö.Ü. (36) adlı kadın ise evden ayrılan G.U. (16) adlı kızının bir daha geri dönmediğini belirtti. N.K. (45) adlı şahıs ise polise başvurarak, evden yarılan B.K. (18) adlı kızının kaybolduğunu belirterek bulunmasını istedi. Polis, kayıp kızların bulunması için başlattığı soruşturmayı sürdürüyor. 17.01.2009 MALATYA
netgazete

Eşini öldürdükten sonra intihara kalkıştı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde bir kişi, tartıştığı eşini öldürdükten sonra intihara teşebbüs etti.28 Ocak 2009 11:05

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ilçeye bağlı bir köyde besicilik yaptığı öğrenilen evli ve 3 çocuk babası Mehmet T. (32), gece geç saatlerde 10 yıllık eşi Razime (31) ile henüz belirlenemeyen bir nedenle tartıştı.

Kavgaya dönüşen olayda Mehmet T, yanında taşıdığı ruhsatsız tabancasıyla eşinin başına bir el ateş ederek öldürdü. Aynı tabancayla intihara teşebbüs eden Mehmet T, ağır yaralandı.
haber7

3 kadından inşaat ustasına çıplak şantaj

Kütahya Tavşanlı'da bir inşaat ustası, 3'ü kadın 1'i kız çocuğu 4 kişinin kendisinden şantajla para istediği iddiasıyla polise başvurdu.
03 Şubat 2009 01:35

Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde bir inşaat ustası, kendisini darp ve parasını gasbeden 3'ü kadın biri kız çocuğu 4 kişinin, cep telefonuyla kendisinin ve kadınlardan birisinin çıplak görüntüsünü çekip şantajla para istediği iddiasıyla polise başvurdu.

İddiaya göre, P.Ç. (46) isimli kadın, Moymul Mahallesi Kuyubaşı Sokak'taki evinde inşaat işi yaptıracağını belirterek daha önceden tanıdığı inşaat ustası H.K'yi (55) eve çağırdı.

P.Ç'nin 13 yaşındaki kızı H.Ç, kız kardeşi M.S. (47) ve yeğeni F.S. (22), ceketini çıkararak çalışmaya başlayan H.K'nın yanına geldi.

Diğer kadınlar, P.Ç'nin üzerindeki elbiseyi çıkardı. H.Ç, inşaat ustası ile yanında duran annesi P.Ç'nin görüntüsünü cep telefonuyla çekmeye başladı. Bu sırada M.S. ile kızı F.S'nin H.K'ye sopalarla vurmaya başladığı ileri sürüldü.

Elinde bulunan bıçağı H.K'nin boğazına dayayan M.S'nin, pantolon ve ceketindeki 54 TL'yi zorla aldığı öne sürüldü.

P.Ç'nin de “Benim avukatım var. 5 bin TL vermezsen senin hakkında dava açacağım” dediği iddia edildi.

H.K, daha sonra şüpheli kadınların, kendisini dövdüğü, parasını gasbettiği ve cep telefonu görüntüsüyle şantaj yapmaya çalıştıkları iddiasıyla polise başvurdu.
haber7

Babasını öldürttüğü kiralık katili öldürdü

Manisa'nın Turgutlu ilçesinde akıl almaz bir cinayet, polisin 2 yıllık dikkatli takibi sonucu aydınlatıldı.

05 Mayıs 2009 23:38
Kiralık katil tutarak babasını öldürttüğü iddia edilen şahsın, katili öldürdüğü öne sürüldü.

İddiaya göre, 2007 yılında Mehmet Rıdvan D. adlı şahıs, mirasına sahip olmak için babası Şükrü D.'yi İzmir'in Narlıdere ilçesinde Mehmet Ş.'ye öldürttü. Kiralık katil olduğu öne sürülen Mehmet Ş.'nin parasını istemesi üzerine Mehmet Rıdvan D., şahsı da silahla vurarak öldürdü. Mehmet Rıdvan D.'nin fosseptik çukuru kazdırdığı şahsı öldürdükten sonra buraya gömdüğü ifade edildi.

2 yıl önce Narlıdere'de işlenen Şükrü D. cinayetini araştıran İzmir Emniyet Müdürlüğü ekipleri, şahsın oğlu Mehmet Rıdvan D.'yi gözaltına aldı. Yapılan sorgulama sonrasında Mehmet Rıdvan D. olayı itiraf etti. Bunun üzerine Derbent'e gelen İzmir Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, Turgutlu İlçe Jandarması ve Cumhuriyet Savcılığı ekipleri ile yaptığı kazıda, Mehmet Ş.'nin çürümüş cesedine ulaşıldı.
haber7

Bu adamlar 'din istismarından' gözaltında

Kocaeli'de hac organizasyonu adı altında vatandaşları dolandıran bir şebeke çökertildi. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı.

13 Mayıs 2009 15:36

Kocaeli'de hac organizasyonu adı altında vatandaşları dolandıran bir şebeke çökertildi. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı.

Bir süre önce Kocaeli Adliyesi önünde dolandırıldığı gerekçesi ile intihar etmek isteyen Muhsin Kale'nin başvurusundan sonra başlatılan soruşturmayı derinleştiren Kocaeli Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Kayra Turizm isimli şirketi mercek altına aldı. Çok sayıda kişinin de şikayetçi olması üzerine şirket yetkilileri İ.A, S.K ve S.K isimli zanlılar gözaltına alındı.
haber7

Tecavüz edemediği komşu kızını öldürene 39 yıl hapis

HATAY'ın İskenderun İlçesi'nde, komşusunun kızı 6 yaşındaki Esra Akyüz’ü kaçırıp tecavüz girişiminde bulunurken, başını duvara vurarak öldürdüğü iddia edilen 18 yaşındaki Kadir Civelek'e 39 yıl hapis cezası verildi. Olay, 16 Mayıs 2007'te meydana geldi.Milliyet

Van'da çocuk katili sapık yakalandı

Van'da tecavüz ve darp edildikten sonra öldürülen 12 yaşındaki çocuğun katil zanlısı yakalandı. Valilik kapısından adliyeye sokulan zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi.

11 Temmuz 2009 22:12
haber7

Evlenmek istemediği için vuruldu

Mardin'in Nusaybin ilçesinde 16 yaşındaki gencin, kendisiyle evlenmek istemediği iddiasıyla silahla ağır yaraladığı 13 yaşındaki Ç.A'nın hayatı tehlikesi devam ediyor.

11 Temmuz 2009 14:18
haber7

10 Aralık 2009
Aynı aileden 3 kişi hamile bir kadını evlilik vaadiyle kandırarak fuhşa sürükledi...

Elazığ’da hamile bir kadını evlilik vaadiyle kandırdıkları ve para karşılığı fuhuş yaptırdıkları öne sürülen aynı aileden 3 kişi tutuklandı.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, polise başvuran Sultan K, kandırılarak fuhşa sürüklendiğini iddia etti.

2 ay önce eşinden boşandığını, 5 aylık hamile olduğunu belirlenen Sultan K. (29), boşanmanın ardından 3 çocuğunu çocuk yuvasına bıraktığını, tek başına yaşamını sürdürmeye çalıştığını söyledi.

3 hafta önce kendisine tahsis edilen yardımı almak için gittiği bir resmi kurumda, kendisi gibi yardım almaya gelen Hicran T. (26) ile tanıştığını, Hicran T’nin durumunu öğrenmesinin ardından kendisini kayınbiraderi ile evlendirmek istediğini söylediğini anlattı. Hicran T’nin kayınbiraderiyle tanışmak amacıyla evlerine gittiğini belirten Sultan K, burada Hicran T’nin eşi Yalçın T. (31) ve kardeşi Turgay T. (35) ile rızası dışında birlikte olduğunu, daha sonra da "para karşılığı fuhuş yapmak üzere çeşitli erkeklere satıldığını" öne sürdü. Sultan K, ailenin kendisinin bulunduğu zor durumu istismar ettiğini, aynı zamanda üzerindeki parayı alarak kendisini sokağa attıklarını öne sürdü.

Olayı soruşturan polis ekipleri, Hicran T, eşi Yalçın T. ve kardeşi Turgay T’yi gözaltına alındı. "Hamile kadını evlilik vaadiyle kandırmak, para karşılığı fuhuş yaptırmak, fuhşa aracılık etmek ve yer temin etmek" iddiasıyla mahkemeye sevk edilen zanlılar tutuklandı.
aktifhaber

4 yaşındaki çocuk tecavüz edilip öldürüldü
1 Ekim 2010
Kırşehir'de akşam saatlerinde evinin önünde oynarken bir anda kaybolan, 4 yaşındaki Kamuran L. bir apartmanın çatı katında çıplak vaziyette ölü bulundu. Çocuğun, 17 yaşındaki bir sokak çocuğu tarafından önce tecavüz edildiği daha sonra boğularak öldürdüğü iddia edildi. habertaraf

Oğluna çarpıp öldürdü babayı bıçakladı
31 Ekim 2010 Adıyaman'da kamyonu ile çarptığı yayanın ölümüne neden olan kamyonet sürücüsü, daha sonra hayatını kaybeden şahsın sinir krizi geçiren babasını bıçakladı. Kaza sonrası gergin anlar yaşandı.

Edinilen bilgiye göre kaza, Adıyaman-Kahta karayolu üzeri Kuruçay mevkiinde Aslanlar Petrol önünde meydana geldi. İsmail Ş. yönetimindeki 02 FZ 095 plakalı kamyon, Kahta istikametinden Adıyaman Merkez istikametine seyir halindeyken yol güzergahında babası ile birlikte yaya olarak ilerleyen Murat Yalçın'a (30) çarptı.

Kaza sonrası Murat Yalçın olay yerinde hayatını kaybederken, olayı gören baba Ali Yalçın (59) kamyon şoförünün üzerine yürüdü. Sinir krizi geçiren babanın bu durumundan ürken kamyon şoförü, baba Ali Yalçın'ı omzundan bıçaklayarak yaraladı. Babayı bıçaklayan kamyon şoförü daha sonra hızla olay yerinden uzaklaştı. haber7

Kayıp işadamının parçalanmış cesedi bulundu
27 Kasım 2010 Yalova'nın Altınova ilçesindeki ormanlık alanda başı ve bacakları kesik vaziyette bulunan erkek cesedinin kayıp iş adamı Vedat Turan'a (44) ait olduğu belirlendi. haber7


En son Ekim tarafından Prş Arl 10, 2009 11:48 pm tarihinde değiştirildi, toplam 7 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pzr Şub 15, 2009 12:01 am    Mesaj konusu: Aile boyu katliam Alıntıyla Cevap Gönder

Serdar Akinan
Çıkmaz yol nereye çıkıyor?

Türkiye, çok sert bir hesaplaşmaya gidiyor. Seçimlerde DTP'nin aldığı oy oranı ortada... AKP Güneydoğu'yu kaybetti. Bu benim başından beri 'felaket senaryosu' olarak gördüğüm bir gelişme idi... Maalesef oldu.
DTP'ye karşı başlatılan 'büyük gözaltı' Güneydoğu'da nasıl yankılanıyor kimse takip etmiyor. Büyük medya bu haberin bölge halkı içinde nasıl yankılandığını anlamıyor. Anlasa da aktarmıyor...
PKK 1 Haziran'a kadar süre verdi... Bu kanlı bir sürecin başlayacağına işarettir. Çok değil bundan birkaç hafta önce gazetelerin manşetlerini anımsayın, 'PKK dağdan indiriliyor', 'PKK silah bırakıyor', 'Bu iş bitti'
Maalesef, bir başka akıl ve irade devreye girdi... Giriyor...
Anlamakta zorlandığım mesele şu: Bunca işsizliğin olduğu, ekonomik krizin giderek derinleştiği bir sosyal yapıyla karşı karşıyayız... Şehit cenazeleri musalla taşlarında sıra sıra yattığında ne olacak?
Bu nasıl bir körlüktür?
Bir yanda Öcalan'a özgürlük isteyen, anayasal güvenceler isteyen, yani imkansızı 'şimdi' talep eden bir DTP... Sözüm ona ABD karşıtı... Ama Obama'ya da 'mektup' sunmaktan geri kalmayan...
Bir yanda PKK silah bıraksın, özgürlüklerin önünü açalım, 'alın size Kürtçe TV' diyen; sorunun çözümü için sözüm ona adım atan bir AKP...
Bir yanda -bilmiş bilmiş- 'Kürt meselesinde iyi şeyler olacak' diyen bir Cumhurbaşkanı...
Bir yanda 'Türk halkı' diyen, ertesi gün 'açılım yapmadım' diyen ama gene de birilerini rahatsız eden bir TSK...
Bir yanda, Irak'tan çıkmak istediğini söyleyen, yenik, beceriksiz ve eli kanlı ve çöküş halinde bir ABD...
Bir yandan da aylardır işsiz, hatta aç, derin depresyonda yığınlar...
Kimisi Diyarbakır'da... Kimisi Yozgat'ta... Kimisi İstanbul'da... Kimisi Mersin'de...
'Erdoğan ve Başbuğ arasında mutabak var' demiştim...
Bu mutabakat, önce cemaati sonra DTP'yi ve aslında ABD'yi etkisizleştirmek istiyor... Aylardır, Erdoğan 'milli'dir diye yazıyorum...
Tabii milli olmak vizyonsuz olmaya engel değil. Artık bunu görüyoruz...
ABD'nin Türkiye ve bölge üzerindeki politikalarının etkisizleştirilmesine, şayet vatan haini değilse, kimin nasıl bir itirazı olabilir?
Ancak bunu bir büyük toplumsal mutabakat içinde çözmek, belli işbirlikçi unsurları teşhir etmek, tarihi, dini ve sosyal altpaydaları öne çıkararak yapmak yerine bunu kanla yapmaya kalkarsanız olmaz.
Bu yol... Çıkmaz yol...
Son operasyon dalgası DTP'ye değil bölge halkının iradesinedir. PKK'ya, 'Gel bana saldır' demektir... Kaldı ki zaten onlar seve seve 'kanlı randevu'lara tarih vermeye başladı bile...
'Bir taşa 20 yıl' veren zihniyeti, ölüm kuyularının açılmasından rahatsız olanları bulun... İçinize bakın...
Sizi ne rahatsız ediyor beyler? ABD mi? Çuval mı? Ergenekon mu? Taşeronları mı? Barzani mi? Talabani mi? Cemaat mi?
Onlarla hesaplaşın... Bu halk arkanızda durur...
Efendim, onların anladığı dil bu... Sinsilik... İyi de gene kan dökeceksiniz... Evlere ateş düşecek... Bu toprakta şahinden bol ne var Allahınız aşkına? Türkiye olmuş bir kor... Üzerine benzin dökmeye kalkmayın...
Bir başka yol olmalı... Yoksa... Yoksa... Bu liberallerin, bu faşistlerin, bu cemaatlerin tuzağına düşmek en kolayı... Bu tuzak onların değil ki!..
Bu tuzak, artık onların da açık açık itiraf ettiği gibi, ABD'nin... Küresel egemenlerin...
Evlatlarımızın kanını dökmeyin... Kanımızın dökülmesinden kaçacağımızdan değil... Ama kardeş kardeşi neden öldürsün?
Ne oyuna gelin ne oyun kurun... Kendiniz olun... Bu halka; Kürdüne ve Türküne; İslamına ve toprağına güvenin... Bu halk arkanızda durur beyler... İnanın ve güvenin.

akşam

Ağabeyini ve 5 kişilik ailesini katletti

20 Nisan 2009 - Çatalca'da işsiz olduğu için bunalıma girdiği öğrenilen genç; öz ağabeyi, yengesi ve 4 yeğenini vahşice öldürdü. N.E'nin kapının arkasına saklanan 9 yaşındaki yeğenini ise boğazını keserek öldürdüğü ortaya çıktı. Jandarmaya teslim olan zanlı, tutuklanarak cezaevine gönderildi. netgazete

Yüksekova'daki tecavüz skandalı büyüyor

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 12 yaşındaki kıza tecavüz iddiasıyla tutuklananların sayısı 10'a yükseldi.
11 Nisan 2009 15:01

Alınan bilgiye göre, Yüksekova Emniyet Müdürlüğü ekipleri, ailenin ihbarı üzerine, 12 yaşındaki G.D'ye tecavüz iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında 4 kişiyi daha gözaltına aldı.

Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 4 kişi, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

G.D'ye tecavüz ettiği iddiasıyla 3 Nisanda da 6 kişi tutuklanmıştı.
haber7

Evli 2 çocuk annesi kadına tecavüz iddiası

Çorum'da 2 çocuk annesi evli kadını evinden kaçırarak tecavüz ettikleri öne sürülen 2 kişiden biri tutuklandı.07 Nisan 2009 12:41


AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, inşaat işçisi Seydi Şahin (41) ile pazarda esnaflık yapan Hüseyin B. (26), önceki akşam, kendilerine borçlu olduğunu iddia ettikleri M.A.T'nin evine gitti.

Zanlılar, kocasının evde olmadığını söyleyen B.T'yi (46) eşinin yerini göstermesi için zorla otomobile bindirdi.

Seydi Şahin ile Hüseyin B'nin, Celilkırı mevkisinde boş araziye götürdükleri 2 çocuk annesi B.T'yi, tecavüz ettikten sonra evine bırakıp kaçtıkları bildirildi.

Kadının şikayeti üzerine çalışma başlatan polis ekipleri, zanlılardan Şahin'i yakaladı.

haber7

Lüks aracından önce havaya, sonra da kafasına sıktı

11 Nisan 2009 Nişantaşı'ndaki bir barda sabaha kadar arkadaşları ile eğlenen şahıs, daha sonra lüks otomobiline binerek, bardan ayrıldı. Yolda giderken havaya ateş açan şahsın kullandığı araç bir anda kontrolden çıkarak, yol kenarında bulunan bir başka araca çarptı. Olay yerine gelen polis, şahsın başından vurulduğunu belirledi.
Edinilen bilgiye göre olay sabaha karşı Nişantaşı, Maçka Caddesi üzerinde meydana geldi. Arkadaşları ile birlikte Locca Bar'da sabaha kadar eğlenen Eyyüp Andan (25), bar çıkışı 34 EYP 09 plakalı üstü açık BMW 3.20 İ model aracının başına geçti. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, seyir halindeki otomobilde havaya ateş ederek ilerleyen Andan'ın kullandığı araç bir anda kontrolden çıkarak, yolun sol tarafında park halinde bulunan Hyundai marka bir otomobile çarptı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları incelemede şahsın başından vurularak hayatını kaybettiğini tespit etti. Elinde 9 mm. çapında bir tabanca ile bulunan Andan'ın intihar etmiş olabileceği ihtimali üzerinde duran polis, olayla ilgili soruşturma başlattı

netgazete

Şeker yardımını istemedi canından oldu

Adana'da bir genç, verdiği toz şekeri kabul etmediği gerekçesiyle tartıştığı 76 yaşındaki vatandaşı bıçaklayarak öldürdü.31 Mart 2009 18:48
haber7

Dört Cesedin Sırrı Çözüldü
07 Mart 2009 15:36Ankara'da peş peşe bulunan 4 cesedin sırrı çözüldü. Jandarma ilk etapta namus cinayeti üzerinde duruyordu ama olay farklı çıktı...

Ankara Yenimahalle'de dün tabancayla öldürülen 40 yaşındaki Nuray Okkalı, kızı 15 yaşındaki Mukaddes Şeyma Okkalı ve oğlu 10 yaşındaki Osman Yusuf Okkalı'nın cesetlerinin bulunduğu yere 1 kilometre uzaklıkta bugün de yakınları 18 yaşındaki Abdullah Okkalı'nın cesedi bulundu.

Polis 4 kişinin öldürüldüğü vahşeti çözmeye çalışırken, Nuray Okkalı'nın geçen yıl öldürülen Otobüsçüler Derneği Başkanı olan eşi Murat Okkalı'nın amcasının oğlu 25 yaşındaki İzzet Okkalı cinayet şüphelisi olarak gözaltınaalındı. İzzet Okkalı ilk ifadesinde “Anne ve çocuklarını amcamın oğlu Abdullah öldürdü, onu da ben öldürdüm” dedi. Cinayetlerin Murat Okkalı'nın servetinin paylaşımından kaynaklanmış olabileceği ileri sürüldü.

Dün öğle saatlerinde Yenimahalle Kuzey Çevre Yolu Batıkent sapağında bulunan Nuray Okkalı ve iki çocuğunun cesediyle ilgili soruşturmayı yürüten jandarma ekipleri, Okkalı ailesinin yakınlarını araştırdı. Cinayetin işlendiği tahmin edilen sabah saatlerinde, aile ile birlikte olduğu tespit edilen İzzet Okkalı, evinde gözaltına alındı. Geçen yıl alacak kavgasında Karşıyaka Mezarlığı yakınlarında öldürülen ve ardında önemli miktarda servet bıraktığı öne sürülen minibüsçü Murat Okkalı'nın amcasının oğlu olan İzzet Okkalı, jandarmaları karşısında görünce her şeyi anlatacağını söyledi.

Sorgusu devam eden İzzet Okkalı, verdiği ilk ifadesinde amcasının oğlu Abdullah Okkalı ile birlikte yengesi Nuray Okkalı ve yeğenlerini otomobile alıp olay yerine gittiklerini söyledi. İzzet Okkalı, Abdullah'ın ilk önce Nuray Okkalı'nın başına bir el ateş ederek öldürdüğünü, daha sonra oğlu Osman'a aynı şekilde ateş ettiğini belirtti. Okkalı, Abdullah'ın daha sonra da kaçmaya çalışan Mukaddes Şeyma Okkalı'yı yine başına ateş ederek öldürdüğünü öne sürdü. Ardından birlikte otomobile bindiklerini anlatan İzzet Okkalı, yaklaşık 1 kilometre ötede motoru durdurduğunu söyledi. Okkalı, birlikte konuşmak için dışarı çıktıklarında Abdullah Okkalı'yı, yengesi ve yeğenlerini katlettiği için bıçaklayarak öldürdüğünü itiraf etti. Bu açıklama üzerine harekete geçen jandarma ekipleri, olay yerine gittiklerinde Abdullah Okkalı'nın cesediyle karşılaştı.

aktifhaber

Vahşet! 33 günlük bebeğini 28 yerinden bıçakladı
10:50 - Kağıthane'de psikolojik tedavi gördüğü öne sürülen 25 yaşındaki anne, 33 günlük kızını bıçaklayarak öldürdü. Olay, sabaha karşı meydana geldi. netgazete

Vahşet! Kardeşini öldürüp sobada yakmış
13:50 - İstanbul Ataşehir'de oturan Şevval Demirbağ'ın boşanma aşamasına geldiği kocası Ufuk Demirbağ tarafından darp edildiğini belirterek, şikayette bulunması ile başlayan soruşturma derinleştirildi. Demirbağ'ın, 3 ay önce kaybolan madde bağımlısı kaynı Ercan Demirbağ'ın da eşi tarafından öldürülmüş olabileceğini iddia etmesi ile Ufuk Demirbağ'ın evindeki incelemede çatıda bir çuval içerisinde yanmış insan kemikleri bulmuştu. Olayın ardından Ufuk Demirbağ gözaltına alınırken, Şevval Demirbağ, kayınvalidesi ve kızları da ifadelerine başvurulmak üzere karakola götürüldü. netgazete

Eskişehir'de kardeş cinayeti

Eskişehir'de kendisi gibi mermercilik yapan kardeşi tarafından tabancayla ağır yaralanan şahıs, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.17 Mart 2009 22:52

-Edinilen bilgiye göre, Çamlıca Mahallesi Baksan Sanayi Sitesi'nde öğle saatlerinde meydana gelen olayda, mermer işiyle uğraşan Turgay Ö. (36) ile kardeşi T.Ö. (35) arasında "2 bin liralık alacak" meselesi yüzünden çıktığı iddia edilen kavgada, T.Ö. üzerinde taşıdığı tabancayla ağabeyi Turgay Ö.'yü vurarak ağır yaralamıştı.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan Turgay Ö., müdahalelere rağmen hayatını yitirdi
haber7

Yalnız yaşayan yaşlı kadın dövülerek öldürülmüş

10 Mart 2009 Konya'da, geçtiğimiz Cumartesi günü evinde ölü bulunan yaşlı kadının darp edilerek öldürüldüğü ortaya çıktı.
Edinilen bilgiye göre, olay merkez Selçuklu ilçesi Mehmet Akif Mahallesi Gümüşören Sokak Saltık Apartmanı 1. katında meydana geldi. Evde yalnız yaşayan 66 yaşındaki Şerife Doğan'dan haber alamayan yakınları eve geldi. Şerife Doğan'ın kapıyı açmaması üzerine yakınları bu kez durumu polise haber verdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, yaşlı kadını evinin banyo girişinde ölü buldu. Vücudunda darp izi görülmeyen, fakat ağzından kan gelen kadına otopsi yapıldı. Otopside yaşlı kıdının bir cisimle darp edilerek öldüğü ortaya çıktı. netgazete

Bir haftalık kocası gözlerinin önünde öldürüldü
21:00 - Mersin'de balıkçılık yapan Mehmet Kurtgöz (30), 7 Mart tarihinde Gaziantep'te yapılan düğünle evlendiği, ancak henüz resmi nikah yapmadığı eşi Ayşegül Karlı (20) ile alış verişten döndüğü sırada evinin önünde bıçaklı 3 kişinin saldırısına uğradı. Eşinin gözleri önünde sırtından kalbine saplanan bıçak darbesi ile yere yığılan genç, oracıkta hayatını kaybetti. Karlı'nın polislere, "Her şey bir anda oldu. 3 kişiydiler, bir anda bıçaklamaya başladılar. Kaçarken de 'Seninle hesabımız bitmedi' diye bağırıp gittiler" dediği öğrenildi. 14.03.2009 MERSİN netgazete

Chat yapan hemşire eşini bilgisayar başında öldürdü
23:20 - Denizli'de hırdavat dükkanı sahibi N.T. (43) ile hemşirelik yapan eşi P.T. (36) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine N.T., eşini pompalı tü fekle kafasına ateş ederek öldürdü. Olaydan sonra polisi arayarak, "Eşimi öldürdüm, gelin beni alın" dediği belirtilen zanlı, eve gelen ekiplerce gözaltına alındı. N.T.'nin, internet üzerinden başkalarıyla görüştüğü için eşiyle tartıştığını ve sinirlenince cinayeti işlediğini söylediği öğrenildi. 01.03.2009 DENİZLİ netgazete

Annesiyle nikahsız yaşayan kişiyi bıçaklayarak öldürdü

01 Mart 2009 - Balıkesir'de bir genç, annesiyle nikahsız yaşadığı iddia edilen kişiyi, arkadaşının yardımıyla bıçaklayarak öldürdü.
Alınan bilgiye göre Tuncay Mustafa Ö. (24), arkadaşı Ünal G. (24) ile alkol aldıktan sonra annesi Muhsine Ç. (53) ile nikahsız yaşadığı iddia edilen Ali Tıkız'ın (64) Hasan Basri Çantay mahallesi Uzun sokaktaki evine gitti.
İki genç ile Tıkız arasında evde başlayan tartışmanın kavgaya dönüşmesinin ardından Tuncay Mustafa Ö. ve Ünal G., yaşlı adamı bıçakladılar.
Vücudunun türlü yerlerine 28 bıçak darbesi isabet eden Tıkız, olay yerinde yaşamını yitirdi.
netgazete

kız babası 'işkenceci', fuhuş çetesi lideri çıktı
11:15 - Adana Emniyet Müdürlüğünce, Adana, İstanbul, Antalya ve Mersin'de düzenlenen baskınlarda; organize suç örgütü kurarak, aralarında 18 yaşından küçük kadınların da bulunduğu kişileri fuhşa zorlayan, 13'ü kadın, 25 kişi gözaltına alındı. Ev ve iş yerlerindeki aramalarda örgüt üyelerinin görüntülerinin yer aldığı video kayıtlarının incelemesinde, 5 kız babası örgüt lideri başta olmak üzere üyelerin, fuhuş yapmak istemeyen küçük yaştaki kadınların dilinde, kolunda ve vücudunun çeşitli yerlerinde sigara söndürdükleri ve kadınları darbettikleri belirlendi. Örgütün, darp görüntüleri izletip tehdit ederek kadınları fuhşa zorladıkları öğrenildi. 01.03.2009 ADANA - netgazete

Boşanmak isteyen karısını öldüren koca tutuklandı
09:15 - Samsun'un Emirefendi Mahallesi'nde dün meydana gelen olayda; bir çocuk annesi eşi Fatma Kılıç'ı (24), sokak ortasında tartıştıktan sonra çeşitli yerlerinden bıçaklayarak öldüren Mert Kılıç'ın (30), Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgusu tamamlandı. İlk sorgusunun ardında güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edilen Kılıç, çıkartıldığı mahkemece tutuklandı. Kılıç'ın boşanma davası açmak için dilekçe verdiği gerekçesiyle eşiyle tartıştığı ve olayın meydana geldiği öğrenildi. 01.03.2009 SAMSUN netgazete


Van'da adliyeci baba ailesini vurdu: 2 ölü, 3 yaralı
10:45 - Van'da, eşi ve 3 çocuğuyla yaşayan Murat K. sabah erken saatlerde henüz belirlenemeyen bir sebebden ötürü; eşi Nermin K. ile tartıştı. Murat K, eşi Nermin ile çocukları Gökhan, Muhammed ve Gökçe'ye tabancasıyla ateş etti. Kapıyı zor kullanarak açan polis, yaralı Gökhan, Muhammed ve Gökçe K'yı, ambulansla Yüzüncü Yıl Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırdı. Ekipler, yatak odasında Nermin K'nın cansız bedeni ile karşılaştı. Murat K'nın, olaydan sonra 5. katta bulunan evinin balkonundan atlayarak intihar ettiği belirlendi. 23.02.2009 VAN
netgazete

Lise öğrencisi asansörde öldürüldü

Pendik'te 17 yaşındaki lise öğrencisi bir kız, evinin bulunduğu apartmanın asansöründe bıçaklanarak öldürüldü.20 Şubat 2009 19:30


Pendik Lisesi öğrencisi Esra Celepkulu (17), okul çıkışında Uydu Kent Yenişehir Mahallesi Temiz Işık Sitesi'ndeki evine geldi.

Celepkulu, apartmanın asansörüne bindiği sırada arkasından gelen bir kişinin bıçaklı saldırısına uğradı.

Komşuları tarafından sağlık ocağına götürülen Celepkulu, daha sonra Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.

Aşırı kan kaybeden ve ameliyata alınan Celepkulu, ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesinde hayatını kaybetti.

Olayla ilgili S.K'nın(18) göz altına alındığı öğrenildi.
haber7

İzmir'de kahvehane işleten baba eşini ve iki çoğunu öldürdü. Ankara'da ise kuyumcu baba, eşi ve iki çocuğuyla beraber kendisini vurdu. Anne öldü, iki çocuk ve baba ağır yaralı..
13 Şubat 2009 16:36

İzmir'in Tire ilçesine bağlı Eskioba köyünde kahvehane işleten bir kişi, eşini ve iki çocuğunu otomatik av tüfeğiyle öldürdü. Ailenin son dönemde maddi problemler yaşadığı öne sürüldü.

Alınan bilgiye göre, Ülfet Sancar (42) gece yarısı uyuyan eşi Feride Sancar'a (40) kendine ait otomatik av tüfeğiyle iki el ateş etti. Eşini öldürdükten sonra oğlu Hikmet Sancar'a (17) yönelen baba, uyuyan oğlunun da 2 el ateş ederek, yaşamına son verdi.

Tüfek seslerinden uyanan kızı Şevval Sancar (8) durumu fark ederek dışarıya doğru kaçmaya çalıştı, ancak kızını kapının çıkışında yakalayan baba, iki el ateş ederek kızını da öldürdü.

Eşi ve iki çocuğunun yaşamına son veren baba, daha sonra Köy Muhtarı Oktay Törün'ü arayarak olayı anlattı.

Olay yerine gelen Muhtar Törün, jandarmaya haber vererek Ülfet Sancar'ı jandarma ekiplerine teslim etti.

Köy sakinleri, sakin bir yaşantıları olan ailenin 10 yıl önce Manisa'nın Kula ilçesinden Eskioba köyüne yerleştiğini, son dönemde maddi problemler yaşadığını söyledi.

BAŞKENT'TE AİLE DEHŞETİ.. MADDİ SORUNLAR YAŞAYAN BABA EŞİ VE 2 ÇOCUĞUNU VURDUKTAN SONRA SON KURŞUNU KENDİSİNE SIKTI: 1 ÖLÜ, 3 AĞIR YARALI

Ankara'da maddi sorunlar yaşayan 1 kişi eşi ve 2 çocuğunu başından vurduktan sonra son kurşunu kendi kafasına sıktı. Dehşet verici olayda baba Fikret Özbaşaran ve 2 çocuğu Ödül ve Atacan ağır yaralanırken anne Ayfer Özbaşaran olay yerinde hayatını kaybetti.

Başkentte öğle saatlerinde dehşet verici bir aile cinneti yaşandı. Aydınlıkevler semtinde kuyumculuk yapan Fikret Özbaşaran yaşadığı mali sorunlar nedeniyle bunalıma girerek, dehşet saçtı. Subayevleri semtindeki Doru Sokak'ta meydana gelen olayda baba Fikret Özbaşaran önce eşi Ayfer Özbaşaran'ı daha sonra da çocukları Ödül (10) ve Atacan (8) başından vurdu. Cinnet geçiren baba, son kurşunu ise başına sıktı. Olayda, anne Ayfer Özbaşaran evde hayatını kaybederken, baba ve 2 çocuğu ağır yaralandı.

Aydınlıkevler semtinde kuyumculuk yaptığı öğrenilen Fikret Özbaşaran'ın bir süre önce bankadan kredi çekerek konut kredisi kullandığı ve işleri kötü gidincede uzun süredir bunalımda olduğu öğrenildi.
haber7

Sigara vermeme kavgası: 6 yaralı!

Eskişehir'de, "sigara vermeme" meselesi yüzünden iki grup arasında çıkan kavgada 6 kişi bıçakla yaralandı.14 Şubat 2009 13:38

Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Sivrihisar Caddesi'nde bir restoranda içki içip tramvay durağı yakınında karşılaşan S.E. (22), S.Ç. (24), T.K. (22), F.O. (22), E.K. (23), H.K. (22) ile A.K. (20), S.A. (20) ve S.K. (22) arasında "sigara vermeme" meselesinden dolayı tartışma çıktı. Münakaşanın kavgaya dönüşmesiyle S.E., S.Ç., E.K., A.K., S.A. ve S.K. bıçakla yaralandı. Eskişehir Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan yaralılardan S.E.'nin sağlık durumunun ciddi olduğu bildirildi. Polis
haber7

19 yıllık eşini boğup öldürdü, tüfekle canına kıydı
11:45 - İstanbul'da Orman Bölge Müdürlüğü içerisindeki lojmanda yaşayan A.B. (küçük fotoğrafta), eşi E.B. ile henüz belirlenemeyen bir sebebden ötürü tartıştı. Tartışma; kısa sürede kavgaya dönerken, cinnet geçiren şahıs, eşini 3 çocuğunun gözleri önünde elleriyle boğarak öldürdü. Cinayetin ardından tüfeğiyle evden çıkan A.B., otomobiliyle Kilyos yoluna doğru gitti. A.B., yol kenarına park ettiği aracın arka koltuğunda tüfeği çenesine dayayarak canına kıydı. Cenazeler morga kaldırılırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 16.02.2009 İSTANBUL
netgazete

6 yaşındaki kıza tecavüz edip gömdü

Isparta'nın keçiborlu ilçesi'nde 6 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ettikten sonra boğarak öldüren ve cesedi çuvala koyup bir bahçeye gömen zanlı yakalandı.28 Şubat 2009 12:47


Keçiborlu ilçesi tecavüz vahşetiyle sarsıldı. Kızlarının kayıp ihbarını polise vermek üzere Ç. Ailesi, dün akşam emniyete geldi. Polis, E.Ç.'nin bulunması için geniş çapta arama başlatırken Keçiborlu Belediyesi de E.Ç.'nin kayıp olduğu duyurusu yaptı. Polis ekipleri, E.Ç.'nin en son lokantanın karşısında bulunan bakkaldan çıktığının belirlenmesi üzerine bölgedeki işyerlerinin güvenlik kamerası kayıtlarını inceledi.

E.Ç.'nin bakkaldan çıktıktan sonra ayağı aksayan bir adamla birlikte sokaktan uzaklaştığını kamera kayıtlarından inceleyen polis alarma geçti. Yapılan araştırmada ayağı aksayan ve o mahallede oturan kişinin, ilçe belediyesinin taşeron firmasında temizlik işçisi olarak çalışan A.İ. olduğu anlaşıldı.
haber7

6 yaşındaki çocuğa tacizden tutuklandı

Muğla'nın Milas ilçesinde 6 yaşındaki kız çocuğa cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen 20 yaşındaki bir kişi tutuklandı.25 Şubat 2009 00:18

Edinilen bilgiye göre, Milas'a bağlı bir köyde, 6 yaşındaki kız çocuğa cinsel tacizde bulunduğu öne sürülen İ.U. (20) çocuğun bağırarak yardım istemesi üzerine kaçtı.

Vatandaşların verdiği bilgi doğrultusunda çalışma başlatan jandarma ekipleri, hırsızlık suçundan sabıkası olduğu iddia edilen zanlıyı yakaladı.
haber7

İstanbul Beşiktaş'ta tüyler ürperten cinayet!
23:55 - Etiler Mahallesi Dilek Yıldızı Sokak üzerinde yer alan bir çöp konteynırında ceset bulundu. Çöpten kağıt toplayan bir vatandaşın fark ettiği olay, hemen polise intikal ettirildi. Olay yerine gelen ekipler, konteynırın içerisinde buldukları poşette genç bir kıza ait gövdesinden ayrı kesik başla karşılaştı. Aynı konteynırın içerisinde bulunan gitar çantasını inceleyen ekipler, genç kızın parçalara ayrılmış bedenini buldu. Bunun üzerine bölgeye olay yeri inceleme ekibi istendi. 03.03.2009 İSTANBUL
netgazete

İzmir'de 13 yaşındaki çocuk, bebek dünyaya getirdi
22:10 - Rahatsızlanınca hastaneye getirilen 13 yaşındaki E.S'nin muayenesinde hamile olduğu ve doğum sancılarının başladığı belirlendi. E.S, doktor kontrolünde bir erkek bebek dünyaya getirdi. Savcılığın talimatıyla harekete geçen polis, ilköğretim okulu son s ınıf öğrencisi E.S'nin hamileliğinin, ailesi tarafından kısa süre önce fark edildiğini belirledi. E.S'nin ifadesi doğrultusunda, akrabası olan 49 yaşındaki Ş.D. gözaltına alındı. 04.03.2009 İZMİR netgazete

13 günlük bebeğini, 'ağladığı' için dövüp öldürmüş
12:00 - İzmir'in Karşıyaka ilçesinde 13 günlük bebeğin ölümüne neden olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Y.Ç'nin susma hakkını kullanarak ifade vermediği, anne Arzu Ç'nin ise, eşinin, "ağladığı" gerekçesiyle bebeğini dövdüğünü söylediği öğrenildi. Arzu Ç., "Olay günü de votka içti. Ben Emrecan'ın altını değiştireceğim sırada, yardım etmek için yanıma geldi. Emrecan ağlamaya başlayınca vücuduna 5-6 kez vurdu. Susmaması üzerine ise koltuğa fırlattı. Emrecan'ın ağzından kan geldi, yüzü morardı. Bağırışlar üzerine de mahalleli eve geldi ve hastaneye gittik" dedi. 10.03.2009 İZMİR netgazete

2 çocuk annesi, boğazı kesilerek öldürüldü

10 Mart 2009 İstanbul Bağcılar'da bir kadın, evinde boğazı kesilmiş halde ölü olarak bulundu.
Olay, Evren Mahallesi Aslı Sokak üzerindeki bir binada öğle saatlerinde meydana geldi. İddiaya göre, evine gelen Mehmet Ertaç (43), kapıyı çalmasına rağmen kimsenin açmaması üzerine pencereyi kırarak içeri girdi. Ertaç, eşi Oya Ertaç'ı (41) salonda kanlar içerisinde buldu. Mehmet Ertaç'ın olayı polise bildirmesinin ardından olay yerine gelen ekipler, kadının boğazının kesilerek öldürüldüğünü tespit etti. Mehmet Ertaç ifadesinin alınması için Güneşli Polis Merkezi'ne götürüldü
netgazete

Otomobilde intihar olayında cinayet şüphesi
10:15 - Ankara'da Turgut Özal Bulvarı'na gelen Recep Gül, otomobilin içerisinde tabancayla kendisine ateş etti. Ağır yaralanan Gül, otomobilden çıkarak kaldırıma kadar ilerledi. Yanında bulunan arkadaşı da olayın hemen ardından polise ve ambulansa bilgi verdi. Ancak Recep Gül'ün hayatını kaybettiği tespit edildi. Gül'ün içinde bulunduğu otomobilin ön camına ve tavanına 3 merminin isabet ettiği belirlendi. Gül'ü arkadaşının öldürmüş olabileceği ihtimali üzerinde de duruluyor. 14.03.2009 ANKARA netgazete


Tartıştığı arkadaşını araç kullanırken bıçakladı
10:45 - Konya'da 31 yaşındaki Tugay Samancı, kullandığı otomobile arkadaşı Ömer T.'yi aldı. İki arkadaş arasında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışma sırasında Ömer T., seyir halinde olan otomobili kullanan arkadaşını birçok yerinden bıçakladı. Aldığı bıçak darbeleriyle yaralanan sürücü direksiyon hakimiyetini kaybederek bir evin duvarına çarptı. Yaralı halde otomobilden çıkan sürücü ile Ömer T. sokakta kavga etmeye devam etti. Çevredeki vatandaşların olaya müdahele ederek şahısları ayırırken, ağır yaralanan Samancı'nın hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. 14.03.2009 KONYA netgazete

Yolda saldırıya uğrayan eşini ağlayarak seyretti
16:45 - Bursa'da, 8 aylık hamile olan eşini kontrole götüren Ahmet A. (küçük fotoğrafta-27) idaresindeki otomobil, Ankara yolu üzerinde stop etti. Arkasından seyreden Fatih S. durmayı başarırken, Erdal S.'nin kullandığı kamyon ise hızını alamadı. Kamyonun çarptığı otomobil de kazandığı ivmeyle önündeki otomobile vurdu. Hışımla kamyonetten inen Erdal S., "Aracını neden stop ettiriyorsun?" diye, Ahmet A.'ya 8 aylık hamile eşinin gözleri önünde yumruk attı. Kavga, diğer araç sahipleri tarafından engellendi. Darp edilen sürücü için ambulans çağrılırken, kamyon sürücüsünün saldırgan tavrı, diğer sürücüleri çileden çıkarttı. Erdal S., ifade için ekip otosuna götürüldü. 17.03.2009 BURSA netgazete

Tinerciler ısınmak için girdikleri yolcu trenini yaktı

20 Mart 2009 - Sakarya'nın Adapazarı ilçesinde, tinerci oldukları öğrenilen şahıslar ısınmak için girdikleri yolcu treninde yangın çıkardıktan sonra kaçtılar.
Olay, gece Adapazarı garında meydana geldi. İddiaya göre, saat 20.15'te Adapazarı'na gelen ve sabah saat 05:30'da Haydarpaşa seferini yapmak üzere peronda bekletilen 11615 sefer sayılı trenin ikinci vagonunun tuvalet bölümünde yangın çıktı.
Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre, 10 kişi oldukları öğrenilen madde bağımlısı şahısların yanan vagonun içinden çıkarak kaçtılar.
netgazete

Eşinin cenazesine gelen gurbetçiyi akrabası katletti
17:30 - Halil Bürük'ün (55), Almanya'dan eşinin cenaze törenine katılmak üzere geldiği Adana'da, miras işlemlerini sürdürürken kaldığı apartman dairesinde ölü bulunmasının ardından soruşturma başlatan ekipler, cinayetin üstündeki sır perdesini kaldırdı. Ekipler, o gece evde olan kişilerin Halil Bürük'ün yengesinin yeğeni olan Ali Rıza A. (39) ve Aydın A. (29) olduğunu belirledi ve gözaltına aldı. Suçunu itiraf ettikten sonra susma hakkını kullanan Aydın A'nın uyuşturucu madde bağımlısı olduğu, olaydan birkaç saat önce esrar kullandığı belirlendi. 21.03.2009 ADANA
netgazete

İnternette (b) şıkkını seçti annesini öldürdü

İnternette ölüm anketi yapıp (b) şıkkına göre annesini öldüren 17 yaşındaki M.F. ömür boyu hapse çarptırıldı, yaşı küçük olduğu için ceza 20 yıl hapse indirildi.21 Mart 2009 12:33


BURSA’nın Osmangazi İlçesi’nde geçen yıl mayıs ayında internette düzenlediği ’Annemi nasıl öldürürüm?’ anketinden sonra, en çok oy alan (b) şıkkındaki gibi, annesi Asiye F.’yi boğarak öldüren, cesedini parçalara ayırıp denize atmak isterken yakalanan 17 yaşındaki M.F.’nin yargılanması tamamlandı. ’Tasarlayarak annesini öldürmek’ suçundan hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle son kez hákim karşısına çıkan M.F., "Babam annem yüzünden ailemizden ayrıldı. Kardeşlerim ise Ankara’da üniversitede okuyorlardı. Annemle anlaşamıyorduk. Sürekli beni öldüreceğini söylüyordu. Olay günü mutfakta fritözü kullanmak istedim. Annem, ’Yağ damlar’ diyerek bana bağırdı. Elindeki bıçakla üzerime yürüdü. Bıçağı alıp karnına sapladım. Can çekişiyordu, boğarak öldürdüm. Cesedini bir gün sonra parçaladım. Amacım poşetleri denize atarak kurtulmaktı" şeklindeki ifadesini tekrarladı. Son sözü sorulan M.F. "Pişmanım" dedi. Önce ömür boyu ağır hapse mahkum edilen M.F’nin cezası, cinayet günü yaşının 18’den küçük olması sonucu 20 yıla indirildi.

Hürriyet

Boğazı kesilen kocanın eşi ve sevgilisi adliyede
15:00 - Esenler'de, 19 Haziran 2008 tarihinde gerçekleşen olaya ilişkin Elazığ'da yakalanan Serap Y. ile İstanbul'da gözaltına alınan ve Serap Y'nin sevgilisi olduğu öne sürülen Serkan A'nın İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlandı. Serap Y'nin poliste verdiği ifadede, 2 çocuk annesi olduğunu, Serkan A. ile gizli aşk yaşadığını, ancak eşinin bu durumu fark ettiğini, bunun üzerine Serkan A'nın eşinin boğazını keserek öldürdüğünü söylediği iddia edildi. 26.03.2009 İSTANBUL
netgazete

Önce kızına laf attı, sonra bıçakladılar

Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesinde, bir kişi kızına laf attıkları gerekçesiyle tartıştığı 2 genç tarafından bıçaklandı.29 Mart 2009 12:54 haber7

Evli adama çıplak resmini gönderdi, pişman oldu

31 Mart 2009 Eskişehir'in Alpu ilçesinde bir genç kız, tanışıp arkadaş olduğu kişi tarafından "cep telefonundan gönderdiği uygunsuz fotoğrafları ailesine göstermek ve internette yaymakla tehdit edildiği" iddiasıyla jandarmaya başvurdu.
İddiaya göre, Osmaniye beldesinde yaşayan C.G. (19) iki ay önce tanışıp arkadaş olduğu H.Ş'ye cep telefonundan kendisine ait, bazıları uygunsuz fotoğrafları SMS ile yolladı.
C.G, evli ve 2 çocuk babası olduğunu sonradan öğrendiği H.Ş'den ayrılmak istedi. H.Ş. bu duruma sinirlendi ve C.G'yi fotoğraflarını ailesine ve internet yoluyla kamuoyuna yaymakla tehdit etti.
Jandarmaya başvuran C.G, İstanbul'da yaşadığını öğrendiği evli ve iki çocuk babası H.Ş'den davacı oldu.
netgazete

15'indeki kızla ilişkisini cep telefonuna kaydetti! Porno görüntülü şantaja 3 yıl 1 ay ceza aldı

13 Nisan 2009 Samsun'da, internette tanışıp arkadaş olduğu 15 yaşındaki lise öğrencisi kıza birlikte oldukları sırada cep telefonuna kaydettiği görüntülerle şantaj yaptığı iddia edilen genç, 3 yıl 1.5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, "Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve şantaj" suçundan hakkında dava açılan Bekir K.'nin yargılanması sona erdi. Mahkeme heyeti Bekir K.'yi "küçük yaşta kızla rızasıyla ilişkiye girmek" suçundan 1 yıl 15 gün, porno görüntülü şantaj yapmak suçundan da 2 yıl 1 ay olmak üzere toplam 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. netgazete

''Ben Ramboyum'' dedi, aynı aileden 4 kişiyi öldürdü

17 Nisan 2009 Tekirdağ'ın Muratlı ilçesinde durdukları otomobile kurşun yağdırarak 4 kişiyi öldürdükleri öne sürülen zanlılar tutuklanarak cezaevine konuldu. Savcılıkta cinayetleri tek başına işlediğini iddia eden Yalçın Demirci'nin 'Ben Ramboyum her iki silahı birden ben kullandım, cinayetleri ben işledim' diyerek suçu üzerine almaya çalıştığı öğrenildi.
Tekirdağ'ın Muratlı ilçesi Turhan Mahallesi'nde yaşayan Beyret ailesinden 4 kişinin bulunduğu otomobili sokak ortasında durduran Gökhan Demirci (26) ve kardeşi Yalçın Demirci (22) pompalı tüfek ve tabanca ile kurşun yağdırmıştı. 59 UN 706 plakalı otomobilde bulunan Bülent Beyret (35), oğlu Vural Beyret (15), Ersin Beyret (25) ve Selçuk Beyret (17) hayatını kaybetti. Cinayetlerin zanlısı olarak aynı mahallede yaşayan ve aralarında uzun süredir husumet bulunduğu öğrenilen Gökhan Demirci ve Yalçın Demirci polis tarafından gözaltına alındı. Sabaha kadar polis merkezinde sorgulanan zanlılar, öğle saatlerinde geniş güvenlik önlemleri altına Muratlı Adliyesi'ne sevk edildi.
Yaklaşık 2 saat süren sorgunun ardından tutuklama istemi ile Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen zanlılardan Yalçın Demirci, mahkemede verdiği ifadelerde herkesi şaşkına uğrattı. Cinayetleri tek başına ve husumetleri olduğu için işlediğini anlatan Yalçın Demirci, av tüfekleri ve tabancayı sadece kendisini kullandığını iddia ederek 'Ben Ramboyum hepsini ben vurdum' diyerek suçu üzerine almaya çalıştığı öğrenildi. Gökhan Demirci ise verdiği ifadelerde kendisinin olayla ilgisi olmadığını savundu. Demirci kardeşler daha sonra 'kasten adam öldürmek' iddiasıyla tutuklandı

netgazete

Anne ve oğlu boğazları kesilerek öldürüldü
12:45 - Adana'da, merkez Seyhan ilçesi, Emek Mahallesinde yaşayan Filiz Tintaş'ın (küçük fotoğraf solda üstte- 29) evine kahve içmek için gelen komşuları, kapının açık olduğunu fark edince içeri girdi. Salonda 9 yaşındaki Gürkan (küçük fotoğraf solda- altta) ile annesi Filiz Tintaş'ın kanlar içindeki cansız bedeniyle karşılaşan komşuları, durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, anne ile oğlunun boğazlarının kesilerek öldürüldüğünü belirledi. 17.04.2009 ADANA netgazete

14 yaşındaki kıza tecavüze 37 gözaltı
22 NİSAN 2009, ÇARŞAMBA

Çanakkale'nin Lapseki ve Gelibolu ilçelerinde, 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulundukları iddia edilen 37 kişi gözaltına alındı.

ÇANAKKALE - Alınan bilgiye göre, Lapseki İlçe Jandarma ekipleri, Lapseki Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla, yaklaşık 1,5 aydır yürüttüğü teknik takip sonucunda, ilçeye bağlı bir beldede, Y.Ç. (14) için fuhuş pazarlığı yaptıkları ileri sürülen U.Ş, H.E. ve B.B'yi yakaladı.

Genişletilen operasyon kapsamında, bu kişilerin yanı sıra, ilçe merkezi ile bağlı 2 belde ve Gelibolu'da toplam 34 kişi daha gözaltına alındı.

Lapseki İlçe Jandarma Karakolu'na getirilen zanlılardan 10'u, ifadelerinin alınmasının ardından savcılığın talimatıyla serbest bırakılırken, diğer zanlıların ifade işlemlerinin sürdüğü, soruşturma kapsamında yeni gözaltıların olabileceği bildirildi
akşam

11.40 | 9.5.2009
Biri 13, diğeri 15 yaşındaki kız çocuklarına tecavüz etti

BURSA’da evli ve bir çocuk babası 42 yaşındaki Mustafa Kemal Çubukçu, 13 ve 15 yaşlarındaki iki kız çocuğuna tecavüz ettiği iddiasıyla polis tarafından gözaltına alındı. Zanlı, sorgusunun tamalanmasının ardından ‘Küçük yaştaki kız çocuklarına tecavüz etmek’ suçundan adliyeye çıkarıldı.
Merkez Osmangazi İlçesi Hocahasan Mahallesi'nde oturan ve işsiz olduğu öğrenilen evli ve 1 erkek çocuk sahibi Mustafa Kemal Çubukçu, 2 yıl önce sokakta gördüğü arkadaşının kızı 13 yaşındaki B.B.'ye, “Gel seni bize götüreyim” diyerek evine götürdüğü ve tecavüz ettiği öne sürüldü. Yaklaşık 2 yıl boyunca B.B.'ye tecavüz eden ve kız çocuğunun söylememesi için tehdit ettiği iddia edilen Mustafa Kemal Çubukçu'nun daha sonra da oğlunun kız arkadaşı olduğu bildirilen ve 14 yaşındaki H.K.'ya ise, “Oğlum seninle konuşmak istiyor. Bize gel de konuşun” diyerek evine çağırdığı ve tecavüz ettiği öne sürüldü. Bu süre içerisinde yaşadıklarını H.K. ile arkadaş olan B.B., yaşadıklarını anlatınca, H.K.’da Çubukçu'nun kendisine tecavüz ettiğini ifadesinde anlattığı öğrenildi.

Milliyet

Baba-oğul, baba-oğulu bıçakladı
Diğer 3.SAYFA haberlerini okumak için tıklayınız...
Konya'da apartman yöneticisi baba ile oğlu, yolda karşılaştıkları apartman sakini baba ile oğlundan aidat parasını isteyince kavga çıktı. Kavgada yönetici baba ile oğlu, diğer baba oğlu bıçakla yaraladı.
haber7

Kızının iftirasına uğrayan baba intihara kalkıştı
16:00 - İzmir'in Bornova ilçesinde, 14 yaşındaki kızının, kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla karakola başvurması üzerine, gözaltına alınmak istenince silahla intihara teşebbüs eden baba, polis tarafından eyleminden vazgeçirildi. Kızın tecavüze uğramadığı belirlendi. B.Y'nin, babası kendisini dövdüğü için bu iddiayı ortaya attığını anlattığı öğrenildi. Hakkında "suç uydurmak"tan işlem yapılan B.Y. yetiştirme yurduna yerleştirilirken, anne G.Y. de kadın sığınma evine yerleştirildi. 10.05.2009 İZMİR
netgazete

Cinnet geçiren anne, ''Delirdim'' diye, oğlunu boğdu, kızını bıçakladı!

14:45 - İzmir'in Yamanlar semtinde 22 yaşındaki kadın, 3 aylık oğlunu boğarak öldürdüğü, 4 yaşındaki kızını ise karnından bıçakla yaraladığı iddiasıyla gözaltına alındı. 4 yaşındaki kızının çığlığını duyan Arslan K, sesin geldiği kömürlüğe gitti. Kömürlükte eşi S.K'nın yanındaki kızı Sümeyra K'nın elbisesini kanlı halde gören Arslan K, eşine tokat attıktan sonra kızını eve çıkardı. Arslan K, evde de 3 aylık oğlu Mete K'nın yatağında ölmüş olduğunu gördü. Bu sırada karısının kaçtığını fark eden Arslan K, durumu polise bildirdi. 11.05.2009 İZMİR netgazete

Sadullah Paşa'nın Fransız gelini ile 2 kişiyi öldüren tapu çetesinden 55 zanlı, ilk defa mahkemeye çıktı
16:40 - İstanbul'da; kimsesiz ve yaşlıların mallarına el koydukları, Sadullah Paşa'nın Fransız asıllı gelini Vanda Ayaşlı Esen ile Fikriye Geçgil ve Şemsiddin Geçgil'i öldürdükleri iddia edilen çetenin yargılanmasına İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. İddianamede, Beykoz Tapu Müdürü Gülten Doğantemur ve Ümraniye Tapu Müdür Yardımcısı Turhan Tecik'in 8,5 ile 24'er yıl, rahip Abraham Fırat'ın 1,5 ile 8 yıl, tutuklu ve tutuksuz diğer 50 sanığın da, 69 ile 168 yıl arasında müebbet hapse varan çeşitli hapis cezalarına çarptırılmaları isteminde bulunuluyor. 13.05.2009 İSTANBUL netgazete

Bir genç kız diğer bir genç kızı bıçakla öldürdü
11:45 - İstanbul, Maltepe'de; 3 kardeşiyle birlikte oturan Gaye Kılıç (fotoğrafta-29), dün gece dairesinden çöp atmaya çıktığı sırada apartman boşluğunda bekleyen Burcu Kurt'un (20) saldırısına uğradı. Kılıç, vatandaşların yardımıyla hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakım servisine alınan Kılıç'ın, beyin ölümünün gerçekleştiği öğrenildi. Gözaltına alınan Burcu Kurt'un, nişanlısı olduğu öne sürülen Orhan Canga ile konuştuğunu gördüğü Gaye Kılıç ile bu yüzden birkaç gün önce tartıştığı öğrenildi. 14.05.2009 İSTANBUL netgazete

Yaşlı kadını yastıkla boğdular

Balıkesir'in Gömeç ilçesinde, yaşlı bir kadın yalnız yaşadığı evinde yastıkla boğularak öldürüldü.

17 Mayıs 2009 15:54 haber7

13 YAŞINDAKİ KIZA TECAVÜZ

25 Mayıs 2009 13:00
Afyonkarahisar'ın İhsaniye ilçesinde 13 yaşındaki kız çocuğuna en küçüğü 16, en büyüğü 63 yaşında olan 16 kişinin tecavüz ettiği iddia edildi.
Alınan bilgiye göre, Gazlıgöl beldesinde annesinin akli dengesinin bozuk olduğu, babasının da cezaevinde bulunduğu belirtilen 13 yaşındaki Y.O'ya tecavüz ettikleri iddia edilen Z.Ö (32), A.K. (28), B.G. (20), A.G. (22), H.K. (26), M.Y. (36), M.A.K. (18), A.Ö. (16), M.U. (20), M.D. (22), S.Y. (20), C.U. (19), K.T. (46), Z.T. (63), M.U. (39) ve R.Ü. (48), jandarma ekiplerince gözaltına alındı.

Afyonkarahisar Adliyesinden görevlendirilen 2 Cumhuriyet Savcısının sorgulamasının ardından mahkemeye sevk edilen sanıklar tutuklandı.

haber10

Böylesi filmlerde görülmedi! İlk kocasını aldattığı için öldüren kadını, ikinci kocası aldattı diye öldürdü
00:45 - Geçen yıl emekli Tapu Kadastro Sicil Müdürü Mehmet K. (51-fotoğrafta üstte) ile evlenen Nursel K. (44), sevgilisi Erol A.'yı (fotoğrafta altta) eve aldı. Eve erken gelen Mehmet K., eşiyle birlikte yakaladığı Erol A.'yı dışarı çıkartıp kapıyı kilitledi. Cinnet geçiren emekli tapu müdürü karısını 10 bıçak darbesi ile öldürdü. Sevgilisinin kocası tarafından öldürüldüğünü gören Erol A. şoka girdi. Nursel K.'nın, diş hekimi olan ilk kocasını kendisini aldattığı için öldürdüğü öğrenildi. 29.05.2009 ANTALYA
netgazete

31 Mayıs 2009
Adana'da, iki kadın bir minibüsün içinde başlarına ateş edilerek öldürüldü.
Cinayetin, öldürülen kadınlardan birinin 9 yaşındaki oğlunun gözleri önünde işlendiği öğrenildi.
Jandarma ekipleri, merkez Seyhan ilçesi Sarıhamzalı Mahallesi'ndeki bir bahçede terk edilmiş minibüs olduğu yönünde ihbar aldı. İhbar üzerine harekete geçen jandarma ekipleri, motoru çalışır durumda buldukları 16 F 3673 plakalı minibüsün içinde Sevim Kutlu (25) ve Ayşe Özdemir'in (45) cesetleri ile karşılaştı.

Kadınların başlarına sıkılan birer kurşunla öldürüldükleri belirlendi. Bahçede yapılan araştırmada ise Kadri Kaçan (34) omzundan yaralı olarak bulundu. Yine bahçede bulunan ve öldürülen kadınlardan Sevim Kutlu'nun 9 yaşındaki oğlu Mehmet Kutlu da jandarmanın koruması altına alındı. Küçük çocuğun, annesinin öldürülüşüne tanık olduğu bildirildi.

Adana Devlet Hastanesine kaldırılan yaralı Kaçan'ın, cinayeti Sevim Kutlu'nun yakını olan M.K'nin işlediğini söylediği ileri sürüldü. Cumhuriyet Savcının incelemesinin ardından cesetler otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Yetkililer, olay sonrası motosikletle kaçtığı belirtilen şüpheli M.K'nin yakalanmasına çalışıldığını, soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirdi.

gazeteport

5 genç kız, sokak ortasında birbirine girdi
17:20 - Eskişehir Hoşnudiye Mahallesi İsmet İnönü Caddesi'nde yürüyen Pınar A. (22), Gizem B. (26), Hamdi Görkem G. (22) ile Tuğçe Ç.(20), Gamze Ş. (21) ve Gözde G. (21) isimli genç kızlar arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyüp kavgaya dönüşmesi sonucu 5 kız birbirlerini darp sonucu hafif yaralandı. Yaralanan kızlar, götürüldükleri hastanede ayakta tedavi gördü. 31.05.2009 ESKİŞEHİR netgazete

25 yıllık evli çiftin bıçaklı kavgası cinayetle bitti!
25 bıçak yarası alan kadın öldü, eşi balkondan atladı


01 Haziran 2009 Yalova'da 25 yıllık evli çiftin bıçaklı kavgası cinayetle bitti. 25 bıçak darbesi alan kadın hayatını kaybederken, vücudunda 20'e yakın bıçak yarası olan adam ise balkondan atladı. Ağır yaralanan adam yoğun bakıma kaldırıldı.
Mehmet (50) ve Füsun Şençevik (48) çifti, Mimar Sinan Caddesi üzerindeki evlerinde bilinmeyen bir sebepten ötürü tartışmaya başladı. Çift, münakaşanın büyümesi üzerine birbirlerine bıçakla saldırdı. Aldıkları bıçak darbeleri nedeniyle kanlar içinde kalan Füsun Şençevik yere yığıldı. Mehmet Şençevik ise dairesinin kapısını açıp o esnada dışarıda olan komşularına bir şeyler mırıldandı. Ardından kapıyı kapatıp 3 kez kilitleyen Mehmet Şençevik, balkona çıkarak kendini 3. kattan boşluğa bıraktı.
Komşuları durumu polise ve 112'ye bildirdi. Olay yerine gelen 112 ekipleri ağır yaralı olan Mehmet Şençevik'i hemen hastaneye kaldırarak yoğun bakıma aldı. Mehmet Şençevik'in vücudunda 20'ye yakın bıçak darbesi tespit edildi.
Öte yandan daire kapısını çalan polis, cevap alamayınca çilingirle kapıyı açarak içeri girdi. Ekipler, içeride kanlar içinde yatan Füsun Şençevik'in cansız bedeni ile karşılaştı. Kadının sağ kulak arkası ve vücudunun değişik yerlerinde 25 bıçak darbesi tespit edildi. netgazete

GENÇ KIZLARIN KANLI PANTALON KAVGASI

BURSA'da dün akşam 17 yaşındaki S.N. , geçtiğimiz hafta evlerinin balkonundan çalınan kot pantolonunu kız arkadaşının üzerinde görünce çılgına döndü.

Genç kızlar arasında çıkan kavgada eve koşup mutfaktaki bıçağı alan S.N., tartıştığı 16 yaşındaki A.E.'yi bacağından yaralandı. Gözaltına alınan S.N., "Pişman değilim. Pantolonumu çaldığı için bu cezayı hak etti. Artık arkadaşım değil" dedi. Merkez Yıldırım ilçesi Ulus Mahallesi'nde oturan lise son sınıftan terk olan S.N., havanın güzel olması nedeniyle dün gece evlerinin önünde arkadaşlarıyla sohbet ederken yoldan geçmekte olan lise 2. sınıf öğrencisi olan kız arkadaşı A.E.'nin giydiği kot pantolonun, bir hafta önce yıkadıktan sonra astığı birinci kattaki evlerinin balkonundan çalınan pantolonla aynı olduğunu gördü.

Oturduğu yerden kalkarak lise A.E.'nin yanına giden S.N., "Giydiğin pantolon benim bir hafta önce çalınan pantolonum. Benzeri olması mümkün değil. Çalmaya utanmıyor musun? Hemen pantolonumu ver" diyerek bağırarak, A.E. ile tartışmaya başladı. Bir birlerine küfür eden iki genç kız daha sonra kavga etmeye başladılar.

Mahalle sakinlerinin güçlükle ayırdığı kavga sırasında koşarak evine gidip mutfaktaki ekmek bıçağını alan S.N. pantolonunu çalmakla suçladığı A.E.'yi sol bacağından yaraladı. Milliyet

Katliam, dün öğlen başlamış, gece yarısı bitmiş
16:00 - Polis, Adana'da 8 kişiyi öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan zanlı Murat Yüksel'in cinayetlere dün öğlen saatlerinde evin yatak odasında anne Günay ve baba İbrahim Yüksel'i öldürerek başladığını tespit etti. Yetkililer, zanlının daha sonra eve gelen kişileri sırayla odalara çekerek gece geç saatlere kadar öldürdüğünü belirledi. Evli ve 1 çocuk babası zanlı Murat Yüksel'in, olayda tek tabanca kullandığı, evine yapılan baskın sırasında üzerinde kanlı pantolon ve cinayet sonrası eve getirdiği 2 boş kovan bulunduğu tespit edildi. 02.06.2009 ADANA netgazete

Komşu kadın, 'bakkala' diye götürdü, boğup yaktı
14:35 - Konya'da oturan Seyit (31) ve Arzu Çökekoğlu (28) çiftinin 4 yaşındaki kızları Beyza(fotoğrafta) komşuları Kezban U. ile bakkala alışverişe gittikten sonra kaybolmuş ve kendisinden bir aydır haber alınamamıştı.Yaklaşık 300 polisle yapılan araştırmalar sonucu, küçük kızın bakkala birlikte gittiği Kezban U. tarafından boğularak öldürüldüğü ve cesedinin sobada yakıldığı belirlendi. Gözaltına alınan Kezban U.'nun çocuğunun daha önce hastalık sonucu öldüğü öğrenildi. 02.06.2009 KONYA netgazete

Eşinden ayrılan adam, kızını öldürüp canına kıydı
11:45 - Sakarya Erenler ilçesi Hacıoğlu Mahallesi'nde yaşayan Kamil K. (30), şiddetli geçimsizlik neticesinde, eşi Fatma K.'dan 3 ay önce mahkeme kararıyla boşandı. Ayrıldıktan sonra bunalıma giren Kamil K., bu sabah amcasının oğlu Hüseyin K.'ya 'Kızımı vuracağım ardından intihar edeceğim' diye cep telefonu mesajı attı. Kamil K., uyuyan 3 yaşındaki kızı Hatice İ.'yi tabancayla kalbine ateş ederek öldürdü, daha sonra ardından kafasına ateş ederek intihar etti. Eve gelen aile üyeleri, kapıyı açamayınca camı kırıp içeri girdiğinde baba ve küçük Hatice İ.nin cansız bedeniyle karşılaştı. 06.06.2009 SAKARYA netgazete

SBS'ye girmesine izin vermeyen annesini öldürdü
14:00 - Adana'da Seyhan İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi Rabia A. (12), bir süredir okula göndermediği ve SBS'ye girmesine izin vermediği iddiasıyla annesi Songül A. (39) ile tartıştı. Rabia A, Seyhan Belediyesi'nde görev yaptığı bildirilen babasına ait ruhsatlı tabancayla annesi Songül A'yı başından vurarak öldürdü. Anne Songül A'nın cesedi otopsi için Adli Tıp Kurumuna kaldırılırken, katil kızı Rabia A. gözaltına alındı. 07.06.2009 ADANA netgazete

Polis memuru, karısıyla avukatını tabancayla vurduktan sonra, kafasına sıktı.

10 Haziran 2009 21:00
İzmir'in Ödemiş ilçesinde bir polis memuru, '2 çocuğunun velayetini almak için' dava açan boşandığı karısıyla avukatını tabancayla vurduktan sonra, intihar girişiminde bulundu.
Ödemiş İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan polis memuru Melih Işıklıoğlu (37), eski karısı Emine Karadağ (34) ve avukatı Özcan Akçiçek (36) ile Ödemiş Adliyesi bahçesinde karşılaştı.

Taraflar arasında yaşanan kısa tartışmanın ardından yanındaki tabancasını çıkaran Işıklıoğlu, avukata ve eski karısına kurşun yağdırdı, daha sonra tabancasını başına dayayarak ateşledi.

Olay yerine gelen ambulans görevlileri, Karadağ ve Akçiçek'in öldüklerini belirlerken, ağır yaralı durumdaki Işıklıoğlu'nu hastaneye kaldırdı.

Hayati tehlikesinin bulunduğu bildirilen Işıklıoğlu, ambulans helikopterle İzmir'e gönderildi.Emine Karadağ'ın, 2 yıl önce boşandığı Işıklıoğlu'nun 3 ay önce yeni bir evlilik yapması üzerine, 2 çocuğunun velayeti için mahkemeye dava açtığı, tarafların bu davayla ilgili olarak adliyeye geldikleri öğrenildi. Mahkemenin, daha önce babada olan çocukların velayetini anneye verdiği bildirildi. haber10

Turgutlu'da tanınmış 5 esnaf tecavüzden tutuklandı

14 Haziran 2009 Turgutlu ilçesinde, iki erkek çocuğa tecavüz ettikleri iddia edilen beş kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Turgutlu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, M.Ö. (16) ile Ü.Ö. (15)'ye tecavüz ettikleri iddiasıyla Y.T. (52), A.Ö. (61), A.A. (46), M.K. (42), Ö.E. (36) ile kimliği belirsiz bir kişiyi yakaladı.
Emniyette yapılan sorgulamaların ardından Cumartesi günü Turgutlu Adliyesi'ne çıkarılan şahıslar gece saat 23.45'e kadar süren sorgularının ardından tutuklanarak Turgutlu Cezaevi'ne gönderildi netgazete

'Tornavidalı kadın hırsızlar' nihayet yakalandı
10:45 - Adana'da, dairelerden hırsızlık olduğu yönde bilgi alan Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Vatandaşların, apartmandan şüpheli 3 kadının ayrıldığını bildirmesi üzerine çalışmalarını genişleten ekipler, hırsızlıktan çok sayıda sabıkaları bulunan Bahar G. (40), Kiraz Ç. (31) ve Fatoş K. (21) adlı kadınları yaya olarak kaçmaya çalışırken yakaladı. Kadınların üzerlerinden kilitleri kırmakta kullandıkları tornavida, ses çıkmasını önlemek için kullanılan çoraplar ile yine kilit açma kullandıkları saç tokası ele geçirildi. 22.06.2009 ADANA netgazete

5. kattan düşerek ölen 2 yaşındaki kızı annesi atmış
17:05 - Rize'nin Portakallık Mahallesi'nde T.Ö (58) ve D.Ö (38) çiftinin 2 yaşındaki kız çocukları Ş.Ö, 5. kattaki açık pencereden beton zemine düşerek hayatını kaybetti. Rize Devlet Hastanesi'ne kaldırılan kız çocuğunun öldüğü anlaşılırken, görgü şahitlerinin ifadeleri üzerine anne D.Ö, polis tarafından gözaltına alındı. Bazı görgü şahitleri çocuğu annesinin camdan salladığı sırada bıraktığını iddia etti. Şüpheli anne, polis tarafından ifadesinin alınmasının ardından Rize Cumhuriyet Savcılığı'na sevk edildi. 27.06.2009 RİZE netgazete

'Sekreter aranıyor' ilânına kanan kızlara tecavüz etti
10:45 - Ankara'daki "Montaj-06" operasyonunda, gazete ilanıyla çalışmaya gelen sekreterlerin gazozlarına uyku ilacı katarak tecavüz ettiği iddia edilen 1 kişi ile şebeke üyesi 3 kişi gözaltına alındı. Ankara Emniyeti, Sincan'da, galerici Erdal K.'nın (fotoğrafta, solda) elebaşısı olduğu şebekenin tefecilik yaptığını, ödemeyenleri tehdit ettiğini, bir kişinin silahla yaralanmasına karıştığını belirledi. Erdal K.'nın gazetelere 'sekreter aranıyor' ilanı verdiği ve iş için gelen 2 kıza, gazozlarına uyku ilacı katarak tecavüz ettiği, genç kızların görüntüsünü de çektirerek şantaj yaptığı iddia edildi, operasyonda Erdal K., Hamit D., Ayhan V. ve Ayşe Ü. gözaltına alındı. 03.07.2009 ANKARA netgazete

Anne baba katili cinayetleri kredi kartı borcu yüzünden işlemiş

Mersin'de anne ve babasıyla birlikte kardeşini de öldürdüğü iddiasıyla aranan üniversite öğrencisi zanlı cinayeti neden işlediğini anlattı.

11 Temmuz 2009 23:05

Abdullah Biçer'in haberi

Mersin'de, oturdukları apartman dairesinde anne ve babasıyla birlikte kardeşini de öldürdüğü iddiasıyla aranan üniversite öğrencisi Gökhan Uğuz (26) Bataman'da yakalanarak Mersin'e getirildi. Doktor kontrolünden geçirilen zanlı, cinayeti kredi kartı borçlarından dolayı işlediğini ileri sürdü.
haber7

6 yaşındaki Muhammed'in katili intihar etti

Çorlu'da 6 yaşındaki Muhammed Fırtına'nın öldürülmesine ilişkin olarak tutuklanan Sinan Gök, tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar etti.

12 Temmuz 2009 18:23
Çorlu'da 14 Nisan'da kaybolan 6 yaşındaki Muhammed'in öldürülmesiyle ilgili olarak anne Dilber Fırtına ile birlikte 6 zanlı, 29 Mayıs tarihinde sevk edildikleri mahkemece tutuklanmıştı.

Silivri L Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Sinan Gök isimli sanık, cezaevinde intihar etti
haber7

14 tecavüzcü adliyeye sevk edildi
13 Temmuz 2009 19:41
Muğla'da aile içi şiddet nedeniyle evden kaçan kız çocuğuna tecavüz ettiği iddiasıyla gözaltına alınan 14 kişi adliyeye sevk edildi.haber7

Hakkâriliye Bir Bardak Çay Yok
14 Temmuz 2009 18:13

Mersin’de üç milletvekili ile çay bahçesine giden Hamit Geylani’ye, işyeri sahibi “DTP’li misiniz” diye sordu. “Evet” yanıtı alınca...

Mersin’de üç milletvekili ile çay bahçesine giden Hamit Geylani’ye, işyeri sahibi “DTP’li misiniz” diye sordu. “Evet” yanıtı alınca kapıyı gösterdi: Şehidim var, anlayın ve gidin

Çaylarını bitiremediler

DTP’nin 3-4-5 temmuzdaki Mersin kampına katılan Geylani, üç arkadaşıyla Erdemli’de çay bahçesine gitti. Çaylar geldi ancak iki yudum sonra, çay bahçesinin genç sahibi de geldi.

Beyler siz nerelisiniz

“Beyler nerelisiniz” sorusuna Geylani, “Hakkâriliyim” cevabını verince işyeri sahibi üsteledi: Siz DTP milletvekili misiniz? İşyeri sahibi “Evet” yanıtını aldı ve ekledi: Size hizmet sunamam.

25 yılın getirdiği öfke...

“Neden” sorusuna, işyeri sahibinin yanıtı “Şehidim var, anlayın” oldu. Geylani, bunun ayrımcılık olduğunu söyledi ama kalktılar. Yine de öfkelenmediğini söylüyor Geylani: Bu acıların nedeni 25 yıldır bozulmayan ezber.

aktifhaber

Kayınvalidesine kızıp, kendini kaynar suyla haşladı
14:25 - Gaziantep'te gelin E.S. ile kaynanası S.S. tartıştı. Kavganın büyümesi üzerine gelin E.S., demlenen çayın altında bulunan bir çaydanlık dolusu kaynar suyu kendi üzerine döktü. Yüzü ve vücudunun bir kısmı yanan E.S., yakınları tarafından olay yerine çağırılan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Polis, E.S.'nin kendisini yakmasına neden olan kaynanası S.S.'nin ifadesine başvurdu. 14.07.2009 GAZİANTEP netgazete

Halis Ağa 17 yaşındaki Nazıcan'la evlendi

71 yaşındaki ünlü iş adamı Halis Toprak, Aydın'ın Kuşadası ilçesinde 17 yaşındaki Nazlıcan Tagizade ile anne babasının yazılı izni ile evlendi.

18 Temmuz 2009 20:52

Ünlü işadamı Halis Toprak, Nazlıcan Tagizade ile bugün Kuşadası'nda evlendi.
Edinilen bilgiye göre, işadamı Halis Toprak (71), 13 Ağustos 1992 doğumlu Nazlıcan Tagizade ile, henüz reşit olmadığı için anne ve babasından yazılı izin alarak evlendi.

Toprak'a ait Kuşadası Yavansu Mahallesi'ndeki denize sıfır malikanede, saat 10.00'da yapılan törende, gelinin anne ve babası da hazır bulundu. Halis Toprak'ın nikah şahitliğini Toprak malikanesinin tesis görevlisi Nejdet Artar, kızın nikah şahitliğini ise dayısı Menderes Polat yaptı.
Halis Toprak ve eşinin balayına yurt dışına gideceği öğrenildi.
haber7

Ağabeyini vurdu babasını öldürdü

Balıkesir Sındırgı'da iki kardeş arasında çıkan kavgayı ayırmak isteyen baba küçük oğlunu tokatladı. Pompalı tüfekle dönen küçük oğul dehşet saçtı.

20 Temmuz 2009 19:14

Edinilen bilgiye göre, Balıkesir'in Sındırgı ilçesi Çavdaroğlu Mahallesi Emek Sokak'ta ailevi bir sebepten dolayı ağabey Yusuf Kılıç ile kardeşi Y. Kılıç arasında tartışma çıktı. İki kardeşin arasındaki tartışma kavgaya dönüşünce baba Mehmet Kılıç (50) iki kardeşi ayırmak için araya girdi. Kavga sonrası Y.K., babası tarafından önce tokatlandığı daha sonra odasına gönderildiği öne sürüldü. Y.K. evde bulunan av tüfeği ile ağabeyine kurşun yağdırdı.

Yaralı olarak evin penceresinden atlayan Yusuf Kılıç kaçmayı başardı. O esnada evde bulunan anne ve üvey kardeşi de kaçtı.

Tüfeği öz babasına doğrultarak ateş eden Y. K., kaçarak bir işyerine saklandı. Baba Mehmet Kılıç olay yerinde hayatını kaybetti.

haber7

Simitçinin parasını gasp etti, polise direndi
12:30 - Adana'da bir simitçinin parasını gasp ettiği ileri sürülen Y.Y (25), saklanmak için girdiği iş yerinin deposunda iki saat polise direndi. Deponun pencere demiri kesildikten sonra biber gazı ile etkisiz hale getirilen zanlı gözaltına alındı. Zanlı, içeride Kürtçe marşlar söyleyerek zafer işareti arasında bölücü terör örgütü PKK lehine sloganlar attı. 04.11.2010 ADANA netgazete

Yeğen dehşeti!
13 Kasım 2010
İstanbul’dan Kayseri’ye ziyarete gelen genç, dayısını traktörle ezerek, yengesini de boğazını keserek öldürdü.

Edinilen bilgiye göre, Y.S (29), yaklaşık 3 gün önce Tomarza ilçesine bağlı Köprübaşı köyünde yaşayan dayısı İsmail Tekdemir’i (76) ziyarete geldi.
Önceki gün dayısıyla tarlaya giden Y.S, burada dayısı İsmail Tekdemir’i arkasında pulluk takılı traktörle üzerinde geçerek öldürdü. Dayısının cesedini tarlanın çevresinde bulduğu bir naylona saran Y.S, daha sonra traktörle eve döndü. Evde yemek hazırlayan yengesi Saniye Tekdemir’i de (73) boğazını keserek öldüren Y.S, daha sonra köyden otostop çekerek kaçtı. Milliyet

İstanbul'da Dehşet Anları!

Anne ve kardeşini bıçakla ağır yaralayan genç pencereden atlamaya çalıştı. Son anda polis ayağından yakaladı. İşte o dehşet anları...
18.04.2011

İstanbul Başakşehir’de cinnet getirdiği ve uyuşturucu bağımlısı olduğu öne sürülen genç, anne ve kız kardeşini bıçakladı.
Kendisini odaya kapatan ve polislere direnen genç, intihar etmek için 6 katlı binanın penceresine çıktı.

Kendisini aşağıya bırakan genci bacaklarından yakalayan polis kurtardı. TRT
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Çrş Tem 22, 2009 10:49 pm    Mesaj konusu: Her kılığa girin buna girmeyin! Alıntıyla Cevap Gönder

Salih Tuna
Her kılığa girin buna girmeyin!

Ayşe Arman bacımızın sayesinde kılık değiştirmek bi ufaktan moda oldu ya, acayip canım çekti benim de.

Lakin hangi kılığa girecektim?

CHP'li kılığına giremezdim.

Engin Ardıç erken davranmış; kendi hesabına bütün bir seneyi kurtarabilecek güzellikte bir yazıyla CHP'li kılığına girmişti.

Bekir Coşkun kılığına da giremezdim.

Her şeyden evvel köpek fobim engeldi buna.

Ahmet Hakan kılığına gireyim, dedim. Şappadak vazgeçtim.

Risk büyüktü çünkü!

Elemanımız tam o sırada Ahmet Arsan kılığına girmekle meşgul olabilir; talihsiz yazarınız da, Ahmet Hakan yerine yanlışlıkla Ahmet Arsan'a girebilirdi.

Tevafukla kılığa girmek olmaz; zira ademoğlu yaratılış itibariyle, nereye girdiğini bilmezse randıman alamaz.

Çaresizdim!..

Aklıma Ertuğrul Bey'ciğim geldi.

Yazık ki yazık; onun kadar seri ve kıvrak değildim!

Bir gün demokrat, bir gün “darbesevici” olabilecek kadar hızlı “kılık” değiştiremezdim.

Farzımuhal, bugünlerde İmralı'yla büyük mutabakat arayan halinden, (birdenbire) “Kapınıza çarpı işareti koyulmadı; kıymetini bilin!..” haline rücu ederse, ofsayda düşeceğim kesindi.

Ertuğrul Bey'ciğimin kıvraklığına ayak uyduramayacağım için kılığına girmeye cesaret edemedim.

Ama…

Pes etmedim!

Başka arayışlara yöneldim.

Hatta…

Oray Eğin kılığına girmeyi düşünebilecek kadar bir an gözümü kararttım.

Şükür ki şükür, iş işten geçmeden kendime geldim.

En kötü karar karasızlıktan iyidir düşüncesiyle, bir hobi olarak bile ilgimi çekmeyen İsmet Berkan kılığına girmeye karar verdim.

Ne ki, karar verir vermez çok tuhaf bir şey oldu; gaipten sesler duymaya başladım:

“Dünya dışı varlıkların insan formuna girdiklerini biliyoruz… Belirli misyonu olan bu varlıkların insan suretine girerek aramıza karıştığını tahmin ediyoruz…” gibi lakırdılar beynimin içinde yankılanıyordu.

“UFO”cu Haktan Akdoğan'dan duymaya alışık olduğumuz bu sözlerin adeta istilasına uğramıştım.

“Euzübesmele” çektim, “ayetelkürsi” okudum, da, çok şükür “suhulete” kavuştum.

Bir daha İsmet Berkan kılığına girmeyi tasarlamak mı!..Aman diyeyim!..

Bu adamda bir tuhaflık var. Ertuğrul Bey'ciğim tevekkeli “filozof” dememiş ona.

Sonra…

Uğur Dündar kılığına girmeye niyetlendim; lakin “Vakit”ten tırstım.

Ahmet Altan kılığına girmeye de, ne yalan söyleyeyim, üşendim! Roman yazmak, 24 saat demokrat kalmak hadi neyse de, bu saatten sonra “kadın ruhundan anlamak”la uğraşamazdım!

Uzun lafın kısası; gün akşam olmuş yine “boşta kalmıştım.”

Şu Allah'ın hikmetine bakın ki; kılık değiştirmekten umudumu tastamam yitirmek üzereyken, “boşta kalmak” ifadesi sayesinde bir mucize gerçekleşti.

Bu ifade işsizliği çağrıştırdı. İşsizlik de, milyonlarca işsizi.

Tahmin edeceğiniz gibi bir işsizin kılığına girdim…

Adı Şeref, üç çocuğu var, ev kira. 17 aydır çalmadık kapı bırakmamış; iş yok, güç yok!

Üstelik uçan kuşa borcu var!

Söz verdiği halde kaç aydır bir çift ayakkabı alamamış oğluna!

Geçen gün komşunun kızından görüp “yağlan ekmek” isteyen küçük kızını, “akşama” vaadiyle avutsa da annesi…

Şeref için akşam, her zamanki kadar akşam…

Evde ne bir gram yağ kaldı, ne alacak para.

Velhasıl…

Çocuklarının yüzüne bakacak yüzü kalmamış. Güneş doğmadan atıyor kendini sokaklara…

“Benden buraya kadar Şeref!” dedim, “Hadi bana eyvallah!..”

Sokak sokak dolaşamayız seninle!

Avare değiliz, gündemimiz çok yoğun:

Ergenekon, HSYK, “Kürt Sorunu”, AB, demokrasi, laiklik, “bizim mahalle”, “karşı mahalle” ve ayakkabı markası…

Kılık değiştirmek de bir yere kadar.

Hele Şeref'in kılığına girmek; aman Allah saklasın!..

Siz siz olun, Mehmet Yakup Yılmaz'ın, Haydar Dümen'in hatta bizzat Ayşe Arman'ın kılığına girin, sakın ola bir işsizin kılığına girmeyin.

Yahu Şeref bu ne ya!

yenişafak

Kayıp kız, komşu evinde boğazı kesik halde bulundu
17:10 - İzmir'deki olay, önceki akşam saatlerinde, Torbalı Mahallesi'nde bir sitedeki dairede meydana geldi. 10 yaşındaki kızları Merve Nur Kaya'dan (Fotoğrafta solda) haber alamayan baba Mehmet Reşat Kaya ve anne Muhbet Kaya, polise başvurdu. Polis ekipleri küçük kızı bulmak için geniş çaplı arama başlattı. Polis, kızın en son aynı apartmanın 30 numaralı dairesinde oturan S.Ç. (Fotoğrafta sağda-26) isimli komşusunun evine gittiğini belirledi. Kapıyı açarak içeri giren polis ekipleri, küçük kızı kanlar içinde yerde yatarken buldu. İncelemede vücudunun çeşitli yerlerinden altı kez bıçaklanan Merve'nin boğazının kesilerek öldürüldüğü tespit edildi. 22.07.2009 İZMİR NETGAZETE

Kriz, ruh sağlığını bozdu: 3 ayda 1.3 milyon hasta
17:05 - Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın soru önergesine verdiği yanıt 2009 yılında ruhsal bunalım geçiren hasta sayısının arttığını ortaya koydu. Akdağ’ın verdiği bilgiye göre 2009’un ilk üç ayında 1 milyon 376 bin 828 kişi hastanelerin ruh sağlığı ve hastalıkları servisine başvurdu. Akdağ Türkiye’de yaygın olarak kullanılan antidepresanlar için 2008 yılında yapılan toplam harcama miktarının 390 milyon TL olduğunu bildirdi. Akdağ, depresyonlu hasta sayısındaki artışın anlamlı olmadığını, 31 milyon kutuya ulaşan ilaç kullanımındaki artışın ise ekonomik krize bağlanamayacağını savundu. 22.07.2009 ANKARA NETGAZETE

Dövdüğü akrabasının ölümüne üzüldü, canına kıydı

22 Temmuz 2009 Çorum'da akrabalar arasında çıkan kavganın ardından darp ettiği akrabasının hayatını kaybetmesi üzerine vicdan azabı çeken şahıs intihar etti. netgazete

24 Temmuz 2009 21:55
17'lik kızla evlenerek kamuoyunu ayağa kaldıran Halis Toprak'a bir şok da 7 çocuğundan geldi...!



17'lik kızla evlendiği için kamuoyunda 'ikinci Hüzeyin Üzmez vakası' olarak adlandırılan Halis Toprak'a çocuklarından itiraz geldi.

İşadamı Halis Toprak’ın ilk eşi Ayşe Toprak’tan olan 7 çocuğu, babalarının 17 yaşında bir kız ile yaptığı evliliğin iptali için savcılığa başvurdu.


SAVCILIĞA DİLEKÇE İLE BAŞVURDULAR

İşadamı Halis Toprak’ın ilk evliliğinden olan çocukları Aysel Duruk, Aynur Toprak, Şükran Toprak, Ayfer Toprak, Ayla Toprak Zengin, Sevgi Toprak Zengin ve Mine Toprak’ın avukatı evliliğin yasal olmadığı gerekçesiyle hazırladığı dilekçeyi İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na sundu.

Kuşadası Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na verilen dilekçede, işadamı Halis Toprak Kuşadası’nda Anayasaya ve yasalara aykırı bir doğrultuda, 17 yaşından küçük Nazlıcan isimli kişiyle evlendiği ve Toprak Holding Yönetim Kurulu Başkanı olduğu hatırlatıldı.

Yapılan evlenme ile Türk toplumunun bağlı olduğu ahlak kaidelerinin çiğnendiğinin anlatıldığı dilekçede, ailenin kutsallığı kuralı büyük sarsıntıya uğradığı ifade edildi.

17 yaşında bir kız çocuğunun Halis Toprak’a satıldığının ileri sürüldüğü dilekçede, "Kızın ve ailesinin maddi rahatlığı için yapıldığı aşikar olan bu evlenmenin iptali konusunda Cumhuriyet Savcıları görevli ve yetkilidir. Bu evlilik işlemlerini yapan Kuşadası Evlenme Memuru Berrin Yalçın ile evlenenin sağlıklı olduğuna dair şahitlik yapan şahitlerden bir tanesi Halis Toprak’ın sahip olduğu tesisin idari memuru Nejdet Artan’dır. Diğeri ise kızın dayısı Menderes Polat, Anayasa ve yasalara aykırı düşen bu evlenmeye gerçeğe aykırı beyanda bulunmaktan cezai takibat sorumluluğu altındadırlar. 17 yaşındaki kızını Halis Toprak’la evlendirmek için gerçeklere ve başta anayasa ve TCK hükümlerine aykırı olarak muvafakatname veren kızın babası İsmet Tağızade, nikah memuru Berrin Yalçın ile ta tanıklar Nejdet Artan ve Menderes Polat haklarında cezai takibat icrasını şikayeten talep ediyorum'' denildi.

Dilekçede, Toprak ile evlenen Nazlıcan’ın servete kavuşup rahat bir maddi yaşama kavuşmak için bu evlenmeye razı gösterdiğinden cezai takibatın kapsamı içine girmesi zorunlu olduğu belirtildi.

AİLELERE KÖTÜ ÖRNEK OLUYORLAR

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelini oluşturan ailelere kötü örnek verilmesinin önüne geçilmesi gerektiğinin anlatıldığı dilekçede, Aileden sorumlu Devlet Bakanının kamu vicdanını derinden rahatsız eden bu olay nedeniyle derhal harekete geçmeleri için Cumhuriyet Savcılarına gerekli talimatı vermesi gerektiği anlatıldı.

Konunun Türk Toplumu’nun yüksek menfaatlerini ilgilendirdiğinin anlatıldığı dilekçede savcılık makamlarının bu konuda kendilerini görevli ve yetkili görmesi gerektiği belirtildi. Söz konusu evliliğin iptali için yargı yollarına başvurulacağının belirtildiği dilekçede ayrıca evliliğin iptali davalarının açılacağı ifade edildi.
aktifhaber

4 trilyon liralık emlâk için anne-babasını kaçırmış
15:40 - Bursa'nın İznik ilçesinde geçen yıldan beri haber alınamayan yaşlı zengin çiftin oğlu tutuklandı. Yaklaşık 4 milyon TL'lik servete sahip oldukları öne sürülen Ahmet Refik Öner (Fotoğrafta ortada-82) ve eşi Emine Öner'in (Fotoğrafta solda-73) 21 Nisan 2008'de kaybolmasının ardından, İznik Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, çiftin İstanbul'da yaşayan oğlu Kenan Öner (Fotoğrafta sağda-48) hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Uzun süredir polis tarafından aranan Kenan Öner'in, gözaltına alındığı, zanlının sevk edildiği mahkemece tutuklandığı bildirildi. 27.07.2009 BURSA netgazete

Niğde'de Şizofren Vahşeti
29 Temmuz 2009 22:03

Çocuklarının arkadaşını öldürüp, cesedi tuvalette parçaladı

NİĞDE'de şizofreni tedavisi gören ve 6 gün önce hastaneden taburcu edildiği belirtilen 37 yaşındaki Mustafa Payhan, komşularının 13 yaşındaki çocuğu Onur Serin'i, kendi çocuklarının gözü önünde bıçakla öldürdü. Ardından cesedi tuvalete götürüp parçalayan Payhan, kaçtığı Çiftlik İlçesi'nde yakalandı.

Tüyler ürperten cinayet, öğle saatlerinde Yenice Mahallesi Huzurevler Sokak Akın Apartmanı zemin kattaki dairede meydana geldi. Kiracı olarak oturan biri kız 3 çocuk babası Mustafa Payhan, eşi evde olmadığı sırada çocuklarıyla oynamaya gelen komşularının oğlu Onur'u henüz bilinmeyen bir nedenle bıçaklayarak öldürdü. Daha sonra çocuğun cesedini tuvalete götüren Payhan, bıçakla karnını deşerek iç organlarını çıkarttı, cinsel organını ve kulaklarını da kesip, kaçtı.

Saat 14.00 sıralarında eve gelen Nazan Payhan, çocuklarının olayı anlatması üzerine tuvaleti kontrol ettiğinde komşu oğlunun alaturka tipi tuvaletin delik kısmına başı sokulmuş ve parçalanmış haldeki cesedini görüp, polise haber verdi. Kendisinin yeşil kart başvurusu için evden çıkıp, döndüğünde olayla karşılaştığını anlatan Nazan Payhan polisteki ifadesinde, eşinin Adana'da Ruh Sağlığı Hastanesi'nde tedavi gördüğünü ve eve döndüğünden haberinin olmadığını söyledi.

aktifhaber

İntihar eden Eski Milletvekili İncioğlu
15:40 - Önceki gün intihara teşebbüs eden ve kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak hayatını kaybeden eski Milletvekili İmam Hüseyin İncioğlu Gaziantep'te toprağa verildi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Adalet Partisi'nden (AP) Gaziantep'te 5 dönem Milletvekilliği yapan İmam Hüseyin İncioğlu için cenaze töreni düzenlendi. İncioğlu'nun cenazesi, Ulu Cami'de kılınan cenaze namazının ardından, Gaziantep Asri Mezarlığı'nda toprağa verildi. 01.08.2009 GAZİANTEP netgazete

Kızı için kapıya dayanan sarhoşa acımadı, öldürdü
15:10 - Hatay'ın Subaşı beldesinde 37 yaşındaki Murat Karaağaç, aşık olduğu 18 yaşındaki Şilan R.'yi görmek için evine gitti. Ancak ailesi, Murat Karaağaç'ın kızları ile görüşmesine izin vermedi. Çıkan tartışmada alkollü olduğu ileri sürülen Murat Karaağaç, kızın amcası Fazıl R.'yi darp etti. Bunun üzerine kızın babası T.R., evde bulunan yarı otomatik av tüfeğini alarak, ateş etmeye başladı. Kurşunla yaralanan Murat Karaağaç, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Karaağaç'ı öldürdüğü iddia edilen T.R. ise, cinayet silahıyla birlikte gözaltına alındı. 01.08.2009 HATAY
netgazete

Yakılmak İstenen Kadın Öldü
03 Ağustos 2009 18:13Ankara'da üzerine benzin dökülerek yakılmak istenen kadın, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Başkent Ankara'da üzerine benzin dökülerek yakılmak istenen kadın, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Demetevler 12. Cadde 371. Sokak'ta 31 Temmuz Cuma gecesi meydana gelen olayda, Kerkük kökenli ve Hollanda vatandaşı olduğu belirtilen Türkjan Mustafa (35), havaalanından evine gelişi sırasında kar maskesi takan kişilerce üzerine benzin dökülüp yakılmak istenmişti.

Olaydan sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan Türkjan Mustafa'nın sabah saatlerinde hayatını kaybettiği belirtildi.

Türkjan Mustafa'nın cesedi, yapılan otopsinin ardından yakınlarına teslim edildi.

3 kişi yakalandı

Olayla ilgili soruşturma kapsamında Yenimahalle İlçe Emniyet Müdürlüğü Sivil Ekipler Amirliği ile Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet ve Gasp Büro Amirlikleri ekipleri ortaklaşa operasyon düzenledi.

Yaklaşık 50 ekibin görev aldığı operasyonda, olayla ilgili oldukları iddia edilen İ.Y, E.T. ve S.Ş. gözaltına alındı. Zanlılardan İ.Y'nin, Türkjan Mustafa'nın oturduğu apartmanda kapıcılık yaptığı, aynı bölgede oturdukları tespit edilen E.T'nin elektrikçi, S.Ş'nin ise serbest meslek sahibi olduğu belirtildi.

"Olayın önceden planlandığını" kaydeden emniyet yetkilileri, kadının geleceğinden zanlıların haberdar olduğunun, olay günü binanın merdiven aydınlatmasının devre dışı bırakıldığının da saptandığını söyledi.

Yetkililer, zanlıların olay yerinden kaçarken bıraktıkları malzemelerdeki DNA örneklerinden bu kişilere ulaşıldığını bildirdi.
aktifhaber

Konya Hali'ni yakan zanlı tutuklandı

Konya sebze halindeki yangını alacak verecek meselesinden çıkardığı iddiasıyla gözaltına alınan kişi tutuklandı.

03 Ağustos 2009 16:54

Edinilen bilgiye göre, Konya Adnan Menderes Toptan Sebze ve Meyve Hali'nde çok sayıda deponun zarar gördüğü yangınla ilgili gözaltına alınan Osman Böğen (25), emniyetteki sorgusunun ardından Konya Numune Hastanesine gönderildi.

Sağlık kontrolünden sonra Konya Adliyesine götürülen Osman Böğen, savcılıkça ifadesinin alınmasının ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Böğen'in, ifadesinde, sebze halinde bir süre yanında çalıştığı komisyoncu ile arasındaki alacak verecek meselesi yüzünden depoları ateşe verdiğini itiraf ettiği öğrenildi.

haber7

Üzüm asması komşuya uzandı, 2 kişi öldürüldü
15:30 - Isparta'da, evleri yan yana bulunan iki aile arasında üzüm asması yüzünden tartışma çıktı. Serkan T. ve babası Kemal T.'nin bahçesindeki üzüm asmasının yan taraftaki Halil Delta (27) ve babası Ömer Delta'ya ait evin sınırına uzaması üzerine asmayı kesen Delta ailesi ile komşusu arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışmada Serkan T., evde bulunan pompalı tüfeği alıp komşuları olan baba ve oğluna ateş açtı. Ağır yaralanan baba ve oğul tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. Cinayet zanlısı Serkan T. ile azmettirici babası Kemal T. gözaltına alındı. 04.08.2009 ISPARTA
netgazete

10 yaşındaki çocuğa 3 kurşun sıkıldı

Siirt'in Baykan ilçesine bağlı Çevrimtepe köyünde 10 yaşındaki bir çocuk, silahla 3 defa ateş edilerek öldürüldü.

06 Ağustos 2009 13:28

Edinilen bilgiye göre, Oynaklı mezrası yakınlarında hayvan otlatan Hakan Ulaç (10), kimliği henüz belirlenemeyen kişi veya kişilerce kafasına ve karnına silahla 3 el ateş edilerek öldürülmüş halde bulundu
haber7

CANIM BİRİSİNİ ÖLDÜRMEK İSTEDİ

6 Ağustos 2009 07:52
11 yaşındaki kuzenini öldürüp testereyle parçalara ayıran Beşir Anıl Höyük cinayet nedenini, “Canım birisini öldürmek istedi” diye açıkladı.
ANTALYA’da dayısı Yusuf Ziya Çelikcan’ın oğlu Ural Giray Çelikcan’ı (11) kaçırarak, elektrikli testereyle kesen, daha sonra parçalara ayırdığı vücudu sobada yakmaya çalışırken yakalanan Beşir Anıl Höyük (28) ifadesinde, “O günlerde canım birisini öldürmek istiyordu. Çok bunalmıştım. Birilerine böyle bir şey yapmak istiyordum” dedi.Savcılığa verdiği ifadede Höyük şöyle dedi: “23 Aralık 2008’de dayımın oğlu olan Ural’ı 17.30 sıralarında evlerinin yakınında servisten indiğinde aracıma çağırdım. Kepezüstü’nü biraz geçtikten sonra sakin bir köşede kafasına bir el sıktım. Daha sonra kanlı başını ve gövdesini poşetlere koydum. Eve götürdüm. Aynı gece testere ile kollarını, bacaklarını ve kafasını kestim. Bir kısmını sobada yaktım.”
hürriyet

Su deposuna tarım ilacı atıldı, 3 köy zehirlenecekti
17:50 - Antalya'nın Aksu ilçesinde, Karaöz beldesine bağlı üç mahalleye su dağıtan 80 tonluk depoya dün gece geç saatlerde sekiz kilogram olduğu belirtilen tarım ilacı atıldı. Karaöz halkının tedirginlik yaşadığı olayda, üç mahalleye şebekeden su verme işlemi durduruldu. Sabah saatlerinde hanelerdeki içme suyundan gelen koku üzerine depoda incelemelerde bulunan belediye ekipleri depo içinde tarım ilacı kalıntılarını ve boş kutuları buldu. Belediye hoparlöründen yapılan acil anonsla çevrede bulunan ve şebeke içme suyunun verildiği üç köye 'su içmemeleri ve kullanmamaları' hakkında uyarılarda bulunuldu. 06.08.2009 ANTALYA
netgazete


Elazığ'da küçük yaşta kız çocuğu ile ilişkiye girdikleri iddia edilen 4 kişi tutuklandı.

08 Ağustos 2009 14:42

Alınan bilgiye göre, Y.O'nun (15) cep telefonundaki mesajlarını inceleyen teyzesinin, yeğeninin erkek arkadaşına çektiği mesajlardan şüphelendi. Bunun üzerine, kızın ailesi polise başvurdu.

Yapılan incelemede Y.O'nun bir süredir bazı kişiler ile cinsel ilişkide bulunduğu belirledi. Soruşturmayı sürdüren ekipler Ö.Y (28), M.H.T (21), İ.D (20) ve O.K'yı (31) gözaltına aldı. Mahkemeye çıkarılan zanlılar tutuklandı. Bazı kişilerin de arandığı öğrenildi
haber7

Evlenme vaadiyle kaçırıldı, 3 sapık tecavüz etti
12:30 - Bursa'nın Mudanya ilçesindeki olayda, iddiaya göre deniz kenarında dolaşan Y.D.(35) 3 kişi tarafından evlenme vaadiyle kaçırılarak ormanlık alana götürüldü. Burada tecavüze uğradığını iddia eden Y.D., darp edilerek yol kenarına bırakıldı. Şehir merkezi istikametine gelen minibüse binen Y.D., bir anda yere yığılarak baygınlık geçirdi. Gözyaşlarına boğulan kadına ilk müdahale edenler, gelen 112 Acil Servis ambulansı görevlileri oldu. İfade vermekte zorluk çeken Y.D., "Beni deniz kenarından alıp ormanlık alana götürdüler. Sırtıma bıçakla vurdular. Sonra yol kenarına bırakıp kaçtılar" dedi. 09.08.2009 BURSA
netgazete

Acıyıp evine alan adamı boğdu, telefonunu gasp etti
14:30 - İzmir'in Hatay semtinde, işitme ve konuşma engelli Orhan Baran (küçük fotoğrafta-45), parasının olmadığını söyleyip yardım istediği için evine aldığı İ.D. (ortada-22) tarafından gasp edildi ve boğularak öldürüldü. Tutuklanan katil zanlısı İ.D., işten çıkartıldıktan sonra parklarda kaldığını, maddi durumunun iyi olmaması dolayısıyla bu cürmü işlediğini ileri sürdü. 10.08.2009 İZMİR netgazete

Bodrum'un iki yüzü! bazıları, vur patlasın çal oynasın eğlenirken diğerleri onların çöpleriyle geçiniyor



10 Ağustos 2009 Eğlence hayatının sabahın ilk ışıklarına kadar sürdüğü Muğla'nın Bodrum ilçesindeki çöplü klerden hurda toplayarak geçimlerini sağlayan vatandaşlar, yangında yaşadıkları barakaları boşaltmak zorunda kaldıkları için çöplükte yaşam mücadelesi veriyor.
Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden Bodrum'da tatilciler için düzenlenen dans, müzik ve gösteri ağırlıklı eğlenceler sabahın ilk ışıklarına kadar sürüyor. İlçede tatil yapan yerli ve yabancı turistler gün boyunca denize giriyor ve sahilde güneşleniyor. Aralarında sanat, spor ve iş dünyasından çok sayıda ünlünün de bulunduğu kişiler, günün yorgunluğunu kentin farklı noktalarındaki mekanlarda eğlenerek atıyor.
Eğlence hayatının sabahın ilk ışıklarına kadar sürdüğü Bodrum'un birkaç kilometre dışındaki çöplüklerde hurda toplayarak yaşamını sürdüren insanlar ise Bodrum'da yaşamın farklı bir yüzünü oluşturuyor. Güneşin doğ uşuyla çöp kamyonlarının getirdiği çöplerin arasında "hurda demir, plastik, cam ve plastik şişe" arayan işçiler, ayrıştırdıkları malzemeleri satarak yaşamlarını sürdürüyor.
12 yıldır Bodrum'un Yalıkavak beldesindeki çöplükte yaşayan 8 aile, çöplükte 3 gün önce çıkan ve kısmen kontrol altına alınan yangın yüzünden evsiz kaldı. Çöplüğün yanında bulunan barakaları güvenlik gerekçesiyle boşalt ılan, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 50 kişi, çöpl üğün yanındaki arazide kurdukları naylon çadırlarda yaşam savaşı veriyor.
Yanan çöplükten hurda toplamaya çalışan çocuklar ise yoğun dumana aldırış etmeksizin aile bütçelerine katkıda bulunmaya çalışıyor. Çocuklar, çalıştıkları için okullarındaki derslerini ihmal ettiklerini belirterek, "Oyun oynamaya vaktimiz olmuyor. Okuldan gelince çöplükte çalışmaya başlıyoruz. Yaşıtları mız gibi oyuncaklarımız yok. Yaşadığımız çöplük çok sağlıksız ama başka yaşayacak yer yok. Sık sık hasta oluyoruz" dedi.
Çöplükte 12 yıldır yaşam savaşı veren ailelerin göçmen olarak Selanik'ten geldiğini ifade eden 70 yaşındaki Fikri Cankır, çöplükte bir süre önce çıkan yangında her şeylerini kaybettiklerini anımsatarak, "O yangından sonra kaymakam bize maddi yardımda bulundu. 24 torunum var buradaki durumumu görüyorsunuz. 12 yıldır boğaz tokluğuna çalışıyoruz. Burada ailemle gün boyu demir ve plastik topluyorum. Aylık elime 300 TL geçiyor" diye konuştu.
Cankır, hiçbir sosyal güvencesi olmadığına işaret ederek, şunları söyledi: "Eski bir kamyonum vardı o da geçen yıl çıkan yangında yandı . Bu çöplükte 8 baraka var. Mum ışığında yemek yiyoruz, devlet büyüklerimiz bize jeneratör alsa biz mazotunu alırız. 8 aileden 1'er TL toplayıp mazot alsak yemeğimizi karanlık odada yemek zorunda kalmayız. Burada günde 10 TL kazanıyoruz."
Eşiyle birlikte çöplükte çalışan Güler Cankır ise çöplükte zor şartlarda yaşadıklarını ifade ederek, "Burada yaşamak çok zor, sık sık hasta oluyoruz. Geçen hastaneye gittim, param olmadığı için senet yaptılar. Bende sinir hastalığı ve kalp rahatsızlığı var çok sık hastaneye gidiyorum. Yeşil kartım olsa çok iyi olur" dedi.
Çöplükte yaşayan ve çalışan Türkan Cankır ise yangının çıktığı gün hastanede doğum yaptığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Doğum yapar yapmaz 2 günlük bebeğimle birlikte yaşadığımız yere geri döndük. Yangın devam ediyordu. Şu anda zor durumdayız. Barakamız yangında zarar gördü. Bu nedenle barakadaki eşyaları güvenlik açısından boşalttık. 4 çocuğum ve eşimle yetkililerden yardım bekliyoruz. Bebeğim doğduğu gün evsiz kaldı."

netgazete

13 AĞUSTOS 2009, PERŞEMBE


Ölümle yaşam arasında

Bodrum'un Bitez beldesinde bir otomobilin içinde oturan, silahla havaya ateş açan ve zaman zaman silahı kafasına tutan kişiyi, jandarma ekipleri ikna etmeye çalışıyor. Jandarma şüphelinin yakını olduğu öğrenilen 1 kadın ve çocuğu olay yerinden uzaklaştırdı.

Alınan bilgiye göre, Bitez beldesinin yalı mevkisinde adının N.K (40) olduğu öğrenilen kişi silahla havaya ateş açtı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine jandarma ekiplerinin gelmesinin ardından bir otomobile binen N.K, elindeki tabancayı başına tutmaya başladı.

Şüpheliyi ikna çalışmaları sürerken, jandarma, şüphelinin yakının olduğu öğrenilen 1 kadın ve çocuğu olay yerinden uzaklaştırdı. Zaman zaman silahı ile otomobilin camından havaya ateş açan kişiyi ikna çalışmaları sürüyor.
Akşam

TÜM CESETLERİ YAKTI
31 Ekim 2009 10:09

İSTANBUL Hadımköy Bahar Sokak’taki evinde yatağa bağlı olarak yaşamını sürdüren Aliye Sokollu (65) ile oğlu Ahmet Sokollu (35) vemisafirleri Ramazan Özgönül (51) ile Atila Kabadayı (47), 1 Ekim’i 2 Ekim’e bağlayan gece bıçaklanarak öldürüldükten sonra cesetleri ateşe verilmişti. Jandarma, zanlılar O.K. (21) ile kardeşi R.K.’yi (17) gözaltına almıştı. Tutuklanan iki kardeş, cinayeti Ahmet Sokollu’nun, anneleriyle ilişki yaşadığı gerekçesiyle işlediklerini dile getirmişti. Ayrıca iddiaya göre R.K. kendisi gibimadde bağımlısı olan arkadaşı E.K ile 5 yıl boyunca Ahmet Sokollu ve arkadaşlarının cinsel istismarına uğradı. İki kardeş ayrıca Çanakkale’de yaşayan 23 yaşındaki ablaları L.B.’nin de Sokollu’nun tecavüzüne uğradığını ileri sürdü. Annelerinin Ahmet Sokullu tarafından çekilen çıplak fotoğraflarla şantajamaruz kaldığını iddia eden kardeşlerin anlatımına göre olay şöyle gelişti:

TİNER DÖKTÜLER

Ağabeyi O.K.’yi arayan R.K., Ahmet Sokollu ve aynı evde içki içen 2 arkadaşının tecavüz girişiminden kaçıp kurtulduğunu anlatarak yardımistedi. O.K. hemen Hadımköy’e gitti. İki kardeş katliam gibi cinayetin gerçekleştiği evi bastı. O.K. burada Ahmet Sokollu’yu bıçaklayarak öldürdü. Gürültü üzerine odaya koşan Atila

Kabadayı’yı 50’ye yakın bıçak darbesiyle öldüren kardeşler, uyuyan Ramazan Özgönül ve Aliye Sokollu’ya da acımadı. Cinayetlerin ardından ise R.K. ağabeyine “Şimdi bunları ne yapalım?” diye sordu. Ağabey de “Yakalım” yanıtını verdi. Bunun üzerine kardeşler, cesetlerin üzerine tiner dökerek ateşe verdi.

Haberturk

7 kız çocuk toplu intihara kalkıştı

Kütahya'da ürküten girişim. 12, 13 yaşlarındaki 7 kız çocuğu intihara karar verdi. Kızlardan üçü son anda vazgeçti. Diğerleri hapla ölmek istedi
KÜTAHYA'NIN Tavşanlı İlçesi'nde aynı ilköğretim okulunda öğrenim gören F. E. (13), M.E. (13), N.D. (13) ve Ö.F'nin (12) ile 3 arkadaşlarının ürküten girişimi son anda önlendi.
11 KASIM 2009
İddiaya göre yedi kız öğrenci, daha önce sürekli buluştukları yere giderek birbirleriyle anlaşıp okul ve aileleriyle ilgili sorunları nedeniyle intihar etmeye karar verdi. Bu karardan bir gün sonra Moymul Mahallesi'nde F.E'nin babaannesinin evinde toplanan F.E, M.E, N.D. ve Ö.F'nin, evlerinden getirdikleri hapları bir tabakta karıştırarak yuttuktan sonra evlerine geri döndü. Diğer 3 kız öğrenci ise intihar düşüncesinden vazgeçti.
Evlerinde rahatsızlandıkları için aileleri tarafından Doç. Dr. Mustafa Kalemli Devlet Hastanesi'ne kaldırılan 4 kız öğrenci tedavilerinin ardından taburcu edildi. Öğrenciler, ailelerinin davranışları nedeniyle ölmek istediklerini söyledi

Akşam

Ailelerine yakalanan liseli âşıklar, 7. kattan atladı

22 Aralık 2009 Sivas'ta bir süredir flört ettikleri öğrenilen lise öğrencisi 2 genç, ailelerinden korktukları için bir apartmanın 7. katından atladı. Genç kız hayatını kaybetti, erkek arkadaşı ise ağır yaralandı.
İddiaya göre, Yenişehir Lisesi 11 Fen B sınıfı öğrencisi Ş.Ö. (17), bir süre önce okulda sigara içtiği için disiplin kurulu tarafından uzaklaştırma cezası aldı. Disiplin cezası nedeniyle dün okula gitmeyen Ş.Ö., annesi Zeynep Ö.'ye okul arkadaşlarıyla sinemaya gideceğini söyleyerek evden ayrıldı. Bir süredir flört ettiği okul arkadaşı 9. sınıf öğrencisi Ali Sinan Ç. (14) ile buluşan Ş.Ö., erkek arkadaşının amcasının Şeyh Şamil Mahallesi Şelale Evler Sitesi'neki evine gitti.
Ş.Ö.'nün eve gelmemesi nedeniyle meraklanan ailesi, okul idaresini arayarak kızlarının arkadaşlarıyla sinemaya gitmek için evden ayrıldığını ve geri dönmediğini söyledi. Okul idarecilerinden aldığı bilgi doğrultusunda araştırma yapan aile, kızlarının bir süredir flört ettiği Ali Sinan Ç. ile İstanbul'da yaşayan amcasının Şeyh Şamil Mahallesi'ndeki evine gittiklerini öğrendi. Bunun üzerine Ali Sinan Ç.'nin ailesi ile görüşen Ş.Ö.'nün babası ve ağabeyi, gencin anne ve babası ile birlikte liseli öğrencilerin bulunduğu eve gitti.
Burada evin kapısını açamayan aileler, içeride bulunan çocuklarına seslendi. Ailelerinin sesleri üzerine panikleyen öğrencilerden ilk önce Ş.Ö., daha sonra da Ali Sinan Ç. 8 katlı apartmanın 7. katından atladı.
netgazete

Borcunu ödeyemeyen kadınları sattılar
11:15 - İzmir'de, Buca ilçesini merkez olarak kullanan bir tefecilik çetesi çökertildi. Operasyonun startını tefecilere borçlanan ve borcuna karşılık zorla fuhuş yaptırılan kadının ihbarı verdi. 29.01.2010 İZMİR netgazete

Alkollü gençlerin eğlencesi: 2 ölü, 1 yaralı
1 Ocak 2011
Alkollü gençlerin yılbaşı eğlencesi kanlı bitti: 2 ölü, 1 yaralı.

Eskişehir'de yılbaşı eğlencesinden dönen iki alkollü grup arasında çıkan "neden yan baktın" tartışması kanlı bitti. Hamamyolu Caddesinde meydana gelen kavgada, iki kişi öldü, bir kişi yaralandı.

Olay gece saat 02:00 sularında Arifiye Mahallesi Hamamyolu Caddesi'nde meydana geldi. Yeni yıl eğlencesinden dönen ve fabrikada işçi olarak çalışan Cemil Çalıkuşu (22) , gözlükçüde çalışan kardeşi Cem Çalıkuşu (20) ve Mahmut Niyazi Günaydın (21, evlerine dönerken Hamamyolu Caddesi üzerinde, yine kendileri gibi yılbaşı eğlencesinden dönen ve henüz kimliği tespit edilemeyen 4 kişiyle tartışmaya başladı.

Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine devreye bıçaklar girdi. Çıkan kavgada, Mahmut Nizayi Günaydın ile Cemil Çalukuşu ve kardeşi Cem Çalıkuşu aldıkları bıçak darbeleri sonucu ağır yaralandı. Ağır yaralanan Cemil Çalıkuşu, kaldırıldığı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Mahmut Niyazi Günaydın ise kaldırıldığı Devlet Hastanesinde tüm müdahaleye rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Devlet Hastanesine kaldırılan Cem Çalıkuşu'nun tedavisi ise sürüyor. Cem Çalıkuşu'nun durumunun iyi olduğu belirtildi.

Bu arada, olaya karışan 4 kişi'den birisi polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Polis, diğer zanlıların yakalanması için çalışma başlattı.

Eskişehir'deki yeni yıl kutlamalarında çıkan kavgalarda 19 kişi yaralandı. Öte yandan, Eskişehir'de yılbaşı eğlenceleri sırasında çıkan kavgalarda 20 kişi'nin çeşitli yerlerinden yaralandığı belirtildi.
habertaraf


En son Ekim tarafından Cmt Oca 30, 2010 1:31 am tarihinde değiştirildi, toplam 5 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Prş Ağu 13, 2009 8:17 pm    Mesaj konusu: cemiyet Alıntıyla Cevap Gönder

Cinnet kültürü yaygınlaşırken....
Gazeteboyut Başyazı
nfazilkurt@gmail.com
29.03.2011

Okuyacağınız yazı, her hadisede kusur aramaya hevesli bir kişinin olumsuz bakışından kaynaklanmıyor. Bilakis, gördükleri karşısında, “Keşke görmez olaydım!” diyen bir gözlemcinin hayıflanarak yazdıkları ile karşı karşıyasınız. Peki nedir bu hayıflanılacak olan? Eminim ki bu yazıyı kaleme alan kişi kadar sizleri de derinden sarsan ve dehşete düşüren bir toplumsal yarılmadır bizleri yaralayan, karamsarlığa iten.

Son günlerde yazılı ve görsel medyayı takip edenlerin kanını donduran olaylara tanık olmaktayız. Annesini öldüren gencin soğukkanlı itiraflarından, özürlü kızının canına kıyan babaya kadar geniş bir yelpazede çeşitlenen bu dehşet olaylarına son eklenenler ise tam bir sapmanın habercisi.

Önce, Kayseri’de 3 yıl önce kaybolan üç çocuğun başlarına gelenler sökün etti medyada. Ardından satır satır ve öfkelenerek katilin itiraflarını okuduk, dinledik. Ve dün gerçekleşen çocuk katli. Bir üvey annenin dokuz yaşında bir yavrucağızı öldürüp parçalaması. Aman Yarabbi! Biz nerede yaşıyormuşuz meğerse! Milli ve manevi değerlerimizden, halkımızın mayasının temizliğinden söz ederken, orada burada pıtrak gibi canavarlar yetişmekteymiş de, haberimiz yokmuş.

Elbette halkımızın büyük kısmı hala değerleri doğrultusunda yaşamaya gayret etmekte. Fakat, dehşete düşüren hadiselerin topluca gerçekleşmesi zaten mümkün değildir. O ancak, Batılı korku filmlerinde olur. Bu tür sapmaların azı bile, alarm zillerinin çalması, köklü bir muhasebeye girişmek için yeterlidir. Soru da basittir aslında: Biz nerede hata yapıyoruz/ yaptık?

Bu olaylar ancak, parçalanmış, birbirinden kopuk yaşayan, değer yargılarının etkisi azalmış ve her kesimde maddiyatın manevi dokuya baskın çıktığı toplumlarda gerçekleşir. Denetimsiz yaygınlaşan medya etkinliği ve bilinçsiz kullanılan internet ortamı, değerlerin yıkılması ve insani hassasiyetlerin tahribatı açısından ne kadar büyük tehlike içerdiğini yaşayarak görüyoruz.

Böylesi şiddet olaylarının yaygınlaşması, karşılaşılan her türlü caniliğin kanıksanması gibi bir sonuç doğuruyor. Yaşanan cinneti daha vahim kılan, bu örnekler karşısında toplumun şaşırma refleksini yitirmesi. İşte bu, cinnetin onaylanmasına kadar varacak bir duyarsızlığın ilk adımıdır. Bundan 20 yıl önce her gün insanlar ölüyor diye darbe yapılan bir ülke iken, bugün ölümleri dizi takip eder gibi izliyoruz.

Ahlak, son tahlilde bir değerler toplamıdır. Konuşanı kalmayan dil ne kadar dil ise, toplumun işleyişini belirlemeyen değerler topluluğu da o kadar ahlaktır. Sanal dünyaların dipsiz ve yapay tabiatına terk edilen bir topluluğun varacağı yerin cinnet hali olması hiç de şaşırtıcı değildir. Hele de hedefi olmayan, eğitimin diploma almaya indirgendiği, nesillerin ahlak kaygısına binaen tanımlanmadığı toplumlarda, nihai bir çözülüş ve çöküş kaçınılmazdır.

Topluma yön veren liderlerin birbirlerini boğazlayacakmışçasına yürüttükleri siyasi kavgalar, manevi değerleri geri plana iten maddiyatçı dünya tasavvuru, ahlaka en çok vurgu yapan dindarların kendi hayatlarını örnek kılmak yerine maddiyatçı bir anlayışı benimsemeleri, geleceğe daha kaygılı bakmamıza yol açmaktadır. Toplumsal yapının her alanında olduğu gibi ahlak meselesinde de köklü bir anlayış değişikliğine gidilmesi, bizi Batılı toplumlardan ayıran özelliklerimizin genç kuşaklara hatırlatılması ve eğitimin “verimli vatandaş” yetiştiren bir sistem olarak görülmekten çıkarılması şarttır.

Birkaç ay evvel Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, “Ne yazık ki gençlerimizin bir Kızıl Elması, bir hedefi yok” diye yakınıyordu. Kendisini hala sivil toplum örgütü temsilcisi zanneden bu bakanımıza, gençlik ve eğitim sorununu Milli Eğitim Bakanıyla konuşmasını tavsiye etmekten başka çaremiz yok. Belki o zaman, bu şiddet sarmalının neden yaygınlaştığı ve nasıl önlenebileceği konusunda başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere devlet idarecileri harekete geçer.

Toplumsal cinnet kültürünün bu kadar yaygınlaşması umarız ki, Başbakanın Arena stadından üç dakika yuhalanmasını bir hafta tartışan pek çok yetkilimiz için önemli bir konudur. Eğer öyle değilse, durum gittikçe vahimleşecek demektir.

http://www.gazeteboyut.com/Yazar/Gazeteboyut-Basyazi/Cinnet-kulturu-yayginlasirken.php

Sığınma evleri, 17 bin kadın ve çocuğa yuva oldu
Türkiye genelindeki 54 kadın sığınma evinde 18 yılda yaklaşık 10 bin kadın ve 7 bin çocuğa hizmet verildi. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü İsmail Barış, SHÇEK bünyesinde 29, diğer kurumlara ait 25 olmak üzere Türkiye genelinde 54 kadın sığınma evi bulunduğunu söyledi. Barış, SHÇEK bünyesindeki sığınma evlerinin sayısının 2003 yılına kadar 8 olduğuna dikkati çekerek, son 6 yılda 21 kadın sığınma evinin hizmete sokulduğunu belirtti. 13.08.2009 ANKARA
netgazete

Sevgilisini sokak ortasında öldüren kadın adliyede

28 Eylül 2009 - Gaziantep'te erkek arkadaşının kafasına iki el ateş ederek öldüren bayan adliyeye sevk edildi.
Edinilen bilgiye göre olay Şahinbey Mahallesi Güzeller Sokak'ta meydana geldi. İddiaya göre 22 yaşındaki Canan G. kendisini aldattığı ileri sürülen Emrah Tatlı ile tartıştı. Tartışma sırasında çantasında bulunan tabancayı çeken Canan G. erkek arkadaşının kafasına iki el ateş etti. Emrah Tatlı kafasına isabet eden mermilerle olay yerinde hayatını kaybederken, Canan G. olay yerinden gelen ilk polis ekibine teslim oldu. netgazete

Bankacı kadını, iş arkadaşı kadın boğarak öldürmüş
11:20 - İstanbul'da, Atatürk Mahallesi Ataşehir Caddesi üzerinde bulunan Turkuaz 3. Sitesi'nin 6. katında Ç. ailesinin kullandığı daireye gelen N.Ç'nin kızı, kapısı kilitli olan yatak odasında bir bankanın bilgi işlem müdürlüğünde görevli Nalan Sezer'in cesediyle karşılaştı. Olayın polise bildirilmesi üzerine Ç. ailesinin ara sıra kullandığı anlaşılan dairenin yatak odasında bulunan Sezer'in, ilk belirlemelere göre boğularak öldürüldüğü anlaşıldı. Bunun üzerine polis, N.Ç (solda) ile eşi ve kızını gözaltına aldı. Şüpheli N.Ç'nin, bankacı kadını kendisinin öldürdüğünü söylediği, ancak poliste ifade vermeyerek "susma" hakkını kullandığı öğrenildi. 25.08.2009 İSTANBUL
netgazete

Kocasından kaçıp yardım istedi, tecavüz ettiler

18 Ağustos 2009 Bursa'da evden kaçarak yardım isteyen genç kızı, yardım etme bahanesiyle eve götüren iki zanlı, kıza döverek tecavüz etti.
Alınan bilgiye göre, evli olduğu öğrenilen R.B. (21), eşiyle tartışınca evden kaçtı. Setbaşı Mahallesi'nde tek başına dolaşan genç kız bir büfeden alışveriş yaptığı sırada büfe sahibi İ.S. ile tanıştı. İddiaya göre, yardım isteyen genç kıza yardım edeceğini söyleyen İ.S., R.B.'yi alarak evine götürdü. Ancak burada amcasının oğlu A.S.'yi de çağıran İ.S., genç kıza tecavüz etmeye başladı. Genç kızın direnmesi üzerine İ.S. dayak atarak zorla tecavüz etmeye devam etti. Zanlıların elinden kurtulmayı başaran R.B., karakola giderek yardım istedi.
netgazete

Zonguldak'ta bir kişi ailesinden 6 kişiyi öldürdü
23:50 - Çaycuma ilçesine bağlı Çayırköyünde Şafak Köksal (22), Kıvanç Mahallesi'ndeki ormanlık alanda henüz belirlenemeyen nedenle kayın babası Hüseyin Köroğlu (45), kayın validesi Havva Köroğlu (45), baldızları İknur ve Zülfiye Köroğlu'nu (24) tabancayla ateş ederek, öldürdü. Aynı mahalledeki kayın babasının evinde e şi Ayşe Köksal (22) ve kayın biraderi Aydın Köroğlu'nu (20) da öldüren Köksal, güvenlik güçlerine teslim oldu. 20.08.2009 ZONGULDAK netgazete

17'lik kız, hamile üvey annesini öldürdü

Samsun'un Kavak ilçesinde 17 yaşındaki genç kız, 4.5 aylık hamile olan üvey annesini bıçaklayarak öldürdü.

25 Ağustos 2009 16:31
haber7

Sevgilisine göndermeyen annesini bıçakladı

14:10 - Adana'da, ismi tespit edilemeyen bir kişiyle kaçan ve her defasında ailesi tarafından eve getirilen Ayşe G. (19), bugün sabah saatlerinde de sevdiği erkeğe gitmek için annesi Filiz G. (37) ile tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine Ayşe G. mutfaktan aldığı ekmek bıçağıyla annesine saldırdı. Vücudunun 5 yerine bıçak darbesi alan Filiz G. ağır yaralandı. Komşuların haber vermesi üzerine olay yerine ambulans ve polis ekipleri geldi. Yaralı kadın ambulansla Adana Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. 26.08.2009 ADANA netgazete

Komşu kızını kaçırtıp fidye istedi, SMS ele verdi
10:25 - Adana'da bir kadın, kira ve kredi kartı borçlarını ödemek için, kahvaltı bahanesiyle evlerine gittiği komşusunun 5 yaşındaki kızı Ceren'i kaçırtarak 200 bin TL fidye istedi. Anne Dürdane Ümmühan A'nın polise haber vermesi üzerine, bir kebapçıda bulaşıkçı olarak çalışan Gülşen T. sorguya alındı. Olayı inkar eden Gülşen T.'ye gelen mesaj ise kendisini ele verdi. Mesaj gelen telefona bakan polis, "Bu kızın boşanan arkadaşına ait olduğunu söyledin ama kaçırıldığını söylüyor" diye mesajını gördü. Derhal harekete geçen polis, Ceren'i kurtarıp annesine teslim etti; zanlılar gözaltında. 30.08.2009 ADANA
netgazete

5 yaşındaki kızçocuklara cinsel istismar iddiası

Bursa'nın İnegöl ilçesinde 5 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan kişi tutuklandı.

01 09 2009 17:16

Alınan bilgiye göre, İnegöl Mobilya Sanayi Bölgesi'nde boyacılık yapan Y.U. (32), Mahmudiye Mahallesi'ndeki evlerinin önünde oynayan 5 yaşındaki kız çocuğu B.Ç. ile aynı yaşlardaki iki arkadaşını kandırıp
habere7

2 yaşındaki çocuğunu fuhuş çetesine sattı

İSTANBUL Çocuk Şube Müdürlüğü dedektifleri, küçük yaştaki çocuklara fuhuş yaptırıldığı ihbarı üzerine bir eve baskın düzenledi. Gözaltına alınan şahısların sorgularının ardından korkunç gerçek ortaya çıktı.

Milliyet'in haberine göre; Gebze’de yaşayan F.K'nın, dost hayatı yaşadığı M.C. ile birlikteliğinden olan çocuğunu, İstanbul’daki fuhuş evine 500 TL karşılığında sattığı ortaya çıktı.

ÇOCUK ŞUBESİ OPERASYON DÜZENLEDİ
Birlikte yaşadığı M.C'den olan 2 yaşındaki çocuğu A.S.’yi, İstanbul Avcılar’da kızları ile birlikte fuhuş yapan G.S.’ye 2007 yılında 500 TL karşılığında satan F.K, İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğü’nün operasyonu ile yakalandı. Para karşılığı öz annesi ve M.C. tarafından fuhuş tüccarlarına satılan 2 yaşındaki A.S. ise Sosyal Hizmetler İl Müdürülüğü’ne teslim edildi.

FUHUŞ EVİNE BASKIN
İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğü Ekipleri, küçük yaşta çocuklara fuhuş yaptırıldığı gerekçesi ile Avcılar’da bir eve baskın düzenledi. Ev sahibi Kenan Gürbüz, fuhuş yaptırmak suçundan gözaltına alındı. Baskın sırasında biri 18 yaşından küçük 4 kızı ile birlikte evde bulunan G.S.’de göz altına alındı. İfadesinde 18 yaşından küçük kızı hariç, diğer kızlarının evde fuhuş yaptığını kabul eden G.S. ve kızları ifadeleri alındıktan sonra serbest kalırken, daha önceden de fuhuş yaptırmak suçlarından sabıkası bulunan Kenan Gürbüz, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

"500 TL’YE 2 YAŞINDA KIZ SATIN ALDIK“
Fuhuş yaptırmak suçundan sabıkalı Kenan Gürbüz ile aynı evi paylaşan G.S, emniyetten ayrılırken bir polis memuruna, "Kenan geçtiğimiz sene Gebze’den 2 yaşında bir çocuk satın aldı. Ben ona da bakıyorum" dedi. Bunun üzerine ikinci bir çalışma başlatan Çocuk Şube dedektifleri, henüz 2 yaşındayken 500 TL karşılığında satılan A.S.’nin annesi F.K ve birlikte yaşadığı M.C’ye ulaştı. Gözaltına alınarak İstanbul Çocuk Şube Müdürlüğü’ne getirilen zanlılardan F.K, çocuğunun gayri meşru olduğunu, ancak para karşılığı satıldığından haberi olmadığını ifade ederken M.C, iddiları reddetti. Öte yandan anne F.K’nın yine birlikte olduğu M.C’den 2005 yılında bir çocuğu daha olduğu ve onun da Ataşehir’de bir aileye satıldığı belirlendi. Bu konu ile tahkikatı sürdüren polis M.C ve F.K’yı "Soyağacı değiştirmek" suçundan Üsküdar Adliyesi’ne sevk etti.
Akşam

Eroin partisinde ölen genç kız toprağa verildi
16:30 - Burdur'da, evde kalan U.D. (18) ile R.G. (17), polise 19 yaşındaki arkadaşları Reyhan Basravi'nin öldüğü ihbarını yaptı. Olay yerine gelen polis, genç kızın çıplak cesediyle karşılaştı. Basravi'nin incelenen cesedi üzerinde herhangi bir darp izine rastlanmadı. Genç kızın arkadaşlarıyla birlikte düzenlediği eroin partisinde aşırı dozdan öldüğü iddia edildi. 19 yaşındaki Reyhan Basravi, otopsinin ardından bugün öğle namazını müteakıben kılınan cenaze namazından sonra Burdur asri mezarlığında toprağa verildi. Basravi ile aynı evde olduğu tespit edilen arkadaşları gözaltına alındı. Emniyetteki sorguları tamamlanan ikisi kız 7 kişi adliyeye sevk edildi. 02.09.2009 BURDUR -
netgazete

Kocaeli'ni haraca kesen kadın çeteciler adliyede
14:20 - Kocaeli'nde 2 mafya grubu arasında 2 Ağustos tarihinde Derince ilçesinde çıkan çatışmada, arada kalan ev hanımı Naciye Alpay hayatını kaybetmişti. Polis; 2 ayrı gruba yönelik eş zamanlı operasyonda 35 kişiyi gözaltına aldı, 5 silah, 3 kuru sıkı silah, bir miktar uyuşturucu madde ile çok sayıda çek ve senet ele geçirdi. Sanıklar, İstanbul Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi. Çetelerden birinin liderinin 'Hanım Ağa' lakaplı Ayten S. olduğu öğrenilirken, bir suçtan hapiste bulunan Z.S.'nin çeteyi hapisten yönettiği, Z.S.'nin yokluğunda, örgüte kızı A.S. (sağda) ile yeğeni D.S.'nin liderlik ettiği öğrenildi. 04.09.2009 KOCAELİ netgazete

İşe gitmeyen babasını bıçakladı

Adana'da 14 yaşındaki F.Y., işe gitmeyen babası Sinan Y.'yi (53) 3 yerinden bıçakladı.

06 09 2009 21:46

Edinilen bilgiye göre olay Güzelevler Mahallesi 1956 Sokak 22 numaralı evde meydana geldi.

İnşaatlarda çalışan F.Y., işe gitmek için sabah uyandı. İnşaat ustası babasının uyuduğunu gören F.Y., Sinan Y.'yi uyandırıp, 'Ben işe gidiyorum, sen gitmeyecek misin?' diye sordu. Sinan Y., bugün işe gitmeyeceğini belirterek, oğluna kendisinin gitmesini söyledi.

F.Y., 'Ben işe gidiyorsam, sen de gideceksin.' diyerek babasıyla tartışmaya başladı. Bunun üzerine sinirlenen baba Sinan Y., oğluna tokat attı. Mutfağa giden F.Y., bir ekmek bıçağı alıp babasını üç yerinden bıçaklayıp evden kaçtı.
haber7

Biber gazlı kuyumcu soyguncusu tekrar adliyede
17:05 - İzmir'in Konak ilçesinde biber gazı spreyiyle bir kuyumcuyu soymak isterken yakalanan ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan bir çocuk annesi 21 yaşındaki B.S.hakkında, savcının bir üst mahkemeye yaptığı itiraz sonucu "yakalama kararı" çıkarıldı. Bunun üzerine dün avukatıyla birlikte Asayiş Şube Müdürlüğü İnfaz Büro Amirliği'ne giderek teslim olan B.S.'nin tekrar mahkemeye çıkacağı bildirildi. B.S.'nin hakkındaki tutuklama kararının vicahiye çevirdikten sonra cezaevine konulacağı bildirildi. 07.09.2009 İZMİR
netgazete

Yanında çalıştığı kadını sevgilisiyle birlikte öldürmüş
18:30 - Balıkesir'de yaşlı bir kadının, 6 ay önce yanında temizlikçi olarak çalışan kadın ve erkek arkadaşı tarafından para ve altınları için öldürüldüğü öğrenildi. Edremit ilçesine bağlı Akçay beldesinde tek başına yaşayan 80 yaşındaki Feride Firuzan Yeğen'in (küçük fotoğrafta) yanında temizlikçi olarak işe başlayan Zeynep A., birlikte yaşadığı Murat A.'ya yaşlı kadının para ve mücevherlerinden bahsetti. Plan yapan ikili, yanlarına Murat A.'nın kardeşi Serdar A.'yı da alarak yaşlı kadının evine gitti. Serdar A.'ya gözetleme görevini veren Zeynep A. ve Murat A., oturma odasında bulunan yaşlı kadını ellerine taktıkları ameliyat eldiveni ile boğarak öldürdü. 11.09.2009 EDREMİT netgazete

İftarda tecavüz
16 EYLÜL 2009

Konya'da 10 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ettiği öne sürülen bir kişi yakalandı.
Edinilen bilgiye göre, merkez Karatay ilçesi Ovaloğlu Mahallesi'nde yaşayan R.A. (33), iftar için komşusu Mustafa D'yi (26) evine davet etti.

R.A, teravih namazına gideceğini söyleyince Mustafa D. de ayakkabılarını değiştirmek için eve dönmesi gerektiğini bahane ederek R.A. ile birlikte çıkmadı. Daha sonra Mustafa D. ev sahibinin kızı S.A'yı (10) da yanına alarak kendi evine gitti.

Mustafa D'nin, evinde küçük kız çocuğuna bıçakla tehdit ederek tecavüz ettiği öne sürüldü.

Olay anında S.A'nın cam şişeyle başına vurması sonucu yaralanan Mustafa D, küçük çocuğu yaşananları kimseye anlatmaması konusunda tehdit ettikten sonra evine gönderdi.

Olaydan hemen sonra S.A'nın üzerinde kan olduğunu fark eden ailesi, yaşadıklarından dolayı konuşmakta güçlük çeken ve korkan kızlarının başına gelenleri öğrenince durumu polise bildirdi.

S.A'nın olayı anlattığını öğrenince kaçmak isteyen şüpheli, polis ekiplerince merkez Karatay ilçesinde yakalanarak gözaltına alındı.

Evli olduğu öğrenilen şüpheli, Konya Numune Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirildi.
akşam

Baba ve kızı evinde asılı bulundu
23 Eylül 2009
Konya'da baba ve 3 çocuk annesi kızı, aynı evde iple asılı bulundu. Cesetler incelenmek için morga kaldırıldı.
Edinilen bilgiye göre Durmuş İncik (56) ve kızı Şerife Küpeli (24), merkez Karatay İlçesi Hacı İbali Mahallesi Tunahan Sokak'taki evin üst katında, iple asılmış bulundu.

Evli ve 3 çocuk annesi olan Şerife Küpeli'nin eşiyle yaşadığı tartışma sonrası babaevine geldiği ve yaklaşık bir haftadır burada kaldığı öğrenildi.
haber7

İki kolu kesilip 17 mermiyle öldürüldü
16:25 - Yüksekova'nın Güngör Mahallesi'nde boş bir arazide 30 yaşlarında bir kişinin öldürüldüğü güvenlik güçlerine bildirildi. Olay yerine giden güvenlik güçleri, savcılık incelemesinden sonra cesedi, Yüksekova Devlet Hastanesi morguna kaldırdı. Yapılan araştırmada, cesedin Bağdaş köyüne bağlı Erik mezrasında yaşayan Sadullah Kaya'ya (fotoğrafta-30) ait olduğu belirlendi. Devlet Hastanesi morgunda yapılan otopside, Kaya'nın cesedinde 17 mermi izine rastlandığı ve iki kolunun kesildiği tespit edildi. 24.09.2009 HAKKARİ netgazete

17 yaşındaki kız, 32 yaşındaki sevgilisini bıçakladı
17:30 - Kırklareli, Yayla Mahallesi Boyacıoğlu Sokak'ta kavga ihbarı alan Polis olay yerine gittiğinde Tamer Kayıkçı'yı (32) yerde yatarken yaralı buldu. 112 Hızır Acil Servis ekipleri Tamer Kayıkçı'yı, Kırklareli Devlet Hastanesine kaldırdı. Kayıkçı, hastanede yapılan tedavisinin ardından taburcu edildi. Polis, araştırmalar sonunda olayı gerçekleştirenin, Kayıkçı'n ın eski sevgilisi olduğu ileri sürülen A.L (17) olduğunu belirledi. Yakalanan A.L, daha sonra Kırklareli Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğüne götürüldü. 25.09.2009 KIRKLARELİ
netgazete

Nitelikli dolandırıcılık çetesi üyesi 39 kişi adliyede
18:20 - İzmir polis ekipleri, 3 gün önce gerçekleştirdiği operasyon kapsamında, gözaltına alınan 49 kişiden, 12 grubun ele başılarının da aralarında bulunduğu 39 kişi Adliye'ye götürüldü. "Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve nitelikli dolandırıcılık" suçlarını işledikleri ileri sürülen zanlıların, 42 il ve 63 ilçede, toplam 295 dolandırıcılık ile 16 yağma olayına karıştıkları tespit edilirken, zanlıların evlerinde yapılan aramalarda, 1'i kuru sıkı toplam 7 tabanca, 5 av tüfeği, 48 bin 635 lira, 2 bin 900 dolar, 8 bin 280 Euro, 122 parça ziynet eşyasıyla 250 bin lira tutarında çok sayıda senet ele geçirildiği bildirildi. 28.09.2009 İZMİR netgazete


Van'da bir kadın eşi tarafından öldüresiye dövüldükten sonra kulağı kesildi. Gözaltına alınan koca serbest kaldı.
28 EYLÜL 2009

VAN - Van'ın Saray ilçesinde yaşayan Sıdıka Platin, eşi tarafından dövülmesi üzerine yakınları tarafından Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Kulağının bir bölümü kesilen, yüzünden ve kafasından aldığı darbeler sonucu yaralanan kadın, tedavisinin ardından Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından koruma altına alındı.

Sıdıka Platin'in babası Ado Özer, kızının 2001 yılında Faruk Platin ile evlendiğini, evlendikten sonra birçok kez eşinin şiddetine maruz kaldığını belirtti. Kızının, 2004 yılında eşinin evini terk ederek baba evine geldiğini anlatan Özer, ancak kızının, Faruk Platin'in tehditleri karşısında yeniden evine dönmek zorunda kaldığını ifade etti. Son olarak damadının kardeşinin, üç gün önce kendilerini telefonla arayarak, ''ağabeyim kızınızı öldürecek, gelin kızınızı götürün'' şeklinde konuşması üzerine, durumu Jandarma Komutanlığı ekiplerine bildirdiğini anlatan Özer, şöyle devam etti:

''Jandarma ekipleri ile köye gittik. Kapı kilitliydi ve kapıyı kimse açmıyordu. Bu sırada evin dışında olan damadım bizi tehdit etmeye başladı. Ekipler, damadımı gözaltına aldı. Evin kapısı açılmayınca kapıyı kırarak içeri girdik. Kızım yerde yarı baygın halde yatıyordu. Kafası ve gözü yarılmıştı, kanlar akıyordu. Ayağa kalkamıyordu. Sonra kulağının kesildiğini fark ettim. Kızımı alarak köyden ayrıldık.'' Damadının gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldığını öğrendiğini ifade eden Özer, kızının da tedavisinin ardından devlet korumasına alındığını söyledi.
Akşam

28 EYLÜL 2009
Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesine bağlı Kapaklı beldesinde, birlikte alkol aldıkları arkadaşının boğazını keserek öldürdüğü öne sürülen 2 kişi tutuklandı.

- Edinilen bilgiye göre, alkol bağımlılığı nedeniyle 6 ay önce eşinden ayrılan ve Atatürk Mahallesi'ndeki evinde yalnız yaşayan Fikret Kahraman'ın (51) 3 gündür evinden çıkmadığını gören komşuları olayı jandarma ekiplerine bildirdi.

Eve giden ekipler, Kahraman'ı 28 bıçak darbesiyle, boğazı kesilerek öldürülmüş halde buldu.

Yapılan incelemenin ardından Kahraman'ın cesedi İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

CİNAYET NEDENİ ''KİM ÖLDÜRÜR'' İDDİASI
Olayla ilgili jandarma ekiplerince yapılan çalışmada Kahraman'ın olaydan önce Suat T. (19) ve Burak K. (24) ile görüştüğü belirlendi.

Olayla ilgili gözaltına alınan Suat T. ve Burak K'nin cinayeti işlediklerini itiraf ettiği bildirildi.

Suat T'nin jandarmada verdiği ifadesinde, ''Cinayet gecesi alkollüydük. Burak K. ile (Fikret'i kim öldürür) iddiasına girdik. Bunun sonucunda ben Fikret Kahraman'ın boğazını sustalı bıçakla keserken Karataş da bıçakladı. Daha sonra televizyonun sesini açarak evden ayrıldık'' dediği iddia edildi.
Akşam

Kayboldu denen kadını, öz oğlu döverek öldürmüş
12:50 - Çalışmak için Ağrı'dan Kayseri'ye gelen ve ahırda büyükbaş hayvanlarla yaşamaya başlayan ailenin kızları E.E. (8) ile en küçük erkek çocukları R.E., komşularının kapısını çalarak, "Annemiz kayboldu" diyerek yardım istedi. Polis, İ.E.'nin (49) işten dönmesini beklerken, yanlarına gelen B.E., annesinin evde olduğunu söyledi. Eve geldiğinde karısının kaybolduğunu öğrenen İ.E., herhangi bir iz bulamadı. Bu sırada yanına gelen R.E., "Baba, annemi ağabeyim döverek ahıra soktu. Çıktığında elbiseleri de kanlıydı" diye bilgi verdi. İ.E., karısı Z.E.'nin (fotoğrafta) üzeri sac ve samanla örtülü olan cansız bedenini buldu. Kaçmaya çalışan B.E. gözaltına alındı, cinayeti itiraf etti. 02.10.2009 KAYSERİ netgazete

14'lük kızını pazarlayan anneye baskın!
18:05 - İzmir'de Ahlak Büro Amirliği ekipleri, Karabağlar ilçesinde fuhuş yapıldığı belirlenen N.Ç. isimli kadının evine operasyon düzenledi. Baskın sırasında evde bulunan 3 erkek ile ev sahibi N.Ç. (52) ve 14 yaşındaki kızı N.B. gözaltına alındı. Gözaltına alınan anne ve 3 erkeğin sorgusunda, anne N.Ç.'nin 14 yaşındaki kızı N.B.'ye fuhuş yaptırdığı belirlendi. Çocuk yuvasına yerleştirilen N.B.'nin, 13 yaşındayken 6 ay erkek arkadaşıyla aynı evi paylaşıp annesinin evine döndüğü öğrenildi. 03.10.2009 İZMİR
netgazete

Anne 2 çocuğu ile birlikte ölüme gitti
10 Ekim 2009 Eskişehir'de cezaevinden yeni çıkan bir kişinin nikahsız yaşadığı kadına ait 'artık yaşamak istemiyorum' şeklindeki notu üzerine Porsuk Çayı'nda yapılan arama büyük bir acıyı ortaya çıkardı.
Eskişehir'de bir anne 2 çocuğuyla Porsuk Çayı'na atladı. Çocukların cesedi bulundu, kaybolan annenin bulunması için çalışmalar sürüyor.

A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, bir süre önce cezaevinden tahliye edilen M. Özer, Ömerağa Mahallesi'ndeki evlerinde nikahsız birlikte yaşadığı Dilek Dinçol'un (24), 6 aylık kızı Nisan ve 5 yaşındaki kızı Ayşen Özer ile dışarı çıkmasının ardından evde ''Yaşamak istemiyorum, intihar edeceğim'' yazılı not buldu.

M. Özer'in Çarşı Polis Merkezine müracaat ederek durumu bildirmesi üzerine arama çalışmaları başlatılırken, Gökmeydan Mahallesi'ndeki Aydın Arat Parkı'ndaki bazı vatandaşlar, bir kadının 2 çocuğuyla Porsuk Çayı'na atladığını ihbar etti.
haber7

Öz oğlunun ölmesi için dua ediyor
10 Ekim 2009

Büyükçekmece'de yaşayan Huriye Çakmak, alkol ve uyuşturucu bağımlısı oğlu S.Ç. (27) yüzünden hayatından bezdiğini belirtiyor.
Oğlunun her akşam kendilerine zarar verdiğini göz yaşları içinde anlatan anne, "Birileri bana yardım etsin! onu topluma kazandıralım." diyor. "Yeri geliyor oğlumun ölmesini istiyorum. Bir anne bunu der mi? ama ben diyorum." şeklinde konuşan anne, yetkililerden yardım bekliyor.

Alkol ve uyuşturucu madde, bir aileyi daha parçalanma noktasına getirdi. Üç çocuk annesi Huriye Çakmak, bir oğlu ve bir kızını evlendirdikten sonra küçük oğlunu da askere gönderdi. Oğlunun terhis olup diğer kardeşleri gibi yuva kurmasını hayal eden anne, askerden sonra oğlundaki değişikliği görünce hayal kırıklığına uğradı. Askerden sonra oğlu S.Ç.'nin çok değiştiğini fark eden anne, hastanelere başvurdu. Her akşam alkol alan ve arkadaşlarından uyuşturucu madde temin ederek kullanan oğlunu kurtarmak için çalmadık kapı bırakmadı. Aradan 5 yıl geçti ancak Huriye Çakmak, oğlunun alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığına bir çözüm bulamadı.

Oğlu S. Ç.'nin kendilerine çektirdiği eziyet nedeniyle artık yaşamak istemediğini anlatan Huriye Çakmak, "Artık canıma tak etti." diyor. Anne Çakmak, "Yeri geliyor 'Allah'ım al canını da, yani birinden birimizi rahata erdir' diyorum. Bu kelime denir mi? ama diyorum. Bazen beni canımdan bezdiriyor. Her akşam içiyor. Babasından zorla para alıyor. Vermeyince kavga çıkartıyor, bize zarar veriyor. Babaya vuruyor. Baba kalp hastası, bilinçsiz yapıyor ama bize zarar veriyor." şeklinde konuşuyor.

Oğlunun eski haline dönmesi için her şeyi denediğini anlatan anne, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Küçükçekmece'de oturuyorduk. Arkadaş çevresinden uzaklaşsın diye Büyükçekmece'ye taşındık. Ancak değişen bir şey olmadı. Tedavi için AMATEM'e götürdüm. Biraz kaldı sonra kendi isteğiyle çıktı. Bir hafta ya da 10 gün kadar kaldı. Bana söyledikleri; 'hasta istemiyor. Biz bu hastayı zorla tutamayız' oldu. Bu hasta normal bir hasta olsa kendisi tedavi olmayı kabul etmez mi? Bazen çalışıyordu. Şu an işten de çıktı her an saldırganlaşabiliyor. Esrar içiyordu. Bana şu an bıraktığını söylüyor. Ama her akşam alkol alıyor."

haber7

Genç kızın katili sapık dayısı çıktı
11 Ekim 2009 İzmir'in Çiğli ilçesinde dün bıçaklanarak öldürülen 14 yaşındaki lise öğrencisi kızın cinayet zanlısının, dayısı olduğu belirlendi.Yeğeni ile birliket olmak isteyen sapık dayı ihbar korkusuyla öz yeğenini öldürmüş.
Çiğli ilçesindeki evlerinde dün bıçaklanarak öldürülmüş bulunan Buse H'nin (14) cesedine, İzmir Adli Tıp Kurumunda otopsi yapıldı. Otopsi sonucunda lise öğrencisi kızın göğsünde, karnında, kollarında ve bacaklarında 21 bıçak darbesinin bulunduğu tespit edildi.

Gözaltına alınarak sorgulanan sapık E.O'nun verdiği ifadede, Buse H'yi öldürdüğünü itiraf ettiği bildirildi. Sapık E.O'nun, yeğeni Buse H'ye ilgi duyduğunu ve bir süre önce cep telefonu hediye ettiğini, bu telefonla erkek arkadaşlarına mesaj attığı için kıskandığını söylediği bildirildi. Zanlı E.O'nun, olay günü yeğeninin evine giderek kendisiyle birlikte olmaya çalıştığını, liseli kızın direnerek karşı koyması üzerine ailesine söyleyeceği korkusuyla bıçaklayarak öldürdüğünü ileri sürdüğü öğrenildi.
Buse H. için Yamanlar semtindeki cemevinde tören yapıldı.
haber101

5 kişi özürlü kıza tecavüz etti: 4 gözaltı
12 Ekim 2009 Ümraniye'de akıl sağlığı yerinde olmayan 23 yaşındaki bir kızı kaçırarak, 5 gün boyunca zorla tecavüz ettiği iddia edilen 4 kişi gözaltına alındı. Olayla ilgili bir kişi ise aranıyor.
Alınan bilgiye göre, geçen çarşamba günü Ümraniye'deki evinden dışarı çıkan R.G'nin eve dönmemesi üzerine şüphelenen ailesi, Ümraniye Asayiş Büro Amirliği'ne giderek akıl sağlığının yerinde olmadığını belirttikleri kızlarının kaybolduğunu bildirdi.

Ailenin şikayeti üzerine konuyla ilgili çalışma başlatıldı. R.G'nin bir arkadaşına ulaşan polis, genç kızın Ender B. isimli bir şahısla görüştüğünü belirledi. Teknik takip başlatan polis ekipleri, R.G'nin bu şahıs tarafından kaçırıldığını tespit etti.

Kaybolduğu günden 5 gün sonra telefonunun açılması üzerine polis ekipleri, R.G ile bir arkadaşı aracılığıyla irtibat kurdu.

Polis ekipleri, adresini belirlediği eve düzenlediği baskında Ahmet T'yi gözaltına aldı. Zanlının yapılan sorgusu sonucunda, Ender B, Burhan B. ve Hakan Y. de yakalanarak gözaltına alındı.

Zanlıların yapılan sorgusunda, Ender B. adlı kişinin R.G ile olaydan 2 gün önce bir otobüste tanıştığı ve genç kızın telefon numarasını alarak onunla görüşmeye başladığı, ardından olay günü kızı zorla götürerek tecavüz ettiği ortaya çıktı.

Ender B'nin tecavüz ettikten sonra R.G'yi arkadaşlarının evine götürdüğü ve 5 kişinin genç kıza 5 gün boyunca sırayla tecavüz ettikleri belirlendi.

haber7

İzmir'in Kiraz ilçesinde, 14 yaşındaki bir kızın hamile olduğunun anlaşılması üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, kızın anne ve babasının da aralarında bulunduğu 13 kişi tutuklandı.

Kiraz'ın Olgunlar köyünde yaşayan ve karın ağrısı şikayetiyle Kiraz Devlet Hastanesi'ne kaldırılan 14 yaşındaki G.Ö'nün 10 haftalık hamile olduğunu belirlenmesi üzerine doktorlar, olayı savcılığa intikal ettirdi. Kiraz Jandarma Komutanlığınca yapılan soruşturma sonucunda kızın, para karşılığı erkeklerle birlikte olduğu iddia edildi. Soruşturma sonucu 15 kişi gözaltına alındı ve Kiraz Adliyesi'ne sevk edildi. Gözaltına alınanlardan, aralarında anne ve babanın da bulunduğu 13 kişi tutuklandı.

Anne N.Ö. ile baba H.Ö'nün olaya göz yumdukları ve yetkili mercilere durumu bildirmedikleri gerekçesiyle, M.K, H.İ.C, Y.C, M.A, H.D, M.Y, A.A, H.D, R.E, A.D, N.K. da G.Ö'nün ifadesi ve yüzleştirilmeleri üzerine kızla ilişkiye girdikleri gerekçesiyle tutuklandılar.

Kızla ilişkiye girdiği gerekçesiyle tutuklananlar arasında 75 yaşında bir kişinin de bulunduğu, hamile kızın bebeğinin babasının, yapılacak DNA testi sonrasında belirleneceği kaydedildi.
haber7

14 Ekim 2009
Adana'da Hamile Kadını Bıçakladılar
Adana'da çocuklar yüzünden çıkan kavgada hamile bir kadın bıçaklanarak yaralandı

Adana'da iki aile arasında çocuk yüzünden çıkan bıçaklı kavgada 7 aylık hamile bir kadın bıçaklanarak yaralandı.

Yüreğir ilçesi 19 Mayıs Mahallesi 1134 Sokak'ta meydana gelen olayda komşu iki aile arasında çocuk meselesi yüzünden tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu önce birbirlerinin evlerini taşlayan taraflar daha sonra bıçak ve sopalarla birbirine girdi. Olayda 32 yaşındaki Derya Çalar, amcasını oğlu Volkan Uzan (34) tarafından sol kalçasından bıçaklandı. Yaralı hamile kadın, olay yerine çağrılan ambulansda yapılan ilk müdahalenin ardından Adana Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı
aktifhaber

Ailesini katletmeden önce 4 sayfalık mektup yazmış
18:00 - Siirt'te cinnet getirerek eşini ve ikiz çocuklarını öldürdükten sonra intihar eden Ahmet Türkaslan ve ailesinin cenazeleri Kayseri'de toprağa verildi. Türkaslan'ın yakınları cenazeleri sabah saatlerinde Yuvalı Mezarlığı'na defnederken, anne Seher Türkaslan ile abla Seher Türkaslan sinir krizleri geçirdi. Eşini ve 2 çocuğunu öldüren babanın, kendisini asmadan önce 4 sayfalık mektup yazdığı ve savcılıkta incelendiği öğrenildi. 17.10.2009 KAYSERİ netgazete

Cinnet geçiren kadının babası: "Kocası dövüyordu"
16:35 - Adana'da dün gece cinnet getirerek babasının evinde 2 çocuğunu boğarak öldürdükten sonra intihar eden kadın ve çocukları, gözyaşları arasında toprağa verildi. Olaydan sonra gözaltına alınan kocanın sorgusu sürerken, acılı baba damadını suçlayarak, "Kızımla aralarında sorun vardı. Kocası sürekli dövüp kızıma baskı uyguluyor, işkence ediyordu" dedi. Olayın yaşandığı eve ilk giren 12 yaşındaki Muhammet Nur Aydın'ın olayın şokunu üzerinden atamadığı görüldü. Muhammet, "Kapı kilitli olunca ağaçtan tırmanarak pencereden eve girdim. Ablam yüz üstü yatıyordu. Çocukları sırt üstü yatıyordu. Sonra jandarmaya haber verdik" dedi. 17.10.2009 ADANA netgazete

Cuma namazındaki cemaate kurşun: 6 yaralı
21:55 - Giresun'un Alucra ilçesinin Tohumluk köyü camisinde, cuma namazı sırasında caminin asma katındaki Hacı Mehmet U, henüz belirlenemeyen nedenle birinci katta namaz kılan cemaatin üzerine tabancasıyla ateş etti. Olayda yaralanan Bayram Okuş, Cumali Özdemir ve Rüştü Sınır, Şebinkarahisar Devlet Hastanesinde, Sinan ve İbrahim Okuş ile Sait Koç ise Giresun Prof. Dr. İlhan Özdemir Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Mermilerin bacak bölgelerine isabet ettiği yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi. 23.10.2009 GİRESUN netgazete

Cinayeti, içki masasında itiraf etti
13:45 - Bursa'da 2 gün önce Osmangazi ilçesi İntizam Mahallesi Bursalı Tahir Caddesi'nde birahanelerde garsonluk yapan S.A. (ortada-25), birlikte olduğu Şehime Bahçe'yi (küçük fotoğrafta-44) bıçaklayarak öldürdüğünü içki masasında arkadaşı S.Ö.'ye itiraf etti. Vicdan azabına dayanamayan S.Ö. ise 2 gün sakladığı sırrı polis ekiplerine anlattı. Bunun üzerine savcılıktan arama kararı alan polis, S.Ö'nün ifadeleri doğrultusunda yalnız yaşayan 44 yaşındaki Şehime Bahçe'nin evine çilingir yardımıyla girdi. Ekipler evin yatak odasında kadının yarı çıplak haldeki cesediyle karşılaştı. 23.10.2009 BURSA netgazete

İş için gitti 20 kişinin tecavüzüne uğradı
28 Ekim 2009 Kocaeli Darıca'da gazetede gördüğü bir iş ilanına başvuran genç kızın başına gelmeyen kalmadı. Tecavüze uğrayan genç kız yetmedi kapatıldığı evde 20'ye yakın kişiye para karşılığı satıldı.
Gazetede gördüğü, "Yatalak kadına bakacak yatılı kadın aranıyor" ilanı için Sakarya'dan Kocaeli'nin Darıca ilçesine gelen bir genç kızın önce tecavüze uğradığı, ardından da kapatıldığı evde 20 kişiye para karşılığı satıldığı ileri sürüldü. Şikayet üzerine polis 4 kişiyi gözaltına aldı.

Edinilen bilgiye göre Darıca'da ikamet eden Y.Ç., ulusal bir gazeteye, "Yatalak eşime bakacak eleman arıyorum" diye ilan verdi. İlan üzerine Sakarya'da öksüz olan ve yakınlarının yanında kalan 22 yaşındaki R.Ö., Darıca'ya gelerek Y.Ç. ile görüştü. Y.Ç. ile ücrette anlaşamayan R.Ö. işi kabul etmedi. Bunun üzerine Y.Ç., R.Ö.'yü Gebze polisinin bir süre önce düzenlediği fuhuş operasyonda gözaltına alınan G.Ç.'ye (30) yönlendirdi.

G.Ç. de iddialara göre, iş umuduyla oyaladığı R.Ö.'ye önce tecavüz etti, ardından da kızı birkaç gün zorla alıkoyduktan sonra Darıcalı B.F., A.F. çiftinin evine götürdü.

Burada bir odaya kapatılan R.Ö., ifadesine göre 20 gün boyunca 20 kişiyle para karşılığı ilişkiye girmeye zorlandı. Bununla yetinmeyen zorbalar, genç kızın Sakarya'daki yakınlarını arayarak kızlarının ellerinde olduğunu söyleyip fidye istedi. Genç kızın ailesinin durumu polise bildirmesi üzerine, Gebze Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri adresi tespit edip eve baskın düzenledi.

haber7

5 bilezik için bebeğinin önünde boğazını kestiler

31 Ekim 2009 Aksaray'da genç bir kadın, oturduğu apartmanın zemin katında boğazı kesilerek öldürüldü.
Olay, Meydan Mahallesi 967. Sokak'taki Zehra Hanım Apartmanı'nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, apartman görevlisi olan kocası ile birlikte yaklaşık bir yıl önce apartmanın kapıcı dairesinde yaşamaya başlayan Kübra Kocatürk (23), apartmanın zemin katında boğazı kesilerek öldürülmüş halde bulundu. Kocatürk’ün, kolundaki 5 altın bileziğin çalındığı tespit edildi.
haber7

Kendisini taşlayan baba ile oğulu öldürdü
03 Kasım 2009 İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Çamyayla Köyü'nde oturan baba ile oğlu, evlerinin önüne gelip cinsel organını gösterdiğini iddia edilen kişiyi taşladı. Taşlanınca kaçan ve av tüfeği alarak geri dönen kişi, baba ve oğlunun öldürdü.
haber7

Tecavüze direndiği için öldürülmüş

06 Kasım 2009 Aksaray'da 25 yerinden bıçaklanıp boğazı kesildikten sonra öldürülen genç annenin katili, kocasının yakın arkadaşı çıktı. Aksaray polisi, özel bir ekiple takip ettiği cinayeti, cenazeye gelmeyen katil sayesinde çözdü.
Olay, 31 Ekim tarihinde Meydan Mahallesi 967. Sokak'taki Zehra Hanım Apartmanı'nın kapıcı dairesinde meydana gelmişti. 6 aylık bebeğiyle evde bulunan 23 yaşındaki Kübra Kocatürk, 25 yerinden bıçaklandıktan sonra boğazı kesilerek öldürülmüş, bilezikleri ve evdeki nakit paralar alınmıştı. Cinayetin ortaya çıkmasının ardından Aksaray Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay yeri incelemeyle birlikte özel bir ekip kurarak araştırmalara başladı. Kocatürk ailesinin akrabalarını ve çevredeki sabıkalıların listesini
çıkaran polis, aynı zamanda Kübra Kocatürk'ün cenazesini takip etti. Bir taraftan sabıkalılar üzerinde araştırma yapan polis, diğer taraftan da cenazeye gelmeyenlerin listesini çıkardı. Yapılan tüm araştırmaların sonunda polis şüpheli olarak öldürülen Kübra Kocatürk'ün kocasının çocukluk arkadaşı Hasan Hüseyin G.'den şüphelenerek takibe başladı.

BİLEZİK VE PARA KATİLDEN ÇIKTI
Polis takip süresince Hasan Hüseyin G.'nin şüpheli hareketlerini ve tedirgin olduğunu fark etti. Hasan Hüseyin G. (34) ile ilgili araştırma yapan polis, öldürülen genç kadını iki kez rahatsız ettiğini öğrendi. Bu bilginin ardından polis, şüpheli Hasan Hüseyin G.'nin evine operasyon düzenledi. Operasyonda zanlı gözaltına alınırken, evinde de arama yapıldı. Yapılan aramada Kübra Kocatürk'ü öldürdükten sonra çaldığı 4 bilezik, 850 TL para ve cep telefonu ele geçirdi. Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü Aşayiş Şube Müdürlüğü'ne götürülen şüpheli, suçunu itiraf etti.

TECAVÜZ EDECEKMİŞ
Cinayet zanlısı Hasan Hüseyin G'nin Kübra Kocatürk'e tecavüz etmek için eve girdiği fakat cinayet işlediği öğrenildi.

netgazete

Yaşlı komşuyu dövüp, altınlarını gaspettiler
18:00 - Gaziantep'te yalnız yaşayan yaşlı kadını sık sık ziyaret edip ev anahtarını kopyaladıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte eve girerek gasp eden Özlem B., erkek arkadaşı İlhan E. ile yakalandı. Gözaltına alınan 2 arkadaş, uyanan yaşlı kadının yüzüne sprey sıkarak etkisiz hale getirmeye çalıştıklarını, ancak bağırarak yardım isteyen kadın susmayınca, feci şekilde döverek susturduklarını ve evde bulunan 2 adet bilezik ve 1 adet altın zinciri alarak kaçtıklarını itiraf etti. 12.11.2009 GAZİANTEP netgazete

Sellektör kavgasında taşlanan anne öldü
18:15 - Bursa'da düğünden dönen bir konvoy, yolda sellektör meselesinden tartıştıkları sürücünün tanıdıkları tarafından taş yağmuruna tutuldu. 22 yaşındaki anne Burcu Atış ve kucağındaki 2.5 yaşındaki kızı yaralandı. Aynı araçta bulunan baba Kamil Atış ve diğer çocuk Figen Atış (3) saldırıdan yara almadan kurtuldu. 15.11.2009 BURSA netgazete

13 ARALIK 2009, PAZAR
7 ayda 2500 taciz

AKŞAM, mayıs ayında çocuğa yönelik 2 bin 500 cinsel istismar dosyasının Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu'nda beklediğini duyurmuştu. Aradan yaklaşık 7 ay geçti. Bekleyen dosya sayısı 5 bine ulaştı. 2011'den önce randevu mümkün değil

Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu, yazar Hüseyin Üzmez'in taciz ettiği iddia edilen B.Ç.'ye ilişkin tartışmalı raporla gündeme oturmuştu. Eskişehir'den birkaç gün önce gelen bir haber, gözleri yeniden aynı kurula çevirdi. Çünkü, 14 yaşındaki bir kıza cinsel istismardan yargılanan antrenör, çocuğu yönelik raporun 2 yıl sonra Adli Tıp'tan gelecek olması nedeniyle tahliye edildi.
AKŞAM, mayıs ayında Adli Tıp Kurumu'nda yaşanan sıkıntıyı, 'Taciz mesaisi' manşetiyle duyurmuş, 2 bin 500 dosyanın kuyrukta beklediğini bildirmişti. Aradan yaklaşık 7 ay geçti, tablo daha da vahim.

YÜZDE YÜZ ARTIŞ
Son raporlara göre 6. İhtisas Kurulu'nda bekleyen cinsel istismar ve taciz dosyalarının sayısı 5 bini buldu. Üzmez davasından önce günde 80 dosyayı karara bağlayan kurul, şimdi günde 15-20 dosyaya bakıyor. Daire, daha önce yoğunluk nedeniyle 8 dakikada bir dosya inceliyordu. Üzmez olayından sonra bu süre uzatıldı. Her bir dosya için 30- 40 dakika süre ayrılıyor. Ne var ki bu durum uzun kuyrukların oluşmasına da yol açtı. Kurulun inceleme için verebildiği ilk tarih 2011 haziran ve temmuz ayları oluyor. Bekleyen vaka sayısı ise şimdiden 5 bini buldu. 6. İhtisas Kurulu 2008 yılında 4 bin dosyayı karara bağlamıştı. Bu rakam 2009 yılında ise henüz 2 bine ulaşmadı. Farkın nedeni hem suç oranının artması hem de dosyalar için ayrılan sürelerin uzaması.

RAPORLAR SAĞLIKLI MI?
Yetkililer, diğer illerde bu tür suçlara bakacak dairelerin açılmasının şart olduğunu söylüyor. Olaydan çok uzun süre sonra randevu verilmesi bu kez 'Böylesi bir raporun ne kadar sağlıklı olacağı' sorusunu gündeme getiriyor.

2012'YE SARKACAK
Bekleyen dosyalar adaletin gecikmesine de etki edecek. Şu anda Adli Tıp'ta 4 bin 980 kayıtlı dosya bulunuyor. Bu dosyalarla birlikte kuruma 2009 yılı içerisinde gelen dosya adedi 7 bini geçti. 6. İhtisas Kurulu'nun iki ay sonra sonra vereceği randevuların 2012 yılına sarkması bekleniyor.

KORKUNÇ İSTATİSTİK
GEÇEN yıl cinsel istismar ve taciz iddiasıyla Adli Tıp Kurumu'na gönderilen çocukların yüzde 30'u 2-5 yaş, yüzde 40'ı 6-10 yaş, yüzde 30'u 11-17 yaş grubundan oluşuyor. Kız çocukları, erkeklere göre 3 kat daha fazla mağdur. Bu çocukların, yüzde 80'i ya akraba ya da tanıdık birinin istismarına uğruyor.

EN AZ MAĞDUR KARADENİZ'DE
Hazırlanan rapora göre istismara maruz kalan çocuklar daha çok Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Marmara ve İç Anadolu bölgelerinden. En az istismar olayının yaşandığı bölgeler ise Karadeniz, Ege ve Akdeniz.

5 AYDIR BASKANI YOK
ÜZMEZ raporunun ardından 6. İhtisas Kurulu Başkanlığı'na getirilen Prof. Dr. Mert Savrun, B.Ç.' ye 'Ruh sağlığı bozulmuştur' raporu verdikten kısa bir süre sonra istifa etmişti. Kurulun 5 aydır başkanı yok. Vekaleten başka birimlerden başkan atanıyor. Prof. Savrun istifası sonrası, 'İstismar gittikçe artıyor. 'Bunlar benim ülkemde mi oluyor?' diye düşünüyorsunuz. Çok huzursuz edici, ağır ve zorlu bir görev' demişti.

HAFTADA BİR GELİYOR
Doç. Dr. Ayten Erdoğan'ın olaylı istifasının ardından üçlü kararnameyle çocuk psikiyatrisi olarak 6'ncı İhtisas Kurulu'na atanan Doç. Dr. Osman Abalı'nın haftanın bir günü kurula girdiği, diğer günlerde de üniversitede görev yaptığı öğrenildi. Kurulda görev yapan bir uzman, 'Haftanın üç günü toplanıyoruz. Çocuk psikiyatrisi olmadığı için rapor veremiyoruz. O da sadece cuma günleri geliyor. Normalde onun da üç günü burada olması gerekiyor' dedi.

İNCELEME DEVAM EDİYOR
Münevver Karabulut'a otopsi sırasında sperm bulaştırılmasının ardından Cumhurbaşkanı Gül'ün talimatıyla harekete geçen Devlet Denetleme Kurulu'nun kurumdaki incelemesi de devam ediyor. Çalışmanın ne zaman biteceğine ilişkin açıklama yapılmadı.

Ercan ÖZTÜRK/İSTANBUL

Akşam

26 Aralık 2009 15:38
Amcasının Karısıyla Kaçtı
İstanbul'a amcasının yanına gitti yengesiyle zinaya başladılar ve....

İstanbul'da zinz yapmaya başlayıp 3 ay önce birlikte ortadan kaybolan 17 yaşındaki Erkut Şahingöz ve amcasının eşi 28 yaşındaki Ayşe Şahingöz, fotoğraflarının bir televizyondaki kadın programında yayınlanmasının ardından, komşularının ihbarı üzerine, kiraladıkları Manisa'daki evde polisin düzenlediği operasyonla yakalandı.
haber101

Önce 4 ineğe; sonra 10 bin TL'ye 2 erkeğin oldu
16:20 - Çorum'un Sungurlu ilçesinde önce 4 inek, daha sonra 10 bin TL "başlık parası" karşılığında iki kişi ile birlikte yaşamasına izin verilen 12 yaşındaki kızın, ailesinden alınarak Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne teslim edildiği bildirildi. Bu arada, Ankara'da bir süre birlikte yaşadığı ve K.A'nın hamile kalmasına sebeb olduğu öne sürülen Kamber B. hakkında da Sungurlu Cumhuriyet Başsavcılığınca yakalama kararı çıkarıldığı kaydedildi. 22.01.2010 ÇORUM netgazete

Çocuklara porno film izletirken yakalandı
21 Şubat 2010
Kocaeli'de çocukları çizgi film ile kandırıp evinde porno film izleten bir kişi yakalandı. Zanlının evinde çocuk porno filmleri ele geçirildi.
Alınan bilgiye göre; İzmit'te ikamet eden N.K. (54), mahalledeki çocukları 'size çizgi film izleteceğim' diyerek evine çağırıp porno film gösterdiği ve çocukları taciz ettiği yönünde bilgi alan aileler, durumu polise bildirdi.

Gelen ihbar üzerine N.K.'nin evine baskın düzenleyen İzmit Asayip Şube Müdürlüğü ekipleri, eve operasyon düzenledi. Zanlının evinde yapılan aramada 3 çocuk pornosu, cep telefonunda bulunan internetten çekilmiş çıplak çocuk fotoğrafları ele geçirildi.

iddialar üzerine suç unsuru filmler ve fotoğraflar ile yakalanan N.K.'nın, mahallesinde dolaşarak 'çizgi film izleteceğim' veya 'şeker vereceğim' diyerek çocukları kandırıp evine götürdüğü, daha sonra çizgi film yerine çocuk pornosu izlettirdiği, bu esnada çocuklara tacizde bulunduğu iddialarıyla, cinsel istismar suçlamasıyla adliyeye çıkarıldı
haber7

7 kişi 14'lük kıza tecavüzden tutuklandı
14:58 - Karabük'te ortaöğretim okulu öğrencisi olan 14 yaşındaki T.F. isimli kızın karın ağrısı şikayetleri üzerine gittiği doktorda 3 aylık hamile olduğu belirlenince olay ortaya çıktı. Hastane tarafından emniyete verilen bilgi üzerine ifadesi alınan küçük kızın 20'nin üzerinde erkekle birlikte olduğu ortaya çıktı. Gözaltına alınan yaklaşık 14 kişiden 5'i tutuklanırken, askerde olan 2 kişi, bağlı oldukları birliklere bilgi verilmesi üzerine askeri cezaevine yerleştirildi. 27.02.2010 KARABÜK netgazete

İNTERNET SUÇLARINDA KORKUTAN ARTIŞ
20 Nisan 2010
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Kürşat Kayral, e-tacizde dünya ikincisi olan Türkiye'de çocuk istismarı ve çocuk pornografisinde büyük artış yaşandığını açıkladı. haber10

Bir Asker Kendini Jiletledi
27 Haziran 2010
Kütahya'da vatani hizmetini sürdüren bir asker, çıkan tartışma sonrası kendisine jiletle zarar verdi.


Kütahya'da 1990/2 tertip olarak askerlik görevini sürdüren ve Erzurumlu olduğu öğrenilen Süleyman T. (24) çarşı izninde Cumhuriyet Caddesi Sevgi Yolu'nda bulunan Ali Paşa Camii'nin tuvalet görevlisi ile tartıştı. Çıkan tartışmayı durdurmak isteyen polis ekipleri Süleyman T.'yi sakinleştirmek isterken biber gazı sıktı. T. öfkeden yanında taşıdığı jilet ile vücudunun çeşitli yerlerine zarar verdi. 112 acil servis ekipleri olay yerindeki ilk müdahalenin ardından askeri Kütahya Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Asker tedavi altına alındı.

Asker T. ile caminin tuvalet görevlisinin arasındaki tartışmanın ise 35 kuruş yüzünden çıktığı iddia edildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. aktifhaber

Annesini Vurduktan Sonra İntihar Etti
15 Temmuz 2010
Edirne'de bunalıma giren bir şahıs annesini av tüfeği ile vurduktan sonra intihar etti.
Merkez Barutluk Mahallesi Muslahattin Sokak 23 numaralı evde meydana geldi. İşsizlik nedeniyle bunalıma giren Ahmet Buzkaydı (35) isimli şahıs birlikte kaldığı annesi Nevriye Buzkaydı (75) av tüfeğiyle vurdu.

Geçtiğimiz Cumartesi günü meydana geldiği tahmin edilen olayda annesini başının arkasından vurarak öldüren Ahmet Buzdağı daha sonra silahı çenesinin altına dayayarak intihar etti. aktifhaber

Babasını darp edenlere kurşun yağdırdı
3 ölü, 2 yaralı
01 Ağustos 2010

Afyonkarahisar'da aralarında daha önceden husumet bulunan İlyas Mercan ile komşusu Mehmet Taşağıl tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Mercan, 2 kızı ve eşi ile birlikte Taşağıl'ı darp etti. Babasının darp edildiğini gören Esma Taşağıl ise evlerindeki av tüfeğini alarak Mercan ailesinin üzerine ateş açtı. Olayda 3 kişi hayatını kaybederken, 2 kişi de yaralandı. habertürk

ÖNÜME ÇIKAN İLK KİŞİYİ ÖLDÜRECEKTİM
14 Ağustos 2010

Hastanedeki 2 gün tedavi gördükten sonra sorguya alınan ve cuma günü Çumra Adliyesi'ne sevk edilen Hakan Dinçer, savcıya verdiği ifadenin ardından nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Bozok Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden bu yıl mezun olduğunu belirten Hakan Dinçer, bunalımda olduğunu anlattı. Şehit etitği polisle bir husumetinin bulunmadığını söyleyen Hakan Dinçer, “Önüme çıkan ilk kişiyi öldürecektim. Önüme bolis çıktı. Trafik aracının içinde yalnız görünce sıktım” dedi.
"SAKAT KALMAKTAN KORKUYORUM"
Evli ve 2 çocuk babası polis Ömer Durmaz'ı şehit ettiği için pişman olduğunu söyleyen Hakan Dinçer, jandarmanın kendisini ayaklarından 5 kurşunla vurduğunu anlattı. Jandarmayla çatışmaya girmesini ve Astsubay Yüksel Durmuş Can'ı sırtından vurması sanki normalmiş gibi gösteren Hakan Dinçer, sakat kalmaktan korktuğunu söyledi. Dinçer hakime, “Şimdi ben sakat kalmaktan korkuyorum. Eğer sakat kalırsam beni vuranlardan hak iddia edebilir miyim?” diye sordu. Hâkim, bu soruya yanıt vermezken, Hakan Dinçer'in tutuklayarak cezaevine gönderdi. aktifhaber

Eskişehir'de Tüyler Ürperten Cinayet

http://www.aktifhaber.com/eskisehirde-tuyler-urperten-cinayet-201889h.jpg
Eskişehir'de içki masasında başlayan tartışma, kanlı bitti! Önce bıçakladılar sonra kafasına çekiç vurdular, daha sonrada boğazına çatal ve kaşık sapladılar...
Eskişehir'de 45 yaşındaki Mehmet Kaya'yı içki aleminde önce bıçakladıkları, daha sonra kafasına çekiçle vurdukları, bağırmasın diye boğazına çatal kaşık sapladıkları ve daha sonra da elektrik kablosuyla boğarak öldürdükleri iddiasıyla 2'si kadın 4 kişi gözaltına alındı.

Geçen pazar günü saat 14.30 sıralarında merkeze bağlı Karadere Köyü yakınlarındaki çöplükte, vatandaşlar kafası ve bacakları hayvanlar tarafından parçalanarak kopartılmış, battaniyeye sarılı bir erkek cesedi gördü ve durumu jandarmaya bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri, yaptıkları araştırmada kopan kafayı cesedin 50 metre ilerisindeki tarlada buldu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Hastanesi morguna kaldırılan cesedin yapılan otopsisinde kafatasında çökme ve sırtında da çok sayıda bıçak darbesi olduğu belirlendi.
Eskişehir İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin kayıp kişiler üzerinde yaptığı araştırma sonucunda cesedin, 22 Kasım 2010 tarihinde yakınlarının polise kayıp müracaatı yaptığı Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'ndeki (OSB) bir fabrikada işçi olarak çalışan Mehmet Kaya olduğu belirlendi.
Jandarma ekipleri, evli ve çocuğu olmayan Mehmet Kaya'nın bir bankaya ait kredi kartıyla 4 bin 500 TL para çeken Kenan Acet (24), Emrah Ertürk (19), Zeynep Şen (19) ve K.A.'yı (17), ATM'nin güvenlik kamerası görüntülerinden belirledi. 4 şüpheli, jandarmalar tarafından yakalanıp gözaltına alındı. aktifhaber

Atılan yüzük 3 kişinin ölümüne yol açtı
21 Şubat 2011
Eskişehir'de silahlı kavganın yaşandığı bir evde 3 kişi öldü. Aynı aileden 3 kişinin pompalı tüfekle öldürüldüğü belirlendi. Kanlı olayın, iki nişanlı gencin anlaşmazlığından kaynaklandığı açıklandı..

Eskişehir’de yaşayan Metin Tan (31), nişan yüzüğünü atan nişanlısı ve nişanlısının babasına kurşun yağdırdıktan sonra, intihar etti. Pompalı tüfekle meydana gelen olayda yer alan 3 kişi hayatını kaybetti.haber10

İntiharını engelleyince makinisti yaraladı
15.03.2011
Mersin'de demiryoluna yatarak intihar etmek isteyen kişi, durumu fark ederek treni durduran makinisti, taşla kafasından yaraladı.
Alınan bilgiye göre, ismi öğrenilemeyen bir kişi, intihar etmek amacıyla Müfide İlhan Mahallesi Sanayi Sitesi köprüsü altında demiryoluna yattı.
Mersin'den Adana istikametine giden 62206 sefer sayılı trenin makinisti Murat Örs, demiryolu üzerinde yatan bir kişiyi görünce, treni durdurdu. Trenden inen Örs, bu sırada intihar etmek istediği belirtilen gencin taşlı saldırısına uğradı.
gazeteport

Gamze'nin Katil Zanlısı Belli Oldu
26 Mart 2011
Başı taşla ezilerek öldürülen üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Gamze Gürgen’in cinayet zanlısı belirlendi
Aydın’ın Karacasu İlçesi’ne bağlı Güzelköy yakınındaki ormanlık alanda başı taşla ezilerek öldürülen üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Gamze Gürgen’in cinayet zanlısı belirlendi. Adı açıklanmayan ancak Aydın PTT’nin kargo bölümünde çalıştığı belirlenen katil zanlısının arandığı bildirildi.

Kütahya’daki bir kız arkadaşının doğum gününe dönen Adnan Mendes Üniversitesi Karacasu Memnune Yarenci İnci Meslek Yüksekokulu Dış Ticaret Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Gaze Gürgen, geçen perşembe günü saat 15.00 Denizli-Aydın Karayolu sapağında indi. Gürgen, sınıf arkadaşı Yasemin’e, cep telefonundan, "Bir ailenin arabasına bindim. Karacasu’ya geliyorum, beni karşılayın" diye mesaj attı. Arkadaşı, bunun üzerine kendisine tanımadığı birinin aracına binmemesi için uyarı için mesajı attı. Ancak, mesaj Gamze’ye ulaşmadı. Gamze’nin gelmemesi üzerine merak eden arkadaşı telefon etti. Ancak, bir süre çalan telefon meşgule alındı. Daha sonra arandığında da kapalı olması üzerine arkadaşları, durumu jandarmaya bildirdi. Ertesi gün öğle saatlerinde, bir orman koruma bekçisi, tarafından Güzelköy Köyü Mezarlığı dağ yolundaki ormanlık alanda Gürgen’in cesedini buldu. Jandarma, olay yerindeki boğuşma izlerinden tecavüz girişiminde bulunulduğu sanılan genç kızın başının taşla ezilerek, öldürüldüğünü belirledi. aktifhaber



En son Ekim tarafından Sal Nis 20, 2010 8:54 pm tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cmt Mar 06, 2010 2:16 am    Mesaj konusu: Şu Vahim 'İktisadî Tablo'nun İşaret Ettiği 'En Acil İhtiyaç' Alıntıyla Cevap Gönder

Şu Vahim “İktisadî Tablo”nun İşaret Ettiği “En Acil İhtiyaç” Nedir?

Ertuğrul Horasanlı



TÜİK’in tespitlerine göre TÜRKİYE’DE 2008’in ikinci yarısından sonra büyüyen işsizlik oranı 2009 yılı başlarında yüzde 16’yı aşarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Bu oranla Türkiye işsizliğin dünyada en yüksek olduğu 5 ülke arasına girdi. Bundan önceki TÜİK anketinde ise bu rakam ancak yüzde 13.1’e gerilemiş görülüyordu. Ancak. Türkiye İstatistik Kurumu, 2009'da işsizlik oranının yüzde 14,0 olduğunu Türkiye genelinde geçen yıl işsiz sayısı 3 milyon 471 bin kişiye yükseldiğini açıkladı.

Bu rakamlar “resmî” rakamlar...

“Resmî”, yani güvenilir değil... Durumu bütün çıplaklığıyla anlatmaktan ziyade, örtmeye, kabul edillebilir ölçeklerde olduğunu göstermeye çalışan rakamlar...

Kriz nerede patladı?

ABD’de...

Peki ABD’nin resmî işsizlik rakamı ne?

Kasım 2009 verilerine göre yüzde 10.2..

Türkiye’nin ve dünyanın iktisadî verilerini en dikkatli takip eden ve en iyi analiz eden nadir iktisatçılarımızdan biri olan sayın İlhan kesici bu durumu şöyle açıklıyor:

- "Ekonomik anlamda Azrail ABD’de dolaşıyor, ölüler Türkiye’de çıkıyor" (1) (Meclis Genel Kurulu’nda 2010 bütçesi üzerinde CHP grubu yaptığı konuşma)

***

Biz yine TUİK’in resmî verilerine dönelim...

Bu rakamlardaki asıl mesele genç issizler....

Genç nüfustaki işsizlik. Zira 18-25 yaş arası işsizlik oranı yüzde 25’in üzerinde. Yani dört gençten en az biri işsiz. Ülke genelinde hiçbir sosyal güvencesi olmayan yoksullara devlet tarafından verilen Yeşil Kart sayısı da 10 milyonu aşmış vaziyette...

“Şeytan Ayrıntıda gizlidir” denir ya...

“Gerçek” de öyle...

Şimdi TUİK’in resmî rakamlarının ayrıntısına inerek Türkiye’nin iktisadî tablosundaki saklanmaya çalışılan gerçeğin fotoğrafını çekmeye çalışalım...

TUİK'e göre, 2009 yılında çalışma çağındaki nüfus 914 bin kişi artarak, 51 milyon 686 bin kişiye ulaşmış..

Bu ne demek?

Bir iş bulsa çalışabilecek durumda olan, eli iş tutabilir durumda 51 milyon 686 bin kişimiz var...

Peki bunlardan kaçı şu anda çalışıyor?

21 milyon 277 bin...

Kabaca çalışıabilir durumdaki 51 milyon 686 bin kişimizden ancak, 21 milyon 277 bin kişimize iş bulabilmişiz...

Bu rakamı kabaca değerlendirecek olursak...

Gerçek işsizlik oranı yüzde ellinin üstünde...

Bunların içinden iş bulsa bile çalışmak istemeyecek ev hanımı, ev kızı, zengin çocuğu, öğrenci, asker gibi olanları bilip de düşşek bile vaziyetin vahim olduğu açık.....

Ne yüzde 14’dü?

En iyimser tahminlere göre yüzde 28...

***

Köylerde ziraate elverişli topraklar, hayvancılığa elverişli meralar bomboş dururken şehirleşme oranı çıkmış yüzde 75’e...

Mehmet Altan’ın zil takıp oynaması lâzım ama, bu rakamlar bile onu kesmiyor... İlle de kırsal nüfus yüzde 10’un altına düşmeliymiş...

Niye koçum?

Çünkü evropa'da durum” buymuş...

Yahu ,sen bu kadar işşsiz nüfusa şehirlerdeki hangi iş kollarında nasıl iş bulacaksın bir de onu söylesen...

Şehirlere yığılmış bunca vasıfsız çiftçi köylü ne üretecek? Ne tüketecek?

Köyler şehire bu hızla akarsa karnımızı nasıl doyuracağız?.

Bunun gibiler “büyük ekonomi bilgini” pozlarında hergün TV ekranlarında boy göstermiyor mu?

İnsan sabır taşı olsa çatlar bunca hödüklük karşısında...

***

Tabii, bir de istatistiklerde işsiz değil de “işli” gösterilenler var... Kaçak işçiler sigortasız, kayıtsız kuyutsuz günübirlik istihdam edilerek, asgarî ücretin bile altında bir ücrete razı olarak günü kurtarmaya çalışanlar...

Sonra onlardan daha şanslı takım sigortalı ama asgarî ücretli olarak istihdam edilenler...

Bunlar hakkında sayın Kesici, bakın Meclis kürsüsünden ne demiş:

[Başbakan Erdoğan’ın, 2002 yılı seçimlerindeki "çay-simit’ hesabını da hatırlattı. 5 kişilik bir ailenin günde üç öğün olmak üzere aylık masrafının 2002 rakamlarıyla 180 milyon lira olduğunu aynı dönemde asgari ücretin ise 184 milyon lira olduğunu söyleyen Kesici, Başbakan Erdoğan’ın bu hesaptan yola çıkarak "Allah’tan korkunuz yok mu, vicdanınız, insafınız yok mu?" dediğini belirtti. Kesici, 2009 rakamlarıyla ise yine 5 kişilik bir ailenin çay-simit masrafının 900 lirayı bulduğunu, asgari ücretin ise 546 TL olduğunu ifade ederek, "Sayın Başbakan’ın sorusuyla soruyorum: Sizin Allah’tan korkunuz yok mu? Sizin vicdanınız yok mu?" diye konuştu.] (2)

***

İşin "fakir fukara, garip guraba" kısmındaki tablo bu iken, tamamı “3000 aile”(3)den ibaret olan TÜSİAD’çı zengin kısmı -ki değerli araştırmacı Mahmut Çetin bunlara "Boğazdaki Aşiret” ismini veriyor- (4) ise bu krizde servetlerine servet katmışlar:

Türkiye'nin en zengin 100 işadamının geçen yıla göre servetleri 31 milyar dolarlık ve yüzde 55 artışla, 87 milyar dolara çıkmış. 31 Milyar dolar...

31 Milyar dolar, yaklaşık 46,5 milyar Tl...

Asgari ücrert ne kadar oldı?

Net 576,57 Tl...

Türkiye'nin en zengin 100 işadamının geçen yıla göre servetleri ne ilave ettikleri 46.5 milyarlarlık Bu vahim rakam...

Şayet asgari ücretle iş bulabilseler yaklaşık 7,5 milyon kişinin bir yıllık alın teri göz nuruna denk...

TC ne idi?

“Demokratik, laik. SOSYAL bir HUKUK devleti”...

Laikliğin ve demokratikliğin bütün tanımları içinde gizli bir vicdansızlık unsuru olduğu malûm da...

Vicdansızlığın bu kadarını, “SOSYAL HUKUK DEVLETİ” tanımının hiçbir şekline oturtup yediremezsin...

Ayrıca "vicdansızlık" bundan ibaret de değil:

[Süleyman Yaşar, rakamları veriyor (Taraf, 1 Mart): "Türkiye'nin en yoksul yüzde 5'inin ödediği tüketim vergisi yükü, en zengin yüzde 5'inin ödediğinin iki katı... OECD üyesi 30 ülke içinde Meksika'dan sonra gelirin en adaletsiz dağıtıldığı ikinci ülkeyiz." Toplanan vergilerin yüzde 70'e yakını tüketim üzerinden, yani halktan toplanıyor. Dahası, devlete ödedikleri vergileri bizden topluyorlar. Dünyanın en pahalı enerjisini tüketiyoruz, en pahalı suyunu içiyoruz..] (5)

Peki bu değirmenin suyu nereden geliyor:

[Türkiye’nin AKP iktidarı işbaşına geldiği 2002’de toplam 129.5 milyar Dolar olan dış borcu 7 yılda yüzde 112 oranında artarak 273 milyar Dolara ulaştı.

Türkiye brüt dış borç stoku, 2009 yılının üçüncü döneminde (Temmuz–Ağustos–Eylül) bir önceki döneme göre yüzde 1,8 artarak 273,5 milyar dolara çıktı.

Hazine Müsteşarlığından yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin brüt dış borç stoku 2009 yılının ikinci çeyreğinde (Nisan–Mayıs–Haziran) 268,6 milyar dolar idi.

2009 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla, özel sektör borçlarının toplam dış borç stoku içerisindeki payı 176,3 milyar dolar ile yüzde 64,5 ve kamu kesimi borçlarının payı 83,5 milyar dolar ile yüzde 30,5 oldu. Merkez Bankası borçlarının toplam borç stoku içerisindeki payı ise 13,6 milyar dolar ile yüzde 5 olarak belirlendi. Kamu idarelerinden oluşan Merkezi Yönetim dış borç stoku, 2009 Eylül sonu itibarıyla 74,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.] (6).

86 Yıllık Cumhuriyet tarihi ile bu tarihin son 7 yıllık dönemi olan AKP iktidarı sonucunda halkın ve ülkenin ne hale getirildiğini bu vahim iktisadî tablodan bile okumak mümkünken...

Halâ “çağ atlattık, zıplattık, hoplattık, ekledik katladık” nutuklarıyla işi götürebileceklerini sanıyor ya Ankara’nın egemenleri...

Artık "toplu" olmadıkça gazetelerin üçüncü sayfalarında bile yer bulamayan intiharlar, cinayetler, gasplar taciz ve tecavüzler ile boşanmalar, sokağa terkedilen çocuklar, çığ gibi büyüyen fuhuş belası... Çöken ahlâk, tükenen umutlarıyla 72,5 milyonluk koca bir ülkeyi medya hipnozlarıyla da olsa daha fazla “idare” edebilmenin mümkün olamayacağı yere, boğaz akıntısında dümeni kilitletmiş dev bir gemi gibi sürüklendiğimizi farkeden az sayıda ilim irfan sahibi insan dışında kimse bu gidişin gidiş olmadığını ne görüyor ne de söylüyor...

Söz konusu iktisadî tablonun vehameti, sadece iktisadî alanla ilgili değildir...

Bu tablo bir insanı insan, bir toplumu toplum, bir devleti devlet, bir milleti millet yapan bütün unsurların hızla yokolduğu ve her yönüyle dehşetli bir kaosa doğru hızla sürüklendiğimizin açık işaretlerini de taşımaktadır.

Hızla yaklaşan bu kaostan “yeni bir düzen” çıkarabilecek bir fikir, bir lider ve bir kadro bu ülkenin en acil ihtiyacı haline gelmiştir...

Dipnotlar:

1- Kaynak: http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=2262

2- Agk.

3- "3000 Aile" tabiri Salih Mirzabeyoğlu'na aittir.

4- Sayın Mahmut Çetin'in Boğazdaki Aşiret isimli eseri http://www.kitapyurdu.com sitesinde şöyle tanıtılıyor:

"Boğazdaki Aşiret" başlığı ister istemez "Boğaz Neresi" ve "Aşiret Kim" sorularını akla getiriyor. Evet Boğaz, bildiğimiz Boğaziçi. Genelde kırsal kesimle alakalı bir kavram olan aşiret kelimesi ise Boğaziçi'nde bir kast oluşturan büyükçe bir ailenin tarihini anlatırken hassaten seçildi. Bir sülale tarihi diyebileceğimiz Boğaz'daki Aşiret yer yer Türk Solu tarihi yer yer de Batılılaşma Tarihi'nin belirli dönemlerini resmediyor. Aileler arasında evliliklerle kurulan bağların, sanata, ticarete, eğitime, bürokrasiye ve giderek bir yabancılaşma zihniyeti şeklinde hayata nasıl yansıdığı eserdeki ipuçları yardımıyla daha iyi görülecektir zannediyoruz.

Boğaz'daki Aşiret, dört büyük ailenin birbirleriyle irtibatından oluşur. Eser bu sebeple dört bölüm olmuştur. Aile büyüklerinin asıl isimleri seçilerek de Konstantin'in Çocukları, Detrois'in Çocukları, Sotori'nin Çocukları, Topal Osman Paşa - Namık Kemal kanadı bölümleri ortaya çıktı.

Boğaz'daki Aşiret! Şenlikli bir kitap. Ali Fuat Cebesoy'dan Nazım Hikmet'e, Oktay Rifat'tan Refik Erduran'a, Rasih Nuri İleri'den Ali Ekrem Bolayır'a, Zeki Baştımar'dan Sabahattin Ali'ye, Numan Menemencioğlu'ndan Abidin Dino'ya uzanan ilginç akrabalık zinciri.

Polonez, Hırvat, Alman, Macar ve Rum kökenli meşhurların, yerlilerle evliliklerinden oluşan "Boğaz'daki Aşiret"in, batılılaşma tarihinde oynadığı roller..

Kimlerin kimlikleri. Çıldırtan çizelgelerle soyağaçları. Ve dipnotlar!

Onlar hiç bu kadar sevimli olmamışlardı.”

5- Nakleden: Ali Bulaç, “Zenginler, orta sınıf ve yoksullar”, Zaman gazetesi.

6- Odatv


Kaynak: http://millibirlikruhu.blogspot.com/

Lise öğrencisi iple asılmış bulundu
21 Mart 2010

Mersin’in Gülnar ilçesinde bir lise öğrencisi, iple asılmış bulundu.

Kuskan beldesinin Oğuzkan Mahallesi’nde, ilçedeki bir lisenin 9’uncu sınıf öğrencisi Selime İnce (15), samanlıkta iple asılmış bulundu.

Genç kızın cesedini babası Hüseyin İnce, yetkililere haber verdi.

milliyet

Kocası cezaevinde olan kadın tacizcisini öldürdü
19:10 - Edirne'de eşi Orhan D. adam yaralama suçundan dolayı cezaevinde tutuklu bulunan D.D. (17), ailesine ait bakkal dükkanını işletmeye başladı. Aynı sokakta bir başka bakkalın sahibi, evli ve 2 çocuk babası ve akrabaları olan Mehmet K., D.D.'nin işyerine gitti ve burada sözlü tacizde bulunduktan sonra cinsel organını gösterdi. Bunun üzerine D.D. çekmecede bulunan 9 milimetre çapındaki tabancayla Mehmet K.'ya 4 el ateş ederek kaçtı. Hastaneye kaldırılan Mehmet K. yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 23.03.2010 EDİRNE netgazete

İKİ LİSE ÖĞRENCİSİ İNTİHAR ETTİ

26 Mart 2010 07:18
ESKİŞEHİR - Eskişehir'de lise son sınıf öğrencisi bir kız, apartmanın 7. katındaki evlerinin penceresinden atlayarak, Adana'da da yakınlarına not bırakan lise öğrencisi, kendini tavana bağladığı ipe asarak intihar etti.
Eskişehir'de Yenidoğan Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı'nda bir apartmanın 7. katındaki dairede yaşayan lise son sınıf öğrencisi C.Ö. (17), bilgisayarında ''Yalan'' şarkısını dinledikten sonra odasının penceresinden atladı.

Ağır yaralanan C.Ö, vatandaşların haber verdiği 112 Acil Servis ekipleri tarafından hastaneye kaldırılırken yolda yaşamını yitirdi.

C.Ö'nün babasının kanser tedavisi için eşi ve bir yakınıyla İstanbul'a gittiği, genç kızın intihar ettiği sırada evde babaannesi ve kız kardeşinin bulunduğu öğrenildi.

Emniyet güçleri, evde bilgisayar masasının üzerinde C.Ö'nün ailesine bıraktığı bir mektup ile 22 Şubatta üniversite öğrencisi ağabeyi tarafından öldürülen sınıf arkadaşı Melike Balaban'ın (17) ölümünden sonra gazetelerde çıkan haberlerin kupürlerinin bulunduğu bildirildi.

Melike Balaban'ın ölmeden bir gün önce C.Ö'yü telefonla aradığı ve bir gece evlerinde kalmayı önerdiği, ancak C.Ö'nün ailesinden çekinerek Melike'yi davet etmediği, bu yüzden vicdan azabı çektiği ileri sürüldü.

Adana'da, yakınlarına not bırakan lise öğrencisi, kendini tavana bağladığı ipe asarak intihar etti. Lise 2. sınıf öğrencisi Hasan T. (17), Levent Mahallesi 1805 Sokak'taki evlerinde kimse bulunmadığı sırada, kendini tavana bağladığı ipe asarak yaşamına son verdi.

Cesedi ailesi tarafından bulunan Hasan T'nin, ''Bu işi niye yaptığım fotoğrafçıya bıraktığım fotoğraflardan anlaşılır'' yazılı bir not bıraktığı bildirildi.
haber10

ADANA'DA KAN DONDURAN OLAY
26 Mart 2010
Adanalı baba, "Çalış, yaramazlık yapma" diye oğlunu korkutmak için kafasına silah dayadı. Silah patlayınca 9 yaşındaki çocuk öldü
Habertürk

Eli bastonlu 75'lik kadın, 'fuhuş'tan gözaltında
15:48 - Adana'nın İncirlik semtindeki polis merkezine başvuran Meliha S. (20), 5 ay önce Kahramanmaraş'tan geldiğini ve fuhşa zorlandığını belirtti. Harekete geçen ekipler, araştırma başlattı. Bu arada 3 ay önce de aynı ilden geldiğini belirten Elif E. (22) de polise başvurdu. Düzenlenen operasyonda bir çift, 4 kişi ve 75 yaşındaki bir kadın gözaltına alındı. 31.03.2010 ADANA netgazete

Hırsızların kumar kavgası, sokağa taştı: 1 ölü
16:10 - İstanbul, Pendik'deki bir kahvehanede kumar oynadıkları belirlenen kişiler arasında kavga çıktı. Bir süre sonra sokağa taşarak silah ve bıçakların kullanıldığı kavgada, Mahir Yılmaz öldü. Yılmaz'ın cesedi, olay yerindeki incelemelerin ardından Pendik Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Sol bacağına isabet eden kurşunla yaralanan İsmail G. ise Lütfi Kırdar Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Kumarcılardan bazılarının "oto hırsızlığı" suçundan sabıkalı oldukları öne sürüldü. 06.04.2010 İSTANBUL netgazete

17'sinde tecâvüzden yakalandı, 211 sâbıkası çıktı
11:37 - Bursa'da 211 kez yakalanıp serbest kalan E.Ç. (17) ve arkadaşı Adem Ö. (19), hırsızlıktan elde ettikleri paraları gece kulübünde harcarken M.A. (16) ve E.Ö. (17) isimli genç kızlarla tanıştı. Şahıslar, aynı gün içki içirip ormanlık alana götürdükleri genç kızlara tecavüz edip kaçtılar. Ertesi gün kızları tekrar arayan şahıslar, tekrar ilişkiye girmek istediklerini söyleyerek yaşananları ailelerine anlatmakla tehdit etti. Polise giden 2 genç kız, olayı anlatarak hırsızlardan şikayetçi oldu ve E.Ç. ve Adem Ö.'yü gözaltına alındı. 12.04.2010 BURSA netgazete

Paşa karısını Bakan'la bastı
Emekli Tümgeneral İlker Güven, eşini havalimanının VIP salonunda yakalattı
13 Nisan 2010 Salı, 07:50:10

Emekli Tümgeneral İlker Güven, boşanmak için davalık olduğu eşini, beraberinde eski bakan Orhan Birgit adına düzenlenmiş uçak bileti ile Esenboğa Havalimanı VIP salonunda polise yakalattı.

Eski bakan Birgit yoluna devam ederken, paşanın suçüstü yaptırdığı eşi Sunahanım Güven hakkında tutanak tutuldu. Emekli paşa, eşinin Birgit’le daha önce Konya’ya da gittiğini söyledi. Bayan Güven ise “Birgit aile büyüğümüz” dedi.

Tülay ŞUBATLI/AHT

DENİZ Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 2004 yılında emekliye ayrılan Emekli Tümamiral İlker Güven, 2002 yılında nikâh masasına oturduğu Sunahanım Demirkaya ile 6 yıl evli kaldı. 2 yıl önce de “eşinin şeref ve haysiyetini zedeleyici davranışlarda bulunduğu, erkeklik gururunu ayaklar altına aldığı" iddiasıyla boşanma davası açtı. İlker Güven, eşinden 900 bin lira tazminat ile aylık 2 bin lira nafaka talebinde bulundu.

‘YAKALAYIN BU KADINI’

Güven, 8 Mart günü, Esenboğa Havalimanı Polisi’ne eşinin eski Turizm Bakanı Orhan Birgit’in eşiymiş gibi davrandığını ve “Birgit” soyadını kullanarak VIP salonlarından faydalandığını ileri sürdü. Aynı gün Sunahanım Güven ile eski bakan Orhan Birgit, İstanbul’dan uçakla Esenboğa Havalimanı’na geldi. İkili, VIP salonundan çıkmaya hazırlanırken, Emekli Tümamiral İlker Güven, “Yakalayın bu kadını. Sahte kimlik kullanıyor. Bir başkasına ait soyismini kullanıyor” diye bağırdı.

‘BU ŞEREFSİZ ADAM’

Sunahanım Güven ise “Bu şerefsiz adam hep böyle yapar. Kendisine açmış olduğum davalar var” dedi. VIP salonu bir anda karıştı. Polis hemen taraflara müdahale etti. İlker Güven, “Eşinin VIP’ten geçiş yapamayacağını” söyledi.

BİLETTE BİRGİT YAZIYOR

Eski bakan Orhan Birgit, salondan çıkarak havalimanından ayrılırken bir türlü sakinleştirilemeyen ikili, polis merkezine alındı. Burada Sunahanım Güven’in biletinin soyadı bölümünde “Birgit” yazdığı belirlendi. VIP hizmetlerinden yararlanacaklar listesinde de Sunahanım Birgit’in adının karşısında “Eski Turizm Bakanı eşi” şeklinde ifade bulunduğu görüldü. Üzerinden bir de alyans çıkan Sunahanım Güven, yalan beyanda bulunmadığını belirterek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla özel bir kuruluştan davet geldiğini, uçak biletinin söz konusu kuruluş tarafından alındığını anlattı. Sunahanım Güven, kendisini “Bilette soyadımın ‘Güven’ mi ‘Birgit’ mi yazdığının farkında değilim. Adıma bilet geldiği için kontrol etmeden uçağa binip Ankara’ya geldim. Boşanma davası henüz bitmediği için VIP Salonu’nu kullanma hakkım hâlâ devam ediyor” diye konuştu.

‘AİLE BÜYÜĞÜMÜZDÜR’

Emekli Tümamiral Güven, suçlamasını tekrarlayarak Sunahanım Güven’in Orhan Birgit ile ilişkisi olduğunu da iddia etti. Bu iddiaya karşılık Sunahanım Güven, Orhan Birgit ile aynı toplantıya gittikleri için aynı uçakta olduklarını söyleyerek, “Orhan Birgit, aile büyüğümüzdür, kendisini yakinen tanırım” karşılığını verdi. Çiftin karşılıklı şikâyetçi olması üzerine savcılık soruşturma başlattı. Ancak takipsizlik kararı verdi. Bu arada Sunahanım Güven’in daha önceki uçuşlarında da “Birgit” soyadını kullandığı ve eski Turizm Bakanı Orhan Birgit ile birlikte Konya’ya gittiği ortaya çıktı.
habertürk

KADINA VE ÇOCUĞA ŞİDDET ARTIYOR

16 Nisan 2010
ANTALYA - Türk Psikoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Burhanettin Kaya, son yıllarda kadın ve çocuklara yönelik suçların arttığını söyledi.
Emniyet Genel Müdürlüğünün 2006 istatistiklerinde, kadına yönelik saldırının yüzde 72, genel saldırı suçlarının ise yüzde 64 attığının ortaya konulduğunu anlatan Kaya, ''Ancak emniyet infial yaratılabileceğini düşünerek o yıldan sonra istatistikleri yayınlamaktan vazgeçti'' dedi.
haber10

Şanlıurfa'da taşlı-sopalı 'nişan bozma' kavgası!
21 Nisan 2010
Şanlıurfa'da, nişanı bozan erkek tarafı ile kız tarafından 150 kişilik grup taş ve sopalarla çatıştı. İki ayrı mahallede devam eden kavgada 6 kişi yaralandı, 21 kişi gözaltına alındı. netgazete

Bir günlük gelin takılarıyla birlikte kaçtı
15:30 - Rize'de yaşayan Sabri G. (35) ile İkizdere ilçesinde yaşayan Hülya G. (18), geçtiğimiz aylarda nişanlandılar. Çift, 19 Nisanda Rize'deki bir düğün salonunda yaptıkları düğün ile evlendi. Düğünün ertesi günü Hülya G, eşi Sabri G. ve bir akrabası ile il merkezinde bir kuaföre gitti. İddiaya göre, Hülya G, eşi ve akrabasına, kendisini iş hanının girişinde beklemelerini söyleyerek kayıplara karıştı. 24.04.2010 RİZE netgazete

26 Nisan 2010
Siirt'te İkinci Dehşet
“Benden üç -dört yaşlarında çocuk istediler. Amcamın iki yaşındaki oğlunu götürdüm. Niye kız getirmiyorsun dediler, üç yaşındaki kuzenimi de götürdüm...”

Sekiz YİBO öğrencisi bir kızın çıplak resimlerini çekip 'Bize çocuk getir' dediler. Kız iki ve üç yaşındaki iki kuzenini eliyle 'tecavüz ve ölüm'e teslim etti

“Benden üç -dört yaşlarında çocuk istediler istediler. Amcamın iki yaşındaki oğlunu götürdüm. Niye kız getirmiyorsun dediler, üç yaşındaki kuzenimi de götürdüm...”

“Bize saçları kıvırcık bir çocuk getirdi. Havuzun yanına götürdük. Sırayla hepimiz tecavüz ettik. Sonra içimizden biri birkaç kez havuza sokup çıkardı. Çıkardığında ölmüş olduğunu gördük...”
Bunlar, insanın kanını donduran bir filmden konuşmalar değil. Bir süre önce 14 kişinin tutuklandığı dört küçük kıza tecavüz skandalının ardından Siirt görülmemiş bir vahşetle gündemde: Pervari ilçesindeki Atatürk Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda (YİBO) okuyan 13-14 yaşlarındaki sekiz erkek öğrenci, çıplak fotoğrafını çekip şantaj yaptıkları kızdan ‘kendilerine çocuk getirmesini’ istedi. 15 yaşındaki kız, bu kişilere biri iki diğeri üç yaşında iki kuzenini teslim etti. Sekiz öğrenci üç yaşındaki kızı tecavüz edip boğdu, iki yaşındaki erkek çocuğu da tecavüzün ardından ölüme terk etti.
Radikal

27 Nisan 2010
Kan Donduran Bir Haber Daha
Bir skandal haberi de Manisa'dan geldi. 14 ve 16 yaşındaki 2 kız çocuğu ile 16 yaşındaki erkek çocuğuna, fuhuş iddiasından 31 kişi gözaltına alındı...

Manisa'nın Alaşehir ilçesinde 14 ve 16 yaşındaki 2 kız çocuğu ile 16 yaşındaki 1 erkek çocuğa fuhuş yaptırıldığı iddiasıyla düzenlenen operasyonda, bu çocuklara fuhuş yaptırdıkları ve kendileriyle cinsel ilişkiye girdikleri tespit edilen 31 kişi gözaltına alındı.

Alaşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro ekiplerinin bir fuhuş çetesine yönelik olarak uzun süredir yürüttüğü istihbarat çalışması, küçük yaştaki çocukların fuhşa yönlendirildiklerini ortaya çıkardı.

Polis ekiplerinin düzenlediği operasyonda, çetenin 14 yaşındaki H.G ve 16 yaşındaki D.K adlı kız çocuklarının yanı sıra 16 yaşındaki C.P isimli erkek çocuğunu da para karşılığı fuhuş yaptırdığı belirlendi.

Operasyonda, çocuklara fuhuş yaptırdıkları ve bu çocuklarla cinsel ilişkiye girdikleri iddiasıyla yakalanan 31 kişi gözaltına alındı.
aktifhaber

Yusuf GEZGİN
yusufgezgin@aktifhaber.com
Cinsellikle Hadım Edilen Toplum(lar)
27 Nisan 2010

Modern yaşam tarzı hayatın her alanında cinselliği teşvik ediyor, cinsel metaları, malzemeleri öne çıkarıyor. Kadınlar cinsel dürtüleri harekete geçirecek şekilde reklam malzemesi olarak kullanılıyor. Son zamanlarda erkekler de cinsel özellikleri öne çıkarılarak reklamlara konu edilmeye başlandı.

Bu gün kadın ‘modernlik’ adı altında erkekleri tahrik ve aileleri, toplumları dejenere aracı olarak kullanılmaktadır. Kadın erkek eşitliği iddiasındaki batı, kadını bir ‘insan’, ‘ana’, ‘eşit bir fert’ olmaktan öte, bir ‘dişi’, ‘cinsel meta’ ‘ticari araç’ haline getirdi.

Hızla yaygınlaşan ve erişimi kolaylaşan pornografi, medyada bolca açık saçık fotoğrafların olması, sürekli pompalanan cinsel figürler insanların üzerinde baskı oluşturmaktadır. Arama motorlarındaki aramaların yaklaşık ¼ pornografi içerikli olduğu ifade edilmektedir. (Dr. Furkan Aydıner “İnternet canavarı canınıza okumadan” Zaman, 4 Nisan 2010)

Türkiye müstehcenlik konusunda batıdan daha kontrolsüzdür. Normal Web sitelerinde, gazetelerde, Tv’deki halka açık yayınlarda, ummadığınız yerlerde karşınıza tahrik edici görüntüler çıkabilmekte, her fırsatta kadın vücudu sergilenmektedir. Kadın haklarını savunanlar, feministler kadın vücudunun erkeklerin cinsel dürtülerini tahrik için, bayağı bir meta olarak kullanılmasına ses çıkarmamaktadırlar. Afganistan’daki kadının burkasıyla yakından ilgilenenler kadın ticareti konusunda sessizler, kadın vücudunun teşhirini-istismarını modernliğin gereği görüyorlar.

Bizde belirli kesimlerin üreterek topluma pompaladığı ‘kadına özgürlük!’, ‘ben özgürüm!’, ‘özgürleş!’ vs. gibi sloganların aileyi bitirmeye dönük çabaların bir sonucu olduğu kanaatindeyim. Cinsel özgürlük ve kadının hoyratlaştırılması batıda, azalan ve yaşlanan bir nüfus, perişan aileler ve bohem-hazcı nesilleri miras bıraktı.
Cinsellik ve pornografinin zihinleri teslim alan, dikkatleri dağıtan, hafızayı zayıflatan, öğrenme çabasını baltalayan, insanın enerjisini belden aşağıya teksif eden tarafları vardır. Sanki dünyada ve ülkemizde cinsellik ve pornografi, planlı ve hedefli olarak hayatın her alanına pompalanmakta nesiller, beyinler hadım edilmekte, toplumlar çürütülmektedir. Cinsellik ve pornografi cinsel suçları, tecavüzleri, cinayetleri, uyuşturucu vs. kullanımını tetiklemektedir. Son yıllarda toplumumuzda hızla artan cinsel sapkınlıkların ve aile içi cinsel suçların, kabartılan cinsel dürtülerle yakından ilgili olduğu muhakkaktır.

Pornografik malzemelerin yaygınlaşması, bunun küçük çocuklara kadar ulaşması, cinsel duygulara erken uyanmaya ve tatminsizliklere neden olmaktadır. Erken uyarma, tatminsizlik ve cinselliğin sınırsızca kullanılmasının bir ‘özgürlük’ olarak sunulması pek çok sapık ilişki biçimini doğurmaktadır.
Liselerde ortaokullarda pornografik malzemeler, dergiler, görüntüler kolayca bulunmakta, hızla yaygınlaşmaktadır. Okullar bilimin, eğitimin, ahlakın değil, fuhşun ahlaksızlığın alanı haline getirilmek istenmektedir. Gençler cinselliğin ve pornografinin ağındadırlar. Okullar arkadaş bulma mekânları olmuştur. Pek çok okulun eğitimi, öğretimi ve disiplini çok zayıftır. Ülkemizde gizli bir el eğitimde öğretmenlerin saygınlığını ve etkisini iradi olarak azaltmakta, gençleri hedefsizliğe, serseriliğe itmektedir.

Okullarımızdan virüslü, hedefsiz, donanımsız, herhangi bir becerisi olmayan, aklı belinde nesiller yetiştiriyoruz. Liselerde 15-16 yaşında hamile kalan kızların sayısı her geçen gün artmaktadır. Üniversiteler normal kız-erkek arkadaşlığının dışında fuhuş sektörüne malzeme üretmektedir. Ahlak ve etik değerlerden mahrum yetişen, aile ve toplum kontrolünden uzak kalan genç kızlar örgütlü yapılar eliyle fuhuş yapmakta, bu işi bir ‘gelir kaynağı’ olarak görebilmektedir. Karma eğitim toplumu yozlaştıran, ahlaksızlığı yayan bir araç haline getirilmiştir. Bilimsel ve deneysel olarak zararları ortaya konmasına rağmen, orta öğretimde karma eğitimi mecbur hale getirmek iyi niyetle bağdaşmamaktadır

Erkek öğrencilerin ağırlıklı olduğu askeri okullarda pornografiye ve müstehcenliğe göz yumulmakta, bu okullar kız okullarıyla eşlenmekte, kız arkadaş bulma teşvik edilmektedir. ‘İrticadan uzak kalsın’ diye teşvik edilen cinselliğin, pornografinin nelere yol açtığı, hangi sapık ilişkileri tetiklediği Aktif haberde çıkmıştı. (Bknz: http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=282471 12-04-2010)

Kadının her fırsatta cinsel bir meta gibi sunulması, cinsel dürtülerin sürekli tahrik edilmesi aile düzenimizi tehdit etmektedir. Batının dayattığı modern yaşam tarzı kadını akşama kadar ve acımasızca çalıştırdığı için normal bir aile hayatına fırsat bırakmıyor. Dışarıda alımlı, bakımlı gezen kadın eve perişan, yorgun geliyor. Nazarlar hem kadın, hem erkek için dışarıda, başkasında kalıyor. Bu durum aile problemlerine, tatminsizliklere ve boşanmalara neden oluyor. Medyanın ve görsel araçların harekete geçirdiği cinsellik pek çok yuvayı yıkıyor, cinayetlere neden oluyor.

Pornografik yayınlar ve cinselliğin her ortamda sürekli öne çıkarılması nedeniyle cinsel istismar, cinsel sapık ilişkiler patlama yaptı. Cinselliğin ve pornografinin uyuşturucu, alkol, hırsızlık, cinayet vs. gibi hangi suçları tetiklediği ciddi bir araştırma konusu. Bu gün cinsellik-pornografi ahlaki bir suç olmanın ötesinde bir toplumsal güvenlik sorunu haline geldi. Kamu kurumlarında çalışan pek çok memur-bürokrat dairelerinde internete açık bilgisayarlardan porno sitelere girmekte, birbirlerine bu görüntüleri forward etmektedirler. Kadın ticareti ile sivil ve askeri bürokratlar elde edilmekte, görüntüler alınmakta bu görüntüler-veriler ihaleleri almakta, devlet sırlarını ele geçirmekte kullanılabilmektedir. Şehvetleri kamçılanmış, uçkurundan yakalanmış kimseler her türlü suçu işlemeye müsait hale getirilmektedir.

Bakın konunun uzmanı Prof Dr. Nevzat Tarhan cinsellik, müstehcenlik ve pornografinin zararları hakkında bir mülakatta neler diyor:
‘Müstehcenlik kişide cinsel kontrolsüzlük yapan görüntülerdir; cinsellikle ilgili her türlü duyguları harekete geçiren yayınlardır. Müstehcen yayınlar şu anda daha çok pornografik materyal olarak tanımlanıyor. ABD Başsavcılığı Yüksek Kurulu “pornografik materyalle cinsel şiddet suçları arasında nedensellik bağı vardır” tarzında kurul kararı aldı. Bunun üzerine birçok tartışma başlıyor. Bu görüş şu anda önemli bir sosyolojik ve psikolojik tartışma olarak sürüyor.
’...aşırı dozda cinsel uyarılma varsa, ona karşı duyarsızlaşma başlıyor. Aynı “extazy” veya sigara gibi, aşırı dozdaki şeyler bağımlılık yapıyor. Cinsellikle çok karşılaştığı zaman birey artık duyarsızlaşıyor. Bu sefer daha fazla uyarılma olunca rutin karşı cins uyarmıyor. Bu sefer pornografik şeyler arıyor veya uyuşturucu kullanıyor. Cinselliğe yöneliş ve aşkın cinselliğe indirgenmesi insanlık için bir felâkete gidiş işareti veriyor. Erken yaşta cinsellikle karşılaşan gençler rastgele cinselliğe yöneldiler, cinsel kontrol bozuklukları ortaya çıktı. En büyük zararı evlilik kurumu gördü... Böyle giderse 50 sene sonra cinsel kontrolsüzlük sebebiyle insanlar evlenmeye, çocuk sahibi olmaya ihtiyaç duymayacaklar. Bunun neticesi eşcinsel kimlik, eşcinsel evliliğin yaygınlaşması olarak ortaya çıkacak. Bu olay, insan neslini tüketir.

Freud’un ciddî sorumluluğu var burada. “insanın temel motivasyonu cinselliktir,” dedi… Bu tezi hümanist psikoloji kabul etti. Hümanist psikoloji de, “İnsanı insan yapan tez cinsel dürtülerdir” dedi. Cinsellik kutsallaştırıldı. Cinselliği yaşamayanın ruh sağlığı bozuk olur tarzında nedensellik bağı kurdu teorik olarak. 1995’ten sonra değişen paradigmalar Freud’un bu görüşünü doğrulamıyor…Sevgiyi cinselliğe indirgemek onu küçültmektir… İnsanı somut zevklere indirgemek, insanı hayvansal seviyede yorumlamaktır.
Cinsellik, yemek içmek gibi temel bir dürtüdür. Bunu yok sayamayız. Bunu eğitmek, kanalize etmek, yaşam enerjisi haline getirmek gerekir. Uranyum gibidir; iyi ve doğru şekilde kullanırsanız enerji verir, kişiyi geliştirir, ama doğru kullanılmadığında zarar verir.
Küresel bir cinsel fırtına yaşanıyor ve bunun sonuçları da küresel olacaktır…. Cinsellikle kontrolü başaran toplumlar ayakta kalacaklardır. Bunu başaramayan toplumlarsa yenik düşeceklerdir.’ (http://www.bilgipasaji.com/forum/kadinca-498/792483-cinsellikle-kontrolu-basaran-toplumlar-ayakta-kalacaklardir.html 18.11.2009)

Bir suçta, tahrik edenler suça ortak ediliyor. Cinsel dürtülerin harekete geçirilmesi aynen korkunun, nefretin tahriki gibi hormanel dengelerle oynamadır. Peki, Tv’lerde, sokaklarda cinselliği tahrik edenlerin, insanları ahlaksızlığa, tacize, tecavüze, fuhşa sevk edenlerin tahrik suçu yok mu? Bunlar özgürlük olarak mı anılacak? Cinsellik bu kadar hoyratça, banal şekilde sunulurken yetkililer bir tedbir almayacaklar mı?
İnsanlık bu problemi dikkate almalıdır. Zihinleri çürüten, beyinleri hadım eden, aileyi bitiren, toplumun köküne kezzap suyu döken cinsel metaların, görüntülerin sorumsuzca ve her yerde kullanılması engellenmelidir. Devletin ilgili kurumların aileyi, gençleri ve toplumu koruma adına tedbirler almalı, düzenlemeler yapmalıdır.

Bu gün malum bir el dünyada kadınları bir orta malı, toplum çözücü, ahlak bitirici ve ticari meta olarak kullanmaktadır. Dün kadının adının olmadığı dünyada bu gün -güya haklar veriliyor denerek- kadın ticarileştirilmiştir. Beşinci kol faaliyeti diyebileceğimiz nesilleri, toplumları ve insanlığı çürüten bu tür organize faaliyetlerin arkasında büyük oranda, diğer insanları kendilerine hizmetkâr varlıklar olarak görenler vardır. Bir kesim cinsellikle, pornografiyle insanlığa daha kolay hükmetmenin, ülkeleri-toplumları teslim alıp yönlendirmenin hesabı içindeler.
İnsanlık cinsellikle çürütülüyor, beyinler-zihinler pornografiyle hadım ediliyor…
Aktifhaber

Cahiliye devrinin Araplarına benzedik..
Ahmet TAKAN
ahmettakan@avazturk.com
28 Nisan 2010

Yazımın başlığı biraz ağır kaçmış olabilir. Bugüne kadar yazdığım birçok yazıda frene basmaya becerebildim.Ama bugün öfkemi bir türlü yenemiyorum.Onun için okurlarımdan peşinen özür diliyorum.

Şu düştüğümüz hale bir bakın!

Yurdun her köşesinden çocuk tecavüzleri, çocuk istismarı,seri cinayetler haberleri geliyor.Artık eskiden 3'ncü sayfa haberleri olarak tanımladığımız ve pek sık rastlamadığımız bu tip haberler(sıralayıp da bir kez daha sinirlerinizi bozmayacağım) gazetelerde manşet, televizyonlarda birinci haber oluyor.

Önce çuvaldızı kendimize batıralım.

Bu haberleri manşetlerine taşıyan medyanın hiç mi günahı yok?

Günahın paylaşımında en büyük payı medyanın alması gerekir. Yıllardır çağrıldığım her toplantıda gırtlak patlattım “aile yapımızı ve nesillerimizi TV ve gazeteler aracılığıyla mahfediyorlar. Türk’ün önce kadın sonra da aile yapısını bozdular mı gerisi kolay” diye. Örnekler verdim;Kaynana Semralardan,abuk sabuk yarışma programlarından,televole programlarından,seviyeli birliktelik haberlerinden,Brezilya dizilerinden.

Benim gibi toplumun geleceğini düşünen nice insan bağırdı durdu.

Ne oldu?

Bizler olduk senaryocu paranoyak, onlar oldu ilerici açılımcı.

Çoluk-çocuk tüm aile hepimizin ayakta olduğu çeşitli zaman dilimlerinde açın televizyonları..Cerahat akıyor..Cerahat.

BBG evlerindeki rezaletleri bile çoktan aştık. Sözde magazin programlarında gizli kameralarla çekilen ve “ünlü felan filaaan,ünlü felan filaaaanla ,falanca restoranda gizlice öpüşürken yakalandı” şeklinde ciyak ciyak anoslarla evlerimizin içine servis edilen yarı pornografik görüntüler.

Yerli diziler daha da rezil.Kim kime sulanıyor,kim kime sarkıyor,kim kimi düdüklüyor belli değil.Her türlü yasak ve gayrimeşru ilişki alenileştirildi.Üvey anasına sarkan gençler,baldızına sulanan enişteler,aklınıza gelecek ve gelemeyecek her türlü rezil ilişkiler.Gençlik ve çocuk dizilerine bir bakın.Görüntülerde porno yok ama gencecik beyinlerin içine neler zerk edildiğine bir bakın.Mesajlarla işlenen şiddet ve porno...Sonrada açın gazete haberlerine bakıverin.O gazetelerde okuduklarınıza bunların hiç etkisi olmadığını mı zannediyorsunuz?..

Ya gazeteler ve internet siteleri?

Bizim gençliğimizde basılan bazı magazin dergileri vardı.Biz onları o zaman porno dergi zannederdik.Kadınları en fazla bikinili görebilirdik.Ara sıra göğüsleri açık kadın resmi koyarlar onlarında üstüne büyük büyük siyah yıldızlar atarlardı.Şimdi gazeteler bir bakın.O zamanın magazin dergileri bugünkü gazetelerin yanında Hayat Ansiklopedisi sayılırlar.Manşetlerdeki hatunların resimleri ve en özel hayatlarının en özel ayrıntıları,arka sayfa güzelleri.Ne ararsanız var!

Artık gazete ve televizyonların yerini alacağına kesin gözle baktığımız sanal alemde işler daha da acı.Ne kanun var ne de sınır.Bakın en ciddi gazetelerin internet sitelerine,en ciddi haber sitelerine..Çıplak hatun veya cinsel içerikli bol fotoğraflı haber koymayan site tık alamıyor.

Sakın bana çağın gerekleri gibi sakil gerekçeleri söylemeyin. Çağın adı ne olursa olsun,hangi çağda olursak olalım tek ve değişmez everensel gerçek bilirim. YÜKSEK AHLAKLI OLMAK.

Hangi çağın hangi şartı bunu ortadan kaldırabilir?

Bu arada ülkeyi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar ne yapıyor?

Sözde gündemlerle, kayıkçı kavgası.

12 Eylül zulmü ile bir nesli dümdüz ettiler üzerinden geçtiler. Gencecik fidanları asıp işi bitirdiler mi?

Arkadan da Turgut Özal felsefesi ile gelecek nesillerin ruhlarını ve beyinlerini yozlaştırdılar.Kafaları boş,pop kültürüne sıvanmış bir gençlik yattılar.Adını da “varoş gençliği“ koyup bir güzel iğdiş ettiler.

Bir milleti toptan yok etmek için ellerinden ne geliyorsa planlı bir şekilde uyguluyorlar.

Ülkemizin yalnızca okyanus ötesinden iktidara getirilen siyasilerle mi yıkıldığını zannediyorsunuz?

Fiili işgalden önce beyinleri ve kalpleri yok edip tutsak alıyorlar, bu arada siyasi işgal alışmalarına devam ediyorlar. Arkasından ne geleceğini söylemek bile istemiyorum.

Bizler Çanakkale’yi ve Kurtuluş savaşını hangi sayede kazandığımızı unutmuş ve o savaşların nasıl dünya milletlerine örnek olduğunu,o yüce değerleri,büyük inancı ve yüksek ahlakı çoluğumuza çocuğumuza anlatamıyor olabiliriz.Ama inanın bana yüzyılıdır kıçındaki tekme acısını unutmayan empeyalistler bu savaşı nasıl kazanacaklarını ,bunun en önemli yolunun da Türk aile yapısını bozmak ve Türk'ün ahlakını yozlaştırmak olduğunu çok iyi biliyorlar.Çünkü onların gençleri Türkün genetik kodlamasını incelerken bizim gençlere Ricky Martin dinletiyorlar.

Biraz da okullarımıza eğilelim..

Okullarımızdaki din dersini yıllardır tartışıp durduk.”Yok efendim seçmeli olsun zorunlu mu olsun,haftada bir saat mı yoksa iki saat mi?” diye.

Sonunda karar kılındı dersin adı Din Kültürü ve Ahlak bilgisi oldu.İlköğretimde iki saat liselerde bir saat.Dersin içeriğine bakın bom boş.Bunu niye yaptık.Batılılar bizi laiklikten uzaklaşmakla ayıplansın diye.Sonra ne oldu “başörtüsü” diye diye iktidara gelen sözde en mukaddesatçı iktidar bir AB sevdası yüzünden “AB formatlarına uyduracağız “ diye müfredatın içini boşaltıverdi.Tam adamların istediği gibi.

Ey! ılımlı İslamcılar gidin de kapılarında dilinizin pelesenk olduğu o AB ülkelerinin çocuklarına din eğitimini nasıl verdiğine (çek-senet takip etmekten fırsat bulursanız) bir bakın..

Daha Nisan ayındayız. Gidin okulların içler acısı halini,öğretmenlerin perişanlığını,öğrencilerimizin pejmürdeliğini bir görüverin.Bir dönemde 10 gün okula gelmeyen öğrenciye okul idareleri, “bu öğrencini devamsızlığı devamsızlık sayılmaz ki “ diyorlar.

Nimet Çubukçu diye bir Milli Eğitim Bakanımız var. Göreve geldiğinden beri hangi icraatını hatırlıyorsunuz?Okullarda bir anket yapın “ Milli Eğitim Bakanı kim?” diye bırakın öğrencileri kaç öğretmen adını doğru yazar acaba?

Kadın ve aileden sorumlu Selma A.Kavaf ne yapar? Bileniniz var mı?

RTÜK ne yapar?

Bunu bildiğim kadarı ile ben cevaplayayım;

Yandaş TV'ler için düzenlemeler ve kolaylıklar...(gerisi için burada frene basacağım)

Diyanet İşleri Başkanlığı ,İmam-Hatip tayinleri ve cuma hutbelerini hazırlama dışında ne iş görür?

Televizyonlarda soytarı kılıklı,lakabı hoca olan, cukkayı doldurmaktan başka hiçbir düşüncesi olmayan bir sürü adam, en kutsal inancımızı saçma sapan şeylerle tahrip ederken bunlar ne yaparlar?

Diyanetin televizyonlara göndereceği hiç mi yetişmiş insanı yok? Diyanetteki muhterem hocaefendiler şu günlerde televizyonlara çıkıp konuşup; il il,ilçe ilçe dolaşıp konferans vermeyeceklerde hangi gün işe yarayacaklar?

Olur mu canım? Sen ben kavgası yapıp,Diyanette yumuşak koltuk kapmak ,iktidarın en ballı bakanlıklarına yatay geçiş yapmak varken bunlarla kim uğraşır!..

Yaygın,örgün,din her türlü eğitimden elinizi eteğinizi çekin.Bırakın her türlü işinizi cemaatler halletsin.Onlarda kursun rant düzenlerini.Din adına palazlanıp semirsinler.Sonra oturun bir köşeye devletçilik oynayın.Ara sıra da timsah gözyaşları dökün.

Tabii kolay mı, ülkeye giren kara paranın paylaşımını yapmak, memleketin tüm varlıklarını satmak,nasıl bir tezgah kurarız da kime ne ithal ettirip voleyi vururuz diye organizasyonlar yapmak?

Bazılarını tuzu kuru nasılsa? Onların çocuklarına ABD ve İngiltere'de her türlü imkanlar (tedavi hizmetleri de dahil!) hazır...

Bizim çocuklarımızın vatanı burası,Türk toprakları.Bizim çocuklarımızın doğdukları yerde ölecekleri yerde beli:TÜRK YURDU!

Tekrar tekrar altını çiziyorum. Çocuklarımıza mutlaka cahiliye devrini okutun ve öğretin.İki cihan güneşi Peyagember efendimiz Hz.Muhammed'in (S.A.V) ahlakını ve yaşayışını çocuklarımıza tekrar tekrar öğretin.Hz Ali'yi,Hz Ömeri,Sehabenin yaşayışını anlatın.Bunun yanında asırlarca dünyaya hakim olmuş medeniyet götürmüş Türk'ün töresini beyinlere kazıyın.

Bakın o zaman bu sözde Müslümanların bize yaşattığı cahiliye karınlığını yüksek ahlaklı Müslüman-Türk genci bir çırpıda nasıl kökünden kazıyor. Aynı Çanakkale de olduğu gibi bu İngiliz tipi Müslümanlara ve onların patronlarına nasıl bir daha “ geldikleri gibi giderler “ dersinin en esaslısını veriyor...

Avaztürk

02 Mayıs 2010
Böyle Bir Vahşet Görülmedi
Volkan Yılmaz'ı, ağabeyi ile arasını bozduğu iddiasıyla arkadaşının bisikletiyle birlikte nehre attığı ortaya çıktı.

Polis, gençlerin yüzme bilmediği için suda çırpınan Yılmaz'ın ölümünü 17 yaşındaki H.D. ile iki arkadaşın izlediğini belirledi.

Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Bürosu ekipleri, nehirde bisikletiyle birlikte bulunan Volkan Yılmaz'ın ölümündeki tüyler ürperten gerçeği çözdü. İddialara göre, 17 yaşlarındaki H.D., B.E. ve M.D. olayın olduğu akşam Volkan ile birlikteydi. Polis, bu gençleri gözaltına aldı. Emniyet Müdürlüğü'nde çapraz sorguya alınan B.E. ve M.D., arkadaşları H.D.'nin Volkan'ı nehre attığını ve boğulmasını izlediğini itiraf etti. H.D.'nin de Volkan'ı nehre atarak ölümüne sebep olduğunu itiraf ettiği öğrenildi. H.D.'nin polise, "Volkan ağabeyimle aramı açmıştı. Tartıştık, önce bisikletini nehre attım. Üzerime gelip küfür edince de kendisini. Yüzme bilmediği için suda çırpındı. Diğer iki arkadaşım kurtarmak için suya girmek istedi. 'Sizi de atarım' diye engelledim. Suda kayboldu, evimize gittik." dediği öğrenildi.

Cinayet zanlısı 3 genç, yaşlarının küçük olmasından dolayı Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü'nde gözaltında tutuluyor.
akt'fhaber

Etiketler: Cinayet ölü yaralı kavga 'Şiddetli geçimsizlik katletti bıçak bıçaklayarak Doğanevler Mahallesi 112 Acil Muğla Fethiye batman korucular benzin istasyonu ölü yaralı ölüm hırsızlık
polis kuyumcu ankara elmadağ cinayet Polis

İlköğretim okulu öğrencisi tabancayla canına kıydı
16:25 - Gaziantep'te psikolojik bunalıma girdiği iddia edilen 13 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi babasının ruhsatsız tabancasıyla kafasına tek el ateş ederek intihar etti. 05.05.2010 GAZİANTEP netgazete

İlkokuldan kız kaçırıp, tecavüz ettiler
15:40 - Eskişehir'de bir ilköğretim öğrencisi kıza tecavüz ettikleri ve hürriyetinden yoksun bıraktıkları iddiasıyla yargılanan 5 sanık, toplam 81.5 yıl hapse mahkum oldu. Eskişehir'de 3 yıl önce o tarihte 15 yaşında olan A.A.'yı bir ilköğretim okulunun önünden zorla otomobile bindirip bir eve götürdükten sonra zorla içki içirerek tecavüz ettikleri öne sürülen H.D., A.K. ve H.K. ile kız çocuğunu hürriyetinden yoksun bıraktıkları iddia edilen V.N. ile H.K. hakkında dava açılmıştı. 05.05.2010 ESKİŞEHİR netgazete

Kayıp kızın parçalanmış cesedi bulundu
19:15 - Düzce'nin Akçakoca ilçesinde bir fındık bahçesi içinde köylüler parçalanmış ceset buldu. Kafası gövdesinden ayrılmış cesedin yanında ayakkabı ve etek bulundu. Cesedin Düzce'de 5 Ocak 2010 tarihinde okul çıkışı kaybolan 15 yaşındaki Hatice A.'ya ait olduğu tahmin ediliyor. 13.05.2010 DÜZCE netgazete

15 Mayıs 2010 00:07
Hamile Kadına Kıydılar!
Mersin'in Tarsus İlçesi'nde 3 aylık hamile 24 yaşındaki Reyhan A., kalbinden ve göğsünden bıçaklanarak öldürüldü

Tarsus Barbaros Mahallesinde oturan Reyhan A., evde bıçaklanmış halde bulunarak yakınları tarafından Tarsus Devlet hastanesine kaldırıldı. Genç kadın burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Arıdağ'ın kalbinde ve göğüs altında 2 bıçak darbesiyle öldürüldüğü tespit edildi.
aktifhaber

8 Mayıs 2010
Öğrenci Öğretmenini Bıçakladı!
Mersin'de bir ilköğretim öğrencisi, dışarı çıkmasına izin vermeyen ve ailesine şikayette bulunan öğretmenini bıçakla yaraladı..

Şevket Sümer Mahallesi'ndeki Hatice Uluğ İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi B.A, sosyal bilgiler dersinde sınıftan çıkmak istemesine izin vermediği ve ailesine durumu bildirdiği gerekçesiyle öğretmen İsmet Ay'ı okul bahçesinde bacağından bıçakla yaraladı.

Öğretmene saldırırken ''Aileme nasıl beni şikayet edersin'' diyerek bağırdığı belirtilen öğrenci, olay yerinden kaçarken Ay, Toros Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. aktifhaber

Tekirdağ'da cinayet ve intihar: 3 ölü
22 Mayıs 2010 Tekirdağ'da, yabancı uyruklu bir kadın ile sevgilisini öldüren taksi şoförü olaydan sonra kaçarak gizlendiği sitede intihar etti.
Edinilen bilgiye göre, taksi şoförlüğü yapan Adnan Yakut, (51) daha önce birlikte yaşadığı yabancı uyruklu Zahronova Kerim Bekinova'nın, 100. Yıl Mahallesi'nde evine gittiğinde, kadının yeni sevgilisi olduğu öğrenilen yine taksi şoförü olan Serkan Şekerpancarı (26) ile karşılaştı.

Burada Şekerpancarı ve Bekinova'nın üzerine tabanca ile 4 el ateş açan Yakut, olay yerinden uzaklaştı.

Şekerpancarı ile Barbaros beldesindeki bir pavyonda konsomatris olarak çalışan Bekinova, açılan ateş sonucu olay yerinde öldü.

Olaydan sonra kaçan Yakut ise kısa süre sonra Barbaros beldesinde gizlendiği sitede kendini başından vurarak intihar etti. haber7

'Beni bırak' diyen karısını öldürdü, canına kıydı

14:00 - Antakya'da çılgın koca A.S (26), boşanmak isteyen 2,5 yıllık eşi B.Y.S (21) ile konuşmak için iş yerine geldi. Burada çıkan tartışmada eşi ile 3 kişiyi rehin aldı. A.S, eşi B.Y.S'ye pompalı tüfekle ateş etti. Genç kadın, olay yerinde hayatını kaybederken, çılgın koca, elindeki pompalı tüfeği başına ateşleyerek canına kıydı. 26.05.2010 HATAY netgazete

Ağrı'da 5 günde 5 intihar

AĞRI- Ağrı'da son beş günde biri öğretmen, biri muhtar ve 3 genç kadının olmak üzere 5 kişinin intihar etmesi şehirde derin bir üzüntüye neden oldu.
Ağrı Valisi Ali Yerlikaya, kendisini dün akşam asarak intihar eden Küpkıran Köyü Muhtarı Mehmet Karamızrak'ın (63) cenazesine katıldı. Vali Yerlikaya, burada yaptığı açıklamada, "Bugün Tutak ve Diyadin ilçelerini ziyaretimiz sırasında köyümüzün birinde 3 evladı olan bir gelin ile bir genç kızın intihar ettiğini öğrendim. 5 gün içerisinde toplam 5 kişi intihar etti. Bu bizi çok üzdü. " diye konuştu. habertaraf

Eşi İle Kaçan Babasını Bıçakladı
21 Haziran 2010
ANTALYA’nın Manavgat İlçesi’nde oturan 20 yaşındaki Emrah Eziz, 2 yıl önce eşiyle birlikte kaçıp Kırıkkale’ye yerleşen babası 47 yaşındaki Ahmet Eziz'i, sokak ortasında yakalayıp 3 yerinden bıçakladı aktifhaber

Zonguldak'ta Tehlikeli Gerilim
Sevgilisine kaçan kadının peşinden gelen 30 yakını olay çıkardı

GAZİANTEP’te oturan 18 yaşındaki B.S.’nin, 3 ay önce imam nikahı ile evlendiği eşini terk edip, Zonguldak’ın Alaplı İlçesi’nde yaşayan internetten tanıştığı sevgilisi Sedat Şen’e kaçması ilçeyi karıştırdı. B.S.’nin imam nikahlı eşi ve yaklaşık 30 yakını, ilçeye gelerek Sedat Şen’in ağabeyi Ferhat Şen’i bıçakla yaraladı. Şen’in yakınlarının da bulunduğu kalabalık ise, sahilde yakaladıkları karşı gruptan 3 kişiyi tekme tokat döverek hastanelik etti.

Alaplı'ya bağlı Ömerli Köyü Gökçeler Mahallesi’nde oturan Sedat Şen, daha önce internetteki bir arkadaşlık sitesinden tanıştığı B.S. ile geçen yıl evlenmeye karar verdi. İddiaya göre B.S., Sedat Şen ile evlenmek için Alaplı’ya gelirken, peşinden gelen ailesi o zaman 18 yaşını doldurmayan B.S.’yi jandarmanın devreye girmesiyle geri aldı. Aile, ardından da B.S.’yi bir akrabaları ile imam nikahı ile evlendirdi.

3 aylık gelin B.S., 18 yaşını doldurmasının ardından 2 gün önce imam nikahlı eşini terk edip, ikinci kez Alaplı’daki sevgilisine kaçtı. B.S.’nin imam nikahlı eşi ve yaklaşık 30 yakını da peşinden ilçeye geldi. Ailenin jandarmaya şikayeti üzerine gözaltına alınan B.S. ve Sedat Şen, adliyede cumhuriyet savcısına ifade verdi. B.S.’nin kendi isteği ile kaçtığını belirtmesi üzerine sevgililer serbest bırakıldı. Sedat Şen ve sevgilisinin, serbest kaldıktan sonra ortadan kaybolması genç kızın Gaziantep’den gelen yakınlarını öfkelendirdi.


GENCİN AĞABEYİNİ BIÇAKLADILAR
B.S.’nin yakınları, bugün öğle saatlerinde Alaplı Sanayi Sitesi’nde çalışan Sedat Şen’in ağabeyi Ferhat Şen’e saldırıp bıçakla yaraladıktan sonra kaçtı. Olayı duyan Şen’in yakınları ve ilçedeki bir grup vatandaş, kaçan grubu ilçe merkezindeki Karşıyaka Mahallesi sahilinde yakaladı. Öfkeli kalabalık, Gaziantepli gruba tekme tokat saldırdı. Polisin müdahalesiyle kavganın büyümesi önlenirken, Gaziantepli gruptan 3 kişi yaralandı.

PKK ALEYHİNE SLOGANLAR

Yaralanan Ferhat Şen ve diğer 3 kişi Ereğli Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Yaralıların hayati tehlikelerinin bulunmadığı bildirildi. Grubun doğulu olması nedeniyle şehirde infiale neden olan olayın ardından, ilçeye takviye polis ekipleri sevk edildi. Kavgaya karışan iki taraftan da bazı kişiler gözaltına alındı. Olayların yatıştırılmasının ardından yaklaşık 50 kişilik grup, PKK terör örgütü aleyhine sloganlar atarak ilçe merkezinde yürüyüp olayı protesto etti aktifhaber

12 Yaşındaki Çocuk Annesini Bıçakladı
Antalya'da 12 yaşındaki kız çocuğu tartıştığı annesini bıçakladı.
Aralarında çıkan tartışma nedeniyle canı sıkıldığı için annesini bıçakladığını söyledi.
19 Ağustos 2010
Olay, Zerdalilik mahallesi 1407 sokak Çağdaş Apartmanı'nda meydana geldi. Alınan bilgilere göre, evde annesiyle birlikte oturdukları sırada anne Esra E.(33) ile kızı M.E.(12) tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine Melise Erdem, mutfaktan bıçak getirdi. Daha sonra annesinin yanına gelen M.E. bıçağı önce kendisine doğrulttu. Daha sonra M.E. annesi Esra E.'yi sol bacağından bıçakladı. Anne kanlar içinde yerde kalırken M.E. elinde bıçakla evde beklemeye başladı. Evden gelen sesler doğrultusunda komşular durumu polise haber verdi. Olay yerine gelen güvenlik güçleri olay yerine 112 Acil Servis ekipleri çağırdı. Anne Esra E. Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken M.E. gözaltına alındı. Sağlık kontrolünden geçirilmek için adli tıpa götürülen küçük kız M.E. burada gazetecilerin 'Anneni neden bıçakladın? sorusuna, "Canım sıkıldı bıçakladım. Neden bıçaklayacağım? Kavga ettim tabi." diye cevap verdi. aktifhaber

Kayıp hentbolcu kızın ormanlık alanda cesedi bulundu

Eskişehir'de 4 Eylül günü Çankaya Mahallesi'ndeki evinden hentbol antrenmanına gitmek üzere çıkan Öznur Uluişden'in (11) cesedi Kent Ormanı'nda bulundu.

Kaçırdığı hentbolcu kızı öldürerek ormana gömen zanlıyı, öz kızı ihbar etti

Eskişehir'de 4 Eylül günü çıktığı evine bir daha geri dönmeyen Öznur Uluişden'in cesedi Kent Ormanı'nda bulundu. Görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda planlı çalışma başlatan polis, eşkâle uygun olarak Uluişden'i kaçırdığı ileri sürülen Ali Haydar Körmeçli'yi gözaltına aldı. Ancak zanlı hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Fakat bu sırada zanlının kızı 11 yaşındaki Berivan'ın "Kızı babam kaçırdı ve misafir olarak evimize getirdi" yönündeki ihbarı üzerine polis çalışmasını genişletti. Bu kez zanlı Ali Haydar Körmeçli, suçunu itiraf etti ve Uluişden'in Kent Ormanı'nda toprağa gömülü cesedine ulaşıldı. Zanlının kendi evine götürdüğü ve misafir olarak ailesine tanıttığı Uluişden'e tecavüz etmeye çalıştığı, ancak Uluişden'in "Seni polis'e şikâyet ederim" demesi üzerine korktuğu ve ardından ormana götürerek öldürdüğü ortaya çıktı. Zanlının ailesini de yaşananları anlatmaması için tehdit ettiği belirtildi.

Kızının ifadesi üzerine zanlı Ali Haydar Körmeçli, hakkındaki iddiaları kabul etmek zorunda kaldı. Zanlı Körmeçli'nin, emniyetteki ifadesinde kız çocuğunu kaçırmasını ve cinayeti nasıl işlediğini soğukkanlı bir şekilde anlattığı öğrenildi. Zanlının küçük kızı Kent Ormanı'na götürdükten sonra boğarak öldürdüğü ve kazdığı çukura gömdüğünü söylediği belirtildi.

Polis, zanlının ifadesinin ardından Kent Ormanı'na giderek, küçük kızın toprağa gömülü cesedini buldu.

Öte yandan kadın kaçırmadan, hayvan hırsızlığına kadar birçok suçtan sabıkasının bulunduğu belirlenen zanlı Körmeçli'nin 6 çocuğunun bulunduğu belirtildi. Zanlının bir süre önce de öz kızlarından birine tecavüz suçundan cezaevine girip çıktığı kaydedildi.

14 Eylül 2010 habertaraf

4 yaşındaki çocuk tecavüz edilip öldürüldü
1 Ekim 2010
Kırşehir'de akşam saatlerinde evinin önünde oynarken bir anda kaybolan, 4 yaşındaki Kamuran L. bir apartmanın çatı katında çıplak vaziyette ölü bulundu. Çocuğun, 17 yaşındaki bir sokak çocuğu tarafından önce tecavüz edildiği daha sonra boğularak öldürdüğü iddia edildi. habertaraf

İğrenç İntikam
Gaziantep'te intikam için kaçırmaya çalıştıkları kadının kucağından düşüp minibüs altında kalan 3 yaşındaki bebeği öldü... Anne ise kaçıranların tecavüzüne uğradı...
Gaziantep'te kaçırılan kadının 3 yaşındaki çocuğu, minibüsün altında kalarak hayatını kaybetti.

Minibüs sürücüsü Levent B. gözaltına alındı. Bilal B. ile Sezer B'nin yakalanmasına çalışıldığı bildirildi. Nurcan Ö'ün, emniyetteki ifadesinde, yaklaşık 5 ay önce erkek kardeşi İsa Ö'ün, kendisini zorla kaçıran Bilal B'nin 15 yaşındaki kızı İ.B'yi kaçırdığını, onların da intikam için kendisini kaçırıp Yeşilkent Mezarlığı'nın arkasında tecavüz ettiğini söylediği öğrenildi. aktifhaber

Maddiyatta İlerleme, Mâneviyatta Gerileme
24 Ekim 2010
Mehmet Şevket EYGİ

GELİR dağılımı âdil olmasa da ülkemizde refah artıyor. Verilen rakamlar doğru olmasa da fert başına düşen gelir çoğaldı. Ülke otoyol ağlarıyla sarıldı. Hızlı tren rayları döşeniyor. Limanlar, havaalanları, gökdelenler, hipermarketler... Milyonlarca özel otomobil var. Köy evlerinde bile çamaşır, bulaşık makinesi, buzdolabı... İrili ufaklı binlerce özel tv ve radyo...Lüks, israf, sefahat...

Peki, doğru veya yanlış, iyi veya kötü böyle bir maddî kalkınma varken, madalyonun arka yüzünde mâneviyat ve ahlak sahasında bir ilerleme var mı?.. Maalesef ilerleme yok, korkunç ve dehşetli bir gerileme var. Ülke kokuşma selleri içinde. Seks konusunda patlama var. Fuhuş, zina, suistimal, hortumlama, rüşvet almış yürümüş.

Yargı iyi işliyor mu?Adalet var mı? Güvenlik var mı? Halk canından, malından, ırzından emin mi?

Geçen sene bir sürücü otomobiliyle Bursa'da durağa daldı, vasıta bekleyen beş zavallı ve bîgünah kadıncağızı biçerek feci şekilde öldürdü. Sonunda ne oldu?Adam 10 ay hapis yattı ve sonra tahliye edildi.

İzmir'de bir üniversiteli zavallı bir kediyi ayağıyla tekmeleyerek, ezerek öldürdü. Ne oldu? Birkaç yüz lira para cezasıyla kurtuldu.

Çok dikkatli bir sürücü otoyolda otomobil kullanıyor. Yanında çocukları ve karısı var. Öndeki büyük kamyondan yola bir fabrika kazanı düştü. İyi sürücü, elinde olmaksızın kazana çarptı, arabasındaki yakıt parladı. Çoluk çocuk hepsi yanarak öldü. Kazanın sebebi ne? Kazanı TIR'a usulüne göre sıkıca bağlamamışlar.

İstanbul'da her gün milyonlarca vatandaş trafik sıkışıklığından çıldıracak hale gelmiş...

50 ton salmonella mikroplu et ne oldu? İmha edildiğine dair bir kayıt yok...

Domuz çiftliklerinde yetiştirilen, ormanlarda vurulan domuzların ve eşeklerin eti halka yediriliyor. Niçin önlenmiyor?

Meyve ve sebzelerdeki hormonlar, kimyevî maddeler konusunda niçin (Avrupa ülkelerinde ve Rusya'da olduğu gibi) sıkı bir kontrol yok?

Alaşehir'de ikisi kız, birisi oğlan üç küçük çocuğu parayla satan fuhuş çetesi çökertildi, otuz kişi tutuklandı. Çocuk seksi yaptıran çete sadece Alaşehir'de mi var? Ötekileri niçin çökertilmiyor?

Ben bu satırları yazarken uyuşturucu trafiği, kaçakçılığı, ticareti devam ediyor. Bunun önlenmesi mümkün değil midir? Mümkünse niçin önlenmiyor?

Hapishaneler niçin tıklım tıklım dolu?

Refah artıyor ama Ramazan'da açlıktan insanlar intihar etti, zengin Müslümanlar niçin zekatlarıyla fakirlerin imdadına koşmuyor?

Sokaklarda niçin insanların çoğunun suratı asık?

Eskiden ülke fakirdi, okuma yazma bilmeyen cahiller vardı. Şimdi zenginlik var ama onun yanında okur-yazar cahillik yaygın.

Zenginlik arttı, ahlak ve fazilet geriledi.

Zenginlik arttı, iffet ve şeref azaldı.

Zenginlik arttı, yardımlaşma ve paylaşım ahlakı can çekişiyor. Soruyorum: Komşuluk ahlakı var mı? Varsa yeterli mi?

Ülke birbirinden kopuk, birbirine düşman kamplara, sektörlere ayrıldı.

Din hürriyeti arttıkça din sömürüsü de artıyor.

Eskiden bu ülkede pozitif de olsa, negatif de olsa gerçek aydınlar vardı? Nereye gitti onlar? Yerleri doldurulabildi mi?

Basın hürriyeti en çok müstehcen yayın yapanlara yaradı.

Liseler çoğaldı ama şu anda 1930'ların, 40'ların liseleri gibi güçlü liselerimiz var mı?

Kemmiyette ilerleme var, keyfiyette ilerleme mi var, gerileme mi?

Millî Gazete

Üniversiteler çözüm üretemiyor: Cemiyet halinde ve fert fert topyekun yanıyoruz !..
15 Kasım 2010 Pazartesi
Üniversiteli Blog



Gündem sürekli değişyor.

Yeni zenginler, yeni medya patronları oluşuyor...

Ahlaksızlık, suç, ve kültürel yıkım yaygınlaşıyor.

Aileler dağılıyor.

küçük işletmelerr batıyor.

Bankalara borçlanıyoruz !

Yabancı yatarımcı ülkeyi hızla kuşatıyor...

Hastahaneler "hospital"leşiyor.

Lokanatalar "food" şirketlerine dönüşüyor...

Köşe başı yabancı isimli işletmelerle dolmuş...

Çocuklarımız "lory'nin oyuncak kutusu" şarkılkarıyla büyüyor.

Güven azalıyor...

Sadakat bitiyor...

Mimari çökmüş...

Füze kalkanları kuruluyor ve ülkemiz hedef haline geliyor...

Ordu da yıkım projeleri uygulanıyor...

Devlet halinde cemiyet halinde fert halinde savunma reflekslerimiz kırılıyor.

Gençler kitap okumuyor.

Gençler kültürsüzlüğe mahkum edilmek isteniyor...

mahfoluyoruz...

Yanıyoruz...

Cemiyet halinde fert halinde...

yanıyoruz!..

Üniverisitelerden ses çıkmıyor.

Üniversiteler çözüm üretemiyor!..

Yanıyoruz...

Topyekun cemiyet halinde ve fert fert yanıyoruz !..

http://universiteliblog.blogspot.com/

Rektöre 'gay seks' şantajı
04.12.2010

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı dava iddianamesine göre, eski Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, yanında koruma olarak görev yapan Serdar Göçer’le cinsel ilişkiye girdi. İddiaya göre Göçer, cep telefonu ile bu ilişkiyi görüntüledi ve Yamaç’a 150 bin TL’ye satmak istedi

Eski Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç’a, görüntülerinin yer aldığı bir CD ile şantaj yapıldığı ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, görüntüleri kaydeden ve bunları “basına vermeme” karşılığında 150 bin lira isteyen iki kardeş hakkında açtığı davanın iddianamesi açıklandı.
ÖNCE ALKOL ALMIŞLAR...
Sır gibi saklanan olay, 19 Ağustos 2010 tarihinde yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı dava iddianamesine göre Prof. Dr. Kadri Yamaç, yanında koruma olarak görev yapan Serdar Göçer’le, kendi evinde alkol aldıktan sonra cinsel ilişkiye girdi. İddiaya göre, Göçer cep telefonu ile bu ilişkiyi görüntüledi. Yaşananları ağabeyi Orbay Göçer’e anlatan koruma iddiaya göre, CD’ye aktardıkları görüntülerle Yamaç’a şantaj yaparak para sızdırmak istedi. Kardeşler, önce Yamaç’ı ellerindeki görüntülerden bir mektupla haberdar etti. Ardından telefonla arayarak CD’yi ‘basına vermeme’ karşılığında 150 bin lira istedi. Prof. Dr. Kadri Yamaç, durumu polise bildirdi. Yamaç, seri numaraları önceden alınmış para dolu bir çantayla bir AVM’nin önünde, Göçer kardeşlere randevu verdi. Korumanın ağabeyi Yamaç’ın yanına gelerek, telefonla arayan kişinin kendisi olduğunu söyledi ve paraları istedi. Polis, bu esnada operasyon yaptı ve Göçer’i yakaladı. İddianameye göre, tutuklu sanıklardan Serdar Göçer ve ağabeyi Orbay Göçer’in verdikleri ifadelerde suçlarını kabul ettikleri belirtildi. Serdar Göçer, iddianamede yer alan ifadesinde, “Fantezi olsun diye çekmiştim. Ancak daha sonra bunları silmeyi unutmuşum. Ağabeyim görmüş ve bir CD’ye aktarmış” dedi.
YAMAÇ HATIRLAMIYOR
İddianamedeki ifadeye göre Prof. Dr. Kadri Yamaç, cinsel ilişki olayını hatırlamıyor. CD’de yer alan görüntüler üzerine Yamaç’ın, “Alkol aldıktan sonra kendimde değildim. Muhtemelen sarhoş olduğum esnada olay meydana gelmiş” dediği ileri sürüldü. Olayla ilgili haklarında 15’er yıl ağır hapis cezası istenen Göçer kardeşlerin yanı sıra, aynı davada Yamaç’la ilgili özel bilgiler aktardığı ve çevresine “Yakında Kadri Hoca’nın bombası patlayacak” dediği öne sürülen Gazi Üniversitesi’nde görevli personel Cem Toygün’ün de suça iştirakten yargılanması isteniyor.
(Habertürk)

Bağcılar'da baba vahşeti
12 Ocak 2011
Bağcılar'da tekstil işiyle uğraşan baba, 5 aylık kızını, "Çok ağlıyor" diye döve döve öldürdü.

Bebeğin kafasına biberonla defalarca vuran ve her iki bacağını ısıran babanın daha sonra çocuğu annesinin yanına yatırdığı ortaya çıktı.Bağcılar'da henüz 5 aylık olan Sude Naz K., tekstil işiyle uğraşan babası Ahmet K. (33) tarafından "Çok ağlıyor" diye döve döve öldürüldü. Babanın bebeği önce biberonla kafasına defalarca vurulduğu daha sonra her iki bacağını ısırarak öldürdüğü ortaya çıktı.
Ağladığı için kızını döven baba Ahmet K. daha sonra Sude Naz'ı, annesinin yanına yatırdı.

Anne Hatice K. sabah çocuğunu uyandıramadığı için önce abisini ardından polisi aradı. Bağcılar Asayiş Büro dedektifleri olayın ardından baba Ahmet ile anne Hatice K.'yı gözaltına aldı.

Baba Ahmet K.'nın "Çocuğumu darp edip öldürdüğüm için pişmanım" dediği öğrenildi. Baba, sorgusunun ardından Bakırköy Adliyesi'ne sevk edildi. habertürk

Baldız için keşif yapılan yerde eniştenin cesedi çıktı
28 Ocak 2011 Mersin'in Mut ilçesinde, iki yıl önce intihar eden kadın için olay yerinde keşif yapan polis ekibi, kadının, aynı yerde intihar ettiği sanılan eniştesinin cesedini buldu.

Karşıyaka Mahallesi'nde oturan ve eşinin evi terk etmesi nedeniyle bunalımda olduğu ileri sürülen Tahir Şener (24), iki gün önce ilçenin Kızıldağ mevkisindeki kayalıklardan atlayarak intihar etmek istedi. Ancak olayı görenlerin ihbarı üzerine gelen polisler tarafından ikna edilerek kurtarıldı.

İki yıl önce aynı yerde intihar eden Ayşe Güne için olay yerine keşif yapmaya giden polis ekibi, Güne'nin eniştesi Tahir Şener'in cesedini buldu.

Yapılan ilk incelemeye göre, Şener'in kayalıklardan atlayarak intihar ettiğinin belirlendiği ileri sürüldü. haber7

Grizuda ölen oğlunun eşine tacizden tutuklandı
Zonguldak'ta 17 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen grizu patlamasında hayatını kaybeden 30 madenci arasındaki Kadir Ö.'nün eşini taciz ettiği iddia edilen kayınpederi tutuklandı. İkinci çocuğunu göremeden ölen eşinin adını verdiği oğlu ve 5 yaşındaki çocuğuyla kayınpederinin evinde yaşamaya devam eden F.Ö., ailesinin 'çocuklarını bırak gel' dediği için burada yaşamaya mecbur olduğunu söyledi. netgazete

Kahramanmaraş'ta 4 Kardeş Ölü Bulundu
21 Nisan 2011
Kahramanmaraş'a bağlı Dereli Köyünde bağ evinde yaşayan 4 kardeş evin hizmetçisi tarafından ayrı ayrı odalarda asılı halde bulundu.
Merkeze bağlı Dereli köyündeki bağ evinde yaşayan Raden, Sacen, Rulin ve Beranis Sağocak adlı 4 kardeş eve gelen hizmetli tarafından farklı odalarda ipe asılı olarak bulundu.

Olay yerine gelen polis, çocuklarının babası avukat Necdet Sağocak'a ulaşmaya çalışıyor.
aktifhaber

Huzurevinde Cinayet
14.05.2011
Bursa'da şaşkınlık yaratan cinayet bir huzurevinde yaşandı.

Bursa’da bir huzurevinde, iddialara göre, arkadaşının horlamasından dolayı uyuyamayan 84 yaşındaki bir kişi, 62 yaşındaki arkadaşını bıçaklayarak öldürdü.
İddialara göre 84 Yaşındaki Mehmet Ala, yatsı namazını kıldıktan sonra uyumak istedi ama olmadı.

Çünkü oda arkadaşı 62 yaşındaki Mehmet Karataş horluyordu.

Arkadaşını ikaz etti, tartıştı, cebinden çıkardığı ç
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cum Hzr 10, 2011 11:47 pm    Mesaj konusu: Bu gidiş nereyedir? Alıntıyla Cevap Gönder

Bu gidiş nereyedir?
Ertuğrul Horasanlı
25 Ağustos 2013

"Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle" (*)


Hürriyet'tten Nurettin KURT'un haberine göre (**); toplum tam bir yangın yeri, toplumun her katmanı ayrı bir alarm sireni çalıyor ama hükümetin tek derdi Suriye ile bir an önce kanlı bir savaşın fitilini ateşlemek, Irak, Mısır ve Lübnan'ın içişlerine burnunu sokarak, bu ülkeleri istikrarsızlaştırıp bölünmelerine katkı sağlamak gibi akıl almayacak işlerin peşinden koşmaktan ibaret görünüyor.

Habere göre bir yılda 100 bin cinsel saldırı vakası adliyeye intikal etmiş. Bunlardan 33 bininin mağduru çocuk...

Ülkemizde Cinsel saldırıları olaylarının çok azının adliyeye intikal ettiği, çoğununsa çeşitli sebeplerle gizli kaldığı, üstünün örtüldüğü bilinen bir husustur. Bu yüzden burada kayıtlara geçen 100 bin cinsel saldırı olayının gerçeğini anlayabilmek için bu rakamı en az 5'le çarpmak gerekir ki; durum tek kelimeyle vahimdir...

Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü’nün 2012 yılına ait resmî istatistik sonuçlarını aktaran habere göre, 2012 yılında Türk Ceza Kanunu ve Özel Kanunlar kapsamında adli mercilere intikal eden toplam olay sayısı 5 milyon 754 bin 219.

Bir yılda sadece Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlardaki ceza hükümlerini ihlal sebebiyle 5 milyon 754 bin 219 olay adliye kayıtlarına geçmiş...

Türkiye'nin nüfusu 76 milyon. Bunun kabaca yarısının çocuk, yaşlı sakat ve hasta olmaları sebebiyle suç işleyemez durumda olduğunu kabul edersek, geriye kalan 38 milyonluk kesimin, yaklaşık yüzde 15'i suç isnadıyla adliyelik olmuş..

Bu tablo tam bir toplumsal çöküş/cinnet tablosu değilse nedir?

Habere göre; Uyuşturucuyla mücadele kanunu kapsamında adli mercilere geçen yıl toplam 185 bin 62 olay intikal etti. Bunlardan 23 bin 802 olay hakkında takipsizlik kararı verilirken, 161 bin 200 olay hakkında kamu davası açıldı. Uyuşturucu madde imal ve ticaret 49 bin 687; uyuşturucu madde almak, satmak, kullanmak ve diğerleri 134 bin 855.

Adliyeye uyuşturucu ile ilgili 185 bin olayın intikal etmesi ne demek?

Yakalanmadıkları için adliyeye intikal etmeyen ve adliyeye intikal edenlere nispetle buz dağının görünmeyen kısmı gibi gözlerden kaçan devasa kısmıyla birlikte düşününce toplumun nasıl bir uyuşturucu batağında çırpındığını görmemek mümkün mü?

Ya cana kast/hayata karşı suçlar?

Hayata karşı suçlarda 83 bin 941 olay adliyeye intikal etmiş.

Yani?

Bu ülkede bir yılda Yaklaşık 85 bin cinayet işlenmiş...

Bunlardan 24 bin 552 olay hakkında takipsizlik kararı verilmiş.

25 bin 243 olay hakkında kamu davası açılmış. 34 bin 146 olayın soruşturması sürüyormuş.

Verilere göre dava açılan “kasten adam öldürme” sayısı 10 bin 679,

35 bin 324 kişi de taksirle öldürülmüş...

Taksirle adam öldürme suçundan 14 bin 10 dava açılmış. 21 bin 324 olayın soruşturması devam ediyormuş.

Yaklaşıl binikiyüz İntihara yönlendirme olayı adliyeye intikal etmiş. Bunlardan 499'u hakkında dava açılmış, 706 olayın soruşturması sürüyormuş...

Haberde hırsızlık, gasp, yolsuzluk, rüşvet gibi suçlarla ilgili rakamlar yok.

Ama sadece yukarıdaki rakamlar bile çok ürkütücü...

Toplum çürümüş, lime lime olmuş, dağılıp yok olmak üzere...

Ama...

Ankara'da ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin uğraştıkları şu boş işlere bakın...

Derde deva aramak bir yana; sizin seçtiğiniz adamlar, bu dertlere daha büyük (savaş) gibi dertler eklemek için var güçleriyle uğraşmaktan ve bu boş ve tehlikeli işler için milyarca dolar harcamaktan başka ne iş yapıyorlar?

Suriye'de Esad'ı devireceksin de ne olacak?

Irak'ı böleceksin de eline ne geçecek?

Mısır'ın içişlerine burnunu niçin sokuyorsun?

Lübnan'da yeniden kanlı bir mezhep çatışması başlarsa bundan sen bu ülke için hangi hayırlı sonuçları elde edeceksin?

Halâ yerinde duruyorlarsa elinizi vicdanınıza koyun ve kendinize cevap verin; bu gidişin sonu nereyedir?

Bu yolun sonunda ne vardır?

Böyle bir gecenin sabahından hangi hayır umulabilir?

Merhum Üstad Necip Fazıl'la başladık yine onunla bitirelim (***):

Aman efendim, aman!
Galiba Âhir Zaman!
Manzarası yurdumun,
Tufan gününden yaman!

Göz görmez aydınlıkta;
Asümanedek duman.
Yer dumanmış ne çıkar,
Duman dolu âsüman.

Türk evi delik deşik;
Yıkı dökük hânüman.
Duraksız itiş kakış;
Süresiz karman-çorman.

Anne çocuk doğurur,
Köpek soyundan azman.
Beyinler zıpzıp kadar,
Mideler koskocaman.

Aziz fikir buğdayı,
Katıra mahsus saman.
Boş lâf, hep dalga dalga;
Uçsuz bucaksız umman.

Hayvanlık orkestrası:
Eşek, birinci keman.
Orman keleş, nebat kel;
Nebat adamlar orman.
(..)

Dipnotlar:

* Necip Fazıl Kısakürek, "Muhasebe" başlıklı şiirinden.

**Haberin tamamı için bkz: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24586625.asp?utm_source=twitterfeed&utm_medium=twitter

***Necip Fazıl Kısakürek, "Aman" başlıklı şiirinden.


Toplum "cinnet"e mi koşuyor!
Kenan AKIN
kenan@akyayincilik.com
12 Kasım 2012

Güzel memleketimin, çilekeş insanları ne yapıyor. Ülkem nereye koşuyor.

Gün olmuyor ki, akılara durgunluk veren bir olay, bir karar veya bir gelişme olmasın.

Gerçekten de, dış politikasından tutun da, adalet, maliye ve benzeri organların, kuruluşların hatta mekanizmaların işleyişine kadar “acayip” gelişmeler oluyor.

Sadece, geçtiğimiz haftanın başlarında, meydana gelen olaylardan bazıları mercek altına alınırsa, vatanın içine düşürülmek istenen durumun vahameti kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Başbakanlık binasına elini kolunu sallayarak giren ve kurusıkı tabancayla ateş eden şahsın yarattığı şok daha atlatılmadan Başbakan Erdoğan ile ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun “bahtsız bedevi” ve karşılığı “kutup ayısı” muhabbeti(!) halkı adeta şaşkına çeviriyor.

Tekirdağ’da, kendisine bira parası vermeyen şahsı bıçaklayarak öldüren bir suçlu binlerce kişi tarafından “linç” edilmek isteniyor.

Hanımını yakmak isteyen bir doktorun eylemi “endişe” yaratıyor.
Çalıştığı bir taksiyi Taksim meydanının ortasında yakan şoförün öfkesi ise “trajik” olmaktan öte bir anlam taşıyor.

8 yaşındaki afacan, babasının av tüfeğiyle oynarken kendisinden birkaç yaş büyük ağabeyini öldürüyor.

Üç dört gün içerisinde görülenler, işitilenler, toplumun “cinnet” getirme dönemi yaşadığını veya yaşatıldığını sanki haykırıyor.

Üstelik; birkaç gün önce, İstanbul Bağcılar’da 4 çocuğunu, eşini ve şüphelendiği kardeşini ve kendisini vuran, bu “aile faciası” nın söylentisi bile insana endişe
veriyor.

Evinden barkından kaçan minikler, genç kızlardan çoğunun feci akıbeti, çıtayı yükselttikçe yükseltiyor.

Hele, terör örgütü PKK’nın azılı bir lideriyken ele geçirilen Şemdin Sakık’ın “tanık” , TSK’nın çoğu üst rütbeli askerlerinin “sanık” olduğu bir Türkiye’nin neyi ifade ettiğini bilmek mümkün olmuyor.

Bütün bu “feci” olaylar, çelişkiler gün be gün yaşanırken, kamuoyunu objektif olarak bilinçlendirme, bilgilendirme zorluğunda olan çoğu medya organ ve mensuplarının, bilerek veya bilmeyerek “ahkâm” kesme gayretleri zirveye çıkıyor.

Oysa, hangi düşünce içinde olunursa olunsun, yazarların çizerlerin görevleri bambaşka boyutlar içeriyor.

Bu yüzden de, çoğu yazarların kişisel görüşleri taraflı yorumları okuyucu veya seyircileri pek ilgilendirmiyor.

Belki de, bu yüzden yeni yeni düşünceleri görüşleri ve yorumları yeni isimlerle artık lanse ediliyor.

Ne var ki “sabit” fikirli, “partizan” görüşlü gazeteciler, yazarlar, programcılar sütunlarından ve ekranlardan çekinmiyor. Sanki “cinnet” in başka bir türü sergileniyor.

Kim ne derse desin; çoğu politikacısıyla, diplomatıyla, yazarıyla çizeriyle, sanatçısıyla, sporcusuyla daha doğrusu çoğu katmanlarıyla Türkiye, sanki ne yazık ki, çıldırıyor.

Kısacası, sabır ve huzur dilemek icap ediyor.

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=24744

4 cinnet 10 cenaze
Cinnet getirip ölüm makinası oldular
11 Haziran 2011

Türkiye dün 4 ayrı cinnet olayına sahne oldu. İkisi İstanbul'da, diğerleri Tokat Turhal ve Giresun'da meydana gelen olaylarda, 10 kişi yaşamını yitirirken, hamile bir kadın da yaralandı.

Ahmet PASİNLİOĞLU-Turan ARSLANOĞLU-Eray EROLLU / AHT

ESKİ EŞİNİ VE AİLESİNİ ÖLDÜRÜP İNTİHAR ETTİ
İlk olay Tokat'ın Turhal İlçesi'nde meydana geldi. İzmir'de mobilyacılık yapan Metin Atik ile Sevgi Ulu, yaklaşık bir ay önce boşandı. 3 çocuk annesi Sevgi Ulu, boşandıktan sonra Turhal'da yaşayan ailesinin evine geldi. İddiaya göre Metin Atik, sabaha karşı geldiği eski kayınpederinin birinci kattaki evine camı kırarak girdi. Atik, tabancayla eski eşi Sevgi Ulu ile kayınpederi Alaattin Ulu (63), kayınvalidesi Emine Ulu'yu (60) vurarak öldürdü. Atik, daha sonra aynı silahla intihar etti. Olay, Ulu ailesinden haber alınamaması ve çevredeki vatandaşlar tarafından camın kırık olduğunun görülmesi üzerine polise yapılan ihbarla ortaya çıktı. Sevgi Ulu'nun, Metin Atik ile kaçarak evlendiği, 3 çocukları bulunan çiftin yaklaşık bir ay önce boşandığı öğrenildi.

EVLİLİK TEKLİFİNİ REDDEDİNCE ÖLDÜRÜP İNTİHAR ETTİ
Giresun'un Espiye İlçesi'nde bir tekstil fabrikasında çalışan Ahmet Turan (29), aynı fabrikada çalışan Gülhan Ö.'ye (17) evlenme teklifinde bulundu. Teklifi kabul etmeyen genç kız, durumu fabrika yöneticlierine anlatınca Turan işten çıkarıldı. Dün fabrikaya gelen Turan, tabancayla önce Gülhan Ö.'ye, sonra kafasına ateş etti. Turan, olay yerinde hayatını kaybederken hastaneye kaldırılan genç kız kurtarılamadı.

KOMŞUSUNU VE KIZINI ÖLDÜRÜP İNTİHAR ETTİ
İstanbul Sultanbeyli'de, evli ve bir çocuk sahibi Fatma Yüksel (38) ile aralarında bir süre önce duygusal ilişki olduğu öne sürülen Mehmet Yılmaz, yıllar sonra Yüksel'in oturduğu mahalleye taşındı. Yılmaz'ın, Fatma Yüksel'in yaşadığı eve 30 metre mesafe bir ev kiralaması üzerine kadının eşi ev sahibine kızarak "Neden bu adama ev kiraladın?" diye tepki gösterdi. Öte yandan, Mehmet Yılmaz'ın, Yüksel'le tekrar ilişki kurmaya çalıştığı ancak kadın tarafından reddedildiği öne sürüldü. Dün Yüksel'in evine gelen Mehmet Yılmaz kadınla tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu Yılmaz, önce kadını sonra da 13 yaşındaki kızı Elif Yüksel'e kurşun yağdırdı. Son kurşunu da kafasına sıkan Yılmaz, intihar etti. Mehmet Yılmaz yaklaşık 1.5 yıl önce, Fransa'dan tatile gelen 28 yaşındaki kızını tabancayla vurarak öldürmüştü. Yılmaz, polise verdiği ifadede, silahın kazayla ateş aldığını söylemişti. Yılmaz'ın bu suçtan cezaevinde yattığı ve 3 ay önce tahliye olduğu öğrenildi.

HAMİLE SEVGİLİSİNE KURŞUN YAĞDIRDI, İNTİHAR ETTİ
İstanbul Fatih'te evli, 52 yaşındaki korsan taksici Mahmut Yazıcıoğlu, 13 ay önce tanıştığı 26 yaşındaki Nimet Abiş ile imam nikahıyla yaşamaya başladı. Yazıcıoğlu, hamile kalan genç kadına bebeği aldırması için baskı kurdu. Genç kadın bunu kabul etmedi. İkili arasında bebek yüzünden önceki akşam yine tartışma çıktı. Belindeki silahı çeken Yazıcıoğlu, "Bu çocuk dünyaya gelmeyecek" diye bağırıp genç kadına kurşun yağdırdıktan sonra aynı tabancayla intihar etti. Yazıcıoğlu olay yerinde can verirken, hastaneye kaldırılan genç kadın ile bebeğinin durumunun iyi olduğu öğrenildi.
habertürk



Müziğin sesini kıs diyen kadın şoföre biber gazı
17:10 - Adana Belediyesi'ne ait otobüsün kadın sürücüsü, Atatürk Caddesi'ne geldiğinde araçta yüksek sesle müzik dinleyen yolcuyu uyardı. Ancak kadın sürücünün uyarılarına rağmen yüksek sesle müzik dinlemeye devam eden kişi, "Siz de sessiz konuşun" diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine kadın sürücü ile şahıs arasında tartışma yaşandı. Yolcu, cebinden çıkardığı biber gazını otobüsün içinde kadın sürücüye sıktı. 10.07.2011 ADANA netgazete

Acıdı Yemek Verdi Bıçaklandı
16 Ağustos 2011
Adana'da 19 yaşındaki genç kız, evsiz olduğu gerekçesiyle yemek verdikleri kişi tarafından 7 bıçak darbesiyle ağır yaralandı.
Alınan bilgiye göre, Huzurevleri Mahallesi 77037 Sokak'ta ailesiyle yaşayan Zeliha Birbiçer (19), önceki akşam iftar sırasında sokaktan geçen ve evsiz olduğu belirtilen Mehmet K'yi (59) çağırıp, yemek verdi. Birbiçer ailesi de maddi durumu iyi olmayan Mehmet K'ya ara sıra uğramasını, yemek ve giysi verebileceklerini söyledi. Mehmet K, yemeği yedikten sonra uzaklaştı.

Bugün anne ve babası evde olmadığı sırada bahçedeki ağacın altında oturan Birbiçer, çalan telefona cevap vermek için eve girdiği sırada kendisini takip eden Mehmet K'da eve girdi.

Genç kıza saldıran Mehmet K, mutfaktan aldığı bıçakla Birbiçer'i yaraladı. Birbiçer, aldığı 7 bıçak darbesiyle yere yığılırken, zanlı elindeki bıçağı bahçeye atıp atıp, kaçmaya başladı. Kanlı elbiseleriyle koşan Mehmet K'yı fark eden vatandaşlar, durumu polise bildirdi.

Bu sırada yaralı halde evden çıkarak yardım isteyen genç kızı, gören ninesi Zeliha Birbiçer ambulansa haber verdi. Genç kızın kan kaybından bayılmadan önceki son sözü ''Akşam yemek verdiğim adamdı'' oldu. aktifhaber

CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Şanlıurfa'da 2011'in ilk altı ayında 149 kadının intihar ettiğini iddia etti
29 Ağustos 2011

Nazlıaka, kadın intiharları konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Nazlıaka, "Ülkemizde hemen her gün kadınlar şiddete maruz kalıp hayatlarını kaybederken aynı zamanda kadın intiharlarındaki sayısal artış dikkat çekmektedir. Son 10 günde Batman'da 8 kadın intihara teşebbüs ederken, Şanlıurfa'da 2011'in ilk 6 ayında 149 kadın intihar etmiştir." dedi. haber10

Para kavgasında babasını kesti
Ağrı'da para tartışmasından kan çıktı. Naif B. (51) yolda beraber yürüdüğü eşi G.B. ile para yüzünden tartıştı.
30 Ağustos 2011
Daha sonra oğlu Y.B. (21) de babasıyla tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine Y.B. önce babasını karnından bıçakladı, sonra da yere yatırıp boğazını kesti. Baba olay yerinde ölürken zanlı oğul polise teslim oldu.
Akşam

TAKSİM'DE MEYDAN DAYAĞI !

22 Haziran 2008 23:55
Taksim'de bir grup genç bir kişiye saldırdı. Saldırganlar genci aralarına alarak tekme tokat dövdü
Taksim Hill Otel önünde meydana gelen olay çok sayıda vatandaşın gözü önünde gerçekleşti. Kimsenin müdahale etmediği olayda saldırganlardan kaçmaya çalışan genç, bir marketin önünde sıkıştırıldı. Aldığı darbelerle yere düşen genç yerdeyken de peşpeşe yumruk ve tekmelere maruz kaldı. Polisin yaklaştığını gören saldırganlar ortalıktan kaybolurken dayak yiyen adam bir süre yerden kalkamadı. Market çalışanları saldırganlara müdahele etmezken zarar görmemesi için arada kalan dondurma dolabını tutmayı tercih ettikleri görüldü. Market çalışanları olay sonrası yaralı adamı kaldırıp dükkan önünden uzaklaştırdı.

Yüzü kanlar içinde kalan genci dövenlerin bulunması için polis çalışmalarına başladı
haber10

Oray Eğin/Akşam
İstanbul’a ordu el koysun

Dün, haber turk.com’da Taksim Meydanı’ndaki bir büfenin kapısında duran buzdolabının yanına sıkıştırılan bir gencin meydan dayağı yediği görüntüleri izledim. Bir güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde dayak yiyen gencin kim olduğunu çıkartamıyoruz, neden dayak yediğine de dair bir fikrimiz yok ama kimi ipuçları var.

Bir kere dayak atanların görüntülerinden ve kılık kıyafetlerinden bunun gençlerarası bir hesaplaşma olduğu aşikâr. Güvenlik kamerası yanıltmıyorsa eğer güpegündüz dayak yiyor bu genç.

Ama ne zaman olursa olsun Taksim Meydanı’nın o noktası her zaman işlek ve yoğun. 24 saatin hiçbir anında boş kalmıyor. Tam heykelin karşısı, The Marmara Otel’e gelmeden önceki adada insan geçmediği olur mu?

Her neyse...

Bu çocuğu yere yatırıyorlar, evire çevire dövüyorlar. Bir büfenin önünde. İçeriden çalışanlar çıkıyor, saldıranları uzaklaştıracakları, çocuğu koruyacakları yerde dondurma dolabını tutuyorlar ki zarar gelmesin.

Ne acı bir şey bu esnaf mantığı. Önünde bir insanı öldürüyorlar, onun için kıymetli olansa dondurmalar. Malına zarar gelmesin de, başkasına ne olursa olsun.

Bu buzdolabını sadece bir kere mi koruduklarını zannediyorsunuz? Çocuk yerlerde kıvranıyor, tam yardım elinin uzatılması için fırsat, bu büfeciler hâlâ dolabın yanında. Bu sırada da başkaları geliyor, çocuğa yaklaşıyor ve bir kez daha dövüyorlar. Büfeciler hâlâ buzdolabının yanında.

Dehşete tanıklık ediyorlar ve hiçbir şey yapmıyorlar. Peki polis nerede? İstanbul’da polisin en yoğun dolaştığı bölge orası. Neden müdahale etmiyorlar, bilinmiyor. Birkaç metre ötedeki büfelerin önünde her dem bir polis arabası olur, koşmaları sadece beş-altı saniye sürer çocuğu kurtarmak için.

Dayak yiyen çocuk suçlu olabilir, her türlü yanlışı yapmış olabilir, hatalı davranmıştır belki, provoke etmiştir falan filan. Her ihtimal mümkün. Ama bu onun kentin en işlek meydanında dayak yemesini meşru kılmıyor. Bu hepimizin de tehlike altında olduğunun en net işareti işte. Bir gün Taksim’de dayak yiyebiliriz ve hiç kimse bizi kurtarmaz, orada ölebiliriz bile.

Biz bu ülkede polise bile güvenemeyeceksek kime güvenelim? Çetelere mi, özel güvenliğe mi, ağalara, kabadıyılara mı?

Bu şehri yönetenler İstanbul’u tıpkı “Gotham” gibi bir suç şehrine dönüştürdüler. Zaten sıklıkla oluyor ama göreceksiniz, çok yakında gözümüzün önünde adam vuracaklar ve herkes izleyecek. Silahlar atılacak, insanlar ölecek, en ufak tartışmada canlar gidecek.

Bunun adı terördür. Yaşadığımız şehirli bir terördür: Sokağa çıkmaktan korkuyorsak, her sokağa çıktığımızda soyulma veya dövülme tehlikesi yaşıyorsak İstanbul gerçekten güvensiz bir şehre dönüşmüş demektir.

İstanbul Emniyet Müdürü denen biri var? Ne işe yarar bu insan? Görevde olduğu süre boyunca herkesi germekten, valiyle beraber verdiği saçma kararlar yüzünden İstanbul’da sürekli kaosu tetiklemekten öte hangi icraatını sayabilirsiniz?

Daha mı güvenli oldu İstanbul? Daha mı yaşanır kıldılar bu şehri?

Aksine günden güne suç ve terör tırmanıyor Türk Gotham’ında ve bu iki kafadar hiçbir şey yapmıyorlar. Bu görüntüler onlara ibret olmalı. İkisinin de istifa mektubu olarak sayılmalı İçişleri Bakanlığı tarafından. Eğer bu ülke sahipsiz değilse.

Biz İstanbullular da bu ikisinden kurtulmayı talep etmeliyiz.

Çıkın gidin hayatımızdan, şehrimizden.

Bu ülkede bir İçişleri Bakanı varsa bu çocuğun hakkını arar ve İstanbul’da güvenliği sağlar.

Yoksa ordu acilen İstanbul’a müdahale etmelidir.





'Yeşil Kartı'nı kaybeden ablasını öldürdü
5 çocuk annesi tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti
02 Kasım 2011

Adana'nın Ceyhan ilçesinde 17 yaşındaki Ramazan K., Yeşil Kartını kaybettiğini iddia ettiği 5 çocuk annesi ablası 28 yaşındaki Songül Solak'ı av tüfeğiyle vurarak öldürdü. Abla katili yakalanıp tutuklanırken, eşinin cenazesini alan 41 yaşındaki Ali Solak, "Eşimi hiç yoktan yere öldürdü. 5 çocuğum öksüz kaldı" diyerek ağladı.
habertürk

Bursa'da 14 yaşında bir kız, eve geç kalmasına kızan babasını göğsünden bıçaklayarak öldürdü.
10 Kasım 2011

Olay, dün akşam merkez Osmangazi ilçesine bağlı Adnan Menderes Mahallesi Akgün Sokağı'nda meydana geldi. Özel bir şirkette işçi olarak çalışan Feridun K. (43), eve geç gelen kızı A.K.'ye (14) tepki gösterdi. Bayram sebebiyle arkadaşları ile gezdiğini söylemesine rağmen azar işitmeye devam eden A.K., mutfaktan eline geçirdiği bıçakla babasına saldırdı. Göğsünden tek bıçak darbesi alan baba Feridun K., olay yerine çağırılan 112 ambulansı ile Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı.

Yaralı bu sabah saatlerinde hayatını kaybederken, ilköğretim 7. sınıf öğrencisi A.K., Bursa Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi ekipleri tarafından gözaltına alındı.
Radikalhaber

Tartıştığı kardeşini öldürdü
10 Kasım 2011
Bartın'da iki kardeş arasında çıkan tartışmada kan döküldü. Ağabeyi tarafından bıçakla yaralanan şahıs hayatını kaybetti.

Edinilen bilgiye göre, Bartın merkeze bağlı Gömü köyünde ikamet eden Hüseyin C., kardeşi Hasan C. (53) ile bilinmeyen bir sebepten tartışmaya başladı. Çıkan kavgada ağabeyi tarafından10 yerinden bıçakla yaralanan Hasan C., olay yerinde hayatını kaybetti. Olayla ilgili tahkikat başlatılırken, zanlı tutuklanarak Bartın Cezaevi'ne gönderildi.

Radikalhaber

Diyarbakır'da Baba Vahşeti!
19 Kasım 2011
Diyarbakır’da cinnet geçirdiği belirtilen bir baba geçtiğimiz Ramazan ayında dünyaya gelen ikiz kızlarının başını kesti, 3 yaşındaki kızını bıçakla yaraladı.
Baldızını rehin alan çılgın babayı kardeşi ayağından vurarak durdurabildi.

Akıllara durgunluk veren olay Diyarbakır’ın Hani ilçesi Barakalar Mahallesi’nde yaşandı. Cinnet geçiren 22 yaşındaki M. Tahir S, eve gelip bir süre oturduktan sonra mutfağa gitti. Elindeki bıçakla kızlarının olduğu odaya geçen baba Tahir S., birkaç kez bağırdıktan sonra kundaktaki kızlarının bıçakladı.

İkiz kızlarının başını kesen baba, daha sonra salonda televizyon seyreden 3 yaşındaki kızını bıçakladı. Çığlıklar üzerine eve koşan akraba ve komşuları babanın dehşetiyle karşılaştı.

Eve koşan baldız, yaralı yeğenini eli bıçaklı eniştesinden kurtarmayı başardı. Baba bu sefer baldızı rehin alarak öldürmek istedi. Bu sırada eve gelen zanlının kardeşi, onu ikna ederek baldızın bırakılmasını sağladı.

Bir türlü sakinleşemeyen baba kendisini öldürmek istedi. Bu sırada kardeşi pompalı av tüfeğiyle zanlıyı ayağından vurarak durdurdu. Yerel kaynakların zanlının henüz askerlik yapmadığı ve olay anında uyuşturucu kullandığını iddia etti.
aktifhaber

Malatya'da iki genç, aynı ağaca asılı halde ölü bulundu
25.11.2011

Malatya'da iki genç, aynı ağaca asılı vaziyette ölü bulundu.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, vatandaşların ihbarı üzerine Gündüzbey Ören mevkisine giden polis ekipleri, bir çam ağacına asılı halde, 18 yaşındaki Adıgüzel Volkan Ç. ile Alper K'nın cesediyle karşılaştı.

Cumhuriyet Savcısının yaptığı incelemenin ardından gençlerin cesedi Malatya Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı. Olay yerine gelen yakınları sinir krizi geçirdi.

Bu arada iki gencin bir sosyal paylaşım sitesindeki profillerinde ''öldü'' yazdığı, Alper K'nın ''Hepinizi çok seviyorum'' diye not bıraktığı görüldü.
Zaman

Eşini öldürüp intihar etti
19 Mayıs 2012
İzmir'in Tire İlçesi'nde, çoban 65 yaşındaki Mehmet Bakırcı, otlak yüzünden husumetli olduğu komşusu 56 yaşındaki İhsan Cadaş’ı av tüfeğiyle yaralayıp, kendisine engel olmak isteyen eşi 67 yaşındaki Medine Bakırcı'yı öldürdü. Olayın ardından kaçan Mehmet Bakırcı, aynı av tüfeğiyle canına kıydı. Mynet

2 yaşındaki çocuğu parçalayıp sobada yakmışlar
Ağrı'nın Patnos ilçesinde 20 gün önce evinin bahçesinde oyun oynarken kaybolan 2 yaşında Muhammet Taşdemir'in parçalara bölünerek sobada yakıldığı ortaya çıktı. Olayla ilgili çocuğun yengesi gözaltına alındı. İhbar üzerine İlçe Emiyet Müdürlüğüne bağlı ekipler, Sütlüpınar Mahallesi'nde bulunan iki eve operasyon düzenledi. Evlerden birinin bahçesinde bulunan sobada yanmış kemiklere rastlandı. Adli Tıp'a gönderilen kemiklerin küçük Muhammet'e ait olduğu tespit edildi. 15.06.2012 AĞRI netgazete

Kavga edenleri ayırmaya çalışan bir kişi kalbine aldığı bıçak darbesiyle öldü
01 Şubat 2013

Siirt'te işlettiği kafede çıkan kavgayı ayırmaya çalışan işletmeci Bilen Söyler, kalbine aldığı bıçak darbesiyle yaşamını yitirdi.
TRT

Ereğli'de 88'lik dede dehşeti!
16 Şubat 2013
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde, bir gün önceki trafik kazasında kavga ettiği şahsı bulup silahla yaralayan 88 yaşındaki Metehan Turan emniyet güçlerine teslim oldu.
haber10

Fatih'te kadını rehin alan saldırganın yeni görüntüleri ortaya çıktı
09 Mart 2013



İstanbul Fatih'te Perşembe günü 2 kadını rehin alan Serkan K.'nın özel harekat polisi tarafından vurulduğu olayla ilgili yeni görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde, kadınların yaşadığı dehşet daha net anlaşılıyor.

Ortaya çıkan görüntülerde Serkan K.'nın Işıl Y.'nin boğazına bıçak dayadığı anlar yer alıyor.

Fatih Molla Gürani Mahallesi'nde meydana gelen olayda, Serkan K., girdiği evdeki Pınar Y' ve Işıl Y'yi de alıkoymuştu. Daha sonra Pınar Y.'yi serbest bırakan Serkan K. Işıl Y.'yi rehin almıştı.

Bunun üzerine olay yerine Özel Harekat Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler sevk edilmişti. Polisin binayı sarması üzerine Serkan K. boğazına bıçak dayadığı Işıl Y'yi pencere önüne getirmişti. Serkan K.'nın bu tehdidi sonrasında polis operasyon yapmak için izin istemişti.

Operasyon izniyle birlikte Özel Harekat Şube Müdürlüğü'ne bağlı bir polis, Serkan K.'yı vurarak etkisiz hale getirmişti.
TRT

Cinnet Getiren Adam, Eşini Vurdu, Oğlunu Rehin Aldı
14 Mart 2013



Siirt'te cinnet getiren 46 yaşındaki Vezir Akıncı, pompalı tüfekle eşi 23 yaşındaki Emine ve oğlu 3 yaşındaki E.A'yı rehin aldı.
http://www.haberler.com/

Diyarbakır'da Temizlikçinin Vurduğu Hemşire Öldü
23 Ağustos 2013

Diyarbakır'da temizlik görevlisi 60 yaşındaki Şehmus Yıldız, iddiaya göre ilişki teklifini kabul etmeyen aynı yerde görevli hemşire 29 yaşındaki Özlem Gözükmez'i başından vurarak ağır yaraladıktan sonra, bir yakının boşanma davasında tanıklık yaptığı gerekçesiyle 6'ncı Noter'de çalışan katip 40 yaşındaki Özlem Akdağ'ı başına ateş ederek öldürdü. Noterin kapısında aynı silahı intihara kalkışan Şehmus Yıldız ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.
http://www.haberler.com/

Çöplükte soğuktan ölen bebeğin anne ve babası gözaltında
01/02/2014
Mersin'de, ormanlık alandaki çöplüğe terk edilince soğuk ve açlığa bağlı olarak ölen 1 haftalık erkek bebeğin annesi 34 yaşındaki N.B.E. ile babası 24 yaşındaki T.T. polis tarafından belirlenip gözaltına alındı. Anne tutuklandı

30 Ocak'ta Kuyuluk Mahallesi'ndeki ormanlık alanda soğuk ve açlıktan öldüğü belirlenen erkek bebeğinin anne ve babasını tespit etmek için araştırma başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, kentteki kamu ve özel hastanelerin doğum kayıtlarını incelemeye aldı.

Yapılan inceleme sonucunda, 25 Ocak'ta saat 08.50'de Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde N.B.E'nin erkek bebek dünyaya getirdiği ve bekar olduğu için de doğumun ' sosyal vaka' olarak kayıtlara girildiği tespit edildi.

Hastane kaydından adres bilgilerine ulaşılan N.B.E.'nin Mersin'de ikamet ettiği, ancak dün ailesiyle birlikte Ankara 'ya taşındığı ortaya çıktı. Bunun üzerine N.B.E.'nin Ankara'daki adresini de belirleyen polis, genç kadına ulaşarak gözaltına aldı.
Radikal

Malatya'da İntihar
06 Ekim 2014
Malatya’nın Arguvan ilçesinde bir kişi silahla kendisini vurarak intihar etti.
Olay, Arguvan ilçesinin Gökağaç Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Musa Ö. (27) adlı şahıs, evinde silahla kendini vurdu. Olay yerinde hayatını kaybeden Musa Ö. Malatya Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsiden sonra Arguvan'da toprağa verildi.
haber93

İkiz kızlarını öldürüp intihar eden annenin son mesajı
06 Ekim 2014



Konya'da, 11 yaşındaki ikiz kızları Melisa Duru ve Eylül Hazal'la birlikte evde cesedi bulunan Ayşe Kanel'in, olaydan bir kaç gün önce boşandığı eşi Remzi Polat'a cep telefonundan 'Ben çocuklarla yatıyorum. Allah'a gidiyoruz' diye mesaj attığı ortayla çıktı.
Cumhuriyet

Pompalı tüfekle eşini öldürüp intihar etti
12 Ocak 2015 13:40

Antalya'nın Serik İlçesi'nde oturan 26 yaşındaki Veli Toptaş, eşi 25 yaşındaki Bircan Toptaş'ı, pompalı tüfekle öldürdükten sonra intihar etti.

Olay, saat 11.00 sıralarında meydana geldi. Yeni evlendiği belirtilen Bircan ve Veli Toptaş çifti Orta Mahalle'deki evlerinde belirlenemeyen bir nedenle tartışmaya başladı. Evdeki pompalı tüfeği alan Veli Toptaş, eşine 5 el ateş etti. Balkona kaçarak kurtulmaya çalışan Bircan Toptaş, olay yerinde öldü. Daha sonra tüfeği kendisine doğrultan Veli Toptaş, kalbine tek el ateş ederek intihar etti.
mynet

10 yaşındaki oğlunu hastane tuvaletinde boğarak öldürdü
09 Şubat 2015

Ankara'da kulak-burun-boğaz servisinde ameliyat sonrası gözetim altına alınan 10 yaşındaki çocuk, annesi tarafından öldürüldü

Ankara Gazi Hastanesi'nde tedavi gören 10 yaşındaki oğlunu hastanenin tuvaletinde boğarak öldüren kadın adliyeye sevk edildi.
T24

Bir kadın cinayeti daha! Sevgilisi otomobille ezdi, kaçtı
20 Şubat 2015



Mersin ve İstanbul'da işlenen Özgecan Aslan ve Kübra K. cinayetlerinden sonra bir ölüm haberi de Antalya'dan geldi. Antalya'da birlikte eğlendiği kızkardeşleri evlerine bırakmak istemeyen zanlı kardeşlerden birini feci şekilde ezerek ölümüne sebep oldu.

İddiaya göre Şahin K. ile bir avukatlık bürosunda sekreterlik yapan sevgilisi Hüsne Aslan, dün gece bir barda birlikte eğlendi. Bardan çıkan iki sevgili, 07 EFK 015 plakalı otomobille seyir halindeyken tartışmaya başladı. Saat 01.30 sıralarında Muratpaşa İlçesi Üçgen Mahallesi Tonguç Caddesi üzerinde duran otomobilden inen Şahin K. ve Hüsne Aslan, marketten alışveriş yaptı.

Otomobile bindikten sonra da aralarında tartışmaya devam eden ikiliden Hüsne Aslan araçtan inmek için kapıyı açarken, sürücü koltuğunda bulunan sevgilisi Şahin K. aracı çalıştırıp hareket ettirdi. Bu sırada Aslan, seyir halindeki otomobilden atladı. Olayda, aracın arka tekeri Aslan’ın başının üzerinden geçti. Hüsne Aslan, olay yerinde yaşamını yitirdi. Aslan’ın cenazesi otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Kazanın ardından olay yerinde durmayıp kaçan Şahin K., birkaç sokak ötede yakalanarak gözaltına alındı. Polis merkezinde ifadesi alınan Şahin K., çıkarıldığı mahkemece ’ölüme sebebiyet vermek’ suçundan tutuklandı.

CENAZESİ OSMANİYE’DE DEFNEDİLECEK

Hüsne Aslan’ın cenazesi, Adli Tıp Kurumu morgundaki otopsinin ardından ailesi tarafından alındı. Genç kızın cenazesi yarın öğle namazının ardından memleketi Osmaniye’de toprağa verilecek.

’BİZİ EVİNE GÖTÜRMEK İSTEDİ’

Poliste ifade veren Hüsne Aslan'ın kardeşi Cennet Aslan olayı şöyle anlattı: "Bara gittik. Dönüşte bizi evimize bırakması için yola çıktık. Sigara almak için markette durmuştuk. Bu sırada kendi evine götürmek istediğini söyledi. Biz gitmek istemediğimizi söyleyince ablamı çok kötü şekilde dövmeye başladı. Ben kendimi dışarı attım. Ablam araçtan çıkmak için ayaklarını dışarı çıkardı. Bu sırada saçlarından tuttu ve son gaz gitti. Sonra ablamı dışarı atıp, kapıyı kapatıp bastı gitti" dedi.

KAZA DEĞİL CİNAYET İDDİASI

Olayın basit bir trafik kazası değil cinayet olduğunu ileri süren ağabeyi 35 yaşındaki Yahya Deniz Aslan ise "Tartışma sırasında Hüsne araçtan inmek istemiş, ayaklarını dışarıya attığı sırada şoför Şahin K. saçlarından çekip ayakları dışarıdayken gaza basmış. Kız kardeşim araç ile birlikte sürüklenmiş, bir süre gittekten sonra kardeşimi araçtan itip kapıyı kapatmış. Araç kardeşimin üzerinden geçmiş. Bu olayın basit bir kaza olmadığını, cinayet olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
http://www.oncuhaberler.com/haber/161/bir-kadin-cinayeti-daha-sevgilisi-otomobille-ezdi-kacti

İkramiye yalanına önce gasp sonra darp
Adana'da dost hayatı yaşadığı kadına ve arkadaşlarına hava atmak amacıyla altılı ganyandan 100 bin lira ikramiye kazandığını söyleyen bir kişi, elleri kolları bağlanarak gasp edilmek istendi. Altılı ganyan ikramiyesinin yalan olduğunu öğrenen zanlılar, 42 yaşındaki Tamer Ünüvar'ı darp ederek kaçtı. 18.08.2010 ADANA netgazete

Kızına fuhuş yaptıran anne!
Kahramanmaraş’ta öz kızına fuhuş yaptırdığı iddiası ile gözaltına alınan 56 yaşındaki Z.Y. tutuklandı.
20 Ağustos 2010
Ahlak polisi ekipleri, Ertuğrul Gazi Mahallesi Senem Ayşe

'Hızır acil' dayak!
25 Haziran 2011
Yol isteyen ambulans şöförünü durduran trafik magandası yol vermek yerine ambulans şöförünü darp etti - AHT

Bursa'da kalp krizi geçiren hastayı hastaneye yetiştirmek için yol isteyen ambulans şöförünü durduran trafik magandası yol vermek yerine ambulans şöförünü darp etti.

Olay, Bursa'nın Yıldırım ilçesinde yaşandı. Gürsu ilçesinde dün gece aniden rahatsızlanan Veli Çağrıtekin'in (50) yakınları 112 Acil servisini arayarak yardım talep etti. Olay yerine giden Mehmet Yılmaz idaresindeki 16 YC 232 plakalı ambulans hastayı alarak Şevket Yılmaz Hastanesi'ne doğru yola çıktı. Saat 04.00 sıralarında Şevket Yılmaz Hastanesi kavşağına gelen ambulans sürücüsü önüne geçmeye çalışan 16 Z 3666 plakalı otomobilin sürücüsünü siren ile ikaz etti. İddiaya göre buna sinirlenen otomobil sürücüsü ambulansı takip ederek bir süre sonra önünü kesti. Ambulanstan indirdiği Yılmaz'ı darp eden adı belirlenemeyen otomobil sürücüsü olay yerinden kaçtı. Ne olduğunu anlamadan saldırıya uğradığını dile getiren Mehmet Yılmaz, "Otomobil sürücüsü ambulansta hastanın yanındaki yakınlarına da hakaretler ederek saldırd

Bunalıma giren genç kız evi ateşe verdi!

Uşak'da psikolojik sorunları olduğu iddia edilen bir genç önce baltayla annesini öldürmek istedi daha sonra da oturduğu evi ateşe verdi. Ulaş Ç. adlı genci köylüler güçlükle sakinleştirdi. 14.07.2010 UŞAK netgazete

Eski kocadan merdivenli dehşet
Bursa'nın İnegöl ilçesinde bir yıl önce boşandığı eşinin evine merdiven dayayarak çıkıp, kızını ve bir çocuğu yaralayan şahıs, daha sonra evinde silahla kendisini vurarak intihar etti. Eve giren ekipler, cinnet geçiren eski kocanın cesediyle karşılaştı. 31.07.2010 BURSA netgazete

Parkta uyuyan işsiz aşçıyı, parası yok diye 8 yerinden bıçaklamışlardı
11 Ağustos 2010

Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde önceki gece aşçı Sadık Ece Deniz'in 8 yerinden bıçaklanarak öldürülmesi olayı ile ilgili aranan zanlılardan Recep O. (40) İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde otobüsten inerken Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı. İlk ifadesinde suçlamaları kabul etmeyen zanlının Bodrum Polisi'ne teslim edileceği öğrenildi.

İŞ BULMAK İÇİN BODRUM'A GELDİ

Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde önceki gece saat 04.30 sıralarında Bodrum Kumlubahçe Mahallesi Parkı içinde meydana geldi. Aşçı Sadık Ece Deniz yaklaşık iki hafta önce iş bulmak için Bodrum'a geldi. Tüm aramalarına rağmen iş bulamayan Deniz, parasız kalınca geceyi parkta geçirmek için banka uzandı. Deniz'in yanına gelen tanımadığı 4 kişi iddiaya göre talihsiz adamı uyandırarak bira parası istedi. İş bulamadığı için parası olmadığını söyleyen Deniz'e sinirlenen öfkeli grup, şahısı dövdükten sonra 8 farklı yerinden bıçakladı.

KANLAR İÇERİSİNDE 100 METRE YÜRÜDÜ

Zanlılar olayın ardından yaya olarak kaçarken, kanlar içerisinde kalan Deniz, olay yerinin 100 metre ilerisindeki Kumlubahçe Kafetarya'ya giderek yardım istedi. Bunun üzerine vatandaşlar durumu polise ve sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen 112 Acil Servis ekibi yaralı adamı ambulansla Özel Bodrum Hastanesi'ne kaldırdı. Yolda aşırı derecede kan kaybeden Deniz, kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Deniz'in cansız bedeni otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. habertürk

Zanlı Çatışmada Yakalandı
11 Ağustos 2010
Konya'da trafik kontrolu yaparken radar aracında tabancayla vurularak sehit edilen polisin katil zanlısı çatışmada yakalandı.
Konya'da trafik kontrolu yaparken radar aracında tabancayla vurularak sehit edilen evli ve 2 çocuk babası 15 yıllık polis memuru 36 yaşındaki Ömer Durmaz'ın katil zanlısı yakalandı.

Polis, çevredeki akaryakıt istasyonlarının güvenlik kameralarında inceleme yaptı. Şüphelinin olay yerine yaklaşık 700 metre ileride bulunan bir akaryakıt istasyonundan iki saat önce motosikletine yakıt aldığı belirlendi. Ekipler, yoldan geçen otobüslerin de kameralarını inceledi, sürücülerin bilgisine başvurdu. Yapılan çalışmalar sonunda saldırganın Çumra İlçesi doğumlu Yozgat Bozok Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden bu yıl mezun olan 21 yaşındaki Hakan Dinçer olduğu belirlendi. Konya’nın Karatay İlçesi’nde oturan Dinçer’in, üç aydır ailesiyle sorun yaşadığı ve üç gün önce de evi terk edip amcasının yanında kaldığı, yine aynı gün motosikleti satın aldığı saptandı. aktifhaber

KAN DONDURAN İKİ HABER
11 Ağustos 2010
İstanbul ve Muğla'nın Fethiye İlçesi'nden kan donduran iki vahşet haberi geldi. İstanbul'da bir adam birlikte yaşadığı kadını elektrikli testere ile parçalara ayırdı.
Fethiye'de ise bir kadın boşanmasına rağmen birlikte yaşadığı eski eşini öldürdükten sonra parçaladı ve parçaları buzdolabında 4 gün sakladı.
Beyoğlu’nda, 61 yaşındaki Neşide Dırmıkçı, evinde elektrikli testere ile parçalanarak öldürülmüş halde bulundu.Polis cinayetin geçtiğimiz Cumartesi işlendiğinin belirlendiğini, kadının bacakları ve kollarının buzdolabında bulunduğunu belirtti. Cinayeti işlediği gerekçesiyle gözaltına alınan Dırmıkçı’nın birlikte yaşadığı kişi ifadesinde, “Öldürdüm ama pişman değilim” dedi. haber10

17'lik kız birlikte olmadığı için öldürülmüş
Manisa'nın Alaşehir ilçesinde babaannesinin evinde öldürülmüş bulunan 17 yaşındaki Emine Çetin'in katil zanlısı olarak, kızın babasına ait markette çalışan kişi gözaltına alındı. Markette 5 yıldır çalıştığı belirtilen zanlının olay günü iş yerinin üst katındaki babaannesinin evinde yalnız olduğunu bildiği Emine Çetin'in yanına giderek birlikte olmayı teklif ettiği, reddedilince ütü ve sopayla vurduğu, daha sonra bıçaklayarak öldürdüğü bildirildi. 16.08.2010 ALAŞEHİR netgazete

Lise öğretmeni, babasını cadde ortasında vurdu

16 Ağustos 2010 Tokat'ın Almus ilçesinde lisede müdür yardımcısı olduğu belirtilen bir kişi, babasını cadde ortasında av tüfeğiyle öldürdü. Rastgele açılan ateş sonucu saçma isabet eden 8 kişi yaralandı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ilçedeki bir lisede müdür yardımcısı olarak görev yapan S.A. (36), Tokat Caddesi Merkez Camisi yakınlarında kendilerine ait temizlik malzemeleri satışı yapılan iş yerine geldi.
S.A, burada işyerinin kapısının önünde oturan babası M.A'ya (58) av tüfeğiyle ateş açtı.
Açılan ateş sonucu M.A. ile birlikte aralarında çevre esnafının da bulunduğu Salih Göktürk, Arif Barış, Muhittin Çiğdem ve Tuncay Aslan ile kimlikleri öğrenilemeyen 4 kişi yaralandı.
Almus Devlet Hastanesindeki ilk müdahalelerinin ardından Tokat Devlet Hastanesine sevk edilen yaralılardan M.A. burada yaşamını yitirdi.
M.A'nın, bekçi olarak görev yaptığı Emniyet Müdürlüğü nden emekli olduğu öğrenildi. netgazete

Damadıyla kavga etti, yanlışlıkla karısını öldürdü

16 Ağustos 2010 - Konya'nın Ilgın ilçesinde damadı ile kavga eden ve silahını ateşleyen kayınpeder yanlışlıkla kendi karısını vurdu. Olayda yaralanan İsmihan S. kurtarılamadı.
Olay, Ilgın ilçesi İstasyon Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Feridun İ. ayrı yaşadığı karısını almak için kayınpederi Halil S.'nin evine geldi. Bu sırada kayınpeder Halil S. ile damat Feridun İ. tartışmaya başladı. Tartışma sırasında kayınpeder silahını çekerek ateş etti. Silahtan çıkan mermi, karısı İsmihan S.'ye isabet etti. Ağır yaralanan İsmihan S., ambulansla kaldırıldığı Ilgın Devlet Hastanesi'nde kurtarılamayarak hayatını kaybetti. netgazete

"Kadın cinayetleri arttığı halde basında kadın cinayeti haberleri düşüyor": 2017'nin ilk beş ayında 173 kadın öldürüldü!
05 Haziran 2017



Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, "2017 Mayıs" raporunu kamuoyu ile paylaştı. Yılın ilk beş ayında 173 kadının öldürüldüğü ifade edilen raporda, söz konusu cinayet sayısının geçen yılın aynı döneminde 137 olduğu bildirildi.

Kadın cinayetlerinin arttığı hâlde basına yansıyan haberlerin sayısının azaldığı vurgulanan raporda, dayanak olarak Ajans Press'in gerçekleştirdiği medya araştırması gösterildi. Buna göre, 2016 yılının ilk yüz gününde kadına yönelik şiddet ve cinayetle ilgili 4 bin 90 haber basına yansırken, 2017'nin aynı döneminde bu sayı 2 bin 44 olarak belirlendi.

"Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak bu verileri her ay basından aldığımız haberlerle hazırlıyoruz" ifadesi kullanılan raporda, "Kadın cinayeti ve kadına yönelik şiddet günümüzde artarken basında bu haberlerin yarıya düşmesi toplumda kadınların yalnız bırakılmaya çalışılmasının, şiddetin bir başka boyutunun göstergesidir. Türkiye’de ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının ve birçok basın kuruluşunun kapatılmasının bu sonuçta payı olabilir" görüşü dile getirildi.

"Kadınlar çocuklarının gözleri önünde, çocuklarıyla beraber öldürülüyor" denen raporda, kadın cinayetlerinde yaş aralığının düştüğü kaydedildi; şu ifadelere yer verildi:

"Kadın cinayetlerinde yaş aralığı düşüyor, çocuklar öldürülüyor. Bu ay öldürülenlerin 3’ü 0-12 yaş aralığında kız çocuklarından oluşuyor. İstanbul’da Müzeyyn K. Çocuklarının gözleri önünde öldürülürken; İzmir’de Serap Ergu 5 yaşındaki kızıyla beraber; Gaziantep’te Fatma Öztürkmen 2 kızıyla beraber kocaları tarafından öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 26’sı hem evliydi hem de çocuğu vardı. Öldürülen kadınların yüzde 38’inin çocuğu vardı, 31 çocuk annesiz kaldı."

Platformun "2017 Mayıs" raporu şöyle:

Kadın cinayetlerinde sayısal artışın yanında işleniş biçimi de değişiyor, daha vahşi nitelikte cinayetler işleniyor. Kadınlar işkence görüyor, çocuklarının gözleri önünde veya çocuklarıyla beraber öldürülüyor, şüpheli ölümler artıyor. Evine patlayıcı yerleştirmek, "levye" ile öldürmek gibi savaş yöntemleri ve barbar yöntemler kullanıyor. Faili meçhul oranı artıyor, olarak kapatılan kadın cinayeti dosyaları ailelerin uğraşlarıyla açığa çıkarılıyor.

(* Veriler, “kadın cinayetleri” kavramsallaştırmasında, "Femisid" tanımı kullanılarak derlenmiştir).

2017 yılında kadın cinayetlerinde en yüksek rakamları Mayıs ayında görüyoruz; 39 kadın erkek şiddetiyle hayatını kaybetti.

2016 yılının ilk 5 ay içerisinde kadın cinayeti 137 iken, bu yıl 5 ay içerisinde toplam 173 kadın öldürüldü.

Kadın cinayetlerinde sayısal artışın yanında işleniş biçimi de değişiyor, daha vahşi nitelikte cinayetler işleniyor. Kadınlar işkence görüyor, çocuklarının gözleri önünde veya çocuklarıyla beraber öldürülüyor, şüpheli ölümler artıyor. Evine patlayıcı yerleştirmek, “levye” ile öldürmek gibi savaş yöntemleri ve barbar yöntemler kullanıyor. Faili meçhul oranı artıyor, olarak kapatılan kadın cinayeti dosyaları ailelerin uğraşlarıyla açığa çıkarılıyor. 2015 yılında kaybolan Betül Türkmen’in cesedi, bu yıl gömülmüş halde bulundu. Bunların tümü, kadın düşmanlığının arttığı yeni bir cinsiyet rejiminin tehlikeli yeni semptomları sayılabilir. Kadın hak ve özgürlükleri için daha çok mücadele ve çaba göstermek gerektiğini ortaya koyar.

Bu ay kadın cinayetinin en çok işlendiği iller: İstanbul’da 6; İzmir’de 5; Bursa, Gaziantep ve Kayseri ‘de 3 kadın öldürüldü.

Kadın cinayetleri arttığı halde basında kadın cinayeti haberleri düşüyor!

Ajans Press'in gerçekleştirdiği medya araştırmasında 2016 yılının ilk yüz gününde kadına yönelik şiddet ve cinayetle ilgili 4 bin 90 haberin basına yansıdığı belirtilirken; 2017 yılının ilk yüz günlük diliminde ise yapılan haber sayısı 2 bin 44 olarak belirtildi. Kadın cinayeti ve kadına yönelik şiddet geçtiğimiz yıla oranla ciddi oranda artış gösterirken; basında yer alan haberler nasıl aynı oranda düşüş gösterebiliyor? Türkiye'nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi maddelerine göre kadın cinayeti verilerinin çıkartılması ve nedenlerin tespitleri devletin göreviyken, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak bu verileri her ay basından aldığımız haberlerle hazırlıyoruz. Kadın cinayeti ve kadına yönelik şiddet günümüzde artarken basında bu haberlerin yarıya düşmesi toplumda kadınların yalnız bırakılmaya çalışılmasının, şiddetin bir başka boyutunun göstergesidir. Türkiye’de ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının ve bir çok basın kuruluşunun kapatılmasının bu sonuçta payı olabilir.

Kadınların basından beklentisi, kadın cinayeti gerçeğini konunun ciddi bir toplumsal sorun olduğu bilinciyle ele alması ve hayat mücadelesinde kadınların yanında olmasıdır.

Kendi hayatına dair karar vermek isteyen kadınlar yaşam mücadelesi veriyor

Kadınlar kendi hayatlarına dair karar vermek istediklerinde ölümle burun buruna geliyor.

Manisa’da kendi hayatına dair karar vermek isteyen 22 yaşındaki E.K. babası tarafından bıçaklandı. Ağır yaralı E.K., ambulansla Alaşehir Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı.

Antalya'da yine kendi hayatına dair karar vermek isteyen Kıymet B. Kocası tarafından taksi içerisinde çocuklarının gözleri önünde bıçaklandı.

Muğla’da Melek A., 1 yaşındaki oğlu ile 2 yaşındaki kızının gözleri önünde, cezaevinden firar eden kocası tarafından bıçaklandı. Başka bir kadının yardım etmesiyle kurtulduğunu söyleyen Melek A, eşinin kendisini tehdit etmeye devam ettiğini, cezaevinden tekrar kaçarak benzer bir olaya kalkışmasından korktuğunu dile getirdi.

İstanbul'da S.Ç. evinde uyuyorken camdan giren eski sevgilisi tarafından, uzaklaştırma kararı bitikten hemen sonra, önce tecavüze uğradı sonra bıçaklandı. S.Ç.’nin kaldırıldığı hastanede tedavisi sürüyor.

İstanbul’da 11 yaşındaki kız çocuğunu 2 yıl istismar eden baba, istismarı ortaya çıkaran eşini vurdu. Bedeninde 3 kurşunla taburcu edilen A.D. kocasının öz kızına tacizde bulunduğunu öğrenince şikâyetçi olduğunu, şikâyetten vazgeçmesi için kendisine baskı yaptığını açıkladı. 3 çocuk annesi kadının, kızını kurtarmak için kocasına direnerek şikâyetinde ısrar ettiği, 30 yıl hapis istemiyle dava açılmasını sağladığı ortaya çıktı.

17 kadına cinsel şiddet uygulandı

Cinsel şiddet verilerini platformumuza başvuran kadınların şikâyetleri ve duyurmaları üzerine basından aldığımız bilgilere göre oluşturuyoruz. Bu bakımdan Mayıs ayında da 17’den daha fazla kadına cinsel şiddet uygulandığını söylemek mümkündür.

Bize yansıyan kadarıyla kadınlar okudukları okullarında, çalıştıkları iş yerlerinde, sokakta yürürken, toplu ulaşım araçlarında cinsel şiddete maruz kalıyor. İstanbul’da bir kadın, yemek yediği restoranın tuvaletinde restoran çalışanı tarafından tecavüze uğruyor.

Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde okuyan kadın öğrenciler resim bölümündeki bir araştırma görevlisinin ve ‘Mizah Kulübü’ nde eğitim veren bir kişinin tacizlerine ve cinsel saldırısına uğradıklarını basına duyurdular.

38 çocuk istismara uğradı

Yine basından aldığımız bilgilere göre Mayıs ayında 35 çocuk istismara uğradı. Bu çocuklardan 4’üne aylarca tecavüz edildiğini öğrendik. İstanbul’da; ortaokul öğrencisi üç kız çocuğuna 4 kişi aylarca cinsel istismarda bulundu. Kızların durumu öğretmenlerine anlatması ile gün yüzüne çıktı. İstanbul Esenyurt’ta 8 aile, çocuğunun bir kırtasiyecinin istismarına maruz kaldığını ifade ederek polise şikayette bulundu. Batman'da çocuk yaştaki G'nin hamile kalmasıyla, birçok çocuğun istismarı ve fuhuşa zorlandığı öğrenildi. Karaman’daki toplu istismar davasından bu yana çocuk istismarının üzerin örtülmeye çalışılması, istismarın artmasına sebep oluyor. Siirt’te 16 yaşındaki çocuk babasının istismarını kompozisyonda yazması üzerine, Rehber öğretmeni bu durumu savcılığa aktardı. Çocuk İzleme Merkezi heyeti ‘şizofren’ dedi, savcılık dosyayı açmadan kapattı. Çocukları çözümsüzlüğün içine hapsetmek yerine Çocuk Koruma Kanunu ve Lanzarote sözleşmesi esas alınmalıdır.

Kadın cinayetlerinde vahşet artıyor, kadınlar korunmuyor

Mayıs ayında 15 kadın, kendi hayatına dair karar vermek istediği için ve boşanmak istediği için öldürüldü. Boşanmak isteyen kadınların hayatları ellerinden alınıyor. Hatay’da boşanma davaları sürerken, 21 yaşındaki Kübra Karasu kocası tarafından tabancayla öldürüldü. 6284 sayılı korum kanunu etkin uygulanmıyor, kadınlar açıkça korunmuyor. İzmir’in Dikili ilçesinde Işık İkizoğlu, boşandığı kocası Yahya Cengiz Küçük ile aralarında yaşanan tartışmanın ardından karakola giderek şikâyette bulundu. Küçük'ün kendisini darp ve tehdit ettiğini belirten İkizoğlu’na, götürüldüğü Adli Tıp Kurumu'nda “Darp yoktur” raporu verildi. Ardından evine dönen İkizoğlu, şikâyetin üzerinden saatler geçmeden Küçük tarafından başına vurulan çekiçle öldürüldü. Daha önce Küçük’e 3 ay "Uzaklaştırma" cezası verilmişti. Öldürülen 8 kadının ise faili belli değil. Bu ay öldürülen kadınların %21’ini oluşturan bu “şüpheli ölümler” kadın cinayetlerindeki artışın korkunçluğu gibi vahşetin bir başka boyutunu gözler önüne seriyor.

Kadınlar çocuklarının gözleri önünde, çocuklarıyla beraber öldürülüyor

Kadın cinayetlerinde yaş aralığı düşüyor, çocuklar öldürülüyor. Bu ay öldürülenlerin 3’ü 0-12 yaş aralığında kız çocuklarından oluşuyor. İstanbul’da Müzeyyn K. Çocuklarının gözleri önünde öldürülürken; İzmir’de Serap Ergu 5 yaşındaki kızıyla beraber; Gaziantep’te Fatma Öztürkmen 2 kızıyla beraber kocaları tarafından öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların %26’sı hem evliydi hem de çocuğu vardı. Öldürülen kadınların %38’inin çocuğu vardı, 31 çocuk annesiz kaldı.

Kadınlar işkence edilerek öldürülüyor

Mayıs ayında öldürülen kadınların %74’ü tanıdıklarıydı. Kadınlar türlü işkencelerle öldürülüyor. Yozgat'ta 30 yaşındaki Halime D., tokat attığı iddiasıyla kardeşi tarafından levyeyle işkence edilerek öldürüldü. Antalya’da Nurcan Demiröz erkek arkadaşı tarafından dinamitle öldürüldü.
T24
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> CEMİYET YANGIN YERİ Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com