EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Oktay Ekşi

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇÖPLÜK
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Prş Mar 05, 2009 12:07 am    Mesaj konusu: Oktay Ekşi Alıntıyla Cevap Gönder

Mustafa Armağan/Zaman
Oktay Ekşi Osmanlı'dan ne anlar?

Metrobüsün Asya'yı Avrupa'ya bağlaması münasebetiyle düzenlenen törende açılan "Son Osmanlı Padişahı Kadıköy'e hoş geldiniz!" dövizi, basında yeni bir Osmanlı tartışmasının fitilini ateşlemiş görünüyor.
4 Mart günü "Sabah"ta Emre Aköz, Cumhuriyet'in 85. yılında hâlâ Osmanlı'nın hatırlanıyor olmasındaki ilginçliğe dikkat çekerken, aynı gün "Hürriyet"in başyazarı Oktay Ekşi, olanca Osmanlı cahilliğini okurlarının kafasına boca ediverdi.

Ekşi gibilerinin anlayamadığı nokta, yıllardır uyutulmuş/uyuşturulmuş bulunan Osmanlı refleksinin uyandırılacağı günü beklemekte olduğudur. Yıllar önce bir 'Osmanlı tsunamisi'nin Türkiye'nin üzerine gelmekte olduğunu söylemiştim. Tam 2 yıl önce çıkan "Geri Gel Ey Osmanlı" adlı kitabım da aslında bugün olan bitenlerin bir nevi habercisi gibiydi.

Yalnız şunu söylemekte fayda var: Türkiye'nin genlerinde bir süre uyumaya bırakılan bu 'Osmanlı refleksi', çok partili hayata geçişimizle birlikte ve daha CHP iktidarında saklanamayacak bir hale gelir. Nitekim 22 Nisan 1948 tarihli mizah dergisi "Karagöz", 23 Nisan Bayramı'nı Kafkaslardan Tuna'ya uzanan "büyük Türkiye"nin kuruluşunun başlangıcı olarak resmeder.

Nitekim İstanbul'un fethinin 500. yıl kutlamaları da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından başlatılmış, ne ki, 1953'te Demokrat Parti iktidarına nasip olmuştur. Hatta şunu da söyleyelim: Yunanistan'ın notası üzerine DP iktidarı 500. yıl kutlamalarını durdurmak için çırpınmışsa da, bunu tarihimize hakaret sayanlar, zamanın CHP'lileri olmuştur. Abartmıyorum, size o zamanki "Cumhuriyet" ve "Hürriyet" gazetelerinde yazılanları aktarsam ağzınız bir karış açıkta kalır. Sanırsınız ki, Fatih'in şahsında Osmanlı geri dönmektedir.

Şimdi aynı (aynı mı, emin değilim o kadar) "Hürriyet" gazetesinin başyazarı çıkmış, ne akıl almaz iddialara imza atıyor.

Oktay Ekşi basındaki Osmanlı özleminden örnekler verdikten sonra "Merak ediyoruz, bir 'Osmanlı modası' yaratmaya çalışanların derdi -veya özlemi- nedir?" diye soruyor. Ben de diyorum ki, "Osmanlı özlemi" diye bir şey yok, Türkiye zaten Osmanlı'nın devamı ve hülasasıdır. Özlem yok, yeniden hatırlama var. Barajın arkasında biriktirdiğimiz sular artık taşıyor, üzerimize geliyor. Bu gerçeğe gözünüzü kapamaktan vazgeçin.

Bu arada Osmanlı tarihi hakkında yalan yanlış bazı bilgi ve hükümlerde bulunuyor ki, Ekşi'nin Osmanlı'ya bu kadar takmasının, Osmanlı tarihini hemen hiç bilmeyişinden kaynaklandığını öğreniyoruz.

Mesela diyor ki: 36 padişahtan Fatih, Yavuz ve Kanuni'yi çıkartırsanız hangisini saygıyla, hayranlıkla, ileri görüşlülükle anabilirsiniz?

Buradaki sakatlık şu: Saygı duyulması için bir padişahın ille de zafer kazanması gerekiyor.

Bir yandan yazı yazarken Şeyh Hamdullah'ın hokkasını tutan, öbür yandan Mikelanj'ı Haliç'e köprü yapması için İstanbul'a davet eden II. Bayezid'e neden saygı duymayalım? Üstelik en büyük kitap tutkunlarından biridir, Fatih döneminde Osmanlı sosyal yapısında deprem etkisi yaptığı anlaşılan hızlı fetihleri ve reformları pekiştiren kurumsal düzenlemeleri yapmak, saygı duyulması için yeterli sebep değil midir?




İngilizlerin millî kahramanı Amiral Nelson, ressama poz verirken Osmanlı padişahı III. Selim'in gönderdiği ay yıldızlı nişanı göğsünde en üste, pırlanta sorgucu da başına takmıştı.

Hayranlık duyacaksanız, işte her sırtı çıplak olana üzerindekini çıkarıp verdiği için bir giydiğini bir daha giymeyen Osman Gazi. Aydınlanma diyorsanız bağımsız kütüphaneler açan I. Mahmud neyinize yetmiyor? Vücudunda tam 40 tane kılıç yarası taşıyan Çelebi Mehmed neci oluyor?

İleri görüşlülükte idare ve orduyu ıslah etmenin önemini daha 17. yüzyıl başında fark etmiş bulunan II. (Genç) Osman'ın eline kim su dökebilir? GATA başta olmak üzere açtığı kurumlarla Cumhuriyet'in temellerini hazırlayan II. Abdülhamid'in mirasını kim inkâr edebilir?

Oktay Ekşi bol keseden konuşmaya devam ediyor: "Kurucu tebaasını yani Türk halkını ezen ve azınlıklara ezdiren başka bir hanedan biliyor musunuz? Tüm tarihinin üçte birini zilletle geçiren hangi hanedana özlem duyulabilir?"

Bunca araştırmaya, yayına, doktora tezine şuna buna rağmen bu bayatın bayatı söylem hâlâ neden bu denli revaçta anlamıyorum. Osmanlı Devleti Türk halkını neden ezmiş olsun? Keyif almak için mi? Bir tür Drakula mı tasavvur ediyoruz Osmanlı'yı? 1920'lerde belki cazip olan bu iddiaya hâlâ sarılanlar şunu bilsinler ki, sınırlar geriye çekildikçe güvenebileceği insan kaynağı da Anadolu'ya inhisar etmişti mecburen. Fakat Çanakkale'de, Arap ve Kürt kardeşleriyle yan yana yatan Anadolu çocuklarını da unutmayın. Bir imparatorluk, halklar çorbasıdır. Kimin nereli olduğu hiç önemli değildir. Roma'da bile Arap imparator vardı. Önemli olan, resmî ideolojiye uymak ve devlete faydalı olmaktır. Taşıdığınız değer önemlidir, nereli olduğunuz değil. Anadolu çocuklarının cephelerde telef edildiğini söyleyenler, devşirme egemenliğindeki dönemler için de Türkleri ihmal ediyor diyorlardı. İyi de devlet ne yapsın? Türkleri savaştırsın mı savaştırsın mı? Bir karar verin.

Anlaşılan, Ekşi'nin aklına zafer ve yenilgiden başka bir şey gelmiyor tarih deyince. Söylediği aynen şu: "Hadi askerî alandaki yenilgilerini sineye çekmeye çalışalım. Tüm Osmanlı tarihinin medeniyete katkı anlamında ortaya koyduğu -Mimar Sinan'ın hepimizin göğsünü kabartan muhteşem eserleri dışında- ne vardır da biz bilmiyoruz? Koskoca 600 yılı bir tek Sinan'la açıklayabilir miyiz?"

Bence asıl fecaat burada

İlkokul çocukları bile biliyor ki, Sinan'dan sonra da Osmanlı mimarisi bal gibi devam etti. Sultanahmet, Yeni Cami, Fatih Camii, Laleli Camii, Topkapı Sarayı'nın büyük bir kısmı Sinan'dan sonra yapıldı. İshak Paşa Sarayı'nı da mı Sinan yaptı? Bilecik-Eskişehir yolundaki Vezirhan kimin eseridir? Bunu bir yana bırakalım, tek medeniyet göstergesi mimariden mi ibarettir? Çadır sanatı, kuş evleri, sebiller, leylek vakıfları, hat sanatı dünyayı kendisine hayran bırakmıyor mu? Levni diye bir ressamımız var, biliyor musunuz? Sonra ille Batılılar mı beğenince muhteşem oluyor bir eser?

Bir sömürge aydını ya da bu topraklarda zoraki bir misafir gibi oturup evini sürekli çekiştiren Oktay Ekşi'ler gibi tarihini 1923'ten başlatanların ve öncesini ancak utanmak için hatırlayanların ne kadar aydın olabileceklerini Oğuz Atay'ın o ısırıcı cümlesiyle değerlendirmeye ne dersiniz:

"Ha- Ha- Ha! İşe bak, İngiltere krallık, biz Cumhuriyet'iz; İngiltere tarihin gerisinde bu yüzden, biz ilerisindeyiz."

Söyleyin, bu bayat yalanı ne kadar dinledik? Ve ne zamana kadar dinlemeye devam edeceğiz? Son söz yine Oğuz Atay'ın olsun:

"İlerici, gerici her türlü akımların tekelini ellerinde tutan bir küçük yarı-aydın çetesi, yıllardır kendini yenileme gereğini duymadığı için bugün artık yerini kaybetmemek için ancak bezirgân oyunlarıyla ayakta durmaya çalışmaktadır. (...) Bugün haksız olarak gasp ettikleri yerler gerçek sahiplerini beklemektedir. Halkın evrensel ruhuna inanan; onu derinliğine tanımaya çalışan gerçek bir aydın topluluğu bu kültür gangsterlerinin yerini almazsa toplumun, çağın çok gerisinde kalacaktır..."

Bana göre Ekşi gibiler tarihimizi akıl cebimizden çaldıkları için "tarih gangsterleri" olarak adlandırılmayı hak ediyorlar.


Oktay Ekşi/Hürriyet

Neyin Özlemi?

SON zamanlarda bir "Osmanlı" lafıdır gidiyor. Bakıyorsunuz, Filistin'e -örneğin Gazze'ye- gitmiş bir gazeteci, sokaktaki bir yarı cahil Arap'ın lafını büyük bir iftiharla nakletmiş: "Keşke Osmanlı buraları terk etmeseydi de huzur içinde yaşasaydık."

Geliyorsunuz orada burada bir şekilde "Osmanlı" özlemi dile getirilmiş.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Batman'da halka "Devlet bizim iktidarımızda meşruiyet kazandı. Bizim iktidarımızda cumhuriyetimiz halka buluşuyor. Demokrasimiz meşruiyet zeminini güçlendirdikçe gayrimeşru alanlar daralıyor" demesinden mi cesaret aldılar nedir, (o söze sonra geleceğiz) AKP'nin dün yaptığı bir Kadıköy etkinliğinde birileri de Başbakan Tayyip Erdoğan'ı "Son Osmanlı Padişahı Kadıköy'e hoş geldiniz!" yazılı bir dövizle karşılamış.

Önce belirtelim. AKP teşkilatı bunun bir provokasyon olduğunu ileri sürdüğüne göre onlara yöneltilecek bir eleştirimiz yok.

Oysa anımsarsınız, birkaç yıl önce Ankara'daki Tandoğan Meydanı'nda rektörlerin ve üniversite öğrencilerinin katıldığı bir yürüyüşe birileri elindeki "Ordu Göreve" yazılı bez afişle katıldı diye bugünün "yandaş" kalemleri rektörleri suçlamak için demedik laf bırakmamışlardı.

Oysa o afişin de "provokasyon" amacıyla oraya getirildiği belliydi ve toplantıyı düzenleyenler hemen afişi toplattırıp açanı da meydan dışına attırmışlardı.

Hálá aynı olayla ilgili aynı iftirayı tekrar edip duranlar var.

Biz onları ulaşabilecekleri en yakın ayna ile karşı karşıya bırakıp konumuza dönelim:

Merak ediyoruz, bir "Osmanlı modası" yaratmaya çalışanların derdi -veya özlemi- nedir?

Toplam 36 Padişah çıkarmış Osmanlı hanedanından Fatih Sulan Mehmet'i, hadi kılıçlarının hakkını vermek için Yavuz Sultan Selim ile bir de Kanuni Sultan Süleyman'ı ayırırsanız geriye kalan 33 Padişah'tan hangisini saygıyla, hayranlıkla, ileri görüşlülükle anacaksınız?

Kurucu tebaasını yani Türk halkını ezen ve azınlıklara ezdiren başka bir hanedan biliyor musunuz?

Tüm tarihinin üçte birini zilletle geçiren hangi hanedana özlem duyulabilir?

Hadi askeri alandaki yenilgilerini sineye çekmeye çalışalım. Tüm Osmanlı tarihinin medeniyete katkı anlamında ortaya koyduğu -Mimar Sinan'ın hepimizin göğsünü kabartan muhteşem eserleri dışında- ne vardır da biz bilmiyoruz?

Koskoca 600 yılı bir tek Sinan'la açıklayabilir miyiz?

Osmanlı'ya özlem ifade edenler özellikle son 100 yıllık dönemin en önemli konularında yabancı devlet elçilerinin, bizzat Padişah'tan ve Babıali'den yani hükümetten daha fazla söz sahibi olduklarını bilmiyorlar mı?

Sadrazamın ve/veya nazırların (bakanların) yabancı elçiler yerine sefaret tercümanları ile görüşmesini dahi içine sindirebilen bir yönetimin ve zihniyetin nesi özlenebilir?

Osmanlı Hanedanı yaşayanlarının bile özlemediği bir döneme duyulan bu hasretin altında onun yerine kurulan Cumhuriyetin bazı temel değerlerini hálá hazmedememek yatıyor olmasın."

Bu hak ve halk düşmanı yazıya halkın cevabı:

fosil yahudi uşakları rahatsızosmanlı
thedor herlz den beri yaraları var
04 Mart 2009 Çarşamba 12:13

CUMHURIYET YIKILCAK CARE YOKHOLLANDA
zamana uymayan laikcilikik mutlaka yikilcak HIC 1 sey omur boyu deyildir/osmanli buyuk hanendandi.Beniz ezen osmanli olsun.LAIKCIlerden daha iyi.

04 Mart 2009 Çarşamba 12:13
konuş konuşcan
ha şöyle yıllardır kendinize adam süsü verdiniz insanlar sizi birşey sandı konuşun konuşun dökün içinizden geçenleri ki insanlar görsün gerçek yüzünüzü gizli saklı kalmasın hiçbir şey...
04 Mart 2009 Çarşamba 12:16

NASIL BAKTIĞIN ÖNEMLİ !ASİL
SAYIN EKŞİ.. YILLARDIR FARKLI DÜŞÜNMEDİĞİNDEN OLSA GEREK, YENİ SÖYLEDİKLERİNDE DÜN NASILSA BUGÜN DE AYNI, HAYVANLARA BİLE HAK VEREN BİR MEDENİYET HERHALDE SİZİ UNUTMAMIŞTIR
04 Mart 2009 Çarşamba 12:17

aptal gazeteciburhan
Osmanlı hanedanının hepsi soylu ve saygın insanlardı ve hiç birisi kurucu tebasını ezmedi, milleti yanıltma müfteri. Osmanlı okadar soylu ve asildi ki, senin gibi zevzekleri at uşağı bile yapmazlardı. Osmanlıyı özlüyoruz ve yeniden dirilişini bekliyoruz.

04 Mart 2009 Çarşamba 12:17
Herbir zerren ekşimiş pöhpöhDuLkAdİrOğLu
Kıyasa bakarmısınız birileri kuvvetle halktan onay alarak geliyor. karşısında bir azınlık monşer bürokrat çevresi halktan ne kadar onay aldığı seçimlerde belli pes doğrusu. Tüm dünyaya adalet, yönetim, dinler arası diyalog, karanlık ortaçağa ışık tutumuş yüzyılların devleti alisi ab abd nin kurulmasında örnek olmuş yadigarımızı kötülemek ne beyhude bir şey hemde ülkemizde yazıklar olsun seni okuyan para kazandıran cuhelaya öncelikle.

04 Mart 2009 Çarşamba 12:18
3 seçeneğim var..fikret polat
ya bu adama küfredeceğim..ama ben küfretmeyi bilmem.. ya çalakalem karaladığı yazının metniyle kendisinin bugünkü savunduğu değerler arasındaki derin çelişkiyi izah edeceğim.. bu da saatler sürer (zaten aktif haber okuyucuları o çelişkileri çözerler) ya da susacağım. galiba en doğrusu susmak. bazen susmak en güzel tokat olur küfrün suratında..
04 Mart 2009 Çarşamba 12:19

yazıkyıldız
atasına dedesine bu kadar düşman bir nesil yetiştirmişiz heyhat
04 Mart 2009 Çarşamba 12:19

Cumhuriyetle ne verdiniz milletehasan
Yalan, talan, üç kağıt, soygun, ihanet, alevere dalevere... O soylu osmanlıyı, elin gavurunun kapısına uşak yaptınız, onu beş para etmez insanların karşısında aşağılattınız. Eğer cumhuriyet buralara kadar gelebildiyse, o beğenmediğiniz osmanlının torunları sayesindedir. siz Ülkesi için aç biilaç mücadele etmiş insanları bulvara bile sokmadınız. Halbuki onlar ülkemizde başımız dik gezelim diye mücadele etmişlerdi, düşmanın eğemediği başı siz eğdiniz. ağzına alma OSMANLI yı.
04 Mart 2009 Çarşamba 12:22

eksi eksiligini en sonunda gosterdinfrom baku
senin nasil bir yahudi piyonu olduguu biliyoruz..sen begenmedigin o osmanli hanedanlarinin tirnagindaki pislik olamazsin..3kitayi baris icinde yonetmis atalarimiz,eger senin gibi donme hainler olmasaydi icimizde osmanli hala daha var olacakti..delikanli gibi savas meydaninda osmanlinin belini bukemediler senin gibi yahudi donmelerini yedigi tabaga pisleyenleri kullanarak osmanliyi arkadan vurup cokertmeye calistiniz elbirligiyle..sen cok iyi bilirsin namertce bir insani arkadan nasil vurulacagini..az delikanli ol bir ayagin cukurda olum var olum..oldukten sonra pirasa ot olcagina inanmayan tiplerdensen eger:)
04 Mart 2009 Çarşamba 12:26

Kuyruk Acısı mı acababg
osmanlı torunu değilsin galiba sayın ekşi. acaba kuyruk acısı olan bi milletin evladı mısın?
04 Mart 2009 Çarşamba 12:28

Bu tip gazetecilerhüseyin
Ermeni, rum ve yahudilerin bize armağanıdır. Bunların dedelerinin Türk ve müslüman olması imkansızdır, hepsi onun bunun çocuğudur. Dedelerinin ezikliğinin intikamını alıyorlar akılları sıra. Bunlar Türk milletinin en azılı düşmanlarıdırlar. Bunlar ülkeyi beş paraya gözlerini kırpmadan satabilecek aşağılık varlıklardır. Millet uyandı agop efendi, bundan sonra işini zor bu ülkede.
04 Mart 2009 Çarşamba 12:31

ekşilerrrcihan
Oktay Ekşi, ekşimiş adam.gönlü bulanık, zihni bulanık.Bazen soyadı adama çok yakışıyor.Bu zatada soyadı yakışıyor be.Siz ekşidiniz ey ekşi, siz bunadınız.Sizde tad yok ey ekşi. Çok tatsızlık çıkarma ey ekşi.Bu ülkenin tadını kaçırdınız yeter ey ekşi
04 Mart 2009 Çarşamba 12:35

Hepsi Soylu ve alicenaptı.fuat
Bu cumhuriyeti bile, beğenmediğin, hain dediğin vahidettin hana borçluyuz. Milleti kandırmayın, zaten kendiniz gibi ancak inandırabildiniz ya.
04 Mart 2009 Çarşamba 12:36

doktorlarvarnalı
oktay ekşi denen zatı doktorlar kendi haline bırakın demişler.. çünkü söylediğinin geçerliliği yoktur..hastadır......onun yazılarını okumaya, söyleşisini dinlemeye gerekte yoktur.. çünkü söylemleri tutarsızdır...
04 Mart 2009 Çarşamba 12:37

OSMANLI BAŞLICA BİR TARİHÖMER GELMEZ
Osmanlı 600 yıllık üç kıtadaki izleri hala var.Kültürel siyasi ekonomik sosyal ve tarih olarak T.Ç.Devleti Atatürk ten.başka kahramanI varmı.tek o Tarih sahnesinde.M.KEMAL.ATATÜRK var ve T.Ç.Devletin yaşı 85 Güneydoğuda varlığı varmı kültürel siyasal ekonomik tarih sıfır.gerçeği göremeyeçek kadar kör se biz e yapalım.
04 Mart 2009 Çarşamba 12:40

ECDAT'A KÜFRETMEK KENDİLERİNECEMAL ERTEKİN
itibar kazandırdıklarını düşünmekte bu Abdullah Cevdet'in tohumları. Devir artık 1960ların 27 Mayıs zamanı değil. Bir Japonya bizlerce kargacık, burcacık gözüken yazısını bile binlerce yıldır gözü gibi korumakta, ve teknolojisiyle dünya devleti oldu. Bizlerse sanki yeni doğmuş bir devlet muamelesine tabi tutularak 101 yıldır bu çirkeflerin elinden kurtulamadık. Ama az kaldı. Sanıyorlarki bütün bunlara Ak Parti benzerleri yol açmakta. Ne büyük gaflet. Köklerimizi arıyoruz, köklerimizi behey nabekarlar sürüsü. Sel gelse, yel üfürse, bütün tanrılarınız toplansa; fırtınalar, tayfunlar, şimşekler yağdırsa, bütün ETÖ'nüzü toplayıp üzerimize salsanız yine de köklerimize ulaşacağız, haberiz ola.
04 Mart 2009 Çarşamba 12:42

soyu sopu bellimiahmet özdemir
yıllarca bu ülkeyi yönetmeye kalkmışlar ve yönetmişler ancak bu ülkenin bir dini var bir milleti var türk'üz ve müslamanız bu ülke osmanlının devletidir devam edecek herkeşin haberi olsun
04 Mart 2009 Çarşamba 12:42

ekşi ye önerikuzey dalga
ekşi ye şunu öneririm....gitsin macaristan askeri tarih müzesine..orada bir anıt var... adı kahraman düşman anıtı...üzerinde şöyle yazar...geldiler 300 yıldan fazla bizi yönettiler, dinimize dilimize hiçbirşeyimize karışmadılar...çünkü onlar kahraman düşmandılar...gerisi boş laf..bu millet senin elli yıldır ekşi yazılarından bıktı...hiç bir zaman tad vermedin....
04 Mart 2009 Çarşamba 12:43

Küflü ekşi kabak tadı verdiDuLkAdİrOğLu
60 x hükümet =89 36 x Halife =619 çözün oran-orantıyı bakem Fatih'i münafıklığı aşikar olmasın diye, Yavuzu siyonistlerine kucak açtığı için, Kanuni yide kapitülasyonlarıdan dolayı yazmış. doğruya 33 ü bir Demirel etmez tabiyaa.. yuh diyorum yuhlar olsun hemde ülkemde Allah seni ıslah etsin seni okuyanları okutanlarıda hidayete erdirsin yolun sonu gözüktü. son çırpınışlarınız bunlar..
04 Mart 2009 Çarşamba 12:45
ederiz
04 Mart 2009 Çarşamba 12:46
SATILMIŞLARLEVENT
bunun gibi adamlar yahudi kırması ve onun uşaklarıdır biliyolarki osmanli fikri olgunlaştıgı zaman,kendileri ve patronları bu ülkeyi eskisi gibi sömüremiyecek,istedikleri gibi at oynatamayacaklardır ,ama az kaldı vatan satıcılarının sonu yaklaşılıyo,bu ülkenin üzerine o kadar oynanmasına rağmen ayakta duruyosu yüce allahın bir planı vardır elbette,allahın planı şüphesizki onların planını boşa çıkarır,ümitle bekliyoruz..
04 Mart 2009 Çarşamba 12:47

şaşırmadık...MUSTAFA ÖZYÜREK
SEN VE SENİN GİBİ İNSANLARDAN BAŞKA NE BEKLİYEBİLİRİZKİ...BANA BAK YAŞLI DİNAZOR..BİZ TAA ORHAN GAZİDEN SON PADİŞAHA KADAR ONLARIN HEPSİNİ HATALARIYLA SEVAPLARIYLA SEVİYOR VE TAKDİR EDİYORUZ.. YA SEN HANGİ DEDENLE ÖVÜNECEKSİN BİZE
04 Mart 2009 Çarşamba 12:47

Kendine gel varoşSqip Beği
Dil uzattığın Devleti ali TAPINDIĞIN ABD ye AB ye örnek teşkil etmiş karanlık ortaçağı bertaraf etmiş Benim gibi Arnavut sırp boşnak makedon ermeni rum hindu arap nice millet insanlarını kendine aşık etmiş.
04 Mart 2009 Çarşamba 12:52

Üç kıtaya yayılmış koca imparatorluk.ahmet kemal
Ekşi, Osmanlı'nın ve padişahların çok azı hariç senin anlattığın gibi olmadığını sende çok iyi biliyorsun(Üç kıtaya yayılmış koca bir cihan imparatorluğu nasıl doğdu?) ama tarihtede resmi devlet görüşlerinden çıkamadığın için insanları yanıltmaya devam ediyorsun.Seninde meslekte son günlerin olduğunu tahmin ediyorum çünkü kimse sana inanmıyor.
04 Mart 2009 Çarşamba 12:52

loıuo9flojuyv
bunların soyu başka yerlere dayandığı için hakaretleri normal.abdulhamit cennet mekan filistini yahudidilere verseydi onuda üç padişah içinde sayardı.
04 Mart 2009 Çarşamba 12:57

Ecdada Saygısızlık EdiliyorÖMER
Yaptığı işin en iyisini yapmış. Varsa göster ondan daha iyi yapmış bir süper güç. Dünyada karşısına hiç bir güç çıkamamış. Bunları yaparkende dönemine göre müthiş bir adalet ile bunları yapmış. Oktay Ekşi seni kınıyorum. Hangi inanç, hangi değerlere göre böyle bir yorum yapıyorsun.
04 Mart 2009 Çarşamba 12:57

Ecdada Saygısızlık EdiliyorÖMER
Osmanlı 600 sene hüküm sünmüş ve son 2 yüz yılı sıkıntılı geçmiş. Bu bir devletin hpayatında olağan bir şeydir. son iki yüz yıla göre değil ilk 400 yıla bakarak değerlendirmek insaflı olanı. Döneminin süper gücü. Dur deyince ülkeler hizaya geliyor. Osmanlı ( Türk millti ) yöneticik vasfı olan bir milletri. Mimar Sinanda aslen Türk değildir. Osmanlıda neden bir mimar Sinan yetişmiş, çünkü Osmanlı at üstünden inmemiş, ülkeler fethetmiş. Sanatı,ticareti başkalırına bırakmış. Ama yaptığı işin en iyi
04 Mart 2009 Çarşamba 12:57

eksi hakliogi
Eksi öylesine hakliki,osmanli onun gibi habis urlara dahi yasam hakki verdi ve hala onlarin tohumlari cimleniyor.Osmanli osmanli olsaydi,dunyanin yarisi turkce konusur ve dinide islam olurdu,ama osmanli yaramaz hanedan oldugu icin eksi gibilerin dinine diline karismadi.Amaa eger osmanli yeserirsee,iste ozaman eksilerin anasi aglasin.Bizde bir seyler anladik.O gunlerde geliyor haberin olsun eksi.
04 Mart 2009 Çarşamba 12:58

ZORUNAMI GİTTİorhan
osmanlı devletine benzemek ülkeleri güçlendirir .osmanlıya dil uzatma keserler o dili.osmanlı dedeme laf ettirmem hain kaybolasın ordan..
04 Mart 2009 Çarşamba 13:03

siznazenin
tek soru SEN KİMSİN?
04 Mart 2009 Çarşamba 13:04
Osmanlı AsildiMetin
Bunlar ne olduğu belirsiz, kaygan insanlar. Hayatı boyunca yazdıklarına bakın, kıvır çevir patrona ver yazıp yaşamışlar. Osmanlı da kardeş eş bile ideali için için feda edilmiştir. Bunları aşan anlayamayacakları işler. Yazısını okumdan cevabım yapışır,
04 Mart 2009 Çarşamba 13:06

Abdulhamit Hanlevent
Abdulhamit Han döneminde siyonistlere "one minute" denilmişti ama onu darbeyle indiren siyonistler döneminde koca imparotorluk çöktü.Öyle hengameli bir dönemde 35 senede tek metrekare kaybetmeyen Abdulhamit Hanın nesini beğenmiyor bu patronunun uşağı?
04 Mart 2009 Çarşamba 13:08

hazmedememek yatıyor olmasın-1alp-perss
gazzede,sokaktaki yarı cahil arapların bile osmanlının ne olduğunu,adaletini,ihtişamını,itibar ve asaletini,osmanlı sadrazamlarının diğer ülke krallarından daha da üstünlüğünü,bir mektupla dahi onlarca devlete söz geçirdiğini anlamasını,HAZMEDEMEMEK YATIYOR OLMASIN?...ÜLKE İLE BARIŞIK SİYASET YAPAN İKTİDARA OLAN TEVECCÜHÜ ,34 DEN 47 YE VE 65 LERE ÇIKMAYI HAZMEDEMEMEK YATIROR OLMASIN...BİR ARABIN DAHİ TÜRKİYENİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ ANLAMASINI ANLAMAYANLARIN HAZIMSIZLIĞI OLMASIN
04 Mart 2009 Çarşamba 13:13

BÖYLEEFE
böyle geçmişini bilmeyenler oldukça bizim başka düşmana gerek yok.gerçi bunlar ermeni bunlarada bu yakışır
04 Mart 2009 Çarşamba 13:14

Aslini inkarBaronu sevmez
Aslini inkar bu olsa gerek.Yazik cok yazik.Kurtulus savasinin bile Vahdettinin yolladigi paralarla finanse edildigini bilemiyecek kadar cahil.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:14

GERCEK YUZUlerini GOSTERIYORLARHOLLANDA
artik gercek yuzlerini cikartiyorlar
04 Mart 2009 Çarşamba 13:15
osmanlı senin gibi gayrimüslimlerede hoşgörülüydüselim
BEGENMEDİGİN VE ELEŞTİRDİGİN OSMANLI SENİN GİBİ MİLYONLARCA GAYRİMÜSLİMİ BARINDIRIYORDU VE ONLARA HOŞGÖRÜLÜ DAVRANIYORDU.SENİN ATALARINDA OSMANLININ BU HOŞGÖRÜSÜ KARŞINDA TAKDİR VE ŞÜKRANLARINI ARZEDİYORLARDI.SEN SENİN ATALARIN KADAR DÜRÜST DEGİLSİN .UNUTMA OSMANLI SİZLEREDE KUCAK ACMIŞTI.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:15

Osmanli tokadiBaronu sevmez
Bu tip adamlara guzel bir Osmanli tokadi gerek.Yoksa suursuzca yazmaya devam edecekler.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:16

----murat çimen
NESLİNİN KEMİKLERİNİ SİZLATMA...DEMEZLERMİ ADAMA SENIN BEĞENMEDİĞİN OSMANLİ 600 YIL DURDU DA SENIN MAYANI ÇALAN AVRUPA NE YAPTİ NE GELİŞTİRDİ...
04 Mart 2009 Çarşamba 13:18

maşahakan karaca
bu devlet 6 asır yasamıs diyosun karaktersiz kişiliksiz idealsiz bi padisah nasıl olmusta bekasını sağlamıs devletin? nasıl 3 kıtaya hakim olmus? onları eleştireceksen her halinle kusursuz olmalısın bunu hazmedemeyenlerin ayakçılığını yaparak onların sözcüsü olarak kimseye bi sey anlatamassın ne yaptınki devlet için millet için bunları söyleme cüretini gösteriyosun
04 Mart 2009 Çarşamba 13:19

hazmedememek yatıyor olmasın-2alp-perss
osmanlı olsa idi bunlar başımıza gelmezdi sözü ile ORDU GÖREVE diyerek kaos yaratmayı bir tutmanın KEMİK YIĞINTILARI ARASINDA GEZİNTİ YAPMAK OLDUĞUNU anlayama hazımsızlığı olmasın?...MODA gelip geçici dir.GÜZEL OLSA İDİ HER SENE DEĞİŞMEZDİ.ANCAK OSMANLIYI MODA GÖRMEK, KÖKENİNİ ANYAMAMAININ ANGUTLUĞU OLMASIN...36 padişahla nasıl 630 yıl adaletle hükmedildiği sorusuna nasıl cevap verecek.bu kadar vahimse neden dünyaya hükmedebildi.bu kadar vahimse,avrupanın yetiştirdiği-okumak için buradan gönderilen ve MİLLİYETÇİLİK AKIMINI KÖRÜKLEYEREK OSMANLININ KÖKLERİNE DİNAMİT KOYAN-SÖZDE AYDINLARIN BU GÜNDE AYNI YERDE OLMALARINIO HERKESİN GÖRMESİNİ HAZMEDEMEMESİ OLMASIN
04 Mart 2009 Çarşamba 13:20

KENDİNE BAKAYDEM
ONLAR ZAMANIN BÜYÜKLERİYDİ,YA SEN NESİN?BAZI KESİMİN YALAKA VE YAĞCISI.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:20

ITTIHAT TERAKKI zihniyetiBaronu sevmez
Ittihat terakkinin devami ergenekoncu kafa hala faaliyette.Medya,yargi,yeniceri ucgeninde aslina hakarete devam ediyorlar.Bunlar halk dusmani ve halkin kulturune degerlerine hakareti amac edinmisler.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:20

ekşiserkan
anadoluyu gezmeyi tavsiye ederim.git de gör bakalım kaç tane kilise var kaç tane gayrimüslim mezarlığı var. işte biz buna hoşgörü diyoruz. senin lugatında böyle kelimeler olmadığı için bimezsin. o kiliselere gittiğinde mutlaka ordaki görevlilerle konuş kim tarafından restore edilmiş kim tarafından koruma altına alınmış. sana son tavsiyem çok mürekkep yalamışsın ama insanlık namına çok az şey öğrenmişsin. yazık tek kelimeyle yazık.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:21

Üç kıtaKaan Türkoğlu
Üç kıtayı NALLA sonra böyle bir ÖKÜZ çıksın. Hayret bi şey...
04 Mart 2009 Çarşamba 13:24

tarih oku Oktay Ekşi tarih okucan karacan
Sanırım Fatihi tanırsınız bay Ekşi. daha 20 yaşında çağ açığ çağ kapatmış kendisi. Osmnalıyı yıkan içerdeki hainler bu günde iş başındalar bence biraz da bu konulara eğilin. Bir sorun kendi kendinize 700 yıllık koca imparatorluk neden çöktü diye. Not: tarih affetmez. en çok izi de yazanlar bırakıyor. sizler gibi...
04 Mart 2009 Çarşamba 13:24

hazmedememek yatıyor olmasın-3alp-perss
bunca saldırının altında;tüm tarihin üçte birine ZİLLET DİYEN KLOZET KAFALILARIN, kurulalı 100 yıl dahi olmayan ülkemde neden kaos kargaşa,entrika,darbe,adaletsizlikle hala tartışılıyor olmasını sükunete ermeme sebeplerini anlayamamaları,osmanlı başarısı,bu hazımsızlığa neden olmasın?SAHİ KAÇ YILDA BİR DARBE YAPILIR ÜLKEMDE SAHİ?BU ORTAMDA KİMLER BARINIR.SAHİ OSMANLIYA DÜŞMANLIK EDENLERİN KÖKLERİ NERELERE DAYANIR.SAHİ BAŞKA BİR ÜLKE VARMIDIR KENDİ 1000 YILLIK TARİHİNİN 630 SENESİNİ KARAKALEMLE ÜSTÜNÜ ÇİZEN=REDDEDEN=İNKAR EDEN?SAHİ KAÇ ÜLE VAR?VE SAAHİ ...
04 Mart 2009 Çarşamba 13:26

OSMANLI PADİŞAHLARIyusuf uslaner
OSMANLI PADİŞAHLARI YAŞADIKLARI DÖNEM İTİBARİYLE ELLERİNDE GELENİ YAPMIŞLAR, GÖREVLERİNİ TAMAMLAMIŞLARDIR. SAYGI DUYMAK GEREKİR. DEDELERİMİZ, ATALARIMIZ HAKKINDA GELİŞİ GÜZEL SÖZLER SÖYLENMESİ HOŞ DEĞİL, HERKES KENDİSİNE BAKSIN,
04 Mart 2009 Çarşamba 13:26

yaşın aklını almışcan demir
sayın ekşi, gerçektende tatın tuzun yok. siz osmanlı gibi şanlı bir nesli ve toplumu karalamak ve hakir görmek gibi bir yanlışa imza attınız. bilmem farkındamısınız. yaşınız bir hayli iler. ancak zihni melekeleriniz yaşınız gibi dumura uğramış. bir kere osmanlı padişahlarını sevmek sizi sevmekten bin kat daha hayırlıdır. haddiniz bilin. mezar herkes için ağzını açmış bekliyor. birgün bu gerçekler size keşke dedirtir. sevinizi takının . o. ekşi adınız olmuş ama sizi kimse iyi hatırlamayacak.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:27

sen hangi soydansınveli
sayın ekşi siz bilirsiniz özaldan önce bu ülkenin karnelerle neler aldığını nasıl yokluk çektiğini nasıl olurda atalarımızı aşağılarsın senden birşey isterim sadece sen soyunu söyle yeter
04 Mart 2009 Çarşamba 13:27

İSLAM ve İNSANLIKBirgül Diken
SELAMÜN ALEYKÜM.İLİM İLİM BİLMEKTİR,İNSAN KENDİNİ ÖZÜNÜ TARİHİNİ ALLAHINI PEYGAMBERİNİ ECDADINIvb BİLMİYORSA BU NİCE OKUMAKTIR.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:29

soyASİ
krallar,tapınak şovalyeleri,masonlar söz konusu olunca ağzından yalakalık suları akıyor,hırsıza taraf ,haksıza yandaş olmak tek marifetin atalarımızla gurur duyduk ve duymaya devam edeceğiz
04 Mart 2009 Çarşamba 13:29

..........YÖRÜK
YALAN YAZAN VEYA SÖYLEYEN NAMERT OLSUNMU...OSMAN GAZİYİ, ORHAN GAZİYİ, I.MURATI, YILDIRIM BEYAZİDİ, I.SELİMİ, 4.MURATI, 2. ABDULHAMİTİ VE CUMHURİYETİN KURULMASINI SAĞLAYAN SULTAN VAHDETTİN VE DAHA İSMİNİ YAZAMADIĞIM DİĞER PADİŞAHLARI İNKAR EDEN ONLARI YOK SAYAN NAMERT OLSUNMU??? BENCE OLSUN...
04 Mart 2009 Çarşamba 13:30

hazmedememek yatıyor olmasın-4alp-perss
...VE SAHİ,GEÇMİŞİ İLE UTANMASI GEREKENLER AYDINLIK GEÇMİŞE KÜFREDEBİLME CESARETİNİ NEREDEN ALIRLAR.SAHİ,GAZETECİLİĞİ SİLAH OLARAK KULLANMA MA YI NE VAKİT ÖĞRENECEKLER...SAHİ İNKAR TTİKLERİ OSMANLIYNIN,AVRUPA TARAFINDAN HARACA BAĞLANMASINI VE BORÇLARINI 1970 LERE KADAER ÖDEMESİNİ NASIL İZAH EDECEKLER.SAHİ BE,YENİ DEVLETSE ESKİNİN BORÇLARINI NEDEN ÖDEDİN,SAHİ BE KESİLEN AĞAÇTAN MEYVE BEKLENİR Mİ,ANCAK ATEŞE ATILIR.AMA BU ÜLKE BORÇ ÖDEDİ,DEVAMI OLDUĞUNDAN,SATILMIŞLARIN GALİBİYETİ ZAMAN ZAMAN OLSA DA BUNU ARAP HALKININ DAHİ ANLAMASINI...
04 Mart 2009 Çarşamba 13:30

osmanlıhazımsız eksı
aslında bu kısıyı adam yerıne koyup yorum yazmak bıle bos bı ıs ama kendımı tutamadım ıste soyu sopu ne dır kı,,,, bu zat bızım atalarımızı sorgulamayı bıraksında kendı atalarınınkını arastırsın 600 yıl ımparatorlugu sorgulamak onun haddı degıl
04 Mart 2009 Çarşamba 13:32

satanMustafa Baklava
Satan bir gazetenin başyazarının bu kadar cahil, tarihten bihaber olması da bize özgü bir özellik. Oktay'ın bayıldığı ABD osmanlı arşivleri karıştırıp ordan elde ettiği bilgilerle vergi, askeriye vs sistemlerini kuruyor. Bizim zır cahil de Osmanlı ne yapmış diyor. Allah sana akıl, bilgi, tarih kitabı versin.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:35

ANLAYAMAZSIN KİSelim Baz
SEN ANLAYAMAZSIN Kİ 1 ŞARTLANMIŞSIN 2 KAPASİTEN YOK 3 SENİN ZİHNİYETİN GİBİ OLMAYAN BİR DÖNEMDİ OSMANLI DÖNEMİ ; 700 YILLIK BİR DÖNEMİ BATI BİLE YENİ YENİ ANLAYIP TEZLER HAZIRLARKEN , İLİMDE , KÜLTÜRDE , SOSYAL BARIŞDA , EĞİTİMDE , ADALETTE, VAKIF SİSTEMİNDE , SAĞLIK SİSTEMİNDE MUSİKİDE VE SANATDA ZİRVE OLAN BİR DÖNEMİ ANLAYAMAZSIN...KAPASİTE MESELESİ
04 Mart 2009 Çarşamba 13:38

avrupadasüleyman cuval
1700 yillara kadar,milyonlarca kadi cadi diye yakilmis,yanlis mehzepte olan milyonlarca insan öldürülmüs,,almanyada 1618 de basliyan mehzepsavasinda 30 senede öldürülecek insan kalmayana kadar devam etmis,insanlar birbirini yemis,avrupada son aclik krizleri 150 sene evvel,irlandanin yarisi ölmüs,oktay eksi cahillin ta kendisi,avrupa tarihinden ne biliyorda konusuyor
04 Mart 2009 Çarşamba 13:38

Osmanlıbekir keskiner
Osmanlıyı sevmeyenin hem Türklüğünden hem de müslümanlığından şüphe ederim.İnsanoğlu ,ecdadını inkar ediyorsa ya o ecdadttan değildir ya da ona layık değildir.Aslında Ekşi gibiler,Ordudan çekinmeseler Atatürk'e de sövecekler.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:40

sus münasebetsizsiyah türk
sen hangi osmalı padişahını tanıyorsun.hüdavendigar desem yemek zannedersin.vahdettin desem ilkokul öğrencileri gibi papağanvari duyduklarını konuşursun.herkes bildiği kadzar konuşur desem beni yalanlayacaksın.yıllardır konuşuyorsun.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:42

hazmedememek yatıyor olmasın-6alp-perss
içinde onlarca ondan fazla milletin yaşadığı ve hepsinin devletlerine canı gönülden bağlı olduklarını,hiçbir şikayetleri olmadığını,haktan adaletten ayrılmadıkların,inanmayanlar dahi saygı gösterdiklerini,başka dine mensupların dini ihtiyaçları ve ibadetleri içinCAMİ İLE KİLİSEYİ YANYANA YAPTIRMASINI,her dilde konuşılabildiğini,herkesin rahatlıkla menşeini söyleyebilmekten gurur duyduğu ama osmanlılı olmaktan da hiiiç bir sıkıntılarının olmadığını ....
04 Mart 2009 Çarşamba 13:42

HAİN61
ALAHTAN KORKMASAM KULDAN UTANMASAM BU YAZIYI YAZANI PARÇALARIM
04 Mart 2009 Çarşamba 13:43

osmanlıyı dünya anladı siz anlamadınızalparslan
senin savunduğun yandaşların halka etmediğini bırakmadı yıllardır bu zengin topraklarımızda fakir perişan yaşıyoruz osmanlı döneminde sadaka verecek insan bulamıyorlarmış yediniz bitirdiniz bu ülkeyi osmanlıyıda içten çökerttiniz herkes her şeyi biliyor ama senin zihniyetin belli bu ülkede insanlar cumhuriyetle tanıştı ama hiç cumhur olamadı neden sizlerin yüzünden
04 Mart 2009 Çarşamba 13:45

İSLAM ve İNSANLIKBirgül Diken
SELAMÜN ALEYKÜM.VATANI VATAN YAPAN UĞRUNDA DÖKÜLEN KANDIR,O KANDA DÖKEN İNSANDIR VE İNSANDA İMAN VARSA ALLAH VE RASÜLÜNDEN YARDIM ALIR.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:46

hazmedememek yatıyor olmasın-7alp-perss
...bunları her milletin anlamış olmasını ANLAMAK OLMASIN BU HAZIMSIZLIĞIN ALTINDA.sahi şimdi ülkenin yarısını bulan kütrlere dahi yaşama hakkı tanımayıp onları jitemlerle susturmak istenmesi ŞİMDİKİ BÜYÜKLÜĞÜN NE KADAR KÜÇÜK OLDUĞUNU GÖSTERMEZ Mİ?3-5 DİLDEN KORKAN SİZLER DEĞİL MİSİNİZ.ÜLKEMİN ÇEVRESİNDEKİLERİ HEP DÜŞMAN İLAN EDEREK TÜRKİYEYİ MİLLİYETÇİLİKLE YALNIZLAŞTIRAN KLOZET KAFALARIN İŞİ DEĞİL Mİ?ARABIN BUNU ANLAMASININ KISKANÇLIĞINDAN OLMASIN SİZİN HAZIMSIZLIĞINIZ...
04 Mart 2009 Çarşamba 13:47

EVETADNAN
ASİL OLMAYAN ASİL OLANLARA LAFATMASI GÜLÜNECEK BİR OLAY.EKŞİ OSMANLININ UFKUNA BİLE YETİŞEMEZ.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:48

tarihi bilmiyosan öğretelimfatih
oktay ekşi ergenekoncuları savunuyor ergenekoncular yıllardır vatanımıza ne verdiler ne götürdüler neden kaleminin arkasına gizleniyor osmanlı dönemindeki huzur 600 yılın sonlarında bunun gibi sinsi zihniyetlerin yüszünden içten bölünmeyle deyiştirildi ve osmanlı her alanda kendi yağıyla kavruldu tarihi çarpıtmayın herkes doğruları biliyor sora seni kim yazar yaptı yazarlık tipi yok sende
04 Mart 2009 Çarşamba 13:48

Ekşi adamArdıç
Oktay sen hakikaten ekşi adamsın. Senin olduğun yerde tat kalmıyor, ekşiyor.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:48

jjjjjjggggg
bu hürriyetçiler artık kendilerini kaybetti...
04 Mart 2009 Çarşamba 13:49

İngilizKaan Türkoğlu
Osmanlıyı hem içerden ( yahudi-sabateay-mason) hem de dışarıdan İngilizlerle anlaşarak yıkıp yerine ne idüğü belirsiz bir yapı kuranlar meydanı böyle ...bırakdılar...AYAĞA Bİ KALKABİLİRSE BU MİLLET...
04 Mart 2009 Çarşamba 13:52

masonmemduh ay
masonlardan başka ne beklenir ki...patron yalakası kartel medyası
04 Mart 2009 Çarşamba 13:52

hazımsız ırksızlarbeyazıt
bu vatan için canını dişine takanlara laf atman seni ebedi cehenneme sürükleyecek ahirette neye uğrayacağını inşallah ALLAH bizlere gösterir osmanlı gittiyi yerde sevgi barış insanlık huzur bıraktı siz ne bıraktınız ergenekondan başka soyguncuları övmekten başka çıkarcıları yazmaktan başka
04 Mart 2009 Çarşamba 13:53

Ekşi ifadelerSallamak bedava
osmanlı sultanları 3 kıtayı yönetecek kapasitede idi. ya sen ekşi bey kaç köyü yönetebilirsin? sen kim sin ki o şahsiyetleri yargılıyorsun
04 Mart 2009 Çarşamba 13:53

ateh.ali
60 yaşından sonra insanlarda beyin yeteri kadar işlev görmediği için bunama belirtileri başlar, unutkanlık en belirgin örneğidir.allah kimsenin aklını başından alıpda EKŞİ'dmesin inşallah.
04 Mart 2009 Çarşamba 13:55

osmanlı ELAZIĞLI
siz bakmayın onun adının oktay olduğuna iyice derine inereniz onun ne mal olduğunu cümle alem bilir. aslında fazla derine inmeyede gerek yok osmanlıya dil uzatan her kim olursa olsun onun türklüğünden müslümanlığından şüphe ederim
04 Mart 2009 Çarşamba 13:56

KARLMAKSCILARORHAN GAZİ
osmanlı ASIRLARDIR ZALİMLERLE SAVAŞTI ALLAHIN MÜJDELEDİYİ IRKA SEN NASIL DİL UZATIRSIN DÜNYAYI DEYİŞTİREN YÖN VEREN OSMANLI DEYİLMİ ESKİ ÇAĞI KAPATIP YENİ ÇAĞI AÇANLAR DEYİLMİ DÜNYA İNSANLARI EN ÇOK HANGİ TARİHİ OKUYOR OSMANLIYI HERALDE SİZİN GİBİ KARLMAKSI DEYİL
04 Mart 2009 Çarşamba 13:57

180ahmet yılmaz
Sayın Ekşi başbakanımızdan olsa olsa Damat Ferit olur.O konuda hemfikiriz.Ama seçilmiş olan Osmanoğulları ailesine yaptığınız hakaretler sizi onların düştüğü durumdan daha beter duruma düşürür.BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ?
04 Mart 2009 Çarşamba 13:59

BİZANSLIDOST
EKŞİYEDE SON BİZANSLI DERİZ. OLUR BİTER ÇÜNKÜ DÜNYAYA HÜKMETTMİŞ OSMANLIYA DİL UZTAN ANCAK BİZANSLIDIR.
04 Mart 2009 Çarşamba 14:00

----Kaan Türkoğlu
...Yeniden büyük bir OSMANLI'yı kim ister ki? NARKOS'dan bu millet yeni (!) uyanıyor. Uyandığında görecekler ki EL gitmiş AYAK gitmiş BAŞ gitmiş. Eyvah ki ne eyvah...
04 Mart 2009 Çarşamba 14:10

BUGÜNE KADAR!!hakan
BU GÜNE KADAR KENDİLERİNİ GİZLİYORDULAR AMA ARTIK KILIÇLAR ÇEKİLDİ HERKEZ SAFINI ALMAYA BAŞLADI.
04 Mart 2009 Çarşamba 14:15

OsmanlıdakiKambaşıoğlu
Ceddimiz 3 Kıta'ya hükmetmiş,Zalimlerin korkulu rüyası haline gelmiş,ancak haktan,adaletten,hukuktan ayrılmamış, zalimin hasmı olmuş ancak sevmiş mazlumu. Ve tabiiki her Saltanatta olduğu gibi zevke,sefaya düşkünler olmuş ve sonunda Besleme,Batı'nın piyonu,birilerinin maşası İttihat ve Terakkiciler tarafından silkelene silkene uzun yıllarda parça parça edilmiş,dilim dlim doğranmış.Tıpkı günümüzdeki Torunlarının yapmaya çalıştığı gibi.Ancak ..'lerin torunlarına Osmanlı Torunları ENGEL olacak
04 Mart 2009 Çarşamba 14:17

KIZMAYIN CANIMAbdullah AKSOY
Abdulhamidden filistini satın almak için gelen yahudi, aynı adam tahtdan indirilişini Abdulhamide bildiren heyetteydi. Yani ülke karbonilerle doluydu.ve onların çocukları yeni kurulan cumhuriyetin ders kitaplarında bile ona kızılsultan yazdırdılar.ve hala faaldırlar. Ergenekon türü yapılanmalarla jitem türü ölüm ekipleriyle bu milleti mahvettiler. avukatlığını yaapacak yazar ekibi hiç eksik olmadı ki. varsın desin bizden değil aama bizim içimizdeki ihanet odaklarının uşağı. ne ilk ne de son
04 Mart 2009 Çarşamba 14:18

KORKUNUN AYAK SESLERİAHMET HAMDİ
osmanlıya, müslüman türke hainlik yapıp saltanatı ele geçirenlerin torunları korkuyor.. korkuyorlar genç osmanlıdan , zira suçlular, vicdanları hep acabalarla dolu, en ufak ses uykularını kaçırıyor, osmanlının torunlarının intikamından korkuyorlar .ama vakit gelmekte .. 30 küsür yıldır bu memlekette yetiştirilen bir nesil var isimleri osman orhan Murfatih süleyman abdulhamit yavuz olan. Kimi savcı kimi polis kimi asker kimi doktor kimi öğretmen .. geceleri hiç uyuyamıyor hainlerin dölleri
04 Mart 2009 Çarşamba 14:20

OKTAY EKŞİMEHMETCİK
Oktay ekşi Sen Osmanlının tırnagı olamazsın senin korudugun ingiliz sparişi düzende olamaz.senin gibi siyonistler ne hakla Atalarımıza laf atıyorsunuz. Allah belanızı bir gün vereck inşallah tüm türk halkı azınlık kemalist esaretinden kurtuldugu an sizler atalarınızın yurdu israile gideceksiniz
04 Mart 2009 Çarşamba 14:21

..........YÖRÜK
Ülkemin her tarafında yeni yeni bitmeler çıktı... Osmanlıya küfrederken onlar, bizlerin sesi tıktı... Wampir gibi kan emen bunlardan, nesil de bıktı... Size lâyık bir nesil olamadık gözüm Osmanlı.
04 Mart 2009 Çarşamba 14:25

sağolbörteçine
sen sadece osmanlı mimari alanlarını gezdin ve sanırım sadece okuduğun okullarda hocan sana osmanlının yükseliş dönemini anlattı ilerisi hakkında zerre kadar ayrıntılı bir bilgin olduğunu düşünmüyorum.ama yine de sağol ya sizin gibi terbiyesizler sayesinde aslında belkide unuttuğumuz tarihimizi yine hatırlıyor ve daha bi sıkı sarılıp daha çok sahipleniyoruz.
04 Mart 2009 Çarşamba 14:26

MASONCUK EKŞİ..ali yaşar....
YA ARKADAŞLAR KIZMAYIN BU ZAVVALIYA..YILLARCA BİZLERİ KANDIRDILAR..OSMANLIYI KÖTÜLEDİLER..NEDEN YENİ KURULAN CUMHURİYET YAŞASIN DİYE..AMA BU MASONCUKLAR..NE HİKMETSE DEVLETİ ELLERİNE GECİRDİLER..VE BİZLERİ CUMHURİYET DÜŞMANI İLAN ETTİLER..CÜNKÜ BASIN ELLERİNDE ELİT TABAKA ELLERİNDE.HER ŞEY ELLERİNDE VE VERMEKDE İSTEMİYORLAR..ŞÜ ANDAKİ KAVGA NEYİN KAVGASI BU DEVLETİ SİZE VERMEYİZ KAVGASI..HİÇ DURUB DURUKEN BAKIYORSUN BIR PARTIYE KAPATMA DAVASI ACILMIŞ..
04 Mart 2009 Çarşamba 14:29

TÜRK OĞLUTÜRK
BU ADAMIN AKLI BAŞINDAN GİTMİŞ. ONUN AKLINI BAŞINA GETİRMEK İÇİN OKKALI Bİ OSMALI TOKATI ATMAK LAZIMMM...
04 Mart 2009 Çarşamba 14:29


BİR BÜYÜĞÜM...DOĞRUCU DAVUT
Bana demiştiki; "OSMANLI YI KÖTÜ GÖSTEReN, KARALAYAN BİRİ İLE KARŞILAŞIRSAN O NUN SOYUNU ARAŞTIR. MUTLAKA BİR BOZUKLUK ÇIKACAKTIR." Evet bu güne kadar hiç yanılmadı O büyüğüm. Her kim koca OSMANLIYA laf ediyorsa, bakıyorumda ya mason ya kökeni ermeni yada birileri tarafından satın alınmış kişiler. Ama çok şükür Biz torunları olarak bu zavallı konuşmalara tevvessül etmiyoruz. Hemde yalan yanlış okutulmuş yüzlerce kitaplara, tüm uğraşılara rağmen. Yani kısacası onlar konuşuyor kervan yürüyor.
04 Mart 2009 Çarşamba 14:34

Ha ordanEkşi Ekşi
Şimdi ekşimiş suratlı ekşi adam benim devlet-i ebed müddet Osmanlıma dil uzattı da Osmanlıya bir şey mi oldu...Hava kararır......... kervan yürür. Gerisi tirişka. Kim takar artık defolu ve son kullanma tarihi geçmiş bu elemanları.... Yürüyün deyinki karanlık baron babalarınıza "biz eskiden osmanlıya söverdik, mirasçılarını da döverdik." Bugün hiç bir şey yapamıyoz" Niye işiniz bitti diye...

04 Mart 2009 Çarşamba 14:35
Sarı saçlı mavi gözlümKaan Türkoğlu
Sarı saçlı mavi gözlüm kutar bizi bu OSMANLI hayranı gerici-yobazlardan. Sana laik olamadık. Osmanlya küfredenin kanı bozuk ama İNGİLİZ SOYSUZU ile birlikte yıkana ne demeli? YASSSAK HA...
04 Mart 2009 Çarşamba 14:39

OSMANLIMEHMETCİK
Osmanlı son dönemlerde Başka devletlerin Boyundurugu altında hareket etmemiştir.hiç bir şerefli osmanlı padişahı isteyerek bunu yapmadı. gerçek şuki: İsrailde bir yahudi devleti kurmak isteyen yahudiler Sultan Abdulhamitten Red cevabı alınca Derhal harekete geçip.İttihadi terakki örgütünü kurdurtular.Enver M.kemal,İnönü vs bu subayların hepside bu örgütün mensuplarıydılar hatta içlerinde yahudi Emanaul karasu ve mizrahi yahudiside vardı. darbe yapıp osmanlıyı etkisiz hale soktular iktidarda itti
04 Mart 2009 Çarşamba 14:40

yazık hürriyetecahit
böyle üç kuruşluk yüzsüz adamların yazısını hürriyet yayınladı ya hemde atalarımıza saygısızlık ederek, artık ben bu gazeteyi okumam.sadece üstünde tırnağımı keserim. acaba onudamı yapmasam. en iyisi elimi sürmeyeyim ben bu gazeteye.
04 Mart 2009 Çarşamba 14:41

ekşimişrasid ziya
her şey birşeydir , tezekte birşeydir ama sayın ekşi cehalet hiç birşeydir...sen türk soyunuda devletini de bilmezsin.çünkü kimlikte türk olmak yetmiyor bir de türk gibi hissetmek lazım.seni kınamıyorum bile.ne de olsa ekşimişsin.
04 Mart 2009 Çarşamba 14:44

EKŞİMİŞŞŞŞŞŞŞŞŞ CEDDİMİN İSMİNİ AĞZINA ALMAsalih
SEN CEDDİMİZİN İSMİNİ AĞZINA ALMAAAAAA, SEN BİM OLUYORSUN EKŞİMİİİİİİŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ
04 Mart 2009 Çarşamba 14:45

bozuk medyaneco
başbakan diyor ya bu medya ya destek vermeyin atalarına söven gazetelere para verenlere sesleniyorum bu beş para etmezlerin gazeteleri de beş para etmez lütfen almayalım alanlara da bu yazıları hatırlatalım ha dedelerine küfredilmesinden gocunmayanlar varsa onu bilmem
04 Mart 2009 Çarşamba 14:49

Boşverkemal
Zaten ekşimiş önemli değil.
04 Mart 2009 Çarşamba 14:51

OSMANLI TORUNU BUNLARI SÖYLEMEZMURAT AYYILDIZ
SİZ KİMİN TORUNUSUNUZ SAYIN EKŞİ. HANGİ YAHUDİNİN, HANGİ SABATAYCININ, HANGİ ERMENİNİN, HANGİ RUSUN, HANGİ PAPAZIN TORUNUSUN SAYIN EKŞİ. BEN ZATEN SENİN OSMANLI İLE BİR BAĞIN OLMADIĞINI BİLİYORDUM AMA ŞİMDİ GERÇEK ASLINI, CEDDİNİ MERAK ETTİM. SEN KİMİN TORUNUSUN GARDAŞ
04 Mart 2009 Çarşamba 14:54

OSMANLI TOKADIHüseyin
Sen ekşimiş efendi osmanlı tokadı yemedin herhalde.Belkide o pankartı oraya siz astınız böyle bir gündem olsun diye atasına söven bizden değildir.EKŞİİİİİİİİİİİİİİİİİ!!!!!!!!?????
04 Mart 2009 Çarşamba 14:57

YAŞASIN ŞERİATALPERENN
BU ADAMLARI SERİAT GELSE DE YOK ETSEK BASKA BIRSEY ISTEMIYORUM
04 Mart 2009 Çarşamba 14:59

MERAKLILARA....Kaan Türkoğlu
OKTAY EKŞİ logosu "Türkiye Türklerindir" diyen ve sahibi yahudi olan bir gazetede çalışan RUM asıllı bir karadenizlidir...SESİM GELİYOR MU????
04 Mart 2009 Çarşamba 15:02

Yemek yediğin kaba tükürme!!Cumhur Kıvrak
Her ne kadar Kurtuluş savaşı ile yeni bir devlet kurulmuşsa da,bu topraklar Osmanlı'dan kalma.Hiç olmazsa bu kadarına saygı göster.Daha ileri gitmemeyim,editörü de zora sokmayayım.
04 Mart 2009 Çarşamba 15:07

oktay kendine gelsinan
senin yaptını ermeni yapmaz sen kimsin
04 Mart 2009 Çarşamba 15:08

Biz osmanlı torunuyuzKaNtArCi
siz kimin torunusunuz açıklarmısınız.
04 Mart 2009 Çarşamba 15:10

AH OSMANLI OLACAKTI DA GÖRECEKTİNOSMANLI TORUNU
EŞKİMİSİN EKŞİMİSİN BİLEMEM AMA ZORUNA GİTMESİN KARDEŞ BU ADAMLAR DÜNYAYA 700 YÜZYIL HÜKMETTİLER VE SENİN DESTEK ALDIĞIN O YABANCILAR GİBİ DEĞİL ADALETLE YÖNETTİLER.OSMANLININ ADALETİNE HERKESİN İHTİYAÇ DUYDUĞUNU GÖRMENİZ NİYE ZORUNUZA GİDİYOR.SEVİYORUZ KARDEŞİM SONUNA KADAR OSMANLI VARMI BİR DİYECEĞİNİZ.SEN VE SENİN GİBİ JÖNTÜRK BOZUNTULARINA PABUÇ MU BIRAKACAĞIZ.KİMSİNİZ, KAÇ KİŞİSİNİZ, NE KADAR EDERSİNİZ.FİYATINIZI SÖYLEYİN.ARTIK BU ÜLKEDE ÖTTÜRDÜĞÜNÜZ BORUNUN SESİNİ KİMSE DUYMUYOR ÇOK ŞÜKÜR.
04 Mart 2009 Çarşamba 15:10

son osmanlıurfalı
osmanlı zihniyeti devam etseydi ülkemde ne sağ sol ne alevi sunni nede türk kürt sorunu olurdu.ne kadar mutlu olurdu anadolu halkları.Osmanlı Cumhuriyeti.
04 Mart 2009 Çarşamba 15:13

YAHU BİZ ENAYİMİYİZMEHMETCİK
Kaan Türkoğlu gerçekleri yazmış kutlarım.1- Hürriyet milliyetin Önceki Sahibi Yahudi asıllı simaviler idi şimdi ise mason aydın pardon karanlık. yani gazetede Alay edergibi ve biz türkleri keriz yerine koyarak Türkiye türklerindir yazıyor ama sahipleri ve çalışanlarının çogu türk degil.2-Bilmem ne ingiliz lordu M. kemali çok övmüş.3-Amarikan Dolarında Biz Tanrıya inanıyoruz yazıyor ve başkanlar görevi papaz vaftiziyle incil yeminiyle alıyorlar Bize gelince Dogru yoldasınız Sakın ha Laiklikten va
04 Mart 2009 Çarşamba 15:13

muhaliflikisa
sırf akp ye muhalifsin diye koskoca osmanlı imparatorluğuna laf söylüyorsun.yuh senin gibi gazetecilere yuh senin gibi aydınlara.sen tarihçimisin kardeşim veya sanat tarihçimisin,ne kadar uzmansın bu konularda da osmanlı şöyle osmanlı böyle.bizim için atatürk neyse fatih odur.Bu ülke insanları sizin gibi hasbel kader gazetelerde köşe yazarı olmuş insanlar aydın! olarak görüp sözüne itibar ediyor ya,yanarım da ona yanarım
04 Mart 2009 Çarşamba 15:15

ceddine söven .mehmet emin
oktay ekşi bey bu yazısıyla birçok kişinin buna hürriyet okurlarıda dahil yüzünü ekşitmiştir.bu sözleri söylemeden önce balkanlar bir gezi yapsın,ayrıca kuleli maskeri lisesi haydarpaşa lisesi iü merkez binası ve satırlara sığmayacak nice sanat değeri yüksek yapı, kitap, gravür, porselen(yıdız poselen)gibi.dünyanın gelişmiş devletlerine baktığımızda sembolikte olsa kral ve kraliçeler görmekteyizbu geçmişe saygıdır hatalar olmuştur bu tarihi lanetlemeyi gerektirmez. saygılarımla.
04 Mart 2009 Çarşamba 15:16

MehmetçikKaan Türkoğlu
"KEK" olmasaydık bu durumlara düşer miydik? Bizden MEHMETÇİK olur. Bir gün silahların namluları umarım hedef değil yön şaşırır...
04 Mart 2009 Çarşamba 15:21

sen varyaYOZGAT66
OSMANLIYA kurban ol e kafasiz birde gazeteciymis masonlar sizi
04 Mart 2009 Çarşamba 15:21

BAKINNR
ARAŞTIRIN BU ADAM OSMANLI TORUNU DEĞİLDİR.ÖYLEYSE ÜÇÜNCÜ KİŞİLER EĞER BİZİM ATALARIMIZA KÜFREDİYORSA İŞ BAŞKADIR.HAVLAMA GİDİR.VE ALLAHA HAVALE EDERİM.
04 Mart 2009 Çarşamba 15:24

700 YILLIK TARİHİMİZİ ÖĞRENELİMVATANDAŞ
TARİHİNİ BİLMEYENLER TARİHTE NE OLDUKLARINA TARİH ŞAHİTTİR.SN. EKŞİ OSMANLI TARİHİNİ DÜNYADA ARAŞTIRMAYAN YOK ÜNİNERSİTELERDE KÜRSİLER KURULUYOR NEDEN? FANTAZİ YAPMAK İÇİN Mİ? LÜTFEN SEVMEYEBİLİRSİNİZ AMA SAYGILI OLMAK ZORUNDASINZ.GHANİ SİZ ÇAĞDAŞLARA BU SÖYLEMLER HİÇ YAKIŞMIYOR...BİZDEN HATIRLATMASI(GÖBEĞİNİ KAŞIYAN ADAMLARDAN).
04 Mart 2009 Çarşamba 15:24

Eğitilmiş Cahil1Togay
tÜRKİYE'NİN OKUR KİTLESİNİN NE KADAR BAĞNAZ VE CAHİL OLDUĞUNU oKTAY ekşi göstermiştir. Neden mi? bir kere bu adam yıllardır büyük(!) bir gazetede baş yazardır. Baş yazar mı,"baş bozar" mı belli değil ama, o payeyi kullanıyor. Neden o sıfatı taşıyor okuyucu onu okuyarak besliyor. Besliyor ki devam ediyor. Bu kadar cahil ve vicdandan şoksun bir kişi bir gazetenin baş yazarı olabilir mi? normal şartlarda olmaması gerekir. Ama, devam ediyor neden mi? okuyucu cehaletinden okuyarak besliyor da ondan..
04 Mart 2009 Çarşamba 15:24

Eğitilmiş Cahil2Togay
...Osmanlı Padişahlarına dil uzatmış, güya Tayyip Erdooğanı padişaha benzettiklerinden. Şunu demek istiyor. Padişahlar kötü idi, cahil idi, dolayısı ile, sizin "övünerek" benzettiğiniz padişahlara benzettiğiniz T.Erdoğan da cahil'dir demek istiyor. Biz buna yuh deriz. Bir kere hiç bir devlet,ki, bu devlet batılıların "imparatorluk" dediği bir devlettir,623 sene cahil ve işi bilmezlerin elinde yaşayamazdı. Evet o padişahlar olmasaydı M. Sinan olmazdı. Neden mi o ulu mimarı destekleyen ,..
04 Mart 2009 Çarşamba 15:28

içini dök oktay beyvladiMIR
böyle daha çok yazılar bekliyoruz sizden oktay bey.millet gerçek yüzünüzü görsün.birbirimizi kandırmayalım.osmanlının kuruluş felsefesini biliyorsunuzdur.bernard levis'in kitabında bahsettiği konu.işte siz ona düşmansınız.dökün içinizi de millet tanısın sizin gibi türk milliyetçilerini...
04 Mart 2009 Çarşamba 15:32

Eğitilmiş Cahil3Togay
... değer veren yine o padişahlardı. Bu adam hiç mi bir kitap okumadı. Bari Emin Oktay'ı bırak da yabancı yazarları da mı okumadın.A zavallım ,bugün ABD'de sadece Osmanlı Enderun'unu inceleyen 500 den fazla kitap yazılmıştır. Yani bu müsseseleri kuran yönetim, kimdir bunu sordun mu kendine. Evet, Osmanlı "kötüdür"(!) neden mi? senin gibi kılıç artıklarına çok fazla paye vermiştir. Osmanlı'nın merhameti ve vicdanı olmasa idi ,bugünsiz o fildişinden "in"lerinizde salyalarınızı akıtamazdınız..
04 Mart 2009 Çarşamba 15:32

----Ramazan KARA
BU ADAM KİM? O KADAR YAŞ YAŞAMIŞ SÖZDE GAZETECİ, SÖZDE KONSEYİN DE BAŞKANI, BUNUN GİBİ BİRİNİN BAŞKANLIĞINDAKİ BASIN... VAY VAY TÜRKİYEMİN HALİNE!!! BAŞIMIZDA BÖYLE MİKROPLAR OLURSA BİZİM HASTALIKLAR ZOR GEÇER... AÇ OKU LANN BİLMİYOSAN BİZİMKİLERİ DEĞİL YABANCILARI OKU MİKROP... SENİ OKUYUP SANA İNANAN ZAVALLILARIN KANINA GİRME... ZATEN BEN DE OSMANLI YA KIZIYORUM ÖYLE DEVLETİN SONUNDA SENİN GİBİ ....LER NASIL DÜNYA

Taha Kıvanç/Yenişafak
Halinin tasviridir..

Son baktığımda bir yasak eylemi veya suçu övmenin de suç olduğu Türk Ceza Kanunu'nda varlığını sürdürüyordu. Yakın geçmişte bu maddelerin işletilerek gazetecilere ceza verildiğini hatırlıyorum. Bunda şaşılacak bir yön de yok; sonuçta 'suç' diye bir kavram varsa sadece suçu işlediği düşünülen değil, o suçu öven de yanlış bir iş yapmış olur.

Bu durumda, bir gazetenin başyazarının, 'suçlanan' kişilerle kendisini aynı kaba koymasını ve başkalarını da "Hepsi böyledir" diye 'ihbar' etmesini ne yapacağız? Basın Konseyi'ne mi şikâyet edelim?

Tahmin ettiğiniz üzere, kendisini 'suçlanan' kişilerle aynı kaba yerleştiren ve başkalarını da 'suçlayan' kişi, Hürriyet gazetesinin başyazarı Oktay Ekşi... 'Halimizin tasviridir' başlıklı yazısında dediği şu: "Bu satırların yazarı -aynen Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin tüm mensupları gibi- kendisini 'ulusalcı' sayar. Hani şu haklarında tutuklama kararı verilen 102 komutan var ya... Aynen onlar gibi."

Alın burdan yakın...

Kendisini hemen yanı başlarına yerleştirdikleri, mahkemece haklarında tutuklama kararı çıkmış kişiler... Avukatlarının tutukluluk kararının kaldırılması veya redd-i hakim için kapısını çaldığı mahkemeler, başvurularını reddetti. Haklarındaki ayrıntılı iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. Elbette bunlar 'suçlu' olduklarını göstermez, yargılama sürecinin sonunu beklemek gerekir; ancak ithamın 'ciddi' olduğunu düşündürmeye yeter de artar bile.

Bir gazetecinin ciddi ve vahim bir 'kalkışma' iddiasıyla yargılanan kişilere bakarak "Ben de onlar gibiyim" demesi hangi aklın eseridir?

Geçmişte bune benzer ithamları kendiliğinden üstlenen meslek mensupları olmuştu. 27 Mayıs (1960) sonrasında, bir gazeteci, anılarına 'İhtilâlciler Arasında Bir Gazeteci' başlığını koymuştu. Bir başkası 'Yassıada'dan Geliyorum' başlığı altında demokratik yoldan seçilip ihtilâlle devrilmiş bir siyasi kadroyu rezil etme derdindeydi.

Demek şimdi de, siyasi bağnazlık, darbe girişiminde bulunmak suçuna muhatap insanlarla kesiştirmiş oluyor 'gazeteci' kimlikli kişinin yolunu...

O yollar ilk defa kesişmiyor. Oktay Ekşi 27 Mayıs sabahına 'gazeteci' kimliğiyle uyananlardandı. İhtilâlciler tarafından çıkartılan bir günlük gazetenin haber müdürlüğünü yaptı. İhtilâlciler tarafından oluşturulan Kurucu Meclis üyeliğinde bulundu. İhtilâl sonrasında Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği'nde 'mahalli kâtipliğe' atandı.

Hayli girift bir yol onunki.

Yukarıda alıntıladığım cümlesinin de içinde yer aldığı yazıya itirazlar geldi. Star'dan Mehmet Altan sözgelimi, Oktay Ekşi için 'Okuduğunu anlamayan bir gariban' başlıklı bir yazı yazdı. Mehmet Altan başyazarın okuduğunu anlamadığı kanaatindeydi.

Anlayış özürlüsü olduğuna dair bildiği vak'alarını sıralamış Hürriyet başyazarının Mehmet Altan. Birinde, hükümetin çıkarmak istediği '657 sayılı Devlet Memurları Kanun Tasarısı' önüne geldiğinde "Başörtüsünü devlet dairelerinde serbest bırakacaklar" itirazında bulunmuş, ertesi gün "Yanlış anlamışım" anlamına gelen bir özürle olayı kapatmıştı.

Mehmet Altan, "Ama asıl işin vahameti anladığını sanması" diye yazmış...

Keşke babasına sorsaydı, ondan Oktay Ekşi'nin bayağı gençken de anlama sorunu olduğunu öğrenebilirdi.

En iyisi ben anlatayım. Daha doğrusu Oktay Ekşi'nin Samanyolu-TV'den Halit Esendir'e yaptığı konuya ilişkin itirafı, sizlere 'Okuduğunu da anlamıyor, dinlediğini de...' başlıklı eski bir Kulis'ten aktarayım.

"Yıl 1952. Oktay Ekşi o sırada Dünya gazetesine Ankara'dan katkıda bulunuyor. Gazetenin temsilcisi Çetin Altan, genç muhabire, 'Bugün Meclis'te Fuat Köprülü ve arkadaşlarının anayasa dilinin Osmanlıca'ya dönüştürülmesine ilişkin yasa önerisi görüşülecek, izleyip yazar mısın?' diye soruyor.

Büyük hatiplerimizden Hamdullah Suphi Tanrıöver var kürsüde... 'Herkes gibi ben de Tanrıöver'i hayranlıkla izliyordum' diye anlatıyor Oktay Ekşi. Konuşma çok uzunmuş ve sonunda söylediklerinden, 'Bence anayasanın dilinin arı Türkçe olarak korunması doğru olur' anlamını çıkarmış...

Haberi gazeteye geçerlerken, Çetin Altan birkaç kez, 'Emin misin, gerçekten arı dili mi savundu?' uyarısında bulunmuş; her seferinde 'Ben oradaydım, elbette arı dili savundu' cevabını almış...

Sonrasını Hürriyet başyazarının anlatımından aktarayım: Çetin Altan: 'Oktay bugünkü Zafer'i okudun mu?' // Oktay Ekşi: 'Gördüm, ama neden sordunuz?' // ÇA: 'Orada Hamdullah Suphi'nin Meclis konuşmasının metni var'// OE: 'Çetin ağabey, biz de geniş şekilde dün akşam onu verdik.' // ÇA: 'Tamam; ama Zafer'deki tutanak metni Hamdullah Suphi'nin arı Türkçe'yi değil Osmanlıca'yı savunduğunu gösteriyor...'

Bir keresinde de Kipriyanu'yla görüşmüş, 'Klerides'le görüştüm' diye haber yapmış Oktay Ekşi..."

Hürriyet'e başyazar olmak özel kabiliyet gerektirir.
Yeni Şafak

Murat Bardakçı
mbardakci@htgazete.com.tr
Konsey, Konsül, Başkonsül
01 Kasım 2010

Hürriyet’in başyazarı Oktay Ekşi istifa etti.
Etti ama, ardından hiç kimse “Oktay Bey iyi gazeteciydi, kıymetli bir meslek büyüğüydü, hoş insandı, çok severdik” gibisinden sözler söylemedi. Üstelik, “Sen hepimize lâzımsın, gitme, kal, bizi bırakma!” şeklinde nezaketen de olsa alışılmış birkaç kelime sarfeden tek bir kişi bile çıkmadı.
Bunun neden böyle olduğu, bizzat Oktay Bey tarafından düşünülmesi gereken bir konudur ve derinlemesine düşünmeye artık herhalde vakti olacaktır.
Oktay Ekşi‘nin gazetesinden ayrılmasından sonra, şimdi “Basın Konseyi’nin başkanlığını da bıraksın” diyorlar...
Hürriyet’in “sâbık” veyahut “sâkıt”, yani “düşürülmüş” başyazarının böyle bir iş yapmasına, yani Basın Konseyi’nin başkanlığından istifa etmesine gerek yoktur, zira “Basın Konseyi” hukuken mevcut değildir ve asla olmamıştır!
“Konsey” adını takınan bu nâmevcut grup bir eş-dost topluluğudur ve bunun böyle olduğu internetteki sitelerinde “Basın Konseyi, ...bir tüzel kişilik taşımaz” cümlesi ile kendileri tarafından da itiraf edilmiştir! Ama, “Konsey” gibi tantanalı bir ismin arkasına gizlendiği için, basın dışındaki çevrelerde maalesef ciddî bir meslekî kuruluş zannedilir.

HÂKİM AMCA OYUNU
Bu eş-dost grubu ne yapar bilir misiniz? “Doktorculuk” yahut “evcilik” misâli “hâkim amcacılık” oyunu oynar, o kadar! Hukuken vârolmamasına rağmen üye kaydeder ve hem bu kişileri, hem de kendisini yok sayan ve ciddîye almayan gazetecileri yargılamaya kalkar. “Filâncayı kınadık, falanca hakkındaki şikâyeti yersiz bulduk” yahut “Feşmekân gazeteyi uyardık” gibisinden tuhaf açıklamalar yapar, sonra bunları bazı gazetelerin iç sayfalarında rica minnet tek sütuna yayınlatır.
Bir zamanlar Tanıtma Fonu’ndan yani vergilerimizden para alıp “uluslararası bilmem ne toplantısı” adı altında saraylarda, şalelerde ve otellerde romantik akşam yemekleri de verirlerdi. Ama fonların başındakiler karşılarında hukukî bir yapının mevcut olmadığını geç de olsa farkedip muslukları kıstıkları için artık har vurup harman savuramıyorlar!
Bu “hakim amca” tulûatında “Yüksek Kurul” diye hayâlî makamlar, “seçilmiş” ve “okur temsilcisi” olduğu iddia edilen tiyatrocu hanımlar, isimlerini işitmediğiniz gazetecilik profesörleri, mütekaid valiler ve “Başkonsül”ün arkadaşı olan işadamları da vardır. Ama bütün bu kurullar, temsilcilikler vesaire sadece süsten ibarettir, zira mâlûm konsey son derece demokratik bir şekilde faaliyette bulunur ve senelerdir değişmeyen Başkonsül Hazretleri’nin kararı her şeyin üzerindedir. Başkonsül üstelik öylesine otoriterdir ki, vakti zamanında başyazarı olduğu gazetenin bu eş-dost grubu hakkında kendisi gibi düşünmeyip birkaç söz etmiş olan genç bir muhabirini bile gözünü kırpmadan kovdurtma basiretini göstermiştir!

TAZE ÇIKMIŞ KUKİLER
“Basın Konseyi” işte budur, yani birilerinin oyun ve de doyum vasıtasıdır! Dolayısı ile bir eş-dost grubunu muhatap alıp “Oktay Bey başyazarlığı bıraktı, Konsey’in başkanlığından da ayrılsın” demek, “hakim amcacılık” oyununa meraklı bu zevâtın kendilerini bir şey zannetmesine yol açar ki, hiç gereği yoktur, zira zaten yokturlar!
İstifa meselesinin benim merak ettiğim başka bir tarafı var:
Hürriyet’te son zamanlarda köşe yazılarının yayın öncesi sıkı bir denetimden geçirildiğini bilmeyen yok, hattâ bunun böyle olduğunu sağır sultan bile duydu...
Peki ama, makaleleri sayfaya girmeden kelime kelime okuyup muzır bulduğu yazıların sahiplerini arayarak “Olmamış, yeniden yaz” demekle görevli olan sansür danışmanı, Oktay Bey’i istifaya kadar götüren satırı nasıl atladı?
O sırada Anna Nebretko‘nun CD’sini dinleyip fırından taze çıkmış kukileri yemekle mi meşguldü acaba?
habertürk

İkna Odalarında ki Şok İsim!
TESEV'in Başörtü yasağı ve Ayrımcılık' raporunda, Oktay Ekşi'nin de, Nur Serter'in ikna odalarına girerek görüşme yaptığı iddiasına yer verildi. Ekşi'nin de olduğu sorguda kızlara '5. eş mi olacaksın?' diye hakaret edilmiş!

10 Kasm 2010
Anadolu Haber

CHP'li Nur Serter'in star'da yer alan röportajıyla yeniden gündeme gelen 28 Şubat döneminde İstanbul Üniversitesi'ndeki “İkna odası” tartışmasında ilginç bir iddiaya ortaya atıldı. TESEV'in “Başörtüsü Yasağı ve Ayrımcılık: Uzman Meslek Sahibi Başörtülü Kadınlar” raporunda yer alan ikna odası mağdurlarının anılarında eski Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi'ye ağır suçlamada bulundu. Seldanur adlı öğrencinin raporda yer alan ifadesinde o odada kendisini ikna etmek için bulunanlar arasında Ekşi'nin de olduğunu iddia etti.

EKŞİ: RAPOR BİR YAYINLANSIN
Seldanur'un anlattıkları raporda şu sözlerle yer aldı: “İşin acı tarafı bizim hemcinslerimizin bizi anlamamakta ısrar etmesi. Örneğin Necla Arat. Geldi işte ikna etmek için bizleri Oktay Ekşi ile birlikte. İkna etmek için uğraştılar uğraştılar edemediler. ‘Sen nereye gidiyorsun, dördüncünün beşincisi olmaya mı' diye sordular. Nur Serter de aynı şekilde. İlk başlarda, ‘ikna odalarının mimarı benim' diyordu. Bunlar bizim çocuklarımıza yarın öbür gün açıklayamayacağımız şeyler.” TESEV raporunda hakkındaki iddialarla ilgili telefonla aradığımız Oktay Ekşi “Raporu yayınlasınlar da ondan sonra konuşuruz” dedi.

Alemdaroğlu'na suç duyurusu
Adalet Platformu Başkanı Adem Çevik, Kemal Alemdaroğlu hakkında, İstanbul Üniversitesi Rektörü olduğu dönemde bazı öğrencileri ‘ikna odaları'nda başörtülerini çıkarmaları için baskıya maruz bıraktığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Çevik, Fatih Başsavcılığı'na sunduğu dilekçesinde, o dönemde, üniversitede öğrenci olan Hanife Gökdemir ile Nevin Öner Karakuş'ın başörtülerini açmaları için baskı gördüklerine dair beyanlarına da yer verdi.
Star

Hüsnü Mahalli/Akşam
Çimdik

Dünkü Akşam'ın birinci sayfasında iki başlık çok hoşuma gitti. Oktay Ekşi 'İki yazara kırgınım' demiş. Altta ise İsrail'in eski başbakanlarından Şaron ile ilgili haberde 'Çimdiği yedi gözünü açtı' başlığı kullanılmıştı.

Önce Şaron'a bakalım. Ocak 2006'dan bu yana bitkisel hayatta olan ve kısa bir süre önce televizyondaki maç anlatımlarına tepki verdiği söylenen Şaron'un şimdi de kendisiyle konuşulduğunda gözünü açtığı ve çimdiğe tepki verdiği söyleniyor. Anlaşılan çimdik İsrailli yöneticilerin ortak zaafı. Başta eski Cumhurbaşkanı Katsav olmak üzere İsrailli birçok yönetici çalıştırdıkları kadınlara çimdik atmış, bazıları da daha ileriye gitmiş. Arada bir Türkiye'yi tehdit etme alışkanlığına kapılan şimdiki Dışişleri Bakanı Lieberman ise Moldavya'dan İsrail'e göç etmeden önce fedai olarak çalıştığı barlarda kızları çimdiklerden korumak için para alıyordu.

Şaron'un ise çimdik'e tepki vermesi ise çok anlamlı. Çünkü Şaron yaşamı boyunca insanlığa karşı suç işlemiş sürekli Filistinlileri öldürmüş. Ben değil tüm dünya Şaron'u 'Kasap' lakabıyla tanır. Çünkü bu adam Eylül 1982'de Lübnan'ın Sabra ve Şatilla kamplarına adamlarını salarak 2000'den fazla Filistinli'yi kimsenin hayal edemeyeceği vahşette bir gecede öldürtmüştü.Bu insanlık dışı katliamlardan sonra o kamplara giren ilk gazetecilerden biri de bendim ve orada gördüklerimi yıllarca unutamadım. Orada ölenlerin ahı ile Şaron daha uzun süre çimdiklere tepki verecektir. Gelelim diğer çimdiğe. Kısa bir süre önce Hürriyet'ten ayrılmak zorunda kalan ya da kovulan Oktay Ekşi, arkadaşımız Şenay Yıldız'a konuşmuş ve kendisini eleştiren iki gazeteciye kızdığını söylemiş.

Hayret...

Şimdi sizlere Milliyet'te 21 Şubat 2006'da yani Şaron komaya girdikten bir ay sonra çıkan bir haberi olduğu gibi hem de yorumsuz olarak aktarıyorum: Basın Konseyi'nden Mahalli'ye sert tepki: ''Ne idüğü belirsiz zat.''

Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Hamas heyetinin Türkiye'ye yaptığı ziyarete ilişkin Türk basınında çıkan yazıları eleştiren Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli'ye sert tepki göstererek 'Türk basını, Türkiye çıkarlarını Hüsnü Mahalli isimli kişinin tavsiyelerinden öğrenme durumunda değildir' dedi. Ekşi, dünkü açıklamada şunları kaydetti: 'Türkiye'deki gazetelerde yazıları yayımlanan, böylece kendi ülkesi Suriye'de hayal bile edemeyeceği kadar geniş bir özgürlük ortamında görüşlerini ifade olanağı bulan bu ne idüğü belirsiz zata, ağzını açarken ve kalemini kullanırken terbiyeli olması gerektiğini birileri söylemelidir. Hüsnü Mahalli isimli zat, tek otoritenin tayin ettiği tek doğruyu savunan bir basın istiyorsa, Şam'a gitmesi iyi olur'.

Mahalli, bir seminerde şöyle konuşmuştu: ''Türk medyasında gösterilen bu tepki (Hamas lideri Meşal'in Ankara ziyaretine gösterilen tepki. H.M) İsrail medyasında bile yok. Batı'da hiç yok. Sanki Türkiye, Yahudi lobilerinin dediğini yapmak zorunda. O zaman teslim edelim, gidelim. İsrail gelsin bu ülkeyi yönetsin. Dünyada hiçbir ulusal basının kendi halkını bu kadar aşağıladığını, rencide ettiğini görmedim. Eleştirebilirsiniz ama bunu Yahudi lobilerinin ağzıyla yapamazsınız ''...

Hürriyet'ten kovulduğunda bu sözlerini Sayın Ekşi'ye hatırlatmak istemiştim ama onun düzeyine düşerim diye vazgeçtim. Ekşi 2006'da bu 'düzeysiz ' sözleri söylediğinde bile ona ben değil dönemin AKŞAM Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut yanıt vermişti.
Şimdi aradan 5 yıl geçti ve zaman kimin doğru kimin neyi, neden, nasıl ve kimin adına yazdığını çok güzel kanıtlıyor.

Ama anlaşılan Sayın Ekşi olup bitenlerden hiçbir ders almamış ve vicdan muhasebesi yapma cesaretini bile kendi kendine gösterememiştir. Anlaşılan Ahmet Hakan iyi çimdik atamamış! Umarım bana saldırmasına rağmen kendisini manşete taşıyan NET gazete AKŞAM'ın tavrı onu düşündürür.
Akşam

Oktay Ekşi, vekil adaylığı için CHP'ye başvuracak
14:15 - Basın Konseyi eski Başkanı ve Hürriyet gazetesi eski Başyazarı Oktay Ekşi, milletvekili seçimlerine İstanbul'dan katılacağını ve bu amaçla "aday" olmak için CHP'ye başvuracağını açıkladı. 11.03.2011 İSTANBUL netgazete
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cum Nis 24, 2009 9:10 pm    Mesaj konusu: Utanmazca yönlendirme değilse neydi Alıntıyla Cevap Gönder

Salih Tuna
Fikir fahişeliği sorunu değil

Değerli insan Oktay Ekşi dünkü yazısının başlığını “Dinin yarısı insaf” koymuş.

E'ee geri kalan yarısı da evlilikti zaten.

Bu durumda, insaf ile evliliği yan yana getirdin mi, dini bütün bir mümin oldun demektir.

Ayrıca “Güzele bakmak sevaptır” hükmü var ki, o da işin bonus kısmına giriyor galiba.

Oktay Bey'in din algısını teşrih masasına yatırırsak hepten rezillik elverecek, iyisi mi burada keselim.

Ama…

“Hürriyet gazetesinin başyazarına ne oldu da, aklınca dini referanslar dercetmeye başladı?..” diye de soralım.

Umre'ye gitmeyi kafaya koymuş da zihni hazırlık mı yapıyor yoksa?

Elbette değil.

Sayın Başbakan, Wall Street'e verdiği demeçte, astronomik vergi cezasına “çarptırılan” Aydın Doğan'ı, vergi kaçırdığı bahanesiyle enselenen Amerikalı ünlü gangster Al Capone'a benzetmiş ya, oraya takılmış işte.

Yani, Ruhat Mengi dahil mebzul miktarda Doğan Grubu yazarından farklı bir şey yapmamış.

Tek farkı, mevzua azıcık “din” karıştırmış.

Malum benzetmeyi yapmakla Başbakanın “insafsızlık” yaptığını belirtiyor. Bunu, “Dinin yarısı insaftır” başlığı altında dillendirmekle de, dininin yarısı gittiğini ihsas ediyor.

Son derece enteresan bir Oktay Ekşi insanıyla karşı karşıyayız.

Halbuki normal bir Oktay Ekşi insanı olsaydı…

Başbakan bizzat “dini” değil, “kumar haramdır” gibi herhangi bir “dinî” hükmü dillendirse bile, “Laik cumhuriyetin başbakanı dini hükümleri referans gösteremez…” diyerek velveleyi koparırdı.

Bu da, ondaki Allah vergisi laiklik hassasiyetinin tezahürü olurdu.

O ki…

Cumhurbaşkanının Bach yahut Beethoven yerine, Itri yahut Hacı Arif Bey dinleme ihtimalini, “Laiklik tehlikede…” şeklinde değerlendirebilecek kadar laikliğe duyarlı bir insandı, ondan bu beklenirdi.

Ne ki, bekleneni yapmadı; gitti, “dine - insafa” sığındı!

Demek ki, vergi cezası Doğan Grubu'nda müthiş bir travma oluşturmuş.

Eskisi gibi tehdit edecek mecalleri de yok.

Yaklaşık bir yıl önce, yolsuzluk yaptığını iddia ettikleri bir derneğin hizasına adını yazdıkları için isyan eden Başbakan'a, demediklerini bırakmamışlardı.

Mesela, Oktay Ekşi, eski kulağı kesiklerden olduğunu ifade edercesine, “Kendisinin Kasımpaşa sokaklarında çember çevirdiği tarihlerde biz bu kavgaların içindeydik…” diyerek Başbakan'a efelenmişti.

Şimdi insaf “dileniyor!”

Oysa hiç böyle bir adeti yoktu. Başbakana kızdığında Adnan Menderes'in akıbetini, darağacını falan hatırlatırdı.

N'oldu?!

Yine o vakitler “Meydanlara çıkıp bize sallayan ilk Başbakan da Recep Tayyip Erdoğan değil. Göreceksiniz, sonuncusu da olmayacak...” diye mahalle kabadayısı gibi tehditler savuran Mehmet Yakup Yılmaz'a ne oldu peki?

Ne olacak; “ironi”ye sığınmaya çalışarak kuyruğu dik tutmaya çalışıyor!

Gelgelelim “ironi” de kabul etmeyip kapısından sittir edince onu, ciğerinin lekesini koydu ortaya.

Hayır, “yasadışı vergi cezası” gibi garabet ötesi ifadesini kastetmiyorum.

Nihayetinde müktesebatıyla ilişkilendirilebilecek bir vahamet bu!

Cibilliyetini sergileyen lakırdıları kastediyorum.

Başbakanın konuşmalarında vehmettiği farklılıklardan hareketle, “Çifte kişilik sorunu değil…” şeklindeki ironi denemesini mesela.

Mahut cümle aynı anda iki gazeteye birden genel yayın yönetmenliği yaptığı dönemi akla getiriyor.

Bu gazetelerden birinde “demokrat”, diğerinde “militarist” bir çizgi tutturmaya çalışmıştı hani.

Bu, “Fikir fahişeliği sorunu değildi…” tabii.

Sadece çok özel bir yetenekti, hepsi bu!

YENİŞAFAK GAZETESİ


Hürriyet&Zaman İmamı Gördü
12 Mayıs 2009 12:13

Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi, Zaman Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'ya "imam" diye ağır biçimde yüklendi; Dumanlı da cevap verdi, ortaya sert polemik çıktı.

Zaman gazetesi ile Hürriyet gazetesi arasında akreditasyon kavgası patlak verdi. Hürriyet Başyazarı ve Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, bugünkü köşe yazısında Cihan Haber Ajansı muhabiri Lütfi Aykurt'un komutan tarafından dağ başında bırakılmasını kınamadığı için kendisini eleştiren Ekrem Dumanlı'ya tepki gösterdi.

Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı da bugün zaman.com.tr'den Ekşi'ye cevap verdi.

İŞTE EKREM DUMANLI'NIN ZAMAN.COM.TR'DEN OKTAY EKŞİ'YE VERDİĞİ CEVAP...

Ekrem Dumanlı: Bu size yakışmadı Oktay bey

Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi'nin yazısını okurken hayretler içinde kaldım. Ortada cevap bekleyen somut gerçekler varken meseleyi kişiselleştirmek olsa olsa çaresizliğin sonucudur. 35 yıldır Başyazarlık, 20 yıldır da Basın Konseyi Başkanlığı yapan Oktay Ekşi maalesef meseleleri doğru aktaramıyor, doğru analiz yapamıyor.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatı sırasında Cihan muhabirinin dağ başında bırakılmasını hala kınayamıyor mesela. Oysa konu çok basit. Gazeteciler Cemiyeti Cihan muhabirine karşı yapılan haksızlığın kabul edilemez olduğunu ilan etti. Basın Konseyi'nden tık yok. Hürriyet yazarı Ferai Tınç'ın üyesi bulunduğu Uluslararası Basın Enstitüsü de (IPI International Press Institute) olayı kınadı ve yapılanın tipik bir ayrımcılık olduğunu açıkladı. Anadolu'da örgütlenen bütün meslek kuruluşları dağ başında yapılan akreditasyonun yanlış olduğunu beyan etti.

Bir tek Basın Konseyi susmayı tercih etti. Biz de bunu soruyoruz. Oktay Bey buna öfkeleniyor, veryansın ediyor; üstelik akla hayale gelmedik mazeretlere sığınarak.

Mesela Sayın Ekşi diyor ki "Niçin siz bu olayı geç yazdınız?" Bunun cevabını verdik ama Oktay Bey okumuyor. Biz de olayı Abdülhamit Bilici kaleme alınca öğrendik. "Konu eğer önemli olsaydı CHA Genel Müdürü Abdülhamit Bilici bunu kamuoyuna duyurmak için 15 gün beklemezdi." diyor. Onun da cevabı verildi ama Basın Konseyi Başkanı onu da okumamış. Bilici, Muhsin Bey'in vefatı sırasında toplumdaki duyarlılığın artışını düşünerek olayı kamuoyuna arz etmiyor ve meseleyi Türk Silahlı Kuvvetleri'ne mal etme yerine bireysel bir hata olarak görüyor. Takdire şayan duyarlı bir yaklaşım. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ basın toplantısında demokrasi üzerine vurgu yapınca Bilici haksız akreditasyon uygulamasını gündeme getirerek Cihan muhabirinin başına gelenleri yazıyor. Bu süreci herkes biliyor ama Oktay Bey bilmiyor; çünkü sabredip okumuyor. O kadar okumuyor ki benim "Yüzünüz Kızardı mı?" yazımı bile akreditasyon konusuyla ilgili sanıyor ve bunu cevabına vesile kılıyor. İyi de o yazının dağ başındaki akreditasyonla hiç mi hiç ilgisi yok. Sadece başlık okunarak yazı yazılır mı?

Daha acı olan gerçek şu: Biz diyoruz ki Cihan muhabirinin başına gelen olayı Doğan Grubu gazeteleri niçin tek bir satırla yazmadı. Bu noktada Sayın Ekşi Konsey başkanlığı şapkasını bir kenara bırakıp başyazar olarak bu konuya da giriyor. Ama makul bir şey diyemiyor. Asabı bozuk bir yazıyla nezaket sınırlarını zorluyor. Oysa soru basit "Oktay Ağabey, bu olayın haber değeri yok mu ki tek bir satırla gazetede bahsedilmedi? Şöyle de sorabiliriz: "Başbakanlık birkaç muhabire yalan haber yazıyor diye akreditasyon yenilemeyince kıyameti koparıyorsunuz da Cihan muhabirine haksız muamele edince niçin sus pus oluyorsunuz."

Neymiş? Oktay Bey hava durumunun 13 derece olduğunu öğrenmiş. Kimden Orgeneral Başbuğ'un açıklamalarından. Yılların gazetecisi meteorolojinin raporuna baksaydı Sayın Başbuğ'a da yanlış bilgi verildiğini görürdü. Meteoroloji resmi raporuna göre olay yerinde hava sıcaklığı -5 ile -8 arası. Başbuğ'a bilgi verenler olay mahalli olan dağ yerine Göksun ilçesindeki hava durumunu (+13) iletip yanıltıyorlar. Araştırmacı gazetecilik unutulunca ortaya on sekiz derecelik bir yanlış çıkıyor.

Kaldı ki on üç derece olsa ne olur eksi beş derece olsa ne olur! Yanlış yanlıştır. Oktay Bey beni hayretlere düşürecek şekilde yanlış yapılmadığını savunuyor. Sözün bittiği yer işte burasıdır. Olay aynen şöyle: Askeri helikopter olay yerinden uzaklaşırken askerler Cihan muhabirine "Sen de gel. Burada donarsın" diyor. Muhabirin "Beni de alın" talebi yok zaten. Ancak davet üzerine helikoptere binecekken bir Kurmay Albay "Sen hangi televizyonda çalışıyorsun?" diye soruyor. Muhabir de "Cihan" diyor. "İn o zaman, sivilleri götürmüyoruz, seni götüremeyiz" cevabını veriyor. Bu manzarayı basın konseyi başkanı içine sindirebiliyor. Konseyin tükeniş hikâyesidir bu. Çünkü Oktay Bey burada akreditasyon uygulanmadığını savunuyor, "Askeri helikopterle gelmemiş ki onunla dönsün" gibi laflar ediyor.

Ah Oktay Bey ah! İnsan bir öfke uğruna bu hallere düşer mi? Neymiş bana bir mektup yazmış da... Açıklama dediği beş sayfalık uzun hem de çok uzun bir mektup. Tamamını basmaya kalksanız bir tam gazete sayfası tutar. Ben de bir mektupla cevap vereyim bari diye düşünürken beni "Medya İmamı" ilan eden bir yazı yazdı Oktay bey. Hiç ama hiç yakıştıramadım. Tabii ki farklı düşünebiliriz. Tabii ki birbirimize kızabiliriz. Ama bu durum birbirimizi yaftalayarak nezaket kurallarını çiğnememizi gerektirmiyor. Ben de saygı sınırlarını aşıp Sayın Ekşi'ye aşağılayıcı bir sıfat bulup alnına yapıştıramaz mıyım? Bal gibi de yaparım ama bana yakışmaz; tıpkı şahsi ilişkilerinde babacan ve beyefendi diye bilinen Oktay Ekşi'ye bugün yazdığı yazının yakışmadığı gibi.

İŞTE OKTAY EKŞİ'NİN BUGÜNKÜ KÖŞE YAZISI...

Medya imamlığı


SANMAYIN ki âleme en çok medya akıl verir. Bir de “medyaya akıl verenler” kesimi vardır ki, kılıçları pek keskindir. Keskindir ama verdikleri akla en az kendileri itibar eder. Bab-ı Âli İmamlığı’dır bu... Şimdiki imam da Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’dır.

İsterseniz neden öyle dediğimizin hikáyesine gelelim:

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un 14 Nisan 2009 günü Harp Akademileri’nde yaptığı 2.5 saatlik sunumu anımsarsınız. Ertesi gün yani 15 Nisan’da Zaman yazarı ve Cihan Haber Ajansı (CHA) Genel Müdürü Abdülhamit Bilici, "Dağda kalsam beni kurtarır mısın Paşam?" başlıklı yazısında bir olayı anlattı. Meğer CHA muhabiri Lütfi Aykurt, haber yapmak için Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düştüğü yere gitmiş. İşini tamamlayıp döneceği sırada, oraya gelen askeri helikopterde Doğan Haber Ajansı (DHA) muhabirinin de bulunduğunu görmüş. Dönüşünde kendisini de helikoptere almalarını istemiş. Helikopterdeki yetkili (muhtemelen astsubay) "DHA muhabirinin izin alarak kendileriyle geldiğini" bildirdikten sonra CHA muhabirine, "Hangi kanaldan olduğunu" sormuş. "CHA"yı öğrenince Lütfi Aykurt’a, "Nasıl geldiysen öyle inersin" demiş.

Bilici yazısında ayrıca, arkadaşlarının "dağ başında bırakıldığını" söyledikten sonra konuya, "Kişisel bir hatadır, Mehmetçik bunu yapmaz" diye baktıklarını ve "sansasyon konusu yapmamaya" özen gösterdiklerini belirtiyordu.

Ama daha sonra kararlarını değiştirmiş olmalılar ki 16 veya 17 Nisan günü Zaman Gazetesi’nden bir gazeteci, Basın Konseyi’nin olay nedeniyle bir protesto metni yayımlamasını istedi.

Ancak Konsey konuyu araştırınca, "CHA muhabirine verilen yanıtın kaba olduğu ancak olayın bir protesto mesajı yayımlamayı gerektirmediği" sonucuna vardı. Nitekim CHA muhabirine verilen yanıt, Ekrem Dumanlı tarafından 24 Nisan günü haftalık "Vaaz" sütununda dile getirilince kendisine e-mail’le bilgi verildi.

Bunun üzerine Lütfi Aykurt’un "eksi 15 derece soğukta dağ başında bırakıldığı" yalanı uyduruldu. Oysa o gün oradaki hava sıcaklığının artı 13 santigrat olduğunu İlker Başbuğ 29 Nisan tarihli basın toplantısında açıkladı.

Olayın adı "ölümcül akreditasyon uygulaması" oldu. Başta Zaman Gazetesi ve ona "bağlı kuruluşlar ve kişiler" eliyle bir kampanya başlatıldı. "Kişisel bir hatadır, Mehmetçik bunu yapmaz"ın yerini "Genelkurmay bunu hep yapar, Basın Konseyi de onun dümen suyundan çıkmaz" kampanyası aldı. Nitekim Ekrem Dumanlı 4 Mayıs tarihli "Medya Vaazları" sütununda -kendisinin de Yüksek Kurul üyesi olduğu- Basın Konseyi’nin "meslek kuruluşu sayılıp sayılmayacağından duyduğu şüpheyi" dile getirdi.

En güzeli de 4 Mayıs günü Dumanlı’nın, "Bir önemli ayrıntıyı daha buraya yazmak boynumuzun borcu. Dağdaki akreditasyon haberlerini başta Doğan Grubu olmak üzere bazı medya grupları neredeyse görmedi. İşte bunu anlamak çok zor. (...)" demesiydi.

Oysa CHA Muhabiri Lütfi Aykurt’un yaşadığı olaya ilgi duymayan ne "bazı medya grupları" ne de "Doğan Medya Grubu" idi. Asıl ilgisiz ve duyarsız kalan Ekrem Dumanlı ve onun başında bulunduğu Zaman Gazetesi’ydi. Nitekim Lütfi Aykurt’un helikoptere alınmadığı tarih 31 Mart veya 1 Nisan tarihiydi.

Konu eğer önemli olsaydı CHA Genel Müdürü Abdülhamit Bilici bunu kamuoyuna duyurmak için 15 gün beklemezdi.

Sayalım ki olayı Ekrem Dumanlı zamanında duydu. O zaman sormaya değmez mi?

Ekrem Dumanlı biri 6, diğeri 13 Nisan tarihli olmak üzere 24 Nisan’a kadar iki "medya vaazı" daha yayımladı. Ama onlarda da tek kelimeyle olsun bu olaydan yani "ölümcül akreditasyon mağduru Lütfi Aykurt’un dondurucu soğukta ölüme terk edilmesinden" söz etmedi.

En güzeli de bütün bunları açıklayan bir mektup kendisine 5 Mayıs günü gönderildiği halde, kamuoyuna duyurmadığı gibi başka gazetelere ve gazetecilere "Yüzünüz kızardı mı?" diye sordu.

Kim kimi kandırıyor? Kim kime dürüst gazetecilik dersi veriyor?

Orada hiç ayna yok mu?

aktifhaber

Şamil Tayyar/Star
Utanmazca yönlendirme değilse neydi?

Dün baktım Hürriyet, arazisinde cephanelik çıkan İSTEK Vakfı’nın patronu Bedrettin Dalan’a güzellemeler yapmış. Efendim, Sabah, star, Yeni Şafak ve Taraf bu haberleri Dalan’la neden ilişkilendiriyormuş.

Saygın başyazarımız Oktay Ekşi, bu başlıklar için ‘Kirli gazetecilik’ diyor. Dalan’a kefil oluyor, bu silahların o arazide bulunmasının Dalan veya vakıfla bağlantılı görülemeyeceğini iddia ediyor.

Bir de soruyor: ‘Bu, kamuoyunu utanmazca yönlendirme değilse nedir?’

Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök de aynı konuya değinmiş. ‘Kesin bilgi mi kesin inanç mı?’ sorusuna cevap arıyor.

Diyor ki: ‘Sabah toplantısında arkadaşlara sordum. Bu mühimmatın oraya Dalan’ın gömdürdüğü konusunda kesin bir bilgi var mı? Arkadaşların elinde, o mühimmatın oraya Dalan veya İstek Vakfı’nın bir üyesi tarafından gömüldüğüne dair herhangi somut bir bilgi yoktu. Öyleyse kaynak ne? Polisten sızdırılan bilgiler. Söyleyen kim? Belli değil.’

Şu cümlesine özellikle takıldım: ‘Ben elbette Dalan’a kefil falan değilim, ama elimizdeki bilgiler net değil. Polisten sızdırılan haberlerle ne gazetecilik faciaları yaşandığını Ergenekon davası sürecinde epey gördük.’

Güzel...

Beyler, Hürriyet’in yakın tarihini yazan iki isim olarak siciliniz bir hayli bozuk, ne cüretle gazetecilik dersi veriyorsunuz?

Önce yıkanın, arının. Sonra bu kirli gazetecilik meselesini hep birlikte masaya yatıralım.

Hele Ekşi sen sus. Gazetecileri savcılara ihbar eden, iftira atan bir adamsın. ‘Kirli’ sözcüğünü hiç ağzına alma.

Ertuğrul Bey, Danıştay cinayetinden sonra yazdıklarını hatırlıyor musun? Hatırlayıp utanıyor musun?

Maziye bakalım

Tarih, 18 Mayıs 2006. Başlık şöyle: ‘Cumhuriyet’in 11 Eylül’ü.’

Okuyalım: ‘Bu yazıyı yazdığım sırada bu menfur cinayetin tüm gerçekleri aydınlanmış değildi. Önümüzdeki bilgiler bir fanatiğin türban kararını protesto için bu cinayeti işlediğini gösteriyordu. Ama hükümete yakın kaynaklar, bu işin altından ‘ulusalcı’ bir komplonun çıkabileceği yorumunu yapıyordu. Hatta katilin Sedat Peker ve Veli Küçük’le ilişkisinin bulunduğu istihbaratı veriliyordu. Ama bu fısıltılar asıl mesajını etkilemiyor.’

Yukarıda Dalan’la ilgili arkadaşlarınıza sormuşsunuz, o zaman da sordunuz mu: ‘Kesin bilgi var mı?’

Sormaya gerek yok, zaten ‘...tüm gerçekleri aydınlanmış değildi’ diyerek itiraf ediyorsunuz, karşı iddialar için yazıyı değiştirmeye değmeyecek ‘fısıltı’ tanımı yapıyorsunuz.

Zembereğiniz öyle boşalmıştı ki, din adına işlenmiş cinayetlere gönderme yapıp daha iddianame yazılmadan, daha dava bitmeden hüküm verdiniz: ‘Ve bu fanatizm çetelesinin son maddesi de dün yazıldı.’

Tepkiler oldu.

25 Mayıs 2006’da yine döşendiniz: ‘Bir ülkede, anayasal düzenin en kritik kurumlarından biri basılır ve dini konuda karar vermiş bir dairenin üyeleri toptan öldürülmeye kalkışılırsa, bu tarihi önemde bir olaydır. O nedenle ben buna ‘Cumhuriyet’in 11 Eylül’ü olarak bakmaya devam edeceğim.’

Peki siz, birinci gün, birinci hafta böyle bir hükmü verirken, hangi gerçekçi bilgilere dayandınız?

Manşetinizi hatırlayın: ‘Kaşıya kaşıya’

Radikal’in manşetini hatırlıyor musun: ‘Yargıya Türk-İslam Sentezci Saldırı.’

Hele diğer yazarlarınızdan alıntılara başlarsam, tümden çuvallarsınız.

Danıştay utancı

Üstelik o tarihe kadar ‘din’ bağlantısı kurulabilecek fikri yapıda tek şüpheli yoktu. Fail Alpaslan Arslan ulusalcılarla haşır neşir bir isimdi. Osman Yıldırım çek senet tahsilatçısı, eski katildi. Tekin İrşi, Bostancı’da barmen olarak çalışan, tanıklara göre bali bağımlısı ve kendini solcu olarak tarif eden biriydi. Erhan Timuroğlu, alkol bağımlısıydı. Sinan Berberoğlu, sahtecilik suçundan aranıyordu.

Sözüm ona bu ekibe ‘dini’ motif kazandıran Salih Kunter ve avukat Süleyman Esen’in isimlerini, Alpaslan Arslan 40 gün sonra açıkladı. O yazıyı kaleme aldığınızda bu isimler henüz ortada yoktu.

Ama Milliyet’ten Melih Aşık ve Ergenekon sanığı Emin Gürses biliyor gibiydi! Gürses, cinayetten sonraki ilk hafta çıktığı bir TV kanalında, bu ekibin arkasından bir şeyhin olduğunu söyledi, Aşık da bu iddiaya balıklama atlayıp köşesine taşıdı.

Melih kardeşin, ‘bu bilginin kaynağı nedir?’ diye sormadı.

Sonra ne oldu?

Danıştay davasını karara bağlayan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘ekibin başı şeyh’ diye lanse edilen Salih Kunter’in beraatine karar verdi. Yani, daha dosya Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne gitmeden mahkeme Kunter’i suçsuz buldu. Süleyman Esen ise sadece Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan bombaları temin ettiği iddiasıyla 10 yıla mahkum edildi.

Danıştay cinayetinden sorumlu tutulmadı.

Nihai olarak Yargıtay, davayı bozdu ve Ergenekon’la irtibatına bakılmasını istedi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise bu bozma kararına uydu.

Ertuğrul Bey, şimdi size sorma zamanı değil mi: ‘Elinizde hangi kesin bilgi vardı da Danıştay cinayetinde birinci gün bu hükmü verdiniz?’

Oktay Bey’e de yukarıdaki cümlesini hatırlatıp sormak gerekmez mi: ‘Bu yaptıklarınız utanmazca yönlendirme değilse neydi?’

01 Ocak 2010 15:03
Ekşi Köyüne Dönecek Mi?

'Ertuğrul Özkök giderse burada bir gün bile burada durmam' diyen Oktay Ekşi, bu iddialı çıkışı hiç yapmamış gibi davranıyor. Bakın 7 Eylül'de ne demişti..Haberi Paylaş : Google Yahoo Facebook Digg Del.icio.us Reddit İlişkili HaberlerTüm HaberlerHürriyet&Zaman İmamı GördüOktay Ekşi Ezber Bozdu'Şey'in Başkanı Oktay Ekşi!Ekşi'nin Eşi 'MİSYONER' ÇıktıAdanalı Ortalığı Birbirine Kattı


7 Eylül 2009'da Akşam gazetesinden Nagehan Alçı'ya verdiği röportajda 'Özkök giderse ben de durmam' diyen Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi, bu sözleri hiç dememiş gibi davranıyor. Bakalım Ekşi, iddialı çıkışının arkasında durup köyde yaptığı eve taşınacak mı?

EKŞİ BÖYLE İDDİALI KONUŞMUŞTU

İşte 7 Eylül'de Akşam'da yayınlanan o röportajın ilgili bölümü...

Ertuğrul Özkök'ün yayın yönetmenliğinden ayrılacağı rivayetine kulak asar mısınız?

O dediğiniz olduğu zaman burada ben olmam. Çünkü temel değerler gitmiş olur. İnşallah olmaz.

'Burada kalmam' demek gazeteciliğe nokta koymak mı?

Evet, öyle olur. Başka şey düşünmem. Buradan ayrılacak olsam ne yaparım biliyor musunuz? Köyde ev yaptırdım. Mesudiye'nin Aşağı Gökcek köyünde. Oraya bütün yazı yaşamımın koleksiyonları ciltler halinde gitti. Harç bitti, yapı paydos derlerse orada dünyam var. Tabii sağlık da varsa...
aktifhaber

16 OCAK 2010
Oktay Ekşi'nin yeğeni vuruldu

Bacaklarına 5 kurşun sıktılar!

Kalamış Marina'da arkadaşlarıyla yemek yiyen Cihan Ekşi, daha sonra otomobiline binmek için otoparka doğru giderken kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin silahlı saldırısına uğradı.

Bacaklarına 5 kurşun isabet eden Ekşi, arkadaşları tarafından Bağdat Caddesi'ndeki Florance Nightingale Hastanesine götürülerek tedavi altına alındı. Eşkali belirlenen saldırgan ise olay yerinden kaçtı.
Akşam

06 Mart 2010
Oktay Ekşi Nerenin Yazarı?
Oktay Ekşi Hürriyet'in değil de sanki İsrailli bir gazetenin baş yazarı gibi esti gürledi..



Ermeni Sokırımı iddialarının, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde onaylanmasını değerlendiren Hürriyet gazetesi baş yazarı Oktay Ekşi, "Davos'un fatursını ödedik" dedi.

Bu yorumunu, Dış İlişkiler Komitesi’nin Yahudi kökenli Başkanı Howard Berman’ın tasarının onaylanması için gösterdiği gayrete bağlayan Ekşi, Erdoğan'ın geçen yıl yapılan Davos zirvesine İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e gösterdiği tepki ve toplantıyı terk etmesini de bunun sonucu olduğunu söyledi.

"Geçen yılki meşhur “Davos” zaferimiz(!) vardı ya..." ifadeleriyle, Erdoğan'ın tüm dünyada günlerce konuşulan ve özellikle Orta Doğu ülkelerinde takdirle karşılanan çıkışını alaya alan Ekşi'nin yorumu şöyle:

"Geçen yılki meşhur “Davos” zaferimiz(!) vardı ya... Hani Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı’na yedi cihanın gözü önünde, “Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz!” diyerek terk ettiği Dünya Ekonomik Forumu toplantısı... İşte o skandalın bedelini ödedik."

Hürriyet'te 'Ekşi' Dönem Bitti...
31 Ekim 2010
Hürriyet tarihinde bir ilk yaşandı. Başbakan Erdoğan, "Analarını da satarlar" diyen Oktay Ekşi'ye sert tepki gösterince, Ekşi özür diledi ve istifa etti...
Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi, AK Parti hükümetine yönelik "Analarını da satarlar" ifadelerini kullandığı skandal yazının ardından istifa etti. Ekşi, 28 Ekim tarihli Hürriyet'in taşra baskılarında yer alan ifadeleri nedeniyle Başbakan Erdoğan'ın tepkisini çekmişti. Erdoğan, Çankaya'daki resepsiyonda "Eğer gazetecilik buysa ben bu zihniyetle mücadele etmem, savaşırım. Gereğini yapacağız zaten, göreceksiniz" şeklinde meydan okumuştu. Erdoğan'ın sert çıkışının ardından özür yazısı kaleme alan Oktay Ekşi'ye tepkiler dinmedi. Akşam saatlerinde Oktay Ekşi'nin istifa ettiği açıklandı. Ancak Doğan Grubu'na yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Oktay Ekşi istifa etmedi, Doğan Grubu üst düzey yöneticileri tarafından istifası istendi.


Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi'nin hidroelektrik santrallerle ilgili yazdığı yazıda kullandığı ifadelere Başbakan Erdoğan sert tepki gösterdi.

Köşk'teki resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, "Oktay Ekşi'nin bugünkü yazısını okudunuz mu?" diye sorduktan sonra "Eğer gazetecilik buysa ben bu zihniyetle mücadele etmem, savaşırım. Gereğini yapacağız zaten, göreceksiniz. Benim ve bakan arkadaşlarımızın yazıda isimlerimizi kullanarak 'Bunlar afedersiniz anasını bile satan zihniyet' ifadesini kullandı." HES'le ilgili yazıların taraflı yazıldığını söyleyen Erdoğan, "Orayı görse böyle yazmazdı. Gördüğüne de inanmıyorum zaten" dedi.

OKTAY EKŞİ'NİN O YAZISI
Başbakan'ın sert tepkisine maruz kalan yazı şöyle:

"Geçenlerde bir tepkimizi dile getirirken Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu'nun 'neyin bakanı?' olduğunu sormuştuk. Meğer bu laf tam yerine oturuyormuş. Onu da Çevre Bakanı'nın, 'cennet' güzelliğindeki İkizdere Vadisi'nde 22 adet hidroelektrik baraj yapılmasını engelleyen SİT kararına gösterdiği tepkiyle anladık.

Konunun bir 'hukuki' tarafı da var ama, ona gelmeden değinelim:

Veysel Eroğlu'nun aslında Çevre Bakanı anlayışıyla değil 'Çevre Düşmanlığı Bakanı' gibi görev yaptığını gösteren son haberi, arkadaşımız Nuray Babacan dün bildirdi:

İkizdere Vadisi'nde Hidroeldektrik Santrallar (HES) kurmak için baraj inşa edilmesine biliyorsunuz önce yöredeki bilinçli insanlar karşı çıktı.

Çünkü her barajın yöredeki tabiatı mahvedeceği aşikârdı. İkizdereliler belki de Veysel Eroğlu'nun sıfatına bakıp kendilerini destekleyeceğini sanmışlardı.
Oysa Eroğlu kendisini hâlâ Devlet Su İşleri Genel Müdürü koltuğunda oturuyor sandığı için tam tersini yaptı:

Tam bir çevre düşmanı gibi HES yapımında ısrar etti. Ama Trabzon'daki Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu geçen gün İkizdere Vadisi'ni “sit alanı” ilan edip de baraj yapımını durdurunca aynen Başbakan Tayyip Erdoğan gibi o da küplere bindi.

'HES'lere karşı çıkanlar Avrupa'dan finanse ediliyor' diyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız gibi (3 Eylül 2010 gazeteler) o da tuttu, 'ülkesini seven, enerjide dışa bağımlılığın azalmasını isteyen vatansever çevrecilerin de olduğunu' söyleyerek kendisini eleştirenlerin hareketini 'vatan hainliği' ile açıkladı.

Meğer o da yetmemişmiş.

Nuray Babacan'ın haberi işte onu ortaya koyuyor. Çünkü haberde 'İkizdere Vadisi'nin 'SİT alanı' olduğuna karar veren Kurulun elindeki yetkinin oradan alınıp Çevre Bakanlığı'na verilmesini öngören bir yasal değişikliğin Meclis'e sunulduğu bildiriliyor.

Şimdi görürsünüz Türkiye'nin güzelliklerinin ırzına nasıl geçildiğini...

Yukarıda Veysel Eroğlu'nun sıfatı ile yaptığının birbirine zıt olduğundan söz etmiştik. Bunun 'hukuki' zeminini de söyleyelim:

Biliyorsunuz devletin her kurumunun varlığı, onunla ilgili yasa hükmüne dayanır. Açın Çevre ve Orman Bakanlığı'nın kuruluş yasasını okuyun. Burada Çevre ve Orman Bakanlığı'nın, 'baraj' yapmasına izin veren tek kelimelik bir hüküm yok.

Tam tersine yasa, Çevre Bakanı'na, bu sıfatıyla ilgili tam 13 adet görev vermiş. Onlardan biri olarak da 'Çevreye olumsuz etkileri olan her türlü faaliyeti ülke bütününde izlemesini ve denetlemesini' emretmiş.

Ama anlaşılan bir kararla Devlet Su İşleri'ni Çevre Bakanı'na bağlamışlar yani 'kümesi tilkiye teslim edip' meseleyi çözmüşler.

Biliyorsunuz 'ileri demokrasi' ve yeni 'hukuk devleti' anlayışıyla yönetiliyoruz ya...

Bu anlayış, Anadolu'daki 2000'den fazla akarsuyu, o yörenin tabiatına ne zarar vereceğini hesaba katmadan tuttu 'Baraj yapıp elektrik üreteceğim, bunu da devlete satacağım' diyen şirketlere 49 yıl için peşkeş çekti.

Şimdi, her şeyi satan işte o zihniyetin marifetlerini görüyoruz."

TAŞRA BASKISINDA SKANDAL
Hürriyet'in internet sitesinde "Şimdi, her şeyi satan işte o zihniyetin marifetlerini görüyoruz" cümlesiyle biten yazının taşra baskısında "Bu zihniyet analarını da satar" şeklinde yer aldığı, bu ifadelerin daha sonra şehir baskısından çıkartıldığı öğrenildi.

Bütün bu gelişmeler ve Başbakan'ın sert tepkisi üzerine Oktay Ekşi, bugünkü yazısında özür dilemek zorunda kaldı. 'Ayarı kaçırmışız' diyen Ekşi özür yazısında şunları söyledi:

"MAKSADIMI AŞMIŞIM!"
Okuyucudan tepki gelmese belki unutup gidecektik. Ama “Bu düpedüz hakaret anlamına geliyor” türü uyarılar üzerine dönüp bakınca, itiraf edelim, “Lafın hem ayarını kaçırmışız, hem de seviyesini çok düşürmüşüz” diye çok rahatsız olduk. Önce kimi rencide etmişsek tüm içtenliğimizle özür diliyoruz.

Gelelim şimdi hikâyenin kendisine:
Bize yani Hürriyet’in köşe yazarlarına kendi yazılarını, “eğer ifade düşüklüğü, bilgi yanlışı, eksik anlatım gibi bir kusur varsa düzeltmesi için” bir fırsat verilir yani ya evine gazetenin erken baskıları gönderilir veya yazısı fakslanır.
Bu profesyonel mükemmeliyetçiliğin gereğidir ve yıllardır yapılır.
Biz yazarlar -en azından ben öyleyimdir- geç vakit de olsa, o metni bir kere daha gözden geçiririz. Zaman olur yazıya ilave yaparız. Zaman olur yazının bütününü değiştiririz. Zaman olur içindeki bir ifadeyi yeterince açık yahut çarpıcı bulmaz, onun yerine başka bir cümle yazarız.
Şimdi bu yazıyı yazmamıza sebep olan makalenin başından aynen öyle bir şey geçti.
Geçen gece, yani 27 Ekim günü saat 23.30 sularıydı. “Okuyucunun önüne çıkacak metinde hata olmasın” diye, eve fakslanmış yazıyı gözden geçirdim. Gerçekten metinde ufak tefek hatalar vardı. Onları düzelttim.
Yazı, Rize’nin İkizdere vadisinde 22 adet Hidroelektrik Santral yapılmasını engelleyen Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararına destek veriyor ve “Elektrik üretimi için ülkedeki tüm akarsuların kullanma hakkının 49 yıllığına özel şirketlere verilmesini” bir “peşkeş çekme” olarak nitelendiriyordu.
Konuşmacılar gibi yazarlar da son cümlenin “vurucu” olmasını isterler. Çünkü dinlediğiniz konuşmanın yahut okuduğunuz yazının deyim yerindeyse tadı o son cümlededir.
Ben de, akarsuların kullanma hakkının 49 yıllığına verilmesiyle ilgili hususu, “Şimdi, her şeyi satan işte o zihniyetin marifetini görüyoruz” diyerek ifade etmiştim.
Aklıma bir önceki Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın meşhur “Babalar gibi satacağız” sözü geldi. Ondan esinlenerek “her şeyi satan zihniyet” ifadesini değiştirip “analarını bile satan” yaptım ve o metni gazeteye faksladım.
Bu değişiklik sadece saat 24’ten sonra basılan gazetelere yani şehir içlerinde dağıtılan Hürriyet’lere girdi.
Ertesi sabah gazetede kendi yaptığım değişikliği görünce “Galiba kantarın topunuzu kaçırmışız” dedim ama iş işten geçmişti.
Gerçekten ifade hem “maksadımı” aşmıştı, hem de bu sütunu izleyenlerin yadırgayacağı kadar ağır kaçmıştı.
Nitekim okuyucu hiçbir faturayı ödetmeden bırakmaz:
Protestolar yağınca, başa döndük ve “vurucu ifade” şehvetine kapılıp birilerini -özellikle siyasi iktidarı- rencide ettiğimizi gördük.
Konuyu bir de gazetede kendi aramızda tarttık. Sonunda “hatayı kabul etmenin de bir görev ve bir borç olduğu” gerçeğini dikkate alıp “üzdüklerimizden özür dilediğimizi” tüm içtenliğimizle duyurmaya karar verdik.

AK PARTİ'DEN TEPKİ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Hürriyet Gazetesi başyazarı Oktay Ekşi'nin, İkizdere Vadisi'nde kurulması planlanan hidroelektrik santralları (HES) ve Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Korumu Kurulu'nun konuyla ilgili kararından yola çıkarak önce Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'na bir yığın saldırıda bulunduğunu, ardından da tüm AK Parti camiasına, bir gazeteci yazarın değil, bir sokak adamının bile ağzına almayacağı hakarette bulunduğunu bildirdi.

aktifhaber

Aydın Doğan Oktay Ekşi için Ne Dedi?
Açık İstihbarat
31.10.2010

Artık bir davanın ismi olmaktan çıkıp , bir sürecin ismine dönüşen "Ergenekon" aynı zamanda yarattığı , öğüttüğü ve hatta öldürdüğü karakterlerle bir Dostoyevski romanını andırmaya başladı.

İnsanlar karakterlerinin gölgesi altında çok ağır sınavlar veriyorlar. Bu sınav geçmişlerinden taşıdığı yük ağırlaştıkça daha da bir zor oluyor.

Süreç en son Oktay Ekşi'yi harcadı.

78 yaşında, dünyalığını çoktan yapmış, toplumsal statüsü itibarı ile kaybedecek çok da fazla şeyi olmaması gereken bir adamın dilinin ölçüsünü tutturamamasını Başbakana bir özür ve gerekirse açılacak hakaret davasında bir mahkumiyetle ödemesini beklerdik.

Fakat aynı Oktay Ekşi'nin; bu Millet'e "ananı da al git" , bu Millet'in anasını belleyene ise "Sayın" diyecek kadar kendi dilinin ölçüsünü kaçırmış Tayyip Erdoğan'ın savurduğu tehdide karşı dik durması gerekiyordu.

"Ergenekon" sürecinde "Sarı Öküz"leri feda etme dönemini çoktan geçtik. "Sarı Öküz"'ü feda ederek sürüyü ve kendilerini kurtarabileceklerini zannedenler bu sorunun sarı olmak değil öküz olmak olduğunu geç anladılar. "Sarı öküzleri" feda edenlerin diline pelesenk olan bir satış bahanesi vardı her zaman:

"Ee canım, o da çok sert yazıyordu/çok asiydi/çok göze batıyordu"

Oktay Ekşi'de zamanında kendi "sarı öküz"ünü savunmazken aynı bahaneyi kullanmıştı. Oktay Ekşi'nin zamanında sahip çıkmadığı "sarı öküz" kimdi sizce?

"Ergenekon" sürecinde gazeteci Vedat Yenerer tutuklandığında, başlarında merhum gazeteci Kemal Çapraz'ın bulunduğu bir grup gazeteci Oktay Ekşi'yi ziyarete gitti.

Bu gazeteciler Oktay Ekşi'ye Vedat Yenerer'in yılların gazetecisi olduğunu ve en azından bir açıklama ile sahip çıkılması gerektiğini belirttiler.

Oktay Ekşi'nin cevabı ne oldu:

"O da çok ağır yazıyordu, televizyon programlarında da ağır konuşuyor"

Gazeteci Vedat Yenerer tutuklandığında sahip çıkmayan Oktay Ekşi, yaklaşık 2.5 sene sonra,
Başbakan'ı "anasını satan zihniyetle" özdeşleştiren yazısı sonrası istifa etmek zorunda kaldı. Internetajans'tan Zahide Uçar'ın zamanında aktardığı bu anektodu güncelliğine binaen yeniden gündeme getirmek bize düştü.

Yıllarını verdiği gazetesi , istifa haberini sanki gazetenin ulaştırma şefi istifa etmiş havasında duyurdu. Oktay Ekşi'ye gram sahip çıkmadı.

Hürriyet o kadar sahip çıkmadı ki , Oktay Ekşi ile ilgili haberini okuyucu yorumlarına bile kapattı; okuyucu yorumları üzerinden bile 34 yıllık başyazarına sahip çıkmadı.

Birileri Oktay Ekşi için Aydın Doğan'a gittiğinde, Aydın Doğan'da Oktay Ekşi için...

"Canım o da çok ağır yazıyordu"

dedi mi sizce?

Sizce Oktay Ekşi, zamanında Vedat Yenerer'e tek satır sahip çıkmazken ettiği bu lafı kendisi için haketti mi?

"Sarı Öküz" feda ederek kurtulabileceklerini zanneden komutanların, patronların, yazarların, siyasilerin bu hikayeden çıkarabilecekleri çok ders var.

Türkiye bataklık kıvamında insan öğütürken çamurundan insan müsveddesi yaratmaya devam ediyor.

Açık İstihbarat
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇÖPLÜK Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com