Ekim
Kayıt: 21 Arl 2007 Mesajlar: 2634 Konum: Kanada
|
Tarih: Prş Hzr 04, 2009 11:32 pm Mesaj konusu: Tarih boyunca hiç gülmemiş bir millet: Polonya |
|
|
Tarih boyunca hiç gülmemiş bir millet
12 Nisan 2010
Rusya'da yaşanan feci uçak kazasıyla bir anda dünya gündemine oturan Polonya'nın halkı tarih boyunca hiç gülmemiş bir millet.
Erhan Afyoncu'nun haberi
1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Osmanlı mağlup olunca Rusya, Prusya ve Avusturya hep birlikte Polonya'yı paylaşmışlardı.
Tarihin en şansız milletlerinden biridir ve uzun süre başka milletlerin hakimiyeti altında yaşamışlardır. Polonyalılar'a uzun süre destek çıkan tek devlet ise Osmanlı İmparatorluğu olmuştur. 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı'nda mağlup olması üzerine Rusya, Prusya ve Avusturya hep birlikte Polonya'yı paylaşmışlardır.
TAMPON DEVLET
Türkler ve Polonyalılar, ilk defa 1389'da Birinci Kosova Meydan Muharebesi'nde karşılaştılar. Polonya, daha sonra 1396'da Niğbolu Meydan Muharebesi'nde Haçlı ordularına destek verdi. 1444'teki Varna Savaşı'nda ise Leh ve Macar Kralı Üçüncü Vladislav hayatını kaybetti. Kralın ölmesinden sonra Macar ve Leh tahtları birbirinden ayrıldı.
İkinci Bâyezid döneminde Boğdan (Moldovya) meselesinden iki ülkenin ilişkileri gerildi. Ancak 1490'da Lehistan ile barış yapıldı ve iki devlet arasındaki ilk antlaşma imzalandı. 1493'te barış yenilendi, ancak aradan dört yıl geçmeden Polonyalılar barışı bozdular. Boğdan hükümdarı Stefan Çel Mare'nin İkinci Bâyezid'dan yardım istemesi üzerine Türk akıncıları Polonya'da taş üstünde taş bırakmadılar. 1503'te yeni bir barış antlaşması imzalandı.
16. yüzyıl Osmanlı-Polonya ilişkileri bir önceki yüzyıla göre daha sakin geçti. Osmanlılar, Polonya'yı düşmanları Avusturya ve Rusya'ya karşı tampon devlet olarak düşünüp ve bu ülkenin istikrarlı bir şekilde yönetilmesinden yana oldular.
POLONYA KRALI'NI OSMANLI SEÇTİ
İkinci Sigismund'un 1571'de varissiz ölmesiyle Jagellon hanedanı sona erdi ve Polonya yeniden istikrarsızlığa düştü. Rusya, Avusturya ve Fransa'nın hanedan aileleri Polonya Krallığı için mücadeleye başladılar. Osmanlılar, Polonya'nın Avusturya ve Rusya'nın kontrolüne girmesini istemediği için Fransa'nın adayını desteklediler ve 1573'te Henri'yi kral seçtirmeyi başardılar. Ancak Henri dört ay sonra Fransa Kralı olunca Polonya tahtı yine boş kaldı. Veziriazam Sokollu Mehmed Paşa, Polonya'nın stratejik öneminin farkında olduğu için, Osmanlı tâbiyetinde olan Erdel Beyliği'nin Voyvodası Stefan Bathory'i 1575'te Polonya tahtına çıkardı.
Osmanlı-Polonya ilişkileri için 17. Yüzyıl bir dönüm noktasıydı. Bu dönemde Tatarlar ve Kazaklar'ın karşılıklı sınır ihlalleri yüzünden Polonya'yla ilişkiler bozuldu. Genç Osman, 1621'de Polonya'ya karşı sefere çıktı.
Lehistan, Osmanlı himayesine giren Kazaklar'a saldırmaya devam edince ilişkiler tekrar gerginleşti ve 1672'de Polonya'ya savaş açıldı. Kamaniçe Kalesi fethedildi ve Türk ordusu, Polonya içlerine kadar girdi. Polonya bu durum üzerine Türk üstünlüğünü kabullendi ve Bucaş Antlaşması yapıldı. Antlaşma ile Podolya Eyaleti tamamen Osmanlı hakimiyetine bırakılmış; Polonya Osmanlı'ya vergi veren bir devlet olmuş ve Lehistan, Kazaklar'ın Ukrayna hakimiyetini tanımıştı. Polonya, kısa bir süre sonra antlaşmayı kabul etmek istemeyip, tekrar mücadeleye girdi. Ancak yeni Polonya Kralı Sobieski 1677'de Zuravna'da yenilince antlaşmayı kabullendi. Sobieski ise intikamını 1683'te İkinci Viyana kuşatmasında Osmanlı ordusuna vurduğu darbe ile aldı.
18. yüzyılda Polonya Avrupa devletlerinin kuklalarını oynattığı bir tiyatro sahnesine döndü. Her devlet kendi adayını Polonya tahtına çıkarmak için uğraşıyordu.
18. yüzyılın ikinci yarısında Rusya'nın desteklediği Üçüncü August'un tahta geçmesi Polonya'yı tam bir Rus uydusu hâline getirdi. Üçüncü August'un yerine yine Rusya'nın desteği ile tahta Pontiyatovski geçti. Polonyalılar, ülkelerinin bağımsızlığını sağlamak üzere harekete geçip, Osmanlı İmparatorluğu'ndan yardım istediler.
Osmanlı yönetimi 1768'de Rusya'ya savaş açınca Polonya bu haberi bir bayram edasıyla karşıladı. Zira Leh milliyetçilerinin büyük çoğunluğunda "Oder ve Vistül'den Türk atları su içmedikçe Polonya'nın bağımsızlığa kavuşamayacağı" inancı vardı. Ancak savaşta Türk ordusu büyük bir mağlubiyete uğradı. Prusya ve Avusturya ile anlaşan Rusya, Polonya'yı bu iki devletle üç aşamada paylaştı.
Osmanlı İmparatorluğu, Polonya'nın yok edilmesini uzun bir süre kabullenmedi. Yabancı elçiler kabul edilirken Polonya elçisinin adı da zikredilir, cevap olarak da "Henüz gelmedi, yolda" denirdi.
KATOLİK SLAVLAR
Polonyalılar'ın dedeleri, Milattan Önce 2 binlerde bu bölgeye yerleşen Slav kabileleridir. Roma medeniyetinin bu bölgeye ulaşmaması sonucu Polonyalılar'ın dedeleri uzun bir süre içine kapalı ve geri kalmış bir şekilde yaşadılar. Bölgenin iklim şartlarından dolayı dışarıdan fazla göç almaması yüzünden Slav unsurlar ağırlıklarını korudular.
Slav kabileleri, 10. yüzyılın ortalarına kadar devletsiz, ilkel ve kabile düzeni içinde yaşadılar. Piast hanedanı bu tarihte Polonyalılar'ı, ilk defa aynı çatı altında toplamdı. Hanedanın kurucusu Birinci Mieszko, 966'da Hıristiyanlığı benimsemişti. Mieszko, kilisenin yardımıyla ülkenin sınırlarını genişletti ve Katolikliğin diğer Batı Slavları'nca da benimsenmesini sağladı.
Lehler, yani Polonyalılar'ın en önemli özelliği Slav olmalarına rağmen, Katolikliği benimsemeleriydi. Ancak bu yüzden kimseye yaranamadılar. Almanlar'a Slav olmaları yüzünden, Ortodoks Ruslar da Katolik olmalarından dolayı Polonyalılar'ı dışladı.
BUGÜN
Askeri tarih araştırması: İkinci Dünya Savaşı'nın suçlusu Polonya
04 Haziran 2009 Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı Askeri Tarih Enstitüsü için yapılan bir araştırmada, İkinci Dünya Savaşı nın "asıl suçlusu"nun Polonya olduğu savunuldu.
Rusya'da yayımlanan Vremya Novostey gazetesinin Savunma Bakanlığına dayandırdığı habere göre, Savunma Bakanlığına sunulan bir araştırma raporunda, "1939 yılında Polonya'nın Hitler'in haklı taleplerini yerine getirmediği, Hitler'in adaleti sağlama bahanesiyle İkinci Dünya savaşını başlattığı" görüşüne yer verildi.
Almanya'nın Polonya'dan Gdansk (o zamanki adı Danzig) kentini isteyerek, buradan Batı Prusya'ya kadar yol yapacağını bildirdiği kaydedilen raporda, Polonya'nın bu talebi reddetmesi üzerine Almanya'nın haklı olarak savaşı başlattığı görüşüne yer verildi.
Raporda, İkinci Dünya Savaşının başlamasının gerçek suçlusunun "politik hamaset ve temelsiz hayallerle hareket eden Varşova hükümeti" olduğu savunuldu.
Almanya'da İkinci Dünya Savaşını Almanların başlattığın ı inkar etmek kanunen yasak ve bu yasağa uymayanlar, Almanya Anayasayı Koruma Dairesi tarafından takibata uğruyor.
Savunma Bakanlığının resmi sitesinin "Tarih; yalana ve tahrifata karşı" bölümünde yayımlanan rapor, Rusya Savunma Bakanlığı Askeri Tarih Enstitüsü, Kuzey-Batı Askeri Tarihi Araştırmaları Bölüm Başkanı Albay Sergey Kovalyov'un imzasını taşıyor.
netgazete |
|